Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Birlikten Kuvvet Doğar! Direnerek, Birleşerek Kazanacağız ... - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayı: 338<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
11 Kasım<br />
2012<br />
46<br />
5 Kasım 2001 Armutlu Katliamını Unutmadık!<br />
ŞEHİTLERİMİZLE ZULMÜN ÖNÜNDE BARİKAT<br />
OLDUK, DİRENDİK TESLİM OLMADIK!<br />
TAYAD’lı Aileler<br />
Küçükarmutlu Mahallesi, F Tipi<br />
hapishanelere karşı direniş döneminde,<br />
tecrite karşı direnişin kalbinin<br />
attığı bir mahalle oldu. Kuruluşundan<br />
bu yana direnişlerle anılması boşuna<br />
değildi. Evlerinin yapımında birlikte<br />
aynı harcı kardıkları evlatları, evlerini<br />
savunurken birlikte direndikleri evlatları<br />
hapishanelerdeydi. F Tipi hücrelerde<br />
çürütülmelerine seyirci kalmayacaklardı.<br />
Anaları, gençleri<br />
ile direnişin bir parçası oldular.<br />
Sadece desteklemediler, direnişi<br />
kendi mahallelerine taşıdılar.<br />
Onlar Armutlu’nun emekçi<br />
anaları, kardeşleri, TA-<br />
YAD’lılarıydılar. Tutsak olan<br />
yakınları için yapmayacakları<br />
yoktu. Bedelse bedel, cansa<br />
can… Ve tarih tanıktır ki, geri<br />
durmadılar, ne dedilerse yaptılar.<br />
F Tiplerini kapı kapı herkese anlattılar,<br />
Ankara yollarına düştüler,<br />
demokratik yollardan denemedikleri<br />
bir şey kalmayana dek mücadele ettiler<br />
ve gerektiği zamanda evlatlarıyla<br />
omuz omuza ölüm orucuna yattılar.<br />
19 Aralık 2000’de hapishanelere<br />
yapılan katliam operasyonlarında evlatları<br />
diri diri yakıldığında, alevleri<br />
kendi tenlerinde hissettiler. Sansürün<br />
en koyusunun olduğu bir dönemde evlatlarının<br />
dışarıdaki sesi oldular. Kimsenin<br />
F Tiplerine karşı olmayı sözde<br />
bile dile getiremediği zamanlarda<br />
umutsuzluğa düşmeden mücadele ettiler.<br />
Devlet bu sahiplenmeye tahammülsüzdü.<br />
Değil mi ki, tecriti halkı<br />
birbirinden koparmak için yapmışlardı.<br />
Bu sahiplenme öldürülmeliydi.<br />
Önce, Armutlu’yu ablukaya alarak gelen<br />
ziyaretçileri gözaltına almaya<br />
başladılar. Armutlu’yu ve direnenleri<br />
“dışarıdan” tecrit etmeye başladılar.<br />
Burjuva basın, yaptığı yalan haberler<br />
ile katliamın zeminini hazırlıyordu.<br />
Sabah gazetesi “Burası Filistin<br />
Değil, İstanbul” manşetiyle<br />
mahalleyi hedef gösteriyordu.<br />
Armutlu’daki direniş gün geldi,<br />
kamuoyuna direnişin sürdüğünü anlattı<br />
sadece. Devletin Armutlu’ya ve<br />
direnişe saldırıları hiç eksik olmadı.<br />
Direnişçilere moral olur diye Armutlu’ya<br />
çiçek yasağı getirildi. Ziyarete<br />
gelenlerin çiçekleri mahalleye<br />
sokulmak istenmedi. Armutlu’yu F<br />
Tipi hapishaneye çevirmişlerdi. Direniş<br />
her şeye rağmen devam etti. Aslında<br />
yok etmek istedikleri direnme<br />
hakkıydı. Ve ne pahasına olursa olsun<br />
savunulacaktı. Tüm bu yaptıkları ile<br />
sonuç alamayan devlet, 5 Kasım<br />
2001’de, Hapishanelere yapılan katliamın<br />
aynısını Armutlu’da yaptı.<br />
Katiller kapılara dayandıklarında tıpkı<br />
devrimci tutsaklar gibi direndiler.<br />
Şehitler verildi ama teslim olunmadı.<br />
Bülent Durgaç, Barış Kaş, Arzu<br />
Güler, Sultan Yıldız bu katliamda şehit<br />
düştü. Onlar, direnmenin onurunu<br />
bir kez daha halkımıza gösterdi. Kimisi,<br />
Armutlu’yu ziyarete gelmişti, kimisi<br />
“yeniyim ben ne yapabilirim<br />
ki?” demeden oradaydı, kimisi sokak<br />
sokak hücreleri anlatmıştı bugüne<br />
kadar ve şimdi direnişçilerin yanıbaşındaydı,<br />
kimisi de direnişçi olarak<br />
oradaydı. Halkı, devrimcileri sevdiler;<br />
hem de canlarını verecekleri ka-<br />
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR!<br />
dar sevdiler.<br />
Kimdi onlar?<br />
Onlar, en basit anlatımla halktı.<br />
Halkımızın en güzel duygularını, geleneklerini<br />
taşımışlardı Armutlu’ya.<br />
Bülent Durgaç, daha yeni tahliye<br />
olmuştu. O, özgür tutsak geleneğinden<br />
geliyordu ve tahliye olur olmaz<br />
soluğu direnişin mahallesinde almıştı.<br />
Aynı zamanda ‘96 Ölüm Orucu<br />
gazisiydi. Direniş kültürünü iyi bilenlerdendi.<br />
Barış Kaş, direniş başlayınca direnişçilerin<br />
yanına gelmek için can atıyordu<br />
ve istediğini yaptı. Tanıyanlar<br />
onu şöyle anlatıyordu: “Bir gün gece<br />
nöbetindeydi, saat gecenin üçü. Barış<br />
ne düşünüyorsun dalmışsın uzaklara<br />
dedim. Sonra daldık sohbetin en koyusuna.<br />
Neden gelmişti Armutlu’ya,<br />
neden bu kadar coşkuluydu bunu anlatıyordu<br />
Barış. ‘Geldim çünkü ben de<br />
zaferi görmek istiyorum…’ dedi.” Ve<br />
ekledi: ‘Ben de açlığı, yoksulluğu, acıyı<br />
biliyorum. Bunun için ölüm orucunda<br />
olduklarını biliyorum ve bunun<br />
için buradayım’” Bu kadar net ve<br />
sade…Aynı netlik ve sadelikle direndi,<br />
şehit düştü.<br />
Arzu Güler, Ölüm Orucundaydı.<br />
TAYAD’lıların 2. ekip direnişçilerindendi.<br />
5 Kasım günü katliam sırasında<br />
sağlık durumu kötüydü...<br />
Ama, bu onun önünde engel değildi.<br />
O da Armutlu şehitlerimizin yanında<br />
yer aldı.