You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
"En büyük başarı herhalde mutlu
olabilmek veya hüküm süren şartlar
çerçevesinde ortaya en iyisini
koyduğunuzu hissetmektir."
Çeşitli sektörlerden
edindiği tecrübeleri
doğrultusunda iş
yaşamını yenilikçi bir
biçimde şekillendiren
Petrol Ofisi CEO’su
Selim Şiper ile
akaryakıt sektörünü,
hobilerini, Afrika
merakını ve elektrikli
araçların geleceğini
konuştuğumuz keyifli bir
röportaj gerçekleştirdik.
Alman Lisesi mezunusunuz
ve bununla birlikte Almanya
Karlsruhe Üniversitesi Kimya
Mühendisliği bölümünü bitirdiniz
ve aynı okulda master ile doktora
çalışmalarınız bulunuyor.
Okuduğunuz kurumları göz
önünde bulundurursak, Alman
ekolü olan okullarda yetişmenin
hayatınıza ve kariyerinize ne gibi
etkileri oldu?
İstanbul Alman Lisesi’nden
mezun olduktan sonra
Almanya’da Almanya Karlsruhe
Üniversitesi’nde mühendislik
tahsilimi yaptım. Mühendislik
için Almanya çok doğru bir
seçim. Çünkü tarihi olarak,
Alman mühendisliğinin bir
ayrıcalığı var. Bu ayrıcalık bence
analitik düşünceye alışkanlıkla
oluşmuş bir durum. Gerek Alman
Lisesi’nde gerekse üniversite
hayatımda Alman disiplini ve
düzeni çerçevesinde ama yine
de esneklikten taviz vermeden
öğrenme imkânı buldum. Genel
yaklaşımlara baktığınız zaman
Alman ekolünde; düzen, disiplin
ve insana saygı ön plana çıkıyor.
Alman ekolünde eğitim görmüş
olmanın bana ve karakterime
çok önemli etkilerinin olduğunu
düşünürüm.
İş hayatınıza 1984 yılında
başladınız. Kariyer yolunuzda
ilerlerken ilk ne zaman
“başardım” duygusunu
hissettiniz? Bu duyguyu
hissetmenizi sağlayan ve dönüm
noktası olarak nitelendirdiğiniz
bir an var mıdır?
Başarı dediğimiz şey; bir süreç, bir
nokta değil. Bir şeyin evrilmesi,
devamlılık sağlaması olarak
algılanabilir. Bazı noktalarda
olumlu duygulara kapıldığımız
yerler olabilir ama hayattaki en
büyük başarı zaten mutluluktur.
Ben, yapı itibariyle olumlu
düşünen ve pozitif yaklaşımları
tercih eden bir insanım. O yüzden
kendi kendimi de bu mutluluk
yolunda, motive edebilen bir
iç gücüm var. En büyük başarı
herhalde mutlu olabilmek veya
hüküm süren şartlar çerçevesinde
ortaya en iyisini koyduğunuzu
hissetmektir.
Mühendislik veya geliştirme
işlerini bırakıp, marketing, satış
tarafına yönelmem bir dönüm
noktasıdır. Başarı mıdır? Onu
tartışabiliriz ama dönüm noktası
olarak düşünürüm. İkincisi
hem şu anki görevimde hem
bundan önceki görevimde
yani CEO’luk görevlerimde,
başladıktan bir müddet sonra
şirketin veya organizasyonun
nabzını hissettiğinizi düşünmeye
başlarsınız. Bence, en büyük
11
başarı noktası bu hâkimiyete, bu
duyguya gelebilmektir.
Yoğun tempolu iş hayatınız
haricinde, sosyal hayatınızda
neler yapmaktan hoşlanırsınız,
hobileriniz nelerdir? Bu yoğun
tempoda motivasyonunuzu
kaybetmemek adına ne gibi
yollara başvuruyorsunuz?
Motivasyonu kaybetmek veya
kaybetmemek, bu belki de olumlu
liderliğin baş şartıdır. Bir defa
kendi kendinizi motive edebilecek
iç güce sahip olmalısınız.
Bu motivasyonu dışarıdan
beklememeniz gerekir. Motivasyon
dediğiniz şey; sizin içgüdünüzle
ortaya çıkarmanız gereken bir
şeydir. Bunun da baş etkeni;
hayata dair olumlu bir yaklaşım
içinde olmaktır. Yani; bardağın
tabii ki boş taraflarını da görmek
lazım ama dolu tarafına da bir
o kadar dikkat etmek gerekiyor.
İçerisinde bulunduğunuz durumlar
çerçevesinde kendi kendinize
belirli tatminlere ulaşmanız
lazım. Bunun en güzel yolu,
insanın kendisine küçük hedefler
koymasıdır. Bu bir seyahat olabilir,
bir kitabı okuyup bitirmek olabilir.
Bunun gibi şeyleri kendi kendinize
bilinçli bir biçimde hedeflerseniz,
o zaman motivasyonunuz da
artacaktır. Sosyal hayatın dışında
hobi sayılabilecek uğraşlarım
var. Bunların başında müzik
ve değişik alanlardaki kitapları
okumak gelir. Hobi sayılırsa,
Afrika’ya meraklıyımdır. Afrika
ile ilgili hem müzik hem de tarih
olarak, kendime göre birtakım
çalışmalarım var. Müzik konusunda
çok belirgin, çok belirli müzik
stillerine karşı merakım var.
Afrika yaban hayatı çok ilgimi
çektiği için fotoğraf çekmeye
yöneldim. En büyük merakımsa,