Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
n İnsan bazen kendine sorular soruyor,<br />
cevaplarını bildiği sorular… Daha yeni<br />
bir ‘uluslararası’ festivalden dönmüşken<br />
ben de kendime “ne olacak bu bizim<br />
uluslararası festivallerin hali”? diye sordum,<br />
cevaplarını da okurumla Susmayan<br />
Köşe’de paylaşmak istedim!<br />
İlk sorum şu;<br />
Türkiye’de gerçek anlamda uluslara arası<br />
bir festival var mı?<br />
Elbette yok ama diyelim ki var;<br />
yurtdışında yaşayan bir sinemaseverin<br />
Altın Koza ya da Altın Portakal<br />
sonuçlarından haberi var mı? Hiç sanmam!<br />
Gösteriş meraklısı bir toplumuz<br />
ve bu elbette yaptığımız festivallere de<br />
yansıyor. Kağıt üzerinde ‘uluslararası’<br />
olan bir sürü film festivalimiz var ancak<br />
sonuçlarının bizden başkasını<br />
heyecanlandırdığını düşünmüyorum.<br />
Bakın size neşeli bir örnek; eğer Altın Portakal<br />
uluslararası olmayı başarabilseydi,<br />
festival komitesindeki Fipresci başkanı<br />
sansür skandalı nedeniyle bu görevinden<br />
istifa etmek zorunda kalırdı!<br />
Altını çiziyorum; Türkiye’de yapılan<br />
hiçbir festivalin uluslararası saygınlığı<br />
yok. Biz önce ulusal film festivali olmayı<br />
başaralım, sonra uluslararası oluruz. Gökdelen<br />
inşa etmeden önce düzgün bir ev<br />
inşa edebilelim. Bu haliyle, Altın Aslan’ın,<br />
Altın Ayı’nın karşısına Altın Koza’yı, Altın<br />
Portakal’ı koyamayız. Acı ama gerçek<br />
bu…<br />
Bir festivalinin uluslararası olabilmesi<br />
için hangi özelliklere sahip olması gerekir?<br />
Uluslar arası film yarışmasına sahip<br />
olmak ve yabancı konuklar davet etmek<br />
yeterli midir?<br />
Sorunun cevabı çok açık değil mi? Eğer<br />
Uluslararası film yarışmasına sahip olmak<br />
ve yabancı konuklar davet etmek yeterli<br />
olsaydı o zaman Yurtdışına çıktığımda<br />
yabancı sinefillerin ağzında Golden Or-