Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Publisher<br />
H. Ferruh IŞIK<br />
on behalf of<br />
İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />
Managing Editor<br />
(Responsible)<br />
Mehmet SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
Advertising Coordinator<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
+90 537 441 97 68<br />
Editors<br />
Dilara CİCA<br />
dilara.cica@img.com.tr<br />
Recep ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
Didem IŞIK<br />
didem.isik@img.com.tr<br />
Correspondent<br />
Serhan IŞIK<br />
serhan.isik@img.com.tr<br />
Foreign Relations Manager<br />
Ayça SARIOGLU<br />
ayca.sarioglu@img.com.tr<br />
Accounting Manager<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
Finance Manager<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
Digital Assets Manager<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Graphic & Design Advisor<br />
Sami AKTAŞ<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
Subscription<br />
İsmail ÖZÇELIK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
Bursa Represantation<br />
Ömer Faruk GÖRÜN<br />
omer.gorun@img.com.tr<br />
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />
Head Office<br />
İstanbul Magazin Grubu<br />
İHLAS MEDIA CENTER<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
No:11 Medya Blok Kat:1<br />
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />
Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93<br />
www.medikalteknik.com.tr<br />
e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />
yer alan makalelerdeki fikirler<br />
yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />
reklam verene aittir.<br />
İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />
bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />
Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.<br />
1<br />
6<br />
3<br />
8<br />
4<br />
4<br />
5<br />
0<br />
5<br />
4<br />
The patient’s life can be saved with<br />
the embolization method!<br />
Embolizasyon yöntemi ile hastanın<br />
hayatı kurtarılabiliyor!<br />
Shining Interventional Radiology<br />
achievements in the international arena<br />
Uluslararası arenada parlayan<br />
Girişimsel Radyoloji başarıları<br />
Ways to end pain in your jaw<br />
Çenenizdeki ağrıya son vermenin yolları<br />
The silent scream of women:<br />
Endometriosis<br />
Kadınların sessiz çığlığı: Endometriozis<br />
Turkish Pharmaceutical Industry Report:<br />
Innovative road map in collaborationwith<br />
IQVIA, AIFD and EFPIA<br />
Türkiye İlaç Sektörü Raporu: IQVIA, AIFD<br />
ve EFPIA iş birliğiyle yenilikçi yol haritası<br />
medikalteknik<br />
Recep Arslantaş
Great danger that cannot be ignored!<br />
Diabetes, which has become an increasingly important health problem<br />
worldwide, occurs in cases of chronic disease and the body’s inability to<br />
regulate blood sugar, and can cause serious complications in the long term.<br />
The severity of diabetes can be reduced through lifestyle changes along with<br />
early diagnosis and effective management. One of the most important points<br />
to consider is that diabetes usually does not cause symptoms. Because this<br />
may cause patients to miss the chance of timely intervention.<br />
Lifestyle changes such as regular exercise, healthy eating habits and weight<br />
control play an important role in reducing the risk of diabetes. Adopting<br />
healthy lifestyle habits is a key factor in improving the overall health of not<br />
only individuals but also society.<br />
It should not be forgotten that changes taken with small steps can produce<br />
big results. One of the most important steps in the fight against diabetes is<br />
to raise awareness of individuals and society about this issue.<br />
Dilara Cica<br />
Don’t forget to understand the importance of diabetes and make conscious<br />
decisions for a healthy future... Healthy days to all of you!<br />
From<br />
the<br />
editor<br />
Göz ardı edilemeyecek büyük tehlike!<br />
Dünya çapında giderek artan ve önemli bir sağlık sorunu haline gelen diyabet,<br />
kronik hastalık ve vücudun kan şekerini düzenleyememesi durumunda<br />
ortaya çıkar ve uzun vadede ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Diyabetin<br />
önemi, erken teşhis ve etkili yönetimle birlikte yaşam tarzı değişiklikleriyle<br />
azaltılabilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri ise, diyabetin<br />
genellikle belirti vermemesidir. Çünkü bu durum hastaların zamanında<br />
müdahale şansını kaçırmasına neden olabilir.<br />
Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ve kilo<br />
kontrolü gibi yaşam tarzı değişiklikleri, diyabet riskini azaltmada önemli<br />
bir rol oynar. Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsenmesi, sadece<br />
bireylerin değil, toplumun genel sağlık durumunun iyileştirilmesinde de kilit<br />
bir faktördür.<br />
Unutulmamalıdır ki, küçük adımlarla atılan değişiklikler büyük sonuçlar<br />
doğurabilir. Diyabetle mücadeledeki en önemli adımlardan biri, bireylerin ve<br />
toplumun bu konuda bilinçlenmesidir.<br />
Sağlıklı bir gelecek için diyabetin önemini anlamayı ve bilinçli kararlar almayı<br />
unutmayın... Hepinize sağlıklı günler!
8<br />
Double victory for AstraZeneca Türkiye at the <strong>2024</strong> Golden Pulse Awards!<br />
AstraZeneca Türkiye’ye <strong>2024</strong> Golden Pulse Ödülleri’nde çifte zafer!<br />
AstraZeneca Türkiye<br />
won two awards at<br />
the <strong>2024</strong> Golden<br />
Pulse Awards<br />
ceremony, which<br />
aims to reward<br />
the efforts of all<br />
stakeholders, teams<br />
and individuals<br />
operating in the<br />
field of health and<br />
quality of life.<br />
The winners of the<br />
“Golden Pulse Awards” <strong>2024</strong>, organized by MD Magazin,<br />
have been announced. At the award ceremony, which<br />
registered the achievements of industry professionals and<br />
companies and brought together all stakeholders in the<br />
field of healthcare, AstraZeneca Türkiye was awarded in<br />
the “Most Successful Social Responsibility Project of the<br />
Year” categories with its “Run First for First Aid” project<br />
and the “Most Successful Congress, Symposium, Meeting<br />
Participation of the Year” categories with its “Heart Campus<br />
Metaverse” project.<br />
Theoretical and practical basic first aid training is given<br />
to high school students in various provinces of Türkiye by<br />
volunteer emergency medicine specialists with the “Run<br />
First for First Aid” project carried out by AstraZeneca<br />
Türkiye with the Emergency Medicine Association of Türkiye<br />
(EMAT) and Tüvana Education Foundation for Children<br />
Willing to Study (TOÇEV). Heart Campus Metaverse, the<br />
digital platform launched by AstraZeneca Türkiye for the<br />
first time for physicians in our country, was developed to<br />
reach more physicians through digital channels. Thanks to<br />
this innovative digital platform that combines multi-channel<br />
and metaverse tools, physicians can come together with<br />
their avatars in the metaverse environment and participate<br />
in meetings.<br />
Evaluating the awards they received, Pharm. Serkan Barış,<br />
Country President, AstraZeneca Türkiye said, “We are very<br />
proud to crown our success once again with our pioneering<br />
projects in the health sector. The award we won with<br />
the ‘Run First for First Aid’ project is a reflection of the<br />
responsibility we assume towards society. The award we<br />
won with the ‘Heart Campus Metaverse’ project means<br />
recognition of the innovative contributions we have made<br />
to our ecosystem by taking the power of technology and<br />
digitalization behind us. These awards are also an indication<br />
of the strong collaborations we have established with our<br />
stakeholders. I would like to thank all our colleagues and<br />
valuable stakeholders who contributed to us achieving<br />
these successes. We will continue to add value to our<br />
society and the healthcare sector with innovative projects<br />
in the future.”<br />
Sağlık ve yaşam kalitesi konusunda faaliyet<br />
gösteren tüm paydaşların, ekiplerin ve bireylerin<br />
çabalarını ödüllendirmeyi amaçlayan <strong>2024</strong> Golden<br />
Pulse Awards töreninde AstraZeneca Türkiye, iki<br />
ödül kazandı.<br />
MD Magazin tarafından düzenlenen, “Golden Pulse<br />
Awards” <strong>2024</strong> yılı ödüllerinde kazananlar belli oldu. Sektör<br />
profesyonellerinin ve şirketlerinin başarılarını tescilleyen,<br />
sağlık alanındaki tüm paydaşları bir araya getiren ödül<br />
töreninde AstraZeneca Türkiye, “İlk Yardıma İlk Sen Koş”<br />
projesi ile “Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi” ve<br />
“Heart Campus Metaverse” projesi ile de “Yılın En Başarılı<br />
Kongre, Sempozyum, Toplantı Katılımı” kategorilerinde<br />
ödüle layık görüldü.<br />
AstraZeneca Türkiye’nin Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD)<br />
ve Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) ile<br />
yürüttüğü “İlk Yardıma İlk Sen Koş” projesi ile Türkiye’nin<br />
çeşitli illerindeki lise öğrencilerine gönüllü acil tıp<br />
uzmanları tarafından teorik ve uygulamalı temel ilk yardım<br />
eğitimleri veriliyor. AstraZeneca Türkiye’nin ülkemizde<br />
hekimlere yönelik olarak ilk kez hayata geçirdiği dijital<br />
platformu Heart Campus Metaverse ise dijital kanallar<br />
üzerinden daha fazla hekime ulaşmak amacıyla geliştirildi.<br />
Çoklu kanal ve metaverse araçlarını bir araya getiren bu<br />
yenilikçi dijital platform sayesinde hekimler metaverse<br />
ortamında avatarlarıyla bir araya gelebiliyor ve toplantılara<br />
katılabiliyor.<br />
Aldıkları ödüller hakkında değerlendirmede bulunan<br />
AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış,<br />
“Sağlık sektöründe öncü projelerimizle başarılarımızı bir<br />
kez daha taçlandırmaktan dolayı büyük bir gurur duyuyoruz.<br />
‘İlk Yardıma İlk Sen Koş’ projesi ile kazandığımız ödül,<br />
topluma karşı üstlendiğimiz sorumluluğun bir yansıması.<br />
‘Heart Campus Metaverse’ projesi ile kazandığımız ödül<br />
ise teknoloji ve dijitalleşmenin gücünü arkamıza alarak<br />
ekosistemimize yaptığımız inovatif katkıların takdir edilmesi<br />
anlamına geliyor.<br />
Bu ödüller, aynı zamanda paydaşlarımızla kurduğumuz<br />
güçlü iş birliklerinin bir göstergesi niteliğinde. Bu başarıları<br />
elde etmemizde<br />
katkısı olan<br />
tüm çalışma<br />
arkadaşlarımıza<br />
ve değerli<br />
paydaşlarımıza<br />
teşekkür ediyorum.<br />
Gelecekte de<br />
yenilikçi projelerle<br />
toplumumuza ve<br />
sağlık sektörüne<br />
değer katmaya<br />
devam edeceğiz.”<br />
dedi.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
Recep ARSLANTAŞ Koordinatör<br />
Turkish medical sector<br />
grows rapidly<br />
The medical sector, which represents approximately 10%<br />
of worldwide healthcare expenditures, is expected to<br />
reach a size of 800 billion dollars in the medical device<br />
market by 2030. Türkiye continues to increase its exports<br />
by rapidly progressing in medical device production.<br />
Turkish medical sector exporters are focused on<br />
expanding their market shares by closely following fairs,<br />
congresses and other health events at home and abroad.<br />
Turkish medical sector exporters, who continue to invest<br />
in R&D and innovation, manage to gain a permanent<br />
position in the world market.<br />
As <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine, we wish success to the<br />
Turkish medical sector exporters and always stand by<br />
them. Stay safe until we see you in the February <strong>2024</strong><br />
issue of <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> magazine.<br />
Türk medikal sektörü<br />
hızla büyüyor<br />
Dünya genelindeki sağlık harcamalarının yaklaşık %10’unu<br />
temsil eden medikal sektörünün, 2030 yılı itibarıyla tıbbi<br />
cihaz pazarının 800 milyar dolar büyüklüğüne erişmesi<br />
öngörülüyor. Türkiye, medikal cihaz üretiminde hızla<br />
ilerleyerek ihracatını artırmaya devam ediyor. Türk<br />
medikal sektörü ihracatçıları, yurt içinde ve yurt dışındaki<br />
fuarlar, kongreler ve diğer sağlık etkinliklerini yakından<br />
takip ederek pazar paylarını genişletmeye odaklanmış<br />
durumda. Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaya devam<br />
eden Türk medikal sektörü ihracatçıları, dünya pazarında<br />
kalıcı bir konum elde etmeyi başarıyorlar.<br />
<strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisi olarak, Türk medikal sektörü<br />
ihracatçılarına başarılar diliyor ve her zaman yanlarında<br />
olmaya d <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin Şubat <strong>2024</strong> sayısında<br />
görüşünceye kadar esen kalın.
10<br />
Kimya sektörü, 35 milyar dolarlık ihracat<br />
hedefine kararlılıkla yürüyor<br />
İlk 10’a Avrupa ülkeleri damga vurdu<br />
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği<br />
(İKMİB) çatısı altında ülke ihracatının yükselişine kaldıraç<br />
etkisi yapan kimya sektörü, 2023 yılında 230 ülke ve bölgeye<br />
ihracat gerçekleştirdi. 2023 yılı <strong>Ocak</strong>-Aralık döneminde ise<br />
en fazla kimya ihracatı yapılan ilk 10 ülke arasında 7 Avrupa<br />
ülkesi dikkat çekti. Birinci sıraya Hollanda yerleşirken,<br />
en fazla kimya ihracatı gerçekleştirilen ülkeler sırasıyla<br />
Hollanda, Rusya, İtalya, Romanya, İspanya, Almanya, ABD,<br />
Irak, İngiltere ve Belçika oldu.<br />
(İKMİB) Başkanı Adil Pelister<br />
<strong>2024</strong> yılına 35 milyar dolarlık ihracat hedefiyle<br />
adım atan kimya sektörü, küresel ticaretteki<br />
yavaşlamaya rağmen katma değeri yüksek<br />
ürünlerle pazar çeşitliliğini artırmak için kolları<br />
sıvadı.<br />
2023 yılında gerçekleştirdiği 30,6 milyar dolar ihracat<br />
ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren sektörleri<br />
arasında 2. sırayı alarak başarısını sürdüren kimya sektörü,<br />
İKMİB’in öncülüğünde yeni ihracat yılının rotasını oluşturdu.<br />
2023 yılının ilk yarısında dünyada kimya ihracatının önde<br />
gelen ülkeleri arasında küresel ihracattan aldıkları payı<br />
yüzde 10’a yakın arttırdıklarına dikkat çeken İstanbul Kimyevi<br />
Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı<br />
Adil Pelister, kimya sektörünün 16 alt sektörüyle birlikte<br />
geçtiğimiz yıl 230 ülke ve bölgeye ihracat yaparak TİM<br />
verilerine göre Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde<br />
13,8’ine kimya imzasını attığını belirtti.<br />
Kimya ihracatının lideri plastik ve mamulleri<br />
sektörü oldu<br />
2023 yılını 30,6 milyar dolarlık ihracat ile tamamlayan kimya<br />
sektöründe an fazla ihracat gerçekleştiren alt sektörler<br />
belli oldu. 16 alt sektörden 9 tanesinde, bir önceki yıla<br />
kıyasla ihracat rakamında artış sağlanırken, 2023 yılında<br />
kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler<br />
ve mamulleri ihracatı, 9 milyar 164 milyon dolarla kimya<br />
ihracatında lider oldu. İkinci sırada 8 milyar 333 milyon<br />
dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler öne çıkarken,<br />
anorganik kimyasallar ihracatı ise 2 milyar 765 milyon<br />
dolarla üçüncü sırada yer aldı.<br />
Pelister: “2030 yılında 50 milyar dolarlık kimya<br />
ihracatına ulaşmayı hedefliyoruz”<br />
Göreve geldikleri 2018 yılına kıyasla 2023 yılında kimya<br />
ihracatında birim fiyatı yüzde 10 oranında yükseltmeyi<br />
başardıklarını ifade eden İKMİB Başkanı Adil Pelister,<br />
“İhracatın yükselen yıldızı kimya sektörü olarak Türkiye’nin<br />
ihracattaki lokomotif ve stratejik sanayi alanlarından biri<br />
olmayı sürdürüyoruz. 2023 yılında gerçekleştirdiğimiz 30,6<br />
milyar dolarlık ihracat ile en fazla ihracat gerçekleştiren<br />
ikinci sektör olmayı başardık. Özellikle global kimya<br />
ihracatında gerileme yaşanan bir dönemde dahi küresel<br />
ticaretteki pazar payımızı artırmamızı çok kıymetli bir<br />
kazanım olarak görüyoruz. Bu motivasyonla birlikte<br />
pazar çeşitliliğimizi artırmaya odaklanarak <strong>2024</strong> yılında<br />
35 milyar dolarlık kimya ihracatı hedefliyoruz. Nitelikli<br />
ihracatı benimseyen ve ‘Vizyon 2030’ mottosuyla kimya<br />
sektörümüzün dünyaya açılmasına öncülük eden İKMİB<br />
olarak 2028 yılında 48 milyar dolar, 2030 yılında 50 milyar<br />
dolar ihracata ulaşmak için çalışmalarımıza devam<br />
edeceğiz.” dedi.<br />
Pelister: “Kimya Teknoloji Merkezi ve Türkiye<br />
Kimya Ajansı hamlelerimizle kimya ihracatını<br />
geleceğe taşıyacağız”<br />
Kimya ihracatçısının pazar çeşitliliğini artırmak, yüksek<br />
katma değerli ihracat ve sürdürülebilirlik perspektifinde yeşil<br />
dönüşüm ile döngüsel ekonomiyi ön plana aldıklarını belirten<br />
İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Yakın gelecek için önümüzde<br />
zor bir süreç olduğunu görüyor ve üzerimize düşen görevin<br />
bilinciyle hareket ediyoruz. Ülkeler arasında yaşanan<br />
savaşlar veya gerilimler gibi jeopolitik gelişmeler, küresel<br />
enflasyon ve yüksek faizin yanı sıra emtia ve enerji fiyatları<br />
da talep ve arz dengesini olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla<br />
kimya ihracatçımızı tüm değişim ve dönüşüm süreçlerine<br />
hızla adapte etmek öncelikli hedefimiz. İKMİB olarak biz de<br />
bu doğrultuda pek çok yenilikçi proje üzerinde çalışıyoruz.<br />
Türkiye’de bir ilk olacak Kimya Teknoloji Merkezi projemiz<br />
ile yüksek teknoloji ve yüksek katma değer odaklı yeni bir<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
11<br />
ekosistem kurmayı amaçlıyoruz. Bu yılın ilk yarısında Bilişim<br />
Vadisi’nde konumlanan KTM’nin açılışını gerçekleştireceğiz.<br />
Kimya Teknoloji Merkezi’mizin bünyesinde toplam 175 farklı<br />
test uygulanacak ve 83 testten akredite olunacak. Böylece<br />
