09.02.2013 Views

Olgu Sunumu Medial Calcific Sclerosis (Mönckeberg) Case Report

Olgu Sunumu Medial Calcific Sclerosis (Mönckeberg) Case Report

Olgu Sunumu Medial Calcific Sclerosis (Mönckeberg) Case Report

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Alanbay ve Arkadaşları<br />

34<br />

Maltepe Tıp Dergisi/ Maltepe Medical Journal<br />

tıldı. Histopatolojik incelemede endometrial epitelyum<br />

ve stromanın eşlik ettiği endometriozis gözlenmiştir. Şu<br />

anda hasta post‐op 2. yılında olup herhangi bir ilaç tedavisi<br />

almamaktadır ve asemptomatiktir.<br />

tARtIşMA<br />

Endometriozis, doğurganlık çağındaki kadınlarda<br />

görülen bir klinik durum olup, tedavisi en zor olan jinekolojik<br />

hastalıklardan biridir (7). Lezyonun etyopatogenezi<br />

halen kesin değildir ve etkenlerin ise multifaktöriyel<br />

olduğu düşünülmekle birlikte, etyopatogenezi<br />

açıklamayı hedefleyen teoriler halen tartışmalıdır. Regürjitasyon<br />

teorisi ile birlikte bu konuda en çok kabul<br />

görmüş diğer iki teori vardır bunlar, metaplastik teori ve<br />

endometrial dokunun vasküler‐lenfatik disseminasyondur<br />

(7). Abdominal duvarda gelişen endometrioma’nın<br />

etyolojisinde ise endometrial dokunun operasyon sırasında<br />

cerrahi yaralara iyatrojenik transportu olarak<br />

düşünülmektedir (8). Fakat abdominal duvar endometriozisinin<br />

küçük bir kısmında ise (%20) abdominal<br />

duvar insizyonunu içeren cerrahi bir girişim bulunmamaktadır<br />

(9). Bu durumda bazı endometrial hücrelerin<br />

lenfovasküler yollar aracığıyla uterustan kopup periferal<br />

sirkülasyona katılıp bu sayede ektopik bölgelere ulaşabildikleri<br />

fikri akla gelmektedir (9). Ektopik endometrial<br />

dokular, hormonlara yanıt verir ve genellikle sekretuar<br />

değişiklikler gösterirler. Östrojen hormonu, glandüler<br />

büyümeyi stimüle ederken progesteron ise inhibe etmektedir<br />

(10). Cerrahi girişim ile primer semptomların<br />

ortaya çıkışı arasındaki süre ortalama 4.8 yıl olmak üzere<br />

6 aydan 20 yıla kadar dağılım göstermektedir(11).<br />

Hastaların çoğu ise operasyondan 1‐2 yıl sonra semptom<br />

vermektedir (12). Bizim olgumuzda ise hasta ikinci<br />

sezaryen operasyondan 1 yıl sonra başvurmuştur.<br />

Endometriozisin tanısı, her zaman preoperatif olarak<br />

konulmayabilir. Cerrahi sonrası ile semptomların<br />

oluşması arasında geçen sürenin uzun olması yanlış<br />

tanı konulmasındaki en önemli etkendir (13). Batın ön<br />

duvar endometriozisi olan hastalar, genellikle şikayetleri<br />

nedeniyle genel cerrahi kliniğine başvururlar çünkü<br />

hastalığın prezentasyonu daha çok cerrahi nedenleri<br />

düşündürür. Bu durum diğer cerrahi olaylarla kolayca<br />

karışabilir. Klinik semptomlar spesifik olmadığı için<br />

çoğunlukla da yanlış tanı konulabilir (13). Bizim olgumuzda<br />

da görüldüğü gibi; en sık karşılaşılan semptom<br />

abdominal hassasiyet ve menstrual siklusla birlikte<br />

meydana gelen ağrılı nodül varlığıdır. Bu ağrılı nodüller;<br />

postoperatif ventral herni, hematom, sütür granüloma,<br />

keloid, lipoma, sebase kist, abse ve tümörlerle benzerlik<br />

gösterebilir.<br />

USG, ultrasonografi eşliğinde yapılan fine‐iğne aspirasyonu<br />

(FNA), bilgisayarlı tomografi (BT) ve MR gibi<br />

