Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
AVRUPA SİBER SUÇLAR SÖZLEŞMESİ BAĞLAMINDA
TÜRK CEZA HUKUKU
5271 sayılı yasanın 134. maddesinde düzenlenen “Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve
kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma” başlıklı maddesiyle aynı yasanın beşinci bölümünde
düzenlenen “Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi” başlıklı 135. madde ve
devamındaki tedbirler bilişim suçları için fazlalıkla uygulama alanı bulmaktadır.
Sözleşme ile karşılaştırıldığında; 16. maddede yer alan ‘Depolanan bilgisayar verisinin süratli şekilde
korunması’ ve 17. maddede yer alan ‘Trafik verisinin süratli şekilde korunması ve kısmen açıklanması’
tedbirlerinin Türk Ceza Muhakemesi Hukuku bağlamında bir karşılığı olmadığı yapılan değerlendirmeler
ışığında açıktır. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da yer alan düzenlemelerin somut bir suç
soruşturmasında başvurulacak ceza muhakemesi tedbirleri değil, idari tedbirler olduğu ve dolayısıyla
sözleşmede düzenlenen tedbirlerle paralellik göstermediğini belirtmek yerinde olacaktır[9].
Sözleşmenin 18. maddesindeki ‘Üretim emri’ ve 19. maddesindeki ‘Depolanmış bilgisayar verilerinin
aranması ve bunlara el konulması’ tedbirlerinin mevzuatımızdaki ifadesi 5271 sayılı yasanın 134. maddesi
olarak karşımıza çıkmaktadır. Sözleşmenin 20. maddesinde düzenlenen ‘Trafik verilerinin gerçek zamanlı
toplanması’ ve 21. maddede düzenlenen ‘İçerik verilerinin takibi’ tedbirlerinin de mevzuatımızda doğrudan
bir ifadesi olmayıp; telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine ilişkin 5271 sayılı yasanın
135. maddesi hükmüne gidilmektedir. Ancak 135. madde hükmü, Sözleşme’nin 20 ve 21. maddelerindeki
tedbirleri tam olarak ifade ettiğini söylemek zordur. Bu düzenlemeler arasındaki fark ise, 5271 sayılı yasanın
135. Madde hükmü yalnızca kişilerarası iletişimin denetlenmesine olanak sağlamasıdır. Yani iki gerçek kişi
arasında geçen konuşma hareketinin mevcudiyeti şarttır. Ne var ki, sözleşmenin 20 ve 21. maddelerinde
belirtilen ve olması gereken tedbirler, bilişim sistemleri arasındaki her türlü veri iletişimini içermektedir.
DEĞERLENDİRME
Yapılan açıklamalar ışığında mevzuatımızın ilgili sözleşmeye oranla oldukça eksik ve gerekli
düzenlemelerden yoksun olduğu açıkça göze çarpmaktadır. Sözleşmeye dâhil olan ülkelerle karşılaştırma
yapıldığında maddelerin iç hukuka entegrasyonu konusunda oldukça geri planda kalındığı bir gerçektir.
Teknolojinin son yıllardaki hızlı gelişimiyle beraber hukuk sistemlerinin de buna ayak uydurması
kaçınılmaz olmaktadır. Bilişim alanındaki yenilikler arttıkça yeni ve farklı suç tipleri ortaya çıkabilmekte
bunun gerisinde kalındığındaysa yapılan fiiller cezasız kalabilmektedir. Bunun sonucunda da hukuk ve
adaletin bu noktada tam olarak tecelli ettiğini söylemek zorlaşmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
dediği üzere; “Medeniyet yolunda muvaffakiyet, yenileşmeye bağlıdır.” sözünden hareketle her alanda
olduğu gibi hukuk alanında da başarılı bir şekilde yol kat etmenin anahtarı çağı yakalamaktır ve bununla da
yetinmeyip çağın ilerisine adım atabilmektir. Önemle belirtmeliyiz ki ilgili hususta son yıllarda öz bilinç ve
farkındalık giderek artış da göstermektedir. Ancak yeterli seviyeye gelmesi için konu üzerinde uzman
kişilerin bu alana daha da fazla eğilmesi ve yapıcı önerilerle uyum süreci noktasında destekleyici tavır
almaları gereklidir.
Özgür ÖZSOY
1
15