Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2877<br />
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1834<br />
SOSYAL MEDYA<br />
Yazarlar<br />
A. Selim TUNCER (Ünite 1)<br />
Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA (Ünite 2, 6)<br />
Doç.Dr. Erkan AKAR (Ünite 3, 4)<br />
Doç.Dr. Mesude Canan ÖZTÜRK (Ünite 5)<br />
Editör<br />
Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA<br />
<br />
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ<br />
<br />
i
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.<br />
“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.<br />
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt<br />
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.<br />
Copyright © 2013 by Anadolu University<br />
All rights reserved<br />
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted<br />
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without<br />
permission in writing from the University.<br />
UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ<br />
Genel Koordinatör<br />
Doç.Dr. Müjgan Bozkaya<br />
Genel Koordinatör Yardımcısı<br />
Doç.Dr. Hasan Çalışkan<br />
Öğretim Tasarımcıları<br />
Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar<br />
Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan<br />
Grafik Tasarım Yönetmenleri<br />
Prof. Tevfik Fikret Uçar<br />
Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız<br />
Öğr.Gör. Nilgün Salur<br />
Kitap Koordinasyon Birimi<br />
Uzm. Nermin Özgür<br />
Kapak Düzeni<br />
Prof. Tevfik Fikret Uçar<br />
Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız<br />
Grafikerler<br />
Gülşah Karabulut<br />
Özlem Ceylan<br />
Kenan Çetinkaya<br />
Dizgi<br />
Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi<br />
Sosyal Medya<br />
ISBN<br />
978-975-06-1540-5<br />
1. Baskı<br />
Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 6.000 adet basılmıştır.<br />
ESKİŞEHİR, Ocak 2013<br />
<br />
ii
İçindekiler<br />
Önsöz.... iv<br />
1. Sosyal Medyanın Gelişimi 2<br />
2. Sosyal Medya ve Pazarlama... 26<br />
3. Sosyal Medya Platformları.. 52<br />
4. Sosyal Medya Platformları ile Pazarlama 80<br />
5. Sosyal Medyada Halkla İlişkiler. 106<br />
6. Sosyal Medyada Ölçme ve Analiz. 138<br />
<br />
iii
Önsöz<br />
Internet’in toplumsal ve ekonomik anlamda yarattığı değişimleri uzunca bir süredir konuşuyoruz. Ancak,<br />
yakın zamanda yaşadığımız bir başka sıçrama, tüm bu konuşmaları arka plana attı. Sosyal medyanın<br />
ortaya çıkışı ve çığ gibi büyümesi, tüm gözlerin bu yöne çevrilmesine sebep oldu. Kitabımızın<br />
yazarlarından A.Selim Tuncer’in de belirttiği gibi, bugün sosyal medya; büyümesi engellenemeyen,<br />
kimsenin reddedemeyeceği, gündemi belirleyen, bir ülkenin yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen<br />
bir güç haline gelmiş durumda.<br />
Sosyal medya, Web 1.0’dan bambaşka bir felsefeye dayanan Web 2.0 teknolojileri üzerinde yükseldi. Bu<br />
yeni teknolojiler, eskinin statik ve durağan web sitelerinin yerine dinamik ve etkileşimli web sayfalarını<br />
koyduklarında, aslında sadece teknolojiyi değil kullanıcıları ve Internet’i kullanım biçimlerini de<br />
değiştirmiş oldular. Kullanıcılar artık pasif birer dinleyici değil bu ortamın aktif oyuncuları haline<br />
gelmeye başladılar. Yazdıkları bloglar, attıkları Tweetler, Facebook paylaşımları, ürün değerlendirmeleri<br />
ile sosyal medya, yaratıcı tüketicilerin ve tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin doğuşuna sahne oldu.<br />
Kurum ve kuruluşlar, gücün ve değer yaratımının kendilerinden tüketiciye kaymasına tanık olmaya<br />
başladılar. Eskinin yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”inin yerini, çok yönlü, etkileşimli, demokratik<br />
ve eşdüzeyli “iletişim” almaya başladı.<br />
Elbette bu değişim, sosyal ve kültürel olduğu kadar ekonomik anlamda da büyük etkiler yaratıyor. Dijital<br />
ekonominin yeni kuralları, sosyal medya etrafında yapılanıyor ve işletmeler de bu yeni sistem içinde<br />
yerlerini almak, rekabet avantajı kazanmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Tüm işletmelerin sosyal<br />
medyada pazarlama çabasına girmeye başladığı bu dönemde, doğru adımları atmak ve süreci başarıyla<br />
yönetmek elbette çok önemli.<br />
Bu kitabımızda kapsamı, kavramları ve platformlarıyla sosyal medya ve sosyal medya pazarlaması ele<br />
alınmaktadır. İlk bölümde sosyal medyanın gelişimi ve temel kavramları anlatılacak, ilerleyen bölümlerde<br />
ise sırasıyla sosyal medyanın pazarlama ile ilişkisi, sosyal medya platformları, bu platformların pazarlama<br />
amaçlı kullanımları ve sosyal medyada halkla ilişkiler konuları anlatılacaktır. Son bölümde ise, yakın<br />
zamanda pazarlama uzmanlarının da oldukça ilgisini çekmeye başlayan ve sosyal medya pazarlaması<br />
önündeki belki de en önemli engeli oluşturan, sosyal medya yatırımlarının geri dönüşünün ölçümü ve<br />
analizi konusuna yer verilecektir.<br />
Bu eserin ortaya çıkmasında katkılarını esirgemeyen çok değerli yazarlarımıza ve kitabın basıma<br />
hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederiz.<br />
<br />
iv<br />
Editör<br />
Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA
1<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Web 2.0 ve sosyal medya arasındaki ayrımı açıklayabilecek,<br />
Yaratıcı tüketiciler ve tüketiciler tarafından yaratılan içerik gibi kavramları tanımlayabilecek,<br />
Sosyal medyanın yapı taşlarını açıklayabilecek ve platformların odaklandıkları temel yapı<br />
taşlarını belirleyebilecek,<br />
Sosyal medyanın iletişim biçimleri üzerindeki etkisini açıklayabilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
Web 1.0<br />
Web 2.0<br />
İçindekiler<br />
Giriş<br />
Sosyal Medya<br />
Yaratıcı Tüketiciler<br />
Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçerik<br />
Tarihsel Gelişimi İçinde İletişim Biçim ve Araçları<br />
Sosyal Medyanın Doğuşu ve Gelişimi<br />
İletişimin Yeni Yönü ve Sosyal Medya<br />
2<br />
Uzun Kuyruk Teorisi<br />
Dunbar Sayısı<br />
Çok Yönlü İletişim<br />
Eşdüzeyli İletişim<br />
Global Köy
GİRİŞ<br />
Toplumsal etkileşimin bu denli büyük ölçekte gerçekleşmesine olanak sağlayan teknolojilerin, eşi benzeri<br />
görülmemiş bir hızla yayılması, hem bilgi ve iletişim teknolojileri alanında hem de sosyal ve kültürel<br />
dinamiklerde önemli değişimlere yol açtı. Web 1.0 teknolojilerinin yerini bambaşka bir felsefeye dayanan<br />
Web 2.0 teknolojilerine bırakmasıyla, kullanıcının çok daha aktif rol oynadığı yeni bir web ortaya çıktı.<br />
Bu yeni teknolojilerin ortaya çıkarttığı etkileşimli sayfalar sayesinde kullanıcıların bilgiye ulaşması<br />
yanında, bu bilgiyi paylaşması, yayması ve dahası bu bilgi üzerine söz söylemesi de çok kolay bir hale<br />
geldi. Kullanıcıların bilgi, düşünce ve fikirlerini paylaşabildikleri yeni bir ortam, yani sosyal medya<br />
ortaya çıktı. Günümüzde sosyal medya; büyümesi engellenemeyen, kimsenin reddedemeyeceği, gündemi<br />
belirleyen, bir ülkenin yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen bir güç haline gelmiştir.<br />
Sosyal medya ile birlikte iletişim de önemli ölçüde şekil değiştirdi. Eskinin yukarıdan aşağıya ve tek<br />
yönlü “iletim”inin yerini, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” aldı. Sosyal<br />
medyanın yükselişi ile birlikte, kurumsal iletişim de önemli ölçüde demokratikleşiyor. Güç ve değerin<br />
yaratımı işletmelerden ve kurumlardan blog yazan, Tweet atan, Facebook’da paylaşımda bulunan<br />
bireylere geçiyor. Pasif bir alıcı konumunda olan tüketici, günümüzde çok daha aktif bir rol alıyor, ürün<br />
tasarımından tutundurma mesajlarına kadar değerin yaratım sürecinde işletmelere eşlik ediyor.<br />
Dolayısıyla, marka iletişimi bu yeni mecralarda işletmenin izni, hatta haberi bile olmadan bile<br />
gerçekleşebiliyor.<br />
Elbette tüm bunlar işletmeler ve marka yöneticileri için de çok yeni ve bilinmedik gelişmeler. Şimdiye<br />
kadar alışıldık faaliyetlerini sürdüren yöneticiler, bu yeni medya ve ortaya çıkarttığı iletişim biçimi<br />
karşısında çoğu zaman ne yapacaklarını bilmez hale geliyor. Dahası, tüm bu önemine ve gösterilen ilgiye<br />
rağmen, sosyal medyanın tam olarak ne olduğu çoğu işletme ve pazarlama uzmanı için hala büyük bir<br />
soru işaretinden ibaret.<br />
Sosyal medyanın tüm pazarları büyük ölçüde değiştirdiği günümüzde, her işletmenin az ya da çok bu<br />
mecralar ve yarattıkları değişim konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor. Dolayısıyla, bu ünite tarihsel<br />
gelişimi içinde teknolojinin nasıl değişip evrildiğinden başlayarak, sosyal medyanın gelişimine ve<br />
bugünkü haliyle sosyal medyayı oluşturan yapı taşlarına değinmekte. Son kısımda ise sosyal medya ve<br />
iletişimin yeni yönü ele alınmakta.<br />
TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDE İLETİŞİM BİÇİM VE ARAÇLARI<br />
Her şeyden önce sosyal medya, etkileşimli bir iletişim ortamıdır. Internet’in kullanıcıların hizmetine<br />
girmesiyle birlikte insanların zamandan ve mekandan bağımsız, çift yönlü ve eşzamanlı bilgi paylaşımı<br />
imkanları artmış, sosyal medyanın temelini bu teknolojik gelişme oluşturmuştur. Teknolojik değişim,<br />
aynı zamanda yepyeni bir kültürel ortam da yaratmıştır. Çünkü insanlık, kültürlerin bu denli birbirine<br />
karıştığı, kültürler arası bir iletişim ortamını tarih boyunca ilk kez deneyimlemektedir.<br />
İnsanlığın Kültürel Dönemleri<br />
İnsanlık kültür tarihi bugüne kadar dört ayrı dönem olarak incelenmiştir; Sözlü Kültür Dönemi, Elyazmalı<br />
(Chirografik) Kültür Dönemi (Yazının icadı İ.Ö. 4. Yüzyıl), Basılı (Tipografik) Kültür Dönemi<br />
3<br />
<br />
Sosyal Medyanın<br />
Gelişimi
(Matbaanın icadı 15. Yüzyıl) ve Elektrik-Elektronik Kültür Dönemi. Günümüzde bu dönemlere bir<br />
beşincisi eklemek mümkündür: Internet Kültür Dönemi. Aşağıda kronolojik olarak verilen teknolojik<br />
gelişmeler, iletişim teknolojileriyle kültürel dönemler arasındaki bağı açık bir şekilde ortaya koymaktadır.<br />
M.Ö. 3000 Mısır’da hiyeroglif adı verilen yazı sistemi bulundu. Bu yazı, şekiller ve sembollerden<br />
oluşuyordu.<br />
M.Ö. 1300 Mezopotamya’da ilk alfabe kullanıldı.<br />
1045 Çinliler, Mısırlıların bulduğu papirüs adlı kağıdı geliştirerek matbaa harflerini icat<br />
ettiler ve kitap bastılar.<br />
1645 Avrupa’da Guttenberg adlı mucit matbaa makinasını icat etti.<br />
1820 Danimarkalı bilim adamı Oersted, elektromanyetik akımını keşfetti. Böylece<br />
günümüzde kullanılan modern iletişim araçlarının temel çalışma prensipleri doğdu.<br />
1826 Fransız Niepce, fotoğrafı icat etti.<br />
1836 İngiliz Cooke ve arkadaşı elektrikli telgrafı icat ettiler.<br />
1843 Amerikalı bilim adamı Mors, (.) ve (-)’lerden oluşan MORS alfabesini icat etti. Böylece<br />
telgraf aleti herkes tarafından kolayca kullanılır hale geldi.<br />
1867 Amerikalı politikacı ve mucit Sholes, daktilo makinasını icat etti. Bu makina yazıyla<br />
iletişimde yeni bir devrim yarattı.<br />
1876 İskoçyalı A.Graham Bell, elektrik telleri üzerinden ilk insan sesini iletmeyi başarmış ve<br />
bu aletin adına “tele-phone” demiştir. Telefon, ‘uzaktan konuşma’ demektir.<br />
1877 Amerikalı araştırmacı Edison, fonograf denilen ve ses kaydetmeye yarayan aleti icat<br />
etti. İlk denemede köpeğinin sesini kaydetti. Bu cihaz günümüzdeki kaset ve CD<br />
çalarların temelini oluşturdu.<br />
1894 Fransız Lumiere kardeşler ilk sinema makinasını yaptılar. Böylece görüntünün<br />
kaydedilmesi, saklanması ve yeniden gösterilmesi imkanlı hale geldi. Bu buluş, bir<br />
iletişim devrimidir.<br />
1896 İtalyan Marconi ilk radyo yayınını gerçekleştirdi. O yıllarda mors alfabesiyle yayın<br />
yapılıyordu. Daha sonra 1901 de ilk okyanus aşırı radyo yayını yapıldı. 1907 Yılında ise<br />
Kanadalı Fessenden adındaki bilim adamı, insan sesiyle ilk radyo yayınını yaptı.<br />
1922 Korn adlı Alman bilim adamı elektrik tellerinden fotoğraf gönderebilen ilk faks<br />
makinasını icat etti.<br />
1926 Logie Baird adındaki İskoçyalı bilim adamı, insan yüzünün görüntüsünü radyo<br />
dalgalarıyla çok uzaklara gönderebilen ve ‘televizyon’ adını verdiği aleti icat etti.<br />
1936 İngiltere’de ilk kez siyah beyaz TV yayınları BBC tarafından başlatıldı.<br />
1938 Carlson adındaki Amerikalı bilim adamı, fotokopi cihazını icat etti.<br />
1946 Amerikalı J. Eckert ve arkadaşı Mauchly, askeri amaçlı hesaplar yapmak için dünyanın<br />
ilk bilgisayarını icat ettiler. ENIAC adını verdikleri bu bilgisayar, 30 ton ağırlığında ve<br />
dört apartman dairesi büyüklüğünde olup içinde 18 bin elektronik tüp bulunmaktaydı.<br />
1962 Amerikalılar dünyanın ilk iletişim uydusu olan Telstar’ı uzaya fırlattılar. Bu uyduyla<br />
kıtalar arası telefon konuşmaları, telefaks haberleşmeleri ve TV-Radyo yayınları<br />
yapılması mümkün hale geldi.<br />
1970 Amerika’da üniversiteler arası bilgi iletişiminde kullanılmak üzere ARPA denilen yeni<br />
bir iletişim sistemi gerçekleştirildi. Bu sistemle ayrı şehirlerdeki bilgisayarların<br />
birbirlerine bağlanabilmeleri mümkün oldu. 1974’te bu iletişime ‘TCP/IP protokolü’ adı<br />
verilen bir standart getirildi.<br />
<br />
4
1981 Amerika’da IBM şirketi ilk kişisel bilgisayar olan, bugün iletişimde devrim sayılan<br />
PC’yi üretti.<br />
1982 Philips ve Sony şirketleri ‘Compact Disk’ (CD) denilen aleti ürettiler.<br />
1983 Microsoft firması, günümüzde hala kullanılmakta olan ve iletişimde çığır açan<br />
‘Windows’ adını verdiği sistem yazılımını geliştirdi.<br />
1985 Amerika’da kullanılmakta olan ‘ARPA’ iletişim sisteminin adı ‘Internet’ adıyla<br />
değiştirildi.<br />
1990 Yaşadığımız çağa adını veren ve iletişimde bugün son nokta olan ‘www’ yani ‘World<br />
Wide Web’ gündemimize girdi.<br />
Toplumsal bir varlık olan insanın en önemli özelliklerinden birisi de kendisiyle, doğayla ve diğer<br />
insanlarla sürekli iletişim halinde olması, duygu ve düşüncelerini bir diğerine aktarmasıdır. İnsanın bu<br />
özelliği onda var olan iletişim yeteneği ile ilgilidir. İnsanlar çağlar boyu birbirleri ile bu yetenekleri<br />
sayesinde etkileşimde bulunmuşlardır. Kültürlerini, uygarlıklarını geliştirmelerinde bu etkileşimlerinin<br />
rolü çok büyük olmuştur.<br />
İletişim Biçimleri ve Araçları<br />
İnsanlar yakın ve uzak iletişim imkanlarını tarih boyunca sürekli geliştirmişlerdir. İnsanlığın ilk<br />
döneminde iletişimde önce ses vardır. İnsan, çıkardığı değişik sesler, çığlıklar ve bunları desteklediği<br />
bedensel hareketler sayesinde birbirleriyle iletişim kurmuştur. Bunun yanı sıra ilkel resimlerle, çizgilerle<br />
insanın mesajını aktarması da insanlığın iletişim tarihinde sanatın ilk izlerinin göstergesi olmuştur.<br />
İnsanın iletişiminin gelişiminde en başta gelen koşul hiç şüphesiz dilin ortaya çıkmasıdır.<br />
Dil dışındaki bazı iletişim araçlarına göz attığımızda, bugünkü iletişim devriminin hangi evrelerden<br />
geçerek bu noktaya ulaştığını da görmüş oluruz.<br />
Yazı: Yazının icadı sadece iletişim tarihinin değil, insanlık tarihinin en önemli olaylarından biridir.<br />
Birçok düşünür, yazının icadının insan beyninin çalışma prensiplerini bile değiştirdiğini savunmuştur.<br />
Dünyanın çeşitli bölgelerinde okuma yazma bilmeyenler üzerinde yapılan araştırmalar bu görüşleri<br />
doğrulamaktadır. Yazı sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda insan belleğinin yerini alan bir kayıt<br />
aracıdır.<br />
Tamtam: Tamtam, insanların ilk kullandığı çalgılardan biridir. Günümüzde ise en yaygın vurmalı<br />
çalgıdır. Dünyadaki hemen bütün halkların kültürlerinde tamtamın yeri vardır. Yazılı tarihten çok önce<br />
Eski Mısırlıların, Asurluların ve Uzakdoğuluların tamtamı kullandıkları bilinmektedir. Amerika yerlileri<br />
dinsel törenlerinde dans ederken, tempo tutmak için tamtam çalarlardı. Afrikalılar, hem dans ederken hem<br />
de şifreli vuruşlarla kabileden kabileye haber yollarken tamtamı kullanırdı. Afrika’da bu amaçla hâlâ<br />
tamtam kullanılmaktadır. İnsanların birbirlerini uzaktan kolay göremediği, ormanlık alanların çok,<br />
düzlüklerin az olduğu bölgelerde tamtam etkili bir uzaktan iletişim aracı olmuştur.<br />
Duman: Dumanla haberleşme, Kızılderililerin kullandığı çok ilkel ve basit bir iletişim yöntemidir.<br />
Duman en yüksek tepelerde ve dağlarda yakılırdı. Bu sayede görüş daha basit hale getirilir ve daha kısa<br />
