Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
evler, eşyalar anımsıyor birden. Hangi kabus gecesiydi bu? Belinden ipe<br />
bağlanmış<br />
zorla sünnet edilmeye götürülen delikanlı Avadis'in yüzündeki dehşeti, Türk<br />
komşulara sığınmaya çalışan kadınların korkusunu, kendi utancını anımsıyor.<br />
"Gördüm mü ben 6-7 Eylülde bunları, yoksa kafamda mı yazdım? Babam o gün<br />
olayları haber alır almaz kolumdan sürüklemişti beni. Babaannemden çok<br />
komşuları merak ettiğini anlamıştım. Sokak, savaş meydanı gibiydi. Köşede bir<br />
koltuk hala için için yanıyordu. Yerlerde çaputlar, cam kırıkları, kırık<br />
dökük eşyalar. Kaybedenin kazananın belli olmadığı bir savaştan sonra savaş<br />
meydanındaki kanlı, korkunç sessizlik. Koşar adımlarla geçtik sokakları,<br />
mermer merdivenleri bir hamlede çıktık. Bu kez babaanne, kapının hemen<br />
arkasında, girişte duruyordu. Ayağında ezeli topuklu terlikleri, üstünde<br />
yerlere kadar inen kadife ropdöşambrı ve elinde eski maun masadan sökülmüş,<br />
neredeyse kendisi kadar bir sopa... Parmağını dudağına götürüp sus işareti<br />
yapmasından anladık. Sessizce çıktık peşinden merdivenleri. Üçüncü katın<br />
selamlık tarafındaki kullanılmayan odaya saklanmışlardı. Önce Surpik'e,<br />
sonra annesine, sonra Tasula Teyzeye sarıldım. Ben bir daha hiç<br />
bu kadar utanmadım hayatımda. Babam o gece, eve döndüğümüzden birkaç saat<br />
sonra komaya girdi. Beyin kanaması... Hastaneye kaldırdık, bir daha eve<br />
dönmedi.<br />
Ev karşı köşedeydi. Artık kuşkusu yok. Hemen yanında, Agop'un kalfalık<br />
ettiği terzi dükkanı vardı. Agop'un yüzü bol sivilceliydi, ellerinde açık<br />
yaraya dönüşmüş egzamalar... Sapsarı, bukle bukle saçlı, güzeller güzeli<br />
çocuk yıldız Sherly'nin filmlerinde giydiği, arkası godeli, yarım kemerli,<br />
duman mavisi çocuk paltosunu, Amerikan cikletinden çıkan artist resimlerinden<br />
kopye edip Agop dikmişti. "Tıpkısının aynısı oldu bre çocuk." Sesinde övünme,<br />
gurur, sevinç. Sonra coşkusunu gemlemeye bile gerek görmeden, o her zamanki<br />
alışılmış soru: "Ha şimdi bir şarkı deyivereyim mi sana?<br />
Ha bir tane daha deyivereyim mi?" Sesinin güzel olduğuna inanırdı. Şarkıların<br />
sonu gelmezdi bir türlü.<br />
Terzi dükkanı şurada; şu, duvarları yere kadar kurşun ve ışık geçirmez<br />
siyah camdan banka binasının bir köşesinde olmalı. Küçük bir duraksama,<br />
göğsünde bir kuş yüreği çırpıntısı; ikircimli bir karar... Kapıyı itiyor.<br />
Bankanın içi kasvetli, sarı ışıklı ve serin. Dükkan sol ön köşedeydi.<br />
Üzerinde Döviz-Kambiyo yazan, ciklet çiğneyen boyalı genç memurenin ellerini<br />
evirip çevirerek tırnaklarındaki ojeleri gözden geçirdiği masanın durduğu<br />
köşede. Yerde rengarenk kumaş kırpıntıları. Köşede kafasına siyah melon şapka<br />
geçirilmiş tahta bir manken. Ütü masası, biri ayaklı biri elle çevrilen iki<br />
eski Singer dikiş makinesi. "Sakın yalınayak gezmeyesin kuzum çocuk. Đğneler<br />
vardır, ayaklarına batar." Agop'un elleri yara içinde. Kızgın ütü, sarmısak,<br />
tütün karışımı ağır bir koku. Midesi bulanıyor, nefes alamayacak gibi.<br />
"Bir şey mi arzu etmiştiniz? Hesap numaranız lütfen?.."<br />
Hesabı yok. Ne burada ne de başka hiçbir bankada. Dün kapattı hepsini.<br />
Bütün işlerini bitirdi.<br />
"Bir şey arzu etmiştim, evet: Arkası godeli, iki düğmeyle tutturulmuş yarım<br />
kemerli, sütlü mavi havacı rengi Sherly paltosu..." Masanın üzerindeki ellere<br />
bakıyor. Đnce, bakımlı, sağlıklı, güzel eller. Agop'unkiler yara içindeydi.<br />
"Bu ellerle nasıl karı okşarsın, neymiş be kuzum bu dert," diye hayıflanan,<br />
sonra hiç bitmeyen bir türküye başlayan kırık dökük ses.<br />
"Hayır, birşey istemedim. Şöyle bir bakmıştım, çıkıyordum." Ardında kuşku,<br />
şaşkınlık, güvensizlik karışımı bir titreşim...<br />
Köşeyi dönüp, sokağa sapınca evi görecek. "Ev" denmezdi. "Mücevher gibi<br />
bir konak yavrusuydu. Galip Paşa özene bezene yaptırmıştı. Göztepe'deki<br />
köşk gelinlere damatlara yetmez olunca, teyze kızları, amca oğulları oraya