KÝ TAP ZAMANIMEKTUP‘Karanlk günlerde içten dostlukla’ki usta yazar, Paul Auster ve J. M. Coetzee mektuplama geleneiniçamza tayarak bir proje tasarladlar. Bu projenin ürünü olan imdive Burada’da üç yl boyunca yazan iki isim, pek çok güncel konuya dadeinerek bir zihinsel diyalog sunuyor okurlarna.MD VE BURADA - MEKTUPLAR 2008-2011, PAUL AUSTER - J. M. COETZEE, ÇEV.: SEÇKN SELV, CAN YAYINLARI, 265 SAYFA, 20 TL7 OCAK 2013 PA ZAR TE SÝSBAAK BNGÖLon yllarda oldukça popülerolan, özellikle yazarlara,düünürlere ve sanatçlaraait mektuplarn gün yüzüne çkarlpyaymlanmas, eletiriyi ya da bu mektuplarnyazarlar hakkndaki biyogra-k bilgileri beslemenin yan sra okurlarda keyie okunan farkl bir yazm türüneaina kld. Ernest Hemingway’in, VirginiaWoolf’un, John Steinbeck’in, EmilyDickinson’n ve daha pek çok yazarnmektuplarnn yan sra yazarlar, sanatçlar,düünürler arasndaki mektuplamalarda bir ‘mektup edebiyat’ oluturdu.Bu mektuplamalardan ilk akla gelenlerIngeborg Bachmann ve Paul Celan’n,Sig<strong>mu</strong>nd Freud ve Carl Jung’un mektuplamalar,Sa<strong>mu</strong>el Beckett ve AlanSchneider’n birbirlerine yazdklar mektuplar.Felsefe tarihinde Theodor Adornove Walter Benjamin mektuplamalarönemli bir kaynak saylr. Gertrude Steinve Pablo Picasso’nun mektuplar modernizmianlamak için kaynak oluturur.Sait Faik’in Orhan Veli gibi çeitli air veyazarlara yazd mektuplar Türk edebiyattarihine k tutar.BR PROJE OLARAK MEKTUPÖte yandan, telefon ve elektronik postagibi iletiim araçlarnn kullanlmayabalanmasnn mektuplama çanbitirdii, söz konusu edebi mektuplarnda kâdn ve postann hüküm sürdüügeçmi çalara ait olduu düünülebilir.Can Yaynlar’nn Seçkin Selvi çevirisiyleyaymlad imdi ve Burada’daite tam da bu gelenein canlandrldgörülüyor. Amerikal Paul Auster ve GüneyAfrikal J. M. Coetzee mektuplamageleneini çamza tayarak bir projetasarlamlar. Bu projenin ürünü olanimdi ve Burada’da üç yl boyunca yaz-an çada edebiyatn bu iki önemli ismi,zihin açc metinlerle siyasetten edebiyata,spordan sinemaya, gündelik hayatlarndanyaptklar gezilere pek çok güncelkonuya da deinerek bir zihinsel diyalogsunuyorlar okurlarna.14-15 Tem<strong>mu</strong>z 2008’de Auster’nmektubuyla balayp 29 Austos 2011’deCoetzee’nin mektubuyla biten imdi veBurada’nn, öncelikle doal bir mektuplamaolarak gelimediini belirtmek gerekiyor.Mektuplamalarn Coetzee’ninönerisiyle bir proje olarak balamas, kitaptansadece alcsna yazlm, özelmektuplarn samimiyetini bekleyen okuriçin bir hayal krkl olabilir. Zira iki yazarnda sadece birbirleri tarafndan de-il okurlar tarafndan da okunacaklarnbilerek bu mektuplar yazd unutulmamal.Yine de bu kitap, bir projeolduu düünülmezse, pekâlâ birbirlerini2005’ten beri tanyan, pek çok ortaknoktas ve bir o kadar da farkll bulunaniki iyi yazarn doal mektuplamalarolarak da okunabilir. Auster veCoetzee’nin yazm tarzn bilen okurlarnda hemen fark edecei gibi, ilk mektuplardaokur bir üçüncü göz olarak yazarlarnakllarnda olsa da yazarlarn sayfalarilerledikçe okuru unuttuklar gözlemleniyor.imdi ve Burada’nn ilk konusu dostluk...Zira bu proje birbirinden uzakta ya-asalar da arkada olan iki yazarn önceliklebirbirlerine güvenmesini, birbirlerinibir yazar ve insan olarak da tanmalarngerektiriyor. Öte yandan kitabn önsözündebirbirlerine dost deseler de, bu ifadeyemesafeli