tanısal görüntüleme yöntemleri, endometriozisin dağılımının<br />

belirlenmesi ve bu sayede yapılacak cerrahi eksiz-<br />

yona yol göstermesi açısından önem teşkil etmektedir.<br />

İlk aşamada en basit, yararlı ve en az maliyet getirecek<br />

olan yaklaşım herhangi bir görüntüleme yapılmadan<br />

eksizyonel biyopsi ile lezyonun histolojik incelemesinin<br />

yapılmasıdır. Zhao ve ark (14) yapmış oldukları çalışmada<br />

FNA’yı olguların %75’inde yetersiz bulmuştur.<br />

Bizim vakamızda, USG’de heterojen hipoekoik nodüller<br />

saptanmıştır. Bu nodül, hemoraji tarafından tetiklenen<br />

periferal inflamatuar reaksiyonun bir göstergesi<br />

olabilir. En önemli bulgulardan birisi de çevre dokulara<br />

infiltrasyon gösteren sınır düzensizliğidir (15). Bu da<br />

genellikle kas yüzeylerini de içeren derin bir eksizyon<br />

ve mesh gereksiniminin ortaya çıktığını göstermektedir.<br />

BT, radyasyon maruziyeti ve çözünürlük eksikliği<br />

nedeniyle batın ön duvar endometriozisin saptanmasında<br />

kullanılmamalıdır (16). MR ise, lezyonun anatomik<br />

lokalizasyonunun değerlendirmesinde, apse,<br />

lipoma, desmoid tümör, nöroma, sütur granüloma, lenfoma,<br />

sarkoma ve metastatik tümörlerden ayrılmasında<br />

en iyi seçenektir. Endometriozisin neden olduğu solid<br />

kitlelerin MR’daki görüntüsü T1 ağırlıklı görüntülemede,<br />

düşük‐orta intensite vermekteyken, punctuate foci<br />

ile birlikte yüksek intensite veren görüntüler ise geçirilmiş<br />

hemorajiye işaret etmektedir. T‐2 ağırlıklı görüntülemelerde<br />

ise düşük intensite hemosiderin varlığına,<br />

kontrast madde uygulamasından sonra bu intensitede<br />

bir artış meydana geliyor ise bu da bol miktarda fibröz<br />

doku olduğuna işaret etmektedir (17).<br />

Abdominal duvar endometriomada, gözlem, hormon<br />

tedavisi ve cerrahiyi içeren pek çok tedavi yöntemi<br />

mevcuttur. Hormonal ajanlar, danazol ve leuprolide gibi<br />

medikal ajanların kullanımı geçici semptomatik bir rahatlama<br />

sağlar. Preoperatif hormonal tedavi semptomların<br />

yatıştırılması adına bazen uygulansa da lezyonun<br />

boyutunu küçültmemektedir (18).<br />

Cerrahi skar için yapılacak en iyi tedavi seçeneği<br />

geniş lokal eksizyondur. Ayrıca lokal rekürrensin de<br />

önlenmesi için temiz‐sınır (clear‐margin) eksizyon yapılması<br />

şarttır (16‐19). Cerrahi eksizyonda, cerrahi sınır<br />

olarak 5‐10 mm kalınlığında sağlıklı tabakayı içeren bir<br />

eksizyon yapılmalı ve re‐implantasyonun önlenmesi için<br />

kitlenin rüptüre edilmeden çıkartılmasına dikkat edilmelidir<br />

(20).<br />

Tedavi hedefleri arasında, rekürrensin önlenmesi<br />

için uygun eksizyonun yapılması ve hastaların rekürrens<br />

açısından izlenmesi yer almaktadır. Bu hastalarda<br />

re‐eksizyon gerektirebilecek bir rekürrens riski olduğundan<br />

dolayı izlenmelidir. Rekürrensin devam etmesi durumunda<br />

ise malignite olasılığı akla getirilmelidir. Skar<br />

endometriozisinin önüne geçilmesi için özelikle uterus<br />

ve tubaları ilgilendiren cerrahi girişimlerin sonunda abdominal<br />

duvardaki insizyoların high‐jet solüsyonula yıkanması<br />

gerekmektedir (21).<br />

Sonuç olarak; abdominal duvar endometriozisi çok

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!