zamanda mesaj yerine ulaşırdı.<br />
Posta güvercini: İletişimin gelişmesindeki en büyük etken muhakkak ateş ve yazıydı. Yazı giderek<br />
gelişti ve insanlar birbirlerine mektup yollamaya başladı. Ama ilk önceleri bu mektupları alıcıya nasıl<br />
ulaştıracaklarını bilmiyorlardı. Sonra güvercinleri eğittiler. Bir noktadan bırakılan güvercinler aldıkları<br />
eğitim sayesinde karşıdaki kişiye yazılı mesajı iletmeye başladı. Buna karşılık olarak mesajı alan kişi<br />
başka bir mesaj ile gönderen kişiye karşılık verir, böylece iletişim gerçekleşmiş olurdu.<br />
Matbaa: Matbaanın ilk kullanılması Uzakdoğu’da başlamıştır. İlk matbaa, ağaç oyma tekniği<br />
kullanarak, M.S. 593’te Çin’de kurulmuş, ilk basılı gazete de M.S. 700’de Pekin’de çıkmıştır. Bilinen en<br />
eski eksiksiz basma kitap olan Tianemmen ruloları Çin’de 868’de basılmıştır.<br />
<br />
5
Telgraf: Telgraf iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya<br />
belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir. Mürekkepli kalem bir kağıt şerit üzerine<br />
nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizerek haberleşme kodlarını iletir.<br />
Telefon: Birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan<br />
elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Önce kentlerde kurulan telefon şebekeleri daha sonra kentler arası,<br />
uluslararası düzenekler durumuna dönüşmüş ve uydular aracılığıyla dünyanın her köşesinin birbiriyle<br />
iletişimi sağlanmıştır.<br />
Gazete: Gutenberg’in hareketli harfleri kullanan baskı makinesini icat etmesinden yaklaşık 150 yıl<br />
sonra ilk gazeteler ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk gazete olarak kabul edilen Avisa’nın Strazburg’da<br />
1609 yılında yayınlanmasından bir yüzyıl sonra ilk günlük gazete İngiltere’de 1702 yılında The Daily<br />
Courant adıyla yayınlanmıştır. İlk gazeteciler haberlerini genellikle yine 18. yüzyılda yeni bir toplumsal<br />
mekan olarak ortaya çıkan kahvehanelerdeki sohbetlerden derliyorlardı. Gazete tek yönlü bir iletişim<br />
mecrasıdır.<br />
Radyo: Gerçek anlamda ilk radyo yayını 1920 yılında ABD’de Pittsburg’da yapıldı. Ancak telsiz<br />
iletişimi olarak daha önceleri radyo teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin meşhur Titanic gemisi<br />
1912 yılında batarken elektromanyetik dalgalar kullanan bir telsiz ile yardım istemişti. Marconi radyoyu<br />
icadına giden yolda Maxwell, Hertz Tesla gibi bilim adamlarının birikimlerinden yararlanmıştır. 1933<br />
yılında FM tekniğinin 1960’larda da stereo yayın tekniğinin bulunmasıyla radyo müzik endüstrisi ilişkisi<br />
başlamış oldu. 1948 yılında ABD’de Bell Laboratuvarlarında icat edilen transistor, radyoyu hem ucuzlattı<br />
hem de hareketli hale getirdi. Cep ve araba radyoları yaygınlaştı, radyo dinleme alışkanlıkları değişti.<br />
Radyo her yerde dinlenilebilir hale geldi. Tek yönlü çalışan bir iletişim aracıdır.<br />
Televizyon: Televizyonun babası olarak tanınan Paul Nipkow 1884 yılında resim tarama makinası<br />
yaparak bu taranmış resmin telgraf hatlarından iletilmesini tasarlamıştı. İlk televizyon yayını 1936’da<br />
BBC tarafından yapıldı ve 1937 yılında elektromekanik sistemler yerine elektronik taramalı sistemler<br />
standart olarak kabul edildi. ABD’de başkanlık seçimlerinde televizyonun güçlü bir şekilde kullanılması<br />
bugünkü anlamıyla siyasal iletişimin doğuşunu getirdi ve televizyonun kültürel egemenliği yaygınlaştı.<br />
1963’te Kennedy öldürülmesi esnasında televizyonun haber vermedeki hızı kanıtlanmıştı. 1990 yılında<br />
ise Körfez savaşı televizyonlardan “naklen” yayınlandı. Türkiye’de 1958 yılında İstanbul Teknik<br />
Üniversitesi tarafından deneme amaçlı başlatılan İstanbul’a yönelik televizyon yayınları düzenli olarak ilk<br />
kez 1968 yılında Ankara’da TRT tarafından gerçekleştirildi. Televizyon da gazete ve radyo gibi tek yönlü<br />
bir iletişim aracıdır.<br />
Internet ve Yeni Medya: ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında<br />
geliştirilmesiyle dijital çağ başlamış oldu. Bilgisayarların yine askeri amaçlarla kendi aralarında<br />
iletişmelerini sağlamak için 1960’larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET, askeri proje ağının<br />
doğmasına neden oldu. Bunun ardında standartlaşan TCP/IP protokolü, verilerin paketler halinde güvenli<br />
ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağladı ve bu ağa üniversitelerin de katılımıyla Internet ortaya<br />
çıktı. Ağa bağlı her bilgisayarın numarası (IP) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name<br />
System) ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürüldü ve .com, .edu, .net<br />
gibi domain adları saptandı. Web en yaygın Internet hizmeti olarak hızla gelişirken e-posta, irc (Chat), ftp<br />
gibi diğer hizmetler de gündeme geldi. 1990’ların sonuna gelindiğinde “ağların ağı” tanımlamasına uygun<br />
devasa bir iletişim ağı ve bu ağ üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıktı. Türkiye ilk kez ODTÜ-<br />
TÜBİTAK işbirliği ile 1993 yılında ABD üzerinden İnternet’e erişti.<br />
Geleneksel medyanın dışında, CD, VCD, DVD, interaktif CD, GSM-WAP-GPRS, Internet gibi<br />
tümüyle dijital teknolojiyle üretilen ve içeriği üretenle tüketen arasında yeni bir ilişki tanımlayan<br />
medyaya yeni medya diyoruz.<br />
İletişim Teknolojilerinin Etkileri<br />
Yazı da dahil olmak üzere, iletişim araçlarının, gücü elinde bulunduranlar tarafından kullanılması insanlar<br />
arasındaki karşılıklı, çift yönlü, yatay ve eşdüzeyli iletişimin yönünü etkilemiştir. Bu araçların basılı<br />
kitap, gazete, radyo ve televizyon olarak kitleselleşmesi ise iktidar ve iletişim denklemini yeniden<br />
<br />
6
kurmuş, kitlesel iletişim araçları kitleleri manipüle etmenin araçları olmuştur. İletişimin yerini tek yönlü,<br />
“yukarıdan aşağıya” kitlesel “iletim” almıştır.<br />
Ünlü antropolog Edward T. Hall, The Silent Language adlı kitabında şunları yazar: “Bugün insan,<br />
pratikte bedeniyle yapageldiği her şey için uzantılar (protezler) geliştirmiştir. Silahların evrimi dişler ve<br />
yumrukla başlar, atom bombasıyla sona erer. Giysiler ve evler, insanın biyolojik ısı denetim<br />
mekanizmalarının uzantılarıdır. Mobilyalar, çömelmenin ve yere oturmanın yerini alırlar. Sesi hem zaman<br />
hem de uzayda taşıyan elektrikli araçlar, mercekler, TV, telefonlar ve kitaplar, maddi uzantıların<br />
örnekleridir. Para, emeği yaymanın ve depolamanın bir yoludur. Bir zamanlar ayaklarımız ve sırtımızla<br />
yaptığımız şeyi artık ulaşım ve taşımacılık ağlarımız yapıyor. Aslına bakılırsa, insan yapımı bütün maddi<br />
şeylere, insanın bir zamanlar bedeniyle ya da bedeninin ilgili parçasıyla yaptığı şeylerin uzantısı olarak<br />
bakmak mümkündür.”<br />
Roland Barthes da Yazı Üzerine Çeşitlemeler adlı kitabında yazının rolünü insanın aynı zamanda bir<br />
uzantısı (protez) olarak tanımlamıştır: “Yazı üzerine ilk düşüncelerin üretilmesiyle birlikte (Piaton),<br />
yazıya bir bellek rolü de verilmiştir; yazı, belleği geliştirmeye yönelik bir tür araç, beyne takılan ve beyni<br />
depolama yükünden kurtaran bir protez gibi görülmüştür.” Marshall McLuhan, ünlü eseri The Medium is<br />
the Massage’da benzer görüşleri dile getirmektedir: “Elektrik devresi, merkezi sinir sistemimizin bir<br />
uzantısıdır. Tüm medya, insanın psişik ya da fiziksel yetilerinin bir uzantısıdır.”<br />
Bu saptamayı iletişim araçları özelinde benimseyecek olursak, yazı belleğimizin, telefon ve radyo<br />
sesimizin, görüntümüzün uzantısıdır. Bu durumda Internet, sesimizin ve görüntümüzün uzantısı olmak<br />
yanında, tüm duyularımızın, zihnimizin, belleğimizin, aklımızın ve kalbimizin de bir uzantısı (protezi)<br />
olarak bize aklın alamayacağı genişlikte imkanlar sunuyor.<br />
SOSYAL MEDYANIN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ<br />
Sosyal medyanın ortaya çıkışı, her şeyden önce Web teknolojilerindeki ve felsefesindeki değişime<br />
dayanmaktadır. Dolayısıyla, sosyal medyanın nasıl bir felsefi ve teknolojik altyapısı olduğunun<br />
anlaşılması için, öncelikle Web 1.0 kavramından, Internet’in ve web’in gelişiminden bahsetmek yararlı<br />
olacaktır.<br />
Web 1.0<br />
Internet’in bugünkü halini alması için 40 yılı aşkın bir süre geçmesi gerekmiştir. Internet’in bu süreçteki<br />
gelişimi üç ayrı dönem içinde ele alınabilir;<br />
Yenilik aşaması, Internet’in temel kavramlarının oluşturulduğu, donanım ve yazılım unsurlarının<br />
hayata geçirildiği 1961’den 1974 yılına kadar ki süreyi kapsamaktadır. Internet’in oluşturulmasındaki<br />
temel amaç, üniversite kampüslerinde yer alan büyük bilgisayarların birbirleriyle bağlanmasını<br />
sağlamaktır. Bu türden bire bir iletişimler Internet öncesinde sadece telefon ya da posta yolu ile<br />
mümkündür.<br />
Kurumsallaşma aşaması, Internet isimli yeniliğe Savunma Bakanlığı ve Ulusal Bilim Kurumu gibi<br />
büyük çaplı örgütlerin finansal destek vermeye başladıkları 1975’den 1995 yılına kadar ki süreyi<br />
kapsamaktadır. Devlet tarafından desteklenen projeler sayesinde Internet’in etkinliğinin ortaya konması<br />
sonrasında, Savunma Bakanlığı Internet’in geliştirilmesi için önemli bir proje olan ARPANET’i devreye<br />
sokmuştur. 1986 yılında ise Ulusal Bilim Örgütü, daha sonra NSFNet olarak adlandırılan, sivil Internet’in<br />
kurulumunu üstlenmiş ve 10 yıl sürecek 200 milyon dolarlık bir projeyi başlatmıştır.<br />
Ticarileşme aşaması ise, devletin Internet’i genişletmesi, altyapısını güçlendirmesi ve sıradan<br />
insanları da bu ağa dahil etmesi için özel kuruluşları cesaretlendirdiği ve yönlendirdiği 1995’den bugüne<br />
kadar ki süreyi kapsamaktadır. 2000’li yıllardan itibaren Internet’in kullanımı ordu ve akademik amaçları<br />
aşmıştır. 1994 yılında web üzerinden reklam ve pazarlama çalışmaları ile birlikte elektronik ticaret de<br />
ortaya çıkmaya başlamıştır.<br />
Internet 1960’lı yıllarda gelişmeye başlasa da, World wide web 1989-91 yılları arasında Dr. Tim<br />
Berners-Lee tarafından geliştirilmiştir. Internet’in gelişimi sonrasında bazı yazarlar kullanıcıların<br />
<br />
7
serbestçe bilgiyi tarayabilecekleri, birbiriyle bağlantılı sayfaların oluşturulabileceği fikrini ortaya<br />
atmışlardı. Bu fikirlerden hareketle Berners-Lee ve ekibi web’in en temel dört unsuru olan HTML,<br />
HTTP, bir web server ve bir tarayıcının (browser) ilk versiyonunu oluşturdular. Oluşturulan ilk web<br />
sayfaları, siyah-beyaz ve tamamen metne dayalı bir yapıdadır.<br />
1993 yılına kadar da web üzerinden paylaşılan bilgiler metin tabanlı olmaya devam etti. 1993 yılında<br />
Marc Andersen ve NCSA’da (National Center for Supercomputing Applications at the University of<br />
Illinois) çalışan ekip üyeleri, grafik kullanıcı arayüzüne sahip bir web tarayıcı olan Mosaic’i geliştirdiler.<br />
Mosaic Macintosh, Windows ya da UNIX gibi grafik tabanlı arayüzler üzerinde çalışabilen bir yazılımdı.<br />
Siyah-beyaz metin tabanlı yapısından sıyrılan web, artık bir bilgisayar ve fare (mouse) kullanabilen<br />
herkes tarafından görülebilir hale gelmişti. Grafik tabanlı web tarayıcı beraberinde dosyaların, bilginin,<br />
grafiklerin, görüntü ve sesin paylaşıldığı evrensel bir programlama alanını da mümkün kılmıştı. Mosaic<br />
programı sayesinde kullanılan bilgisayar ve işletim sistemi ne olursa olsun, dünyanın her yerinden aynı<br />
web sayfaları görüntülenebiliyordu. Bu yeni tarayıcı ile birlikte, dünya 1993 yılında görmediği yeni bir<br />
programlama ve bilgi yönetimi sistemi ile tanıştı.<br />
1994 yılında Andreesen ve Jim Clark ilk ticari tarayıcı olan Netscape Navigator’u kurdular. Mosaic’in<br />
bedava olmasına karşın Netscape yazılımı ücretliydi. 1995 yılında Microsoft Internet Explorer adı altında<br />
kendi tarayıcısını sundu.<br />
Mosaic ve sonrasında ortaya çıkan çok sayıda tarayıcı sayesinde kullanıcılar, web sitelerini<br />
görüntüleme şansını elde ettiler. Bu dönemde ortaya çıkan web siteleri de temelde bilgi verme amacını<br />
taşımıştır. Bir başka deyişle, web 1.0 diye adlandırılan bu dönemde oluşturulan web siteleri, statik bir<br />
yapıya sahip olan ve sadece okumaya elverişli sayfalardır. Okuyucuların bu sayfalar üzerinden web<br />
sitesinin sahibiyle ya da birbirleriyle etkileşime girmesi mümkün değildir. Web 1.0 dönemi, etkileşimin<br />
olmadığı, dolayısıyla kullanıcının söz hakkının bulunmadığı ve tek taraflı bilgi aktarımının olduğu bir<br />
ortamı ifade etmektedir. Site sahipleri okuyucuya aktarmak istediklerini seçip veriyorlardı. İşe işletmeler<br />
tarafından bakılacak olursa, bu dönemde oluşturulan web siteleri, daha çok broşürvari bir görünüme<br />
sahipti. İşletmeler bastırdıkları broşürleri ya da katalogları biraz zenginleştirip web sitelerine<br />
çevirmişlerdi.<br />
Resim 1.1: Grafik kullanıcı arayüzüne sahip ilk web tarayıcı Mosaic’ten bir görüntü.<br />
<br />
8
Web 2.0<br />
Web 2.0, 2004 yılında O’Reilly Media tarafından düzenlenen ve teknoloji dünyasından önemli isim ve<br />
şirketlerin katıldığı bir konferansta ortaya atılan fikirler üzerine kurulmuş bir kavramdır. Bill O’Reilly<br />
yeni nesil etkileşimli web sitelerini, online toplulukları ve içeriğin kullanıcılar tarafından yaratıldığı bu<br />
yeni ortamı Web 2.0 olarak adlandırmıştır. Her ne kadar bu konferansa katılmayan bazı çevreler<br />
tarafından kabul görmese de aslında altında yatan iki gerçek bu kavramı geçerli kılmaktadır. Web 2.0’ın<br />
ortaya çıkmasını sağlayan teknolojik gelişmeler (Ajax, RSS, XML, CSS, vs.) kullanıcıların bilgiye erişme<br />
felsefesinde yaşanan büyük değişime yol açmışlardır. Web 2.0 içinde kullanıcılar artık sadece izleyici<br />
değil aynı zamanda aktif birer de kullanıcı halini almışlar, bir başka deyişle “yaratıcı tüketicilere”<br />
dönüşmüşlerdir. Kullanıcılar Web 2.0 sayesinde bir sitedeki içerik hakkında yorum ya da değerlendirme<br />
yapabilmekte, içeriği kolaylıkla paylaşabilmekte, topluluk oluşturup, oluşturulmuş topluluklarda yer<br />
alabilmekte ya da yarattıkları içerik ile diğer kullanıcıların görüşlerini olumlu ya da olumsuz yönde<br />
etkileyebilmektedir. Web 2.0, kullanıcıların okur olmaktan çıkıp okur-yazar oldukları yeni platformun<br />
adıdır.<br />
Web 2.0, WordPress ve Blogger gibi hazır sistemlerin ortaya çıkması ile kodlama bilgisine ihtiyaç<br />
duymadan, kullanıcıların kişisel siteler oluşturup bilgi paylaşımına katılmasını ve iki yönlü bilgi akımının<br />
oluşmasını sağladı. Zengin Internet uygulamaları ortaya çıktı. RSS sayesinde yayıncıların kendi<br />
aralarında ortak bir dil kullanılmasını sağladı. Sosyal ağların ortaya çıkması ve insanların belirli<br />
düşünceler altında topluluklar oluşturarak düşüncelerini daha geniş kitlelere duyurabilme olanağı doğdu.<br />
Web 2.0’ı Web 1.0’dan ayrıştıran ve yeni tür Web uygulamalarını nitelendiren üç temel özellik<br />
bulunmaktadır;<br />
Ücretsiz ve Sade Çevrimiçi Uygulamalar<br />
Yeni nesil Web 2.0 uygulamalarının en önemli özelliklerinin başında, bu uygulamaların hizmet odaklı,<br />
ücretsiz ve basit çevrimiçi (online) uygulamalar olmaları gelmektedir;<br />
• Yazılım paketlerinden çevrimiçi hizmet uygulamalarına doğru bir kayma: Yeni nesil Web<br />
2.0 uygulamaları, firmaya özel yazılım ürünlerine dayalı olarak geliştirilen ilk dönem Internet<br />
uygulamalarının aksine, genellikle açık kaynak yazılımlarını kullanmakta ve platformlardan<br />
bağımsız olarak çalışabilmektedir. Bir başka deyişle, bu uygulamalar bir yazılım paketi olarak<br />
değil hizmet paketi olarak sunulmaktadır. Genellikle herkes ücretsiz olarak bu hizmetlere<br />
ulaşabilmekte ve karşılığında lisans ücreti istenmemektedir. Bu uygulamalar Internet üzerinden<br />
kolayca indirilmekte, dağıtılmakta ve istendiği gibi paylaşılabilmektedir.<br />
• Sadelik: Web 2.0 uygulamalarında kullanıcı arayüzlerinin oldukça sade bir yapıya sahip olduğu,<br />
uygulamaların sınırlı sayıda özellik taşıdığı ve bu uygulamaların sundukları “değer önerisinin”<br />
de kolaylıkla anlaşılabilir özellikte olduğu görülmektedir.<br />
• Yaratılan ağ sayesinde kullanıcıyı hapsetme: Web 2.0 uygulamalarında yaratılan ağ,<br />
kullanıcıların o uygulamaya hapsolmasına sebep olabilmektedir. Örneğin, Skype.com’u kullanan<br />
bir tüketici, eğer ki iletişimde olduğu tüm arkadaşları da aynı hizmeti kullanıyorsa, daha uygun<br />
