ELEŞTİRİ-ÖZELEŞTİRİ,DAYI'NIN GÜÇVEREN ELİDİR..."Sorgulama, hesaplaşmaçeşitli tutumlarınmasaya yatırılıp, neyinasıl yaptığımız veyayapamadığımızın sorgulanmasıdır.Savaştan,örgütlenmeden,kitle faaliyetinden soyutlanmışbir muhasebe,pratiğe yol göstermeyen,yeni oluşumlarıele alıp somutlamayan,genel geçerve papazın günahçıkartmasına dönenözeleştiriden öteye gidemez...Çalışma tarzı irdelenipdevrimci çalışmatarzı hakim kılınmadığında,öyle bir hale gelirki, devrimci coşku,halk sevgisi, vatanseverliktamamen ortadan kalkar.Devrimciliğin kim vene için yapıldığı belirsizhale gelir. O artık günlükyaşayan, günlük iş yapanve günlük olarak hareketinialdatan bir durumdadır.”Sıklıkla, eleştiri-özeleştiri'ninöneminden, vazgeçilmezliğindenbahsediyoruz.Çünkü, savaşta silah vazgeçilmezdir.Söz konusu olan, ideolojiksavaştır. Ve eleştiri-özeleştiri,hem burjuva ideolojisinetaarruz ettiğimiz hemde devrimi,devrimciliği savunduğumuzideolojik bir silahtır.Bu silahı kuşanmayanlar, kendileri silahsız,savunmasız bırakmış olurlar. Burjuvaideolojisi karşısında güçsüz kalırlar. Bugüçsüzlük, burjuvazinin ideolojik saldırılarıkarşısında ayakta kalmaz ve giderek savrulur.İşte bu gidişatı tersine çevirecek olan, eleştiri-özeleştirisilahıdır.Eleştiri-özeleştiri deyince, aklımıza gelmesigereken ilk şey, onun devrimci bir silah olduğudur.Kuşanıp gereğini yapanı güçlü, kuşanmayanıgüçsüz yapan bir silahtır bu.Çok açıktır; burjuva ideolojisi karşısındagüçlü olmak isteyenler için, eleştiri-özeleştirivazgeçilmez bir silahtır.Eleştiri-Özeleştiri,Dayı'nın Elini SomutlamaktırDayı'nın şehit düşmesinin ardından O'nunlailgili anılarını aktaran bir yoldaşımız şöylediyordu: "... Yıllar içinde pratiğe girdikçeanlayacaktım ki, asıl mesele ‘istemek’ti,anahtar kelime buydu. Bu bir yanıyla, Dayı'nıninsana ve özünde de kendine, yeni insanıdeğiştireceğine, yeni insanı yaratacağınaolan güveniydi. Yıllarca bana, bize hepbunu anlatmaya çalışmıştır. İnsan, olumluve olumsuzluklarıyla insandır. Önemliolan taşınan olumlu özelliklerdir, gerisibizim eğiticiliğimize, becerimizekalmıştır. Öz devrimciyse, diğer sorunlarçözülür." (Yeni Kurtuluş Dergisi-07Eylül 2008 Syf: 20-21)Eleştiri-özeleştiri, bu yanıyla,insanın değişeceğine olan inancın, yeni insanınyaratıcılığına olan güvenin hayatın içinde somutlanmasınınyöntemidir.Bilinmelidir ki, eleştiri olumsuzluklaraayna tutan 'el'dir. Özeleştiri ise olumluluklarıbüyüten 'el'dir.Özeleştiri, devrimciliği büyüttüğü oranda,eleştiri aynasına düşen olumsuzlukları daküçültüp giderek yok eder.Dayı'nın elini anlatan yukardaki anlatımadevam edersek şöyle deniyor: "O bana, bizedevrimciliği yeni baştan öğretti. Eğer sorun yaşamışda ayağa kalkmamışsanız, eğer gerilemişseniz,eğer zaafa düşmüşseniz ve halen busaflardaysanız bilin ki bu Dayı sayesindedir. Ogörünmez el, Dayı'nın elidir." (Age)"Sonrasında gelen kuşaklar için Dayı, bilmediğimizbir yerde, ancak okuduklarımızdantanıdığımız uzaktaki biriydi.Onu tanıdıkça anladım