test ve analiz hizmeti kapsamında optimum kapasitede yıllık<br />
minimum 7,2 milyon dolar tasarruf sağlanmasını bekliyoruz.<br />
Yakın vadede hayata geçirmeyi planladığımız Türkiye Kimya<br />
Ajansı projelerimizle de Türk kimya sektörünün dünyadaki<br />
pazar payını yüzde 0,6’dan yüzde 1’in üzerine çıkarmayı<br />
hedefliyoruz.” diye konuştu.<br />
Pelister: “Kimya sektörünün sürdürülebilir ihracat<br />
ile yeni dönemin oyun kurucuları arasında yer<br />
almasını istiyoruz”<br />
Kimya ihracatının sürdürülebilirliği için artık değişim ve<br />
dönüşüm zamanının geldiğini vurgulayan İKMİB Başkanı<br />
Adil Pelister, “‘Kimya Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı<br />
Raporu’ ile kimyanın bu alandaki değişim ve dönüşümünün<br />
rotasını belirledik. Çünkü kimya sektörümüz diğer tüm<br />
sektörlere dokunan ve girdi sağlayan stratejik bir konumda.<br />
Özellikle ihracatımızın yüzde 40’tan fazlasını kapsayan AB<br />
pazarını ele aldığımızda, Yeşil Mutabakat ile birlikte devreye<br />
girecek ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’, ‘Fit for<br />
55’ ve ‘AB Emisyon Ticaret Sistemi’ (ETS) tüm sektörlerimizi<br />
olduğu gibi kimyayı da ciddi boyutta etkileyecek. Dolayısıyla<br />
kimyada daha fazla ihracat için sürdürülebilirliğe adapte<br />
olmamız şart. Bu nedenle, ülkemizde ivedilikle ETS<br />
kurulması ve karbon fiyatlama düzenlemesi getirilmesi<br />
çok önemli. Kimya sektörümüzün sürdürülebilirlik trenini<br />
kaçırmadan, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonominin<br />
getireceği yeni dönemin oyun kurucuları arasında yer<br />
almasını istiyoruz” dedi.<br />
İKMİB 19 ülkede 35 ihracat etkinliği yapacak<br />
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği<br />
(İKMİB), <strong>2024</strong> yılında kimya ihracatçısını yeni pazarlara<br />
açacak önemli etkinliklere imza atacak. Bu yıl 19 ülkede<br />
35 ihracat organizasyonu gerçekleştirecek İKMİB, 16 fuar<br />
milli katılımının yanı sıra 4 info stand katılımı, 11 sektörel<br />
ticaret heyeti ve 4 alım heyeti düzenleyecek. Türkiye’nin<br />
yanı sıra ABD, Çin, Almanya, İtalya, İspanya, Romanya,<br />
Çekya, Hollanda, BAE, Suudi Arabistan, Endonezya, Hong<br />
Kong, Kazakistan, Panama, Şili, Meksika, Kolombiya,<br />
Rusya ülkelerini merkezine alan etkinler ile İKMİB kimya<br />
ihracatçılarının potansiyelini hedef pazarlara taşıyacak.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
12<br />
What is hyperbaric oxygen therapy? Why is it important?<br />
Hiperbarik Oksijen Tedavisi nedir? neden önemlidir?<br />
Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Dr. Aslıcan<br />
Çakalkurt, birçok hastalıkta başarılı sonuçlar<br />
veren Hiperbarik Oksijen Tedavisi hakkında<br />
bilgiler verdi.<br />
Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp - Dr. Aslıcan Çakalkurt<br />
Underwater Medicine and Hyperbaric Medicine<br />
Dr. Aslıcan Çakalkurt gave information about<br />
Hyperbaric Oxygen Therapy, which gives<br />
successful results in many diseases.<br />
“Hyperbaric oxygen therapy (HBOT) is a mode of treatment<br />
offering successful outcomes with numerous diseases<br />
by increasing oxygen levels in blood and tissues. It is an<br />
evidence-based treatment method involving intermittent<br />
inhalation of 100%, i.e. pure, oxygen at high pressure,<br />
which has been scientifically proven to be effective in<br />
numerous studies.<br />
The therapy is conducted in monoplace or multiplace<br />
pressure chambers. During treatment, patients inhale<br />
100% oxygen through masks worn inside an enclosed<br />
pressure chamber. It usually takes 90-120 minutes and can<br />
be terminated within several minutes in case of an urgent<br />
need. The number of total sessions to be attended varies<br />
depending on the condition in question.<br />
• HBOT is practiced in various conditions such as sudden<br />
hearing loss, sudden loss of vision, bone infections,<br />
unhealing wounds, inadequate perfusion of bone tissue,<br />
tissue patches and burns.<br />
• Successful response to hyperbaric oxygen therapy has<br />
also been achieved in crushing- and avulsion-type injuries<br />
resulting from vehicular accidents, domestic-occupational<br />
accidents and natural disasters like earthquakes.<br />
•As our country is situated in a region that is prone to<br />
earthquakes, hyperbaric oxygen therapy offers a successful<br />
treatment option for injuries that may occur as a result of<br />
such a disaster, which further consolidates our capability to<br />
treat earthquake victims.<br />
“Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT), kanda ve dokularda<br />
oksijen seviyelerini yükselterek birçok hastalıkta başarılı<br />
sonuçlar elde edilmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir.<br />
Basınç odasına alınan hastaya yüksek basınçlarda aralıklı<br />
olarak %100 yani saf oksijen solutulmasına dayanan,<br />
bilimsel olarak etkinliği çok sayıda çalışmayla gösterilmiş,<br />
kanıta dayalı bir tedavi şeklidir.<br />
Tedavi tek kişilik veya çok kişilik basınç odalarında<br />
uygulanmaktadır. Tedavi sırasında hastalar kapalı bir basınç<br />
odası içerisinde takmış oldukları maskeler aracılığıyla<br />
%100 oksijen solumaktadırlar. Tedavi süresi genellikle<br />
90-120 dakika olup, zorunlu bir ihtiyaç durumunda tedavi<br />
birkaç dakika içinde sonlandırılabilmektedir. Uygulanması<br />
gereken toplam seans sayısı hastalığa göre değişiklik<br />
göstermektedir.<br />
•HBOT, ani işitme kayıpları, ani görme kayıpları, kemik<br />
enfeksiyonları, iyileşmeyen yaralar, kemik dokunun yetersiz<br />
beslenmesi, doku yamaları, yanık gibi birçok hastalıkta<br />
uygulanmaktadır.<br />
•Trafik kazaları, ev-iş kazaları, deprem gibi doğal afetler<br />
sonucu görülen ezilme, kopma tarzı yaralanmalarda da<br />
hiperbarik oksijen tedavisiyle başarılı yanıtlar alınmaktadır.<br />
•Deprem açısından ülkemizin riskli bir bölgede yer alması<br />
nedeniyle hiperbarik oksijen tedavisi böyle bir felaket<br />
sonrası ortaya çıkabilecek yaralanmalarda da başarılı<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
13<br />
•Hyperbaric oxygen therapy is of critical significance<br />
for treatment of carbon monoxide poisoning, which is<br />
also known as burner and heater poisoning, as well as<br />
decompression sickness experienced by divers.<br />
•Hyperbaric oxygen therapy speeds up wound healing,<br />
supports development of new vasculature and cells<br />
functioning in bodily defense, and mitigates edema.<br />
•It has been shown to enhance efficacy of some<br />
antibiotics too.<br />
•Circulatory disorders and associated complications<br />
have been reported following aesthetic and cosmetic<br />
procedures, which have been on the rise particularly in<br />
recent years. Successful response to HBOT can be attained<br />
in such patients as well.<br />
Being a mode of treatment based on application of pure<br />
oxygen inside pressure chambers, it is quite essential for<br />
HBOT to be carried out under safe circumstances. The<br />
mask, gown and other materials to be used by patients<br />
should be tailored for them. Due attention should paid to<br />
disinfection practices. Patients should be provided with a<br />
hygienic and safe treatment environment.<br />
Timing of hyperbaric oxygen therapy is notably important<br />
for patients. Among patients who respond quite well to<br />
treatment early on, chances of success diminishes in case of<br />
delayed treatment. Therefore, patients should be referred<br />
to or present to an Undersea and Hyperbaric Oxygen<br />
Therapy Center in early stages. “<br />
bir tedavi seçeneği sunarak, depremzedelerin tedavisi<br />
konusunda da elimizi güçlendirmektedir.<br />
•Soba ve şofben zehirlenmesi olarak da bilinen<br />
karbonmonoksit zehirlenmeleri ile dalıcılarda gelişen<br />
vurgun hastalığında da hiperbarik oksijen tedavisi kritik<br />
öneme sahiptir.<br />
•Hiperbarik oksijen tedavisi yara iyileşmesini hızlandırır,<br />
vücudun savunmasında görev alan hücreleri ve yeni damar<br />
gelişimini destekler, ödem azaltıcı etki gösterir.<br />
•Bazı antibiyotiklerin etkisini artırdığı da gösterilmiştir.<br />
•Özellikle son yıllarda artan estetik ve kozmetik amaçlı<br />
uygulamalar sonrasında ilgili bölgelerde dolaşım bozukluğu<br />
ve buna bağlı komplikasyonlar gelişebilmektedir.<br />
Bu hastalarda da HBOT ile başarılı yanıtlar alınabilmektedir.<br />
HBOT basınç odaları içinde saf oksijen uygulamasına dayalı<br />
bir tedavi şekli olduğundan, güvenli koşullarda uygulanması<br />
çok önemlidir. Kullanılan maske, önlük ve diğer malzemeler<br />
hastaya özel olmalı, dezenfeksiyon uygulamalarına özen<br />
gösterilmeli, hastalara hijyenik ve güvenli bir tedavi ortamı<br />
sağlanmalıdır.<br />
Hiperbarik oksijen tedavisi uygulanan hastalarda tedavinin<br />
zamanlaması oldukça önemlidir.<br />
Erken dönemde uygulandığında çok başarılı sonuçlar<br />
alınabilen hastalarda, tedavi geciktiğinde başarı şansı<br />
azalmaktadır.<br />
Bu nedenle, hastalar erken dönemde bir Sualtı Hekimliği<br />
ve Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi’ne başvurmalı veya<br />
yönlendirilmelidirler. “<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
16<br />
The patient’s life can be saved with the embolization method!<br />
Embolizasyon yöntemi ile hastanın hayatı kurtarılabiliyor!<br />
Stating that embolization<br />
treatments are a type of<br />
treatment performed by the<br />
Interventional Radiology<br />
department using angiography<br />
(angiography for short), Prof.<br />
Dr. Levent Oğuzkurt, Chairman<br />
of the Turkish Society of<br />
Interventional Radiology Dr.<br />
Levent Oğuzkurt informs about<br />
how the treatments are applied.<br />
“Interventional Radiology is the<br />
youngest branch of medicine and has<br />
a history of 60 years. Embolization<br />
literally means closing the vessel by<br />
blocking it via angiography. It is the<br />
non-surgical angiography method of a treatment that<br />
has usually been done surgically before. If embolization is<br />
applied to a normally functioning vein, it may damage the<br />
organ fed by that vein. For example, you cannot close the<br />
renal vein with embolization, because the kidney cannot be<br />
fed, loses its vitality and cannot function at all.”<br />
Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, Chairman of the<br />
Turkish Society of Interventional Radiology<br />
Embolizasyon tedavilerinin,<br />
Girişimsel Radyoloji bölümünün<br />
anjiyografi (kısaca anjiyo) ile<br />
yaptığı bir tedavi türü olduğunu<br />
ifade eden Türk Girişimsel<br />
Radyoloji Derneği Başkanı Prof.<br />
Dr. Levent Oğuzkurt, tedavilerin<br />
nasıl uygulandığı hakkında bilgi<br />
verdi.<br />
“Girişimsel Radyoloji tıbbın en<br />
genç bilim dalıdır ve 60 yıllık bir<br />
geçmişi vardır. Embolizasyon kelime<br />
olarak anjiyo yoluyla damarın<br />
tıkanarak kapatılmasıdır. Genellikle<br />
daha önce ameliyatla yapılan bir<br />
tedavinin ameliyatsız, anjiyo yöntemi ile yapılmasıdır.<br />
Embolizasyon normal çalışan bir damara uygulanırsa o<br />
damarın beslediği organa zarar verebilir. Örneğin, böbrek<br />
damarını embolizasyon ile kapatamazsınız, çünkü böbrek<br />
beslenemez, canlılığını yitirir ve hiçbir işlevini yapamaz hale<br />
gelir.”<br />
“The patient’s life can be saved”<br />
Recording that embolization was first used 50 years ago to<br />
stop bleeding in patients with internal bleeding, Oğuzkurt<br />
continued as follows:<br />
“For decades or even centuries before embolization, when<br />
there was internal bleeding, either nothing could be done<br />
or an attempt was made to find the bleeding vessel and<br />
close it surgically. However, it may not always be easy to<br />
find a bleeding vein during surgery. For example, a bleeding<br />
vessel in the liver<br />
However, it may be very difficult for the surgeon to find<br />
and ligate this vein during surgery. However, if you proceed<br />
through the vein, we can find the bleeding much more<br />
easily, block that part of the vein, stop the bleeding and<br />
save the patient’s life.”<br />
“It plays an important role in cancer treatments”<br />
Pointing out that embolization, which was first performed<br />
to stop bleeding, began to be used in a much wider<br />
group of diseases over time, Oğuzkurt said, “The most<br />
important area of use was embolization to prevent liver<br />
cancer from feeding. At first, the aim was to destroy the<br />
cancer by simply blocking the blood vessel to disrupt the<br />
nutrition of the cancerous tissue, but later, while doing<br />
this blockage, cancer drugs began to be administered<br />
into the tumor. This procedure performed in liver cancer<br />
“Hastanın hayatı kurtarılabilir”<br />
Embolizasyonun ilk defa 50 sene önce iç kanaması olan<br />
hastalarda kanamayı durdurmak için kullanıldığını belirten<br />
Oğuzkurt, şöyle devam etti:<br />
“Embolizasyon öncesi on yıllar hatta yüzyıllardır iç kanama<br />
olduğunda ya hiçbir şey yapılamaz ya da ameliyatla kanayan<br />
damar bulunarak o damar kapatılmaya çalışılırdı. Ancak<br />
ameliyatla kanayan bir damarı bulmak her zaman kolay<br />
olmayabilir. Örneğin, kanayan damar karaciğer i<br />
çindeyse ameliyat sırasında cerrahın bu damarı bulması ve<br />
bağlaması çok zor olabilmektedir. Halbuki damarın içinden<br />
ilerlerseniz, kanamayı çok daha rahat bularak damarın o<br />
kısmını tıkayıp kanamayı durdurabilir ve hastanın hayatını<br />
kurtarabiliriz.”<br />
“Kanser tedavilerinde önemli rol oynuyor”<br />
İlk olarak kanamaları durdurmak için yapılan<br />
embolizasyonun zamanla çok daha geniş bir hastalık<br />
grubunda kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Oğuzkurt,<br />
“En önemli kullanım alanı karaciğer kanserlerinin<br />
beslenmesini engellemek için yapılan embolizasyondu.<br />
Önceleri sadece kanserli dokunun beslenmesini bozmak<br />
için damarı tıkanarak kanserin yok olması hedeflendi, ama<br />
daha sonra bu tıkamayı yaparken tümör içine kanser ilaçları<br />
da verilmeye başlandı. Karaciğer kanserinde yapılan bu<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
17<br />
is called chemoembolization (embolization where<br />
chemotherapy drug is also given). A newer form of this is<br />
radioembolization, which is the delivery of microparticles<br />
that emit radiation to the liver cancer. These treatments<br />
are currently used in some types of liver cancer and have a<br />
very important place in today’s modern cancer treatment,<br />
but it would not be difficult to predict that they will be<br />
used in different types of cancer in the future.”<br />
“It is also beneficial in the treatment of<br />
aneurysms”<br />
Indicating that another benefit of embolization is the<br />
treatment of vascular ballooning (aneurysm), Prof.Dr.<br />
Levent Oğuzkurt said,<br />
“Aneurysm is a ballooning of a vessel due to any reason,<br />
and when it grows large enough, it may bleed and<br />
pose a life-threatening risk. Today, most aneurysms,<br />
including brain aneurysms, are treated via angiography.<br />
Embolization is also used to shrink some benign tumors<br />
that are not cancerous but cause discomfort, and even<br />
to shrink some organs that grow and cause problems.<br />
One of the most commonly performed procedures<br />
today is myoma embolization, which is performed for<br />
the treatment of benign uterine myomas, which are very<br />
common in women. Myomas, whose nutrition is cut off by<br />
the embolization process, shrink rapidly and sometimes<br />
disappear completely. Prostate vein embolization has very<br />
successful results for prostate enlargement, which has<br />
been very common in older men in the last 15 years, and<br />
the urinary difficulties it causes. The problems experienced<br />
by the patient due to prostate enlargement are entirely<br />
dependent on the enlargement of the prostate. The<br />
prostate, whose nutrition is reduced by the embolization<br />
process, shrinks rapidly and the complaints it causes<br />
işleme kemoembolizasyon (kemoterapi ilacının da verildiği<br />
embolizasyon) adı verilmektedir. Bunun daha yeni formu,<br />
karaciğer kanserine radyasyon yayan mikro partiküllerin<br />
verilmesi ile yapılan radyoembolizasyondur. Bu tedaviler<br />
şu anda bazı karaciğer kanseri türlerinde kullanılmakta<br />
ve günümüz modern kanser tedavisinde çok önemli bir<br />
yere sahip olmaktadır; ancak gelecekte daha değişik<br />
kanser türlerinde kullanılacağını tahmin etmek de güç<br />
olmayacaktır.” dedi.<br />
“Anevrizmanın tedavisinde de fayda sağlıyor”<br />
Embolizasyonun bir başka faydasının da damar<br />
balonlaşmasının (anevrizma) tedavisi olduğunu belirten<br />
Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, şunları söyledi:<br />
“Anevrizma, damarın herhangi bir sebebe bağlı<br />
balonlaşmasıdır ve yeterince büyüdüğünde kanayarak hayati<br />
risk oluşturmaktadır. Günümüzde beyin anevrizmaları dahil<br />
anevrizmaların çoğu anjiyo yoluyla tedavi edilmektedir.<br />
Embolizasyon kanser olmayan ama rahatsızlık oluşturan<br />
bazı iyi huylu tümörlerin küçültülmesinde ve hatta<br />
büyüyerek sorun oluşturan bazı organların küçültülmesinde<br />
de kullanılır. Günümüzde en sık uygulanan işlemlerinden<br />
biri kadınlarda çok sık görülen iyi huylu rahim miyomların<br />
tedavisi için yapılan miyom embolizasyonudur.<br />
Embolizasyon işlemi ile beslenmesi kesilen miyomlar hızla<br />
küçülmekte ve bazen tamamen yok olmaktadır. Son 15<br />
yılda erkeklerde ileri yaşta çok sık görülen prostat büyümesi<br />
ve bunun yol açtığı idrar zorlukları için de prostat damarının<br />
embolizasyonu son derece başarılı sonuçlara sahiptir.<br />
Prostat büyümesinde hastanın yaşadığı sorunlar tamamen<br />
prostatın büyümesine bağlıdır. Embolizasyon işlemi ile<br />
