Sayı 4
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Medeniyeti şehirleşme adı
altında uzun uzun binalar dikmek
olarak algılıyoruz oysa ki her bir
metrekareye çocuk başına çok
güzel hayal evleri dikilse,
yaratıcılıklarını geliştirsek,
parklarına dokunmasak, -hatta
geçen gün televizyonda duymuştum
“SURVİVOR PARK “ istiyoruz diyen
çocukları- onlara bir kulak versek.
Ne kadar da haklılar! Televizyonda
izledikleri bir programa özenmiş gibi
dursalar da aslında hiç de öyle
bir durum söz konusu değil. Artık
parklarımız sıradanlaştı, hep aynı
oyuncaklar var, yeni binalar yapılıp
içine sadece salıncak ve tahterevalli
konuluyor. Biz büyüklere kalsa al
sana işte park ne kadar da göz alıcı
muhteşem bir şey! Medeniyet
toplumu, şehri ve içinde yaşayanları
yansıtmalıdır. Ortak alanlarda
buluştuğumuzda kendimizden izler
olmalı. En çok da doğal ortamlarda
bu izler olmalı parklarda, mesire
alanlarında ya da aklınıza
gelebilecek her yerde. Büyük
şehirler başta olmak üzere en lüks
yapılan yapıların köprülerin,
parkların, yolların daha sayılabilecek
her şeyin belli bir süre sonra her
yerine zarar verildiğini görürüz.
Duvarlara yazılar yazıldığını,
yapıların çizildiğini vs. işte bunlar
bizim ne kadar da medeni
olmadığımızı ve hoşgörüden uzak
olduğumuzu gösterir. Durum
böyleyken medeniyetin sesi
çocuklarımızdan nasıl bir
yansımayla bize gelir bunu da sizin
düşünmenizi istiyorum.
En basiti farklı bir örnek daha vereyim,
mahallede komşu çocukların hepsi oyun
oynarken kimi annelerin sanki orada hiç
başka çocuk yokmuşçasına sergilediği
tavırlardan biri çocuğuna yiyecek vermek.
Evde çocuklarımıza zaten fazlasıyla
yemeğini veriyoruz bir de dışarı çıkarken
ellerine abur cubur ne varsa dolduruyoruz,
alan var alamayan var demiyoruz. Eskiden
böyle miydi? Şahsen ben küçükken
babamın dışarıda bize hiçbir şekilde yemek
yememize izin vermediğini bilirim. Medeni
olmak bence budur. Karşısındakine saygıdır,
sevgidir, rol olmaktır işte bu yüzden baştan
beri söylediğim şey çocuklar bizi çok güzel
rol alırlar. Komşuya gittiğimizde dikkat
kesiliriz çocuğumuzun bazı anlarına.
Akranıyla oynarken “Aaa! Benim gibi
konuştu, davrandı.” deriz içimizden. Bu
nedenle eskileri toplumumuzda yaşatmak
istiyorsak değer yargılarımıza önem
vermeliyiz. Medeniyet yolunda ilerlerken
asimile olmamalıyız ki geleceğimize,
çocuklarımıza doğru değerler aktarabilelim.
Sürçü lisan ettiysem affola.
ÇOCUK GELİŞİMİ UZMANI
ŞEYDA ERGÜN
24