astan ayagi bilmesin, bir seyi sezmesin diye reyini kapali misalle söylerdi. Bu misalle muradini anlatmisolurdu. Agyar sorusundan bir koku bile duym<strong>az</strong>, hiçbir sey anlam<strong>az</strong>di dedi.Tavsan, aslana gitmede bir<strong>az</strong> gecikti, sonra pençesi kuvvetli aslanin yanina gitti. Aslan tavsan gecikti diyepençesi ile topragi k<strong>az</strong>makta, kükremekteydi:Ben, o alçaklarin ahdi hamdir, ham ahitleri kötüdür, sözlerinde durm<strong>az</strong>lar demistim. Onlarin gürültüleribeni yaya birakti. Bu felek beni ne vakte kadar aldatacak, ne vakte kadar? Tedbirsiz emir adamakilli acizkalir. Çünkü ahmakligindan dolayi ne önünü görür, ne ardini! dedi.Yol düzgün ama altinda tuzaklar var. Y<strong>az</strong>inin tarzi hos ama içinde mana kit. Sözler, y<strong>az</strong>ilar, tuzaklarabenzer. Tatli sözler bizim ömrümüzün kumudur.Içinde su kaynayan kum pek <strong>az</strong> bulunur; yürü, onu ara! Eyogul ! O kum, Tanri eridir. O er kendinden ayrilmis Hak'a ulasmistir.Ondan dinin tatli suyu kaynayipdurmaktadir. Istekliler o sudan hayat bulurlar, gelisirler, yetisirler.Tanri erinden baskasini kuru kumsal bil ki o kumsal, her zaman senin ömür suyunu içer, mahveder.Hakim olan erden hikmet iste ki onunla görücü, bilici olasin. Hikmet arayan hikmet kaynagi olur,tahsilden ve sebeplere tesebbüsten kurtulur.Bilgileri hifzeden levh, bir Levh-i Mahfuz olur; akli ruhtan nasiplenir, feyz alir. Önce akli hoca iken, sonraakil ona sakirt olur.Akil; Cebrail gibi Ey Ahmed, bir adim daha atarsam yanarim! Sen beni birak, budan sonra sen ileri yürü.Ey can sultani benim haddim bu karardir der.Tembellik yüzünden sükür ve sabirla kalan, ancak sunu bilir: Ayagini cebir tutmustur. (Bana bunu Tanrivermis demektedir).Cebir iddia eden, hasta degilken kendisini hasta göstermistir. Nihayette hastalik okimseyi sihhatten ayirmistir.Peygamber, Sakaciktan hastalanis gerçekten hastalik getirir ve o adam nihayet mum gibi söner giderdedi.Cebir ne demektir? Kirik sarmak, yahut kopmus damari baglamak. Madem ki bu yolda ayaginikirmadin; kiminle alay ediyorsun, ayagini niye sardin? Çalisma yolunda ayagi kirilana derhal Burak geldiona bindi.Din emirlerini yüklenmisti, simdi kendi bindi... Ferman kabul ediciydi, makbul oldu.Simdiye kadarPadisahin fermanini kabul eder, o fermana uyardi, bundan sonra askere ferman verir! Simdiye kadar talihyildizi ona tesir ederken bundan sonra o zat yildizi üzerine emredici olur.Eger sen bundan süphelenirsen o halde Sakk-i Kamer den de süphelisin.Ey gizlice heva ve hevesini t<strong>az</strong>eleyen kimse! Imanini t<strong>az</strong>ele ama yalniz dille olmasin.Heva ve heves t<strong>az</strong>elenip durdukça iman t<strong>az</strong>e degildir. Çünkü heva iman kapisinin kilididir. Bakir sözütevil etmissin; sen kendini tevil et, Kur'ani degil. Istegine göre Kur'ani tevil ediyorsun. Yüce mana, senintevilinden asagilandi, aykiri bir sekle girdi!!!Senin ahvalin bir sinege benzer ki o kendini bir adam sanirdi. Içmeden kendi kendine sarhos olmus,zerresini günes görmüs.
