Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Röportaj<br />
Akil Nergüz Badegül Gönül Songül Çimen<br />
yaratıldı. Ve biz boşalttıktan sonra da<br />
bu yerler yeşil alan olarak kalmıyor.<br />
AKP’nin Kentsel Dönüşümden algıladığı<br />
bir yerleri boşaltıp birilerine<br />
vermesi. Tapusu olan evlere de bakarsak:<br />
10 daireli bir apartmana “Burası<br />
depreme dayanıksız” diyorlar.<br />
Durumun yoksa Çevre ve Şehircilik<br />
Bakanlığı senin 10 dairene belirli bir<br />
fiyat koyuyor. Elinden binanı alıyor,<br />
dairene karşılık daire de vermiyor.<br />
Senin daireni 50 milyar biçtiyse, kendi<br />
dairesine 600 milyar fiyat biçiyor. 5<br />
katlı 10 dairelik bir binayı yıkıp 7<br />
katlı bir bina yaparsan iki kat inşaat<br />
masrafını karşılar ama ona da izin<br />
vermiyor. Kendileri 14 kat dikiyor<br />
ama sen kaç katlıysa binan onu dikebiliyorsun.<br />
Onun verdiğini alamadığın<br />
zaman Kayabaşı gibi uzak yerlere<br />
yönlendiriyor. Bu Kentsel Dönüşümden<br />
anlaşılan sürgünden başka bir<br />
şey değil. Biraz daha net anlatmak<br />
gerekirse, onların Kentsel Dönüşümden<br />
anladığı, artık İstanbul’un göbeğinde<br />
Anadolu’dan gelmiş, yoksul insanları<br />
istemiyorlar.<br />
İstanbul’da villalarda ya da gökdelenlerde<br />
yaşayan zenginler türedi.<br />
Ve bu zenginler bu iktidarın verdikleriyle<br />
türediler. Biz iyi biliyoruz,<br />
evimizi yıkmaya çalışan zihniyetin<br />
hiçbiri apartman dairelerinde oturmuyor.<br />
Hepsi villalarda ya da rezidanslarda<br />
oturuyor. Biz aradaki uçurumun<br />
da biraz görülmesi için “Evimizi<br />
Yıkanın Villasını Yıkarız!” diyoruz.<br />
Toplum şunu anlasın; birileri<br />
evde oturuyor, o evde oturanlarla<br />
ilgili kararları alanlarsa villalarda<br />
oturuyor. Biz görüşmelerde çok net<br />
söyledik, “Siz yıkmak için geldiğinizde,<br />
Alibeyköy’ü ateştopu yapar,<br />
elinize veririz. Yani hep beraber gi-<br />
deriz. Mahalleyi öyle kolay yıkacağınızı<br />
zannetmeyin.” Evlerimiz geleceğimiz.<br />
Daha 6-7 yaşında çocuklarımız<br />
pankartla tanıştı. Ve o çocukların<br />
ilerde babaları, anneleriyle<br />
birlikte direnecekler. Biz ya yıkıma<br />
karşı direneceğiz ya da sinevizyonlarda<br />
gördüğümüz gibi enkaz başında<br />
gözyaşı dökeceğiz. Biz direneceğiz,<br />
kazanamasak bile çocuklarımıza baktığımızda<br />
onurlu bir şekilde dik durduk<br />
diyebileceğiz.<br />
<strong>Yürüyüş</strong>: AKP’nin, kimsenin evini<br />
zorla yıkmayacağız, vatandaşı<br />
mağdur etmeyeceğiz, kira yardımı<br />
yapacağız, evini kendisi yapmak istiyorsa<br />
kredi yardımı yapacağız, evinin<br />
yerine daha lüks evler vereceğiz,<br />
deprem geldiğinde yıkacak ev bulamayacak...<br />
vb. söylemleri var. Bunları<br />
nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Akil Nergüz: AKP, anlattıkları<br />
ile halkı kandırmaya çalışıyor. Hatırlanacağı<br />
gibi Van depreminden<br />
sonra da halkın enkaz altında kalmasını<br />
kullanmıştı ve yıkımları böyle<br />