duruyorlar kitap boyunca.J. M. Coetzee Paul Auster10Birbirlerini öteki ya da Auster’n deyiiyle”burada olmayan öteki” olarak görüyorlardaha çok. Çünkü ikisi için de hereyden çok dostluk bir <strong>mu</strong>amma. Ve belkide tam da bu tanmlama, yani birbirininöteki olma imdi ve Burada’da bir tamamlanmlkduygusu yaratyor.Auster ve Coetzee’nin görü birliindeolmad pek çok konu var. ki yazararasndaki farklar görmek, okurun onlardaha iyi tanmasn salyor. Öteki,dierini daha görünür klyor. Örnein,Avusturalya’da yaayan ve Güney Afrikalolan Coetzee kendini yönetilen olarakgörürken, Auster bir Amerikan vatandaolarak ister istemez yöneten tarafndakonumlanyor, yöneteni oldukçaeletirse de. Ortadou’daki gelimelerve özellikle srail-Filistin sorunu yazarlarnfarkllklarnn ortaya çkt bir konuolarak beliriyor. Yahudi olan Auster, önceliklesrail devletinin bir gerçek olduunavurgu yapp mazlum konumda oldu-unu ima ederken, Coetzee Filistinlilerinigal altnda olduuna ve çektikleri aclaravurgu yapyor. Auster’n Kudüs’ü ziyaretiylebirkaç mektup süren bu diyalounen çarpc yanysa iki yazarn birbirlerinindüüncesini etkilemesi ve ekillendirmesi.Coetzee’nin mektubundan ve Filistinlilerinaclarna olan vurgusundan sonra,Auster da bu aclar kabul ediyor. ki yazarnbu konuyu ve kart görülerini entelektüelolgunlukla karlamalar ve ötekiningörüüne deer verip üzerine dü-ünmeleri imdi ve Burada’dan, Auster veCoetzee’nin mektuplamalarndan çkarlacaken büyük derslerden biri belki de.GERÇEKL YENDEN DÜÜNMEKTüm farkllklarna ramen elbette iki yazarbirletiren önemli balar var. Bunlardanbiri Sa<strong>mu</strong>el Beckett ve onun hemAuster hem de Coetzee’nin yazarlk kariyeriüzerindeki etkisi. Auster romanlarnnen önemli konularndan olan rastlant,iki yazarn da felse balamda üzerinedüündükleri ve kitapta da tarttklarbir konu. Her iki yazar da gerçekli-i sorgulayan cümleler kuruyor ve bu diyalogdakendi gerçekliklerini ve zamanngerçekliini de sorguluyorlar. Belkide tam bu nedenle kitabn ad “imdive Burada” olarak belirlenmi. Geçmiekimi zaman nostaljik bir gözle baksalarda, Auster da Coetzee de kendisini imdidekonumlandryor.imdi ve Burada, temalar çerçevesindeilerleyen bir diyaloun yan sra, ikiyazar için de yazarlklar hakknda birgörü alveriini de içeriyor. Okurlarnyer yer katlabilecei ama edebiyat eletirmenlerinikzdracak bir diyalog da sürüpgidiyor Auster ve Coetzee arasndave ortak bir görüte birleiyorlar: Edebiyateletirmenlerini o kadar da ciddiyealmamak gerek. Öte yandan bu konudaAuster’n daha dertli olduu biliniyor vebu mektuplarna da yansm.imdi ve Burada’y dünya hali hakkndapek çou<strong>mu</strong>zun da paylat ve bu ikiyazarn dile döktüü bir korkunun gölgesindeokumak gerek. imdi ve burada ikiyazar da bir deheti paylayor aslnda.kisi de savalardan, çözümsüz çatmalardan,teknolojinin kontrol edilemezli-inden ürkmü, baka bir yaam, bakabir ekonomik ve sosyal düzeni özlediklerinibelirtiyorlar. Belki bu yüzden Coetzeede Auster da duyduklar dehetten bahsediyordurmakszn imdi ve burada;belki de Coetzee mektuplardan birini budehete atfen “karanlk günlerde içtendostlukla” diye imzalyor.
