degil. Cebir bile olsa, herkesin bildigi cebir; yalniz kendi menfaatini gözeten Nefsi Emmarenin cebridegildir.Ey ogul! Tanri, kimlerin gönül gözünü açtiysa bu cebri onlar anlar. Gayb ve istikbal onlara apaçikgörünmektedir. M<strong>az</strong>iyi anis onlarca degersiz bir seydir. Onlarin ihtiyari da baska türlüdür, cebri de.Yagmur damlalari sedeflerin içinde inci olur. Sedeften disarida küçük, büyük damlalar var, sedefin içindeise küçük, büyük inciler.Onlarda misk ahusunun göbegindeki kabiliyet vardir. Disaridaki kan damlalari, bunlarin içlerinde misktir.Sen disaridaki kan, göbegin içinde nasil misk olur? Deme! Bu bakir, disarida adi ve bayagi bir seykeniksirin içinde nasil altin olmus da deme!Ihtiyar ve cebir, sende bir hayalden ibarettir. Onlardaysa Tanri <strong>az</strong>ametinin nuru haline gelmistir. Ekmeksofrada durdugu müddetçe cansizdir. Fakat insan vucudunda neseli ruh kesilir. Sofranin ortasinda duran oekmegin can olmasi imkansizdir. Fakat can, sel sebil suyu ile o olmayacak seyi yapar, ekmegi ruh halinegetirir.Ey dogru okuyup dogru anlayan! Bu can kuvvetidir; bir düsün, o canlar caninin kuvveti ne olabilir?Insanin bir tek kolu, candan gelen kuvvetle dagi, denizle madenlerle yarip delmekte. Dag yaran (Ferhat)in candan gelen kuvveti tas delmek, canlar caninin kuvveti de ayi ikiye bölmektir.Gönül, Tanri sirlari dagarcigini açarsa can, arsa dogru süratle kosar gider.Ömer'den, bu sözleri isitince elçinin gönlünde bir parlaklik belirdi. Sual de mahvoldu cevapta... hatadanda kurtuldu, dogrudan da.Asli anladi, ferilerden geçti. Ancak bir hikmete erisip faydalanmak için sormayabasladi:Ömer'e O duru suyun bulanik yerde hapsedilmesinin hikmeti ne, bunda ne sir var? Duru su, topraktagizlenmis; saf can cisimlerde mukayyet olmus, sebebi ne? dedi.Ömer dedi ki: Sen derin bir bahse daliyorsun. Mesela manayi harflerle takyid eder(bir söz söylersin).Serbest olan manayi hapsettin, nefesi bir kelime ile takyid eyledin. Sen faydadan mahçup iken; ruhunbedene gelmesindeki faydayi bilmezken; bunu bir fayda elde etmek için yaparsin da.Fayda, kendisinde zuhur eden Tanri, bizim gördügümüzü nasil görmez? Mananin kelimelerlesöylenmesinde yüz binlerce fayda var. Bu faydalarin her biri, canin cesede girmesindeki faydaya nispetlepek degersiz.Cüzilerin cüz'ü olan senin bu nefesin, bu söz söylemen, külli bir fayda temin ederse ruhun bedenegirmesiyle meydana gelen kül, neden faydasiz olsun? Sen bir cüz iken fayda görüyorsun. O halde nedenkinama elini külle uzatiyor, onu neden kiniyorsun?Sözün faydasi yoksa söyleme, varsa itir<strong>az</strong>i birakip sükretmeye çalis! Tanri'ya sükretmek herkesinboynunun borcudur. Kavga etmek, suratini eksitmek sükür degildir. Sükretmek surat eksitmeden ibaretsesirke gibi sükreden hiç kimse yok! Sirke, cigere gitmek için yol ariyorsa ona sekerle karis da sirkengübinol de!Manayi siire sikistirmaya çalismak, haptolmakla müsavi, ondan gayri bir sey degil. Siirde mana, sapangibi istenen yere gitmesine imkan yok. Elçi, bu bir iki kadehle kendinden geçti; hatirinda ne elçilik kaldi,ne getirdigi haber! Tanri kudretine hayran olup kaldi; makam erisip sultan oldu. Sel denize kavustu denizoldu. Tane ekinlige vardi ekin oldu.