gündeme getirmişti. Şimdi de yaşanılan<br />
evlerin sağlıksız koşullarını<br />
kullanmak istiyor. Evet, halk yaşanılacak<br />
evlere sahip değil. Ama bunun<br />
da sorumlusu halkı yoksul bırakan<br />
politikaların sahibi olan AKP’dir,<br />
devlettir. AKP, hazırladığı projeye<br />
göre yaşadığımız evlere bir fiyat biçiyor<br />
ve bize yapacağı evlerden birine<br />
yerleştiriyor. Evlere biçtiği fiyat ile<br />
vereceği evlerin fiyatı arasında uçurum<br />
var. Yani halk borçlandırılıyor.<br />
Ayrıca verilen evler kutu gibi, küçük.<br />
Mahallelerimizin kültürünün, geçmişinin,<br />
her şeyinin yok edilmesi de<br />
cabası.<br />
Badegül Gönül: Bunlar bahane,<br />
insanların korkularını kullanmaktan<br />
başka bir şey değil.<br />
Kira yardımında bulunacakmış,<br />
daha güzel ev verecekmiş. Nasıl<br />
verecek? Borçlandırarak dere yatağında<br />
ev verecekmiş. Bunun<br />
örneklerini gördük, Samsun’da<br />
ve birçok yerde var. Bu yalanları<br />
kimseler yutmaz artık.<br />
Songül Çimen: Biz düzen<br />
partilerinin hiçbir şeyine inanmıyoruz.<br />
Şu ana kadar verdikleri hiçbir<br />
sözü tutmadılar, bunu da tutmayacaklar.<br />
Bunu tutacak olsalar, halka<br />
bir sorarlardı, insan yerine koyarlardı.<br />
Biz burada oturuyorsak, elektriğini,<br />
suyunu, kirasını veriyorsak bize sormaları<br />
gerekiyor. Seçimlerde gelip<br />
vaatler veriliyor. Ama burada ev yıkılıyor.<br />
Ev demek ne demek? Barınma<br />
insanlar için en önemli şeydir. Bunu<br />
elimizden alıp yıkacaklar, bize bir<br />
şey sormuyorlar: Siz ne diyorsunuz,<br />
ne istiyorsunuz? Bizim isteklerimizi<br />
sormayanlara biz nasıl güveneceğiz.<br />
Güvenme sebebimiz kalmıyor. İçi<br />
boş oluyor. Boş vaat olduğunu bildiğimiz<br />
için AKP’nin de hiç bir partinin<br />
de sözlerine güvenmiyoruz da<br />
inanmıyoruz da. Onun için de biz<br />
elimizden geldiğince direneceğiz.<br />
Zaten evimiz yıkıldıktan sonra bizim<br />
canımız alınmış sayılır. Çünkü biz<br />
gariban fakir insanlarız. 500-600 lira<br />
maaşla çalışan bir insanın birikimi<br />
yok ki başka bir yere taşınsın. Onun<br />
için canımızı veririz, evimizi vermeyiz.<br />
Onun için çalışıyoruz.<br />
Necati Akan: Bugüne kadar bize<br />
tek söylenen yerinizi enkaz bedeli<br />
adı altında 15-20 bin liraya sayıp,<br />
karşı tarafta bize verecekleri daireyi<br />
100-200 bin lira sayıyorlar. Bu tatminkar<br />
bir cevap değil. Bize net bir<br />
cevap verilmiyor. 10 Ekim’de gittiğimizde<br />
de net bir cevap verilmedi.<br />
Kadir Topbaş’la görüşmemiz gerekirken,<br />
bürokratlarla görüşüyoruz.<br />
Beş gideceğiz, on gideceğiz, yüz gideceğiz...<br />
sonuna kadar gideceğiz.<br />
Mustafa Kalebaş: AKP kimseyi<br />
mağdur etmeyeceğiz diyor ama 10<br />
Ekim’de belediye ile yaptığımız görüşmeden<br />
de somut bir çözüm çıkmadı.<br />
Yerlerimizi ellerimizden alıp<br />
Sayı: 338<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
11 Kasım<br />
2012<br />
DİRENEREK, BİRLEŞEREK KAZANACAĞIZ! 41