You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
hiçbir zaman huzura kavuşmayacaktır” derken,<br />
yaralıyken, sandalye oturtulan ve kurşuna dizilen<br />
büyük devrimci ve sosyalist önder Connolly şunları<br />
söyler; “Benim, ülkemiz halkının ideal olarak<br />
karşılarına koymalarını dilediğim cumhuriyet öyle bir<br />
cumhuriyet olmalıdır ki, yalnızca adından söz edilmesi<br />
bile, her çağda, her ülkenin ezilenleri için bir<br />
işaret ateşi oluşturmalı, uğruna harcanan çabaların<br />
ödülü olarak her çağda özgürlük ve bereket vaat etmelidir.<br />
İngiliz Ordusunu yarın ülkeden çıkartıp yeşil<br />
bayrağı Dublin kalesine çekseniz bile, sosyalist<br />
cumhuriyetin kurulmasına yönelmiş değilseniz<br />
tüm çabalarınız boşa gidecektir.”<br />
İşgalci İngilizler defedilmiş, ancak özgürlük<br />
gelmemiştir. İşgalci toprak ağaları, zenginlerin<br />
oyuncağı politikacılar ve mülkiyetçi rahipler,<br />
İrlanda’yı cehenneme çevirmiştir. Kahramanımız,<br />
sanatla, boksla, şiirle, şarkıyla, dansla, gençlerin<br />
ufkunu açan, onları aydınlatan ve sorgulatan<br />
salon yaşasın diye, yeniliğin ve eşitliğin düşmanı<br />
peder ile görüşmeye gider. Ceberut peder; “Ben<br />
sizleri dinliyorum, günahlarınızı dinliyorum, affedilmenizi<br />
sağlıyorum” der. Jimmy, gericilikle<br />
asla uzlaşamayacağını anlar ve “Evet, sen bizi<br />
dinliyorsun, ama sadece diz çöktüğümüzde…”<br />
diye yanıt verir.<br />
Sonra savaş başlar, Jimmy Gralton’un ateşli<br />
sözleri, büyük tutkusu, baş eğmez ruhu ve yoksul<br />
kitleleri etkileme gücü, onları korkutmuştur. Eski<br />
tenekeden bir salon, neden bu kadar tehlikeliydi?<br />
Çünkü onu inşa edenler, burası bir bina değil,<br />
burası biziz demiştir. Salon, öyleyse gelecek ve<br />
umut demektir ve bu özgür yapının yok edilmesi<br />
gerekir. Jimmy’in yaşlı anası, gezici kütüphanesiyle<br />
çocuklara kitaplar taşıyan bir kadındır,<br />
oğlunun ikinci kez sürgün edilmesi, bir daha<br />
görüşememek demektir. Mahkemede, tarihe seslenir;<br />
“Bir adamı yargılamadan evinden alabiliyorsak<br />
ve düşüncelerinden dolayı sürgün edebiliyorsak.<br />
Ben sadece çocuğumu kaybederim, ancak<br />
İrlanda çok daha fazlasını kaybeder”<br />
Sürgünlere yolladıklarımızla, sanata ve<br />
hayata düşmanlığımızla, bağnazlığımızla,<br />
muhafazakârlığımızla, din adına yaşamı<br />
daraltmamızla, fakiri daha fakir, zengini daha<br />
zengin etmemizle, İrlanda’dan ne farkı var<br />
ülkemizin? Ken Usta, biraz da bizim memleketimizi<br />
anlatmış, seyretmek gerek. Yazıyı<br />
bitirirken gözüme bir mail ilişti, devlet, Caferağa<br />
Dayanışma Evi’ni tez boşaltın diyordu, sanat,<br />
paylaşma, öğrenme, sorgulama, sistemi, elbette<br />
rahatsız eder. Dün de böyleydi, bugün de<br />
böyle, yeni salonlar açılsın ki, yarınlar artık böyle<br />
olmasın.