fiyatlı da olsa başka bir hizmet sağlayıcıya geçmek istemeyecektir.<br />
Süreklilik Gösteren Uygulama Geliştirme Süreci<br />
Web 2.0 uygulamalarının geliştirilmesi sürecine kullanıcıların aktif bir şekilde katılımı, uygulama<br />
yaratıcılarına birtakım faydalar sağlamaktadır;<br />
• Gerçek zamanlı ve sürekli iyileştirmeler: Bu durum pek çok web uygulaması için günümüzde<br />
yaygınca kullanılan bir yaklaşımdır. Örneğin, Skype her görüşme sonrasında kullanıcılarından,<br />
görüşme kalitesini değerlendirmelerini istemekte ve bu doğrultuda iyileştirmeler yapmaktadır.<br />
Önceki nesil web uygulamalarının aksine, Web 2.0 uygulamalarında yeni versiyonlar çıkartmak<br />
vs. gibi uygulamalar yerine, kullanıcı geribildirimlerine ve kullanışlılık testlerine dayalı gerçek<br />
zamanlı ve sürekli devam eden iyileştirme çabaları vardır.<br />
<br />
9
• Daimi beta: Beta versiyonu kavramı Web 2.0 ile birlikte kalıcı hale gelmiştir. Artık nihai halini<br />
almış bir uygulama versiyonu yoktur. Her uygulama, var olduğu sürece, geliştirilmeye ve<br />
değiştirilmeye devam etmektedir. Bu nedenle de uygulamalar tam anlamıyla tamamlanmadan ya<br />
da hatalarından arındırılmadan ticarileşmekte ve geliştirmeler tüm kullanıcılara açık olarak<br />
gerçekleştirilmektedir.<br />
<br />
Beta sürümü kavramının ne anlama geldiğini araştırınız.<br />
• Daha fazla kullanıcı: Her yeni kullanıcı, kolektif bilgi havuzunun hacmini genişleterek, o<br />
uygulamanın değerini arttırmaktadır. Ağ etkisi olarak adlandırılan bu kavrama göre, bir<br />
uygulamayı kullanan sayısı arttıkça, o uygulamanın değeri ve gelişmişliği de artmaktadır.<br />
Örneğin, Wikipedia’nın kullanıcı sayısı arttıkça hem yeni giriş sayısı hem de mevcut bilgilerin<br />
düzeltilme oranı artmaktadır. Ya da Hepsiburada.com gibi sayfalarda tüketiciler ürünlerle ilgili<br />
daha fazla yorum yaptıkça, bu sayfanın kullanışlılığı da artmaktadır.<br />
“Ağ etkisi” kavramıyla ilgili bu adresteki yazıyı okuyabilirsiniz:<br />
www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2010/03/22/ag_etkisi_facebooku_her_zaman_zinde_tut<br />
uyor<br />
Yeni Hizmet Tabanlı İş Modelleri<br />
Web 2.0 uygulamaları sayesinde bir yandan yeni hizmet tabanlı iş modelleri gelişmekte, aynı zamanda niş<br />
pazarlara erişme imkanı artmaktadır;<br />
• Gelir ve kullanım modellerindeki değişimler: Web 2.0 uygulamalarının önemli bir bölümü<br />
kullanıcılarından ücret almamakta, bunun yerine reklam ve sponsorluk gelirleri ile çalışmaktadır.<br />
Google bu tür reklam ve sponsorluk gelirleri ile çalışan örneklerden birisidir. Sıkça uygulanan<br />
gelir modellerinden bir diğeri ise, temel hizmetlerden ücret almayıp, daha üst düzey ya da<br />
premium hizmetlerden ücret alan üyelik gelir modelidir. WordPress bu şekilde çalışan<br />
örneklerden birisidir. WordPress üzerinden bir blog sahibi olmak için ücret ödemeye gerek<br />
yoktur. Ancak, kendi alan adını kullanmak ya da daha kişiselleştirilebilir tasarım unsurları<br />
kullanmak isteyen üyelerin, bu hizmetlerden yararlanmak için belirli bir ücret ödemeleri<br />
gerekmektedir.<br />
• Kitlesel pazarlardan bireysel müşterilere kayış: Web 2.0 döneminin hizmet sağlayıcıları,<br />
kitlesel pazarlar yanında özel ilgi alanları olan veya kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler talep<br />
eden az sayıda müşteri topluluklarının da kendileri için önemli bir potansiyel sağladığını fark<br />
ettiler. Küçük pazarlar olmaları nedeniyle, bu tür tüketiciler şimdiye kadar çoğu işletme<br />
tarafından dikkate alınmamaktaydı. Bloglar, forumlar, haber bültenleri ve sanal topluluklar gibi<br />
Web 2.0 uygulamaları sayesinde tüketiciler, bu türden ürün ve hizmetleri kolaylıkla<br />
bulabilmekte, hatta belirli ilgi alanları çevresinde oluşan topluluklar sayesinde tüketiciler<br />
birbirleriyle de bu ürün ve hizmetler hakkında görüşlerini, önerilerini paylaşmaktadır. Chris<br />
Anderson tarafından ortaya konan Uzun Kuyruk Teorisi’ne göre, bir satış mağazası ya da<br />
kanalının yeterince büyük olması durumunda, talebi ya da satışı az olan ürünlerin toplam<br />
satışının, çok satan bir ürününün satışından daha fazla olabileceğini söylemektedir. Dolayısıyla,<br />
web 2.0 teknolojileri sayesinde niş pazarlara erişmek ve bu paralarda karlı iş yapmak olası hale<br />
gelmektedir.<br />
“Uzun Kuyruk Teorisi” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Chris<br />
Anderson’un Optimist Yayınlarından çıkan “Uzun Kuyruk Geleceğin İşi: Çokun Azını<br />
Satmak” (2008) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
Özetle söylemek gerekirse; Eskiden statik ve durağan sayfalardan oluşan Internet’in, aslında<br />
geleneksel mecralardan önemli bir farkı yoktu, kullanıcıya tek yönlü olarak sadece bilgi veriyordu. Statik<br />
sayfalar klasik medyanın bir uzantısı haline gelmişti. Kullanıcının söz hakkı yoktu. Site sahipleri<br />
10
kullanıcıya göstermek istediklerini seçip veriyordu. Web 2.0 teknolojisinin getirdiği etkileşimli sayfalar<br />
ile kullanıcılardan bilgiler alınmaya, yorumlanmaya ve sonuçlar doğmaya başlandı. Görsellik ve<br />
etkileşimli sayfaların cezbediciliği sayesinde kullanıcılar, bu sayfalara yönelmeye başladı. Kullanıcıların<br />
Web 2.0 teknolojisine olan ilgileri, statik sayfa yapısı kullanan tüm site sahiplerini, bu teknolojiye<br />
geçmeye zorladı. Böylece klasik medya yanlısı siteler de artık kullanıcıya söz hakkı tanımak zorunda<br />
kaldılar. Kullanıcılar bu söz haklarını daha da genişleterek; forumlar, bloglar, mikro-bloglar kurdular. Bu<br />
platformlarda bilgi, düşünce, fikir paylaşımları yapıldı. Fikirler ve düşünceler yayıldı. Bunun sonucunda<br />
ise sosyal medya doğdu.<br />
Web 2.0 ve sosyal medya kavramları genellikle birbirinin yerine kullanılmakta, her ikisi de aynı<br />
şeymiş gibi bahsedilmektedir. Aslında, bu iki kavram birbiriyle oldukça ilintili olmakla birlikte,<br />
birbirlerinden ayrı kavramlardır. Aşağıda Şekil 1.1 içinde Web 2.0, sosyal medya ve yaratıcı tüketiciler<br />
arasındaki ilişki ve bu kavramlar arasındaki farklılıklar gösterilmektedir. Şekilden de görüleceği üzere,<br />
Web 2.0 medyanın sosyal olması için gerekli teknolojik altyapıyı sunmakta ve tüketicilerin içerik<br />
yaratımını kolaylaştırmaktadır. Sosyal medya ile yaratıcı tüketiciler arasındaki temel fark ise odak<br />
noktalarında yatmaktadır. Sosyal medya içeriğe odaklanırken, yaratıcı tüketiciler ise bu içeriği yaratanları<br />
oluşturmaktadır. Bu üç kavramın ortaya çıkışı bir takım sonuçlar yaratmaktadır; İlk olarak Web 2.0 ile<br />
birlikte, kullanıcıların faaliyetleri (bilgisayarlarının) masaüstlerinden web’e kaymaktadır. İkinci olarak,<br />
sosyal medya sayesinde pazardaki güç işletmelerden tüketiciye kaymaktadır. Son olarak ise, yaratıcı<br />
tüketiciler sayesinden değer üretimi de işletmelerden tüketiciye kaymaktadır.<br />
<br />
Şekil 1.1: Web 2.0, Sosyal Medya ve Yaratıcı Tüketiciler<br />
Kaynak: Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro, D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social media, and<br />
creative consumers: Implications for international marketing strategy”, Business Horizons, 55, s. 261-271.<br />
Yaratıcı Tüketiciler<br />
Web 2.0 içindeki değerin yeni yaratıcıları, “yaratıcı tüketicilerdir”. Sosyal medya içindeki değerli içeriği<br />
yaratan bu tüketicilerin arkadaşları ve çevresi de sosyal medyanın “sosyal” yönünü oluşturmaktadır.<br />
Yaratıcı tüketiciler yeni medyanın dinamosu konumundadır.<br />
Sosyal medya genellikle kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik ya da tüketiciler tarafından<br />
yaratılan medya olarak anılmasına karşın, medya ve tüketiciler arasındaki ayrımı belirtmek gerekir.<br />
Medya, içeriğin aktarılmasını sağlayan araçlardır. Örneğin, Facebook ve Twitter bu anlamda medyayı<br />
11
oluşturmaktadır. Yazı, resim, görüntü ya da ses formundaki içerik ise, dünyanın dört bir yanındaki<br />
kullanıcılar ya da tüketiciler tarafından yaratılmaktadır ve asıl değerli olan da zaten işin bu kısmıdır.<br />
Alvin Toffler’in ortaya attığı “üreten tüketici” kavramının yaratıcı<br />
tüketicilerle nasıl bir bağlantısı olabileceğini araştırınız.<br />
“Üreten tüketici” kavramı hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu<br />
adresteki makaleyi okuyabilirsiniz: http://www.gennaration.com.tr/dosya/ureten-tuketici/<br />
Bu alanda yapılan çalışmalarda çokça söz edilmekle birlikte, ne yazık ki kullanıcılar ya da tüketiciler<br />
tarafından yaratılan içeriğin tanımı konusunda bir fikir birliği bulunmamaktadır. OECD bu türden içeriğin<br />
sınırlarını belirleyebilmek üzere üç temel özellik ortaya koymaktadır. Elbette bu özellikler tam anlamıyla<br />
bir tanım ortaya koymasa da kavramın sınırlarını belirlemek açısından oldukça yararlı olmaktadır. Bu<br />
özellikleri şu şekilde özetlemek mümkün;<br />
• Yayınlanmış olma koşulu: Tüketicilerin yarattığı bir içerik çevrimiçi ortamlarda hiç<br />
yayınlanmadan da oluşabilir. Ancak, sosyal medya açısından önemli olan içerik, belirli bir grup<br />
insanın ya da izleyicinin erişebileceği bir ortamda (bir web sayfasında, bir blogda ya da sosyal<br />
ağ sayfasında) yayınlanmış olmalıdır.<br />
• Yaratıcı çaba: Bu türden içeriğin anlamlı olabilmesi için, kullanıcının ya da tüketicinin var<br />
olan bir içeriği aynen yayınlaması değil, kendinden bir şeyler katarak bir içerik oluşturması<br />
gerekmektedir. Örneğin, bir blog yazısını aynen yayınlaması ya da bir televizyon programını<br />
yayması gerçek anlamda kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriği oluşturmamaktadır.<br />
Bir blogda yazılan bir yazı, bir ürün için yapılan değerlendirme, kullanıcının kendi fotoğraflarını<br />
yüklemesi ya da kendi klibini oluşturması gerçek anlamda kullanıcılar/tüketiciler tarafından<br />
yaratılan içeriği oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik<br />
için, kullanıcının/tüketicinin o içeriğe kendisinden bir değer katması gerekmektedir.<br />
• Profesyonel çaba ve uygulamalar dışındaki yaratımlar: Kullanıcılar/tüketiciler tarafından<br />
yaratılan içerik profesyonel çaba ve uygulamalar dışında, büyük oranda ticari bir kazanç<br />
beklentisi olmadan yaratılan içeriği ifade etmektedir.<br />
Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Türleri<br />
Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik oldukça geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Yelpazenin<br />
bir ucunda, tüketicilerin ürün ve hizmetler hakkında kendi aralarında yaptıkları konuşmalar yer<br />
almaktadır. Örneğin Facebook üzerinden tüketicilerin bir ürün hakkında konuşması bu duruma bir örnek<br />
oluşturur. İkinci adımda, tüketiciler ürün ve hizmetlerle ilgili yazılı ya da görüntülü yorum ve<br />
değerlendirmeler hazırlayabilirler. Bir adım sonrasında tüketiciler kendi hazırladıkları reklam videoları ya<br />
da görsellerle, ürünlerin tanıtımına ya da kötülenmesine aracılık edebilirler. Yelpazenin diğer ucunda ise<br />
tüketicilerin doğrudan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ya da yaratımı sürecine dahil olması yer alır. Bu<br />
geniş yelpaze içinde kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin türlerini şu şekilde<br />
sınıflandırabiliriz;<br />
Metin: Amatör yazarlar hazırladıkları yazıları, makaleleri, hikayeleri, romanları, şiirleri ya da<br />
haberleri yayınlamaktadır. Bu alanda ortaya çıkan yeni akımlardan birisi de kullanıcıların mevcut bazı<br />
yazı ve hikayeleri değiştirmeleri ya da genişletmeleri çabalarıdır. Örneğin, Fanfiction.net sayfasında<br />
kullanıcılar, mevcut durumda var olan film ya da dizi karakterleri için yeni hikayeler yazmakta, filmlerin<br />
ya da hikayelerin akışını, sonlarını değiştirip ortaya bambaşka hikayeler çıkartmaktadırlar ki bu da<br />
kendilerinden bir değer katmaları nedeniyle kullanıcı/tüketici tarafından yaratılan bir içerik haline<br />
gelmektedir.<br />
<br />
12
Fotoğraf ve görseller: Bu türden içerik kullanıcıların çektikleri ve Internet’e yükledikleri dijital<br />
fotoğraflardan veya kullanıcıların oluşturdukları ya da üzerinde değişiklik yaptıkları görsellerden<br />
oluşmaktadır.<br />
Müzik ve ses: Bu türden içerik amatör müzisyenlerin hazırladığı bir ya da iki parçadan oluşan kayıtlar<br />
olabileceği gibi, radyo programı tarzında hazırlanmış ses kayıtları (Podcast) da olabilmektedir. Bu tür<br />
içerik Podcast hizmeti sunulan sayfalarda, kişisel web sitelerinde, bloglarda veya sosyal ağlar üzerinden<br />
sunulabilir.<br />
Video ve film: Kullanıcılar tarafından oluşturulan ya da düzenlenen videoların temel olarak üç formu<br />
bulunmaktadır. Bunlardan ilki, ev videoları olarak da adlandırılan kısa filmlerdir. İkincisi, daha önceden<br />
çekilmiş görüntülerin birleştirilmesi ya da karıştırılması sonucu elde edilen videolardır. Son grupta ise,<br />
kullanıcıların kendi çektikleri videolar ile daha önceden var olan filmleri birleştirdikleri hibrit formlardan<br />
oluşmaktadır. Bu türden içerik de yine video paylaşım siteleri üzerinden olabileceği gibi, web<br />
sitelerinden, bloglardan ya da sosyal ağ sitelerinden paylaşılabilir.<br />
Satın alım, seyahat ya da diğer bilgi gerektiren konularda sunulan görüş ve öneriler: Paylaşımcı<br />
Web 2.0 ortamının ortaya çıkarttığı belki de en büyük ama aynı zamanda içinde çok farklı formları olan<br />
içerik türü, bu görüş ve önerilerdir. Kullanıcılar kendi görüş ve önerilerini diğer kullanıcıların<br />
faydalanması için sunmaktadırlar ki bu durum aslında “ağızdan ağıza iletişim” olarak da<br />
adlandırılmaktadır. Bu tür içerik içinde kullanıcıların ya da tüketicilerin ürün ve hizmetlerle ilgili<br />
değerlendirme ve yorumları ilk sırada yer almaktadır. Ancak, kullanıcıların herhangi bir konu hakkında<br />
yazdıkları da kimi zaman bu grup içine girmektedir. Örneğin, okuyucularına seyahat önerileri veren bir<br />
blog yazarı aslında bu türden bir içerik üretmektedir. Bu görüş ve öneriler sayesinde tüketiciler bir ürün<br />
hakkında, başka bir yerde bulamayacakları, en ince detayları bile öğrenme şansı yakalarlar.<br />
Kullanıcı/Tüketici Motivasyonları<br />
Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin oluşturulmasında farklı motivasyonlar etkili olabilir.<br />
İçeriğin türüne ve yayınlandığı ortama göre de bu motivasyonlar farklılık gösterse de temel olarak tüketici<br />
motivasyonları 5 ana grup altında ele alınabilir;<br />
Ekonomik getiri elde etme beklentisi: Çoğu tüketici yarattığı içerik karşılığında finansal bir getiri<br />
beklemese de, kullanıcıların bir kısmı bu işten ekonomik anlamda bir getiri elde etmektedir. Bu getiri<br />
kimi zaman reklam geliri, kimi zaman ise söz konusu içerik için yapılan ödemelerden oluşabilir. Diğer<br />
taraftan, yeni iş fırsatları elde etmek, kendi işlerinde ya da uzmanlık alanlarında bir statü kazanmak veya<br />
adını duyurmak amacıyla da içerik yaratan kullanıcılar bulunmaktadır. Bunlar da dolaylı yoldan kişiye<br />
ekonomik anlamda bir getiri sağlayabilir.<br />
Kişisel arşiv: Tüketiciler ya da kullanıcılar kendi yaşam deneyimlerini, fikirlerini ya da hatıralarını<br />
arşivlemek üzere de bu tür içeriği yaratma isteğinde olabilirler. Örneğin, gezi ve tatil fotoğraflarını<br />
paylaşmak, bir gezi bloğu oluşturup seyahat anılarını bu blogda biriktirmek ya da bir annenin bebeği için<br />
bir blog açıp onun gelişimini bu blog üzerinde arşivlemesi hep bu tür bir motivasyona örnek<br />
oluşturmaktadır. Kullanıcılar aynı zamanda yaşamlarından kesitleri çevreleriyle paylaşmak için de bu<br />
türden içeriği kullanmaktadır. Örneğin, tüm akrabaları uzakta olan bir anne, akrabalarını bebeğinin<br />
gelişiminden haberdar edebilmek, gelişme sürecindeki anıları onlarla paylaşmak için de bir blog<br />
oluşturabilir.<br />
Eğlence ve zaman geçirme: Kimi tüketiciler ise sadece keyif ve eğlence için ya da boş zamanlarını<br />
değerlendirmek için bu içeriği yaratmayı isteyebilir. Bir başka deyişle, Internet üzerinde içerik yaratmak<br />
çoğu tüketici için artık eğlenceli bir vakit geçirme faaliyeti halini almaya başlamaktadır.<br />
Bilgi yayma: Diğer kişileri bilgilendirmek, uyarmak ya da onların kararlarına yardımcı olmak<br />
amacıyla içerik yaratmak da önemli motivasyon kaynaklarından birisini oluşturmaktadır.<br />
İletişim kurma: Son olarak yeni insanlar tanıma ve onlarla iletişim kurmak ya da diğer tüketicilerle<br />