Ekmek Adem Atanin vucuduna karisti, ölü iken dirildi, haberdar oldu. Mum ve odun, atese can veripyaninca nursuz vücutlari nurlandi. Sürme tasi, (dögülüp) gözlere çekilinceiyi görmeye sebep oldu, gözcükesildi.Ne mutlu o adama kendisinden kurtulmus, diriye ulasmistir! Y<strong>az</strong>ik o diriye ki ölü ile oturmus, ölmüs;hayatini kaybetmistir!Tanri Kur'anina kaçar, siginirsan Peygamberlerin ruhlarina karisirsin.Kur'an; Peygamberlerin, Tanri'nin temiz ululuk denizindeki baliklarin halleridir.Fakat okur da dedigini tutm<strong>az</strong>san farzet ki peygamberleri, velileri görmüssün (inanmadiktan onlarauymadiktan sonra ne fayda!).Kur'an'in hükümlerini tutar, kissalarindan hisse alirsan can kusuna ten kafesi dar gelir. Kafeste mahpusolan kusun kurtulmak istememesi cahilliktendir. Kafeslerden kurtulan ruhlar, Tanri'ya layik ve halkarehber olan peygamberlerdir.Onlarin sesleri, kafeslerin disindan ve din makamindan gelir: Sana kurtulus yolu ancak budur, bu! Biz budaracik kafesten bununla kurtulduk. Bu kafesten kurtulmanin bundan baska çaresi yok!K<strong>az</strong>andigin söhretten kurtulman için inleyip duran bir hasta haline gir. Zaten halk arasinda meshur olmaksaglam bir bagdir. Bu bag bu yolda demir bir bagdan asagimidir ki?Ömer'den, bu sözleri isitince elçinin gönlünde bir parlaklik belirdi. Sual de mahvoldu cevapta... hatadanda kurtuldu, dogrudan da.Asli anladi, ferilerden geçti.Ancak bir hikmete erisip faydalanmak için sormaya basladi:Ömer'e O duru suyun bulanik yerde hapsedilmesinin hikmeti ne, bunda ne sir var?Duru su, toprakta gizlenmis; saf can cisimlerde mukayyet olmus, sebebi ne? dedi.Ömer dedi ki: Sen derin bir bahse daliyorsun. Mesela manayi harflerle takyid eder(bir söz söylersin).Serbest olan manayi hapsettin, nefesi bir kelime ile takyid eyledin.Sen faydadan mahçup iken; ruhunbedene gelmesindeki faydayi bilmezken; bunu bir fayda elde etmek için yaparsin da. Fayda, kendisindezuhur eden Tanri, bizim gördügümüzü nasil görmez? Mananin kelimelerle söylenmesinde yüz binlercefayda var. Bu faydalarin her biri, canin cesede girmesindeki faydaya nispetle pek degersiz.Cüzilerin cüz'ü olan senin bu nefesin, bu söz söylemen, külli bir fayda temin ederse ruhun bedenegirmesiyle meydana gelen kül, neden faydasiz olsun? Sen bir cüz iken fayda görüyorsun. O halde nedenkinama elini külle uzatiyor, onu neden kiniyorsun?Sözün faydasi yoksa söyleme, varsa itir<strong>az</strong>i birakip sükretmeye çalis! Tanri'ya sükretmek herkesinboynunun borcudur. Kavga etmek, suratini eksitmek sükür degildir. Sükretmek surat eksitmeden ibaretsesirke gibi sükreden hiç kimse yok!Sirke, cigere gitmek için yol ariyorsa ona sekerle karis da sirkengübin ol de!Manayi siire sikistirmaya çalismak, haptolmakla müsavi, ondan gayri bir sey degil. Siirde mana, sapan gibiistenen yere gitmesine imkan yok.Elçi, bu bir iki kadehle kendinden geçti; hatirinda ne elçilik kaldi, ne getirdigi haber! Tanri kudretinehayran olup kaldi; makam erisip sultan oldu. Sel denize kavustu deniz oldu. Tane ekinlige vardi ekin oldu.Ekmek Adem Atanin vucuduna karisti, ölü iken dirildi, haberdar oldu. Mum ve odun, atese can verip
