12.07.2015 Views

75 - Yeni Ümit

75 - Yeni Ümit

75 - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çok güç bir olaydır. Hemen şunu söyleyeyim ki; MüftüSadık Efendi, çok yönlü bir âlimdi. Zamanımızda ilimadamları ancak bir bilim dalında ihtisas yapabilmekte veuzmanlık kazanabilmektedirler. Hâlbuki Müftü SadıkEfendi birçok ilim dalında uzmanlığın da üstünde bir ilmesahipti.Mesela Arapça ve Farsça'yı ana dili gibi bütün fesahatve belagatiyle konuşur ve yazardı, hatta bu dillerde yazdığışiirleri bile vardır. Ana dili olan Türkçeyi çeşitli lehçeleri,nükteleri ve latifeleriyle en güzel şekilde konuşurdu. Şiir veedebiyattan hoşlanır, vaaz ve sohbetlerinde konuya göresözlerini mısralar ve beyitlerle süslerdi. Divan edebiyatındanhalk ve tasavvuf edebiyatına kadar şiirin her çeşidiniseverdi. Bütün bu şiir çeşitlerini incelemiş, karşılaştırmış;hoşuna gidenlerini ezberlemiş, bunların bir kısmını “tanzim”ve “tahmis” eylemiştir. Kendisinin de bazı şiirleri,özellikle ilahi aşk konusunda kasideleri bulunmaktadır. Vaazlarındave ders esnasında söylediği binlerce beyit, talebeleritarafından not edilip ezberlenmiştir. "Felsefe ve mantıkilimleri sahasında zamanında Müftü Sadık Efendi'ye ulaşankimse yoktu." denilirse mübalağa olmaz. Hatta yetiştirdiğitalebelerine verdiği derslerde mantık ilmine ağırlık verirdi."Mantık ilmini iyi bilmeyen hiçbir ilimde başarılı olmaz"derdi. O mantığı bütün ilimlere uygulardı. Gazzali'nin (ö.555/1111) "Mantık ilmini bilmeyenin ilmine itibar yoktur.”4 sözünü sık sık tekrarlardı. Müftü Sadık Efendi, derslerindemantığa fazla ağırlık verdiği için zamanında tenkitedilmiştir.Fıkıh ve Usul-ü Fıkıh ilimlerinde engin bir anlayışa sahipti.Usul-ü fıkhın en zor meselelerini en kolay ve anlaşılırbiçimde çözerdi. Ferâiz ilminin en karmaşık problemlerinikolayca halletmesini bilirdi. Yarım asır müftülük makamındabulunması ise fıkıh sahasında onu ayaklı bir kütüphanehaline getirmişti. İslâm Hukuku'nun bütün meselelerinikaynaklara inerek rahatlıkla çözerdi.Akaid ve Kelam konularına gelince Müftü SadıkEfendi, bu sahada da engin bir denizdi. Ehl-i Sünnetinanç sistemini başlangıçtan günümüze kadar delilleriylesebep ve sonuçlarıyla beraber anlatır, zihinlerde şekve şüpheye asla yer bırakmazdı. İslâm'a yöneltilen haksızhücumlara çok mukni ve susturucu cevaplar verirdi.Tefsir ve Hadis ilimlerindeki tetebbuatı da bunlardangeri değildi.Tasavvuf sahasında inanılmayacak kadar geniş bilgisivardı. Tasavvuf erbabına, ilahi aşk yolcularına hayrandı.Mevlana'yı, Yunus’u çok severdi. İmam Rabbani,Hallac-ı Mansur ve Cüneyd-i Bağdadî gibi arifleri hiçdilinden düşürmezdi. Onların hikmetli sözlerinden örneklerverirdi.Belli bir tarikata bağlı olmayan Müftü Sadık Efendi; ‘Benimmürşidim Hazreti Muhammed (s.a.s.) ve Kur’ân’dır.’derdi. Cemaleddin Server Ravnakoğlu, merhumun buyönünü şöyle anlatır: "O, hususi bir şekilde bir tarikatabağlanmış değildi, fakat gönlünü kaptırmaktan kendinikurtaramamıştı. Allah dostlarının manevi kemâlatından,büyük sofilerin ilahi irfanından, feyizli nazarlarından hayranlıklabahsederdi. Hele onda bulunan Peygamber aşkı,Hz. Muhammed (s.a.s.) sevgisi anlatılacak gibi değildi.Hz. Muhammed (s.a.s.)’in ism-i şerifi anıldığı zamangözlerinden yaşlar akar, rengi değişir ve âdeta kendindengeçerdi. 5Değişen ve gelişen bilim ve teknolojiyi yakından takipeden Müftü Efendi, astronomiden tıbba kadar çağının bütünmüspet ilimleriyle yakinen ilgilenirdi.Fiziki Yapısı ve ÖlümüOrta uzun boylu, geniş omuzlu, beyaz tenli, yuvarlakgözlü kumral saçlı ve hiç ustura görmemiş sakalı son zamanlarındakolundan hiç bırakmadığı bastonu ile MüftüEfendi, heybetli bir görünüme sahipti. Onu gören herkes-tanısın tanımasın- selam vermek mecburiyetini kendindehissederdi. Son derece şık giyinen, Cemaleddin Server'-in ifadesi ile 6 Erzurum'un pırlanta Müftüsü MuhammedSadık Solakbay, 3 Temmuz 1960 yılında 78 yaşında ikenHakk’ın rahmetine kavuştu. Çok kalabalık bir cemaatinkıldığı cenaze namazından sonra merhumun naaşı ellerüzerinde Erzurum Asri Mezarlığına götürülerek aile mezarlığınadefnedilmiştir.Müftü Sadık Efendi'nin vefat haberi İslâm âlemindebüyük üzüntüye sebep olmuştur. Vefatıyla yerini doldurulamayacağınadair gazetelerde ve dergilerde yazılar yazıldı,mersiyeler söylendi ve tarih düşürüldü.Merhum Ali Ulvî Kurucu Bey'in Sadık Efendi için yazdığımersiyenin son beyitleri şöyledir:Serhat şehri cihana imanda örnek olsunHep ağlayan gönüller tekmil imanla dolsunTarihe devr açarken fatihlerin hayatıArş-ı hüdâyı sarsar bir âlimin vefatı* Yüzüncü Yıl Üniv. İlahiyat Fak. Öğrt. Üyesiskiyici@yeniumit.com.trDİPNOTLAR1. Mehmet Nusret Efendi, Tarihçe-i Erzurum, basılmamış bitirme tezi, Hasan Sarıçam, Ata. Ün. Fen-Ed. Fak, Tarih Bölümü, Erzurum, 1980.2. Cevat Dursunoğlu, Milli Mücadelede Erzurum, Ankara -1946 s. 38,49–543. Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1960,s. 90–91,1130–1133,1163–11644. Muğni't-Tullab Şerhu İsagoci, s. 95. Cemaleddin Server Revnakoğlu, Tarih Yolunda Erzurum Dergisi, Ocak 1961, Sayı6. a.g.e., a.y 7–8, s. 14–16, a.g.e., Aralık, 1962, sayı, 9-10, s. 12-1348

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!