sendikalar›n öncülü¤ündeki eylemlerdede veya köylü kooperatiflerinineylemlerinde de gerekti¤indeileri sürülür. Ne oldu¤u ço¤u zamanbelirsiz olan “baflka amaç” demagojisiyle,faflist yönetimler, halk›n taleplerinikarfl›lamaman›n bir gerekçesinibulmufl olur ve halk›n o andakitaleplerinin tart›fl›lmas› engellenir.Bu zihniyetin tipik göstergelerindenbiri de, halka çeflitli haklartan›mak, vermek zorunda kald›klar›her durumda, kendilerini “onlar istedi,eylem yapt› diye vermiyoruzbunlar›” aç›klamas›n› yapmak zorundahissetmeleridir. Bu zihniyetegöre, bir devletin, iktidar›n halk›nhakl›, meflru taleplerini kabul etmesi“devletin güçsüzlü¤ü” demektir.Halk›n taleplerini kabul etmek, buzihniyete göre “devletin acz içindegörünmesi” anlam›na gelir. Oysatarihi ve sosyolojik gerçek, bununtam tersidir. Kendi halk›n›n taleplerineen çok kulak veren devlet, engüçlü devlettir. Yönetti¤i halktankorkan devletler ise en güçsüz devletlerdir.Belli bir aflamada bu devletlerintanklar›yla, toplar›yla, devasaordu ve polisleriyle “güçlü” görünmeleribu gerçe¤i de¤ifltirmez.Zindanc›, yönetimine verilmiflkiflileri, “rehabilite” edilmesi,daha düz bir deyiflle usland›r›lmas›,ehlilefltirilmesi, “zararl›” fikir veal›flkanl›klardan kurtar›lmas› gerekenkifliler olarak ele al›r. Ülkemizi“zindanc› bir anlay›fl›n” yönetti¤ini,iktidar sahiplerinin de tüm halk›“rehabilite” etmeye kalk›flmas›ndagörüyoruz. Ülkemizdeki devlet veiktidar gelene¤inde, halk›n iradesi,tercihleri gibi olgulara, demokratikgeleneklere, az›nl›k haklar›na yeryoktur. (Tan›d›klar› tek “az›nl›khakk›”, emperyalistlerin zoruyla kabulettikleri haklard›r, ki onlar› dafiilen yoketmifllerdir.) Bu anlamda,ülkemizi büyük bir “aç›k hapishane”yebenzetmek yanl›fl de¤ildir.Nitekim bu benzetme, 12 Eylül dönemindeçokça kullan›lm›flt›r. Amasonra ne de¤iflmifltir zaten? 12 Eylül,ç›kard›¤› yasalar ve oluflturdu¤ukurumlarla 12 Eylül’ü süreklilefltirmemiflmidir? Dahas›, 12 Eylül’ünyasalar› ve kurumlar› bile, belli birnoktada emperyalistler ve oligarfliiçin yetersiz gelmifl ve “devlet”,halka karfl› tekrar tekrar tahkimedilmifltir. ‹flte bunun sonucudur ki,katliamlar, faili meçhuller, kaybetmeler12 Eylül uygulamalar›n› katkat aflan boyutlara ulaflm›flt›r. Dolay›s›yla,12 Eylül’de etraf›ndaki telörgüleri çekilen aç›k hapishaneninhalen devam etti¤ini söylemek yanl›flde¤ildir; o günden bu yana dahapishanenin içinde sürekli yenihücreler yap›lmakta, hapishaneninyönetim kurallar› daha da a¤›rlaflt›-r›lmaktad›r.Bugün, oligarflinin tüm kesimleri,Kürt sorununda hakl› vemeflru talepleri karfl›lamamak, ilhakve asimilasyonu sürdürmek için 30bine yak›n Kürt yoksulunun katledilmesininsorumlulu¤unu “bölücüörgüt”e, tecrit politikas›n› sürdürmekiçin katledilen 122 insan›m›z›nkatledilmesinin sorumlulu¤unu da“tek bafl›na eylemi sürdüren örgüt”ey›karak kendini aklamaya çal›fl›yor.Burjuva medyan›n büyük deste¤iylede kitleler üzerinde bir ölçüde etkiliolabiliyorlar. Ama bu hangi iktidar›,hangi yöneticiyi bu ölümlerin sorumlulu¤undankurtarabilir? Tümbu ölümler hiç kimsenin kuflkusuolmas›n ki, bu ülkeyi