vücudu harabetmektedir. Can yolu, mutlaka cismi viran eder, onu yiktiktan sonra da yapar.Ne mutludur ve ne kutludur o can ki mana askiyla evini, barkini, mülkünü, malini bagislamistir. Altindefinesi için evi harabetmistir; fakat o altin definesini elde ettikten sonra o evi daha mamur bir halegetirmistir. Suyu kesmis suyun aktigi yolu temizlemis, ondan sonra arka içilecek su akitilmistir.Deriyi yarmis,termeni çikarmis... ondan sonra orada yepyeni bir deri bitmistir. Kaleyi yikip kafirdenalmis, ondan sonra oraya yüzlerce burç ve hendek yapmistir.Hikmetinden sual edilmeyen Tanri''nin isini kim anlayabilir, o isin hakikatine kim erisebilir? Bu söyledigimsözler, ancak anlatmak için söylenmis zaruri sözlerdir. Gah böyle gösterir, gah bunun aksini.Din isinin kühnünü anlamaya imkan yoktur. Ona ancak hayran olunur. Fakat din isinde hayrete düsen,arkasini ona çevirmis ondan haberi olmayan bir hayran degil, sevgiliye dalmis, onun yüzünden sarhosolmus, kendisinden geçmis bir hayrandir.Birisinin yüzü sevgiliye karsidir, öbürünün yüzü yine kendisine dogru. Her ikisinin yüzüne de bak. Herikisinin yüzünü de hatirinda tut. Hizmet dolayisiyla yüz tanir olman mümkündür. Zira nice insan suratliseytan vardir. Binaenaleyh her ele el vermek layik degildir.Kus tutan avci, kusu avlamak için islik çalar, ötme taklidi yapar. Asagilik kisi dervislerin sözlerini, birselim kalpli kisiye afsun okumak, onu afsunlamak için çalar.Erlerin huyu açiklik ve sicakliktir. Asagiliklarin isi hile ve utanm<strong>az</strong>liktir. Dilenmek için yünden aslanyaparlar. (yol aslanlarinin sekline bürünür, onlar gibi görünürler),Ebu Museylim'e Ahmet lakabi verirler. Ebu Müseylim'in lakabi yalanci olarak kaldi, Muhammed'e deakillar sahibi dendi. O hak sarabinin mührü, sisenin kapagi; halis misktir. Adi sarabin mührü, sisesininkapagi ise pis koku ve <strong>az</strong>aptir.AHMED'E DOGRU 1Yahudiler içinde zalim, Isa düsmani ve Hiristiyanlari yakip yandirir bir padisah vardi. Isa'nin devriyle,nöbet onundu. Musa'nin cani oydu, onun cani Musa. Sasi padisah. Tanri yolunda o iki Tanri dems<strong>az</strong>inibirbirinden ayirdi. Usta bir sasiya yürü, var, o siseyi evden getir dedi. Sasi,O iki siseden hangisinigetireyim? Açikça söyle dedi. Usta dedi ki: O iki sise degildir. Yürü, sasiligi birak f<strong>az</strong>la görücü olma! Sasi,Usta, beni paylama. Sise iki dedi. Usta dedi ki:O ikisisenin birini kir! Çirak birini kirinca ikiside gözdenkayboldu.Insan taraf girlikten, hiddet ve sehvetten sasi olur. Sise birdi onun gözüne iki göründü. Siseyi kirinca ne osise kaldi, ne öbürü. Hiddet ve sehvet insani sasi yapar; dogruluktan ayirir. Garez gelince hüner örtülür.Gönülden göze, yüzlerce perde iner. Kadi kalben rüsvet almaya karar verince zalimi, aglayip inleyenm<strong>az</strong>lumdan nasil ayirt edebilir?Padisah, yahudice kininden dolayi öyle bir sasi oldu ki aman Ya Rabbi, aman! Musa dinininkoruyucusuyum, arkasindayim diye yüz binlerce m<strong>az</strong>lum mümin öldürttü.Padisahin öyle yol vurucu, öyle hilekar bir veziri vardi ki hile ile suyu bile dügümlerdi. Dedi ki:Hiristiyanlar, canlarini korurlar ve dinlerini padisahtan gizlerler. Onlari <strong>az</strong> öldür, çünkü öldürmede faydayok, Dinin kokusu çikm<strong>az</strong>; misk ve öd agaci degil ki! Yüz tane kilif içinde gizli sirdir. Disi sana malumdur
