HAZAR WORLD - SAYI 39 - ŞUBAT 2016
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
www.hazarworld.com<br />
Türkiye’nin belli bir rekabet<br />
düzeyine ulaşamadığı sektörlerde<br />
yerli üreticiyi koruyan bir politika<br />
izlemesi uzun vadede ülkenin yerli<br />
üretiminin artmasını sağlayabilir.<br />
Türkiye ile İran’ın rekabete girmek yerine başka<br />
seçenekler üzerine odaklanmaları gerekiyor. Çünkü<br />
Türkiye bu alanda bölgedeki ulaştırma koridorlarının<br />
vazgeçilmez bir parçası. 2014 yılında 811 milyar dolar<br />
olan AB-Asya dış ticaretinin 2020 yılında 1,2 trilyon<br />
dolara çıkacağı öngörüsü elbette bölgede birçok ülkenin<br />
iştahını kabartacak türden bir beklenti. Bu yüzden de<br />
ortaya çıkacak bu ticaret hacminden her iki ülke de<br />
yararlanmak isteyecek.<br />
KAZAN KAZAN POLİTİKASI HER ZAMAN İŞLEMEYEBİLİR<br />
Türkiye sahip olduğu avantajlarla rekabetini<br />
güçlendirirken atılan bazı adımlar da istenen sonucu<br />
veremeyebiliyor. Örneğin 8,2 milyon ton petrokimya<br />
üretim kapasitesine sahip olan Güney Kore ile Serbest<br />
Ticaret Anlaşması’nın Türkiye’nin lehine olmayacağı<br />
görülüyor. İki ülke arasındaki Serbest Ticaret<br />
Anlaşması 2013 yılında imzalandığında aradaki dış<br />
ticaret 5,6 milyar dolardı. Bu rakam bir yıl önce 4,5<br />
milyar dolarken, 2014 yılında ise 6,6 milyar dolar olarak<br />
gerçekleşti. Ancak esasında, dış ticaret hacminden<br />
ziyade Türkiye’nin bu ülkeye ihracat ve ithalatının<br />
ne durumda olduğuna bakılması gerekiyor. Türkiye<br />
2013 yılında 460 milyon dolar olan ithalatını 2014’te<br />
sadece 470 milyon dolara çıkardı. Ancak Güney Kore,<br />
Türkiye’ye ihracatını aynı yıllarda 6 milyar dolardan 7<br />
milyar dolara çıkarmayı başardı. Yani kısacası Serbest<br />
Ticaret Anlaşması’nın şimdilik Türkiye’den çok Güney<br />
Kore’nin menfaatine olduğu açık.<br />
Türkiye’nin belli bir rekabet düzeyine ulaşamadığı<br />
sektörlerde yerli üreticiyi koruyan bir politika izlemesi<br />
uzun vadede ülkenin yerli üretiminin artmasını<br />
sağlayabilir. Çünkü görüldüğü gibi güçlü ülkelerle<br />
yapılan serbest ticaret anlaşmaları Türkiye’ye<br />
yarardan çok zarar getiriyor. Aynı şekilde bugün<br />
ambargoların kaldırılmasıyla küresel ticarete katılan<br />
İran ile yapılabilecek olası serbest ticaret anlaşmaları<br />
yerli üretici göz önünde tutularak ve Güney Kore<br />
örneği hesaba katılarak iki kere düşünülmeli. Öte<br />
yandan Türkiye’ye yatırımı çekecek, rekabet gücü<br />
olan bir ekosistemin yaratılması için başlatılmış ama<br />
olması gerektiği seviyeye getirilememiş sektörlerin de<br />
bir an evvel tekrar ele alınıp bu kapsamda korunması<br />
gerekiyor. Petrokimya sektörü de bunlardan biri.<br />
Sonuç olarak Dünya Bankası’nın 2014-2015’i içeren<br />
Küresel Rekabet Endeksi’ne bir kez daha göz<br />
atıldığında Türkiye’nin ve İran’ın küresel rekabette ne<br />
durumda oldukları da bugünkü genel resmi veriyor<br />
ama bu ancak mevcut konjonktürde Türkiye’nin<br />
arayı daha da açması gerektiğinin motivasyonu<br />
olabilir. Dünya Bankası ülkeleri faktör, verimlilik ve<br />
yenilikçilik temelli ekonomiler olarak üçe ayırıyor.<br />
Türkiye verimlilik temelliden yenilikçilik temelli<br />
ekonomiye geçişteki ülke olarak tanımlanırken<br />
İran faktör temelliden verimlilik temelliye geçen<br />
ülke olarak tanımlanıyor. Türkiye Küresel Rekabet<br />
Endeksi’nde 144 ülke arasında 45. sırada yer alırken<br />
İran 83. sırada bulunuyor. İran’ın bir önceki dönemde<br />
de aynı sırada yer aldığını hatırlatmakta fayda var.<br />
Ancak Türkiye de bir önceki döneme göre çok ufak<br />
da olsa kan kaybetti ve 44. sıradan 45. sıraya inerken<br />
hesaplanan endeksi de 4,5 puandan 4,46’ya düştü.<br />
Türkiye’nin bir başka avantajı da iş yapma kolaylığı<br />
bakımından İran’ın çok üstünde yer alıyor olması.<br />
Dünya Bankası’nın iş yapma kolaylığı sıralamasında<br />
Türkiye 55. sıradayken İran 130. sırada yer alıyor.<br />
Türkiye’nin bu gibi avantajlarını ön plana çıkarması<br />
ve bunu uluslararası platformlarda yatırımcılara<br />
anlatabilmesi oldukça önemli. Ayrıca Türkiye’nin bu<br />
listede daha üst sıralara çıkması için ulaştırmadan<br />
yerli üretime kadar birçok alanda kartlarını rekabetin<br />
doğasına uygun oynaması gerekiyor.<br />
<strong>HAZAR</strong> <strong>WORLD</strong><br />
57