12.07.2015 Views

• • • • •

• • • • •

• • • • •

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

naklarında yer alan bilgilerden, bu büyük imamın hiçihmal etmeden her yıl hacca gitmeye gayret gösterdiğinibiliyoruz. Hac seyahatleri esnasında uğradıkları ilimmerkezlerinde âlimlerle uzunca görüşmeler yaptığı dabilinmektedir. Bu kapsamda Medine-i Münevvere veMekke-i Mükerreme’de ibadet yanında ilmî faaliyetlerlede meşgul olmuştur. Bu büyük imamın, Emeviyönetiminin baskılarından kaçarak Mekke’ye sığındığıve yine aynı şekilde Abbasi yönetiminde de belirli aralıklarlaMekke’de bulunmayı tercih ettiğini biliyoruz.Hayatının yetişkinlik ve olgunluk çağlarındaki beşyıldan fazla bir süresi Mekke’de geçmiştir. İlmî faaliyetler,ağırlıklı olarak da içtihatlarının dayandığı naklîve aklî delillerle ilgili tartışmalarla geçen bu dopdoluMekke hayatı, Ebû Hanife’nin içtihat sistematiğininoluşmasında oldukça önemlidir. Zîrâ Hicaz ekolü vediğer ilim merkezlerindeki ilmî birikime vâkıf olmasıaçısından, bu çok büyük bir imkândır ve İmam Âzambu imkânı olabildiğince verimli değerlendirmiştir.Güvenilir tarih kaynaklarında İmam Ebû Hanife’ninözellikle hadîs dersi aldığı hocaları arasında, Ata b. EbîRebah, Zeyd b. Ali, Şa’bi, Tavus, İkrime, Katade, Nafi,Zühri, Simak b. Harb ve Hammad b. Ebi Süleymanbaşta olmak üzere yüz civarında büyük tâbiûn âlimininismi geçmektedir. Bazı kaynaklarda ise Ebû Hanife’ninyüzlerce tâbiûn âlimiyle görüşüp hadîs aldığı bilgileri yeralmaktadır. Ebû Hanife, Kufe’deki tâbiûn âlimlerininbilgi birikimini elde etmede en fazla, Hammad b. EbîSüleyman’dan faydalanmıştır. Onun Hammad b. EbîSüleyman’ın derslerine hiç aksatmadan yaklaşık yirmiyıl kadar devam ettiği bilinmektedir. Hattâ onun bu hocasındaniki bin civarında ahkâm hadîsi yazdığı bilgiside güvenilir kaynaklarda yer almaktadır.İmam Ebû Hanife, Ehl-i Beyt imamlarının hadîs birikimlerinede vâkıf olmuştu. Bu kapsamda onun Zeyd b.Ali ile uzun süre yakından görüştüğü ve kendisinden hadîsdinlediği bilinmektedir. Onun tahsil hayatında Hammadb. Ebî Süleyman ve Ata b. Ebî Rebah gibi, Zeyd b. Ali deçok özel bir yere sahiptir. Ayrıca tarihî kaynaklarda onunhac esnasında Ehl-i Beyt imamlarından İmam MuhammedBâkır ve İmam Cafer Sadık ile de görüşüp bazı fıkhîkonuları müzakere ettikleri bilgisi yer almaktadır.Hadîslerin henüz bütünüyle tasnif edilip yazıya geçirilemediğidönemde yetişen Ebû Hanife, sadece belli birmuhitteki ilmî birikimle yetinmeyip, İslâm dünyasınınher bölgesindeki ilim merkezlerinde yetişen âlimlerinilmî birikimlerine de ulaşmayı hedeflemiştir. Bu kapsamdaonun Hicaz ekolü imamlarından Malik b. Enesile olan uzun süreli ilmî müzakereleri, tarih kaynaklarındaayrıntılı denilebilecek ölçüde anlatılmaktadır.Henüz daha sağlığında iken İmam Ebû Hanife’ninünü İslâm dünyasındaki ilim merkezlerinde yayıldığından,birçok İslâm âlimi onunla görüşüp, ilmî sohbetleryapmak için vesileler bulmaya çalışıyorlardı.Bundan dolayı onun hac seyahatleri, İslâm dünyasınınfarklı yerlerindeki ilim merkezlerinde yetişen âlimlerledaha yakından tanışmak için önemli bir vesileydi.Bütün bunların ötesinde onun çok yönlü yetişmesindetahsil hayatı gibi, derslerinin de etkili olduğu dikkattenuzak tutulmamalıdır. Zîrâ onun dersleri uzun sürelimüzakerelere sahne oluyordu. Bu esnada öğrencileriningörüşlerini en ince ayrıntılarına kadar dinler, bu görüşlerlekendi görüşünü çeşitli açılardan karşılaştırırdı. Hattâonun özellikle hayatının son yıllarında, çeşitli ilim dallarındauzman kırk civarında seçkin öğrencisinden oluşanakademi benzeri bir ilmî yapılanma gerçekleştirdiği biliniyor.Bu uzman grup arasında hadîs alanında derinleşmişbirçok öğrencisi de vardı. Görülüyor ki onun aktif tahsilhayatı ömrünün sonuna kadar devam emişti.Hanefi Fıkhında Sünnet Kaynaklı HükümlereDair Bazı MülâhazalarBu başlık altında Hanefî içtihat sistematiğindekiSünnetle ilgili kriterlerin farklı boyutları olabileceğinedikkat çekmek hedeflendiğinden, birkaç örnek üzerindedeğerlendirmelerle yetinilmiştir. Hanefî fıkıhkültüründe Sünnet kaynaklı hükümlerin elde ediliş(istinbat) kuralları, özellikle de deliller arası tearuz görüntüleriningiderilmesinde başvurulan esaslarda, “ihtiyat”ilkesinin hâkim olduğu bilinmektedir. Bu ilkefarklı boyutlarıyla netleştirilemediğinde Hanefî içtihatsistematiğinde Sünnetin teşriî konumunu da gerektiğigibi anlaşılamaz. Çalışmamızın bu kısmında “ihtiyat”ilkesinin bazı boyutlarına dikkat çekilecektir.Hanefî içtihat sistematiğinde bir şeyin farz veya haramolabilmesi için öncelikle o konuda sübutu kat’î birnaklî delil bulunması temel şarttır. Zîrâ sübutu kat’î olmayannaklî delillerin delâlet ve iktiza seviyeleri en üst düzeydede olsa, onlarla farz ve haram hükümleri sabit olmaz.Teklîfî hükümlere dair bu kriterler İmam Ebû Hanife’niniçtihat sistematiğindeki ihtiyat ilkesinin gereğidir. İşte builke gereği, Hanefî fıkıh kültüründe ahad hadîslerle farzve haram hükümleri sabit olmaz; bu tür hadîslerle sabitolabilecek en üst teklîfî hüküm talep boyutlu olarak vacib,uzak durma (keff) boyutuyla ise tahrimen mekruhhükümleridir. O hâlde Hanefî fıkhındaki kaynağı hadîs/sünnet olan haram ve farz hükümlerin hepsi mütevatirhadîslere mi dayanmaktadır? Lafzî mütevatir hadîs sayısıoldukça sınırlı olduğuna göre, “Hanefîler’in bu anlayışınınihtiyat ilkesiyle uyumu nasıl izah edilir?” gibi sorularakla gelmektedir. İhtiyat ilkesinin bazı boyutlarına dairaşağıdaki başlıklar altında verilecek bilgilerin, Hanefî iç-36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!