22.03.2013 Views

o_001043_2012-05-27-234408_e-kitap-arsivi

o_001043_2012-05-27-234408_e-kitap-arsivi

o_001043_2012-05-27-234408_e-kitap-arsivi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hatırladı. Birinci hecedeki müthiş, derin vurgu. Đnler gibi, yardıma çağırır<br />

gibi, bütün hayatını, bütün umudunu, yüreğini, yaşamın tüm anlamını o tek<br />

heceye sığdırmak ister gibi... "Bir külbastı daha yesene oğlum, seversin. Sana<br />

Lion mağazasından iç donları aldım oğlum, sevdiğin gibi uzun paçalı, keten.<br />

Şimdi elalem o kısacık tulumbacı işi çamaşırları giyiyor. Sen giymezsin<br />

bilirim oğlum. Sen Basra'da esirken bile, Evropa'da ulûmusiyasiye tahsil<br />

ederken bile iç çamaşırlarını torba içinde bana gönderirdin yıkanmaya. O<br />

kadar titizsindir. Başkalarına yıkatmazdın, elin yaptığını beğenmezdin. Şimdi<br />

sana da birşeyler olmuş oğlum, değişmişsin." Ya da "Ahvali siyasiye ne alemde<br />

oğlum? Alamanya toparlayabilecek mi kendini? O gökgözlünün halefi kavuruyor<br />

memleketi. Komşuların hepisi varlık vergisi kurbanı. Sen anlarsın oğlum, o<br />

bomba ellerinde diye şimdi de Amerikan tulumbacıları mı haraca kesecek bu<br />

dünyayı?<br />

Birazdan, sokağa sapar sapmaz karşısına çıkacak ev.<br />

Girişteki mermer merdivenler yaz günleri güneş çekilirken yıkanır, güzel<br />

bir serinlik duygusu olur. Rum madamlar, siyah elbiseleriyle mermer<br />

basamaklara oturup bitip tükenmeyen bembeyaz danteller örerler. Ne çok yas<br />

tutarlar Rum kadınları. Siyah giysileri ve siyah dantel başörtüleri ne kadar<br />

yakışır beyaz dantellerine. Ermeniler daha şişman, daha halk, daha Doğuludur.<br />

Akşamüstü oldu mu, Ermeni evlerinde meze telaşı başlar. Midye tava ve balık<br />

kokuları rakıların anason kokusuna, bol dereotlu enginarların tadı topiklerin<br />

tadına karışır. Bir başka huzurlu, bir başka güzel olur haziran akşamları.<br />

Erken bastıran sıcaklarla birlikte, sokağın tüm ahalisi, kapı önlerine atılan<br />

portatif iskemlelerde ya da eşiklere yayılan nakışlı minderlerde içerler<br />

akşam kahvelerini. Serin, loş, yaseminli arka avlular sokağın dört dilli,<br />

dört dinli sıcacık dostluğuna yenilir.<br />

Yine haziran. Ortalık sıcak, yapış yapış. Cıvıl cıvıl değil vıcık vıcık bir<br />

kalabalık. Đki sıralı yüksek apartmanların gölgesi düşüyor üzerine. Mirasçılar<br />

kat karşılığı müteahhite verip yaptırmış olmalılar. Surpik'le Avadis miydi<br />

mirasçılar? Tasula Teyze miydi, Agop mu, Marika mı, Naciye Abla mı, Yosif<br />

Amca mıydı mirasçı? Çoğu kiracıydı onların. Kimbilir kimlerindi o güzel ahşap<br />

ya da kagir evler!<br />

"Şimdiki insanlar mı dedin! Süprüntü hanım süprüntü. Nerede o eski<br />

hanımefendiler,<br />

beyefendiler! Kötü zamanlar bunlar. Kıyamet yaklaşıyor..."<br />

Ufacık yaşlı kadın söylene söylene dolaşıyor büyük ahşap evin içinde:<br />

"Tarumar edenlerin haneleri tarumar olsun! Ayaklar baş oldu. Kötü bir dünya<br />

bu. Rahmetli Şahver Hanımın düğününde üç yüz aç doyurulmuştu düğün evinin<br />

kapısında.<br />

Hiç unutmam Valide Sultan Dürrüşehvar'a gebeydi. Herkesi çil yavrusu gibi<br />

dağıttılar bir yana. Vahdettin Efendimizin vatan hainligi hepten tevatür.<br />

Babana sor istersen. Hep o gök gözlünün işleri. Enver saraya damat oldu diye<br />

hırsından çatlayacaktı."<br />

"Şu kalabalığı sevmiyorurn. Sevmemek de laf mı, korkuyorum. Ben de<br />

babaannem gibi hiç kimseleri, hiçbir şeyi beğenmez oldum. Yaşlandım artık<br />

demek ki. Şu kat kat sefertası gibi apartmanlar neredeyse üstüme yıkılacak.<br />

Haziran ayında sokaklar manolya, yasemin, gül değil, egzoz gazı, lağım<br />

ve ter kokuyor. Neyse ki hemen yanıbaşındayım evin. Birkaç adım daha attım mı<br />

mermer merdivenlerin serinliğine, maltaerikleriyle manolyaların gölgeli<br />

sükûnetine kavuşurum..."<br />

Kapı itsen açılırdı. Bütün semt bilirdi Melek Hanımın anahtarının nerede<br />

olduğunu. Yine de, adet yerini bulsun diye bir anahtar vardı işte. Kapı<br />

tokmağı pirinçtendi, aslan başlıydı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!