iletişim halinde olmak isteği de bu içeriğin yaratılmasında kullanıcıları/tüketicileri motive etmektedir.<br />
<br />
13
Buna karşın bu tür içeriği oluşturmanın fazlasıyla zaman alıcı olması, özel hayata ve mahremiyete<br />
yönelik kaygılar, ilginç içerik sunamama endişesi ve teknolojik yetersizlik korkusu gibi nedenler ise bu<br />
türden içeriğin oluşturulması konusunda kullanıcının/tüketicinin motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen<br />
unsurları oluşturmaktadır.<br />
Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Ortaya Çıkışını ve<br />
Hızla Artışını Kolaylaştıran Faktörler<br />
Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin bu denli hızlı artmasında sadece tüketici<br />
motivasyonları etkili olmamıştır. Yaşanan bir takım teknolojik ekonomik sosyal ve yasal değişimler, bu<br />
türden içeriğin ortaya çıkmasını ve hızla yayılmasını kolaylaştırmıştır. Bu faktörler aşağıda Tablo 1.2<br />
içinde açıklanmaktadır.<br />
Tablo 1.2: Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Ortaya Çıkışını ve Hızla Artışını Kolaylaştıran Faktörler<br />
Teknolojik Faktörler Genişbant bağlantıların yaygınlaşması.<br />
Hard disk kapasitelerinin ve işlem hızının artması, maliyetlerin düşmesi.<br />
İçeriğin yaratımını ve paylaşılmasını sağlayan teknolojilerin ortaya çıkışı.<br />
İçerik oluşturma, düzenleme ve birleştirme için kullanılabilecek yazılımların<br />
sağlanması.<br />
Ses, fotoğraf ya da görüntü üretmek üzere kullanılabilecek tüketici<br />
teknolojilerinin maliyetlerinin düşmesi ve kalitelerinin artması.<br />
Profesyonel ve amatör içerik sayfalarının yükselişi.<br />
Sosyal Faktörler Bilgi ve iletişim teknolojilerini daha iyi kullanmayı becerebilen (dijital<br />
yerliler), kendini çevrimiçi ifade etme istekliliği olan ve kişisel bilgilerini<br />
çevrimiçi ortamlarda paylaşmak konusunda daha az çekimser olan genç<br />
nüfusun ortaya çıkışı.<br />
İnsanların kendilerini ifade etme ve yaratma arzuları, daha fazla etkileşime<br />
girme isteklilikleri.<br />
Toplulukların ve işbirlikli projelerin artışı.<br />
Bu sosyal faktörlerin giderek daha ileri yaştaki kullanıcılar arasında da<br />
etkili olmaya başlaması.<br />
Ekonomik Faktörler İçeriğin yaratılması, düzenlenmesi ve barındırılması (hosting) için araçların<br />
artması ve maliyetlerinin düşmesi.<br />
Bu türden sitelerin kuruluşu için gerekli sermayenin finansmanının (risk<br />
sermayesi veya diğer yatırım araçları sayesinde) kolaylaşması.<br />
Genişbant Internet bağlantı maliyetlerinin düşmesi.<br />
Ticari kuruluşların (mobil operatörler, telekomünikasyon hizmeti veren<br />
kuruluşlar, geleneksel medya yayıncıları, arama motorları)<br />
kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin sağlanması konusuna<br />
daha fazla ilgi duymaları ve “uzun kuyruk” ekonomisinin yükselişi.<br />
İçeriğin paraya çevrilmesini sağlayan yeni iş modellerinin yükselişi.<br />
Yasal Faktörler Daha esnek lisans ve telif hakkı uygulamalarının ortaya çıkması (Creative<br />
Common lisence gibi).<br />
İçeriklerini korumaya yönelik kullanıcılara/tüketicilere güvence sağlayan<br />
son kullanıcı lisans sözleşmelerinin ortaya çıkışı.<br />
Kaynak: Wunsch-Vincent, S. ve Vickery, G. (2007). “Participative Web: User-Created Content”, OECD's Directorate<br />
for Science, Technology and Industry. http://www.oecd.org/internet/interneteconomy/38393115.pdf (Erişim tarihi:<br />
24.07.2012)<br />
<br />
14
Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Etkileri<br />
Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik konusunda OECD tarafından hazırlanan rapor, bu tür<br />
içeriğin yarattığı ekonomik ve sosyal etkilere de dikkat çekmektedir;<br />
Ekonomik etkiler: Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik, temelde ticari bir amaç<br />
taşımasa da önemli ekonomik etkileri olmaktadır. Her şeyden önce, geleneksel anlamda içeriğin üretim ve<br />
tüketim süreçleri değiştirmektedir. Bu değişim, geleneksel anlamda içerik sağlayan oyuncular için hem<br />
fırsatlar sunmakta hem de önemli tehditler yaratmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında ortaya<br />
çıkan yeni ürün ve hizmetler, içerik üretimi ve paylaşımı için oluşturulan yeni uygulamalarla pazar<br />
önemli ölçüde büyümüştür. Dahası, ortaya çıkan yeni gelir modelleri, pazara giriş maliyetlerinin çok<br />
yüksek olmaması ve karlılık için geleneksel ölçek ekonomilerine gerek olmaması gibi özellikler<br />
sayesinde, sektör yeni oyuncuları kendine çekmekte ve hızla büyümektedir. Bu büyüme sayesinde<br />
pazardaki istihdam olanağı da artmıştır. Ancak diğer tarafta, bu içerik tüketicilerin geleneksel medyaya<br />
ayırdıkları zamandan çalarak, geleneksel medyanın izlenme oranını azaltmaktadır. Tüketicilerin medya<br />
tüketimleri konusunda daha seçici olmalarına da neden olmaktadır. Bu durum reklam gelirlerini önemli<br />
ölçüde etkilemektedir. Yarattığı bir diğer önemli sorun ise, izinsiz içerik sunumu nedeniyle geleneksel<br />
yayıncılara zarar vermesidir.<br />
Sosyal etkiler: Ekonomi üzerindeki etkilerinin yanında Internet, medya üretimini önemli ölçüde<br />
demokratikleştirmiştir. Bu durum, iletişim ve sosyal ilişkilerin doğası üzerinde önemli değişimlere sebep<br />
olmaktadır. Enformasyonun ve bilginin kullanıcılar tarafından üretimi, dağıtımı ve yeniden kullanımı,<br />
kullanıcıların daha bağımsız ama aynı ölçüde paylaşımcı olmalarına yardımcı olmaktadır. Diğer tarafta,<br />
uzun kuyruk ekonomileri sayesinde inanılmaz bir kültürel çeşitlilik ortaya çıkmaktadır. Kullanıcılar<br />
tarafından yaratılan içerik politik ve sosyal söyleşiler için açık bir platform oluşturmakta, farklı<br />
düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği bir ortam yaratmaktadır. Bu içerik kullanıcılarına, büyük kurum<br />
ve kuruluşları etkileme ve olayları değiştirme gücü vermektedir. Tüm bu olumlu etkilerine karşın, içeriğin<br />
kalitesi, güvenlik ve mahremiyet, dijital ayrım ve kültürel parçalanma gibi konular kullanıcılar arasında<br />
önemli endişeler yaratmaktadır.<br />
Sosyal Medya<br />
Sosyal medya, temelleri Web 2.0 teknolojileri ve felsefesi üzerine kurulmuş olan, içeriğin tüketicilerce<br />
yaratılmasına ve paylaşılmasına olanak sağlayan Internet tabanlı uygulamalar olarak tanımlanabilir.<br />
Dolayısıyla, sosyal medya yaratıcı tüketicilerin üretimlerinin sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte Web<br />
2.0 teknolojileri de geleneksel medya monologlarının, sosyal medya içinde diyaloglara dönüşmesine<br />
yardımcı olmaktadır. Sosyal medya, kullanıcılara özgürlük kavramını yeniden öğretmiş, kullanıcılar<br />
düşüncelerini, fikirlerini tartışabilecek rahat bir mecra bulmuştur.<br />
Sosyal medya bir sosyal etkileşim ortamıdır. İnsanların diyalog kurup fikirlerini, bilgilerini<br />
paylaşabileceği, üreticinin de, tüketicinin de kullanıcı olduğu, kullanıcının sürekli iletişimde bulunduğu<br />
bir medya türüdür.<br />
Sosyal medyanın bugüne kadar bilinen medya türlerinden başlıca farkı; en az iki yönlü ve eş zamanlı<br />
bilgi aktarımına dönmesidir. Sosyal medya, Internet’in ve cep telefonları gibi yeni iletişim araçlarının<br />
sağladığı imkânlarla zaman ve mekân sınırlamasını ortadan kaldırmıştır. Bu şekliyle sosyal medya<br />
eğlenceden eğitime, işten yardımlaşmaya kadar pek çok alanı etkisi altına almıştır. Günümüzde sosyal<br />
medya; büyümesi engellenemeyen, kimsenin reddedemeyeceği, gündemi belirleyen, bir ülkenin<br />
yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen bir güç haline gelmiştir.<br />
Sosyal medya denildiğinde, insanların aklına ilk olarak Facebook, Twitter vb. ortamlar gelmektedir.<br />
Fakat forumlar, sözlükler, bloglar, mikro-bloglar, yani fikirlerin, bilgilerin paylaşılıp tartışılabildiği, fikir<br />
alışverişinin olduğu her alan sosyal medyaya dahildir. Sosyal medya platformlarını sınıflandırmak çok<br />
kolay bir iş olmasa da temelde sekiz ana başlık altında toplamak mümkündür;<br />
• Bloglar,<br />
• Mikrobloglar (Twitter gibi),<br />
<br />
15
• Internet forumları (Google Grupları gibi),<br />
• İnceleme ve değerlendirme siteleri (Yelp gibi),<br />
• Sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri (Digg, StumpleUpon, Pinterest gibi),<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri (Facebook, LinkedIn, Google+ gibi),<br />
• Medya paylaşım siteleri (YouTube, Flickr, Slideshare gibi),<br />
• Sanal dünyalar (Second Life gibi).<br />
Ancak, bunlar dışında da platformlar (Wikiler, Podcasting araçları vb.) bulunmakta ve her geçen gün<br />
yeni sosyal medya araçları ortaya çıkmaktadır. Bu araç ve platformlar dördüncü ve beşinci ünite içinde<br />
detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />
Sosyal Medyanın Yapı Taşları<br />
Sosyal medya platformlarını oluşturan 7 temel yapı taşı bulunmaktadır. Bunlar; kimlik, sohbet, paylaşım,<br />
konum, ilişkiler, itibar ve gruplar olmak üzere sıralanabilir. Bu yapı taşlarının hepsi her tür sosyal<br />
medyada bulunmak zorunda değildir. Ayrıca, bazı unsurların diğerlerine göre daha baskın olduğu<br />
platformlar da bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu yapı taşları bizlere sosyal medya platformunun hangi<br />
özelliklerinin daha baskın, hangilerinin daha geri planda olduğunu görmemiz ve o platformu<br />
değerlendirmemiz açısından kolaylık sağlamaktadır. Aşağıda Şekil 1.2 içinde bu özellikler<br />
gösterilmektedir.<br />
Kimlik. Kimlik sosyal medya platformlarının önemli yapı taşlarından birisini oluşturmakta ve bir<br />
sosyal medya platformu içinde kullanıcıların kimliklerini hangi ölçüde ortaya koyduklarını ifade<br />
etmektedir. Kimliği ortaya koymaya yarayan bilgiler arasında isim, yaş, cinsiyet, meslek, yaşanılan yer<br />
gibi bilgilerin yanı sıra kişinin düşünceleri, ilgi alanları, beğendikleri ya da beğenmedikleri gibi,<br />
kullanıcının portresini yansıtan bazı bilgiler de yer almaktadır. Sosyal medya platformları ve kullanıcılar,<br />
sunmak istedikleri kimlik bilgileri konusunda farklı tercihlere sahip olabilir. Örneğin, bazı kullanıcılar<br />
doğrudan kendi isimlerini kullanarak paylaşımlarda bulunabilirken, pek çok kişi de takma adlar<br />
kullanmayı tercih etmektedir. Kullanıcılarından profillerini oluşturmalarını isteyerek, temel yapı taşını<br />
”kimlik” unsuruna dayandıran çok sayıda platform bulunmaktadır. Bu ve benzeri platformlar, DandyID<br />
gibi, kullanıcıların sanal ortamlardaki kimliklerini (profillerini) tek bir noktada toplamalarını sağlayan<br />
hizmetlerin ortaya çıkmasına da sebep olmaktadır.<br />
Sohbet. Sosyal medya sitelerinin çoğu kullanıcıları arasında bir sohbet ortamı yaratmayı amaçlayarak<br />
tasarlanmaktadır. Sohbet, bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların birbirleriyle hangi ölçüde<br />
iletişim kurduklarını ifade etmektedir. Bu sohbetler farklı sebeplerle ortaya çıkabilir. Tüketiciler kendileri<br />
gibi düşünen diğer insanlarla tanışmak, gerçek aşkı bulmak veya kendilerine olan güvenlerini arttırmak<br />
için Tweet atmakta veya blog yazmaktadır. Ancak bu platformlar arasında, sohbetin düzeyi birbirine göre<br />
farklılaşmaktadır. Örneğin Twitter, “kimlik” unsuru yerine “sohbet” unsuru çok daha ön planda olan bir<br />
platformdur. Bloglar ise, eş zamanlı sohbetler yerine daha uzun süren ve kapsamlı sohbetlere odaklanan<br />
platformlardır.<br />
Paylaşım. Paylaşım, bir sosyal medya platformu içinde, kullanıcıların sahip oldukları ya da ulaştıkları<br />
bir içeriği hangi oranda dağıttıkları ya da paylaştıklarını ifade etmektedir. Paylaşım unsuruna odaklanan<br />
platformlarda, paylaşılan sosyalleşme objeleri birbirinden farklılaşabilmektedir. Örneğin, Flickr için<br />
paylaşım objesi fotoğraflarken, YouTube için videolardır. Sosyal medya, paylaşılan bir obje nedeniyle<br />
birbirleriyle bağlantı kuran kullanıcılarla doludur. Dolayısıyla “paylaşım”, sosyal medyada etkileşim<br />
kurmak/yaratmak için kullanılabilecek bir unsur olmakla birlikte, kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />
kurması için tek başına yeterli değildir.<br />
<br />
16
Şekil 1.2: Sosyal Medyanın Temel Yapı Taşları<br />
Kaynak: Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P. ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get serious!<br />
Understanding the functional building blocks of social media”, Business Horizons, 54, s. 241-251.<br />
Konum. Bir sosyal medya platformu içindeki kullanıcıların, diğer kullanıcıların konumlarını ya da<br />
yerlerini hangi ölçüde bildiklerini ya da gördüklerini ifade etmektedir. Bu unsur içinde, kullanıcının<br />
konumu yanında müsait olup olmadığı bilgisi de sunulabilir. Kullanıcıların giderek daha fazla mobil hale<br />
gelmesi ile birlikte, konumu gösteren araçlar sanal ve gerçek dünya arasında bir köprü kurmaya yardımcı<br />
olmaktadır. Örneğin, Ashton Kutcher ve Demi Moore Foursquare üzerinde aktif kullanıcılardır. Belirli bir<br />
yerde “check-in” olduklarında, hem hayranları hem de medya onlara ulaşmak için nereye gitmeleri<br />
gerektiğini bilirler. Ya da “Friends Around Me” uygulaması sayesinde kullanıcılar, farklı sosyal medya<br />
platformları (Facebook, Twitter, Foursquare gibi) üzerinden chek-in bilgisi gönderen arkadaşlarını tek bir<br />
uygulama üzerinden izleyebilirler. Bu sayede kullanıcılar, yakın çevredeki arkadaşlarından haberdar<br />
olmaktadır.<br />
Resim 1.2: “Friends Around Me” uygulaması içinden bir görüntü.<br />
17
İlişkiler. Bir sosyal medya platformu içindeki kullanıcıların, diğer kullanıcılarla ne ölçüde ilişki<br />
içinde olduklarını ifade etmektedir. Bu ilişkiler taraflar arasındaki bir paylaşımdan, fiziksel yaşamdaki<br />
buluşmalarından ya da sadece birbirlerini arkadaş olarak listelemelerinden kaynaklanabilir. Bir sosyal<br />
medya platformu içindeki kullanıcıların birbirleri arasındaki bağlantının yapısı, aynı zamanda hangi tür<br />
içeriğin değiş tokuş edildiğini ve değişim şeklini de belirlemektedir. Bazı sosyal medya platformlarında<br />
bu ilişkiler oldukça formal ve daha önceden yapılandırılmış bir format içinde gerçekleşir. Örneğin,<br />
LinkedIn temel olarak kullanıcılar arasındaki ilişkilere odaklanan bir sosyal ağ platformudur ve bu<br />
ilişkiler oldukça formal bir yapıdadır. Kullanıcılar arasındaki ilişkiler belirli bir yapısal sistem içinde<br />
gerçekleşmektedir. Diğer taraftan, bazı sosyal ağ platformları ise tamamen informal ve yapılandırılmamış<br />
ilişkilere izin vermektedir. Örneğin, bir blog üzerinde kurulan ilişkilerde herhangi bir sistematik<br />
bulunmamakta, kullanıcılar birbirleri ile istedikleri formatta ilişki geliştirebilmektedir. Kimi sosyal medya<br />
platformlarında ise ilişkilerin çok az önemi vardır (örneğin YouTube gibi). Genel bir kural olarak,<br />
“kimlik” boyutuna çok önem vermeyen sosyal medya platformları, “ilişki” boyutuna da çok önem<br />
vermemektedir.<br />
İtibar. Bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların, kendileri de dahil olmak üzere, diğer<br />
kullanıcıların itibarlarını ne ölçüde gördüklerini ifade eder. İtibar kavramı sosyal medya platformuna göre<br />
oldukça farklılık gösterebilir. İtibar, temelde sözüne güvenilirlikle eşdeğer olmakla birlikte, günümüz<br />
teknolojileri ile bu güvenilirliğin ölçülmesi kolay bir iş değildir. Bu nedenle, Internet üzerinden yapılan<br />
bazı farklı ölçümler, itibarın göstergesi olarak dikkate alınmaktadır. Örneğin, Twitter’daki takipçi sayısı,<br />
LinkedIn içinde diğer kullanıcılardan alınan destek sayısı, YouTube içinde izlenme sayısı ve beğenen<br />
sayısı, Facebook içinde beğenen sayısı itibarın göstergesi olarak değerlendirilmektedir.<br />
Gruplar. Bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların, belirli gruplar ya da alt gruplar kurabilme<br />
ölçüsünü ifade eder. Bir ağ ne kadar fazla sosyalleşirse, arkadaş ya da takipçi grupları da o denli büyük<br />
olur. Bu alanda Dunbar Sayısı önemli bir metrik olarak karşımıza çıkar. Oxford Üniversitesi’nden Robin<br />
Dunbar’ın araştırmasına göre, ne kadar “sosyal” olursak olalım, beynin bilinçli düşünme ve dil yetisinin<br />
kontrol edildiği neokorteks bölümü en fazla 150 kişiyle sosyal ilişkiyi sürdürebilme kapasitesine sahiptir.<br />
Bir başka deyişle, binlerce arkadaşı olan bir kişi, bunların ancak 150’si ile sosyal ilişkilerini sürdürebilir.<br />
Ancak günümüz sosyal medya platformları, sanal toplulukların bu sayının çok daha ötesine geçtiğini<br />
