Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ya tutulmuştum. Evet, yabancılarla dolu, bana yabancı olanlarla<br />
dolu, uçsuz bucaksız bir denizin ortasında yalnız başıma kalmıştım.<br />
Düşündüm. Avcuma aldığım nohutlara bakarak hayatımı, ne işe<br />
yaradığını bilmediğim zavallı yaşantımı düşündüm. Nohut ve<br />
makarna gibi, bir araya getirilemeyen parçalardan oluşan günlerime<br />
acıdım. Sonra birden aklıma geldi: Aşure! Teyzemin anlattığı dinî<br />
masallardaki Nuh Peygamber de bitmekte olan erzakla aşure<br />
yapmıştı. Ya da onun durumuna uygun bir aşure efsanesi<br />
yaratılmıştı ki, benim durumuma da uygundu; ben de (ucuz olsa<br />
bile) bir efsane yaşıyordum. Hemen, büyük bir tencere aradım.<br />
(Önce nohutu, fasulyeyi ve buğdayı haşlardı annem. Buğday mı?<br />
Buğday yoktu; içlerinde en önemli olanı. Acaba ekmekten de<br />
buğday yapılamaz mıydı? Saçmalama. Zaten ekmek de yoktu.)<br />
Kaynatma sırasında çok tencere kirlettim (babam gibi). Hiç ilgisi<br />
olmadığı halde, buğdayın yerini tutar diye makarnayı da kaynattım.<br />
Şeker vardı; bu önemliydi. Sonra, hepsini birlikte tekrar uzun uzun<br />
kaynattım.<br />
Elimde kalan erzak ve aklımda kalan bilgiyle yaptığım aşureyi<br />
tabaklara boşaltıp soğumasını beklemek üzere bahçeye çıktığım<br />
zaman hava kararmıştı. Portatif radyomu da yanıma almıştım; bir<br />
keman konçertosunun sonuna yetiştim. (Gökyüzü de son<br />
kızıllığındaydı.) Şimdi çay saati dedi spiker. (Hafif melodiler.)<br />
Aman kaçmasın çay saati dedim kendi kendime-başka kime<br />
diyebilirdim?) Kutudaki son çayın yansıyla güzel bir çay pişirdim<br />
kendime. (Pek güzel olmadı tabii.) Çay saatinin bitmesine on<br />
dakika kala, radyo ile birlikte içtik çayı. (Aşure daha donmamıştı;<br />
garip renkli bir sıvı olmuştu.) Akşam serinliğinde çay içimi ısıttı;<br />
müzikle birlik oldular ve düşünceye dayanmayan bir hüzün verdiler<br />
bana. Köpekler havlamaya başlayıncaya kadar bahçede kaldım.<br />
Aşure pek fena olmamıştı. (Nerede annemin aşuresi?) İçindeki<br />
taneler pişmişti ve tatlıydı, başka bir özelliği yoktu. Beni bir iki gün<br />
idare eder diye düşündüm, boş buzdolabına kâseleri yerleştirirken.<br />
(Onlara bütün imkânları tanıyordum, oyuna başvurmuyordum.)<br />
65