12.07.2015 Views

75 - Yeni Ümit

75 - Yeni Ümit

75 - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

amelleri yaparken, Allah’ın dışında kişilerin rızasını hesabakatmasıdır ki İslâmî terminolojide, riya terimiyle ifadeedilmektedir. 17Hz. Peygamber’in riya ile ilgili hadislerinden birinde“Sizin hakkınızda kaygılandığım küçük şirkten sizi uyarırım”buyurulur. Küçük şirk nedir diye kendisine sorulduğundaise “riyadır” diye cevap verir ve devamında “YüceAllah, amellerinin karşılıklarını görecekleri günde kullarınaşöyle buyuracaktır: “Dünyadayken yaranmaya çalıştığınızkimselerin yanına gidin, bakın onlardan bir karşılık görecekmisiniz?” (Tirmizî, Nüzûr 3; İbn Mâce Fiten 19) Yine birhadiste “Hardal tanesi kadar riya bulaşmış hiç bir amel kabuledilmeyecektir.” (Müslim, İman 148,149; Ebû Davud, Libas26) buyurulmaktadır.Selef-i Salihînin Dilinden İhlâsCüneyd Bağdâdî, “İhlâs, kul ile Allah arasında bir sırdır.Melek onu bilmez ki sevap yazsın. Şeytan ona muttaliolamaz ki ifsad etsin Hevâ ve heves onu fark edemez kikendisine meylettirsin.” şeklinde ihlâsı açıklamıştır. 18Kuşeyrî, ihlâsla ilgili birkaç tanım getirmiştir: Birisi, ihlâs,amelleri onlara arız olan manevî kirlilikten arındırmaktırki bu manevî kirler amelden “sâlih” vasfını kaldırır. 19Diğeri ise ibadette sadece Allah’ın gözetilmesi, birlenmesidemektir ki kul taatıyla yalnızca Allaha yaklaşmayı diler,asla birisine yaranmak, insanların övgüsünü kazanmak gibişeyleri gaye etmez, ibadetlerinde düşünmez. Kısaca ihlâsameli riyadan arındırmaktır. 20Abdullah el-Ensârî’ye göre ihlâs, amelin her türlü yabancışeylerden arındırılması, dupduru edâ edilmesi olaraktanımlamakta ve üç derecesinin olduğu belirtilmektedir:Birinci derece, Kişinin amelini kendinden bilmekten, onagüvenmekten, yetinmekten ve karşılık beklemekten kurtulmasıdır.İkinci derece, kişinin bütün gayretiyle ameletmesine reğmen amelinden haya duyması, nefsiyle değilde Allah’ın fazlı ve keremiyle irtibatlandırmasıdır. Üçüncüsünegelince Amelini ilme tâbi kılıp kendisini de hakkınhükmüne teslim etmesi, mâsivadan kurtulmasıdır. 21İbn Atâullah İskenderî, amelleri birer beden, ihlâsı iseonların ruhu olarak açıklamaktadır. Bu benzetmenin şerhindeise, Abdülmecîd eş-Şernûbî, ihlâsın kişilerin manevîdurumuna göre üç mertebesi olduğunu belirtip bunlarıaçıklar: Birincisi Abidlerin (Avâmın) ihlâsıdır ki kişininamellerinin açık ve gizli riyadan ve nefsî hazlardan kurtulması,Allah’ın mükafatını ve ikabını düşünerek kulluk etmesidir.İkincisi ise Muhibbînin ihlâsıdır ki kişi amellerindesadece Allah’ı yüceltmeyi ve tazimi kasteder. Üçüncüsüise, Mukarrebînin ihlâsıdır ki kişinin her türlü tahrik veteskinde Allah’ın birliğini müşahede etmeleri, kendilerinibir güce ve kuvvete sahip görmekten uzaklaşarak her şeyiAllah’ın lutfu ve ihsanı olarak görmeleridir. 