21.01.2019 Views

TOURMAG SAYI 17

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kültür Rotası<br />

Cibali Tütün Fabrikası<br />

Gül Camii<br />

Rezzan Has<br />

Müzesi<br />

hane, Kantemir Konağı, Kanlı Kilise, Fener<br />

Rum Lisesi, Demir Kilise, Çana Sinagogu,<br />

Tahta Minare Cami, Hüseyin Sadık Türbesi,<br />

Balat’ın meşhur Merdivenli Yokuş’u ve<br />

evleri, Ahrida Sinagogu, Yanbol Sinagogu,<br />

Tarihi Agora Meyhanesi, Surp Hıreşdagabet<br />

Ermeni Kilisesi ve Balat Cami...<br />

Haliç’in batı kıyısında, Unkapanı ile Küçük<br />

Mustafa Paşa semtleri arasında bulunan<br />

Cibali, adını 29 Mayıs 1453’te İstanbul fethedildiği<br />

sırada Bursa Subaşısı Cebe Ali Bey’in<br />

bu kapıdan şehre girmesiyle ismini almış.<br />

Bizans’ın önemli semtlerinden biriyken<br />

fetihten sonra kaptan-ı deryaların yaşamayı<br />

tercih ettiği Osmanlı’nın gözde semtlerinden<br />

birine dönüşen Cibali, zamanla semt<br />

sakinlerinin artık Boğaz kıyılarını tercih<br />

etmeleriyle meyhaneleri, tulumbacı, kayıkçı<br />

ve gemicileriyle anılmaya başlamış.<br />

Cibali Kapı<br />

CİBALİ KAPI’DAN FENER KAPISI’NA<br />

Bir yandan rehberimiz Lale Koşağan’a kulak<br />

verirken, bir yandan Cibali’nin yüzlerce<br />

yıllık sokaklarında ilerliyoruz. Cibali, Fener,<br />

Balat semtleri, zamanında İstanbul’da en<br />

çok yangın felaketinin yaşandığı semtlerden<br />

oldukları için günümüze yıkıntı olarak<br />

kalan çok sayıda yapıya rastlıyoruz. Cibali’de<br />

günümüze kadar kalabilmiş eserler<br />

arasında; Cibali Kapısı’nın girişinde, sağ<br />

tarafta eski Cibali Karakolu’nun yıkıntısı<br />

ve bu yıkıntının içerisinde iyi korunan Cebe<br />

Ali Türbesi bulunuyor. Cibali’deki önemli<br />

yapılardan biri de Bizans döneminde Aya<br />

Teodosia Kilisesi olarak bilinen Gül Cami.<br />

Osmanlı’nın önemli ticaret alanlarından biri<br />

olan semtteki Cibali Tütün Fabrikası’ndan<br />

da söz etmeden geçmek olmaz elbette.<br />

Zira bugün Kadir Has Üniversitesi bünyesinde<br />

bu binayı gezmek mümkün...<br />

Gezimiz devam ederken, sıra geliyor<br />

Haliç’in batı yakasında yer alan semtlerden<br />

bir diğerine... Fener’deyiz. Burası, Osmanlı<br />

öncesinde “Fanarion” adını taşıyormuş. Haliç<br />

kıyılarının en önemli deniz fenerinin burada<br />

bulunması, bu adı getirmiş kendisine.<br />

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Fener<br />

Fener Rum Patrikhanesi<br />

semtinden bahsederken, Sultan Mehmet’in<br />

fetihten sonra Mora Rumlarını Fenerkapısı’na<br />

yerleştirdiğini ve o dönemde Fener’in<br />

meyhaneleri ve balıkçıları ile ünlü olduğunu<br />

yazmış. İstanbul’un on sekizinci kapısı olan<br />

Fenerkapısı’nın iç ve dış taraflarında Yunan<br />

milletine mensup insanlar oturmuş. Bu<br />

semtteki en önemli yapı da kuşkusuz Fener<br />

Rum Patrikhanesi...<br />

18. YÜZYIL RUM KONAKLARI<br />

Fener, Osmanlı döneminde varlıklı<br />

Musevilerle genelde Rumların oturdukları<br />

bir bölge olmuş. Bölgede yaşayanlar,<br />

çevirmenlik yaparak Osmanlı devlet yapısı<br />

içinde görev alan ya da ticaretle uğraşan<br />

insanlarmış. Bu durum kuşkusuz mimariye<br />

de yansımış ve özellikle <strong>17</strong>. ve 18. yüzyıllarda<br />

Rum yalıları ve görkemli konaklar bu<br />

semti süslemiş. Özellikle Yıldırım Caddesi,<br />

Fener Külhanı ve Merdivenli Yokuş gibi<br />

sokaklarda hâlâ var olan sıraevler, sizi inşa<br />

edildikleri dönemin enerjisiyle kuşatmaya<br />

devam ediyor.<br />

Ocak / Şubat / Mart | 2019<br />

January / February / March<br />

49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!