%35

mevzuat
Bir ceza
hikayesi - 2
Değerli meslektaşlarım,
Bu yazımda süresinden sonra düzeltme amacı ile verilen Ba-Bs bildirim formlarına
uygulanan Özel Usulsüzlük Cezası’nın yersiz olduğuna dair somut bir olayı
sizlerle paylaşmak istiyorum. Tabi bu durumda olan meslektaşlarımız da bu olayı
örnek olarak kullanabilirler.
Bursa Odamızın Bilanço dergisinin 141. sayısında (Temmuz-Ağustos 2012)
“Derdimiz Mesleğimizin Siyaseti” başlıklı yazımda, mesleki sorunlarımızı sayarken
şöyle demişim:
Smmm. Zeki TURAN
TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi
zekituran16@gmail.com
“Üçüncüsü; tabi ki cezalar. Aslında adını doğru koyacak olursak VUK’un mükerrer
355. maddesi ve bu maddenin Ağustos 2009’dan sonraki uygulaması.
Özetleyecek olursak; biz demiyoruz ki sorumluluklarımızı yerine getirmesek de
hiç cezai müeyyidesi olmasın. İnsan olduğu sürece hatalar ve yanlışlar olacak
ve o yanlışların da bedeli olacak. Yasalar, mahkemeler ve diğer kurumlar bunun
için var. Bir düzen ve yaptırım olması doğal… Doğal olmayan konu ise basit
bir hata yapan meslektaşlarımızın en ağır cezaya muhatap olması… Oysa ağır
yaptırımlar işlerini rutin olarak yürüten, beyanını düzenli olarak verenler için değildir…
Kamuyu bilinçli olarak yanıltmak isteyen, bilgi vermekten kaçınanlar için
düşünülmüştür cezalar. Zaten kanunun ruhunda da bu var.”
Yazıma konu olan olay şöyle cereyan etmiştir. Mali müşavirliğini yaptığım bir
firma bir şekilde kanuni sürelerinden sonra benim bilgim olmadan 2009 Haziran
ve 2010 Temmuz dönemleri için yasal süre dolduktan sonra fark ettikleri hataları
düzeltmek amacı ile B formları için düzeltme bildirimi vermişler. Zaten bu olayı
ceza ihbarnameleri gelince öğrenmiş oldum. Tabi düz mantıkla bakınca Ağustos
2009’dan sonra yapılacak işlemler için mükellefe özel yazı yazılmadan re’sen
mükerrer 355 uygulaması yasal hale getirilmişti. Aslında bu yasal olsa da çok
açık bir hukuksuzluktu. Bu hukuksuzlukla ilgili daha önce başka bir olay vesilesi
ile bir altyapı çalışmam vardı. Bu olayın üzerine gitmeye karar vererek her iki
ihbarname için de dava açmaya karar vererek aşağıdaki savunmalarımı içeren
davaları açtım. Hatta dava müracaatında bulunurken, hakim bey, “Bu davayı neden
açıyorsun ki?” manasında sorunca; “Hakim bey burada bu davanın reddedileceğini
biliyorum, ben asıl temyizde bu kanunun yanlış olduğunu ispat etmek
için uğraşacağım” deyince “Peki o zaman sana kolay gelsin” demişti.
Ve dava dilekçelerimde aşağıdaki savunmayı yaptım.
“Özel Usulsüzlük Cezası, yapısı itibarı ile Vergi İdaresi’ni bilgilendirmekten kasıt-
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
60
B
Bilanço