16.09.2020 Views

Hotel Restaurant September 2020

Hotel Restaurant September 2020

Hotel Restaurant September 2020

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

50

hotel restaurant

& hi-tech

gastro güncel / makale

Yaşadığımız bu sürece dair geçmişteki

fütüristler bir tahminde bulundular mı diye

ufak bir araştırma yaptığımda birkaç yıl evvel

okuduğum bir kitaba tekrar göz atmam

icap etti. Sayısal devrim, iletişim devrimi,

şirket devrimi ve teknolojik tekilliği tartışan

çalışmalarıyla bilinen Amerikalı yazar ve

fütürist (gelecekçi) Fortune dergisinin eski

editörülerinden olan ve teknoloji ve onun

etkileri üzerine çalışmalar yapan Alvin Tofller,

daha sonra toplumdaki değişimleri ve tepkileri

incelemeye başladığında, 1970'lerde yazdığı

Future Shock (Gelecek Korkusu) adlı kitabına

tekrar göz atmak istedim.

Fütürist Alvin Tofller’in kitabında; çok kısa

sürede çok fazla değişiklik ile karşı karşıya

kaldığında, bireylerin ve tüm toplumların belirli

psikolojik durumu ile ilgili ta 1970'de yazdığı

öngörülerini okuduğunuzda şok olmamanız

işten değil! Bugün tekrar baktığımda gördüm ki

yazarın üstün sanayi toplumu için ileri sürdüğü

öngörüleri çok büyük ölçüde gerçekleşmiş

durumda. Diğer taraftan üstün sanayi

toplumu seviyesinden henüz biraz uzakta

olan bizim gibi ülkelerde durum biraz farklı.

Kitaptaki öngörülerin bir kısmı hayatımıza

girmiş olmakla birlikte, diğer bir kısmı da

henüz “yaşanacak gelecek” olarak önümüzde

durmakta...

Mevcut pandemi tamamen değişimle ilgilidir,

aslında çok hızlı bir değişimle... Daha önce

hiç olmadığı gibi bir değişim. Kelimenin tam

anlamıyla 180 km/s'ten 60 km/s'e yavaşlama,

belki daha da az. Gıda tüketimi ve yeme içme

alışkanlıkları, özellikle hijyen, kişisel güvenlik

ve sosyal mesafeyle ilgili tüm yeni endişelerin

bir sonucu olarak önemli ölçüde etkilenecektir.

Ancak, medya alanının çoğunu tekelleştiren

mikro sorunlara girmeden önce, geri çekiplip

daha büyük resme bir bakmaya ne dersiniz?

Koronavirüs salgınının patlak vermesinin

ardından, dünyadaki ülkeler hastalığın daha da

yayılmasını önlemeye yönelik bir dizi politika

önlemini uygulamaya başladı. Bununla birlikte,

bu tür önlemlerin tarımsal üretimi ve ticareti

etkileyebileceği gerçeğine az ülke ya da kişi

uyandı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO),

çoğu ülkede kilitlenmeleri takiben gıda ve tarım

sektörünün makro görüntüsünü incelediğinde,

perspektifleri aslında oldukça ilginç. FAO,

TUROYD Yönetim Kurulu Üyesi

Orhan Genceli

Covid-19, yeme içme endüstrisi ve

alışkanlıklarını nasıl şekillendirecek?

2008 mali krizinin, azalan gelir ve belirsizlik,

insanların daha az harcama yapmalarını

ve talebin daralmasını sağladığında neler

olabileceğini gösterdiğini söylüyor. Satışlar

düştü. Üretim de öyle. Ayrıca, en fazla

etkilenenler gelir kısıtlamalarını telafi etmek

için üretken varlıkların satışı, daha az çeşitli

diyetler, aşırı avlanma gibi olumsuz baş etme

stratejilerine geri dönmeye zorlandı.

COVID-19 salgınının başlangıcında, belki de

olası kıtlık korkusundan dolayı talepte önemli

bir artış olmuştur. Gıda talebi, FAO'nun genel

olarak esnek olmadığını vurgulamaktadır ve

beslenme alışkanlığı dar bir aralıkta değişse

de, genel tüketim üzerindeki etkisi büyük

olasılıkla sınırlı olacaktır. Hayvansal protein

tüketiminde (bilim temelli değil - hayvanların

virüsün ev sahibi olabileceği korkusunun bir

sonucu olarak) ve balık, meyve ve sebze gibi

diğer yüksek değerli ürünlerde (ki bunlar

fiyat düşüşlerine neden olma olasılığı vardır).

