11.05.2016 Views

Cinedergi 76

Binder76

Binder76

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

eraber Kocan Kadar Konuş filmini<br />

yapacağız.<br />

Türk dizi endüstrisinin yurtdışında da<br />

etkisini görüyoruz. Arap coğrafyası,<br />

Balkanlar, Türki cumhuriyetler,<br />

Brezilya, Şili gibi ülkelerde. Bunlar<br />

beğenilerek seyrediliyor. Bu dizilerde<br />

aşk var, bir takım olaylar oluyor ama<br />

bunlar toplumla, hayatla, tarihle ilgili<br />

yeni bir bakış açısı sunmuyor. Oysa<br />

bu filmde anlatılanlar Rusya’yı da,<br />

Almanlar’ı da, Kırım’ı da, Azerbaycan’ı<br />

da ilgilendiriyor. Bir söz söyleniyor<br />

yurtdışına. Bunu siz nasıl yorumluyorsunuz<br />

ve bu tür filmlerin yapılması<br />

gerekliliğine nasıl bakıyorsunuz?<br />

Bu konuları ayrı ayrı değerlendirmek<br />

lazım Türk dizilerinin yurtdışındaki<br />

etkisi bence çok büyük. Ne anlamda?<br />

Ekonomik anlamda, Türkiye’nin<br />

reklamı anlamında, her anlamda.<br />

Amerika kendisini dünyaya nasıl<br />

tanıttı? Filmleri tanıttı. Her on senede<br />

bir bir şehrini tanıttı. Her zaman da<br />

kendi ideolojisini bir şekilde içerisine<br />

yerleştirdi. Şimdi diziye yönelme var<br />

orada da. Türk dizileri Amerikan dizilerini<br />

çıkarmış durumda çoğu ülkede.<br />

Avrupa’daki bazı ülkeler dışında hepsinde<br />

çıkarmış durumda ve dört katı<br />

fiyatına satılıyor Türk dizileri oralarda.<br />

Bunun kötü bir tarafını düşünmek<br />

bana saçma geliyor. Yunanistan’da<br />

Türkçe konuşuyor insanlar benimle,<br />

“Nereden öğrendiniz” diyorum, “Dizilerden<br />

öğreniyoruz” diyor. İngilizceyi<br />

de böyle öğrendi insanlar. Amerikan<br />

filmlerini izledi, hoşuna gitti o dil,<br />

öğrenmeye başladı. Altyazılı izliyorlar<br />

çoğu yerde. Bir insanı seviyor, bir<br />

ülkeyi seviyor insan bu kadar kolay<br />

aslında. Bir sahneyi sever, bir olayı<br />

sever, Türkler’i sever. Bu kadar basit.<br />

Bizi tam anlamıyla yansıtmıyor, şöyle<br />

oluyor, böyle oluyor meseleleri beş<br />

sene sonra unutulur, on sene sonra<br />

unutulur akılda Türkiye, Türkler kalır.<br />

Bunlar da topyekün beraberdir, ekonomiyi<br />

güçlendirir, ekonomi güçlenince<br />

sinema da güçlenir, sinema<br />

güçlenince başka şeyler de güçlenir.<br />

Herşeyi birlikte düşünmek lazım. Bir<br />

zaman Türk dizileri çok ön plana çıkar,<br />

sonra biraz geriler bunun sebebine<br />

bakar insanlar belki, çünkü iç pazarda<br />

başarılı olamazsa dış pazarda da<br />

başarılı olamaz. Neyi seviyorlar Türk<br />

dizilerinde buna da iyi bakmak lazım.<br />

Mesela aile olmayı, insan olmayı,<br />

samimi olmayı, gerçek olmayı çok<br />

seviyorlar. Çünkü her insan aslında<br />

gerçekte gerçektir. Kendine ait bir şeyi<br />

görünce insan bu Amerika’da da olsa,<br />

Afrika’da da olsa benimser. Bazen<br />

“Türk dizilerindeki hikaye ne ki insanlar<br />

bunu seviyor” diyorlar. Hikayeler<br />

belli zaten, her yerde aynı hikayeler.<br />

Asıl olan onu nasıl değerlendirdiğiniz,<br />

nasıl baktığınız olaya. Gerçek anlamda<br />

bir insan gördükleri zaman<br />

hoşlarına gidiyor. Kaliteyi konuşacak<br />

olursak tabii ki altı günde çekilmiş bir<br />

dizi ile bir ayda çekilmiş bölümün kalitesi<br />

aynı olmaz. Amerika’da 13 bölüm<br />

çekiliyor, onların dakikası ile hesaplarsak<br />

80 bölüme denk geliyor. Onlar<br />

45 dakika, biz 90 dakika. Ama bunlara<br />

çok takılmamak lazım. Biz sürekli<br />

çalışmak üretmek durumundayız, hem<br />

kendimiz hem ülke için. Zaten doğa<br />

kendi yolunu bulacak, bindiğimiz dalı<br />

bir yere kadar kesebiliriz. Sonra bu<br />

akış durunca herkes başka bir yol<br />

deneyecek zaten. Kendimiz olmaktan,<br />

kendi hikayelerimizden hiçbir zaman<br />

vazgeçmemek lazım. İnsan için<br />

de geçerli bu. Bakıyorsunuz herkes<br />

herkes gibi yaşamaya başlamış. Birbiri<br />

gibi yaşıyor herkes. Kendi olmanın<br />

farklı olmak olduğunu anlamıyor.<br />

Başkası olmanın farklı olmak<br />

olduğunu zannediyor. Halbuki başkası<br />

olduğu zaman sen aynı oluyorsun.<br />

Herkes bir kitap aslında ve o kadar<br />

büyük ve kalın bir kitap ki oku oku<br />

bitmez. O yolculuk asla bitmez.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!