beslenmesi azaltılan prostat hızla küçülür ve oluşturduğu<br />
şikayetler de kaybolur. Kadınlarda karın ağrısı oluşturan<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
18<br />
disappear. Varicose veins around the uterus (pelvic<br />
congestion syndrome) that cause abdominal pain in women<br />
or varicose veins around the ovaries (varicocele) in men can<br />
also be treated with the embolization method.”<br />
“The usage areas of embolization therapy are<br />
expanding”<br />
Stating that embolization treatment has started to be<br />
used in many different areas recently, Oğuzkurt said, “For<br />
example, in cases of knee arthritis at an advanced age, the<br />
blockage of the vessels that cause inflammation in the knee<br />
seriously reduces or eliminates knee inflammation and<br />
pain. In case of hemorrhoids or hemorrhoids, hemorrhoids<br />
are treated by blocking the veins that feed them. Goiter<br />
nodules can be reduced in size by preventing the nutrition<br />
of large nodules formed in the thyroid gland in goiter.<br />
In recent years, with the treatment called hypogastric<br />
embolization, the person can lose weight by blocking the<br />
vessels leading to the hunger center of the stomach in<br />
order to prevent obesity. These embolization treatments<br />
may not be suitable for every patient or may not provide<br />
absolute results in every patient. However, embolization<br />
treatments performed with appropriate patient selection<br />
continue to touch our diseases and our lives by being<br />
performed non-surgically using the angiography method in<br />
many diseases that were previously treated with surgery.”<br />
“Embolization and other important issues will be<br />
discussed at the congress”<br />
“<strong>2024</strong> TGRD 19th Annual Meeting” organized by the<br />
Turkish Society of Interventional Radiology (TGRD) will be<br />
held on 2-6 February <strong>2024</strong> at Antalya-Belek. In addition<br />
to the developments in embolization treatments, the<br />
latest innovations and applications in interventional<br />
radiology, new literature information and auxiliary topics<br />
will be shared with the relevant physicians in this scientific<br />
meeting. the Turkish Society of Interventional Radiology<br />
administrators and scientists from different countries will<br />
also attend the congress.<br />
rahim çevresi varisleri (pelvik konjesyon sendromu) ya<br />
da erkeklerde yumurtalık çevresi varisleri (varikosel) de<br />
embolizasyon yöntemi ile tedavi edilebilmektedir.”<br />
“Embolizasyon tedavisinin kullanım alanları<br />
genişliyor”<br />
Embolizasyon tedavisinin son dönemde çok daha farklı<br />
alanlarda kullanılmaya başlandığını belirten Oğuzkurt,<br />
“Örneğin ileri yaşta diz kireçlenmesinde dizde yangı<br />
oluşturan damarların tıkanması, diz iltihabını ve ağrısını<br />
ciddi şekilde azaltmakta ya da yok etmektedir. Hemoroid<br />
ya da basur dediğimiz durumda bunu besleyen damarlar<br />
tıkanarak basur tedavisi yapılmaktadır. Guatrda tiroid<br />
bezinde oluşan büyük nodüllerin beslenmesi engellenerek<br />
guatr nodülleri küçültülebilmektedir. Son yıllarda<br />
hipogastrik embolizasyon denilen tedavi ile obezite yani<br />
şişmanlık için midenin açlık merkezine giden damarlar<br />
tıkanarak kişinin kilo vermesi sağlanabilmektedir. Bahsi<br />
geçen bu embolizasyon tedavileri her hastaya uygun<br />
olmayabilir ya da her hastada mutlak sonuç vermeyebilir.<br />
Ancak uygun hasta seçimi ile yapılan embolizasyon<br />
tedavileri daha önce ameliyatla yapılan birçok hastalıkta<br />
sadece anjiyo yöntemi ile ameliyatsız olarak yapılarak<br />
hastalıklarımıza ve hayatımıza dokunmaya devam<br />
etmektedir.” diye ifade etti.<br />
“Embolizasyon ve diğer önemli konular kongrede<br />
tartışılacak”<br />
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği’nin (TGRD) düzenlediği<br />
“<strong>2024</strong> TGRD 19. Yıllık Toplantısı” 2-6 Şubat <strong>2024</strong> tarihinde<br />
Antalya’da gerçekleştirilecek. Embolizasyon tedavilerindeki<br />
gelişmelerin yanı sıra, girişimsel radyolojideki son<br />
yeniliklerin ve uygulamaların, yeni çıkan literatür bilgilerinin<br />
ve yardımcı konuların ilgili hekimlerle paylaşılacağı bu<br />
bilimsel toplantıda, farklı ülkelerin Girişimsel Radyoloji<br />
Dernek yöneticileri ve bilim insanları da kongreye<br />
katılacaklar.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
20<br />
Indifference to wrist pain can increase potential dangers<br />
El bileği ağrılarına karşı ilgisizlik, potansiyel tehlikeleri artırabilir<br />
El Bileği, karmaşık bir yapıya sahip olması<br />
nedeniyle, sıkça göz ardı edilen ağrılara daha<br />
fazla maruz kalabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji<br />
Uzmanı Op. Dr. Ömer Yonga, travma dışındaki<br />
sebeplerle de el bileğinde ağrıların ortaya<br />
çıkabileceğini belirterek, bu ağrıların ciddiye<br />
alınması gerektiğini vurguluyor.<br />
Surgeon Ömer Yonga, M.D. Orthopedics and Traumatology<br />
Because the wrist has a complex structure, it can<br />
be more exposed to pain, which is often ignored.<br />
Surgeon Ömer Yonga, M.D. Orthopedics and<br />
Traumatology states that wrist pain may occur for<br />
reasons other than trauma and emphasizes that<br />
these pains should be taken seriously.<br />
Pain in the wrist, which plays a very important role in the<br />
ability of the hand to perform its movements, is one of<br />
the common joint problems. People who have to work<br />
in front of a computer for a long time, do sports or do a<br />
job that requires repetitive wrist movements are in the<br />
potential risk group for wrist pain. However, wrist pain may<br />
occur after some diseases, wrong exercises and trauma.<br />
Surgeon Ömer Yonga, M.D. Orthopedics and Traumatology<br />
at Koşuyolu Hospital, Yeditepe University, pointed out the<br />
importance of consulting a doctor in time at this point.<br />
Underlining that there may be more serious problems<br />
than what appears on the basis of the pain, Dr. Yonga said<br />
that neglecting pain, trying to self-diagnose and treat,<br />
continuing painful movements, overusing painkillers,<br />
forcing movements despite pain, and going to the doctor<br />
late are among the most common mistakes made by<br />
patients.<br />
The complex structure of the wrist increases the<br />
potential for injury<br />
“The anatomical structure of the wrist consists of a series<br />
of bones, ligaments, tendons and nerves. These structures<br />
ensure the durability of the wrist and allow various<br />
movements. However, this complexity can also increase the<br />
Elin hareketlerini yerine getirebilmesi için oldukça<br />
önemli bir role sahip olan el bileğinde ağrı gelişmesi sık<br />
rastlanan eklem sorunlarından birini oluşturuyor. Uzun<br />
süre bilgisayar başında çalışmak zorunda kalanlar, spor<br />
yapmak ya da tekrarlayan bilek hareketleri gerektiren<br />
bir işle uğraşan kişiler bilek ağrısı açısından potansiyel<br />
riskli grupta yer alıyor. Bununla birlikte bazı hastalıklar,<br />
yanlış egzersizler ve travma sonrasında da el bileğinde<br />
ağrı ortaya çıkabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu<br />
Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Ömer<br />
Yonga, bu noktada zamanında hekime başvurmanın<br />
önemine işaret etti. Ağrının zemininde görünenden daha<br />
ciddi sorunlar olabileceğinin altını çizen Op. Dr. Yonga,<br />
ağrıyı ihmal etmek, kendi kendine teşhis ve tedavi yapmaya<br />
çalışmak, ağrılı hareketleri sürdürmek, ağrı kesicileri aşırı<br />
kullanmak, ağrıya rağmen hareketleri zorlamak ve doktora<br />
geç gitmenin hastaların en sık yaptığı hatalar arasında yer<br />
aldığını söyledi.<br />
El bileğinin karmaşık yapısı yaralanma<br />
potansiyelini artırıyor<br />
“El bileğinin anatomik yapısı, bir dizi kemik, bağ, tendon ve<br />
sinirden oluşur. Bu yapılar, el bileğinin dayanıklılığını sağlar<br />
ve çeşitli hareketlere izin verir. Ancak, bu karmaşıklık aynı<br />
zamanda yaralanmalara karşı hassas olma potansiyelini<br />
de artırabilir” diyen Op. Dr. Yonga, “El bileği yaralanmaları,<br />
düşme, çarpma, tekrarlayan hareketler, kırıklar veya<br />
burkulmalar gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya<br />
çıkabilir. Koruyucu önlemler almak ve uygun ergonomiye<br />
dikkat etmek, el bileği yaralanmalarını azaltabilir. Özellikle<br />
riskli aktiviteler sırasında koruyucu ekipman kullanımı<br />
ve tekrarlayan hareketlerin dikkatli bir şekilde yapılması<br />
önemlidir” diye konuştu.<br />
Bu hastalıklar el bileğinde ağrıya neden oluyor!<br />
Travmalardan bağımsız olarak bazı hastalıkların da<br />
bilekte ağrıya neden olabildiğini söyleyen Op. Dr. Yonga,<br />
konuyla ilgili şunları anlattı: “El bileğindeki tendonların<br />
iltihaplanması (tendinit- tenosinovit), el bileğindeki median<br />
sinirin sıkışması (karpal tünel sendromu), Başparmak<br />
tarafındaki tendonların iltihaplanması (de quervain<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
21<br />
potential for vulnerability to injury,” said Medical Dr. Yonga<br />
said, “Wrist injuries can occur due to various factors such as<br />
falls, impacts, repetitive movements, fractures or sprains.<br />
Taking protective measures and paying attention to proper<br />
ergonomics can reduce wrist injuries. It is important to use<br />
protective equipment and perform repetitive movements<br />
carefully, especially during risky activities.”<br />
These diseases cause pain in the wrist!<br />
Noting that some diseases, independent of trauma, can<br />
also cause pain in the wrist, Medical Dr. Yonga Dr. Yonga<br />
explained the following on the subject, “The most common<br />
wrist disorders are inflammation of the tendons in the<br />
wrist (tendinitis-tenosynovitis), compression of the median<br />
nerve in the wrist (carpal tunnel syndrome), inflammation<br />
of the tendons on the side of the thumb (de quervain<br />
tenosynovitis), stretching or tearing ligaments in the wrist,<br />
formation of fluid-filled sacs in the tendon or joint capsule<br />
of the wrist (ganglion cysts), fracture or sprain of the wrist<br />
bones and accumulation of uric acid in the joints.”<br />
The character of the pain is an important clue<br />
Stating that the character of wrist pain provides an<br />
important clue in determining the underlying problem, Dr.<br />
Yonga explained the following about these signs, “While<br />
sharp-sudden onset of pain may occur due to fracture,<br />
sprain, ligament injury or acute trauma, smooth and slowonset<br />
pain may be due to chronic overuse tendinitis. The<br />
fact that the pain wakes the patient up at night, that the<br />
patient feels the need to shake his hands, and that he<br />
frequently starts to drop objects such as glasses and plates<br />
from his hands due to loss of strength, makes us think<br />
of carpal tunnel syndrome. Swelling accompanying pain<br />
may occur in ganglion or other soft tissue masses. These<br />
characteristics are important for a healthcare professional<br />
in the clinical evaluation and diagnosis process. In addition,<br />
details such as the onset of pain, its severity, frequency,<br />
and sensitivity to other factors should also be evaluated. It<br />
should not be forgotten that everyone’s perception of pain<br />
is different and the same type of pain may occur due to<br />
different reasons.”<br />
tenosinoviti), el bileğindeki bağların gerilmesi veya<br />
yırtılması, el bileğindeki tendon veya eklem kapsülündeki<br />
sıvı dolu keseciklerin oluşması (ganglion kistleri), el bileği<br />
kemiklerinde kırık veya burkulması, ürik asidin eklemlerde<br />
birikmesi el bileği rahatsızlıklarından en sık görülenleridir.”<br />
Ağrının karakteri önemli ipucu<br />
El bileği ağrısının karakterinin altta yatan sorunu<br />
belirlemede önemli bir ipucu sağladığını söyleyen<br />
Op. Dr. Yonga, bu işaretlerle ilgili şunları anlattı:<br />
“Keskin-ani başlangıç gösteren ağrılar kırık burkulma<br />
bağ yaralanması veya akut travma ile oluşabilirken,<br />
düzgün ve yavaş başlayan ağrılar kronik aşırı kullanıma<br />
tendinitlere bağlı görülebilir. Ağrının gece uykudan<br />
uyandırması, hastanın ellerini sallama ihtiyacı hissetmesi,<br />
elinden bardak tabak gibi nesneleri güç kaybına bağlı<br />
sık düşürmeye başlaması bize karpal tünel sendromunu<br />
düşündürmektedir. Ağrıya eşlik eden şişlik oluşumu ise<br />
ganglion veya diğer yumuşak doku kitlelerinde karşımıza<br />
çıkabilmektedir. Bu karakteristik özellikler, bir sağlık<br />
profesyoneli için klinik değerlendirme ve tanı koyma<br />
sürecinde önemlidir. Ayrıca, ağrının başlama süreci,<br />
şiddeti, sıklığı ve başka faktörlere duyarlılık gibi detaylar da<br />
değerlendirmeye alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, herkesin<br />
ağrı algısı farklıdır ve aynı tip ağrı farklı nedenlere bağlı<br />
olarak ortaya çıkabilir.”<br />
Bileği ince olanlar daha fazla dikkat etmeli!<br />
Kişinin bileğinin ince veya kalın yapıda olması da<br />
el bileğinde yaşanabilecek sorunlar açısından risk<br />
oluşturabileceğini söyleyen Op. Dr. Yonga, ince bir bilek<br />
genellikle daha az yumuşak dokuya sahiptir, bu da<br />
kemiklerin ve diğer yapıların dış etkenlere karşı daha<br />
zayıf olmasına yol açabilir. İnce bileklerde tendonlar ve<br />
bağlar daha belirgin olabilir ve bu da bu yapıların dış<br />
Those with thin wrists should pay more attention!<br />
Recording that whether a person’s wrist is thin or thick may<br />
pose a risk for problems that may occur in the wrist, Dr.<br />
Yonga said that a thin wrist generally has less soft tissue,<br />
which can lead to bones and other structures being more<br />
vulnerable to external factors. Tendons and ligaments<br />
may be more prominent in thin wrists, causing these<br />
structures to become more sensitive to external factors.<br />
When individuals with thin wrists are exposed to the same<br />
forces, this force may be felt more on the individual’s wrist,<br />
thus increasing the risk of injury. It should not be forgotten<br />
that wrist structure is not the sole determinant of wrist<br />
problems. A number of factors may also be influential, such<br />
as activity levels, age, general health, exercise habits and<br />
work conditions.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
22<br />
“Wrist pain can cause different problems if not<br />
taken seriously.”<br />
Pointing out that wrist pain can be serious and can cause<br />
different problems if neglected, Op. Dr. Yonga explained<br />
the following on the subject, “For example, long-term<br />
compression of the nerve in carpal tunnel syndrome can<br />
cause permanent damage to the nerve. Again, if tendon<br />
inflammation is not treated, it can lead to long-term loss<br />
of function and tendon damage. Untreated or missed<br />
fractures and dislocations can cause pain, swelling,<br />
limitation of movement in the joint and joint damage in the<br />
future, and cysts, which we call ganglion, can put pressure<br />
on the nerves and tendons around them as they grow,<br />
which causes pain. Therefore, wrist pain should be taken<br />
seriously and the underlying cause should be revealed.”<br />
Surgeon Ömer Yonga, M.D. Orthopedics and Traumatology<br />
at Yeditepe University Hospitals warned as follows, “It<br />
is important to rest the painful wrist, avoid overuse and<br />
take appropriate protective measures. Paying attention<br />
to ergonomics in the work or home environment can also<br />
protect the wrist from excessive strain. In addition, in<br />
case of pain, an orthopedic specialist should be consulted<br />
without wasting time.”<br />
etmenlere karşı daha hassas hale gelmesine neden<br />
olabilir. İnce bileklere sahip bireyler, aynı kuvvetlere maruz<br />
kaldıklarında, bu kuvvetin bireyin bileği üzerinde daha fazla<br />
hissedilmesine ve dolayısıyla yaralanma riskinin artmasına<br />
neden olabilir. Unutulmamalıdır ki, bilek yapısı sadece bir<br />
bilek sorunlarının tek belirleyeni değildir. Aktivite seviyeleri,<br />
yaş, genel sağlık durumu, egzersiz alışkanlıkları ve iş<br />
koşulları gibi bir dizi faktör de etkili olabilir.<br />
“El bileğindeki ağrılar ciddiye alınmazsa farklı<br />
sorunlara neden olabilir”<br />
El bileği ağrılarının ciddi olabileceğini ve ihmal edildiğinde<br />
farklı sorunlara neden olabileceğine dikkat çeken Op.<br />
Dr. Yonga konuyla ilgili şunları anlattı: “Örneğin karpal<br />
tünel sendromunda sinirin uzun süreli sıkışması sinirde<br />
kalıcı hasara neden olabilir. Yine tendon iltihaplanmaları<br />
tedavi edilmezse uzun süreçte işlev kaybına ve tendon<br />
zedelenmesine kadar giden sonuçlara yol açabilir. Tedavi<br />
edilmemiş veya atlanmış kırık ve çıkıklar eklemde ağrı<br />
şişlik hareket kısıtlılığına ve ilerleyen süreçte eklem<br />
hasarına, ganglion adını verdiğimiz kistler ise büyüdükçe<br />
etrafındaki sinir ve tendonlara baskı yapabilir bu da ağrıya<br />
neden olur. Dolayısıyla el bileğindeki ağrılar önemsenmeli<br />
ve altta yatan neden mutlaka ortaya konmalıdır.” Yeditepe<br />
Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı<br />
Op. Dr. Ömer Yonga, uyarılarını şöyle dile getirdi: “Ağrılı<br />
bileği dinlendirmek, aşırı kullanımdan kaçınmak ve uygun<br />
koruyucu önlemleri almak önemlidir. İş veya ev ortamında<br />
ergonomiye dikkat etmek de bileği aşırı zorlamaya karşı<br />
koruyabilir. Bunun yanında ağrı durumunda zaman<br />
kaybetmeden ortopedi uzmanına başvurulmalıdır.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
The rising stars in the<br />
field of obesity surgery:<br />
Prof. Dr. Oktay Benli and<br />
Prof. Dr. Hasan Altun’s<br />
career journey…<br />
Obezite cerrahisi<br />
arenasında parlayan<br />
yıldızlar:<br />
Prof. Dr. Oktay Benli ve<br />
Prof. Dr Hasan Altun’un<br />
kariyer yolculuğu...