görüp, grupların etkili yönetimi için farklı araçlar sunmaktadır. Sosyal medya platformları içinde iki tür<br />
grup vardır; Bunlardan ilki, kullanıcıların arkadaş listeleri içindeki kişileri yakın arkadaşlar, takipçiler ya<br />
da fanlar şeklinde sınıflandırarak, kendilerinin oluşturdukları gruplardır (örneğin Twitter içinde listeler<br />
bulunmaktadır). İkinci tür gruplar ise, gerçek yaşamdaki kulüplere benzer şekilde kurulan gruplardır.<br />
Bunlar içinde herkesin kolaylıkla dahil olabildiği açık gruplar, katılım için onay gerektiren gruplar veya<br />
sadece davet ile girilebilen özel gruplar (örneğin Facebook grupları) bulunmaktadır.<br />
“Dunbar Sayısı” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Robin<br />
Dunbar’ın NTV Yayınlarından çıkan “Şu Hayatta Kaç Arkadaş Lazım? Dunbar Sayısı ve<br />
Diğer Evrimsel Acayiplikler” (2011) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
<br />
18
Şekil 1.3: Farklı Sosyal Medya Platformlarının Odaklandıkları Temel Yapı Taşları<br />
Kaynak: Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P. ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get serious!<br />
Understanding the functional building blocks of social media”, Business Horizons, 54, s. 241-251.<br />
Sosyal medya platformları incelendiğinde, bu yapı taşları içinden bazılarına daha fazla odaklandıkları<br />
görülebilir. Örneğin, bazıları “kimlik” unsuru üzerine yoğunlaşırken, bazılarıysa “paylaşım” unsuruna<br />
yoğunlaşabilir. Ancak, günümüz sosyal medya platformları içinde çok azı sadece tek bir boyuta<br />
odaklanmaktadır. Şekil 1.3 içinde dört farklı sosyal medya platformunun bu yapı taşlarına göre durumları<br />
gösterilmektedir. Koyu renkli alanlar, o platformun temelde en fazla odaklandığı unsuru göstermektedir.<br />
Örneğin, LinkedIn temelde “kimlik” boyutuna odaklanırken, Foursquare “konum” boyutuna, YouTube<br />
“paylaşım” boyutuna ve Facebook ise “ilişkiler” boyutuna odaklanmaktadır.<br />
İLETİŞİMİN YENİ YÖNÜ VE SOSYAL MEDYA<br />
“Artık yolcu yoktur, herkes mürettebattır!” diyen McLuhan’ın bunu elektronik medya değil,<br />
öngörebildiği Internet üzerine söylediğini düşünmek mümkündür. “Başlıca teknik parçası çift eksenli<br />
teller olan kablo, halihazırda ulusal yayın yapan şebekelerden (ABC, CBS ve NBC) kaynaklanan<br />
sinyallerin süzülmesine ve tekrarlanmasına adanmıştır. Ancak henüz tamamıyla yerine getirmesini<br />
beklediğimiz en önemli işlevi, iki yönlü niteliğinde yatar. Bu da kablo girişinden sinyal yollarken, aynı<br />
zamanda bireysel evlerden ve işyerlerinden sinyal almaktır.” McLuhan, Internet’i görmemiş, ama bu<br />
ifadelerde görüldüğü gibi öngörmüştür.<br />
Şimdi Internet ve sosyal medya, geleneksel dünyanın yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”<br />
ortamının aksine, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” imkanı sağlıyor. Buna karşın,<br />
insanlık çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” ve “sosyalleşme” imkanlarına ilk kez<br />
kavuşmuyor. Fakat Internet teknolojisi ve bu teknolojinin yarattığı sosyal mecra, insanlığı ilk kez bu<br />
ölçekte birbiriyle etkileşimli bir iletişim imkanına kavuşturuyor.<br />
<br />
19
Aslında McLuhan’ın “global köy” tanımlaması Internet’le birlikte gerçek anlamını bulmuştur. Köy<br />
deyince, “iktidar”ın dahil olamadığı, yatay, çift yönlü, karşılıklı ve eşdüzeyli iletişimin mekanlarını<br />
hatırlamamız gerekiyor. Kahvehane ve kıraathaneler, pazaryerleri, çeşmebaşları, hamamlar, düğünler,<br />
şölenler, berber salonları, toplu çamaşır yıkama alanları, ortak fırınlar gibi ortamlar aslında sosyal<br />
mecranın primitif örneklerini oluştururlar. Bu sosyalleşme mekanları da yukarıdan aşağıya değil, çift<br />
taraflı, yatay ve eşdüzeyli iletişim platformlarıdır. Cami ve kilise gibi tapınakları da böyle görmek<br />
mümkündür.<br />
“Global köy” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Marshall<br />
McLuhan ve Quentin Fiore’nin MediaCat Yayınlarından çıkan “Medya Mesajı, Medya<br />
Masajıdır” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
Fakat, cami ve kiliselerin, genel olarak tapınakların diğer sosyalleşme mekanlarından önemli bir farkı<br />
vardır. Buralarda cemaat, kendi aralarında eşdüzeyli iletişimin öznelerini oluştururken, kitlesel olarak<br />
imam ve rahibin ‘iletim’ nesnesine dönüşüverirler. Yani yukarıdan aşağı iletimin muhatapları olurlar.<br />
Nitekim büyücü karşısında kabilenin, sinema salonlarında seyircilerin, anfide öğrencilerin, televizyon<br />
karşısında hane halkının durumu da farklı değildir.<br />
Sosyal medya bizi pazaryerine, çeşmebaşına, kahvehaneye, cemaatin arasına yeniden soktu. Bir<br />
kültürel birikim ortamı ve iktidar karşısında halkın kamusal alanı olan kahvehaneyle ilgili olarak Richard<br />
Sennett'nin “aktör olarak insan” benzetmesini daha da geniş anlamda Internet’e uyarlamak da<br />
mümkündür. Internet’le birlikte eşdüzeyli iletişimin kitlesi genişlemiş, dünya gerçekten de köyleşmiştir.<br />
Fiziki mekanın da ortadan kalktığı bu yeni kahvehanede meddah, karagöz, ortaoyunu, aşık gösterileri gibi<br />
etkinliklerin yerini de video ve müzik paylaşım siteleri almıştır.<br />
Resim 1.3: Yatay, çift yönlü, karşılıklı ve eşdüzeyli iletişimin mekanlarından olan berber salonundan bir görüntü.<br />
Sosyal statüleri, toplumsal sınıfları, cinsiyet ve yaş farklarını, makam ve mevkileri flulaştıran, aynı<br />
zamanda çeşitli kültürel havzalardan yayılan kullanıcı içeriğini birbiriyle yüzleştirerek hem çeşitli<br />
çatışmalara hem de temasın yarattığı etkileşimlere imkan sağlayıp yeni kültürel kabullere yol açıyor.<br />
Jean Baudrillard’ın dediği gibi “Video, interaktif ekran, multi medya, Internet, sanal gerçeklik... Dört<br />
bir yandan interaktif süreçler tarafından kuşatılmış bulunuyoruz. Birbirinden farklı şeyler birbirine karıştı.<br />
Hiçbir yerde artık mesafe bilinci diye bir şey yok. Cinsiyetler, karşıt kutuplar, sahne ve salon, oyuncular,<br />
özne ve nesne, gerçek ve ikizi arasındaki mesafe ortadan kalktı.”<br />
Bu yeni platform, hem yatay iletişimin sonsuz imkanlarını çok büyük ölçeklerde yaşatacak hem de<br />
yukarıdan aşağıya iletimin mekanı olacaktır. Ancak, yukarıdan gelen iletiler, hiçbir şekilde bugün olduğu<br />
gibi kendini dayatamayacak, aşağıdaki etkileşimli ortamın elinde yeni şekiller alacak, kabul veya<br />
reddedilecektir.<br />
<br />
20
Özet<br />
Sosyal medyanın ortaya çıkışı, her şeyden önce<br />
Web teknolojilerindeki ve felsefesindeki<br />
değişime dayanmaktadır. Web 2.0’ın ortaya<br />
çıkmasını sağlayan teknolojik gelişmeler (Ajax,<br />
RSS, XML, CSS, vs.) kullanıcıların bilgiye<br />
erişme felsefesinde yaşanan büyük değişime yol<br />
açmışlardır. Web 2.0 içinde kullanıcılar artık<br />
sadece izleyici değil aynı zamanda aktif birer de<br />
kullanıcı halini almışlardır. Web 2.0,<br />
kullanıcıların salt okur olmaktan çıkıp okur-yazar<br />
oldukları yeni platformun adıdır.<br />
Web 2.0’ı Web 1.0’dan ayrıştıran ve yeni tür<br />
Web uygulamalarını nitelendiren üç temel özellik<br />
bulunmaktadır; 1) Bu uygulamalar hizmet odaklı,<br />
ücretsiz, basit ve ağ etkilerinden yararlanmayı<br />
mümkün kılan çevrimiçi uygulamalardır, 2)<br />
Kullanıcılar uygulamaların geliştirilme sürecine<br />
aktif olarak katılmaktadır ve hiç bitmeyen bir<br />
uygulama geliştirme süreci söz konusudur, 3) Bu<br />
uygulamalar sayesinde bir yandan yeni hizmet<br />
tabanlı iş modelleri gelişmekte, aynı zamanda niş<br />
pazarlara erişme imkanı artmaktadır.<br />
Web 2.0 ve sosyal medya kavramları genellikle<br />
birbirinin yerine kullanılsa da iki kavram<br />
birbirlerinden ayrı kavramlardır. Web 2.0<br />
medyanın sosyal olması için gerekli teknolojik<br />
altyapıyı sunmakta ve tüketicilerin içerik<br />
yaratımını kolaylaştırmaktadır. Sosyal medya<br />
içeriğe odaklanırken, yaratıcı tüketiciler ise bu<br />
içeriği yaratanları oluşturmaktadır.<br />
Bu üç kavramın ortaya çıkışı bir takım sonuçlar<br />
yaratmaktadır; İlk olarak Web 2.0 ile birlikte,<br />
kullanıcıların faaliyetleri (bilgisayarlarının)<br />
masaüstlerinden web’e kaymaktadır. İkinci<br />
olarak, sosyal medya sayesinde pazardaki güç<br />
işletmelerden tüketiciye kaymaktadır. Son olarak<br />
ise, yaratıcı tüketiciler sayesinden değer üretimi<br />
de işletmelerden tüketiciye kaymaktadır.<br />
Web 2.0 içindeki değerin yeni yaratıcıları,<br />
“yaratıcı tüketicilerdir”. Sosyal medya genellikle<br />
kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik<br />
ya da tüketiciler tarafından yaratılan medya<br />
olarak anılmasına karşın, medya ve tüketiciler<br />
arasındaki ayrımı belirtmek gerekir. Medya,<br />
içeriğin aktarılmasını sağlayan araçlardır. Yazı,<br />
resim, görüntü ya da ses formundaki içerik ise,<br />
dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar ya da<br />
tüketiciler tarafından yaratılmaktadır.<br />
Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan<br />
içeriğin üç temel özelliği vardır; yayınlanmış<br />
<br />
21<br />
olma koşulu, yaratıcı çaba ve profesyonel çaba ve<br />
uygulamalar dışındaki yaratımlar.<br />
Kullanıcılar/tüketiciler ekonomik gelir elde etme,<br />
kişisel arşiv oluşturma, eğlence veya boş zaman<br />
geçirme, bilgi sağlama ya da insanlarla iletişim<br />
kurma gibi sebeplerle bu türden içeriği yaratmaya<br />
istek duyabilirler. Ancak, bu türden içeriğin bu<br />
denli hızlı artmasında tek başına tüketici<br />
motivasyonları etkili olmamıştır. Yaşanan bir<br />
takım teknolojik (örneğin, genişbant Internet<br />
teknolojisinin hızla yayılması, yeni web<br />
teknolojileri), ekonomik (örneğin, Internet’in<br />
ticarileşmesi ve işletmelerin bu türden içeriği<br />
barındırma istekliliği), sosyal (örneğin<br />
demografik unsurlar, mahremiyet konusundaki<br />
tutum değişimleri) ve yasal (örneğin daha esnek<br />
lisans düzenlemeleri) değişimler, bu türden<br />
içeriğin ortaya çıkmasını ve hızla yayılmasını<br />
kolaylaştırmıştır.<br />
Sosyal medya, temelleri Web 2.0 teknolojileri ve<br />
felsefesi üzerine kurulmuş olan, içeriğin<br />
tüketicilerce yaratılmasına ve paylaşılmasına<br />
olanak sağlayan Internet tabanlı uygulamalar<br />
olarak tanımlanabilir. Sosyal medya bir sosyal<br />
etkileşim ortamıdır. İnsanların diyalog kurup<br />
fikirlerini, bilgilerini paylaşabileceği, üreticinin<br />
de, tüketicinin de kullanıcı olduğu, kullanıcının<br />
sürekli iletişimde bulunduğu bir medya türüdür.<br />
Sosyal medya platformlarını oluşturan 7 temel<br />
yapı taşı bulunmaktadır. Bunlar; kimlik, sohbet,<br />
paylaşım, konum, ilişkiler, itibar ve gruplar<br />
olmak üzere sıralanabilir. Bu yapı taşları bizlere<br />
sosyal medya platformunun hangi özelliklerinin<br />
daha baskın, hangilerinin daha geri planda<br />
olduğunu görmemiz ve o platformu<br />
değerlendirmemiz açısından kolaylık<br />
sağlamaktadır.<br />
Internet ve sosyal medya, geleneksel dünyanın<br />
yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”<br />
ortamının aksine, çok yönlü, etkileşimli,<br />
demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” imkanı<br />
sağlıyor. Bu yeni platform, hem yatay iletişimin<br />
sonsuz imkanlarını çok büyük ölçeklerde<br />
yaşatacak hem de yukarıdan aşağıya iletimin<br />
mekanı olacaktır. Ancak, yukarıdan gelen iletiler,<br />
hiçbir şekilde bugün olduğu gibi kendini<br />
dayatamayacak, aşağıdaki etkileşimli ortamın<br />
elinde yeni şekiller alacak, kabul veya<br />
reddedilecektir.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. İletişim biçim ve araçları açısından gelinen<br />
son nokta aşağıdakilerden hangisidir?<br />
a. Tamtam<br />
b. Duman<br />
c. Televizyon<br />
d. Internet ve yeni medya<br />
e. Gazete<br />
2. Aşağıdakilerden hangisi Internet’in gelişim<br />
aşamalarından birisidir?<br />
a. Büyüme aşaması<br />
b. Kurumsallaşma aşaması<br />
c. Olgunluk aşaması<br />
d. Gelişme aşaması<br />
e. Durgunluk aşaması<br />
3. “Bir uygulamayı kullanan sayısı arttıkça, o<br />
uygulamanın değeri de artmaktadır.”<br />
Aşağıdakilerden hangisi bu tanımlamaya karşılık<br />
gelen kavramdır?<br />
a. Web 2.0<br />
b. Uzun kuyruk teorisi<br />
c. Ağ etkisi<br />
d. Sosyal medya<br />
e. Değer üretimi<br />
4. Aşağıdakilerden hangisi kullanıcılar/tüketiciler<br />
tarafından yaratılan içeriğin özelliklerinden<br />
birisidir?<br />
a. Yeni olma<br />
b. Belirli bir yapıda olma<br />
c. Ticari olma<br />
d. Kitlesel pazarlara yönelik olma<br />
e. Yayınlanmış olma<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi kullanıcılar/tüketiciler<br />
tarafından oluşturulan içeriğin<br />
yaratılmasında etkili olan motivasyonlardan birisi<br />
değildir?<br />
a. Yanıltma<br />
b. Kişisel arşiv<br />
c. Eğlence<br />
d. İletişim kurma<br />
e. Bilgi yayma<br />
<br />
22<br />
6. Aşağıdakilerden hangisi yatay, çift yönlü,<br />
karşılıklı ve eşdüzeyli iletişim mekanlarından<br />
birisi değildir?<br />
a. Kıraathaneler<br />
b. Pazaryerleri<br />
c. Çeşmebaşları<br />
d. Hamamlar<br />
e. Sinema salonları<br />
7. “Daha esnek lisans ve telif hakkı<br />
uygulamalarının ortaya çıkması”, kullanıcılar/tüketiciler<br />
tarafından yaratılan içeriğin hızla<br />
yayılmasını kolaylaştıran aşağıdaki faktörlerden<br />
hangisi içinde yer almaktadır?<br />
a. Ekonomik<br />
b. Yasal<br />
c. Teknolojik<br />
d. Sosyal<br />
e. Kültürel<br />
8. “Genişbant bağlantıların yaygınlaşması”,<br />
kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan<br />
içeriğin hızla yayılmasını kolaylaştıran aşağıdaki<br />
faktörlerden hangisi içinde yer almaktadır?<br />
a. Ekonomik<br />
b. Yasal<br />
c. Teknolojik<br />
d. Sosyal<br />
e. Kültürel<br />
9. Bir sosyal medya platformu içinde<br />
kullanıcıların birbirleriyle hangi ölçüde iletişim<br />
kurduklarını ifade eden sosyal medya unsuru<br />
aşağıdakilerden hangisidir?<br />
a. Sohbet<br />
b. Paylaşım<br />
c. İlişkiler<br />
d. İtibar<br />
e. Konum<br />
10. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın<br />
yapı taşlarından birisi değildir?<br />
a. Sohbet<br />
b. Kimlik<br />
c. Konum<br />
d. Statü<br />
e. Gruplar
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. d Yanıtınız yanlış ise “Tarihsel Gelişimi İçinde<br />
İletişim Biçim ve Araçları” başlıklı konuyu<br />
yeniden gözden geçiriniz.<br />
2. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
3. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
5. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
6. e Yanıtınız yanlış ise “İletişimin Yeni Yönü ve<br />
Sosyal Medya” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
7. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
8. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
9. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
10. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
<br />
23<br />
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Beta ya da Beta Sürüm, yazılımın ilk<br />
sürümündeki sistem testlerinden ve eksiklik<br />
testlerinden geçirilmeyi belirtir. Bu sürümde<br />
amaçlanan farklı donanımlar altında yazılımı<br />
sorunsuz çalıştırmadır. Tüm kullanıcılar<br />
tarafından gerçek verilerle test edilen yazılımın<br />
test sonuçları, yazılım testçileri tarafından<br />
yakından takip edilir. Demo ile<br />
karıştırılmamalıdır.<br />
Sıra Sizde 2<br />
Alvin Toffler 1970 yılında yazmış olduğu<br />
Gelecek Şoku (Future Shock) isimli kitabında,<br />
günümüz yaratıcı tüketicilerine çok benzer bir<br />
kavram olan “üreten tüketici” (İngilizcesi<br />
prosumer) kavramını ortaya atmış ve 1980’de<br />
yazdığı Üçüncü Dalga (The Third Wave)<br />
kitabında ise bu kavramı derinlemesine<br />
incelemiştir. Toffler, üreten tüketici olarak<br />
adlandırdığı bu yeni tür tüketicilerin gelecekte<br />
üretimin faal birer katılımcısı olacaklarını<br />
öngörmüştü. Bugün gelinen noktada tüketici<br />
fiziksel olarak olmasa da zihinsel olarak, üretimin<br />
bir parçası konumuna gelmiştir. Böylelikle de<br />
tüketiciler iletişimin pasif dinleyicisi<br />
konumlarından çıkmakta ve iletişimin aktif bir<br />
oyuncusu haline gelmektedir. Artık tüketici<br />
üreticiyle ve markalarla doğrudan konuşmakta,<br />
ne istediğini onlara söylemekte hatta daha da<br />
ötesinde kendi ürettiklerini sosyal medya<br />
aracılığıyla üreticilere sunmaktadır.
