06.08.2022 Views

İDEA HUKUK DERGİSİ AĞUSTOS SAYISI

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DÜNYACA UNUTULAMAYAN YARGILAMA YANILGISI

DREYFUS DAVASI

Irkçı gazete La Libre Parole Yahudi subay Dreyfus'un vatana

ihanetle suçlandığını duyurur. Ancak yazının Dreyfus'a ait

olduğunun kanıtlanması kolay değildir. Bunun için bilirkişi

görevlendirilir. Görevlendirilen bilirkişi, nottaki yazının

Dreyfus’un yazısına hiç benzemediğini söyleyince, istenen yanıtı

verecek yeni uzmanlar bulunur ve sahte raporlar hazırlatılır.

Önyargıyla hazırlatılan raporlara dayanılarak, Dreyfus'a karşı

vatana ihanet suçlamasıyla dava açılır.

Savcı, iddianameyi bazı varsayımlara dayandırır: "Dikkat

çekecek kadar güçlü bir belleğe sahip olması", "fazla kültürlü

olması", çok iyi Almanca bilmesi gibi özellikleri nedeniyle

Dreyfus casusluk yapabilecek bir kişidir. . Sanığın suçlu

olduğunu adını vermediği "şerefli bir adamın" uyarılarından

anlayan Henry, bu konuda ant içerken bir eliyle de İsa'nın

resmini gösterir.¹ Suçlama için ortada tek bir delil bile yoktu.

Sadece suçlama için ileri sürülen uydurma bir delil vardı. Bu da

Alman Askeri Ataşesinin çöp sepetinde bulunan ve Dreyfus’un el

yazısına benzeyen bir yazıyla kaleme alındığı ileri sürülen

belgeydi. Bu belgenin kendisine ait olmadığını söyleyen Dreyfus’a

kimse inanmadı. Dava sırasındaysa tanıklıklar ciddiyetten

yoksundular ve yargılama kapalı oturumlarla sürdürüldü.

Yargılama sonunda Dreyfus vatana ihanet suçundan mahkum

edildi. 1985 yılında yaşam boyu cezasını çekmek üzere Şeytan

Adası'na gönderildi. Dreyfus yeterli olmayan kanıtlar, sahte

düzenlenen bilirkişi raporları, gerçeği yansıtmayan bir

iddianame, ciddiyetsiz tanıklar ve sahte belgelerle vatana ihanet

suçundan hüküm giymiştir.

GİRİŞ

1894 yılında Paris'teki Alman Elçiliğinde hizmetçi olarak çalışan

bir kadın çöp kutusunda Fransız ordusuna ait bilgiler içeren bir

not bulur. Alman askeri ataşesine yazılan mektupta Fransa'ya

ait bilgilerin verilmesi vaat edilmektedir. Fransa’nın başlattığı

soruşturmada şüpheler Yüzbaşı Alfred Dreyfus’u işaret eder.

Çünkü Yüzbaşı Dreyfus'un el yazısı, mektuptaki yazıya

benzemektedir. Alfred Dreyfus 1859 ‘da Alsace’deki

Mulhouse’de dünyaya gelmiştir. Yahudi bir anne ve babanın

çocuğu olan Alfred Dreyfus 1894’te Fransız ordusunun

genelkurmayında subay olarak görev yapmaktaydı. Çöp

kutusunda bulunan el yazılı mektubun Yahudi asıllı Alfred

Dreyfus’un el yazısına benzemesinden dolayı Alfred Dreyfus’u,

Alman Askeri Ataşesi VonSchwartzkoppen’e bazı gizli askeri

belgeleri gönderdiği gerekçesiyle vatana ihanetle suçlanmasına

sebep oldu ve hakkında kanıtların yetersiz olmasına rağmen

dava açıldı.

1

20

Dreyfus’’un bu yetersiz kanıtlara rağmen

hüküm giymesinin ardında bazı nedenler

vardı. Eğer Dreyfus aklansaydı, Dreyfus’u

suçlayan Fransız Genelkurmayı’nın saygınlığı

zedelenecekti ve siyasal geleceği tehlikeye

girecekti. Dreyfus olayı sırasındaki Savaş

Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı koyu

Katolik ve kralcı subaylardır. Protestanlıktan

dönme Albay Sandherr, Yahudi düşmanıdır.

Olaya karışanların hemen hemen hepsi "cizvit

yetiştirmesi" ve "cumhuriyet düşmanı"

subaylardır.²

Dreyfus mahkum edildikten bir yıl kadar

sonra, Genel Kurmay İstihbarat Birimi'nin

başına Yarbay Picquart geçmiştir. Alman

Askeri Ataşesinin çöp kutusunda yeni bir

belge bulunur. Picquart, Binbaşı

Esterhazy'nin casus olabileceğinden

kuşkulanır. Bir soruşturma yapılır ve bu

soruşturma sonunda, Esterhazy'nın Alman

Elçiliği'ne gidip geldiğini ve çok borcu

olduğunu öğrenir. Şüphelinin el yazısını

Dreyfus'u mahkum eden belgedekiyle

karşılaştırır; gizli dosyadaki evrakın sahte

olduğunu fark eder ve üstlerini uyarır. Ama

kimse dediklerini önemsemez.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!