26<br />
The name of the top in obesity surgery: Prof. Dr. Oktay Banlı<br />
Obezite cerrahisinde zirvenin ismi: Prof. Dr. Oktay Banlı<br />
Known as the pioneer of obesity surgery in<br />
Türkiye, Prof. Dr. In our exclusive interview with<br />
Oktay Banlı, we discussed his career journey<br />
and achievements in the industry in detail. The<br />
leading name in obesity surgery shared his career<br />
full of innovations and rich experiences in the<br />
field of health with us.<br />
“CORRECT DEFINITION OF OBESITY SURGERY<br />
IS AMONG OUR OBJECTIVES”<br />
Dear Prof. Dr. Oktay Banlı, you are a pioneer in the<br />
field of Turkish obesity surgery. Could you tell us<br />
more about yourself and your role as President of<br />
the Turkish Bariatric Surgery Foundation?<br />
“I graduated from Faculty of Medicine, Ankara University in<br />
1988. After receiving my General Surgery Specialization, I<br />
completed my studies on advanced laparoscopic techniques<br />
in France in 2005-2006 and became a professor in 2013. In<br />
these years, obesity surgery started to come to the fore<br />
in our country, and for this reason, I turned to this field in<br />
Türkiye’de obezite cerrahisinin öncü ismi<br />
olarak bilinen Prof. Dr. Oktay Banlı ile<br />
gerçekleştirdiğimiz özel röportajda, kariyer<br />
yolculuğunu ve sektördeki başarılarını detaylı bir<br />
şekilde ele aldık. Obezite cerrahisinin lider ismi,<br />
sağlık alanındaki yeniliklerle dolu kariyerini ve<br />
zengin deneyimlerini bizimle paylaştı.<br />
“OBEZİTE CERRAHİSİNİN DOĞRU<br />
TANIMLANMASI AMAÇLARIMIZ ARASINDA”<br />
Sayın Prof. Dr. Oktay Banlı, Türk obezite cerrahisi<br />
alanında öncü bir isimsiniz. Bize kendinizden<br />
ve Türk Obezite Cerrahisi Vakfı Başkanlığı<br />
görevinizden daha detaylı bahseder misiniz?<br />
“1988 yılında Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun<br />
oldum. Genel Cerrahi Uzmanlığımı aldıktan sonra; 2005-<br />
2006 yıllarında Fransa’ da ileri laparoskopik teknikler<br />
üzerine çalışmalarımı tamamladım ve 2013 yılında profesör<br />
oldum. Bu yıllarda, obezite cerrahisi ülkemizde de gündeme<br />
gelmeye başlamıştı ve bende bu nedenle 2014 yılında ABD,<br />
New York Weil Cornell Medical College Cornell Üniversitesi<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
27<br />
2014 by working in the bariatric and metabolic surgery<br />
clinic at Weil Cornell Medical College Cornell University and<br />
Lenox Hill Hospital in New York, USA. Today, I am one of the<br />
pioneers who have performed over 7000 obesity surgeries.<br />
Turkish Obesity Surgery Foundation was founded in 2018.<br />
The primary purpose of the foundation of which I am the<br />
founding president is education. We set out to educate<br />
surgeons and all other relevant healthcare professionals<br />
involved in the journey of obesity and metabolic surgery.<br />
Moreover, defining obesity surgery correctly, explaining<br />
its results correctly, and informing the public correctly are<br />
among our goals.<br />
As the Foundation, supporting research studies on obesity<br />
surgery and sharing the results of studies conducted in<br />
our country and around the world with the public are the<br />
issues we attach most importance to. As I mentioned at the<br />
beginning, the most important field of activity is the field<br />
of education. For this purpose, we aim to contribute to<br />
the education of surgeons, dieticians, nurses, allied health<br />
personnel and the public.”<br />
“I CONTRIBUTE TO THE TRAINING<br />
OF SURGEONS IN THIS FIELD”<br />
You have extensive experience in the field of<br />
obesity surgery. How did you gain your expertise<br />
in morbid obesity surgeries and what are your<br />
most significant achievements in this field?<br />
“As obesity has become a growing problem during my<br />
continuing career in general surgery, the question of what<br />
can be done to treat this condition began to interest me.<br />
20 years ago, obesity surgeries were a field that surgeons<br />
avoided due to technical difficulties. Only 10-15 surgeons<br />
in all of Türkiye were performing these surgeries. At the<br />
same time, there were problems seen in patients after the<br />
surgeries. During this period, I saw that there was a big<br />
gap in this field and I started performing these surgeries<br />
by receiving training abroad. The patients started to lose<br />
weight and regain their health, which enabled them to<br />
become a reference to more patients. After a few years, I<br />
abandoned other surgeries and focused solely on this field.<br />
Now the situation is different, many surgeons perform<br />
obesity surgeries and I contribute to the training of<br />
surgeons in this field.”<br />
“IT IS VERY IMPORTANT THAT PATIENTS ARE<br />
FOLLOWED WITH AN INTERDISCIPLINARY<br />
APPROACH”<br />
Can you give information about the studies<br />
carried out on obesity surgery in Türkiye? In<br />
particular, what if we ask your thoughts about<br />
the measures taken against the obesity problem<br />
in our country and the developments regarding<br />
surgical interventions?<br />
“According to the latest data announced by the World<br />
Health Organization (WHO), Türkiye ranked first in obesity<br />
in Europe. Unfortunately, obesity is a serious public health<br />
problem that is increasing in our country and around the<br />
Prof. Dr. Oktay Banlı<br />
ve Lenox Hill Hospital’ da bariatrik ve metabolik cerrahi<br />
kliniğinde görev alarak bu alana yöneldim. Bugün sayısı<br />
7000’ in üzerinde obezite ameliyatı yapmış öncülerden<br />
biriyim.<br />
Türk Obezite Cerrahisi Vakfı ise 2018 yılında kuruldu.<br />
Kurucu başkanı olduğum vakfın öncelikli amacı eğitim.<br />
Obezite ve metabolik cerrahi yolculuğunda görev alan<br />
başta cerrahlar olmak üzere ve ilgili diğer tüm sağlık<br />
meslek mensuplarını eğitmek üzere yola çıktık. Ayrıca;<br />
obezite cerrahisinin doğru tanımlanması, sonuçlarının<br />
doğru anlatılması, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi de<br />
amaçlarımız arasında.<br />
Vakıf olarak obezite cerrahisi ile ilgili araştırma<br />
çalışmalarına destek olmak, ülkemizde ve dünyada yapılan<br />
çalışmaların sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak en önem<br />
verdiğimiz konular. Başta da ifade ettiğim gibi en önemli<br />
faaliyet alanı eğitim sahası. Bu amaçla, cerrahların,<br />
diyetisyenlerin, hemşirelerin, konuyla ilgili yardımcı<br />
sağlık personelinin ve halkın eğitimine katkıda bulunmayı<br />
amaçlıyoruz.”<br />
“CERRAHLARIN BU ALANDA YETİŞMESİNE<br />
KATKI SAĞLIYORUM”<br />
Obezite cerrahisi alanında geniş bir deneyime<br />
sahipsiniz. Morbid obezite ameliyatları<br />
konusundaki uzmanlığınızı nasıl kazandınız ve bu<br />
alandaki en önemli başarılarınız nelerdir?<br />
“Genel cerrahi branşında devam eden çalışma hayatımda<br />
obezitenin git gide büyüyen bir sorun haline gelmesiyle bu<br />
durumun tedavisinde ne yapılabilir sorusu ilgimi çekmeye<br />
başladı. 20 yıl önce obezite ameliyatları teknik zorluğu<br />
nedeniyle cerrahların uzak durduğu bir alandı. Tüm Türkiye’<br />
de sadece 10-15 cerrah bu ameliyatları yapıyordu. Aynı<br />
zamanda ameliyatlar sonrasında da hastalarda görülen<br />
sorunlar vardı. Ben bu dönemde bu alanda büyük bir<br />
boşluk olduğunu gördüm ve yurt dışında eğitim alarak bu<br />
ameliyatlara başladım. Hastaların kilo vermeye başlaması,<br />
sağlıklarını kazanmaları daha fazla hastaya referans<br />
olmalarını sağladı. Bende birkaç yıl sonra diğer cerrahi<br />
ameliyatlarını bırakıp sadece bu alana yöneldim. Şimdi<br />
durum daha farklı, obezite ameliyatlarını çok sayıda cerrah<br />
yapıyor ve ben de cerrahların bu alanda yetişmelerine katkı<br />
sağlıyorum.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
28<br />
world. We use the definition of overweight or morbidly<br />
obese for people who are 35-40 kilos or more over their<br />
normal weight. When we look at these people, we see that<br />
they have been searching for a solution to lose weight with<br />
methods such as diet, sports, acupuncture and miracle<br />
drinks for years with an endless struggle, not only do they<br />
look fat, they also struggle with problems such as diabetes,<br />
high blood pressure, cardiovascular diseases, knee and<br />
joint pain, paralysis and strokes. Not to mention the social<br />
problems they face. As a result, obesity seriously threatens<br />
the person’s health quality and comfort of life, and life<br />
expectancy is shortened by 8-10 years.<br />
We can say that obesity surgery is the golden key to obesity<br />
treatment today, which takes all these serious problems<br />
under control, and the number of surgeries is increasing<br />
in our country. But the most important question of<br />
obesity surgery is this? Should everyone who says they are<br />
overweight have surgery? Which patients should undergo<br />
surgery and which surgery should be performed on which<br />
patient? There are scientific criteria accepted for obesity<br />
surgery and defined by our Ministry of Health, the most<br />
important of which is body mass index. BMI is revealed by<br />
a calculation. Let’s say the patient weighs 160 kg and is<br />
1.60 tall. We divide the kilogram by the square of 1.6, the<br />
resulting number is pronounced as body mass index. People<br />
with a body mass index of 40 and over or over 35 and with<br />
concomitant health problems such as diabetes, blood<br />
pressure, joint problems and sleep apnea can be treated<br />
with surgical methods.<br />
Since the method applied in obesity surgery is usually<br />
performed closed, that is, laparoscopic, it is much safer<br />
compared to open surgeries. Patients return to their<br />
normal lives, countries, homes and jobs after staying in the<br />
hospital for 2-3 days after the surgery.<br />
Before the operation, the patient must be evaluated by<br />
an experienced and experienced team. As with every<br />
surgical operation, there is a risk of complications in obesity<br />
surgery, but the rate is very low, in short, we can say that<br />
the surgery is safe.<br />
There are two methods frequently used in surgical<br />
treatment. Sleeve Gastrectomy and Gastric Bypass<br />
surgeries, popularly known as sleeve gastrectomy. I can<br />
say that choosing the right surgical method is the first and<br />
most important decision to ensure success.<br />
The most preferred method is Gastric Sleeve Surgery.<br />
Its essence is to remove 80-85% of the stomach. Thus,<br />
stomach capacity is significantly reduced and a feeling of<br />
fullness is provided as the hunger hormone secreted from<br />
the stomach decreases.<br />
As people lose weight after surgery, their diabetes and<br />
hypertension improve, their knee pain and lower back pain<br />
disappear, and they get rid of sleep apnea and devices. In<br />
other words, comorbidities that accompany the surgery are<br />
eliminated.<br />
Patients should first make a careful decision about the<br />
center where they will undergo surgery. Successful surgery<br />
alone is not enough for treatment. Patients who do not<br />
“HASTALARIN İNTERDİSİPLİNER YAKLAŞIMLA<br />
TAKİP EDİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ”<br />
Türkiye’de obezite cerrahisi konusunda yapılan<br />
çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?<br />
Özellikle, ülkemizdeki obezite sorununa karşı<br />
alınan önlemler ve cerrahi müdahalelerle ilgili<br />
gelişmeler hakkında düşüncelerinizi sorsak?<br />
“Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıkladığı son verilere göre<br />
Türkiye Avrupa’da obezitede 1. sıraya yerleşti. Maalesef<br />
obezite, ülkemizde ve tüm dünyada git gide artan ciddi<br />
bir halk sağlığı sorunu. Aşırı kilolu ya da morbid obez<br />
tanımını, olması gereken kilodan 35-40 kilo ve fazlası olan<br />
kişiler için kullanıyoruz. Bu kişilere baktığımızda; bitmeyen<br />
bir mücadeleyle yıllarca diyet, spor, akupunktur, mucize<br />
içecekler gibi yöntemlerle kilo vermek için çare arıyorlar ve<br />
sadece görüntüde şişman olarak kalmayıp; yanında şeker<br />
hastalığı, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, diz ve<br />
eklem ağrıları, felç ve inmeler gibi sorunlarla boğuşuyor.<br />
Yaşadıkları sosyal sorunlar da cabası. Sonuç olarak obezite,<br />
kişinin sağlık kalitesini ve yaşam konforunu ciddi bir şekilde<br />
tehdit eder hale geliyor ve yaşam süresi 8-10 yıl kısalıyor.<br />
Obezite cerrahisi ise; yaşanan tüm bu ciddi sorunları<br />
kontrol altına alan, günümüzde obezite tedavisinin altın<br />
anahtarı diyebiliriz ve ülkemizde de ameliyat sayısı git gide<br />
artıyor. Ama obezite cerrahisinin en önemli sorusu şu?<br />
Fazla kilom var diyen herkes ameliyat olmalı mı? Hangi<br />
hastalara ameliyat yapmak lazım ve hangi hastaya hangi<br />
ameliyatı yapmak lazım? Obezite cerrahisi için kabul<br />
edilmiş, sağlık bakanlığımız tarafından da tanımlanan<br />
bilimsel kriterler var, bunlar arasında en önemlisi vücut<br />
kitle indeksidir. VKİ bir hesaplama ile ortaya çıkıyor. Diyelim<br />
ki hasta 160 kg, boyu da 1.60 olsun. Kiloyu 1,6’ nın karesine<br />
bölüyoruz, çıkan rakam vücut kitle indeksi olarak telaffuz<br />
ediliyor. Vücut kitle indeksi 40 ve üzerinde olan veya 35<br />
üzerinde olup; şeker, tansiyon, eklem problemleri, uyku<br />
apnesi gibi yandaş sağlık sorunları olan kişiler, cerrahi<br />
yöntemler ile tedavi olabilirler.<br />
Obezite cerrahisinde uygulanan yöntem genellikle kapalı<br />
yani laparoskopik olarak yapıldığından, açık ameliyatlara<br />
kıyasla çok daha güvenli, hastalar ameliyat sonrası 2-3 gün<br />
hastanede kaldıktan sonra normal yaşantılarına, ülkelerine,<br />
evlerine, işlerine dönüyorlar.<br />
Operasyon öncesinde hasta mutlaka, deneyimli ve<br />
tecrübeli bir ekip tarafından değerlendirilmeli. Her<br />
cerrahi operasyonda olduğu gibi obezite cerrahisinde de<br />
komplikasyon riski var, ancak oran çok düşük, kısacası<br />
ameliyat güvenli diyebiliriz.<br />
Cerrahi tedavide sıklıkla uygulanan 2 yöntem var. Halk<br />
arasında tüp mide olarak bilinen Sleeve Gastrektomi<br />
ve Gastrik Bypass ameliyatları. Doğru cerrahi yöntemin<br />
seçilmesi, başarının sağlanması için ilk ve en önemli karar<br />
diyebilirim. En çok tercih edilen yöntem ise Tüp Mide<br />
ameliyatı. Esası midenin %80-85’lik kısmının çıkartılmasına<br />
dayanıyor. Böylece mide kapasitesi ciddi oranda küçülüyor<br />
ve mideden salgılanan açlık hormonu azaldığı için tokluk<br />
hissi sağlanıyor. Kişiler ameliyat sonrası kilo verdikçe<br />
şeker hastalığı, hipertansiyonu düzeliyor, diz ağrılarının, bel<br />
ağrılarının kayboluyor, uyku apnelerinden ve cihazlarından<br />
kurtuluyorlar. Yani ameliyat öncesinde eşlik eden yandaş<br />
hastalıklar ortadan kalkıyor.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
29<br />
know how to manage the postoperative process, do not<br />
receive support, and are not followed up face unsuccessful<br />
results in the long term. Therefore, it is very important that<br />
patients are followed with an interdisciplinary approach.”<br />
“GASTORAL BALLOON CAN BE APPLIED TO<br />
EVERYONE WHO FAILS WITH WEIGHT LOSS<br />
METHODS”<br />
You have important work in the field of obesity<br />
treatment with other interventional methods<br />
such as gastric balloon and gastric botox. Can you<br />
summarize the effects and advantages of these<br />
methods on the patient?<br />
“These applications are methods used in the treatment of<br />
obesity other than surgery. Gastric balloon or gastric botox<br />
can be applied to anyone who is overweight and has failed<br />
with the weight loss methods they have tried before. Or it<br />
can be applied to prepare a super morbidly obese person<br />
for surgery.<br />
These practices continue to be effective in terms of weight<br />
loss for up to 6 months, and during this period, we follow<br />
the person closely in our center and ensure that they lose<br />
weight in a healthy way, accompanied by a Dietitian. By<br />
placing a balloon or applying botox to the stomach, the<br />
person adapts to his diet more easily, does not feel hungry,<br />
and feels full for a long time. It is possible for a person<br />
to achieve very good results by making good use of the<br />
support given along with these positive feelings. However,<br />
no method is miraculous on its own in losing weight. He<br />
should definitely pay attention to his nutrition and physical<br />
activity.<br />
Observed weight loss may vary from person to person.<br />
World Health Organization; Although it states that a loss<br />
of approximately 10% of the weight is expected in this<br />
6-month period, this figure is an average of 13 kilos in 6<br />
months. Of course, this rate may vary depending on other<br />
weight loss experiences the person has tried before.<br />
Previously tried and unhealthy weight loss methods or<br />
having a comorbid disease may also affect the result.”<br />
“LAPAROSCOPIC METHOD CAN PROVIDE<br />
SUCCESSFUL RESULTS EVEN IN DIFFICULT<br />
SURGERY”<br />
We know that you are also actively working on<br />
other topics in the field of general surgery. What<br />
about surgeries other than obesity and the latest<br />
developments in this field?<br />
“Apart from obesity and metabolic surgeries, I can list<br />
the most frequently performed surgeries in our field of<br />
expertise as gallbladder, stomach hernia, other hernia<br />
surgeries, hemorrhoids and ingrown hair surgeries. With<br />
the developing technology in medical science, a significant<br />
part of surgical operations can now be performed with<br />
laparoscopic, that is, closed technique. These surgeries<br />
provide successful results even in difficult surgeries<br />
without large incisions. The short hospital stay allows for<br />
rapid recovery and patients being able to return to their<br />
daily activities in a shorter time.”<br />
Hastalar öncelikle ameliyat olacakları merkezle ilgili çok<br />
iyi karar vermeliler. Sadece ameliyatın başarılı geçmesi tek<br />
başına tedavi için yeterli değil. Ameliyat sonrası süreci nasıl<br />
yöneteceğini bilmeyen, destek almayan, takip edilmeyen<br />
hastalar uzun dönemde başarısız sonuçlarla karşılaşıyorlar.<br />
Bu nedenle, hastaların interdisipliner bir yaklaşımla takip<br />
edilmesini çok önemli.”<br />
“MİDE BALONU, KİLO VERME YÖNTEMLERİYLE<br />
BAŞARISIZ OLAN HERKESE UYGULANABİLİR”<br />
Mide balonu, mide botoksu gibi diğer girişimsel<br />
yöntemlerle obezite tedavisi alanında önemli<br />
çalışmalarınız var. Bu yöntemlerin hasta<br />
üzerindeki etkilerini ve avantajlarını özetleyebilir<br />
misiniz?<br />
“Bu uygulamalar, ameliyat dışında obezitenin tedavisinde<br />
kullanılan yöntemler. Mide balonu veya mide botoksu<br />
kilo fazlalığı olan, daha önce denemiş olduğu kilo verme<br />
yöntemleriyle başarısız olan herkese uygulanabilir. Ya da<br />
süper morbid obez bir kişiyi ameliyata hazırlamak için de<br />
uygulanabilir.<br />
Bu uygulamalar kilo verilmesi noktasında 6 ay kadar etkisini<br />
devam ettiriyor ve biz bu süreçte kişiyi merkezimizde sıkı<br />
takibe alarak Diyetisyen eşliğinde sağlıklı kilo vermelerini<br />
sağlıyoruz. Balon yerleştirilmesi ya da mideye botoks<br />
uygulanması ile kişi diyetine daha kolay uyum sağlıyor,<br />
açlık hissetmiyor, uzun süre kendini tok hissediyor.<br />
Kişinin bu pozitif hislerle birlikte verilen desteği de iyi<br />
değerlendirmesiyle çok güzel sonuçlar elde etmesi<br />
mümkün. Ancak hiçbir yöntem kilo verme konusunda tek<br />
başına mucizevi değil. Mutlaka beslenmesine ve fiziksel<br />
aktivitesine de önem vermeli.<br />
Gözlenen kilo kayıpları kişiden kişiye farklılık gösterebilir.<br />
Dünya Sağlık Örgütü; bu 6 aylık süreçte kilonun yaklaşık<br />
%10’u kadar kayıp beklendiğini belirtse de bu rakam 6<br />
ayda ortalama 13 kilodur. Tabii bu oran kişinin daha önce<br />
denediği diğer zayıflama deneyimlerine göre değişiklik<br />
gösterebilir. Daha önce denediği ve sağlıklı olmayan<br />
zayıflama yöntemleri veya yandaş bir hastalığının bulunması<br />
da sonuca etki edebilir.”<br />
