11.07.2015 Views

AKP Zulmünü Yeneceğiz! Milyonları Örgütleyeceğiz! - Yürüyüş

AKP Zulmünü Yeneceğiz! Milyonları Örgütleyeceğiz! - Yürüyüş

AKP Zulmünü Yeneceğiz! Milyonları Örgütleyeceğiz! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı: 318<strong>Yürüyüş</strong>27 Mayıs2012Evlatlarımız Savunma Hakkını Direnişlerle Kazandı!Devrimci Tutsakların Savunma HakkınıKullanmasını Engelleyemeyeceksiniz!7 Mayıs’ta, Tekirdağ 1 No'lu F TipiHapishanesi’nde bulunan Özgür TutsakFikret Kara'nın Çağlayan Adliyesi’ndeduruşması vardı.Fikret Kara, ölüm orucu gazisi olan,devrimci bir tutsak. Tedavi için gittiği yurtdışından, yıllar sonra ülkesine dönüşündeSilivri otogarında gözaltına alınmış vetutuklanmıştı. O, bir devrimciydi. Tutsaklarayönelik F Tipi tecrit saldırısına karşı2000-2007 ölüm orucuna katılmıştı vedirenişin gazilerinden olmuştu. Devrimciolduğu için yargılanıyordu.Duruşmanın olduğu gün yakınları,yoldaşları, TAYAD’lılar yılların hasretiyleyüzünü görmek, söyleyecekleriniduymak için mahkeme salonunu doldurmuşlardı.F Tipi tecrit uygulamalarınedeniyle yakınlarının çoğu onu göremiyordu.Bunun hasretiyle doldurmuşlardımahkeme salonunu.Mahkeme daha başlamadan, savcıselamlaşmalara tepki göstererek, gerçektavrının nasıl olacağını yansıtıyordu.Onlara kalsa selamlaşmak bile yasak.Fikret, onlarca yılla yargılanıyordu vesavcının, hakimin tavrına bakılırsa“ceza” vermek için çok aceleci davranıyorlardı.Herşeyi, hiçbir “pürüz” olmadan,hızlıca yapmaya çalışıyorlardı.Bir önceki mahkemede söz alıpkonuşan Fikret Kara’nın düşünceleri,onları oldukça rahatsız etmiş olmalı kibu defa konuşturmamak için mahkemeheyeti elinden geleni yaptı, en sonundada saldırının talimatını verdi.Savcı, prosedür gereği söyleyeceklerinisöyledi ve söz Fikret Kara’ya geçti.Fikret, yazılı savunmasını özetleokuyacağını söyledi. Savcı bu sefer“dersine” iyi çalışmış olacak ki sadecetahliye ile ilgili söyleyeceklerine izin vereceğinisöyledi ve savunma yapmasınaengel olmak istedi. Savcı sadece;“yaptın mı?”, “gittin mi?” sorularına cevapistiyordu. Tutsakların siyasi savunmayapmalarına tahammülü yoktu.Savcı; “dilekçeyi hayır okuyamazsın,seni konuşturmayacağım” diyor.“Mahkemenin kuralı budur” diye ısrarediyor. “Çok dosya var, bizi oyalama”diyor. Fikret gerekli cevabı veriyor;“Çok dosya olmasının sorumlusu bizlerdeğiliz. Ben sizi dinledim. 20-30 yılhakkımda ceza istiyorsunuz, hükümvermişsiniz. Fakat benim 5 dakika konuşmamatahammül edemiyorsunuz.”Savcının tavrının değişmemesi üzerinede, “Sayın savcı, söz hakkımı dolayısıylasavunma hakkımı engelliyorsunuz,beni dinlemek zorundasınız.Bu kadar tartışıp zaman kaybettirmeseydinizçoktan okumuştum dilekçemive bitmişti şimdi. Kısaca süreçle ilgilikonuşacağım. Bir önceki mahkemedeneden devrimci olduğumu, niçinmücadele ettiğimi anlatmıştım.”Savcının tavrı daha da