11.05.2016 Views

Cinedergi 76

Binder76

Binder76

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kosmos (2009)<br />

Reha Erdem sinemasının en özel filmlerinden<br />

biri olan Kosmos, kimine göre deli, kimine göre<br />

derviş bir karakter olan Battal’ın mucizeleri ekseninde<br />

metaforlarla ilerleyen soyut bir atmosfer<br />

filmi olmayı başarıyordu. Görüntü yönetmeni<br />

Florent Herry, görsel açıdan Tarkovski filmlerinin<br />

yetkinliğini hatırlatan grimsi tonlardaki atmosferiyle<br />

benzersiz kareler yakalarken, film, felsefik<br />

yönü, soyutluğu ve mistisizmiyle Bruno Dumont<br />

filmlerinin yapıbozucu etkisini taşıyordu. Türk<br />

sinemasının 2000 sonrasındaki en önemli filmlerinden<br />

biri olan Kosmos, en iyi film ödülünü Bornova<br />

Bornova ile beraber paylaştı, ayrıca yönetmen,<br />

sinematografi ve Dr. Avni Tolunay Jüri Özel<br />

Ödülü’ne layık görüldü.<br />

Çoğunluk (2010)<br />

Seren Yüce’nin ilk filmi olan Çoğunluk, muhafazakar<br />

ve milliyetçi aile yapısının bireyleri nasıl tutsak<br />

ettiğini, çıkışsızlaştırdığını tokat gibi bir gerçekçilikle<br />

yüzümüze vuruyordu. Yakın plan kullanımının<br />

neredeyse hiç olmadığı, her görüntüyü orta ya da<br />

geniş ölçekte gözlemci konumunda izlediğimiz<br />

film, Türk toplumunun “öteki” algısı üzerine<br />

şekillendirdiği toplumsal<br />

– sınıfsal nefreti oldukça<br />

etkileyici sahnelerle gözler<br />

önüne seriyor, Bartu<br />

Küçükçağlayan ve Settar<br />

Tanrıöğen’in güçlü ve gerçekçi<br />

karakter profilleriyle<br />

hafızalara kazınıyordu.<br />

Çoğunluk, en iyi film<br />

haricinde yönetmen ve<br />

erkek oyuncu (Bartu<br />

Küçükçağlayan) ödüllerini<br />

de kazandı.<br />

Güzel Günler Göreceğiz (2011)<br />

“Gülümse” adlı kısa filmiyle<br />

tanınan Hasan Tolga Pulat’ın ilk<br />

filmi Güzel Günler Göreceğiz,<br />

büyük ölçüde Inarritu’nun<br />

yol açtığı “kesişen hayatlar”<br />

temasının izinden ilerliyordu<br />

fakat klişe karakterler,<br />

Yeşilçam’a öykünen dramatik<br />

şablon, tv filmi gibi durmasına<br />

yol açan görsel açıdan vizyonsuzluk ve kaçak<br />

göçmenlik, fuhuş, töre gibi farklı hikayelerin<br />

birbirine zekice bağlanamaması sorunlarını<br />

içeriyordu. Nar, Canavarlar Sofrası ve Geriye<br />

Kalan gibi daha iyi filmler olmasına rağmen<br />

Güzel Günler Göreceğiz, film, senaryo, kurgu<br />

ve yardımcı kadın oyuncu (Nesrin Cavadzade)<br />

ödüllerinin sahibi oldu.<br />

Güzelliğin On Par’Etmez (2012)<br />

Hüseyin Tabak’ın ilk filmi olan Güzelliğin On<br />

Par’Etmez’in tartışmalı bir isim olan Hülya<br />

Avşar başkanlığındaki jüriden en iyi film<br />

ödülüyle ayrılması yine tartışmalı olmuştu.<br />

Avusturya’da kimlik arayışı içindeki bir ailenin<br />

dramı etrafına şekillenen film, bir sinema dili<br />

oluşturamayan görsel yapısıyla ve hikaye<br />

kurgusundaki zaaflarıyla sorunlu ilk filmler<br />

arasındaydı. Küf ve Zerre gibi oldukça iyi ve<br />

uluslararası alanda da kendini kanıtlamış filmler<br />

dururken en iyi film ödülünü alması hakkaniyetsiz<br />

bir karardı ve Türkiye yapımı mı,<br />

yoksa Avusturya yapımı mı olduğu, bu yüzden<br />

yarışmada yer almasının doğru olup olmadığı<br />

konusunda tartışmalara gebe oldu. En iyi film<br />

haricinde senaryo, kurgu, erkek oyuncu (Abdülkadir<br />

Tuncer) ve yardımcı kadın oyuncu<br />

(Lale Yavaş) olmak üzere toplam 5 ödül aldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!