“LAPAROSKOPİK YÖNTEM, ZOR AMELİYATLARDA<br />
BİLE BAŞARILI SONUÇLAR VEREBİLİYOR”<br />
Genel cerrahi alanındaki diğer konularda da aktif<br />
olarak çalıştığınızı biliyoruz. Obezite dışındaki<br />
cerrahi ameliyatlar ve bu alandaki son gelişmeler<br />
hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />
“Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatları dışında uzmanlık<br />
alanımız içerisinde en sıklıkla yaptığımız safra kesesi, mide<br />
fıtığı başta olmak üzere diğer fıtık cerrahileri, hemoroid ve<br />
kıl dönmesi ameliyatları olarak sıralayabilirim. Tıp biliminde<br />
gelişen teknolojiyle birlikte artık cerrahi operasyonların<br />
önemli bir bölümü laparoskopik yani kapalı teknikle<br />
yapılabiliyor. Bu ameliyatlar büyük kesi olmadan zor<br />
ameliyatlarda bile başarılı sonuçlar veriyor. Hastanede kalış<br />
süresinin kısa olması, çabuk iyileşme ve hastaların daha<br />
kısa sürede günlük aktivitelerine dönebilmesine olanak<br />
sağlıyor.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
30<br />
The leader who sheds light on overweight lives: Prof. Dr. Hasan Altun<br />
Kilolu yaşamlara ışık tutan lider: Prof. Dr. Hasan Altun<br />
One of the leading names in<br />
obesity surgery in Türkiye, Prof.<br />
Dr. Hasan Altun shared his career<br />
journey and achievements in<br />
the sector with <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong><br />
Magazine. The pioneer name of<br />
obesity surgery explained in detail<br />
his career and experiences full of<br />
innovations in the field of health.<br />
“WE VISITED OBESITY AND<br />
ADVANCED LAPAROSCOPIC<br />
SURGERY CENTERS IN EUROPE TO<br />
IMPROVE OURSELVES”<br />
Dear Prof. Dr. Hasan Altun, you are<br />
known as one of Türkiye’s leading obesity<br />
surgeons. Could you tell us about the<br />
important periods in your career and your<br />
Prof. Dr. Hasan Altun<br />
expertise in the field of obesity surgery?<br />
“After leaving Department of General<br />
Surgery, Hacettepe University as a specialist, I started working<br />
at SSK Ankara Etlik Specialized Hospital. I performed advanced<br />
laparoscopic surgeries here. Here for the first time, we started<br />
laparoscopic gastric band (stomach band) surgeries together with<br />
Dr. Oktay Banlı. We went to obesity and advanced laparoscopic<br />
surgery centers in Europe to improve ourselves. This is where we<br />
met obesity surgeries. We decided to improve ourselves in this field.<br />
I decided to leave here and work in Istanbul. I started working at<br />
Fatih Sultan Mehmet EAH in Istanbul. Here, I continued advanced<br />
laparoscopic surgeries and obesity surgeries. I worked as a clinical<br />
chief here for a while and received my associate professorship. I also<br />
received training at obesity centers in New York for a while. I started<br />
working in the field of bariatric surgery at Istanbul Ulus Liv Hospital.<br />
I performed many obesity surgeries in this center. I received a Center<br />
of Excellence in Bariatric Surgery certificate for the clinic here. At<br />
the same time, I started working as a faculty member at Faculty<br />
of Medicine, Istinye University. I received a professorship from<br />
this university. After 7 years in this center, I started working at the<br />
Interbariatrics Clinic that I founded. I continue my surgeries in this<br />
center.”<br />
“WE WERE THE FIRST CENTER TO RECEIVE THE CENTER<br />
OF EXCELLENCE IN BARIATRIC SURGERY CERTIFICATE IN<br />
ISTANBUL”<br />
You have countless experiences and successes in obesity<br />
and metabolic surgery. Can you tell us about your<br />
pioneering work in this field?<br />
“We were the first team to start obesity surgery in Ankara. We<br />
were one of the first teams to perform obesity surgeries among<br />
the training and research hospitals in Istanbul. We became the<br />
first center to receive the Center of Excellence in Bariatric Surgery<br />
certificate among private hospitals in Istanbul. As a center, we have<br />
successfully performed all primary bariatric surgeries and revision<br />
surgeries.”<br />
Türkiye’de obezite cerrahisinin önde<br />
gelen isimlerinden biri olan Prof. Dr.<br />
Hasan Altun, kariyer yolculuğunu ve<br />
sektördeki başarılarını <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong><br />
Dergisi ile paylaştı. Obezite cerrahisinin<br />
öncü ismi, sağlık alanındaki yeniliklerle<br />
dolu kariyerini ve deneyimlerini detaylı<br />
bir şekilde anlattı.<br />
“KENDİMİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN<br />
AVRUPA’DAKİ OBEZİTE VE<br />
İLERİ LAPAROSKOPİK CERRAHİ<br />
MERKEZLERİNE GİTTİK”<br />
Sayın Prof. Dr. Hasan Altun, Türkiye’nin<br />
önde gelen obezite cerrahlarından<br />
biri olarak biliniyorsunuz. Bize<br />
kariyerinizdeki önemli dönemleri ve<br />
obezite cerrahisi alanındaki uzmanlığınızı<br />
anlatır mısınız?<br />
“Hacettepe Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim<br />
Dalı’ndan uzman olarak ayrıldıktan sonra çalıştığım SSK Ankara<br />
Etlik İhtisas Hastanesi’nde çalışmaya başladım. Burada ileri<br />
laparoskopik cerrahiler gerçekleştirdim. Burada ilk defa Dr. Oktay<br />
Banlı ile beraber laparoskopik gastrik band (mide kelepçesi)<br />
ameliyatlarına başladık. Kendimizi geliştirmek için Avrupa’daki<br />
obezite ve ileri laparoskopik cerrahi merkezlerine gittik. Obezite<br />
ameliyatları ile tanışmamız burada oldu. Kendimizi bu alanda<br />
geliştirmeye karar verdik. Buradan ayrılarak İstanbul’da<br />
çalışmaya karar verdim. İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet<br />
EAH’nde çalışmaya başladım. Burada da ileri laparoskopik<br />
ameliyatlar ve obezite ameliyatlarına devam ettim. Burada bir<br />
süre klinik şefliği yaptım ve doçentliğimi aldım. Newyork’daki<br />
obezite merkezlerinde de bir süre eğitim aldım. İstanbul Ulus<br />
Liv Hospital Hastanesi’nde bariatrik cerrahi alanında çalışmaya<br />
başladım. Bu merkezde çok sayıda obezite ameliyatları<br />
gerçekleştirdim. Buradaki kliniğe Center of Excellence in Bariatric<br />
Surgery (Bariatrik cerrahide mükemmelliyet merkezi) sertifikası<br />
aldım. Aynı zamanda İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim<br />
üyesi olarak çalışmaya başladım. Bu üniversiteden Profesörlük<br />
kadrosu aldım. Bu merkezdeki 7 seneden sonra kendi kurduğum<br />
Interbariatrics Clinic’de çalışmaya başladım. Ameliyatlarıma bu<br />
merkezde devam ediyorum.”<br />
“İSTANBUL’DA CENTER OF EXCELLENCE IN BARIATRIC<br />
SURGERY SERTİFİKASINI ALAN İLK MERKEZ OLDUK”<br />
Obezite ve metabolik cerrahi konusunda sayısız<br />
deneyim ve başarıya sahipsiniz. Bize bu alandaki öncü<br />
çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?<br />
“Ankara’da obezite cerrahisine ilk başlayan ekip olduk. İstanbul’da<br />
eğitim araştırma hastaneleri arasında obezite cerrahilerini ilk<br />
uygulayan ekiplerden olduk. İstanbul’da özel hastanelerde ilk defa<br />
Center of Excellence in Bariatric Surgery sertifikasını alan merkez<br />
olduk. Merkez olarak olarak bütün primer bariatrik cerrahileri ve<br />
revizyon cerrahilerini başarıyla gerçekleştirdik.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
31<br />
“MOST IMPORTANTLY, PATIENT FOLLOW-UP”<br />
Considering your experiences with more than 5,000<br />
general surgery and more than 2,000 bariatric<br />
surgeries, can you share the prominent elements of<br />
your patient services? Also, what are the steps you<br />
take to make obesity surgery more widely known in<br />
society?<br />
“The first step in obesity surgery is for the patient to decide<br />
and come to the clinic. Clinically, we evaluate these patients<br />
thoroughly and decide whether they are suitable for surgery.<br />
We decide on surgery according to the criteria of the Ministry<br />
of Health and obesity associations. In patients undergoing<br />
surgery, the shortest stage is the surgery phase. The most<br />
important thing is follow-up in these patients. Being aware of<br />
the importance of clinical follow-up, we follow patients for at<br />
least 5 years. We keep a record of these patients, reach them<br />
for certain periods of time and carry out clinical follow-ups. We<br />
still have patients who have been followed for over ten years.<br />
There are many misconceptions in society about these<br />
surgeries. Because of these wrong thoughts and fears, people<br />
who would benefit greatly from surgery give up on surgery.<br />
We try to explain these surgeries and raise public awareness<br />
by participating in programs on social media and television.<br />
We periodically organize meetings with people who have had<br />
surgery and who are considering having surgery, bring them<br />
together and provide information.”<br />
“PATIENTS CAN BE SAVED FROM OPEN SURGERY”<br />
You also provide services in the field of advanced laparoscopic<br />
surgery. Can we get information about your surgeries such as<br />
hiatal hernia and gastric reflux?<br />
“Thanks to advanced laparoscopies, many surgeries are<br />
performed with this method and patients are saved from open<br />
surgeries. Thus, the pain is less and the return to work and<br />
normal life is shorter. One of these surgeries is fundoplication<br />
surgery for stomach hernia and reflux. Thanks to advanced<br />
laparoscopy, this surgery is performed in a much shorter time<br />
and much more effectively. We use this surgery effectively in<br />
our clinic.”<br />
“THE MOST APPLIED TECHNIQUE TODAY IS GASTRIC<br />
SLEEVE SURGERY”<br />
Among the surgeries you perform in obesity surgery,<br />
there are methods such as sleeve gastrectomy,<br />
gastric bypass, and mini gastric bypass. Can you give<br />
information about the advantages of these surgeries<br />
and in which cases they are preferred?<br />
“There are many methods in obesity surgeries. Some of them<br />
are abandoned over time and some new techniques emerge.<br />
The most commonly used technique today is gastric sleeve<br />
surgery. This method is preferred because it is simple, causes<br />
little trouble for the patient, and provides good weight loss.<br />
Another advantage of this method is that it can be changed to<br />
another method after a certain period of time.<br />
Methods such as gastric bypass and mini gastric bypass<br />
are among the most preferred methods, although they<br />
are not as popular as sleeve gastrectomy. These methods,<br />
unlike the sleeve gastrectomy, are surgeries that also cause<br />
malabsorption and are stronger than the sleeve gastrectomy.<br />
We prefer gastric bypass surgery especially in patients with<br />
reflux and advanced diabetes. Mini gastric bypass is technically<br />
simpler than gastric bypass surgery, but its metabolic effects<br />
are more pronounced. It is more preferred in patients with<br />
metabolic diseases.”<br />
“EN ÖNEMLİSİ, HASTA TAKİBİ”<br />
5.000’den fazla genel cerrahi ve 2.000’den<br />
fazla obezite cerrahisi ameliyatınızla elde<br />
ettiğiniz deneyimleri düşündüğümüzde, hasta<br />
hizmetlerinizde öne çıkan unsurları paylaşabilir<br />
misiniz? Ayrıca, obezite cerrahisinin toplumda<br />
daha geniş bir bilinirliğe sahip olması için attığınız<br />
adımlar nelerdir?<br />
“Obezite cerrahilerinde ilk aşama hastanın karar verip kliniğe<br />
gelmesidir. Klinik olarak bu hastaları iyi bir değerlendirmeden<br />
geçirip ameliyata uygun olup olmadığına karar veriyoruz.<br />
Sağlık Bakanlığı’nın ve obezite derneklerinin kriterlerine göre<br />
ameliyat kararı veriyoruz. Ameliyat olan hastalarda en kısa<br />
aşama ameliyat safhasıdır. En önemlisi bu hastalarda takiptir.<br />
Klinik olarak takibin öneminin farkında olarak hastaları en az 5<br />
yıl takip ediyoruz. Bu hastaları kayıt altında tutup belli sürelerle<br />
onlara ulaşıp klinik takiplerini yapıyoruz. Hala on yılın üzerinde<br />
takipli hastalarımız bulunmaktadır.<br />
Toplumda bu ameliyatlar konusunda çok yanlış düşünceler<br />
bulunmaktadır. Bu yanlış düşünceler ve korkular sebebiyle<br />
ameliyattan çok fayda görecek kişiler ameliyattan<br />
vazgeçmektedir. Sosyal medyada ve televizyonda programlara<br />
katılarak bu ameliyatları anlatıp toplumu bilinçlendirmeye<br />
çalışıyoruz. Belli aralarla ameliyat olmuş ve ameliyat olmayı<br />
düşünen insanlarla toplantılar düzenleyip bunları bir araya<br />
getiriyoruz ve bilgilendirmeler yapıyoruz.”<br />
“HASTALAR AÇIK AMELİYATLARDAN<br />
KURTULABİLİYOR”<br />
İleri laparoskopik cerrahi alanında da hizmet<br />
veriyorsunuz. Mide fıtığı, mide reflüsü gibi<br />
ameliyatlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />
“İleri laparoskopiler sayesinde birçok ameliyat bu yöntemle<br />
gerçekleştirilerek hastalar açık ameliyatlardan kurtulmaktadır.<br />
Böylece ağrı daha az, işe ve normal hayata dönüş daha kısadır.<br />
Bu ameliyatlardan biri de mide fıtığı ve reflü için yapılan<br />
fundoplikasyon ameliyatlarıdır. İleri laparoskopi sayesinde<br />
bu ameliyat çok daha kısa sürede ve çok daha etkin şekilde<br />
gerçekleştirilmektedir. Bu ameliyatı da kliniğimizde etkin<br />
şekilde kullanıyoruz.”<br />
“GÜNÜMÜZDE EN ÇOK UYGULANAN TEKNİK,<br />
TÜP MİDE AMELİYATI”<br />
Obezite cerrahisinde yaptığınız ameliyatlar arasında<br />
tüp mide, gastrik bypass, mini gastrik bypass gibi<br />
yöntemler bulunuyor. Bu ameliyatların avantajları<br />
ve hangi durumlarda tercih edildiği konusunda bilgi<br />
verebilir misiniz?<br />
“Obezite ameliyatlarında birçok yöntem vardır. Bazıları<br />
zamanla terkedilmekte ve bazı yeni teknikler de ortaya<br />
çıkmaktadır. Günümüzde en çok uygulanan teknik tüp mide<br />
ameliyatıdır. Bu yöntem basitliği, hastaya az sorun çıkarması<br />
ve iyi kilo verdirmesi nedeniyle daha çok tercih edilmektedir.<br />
Bu yöntemin bir diğer avantajı belirli bir süre sonra başka<br />
yönteme çevrilebilmesidir.<br />
Gastrik bypass ve mini gastrik bypass gibi yöntemler tüp mide<br />
kadar olmasa da çok tercih edilen yöntemlerdendir.<br />
Bu yöntemler tüp mideden farklı olarak emilim bozukluğu da<br />
yapan ameliyatlardır ve tüp mideye göre daha kuvvetlidirler.<br />
Gastrik bypass ameliyatlarını özellikle reflüsü olan ve ileri<br />
derece de diyabeti olan hastalarda daha çok tercih etmekteyiz.<br />
Mini gastrik bypass teknik olarak gastrik bypass ameliyatına<br />
göre daha basittir ama metabolik etkileri daha belirgindir.<br />
Metabolik hastalığı olan hastalarda daha çok tercih edilir.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
34<br />
“The operative power of<br />
healthcare professionals”<br />
“Sağlık çalışanlarının operatif gücü”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
35<br />
Health law is a branch of law that deals with the rights of<br />
institutions serving in the field of health, the people who<br />
serve in this field, and the people who receive services.<br />
“Doctors and patients have rights framed by law in the field<br />
of health. It is the name given to the set of legal rules that<br />
regulate these rights. Health law is a multidisciplinary field<br />
formed by the combination of health and law branches. It<br />
requires knowledge of both law and medicine.<br />
Higher Health Law Association (Yüksek Sağlık Hukuku<br />
Derneği) handles complaints/cases in a more comprehensive<br />
manner from the perspective of Health Law, taking into<br />
account medical and legal rules, and clarifies the problems<br />
with pinpoint accuracy. Thanks to its staff of health law<br />
experts, doctors, healthcare workers and lawyers, it handles<br />
the events from a multi-faceted perspective, detects<br />
deficiencies or deficiencies and manages the process in a<br />
professional manner.<br />
As an association, the most important point we want to<br />
emphasize here is that Health Law education is one of<br />
the biggest shortcomings of our country. This deficiency<br />
manifests itself in every aspect of the healthcare sector,<br />
from managers to all healthcare professionals. This<br />
education, which is not given enough space in medical and<br />
law faculties, actually confronts us with its harsh realities<br />
in daily life. Unfortunately, cases arising in this regard<br />
can result in very serious penalties. Because lawyers and<br />
doctors who do not have sufficient medical and legal<br />
technical knowledge are involved in cases, even cases that<br />
will not be punished or that may result in less punishment<br />
may result in serious compensation and prison sentences.<br />
Therefore, it is of great importance to evaluate the current<br />
situation with the integration of the functioning of the<br />
health field and the legal field with good consultancy and<br />
guidance. As the High Health Law Association, we have<br />
achieved this integration in our country and in this sense,<br />
we provide 24/7 medical and legal technical information<br />
support to our members. In addition, in order to make<br />
consultancy services more systematic within the association,<br />
3 separate commissions were established with the lawyers<br />
of our association members under the headings of medical<br />
malpractice, violence in health, and health administration,<br />
and consultancy services were moved to a more professional<br />
platform. Another work we do as an association is<br />
to organize free seminars for physicians, healthcare<br />
professionals and lawyers in different provinces in order<br />
to increase awareness of Health Law. All professional<br />
groups that touch the physical and spiritual integrity of<br />
a person, such as physicians, lawyers, midwives, nurses,<br />
EMT, paramedics, dietitians, pharmacists, psychologists,<br />
physiotherapists, health technicians, medical secretaries,<br />
veterinarians, beauty centers, can become members to our<br />
association. The main purpose of our association, which set<br />
out with the slogans “WE ARE THE OPERATIVE POWER OF<br />
HEALTH WORKERS” and “OUR AIM IS TO RAISE”, is to make<br />
physicians and healthcare professionals feel that they are<br />
not alone in the lawsuit/complaint process and to provide<br />
support to them with a professional team consisting of<br />
doctors and lawyers who are experts in healthcare law.”<br />
Sağlık hukuku, sağlık alanında hizmet veren kurumlar ve bu<br />
alanda hizmet veren kişiler ile hizmet alan kişilerin haklarını<br />
ele alan hukuk dalı olarak karşımıza çıkıyor.<br />
“Hekimlerin ve hastaların sağlık alanında yasalarla<br />
çerçevelenmiş hakları bulunmaktadır. Bu hakları düzenleyen<br />
hukuk kuralları bütününe verilen addır. Sağlık hukuku, sağlık<br />
ve hukuk dallarının birleşmesinden oluşmuş multidisipliner<br />
bir alandır. Hem hukuk hem de tıp bilgisi gerektirmektedir.<br />
Yüksek Sağlık Hukuku Derneği, şikâyet/davaları Sağlık<br />
Hukuku perspektifinden tıp ve hukuk kuralları gözetilerek<br />
daha geniş kapsamlı ele alır ve nokta atışıyla sorunları<br />
aydınlatır. Sağlık hukuku uzmanı doktor, sağlık çalışanı<br />
ve avukat kadrosu sayesinde olayları çok yönlü ele alıp<br />
aksaklıkları ya da eksiklikleri tespit ederek profesyonel bir<br />
şekilde süreci yönetir.<br />
Dernek olarak burada vurgulamak istediğimiz en önemli<br />
nokta şudur ki, Sağlık Hukuku eğitimi ülkemizin en büyük<br />
eksiklerinden biridir. Bu eksiklik sağlık sektörünün<br />
her alanında, yöneticisinden tüm sağlık çalışanlarına<br />
kadar her alanda kendini göstermektedir. Tıp ve hukuk<br />
fakültelerinde yeterince yer verilmeyen bu eğitim aslında<br />
günlük hayatta acı gerçekleriyle karşımıza çıkmaktadır.<br />
Ne yazık ki bu konuda meydana gelen davalar çok ciddi<br />
cezalarla sonuçlanabilmektedir. Tıbbi ve hukuki teknik<br />
bilgiye yeterince sahip olmayan avukat ve doktorların<br />
davalara dahil olması sebebiyle ceza alınmayacak ya da<br />
daha az cezayla sonuçlanabilecek davalar bile ciddi tazminat<br />
ve hapis cezalarıyla sonuçlanabilmektedir. Bundan dolayı<br />
iyi bir danışmanlık ve yönlendirme ile mevcut durumu<br />
sağlık alanı ve hukuk alanının işleyişinin entegrasyonu ile<br />
değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yüksek Sağlık<br />
Hukuku Derneği olarak biz ülkemizde bu entegrasyonu<br />
