ulaniklik ve tortu kalir mi, süzülüs suda tortu birakir mi?Bu riy<strong>az</strong>atlar, bu cefa çekmeler, ocagin posayi gümüsten çikarmasi içindir.Iyinin kötünün imtihani, altininkaynayip tortusunun üste çikmasi içindir.Eger isi tanri ilhami olmasaydi o, yirtici bir köpek olurdu, padisah olm<strong>az</strong>di. Sehvetten de tertemizdi,hirstan da, nefis isteginden de. Güzel bir is yapti, fakat zahiren kötü görünüyordu.Hizir denizde gemiyi deldi ise de onun bu delisinde yüzlerce saglamlik vardi. O kadar nur ve hünerleberaber Musa'nin vehmi, ondan mahçuptu; artik sen kanatsiz uçmaya kalkisma. O, kirmizi güldür, sen onakan deme. O, akil sarhosudur, sen ona deli adi takma. Onun muradi Müslüman kani dökmek olsaydikafirim, onun adini agzima alirsam! Ars kötü kisinin ögülmesinden titrer; suçlardan ve süpheli seylerdenkorunan kisi de kötü methedilince, metheden kisi hakkinda fena bir zanna düser.O padisahti, hem de çok uyanik bir padisah. Has bir zatti, hem de tanri hasi. Bir kisiyi böyle bir padisahöldürürse onu, iyi bir bahta eristirir,en iyi bir makama çeker yüceltir.Eger onu kahretmede yine onun içinbir fayda görmeseydi; o mutlak lütuf nasil olurda kahretmeyi isterdi?Çocuk hacamatcinin nesterinden titrer durur, esirgeyen ana ise onun gamindan sevinçlidir. Yari can alir,yüz can bagislar. Senin vehmine gelmeyen o sey yok mu? Onu verir. Sen kendince aklindan bir kiyasyapmaktasin ama çok, pek çok uzaklara düsmüssün; iyice bak!IKI SARABIN FARKIBir bakkal vardi, onun bir de dudusu vardi. Yesil, güzel sesli ve söyler duduydu. Dükkanda dükkanbekçiligi yapar; bütün alis veris edenlere hos nükteler söyler, latifeler ederdi. Insanlara hitap ederken insangibi konusurdu, dudu gibi ötmede de mahareti vardi.Efendisi bir gün evine gitmisti. Dudu, dükkani gözetliyordu. Ansizin fare tutmak için bir kedi, dükkanasiçradi. Duducagiz can korkusundan, dükkanin bas kösesinden atildi, bir tarafa kaçti; gülyagi sisesini dedöktü.Sahibi evden çikageldi. Tacircesine huzuru kalple dükkana geçti oturdu. Bir de bakti ki dükkan yagiçinde, elbisesi yaga bulanmis. Dudunun basina bir vurdu; dudunun dili tutuldu, basi kel oldu. Dudu birkaçgüncegiz sesini kesti, söylemedi.Bakkal nedametten ah etmeye basladi. Sakalini yolmakta, eyvah, demekteydi; nimet günesim bulut altinagirdi. O zaman keske elim kirilsaydi; o güzel sözlünün basina nasil oldu da vurdum?Kusu yine konussun diye yoksullara sadakalar vermekteydi.Üç gün üç gece sonra saskin ve meyus, ümitsiz bir halde dükkanda otururken, ve binlerce gussaya, gamaes olup; bu kus acaba ne vakit konusacak; diye düsünüp dururken, Ansizin tas ve legen dibi gibi tüysüzkafasi ile bir Cevlaki geçiyordu. Dudu hemencecik dile gelip akillilar gibi dervise bagirdi:Ey kel, neden kellere karistin; yoksa sen de siseden gülyagi mi döktün? Onun bu kiyasindan halkgülmeye basladi. Çünkü dudu, hirka sahibini kendisi gibi sanmisti.Temiz kisilerin isini kendinden kiyas tutma, gerçi y<strong>az</strong>ida (aslan manasina gelen) sir, (süt manasina gelen)sire benzer. Bütün alem bu sebepten yol <strong>az</strong>ittilar.Tanri Abdallarindan <strong>az</strong> kisi agah oldu. Peygamberlerle beraberlik iddia ettiler (biz de onlar gibiyiz
