Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Travel<br />
olamıyor. Yolculuk Agra’ya olacak ve iki saat<br />
sürecek. Normalde bu yol 253 km arabayla,<br />
bize göre maksimum 2 saatte alınır ama<br />
Hindistan koşullarına göre en az 6-7 saat. Bu<br />
belirsizlik, tahmin edilemezlik ülkeyi ayrıca<br />
keyifli kılıyor. En azından benim sürekli<br />
yüzümde bir gülümseme vardı.<br />
ARABA YOLCULUĞU,<br />
DEHŞET VERİCİ BİR TECRÜBE<br />
Hindistan’da araba yolculuğu yapmak ayrı<br />
bir heyecan... Asla sıkıcı değil, aksine heyecan<br />
dozajı yüksek, dehşet verici bir tecrübe.<br />
En önemlisi, sakin bir şoföre sahip olmanız.<br />
Eğer bizlerin alıştığı gibi bir şoför olsa, Hindistan<br />
yollarında bence bir gün dayanmaz.<br />
Her yerden fırlayan arabalar, yol bilmeyen<br />
bahtsız yayalar, fazla yüklenmiş tanımını<br />
yeniden tanımlayan motosikletler, otomatik<br />
çekçekler, duman öksüren şaftı kaymış<br />
kamyonlar ve otobüsler, bisikletler, antik<br />
zamandan kalma azman traktörler, yolun ortasında<br />
güneşlenen inekler ve şeritsiz öküz<br />
arabaları... Hepsi aynı yolda sizleri bekliyor<br />
ve bunları aşmak bir yetenek meselesi.<br />
KORNA BİR YAŞAM BİÇİMİ<br />
Burada kurallar farklı işliyor, idrak edemeyeceğimiz<br />
bir kural mekanizması, bizlerin<br />
harcı değil asla. Her aracın arkasına<br />
kazınan LÜTFEN KORNA ÇAL, KORNANI<br />
DUYALIM veya KORNA BİR YAŞAM BİÇİMİ<br />
gibi cümleler ister istemez iştahınızı<br />
kabartıyor. Hindistan’da aracınızdan önce<br />
en önemli olan şey kornanızın sağlam,<br />
freninizin iyi, uyanık ve dört göz (iki önde<br />
iki arkada) olmanız gerek. Ama gerçekte<br />
her şey korna ile ilerliyor ya da ilerlemiyor,<br />
tamamen bakış açınıza bağlı.<br />
bu eser, Agra’nın hatta Hindistan’ın incisi.<br />
Bu eseri elbette ziyaret etmeden Hindistan’dan<br />
dönmek bir suç... Edward Lear, daha<br />
ilk bakışta büyülendiği Tac Mahal hakkında<br />
şunları yazmıştır: "Bundan böyle dünyadaki<br />
insanları iki sınıfa ayırmalı; Tac Mahal'i<br />
görenler ve görmeyenler." Ama benim gibi<br />
Cuma günü şehre girip, başka da zamanınız<br />
yoksa ve eğer önceden de bu şaheseri<br />
ziyaret ettiyseniz, o zaman nefis fotoğraf<br />
çekebileceğiniz bir kaç püf noktası var. Ve<br />
Cuma gününe denk gelse de önemli değil.<br />
Yamuna (Cumna) Nehri boyunca ilerleyip<br />
yolun bittiği, Taj Mahal’ı karşınıza alabileceğiniz<br />
bir yerde arabanınızı bırakın. Buradan<br />
bitlerini temizleyen maymunlar arasından<br />
Taj Mahal’ın ana girişi olan Sidi Kapısı'na<br />
giden resmi bahçelerin oradan nefis bir<br />
manzaraya sahip olabilirsiniz. Turistlerden<br />
ırak, kendi başınıza çekeceğiniz nefis<br />
görseller, size ayrı bir ölümsüz anı hediye<br />
ediyor. Eğer zamanınız varsa Taj Mahal’in<br />
yapımında kullanılan mermerin işlendiği, jenerasyondan<br />