gerçekleştirdik ve bu anlamda üyelerimiz için 7/24 tıbbi ve<br />
hukuki teknik konuda bilgilendirme desteği sağlanmaktadır.<br />
Ayrıca dernek bünyesinde danışmanlık hizmetlerini daha<br />
sistematik hale getirmek için dernek üyelerimizden olan<br />
avukatlarımızla medikal malpraktis, sağlıkta şiddet, sağlık<br />
idaresi başlığı altında 3 ayrı komisyon kuruldu ve danışmanlık<br />
hizmetleri daha profesyonel bir platforma taşındı. Dernek<br />
olarak yaptığımız bir diğer çalışma ise, Sağlık Hukuku bilinç<br />
ve farkındalığını artırmak amacıyla farklı illerde hekim,<br />
sağlık çalışanları ve avukatlara yönelik ücretsiz seminerler<br />
düzenlemektir.<br />
Derneğimize; hekimler, avukatlar, ebeler, hemşireler,<br />
ATT, paramedikler, diyetisyenler, eczacılar, psikologlar,<br />
fizyoterapistler, sağlık teknikerleri, tıbbi sekreterler,<br />
veterinerler, güzellik merkezleri gibi insanın vücut ve ruh<br />
bütünlüğüne dokunan tüm meslek grupları üye olabilir.<br />
“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ OPERATİF GÜCÜYÜZ “ve<br />
“AMACIMIZ YÜKSELTMEK” sloganlarıyla yola çıkan<br />
derneğimizin esas amacı, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının<br />
dava/şikâyet sürecinde yalnız olmadıklarını hissettirmek<br />
ve sağlık hukuku uzmanı doktor ve avukatlardan oluşan<br />
profesyonel bir ekiple onlara destek sağlamaktır. “<br />
Remember, we are with you!<br />
Dr. Büşra AYASUN Health Law Expert Member of the Board of Directors of the High Health Law Association<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
36<br />
Senior appointment from Boehringer Ingelheim<br />
Evren Özlü named Head of Human Pharma for<br />
India, Middle East, Türkiye and Africa Region.<br />
Evren Özlü, who is currently the Animal Health Director of<br />
Boehringer Ingelheim in the (IMETA) Region covering India,<br />
the Middle East, Türkiye and African countries, has been<br />
appointed as the Head of Human Pharma for IMETA Region.<br />
Boehringer Ingelheim, which has been providing treatments<br />
in the field of human and animal health for more than<br />
130 years, supports the development of its employees in<br />
their career journeys with its global appointments. Evren<br />
Özlü, who has been working as Animal Health Director in<br />
Boehringer Ingelheim’s IMETA Region covering India, the<br />
Middle East, Türkiye and African countries since September<br />
2021, was appointed as Head of Human Pharma for IMETA<br />
Region as of January 1, <strong>2024</strong>.<br />
Who is Evren Özlü?<br />
Evren Özlü, who graduated from Department of Economics,<br />
Marmara University, completed his Master’s degree in<br />
Economics at Arizona State University in the USA. Özlü<br />
served as General Manager for Türkiye and Sub-Saharan<br />
Africa at Boehringer Ingelheim and as META Region<br />
Marketing Director in Dubai. During his tenure as IMETA<br />
Animal Health Director, Evren Özlü ensured the integration<br />
of Indian Animal Health activities into the IMETA Region<br />
and also pioneered the implementation of various projects<br />
into indirect markets. At the same time, Özlü, who has led<br />
various initiatives in the countries in the last two years, has<br />
effectively managed IMETA’s resource distribution processes<br />
and organizational change in the region.<br />
Evren Özlü, Head of Human Pharma for IMETA Region<br />
Boehringer Ingelheim’dan üst düzey atama<br />
Evren Özlü, Hindistan, Ortadoğu, Türkiye ve Afrika<br />
İnsan Sağlığı Direktörü oldu.<br />
Boehringer Ingelheim’da Hindistan, Ortadoğu, Türkiye ve<br />
Afrika ülkelerini kapsayan (IMETA) Bölgesi’nde Hayvan<br />
Sağlığı Direktörlüğü görevini yürütmekte olan Evren Özlü,<br />
IMETA İnsan Sağlığı Direktörü olarak atandı.<br />
İnsan ve hayvan sağlığı alanında 130 yıldan fazla süredir<br />
tedaviler sunan Boehringer Ingelheim, global çaptaki<br />
atamalarıyla çalışanlarının kariyer yolculuklarında<br />
gelişimlerini destekliyor. Eylül 2021’den bu yana Boehringer<br />
Ingelheim’ın Hindistan, Ortadoğu, Türkiye ve Afrika ülkelerini<br />
kapsayan IMETA Bölgesi’nde Hayvan Sağlığı Direktörü olarak<br />
görev alan Evren Özlü, 1 <strong>Ocak</strong> <strong>2024</strong> itibarıyla IMETA İnsan<br />
Sağlığı Direktörü olarak atandı.<br />
Evren Özlü kimdir?<br />
Marmara Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olan<br />
Evren Özlü, ABD’de Arizona State Üniversitesi’nde Ekonomi<br />
Master’ını tamamladı. Özlü, Boehringer Ingelheim’da<br />
Türkiye ve Sahra Altı Afrika Genel Müdürü ve Dubai’de META<br />
Bölgesi Pazarlama Direktörü olarak görev yapmıştır. IMETA<br />
Hayvan Sağlığı Direktörlüğü görevi sırasında Evren Özlü,<br />
Hindistan Hayvan Sağlığı faaliyetlerinin IMETA Bölgesi’ne<br />
entegrasyonunu sağlarken aynı zamanda çeşitli projelerin<br />
dolaylı pazarlara uygulanmasına öncülük etmiştir. Aynı<br />
zamanda, son iki yıl içinde ülkelerde çeşitli girişimlerde<br />
bulunulmasına liderlik eden Özlü, IMETA’nın bölgedeki<br />
kaynak dağıtımı süreçlerini ve organizasyon değişimini etkin<br />
bir şekilde yönetmiştir<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
38<br />
Shining Interventional Radiology achievements<br />
in the international arena<br />
Uluslararası arenada parlayan Girişimsel Radyoloji başarıları<br />
Yeditepe Üniversitesi Girişimsel Radyoloji Ünitesi<br />
“Fellow Eğitim Merkezi” seçildi.<br />
Interventional Radiology Specialist Asst. Prof. Dr. Melih Topcuoğlu<br />
Yeditepe University Interventional Radiology Unit<br />
was selected as the “Fellow Training Center”.<br />
In line with the decision taken by the European<br />
Interventional Radiology Society (CIRSE; Cardiovascular<br />
and Interventional Radiological Society of Europe), experts<br />
from different countries of Europe will be able to come<br />
to Yeditepe University Hospitals for higher specialization<br />
training. The training program, which will be carried out<br />
under the supervision of Interventional Radiology Specialist<br />
Asst. Prof. Dr. Melih Topcuoğlu, will be funded by the<br />
European Association of Interventional Radiology.<br />
Sharing information about the training program to be<br />
carried out and the branch of interventional radiology and<br />
evaluated their selection as a training center. Interventional<br />
Radiology Specialist Asst. Prof. Dr. Melih Topcuoğlu said,<br />
“We are one of the 28 fellow training centers in Europe. It<br />
is very important that our specialist colleagues from abroad<br />
will take part in the Interventional Radiology Unit of our<br />
hospital for higher specialization training. In this period<br />
when we celebrate the 100th anniversary of our Republic,<br />
it also shows the point that Turkish interventional radiology<br />
has reached at the international level. It has become<br />
a source of pride. We will convey our experiences and<br />
knowledge to future experts. We will have the opportunity<br />
to increase this knowledge by sharing it.”<br />
Avrupa Girişimsel Radyoloji Derneği (CIRSE; Cardiovascular<br />
and Interventional Radiological Society of Europe)<br />
tarafından alınan karar doğrultusunda, Avrupa’nın farklı<br />
ülkelerinden uzmanlar üst ihtisas eğitimi için Yeditepe<br />
Üniversitesi Hastaneleri’ne gelebilecek. Doç. Dr. Melih<br />
Topcuoğlu gözetiminde gerçekleştirilecek eğitim programı,<br />
Avrupa Girişimsel Radyoloji Derneği tarafından fonlanacak.<br />
Gerçekleştirilecek eğitim programı ve girişimsel<br />
radyoloji bilim dalı hakkında bilgi veren ve eğitim merkezi<br />
olarak seçilmelerini değerlendiren Girişimsel Radyoloji<br />
Uzmanı Doç. Dr. Melih Topcuoğlu, “Avrupa’da 28<br />
fellow eğitim merkezinden biriyiz. Yurt dışından uzman<br />
meslektaşlarımızın üst ihtisas eğitimi amacıyla hastanemiz<br />
Girişimsel Radyoloji Ünitesinde yer alacak olması çok<br />
önemli. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutladığımız<br />
bu dönemde Türk girişimsel radyolojisinin uluslararası<br />
düzeydeki geldiği noktayı göstermesi açısından da ayrıca<br />
gurur kaynağı oldu. Gelecek olan uzman arkadaşlara<br />
tecrübelerimizi, birikimlerimizi aktaracağız. Bu bilgileri<br />
paylaşarak çoğaltma imkânı bulacağız” diye konuştu.<br />
“Birçok problem için uygun hastalarda ameliyatsız<br />
tedavi imkânı”<br />
Konuşmasında girişimsel radyoloji hakkında da bilgi veren<br />
Doç. Dr. Topcuoğlu, Girişimsel Radyoloji’nin, Röntgen,<br />
Ultrasonografi, Bilgisayarlı Tomografi ve Anjiyografi gibi<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
39<br />
“Opportunity of non-surgical treatment for many<br />
problems in suitable patients”<br />
Informing about interventional radiology in his speech,<br />
Assoc. Prof. Dr. Topcuoğlu said that Interventional<br />
Radiology is a branch of science that offers non-surgical<br />
solutions in the diagnosis and treatment of patients by<br />
using imaging methods such as X-ray, Ultrasonography,<br />
Computed Tomography and Angiography.<br />
Reminding us that such non-surgical solutions are being<br />
used more frequently today, when body integrity is<br />
essential and is becoming increasingly popular, Assoc.<br />
Prof. Dr. Topcuoğlu gave the following information,<br />
“Interventional radiology offers many options at this<br />
point. It is possible to get rid of myomas, which are<br />
common in women, with this method in suitable patients.<br />
Without general anesthesia, intravenous angiography<br />
is performed and the vessels feeding the fibroids are<br />
closed. Similarly, we use it in patients who have urinary<br />
problems due to prostate enlargement. Without general<br />
anesthesia, stitches, cuts or wounds, the arteries that<br />
cause the enlargement of the prostate can be entered<br />
and closed using angiography without surgery. In this<br />
way, the patient’s urinary complaints can be relieved and<br />
prostate enlargement can be reduced. Another field of<br />
study is cerebrovascular diseases. Treatments such as<br />
stopping the vascular supply of vascular bubbles in the<br />
brain, i.e. aneurysms, vascular tangles, vascular occlusion<br />
görüntüleme yöntemleri kullanılarak, hastaların tanı ve<br />
tedavisinde ameliyatsız çözümler sunan bir bilim dalı<br />
olduğunu söyledi.<br />
Vücut bütünlüğünün esas olduğu ve giderek daha popüler<br />
hale geldiği günümüzde bu gibi ameliyatsız çözümlerin<br />
çok daha sık kullanılmaya başlandığını hatırlatan Doç.<br />
Dr. Topcuoğlu, şu bilgileri aktardı: “Girişimsel radyoloji<br />
bu noktada çok fazla seçenek sunuyor. Kadınlarda sık<br />
karşılaşılan miyomlardan, uygun hastalarda bu yöntemle<br />
kurtulmak mümkün olabiliyor. Genel anestezi olmaksızın<br />
damar içerisinden anjiyo yöntemiyle girilerek miyomları<br />
besleyen damarlar kapatılıyor. Benzer şekilde prostat<br />
büyümesine bağlı idrar sorunları yaşan hastalarda<br />
da kullanıyoruz. Ameliyatsız şekilde genel anestezi,<br />
dikiş, kesik ve yara olmadan anjiyo yöntemiyle prostatın<br />
büyümesine sebep olan atardamarlara girilerek bu<br />
damarlar kapatılabiliyor. Bu sayede hastanın idrar<br />
şikayetlerinde gerileme ve prostat büyümesinde azalma<br />
sağlanabiliyor. Bir diğer çalışma alanı ise beyin damar<br />
hastalıklarıdır. Beyindeki damar baloncukları yani<br />
anevrizmalar, damar yumakları, inme gibi damar tıkanıklığı<br />
ya da baş boyun tümörlerinin damarsal beslenmesini<br />
durdurma gibi tedaviler mümkün hale geliyor. Aynı şekilde<br />
tiroid bezindeki büyüme veya nodüllerin ameliyatsız bir<br />
şekilde yakılması ya da tiroid bezi beslenmesinin damar<br />
içinden kapatılması bu tedaviler arasında yer alıyor.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
40<br />
“Multidisipliner yaklaşımla tedavi sunuluyor”<br />
Doç. Dr. Melih Topcuoğlu, Girişimsel Radyoloji’nin<br />
kanser tedavisinde de kullanıldığını belirterek, “Kanserli<br />
dokuların tanı ve tedavisinde görüntüleme kılavuzundaki<br />
ameliyatsız yöntemlerle, öncelikle hastalıkların tanısını<br />
koyup daha sonrasında onkoloji bölümüyle multidisipliner<br />
bir çalışmayla hastanın kliniğine uygun, kemoembolizasyon,<br />
radyoembolizasyon ya da ablasyon dediğimiz yöntemlerle<br />
tedavilerine katkı sağlamaktayız” diye konuştu.<br />
such as stroke, or head and neck tumors, become possible.<br />
Likewise, non-surgical burning of growths or nodules in the<br />
thyroid gland or shutting off the thyroid gland nutrition<br />
intravenously are among these treatments.”<br />
“Treatment is offered with a multidisciplinary<br />
approach”<br />
Assoc. Prof. Dr. Melih Topcuoğlu stated that Interventional<br />
Radiology is also used in cancer treatment and said, “In<br />
the diagnosis and treatment of cancerous tissues, we first<br />
diagnose the diseases with the non-surgical methods in<br />
the imaging guide, and then, through a multidisciplinary<br />
study with the oncology department, we contribute<br />
to the treatment of the patient with the methods we<br />
call chemoembolization, radioembolization or ablation,<br />
appropriate to the patient’s clinic.”<br />
“It provides a significant advantage, especially in<br />
patients who cannot be operated on.”<br />
“Another advantage provided by Interventional Radiology<br />
is the solutions it offers to patients with medical conditions<br />
who cannot undergo surgery or who are not suitable for<br />
general anesthesia,” said Assoc. Dr. Topçuğoğlu continued<br />
his words as follows: “In patients where surgery or general<br />
anesthesia is not suitable due to the presence of severe<br />
heart disease, uncontrolled diabetes, chronic kidney disease<br />
and multiple chronic diseases, the treatment options<br />
offered by Interventional Radiology include alternative<br />
methods without the need for local anesthesia and surgery,<br />
thus saving lives in these cases.”<br />
“Özellikle ameliyat edilemeyecek hastalarda<br />
önemli bir avantaj sağlıyor”<br />
“Girişimsel Radyoloji’nin sağladığı bir diğer avantaj ise<br />
ameliyat olamayacak tıbbi durumdaki hastalara veya<br />
genel anestezi için uygun olmayan hastalara sunduğu<br />
çözümlerdir” diyen Doç. Dr. Topçuğoğlu sözlerini şöyle<br />
sürdürdü: “Ağır kalp hastalığı, kontrolsüz diyabet, kronik<br />
böbrek hastalığı ve çoklu kronik hastalık varlığı nedeni<br />
ile cerrahinin veya genel anestezinin uygun olmadığı<br />
hastalarda Girişimsel Radyoloji’nin sunduğu tedavi<br />
opsiyonları lokal anestezi ve ameliyata gerek kalmadan<br />
alternatif yöntemler içerdiğinden bu durumlarda hayat<br />
kurtarıcı hale gelmektedir.<br />
“Ülkemiz hem bilimsel hem tedavi anlamında çok<br />
gelişmiş durumda”<br />
Türkiye’nin Girişimsel Radyoloji alanında hem bilimsel<br />
araştırma hem de tedavi imkanları açısından çok önemli<br />
bir noktada olduğunun altını çizen Yeditepe Üniversitesi<br />
Koşuyolu Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç.<br />
Dr. Melih Topcuoğlu, “Önceden yurt dışına bu alanda<br />
eğitim almak için giden meslektaşlarımız olurdu. Şu anda<br />
özellikle büyük şehirlerdeki üniversitelerimiz yurt dışından<br />
gelecek hekimlere eğitim verebilecek durumdadır. Yeditepe<br />
Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Radyoloji Ünitesinin<br />
Avrupa çapında bir eğitim merkezi olarak seçilmesi de bu<br />
anlamda önemli bir gösterge oldu.” dedi.<br />
“Our country is very developed both scientifically<br />
and in terms of treatment.”<br />
Underlining that Türkiye is at a very important point<br />
in terms of both scientific research and treatment<br />
opportunities in the field of Interventional Radiology,<br />
Yeditepe University Koşuyolu Hospital Interventional<br />
Radiology Specialist Assoc. Dr. Melih Topcuoğlu said,<br />
“Previously, we had colleagues who went abroad to receive<br />
training in this field. Currently, our universities, especially in<br />
big cities, are in a position to provide training to physicians<br />
coming from abroad. The selection of Yeditepe University<br />
Hospitals Interventional Radiology Unit as a European<br />
training center was an important indicator in this sense.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
44<br />
Ways to end pain in your jaw<br />
Çenenizdeki ağrıya<br />
son vermenin yolları<br />
Assoc. Prof. Dr. İlhan Metin Dağsuyu<br />
Assoc. Prof. Dr. İlhan Metin Dağsuyu stated<br />
that the Temporomandibular Joint (TMJ)<br />
has a complex structure and emphasized the<br />
importance of correct functioning in this<br />
structure where muscles, fibers, discs and bones<br />
come together. Dr. Dağsuyu explained that<br />
problems occurring in this structure may cause<br />
jaw joint disorders.<br />
If your teeth are not positioned properly when you close<br />
your mouth or bite, a condition called malocclusion can<br />
occur. Crooked or misaligned teeth cause some teeth to<br />
sit unnaturally against the lower teeth. In this case, excess<br />
pressure can be placed on the jaw joint and cause jaw pain<br />
problems.<br />
When jaw joint disease occurs, it feels like the jaw is about<br />
to pop out or lock for a moment. In some cases, pain occurs<br />
while eating, talking or resting, the mouth may not be able<br />
to open very wide, and sometimes a sound is heard from<br />
the joints.<br />
Orthodontic treatments can resolve tooth misalignment<br />
and provide long-term jaw pain relief. Orthodontic<br />
treatment allows crooked, misaligned or overlapping<br />
teeth to be brought into better alignment. As the teeth<br />
are properly aligned, the teeth stop grinding and are not<br />
subjected to the constant pressure that causes jaw pain.<br />
Doç. Dr. İlhan Metin Dağsuyu, Temporomandibular<br />
Eklem’in (TME) karmaşık bir yapıya sahip<br />
olduğunu belirterek, kas, lif, disk ve kemiklerin<br />
bir araya geldiği bu yapıda doğru bir işleyişin<br />
önemine vurgu yaptı. Dr. Dağsuyu, bu yapıda<br />
meydana gelen sorunların çene eklemi<br />
bozukluklarına neden olabileceğini açıkladı.<br />
Ağzınızı kapattığınızda veya ısırırken dişlerinizin düzgün<br />
konumlanmaması durumunda, uygunsuz kapanış adı<br />
verilen bir durum ortaya çıkabilir. Çarpık veya yanlış<br />
hizalanmış dişler, bazı dişlerin alt dişlere karşı doğal<br />
olmayan bir şekilde yerleşmesine yol açar. Bu durumda<br />
çene eklemine fazla baskı uygulanabilir ve çene ağrısı<br />
sorunlarına neden olabilir.<br />
Çene eklemi rahatsızlığı meydana geldiğinde, bir an için<br />
çene yerinden fırlayacakmış ya da kilitlenecekmiş gibi olur.<br />
Bazı durumlarda yemek yerken, konuşurken ya da dinlenme<br />
halinde ağrı oluşur, ağız çok geniş açılamayabilir, bazen de<br />
eklemlerden ses gelir.<br />
Ortodontik tedaviler, dişlerin yanlış hizalanmasını çözebilir<br />
ve uzun süreli çene ağrısının giderilmesini sağlayabilir.<br />
Ortodontik tedavi, çarpık, yanlış hizalanmış veya üst üste<br />
binmiş dişlerin daha iyi hizaya getirilmesini sağlar. Dişler<br />
düzgün bir şekilde hizalandıkça, dişlerin gıcırdaması<br />
durdurulur ve çene ağrısına neden olan sürekli basınca<br />
maruz kalmaz.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
45<br />
Assoc. Prof. Dr. İlhan Metin Dağsuyu said, “When you<br />
consult your dentist, after examining you, your dentist may<br />
use devices called night plates or splints (bite plates) for<br />
treatment. If your symptoms are caused by teeth clenching<br />
and grinding (Bruxism), this splint (night plate), which is<br />
custom-made for you by taking your mouth measurements,<br />
can be worn on the upper teeth at night to reduce friction<br />
and pressure. Another method is Masseter Botox, which<br />
is administered into the muscle and joint. This method<br />
can also provide relief in the muscles. If these treatments<br />
are not sufficient and the problem persists, orthognathic<br />
surgical treatment can be used.”<br />
Doç. Dr. İlhan Metin Dağsuyu, ’’ Diş hekiminize<br />
başvurduğunuzda, sizi muayene ettikten sonra tedavi<br />
için hekiminiz gece plakları veya splint (ısırma plağı)<br />
adı verilen apareyler kullanabilir. Semptomlarınız diş<br />
sıkma ve gıcırdatmadan (Bruksizm) kaynaklanıyorsa,<br />