KÝ TAP ZAMANIEDEBYATiir sözlü sultanlarMustafa sen, Dr. Ali Fuat Bilkan ve Dr. Tuba Insu Dur<strong>mu</strong>’un hazrladSultanlarn iirleri iirlerin Sultanlar adl çalma, sadeceOsmanl padiahlarnn manzum söz hazinelerinden deil, baka corafyalardakiTürk hükümdarlarn iirlerinden de seçmeler içeriyor.SULTANLARIN RLER RLERN SULTANLARI, MUSTAFA SEN, A. FUAT BLKAN, TUBA IINSU, KAPI YAYINLARI, 400 SAYFA, 18 TL7 OCAK 2013 PA ZAR TE SÝUTURAN KARATAygarlklar ta, demir vealçdan ma<strong>mu</strong>l yaptlarlayani salt görsel deerlerle,tarihin kaydettii parlakzaferlerle ve görkemli yaama biçimleriyletevarüs etmezler. Çünkü sadece bunlarntoplam deildir uygarlk. Büyük medeniyetlerinasl cevheri sözdür, onlar mayalayanda. Türk-slam medeniyetinin gözkamatran deeri, bugüne ulaan ve hâlâbizi efendi klmaya amade en parlak yüzü,sözün gücüyle, baka türlü söylersek sözünsanat katna yükselen etkisiyle srlanmtarafnda yaamaktadr.Medeniyetin iki koldan inacs olan sözve saltanat, biri dieri kadar etkili ve etkileyiciiki büyük güçtür. Kalem ve klç, eerbir vücutta, ayn mekân ve zamanda ortayaçkarlarsa / buluurlarsa birbirlerini büyüten,yücelten, <strong>mu</strong>hataplarn da büyüleyenbir kymeti haiz <strong>olur</strong>lar. Bakaca söylerseksöz ve saltanatn yekvücut oluu,<strong>mu</strong>hteem bir zenginliktir. Bize öyle geliyorki, asl iktidar, bu iki gücün tasarrufunuelinde bulunduranlarca kurulur.26 SULTAN AROtuz alt Osmanl padiahndan 26’snnair oluunu söyleyip “sultan” tabirininanlam emsiyesi içine giren air ehzadelerive hanmlar da bu sayya dâhil edersek,600 yllk bu <strong>mu</strong>hteem iktidarn bakabir cephesine vurgu yapm <strong>olur</strong>uz. Buradaki“air olmak” tavsini, manzumecilikya da bugünkü tabirle iir heveskârleklinde anlamak yanl <strong>olur</strong>. Dönemlerindeitibar gören airler kadar air olmakmealinde anlamak gerekir. Kald ki, sözecan veren sultanlarn çou divan sahibidir.Geçtiimiz ay yaymlanan Sultanlarniirleri iirlerin Sultanlar seçkisindekieserler, yukardaki düüncelerimize tanklkedebilir. Bu alanda daha evvel benzeriki kitap çkmt, Mustafa sen-AliFuat Bilkan’n Sultan airler’i (1996; elimizdekikitabn Osmanl sultan airleriylesnrl biçimiydi) ve Cokun Ak’n Padiahairler’i (2001). Zikredilen kitaplardandaha bir çeitlilik arz ediyor elimizdekieser. Sadece Osmanl padiahlarnnmanzum söz hazinelerinden deil, ehzadelerin,bir hanm sultann ve baka corafyalardasaltanat kuran Türk hükümdarlarniirlerinden de seçmeler içeriyor.Kitabn yarsndan fazlasn dolduran 2711Osmanl sultan/ehzade airin ürünleriylebirlik eserde Krm (8), Türkmen (5),Memluk (3), Ti<strong>mu</strong>r (6) ve Babür (2) hanedanlnamensup toplam 24 air sultanniirleri var. Alt corafyadan derlenipbir araya getirilen air sultanlar ve ürünleri,alt balk altnda kitapta yer alm veher bölümün sonuna da saha ile ilgili birbibliyografya kon<strong>mu</strong>. Böylece kitaba, sözkonusu alanlarda aratrma yapacaklaraklavuz olma özelliikazandrlm.Çalmada, sahann de-erli üç uzmannn, iir be-enisi yüksek üç bilim insanDr. Mustafa sen-Dr. AliFuat Bilkan-Dr. Tuba InsuDur<strong>mu</strong>’un ad var. Bilindiigibi, bu türden seçkiler, genibir külliyat taranp intihap MUSTAFA SENedildii için epeyce bir emek,seçilen bilhassa iir olduu için de yüksekbir beeni gerektirir. Naçizane, seçilenörneklerin çounu beendim. Butürden kitaplar balamnda tartlanöznellik sorunu, bana sorarsanz, çalmanndoas gereidir. “u niye alnm,bu niye konmam” kabilinden itirazlar,beeni