Bu korkular özellikle küçük ve orta ölçekli

işletmeler de dahil olmak üzere restoran ve

otellere verilen çiğ balık ürünleri için geçerli

olabilir. Yoksul ülkelerdeki gıda talebi gelirle

daha bağlantılıdır ve burada gelir getiren

fırsatların kaybı tüketimi etkileyebilir. Bulaşma

korkusu, market ve pazarlara daha az ziyaret

yapılması anlamına gelebilir ve insanların

yiyecek satın alma ve tüketme şekillerinde bir

değişiklik beklenebilir - daha düşük restoran

trafiği, artan e-ticaret alışverişleri ve evde

yemek yeme artış hızı giderek istatistiklere

yansıdı bile.

FAO, koronavirüsün patlak vermesinin

ardından dünyanın dört bir yanındaki ülkeler

hastalığın daha da yayılmasını önlemeye

yönelik bir dizi politika önlemi uygulamaya

başladı. Bununla birlikte, bu tür önlemlerin

tarımsal üretimi ve ticareti etkileyebileceği

gerçeği azdır. Örneğin, birçok ülke nakliye

gemilerini tehlikeye atma riski olan ve

günümüzde birçoğu açık denizlerde taşınan

taze meyve ve sebzeler, balık ve balık ürünleri

gibi bozulabilir mallar için özel risk taşıyan

kargo gemileri üzerinde daha yüksek kontroller

uygulamaktadır. Ülkemizde de olduğu gibi

dünyanın bir çok yerinde mevsimlik işçiler

gibi insanların serbest dolaşımını da etkileyen

tedbirlerin gıda üretimi üzerinde etkisi oldu

ve devam etmektedir. Bu nedenle küresel

olarak piyasa fiyatlarını etkiledi. Yiyecek ve

gıda fabrikalarında kabul edilebilir sağlık

standartlarını garanti altına almak için

alınacak önlemler üretimi yavaşlattı. Yiyecek

tedarik zinciri, üreticiler, tüketiciler, tarım ve

balıkçılık girdileri, işleme ve depolama, nakliye

ve pazarlama, vb. içeren karmaşık bir ağdır.

Tüm seviyelerdeki gıda sistemleri önümüzdeki

haftalarda ve aylarda test edilmeye devam

ediyor ve zorlandıkları görülmektedir.

An itibariyle, gıda tedariki yeterli olduğundan

ve piyasalar şu ana kadar istikrarlı olduğundan

kesintiler minimum düzeyde olsa da, küresel

tahıl stokları rahat seviye görüntü veriyor

ve 2020 için buğday ve diğer başlıca temel

mahsullerin görünümü endişe verecek

seviyede değildir.

Yüksek değerli metaların (yani meyve ve

sebzelerin) daha az gıda üretimi zaten olası

olsa da, değer zincirindeki kilitlenmeler

ve bozulmalar nedeniyle henüz fark

edilmemektedir. Lojistik tıkanmalar, taze

gıda tedarik zincirleri için özellikle en önemli

engeldir. Nakliye kısıtlamaları ve karantina

önlemleri, çiftçilerin ve balıkçıların pazarlara

erişimini engellemiş ya da maliyetleri

artırmıştır. Bu da üretim kapasitelerini

kısıtlayacak ve ürünlerini satmalarını

engelleyecektir. Çiftliklerin ve balıkçı

gemilerinde hijyen, çalışma koşulları ve

yaşam tesisleri için uluslararası standartların

iyileştirilmesi ihtiyacının da pandemi ışığında

yeniden ele alınması gerekmektedir.

Üstelik restoranlardaki “Güvenli Turizm”

kuralları ile azalan kapasite ve sosyal

mesafe şartları ile işletmelerin günlük satış

potansiyellerini aşağı çekeceği gibi karlılığı da

minimize edecektir.

Maalesef mevcut kapitalist düzende “Gelecek

Korkusu” hayatımızın tüm evresinde yer alacak

ve özellikle bizim gibi ekonomisi demokrasisi

kadar gelişebilen ülkelerde, mevcut eğitim ve

entellektüel birikimle bu tür yaşanabilecek

kaotik durumda bilim, teknoloji düstur edinmek

gerekir. Vatandaşını ve ülkesini koruyacak

önlemler yerine, başka ülkelere gönderdiğimiz

maske yardımı gösterileri ile hamaset yapan

politika ve politikacılar üreten bir sosyal

yapıda alacak yolumuz ve çaba gösterecek

zamana ihtiyacımız olduğu aşikardır. Üstelik

gönderdiğimiz maskelerin maliyeti uçağın

harcadığı yakıttan daha düşük olması ayrıca en

vahim olanıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!