ağız ölçünüz alınarak size özel yapılan bu splint (gece<br />
plağı) geceleri üst dişlere takılarak sürtünme ve baskıyı<br />
azaltılabilir. Bir diğer yöntem ise kas ve eklem içine yapılan<br />
Masseter Botoks uygulanabilir. Bu yöntem de kaslarda<br />
rahatlama sağlayabilir. Bu tedaviler yeterli olmamış ve<br />
sorun devam ediyorsa ortognatik cerrahi tedavi yöntemine<br />
başvurulabilir.’’ dedi.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
48<br />
Unknown aspects of ear cancer<br />
Kulak kanseri hakkında bilinmeyenler<br />
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi<br />
KBB Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Pelin Yiğider,<br />
kulak kanseri hakkında bilinmesi gerekenleri<br />
anlattı.<br />
Kulak kanseri nedir? tedavi süreci nasıldır?<br />
“Kulak kanseri; kulak deri, deri ekleri, kıkırdak, kas<br />
ve kemiklerinden kaynaklanan bir kanserdir. İç kulak<br />
yapılarından kaynaklanan ve daha çok kafa içi tümörler<br />
olarak karşımıza çıkan kanserler de kulak kanserleridir.<br />
Kulak çevresi dokuların kanser hücrelerinin kulak ve ilişkili<br />
dokulara direkt yayılımı ile de kulak bölgesinde kanser ile<br />
karşılaşabiliriz.”<br />
Associate Professor Dr. Ayşe Pelin Yiğider from<br />
Gaziosmanpaşa Hospital ENT Department, Yeni<br />
Yüzyıl University, told what should be known<br />
about ear cancer.<br />
What is ear cancer? What is the treatment process like?<br />
“Ear cancer is a kind of cancer originating from the ear skin,<br />
skin appendages, cartilage, muscles and bones. Cancers<br />
originating from the inner ear structures and mostly<br />
occurring as intracranial tumors are also ear cancers. With<br />
the direct spread of cancer cells of the tissues around the<br />
ear to the ear and related tissues, we may encounter cancer<br />
in the ear region.”<br />
What are the causes of ear cancer?<br />
“The presence of genetic disorders that predispose to the<br />
development of cancer in general is a cause in itself. Also,<br />
cancers of the skin and appendages of the ear area are<br />
generally caused by sunlight exposure.”<br />
ATTENTION TO THESE SYMPTOMS<br />
What complaints can be symptoms of ear cancer?<br />
“Patients may apply with visible wounds or permanent<br />
stains, as well as with pain radiating to the ear and jaw area.<br />
Apart from this, conditions such as hearing loss, loss of<br />
balance, facial paralysis, headache, a different swelling or<br />
pain in and around the ear are important findings.”<br />
How is ear cancer diagnosed?<br />
“First of all, we should not ignore the complaints we<br />
have experienced and should be examined by a physician<br />
Kulak kanserinin nedenleri nelerdir?<br />
“Genel olarak kanser gelişimine yatkınlık sağlayan genetik<br />
bozuklukların varlığı başlı başına bir nedendir. Ayrıca, kulak<br />
bölgesi deri ve eklerinin kanserleri genel olarak güneş ışığı<br />
maruziyetinden kaynaklanır.”<br />
DİKKAT<br />
Hangi şikâyetler kulak kanserinin belirtileri<br />
olabilir?<br />
“Hastalar gözle görülen yaralar veya geçmeyen lekeler<br />
ile başvurabildikleri gibi, kulak ve çene bölgesine yayılan<br />
ağrılar ile de başvurabilirler. Bunun dışında işitme kaybı,<br />
denge kaybı, yüz felci, baş ağrısı, kulak ve çevresinde<br />
normalden farklı bir şişlik ya da ağrı gibi durumlar önemli<br />
bulgulardandır.”<br />
Kulak kanseri tanısı nasıl konulur?<br />
“Öncelikle yaşadığımız şikâyetleri göz ardı etmeyip hemen<br />
bir hekime muayene olmalıyız. Sonrasında hekim istemi<br />
doğrultusunda çeşitli tahliller, tomografi, manyetik<br />
rezonans görüntüleme, biyopsi gibi sistemlerle kulak<br />
kanserinin tanısı konulabilmektedir.”<br />
Kulak kanseri nasıl tedavi edilebilir?<br />
“Kulak kanserinin birincil tedavisi cerrahidir. Cerrahi ile<br />
tam bir temizlik sağlandıktan sonra dokunun patolojik<br />
özelliklerine göre ek olarak kemoterapi ve radyoterapi<br />
verilmesi gerekebilmektedir. Cerrahi uygulamaların en<br />
önemli basamaklarından biri de tümör temizlenirken oluşan<br />
doku kaybının hem estetik ve fonksiyonel açıdan hem de<br />
beyin, boyun damarları gibi hayati yapıları koruma amacıyla<br />
telafi edilmesi aşamasıdır. Bu noktada lokal veya uzak<br />
fleplerle vücudun başka bölgelerinden getirilen dokular ile<br />
yara açıklığı kapatılır.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
49<br />
immediately. Afterwards, ear cancer can be diagnosed<br />
with various tests, tomography, magnetic resonance<br />
imaging, biopsy, etc., at the request of the physician.”<br />
How can ear cancer be treated?<br />
“The primary treatment for ear cancer is surgery.<br />
After providing a complete cleaning with surgery,<br />
additional chemotherapy and radiotherapy may be<br />
required depending on the pathological characteristics<br />
of the tissue. One of the most important steps of<br />
surgical applications is to compensate for the tissue<br />
loss that occurs while the tumor is being cleaned, both<br />
aesthetically and functionally, and in order to protect<br />
vital structures such as the brain and neck vessels. At this<br />
point, the wound opening is closed with tissues brought<br />
from other parts of the body with local or distant flaps.”<br />
AVOID ARTIFICIAL TANNER<br />
How can we protect ourselves from ear cancer?<br />
“One of the most important causes of ear cancer is<br />
exposure to the sun. For this reason, in order to prevent<br />
ear cancer, it is necessary to avoid sunlight if possible,<br />
to spend time in the shade, not to be under the sun at<br />
noon when the sun comes at the strongest angles, to<br />
cover our ears to protect them from the sun if we are in<br />
a situation where we will be exposed to the sun, and to<br />
avoid artificial tanning rays such as solariums.<br />
In another way, if there is an individual with a history<br />
of this type of cancer in our family, we should undergo<br />
a doctor’s examination without delay when we have<br />
any problems in or around our ear area. In cases such<br />
as pain, swelling, spotting, hearing loss, headache,<br />
facial paralysis, loss of balance, a physician should be<br />
consulted. It should not be forgotten that, as in every<br />
disease, early diagnosis is very important in ear cancer,<br />
and if we do not want permanent damage, we need to<br />
understand the symptoms of the situation we live in and<br />
consult a doctor.”<br />
SUNİ BRONZLAŞTIRICIDAN KAÇININ<br />
Kulak kanserinden nasıl korunabiliriz?<br />
“Kulak kanserinin en önemli sebeplerinden biri güneşe olan<br />
maruziyettir. Bu sebeple, kulak kanserinden korunmak<br />
için mümkünse güneş ışığından kaçınmak, gölgede vakit<br />
geçirmek, güneşin en sert açılarla geldiği öğle vaktinde<br />
güneşin altında olmamak, eğer güneşe maruz kalacağımız<br />
bir durumdaysak da kulaklarımızı güneşten koruyacak<br />
şekilde kapamak ve solaryum gibi suni bronzlaştırıcı<br />
ışınlardan kaçınmak gereklidir.<br />
Bir başka şekilde de eğer ailemizde bu tür bir kanser<br />
geçmişi olan bir birey varsa, kulak bölgemizde veya<br />
çevresinde herhangi bir sıkıntı yaşadığımız zaman<br />
gecikmeden bir doktor muayenesinden geçmeliyiz. Ağrı,<br />
şişlik, lekelenme, işitme kaybı, baş ağrısı, yüz felci, denge<br />
kaybı gibi durumlarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.<br />
Unutulmamalıdır ki; her hastalıkta olduğu gibi kulak<br />
kanserinde de erken teşhis çok önemlidir ve eğer kalıcı<br />
bir hasar kalmasını istemiyorsak, yaşadığımız durumun<br />
belirtilerini iyi kavrayıp bir doktora başvurmamız gereklidir.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
50<br />
The silent scream of women: Endometriosis<br />
Kadınların sessiz çığlığı: Endometriozis<br />
Endometriozis, kadınların yaşamını birçok<br />
yönden etkileyen ve genellikle sessizce ilerleyen<br />
önemli bir sağlık sorunu olarak ortaya çıkıyor.<br />
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr.<br />
Cevahir Tekcan, bu hastalığın tanı aşamalarındaki<br />
zorluklar ve tedavi süreci hakkında detaylı bilgiler<br />
paylaştı.<br />
Kadınların sıklıkla karşılaştığı, ancak genellikle göz ardı<br />
edilen endometriozis, tanı ve tedavi süreçleriyle adeta<br />
bir çıkmaz haline geldiğini belirten Kadın Hastalıkları ve<br />
Doğum Uzmanı Op. Dr. Cevahir Tekcan, endometriozisin<br />
yaşattığı ağrılar, cinsel ilişkiyle olan ilişkisi ve etkili tedavi<br />
seçenekleri hakkında bilinmesi gerekenleri aktardı.<br />
Obstetrician-Gynecologist Medical Dr. Cevahir Tekcan<br />
Endometriosis emerges as an important health<br />
problem that affects women’s lives in many ways<br />
and usually progresses silently. Obstetrician-<br />
Gynecologist Medical Dr. Cevahir Tekcan shared<br />
detailed information about the difficulties in<br />
the diagnostic stages of this disease and the<br />
treatment process.<br />
Obstetrician-Gynecologist Medical Dr. Cevahir Tekcan states<br />
that endometriosis, which women frequently encounter<br />
but is often ignored, has become a dead end due to the<br />
diagnosis and treatment processes. Dr. Cevahir Tekcan<br />
shared what you need to know about the pain caused by<br />
endometriosis, its relationship with sexual intercourse, and<br />
effective treatment options.<br />
“The diagnosis process can take years”<br />
Medical Dr. Cevahir Tekcan said, “Endometriosis is a disease<br />
that brings with it a difficult process to diagnose and<br />
treat effectively. Many patients may have to struggle with<br />
unsolvable problems for a long time due to reasons such<br />
as not being able to relate the severe pain they experience<br />
to sexual intercourse or the diagnosis being inadequate.<br />
According to general research and doctor conclusions in the<br />
medical world, one in every 10 women of reproductive age<br />
has endometriosis, but it can take years to be diagnosed,<br />
and during this period, women may suffer from serious<br />
pain, their quality of life may be negatively affected, or they<br />
may not be able to have sexual intercourse.”<br />
“Teşhis süreci yıllar alabiliyor”<br />
Op. Dr. Cevahir Tekcan, “Endometriozis, tanı konması ve<br />
etkili bir şekilde tedavi edilmesi zorlu bir süreci beraberinde<br />
getiren bir hastalık konumunda. Birçok hastanın, yaşadığı<br />
şiddetli ağrıların cinsel ilişki ile bağlantı kuramaması<br />
veya tanının yetersiz kalması gibi sebeplerle uzun bir süre<br />
boyunca çözümsüz sorunlarla mücadele etmek zorunda<br />
kalabiliyor. Tıp dünyasındaki genel araştırmalar ve doktor<br />
çıkarımlarına göre, üreme çağındaki her 10 kadından<br />
biri endometriozis hastası, ancak teşhis konması yıllar<br />
alabiliyor ve bu süre zarfında kadınlar ciddi ağrı çekebiliyor,<br />
yaşam kaliteleri olumsuz etkilenebiliyor veya cinsel ilişki<br />
yaşayamıyor” dedi.<br />
Endometriozis cinsel ilişki sırasında ağrılara<br />
neden olabilir!<br />
Endometriozis’in cinsel sağlığı da önemli ölçüde etkilediğini<br />
belirten Op. Dr. Cevahir Tekcan, “Rahim dışındaki dokuların<br />
kanaması ve inflamasyona neden olması, cinsel ilişki<br />
esnasında ağrılı bir deneyime yol açabiliyor. Bu durumun<br />
hastaların cinsel aktiviteden kaçınmasına ve dolayısıyla<br />
ilişkilerinde fiziki ve psikolojik zorluklar yaşamasına<br />
neden olabiliyor. Bu hastalığın anlaşılması, erken tanısı<br />
ve uygun tedavisi, kadınların yaşam kalitesini önemli<br />
ölçüde artırabiliyor. Ayrıca, hastalığın belirtileri her<br />
zaman görülmeyebiliyor ve bu durum, tüm açıklanamayan<br />
infertilite vakalarının da yarısının nedeni olabiliyor.”<br />
Endometriozis detaylı inceleme gerektirir!<br />
Op. Dr. Cevahir Tekcan, endometriozisin, tanı ve tedavi sürecinin<br />
karmaşıklığı nedeniyle birçok hastanın yaşadığı ağrılarla<br />
başa çıkmasını zorlaştıran bir hastalık olduğunu söylüyor:<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
51<br />
Endometriosis can cause pain during sexual<br />
intercourse!<br />
Stating that endometriosis also significantly affects<br />
sexual health, Medical Dr. Cevahir Tekcan said, “Bleeding<br />
and inflammation of tissues outside the uterus can lead<br />
to a painful experience during sexual intercourse. This<br />
situation may cause patients to avoid sexual activity and<br />
therefore experience physical and psychological difficulties<br />
in their relationships. Understanding, early diagnosis and<br />
appropriate treatment of this disease can significantly<br />
improve women’s quality of life. In addition, symptoms of<br />
the disease may not always be seen, and this may be the<br />
cause of half of all unexplained infertility cases.”<br />
Endometriosis requires detailed examination!<br />
Medical Dr. Cevahir Tekcan says that endometriosis is a<br />
disease that makes it difficult for many patients to cope<br />
with the pain they experience due to the complexity of<br />
the diagnosis and treatment process, “Ultrasonography<br />
is important in seeing chocolate cysts and enlargement<br />
of the tubes in endometriosis, which causes advanced<br />
adhesions. MRI can be used in necessary cases.<br />
Laparoscopic examination is the gold standard diagnostic<br />
method. Treatment methods for endometriosis generally<br />
include medication and surgery, and treatment approaches<br />
may vary depending on the patient’s specific condition<br />
and the problem it causes. When surgical treatment<br />
is planned, preventive surgical interventions may be<br />
preferred, especially considering that most patients<br />
are of reproductive age. Collaboration and information<br />
sharing between doctors, patients and society are of<br />
great importance in order to raise awareness about<br />
endometriosis, its early diagnosis and effective treatment<br />
options, and to offer patients a better quality of life.”<br />
“Ultrasonografi çikolata kistlerinin görülmesi ve ileri<br />
derecede yapışıklara neden olan endometrioziste tüplerde<br />
genişlemenin görülmesinde önemlidir. Gerekli olgularda<br />
MRI kullanılabilir. Laparoskopik inceleme altın standart tanı<br />
yöntemidir. Endometriozisin tedavi yöntemlerinin genellikle<br />
ilaç ve cerrahi tedaviyi içerdiğini, tedavi yaklaşımlarının,<br />
hastanın spesifik durumuna ve oluşturduğu soruna<br />
bağlı olarak değişebiliyor. Cerrahi tedavi planlandığında,<br />
özellikle hastaların çoğunun üreme çağında olduğu<br />
düşünülerek, koruyucu cerrahi müdahaleler tercih<br />
edilebiliyor. Endometriozisle ve endometriozisin erken tanı<br />
ve etkili tedavi seçenekleri konusunda bilinçliliği artırmak<br />
ve hastalara daha iyi bir yaşam kalitesi sunabilmek için<br />
doktorlar, hastalar ve toplum arasında iş birliği ve bilgi<br />
paylaşımı büyük önem taşıyor.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
ŞUBAT <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: <strong>2024</strong> Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı TARİH: 2 - 6 Şubat <strong>2024</strong> YER: Titanic Belek Otel, Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://girisimselradyoloji<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: Türk Nöroradyoloji Derneği Uluslararası Katılımlı 33. Yıl Kongresi TARİH: 16 - 18 Şubat <strong>2024</strong> YER: Radisson Blu Şişli, İstanbul<br />
WEB ADRESİ: https://www.tnrd<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
MART <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: 16. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi TARİH: 7- 9 Mart <strong>2024</strong> YER: Xanadu Otel, Belek - Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://thdkitht<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: 8. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi TARİH: 7- 10 Mart <strong>2024</strong> YER: Trendy Lara Otel, Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://minimalinvazivurolojikongresi.org/tr/<br />
PROJE ADI: 9. Psikiyatri Zirvesi ve 16. Anksiyete Kongresi TARİH: 7- 10 Mart <strong>2024</strong> YER: Titanic Mardan Palace Otel, Lara - Antalya<br />
WEB ADRESİ: http://<strong>2024</strong>.psikiyatrizirvesi.org/<br />
PROJE ADI: Hedef Kanser <strong>2024</strong> TARİH: 28-30 Mart <strong>2024</strong> YER: Elexus Hotel, Girne-KKTC<br />
WEB ADRESİ: https://www.hedefkanser<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
NİSAN <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: 31. Ulusal Neonatoloji Kongresi TARİH: 24 - 28 Nisan <strong>2024</strong> YER: Kaya Palazzo Otel, Belek - Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://www.uneko<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: 11. Akdeniz Hipertansiyon ve Ateroskleroz Kongresi TARİH: 25 - 28 Nisan <strong>2024</strong> YER: Nirvana Cosmopolitan Otel, Lara - Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://medhyp<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: Türk Toraks Derneği 27. Yıllık Kongresi TARİH: 29 Nisan – 3 Mayıs <strong>2024</strong> YER: Elexus Otel, Girne-KKTC<br />
WEB ADRESİ: https://toraks.org.tr/site/community/info/p/<strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: 6. Talasemi ve Hemoglobinopatiler Kongresi TARİH: 22 – 24 Nisan <strong>2024</strong> YER: Lykia World, Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://www.talasemikongresi<strong>2024</strong>.org/tr/
MAYIS <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: 9. İstanbul Hipofiz Sempozyumu TARİH: 3 - 4 Mayıs <strong>2024</strong> YER: İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi - İstanbul<br />
WEB ADRESİ: https://istanbulhipofiz.org/tr/<br />
PROJE ADI: 10. Ortopedi ve Travmatoloji İstanbul Buluşması TARİH: 3 - 4 Mayıs <strong>2024</strong> YER: Osmanlı Arşivi Külliyesi, Kağıthane - İstanbul<br />
WEB ADRESİ: https://totderistanbulbulusmasi<strong>2024</strong>.org/tr<br />
PROJE ADI: 36. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi TARİH: 8 - 12 Mayıs <strong>2024</strong> YER: Elexus Otel, Girne-KKTC<br />
WEB ADRESİ: https://untk<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: Türk Manyetik Rezonans Derneği 28. Yıllık Bilimsel Toplantısı TARİH: 16-18 Mayıs <strong>2024</strong> YER: JW Marriott Otel, Ankara<br />
WEB ADRESİ: https://tmrd<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: Meme MR Kursu <strong>2024</strong> TARİH: 24-25 Mayıs <strong>2024</strong> YER: Titanic Bodrum Otel<br />
WEB ADRESİ: https://mememr<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: 16. Çapa Nefroloji ve Transplantasyon Günleri TARİH: 24 - 26 Mayıs <strong>2024</strong> YER: İstanbul Üniversitesi,<br />
Prof. Dr. Fuat Sezgin Kongre ve Kültür Merkezi<br />
WEB ADRESİ: https://capanefroloji<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: Full Face Congress <strong>2024</strong> TARİH: 31 Mayıs - 2 Haziran <strong>2024</strong> YER: Hilton Bomonti Hotel, İstanbul<br />
WEB ADRESİ: https://fullfacecongress.org/<br />
HAZİRAN <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: TOD 8. Canlı Cerrahi Sempozyumu - <strong>2024</strong> TARİH: 6 – 9 Haziran <strong>2024</strong> YER: Bilkent Otel, Ankara<br />
WEB ADRESİ: https://www.todnet.org/CanliCerrahiSempozyumu<strong>2024</strong>/<br />
EKİM <strong>2024</strong><br />
PROJE ADI: Türk Toraks Radyolojisi Kongresi TARİH: 3-6 Ekim <strong>2024</strong> YER: Pine Bay Otel, Kuşadası-Aydın<br />
PROJE ADI: 6. Uluslararası ve 17. Akademik Geriatri Kongresi TARİH: 16 – 20 Ekim <strong>2024</strong> YER: La Blanche Otel, Bodrum-Muğla<br />
WEB ADRESİ: https://akademikgeriatri<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
PROJE ADI: 19. Balkan Radyolojisi Kongresi TARİH: 23 – 26 Ekim <strong>2024</strong> YER: Radisson Blue Otel, Çeşme-İzmir<br />
WEB ADRESİ: https://www.bcr<strong>2024</strong>.org/en/<br />
PROJE ADI: 50. Ulusal Hematoloji Kongresi TARİH: 29 Ekim - 2 Kasım <strong>2024</strong> YER: Pine Beach Belek, Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://ulusalhematoloji<strong>2024</strong>.org/tr/<br />
KASIM<br />
PROJE ADI: 33. Ulusal Türk Ortopedi Ve Travmatoloji Kongresi TARİH: 5 - 10 Kasım <strong>2024</strong> YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://totbid.org.tr/tr/<br />