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Barthes, R. (2007). Yazı Üzerine Çeşitlemeler<br />
Metnin Hazzı. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.<br />
Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro,<br />
D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social<br />
media, and creative consumers: Implications<br />
for international marketing strategy”, Business<br />
Horizons, 55, s. 261-271.<br />
Borges, B. (2009). Marketing 2.0: Bridging the<br />
Gap between Seller and Buyer through Social<br />
Media Marketing, Wheatmark.<br />
Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008).<br />
“Web 2.0: Conceptual foundations and<br />
marketing issues”, Journal of Direct, Data and<br />
Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />
Hall, E.T. (1973). The Silent Language, Anchor.<br />
Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P.<br />
ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get<br />
serious! Understanding the functional building<br />
blocks of social media”, Business Horizons, 54,<br />
s. 241-251.<br />
<br />
24<br />
Laudon, K.C. ve Traver, C.G.. (2002) E-<br />
Commerce: Business, Technology, Society.<br />
Addison Wesley.<br />
McLuhan, M ve Fiore, Q. (2012). Medya<br />
Mesajı, Medya Masajıdır, MediaCat yayınları.<br />
Stoeckl, R., Rohrmeier, P. ve Hess, T. (2007).<br />
“Motivations to produce User Generated<br />
Content: differences between webloggers and<br />
videobloggers”, 20. Bled e-Konferansı; e-<br />
Mergence: Merging and Emerging Technologies,<br />
Processes, and Institutions 4 – 6 Haziran; Bled,<br />
Slovenia<br />
Wunsch-Vincent, S. ve Vickery, G. (2007).<br />
“Participative Web: User-Created Content”,<br />
OECD's Directorate for Science, Technology and<br />
Industry.<br />
http://www.oecd.org/internet/interneteconomy/38<br />
393115.pdf (Erişim tarihi: 24.07.2012)<br />
http://tr.wikipedia.org/wiki/Beta_sürüm (Erişim<br />
tarihi: 24.07.2012)
2<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Sosyal medyanın tüketici pazarlarını ve pazarlamayı nasıl değiştirdiğini tanımlayabilecek,<br />
Sosyal medya pazarlamasının kullanım amaçlarını betimleyebilecek,<br />
Sosyal medya içindeki farklı medya türlerinin nasıl kullanılabileceğini anlatabilecek,<br />
Sosyal medya pazarlamasının işletmelere neler sağlayabileceğini ve işletmelerin yaşayabileceği<br />
sorunları belirleyebilecek,<br />
Sosyal medya stratejisini oluşturan adımları sıralayabilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
İçindekiler<br />
Giriş<br />
Uzmanlık Gücü<br />
Yaptırım Gücü<br />
Pazarlamayı Etkileme Gücü<br />
Sosyal Geribildirim Döngüsü<br />
Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçerik<br />
Sosyal Medyanın Tüketiciler ve Pazarlama Üzerindeki Etkileri<br />
Sosyal Medya Pazarlaması<br />
Sosyal Medya Pazarlamasının Avantajları ve Olası Tehlikeleri<br />
Sosyal Medya Stratejisi<br />
26<br />
Sahip Olunan Medya<br />
Paralı Medya<br />
Kazanılmış Medya<br />
Sosyal Grafik<br />
Fikir Liderleri
GİRİŞ<br />
<br />
Sosyal Medya ve<br />
Pazarlama<br />
Sosyal medya, dünya tarihinde en hızlı büyüyen medya türü olmuştur. Radyonun 50 milyon kullanıcıya<br />
ulaşması 38 yıl, televizyonun 13 yıl, Internet’in 4 yıl almıştır. Facebook’un 200 milyon kullanıcıya<br />
ulaşması ise 1 yıldan kısa sürmüştür. Facebook 5 yıl içinde 400 milyon kullanıcıya ulaşmıştır ve her gün<br />
500.000 kişi Facebook’a üye olmaya devam etmektedir. Facebook bir ülke olsaydı, dünya üzerindeki<br />
üçüncü büyük nüfusa sahip ülke olacaktı. Facebook üzerinde günde 60 milyon durum güncellemesi<br />
yapılmaktadır. YouTube, Google’ın ardından dünyadaki en büyük ikinci arama motoru konumundadır.<br />
Her 1 dakikalık sürede YouTube’a 7 saatlik içerik yüklenmektedir. YouTube üzerindeki videoların<br />
hepsini izlemek isteyen bir kişinin, 1.000 yıl yaşaması gerekmektedir. 200 milyon kullanıcısı olan<br />
Twitter’da, her gün 600 milyondan fazla arama yapılmaktadır. Dünya üzerindeki yaklaşık 200 milyon<br />
blogda her gün yaklaşık 900.000 gönderi yayınlanmaktadır. Blog yazarlarının %34’ü ürün ve markalarla<br />
ilgili yazılar yazmaktadırlar. Tüm dünyadaki 1,6 milyar Internet kullanıcısının Internet’i ziyaret etme<br />
sebeplerinin başında sosyal medya gelmektedir.<br />
Dünya nüfusunun yarısına yakını 30 yaş altındadır ve bu gençler Internet’in olmadığı bir dünyayı<br />
bilmemektedir. Milenyum gençliği olarak da adlandırılan bu grubun %95’i sosyal ağlar içinde yer<br />
almaktadır. Gençler arasında e-posta kullanımı düşmekte, buna karşın sosyal medya kullanımı<br />
artmaktadır. Amerika’da 18-34 yaş grubundaki kadınların üçte biri sabah uyandıklarında ilk olarak<br />
Facebook hesaplarını kontrol ettiklerini belirtmektedir. Bu grup aynı zamanda günümüz işletmelerinin<br />
tüketicilerini de oluşturmaktadır.<br />
Diğer taraftan bugün sosyal medya, tüketicilerin en önemli bilgi kaynağı konumundadır. Tüketiciler<br />
bir ürünü almadan önce Internet’te yer alan önerileri, yorumları ya da ürün değerlendirmelerini<br />
okumaktadır. Tüketiciler tarafından yaratılan ve paylaşılan içerik, sosyal medya araçları sayesinde tüm<br />
dünyaya çok kısa sürede yayılabilmektedir. Günümüz tüketicilerinin %78’i Internet üzerinde diğer<br />
tüketiciler tarafından yapılan yorumlara güvendiklerini belirtmektedir. Sadece %14’ü reklamlara<br />
inanmaktadır. Dolayısıyla, markalar hakkında olumlu olduğu kadar olumsuz içeriğin tüketiciler tarafından<br />
bulunması da sosyal medya araçları sayesinde kolaylaşmıştır. Hatta, çoğu zaman tüketici aramasa bile bu<br />
içerik tüketiciyi bulabilmektedir.<br />
Tüm bu rakamlar, sosyal medyanın geçici bir akım değil, toplumu ama aynı zamanda tüm işletmeleri<br />
ve çalışanlarını etkileme gücüne sahip, temel bir değişim olduğunu göstermektedir. İşletmelerin<br />
kendilerini bu medya dışında düşünmeleri ve bu alanı göz ardı etmeleri artık mümkün gözükmemektedir.<br />
İşletmelerin, sosyal medyayı ve bu medya içinde tüketicilerini dinlemeyi, onlarla diyalog kurmayı<br />
öğrenmesi gerekmektedir. Bunu başarmak isteyen işletmelerin öncelikle, sosyal medyanın tüketicileri ve<br />
pazarlamayı nasıl değiştirdiğini anlamaları gerekmektedir. Sonrasında, sosyal medya pazarlamasının ne<br />
anlama geldiği, neleri içerdiği ve sosyal medya stratejilerini oluştururken işletmelerin nasıl bir yol<br />
izleyecekleri de cevaplanması gereken sorular içinde yer almaktadır.<br />
27
SOSYAL MEDYANIN TÜKETİCİLER VE PAZARLAMA<br />
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ<br />
Sosyal medya ile birlikte Internet’teki değer üretimi büyük oranda işletmelerden tüketicilere doğru<br />
kaymaya başlamıştır. Bugün, sosyal medya içinde yer alan içeriğin büyük bölümü tüketiciler tarafından<br />
yaratılmakta, hatta sosyal medya içindeki içerik “tüketiciler ya da kullanıcılar tarafından yaratılan içerik”<br />
olarak adlandırılmaktadır. Yaratıcı tüketiciler günümüzde sosyal medyanın dinamosu konumundadır. Bu<br />
durum, hem tüketicilerin hem de işletmelerin alışkanlıklarında önemli değişimleri beraberinde<br />
getirmektedir. Pazardaki güç dengelerinin değişmesi, tüketicilerin bilgiyi arama ve işleme süreçlerinin<br />
farklılaşması, sosyal medyanın hızlı yükselişi ve popülerliği işletmelerin pazarlamaya bakış açılarını ve<br />
pazarlama faaliyetlerini değiştirmektedir.<br />
Pazardaki Gücün El Değiştirmesi ve Güçlenen Tüketici<br />
Internet’in ve sosyal medyanın sahip olduğu bazı özellikler, pazarlarda gücün işletmelerden tüketicilere<br />
kaymasına yardımcı olmaktadır. Bunlardan ilki, Internet ve sosyal medya sayesinde bilginin aynı anda<br />
birden çok yerde bulunmasıdır. Web üzerinde yer alan bilgiye her yerden ve her zaman ulaşmak<br />
mümkündür. Bu durum, bilgi asimetrilerinin yok olmasına neden olmaktadır. Bilgi asimetrisi, sosyal<br />
etkileşim içindeki taraflardan birisinin diğerlerine göre daha iyi ya da daha fazla bilgi sahibi olması<br />
anlamına gelmektedir. İkincisi, coğrafi sınırların ortadan kalkması ve web 2.0 araçları sayesinde, belirli<br />
ilgi alanları çerçevesinde sanal iletişim ağlarının kurulması kolaylaşmıştır. Böylelikle, aynı ilgi alanına<br />
sahip çok sayıda kullanıcı, sosyal medya aracılığıyla, buluşma ve birlik olma gücüne sahip olmuştur.<br />
Üçüncü olarak, sosyal medyanın yarattığı etkileşim sayesinde kullanıcılar, pasif alıcı konumlarından<br />
çıkmış, daha aktif birer oyuncu haline gelmişlerdir. Bu üç özellik pazarda tüketiciye üç önemli güç<br />
sağlamaktadır. Bunlar; uzmanlık gücü, yaptırım gücü ve pazarlama faaliyetlerini doğrudan etkileme<br />
gücüdür (Rezabakhsh vd., 2006).<br />
Uzmanlık Gücü<br />
Uzmanlık gücü, pazardaki ürünlerin kaliteleri ve fiyatları hakkında bilgi sahibi olmaktan kaynaklanan<br />
gücü ifade etmektedir. Sosyal medya öncesinde, uzmanlık gücü ağırlıklı olarak işletmelerin elinde<br />
olmuştur. İşletmeler, kendi ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgileri pazara sunmakta ve tüketiciler de ihtiyaç<br />
duydukları bilgiyi pazardan elde etmektedir. Ancak, bu bilgi sunumu tek taraflı ve sadece ürünlerin<br />
olumlu yönlerini gösterecek şekilde yapılmaktadır. Diğer taraftan, tüketicilerin bilgi toplayabileceği<br />
kanallar da oldukça sınırlıdır. Tüketiciler, sahip oldukları ürün ve marka deneyimlerini geniş kitlelere<br />
duyurma şansına sahip değillerdir. Buna ek olarak, ürün ve fiyat bilgisini aramak, bulmak ve işlemek de<br />
oldukça maliyetli bir süreçtir. Bu nedenle, tüketiciler bilgiyi arama ve işleme maliyetinden kaçınmakta,<br />
işletmeleri konu hakkında bir uzman gibi görmekte ve onların verdikleri bilgileri doğru kabul<br />
etmekteydiler. Bu durum pazarda, bilgi asimetrilerinin oluşmasına sebep olmaktaydı. Bilgiye sahip olmak<br />
aynı zamanda daha iyi karar verebilmeyi de mümkün kılmaktadır. Ancak asimetrik bilgi nedeniyle<br />
tüketiciler, ancak işletmelerin kendilerine izin verdikleri ölçüde bilgiye ulaşabilmekte ve bu bilgilere göre<br />
karar verebilmekteydiler.<br />
Internet ve sosyal medyanın yayılması, bilgi asimetrilerinin kaybolmasını ve pazarların daha şeffaf<br />
hale gelmesini sağlamaktadır. Internet, her şeyden önce tüketicilerin bilgiyi arama ve işleme maliyetlerini<br />
çok büyük oranda düşürmüştür. Bu durum beraberinde, tüketicilerin satın alımları öncesinde bilgi aramak<br />
için öncelikle Internet’e başvurmalarına neden olmaktadır. Tüketiciler sosyal medya sayesinde, sadece<br />
işletmeler tarafından yaratılan içeriğe değil, tüketiciler tarafından yaratılan içeriğe de ulaşma şansına<br />
sahip olmuşlardır. Günümüzde tüketiciler, olumlu ve olumsuz deneyimlerini sosyal medya aracılığıyla<br />
tüm dünyaya duyurabilmektedir.<br />
Sosyal medya sayesinde tüketici birlikleri de daha aktif bir şekilde faaliyet gösterir olmuşlardır.<br />
Tüketicileri uyarmak, bilgilendirmek ya da harekete geçirmek için sosyal ağlardan yararlanarak pazarların<br />
daha şeffaf hale gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Özetle söylemek gerekirse, tüketicilerin<br />
ulaşabilecekleri bilginin miktarı çok büyük oranda artmıştır. Ama aynı zamanda elde edilen bilginin<br />
<br />
28
niteliği de önemli oranda artmıştır. Tüketiciler, eskinin tek taraflı bilgisi yerine çok farklı bakış açılarına<br />
sahip insanların deneyimleri sayesinde, daha zengin ve nitelikli bilgi kaynaklarına ulaşabilmektedirler.<br />
Tüketicilerin elde ettiği bilginin artması, pazarda sahip oldukları gücü de önemli ölçüde<br />
etkilemektedir. Öncelikle tüketiciler, Internet’in ve sosyal medyanın kendilerine sunduğu araçlar<br />
sayesinde, ürün ve fiyat karşılaştırmalarını kolaylıkla yapabilmektedir. Diğer tüketicilerin öneri ve<br />
değerlendirmelerinden yola çıkarak, bir ürünün gerçekten ihtiyaçlarına uygun olup olmadığını<br />
belirleyebilmektedirler. Dahası, pazarda kaliteli ürün ve kalitesiz ürün arasında ayrım yapmak çok daha<br />
kolaylaşmış durumdadır. Tüm bu unsurlar, uzmanlık gücünün işletmelerden tüketicilere geçmesine neden<br />
olmaktadır.<br />
Yaptırım Gücü<br />
Yaptırım gücü, tüketicinin işletmeleri disipline etme ya da cezalandırma gücünü ifade etmektedir.<br />
Tüketiciler, ürün ve hizmetlerinden memnun olmadıkları işletmeleri cezalandırmak için, iki farklı yolu<br />
tercih edebilirler. Bunlardan ilki, memnun olmadıkları işletmeyi terk edip başka bir işletme ya da markayı<br />
tercih etmektir. Bu durumda işletme, bir müşterisini ve beraberinde ondan elde edeceği gelirleri<br />
kaybetmiş, rakibine kaptırmış olmaktadır. İkincisi ise, tüketicilerin memnuniyetsizliklerini dile getirmesi<br />
ve çevrelerindeki diğer tüketicilere, hatta daha geniş kapsamda medyaya, yaşadıkları olumsuz<br />
deneyimleri aktarması, şikayet etmesidir. Yaratılan olumsuz ağızdan ağıza iletişim, işletmenin ününe<br />
zarar vereceğinden, işletme için bir cezalandırma oluşturmaktadır.<br />
Internet ve sosyal medya öncesinde, tüketiciler her iki yaptırım gücünü kullanmak konusunda da<br />
oldukça yetersiz durumdadırlar. Her şeyden önce, tüketicilerin bireysel olarak bir işletmeyi terk edip bir<br />
başka işletmeye kaçmaları, işletmeler üzerinde çok büyük bir etki yaratmamaktadır. Diğer taraftan,<br />
yapılan tüketici şikayetlerini örtbas etmek de işletmeler için çok kolay olmuştur. İşletmeden tüketicilere<br />
yönelik iletişim çabaları kamuoyuna açık gerçekleşirken, tüketici şikayetleri ise gizli kalabilmektedir.<br />
Dolayısıyla tüketiciler, sadece işletmeler hakkındaki olumlu iletişime maruz kalmaktadır. Ayrıca,<br />
tüketicilerin kendi aralarında birleşerek bu yaptırım güçlerini fark etmelerine olanak sağlayacak bir<br />
altyapı da bulunmamaktadır.<br />
Internet ve sosyal medyanın yayılması sonrasında tüketiciler, kolaylıkla ve çok düşük maliyetle<br />
örgütlenebilmeleri sayesinde, pazarda önemli bir yaptırım gücüne de sahip olmuşlardır. Internet,<br />
dünyanın dört bir yanına dağılmış çok sayıda işletmeyi, tüketicinin bir tık uzağına getirmektedir. Artık<br />
tüketici, sadece yaşadığı bölgedeki işletmelerle sınırlı değildir. Internet üzerinde dükkanı olan her işletme<br />
tüketicinin elinin altındadır. Bu durum, tüketicilerin memnun kalmadıkları bir işletmeyi terk etmelerini<br />
fazlasıyla kolaylaştırmaktadır. Buna ek olarak, tüketiciler toplu kaçış ya da boykot hareketleri için de<br />
sosyal medya aracılığıyla kolaylıkla organize olabilmektedir. Bu türden toplu hareketler tüketicilerin,<br />
firmalar üzerindeki yaptırım güçlerini arttırmaktadır.<br />
Bir sosyal ağ sitesi olan Facebook, tüketicilerin yaptırım gücünü<br />
nasıl etkilemektedir?<br />
Sosyal medyanın asıl ve en önemli katkısı ise, tüketicilerin seslerini duyurmalarına aracılık etmesidir.<br />
Sosyal medya öncesinde gizli kalan tüketici şikayetleri, bugün tüketiciler tarafından yaratılan içerik adı<br />
altında Internet’te dolaşımdadır. Tüketiciler, olumsuz ürün ve marka deneyimlerini sosyal medyanın<br />
çeşitli platformları üzerinden diğer tüketicilerle paylaşmaktadır. Bu paylaşımlar silinmedikleri sürece<br />
Internet’te kalmakta ve her arayan tarafından bulunabilmektedir. Tüketiciler tarafından yaratılan bu içerik<br />
sosyal ağ siteleri aracılığıyla daha büyük kitlelere ulaştırılabilmektedir. Özetle söylemek gerekirse, sosyal<br />
medya tüketicilerin bir taraftan organize olmalarını diğer taraftan seslerini duyurmalarını<br />
kolaylaştırmakta, bu durum da tüketicilerin işletmeler karşısında önemli bir yaptırım gücüne sahip<br />
olmasına neden olmaktadır.<br />
<br />
29
Pazarlama Faaliyetlerini Doğrudan Etkileme Gücü<br />
Endüstri devrimi ile birlikte ortaya çıkan “üretici” ve “tüketici” rollerinin bir uzantısı olarak, işletmeler<br />
ürün ve hizmetleri ile ilgili kararları verirken ağırlıklı olarak tüketicileri dışarıda bırakmışlardır. Tüketici<br />
odaklı yaklaşımlarda bile işletmeler, tüketicilere istek ve ihtiyaçlarını sormuşlar, ancak sonrasında<br />
ürünlerin tasarımı ve fiyatlandırılmasına kendileri karar vermişlerdir. Örneğin müzayedeler veya ikinci el<br />
otomobil sektörü gibi alanlar dışında tüketicinin fiyat oluşumuna müdahale edebildiği alan çok fazla<br />
değildir. Bener şekilde, özel üretim ya da dikim ürünler dışında tüketiciler, ürünlerin tasarımı ve yaratımı<br />
sürecinin dışında kalmaktadır. Bu süreçte tüketici önüne getirilen teklifi kabul ya da reddeden kişi olarak,<br />
pasif bir konuma sahip olmuştur. Dolayısıyla, pazarlama faaliyetlerini doğrudan etkileme gücü tamamen<br />
işletmelerin elinde olmuştur.<br />
Yeni sanal iş modelleri ve sosyal medya platformları ile birlikte, tüketiciler fiyatın ve diğer pazarlama<br />
unsurlarının belirlenmesinde önemli bir role sahip olmaktadır. Sanal müzayede sistemleri, grup satın alma<br />
siteleri ve dinamik fiyatlama uygulamaları tüketicilerin fiyat belirleyicisi olma rolünü güçlendirmektedir.<br />
Örneğin Grupfoni ya da Grupanya gibi grup satın alma siteleri sayesinde, farklı coğrafi noktalarda yer<br />
alan çok sayıdaki tüketici, satın alma güçlerini birleştirerek, daha ucuza alım yapabilmektedir.<br />
Grup satın alma sitelerine bir örnek olarak www.grupanya.com<br />
adresini ziyaret edebilirsiniz.<br />
Diğer taraftan, Internet ve sosyal medya aynı zamanda tüketicilerin ürün tasarımlarında da rolünü<br />
güçlendirmektedir. Bugün pek çok marka, tüketicilerinin Internet üzerinden kendi tasarımlarını<br />
yaratmalarına izin vermektedir. Örneğin Nike firması NikeiD sayfası aracılığı ile, müşterilerinin spor<br />
ayakkabılarını kendilerinin tasarlamasına olanak vermektedir.<br />
Tüketiciler günümüzde, sadece fiyat ve ürün tasarımlarına değil, işletmelerin pazarlama iletişimlerine<br />
ve marka yönetimi süreçlerine de müdahil olmayı istemektedir. Sosyal medya bu açıdan tüketicilere<br />
önemli bir güç sağlamaktadır. Tüketiciler kendi reklam filmlerini YouTube üzerinden paylaşmakta ya da<br />
marka yönetimi için fikirlerini blogları üzerinden paylaşmaktadır. Sosyal medya, geleneksel “üretici” ve<br />
“tüketici” rollerini birleştirip, “üreten tüketiciler” yaratmakta ve bu yeni tüketicilerin, değer yaratım<br />
zinciri içinde önemli bir oyuncu olmasını sağlamaktadır. Örneğin, Genç Turkcell bu değişimin farkına<br />
varan öncü firmalardan birisidir. Facebook’ta 17.000 genç arasından seçtiği 5 genci, marka ve ürünlerinin<br />
yönetiminde söz sahibi yapmaktadır. Bir başka deyişle, üreten tüketiciler yaratmaktadır.<br />
Sosyal Medyanın Tüketici Karar Sürecine Etkileri<br />
Sosyal medyanın tüketicilere sağladığı gücün önemli etkilerinden birisi tüketici tutumlarındaki<br />
değişimdir. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, yeni değer önerisi arayışları, bilgiyi arama şeklindeki ve satın<br />
alma kararlarındaki değişiklikler bu tutum değişiminin göstergeleri arasında yer almaktadır. Sosyal<br />
medya içinde yer edinmek ve bu medyayı etkili kullanmak isteyen işletmelerin, öncelikle bu tutum<br />
değişikliklerini anlaması gerekmektedir. Bunun için de sosyal medyanın tüketici karar sürecini nasıl<br />
etkilediğinin görülmesi büyük önem taşımaktadır.<br />
Geleneksel olarak tüketicinin karar süreci Şekil 2.1 içinde gösterilen Kara Kutu Modeli altında ele<br />
alınmaktadır. Bu modelde, tüketici davranışını etkileyen iki önemli faktör bulunmaktadır (şekilde A ve B<br />
olarak gösterilmektedir). Bunlardan ilki, işletmelerin kontrolü altında olan geleneksel pazarlama karması<br />
unsurlarıdır (A). İkincisi ise, işletmelerin kontrolü dışındaki demografik, kültürel, kişisel vs. uyaranlardan<br />
oluşmaktadır (B). Günümüz dijital dünyasında, Internet ve sosyal medya bu sürece etkide bulunan iki<br />
önemli girdi daha yaratmaktadır (şekilde C ve D olarak gösterilmektedir). Bunlardan ilki, işletmelerin<br />
kendi kontrollerinde tüketicilere yaşattıkları web deneyimlerinden oluşmaktadır (C). Diğeri ise,<br />
işletmelerin tamamiyle kontrolleri dışında olan, sosyal medyanın yarattığı tüketici deneyimleridir (D).<br />
Görüldüğü üzere, sosyal medya ve Internet, zaten karmaşık olan tüketici karar sürecini daha da karmaşık<br />
hale getirmektedir. Sosyal medya teknolojileri ve tüketicilerin sosyal medya kullanım alışkanlıkları<br />
geliştikçe, tek başına geleneksel medyayı kullanarak tüketicileri etkilemek mümkün olmamaktadır.<br />
<br />
30
Tüketici karar süreci içinde geleneksel medya ve tutundurma çabaları hala etkilidir. Ancak<br />
günümüzde tüketiciler tek başına reklamlarda sağlanan bilgilerle ya da işletmeler tarafından yaratılan<br />
içerikle tatmin olmamaktadır. Diğer tüketicilerin sosyal medya üzerinde paylaştıkları deneyimlerle, bilgi<br />
arama süreçlerini zenginleştirmektedirler. Aşağıda şekil 2.1 içinde, tüketicinin satın alma karar sürecinde<br />
sosyal medyanın ve tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin nasıl bir rol oynadığı gösterilmektedir.<br />
Sosyal geribildirim döngüsünü açıklamak için bir örnek vermek yararlı olacaktır. Örneğin tatile<br />
çıkmak isteyen bir aile, öncelikle olası tatil yörelerinin ve otellerin farkına varmalıdır. Bu, acentelerin ve<br />
otellerin pazarlama iletişimi çabalarıyla olabileceği gibi, aile bireylerinin sosyal medya aracılığıyla aldığı<br />
bir mesajla ya da bir arkadaşın tavsiyesiyle gerçekleşebilir. Bu farkındalık sonrasında aile dikkate alma<br />
aşamasında, söz konusu tatil yörelerini ya da otellerini daha detaylı değerlendirmeye başlayacaktır. Bu<br />
noktada otellerin web siteleri ve acentelerin sayfaları ile birlikte, sosyal medya platformları üzerinden bu<br />
otellerde daha önceden kalmış olan diğer tüketicilerin görüş ve değerlendirmelerini de okur. Forumları,<br />
seyahat sitelerini ve blogları ziyaret ederek, farklı görüşlere ulaşmaya çalışırlar. Topladıkları tüm bu bilgi<br />
ile bir karar verip tatile çıkarlar. Tatilleri dönüşünde onlar da kendi fikir ve deneyimlerini sosyal medya<br />
üzerinde paylaşırlar. Böylelikle, gittikleri oteli değerlendirmek isteyen bir başka tüketici de onların<br />
önerilerinden yararlanarak kendi seçimini yapacaktır. Tüm bu döngü, bir taraftan işletmelerin diğer<br />
taraftan tüketicilerin yarattıkları içerikle beslenmektedir.<br />
31<br />
<br />
Şekil 2.1: Tüketici Karar Sürecine Etki Eden Faktörler.<br />
Kaynak: Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008). “Web 2.0: Conceptual foundations and marketing issues”,<br />
Journal of Direct, Data and Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />
Tüketiciler bir ürün ya da hizmetin farkına vardıktan sonra, bu ürün ya da hizmeti değerlendirmekte<br />
ve sonrasında da satın alma ya da almama kararına varmaktadırlar. Farkındalık ve satın alma aşaması<br />
işletmelerin pazarlama faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları ve ağırlıklı olarak kendi kontrollerinde<br />
yürüttükleri alanlardır. Ancak, tüketicilerin ellerindeki seçenekleri dikkate alıp, değerlendirme yaptıkları<br />
aşama, genellikle işletmelerin kontrolü dışında gerçekleşmektedir. Bu aşamada tüketiciler, sosyal medya<br />
sayesinde, diğer tüketicilerin görüş ve önerilerine ulaşabilmektedirler. Tüketiciler seçimlerini daha<br />
akıllıca kılmak amacıyla, diğer tüketicilerin kendi alışveriş ve kullanım deneyimlerinden yola çıkarak<br />
oluşturdukları ve paylaştıkları görüşlerden faydalanmaktadır. Bu bilgilerden yararlanan tüketici de kendi<br />
kullanım deneyimlerini sosyal medya içinde paylaşarak, diğer tüketicilerin karar süreçleri için girdi<br />
sağlamaktadır. Bu döngü sosyal medyayı kullanan çoğu tüketicinin satın alma karar sürecini<br />
yansıtmaktadır ve sosyal geribildirim döngüsü olarak adlandırılmaktadır (Evans ve McKee, 2010).