22İmam Gazâlî, ihlâsı, iki kısımda mütalâa etmektedir.Nasıl şirkin celîsi ve hafîsi varsa buna mukabil gelen ihlâsda vardır. Birincisi tevhidde ihlâstır ki Yüce Allaha uluhiyyetindeortak koşmamaktır. İhlâsın ikinci derecesi ise, niyetve maksatlarda sadece Allah’a teveccüh olmasıdır ki riyasızbir ameli ifade eder. 23 İsmail Ankaravî ise ihlâsı dinî amellerikibir ve riyadan arındırıp halis, saf hale getirmektir,şeklinde tarif etmiştir.. Hakikat şu ki ihlâs yalnız ve yalnızAllah için ve O’nun rızasını kazanma yolunda yapılan ibadetlekazanılır. 24İşin daha doğrusu ihlâs, kul ile Mâbud arasında bir sırdırve bu sırrı Allah, sadece sevdiklerinin kalbine koymuştur.Kalbi ihlâsa uyanmış bir insanın nazarında medh ü zem,tazim ü tahkir ve yaptığı işlerle bilinip bilinmemesi, hattasevap ve mükafat mülahazası kat’iyen söz konusu değildir. 25Sonuç olarak denilebilir ki ihlâs, kişinin kalbî ve bedenîolmak üzere bütün ibadet ve amellerinde, nefsine payçıkarmaması, hattâ ihlâsını dahi görmemesidir. Evet özetleihlâs, doğru, samimi, katışıksız, dupduru olma ve kalbibulandıracak şeylere karşı kapalı kalma ve yaşama halidir.Diğer bir deyişle gönül safveti fikir istikameti Allah ile münasebetlerindedünyevî garazlardan uzak kalma ve tam birsadakatle kullukta bulunma halidir.* Sakarya Üniv. İlahiyat Fak. Öğrt.Üyesiaoksuz@yeniumit.com.trDİPNOTLAR1. İbn Manzûr, Muhammed b. Mükerrem, Lisânü’l-Arab, “hls” md., Beyrut 1990,2. Ebu’l-Bekâ el-Kefevî, el-Külliyyat, Beyrut 1993, s. 414, 434, 64.3. Bk. Yunus Ekin “İhlâs Kavramının Semantik Analizi”, Tasavvuf Dergisi, 9 (2002) s. 149.4. Taberî, İbn Cerir, Camiul-Beyan, Beyrut 1995, XVI, 118.5. İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm, İstanbul 1984, V, 232:6. Kuşeyrî, Letâifu’l-İşârât, IV, 105.7. M. Fethullah Gülen Kalbin Zümrüt Tepeleri, İstanbul 2004, cilt I, s. 96.8. Taberî, Câmiu'l-beyân, V, 455-456.9. Kurtubî, el-Câmi’, XV, 208; İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec, Zâdü’l-Mesîr, Beyrut 1994, VII, 41.10. Şevkânî, Muhammed b. Ali, Fethu’l-Kadir, Beyrut 1997, IV, 562-563.11. İbn Kesîr, Tefsir, VIII, 538-544; Feyrûzâbâdî, Besâiru Zevi’t-Temyîz, Beyrut ts., I, 553.12. İbn Manzûr, Lisanül-Arab, “hls” md.13. Bediüzzaman Said Nursî,Lem’alar, 21. Lem’a, Şahdamar yayınları,14. Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, V, 267.15. Cebecioğlu, Ethem, “Prof Nicholson’ın Kronolojik Esaslı Tasavvuf Tarifleri”, A.Ü.İ.F.D., 29 (1987),387-395.16. Gülen Kalbin Zümrüt Tepeleri, I, 97.17. İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec, Nüzhetü’l-a’yun, Beyrut 1987, s. 372.18. Kuşeyrî, er-Risale, 104; Yılmaz, H. Kamil, Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, s.169.19. Kuşeyrî, Letâif, III, 281.20. Kuşeyrî, er-Risale, 104.21. Abdullah el-Ensârî, Menâzilü’s-Sâirîn, Mısır ts., s.22. Şernûbî, Abdülmecîd, Şerhü’l-Hikemi’l-Atâiyye, Dımeşk 1989, s. 23.23. Gazalî, İhyâ, IV, 580.24. İsmail Ankaravî, Minhâcü’l-fukarâ, Haz. Saadettin Ekici, İstanbul1996, s, 25225. Gülen, Kalbin Zümrüt Tepeleri, I, 98.18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!