ama içi aksine.Padisah : Peki söyle bakalim, ne yapalim; bu hususta ne hile ve tezvirde bulunalim, çaresi ne? Ne yapalimki dünya da ne açik dindar, ne gizli din tutar bir Hiristiyan kalmasin dediVezir dedi ki: Bana g<strong>az</strong>ebederek hükmet, kulagimi elimi kestir; burnumu, dudagimi yardir! Ondan sonrabeni dar agacina götür. O esnada bir sefaatçi suçumun affini dilesin. Bu isi dört yol agzi bir yerde, tellalp<strong>az</strong>arinda yaptir. Ondan sonrada beni, huzurundan uzak bir sehre sür ki ben, onlarin arasina yüz türlü dinkayitsizligi sokayim.Bu halde diyeyim ki: ben gizli hiristiyanim; ey sir bilen Tanri; sen benim gönlümü bilirsin!Padisah, benimimanimi anladi; taassuptan dolayi canima kasdetti.Dinimi padisahtan saklamak, onun dininden görünmek istedim. Padisah, benim sirlarimdan bir koku sezdi.Sözlerim huzurunda kusurlu göründü.Dedi ki: Sözlerin, içinde igne olan ekmek gibidir. Benim gönlümden senin gönlüne pencere var. Ben opencereden halini gördüm, artik lafini dinleyemem. Eger Isa'nin ruhaniyeti bana imdat etmeseydi o,yahudicesine beni parça parça ederdi .Isa için basimla oynar, canimi verir ve bunu canima yüz binlerceminnet bilirim. Isa'dan canimi sakinmam, fakat onun din bilgisine iyiden iyiye vakifim. O pak dinin cahillerarasinda mahvolmasi, bana dokunmakta.Isa'ya sükrolsun ki biz, bu hak dine yol gösterici olduk. Belimizi zünnarla bagladigimizdan beri Yahudidenve Yahudilikten kurtulduk. Ey halk; devir, Isa'nin devridir. Onun dininin sirlarini candan dinleyin!Vezir, bu hileyi, padisaha sayip dökünce padisahin gönlünden endiseyi tamamiyle giderdi.Padisah vezire, vezir ne dediyse yapti.Halk, bu gizli ve hakikati meçhul hileden dolayi sasirip kaldi. Onuhiristiyanlarin oturduklari tarafa sürdü.Vezir de ondan sonra halki davete basladi.HIRISTIYANLARIN VEZIRIN HILESINE INANMALARIYüz binlerce hiristiyan, <strong>az</strong>ar <strong>az</strong>ar ozun etrafina toplandi.O onlara gizlice Incil'in, zünnarin ve nam<strong>az</strong>in sirrinianlatmaktaydi.Görünüste din hükümlerini anlatiyordu;fakat bu anlatis, hakikatte onlari avlamak için islik vetuzakti.Bunun için (gizli hileyi anlamak müskül oldugundan) b<strong>az</strong>i Ezhab, Peygamber'den, <strong>az</strong>gin ve hilekar nefsinhilesini sorarlar;Nefis, ibadetlere ve candan gelen ihlasa gizli garezlerden ne karistirir? derlerdi.Peygamber'den ibadetin f<strong>az</strong>iletini ve sevabini arayip sorm<strong>az</strong>lar;Apaçik ayip hangisidir?diye kötü huylarisorarlardi. Gülü kerevizden fark edercesine kildan kila,zerreden zerreye nefis hilesini tanir, bilirlerdi.Eshab'in kili kirk yaranlari, umumiyetle o vaiz ve beyana hayran olurlardi.Hiristiyanlar tamami ile ona gönül verdiler. Zaten avamin taklidinin kuvveti ne olabilir ki? Kalplerinin içineonun muhabbetini ektiler, onu Isa'nin halifesi sandilar. O ise hakikatte tek gözlü melun Deccal'di.Ey Tanri, feryadimiza yetis; sen ne güzel yardimcisin! Ey Tanri, yüz binlerce tuzak ve yem var, bizler deyemsiz kalmis halis kuslar gibiyiz. Her an yeni bir tuzaga tutuluyoruz, istersek her birimiz, birer dogan vesimurk olalim.Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarmaktasin. Ey gani ve müstagni Tanri, biz yine bir tuzaga dogrugitmekteyiz! Biz bu ambarda bugday biriktirmede, toplanan bugdayi yine kaybetmekteyiz. Biz, bu vahsi