yöneten zindanc›lar›nhanesine yaz›lmaktad›r.Tarihin ortaya koyaca¤› dosyada, buölümlerin sorumlusu olarak onlargösterilece¤i gibi, hiç kimsenin kuflkusuolmas›n ki, halk da er geç suçluyu,suçsuzu yerine oturtur.Yeni-sömürgelerdeki faflist yönetimler,gerçek bir kitle temelineve deste¤ine sahip olamazlargenel olarak. Bu destek çok çeflitliyollarla ancak konjoktürel olarakyarat›l›r. Mesela, 1982 Anayasas›referandumundaki yüzde 92’likevet oyu, siyasi aç›dan 12 Eylül yönetimininkitle deste¤i say›labilirmi?.. Elbette hay›r. Oligarflik iktidarbugün de güçsüzdür. Evet, iflbafl›ndaanketlerde oy oran› yüzde 30’lardadolaflan, iflçilerin, memurlar›n,köylülerin, tutsak yak›nlar›n›n, mühendislerin,sa¤l›kç›lar›n, k›sacas›424 Eylül 2006 / 71halk›n tüm kesimlerinin taleplerinekulak asmayan, tersine, onlar› azarlayanbir iktidar var; bu yan›yla cüretligörünüyor. Ama dedi¤imiz gibi,halk›n talepleri karfl›s›nda tak›n›-lan bu tav›r, gerçekte güçsüzlüktür.Oligarflik iktidarla, kitleler aras›ndakimesafenin her geçen gün dahada aç›lmas›d›r. Kitlelerin alternatifsizlikve ekonomik çaresizlik içindeflu veya bu partinin hâlâ peflinde olmas›kimseyi yan›ltmamal›d›r.Zindanlar›n tarihi, ayn› zamandaayaklanmalar tarihidir. Dünyan›nbelki de hiçbir zindan›nda, bask›lar,hak gasplar›, insan› afla¤›layanyöntemler sürgit devam edememifl,esirlerin isyan›yla karfl›laflm›flt›r.Türkiye’ye bir tür hapishane, Türkiyehalk›na da bir “esir”, bir “düflman”gibi bakan ve Türkiye’yi yönetmeyi,“halka karfl› savafl”› sürdürmekolarak gören bu faflist, zindanc›anlay›fl da er geç bu isyanlayüzyüze gelecektir. Hayat›n çeflitlialanlar›nda büyük bedellerle sürmekteolan direnifller, hak ve özgürlükmücadeleleri, daha büyük birmücadele içinde birleflecektir.Burada son olarak flunu da belirtmekgerekir ki; bizim amac›m›z“hapishane yönetimini” de¤ifltirmekde¤ildir; “y›pranm›fl” zindanc›lar›kovup “yeni” zindanc›lar› iflbafl›nagetirmek de¤ildir. Amac›m›z, Türkiye’yibir hapishane olmaktan ç›karmakt›r.Amac›m›z, halk› esir, düflmanolarak gören iktidar anlay›fl›nason vermektir. Bu anlamda, tekelleriniktidar›n›n alternatifi, yine tekellerinç›karlar›n› savunan bir baflkaparti de¤ildir. Do¤rudan tekellerintemsilcisi olmasa da, temel olaraktekellerin politikalar›n› sürdürecekbir parti de de¤ildir. Tekellerin iktidar›n›nalternatifi, halk›n iktidar›-d›r. Kavgam›z sadece bugünkü“zindanc›”l›k görevini yerine getirenAKP’yle de¤ildir. Kavgam›z ayn›zamanda tüm di¤er zindanc›larla,tüm düzen partileriyledir. Halk›nkavgas›n› ancak bu zemine oturtursakülkemizi ba¤›ms›z, halk›m›z›özgür yapabilir, etraf›m›za çevrilmifltel örgüleriyle, duvarlar›yla buzindan› yerle bir edebiliriz.
