12.07.2015 Views

• • • • •

• • • • •

• • • • •

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bediüzzaman Said Nursî de Mesnevî’nin tefsîr kitaplarıiçindeki yerini şöyle belirtir: “Selef-i Sâlihîn’inbıraktığı kudsî tefsîrler iki kısımdır: Bir kısmı, ahkâmadair tefsîrlerdir. Diğer bir kısmı da âyât-ı Kur’âniyyeninhikmetlerini ve iman hakikatlerini tefsîr ve izah ederler.Selef-i sâlihinin bu türlü tefsîrleri çoktur, hususenGavs-ı A’zam Şâh-ı Geylânî, İmam-ı Gazâlî,Muhyiddîn-i Arabî, İmam-ı Rabbânî gibi zevât-ıkirâmın eserleri bu kısım tefsîrlerdir. Bilhassa MevlânâCelâleddîn-i Rûmî Hazretleri’nin Mesnevî-i Şerîfi debu tarz bir nev’i mânevî tefsîrdir.” 8Mevlânâ, Mesnevî’nin mukaddimesinde, bu eserini“Keşşâfu’l-Kur’ân” yani “Kur’ân’ın mânâsını keşfedipaçıklayan bir kitap” olarak tavsif etmektedir. Bunudemesinin sebebi şudur: Mesnevî, diğer tefsirlere nazarandaha çok Kur’ân’ın asıl maksadını açıklamaktave izah etmektedir. Kur’ân’ın asıl maksadı ise insanahakikatini haber vermek ve onun nereden gelip nereyegitmekte olduğunu bildirerek, bu duruma uygun hareketetmesini sağlamaktır.Kur’ân-Mesnevî münasebetine dair bizzat Mevlânâşöyle bir karşılaştırma yapar: “Şunu bilmek lâzımdır ki,Kur’ân, güzel yüzlü, latif sözlü, türlü elbise ve ziynetlerlesüslenmiş, hatadan ve kusurdan hâlî, şek ve şüphedenarı duru bir gelin gibidir. Fakat gayret ve ibretpeçesi altında gizli kalmıştır. Nitekim buyurmuşlardırki: ‘Kur’ân gelini, yüzündeki peçeyi, iman başkentini(kalbi) kavgadan, gürültüden (mâsivâdan) temizlenmiş,sakin gördüğü vakit açar.’ Bizim Mesnevîmiz deböyle manevî bir dilberdir. (...)” 9Mesnevî’yi anlayabilmek için ise şu hususların gereğinivurgular: “Mesnevî’nin nurlarla dolu sırlarınıve inceliklerini anlamak (ve onda geçen) âyetlerin,hadîslerin mânâlarını, hikâyelerinin tertibini, aralarındakimünasebetleri kavramak için, büyük bir itikad,devamlı bir aşk, tam bir istikamet, selim bir kalb, sonderece keskin bir zekâ ve anlayış ile birçok muhtelifilimleri bilmek lâzımdır ki, onun içinde insan seyredebilsinve onun sırrının sırrına ulaşabilsin. Eğer kişisâdık bir âşıksa, bu vasıtalar olmadan da Mesnevî’yianlamak hususunda, aşkı ona kılavuzluk edebilir ve birmenzile erişebilir. Allah, başarı sağlayıcı, doğru yolugösterici, insanların yardımcısı ve idarecisidir.” 10Osmanlı döneminin son edebiyat tarihçilerindenNihat Sami Banarlı, bu hususta şu açıklamayı yapar:“Mesnevî’yi, Kur’ân-ı Kerîm’in şiir ve hikâye sanatıile ve Mevlânâ tarzı bir duygu ve düşünce üslûbuylaifadelenmiş, manzûm tefsîri diye karşılamak mümkündür.Mevlânâ, Mesnevî vasıtasıyla öğrettiği Allah’avarma yollarını Kur’ân’dan âyetler getirerek, Hz.Muhammed’den hadîsler hatırlatarak ve bunları derinanlayışlarla açıklayarak tanıtmak sevgisindedir.” 11Bu bahsedilenlere hem bir delil hem de birkaç örnekteşkil etmesi bakımından Mesnevi’de geçen âyettefsirlerinden şunları gösterebiliriz:1. “Ve düşün ki, Rabbin, Meleklere: ‘Ben yeryüzündemuhakkak bir halîfe yaratacağım’ 12 dediği vakitmelekler: ‘Biz hamdederek Sen’i tesbih ve takdis edipdururken, orada fesat çıkaracak ve kanlar dökecek birmahlûk mu yaratacaksın?’ dediler. Allah da ‘Şüphesizki ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim.’ dedi.”(Bakara, 2/30)Mevlânâ, Yüce Allah’ın insanı kendisine halîfe yapmasınınhikmetini, insanın Allah’a tam bir mazhar/meclâ oluşu ile açıklamakta ve bu halîfeliğin yeryüzündekiseyrini şöyle anlatmaktadır:“Cenâb-ı Hak, kemal sırrına ayna olmak üzere,bir gönül sahibini halîfe edindi. Ona hadsiz hesapsızsafâlar ihsan etti. Sonra da ona zulmetten bir zıt yarattı.Siyah ve beyaz iki bayrak yaptı. Biri Âdem’di, biri yolkesen İblis. Bu iki asker arasında nice meşhur savaşlaroldu. İkinci devrede Hâbil idi. Onun temiz nurununzıddı Kâbil’di. Böylece bu iki adalet ve cevr bayrağı,devir devir Nemrud’a kadar vâsıl oldu. O, İbrahim’inzıddı ve hasmı oldu. İki asker, birbirine düşman kesilipçarpıştılar. Savaşın uzamasından hoşlanmayınca ikihasmın arasını ateş ayırdı. O ikinin müşkili halledilsindiye ateş, hem hakem, hem de hizmetkâr oldu. Devirdevir, asır asır bu iki bölük, ta Firavunla Mûsâ’ya kadar,nice yıl aralarında savaştılar. Haddi geçip usançartınca, Cenâb-ı Hak, hak kimindir belli olsun diyedeniz suyunu hakem yaptı. Böylece Mustafa (sas)’nınmübarek devrine kadar devam etti. O’na da Ebu Cehl,cefaya kalkıştı.” 132. Mevlânâ’nın eserlerinde âyetler, birçok tefsirmetodunun birlikte kullanılması ile açıklanıldığı gibi,bir veya iki metot ile de tefsir edilmektedir. Meselâgelecekteki âyetlerin tefsiri dirayet ve işârî tefsir metotlarınınbir arada kullanılması ile yapılmıştır.“Ey örtünen! Gecenin birazı hariç olmak üzerekalk! Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından birazeksilt, yahut artır. Kur’ân oku, yavaş yavaş, güzel güzel...!Çünkü biz senin üzerine ağır bir söz vahyedeceğiz...”(Müzzemmil, 73/1-5)“Ey Abasına Bürünüp Yatan (Peygamber)” Âyet-iKerimesinin Tefsîr-i Şerîfi:65

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!