- Page 1 and 2: M E S N E V I H A K K I N D AMesnev
- Page 3 and 4: Ham, piskinin halinden anlamaz, öy
- Page 5 and 6: ister bu cihetten... akibet bizim i
- Page 7 and 8: O garip kisi yoldan gelince, hekim
- Page 9 and 10: dediler); Velileri de kendileri gib
- Page 11 and 12: ama içi aksine.Padisah : Peki söy
- Page 13 and 14: ulundugundan haberi yok! Gölgeye d
- Page 15 and 16: enk var, ama baliklarin kurulukla c
- Page 17 and 18: Ey ay! Gayri bu felek, nedir ki sen
- Page 19 and 20: Ulu Tanri açikça meydan da olmadi
- Page 21 and 22: Yildizlarin ardinda yildizlar vardi
- Page 23 and 24: Ates! Sen hiç sabirli degildin. Ni
- Page 25 and 26: gelir, fakat ona erisince kaçar ve
- Page 27 and 28: Adi sani belli kisi! Kazanmayi bir
- Page 29 and 30: Eshab-i Kehf'in köpegine el verili
- Page 31 and 32: Dogan kuslarinin övüldügünü is
- Page 33 and 34: Ben ki filleri parça parça etmisi
- Page 35 and 36: yoldas! Susuz ve uçsuz bucaksiz ç
- Page 37 and 38: Tanri'nin lütfu, bu aslanla yaban
- Page 39 and 40: azrailisin! Ne olursan ol; canimiz
- Page 41: Ömer, selami alip onu yanina çagi
- Page 45 and 46: Hürmet eden hürmet görür. Seker
- Page 47 and 48: Kamil, topragi tutsa altin olur; na
- Page 49 and 50: sabah çaginda sahiplerine gelir; n
- Page 51 and 52: Kimin namazinda mihrap ve kiblesi A
- Page 53 and 54: dedi ki: Allah selamet versin git.
- Page 55 and 56: ÇENK ÇALAN IHTIYAR(Bilmem) isitti
- Page 57 and 58: u mümkündür.Fakat fazla vefakarl
- Page 59 and 60: tarafindan bir ses geldi, bu sesi r
- Page 61 and 62: Ömer, o ihtiyarin yüzüne bakip d
- Page 63 and 64: kargalari tavus haline getirir.Kisi
- Page 65 and 66: Yoksullar bizim yoksullugumuzdan ve
- Page 67 and 68: Aklin, insanlara ayak köstegi olun
- Page 69 and 70: Bu kul sana tabidir; gönlü, senin
- Page 71 and 72: Musa'dan bil.Tabiata inananlar; gö
- Page 73 and 74: yüzden saçini sakalini yolan bulu
- Page 75 and 76: sahibi, eserden kurtulur. Sevgisini
- Page 77 and 78: Çünkü onlar aci tuzlu sulari iç
- Page 79 and 80: aglayip inler bir halde kaldi. Gül
- Page 81 and 82: O köpügü saf ve makbul bil. Sevg
- Page 83 and 84: ona kul olanlar telef olup gitmisle
- Page 85 and 86: öküzü, bir dag keçisi, bir de s
- Page 87 and 88: sözde Kaf ve Nun harflerinden meyd
- Page 89 and 90: Bize yapayalniz, aziksiz, adeta siz
- Page 91 and 92: Bu, gizli bir bagdir ama demirden b
- Page 93 and 94:
itimat, su sigirinin aslana itimadi
- Page 95 and 96:
Tanri nurlarina karsi bu kiyasçikl
- Page 97 and 98:
Padisah Sizi imtihan edecegim; baka
- Page 99 and 100:
Onlarin omuzlari omuzlarima sürün
- Page 101 and 102:
Her bey, heresir, ümit ve korkuyla
- Page 103 and 104:
En güzel olan (Güzeller güzeli )
- Page 105 and 106:
sifat yoktur, beri gel! Beri gel ki
- Page 107 and 108:
Elimiz, ayagimiza kastettikten sonr
- Page 109:
içindi, yarisi nefsim için. Tanri