Sayı 4
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kars Ani Harabeleri
“ANİ” DEN
Sabaha nasıl erişeceğini bilemeden başını yastığa
koydu, her zamanki gibi hızlıca
uykuya daldı. O garip rüya başladığında biri başucunda
oturup onu izlese ona macera yaşadığını düşündürecek
kadar hızlı nefes alıp veriyordu. Bir rüyanın içinde olduğunu
tahmin ediyor ama gördüğü şeylere anlam veremiyordu. Üç
tarafı sular, bir tarafı surlarla çevrili, içinde yıkık dökük
yapıların olduğu, tepenin üzerine kurulmuş geniş bir
düzlükteydi. İlk defa gördüğü bu yere şaşkınlıkla bakıyordu.
Rüzgar eserken kulaklarında uğulduyor, sanki uzaklardan
bir sesi de beraberinde taşıyordu: “Seni bekliyorum”.
Gece yarısı rüyadan gerçek hayata kan ter içinde açtı
gözlerini. Yatağın içinde doğrulup düşünmeye başladı. Kızıl
taşlar, yemyeşil arazi, usul usul akan nehir, ihtişamlı
surlar... Gecenin karanlığı bile rüyasında gördüğü şehrin
ışığını söndüremedi. Peki neresiydi burası? Neden rüyasına
girmişti?
Ailesi İstanbulluydu, hiçbir zaman gidip ziyaret ettikleri
bir köyleri de olmamıştı.Bu kadar etkileyici bir çağrı ancak
kökenlerinden geliyor olabilirdi. Yakın zamanda devletin
soyağacı arşivlerini açtığını hatırladı. Telefonunu alıp
sisteme girdi ve soyağacına baktı. Beşinci kuşak dedesinin
adının yanındaki kutuda duruyordu cevap: Kars. “Tabi ya,
rüyamda Ani’deydim!” dedi kendi kendine heyecanla.
Vakit kaybetmeden Kars’a gidecekti. Mimarlık okumak
için geldiği Ankara’dan Doğu Ekspresi’ne bir bilet aldı.
Böyle bir yolculuk için trenin en doğru ulaşım aracı
olacağını düşündü. Gün içinde işlerini halletmiş, akşam
olduğunda yataklı vagonunda yerini almıştı. Kars’a varana
kadar Ani ile ilgili bilgileri okudu. Tren şehirlerden uzakta,
doğanın içinde kıvrım kıvrım ilerlerken o Ani’yi düşünüyor,
bin yılı aşkın tarihi ile medeniyetler beşiği, yüz bini bulan
nüfusu ile tüccarların, seyyahların, mimarların, yazarların
buluşma noktası olmuş bu şehir daha şimdiden onu
heyecanlandırıyordu.
Ertesi gün akşam Kars’a vardı. Geceyi geçirmek için bir
otele yerleşti. Sabah günün aydınlanması ile birlikte dışarı
attı kendini. Soğukla büzüşüp hırkasının içinde gittikçe
küçülerek Kars sokaklarında gezindi. İşgal zamanı Rusların
yaptığı geniş caddeleri ve caddelerin iki yanında yer alan
Baltık mimarisine ait yapıları görünce çok şaşırdı. Burası
daha önce gezdiği hiçbir doğu şehrin benzemiyordu.
7