Dogan kuslarinin övüldügünü isitmis; Süphe yok ki ben vaktin Anka'siyim demisti.O sinek esek sidigi birikintisindeki saman çöpünün üstünde gemi kaptani gibi bas kaldirip. Ben, deniz vegemi hikayesini okumus, bir zaman bunu düsünmüstüm. Iste su deniz, su gemi, ben de ehliyetli, rey vetedbir sahibi bir kaptanim dedi.Deniz üstünde salinip durmaktaydi. O kadarcik bir su ona haddinden f<strong>az</strong>lagöründü.O sidik sinege göre hudutsuzdu. Sinekte onu oldugu gibi görecek göz nerede? Onun alemi kendigörüsüne göre olur. Gözü bu kadardir, denizi de ona göre!Batil tevilci, sinek gibidir. Vehmi esek sidigi, tevil ve tasavvuru saman çöpüdür.Eger sinek kendi reyiylesaglandigi tevilden geçse, baht o sinegi hüma yapar. Bu ibret gözüne sahip olan sinek olm<strong>az</strong>; ruhu, süretelayik olmayacak derecede yüksek bir zat olur.Aslanla pençelesen o tavsan gibi. Onun ruhu, nasil olur da küçücük cüssesine layik olur?Aslan hiddetle: Düsman aldatici sözlerle gözümü kapatti. Cebrilerin hileleri beni bagladi, tahta kiliçlarivucudumu yordu. Bundan sonra ben artik o gürültüyü dinlemem. Onlar hep seytanlarin, gulyabanilerinsesleri!Ey gönül; durma, onlari parçala, derilerini yüz. Zaten onlar deriden baska bir sey degildir! diyordu.Deriden maksat nedir? Renk renk laflar... su üstündeki, durmalarina imkan olmayan menevisler gibi. Busöz deri gibidir, mana onun içi; bu söz, ceset gibidir, mana, can.Kötü iç'in ayibini deri örter; iyi iç'i de gayret dolayisi ile Gayb alemi.Kalemin rüzgardan, kagidin sudan olursa ne y<strong>az</strong>arsan derhal yok olur.Manasiz söz su üstüne y<strong>az</strong>ilan y<strong>az</strong>idir. Ondan vefa umarsan iki elini isirarak dönersin (pisman olur).Rüzgar, insandaki heva ve arzudur. Heva ve hevesten geçersen Tanri'nin haberi kalir, ondan haber alirsin.Tanri'nin haberleri çok hostu; çünkü bastan sona kadar ebedidir.Peygamberlerin ululugundan ve hutbelerinden gayri padisahlarin hutbeleri, ululuklari, adlari, sanlari degisirbaki kalm<strong>az</strong>.Çünkü padisahlarin kuvvetleri hevadandir. Peygamberlerin ic<strong>az</strong>etnameleri ise ululuk sahibiTanri'dandir.Paralardan padisahlarin adlarini k<strong>az</strong>irlar; Ahmed'in adini ise kiyamete kadar hakkederler.Ahmed'in adi, bütün peygamberlerin adidir. Yüz elimizde olunca doksan da bizde demektir.Tavsan aslana gitmede epeyce gecikti. Yapacagi hileyi kendisince kararlastirdi. Bir hayli geciktiktensonra aslanin kulagina bir iki sir söylemek üzere yola düstü.Akil diyarinda nice alimler vardir! Bu akil denizi ne kadar engindir. Bizim su seklimiz bu tatli denizde suüzerinde kaseler gibi yüzer. Içi dolu olmadikça kap, suyun yüzündedir. Dolunca denize batar. Akil gizlidirortada bir alem görünüp durur. Bizim seklimiz; o denizin dalgasindan yahut islakligindan ibarettir.Süret o denize ulasmak için neyi vesile ederse etsin, deniz; süreti, o vesile yüzünden daha uzaga atar.Gönül, kendisine sir vereni; ok, kendisini uzaga atani görmedikçe. Atimi kaybettim sanir, bindigi ati inatve hirçinlikla yolda hizli hizli kosturur! O yigit atini kaybolmus sanir. At ise onu yel gibi kosturmustur!O sersem bagirir, arar, tarar kapi kapi dolasir, her tarafi arar sorar:Atimi çalan nerede, kimdir? Efendi, su uylugunun altindaki mahluk ne?
