10.09.2015 Views

%35

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mevzuat<br />

Diğer taraftan mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret<br />

şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi,<br />

yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari %10 ortağı<br />

olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara<br />

devrolunması halinde, durumun vergi dairesinin bilgisine<br />

girdiği tarihten itibaren bir ay içinde teminata ilişkin şartların<br />

yerine getirilmesi bu kişilerden yazılı olarak istenmektedir.<br />

Ayrıca, otuz gün olarak verilen süre içerisinde bu kişiler<br />

hukuki statülerine son verirlerse teminat gösterme yükümlülüğünden<br />

kurtulmuş olmaktadırlar. Statülerine son vermezlerse<br />

ve teminatı göstermezlerse teminat tutarı adlarına<br />

teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmekte ve bu alacak<br />

vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine<br />

göre takip ve tahsil edilmektedir. Ayrıca bu kişiler teminat<br />

göstermiş veya göstermemiş olsun, birinci fıkrada sayılanların<br />

teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm<br />

vergi borçlarından da müteselsil sorumlu olmaktadırlar.<br />

Söz konusu kişiler, hukuki statülerini, verilen sürede sona<br />

erdirmeleri halinde tahakkuk etmiş borçlardan müteselsil<br />

sorumlu olmalarından bahsedilemeyeceği tabiidir.<br />

2. Sahte Belge Düzenleyenlerin Bu<br />

Durumu Kesinleşmesi Halinde<br />

Teminat Uygulaması<br />

Teminat istenen ikinci grup mükellefler ise yürütmüş oldukları<br />

faaliyetleri sırasında sahte belge düzenledikleri vergi inceleme<br />

raporu ile tespit edilen ve bu durumları kesinleşenlerdir.<br />

Sahte belge düzenleme fiili bir tüzel kişilik bünyesinde<br />

işlenmişse teminat bu fiili işleyen gerçek kişiden değil, tüzel<br />

kişilikten istenmektedir. Bu mükellefler hakkındaki tespitin<br />

kendileri hakkında yürütülen inceleme neticesinde düzenlenen<br />

raporda yapılmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla<br />

mükellef nezdinde vergi incelemesi yapılmadan ve bunun<br />

sonucunda bir vergi inceleme raporu ile sahte belge düzenlendiği<br />

somut olarak tespit edilmeden, vergi dairesi tarafından<br />

kendiliğinden teminat istenmesi mümkün değildir (Bkz.<br />

Dnş. 4. D., 28.12.2004, E: 2004/1483, K: 2004/2632).<br />

Ayrıca, sahte belge düzenlendiğine ilişkin vergi inceleme raporu<br />

bulunması teminat istenmesi için tek başına yeterli olmayıp,<br />

tarh edilen vergi ve cezaların ihtilafsız olarak veya ihtilaf<br />

sonucunda yargı mercileri nezdinde kesinleşmiş olması<br />

da gerekmektedir. Vergi hukukunda kesinleşme, mükellefin<br />

dava yoluna gitmemesi veya dava yoluna gitmişse ülkemizdeki<br />

kanun yollarının tüketilmesi anlamına gelmektedir.<br />

Vergi ve cezanın yargı mercilerine götürülmesi halinde kesinleşme,<br />

temyiz aşamasında verilen bozma kararı üzerine,<br />

karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine gerçekleşmektedir<br />

(Dnş. İBK, 02.07.2012, E: 2009/1, K: 2012/2).<br />

Ancak sahte belge düzenlenmesi halinde iki ayrı yargılama<br />

yapılmaktadır. Bunlardan birincisi vergi ziyaı cezası ile ilgili<br />

vergi mahkemesi ve Danıştay’da yürütülen yargılamadır.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

66<br />

İkincisi ise vergi kaçakçılığı suçu nedeniyle ceza mahkemesi<br />

ve Yargıtay’da yürütülen yargılamadır. Dolayısıyla kesinleşmede<br />

hangi yargılamanın sonuçlanmasının aranacağı belli<br />

değildir. Ayrıca yargılamanın biri mükellef lehine, diğeri de<br />

idare lehine sonuçlanırsa ne olacağı belirsizdir. Kanaatimizce<br />

düzenlenen bir belgenin sahte olup olmadığını belirlemede<br />

uzman mahkemenin ceza mahkemesi olduğu dikkate<br />

alınırsa, buradaki yargılamanın sonucunun esas alınması<br />

daha doğru olacaktır. Ancak bu konudaki tereddütlerin giderilmesi<br />

için açıklayıcı bir düzenlemenin yapılmasında yarar<br />

vardır.<br />

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, mükellefler<br />

hakkında sahte belge düzenlediği gerekçesiyle teminat uygulamasına<br />

gidilebilmesi için her iki ön şartın da tamamlanması<br />

gerekmektedir.<br />

Sahte belge düzenleme fiilinin kesinleştiği bilgisini öğrendiği<br />

tarihten itibaren 1 ay içinde AATUHK’nın 10. maddesinin<br />

birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde<br />

sayılan türden 75.000 TL’den ve düzenlenmiş olan sahte<br />

belgelerde yer alan toplam tutarın %10’undan az olmamak<br />

üzere yazıyla 30 gün içinde teminat göstermesi istenmektedir.<br />

Verilen sürede şartların yerine getirilmemesi halinde,<br />

istenilen teminat tutarı bu sürenin son günü vade tarihi olarak<br />

kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı<br />

olarak tahakkuk ettirilmektedir. Tahakkuk ettirilen teminat<br />

alacağı, mükelleften gecikme zammı uygulanarak takip ve<br />

tahsil edilmektedir.<br />

3. Sahte Belge Düzenlenmesine İştirak<br />

Eden Meslek Mensuplarına Teminat Uygulaması<br />

Teminat istenilen mükelleflere 3568 sayılı Kanun kapsamında<br />

hizmet vermekte olan meslek mensupları hakkında da<br />

bazı tedbirler uygulanmaktadır. Serbest muhasebeci mali<br />

müşavirler ile yeminli mali müşavirlerden yalnızca sahte<br />

belge düzenlemek amacıyla faaliyette bulundukları vergi<br />

incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile sabit<br />

bulunan ve mükellefiyeti terkin edilenlerin, bu fiillerine<br />

iştirak ettikleri yine inceleme raporuyla tespit edilenler ve<br />

bu durumu dava yollarının tükenmesi sonucu kesinleşenler<br />

hakkında üç yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma<br />

cezası uygulanmaktadır. Bu cezanın uygulanmasında<br />

3568 Sayılı Kanun’da yer alan usuller tatbik edilmektedir.<br />

Yalnızca sahte belge düzenlemek için faaliyete başlayıp mükellefiyeti<br />

terkin edilenlerin yanı sıra, normal ticari faaliyetlerini<br />

devam ederken sahte belge düzenleme fiilini de işledikleri<br />

vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla<br />

tespit edilenlerin, bu fiillerine iştirak ettiği inceleme raporu<br />

ile tespit edilen ve bu durumu kesinleşen meslek mensuplarından<br />

da teminat istenmektedir. İştirake bağlı kesinleşmede<br />

de vergi yargılaması mı, yoksa ceza yargılaması sonucunun<br />

mu esas alınacağı belli değildir. Ayrıca yargılamalardan<br />

biri mükellef lehine, diğeri de idare lehine sonuçlanırsa ne<br />

Bilanço<br />

B

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!