- Page 1 and 2: M E S N E V I H A K K I N D AMesnev
- Page 3 and 4: Ham, piskinin halinden anlamaz, öy
- Page 5 and 6: ister bu cihetten... akibet bizim i
- Page 7 and 8: O garip kisi yoldan gelince, hekim
- Page 9: dediler); Velileri de kendileri gib
- Page 13 and 14: ulundugundan haberi yok! Gölgeye d
- Page 15 and 16: enk var, ama baliklarin kurulukla c
- Page 17 and 18: Ey ay! Gayri bu felek, nedir ki sen
- Page 19 and 20: Ulu Tanri açikça meydan da olmadi
- Page 21 and 22: Yildizlarin ardinda yildizlar vardi
- Page 23 and 24: Ates! Sen hiç sabirli degildin. Ni
- Page 25 and 26: gelir, fakat ona erisince kaçar ve
- Page 27 and 28: Adi sani belli kisi! Kazanmayi bir
- Page 29 and 30: Eshab-i Kehf'in köpegine el verili
- Page 31 and 32: Dogan kuslarinin övüldügünü is
- Page 33 and 34: Ben ki filleri parça parça etmisi
- Page 35 and 36: yoldas! Susuz ve uçsuz bucaksiz ç
- Page 37 and 38: Tanri'nin lütfu, bu aslanla yaban
- Page 39 and 40: azrailisin! Ne olursan ol; canimiz
- Page 41 and 42: Ömer, selami alip onu yanina çagi
- Page 43 and 44: Ekmek Adem Atanin vucuduna karisti,
- Page 45 and 46: Hürmet eden hürmet görür. Seker
- Page 47 and 48: Kamil, topragi tutsa altin olur; na
- Page 49 and 50: sabah çaginda sahiplerine gelir; n
- Page 51 and 52: Kimin namazinda mihrap ve kiblesi A
- Page 53 and 54: dedi ki: Allah selamet versin git.
- Page 55 and 56: ÇENK ÇALAN IHTIYAR(Bilmem) isitti
- Page 57 and 58: u mümkündür.Fakat fazla vefakarl
- Page 59 and 60: tarafindan bir ses geldi, bu sesi r
- Page 61 and 62:
Ömer, o ihtiyarin yüzüne bakip d
- Page 63 and 64:
kargalari tavus haline getirir.Kisi
- Page 65 and 66:
Yoksullar bizim yoksullugumuzdan ve
- Page 67 and 68:
Aklin, insanlara ayak köstegi olun
- Page 69 and 70:
Bu kul sana tabidir; gönlü, senin
- Page 71 and 72:
Musa'dan bil.Tabiata inananlar; gö
- Page 73 and 74:
yüzden saçini sakalini yolan bulu
- Page 75 and 76:
sahibi, eserden kurtulur. Sevgisini
- Page 77 and 78:
Çünkü onlar aci tuzlu sulari iç
- Page 79 and 80:
aglayip inler bir halde kaldi. Gül
- Page 81 and 82:
O köpügü saf ve makbul bil. Sevg
- Page 83 and 84:
ona kul olanlar telef olup gitmisle
- Page 85 and 86:
öküzü, bir dag keçisi, bir de s
- Page 87 and 88:
sözde Kaf ve Nun harflerinden meyd
- Page 89 and 90:
Bize yapayalniz, aziksiz, adeta siz
- Page 91 and 92:
Bu, gizli bir bagdir ama demirden b
- Page 93 and 94:
itimat, su sigirinin aslana itimadi
- Page 95 and 96:
Tanri nurlarina karsi bu kiyasçikl
- Page 97 and 98:
Padisah Sizi imtihan edecegim; baka
- Page 99 and 100:
Onlarin omuzlari omuzlarima sürün
- Page 101 and 102:
Her bey, heresir, ümit ve korkuyla
- Page 103 and 104:
En güzel olan (Güzeller güzeli )
- Page 105 and 106:
sifat yoktur, beri gel! Beri gel ki
- Page 107 and 108:
Elimiz, ayagimiza kastettikten sonr
- Page 109:
içindi, yarisi nefsim için. Tanri