Şekil 2.2: Sosyal Geribildirim Döngüsü.<br />
Kaynak: Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media Marketing: The Next Generation of Business Engagement.<br />
Wiley Publishing, Inc.<br />
Sosyal geribildirim döngüsü geleneksel medyanın, işletmelerin pazarlama çabalarının ve sosyal<br />
medya içinde oluşan ağızdan ağıza iletişimin tüketici satın alma karar sürecindeki etkilerini ortaya<br />
koymaktadır. Sosyal medya, karar sürecinde temelde tüketicinin değerlendirme aşamasına hitap eden bir<br />
araçtır. Elbette farkındalık aşamasında da etkili bir araç olarak kullanılabilmektedir. Ancak, tüketiciler<br />
tarafından yaratılan içerik ve oluşan ağızdan ağıza iletişim değerlendirme aşamasında tüketiciler<br />
açısından büyük önem taşımaktadır.<br />
Sosyal Medyanın Pazarlamaya Etkileri<br />
Internet ve sosyal medyanın yükselişi, tüketicilerin pazarda daha güçlü hale gelmeleri, tüketiciler<br />
tarafından yaratılan içeriğin karar sürecinde artan rolü işletmelerin pazarlama anlayışlarını ve<br />
faaliyetlerini de doğrudan etkilemektedir. Tüm bu değişimler yeni bir pazarlama anlayışının da<br />
doğmasına öncülük etmektedir. Bu yeni anlayışın temel unsurları Tablo 2.1 içinde özetlenmektedir.<br />
Yeni pazarlama anlayışı içinde her şeyden önce, geleneksel tek noktadan çok noktaya (kitlesel)<br />
iletişim modeli yerini, çok noktadan çok noktaya (kitleler arası) iletişim modeline bırakmaktadır. Kitlesel<br />
iletişim modelinde bir işletme, televizyon gibi geleneksel ve etkileşimli olmayan kitlesel medya<br />
aracılığıyla çok sayıda tüketicinin ilgisini çekmeye uğraşmaktadır. Çok noktadan çok noktaya iletişim<br />
modelinde ise, kitleler arasında bir iletişim söz konusudur. Alıcılar ve göndericiler arasındaki<br />
mesajlaşmanın dışında, bu iletişimlerin gerçekleştiği ortam da önem kazanmaktadır. Bu ortamlar<br />
etkileşimin yaratıldığı ve deneyimlendiği ortamlardır. Örneğin Facebook içinde yer alan marka sayfaları<br />
bu türden iletişime bir örnek oluşturmaktadır. Bu sayfalar üzerinde markalar tüketicilerine seslenmek<br />
yerine, sayfalarında bir söyleşi ortamı oluşmasına izin vermektedirler. Tüketiciler markalarla ve<br />
birbirleriyle iletişime girmekte ve markanın yaşayan bir Facebook sayfası yaratmasına yardımcı<br />
olmaktadırlar. Bu ve benzeri sosyal platformlarda, tüketicilerle işletmelerin eşit söz söyleme hakkı vardır.<br />
Kitlesel iletişim, işletmelerin tek taraflı mesaj aktarımına olanak vermektedir. Bu durumda işletmeler<br />
monologlar üretmekte ve bu monologlar karşısında tüketicinin sesini duymazdan gelmektedirler. Ancak,<br />
sosyal medya ile birlikte günümüz tüketicisi artık sesini çok rahat duyurmaktadır. İşletmelerin<br />
günümüzde kulaklarını tüketicilerinin seslerine tıkamaları çok da akıllıca değildir. Dolayısıyla, yeni<br />
pazarlama anlayışının önemli unsurlarından birisi de tüketicilerle kurulacak olan diyaloglardır. Diyalog<br />
iki ya da daha fazla tarafın karşılıklı iletişimini ifade etmektedir. Tüketicilerle diyalog kurulması ise<br />
beraberinde, iletişim odaklı ve talep yanlı düşünen işletmeler yaratmaktadır.<br />
Bu yeni pazarlama anlayışı içinde, işletmelerin tüketicilerine bakış açısı da değişmektedir. Artık<br />
tüketici, pasif konumdaki bir hedef (kitle) değil, işletmelerin değer üretimine ortak olan birer paydaş gibi<br />
görülmektedir. Üreten tüketicinin yükselişi, tüketicileri aynı zamanda birer değer üreticisi haline<br />
getirmiştir. Örneğin, tüketiciler yeni ürün tasarımlarında işletmelere yardımcı olabilmektedir. Pazarlama<br />
32
faaliyetleri konusunda onlara fikir verebilmekte ya da yazdıkları bir blog yazısı ile işletmelere hatalı<br />
oldukları yönleri gösterebilmektedir. Tüm bunlar işletmeler açısından değer yaratan faaliyetlerdir.<br />
Dolayısıyla, tüketici artık işletme için önemli bir ortak konumundadır.<br />
<br />
Tablo 2.1: Yeni Pazarlama Anlayışı<br />
Eski Pazarlama Anlayışı Yeni Pazarlama Anlayışı<br />
Tek noktadan çok noktaya<br />
iletişim modeli<br />
---------------------------><br />
33<br />
Çok noktadan çok noktaya<br />
iletişim modeli<br />
Kitlesel pazarlama ---------------------------> Kişiselleştirilmiş pazarlama<br />
Monolog ---------------------------> Diyalog<br />
Markalama ---------------------------> İletişim<br />
Tedarik taraflı düşünme ---------------------------> Talep taraflı düşünme<br />
Mega markalar ---------------------------> Çeşitlilik<br />
Hedef tüketici ---------------------------> Ortak tüketici<br />
Pazar bölümleri ---------------------------> Topluluklar<br />
Kaynak: Kiani, G.R. (1998). “New game, new rules: Will traditional mentality work in the marketspace?”,<br />
Management Research Review, 21, 6, s. 1-9.<br />
İletişimin kişiselleşmesi ve kurulan diyaloglar, tüketici pazarlarının insani tarafını ön plana<br />
çıkartmaktadır. Daha önceleri tüketicileri belirli demografik unsurlara göre parçalara ayıran ve ortaya<br />
çıkan grupları “pazar bölümleri” olarak gören anlayış geride kalmaktadır. Pazarları gerçek insanlar<br />
oluşturmaktadır ve bu insanların oluşturdukları gruplar da (sanal) topluluklardır. Bu topluluklar, pazar<br />
bölümleri gibi işletmeler tarafından tanımlanmamaktadır. Her bir topluluk kendi özelliklerine göre<br />
kendisini tanımlamaktadır. İşletmelerin bu farklı topluluklarla da diyaloğunu sürdürmesi gerekmektedir.<br />
Bu topluluklar bir yandan da sosyal medyadaki kolektif düşünceyi yönetmeleri açısından işletmeler için<br />
büyük önem taşımaktadır. İşletmeler, bu toplulukları etkileyerek bireylere ulaşma şansına sahip<br />
olmaktadır. Topluluğun kolektif görüşü, bireylerin inanç, tutum ve davranışlarına etkide bulunmaktadır.<br />
Kitlesel iletişimin kullanıldığı günlerin aksine, günümüzde tüketicilerin hepsi için uygun tek bir mesaj<br />
ya da çözüm bulunmamaktadır. Çeşitlilik, bu pazarların en önemli özelliğini oluşturmaktadır. Dolayısıyla<br />
pazarlamada da mega markalar yerine işletmeler, tüketicilerine ihtiyaç duydukları çeşitliliği sunma<br />
çabasındadırlar. Bu durum kitlesel pazarlamayı da yok etmekte ve kişiselleştirilmiş pazarlamayı<br />
yaratmaktadır. Kişiye özel üretimlerin yapıldığı ya da tüketicinin kişisel sorunlarına kişisel çözümlerin<br />
üretildiği kişiselleştirilmiş pazarlama faaliyetleri yükselmektedir. Kitlesel bireyselleştirme sistemleri<br />
sayesinde işletmeler, müşterilerinin kendi isteklerine göre ürünleri online olarak tasarlamalarına ve sipariş̧<br />
vermelerine olanak sağlamaktadır. Yukarıda verdiğimiz NikeiD markasının uygulamaları bu duruma<br />
örnek oluşturmaktadır.<br />
Sosyal medyanın tüketici, pazarlama ve pazarlama iletişimi üzerine<br />
etkilerini daha detaylı öğrenmek için Kaan Varnalı’nın MediaCat Kitaplarından çıkan<br />
“Dijital Tutulma: Pazarlama İletişimi ve İnsan” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
SOSYAL MEDYA PAZARLAMASI<br />
Sosyal medya pazarlaması, işletmelerin Facebook, Twitter ya da YouTube gibi sosyal medya<br />
platformlarını kullanarak gerçekleştirdikleri pazarlama faaliyetlerini ifade etmek amacıyla<br />
kullanılmaktadır. İşletmeler sosyal medya aracılığıyla, geleneksel pazarlama araçlarına göre,<br />
tüketicileriyle çok daha etkileşimli ve paylaşımcı bir ortamda iletişim kurabilmektedirler. Sosyal
medyanın pazarlama iletişimi araçları içine dahil edilmesi, son yıllarda oldukça popüler hale gelmiş<br />
durumdadır. Elbette, sosyal medya dendiğinde akla sadece Facebook ya da benzeri siteler gelmemelidir.<br />
İşletmeler, sosyal medya içinde yer alan çok çeşitli türde platformu, farklı iletişim ve pazarlama<br />
faaliyetleri kapsamında kullanmaktadırlar.<br />
İşletmelerin Sosyal Medyayı Kulanım Amaçları<br />
Sosyal medya içinde yer alan çok sayıda platform ve araç, işletmelerin bu alanı kullanım şekillerini de<br />
çeşitlendirmektedir. İşletmeler sosyal medyayı temel olarak üç farklı şekilde kullanabilmektedir<br />
(Constantinides ve Fountain, 2008);<br />
• İşletmeler, online fikir liderlerine (örneğin blog yazarları gibi) ulaşmak, mevcut ya da pazara<br />
yeni sürecekleri ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgiyi bu gruba aktarmak amacıyla sosyal<br />
medyadan yararlanabilirler. Bu şekilde işletmeler, geleneksel medyaya oranla çok düşük bir<br />
maliyetle, hedef kitlelerine mesajlarını fikir liderleri aracılığıyla ulaştırma şansına sahip<br />
olmaktadırlar. Ayrıca, blog ve arama motoru reklamcılığı da benzeri bir amaca hizmet eden<br />
sosyal medya pazarlaması araçları olarak değerlendirilebilir.<br />
• İşletmeler sosyal medya üzerindeki tüketicilerin sesine kulak verip, bloglarda, forumlarda ya da<br />
sosyal ağ sitelerinde kendileri ve ürünleri hakkında konuşulanları izleyebilirler. Bu kolay bir iş<br />
olmamakla birlikte, günümüzde tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin takibi için geliştirilen<br />
yazılım ve programlar bulunmaktadır. Sosyal medyanın bu şekildeki kullanımı, işletmelere<br />
kaliteli ve düşük maliyetli bilgi sağlamaktadır. İşletmeler edindikleri bu bilgileri ürünlerini<br />
geliştirmek için ya da tüketicileriyle daha etkili iletişim kurmak için kullanabilirler.<br />
• Son olarak işletmeler sosyal medyayı doğrudan ve bire bir pazarlama stratejilerinin bir parçası<br />
haline getirebilirler. İşletmeler tüketicilerinin içerik oluşturabileceği, paylaşımlarda<br />
bulunabilecekleri ya da topluluk oluşturabilecekleri Web 2.0 sayfalarını devreye sokarlar. Bu<br />
siteler sayesinde işletmeler tüketiciye, deneyimlerini ve bilgilerini paylaşacakları ortamlar<br />
sunmuş olurlar. Benzer şekilde, işletmelerin kendi blog sayfalarını açmaları ya da podcastler<br />
yayınlamaları da bu amaçla kullanılabilmektedir.<br />
Bu üç temel amaç, sosyal medyayı işletmelerin pazarlama stratejisi içinde önemli bir araç haline<br />
getirmektedir. Ancak, sosyal medya pazarlamasının asıl değeri, bu üç farklı kullanım şeklinin<br />
birleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle, işletme sosyal medya içinde yer alan farklı türde<br />
platformları entegre biçimde kullanmayı başarabilirse, sosyal medya pazarlamasından da en fazla değeri<br />
elde edebilecektir. Bunu başarmak isteyen işletmelerin, öncelikle sosyal medya pazarlama ekosistemini<br />
ve bu sistem içinde yer alan farklı türlerdeki medyanın nasıl entegre bir şekilde kullanılabileceğini<br />
öğrenmesi gerekmektedir.<br />
Gençlere yönelik bir işletmenin sosyal medyayı hangi amaçlarla<br />
kullanması daha uygun olur?<br />
Sosyal Medya Pazarlama Ekosistemi<br />
Sosyal medya pazarlaması oldukça karmaşık ve aynı zamanda dinamik yapıya sahip bir ekosistemde<br />
(çevrede) gerçekleşmektedir. Her şeyden önce çok farklı türde sosyal medya platformu ve aracı, bu sistem<br />
içinde yer almaktadır. Dahası, bu platformlar ve araçlar çoğu zaman birbirlerinden bağımsız değil,<br />
birbirleri ile bağlantılı hareket etmektedirler. Elbette, geleneksel medya içinde yer alan iletişim araçları da<br />
bu ekosistem içinde bir yere sahiptir. Şekil 2.3, sosyal medya pazarlamasının gerçekleştiği ekosistemi<br />
resmetmektedir.<br />
<br />
34
Şekil 2.3: Sosyal Medya Pazarlama Ekosistemi<br />
Kaynak: http://www.deborahschultz.com/photos/uncategorized/2007/11/13/ecosystem_latest_2.jpg (10.05.2012)<br />
İşletmeler açısından, bu ekosistem içinde yolunu bulmak oldukça zor bir hal almaktadır. Tüketicilerin<br />
her bir medya ile nasıl bir ilişkiye sahip olduğu, platformların birbirleriyle nasıl bir etkileşim içinde<br />
oldukları ve hangi medyanın, hangi zamanda, nasıl kullanılacağı gibi sorular işletmelerin sosyal medya<br />
pazarlaması faaliyetlerini etkilemektedir. İşletmeler ve pazarlama uzmanları, bu dinamik ve karmaşık<br />
ekosistem içinde, farklı medya formlarını uyum içinde yönetmeyi öğrenmek zorundadırlar. Bu süreçte<br />
sahip olunan -paralı- kazanılmış medya sınıflandırması, işletmelerin kullanabilecekleri medya türlerini ve<br />
önceliklerini belirlemelerinde oldukça faydalı olmaktadır.<br />
Her ne kadar amaçları ve kapsamları birbirinden farklı gibi gözükse de, sosyal medya içinde bu üç<br />
medya formu arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşmakta, birbirleriyle ilişkileri ve birbirlerini etkileme<br />
güçleri artmaktadır. Bu sınıflandırmaya göre üç tip medya formu bulunmaktadır (Corcoran, 2009);<br />
Sahip olunan (owned) medya: Sahip olunan medya, işletmelerin kontrolünde olan medyayı ifade<br />
etmektedir. Bunlar, işletmenin kendi kurumsal web sitesi gibi tamamen kontrolünde olan kanallar ile<br />
Facebook sayfaları ya da Twitter hesapları gibi işletmelerin kısmen kontrolünde olan platformları<br />
içermektedir. Bu tür medya, markaları web içinde farklı alanlara taşınabilir kılmaktadır. Böylelikle<br />
işletmeler, kendi kurumsal web siteleri dışında, sosyal medya içindeki pek çok noktada ve topluluk içinde<br />
markaları için varlık sağlamaktadırlar. İşletmeler bu medya ile mevcut ve potansiyel müşterileri ile uzun<br />
vadeli ilişkiler kurarak, kazanılmış medya yaratmayı amaçlamaktadırlar. En büyük avantajları, işletme<br />
kontrolünde ve düşük maliyetli olmalarıdır. Ancak görünürlük garantisi olmaması, tüketiciler tarafından<br />
bu ortamlardaki iletişim faaliyetlerine güven duyulmaması ve yaygınlaşmasının zaman alması gibi<br />
dezavantajlara sahiptir.<br />
35
Paralı (paid) medya: İşletmelerin para ödeyerek kullandıkları medyayı ifade etmektedir. Geleneksel<br />
anlamda radyo, televizyon ve gazeteler bu grup medya içine girmektedir. Internet’te ise görüntü bazlı<br />
(banner) reklamlar, tıklama bazlı (arama motoru) reklamlar ve sponsorluklar bu tür iletişim araçlarının<br />
örneklerini oluşturmaktadır. Çoğu kişi bu türden medyanın öldüğünü ileri sürse de hiçbir medya paralı<br />
medyanın sağladığı yaygınlığa ve hıza ulaşma garantisi vermemektedir. Bu nedenle bu medya var olmaya<br />
devam edecektir. Ancak, bu tür medya pazarlama iletişiminin temel yapı taşı olmaktan çıkmakta ve<br />
ihtiyaç duyulan önemli zamanlarda kullanılacak bir katalizör (süreç hızlandırıcısı) olma yolunda değişim<br />
göstermektedir. Dolayısıyla, günümüzde işletmeler paralı medyayı daha çok sahip oldukları medyayı<br />
desteklemek ve kazanılmış medya yaratmak amacıyla kullanmaktadırlar. Bu tür medya işletmelere hız,<br />
yaygınlık ve kontrol avantajı sağlamaktadır. Ancak, tüketicilerin bu tür medyaya ilgisizliği ve bu tür<br />
medyanın kirlenmişliği ve itibarının düşük olması önemli dezavantajlar yaratmaktadır.<br />
36<br />
<br />
Tablo 2.2: Sahip Olunan-Paralı-Kazanılmış Medya Özellikleri<br />
Medya Türü Sahip Olunan Medya Paralı Medya Kazanılmış Medya<br />
Tanım<br />
Örnekler<br />
Görevi<br />
Avantajları<br />
Dezavantajları<br />
Markanın kendi<br />
kontrolünde olan iletişim<br />
kanalları<br />
• Web sitesi<br />
• Mobil uygulamalar<br />
• Blog<br />
• Facebook sayfası<br />
• Twitter hesabı<br />
Mevcut ve potansiyel<br />
müşteriler ile uzun vadeli<br />
ilişkiler kurarak kazanılmış<br />
medya yaratmak<br />
• Kontrollü<br />
• Düşük maliyetli<br />
• Uzun ömürlü<br />
• Çok yönlü<br />
• Niş kitlelere ulaşım<br />
• Görünürlük garantisi<br />
olmaması<br />
• İşletmenin<br />
gerçekleştirdiği<br />
iletişim faaliyetlerine<br />
güven duyulmaması<br />
• Yaygınlaşmasının<br />
zaman alması<br />
