sultanönü pınarları - EskiÅehir ValiliÄi
sultanönü pınarları - EskiÅehir ValiliÄi
sultanönü pınarları - EskiÅehir ValiliÄi
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sultanönü Põnarlarõten duman, işlemeli bakõr tabağa koyar oğluna verir.O sõrada Şeyh Baba Yusuf Mescid-i Nebevi’de ibadetle meşguldür.Sağõna ve soluna selam verince, elinde helva dolu tabaklaoğlu Hamdi’yi karşõsõnda bulur. Gülümseyerek, tatlõ bir sesle;—Hoş geldin oğlum… Ne kadar özlemiştim un helvasõnõ bilemezsinçok makbule geçti. Sevindim, şimdi sen git tabağõ dönüşteben getiririm der, hayõr duada bulunur. Hamdi Baba Sivrihisar’daeve döndüğünde eli boştur.Annesi—Oğlum helvayõ yedin, afiyet olsun. Fakat tabağõ nereye koydun?Diye helva tabağõnõ ister. Hamdi Baba’nõn gözleri sevinçtençakmak çakmak annesine—Anne helvayõ ben yemedim ki babama götürdüm. Helvatabağõnõ hac dönüşünde getirecek sanada dua etti, der. Anneolanlara bir anlam veremez. Oğluna inanamadõğõnõ söyler. HamdiBaba güven telkin eden bir ses tonuyla;—Anne gönlünü ferah tut helva tabağõmõz yerinden gelecek,diye annesini ikna etmeye çalõşõr.Günler, haftalar aylar geçer. Şeyh Baba Yusuf kutsal mekânlardandöner, artõk hasret biter. Hac’dan gelen yükler tek tekaçõlõr. O da ne… Şu helva tabağõ değil mi? Şeyh Baba Yusuf helvatabağõnõ alõr eşine uzatarak;—Hatun al emanetini, oğlum Hamdi’den istediğin tabak budeğil mi?Böylece baba ile oğul arasõnda geçen bu olay bir gerçeği dahaortaya çõkarõr.112