07.02.2015 Views

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sesini giydirir. İşte arşetipi, ezeli hakikati anlayan,<br />

anlatan ve kendi diliyle nakleden kişi olarak aldığımız<br />

zaman doğru bir tanımlama olur. Yani kim<br />

olduğundan ziyade ne söylediği önemlidir. <strong>Yunus</strong><br />

<strong>Emre</strong> kimdir Buna birçok cevap verilebilir. <strong>Yunus</strong><br />

emre, bizim kadim hakikati anlatan dilimizdir.<br />

İlk olması hasebiyle:<br />

<strong>Yunus</strong> durur bunu diyen<br />

Kendiligüdir söyleyen<br />

diyor bir yerde. <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> takipçilerinden olan<br />

Hz. Mısrî: (Niyazi-i Mısrî-17.yy.)<br />

Niyazi’nin dilinden<br />

<strong>Yunus</strong> durur söyleyen<br />

Herkese bir can gerek<br />

<strong>Yunus</strong> durur can bana<br />

diyor. Burada: “Benim dilimden <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong><br />

konuşuyor.” derken, <strong>Yunus</strong>’un kadim hakikati<br />

Türkçe ifşa eden kişi olduğunu belirtmek istiyor.<br />

Bu manada <strong>Yunus</strong>, vahyin kaynağından beslenmiştir.<br />

Bununla beraber biraz daha ileri seviye bir<br />

şey söyleyeyim: <strong>Yunus</strong>, Türkçemizin Cebrail’idir,<br />

vahiy dilimizdir. Türkçemizi vahiy dili hâline getiren<br />

kişidir. Arşetip kelimesini de bu manada kullanırsak<br />

daha doğru olur. <strong>Yunus</strong>’tan sonra gelen<br />

kişiler, mesela demin Niyazi-i Mısri’den bahsetmiştik,<br />

diyor ki:<br />

Bu Mısrî denen balçığı<br />

Her bir ayak basma gerek<br />

Yani ey kişi, eğer Mısrî olabilmek istiyorsan<br />

benim gibi bu Hak garibinin ayak bastığı her<br />

yere ayak basman icap etmektedir. “Ben”leşmek;<br />

“ben”deki “ben”e, ilahi “ben”e yani benliğe ulaşmak<br />

istiyorsan, benim geçtiğim merhalelerden<br />

geçmen gerek. Bu manada hakikat dilimiz olan,<br />

mana dilimiz olan, aşk dilimiz olan <strong>Yunus</strong>’un dilini<br />

devam ettiren, onun izine basmış olan her kişi,<br />

<strong>Yunus</strong>’un ağzından konuşmuştur. Yani Hazret-i<br />

<strong>Yunus</strong>, tabiri caizse “yamyamistan”da dünyaya<br />

gelmiş olsaydı, yamyam dilini hakikat dili hâline<br />

getirirdi. Örneğin, <strong>Yunus</strong>, Fransa’da, Paris’in göbeğinde<br />

doğmuş olsaydı, Fransızcayı da hakikat<br />

dili hâline getirirdi. Bu manada yüce Peygamberimiz<br />

ne yaptı Sokak Arapçasını, bedevi Arapçayı,<br />

medeni Arapçaya getirdi. Hatta Arapçayı da<br />

“Rab”ca hâline getirmiştir. İşte <strong>Yunus</strong>’u da bu manada<br />

değerlendirmemiz gerekmektedir.<br />

<strong>Yunus</strong> kimdir Sokak Türkçesini, kır Türkçesini,<br />

anamızın babamızın basitçe konuştuğu<br />

bir lisanı aldı ve “Râb”ca hâline getirdi. Ondan<br />

sonra gelenler ise -dikkat ediniz- “üstat malı” sattılar.<br />

Yani <strong>Yunus</strong>, tabiri caizse; sokaktan, evden,<br />

çarşıdan aldığı dili, kelimeleri, kavramları, öyle<br />

manalar yükleyerek devam ettirdi ki âdeta şaşırıyorsunuz.<br />

Yani her kelimeye yeni bir ruh, yeni bir<br />

mana verdi. Bu manada <strong>Yunus</strong>’un izinden giden<br />

ve sayısını bilemediğimiz <strong>Yunus</strong> gibi konuşan onlarca<br />

şair vardır. Mesela ben, bir antoloji çalışması<br />

yapmıştım, az önce arz ettiğim manada <strong>Yunus</strong>’un<br />

izinden giden 1241 şaire ulaştım ve orada bıraktım.<br />

Biraz daha yüklensek ve kütüphanelerimizi,<br />

arşivlerimizi daha bir detaylı tarasak bu sayının 3<br />

bine rahat ulaşacağını tahmin ediyorum. Yani 700<br />

senede <strong>Yunus</strong> gibi konuşan 3 bin civarında şair<br />

tespit edebileceğimizi tahmin ediyorum.<br />

Kim söylerse söylesin<br />

<strong>Yunus</strong> değil bunu diyen<br />

<strong>Yunus</strong>’tan kendisidir söyleyen<br />

diyor.<br />

Aziz Mahmut Hüdaî Hazretlerinin lisanıyla<br />

söyleyelim:<br />

Sen çıkarsan aradan<br />

Kalır seni Yaradan<br />

Sende Yaradan kaldıktan sonra, sen fena makamlarını<br />

veya başka ifadeyle tevhit makamlarını<br />

yaşarsan, sen Hakk’ın gören gözü, konuşan dili,<br />

yürüyen ayağı, duyan kulağı, azaları, uzvu olursun.<br />

Yani o senden tecelli ederse, sen ne söylersen<br />

söyle bu Cenab-ı Hakk’ın lisanıdır. Şimdi soru şu:<br />

Bu sözleri <strong>Yunus</strong> mu dedi yoksa bir başkası mı<br />

Kim derse desin bu, <strong>Yunus</strong>’un lisanıdır. Şimdi bir<br />

tek <strong>Yunus</strong> vardır ve bunun içinden binlerce <strong>Yunus</strong><br />

çıkarabilirsiniz. Peki, bunu nasıl ayıklayacağız<br />

Bunu ayıklayabilir miyiz Cevabını hemen<br />

vereyim: Ben Türkologum, ömrümün 27 senesi<br />

akademik çalışmalarla ve bu konularla geçti; ben<br />

ayıklayamadım. Usta malı satan âşıklar gibi daha<br />

15<br />

haziran-temmuz-ağustos<br />

2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!