Avukatlar Adalet Bakanl›¤›’na yürüdü150 avukat hep bir a¤›zdan TECR‹TE SONdediler. Adalet Bakanl›¤› ve AKP iktidar›bu sese daha ne kadar kulak t›kayacak?Gecekondularda açl›k grevleri yap›ld›Gecekondu halk›ndan yükselen ‘TECR‹TESON’ talebine Adalet Bakanl›¤› ve AKPiktidar› daha ne kadar kulak t›kayacak?Abdi ‹pekçi Direnifli 4. y›la girdiBaflkentin göbe¤inde tutsak ailelerinin‘TECR‹TE SON’ 盤l›¤›na Adalet Bakanl›¤›ve AKP daha ne kadar kulak t›kayacak?Geçti¤imiz son bir hafta içinde birçok kesimden ayn› sesyükseldi, ayn› talep yinelendi:“F Tipi Hapishanelerde Tecrite Son”!Behiç Aflc›’n›n açl›k grevine bafllamas›n›n ard›ndan tecritiyeniden gündemine alan avukatlar, Türkiye'nin her yerindenAnkara'ya geldiler. Pankartlar›, sloganlar› ile “Tecriteson” diyorlard›. Meslektafllar›na sahip ç›k›yorlar, BehiçAflc›’n›n 164 gündür ölüm orucunda oldu¤unu duyuruyorlard›.Muhalif, devrimci, demokrat avukatlar belki de ilkkez bu kadar kitlesel bir flekilde bir konu etraf›nda hareketegeçiyordu. Adalet Bakan›'yla görüflmek üzere yürümekistediler. Ancak, adalet isteyen ses, iktidarlar›n hiç sevmedi¤ive bast›rmak için de her türlü yapt›r›ma baflvurdu¤usesti. Adaletsizli¤in hüküm sürdü¤ü yerde adalet istemiegemenlerin korkusu olmufltur hep. Bu sesi bast›rmak içinde Ankara sokaklar›nda bir kez daha terör estirildi, polisbarikatlar› bu kez adalet mekanizmas›n›n bir organ› olanavukatlar›n önüne örüldü. Buna karfl›n barikat, 150 avukat›nkararl›l›¤› ve ›srar›yla kurulan barikata çarpt›.Sar›gazi, Okmeydan›, Ba¤c›lar ve Gazi Mahalleri’nde,"Tecritin Kald›r›lmas› ‹çin 1 Günlük Açl›k Grevindeyiz"fliar›yla meydanlarda, parklarda, halk›n yo¤un oldu¤uyerlerde direnifl mevzileri kuruldu. Halk›n kat›l›m›yla gerçeklefltirilen1 günlük açl›k grevleri gecekondu emekçilerinintecrite karfl› yükselen sesi oldu. Sar›gazi'deki sese vehalk›n ilgisine tahammül edemeyen jandarma, direnifl sesiniyükseltenlere sald›rarak 20 kifliyi gözalt›na ald›. Bunara¤men yeni bir ekiple açl›k grevine devam edildi.Gecekondu mahallelerinin duvarlar›nda ayn› slogan yaz›l›yd›,merkezi yerlerde ayn› içerikteki pankartlar as›l›yd›:"F Tiplerinde Tecrite Son!"Her hafta birçok kentte süren oturma eylemleri ve tutsakmektuplar›yla tecritin anlat›lmas›na, “Direnenleronurumuzdur, tecrite son” fliar›yla devam edildi.Ve d›flar›da tecrite karfl› en uzun soluklu mevzi olmaözelli¤i tafl›yan Abdi ‹pekçi Direnifli’nin dördüncü y›l›na girmesivesilesiyle düzenlenen etkinlikte yüzlerce kifli hep bira¤›zdan “tecrit zulmüne son verin” dedi.‹natla ve inançla hayk›r›l›yor sloganlar, "Sonuna, sonsuza,sonuncumuza kadar" diyenlerin inanc›yla çarp›yor yürekler.Birkaç metrekarelik yere hapsedilmek istenenlerinve bunu kabullenmeyip direnifl mevzisinin en önündeolanlar›n sesi oluyor yükselen her ses. ‹syan renginde bir盤l›kt›r duymazl›ktan gelemedi¤imiz, görmezli¤e vuramad›¤›m›z.Duymamakta inat edenlere duvarlardaki yaz›yla,sokaktan yürürken denk geldi¤imiz önlüklü bir açl›k grevcisiyle,da¤›t›lan bir bildiriyle, oturma eylemleriyle, cüppeliavukatlar›n yükselen sesiyle duyurmaya inat ediyor tecritekarfl› mücadele edenler... Görmeyen kalmayacak, duymayanolmayacak havas› hakim at›lan her ad›mda.As›l önemlisi ise, AKP iktidar›n› halk›n her kesimindenyükselen bu seslere kulak t›kama politikas›n› sürdüremezduruma getirmektir. Bunun için, ‘tecrite son’ ça¤r›s›n› kulaklar›n›t›kayamayacak gürlükte ve yayg›nl›kta hayk›rmak,bu zulmü ülkenin dört bir yan›nda duyurmakt›r.524 Eylül 2006 / 71