07.02.2015 Views

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

Yunus Emre Özel Dosya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yatın içerisindedirler. Kimseye yük olmaz, geçimlerini<br />

çiftçilikle sağlarlar. Zaman zaman gezilere<br />

çıktıkları da bir gerçektir. Fakat buradaki amaç,<br />

niyet ve gezinin yapılış tarzı son derece farklıdır.<br />

Mesela; Bir tarikat mensubu, yolunun erkânı<br />

için önce bulunduğu yerdeki şeyhten ders almaya<br />

başlar. Sonra bu dersleri tamamlamak için başka<br />

yerlere yolculuğa çıkabilir. Bazen de bu geziler<br />

şeyhin emriyle gerçekleşir. Mesela mürit o çevrede<br />

bir günaha düşme tehlikesi içerisindedir. Yani<br />

nefsin ve kalbin bazı halleri için yolculuk zaruri<br />

hale gelebilir. Yine bu gezi, ilim ve irfan adamlarını<br />

ziyaret yahut ilim tahsili olabilir. İrşat da bir<br />

gezi amacıdır. Düşünmek ve ibret almak amaçlı<br />

geziler de vardır. Kâbe’yi ve Peygamberin kabrini<br />

ziyaret bir tekke mensubu için en önemli gezi sebebidir.<br />

Ayrıca bu gezilerin adapları da mevcuttur.<br />

Gidilen yer genellikle bir dergâh veya ilim meclisi<br />

olacağı için halka yük olma gibi bir durum da söz<br />

konusu olamaz.<br />

Yine tekke şairleri için yolculuğun bir başka<br />

şekli de manevi olanıdır ki onlar için söz konusu<br />

edilebilecek asıl yolculuk bu tür yolculuktur. Nasıl<br />

bedenle yapılan yolculuk bir yerden bir başka<br />

yere gitmek ise manevi yani kâlple olanı da bir<br />

âlemden başka bir âleme geçmek, bir sıfattan diğerine<br />

yükselmek şeklinde gerçekleşir. Bu, dünya<br />

sevgisinden ahiret sevgisine, ölüm korkusundan<br />

ölümsüzlük coşkusuna, geçici aşktan gerçek aşka,<br />

ikilikten birliğe, ilimden irfana, şeriattan tarikata,<br />

hakikatten marifete şeklinde kendisini gösterir.<br />

Öte yandan dünya onlar için gurbet, ahiret<br />

ise asıl vatandır. Dolayısıyla nefes alıp verdikleri<br />

sürece asıl vatanlarına kavuşmanın hasreti içinde<br />

yanıp tutuşurlar. Bu hal, onları kimi zaman ilden<br />

ile, kimi zaman dağdan dağa düşürür. Dolayısıyla<br />

şiirlerinde yol, yolculuk, hasret, gurbet... vazgeçilmez<br />

temalara dönüşür.<br />

<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’nin gezileri<br />

<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> de bir tekke şairi olarak bu genel<br />

çerçevenin içinde düşünülmelidir. Menkıbevi<br />

hayatı ve şiirleri incelendiğinde <strong>Yunus</strong>’un bir mutasavvıf<br />

olarak gerçekleşen hem maddi, hem de<br />

kalbi yolculuklarının olduğunu görmekteyiz.<br />

Menkıbe, <strong>Yunus</strong>’u ilk yolculuğu olarak önce<br />

Horasan’dan Anadolu ve Sakarya kıyılarına getirir.<br />

Bu sadece Moğol zulmünün baskısıyla gerçekleşen<br />

bir hicret olmayıp aynı zamanda Anadolu’yu<br />

manevi anlamda imar hareketiyle ilgilidir. Bu<br />

bakımdan <strong>Yunus</strong>, bir Horasan Eri’dir. Burada<br />

“Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın”<br />

mısralarından da anlaşılacağı üzere ırmak motifi<br />

üzerinde çokça tefekkür ettiği anlaşılan <strong>Yunus</strong>’un<br />

akan sular misali daha büyük yolculuklara aday<br />

birisi olduğunu ortaya çıkar. Yani <strong>Yunus</strong>, bir misyon<br />

eridir.<br />

Onun ilk yolculuğu, Tabduk’un yanında noktalanmadan<br />

önce dağ taş aşılarak Hacı Bektaş diyarına<br />

yapılır. Menkıbeye göre <strong>Yunus</strong> bir kıtlık<br />

yılında çoluk çocuğuna erzak almak üzere Hacı<br />

Bektaş dergâhına gider. Malum sebeple bu defa<br />

yolculuğun yönü Tabduk <strong>Emre</strong>’nin bulunduğu<br />

yere çevrilir. Sonra burada şeyhiyle aralarında geçen<br />

bir dargınlık yüzünden gurbete çıkar. Şeyhinin<br />

buyruğuyla bir rivayete göre kırk yıl seyahat<br />

eder. Tekrar şeyhinin yanına döner ve ardından bu<br />

defa da tebliğ ve irşat gezilerine başlar.<br />

Menkıbenin gerçeği ne ölçüde yansıttığı ayrı<br />

bir konudur. Fakat tarikat geleneği içinde ve şeyhmürid<br />

ilişkileri bağlamında müridin seyahatlere<br />

çıkması yukarıda da belirtildiği gibi tabii bir durumdur<br />

ve bu geziler muhtelif sebeplerle yapılmış<br />

olabilir. Muhtemeldir ki <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> de bu<br />

anlamda çeşitli gezilere çıkmış, muhtelif yerlere<br />

gitmiştir. Hele onun Anadolu’nun aynı zamanda<br />

buhranlı bir çağında yaşaması, bilhassa irşat<br />

amaçlı geziler yapmış olmasını gerekli kılar.<br />

Menkıbelerin dışında, <strong>Yunus</strong>’un yaptığı bu tür<br />

gezilerin ipuçlarına şiirlerinde de çokça rastlanmaktadır.<br />

Mesela, onun. “Mevlânâ Hüdavendigâr<br />

bize nazar kıldı/Onun görklü nazarı, gönlümüz<br />

aynasıdır./Mevlânâ meclisinde saz ile işret oldu/<br />

Ârif manaya daldı çün biledir feriştah” mısra-<br />

62<br />

haziran-temmuz-ağustos<br />

2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!