ve öğrendim ki; Ohep bizim yanıbaşımızda, günlük hayatın hepiçindeydi, görünmez bir eldi." (Age)İşte o "el" Dayı'nın elidir. Dayı'nın eli, Cephe'ninelidir. Bu yanıyla, Cephe'nin eli yoldaşlararasındaki eleştiri-özeleştiri paylaşımında somutlanır.Nerede yoldaş varsa, orada Cephe vardır.Cephe'nin olduğu yerde ise yanıbaşımızda,günlük hayatın içinde, 'görünmez' bir el olarakDayı'nın eli hep işbaşındadır. Eleştiri-özeleştiri,Dayı'nın elini somutlamaktır.Eleştiri, YoldaşınaDeğer VermektirBurjuva ideolojisinin, yoz kültürünün solsaflarda değişik biçimlerde ve derinlemesine somutlandığıgünümüz koşullarında devrimciliğigüçlendirmenin yegane yolu Eleştiri-Özeleştiri'dengeçer.Cepheliler'in birbirlerini burjuva ideolojisininsaldırılarından, yoz kültürünün pisliklerindenkorumaya çalışmasının, varsa bulaşanpisten, pastan arındırmasının tek yolu, birbir-18 <strong>DİRENMEK</strong> <strong>ONURDUR</strong>!
lerine el vermeleridir. İşte o el Dayı'nınelidir.Dayı'nın eli, bu yanıyla, eleştiriözeleştiriolarak somutlanmalıdır.Cepheli için eleştiri-özeleştiri,Dayı'nın elini günlük hayatın içindesomutlayarak kendini ve yoldaşlarınıgüçlendirmektir.Eleştiri, yoldaş sevgisinin somutlanmasıdır,Yoldaşına değer vermedir.Yoldaşını seven, yoldaşına değer verenyoldaşının "kötü" olmasını istemez.'Kötü olmak,' burjuva ideolojisinintürlü etkilerini taşımaktır. Bu etkilerçalışma tarzında, yaşam biçiminde,ilişkilerde, uslupta, davranışlardaaçığa çıkar. Bunları tespit eden,yoldaşının kötü olmasını istemediğiiçin eleştirecektir. Doğruyu, yanlışıgösterecektir. Uğraşacak, emek verecek,ikna edecektir.Halkımız "Dost acı söyler" diyor.Yoldaş ise doğruyu söyler, gerçeğigösterir. Bunlar "acı" olarak algılanabilir,alınganlık da gösterilebilir.Ama eleştiri karşısında gösterilenalınganlık yanlıştır.Yoldaşını seven böylesi alınganlıklarında üzerine gider. Geri adım atmaz.Yoldaşını seven, bu sevgisiniyeri geldiğinde eleştiriyle de göstermektenvazgeçmez. Eleştiriden vazgeçmek,yoldaşından, yoldaşlıktanvazgeçmek olur. Hayır! Cepheli için,yoldaşına sahip çıkmanın yolu yerigelince, halkımızın dediği gibi "acı"konuşmaktır.Elbette, devrimci eleştiriden bahsediyoruz.Değilse, açık yakalama,inat etme gibi yaklaşımların devrimcilikleilgisi yoktur. Bilinmelidirki, eleştiri-özeleştiri, yoldaşlık ilişkilerinedair bir yaklaşım ilişkisidir.Yoldaşlık bağı üzerinde taşınan devrimcibir silahtır eleştiri-özeleştiri.ÖzeleştiriDevrimciliği BüyütürÖzeleştiri, devrimciyi devrimci kılanher şeye değer vermektir. Yoldaşlara,şehitlere, Parti'ye, halka,devrimci ideoloji ve kültüre, paylaşılanhatıra ve hayallere... kısaca,devrimcinin kendisini devrimci yapanöz niteliklere değer vermesi,sahip çıkmasıdır özeleştiri. Böyleanlaşılmazsa, gerçek bir özeleştirisözkonusu olmaz.Eleştiri karşısında küsüp alınganlıkyapmak, kaçak güreşip mazeretlerüretmek, aslında, kişinin kendisinidevrimci kılan özniteliklere değervermekten uzaklaşması demektir.Alınganlık, tek kelimeyle söylersek,bencilliktir.Küsmek ise zayıf, güçsüz insanlarınsığınağıdır. Bunlar devrimcitavırlar değildir. Cepheli alınganolmaz, küsmez. Cepheli, özeleştirelolarak devrimciliğini büyütür.Devrimciliği büyütmek, ilke vekuralların, talimat ve görevlerin yaşamageçirilmesinin önünde engelolan herşeye savaş açmak demektir.