dediler); Velileri de kendileri gibi sandilar.Dediler ki: Iste biz de insaniz, onlar da insan. Bizde uyumaya ve yemege bagliyiz, onlar da. Onlarkörlüklerinden aralarinda uçsuz bucaksiz bir fark oldugunu bilmediler. Her iki çesit ari, bir yerden yedi.Fakat bundan zehir hasil oldu, ondan bal. Her iki çesit geyik otladi, su içti. Birinden fiski zuhur etti,öbüründen halis misk.Her iki kamis da bir sulaktan su içti. Biri bombos öbürü sekerle dopdolu.Böyle yüzbinlerce birbirine benzer seyler var, aralarinda bulunan yetmis yillik farki sen gör! Bu, yer;ondan pislik çikar... o, yer; kamilen Tanri nuru olur. Bu, yer; ondan tamami ile hasislik ve haset zuhureder... o, yer; ondan tamami ile Tek Tanri'nin nuru husule gelir. Bu temiz yerdir, o çorak ve pis yer. Butemiz melektir o seytan ve canavar!Her iki suretin birbirine benzemesi caizdir, aci su da, tatli su da berraktir. Zevk sahibinden baska kimanlayabilir?Onu bul! Tatli su ile aci suyun farkini iste o anlar. (Zevk sahibi olmayan) sihri, mucize ile mukayese ederekher ikisinin de esasi hiledir sanir.Musa ile savasan sihirb<strong>az</strong>lar, inatlarindan ellerine onun asasi gibi asa aldilar. Bu asa ile o asa arasinda çokfark var, bu isle o isin arasida pek büyük bir yol var. Bu isin ardinda Tanri laneti var, o ise karsilik davade vefa olarak Tanri rahmeti var. Kafirler inatlasmada maymun tabiatlidirlar. Tabiat, içte, gönülde birafettir.Insan ne yaparsa maymunda yapar; maymun her zaman insandan gördügünü yapip durur. O, Bende onungibi yaptim sanir. O inatçi mahluk aradaki farki nereden bilecek? Bu emirden dolayi yapar, o, inat vesavas için.Inatçi kisilerin baslarina toprak saç! O münafik, muvafikla beraber, inat ve taklide uyup nam<strong>az</strong>a durur;niy<strong>az</strong> ve t<strong>az</strong>arru için degil.Müminler; nam<strong>az</strong>da, oruçta, hacda, zekatta münafikla k<strong>az</strong>anip kaybetmektedirler. Müminler için nihayetk<strong>az</strong>anç vardir, münafika da ahirette mat olma.Ikisi de bir oyun basindaysa da birbirlerine nispetlearalarinda ne kadar fark var; biri Merv'li öbürü Rey'li!Her biri kendi makamina gider, her biri kendi adina uygun olarak yürür.Onu mümin diye çagirirlar, ruhu hoslanir. Münafik derlerse sertlesir, ates kesilir. Onun adi zati yüzündensevgilidir. Bunun adinin sevilmemesi, afetleri yüzünden, nifakla sifatlanmis olan zatindan dolayidir.Mim, vav, mim ve nun harflerinde bir yücelik yoktur. Mümin sözü ancak tarif içindir. Ona münafikdersen... o asagilik ad, içini akrep gibi daglar. Bu ad, cehennemden ayrilmis ve kopmus degilse niçincehennem tadi var? O kötü adin çirkinligi harften degildir. O deniz suyunun aciligi kaptan degildir.Harf kaptir ondaki mana su gibidir. Mana denizi de Ümm-ül-Kitap yaninda bulunan, kendisinde olanzattir.Dünya da aci ve tatli deniz var. Aralarinda bir perde var ki birbirine tasm<strong>az</strong> karism<strong>az</strong>lar. Fakat su var kibu iki denizin her ikisi de bir asildan akar. Bu ikisinden de geç, ta... onun aslina kadar yürü.Kalp altinla halis altin ayarda belli olur. Kalpla halisi, mehenge vurmadikça tahmini olarak bilemezsin.Tanri kimin ruhuna mehenk korsa ancak o kisi, yakini süpheden ayirdedebilir.Diri bir kisinin agzina bir siçrayip girse o adam, onu disari çikarip attigi zaman rahatlar. Binlerce lokmaarasinda agzina ufacik bir çöp girdi mi, diri kisinin hissi onu duyar sezer.Dünya hissi, bu cihanin merdivenidir, din hisside göklerin merdiveni. Bu hissin sagligini hekimden isteyiniz,o hissin sagligini Habib'den (H.Muhammed'den) . Bu hissin sagligi, vücut saglamligindandir, o hissin sagligi
