24.05.2021 Views

İstikbal Dergi Mayıs Sayısı

Eskişehir İstikbal Gazetesi'nin aylık yayını İstikbal Dergi yeni sayısı yayında

Eskişehir İstikbal Gazetesi'nin aylık yayını İstikbal Dergi yeni sayısı yayında

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

pek çok Anadolu yerleşimine göre yeni bir

yerleşim olsa da; geleneksel bir kentten Batı

tipi bir tüketim kentine doğru evrimleşmeye

başlar. Ama ne yazık ki; gerekli vizyona

sahip olmadan büyümenin sıkıntılarını da

yaşamaya devam eden bir kenttir artık.

Bugün kentin merkezinde yaşanan aşırı yoğunlaşma,

bu yerleşimi kent rantı nedeniyle

imkânsız bir noktaya doğru sürüklemektedir.

Eskişehir’in kent merkezinin daha fazla yoğunlaştırılmasıyla

gidebileceği yeni bir açılım

kalmamış gibi görünmektedir. Kent

merkezindeki rantı artıracak her yaklaşım,

Eskişehir’i biraz daha yaşanması zor bir habitat

haline getirmektedir. Gözlediğim odur

ki; kentin dış çevresinde yapılacak kentsel

dönüşüm projeleri de yoğunlaşmayı azaltıcı

önlemler olarak gözükmemektedir.

Bundan sonra ne yapılacağı, cevabı kolay bir

soru değildir. Ama yeni Eskişehir’in gelecek

tasarımına etki edecek yeni sorunlarının ve

vizyonunun bilimsel bazda konuşulup tartışılması

gerekmektedir. Bu konuda girişimlere

acil ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.

Zihnimizi yenilikçi çözümler yönünde zorlamalıyız.

Eskişehir’i kurtarmak isteyen bir

vizyon, Eskişehir kırsalını da birlikte düşünmelidir.

Açık Kent

Kentlerin tarihi geçmişine bakıldığında; kapalı

kent, açık kent ve uç kenti olmak üzere

üç farklı modelden söz edildiğini görülür. Örneklemek

gerekirse; kapalı kent ile anlatılmak

istenen, İstanbul veya Diyarbakır gibi

etrafı surlarla çevrilmiş kent modelidir. Açık

kent ise Eskişehir gibi surların içinde gelişmemiş

olan kent biçimidir. Günümüzde kentlerin

açıklığı veya kapalılığı kavramlarının

değiştiğini gözlüyoruz.

Eskişehir’in Odunpazarı ile başlayan yerleşimi,

Türklerin Anadolu’ya gelişine denk

düşer. Bu kentin bir kavşak noktasında yer

alması ve Türk toplulukları ile diğer toplumlar

arasında bir sınır oluşturması, uzun süre

bu bölgenin kalıcı yerleşim yeri olarak benimsenmemesi

sonucunu oluşturmuştur. İlk

yerleşimcilerin –bir savaş ve çatışma alanı

olarak kabul ettikleri– bu yörede kalıcı konutlar

yapmak yerine uzun süre çadırlarda

kalmayı tercih ettikleri tarih kitaplarında

diler getirilmektedir. Diğer yandan Eskişehir;

Porsuk Çayı’nın varlığı ve yerleşime yakın

termal sıcak su kaynağının mevcudiyeti ile –

Bizans’tan bu yana– açık kent yerleşiminin

küçük de olsa bir örneğini meydana getirmiştir.

İlginç biçimde Eskişehir’in daha sonraki dönemlerdeki

tarihi de bir açık kent modeline

uygun olarak gelişti. 1800’lü yıllara kadar

küçük ve unutulmuş bir yerleşim olan Eskişehir,

daha sonra Balkanlardan ve Kafkaslardan

aldığı göçleri kendi yapısına sindirmesi

ile açık kent özelliklerinden bir başkasını

sergiledi. Benzer biçimde İstanbul – Bağdat

Demiryolunun Eskişehir’den geçmesi, şehrin

bu özelliğini pekiştirdi. Bu açıklık olgusu,

daha sonraki yıllarda kentin üniversiteleri

ile gelişti. Bu olguya bağlı olarak Eskişehir

hemşehriliği dokusunun çok gelişmiş olmamasına

karşın çok kültürlülüğün kent toplumunun

önemli bir niteliği olması, saydığım

bu unsurların doğal bir sonucudur. Bu

durum, Anadolu’nun pek çok kentinde göz-

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!