Özeleştiri, devrimci ilke ve kurallarınışığında kendi pratiğimizdenders almak demektir.Küba Devriminin muzaffer komutanlarındanErnesto Che Guevara,şöyle der: "Yaparak öğreniyoruz, doğalolarak da yanlışlarımızdan dersçıkararak."Evet, özeleştiri tam da budur:Yanlışlardan ders çıkartmaktır.Böyle yanlış, zaaf, ilkesiz olan ne varsa,tekrarından kaçınılır. Çünkü, özeleştirisayesinde, yanlış olan herşeyinkökenlerine kadar inilip sorgulanarak,sorun kökten çözülür.Che'nin ifadesiyle söylersek:"Önemli olan hataları gerekçelendirmektenöte onları tekrar etmektenkaçınmaktır."Özeleştiri, hataları gerekçelendirmekdeğil, tekrarından kurtulmanınyolunu bulmaktır.Özeleştiri, DevrimciOlmayanın KesilipAtılmasıdırHata ve zaaf olarak somutlanan ilkesizliklerigerekçelendirmek, özeleştirideğildir.Böyleleri hatalarının sorumluluklarınıbile taşıyamayacak kadar güçsüzolduklarından bahane ve mazeretlerinardına sığınırlar. Oysa, bu türtavırlar, Dayı'nın ifadesiyle söylersek:"Gerekçeler tebessümle karşılanmasıgereken, sorunlardan kaçışın, çaresizliğinbir sonucu olarak kabul edilmelidir.Özeleştiri ise sorunlarla yüzleşmekolduğu için güç verir.Dayı diyor ki: "zaaflara prim verildiğinde,savaşın yerini pasifizmalır ve çok savaş lafı eden ama savaşkaçkınlığının hakim olduğu..." kişiliklerortaya çıkar. İşte bu kaçkınlığınüzerine yürümenin yöntemi de özeleştiridir.Özeleştiri, savaşçı yanlarıgüçlendirirken devrimci olmayanyanlarında kesilip atılması anlamınagelir. Devrimci olmayanın kesilipatılması, devrimci olanı güçlendirmektir.Eleştiri-ÖzeleştiriPratiği GözdenGeçirmektirÖzeleştiri olgusu, halk kültüründede yer bulur kendine. Öyle ki, kimseninşikayeti ve tanıklığı bile olmadankendi özünü dara çekmek (kendinisorgulamak) olarak somutlananbu olgu, devrimci kültür içinde özeleştiriolarak şekillenir.Her ikisinin özünde de, inancınile yaşamın, düşüncelerin ile pratiğinarasındaki olası farkı sorgulama,açığa çıkarıp hesaplaşma vebu sayede giderme vardır.Bu yanıyla, özeleştiri, yaşamınıinancının pratiğini düşünce, ilke vedeğerlerin ışığında gözden geçirmeolarak somutlanır.Böyle olduğu içindir ki, FidelCastro şöyle der: “Bir devrimcinin ilkgörevi kendine karşı tamamen dürüstolmaktır."Özeleştirinin esası da zaten budur.Devrimcinin kendisini vareden iddia,ilke, ideoloji ve değerler ışığındakendi pratiğini dürüstçe gözden geçiripyanlışlarla, eksiklerle hesaplaşmasıdır.Dayı'nın ifadesiyle söylersek;"Hesaplaşmak sorgulamak düşmanlasüren ideolojik bir savaştır."İşte bu savaştan zaferle çıkmakiçin eleştiri-özeleştiri silahına sahipSayı: 326<strong>Yürüyüş</strong>19 Ağustos2012BİRLEŞELİM DİRENİŞLERİ BÜYÜTELİM!19