- Page 1 and 2: M E S N E V I H A K K I N D AMesnev
- Page 3 and 4: Ham, piskinin halinden anlamaz, öy
- Page 5 and 6: ister bu cihetten... akibet bizim i
- Page 7: O garip kisi yoldan gelince, hekim
- Page 11 and 12: ama içi aksine.Padisah : Peki söy
- Page 13 and 14: ulundugundan haberi yok! Gölgeye d
- Page 15 and 16: enk var, ama baliklarin kurulukla c
- Page 17 and 18: Ey ay! Gayri bu felek, nedir ki sen
- Page 19 and 20: Ulu Tanri açikça meydan da olmadi
- Page 21 and 22: Yildizlarin ardinda yildizlar vardi
- Page 23 and 24: Ates! Sen hiç sabirli degildin. Ni
- Page 25 and 26: gelir, fakat ona erisince kaçar ve
- Page 27 and 28: Adi sani belli kisi! Kazanmayi bir
- Page 29 and 30: Eshab-i Kehf'in köpegine el verili
- Page 31 and 32: Dogan kuslarinin övüldügünü is
- Page 33 and 34: Ben ki filleri parça parça etmisi
- Page 35 and 36: yoldas! Susuz ve uçsuz bucaksiz ç
- Page 37 and 38: Tanri'nin lütfu, bu aslanla yaban
- Page 39 and 40: azrailisin! Ne olursan ol; canimiz
- Page 41 and 42: Ömer, selami alip onu yanina çagi
- Page 43 and 44: Ekmek Adem Atanin vucuduna karisti,
- Page 45 and 46: Hürmet eden hürmet görür. Seker
- Page 47 and 48: Kamil, topragi tutsa altin olur; na
- Page 49 and 50: sabah çaginda sahiplerine gelir; n
- Page 51 and 52: Kimin namazinda mihrap ve kiblesi A
- Page 53 and 54: dedi ki: Allah selamet versin git.
- Page 55 and 56: ÇENK ÇALAN IHTIYAR(Bilmem) isitti
- Page 57 and 58: u mümkündür.Fakat fazla vefakarl
- Page 59 and 60:
tarafindan bir ses geldi, bu sesi r
- Page 61 and 62:
Ömer, o ihtiyarin yüzüne bakip d
- Page 63 and 64:
kargalari tavus haline getirir.Kisi
- Page 65 and 66:
Yoksullar bizim yoksullugumuzdan ve
- Page 67 and 68:
Aklin, insanlara ayak köstegi olun
- Page 69 and 70:
Bu kul sana tabidir; gönlü, senin
- Page 71 and 72:
Musa'dan bil.Tabiata inananlar; gö
- Page 73 and 74:
yüzden saçini sakalini yolan bulu
- Page 75 and 76:
sahibi, eserden kurtulur. Sevgisini
- Page 77 and 78:
Çünkü onlar aci tuzlu sulari iç
- Page 79 and 80:
aglayip inler bir halde kaldi. Gül
- Page 81 and 82:
O köpügü saf ve makbul bil. Sevg
- Page 83 and 84:
ona kul olanlar telef olup gitmisle
- Page 85 and 86:
öküzü, bir dag keçisi, bir de s
- Page 87 and 88:
sözde Kaf ve Nun harflerinden meyd
- Page 89 and 90:
Bize yapayalniz, aziksiz, adeta siz
- Page 91 and 92:
Bu, gizli bir bagdir ama demirden b
- Page 93 and 94:
itimat, su sigirinin aslana itimadi
- Page 95 and 96:
Tanri nurlarina karsi bu kiyasçikl
- Page 97 and 98:
Padisah Sizi imtihan edecegim; baka
- Page 99 and 100:
Onlarin omuzlari omuzlarima sürün
- Page 101 and 102:
Her bey, heresir, ümit ve korkuyla
- Page 103 and 104:
En güzel olan (Güzeller güzeli )
- Page 105 and 106:
sifat yoktur, beri gel! Beri gel ki
- Page 107 and 108:
Elimiz, ayagimiza kastettikten sonr
- Page 109:
içindi, yarisi nefsim için. Tanri