12.07.2015 Views

• • • • •

• • • • •

• • • • •

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

4. Kendi değer ve prensiplerine güvenen asla başkalarındankorkup çekinmez.Hâsılı onlar dünyaya yepyeni bir mesaj taşıyorlar ki,bu mesajı şu cümle ile ifade etmemiz mümkündür: “Bundansonra cümlelerimiz sevgi ve merhamet üzerine kurulacaktır.”Hocaefendi’nin fikirleriyle beslenen hareketinbu güzel fikirleri diğer insanlara ulaştırmasının yolu herçeşidiyle iletişim vasıtalarından geçer. Bu da medeniyetininşasında kültür ve sanatın ehemmiyetine inanan gençlereve Müslüman aileye kültürel bir alternatif sunma ihtiyacınıgösterir. Binaenaleyh kendi fikir ve değerlerinden beslenenböyle bir alternatifin olmasının önemi iyice ortayaçıkmıştır. Bu anlamda ilk düşünülen şey de dünya çapındailim adamları ve mütefekkirle irtibatı sağlayacak çok sayıdakitap ve dergiyi hem Türkiye’de hem de yurtdışındaneşredecek bir yayınevinin kurulmasıydı. Küçük bir adımolarak başlayan hareketin bu yönü zamanla gelişti. Şuanda aynı yayın grubu 35 farklı dilde yayın yapıyor. Aynışekilde bazıları aylık, bazıları da üç aylık olan dergileri var.Sadece hizmete gönül verenlere değil, bütün insanlaraulaşmayı hedefliyorlar. Bu müessesenin başarısını neşredileneserlere talebin genişliğine bakarak değerlendirebiliriz.İki temel hedefleri var:1. Bu eserlere ilgi duyanların seviyesini yükseltmek.2. Okuyucu sayısını artırmak.Son zamanlarda, Arap dünyasıyla ciddi bir ilişki vediyaloga girdiler. Bu, özellikle Arapça olarak neşredilenHira dergisinin yayın hayatına başlamasıyla oldu. Bu zamanakadar benzer ılımlı hareketler arasında irtibatın enbüyük engeli dillerin farklı olmasıydı. Fakat karşılıklı ziyaretlerve Arap mütefekkirlerle fikir alışverişi bu engeliaşmak için devamlı ilişki içinde olma fikrini geliştirdi.“Değirmenin Suyu” ile BuluşmaŞunu kesin ve net bir şekilde söyleyebilirim ki,Türkiye’ye yaptığımız güzel gezi hitam-ı misk kabilindenbir görüşmeyle tamamlandı. Okulların, üniversitelerinve koca koca hastaneler projesinde gördüklerimizinbizi çok etkilemesine rağmen eleştirel gözle bakıldığındaşu denilebilir ki, herhangi bir hareket veya organizasyonbu ileri teknolojiyle yapılmış projeleri sadecemaddî imkânlarla yapabilir. Şunu biliyoruz ki, hareketinortaya koyduğu projelerin, benzerlerine göre konum vedurumu her türlü takdirin üzerindedir. Türkiye’de moderndünyayla herhangi bir mukayese yapılabilecek birfaaliyet beklemiyorduk. Bu kadar mala sahip ve hayırişi yapan insanların bu seviyede takva sahibi, mütevazıve herhangi bir beklentiye girmeden gece gündüz Allahrızası için çalışmaları da tahmin edebileceğimiz birşey değildi. Bu insanlar, herhangi bir üstünlük ve gururemaresi göstermeksizin, sırf başkalarına daha fazlabakabilmek için hiç kimseyle rekabete girmeden kendiimkânlarını artırmaya çalışıyorlar.Hizmete nasıl katıldıklarını ve hizmetten nasıl etkilendiklerinianlattıkları hitam-ı misk sayabileceğim oturumdaşu duygularla dopdoluydum: “Bunlar bizim gibibeşer değil, melekî vasıflar onlara daha iyi yakışıyor.”Konuşmalar esnasında, gözyaşlarımıza hâkim olamadık;doğruluk ve hizmete gönülden bağlılıkları kalbimizinderinliklerine işledi. Neticede, bu iyi insanların hâlleri,Allah’ın izniyle, bu işi devam ettirebilecekleri, hattâ çıtayıdaha yukarıya çıkarabilecekleri hususunda içimizdeen ufak bir şüpheye yer bırakmadı. Biz, Allah’ın onlaralütfettiği ve misalleri zamanımızda pek bulunmayan buhizmet yol ve yöntemine ancak gıptayla bakabiliriz.Bahsettiğim toplantıdan önce bu büyük projeler içinfinansmanın nasıl sağlandığını, verme işinin devamlı nasılgeliştiğini sorduğumuzda, tebessümle, “Bu değirmeninsuyu nereden geliyor?” mu demek istiyorsunuz diye cevapverdiler. Bunun Allah’ın bir lütfu olduğunu söylediktensonra bizi “değirmenin suyu” dedikleri esnaf ve işadamlarıile görüştürdüler. Bu görüşme sonunda gerçekten dehayatın kirlerinden arınmış, tertemiz akan, debisi yüksekbir su bulduk. Bu insanlar bütün beklenti ve arzularını genişhayır sahalarına bırakmışlardı ve yaptıkları işte tamamensahabeden ilham alıyorlardı. Hizmetin ihtiyaçlarınıkarşılamak için himmet adını verdikleri toplantılar akdediyorve burada bir sene boyunca yapabilecekleri -zekâtınbirkaç katını aşan- bağışları konuşup karara bağlıyorlardı.Bu konuda da örnekleri, zor zamanlarındaki tavrı ile AllahResûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ve güzide ashabı idi.Bu duyguyla daha önce, Anadolu insanının hiç gitmediğiyerlere projelerini ve fabrikalarını götürdüler. Türkiye’degerçek toplumsal adalet prensiplerini ortaya koyarak iktisadiseviyenin gelişmesine katkıda bulunmuş oldular.Değirmenin suyunu açıklayan bu örnek tavır, buziyarette gördüğümüz en güzel ve değerli şey ve beklentileriaşkın muvaffakiyetlerin bir açıklamasıydı.Son olarak, Türkiye’deki bu tecrübenin temel özelliklerini-az da olsa- nakletmiş olabilmeyi Allah’tanumuyorum. Ben bunları görmekle Allah’tan bir nimetemazhar oldum, ümmetin yücelmesi için dinî değerlerdentaviz vermeden bilakis Allah’a daha yaklaşmaküzere çalışanlar için de istifade olsun diye gördükleriminaklettim. Yine umarım ki, bu ziyaretten sonradolup taştığım ümit parıltılarının bazı kısımlarınınnaklinde başarılı olmuşumdur. Şurası kesindir ki, karanlıkne kadar artarsa artsın hak ve hayır hep üstüngelecektir. Hakkı temsil eden ışık ne kadar küçük deolsa -Allah’ın izni ve inayetiyle- karanlığı boğacaktır.*Araştırmacı-Yazar, MısırTercüme: Osman Karyağdı59

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!