Sayı 4
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Divan Şiiri ve İstanbul
Osmanlı Devletinin başkenti olan İstanbul'un İslam medeniyeti ile aldığı yeni biçim
şairlerin şiirlerinde çokça yer almıştır. Hatta sadece İstanbul'u anlatan birçok şehrengiz
kaleme alınmıştır. Bunlar o günkü İstanbul'a ışık tutmaktadır. Bu şehrengizlerden birini
İskender Pala şöyle özetlemiştir: “İstanbul yedi tepeli bir su deryası olmanın yanı sıra bir
insan, bir ağaç deryası olarak anlatılır. Tepelerindeki minareler göklere birer asa gibi
yükselir. Boğaz'da yelkenliler uçar, sokaklarında asiller dolaşır.”
Yine uzun yıllar vebadan sebep ayrıldığı İstanbul'a hasret kalan Nabi'nin şiirlerine
baktığımızda o zamanki İstanbul hakkında çeşitli bilgiler öğreniriz. Şehrin ilim ve irfan
durumunu, aydınlarının halini, sanat faaliyetlerini, eğlence hayatını, kayık safalarını,
mimari yapılarını, taşra ile karşılaştırılmasını bu şiirlerde bulmak mümkündür.
“Mâ-hasal cümle sınâ'at ü hiref
Hep Sıtanbul'da bulur izz u şeref” Nabi
( Bütün sanat dalları İstanbul'da oluşup
ün ve şeref kazanmıştır.)
İstanbul denilince akla gelen bir diğer divan şairi şiirlerinde Lale Devri İstanbul'unu
anlatan Nedim'dir. Bu şehri nasıl sevdiğini yazdığı mısralarından anlaşılmaktadır.
Şiirlerinde canlı İstanbul tasvirleri vardır. O günkü İstanbul'un insanını, eğlencelerini,
mimarisini, tabiatını anlatmıştır.
“Bu şehr-i Sitanbul ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır...
(Bu İstanbul şehri eşsiz değerdedir, paha biçilmez,
Bir taşına bütün Acem mülkü feda olsun.)
İstanbul kocaman bir medeniyeti yansıtması, tarihi ve doğal güzellikleriyle hala şiirlere
konu olan, değişen çehresine rağmen ruhu sevilen bir şehirdir. Onun ruhunda fethin
çoşkusu, İslam'ın huzuru, uğrunda savaşan şehitlerin hüznü vardır. Bir medeniyeti
medeniyet yapan da taşıdığı kendine özgü ruhu değil de nedir? Bu ruha bugün katkıda
bulunmak bizim elimizdedir. Önce onu iyi tanımak, sonra güzellikler üreterek üzerine bir
şeyler koymak mühimdir. Bir sanat dalıyla hemhal olmak sadece bizim ruhumuzun değil
içinde yaşadığımız medeniyetin canlı kalması için de elzemdir.
22
ZEYNEP ODABAŞ