02.10.2018 Views

matbaa_teknik_ekim_2018

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yaşam için baskı <strong>2018</strong><br />

Heidelberg<br />

Piyasaya<br />

Güven Veriyor<br />

Temmuz <strong>2018</strong> sonu<br />

itibariyle Faruk Ekinci’den<br />

Heidelberg Türkiye Genel<br />

Müdürlüğü görevini devralan<br />

ve Heidelberg Türkiye’de<br />

on altı yıldır görev yapan<br />

Selkut Engin, göreve gelmesi<br />

ardından ilk röportajı için<br />

dergimizi ağırladı ve keyifli bir<br />

sohbet gerçekleştirdik.<br />

Uzun bir sohbetti. Merak ettiklerimizi merak edildiğini<br />

bildiklerimizi Engin’e sorduk. Kendi cümlelerimizi çıkardık.<br />

İşte Engin’in ağzından tüm merak edilenler; iyi okumalar.<br />

Göreve başlama<br />

“Görev devri çok kısa zamanda yaşanan bir süreç değil.<br />

Ben zaten on altı yıldır Heidelberg’te şirketin birinci<br />

derece imza yetkilisi olarak çalışıyorum. Faruk Beyle<br />

şirketi müşterek imzamızla temsil ediyorduk. Şirketin<br />

bütün karar alma, idari ve finansal süreçlerinde,<br />

lojistik uygulamalarında, fiyatlamalarında, müşteri<br />

finansmanında görev alıyordum. Hem Türkiye’de hem de<br />

Doğu Avrupa bölgesinde finansman modelleri konusunda<br />

da çalışmalar yapıyordum. O yüzden şirketin hem ürün<br />

portföyüne, hem de stratejilerine uzun yıllardan beri<br />

hakimim. Bu sebeple bir devir süreci yaşamadık. Ben<br />

görevi devralmakla sadece mevcut durumu farklı bir<br />

unvan ile süreci devam ettirme durumundaydım.”<br />

…ve ardından gelen kriz<br />

“Tabii benim görevi devralmamla birlikte Türkiye finansal<br />

bir kriz sürecini girdi. Her ne kadar bunu kriz olarak<br />

adlandırmasak da herkesin gördüğü gibi kur Nisan<br />

ayından bu yana %53 değişikliğe uğradı. Türkiye diğer<br />

gelişmekte olan ülkelerden ayrıştı. Globalden bakıldığında<br />

da bu bizim tüm tedarikçilerimizi tedirgin etti. İlk göreve<br />

geldiğimde bu tedirginliği yurtdışında gidermek adına<br />

görüşmeler yapmaya başladım. Bunun dışında kendi<br />

içimizde de çalışma arkadaşlarımızla beraber bütün<br />

birimlerin katılımı ile şeffaf, iletişime açık bir çalışma<br />

gurubu oluşturduk. Her pazartesi toplantılar yapıyoruz.<br />

Bir dalga üzerimize geliyor. Biz de kendimizi bir sörfçü gibi<br />

düşünerek ya dalganın üzerine çıkıp dalgaya kapılmadan<br />

bu durumu keyif aldığımız bir işe dönüştüreceğiz ve bu<br />

dalganın altında kalmayacağız kararı aldık. Son olarak<br />

da bir stratejik toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda<br />

mevcut durumumuzu ortaya koyduk ve müşterilerimize<br />

nasıl yardımcı ve faydalı olabilirizi aradık. Risklerimizi<br />

ve fırsatlarımızı ortaya koyduk. Kendimize hedefler<br />

koyduk. Bununla ilgili stratejilerimizi belirledik. Satış<br />

politikalarımızı ve tahsilat ve borçlanma stratejilerimizi<br />

belirledik. Sonunda bir aksiyon planı belirledik, gerekli<br />

arkadaşlarımızı görevlendirdik. Şimdi hedefimiz Türkiye<br />

ekonomisine ve sektöre Heidelberg’in gücünü arkamıza<br />

alarak bu kriz ortamında nasıl destek olabiliriz? Onlara<br />

destek olurken kendi pazar payımızı ve ciromuzu nasıl<br />

artırabiliriz? Sorularına çözümler üretmek.<br />

Ben bu krizi biraz da psikolojik de görüyorum. Güven ile<br />

ilgili. Dünyada çok para var. Para ile ilgili bir sıkıntı yok.<br />

Türkiye’nin dış borcuna baktığınız zaman refinansmanı<br />

yapılabilecek bir miktar. Türkiye 1800’deki Ramazan<br />

Kararnamesinden bu yana hiç morotoryum ilan<br />

etmemiş. Hep borcunu ödemiş. Yatırımcı sadece güven<br />

ve istikrar arıyor. O hissedildiğinde o para Türkiye’ye<br />

gelir. Türkiye’de olan güzel şeyler de var. Avrupalı da<br />

farkında. Bu iş yoluna girer diye düşünüyorum. Yeter ki<br />

devlet sektöre destek versin.”<br />

82<br />

EKİM | OCTOBER | <strong>2018</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!