You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
yapıda, ünlem işaretini kaybeden seyirciye tekrar<br />
sahnelerle korkusunun yersiz olduğunu hatırlatan<br />
‘Reha Erdem’e Giriş’ için, iki kişilik bilet şart olunur…tanıdık<br />
beden ve tamamı dolmamış ruh<br />
olmak üzere ikisi de oturabilsin.<br />
2004 yılında senaryosunu Nilüfer Güngörmüş’le<br />
birlikte yazdığı Korkuyorum Anne ile ciddiyetin<br />
başarısız kalabileceği çoklu bir trajedi, rengarenk<br />
bir büyüteçtedir.Kara mizah, kalıplaşmış bir<br />
formda ve filmin bütününe yayılarak seyirciyi<br />
yoracak ölçüde değil, aksine kahramanları imdat<br />
imlecindeyken devrini yaşar. Baskılanmış ve<br />
en altta kalan bir duygu olarak korku, her kişide<br />
farklılık gösterirken, bir apartman dolusu insanın<br />
kendi kafesinden çıkışı, başkaldırıyla gerçekleşir.<br />
Kadınların cesaretli ve üretici olduğu bu hikaye<br />
gelirken olabildiğince ezilmiş, korkularının altında<br />
kalmış, tüketimde çizgisi olmayan erkekleri<br />
yanında getirir. Bu becerikli kadınların yüksek dozda<br />
anne güdüsüyle yetiştirdikleri eksik erkekleri,<br />
mahalle kahvesinde sahip oldukları tek şey olan<br />
hastalıklarıyla varlıklarını anlamlı kılarak<br />
birbiriyle standart dışı yarışan bir kategoridedir.<br />
Küçük bir kaza sonucu büyük hafızası(!)<br />
kayıplarda yüzen Ali(Ali Düşenkalkar) ve akıl<br />
sağlığını yerine getirmeye çalışan Napoliten<br />
apartman komşuları, korku boy verirken<br />
reçeteyi perdeye iliştirir.Mizahi üslubun,<br />
ses ve ışık kullanmıyla bütünlendiği film,<br />
eski Yeşilçam masumiyeti ve neşesini veren<br />
müzikleriyle ironik bir vurgusunu pekiştirir.<br />
Vizyon tarihini takip eden yıl dahil, yönetmenlik<br />
işine meydan okurcasına toplanan 15 ödül,<br />
tüm sayıklayanların ruhuna gider.<br />
İki yıllık bir aradan Kozlu köyüne çıkan yol, 12-<br />
13 yaşlarındaki Ömer(Özkan Özen), Yakup(Ali<br />
Bey Kayalı) ve Yıldız(Elit İşcan)’ın büyümeye<br />
karşı durdurmaya çalıştıkları zamana, okuldayken<br />
alıp eve döndüklerinde geri verdikleri<br />
çocukluk haklarına ve her alışverişlerinde<br />
nefrete, öfkeye karşı verdikleri sınava kayalar,<br />
tepeler, zeytinlikler üzerinden bakar. Filmin<br />
büyükleri namaz saatlerine göre uyanan günlerini,<br />
12 hicri takvimin yan yana sıralandığı<br />
köy kahvesinde, tarlalarda, kapı önlerinde<br />
geçirirken bakışlarını geçirmedikleri çocukları,<br />
yaşadıkları her problemde bir yerde uyuyakalır.<br />
Kuşaklararası süregelen sevgisizliğe, zamana<br />
karşı savaşan bu çetenin, uyuyup da<br />
büyümesinler diye, hemen uyandıkları bir<br />
Reha Erdem meselidir Beş Vakit. 2006 yılında<br />
İstanbul Film Festivali, Adana Altın Koza ve<br />
Siyad Türk Sineması Ödülleri’nin her üçünden,<br />
en iyi film ortaklığı gelirken, çocuk oyuncuların<br />
performansı da atlanmamıştır.<br />
2008 yapımı, Yunanistan, Bulgaristan ve<br />
Türkiye ortak yapımı Hayat Var, boğazın<br />
aktığı dere kenarındaki bir evden, ergenlik<br />
dönemindeki Hayat(Elit İşcan)’ın, yasadışı<br />
işlerle geçimini sürdüren, varlığı tek duyuyla<br />
algılanan babası(Erdal Beşikçioğlu) ve yatalak<br />
dedesinin(Levend Yılmaz) üzerinden<br />
atladığı post-modern(!) yaşamına uzanır.<br />
Türk sinemasında örneğine rastlanmayan<br />
filmde, çevresindeki tüm yetişkinler<br />
tarafından istismar edilen küçük kahramanın,<br />
o yaşına dek öğrenebildiği tek şey savunma<br />
mekanizmalarına sarılarak ruhunu<br />
koruyabileceğidir. Her travmatik anında şarkı