çeitlilii nedeniyle herzaman söylenebilir. Ne var, uzmanlkisteyen bir alanda iin erbabna itibaretmekliimiz gerekir.Kitaba konan iirlerin imlâsnda, genelokuyucu düünülerek ksmen bugünküyazmn esas alnmas yerinde bir tercihol<strong>mu</strong>. Bugün manzumelerin tadnavarlmasn, anlalmasn kolaylatran biruygulama bu. Keke daha fazlasyaplabilseydi, meselâ ‘’lergösterilebilirdi. Zaten geçmi-imizle aramza yaz yoluylaonca mesafe kon<strong>mu</strong>ken bunubir de imlâ ile çoaltmak, dorudeil. Yine bugünün okuyucusuiçin yaplan sadeletirmeyani iirlerin imdiki Türkçeninnesir diliyle verilmesi, oncaemee deiyor <strong>mu</strong> bilemem.Bildiim, en iyisi, iirleri söylendikleribiçimlerinden okumaktr. Eermanzumelerin edebi tadna varlacaksa,onlardaki güzellik, sanat kudreti görüleceksebu art. Diyeceim, bilhassa ‘okur’diye ad koyduu<strong>mu</strong>z bilinçli zümre, kendiniyormal biraz. airin yüzde biri kadarda olsa, emek vermeli önündeki metne.Padiah airlerin gazellerini, beyitlerini,ktalarn okuyunca görüyoruz ki, iktidarno <strong>mu</strong>tantan, <strong>mu</strong>hteem saltanatnakarlk, sözün içtenlikli, insan scaklylakavrayan bir gidii/söylenii var. Öyle ki,bugün bir yaygn arkda duyduu<strong>mu</strong>zdayadrgayacamz bir meali, büyük Fatih,Avnî kiiliini üzerine giydiinde saknmadansöyleyebiliyor. “Yârsiz cennet dahiolsa bana zindan <strong>olur</strong>” diyen air Avnî’dir,stanbul’u fetheden büyük kumandanII. Mehmet deil. Yanl bir yere varmasnsözümün ucu. Diyeceim u; iir yanisözün etkin havas, baka bir ruh halinekavuturuyor söyleyeni de, dinleyeni veokuyan da. Bu deiimi açkça görmekiçin bilhassa okumak gerekiyor sultan airleriniirlerini. Onlarn da alayp güldüklerini,ac çektiklerini, dünya mihnetleriningönüllerini nasl kanattn. YavuzSultan Selim’in u msralarna bir kulakverin: “Merdüm-i dîdeme ne füsûn etti felek/Giryemi kld füzûn ekimi hûn etti felek/îrler pençe-i kahrmda <strong>olur</strong>ken lerzan/ Benibir gözleri âhûya zebun etti felek”.Araya sktralm. ran mülkünde tahtkur<strong>mu</strong> olan Safevî Devleti’nin hükümdarah smail’i dize getiren Yavuz, Farsdiliyle bir divan tertip etmi olmakla sözmülkünün de en anl hükümdar olmaym arzu ediyordu? Çünkü büyük sultanlk,söyledik, sadece bâzû kuvvetiyle ol<strong>mu</strong>yor.Bu vesileyle aklma geldi, tarihi,bir de onu yapan kumandanlarn söz varlklarüzerinden okusak diyorum. Kim bilir,nasl artc sonuçlara ulaabiliriz.Düünsenize, bir buçuk asr boyunca(1450-1600), yeryüzünün büyük ölçeinde,gök kubbede Türkçenin sesi dalgalanrol<strong>mu</strong>. Bu ahlanta, saltanat sahibi airlerinkatks hiç az deil. Gururlanyor insan,Türk diliyle, ayn maz<strong>mu</strong>nlar, istiareler,benzetmelerle, ayn yüksek beeniyleiir söyleniyor dünyann dörtte üçünde.Elimizdeki kitap elbette bu balamdaçok geni, <strong>mu</strong>kayeseli bir okumak için de-il, fakat buna kap aralamak, büyük medeniyetinasnda sözün sembolik deerinigörmek için iyi bir imkân oluturuyor.Sözümüzü sonuca götürürken editoryaliki eksiklie de iaret edelim. Üç yazarnismi ve zaten uzun olan kitabn ad kapa-a öyle yerletirilememi ki, kapan yarsyazyla dol<strong>mu</strong>. Anladmca, kapak düzenidaha güzel olabilirdi. Önsözde, çalmannsonuna eklendii söylenen “açklama”bölümü, maalesef unutul<strong>mu</strong>!