06.08.2022 Views

İDEA HUKUK DERGİSİ AĞUSTOS SAYISI

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

Yeniye ve geleceğe bir adım daha yakın...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SAVUNMA HAKKI VE SAVUNMA

HAKKININ KUTSALLIĞI

Savunma hakkı kıymetli görülmezse savunma makamı

da değerli görülmez, Yazdıkları okunmaz, Söyledikleri

dikkate alınmaz ve bunların hepsi de adaletten uzak bir

yargılama sürecini karşımıza çıkarır ve bu da adaletin

temel yapı taşlarından birini işlevsiz hale getirir.

Yargılamanın amacı gerçek adalete ulaşmaktır ve bu

sonuca ancak savunma hakkını etkili ve kutsal bir

şekilde kullanmaktan geçer. Savunma hakkını etkin bir

biçimde kullanılması ise ancak “hukuk devleti ilkesinin”

aktif bir şekilde hukuk sistemine yerleşmiş olmasına

bağlıdır. Savunma hakkı aynı zamanda bir insan

hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde

savunma hakkı bir insan hakkı olarak düzenlenmiştir.

Ayrıca aynı beyanname herkesin bir savunma hakkına

sahip olduğunu da kabul etmiştir. (madde 6/1) . Ayrıca

Anayasamız da savunma hakkını düzenlemiştir “Herkes,

meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı

mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve

savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” diyerek

bu konudaki tereddütlere yer vermeyerek anayasal

güvence altına almıştır.

Peki, nedir bu savunma hakkı? Savunma hakkını kısaca

bireyin kendisine yöneltilmiş olan isnada karşı cevap

verme ve bunu kabul etme veyahut susması olarak

değerlendirebiliriz. Bu hakkı bireylere hukuk

vermektedir. Yani kısaca savunma hakkını şöyle

açıklamak mümkündür. Nerede bir iddia varsa orada bir

savunma hakkı da vardır. Hak arama insanın doğası

gereği taşıdığı bir özelliktir ve insanca bir yaşam için

olmazsa olmaz bir unsurdur. Kısacası içgüdüsel bir

davranıştır. Hukuk öncesi dönemlerde insana bahşedilen

bu hak devlet eliyle değil kişinin kendinden kaynaklanan

bir şekilde gerçekleşmekteydi. Buna da zaten ilhak-ı hak

deriz fakat hukukun ve toplumların gelişmesiyle bu hak

devlet tarafından güvence altına alınmıştır ve bu hak

savunma hakkı kuralları arasında yerini almıştır.

Günümüzde insanları yönetimlerden, insandan gelecek

olan ve bireylerin haklarına halel getirecek olan her

türlü hakarete karşı hukuk korumaktadır. Dolayısıyla bu

korumanın sözde değil, gerçek ve etkin bir biçimde

gerçekleşmesinin yolu savunma hakkının etkin bir

biçimde kullanılması yolundan geçer. Savunma hakkı

bireysel nitelikte olmasının yanı sıra aynı zamanda

kamusal bir haktır.

Çünkü savunma hakkının engellenmesi ya da

kullanılmamasının sonucunda bireylerin hak ve

menfaatlerine halel geleceği gerçeğinin yanında

toplum da zarar görmektedir. Fakat bu demek

değil ki savunma hakkı sınırsız bir haktır. Elbette

her hakkın olduğu gibi savunma hakkının da

sınırları bulunmaktadır. Şöyle ki; savunma hakkı

suçla, erkle, dava ile sınırlıdır.

Savunma hakkının kutsallığı ve vazgeçilmezliğinin

bazı sonuçları vardır. Öyle ki; savunma hakkı

vazgeçilmez olduğu için bir muhakemenin

taraflarının, uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak

bildiklerini ve düşündüklerini korkmaksızın dile

getirmesini, , yazıya dökmesini veya belgelemesini

ifade eder. Öyle ki bu korumalar olmasaydı

kendisine itham edilen suç dolayısyla savunma

yapan kişi sarf ettiği söz ve yazıya döktüğü

düşüncelerin başka bir suç oluşturacağı şüphesiyle

savunma hakkını etkin ve gerçek bir şekilde

kullanamazdı ve bu da adaletin tecelli etmesini

güçleştirirdi. Savunmanın dokunulmaz olması

onun bir hukuka uygunluk sebebi olması sonucunu

da doğurur. Taraflar için bir hak olan iddia ve

savunma; bu amaçla ve bu esnada tarafların

yapabilecekleri hakaretler bakımından özel bir

hukuka uygunluk sebebi teşkil etmektedir. Fakat

bun durum da aynı zamanda içerisinde bazı

şartları taşımaktadır. Failin doğrudan doğruya

iddia veya savunma hakkının bulunması, hakaret

içeren yazı ve sözlerin kullanımının savunma

hakkının icrasının bir sonucu olması ve söz konusu

hakkın yani savunma hakkının kötüye

kullanılmamış olmasıdır.

Savunma Hakkının amacı: Savunma hakkının

dokunulmazlığı savunma yapan kişinin hiçbir

kurum veya kanundan korkmadan kendine isnat

edilen iddiaya dair içinde bulunduğu durumu

korkmadan ve özgürce, açıkça ifade edilmesine

hizmet eder. Bu durum da aynı zamanda Adaletin

gerçekleşmesine ve bir haklan savunmanın

güvence altına alınmasını sağlar.

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!