jenerasyona aktarılan çalışma<br />
ocaklarını ziyaret edebilirsiniz. Agra’nın taşı<br />
toprağı mermer dersek yalan olmaz.<br />
HAYALET KENT FATEHPUR SİKRİ<br />
Sırada Akbar’ın Mughal İmparatorluğu’nun<br />
bir zamanlar başkenti olan Fatehpur Sikri<br />
var. Zamanında 30 bin kişinin yaşadığı bu<br />
kent hâlâ güzelliğini koruyor ve gelen<br />
gezginleri heyecanla karşılıyor. Sadece bu<br />
ziyaretinizi öğle güneşinin altında yapmayın,<br />
o zaman haşlanmanın farklı kavramlarını<br />
keşfetme imkânı yakalarsınız. En iyi zaman<br />
sabah saatleri veya fotoğrafçılar için öğleden<br />
sonra. Maalesef artık burası bir hayalet<br />
kent... Ayakta kalan sarayı ve camisi, turistler<br />
için mıknatıs görevini üstenmiş durumda.<br />
Akbar, bu kenti evliya ve üstadı Selim Çisti’yi<br />
onurlandırmak için inşa ettirmiş. Gelen ziyaretçilerin<br />
çoğu öncelikle bu evliyanın mezarını<br />
ziyaret edip, iyi dilekte bulunuyorlar.<br />
Hatta pek çoğu telkâri mermer işlemesine<br />
kurdele bağlayıp niyette bulunuyor. Benim<br />
kurdelem de diğer kurdeleler arasında yerini<br />
aldı. Hayır, niyetim gerçekleşmedi.<br />
PEMBE ŞEHİR CAYPUR<br />
Şimdi sırada Hindistan’ın ruhunu, derinliklerini<br />
kemiklerinizde hissedeceğiniz<br />
Pembe Şehir Caypur var. Agra’dan yaklaşık<br />
235 km uzaklıkta olan bu şehre yine araba<br />
yolculuğu yaparak gittim. Yol maceraları<br />
daha renkli olmasına rağmen tema aynı<br />
kaldığı için tekrara girmenin bir faydası<br />
yok. Caypur, namı diğer Pembe Şehir, Hindistan’ın<br />
Racastan eyaletinde yer alıyor.<br />
Racastan, yaklaşık bir Almanya büyüklüğünde<br />
aşağı yukarı. Büyük bir bölümü Thar<br />
Çölü ile istila edilmiş durumda. Kralların<br />
Toprağı, yani Racastan, korkusuz savaşçılar<br />
Rajput’ların memleketi. İnanışa göre<br />
Rajput’lar, birebir Rama ve Krişna adlı kahramanların<br />
soyundan geliyorlar. Dinlerini<br />
ve topraklarını Müslüman istilacılara karşı<br />
uzun yıllar korudular. Tarihin bir döneminde<br />
Mughal İmparatorluğu ile ittifak kurup,<br />
kendi aralarında kız alıp vermeye başladılar.<br />
Böylece geleceklerini garanti altına<br />
alıp bölgenin zenginleşmesine, refahın tüm<br />
Hindistan’a esin kaynağı olmaya devam<br />
ettiler. Caypur, Hindistan’ın ilk planlanmış<br />
şehri ve <strong>17</strong>27 yılından yerleşimin başlandığına<br />
inanılıyor. Şu an Racastan’ın başkenti<br />
ve yaklaşık nüfusu 3,5 milyon. Pembe Şehir<br />
olarak biliniyor zira eski şehirdeki tüm<br />
HİNDİSTAN'IN İNCİSİ TAJ MAHAL<br />
Agra’yı ziyaret için tek gününüz varsa bunu<br />
Cuma yapmayın, zira şaheser Taj Mahal’in<br />
kapıları o gün kapalı. 1632-1653 yılları<br />
arasında Şah Cihan tarafından on dördüncü<br />
çocuklarına doğum yaparken ölen, diğer<br />
yarısı eşi Mümtaz Mahal için inşa ettirilen<br />
56 Ocak / Şubat / Mart | 2019<br />
January / February / March