PROJE ADI: 45. Ulusal Radyoloji Kongresi TARİH: 13 - 17 Kasım <strong>2024</strong> YER: Pine Beach Kongre Merkezi, Belek-Antalya<br />
WEB ADRESİ: https://turkrad<strong>2024</strong>.org/<br />
PROJE ADI: TOD 58. Ulusal Kongresi TARİH: 20 - 24 Kasım <strong>2024</strong> YER: Rixos Sungate Otel, Antalya
54<br />
Turkish Pharmaceutical Industry Report: Innovative road map in<br />
collaboration with IQVIA, AIFD and EFPIA<br />
Dr. Ümit Dereli, General Secretary of the Association of<br />
Research-Based Pharmaceutical Companies<br />
The “Turkish Pharmaceutical Industry Report”<br />
prepared by IQVIA with the support of the<br />
Association of Research-Based Pharmaceutical<br />
Companies (AIFD) and the European Federation of<br />
Pharmaceutical Industries and Associations<br />
(EFPIA) will guide the healthcare sector.<br />
Türkiye Pharmaceutical Industry Report 2023, prepared<br />
by IQVIA under the sponsorship of AIFD and EFPIA, was<br />
shared with the public. The report, which examines the<br />
Turkish pharmaceutical industry in the light of objective and<br />
comparative annual data, includes in-depth current analyzes<br />
from global pharmaceutical market sizes to healthcare<br />
expenditures, from reimbursement processes to production,<br />
foreign trade, investment and R&D areas, which are important<br />
components of the pharmaceutical value chain.<br />
A first-of-its-kind report will guide the health sector<br />
Emphasizing that the report presents information and data that is a first for Türkiye, Dr. Ümit Dereli, General Secretary of the<br />
Association of Research-Based Pharmaceutical Companies said,<br />
“Turkish Pharmaceutical Industry Report 2023 independently reveals the research, analysis and conclusions of both Türkiye<br />
and the world pharmaceutical industry, showing the areas that need improvement, as well as being a guide that will move<br />
our industry forward. Within the framework of the report study, our country’s pharmaceutical industry was compared with<br />
equivalent countries in many different dimensions and with objective data. In this context, we believe that the report will<br />
enable the correct positioning of our pharmaceutical industry. With this report, which we will renew regularly every year and<br />
which will, in a sense, become the almanac of our sector, we aim to provide a reference source for all our stakeholders, from<br />
the public to the academy and the private sector, while keeping the pulse of our health sector.”<br />
Türkiye İlaç Sektörü Raporu:<br />
IQVIA, AIFD ve EFPIA iş birliğiyle yenilikçi yol haritası<br />
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) ve Avrupa İlaç Sanayi ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA)<br />
desteğiyle IQVIA tarafından hazırlanan “Türkiye İlaç Sektörü Raporu’’ sağlık sektörüne rehber olacak.<br />
AIFD ve EFPIA sponsorluğunda IQVIA tarafından hazırlanan Türkiye İlaç Sektörü Raporu 2023 kamuoyuyla paylaşıldı. Türkiye<br />
ilaç sektörünü objektif ve karşılaştırmalı yıllık veriler ışığında inceleyen raporda, küresel ilaç pazarı büyüklüklerinden sağlık<br />
harcamalarına, geri ödeme süreçlerinden, ilaç değer zincirinin önemli bileşenleri olan üretim, dış ticaret, yatırım ve Ar-Ge<br />
alanlarına kadar derinlemesine güncel analizler bulunuyor.<br />
Bir ilk niteliğindeki rapor sağlık sektörüne rehber olacak<br />
Raporun Türkiye açısından bir ilk niteliğindeki bilgi ve verileri ortaya koyduğunu vurgulayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği<br />
Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli şu ifadeleri kullandı:<br />
“Türkiye İlaç Sektörü Raporu 2023, hem Türkiye hem de dünya ilaç sektörüne ait araştırma, analiz ve çıkarımları bağımsız bir<br />
şekilde ortaya koyarak, geliştirilmesi gereken alanları göstermenin yanı sıra sektörümüzü ileriye taşıyacak bir rehber olma<br />
özelliğini taşıyor. Rapor çalışması çerçevesinde, ülkemiz ilaç sektörü birçok farklı boyutta ve objektif verilerle muadil ülkeler ile<br />
kıyaslandı. Bu kapsamda raporun ilaç sektörümüzün doğru konumlandırılmasına imkân sağlayacağına inanıyoruz. Her yıl düzenli<br />
olarak yenileyeceğimiz ve bu yönüyle bir anlamda sektörümüzün almanağı niteliğini kazanacak bu raporla, sağlık sektörümüzün<br />
nabzını tutarken, kamudan akademiye ve özel sektöre kadar tüm paydaşlarımıza bir başucu kaynağı sunmayı hedefliyoruz.”<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
56<br />
Faster recovery possible with half knee prosthesis<br />
Yarım diz protezi ile daha hızlı iyileşme mümkün<br />
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Ortopedi ve<br />
Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Burak Akan, sıklıkla<br />
dizde şişlik, ağrı ve sertlik şeklinde kendini belli<br />
eden kireçlenmenin, yürüme, eğilme, çömelme<br />
ve merdiven çıkma gibi gündelik işleri bile<br />
engelleyerek kişinin yaşam kalitesini azalttığına<br />
dikkat çekiyor.<br />
Orthopedics and<br />
Traumatology Specialist<br />
Prof. Dr. Burak Akan at<br />
Acıbadem Ataşehir Hospital<br />
Orthopedics and Traumatology Specialist Prof. Dr.<br />
Burak Akan at Acıbadem Ataşehir Hospital points<br />
out that arthritis, which often manifests itself as<br />
swelling, pain and stiffness in the knee, reduces<br />
the person’s quality of life by hindering even daily<br />
tasks such as walking, bending, squatting and<br />
climbing stairs.<br />
Our knees, which carry the entire load of our body, bend,<br />
turn and keep us standing upright... Sometimes, due to age,<br />
genetic effects, excess weight or injury, the cartilage tissue<br />
in this basic joint wears out and the knees may become<br />
painful, and the possibility of arthritis increases with age.<br />
Knees, which are the most complex and largest joints of the<br />
human body, carry the entire load of the body, together<br />
with the ankles and hips. If the slippery cartilage tissue that<br />
allows these joints to move easily loses its quality and wears<br />
out, the disease we call “calcification” occurs.<br />
Vücudumuzun tüm yükünü taşıyan, bükülen, dönen, bizi<br />
dimdik ayakta tutan dizlerimiz... Bazen yaşla, bazen genetik<br />
etkilerle, fazla kilo veya yaralanma gibi sebeplerle bu<br />
temel eklemdeki kıkırdak doku aşınıyor ve dizler ağrılar<br />
içinde kalabiliyor; üstelik yaşla birlikte kireçlenme ihtimali<br />
de artıyor. İnsan vücudunun en karmaşık ve en büyük<br />
eklemlerinden olan dizler, ayak bilekleri ve kalçalarla<br />
birlikte vücudun tüm yükünü taşıyor. Bu eklemlerin rahat<br />
hareket etmelerini sağlayan kaygan kıkırdak doku niteliğini<br />
kaybeder ve aşınırsa “kireçlenme” dediğimiz hastalık ortaya<br />
çıkıyor.<br />
Her yaşa uygun bir tedavi yöntemi<br />
Genetik yatkınlık, spor yaralanması, fazla kilo, eklemlerin<br />
fazla kullanımı gibi durumların neden olduğu diz<br />
kireçlenmesinin görülme sıklığı yaşla birlikte artıyor.<br />
Diz kireçlenmesi özellikle dizin tek bölgesini etkiliyorsa<br />
(çoğunlukla dizin iç tarafı) yarım diz protezi, bu tedavide<br />
başarılı sonuçlar alınmasını sağlıyor. Ortopedi ve<br />
Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Burak Akan, ‘parsiyel<br />
diz protezi’ ya da ‘unikondiler veya unikompartmental<br />
diz protezi’ olarak da adlandırılan yarım diz protezi<br />
A treatment method suitable for all ages<br />
The incidence of knee arthritis, which is caused by<br />
conditions such as genetic predisposition, sports injury,<br />
excess weight, and overuse of joints, increases with age.<br />
If knee arthritis affects only one area of the knee (mostly<br />
the inner side of the knee), half knee prosthesis provides<br />
successful results in this treatment. Orthopedics and<br />
Traumatology Specialist Prof. Dr. Regarding half knee<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti.<br />
GÜMÜSSUYU MAH. AGACIRAGI SOK. NO: 3/10<br />
BEYOGLU 34437 ISTANBUL-TURKEY<br />
TEL: +90 212 244 78 79 Pbx / FAX: +90 212 251 62 40<br />
E-Mail: bilgi@digitur.com.tr<br />
FIME <strong>2024</strong><br />
19 – 21 HAZİRAN <strong>2024</strong><br />
MIAMI CONVENTION CENTER AMERICA<br />
ULUSLARARASI MEDİKAL FUARI<br />
Oteller<br />
Albion Hotel (3***) vb.<br />
Fuar Alanı 800 Metre<br />
Best Western Plus Atlantic<br />
Hotel (3***) vb.<br />
Fuar Alanı 2,5 KM<br />
Konaklama<br />
Dbl Oda Kişi Başı<br />
Tek Kişilik Oda<br />
Dbl Oda Kişi Başı<br />
Tek Kişilik Oda<br />
17 – 22 Haziran <strong>2024</strong><br />
5 Gece / 6 Gün<br />
Dbl Oda da Kişi Başı<br />
2,590 USD<br />
Başlayan Fiyatlarla<br />
(Single Konaklama Fiyatı Sorunuz)<br />
Türk Havayolları Uçuş Detayları<br />
17.06.<strong>2024</strong> TK77 IST/MIA 1355 1920<br />
22.06.<strong>2024</strong> TK78 MIA/IST 2115 1545<br />
Fiyata Olan Hizmetler Dahil<br />
Seçilen Otelde 5 Gece Kahvaltı Dahil Konaklama<br />
Belirtilen Uçuşlarda Çift Yön Ekonomi Sınıf Uçak Bileti<br />
Alan Vergileri<br />
Konaklama Vergileri Dahil<br />
Havalimanı – Otel – Havalimanı Transferi<br />
Digitur Acenta Yetkilisi (Minimum 20 Katılımcı Olması<br />
Halinde)<br />
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler<br />
Vize Ücreti (Şahsi Başvuru)<br />
Yurt Dışı Çıkış Harcı (150 TL)<br />
Günlük Otel Şehir Vergileri ( 45 USD)<br />
Otel – Fuar Alanı – Otel Transferi<br />
Fuar Giriş Biletleri<br />
Otel Ekstraları<br />
Kişisel Harcamalar<br />
Öğlen / Akşam Yemekleri<br />
Farklı tarih ve alternatif otel/uçak seçenekleri için sales@digitur.com.tr email adresi üzerinden bilgi alabilirsiniz.<br />
DIGITALTOUR TOURISM & TRAVEL AGENCY<br />
Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti. Kuruluşudur.<br />
Tursab A-5965
58<br />
prosthesis surgeries, also called ‘partial knee prosthesis’<br />
or ‘unicondylar or unicompartmental knee prosthesis’,<br />
Burak Akan said, “This treatment is an alternative to total<br />
knee prosthesis, which is used in the treatment of cartilage<br />
loss that occurs in only one area of the knee joint due to<br />
reasons such as calcification and osteochondral defect. It is<br />
a surgery. It is used in many cases, including meniscus and<br />
root tears. These prostheses are suitable for adult patients<br />
with single-site cartilage damage in some cases such as<br />
correctable varus-valgus, which the physician can decide<br />
through examination and tests. Although it is suitable for<br />
all ages, it is especially preferred in patients under the<br />
age of 60 or over the age of 80. It is an alternative to total<br />
knee prosthesis if revision is required in the future for<br />
people under the age of 60, and it is preferred because<br />
it is a less risky surgery in the older age group.” Half knee<br />
prosthesis aims for a faster recovery with less risk than<br />
total knee prosthesis. This surgery is performed by an<br />
open method, by numbing the body from the waist down<br />
with spinal anesthesia, under light sleep, which excites<br />
the patients, and is completed within 45 minutes - 1 hour.<br />
These surgeries, which have a 10-year usage rate of over 95<br />
percent, aim to provide lifelong recovery for the patient.<br />
ameliyatlarına dair, “Bu tedavi kireçlenme ve osteokondral<br />
defekt gibi nedenlerden dolayı diz ekleminin sadece bir<br />
bölgesinde oluşan kıkırdak kaybının tedavisinde kullanılan<br />
total diz protezine alternatif bir ameliyattır. Menisküs ve<br />
kök yırtıkları olmak üzere birçok durumda kullanılır. Bu<br />
protezler düzeltilebilir varus -valgus gibi hekimin muayene<br />
ve tetkikler ile karar verebileceği bazı durumlarda, tek<br />
bölge kıkırdak harabiyeti olan yetişkin hastalara uygundur.<br />
Her yaşa uygun olmakla beraber, 60 yaş altı veya 80 yaş<br />
üstü hastalarda özellikle tercih edilir. 60 yaş altında ileride<br />
revizyon gerekirse total diz protezine alternatif, ileri yaş<br />
grubunda ise daha az riskli bir ameliyat olduğu için tercih<br />
edilir” diyor. Yarım diz protezinde total diz protezine göre<br />
daha az riskle daha hızlı bir iyileşme amaçlanıyor. Bu<br />
ameliyat, açık yöntemle hastaların heyecanını alan hafif<br />
uyku altında vücudun belden aşağısının spinal anestezi<br />
ile uyuşturulmasıyla yapılıyor ve 45 dakika- 1 saat içinde<br />
tamamlanıyor. 10 yıllık kullanım oranları yüzde 95’in<br />
üzerinde olan bu ameliyatlarda hastanın ömür boyu<br />
iyileşmesi hedefleniyor.<br />
Daha düşük riskle daha doğal bir diz<br />
Bu yöntemle hastaların hızla iyileştiğine değinen Ortopedi<br />
ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Burak Akan, “Amacımız<br />
fonksiyonu bozulmuş bir diz eklemini tekrar ağrısız ve işler<br />
hale geri getirmek, yani ağrısız hareket elde etmektir. Total<br />
diz protezine göre daha düşük riskle daha doğal bir diz<br />
elde etmek en büyük avantajı olmakla birlikte, enfeksiyon<br />
oranları daha düşüktür, yara izi daha küçüktür, hastalar<br />
daha hızlı normal hayata dönerler ve çoğu ameliyatsız<br />
normal bir diz gibi hisseder” diyor. Hastalar, ameliyattan<br />
5-6 saat sonra ayağa kalkıp diz üzerine tam yük vererek<br />
yürüyorlar. Hastanede bir gün kaldıktan sonra taburcu<br />
edilen hastalar genelde 3-4 hafta sonra kendi rutin<br />
yaşamlarına dönebiliyorlar. Her işlemde olduğu gibi bu<br />
ameliyatta da enfeksiyon, yara iyileşmesinde gecikme ve<br />
anestezi komplikasyonları gibi riskler minimum düzeyde<br />
bulunsa da bu tedavi yöntemiyle oldukça başarılı sonuçlar<br />
elde ediliyor.<br />
A more natural knee with lower risk<br />
Stating that patients recover quickly with this method,<br />
Orthopedics and Traumatology Specialist Prof. Dr. Burak<br />
Akan said, “Our aim is to make a dysfunctional knee joint<br />
painless and functional again, that is, to achieve pain-free<br />
movement. “Although the biggest advantage is getting<br />
a more natural knee with lower risk than total knee<br />
replacement, infection rates are lower, scars are smaller,<br />
patients return to normal life faster, and most feel like a<br />
normal knee without surgery.” Patients stand up and walk<br />
with full weight on the knee 5-6 hours after the surgery.<br />
Patients discharged after a one-day stay in the hospital<br />
can generally return to their routine lives after 3-4 weeks.<br />
Although the risks such as infection, delayed wound<br />
healing and anesthesia complications are minimal in this<br />
surgery, as in every procedure, very successful results are<br />
achieved with this treatment method.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
60<br />
Manage your blood pressure without medication<br />
Tansiyonunuzu ilaçsız yönetin<br />
Interventional Cardiologist Prof. Dr. Mehmet<br />
Vefik Yazıcıoğlu at Liv Hospital underlined that<br />
renal denervation is a revolutionary procedure<br />
method in the fight against high blood pressure,<br />
and if you cannot control your blood pressure,<br />
this innovative procedure may be just for you...<br />
So, what is renal denervation and how does it work?<br />
A new front in the war on high blood pressure<br />
It is important to understand the basis of renal denervation.<br />
This procedure targets the nerves in our kidneys. The<br />
kidneys play a critical role in blood pressure control. When<br />
blood pressure rises, nerves in the kidneys send a “raise<br />
blood pressure” signal to the body. Renal denervation helps<br />
reduce blood pressure by neutralizing these nerves. Thus, a<br />
new front is opened in the war against high blood pressure.<br />
Nerves are weakened<br />
Renal denervation is a minimally invasive procedure (done<br />
through small incisions), usually under local anesthesia.<br />
The doctor advances a catheter through your veins to your<br />
kidneys and neutralizes the nerves there. This procedure<br />
usually takes about an hour and patients can often return<br />
home the same day.<br />
Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet<br />
Vefik Yazıcıoğlu, Renal denervasyonun yüksek<br />
tansiyonla mücadelede devrim niteliğinde bir<br />
tedavi yöntemi olduğunu, tansiyonunuzu kontrol<br />
altına alamıyorsanız bu yenilikçi tedavinin tam<br />
size göre olabileceğinin altını çizdi… Peki, renal<br />
denervasyon nedir ve nasıl çalışır?<br />
Yüksek tansiyonla savaşta yeni bir cephe<br />
Renal denervasyonun temelini anlamak önemli. Bu tedavi,<br />
böbreklerimizdeki sinirleri hedef alır. Böbrekler, tansiyon<br />
kontrolünde kritik bir rol oynar. Tansiyon yükseldiğinde,<br />
böbreklerdeki sinirler vücuda “tansiyonu yükselt” sinyali<br />
gönderir. Renal denervasyon ise bu sinirleri etkisiz hale<br />
getirerek tansiyonun düşmesine yardımcı olur. Böylece,<br />
yüksek tansiyonla savaşta yeni bir cephe açılmış olur.<br />
Sinirler güçsüz hale getirilir<br />
Renal denervasyon, genellikle lokal anestezi altında,<br />
minimal invaziv (küçük kesilerle yapılan) bir işlemdir.<br />
Doktor, bir kateteri damarlarınızdan böbreklerinize kadar<br />
ilerletir ve buradaki sinirleri etkisiz hale getirir. Bu işlem<br />
genellikle bir saat kadar sürer ve hastalar çoğunlukla aynı<br />
gün içinde eve dönebilirler.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>
62<br />
Promise for patients with drug-resistant high<br />
blood pressure<br />
First, this procedure is promising for patients with<br />
medication-resistant high blood pressure. While drug<br />
therapy is not sufficient for many patients, renal<br />
denervation offers these patients a new option.<br />
Additionally, this method can reduce medication-related<br />
side effects and increase patient comfort.<br />
Potential benefits of procedure may<br />
outweigh risks<br />
Of course, as with every medical procedure, there are some<br />
risks in renal denervation. These may include complications<br />
that may occur during the procedure or failure of the<br />
procedure to have the expected effect. However, these<br />
risks are generally low and the potential benefits of<br />
procedure may outweigh these risks.<br />
Innovative procedure<br />
Renal denervation marks an exciting new era in the<br />
procedure of high blood pressure. This method, which<br />
is a ray of hope for patients who do not respond to drug<br />
procedure, opens a new page in blood pressure control. If<br />
you are having problems with your blood pressure, you may<br />
consider talking to your doctor about renal denervation.<br />
This innovative procedure may improve your quality of life<br />
and offer a new way to control blood pressure. The world<br />
of medicine is constantly evolving, and renal denervation<br />
stands as a shining example of this development.<br />
Interventional Cardiologist Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu at Liv Hospital<br />
İlaçlara dirençli yüksek tansiyonu olan<br />
hastalar için umut verici<br />
İlk olarak, bu tedavi, ilaçlara dirençli yüksek tansiyonu<br />
olan hastalar için umut vericidir. Birçok hasta için<br />
ilaç tedavisi yeterli olmazken, renal denervasyon<br />
bu hastalara yeni bir seçenek sunar. Ayrıca, bu<br />
yöntem ilaçlara bağlı yan etkileri azaltabilir ve hasta<br />
konforunu artırabilir.<br />
Tedavinin potansiyel faydaları riskleri<br />
gölgede bırakabilir<br />
Elbette, her tıbbi işlemde olduğu gibi renal<br />
denervasyonda da bazı riskler bulunmaktadır.<br />
Bunlar arasında işlem sırasında oluşabilecek<br />
komplikasyonlar veya tedavinin beklenen etkiyi<br />
göstermemesi yer alabilir. Ancak, bu riskler genellikle<br />
düşüktür ve tedavinin potansiyel faydaları bu riskleri<br />
gölgede bırakabilir.<br />
Yenilikçi tedavi<br />
Renal denervasyon, yüksek tansiyon tedavisinde<br />
heyecan verici yeni bir döneme işaret ediyor. İlaç<br />
tedavisine yanıt vermeyen hastalar için umut ışığı olan<br />
bu yöntem, tansiyon kontrolünde yeni bir sayfa açıyor.<br />
Eğer tansiyonunuzla ilgili sorunlar yaşıyorsanız,<br />
doktorunuzla renal denervasyon hakkında konuşmayı<br />
düşünebilirsiniz. Bu yenilikçi tedavi, yaşam kalitenizi<br />
artırabilir ve tansiyon kontrolünde yeni bir yol<br />
sunabilir. Tıp dünyası sürekli gelişiyor ve renal<br />
denervasyon, bu gelişimin parlak bir örneği olarak<br />
karşımızda duruyor.<br />
<strong>Ocak</strong> - January <strong>2024</strong>