saldırganlaşır.Fikret, savunma hakkının meşruluğuyladevam etti, boyun eğmedi bu keyfiyete;“Bağımsızlık demokrasi istemeksuç değildir. Bu uğurda mücadele etmekbizim için onurdur. Bu onuruömür boyu taşıyacağım. Vereceğinizcezalar bizleri korkutmuyor. Bugün 7Mayıs, 6 Mayıs 1972’de asılan DenizGezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ısaygıyla anıyoruz…”İşte, tahammül edemedikleri düşüncelerbunlardı. Bu düşüncelerin buülke topraklarından silinmesi için katliamlar,tutuklamalar, işkenceler yapmışlardı.Ama başaramamışlardı. Ve bununhıncıyla saldırı emri verildi askerlere…Sözlerin tamamlanmasına tahammülyoktu artık.Askerler savcıdan aldıkları talimatlasaldırdı ve Fikret’i sürükleyerekdışarı çıkardılar. “Savunma hakkımızengellenemez” sloganları atan FikretKara’ya salondakiler de sloganlarladestek verdi. Ailesi ve TAYAD’lılar, evlatlarınısahiplendiler.Bu duruşma, Avrupa’nın en büyükadliye sarayı diye övünülen Çağlayan’daydı.Evet, mekan olarak ne kadarbüyük olduğunu gördük, Adeta saraygibi. Ama çok önemli bir kusuruvardı; içinde ADALET yok.Savcılar, devrimci tutsakları, bir ömürTAYAD’lı Ailelerboyu dört duvar arasında hücrelere kapatmaklada yetinmiyor. Savunma haklarınıda ellerinden alarak, seslerini boğmakistiyorlar. Egemenlerin, zalimlerintemsilcisi olduklarını unutmuyorlar.Savcı, 12 Eylül hukuksuzluğunuaratan bir keyfiyetle, “Ben istediğim zamankonuştururum, mahkemenin kuralıbu” diyebiliyor.Bu duruşmada, demokrasisiyle övünülenAvrupa’nın ve ülkemizin yargısı,Nazi mahkemelerinden, 12 Eylül generallerininemrindeki mahkemelerdenfarksız olduğunu bir kez daha gösterdi.Ama unuttukları bir şey daha varki, o da devrimcilerin Nazi faşizmi, 12Eylül faşizmi karşısında ve her yerdedüşüncelerini ölümleri pahasına savunduklarıdır…O savunmalar ki; sadecemahkeme salonlarında kalmamış,halkların dilinde haklı olmanın ve kazanmanınsloganı haline gelmiştir. Osloganlar, şimdi dilden dile yayılarakhalka direnme çağrısı olmuştur, olmayadevam ediyor.Bu saldırılar, ezen ve ezilenlerin savaşınınmahkeme kürsüsüne yansımışhalidir. Devrimciysen, egemenlere biatetmiyorsan, emperyalizmin ve işbirlikçilerininönünde secde etmiyorsan cezalardanceza beğen…Ama nafile, evlatlarımızı bu saldırılarlada teslim alamayacaksınız. Mahkemeleriniz,devrimcileri yargıladığınızkürsüler olmayacak, hiç boşuna beklemeyin.O kürsü, zalimlerin yargılandığıyerler olacak. Devrimcilerin hesap soranhaykırışlarını susturamayacaksınız.Biz de adaletsizliğe, haksızlığa karşısusmayan sesimizle onların karşısındadurmaya, evlatlarımızın yanında olmayadevam ediyoruz.Evlatlarımızın bu susmayan sesi,milyonların dilinde büyüyor! Korkmayadevam edin! Korkularınızı büyüteceğiz!Evlatlarımızı ve uğruna bedellerödedikleri düşüncelerini sahiplenmeyibüyüteceğiz!26MİLYONLARI ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!