hasan selim gönen görmek için gözümüz - Yürüyüş
hasan selim gönen görmek için gözümüz - Yürüyüş
hasan selim gönen görmek için gözümüz - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 323<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
29 Temmuz<br />
2012<br />
18<br />
“Faşizme Karşı Omuz<br />
Omuza” Bir Konser Yaşadık!<br />
Açık Hava Tiyatrosu’nda bir konser<br />
akşamı. Her akşam oralarda arzı<br />
endam edenlerden farklı görüntüler<br />
var ortalıkta. Bir kenarda, ellerinde<br />
su şişeleri olan birkaç kişi sohbet<br />
ediyorlar. Konserin başlamasına daha<br />
dört saat var ama onların umurunda<br />
değil. Birbirlerini bulmuşlar. Ellerinde<br />
birkaç yudum suları var. Yüzlerinde<br />
bir endişe, bir umut konuşup duruyorlar.<br />
Sol taraftan gençler giriyorlar<br />
konser alanının kapısına doğru. Islık<br />
çalıyorlar. Islıkla “cesaret” yayıyorlar<br />
etrafa. Tam arkalarında bir pankart<br />
bekliyor. Üzerinde “Korkuya Karşı<br />
Özgür Tiyatro” diye yazıyor. Pankart<br />
suyu akmaz bir çeşmeye asılmak isteniyor.<br />
Ancak yan taraftaki kongre<br />
merkezinin özel güvenlik elemanları<br />
buna karşı çıkıyorlar. Bir anda geriliyor<br />
ortalık. Güvenlik elemanları<br />
pankartı engellemenin rahatlığıyla<br />
bağlı bulundukları binaya doğru yönelirken<br />
pankart bu kez başka bir<br />
duvarın üstünde karşılarına dikiliyor.<br />
Türkü sesleri konser alanının kapısında<br />
birikmeye başlıyor. Üç-beş<br />
kişilik halaylar dönüyor türkülerin<br />
etrafında. Çevredeki özel güvenlik<br />
şaşkınlıkla bakıyor bu konser izleyicisine.<br />
Temmuz’un sıcak bir gecesi. Hal-<br />
kın gecesi bu gece. Sahnede ise birazdan<br />
çalmaya başlayacak; halkın<br />
orkestrası, Grup Yorum.<br />
Elinde megafonla kravatlı bir<br />
adam fırlıyor birden ortalığa. Konserin<br />
iptal edildiğini ilan ediveriyor. Dileyenleri<br />
yağlı güreş müsabakalarına<br />
davet ediyor. Kahkahalarla gülüyor<br />
kalabalık bu oyun gösterisine. Aslında<br />
kravatlı adamın sözleri her gün yaşadığımız<br />
traji-komik günlere bir<br />
gönderme.<br />
Yasaklamalar, engellemeler, ağır<br />
hapis cezaları, sebepsiz tutuklamalar,<br />
sebepsiz salıvermeler. Kaybolup giden,<br />
insan ömründen çalınan saatler,<br />
günler, aylar hatta yıllar.<br />
Kravatlı adam gösterisini sürdürürken,<br />
tiyatro sanatçıları doluyorlar<br />
alana birer ikişer. Kısa bir süre önce<br />
iktidar onların da canını yakmış.<br />
Sahnelerine, sanatlarına yoğun bir<br />
saldırı başlatmış.<br />
İktidarın tepesinde oturanlara göre<br />
her yeri olduğu gibi sanat alanını da<br />
bürokratlar yönetmeliymiş. Oyunlara,<br />
sahnede yapılacaklara dekora, kostüme<br />
oyunun müziğine hep dar kafalı<br />
bürokratlar karar vermeliymiş. Peki<br />
sanatçı ne yapacak? Ya sopa gösterenlerin<br />
önünde hazır ola geçecek.<br />
Geçmezse kapı dışarı edilecek. İşçiler,<br />
kamu çalışanları az ücrete razı olacak.<br />
Sağlıkçılar iktidarın emrettiği biçimde<br />
çalışacak. Öğretmenler ses çıkarmayacak.<br />
Öğrenciler ağızlarını bile açmayacak.<br />
Özetle her kesim gece gündüz<br />
“padişahım çok yaşa” diyecek.<br />
Ama kazın ayağı pek öyle çıkmıyor.<br />
Her kesim tepkilerini ortaya<br />
koyuyor. Sağlıkçılar, öğretmenler,<br />
öğrenciler sokakta hak arama <strong>için</strong><br />
dövüşüyorlar. Derken bu kalabalığa<br />
sanatçılar da katılıyor.<br />
İstanbul Şehir Tiyatroları ve Dievlet<br />
Tiyatrosu’na baskılar yoğunlaşınca<br />
onlar da bu kirli oyuna başkaldırıyorlar.<br />
Kış aylarında Harbiye’de Muhsin<br />
Ertuğrul Tiyatrosu önünde başlayan<br />
protestolar oradan Beyoğlu İstiklal<br />
Caddesi’ne oradan da Kadıköy-Göztepe<br />
Özgürlük Parkı’na uzanıyor.<br />
Canı yanan sanatçılar protesto <strong>için</strong><br />
o parkta yüz elli bir saat uyumadan<br />
sahne gösterileri yapıyorlar. Bu<br />
dünya çapında bir rekor.<br />
Bütün bu haykırışlara karşı iktidar<br />
kulaklarını kapayıp duruyor.Ama sanatçıların<br />
bu haykırışına bir yanıt<br />
geliyor Grup Yorum cephesinden.<br />
Otuz yıla yakındır yaşamadığı<br />
baskı, saldırı, işkence, hapis kalmamış<br />
Grup Yorum sanatçıların bu çığlığını<br />
yüreğinde duyuyor.<br />
Onlar iktidarın açtığı yaraları çok<br />
HASAN SELİM GÖNEN GÖRMEK İÇİN GÖZÜMÜZ,