07.02.2015 Views

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Evet, varlık evi yıkılınca gerçek varlığa ulaşılmış<br />

olur. Aslolan gerçek varlıktır; Mutlak Varlık’ın<br />

ateşinde eriyince aşk makamı elde edilmiş olur. Bu<br />

makamda <strong>Yunus</strong>’un tabiriyle:<br />

Âşık ma’şuk birdir bile<br />

Peki, bu makama nasıl ulaşılır Bunun bir mektebi,<br />

bir kitabı var mıdır Cevabı <strong>Yunus</strong>’tan dinleyelim:<br />

İlim hod göz hicabıdır dünya ahret hesabıdır<br />

Kitap hod aşk kitabıdır bu okunan varak nedir<br />

….<br />

Aşk ile çalındı kalem aşka esirdurur âlem<br />

Âşıklar arasında Cebrail dahi hicabdurur<br />

<strong>Yunus</strong>, ilim değil amel diyor; dünya ahret hesabı<br />

yapmak yerine varlık evini yıkmaktan bahsediyor.<br />

Vakıa filozof Hegel de farklı söylemiyor: “Meramın<br />

hakikati ameldir, iştir.”<br />

Nihayet şunu da görmek lazım ki <strong>Yunus</strong>,<br />

ma’şukuna kavuşmak için sadece varlık evini yıkmak,<br />

canını feda etmekle kalmıyor, bilakis bu uğurda<br />

her cefayı çekmeye ve bedeli ödemeye hazır olduğunu<br />

vurguluyor:<br />

Gözüm seni görmek için elim sana ermek için<br />

Bu gün canım yolda kodum yarın seni bulmak için<br />

Bu gün canım yolda koyam yarın ivazın veresin<br />

Arz eyleme uçmağını hiç arzum yok uçmak için<br />

Bana uçmak ne gerekmez hergiz gönlüm ona<br />

bakmaz<br />

İşbu benim zârılığım değildurur bir bağ için<br />

Uçmak uçmağım dediğin mü’minleri yeltediğin<br />

Vardır ola bir kaç hûri hevesim yok uçmak için<br />

Bunda dahi verdin bize ol hûriyi çift ü helâl<br />

Ondan dahi geçti arzum azmim sana kaçmak için<br />

Sufîlere ver sen onu bana seni gerek seni<br />

Hâşâ ben terk edem seni şol bir ala çardak için<br />

<strong>Yunus</strong> hasretdurur sana hasretini göster ona<br />

İşin zulüm değil ise dâd eylegil varmak için<br />

Deus caritas est –Tanrı aşktır<br />

Meister Eckhart başka bir zaviyeden bakar aşk<br />

bahsine. Şöyle ki o, evvela Allah’ın âşıkların gönül<br />

kapılarında beklediğini vurgular ve şöyle der: “Sırlar<br />

kitabında Tanrı’nın halka dediği yazılıdır: Kapıda<br />

duruyor ve kapıyı çalıp bekliyorum…(Vahiy. Juh. 3,<br />

20). Onu burada yahut şurada aramana gerek yok;<br />

O, kalbin kapısından uzakta değildir. Burada durur,<br />

sabır ve hasretle içeri alınmayı bekler. Uzaklardan<br />

O’nu çağırmana gerek yok; O, kapıyı açmanı senden<br />

daha sabırsız bekliyor; O, seni senin O’nu istediğinden<br />

daha acele istiyor. Senin kapıyı açman ve O’nun<br />

içeri girmesi sadece bir andan ibarettir.”<br />

Eckhart, Tanrı ile insan arasında bir aşk ilişkisi olduğunu<br />

vurguluyor. Ruh, ebedî Tanrı’nın hasretiyle<br />

yanıp tutuşmaktadır; O’na kavuşmak için şiddetli bir<br />

arzu duymaktadır. Öte yandan Tanrı da, yukarıdaki<br />

ifade edildiği üzere, ısrarla kalbin kapısında beklemekte<br />

ve kulunun gönül kapısını O’na açmasını istemektedir.<br />

Hatta Eckhart, Tanrı’nın bizim ona ihtiyaç<br />

duyduğumuzdan daha çok bize ihtiyaç duyduğunu<br />

söylemektedir. Bizim Mutlak Varlık’a ulaşmamız,<br />

tek taraflı bir gayretin neticesinde gerçekleşmez,<br />

bilakis karşılıklı bir mecburiyetin, daha makbul bir<br />

ifadeyle her iki tarafın birbirine duyduğu hasret ve<br />

şiddetli arzu neticesinde gerçekleşir. Hz. Mevlana,<br />

Mesnevi’de insanın Allah’a olan sonsuz hasretini ve<br />

Allah’ın kuluna duyduğu hüsn ü temayülü anlatmak<br />

üzere, “Sadece susayanlar suyu aramaz - Su da susuzları<br />

arar durur!” der.<br />

Meister Eckhart, kâinatı bir arada tutan sırrın aşk<br />

olduğuna inanır. İnsan ruhuna ilâhi hasretten öyle<br />

bir kıvılcım düşmüş ve onu tutuşturmuştur ki ruh<br />

Kaadir-i Mutlak’a ulaşıncaya kadar huzursuzdur,<br />

hasret ile yanıp kavrulmaktadır.<br />

Annesinin göğsünü arayan bir bebeğin huzursuzluğuyla<br />

dönüp dolanmaktadır dünyada. Eckhart’a<br />

göre ruhun kendi hakikatinden kaçması mümkün<br />

değildir; onun acılarını dindirecek yegâne şey, aslî<br />

vatanına, ilâhi kaynağına dönmesidir. Unio Mystica<br />

gerçekleşinceye kadar ruh, pervaneler misali maddenin<br />

karanlık dünyasında, koku ve renk dünyasında,<br />

yani ki zaman ve mekânda huzursuz bir arayış<br />

içerisindedir.<br />

Meister Eckhart, ruhun mukadderatının aşk olduğunu<br />

ve bundan kurtuluşun imkânsızlığını bir<br />

metafor yardımıyla vurgulamaya çalışır: “Yeryüzü<br />

gökten kaçamaz. İster yukarı ister aşağı gitsin, her<br />

halükârda gök yağmurlarını boşaltır ve onu mümbit<br />

hâle getirir; bu ona acı verse de onun için hoş olsa<br />

46<br />

haziran-temmuz-ağustos<br />

2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!