06.08.2022 Views

İDEA HUKUK DERGİSİ AĞUSTOS SAYISI

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DÜNYACA UNUTULAMAYAN YARGILAMA YANILGISI

DREYFUS DAVASI

Hatta General Gonse, ondan, bildiklerini herkesten saklamasını

ister. Bir Yahudi’nin mahkum olması onu ilgilendirmemelidir.

İstihbarat Müdürü bu adamın masum olduğunu söyler ve "bu

sırrı mezara kadar taşımayacağını" bildirir. Bunun üzerine

Picquart uzaklara sürülür, tehlikeli görevlere atanır ve sürekli

tehdit edilir. Sonunda bildiklerini Senato Başkan Yardımcısı

Scheurer-Kestner'e iletir. Esterhazy adını bir başka kanaldan

öğrenen Mathieu Dreyfus da Scheurer-Kestner'e başvurunca da

Senatör konuyu gündeme getirir.³ Bu sırada Dreyfus'un

karısının olayı basın yoluyla yeniden gündeme getirmek için

çabalar ve bu çabaları sonuç vermeye başlayınca Genelkurmay,

Easterhazy hakkında dava açmak zorunda kalır. Dava iki gün

sürer ve Easterhazy'nin oy birliğiyle beraat etmesiyle

sonuçlanır.

EMİLE ZOLA’NIN DAVAYA DAHİL OLUŞU

Dreyfus davasında Émile Zola’nın davadaki adaletsizliği görüp

üstüne gitmesi açısından dönüm noktası olmuştur. Dreyfus

davasını sahiplenen Émile Zola bu davayı yazdığı romanlarda ve

yapıtlarda ele almıştır. Dava sırasında ünlü romancı Émile

Zola’nın “İtham ediyorum” başlığı ile yaptığı savunma sonucu,

Fransa kamuoyunda büyük tepki meydana gelmiş; halk,

sokaklarda yer yer gösterilerde bulunmuştur. Fransa’daki

halkın bu tepkisi ve Zola’nın savunması, diğer bazı ülkelerde de

zaman zaman etkili olmuştur. Émile Zola’nın mektubu

yayımlandığında Dreyfus Davası, kamuoyunda büyük bir etki

uyandırmakla birlikte çok büyük bir tepki de çekmiştir. Asıl

büyük tepki milliyetçilerden, özellikle de basından gelir. Bir

gazeteci, "Zola kendinden başka tek bir şeye tapar: paraya"

dedikten sonra onun bu işe kendi reklamını yapmak için

giriştiğini savlar. ⁴

Irkçı-dinci bağnazlık sorununa duyarlı olmakla birlikte, Zola

başlangıçta Dreyfus davasıyla yakından ilgilenmez. Olay

gündeme geldiğinde İtalya'dadır. Daha sonra uzun süre

Medan'daki kır evinde kalmıştır. Paris'e dönüp gerçekleri

öğrenince etkin bir kampanya başlatmayı gerekli bulur. Zola,

“Suçluyorum” u yazarken suç işlediğinin farkındadır; Basın

Yasası’nın hangi maddelerini ihlal ettiğini bildirerek kendini

ihbar etmiş, kolaysa beni ağır cezada yargılayın diyerek meydan

okumuştur. ⁵ Bakanlar Kurulu, Zola hakkında suç duyurusunda

bulunur. Basının sürekli kışkırttığı gericiler, Zola’nın

yargılanma süreci boyunca “Kahrolsun Zola”, “Yahudilere

ölüm”, “Hainlere ölüm” sloganlarıyla gösteriler düzenler,

Musevilerin dükkânlarını taşlarlar.

1

21

Zola ve arkadaşları, göstericilerin

saldırılarından kaçmak için, sık sık yollarını

değiştirmek zorunda kalırlar. Bu şiddet

önce taşraya sonra da birçok kente yayılır.

Dreyfus’un suçsuz olduğunu iddia eden her

kimse Almanya’nın casusu olduğunu iddia

ediyorlardı. Bu suçlamaların başında

Dreyfus davasında gerçeklerin ortaya

çıkmasını isteyen ve bunun için yüreklice

mücadele eden Émile Zola olmuştur. Bunun

sonucunda Zola yazdıklarından dolayı suçlu

bulunur. Zola, Dreyfus olayında adaletin

siyasal nedenlerle gölgelendiğine inanıyordu

Zola; Eğer siyasal nedenler adaletin

gecikmesini gerektiriyorsa, bu kaçınılmaz

sonucu daha da ağırlaştırarak geciktiren

yeni bir hata işlenmiş olacaktır.” ⁶ diyordu.

Zola’nın yargılanması 1898’de başlar. Émile

Zola 1 yıl hapis ve 3.000 Frank para

cezasına çarptırılır. Bu aşamada Picquart

tarafından yapılan soruşturma bilgileri ünlü

yazar Emile Zola'ya ulaşır. Kendisi

L!Aurora gazetesinde basılan ünlü

J'Accuse...! adlı açık mektubuyla süreçte

yapılan yanlışlıkları ifşa eder ve görevini

ihmal edenleri suçlar. Ancak elindeki

kuvvetli kanıtlara rağmen hakaret suçuyla

mahkemeye çıkartılan Zola hüküm giyer.

Ancak Zola tutuklanmadan önce

İngiltere'ye kaçmayı başarır. ⁷

Emile Zola İngiltere’deyken davayla ilgili

yeni gelişmeler yaşanır. Esterhazy,kuzeni

tarafından ihbar edilir. Henry’nin

sahtekârlığı ortaya çıkınca 30 Ağustos

1898’de tutuklanır ve hemen ertesi gün

hücresinde boğazını keserek intihar eder.

Üst üste itiraflar gelmesine rağmen basın

yılmaz. Maurras, kralcıların yayın organı

olan La Gazette de France’ta, “şehit” Henry

için, “intikam”, “zafer”, “kanlı gömlek”

türünden sözcüklerden oluşan bir ağıt

yazar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!