- Page 1 and 2: M E S N E V I H A K K I N D AMesnev
- Page 3 and 4: Ham, piskinin halinden anlamaz, öy
- Page 5 and 6: ister bu cihetten... akibet bizim i
- Page 7 and 8: O garip kisi yoldan gelince, hekim
- Page 9 and 10: dediler); Velileri de kendileri gib
- Page 11 and 12: ama içi aksine.Padisah : Peki söy
- Page 13 and 14: ulundugundan haberi yok! Gölgeye d
- Page 15 and 16: enk var, ama baliklarin kurulukla c
- Page 17 and 18: Ey ay! Gayri bu felek, nedir ki sen
- Page 19 and 20: Ulu Tanri açikça meydan da olmadi
- Page 21 and 22: Yildizlarin ardinda yildizlar vardi
- Page 23 and 24: Ates! Sen hiç sabirli degildin. Ni
- Page 25 and 26: gelir, fakat ona erisince kaçar ve
- Page 27 and 28: Adi sani belli kisi! Kazanmayi bir
- Page 29: Eshab-i Kehf'in köpegine el verili
- Page 33 and 34: Ben ki filleri parça parça etmisi
- Page 35 and 36: yoldas! Susuz ve uçsuz bucaksiz ç
- Page 37 and 38: Tanri'nin lütfu, bu aslanla yaban
- Page 39 and 40: azrailisin! Ne olursan ol; canimiz
- Page 41 and 42: Ömer, selami alip onu yanina çagi
- Page 43 and 44: Ekmek Adem Atanin vucuduna karisti,
- Page 45 and 46: Hürmet eden hürmet görür. Seker
- Page 47 and 48: Kamil, topragi tutsa altin olur; na
- Page 49 and 50: sabah çaginda sahiplerine gelir; n
- Page 51 and 52: Kimin namazinda mihrap ve kiblesi A
- Page 53 and 54: dedi ki: Allah selamet versin git.
- Page 55 and 56: ÇENK ÇALAN IHTIYAR(Bilmem) isitti
- Page 57 and 58: u mümkündür.Fakat fazla vefakarl
- Page 59 and 60: tarafindan bir ses geldi, bu sesi r
- Page 61 and 62: Ömer, o ihtiyarin yüzüne bakip d
- Page 63 and 64: kargalari tavus haline getirir.Kisi
- Page 65 and 66: Yoksullar bizim yoksullugumuzdan ve
- Page 67 and 68: Aklin, insanlara ayak köstegi olun
- Page 69 and 70: Bu kul sana tabidir; gönlü, senin
- Page 71 and 72: Musa'dan bil.Tabiata inananlar; gö
- Page 73 and 74: yüzden saçini sakalini yolan bulu
- Page 75 and 76: sahibi, eserden kurtulur. Sevgisini
- Page 77 and 78: Çünkü onlar aci tuzlu sulari iç
- Page 79 and 80: aglayip inler bir halde kaldi. Gül
- Page 81 and 82:
O köpügü saf ve makbul bil. Sevg
- Page 83 and 84:
ona kul olanlar telef olup gitmisle
- Page 85 and 86:
öküzü, bir dag keçisi, bir de s
- Page 87 and 88:
sözde Kaf ve Nun harflerinden meyd
- Page 89 and 90:
Bize yapayalniz, aziksiz, adeta siz
- Page 91 and 92:
Bu, gizli bir bagdir ama demirden b
- Page 93 and 94:
itimat, su sigirinin aslana itimadi
- Page 95 and 96:
Tanri nurlarina karsi bu kiyasçikl
- Page 97 and 98:
Padisah Sizi imtihan edecegim; baka
- Page 99 and 100:
Onlarin omuzlari omuzlarima sürün
- Page 101 and 102:
Her bey, heresir, ümit ve korkuyla
- Page 103 and 104:
En güzel olan (Güzeller güzeli )
- Page 105 and 106:
sifat yoktur, beri gel! Beri gel ki
- Page 107 and 108:
Elimiz, ayagimiza kastettikten sonr
- Page 109:
içindi, yarisi nefsim için. Tanri