Markanın para<br />
ödeyerek kullandığı<br />
iletişim kanalları<br />
• Görüntü bazlı<br />
(Banner)<br />
reklamlar<br />
• Tıklama bazlı<br />
(arama motoru)<br />
reklamlar<br />
• Sponsorluklar<br />
Sahip olunan medyayı<br />
beslemek ve<br />
kazanılmış medya<br />
yaratmak<br />
• İsteğe bağlı<br />
• Hızlı<br />
• Yaygın<br />
• Kontrollü<br />
• Kirlilik<br />
• Tüketicinin<br />
ilgisizliği<br />
• Düşük itibar<br />
Tüketicilerin iletişim<br />
kanalı haline gelmesi<br />
• Ağızdan ağıza<br />
iletişim, viral<br />
• Sosyal ağ siteleri<br />
ve bloglarda<br />
oluşan söyleşiler<br />
Dinlemek ve karşılık<br />
vermek – kazanılmış<br />
medya genellikle sahip<br />
olunan ve paralı<br />
medyanın doğru<br />
yönetilmesinin ve iyi<br />
koordinasyonunun<br />
sonucudur<br />
• İtibarlı<br />
• Satışlarda en<br />
büyük etkiye sahip<br />
• Şeffaf<br />
• Yaşayan<br />
• Kontrolsüz<br />
• Olumsuz olabilir<br />
• Yaygın değil<br />
• Ölçümlenmesi zor<br />
Kaynak: http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/2009/12/defining-earned-owned-and-paid-media.html;<br />
http://www.smgconnected.com/wp-content/uploads/2011/03/POE5.jpg adreslerinden derlenmiştir. (10.05.2012)
Kazanılmış (earned) medya: Kazanılmış medya kavramı, eski bir halkla ilişkiler deyimidir ve<br />
temelde markaların para ödeyip reklam yapmak yerine, medyada ücretsiz olarak görünürlük kazanmasını<br />
ifade etmektedir. Ancak bu kavram sosyal medya içinde yaratılan ağızdan ağıza iletişimi ifade edecek<br />
şekilde evrim geçirmiştir. Dolayısıyla, bu medya tüketicinin kendisinin bir iletişim kanalı haline<br />
gelmesini ifade etmektedir. Sosyal ağ sitelerinde veya bloglarda gerçekleşen ağızdan ağıza iletişim ya da<br />
söylentiler bu medya içinde yer alan örnekleri oluşturmaktadır. İşletmeler bu tür medyayı tüketicilerini<br />
dinlemek ve gerektiğinde onlara karşılık vermek amacıyla kullanmaktadır. Kazanılmış medya genellikle<br />
sahip olunan ve paralı medyanın doğru yönetilmesinin ve iyi koordinasyonunun bir sonucudur. Hem<br />
itibarlı olması hem de şeffaf olması gibi avantajları nedeniyle, satışlar üzerinde en fazla etkiye sahip<br />
medya türüdür. Ancak diğer taraftan bu tür medya işletmenin kontrolü dışındadır ve bu medya üzerindeki<br />
söyleşiler her an olumsuza dönebilir. Diğer taraftan, yaygın olmaması ve ölçümlemesinin zor olması da<br />
bu tür medyanın önemli dezavantajlarını oluşturmaktadır.<br />
Bu üç medyayı birbiriyle karşılaştıracak olursak; sahip olunan medya işletmelerin en fazla kontrole<br />
sahip oldukları ancak menzili en kısa olan medyadır. Buna karşılık, kazanılan medya ise kontrolün en az<br />
olduğu ancak menzilin en uzun olduğu medyadır. Mesajın kontrol edilebilirliği ne denli yüksekse,<br />
işletmenin aldığı risk o kadar düşmektedir ancak, mesajın yayılması ihtimali de beraberinde düşmektedir.<br />
İşletmenin mesaj üzerindeki kontrolü azaldıkça, kazanılmış medya yaratma potansiyeli kuvvetlenmekle<br />
birlikte, işletmelerin sorun yaşaması riski de artmaktadır. Dolayısıyla, bu üç tür medyanın en doğru<br />
bileşenini bulmak, işletmelerin sosyal medya pazarlamasını başarıya götürecek en önemli anahtar<br />
konumundadır.<br />
<br />
Şekil 2.4: Sahip Olunan-Paralı-Kazanılmış Medyanın İşleyişi<br />
Kaynak: http://leaderlab.com/engaging-consumers-paid-owned-earned-and-hijacked-media/ (10.05.2012)<br />
Bu üç medya türü birbirlerine paralel işlemenin yanı sıra her biri aynı zamanda diğerini etkileme ya da<br />
yaratma gücüne de sahip gözükmektedir. Şekil 2.4 içinde bu etkileşimler gösterilmektedir (Burcher,<br />
2012);<br />
37
• Paralı medya, sahip olunan medyaya trafik sağlamaktadır. Örneğin, gösterim bazlı veya tıklama<br />
bazlı reklamlar, tüketicileri işletmenin web sayfasına yönlendirmektedir. Ancak aynı zamanda<br />
paralı medya, kazanılmış medya yaratılmasına da yardımcı olabilmektedir. İlgi çekici bir reklam,<br />
bir anda kendine sosyal medya içinde taraftarlar bulabilmekte ve sosyal ağlarda konuşulan bir<br />
konu haline gelebilmektedir.<br />
• Sahip olunan medyada sunulan ilgi çekici bir içerik, kazanılmış medya yaratılmasına yardımcı<br />
olacaktır. Kazanılmış medya beraberinde, işletmenin sahip olduğu medyaya daha fazla trafik<br />
yaratacak ve bu döngü bu şekilde devam edecektir. Örneğin, işletmenin web sitesinde paylaştığı<br />
ilgi çekici bir içerik, bir blog yazarı tarafından kullanılabilir. Ya da işletmenin Facebook<br />
sayfasında yer alan ilginç bir haber, kullanıcılar tarafından paylaşılarak yayılabilir.<br />
• Kazanılmış medya ise etkileyiciliği nedeniyle günümüzde en fazla önemsenen medya<br />
konumundadır. Kazanılmış medya, çok sayıda tüketicinin marka ve işletme hakkında bilgi sahibi<br />
olmasına olanak vermekte ve sahip olunan medyanın trafiğini arttırmaktadır. Ayrıca, yarattığı<br />
farkındalık nedeniyle paralı medyanın da etkinliğini arttırma ihtimali vardır. Örneğin, işletmeler<br />
günümüzde reklamlarını YouTube üzerine de yüklemektedirler.<br />
Özetlemek gerekirse, çoğu işletme bu üç tür medyayı birbirinden ayrı görmekte ve her birini ayrı<br />
amaçlarla kullanmaktadır. Ancak, bu üç tür medyayı tek bir strateji altında, entegre biçimde kullanmak<br />
işletmelerin sosyal medya pazarlamasını çok daha etkin kullanmalarını sağlayacaktır. Bu entegrasyon<br />
içinde, özellikle paralı medyanın sahip olunan ve kazanılmış medyayı destekleme amacıyla kullanımı<br />
nedeniyle, eskiye göre önemli bir değişim gösterdiği görülmektedir.<br />
Sosyal medya içinde daha kontrollü ilerlemek isteyen bir işletme,<br />
sizce bu medya türlerinden öncelikle hangilerine odaklanmalıdır?<br />
SOSYAL MEDYA PAZARLAMASININ AVANTAJLARI VE OLASI<br />
TEHLİKELER<br />
Kar amacı olsun ya da olmasın, her türlü işletme sosyal medya pazarlamasını kullanabilir. Ancak, her<br />
pazarlama faaliyetinde olduğu gibi, sosyal medya pazarlamasının beraberinde getirdiği bazı avantajları ve<br />
olası tehlikeleri bulunmaktadır. İşletmelerin sosyal medya stratejilerini oluşturmadan önce, bu avantaj ve<br />
tehlikeleri değerlendirmesi önemlidir.<br />
Sosyal Medya Pazarlamasının Avantajları<br />
Sosyal medya pazarlaması işletmeler için önemli avantajlar sağlamaktadır (Borges, 2009);<br />
Düşük maliyet: Sosyal medya pazarlaması oldukça düşük maliyetlidir. Özellikle de başlangıç<br />
aşamasında, çok düşük bütçelerle kampanyalar yapılabilir. Sosyal medya içindeki çoğu platform ücretsiz<br />
olarak kullanılabilmektedir. Sosyal medya pazarlamasını kullanan işletmeler için ortaya çıkan maliyet<br />
kalemlerinin başında, hangi platformun nasıl kullanılacağının öğrenilmesi ile ilgili maliyetler<br />
gelmektedir. Diğer bir maliyet kalemi ise, işletmenin kendisine uygun toplulukları araması veya yeni<br />
topluluk inşasına ilişkindir. Ancak, sosyal medya pazarlaması içindeki en büyük maliyet kalemini<br />
harcanan zaman almaktadır. Sosyal medyada ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi belirli bir zaman<br />
almaktadır. Elbette, işletmeler sosyal medya içindeki paralı uygulamaları kullanmak istediklerinde,<br />
bunların maliyeti de dikkate alınmalıdır.<br />
Marka inşası ve farkındalık yaratmak: Sosyal medyanın kullanım oranlarına bakıldığında, bu<br />
mecranın marka farkındalığının sağlanması ve inşası için önemli bir platform sunduğu söylenebilir.<br />
Sosyal medyada ağızdan ağıza iletişim yoluyla ya da viral kampanyalarla markaların isimlerini duyurması<br />
ve tüketicilerin dikkatini çekmesi mümkün olmaktadır. Aynı zamanda, sosyal ağ siteleri ve sanal<br />
topluluklar marka inşası sürecinde markalara önemli faydalar sağlamaktadır. Günümüzde küçüklü<br />
büyüklü çok sayıda işletme, markalarını desteklemek amacıyla sosyal medyayı kullanmaktadır.<br />
<br />
38
Sadık izleyici kitlesi: İyi hazırlanmış bir sosyal medya stratejisi, işletmelerin sadık bir izleyici kitlesi<br />
oluşturmasında büyük öneme sahiptir. Sosyal medya içinde geleneksel medyanın aksine kullanıcılar,<br />
sevdikleri ya da ilgi duydukları markaları çok daha yakından izlemektedirler. Örneğin, tüketiciler<br />
Facebook içinde sevdikleri bir markanın sayfasını beğenmekte ve böylelikle o marka ile ilgili haberleri<br />
takip etmektedirler. Ya da Twitter üzerinden markaların takipçisi olmaktadırlar. İşletmeler, bu ve benzeri<br />
toplulukları kendi sadık izleyicilerine dönüştürdüklerinde, aynı zamanda kendileri için marka sözcüleri de<br />
yaratmış olurlar. Bu sadık kitle, markayla ilgili olumlu içeriğin yayılması için işletmenin yanında<br />
çalışacaktır. Geleneksel medya içinde bu türden bir bağlılık ilişkisi yaratmak oldukça güçtür. Her ne<br />
kadar büyük ve bilindik markalar kendilerine sadık müşteri kitlesi oluşturmak konusunda daha avantajlı<br />
gibi görünseler de sosyal medya içinde küçük ve orta ölçekli markalar da bu türden bağlılık ilişkilerini<br />
başarıyla kurabilmektedir. Hatta sosyal medya geleneksel medyaya göre bu anlamda küçük ve orta ölçekli<br />
işletmeler için çok daha uygun koşullar sağlamaktadır.<br />
Güven oluşturma: İşletmeler sosyal medyada insani taraflarını gösterip, seslerini tüketicilerine<br />
duyurma ve aynı zamanda tüketicinin sesini doğrudan duyma şansına sahiptirler. Bu özellik, tüketicilerin<br />
işletmelere duydukları güveni arttırmak açısından büyük bir fırsat sunmaktadır. Güven sağlamak kolay<br />
bir iş değildir. İki taraf arasındaki ilişkinin yapısı ve aynı zamanda tarafların bu süreçte ortaya koydukları<br />
davranışlar, güveni oluşturur. Sosyal medyada da benzer bir işleyiş geçerlidir. Tüketiciler, bir markanın<br />
izleyicisi olduklarında, bu o markaya güvendikleri ya da tam anlamıyla sadık oldukları anlamına gelmez.<br />
Güvenin oluşabilmesi için tüketiciler, işletmelerin davranışlarını takip ederler. Markanın söyledikleri ve<br />
söylemedikleri, paylaştıkları, tüketicilerine ne oranda yetki verdikleri, tüketicilerden gelen tepkilere nasıl<br />
karşılık verdikleri güvenin oluşmasında etkili unsurlardır. Eğer ki işletme sosyal medyayı doğru şekilde<br />
kullanırsa, tüketicileri ile güvene dayalı bir ilişki kurma ve daha sadık izleyiciler edinme fırsatını da<br />
yakalamış olur.<br />
Arama motorlarında daha üst sıralarda gelmeye yardımcı olma: Sosyal medya pazarlaması,<br />
işletmenin arama motorlarında daha önde gelmesine de önemli ölçüde yardımcı olmaktadır. İşletmeler,<br />
sosyal medya içinde daha kaliteli içerik sunduklarında, bu içeriğe diğer sitelerden bağlantı (link) alma<br />
ihtimalleri de yükselmektedir. Google gibi arama motorları için sitelerin aldıkları bu bağlantılar değerli<br />
referansları oluşturmaktadır. Dolayısıyla, daha çok bağlantı (link) alan siteler, arama motorlarında daha<br />
üst sıralarda yer almaktadır. İşletmeler daha çok içerik yayınladıklarında, daha fazla bağlantı alma<br />
ihtimalleri de artacaktır. Daha fazla bağlantı da Google gibi arama motorlarında işletmenin daha üst<br />
sıralarda yer almasına yardımcı olacaktır.<br />
Özetlemek gerekirse; işletmeler sosyal medya üzerinde tüketicileri dinleyerek öğrenmekte, sanal<br />
topluluklara katılarak güvene dayalı ilişkiler kurmaktadırlar. Ancak sosyal medya pazarlamasının belki de<br />
en önemli faydası, tüketiciler ile işletme arasında ilişkilerin kurulmasına aracılık ederek, bu iki grup<br />
arasındaki uçurumun kapanmasına yardımcı olmasıdır.<br />
Sosyal Medya Pazarlamasında Olası Tehlikeler<br />
Sosyal medya pazarlamasıyla ilgili işletmelerin karşılaştıkları en büyük tehlike, sosyal medyayı hiç<br />
dikkate almamalarıdır. İşletmeler sosyal medyayı ve sosyal medya pazarlamasını dikkate almamakla, bu<br />
ortamın kendilerine sağlayabileceği önemli fırsatları da göz ardı etmiş olurlar. Kimi işletmeler sosyal<br />
medyanın geçici bir heves olduğunu, bu ortamın kendileri için uygun olmadığını ya da bu ortama<br />
ayırabilecekleri zamanları olmadığını belirtmektedirler. Ancak sosyal medya, günümüzde her türden<br />
işletme için önemli fırsatlar yaratmaktadır. Dahası, işletmeler sosyal medyayı dikkate almadıklarında,<br />
tüketicilerini de dikkate almamış olmaktadırlar. Sosyal medya üzerinde kendileriyle ilgili olumlu ya da<br />
olumsuz konuşmalardan hiç haberdar olmama ya da çok geç haberdar olma riski ile karşı karşıyadırlar.<br />
Günümüzde sosyal medyanın ulaştığı yaygınlık nedeniyle, işletmelerin sosyal medyayı pazarlama<br />
planları içine dahil etmemeleri düşünülemez hale gelmektedir.<br />
Sosyal medya pazarlaması çok çekici görünmesine karşın, önemli tehlikeleri de içinde<br />
barındırmaktadır. Bu tehlikeler bilinmeden, sosyal medya pazarlamasına girişilmesi, işletmeler için geri<br />
dönülemez hataların yapılmasına ve önemli kayıplara yol açabilir. Sosyal medya pazarlamasında<br />
işletmelerin karşılaşabileceği tehlikeleri şu şekilde sınıflandırmak mümkündür (Borges, 2009);<br />
<br />
39
Bir strateji oluşturmama: İşletmelerin sosyal medyada yaptığı en büyük hatalardan birisi, bir<br />
planları olmaksızın alelacele bu ortama girmek istemeleridir. İşletmeler sosyal medyaya büyük bir<br />
hevesle girmekte, çok kısa zamanda çok fazla şey yapma isteğiyle hareket etmektedirler. Ancak, çoğu<br />
zaman sonuç hüsranla bitebilmektedir. Sosyal medya, işletmelerin beklenmedik çok sayıda olayla<br />
karşılaşabilecekleri bir ortamdır. Bu nedenle de bir planları olmaksızın sosyal medya pazarlamasına<br />
girişen işletmeler, bu yolda tökezleme tehlikesiyle karşılaşırlar. Bu nedenle, işletmelerin öncelikle sosyal<br />
medya pazarlamasındaki amaçları, bütçeleri, zaman planları ve ölçüm yöntemlerini içeren bir planı ortaya<br />
koymaları önemlidir. Ayrıca, sosyal medya pazarlamasının, süreç içinde de işletmelere çok şey öğrettiği<br />
unutulmamalıdır. Sosyal medyanın hangi platformlarının işletme için daha uygun olduğu ya da işletme<br />
müşterilerinin ne tür içeriğe daha olumlu tepki verdiği zaman içinde öğrenilmektedir. Bu nedenle,<br />
işletmelerin belirli bir plan doğrultusunda sosyal medyaya katılmaları daha doğru bir yaklaşım olacaktır.<br />
Yanlış strateji uygulama: İkinci önemli büyük tehlike ise, işletmelerin yanlış bir planla sosyal<br />
medya pazarlaması yapmaya çalışmalarıdır. Planın gerekli araştırmalar ve gözlemler yapıldıktan sonra<br />
hazırlanması büyük önem taşır. Kullanılacak platformlar, sunulacak içerik, platformların kimler<br />
tarafından yönetileceği, sonuçların nasıl ve kim tarafından ölçüleceği gibi unsurların amaçlarla uyumlu<br />
olarak planlanması gerekmektedir. Örneğin, hangi platformun kim tarafından yönetileceği ya da hangi<br />
medyada ne tür içeriğin sunulacağı doğru şekilde planlanmazsa, işletmeler birbirleriyle uyumsuz ve kimi<br />
zaman çelişen mesajları tüketicilerine iletme riski ile karşı karşıya kalırlar. Dahası, bu farklı platformlarda<br />
yürütülen faaliyetler işletme markasına zarar da verebilir.<br />
Üst yönetimin desteğinin olmaması: Kimi zaman işletmeler, üst yönetimin tam desteğini almadan<br />
sosyal medya pazarlamasına girişmektedirler. Bir işletmenin sosyal medyada başarılı olabilmesi için üst<br />
yönetimin doğrudan sosyal medya içinde aktif bir oyuncu olmasına gerek yoktur. Ancak yapılacak her<br />
türlü sosyal medya faaliyetinin üst yönetimce desteklenmesi önemli bir zorunluluktur. Daha önce de<br />
değindiğimiz üzere, sosyal medya işletmeler için dikenli bir gül bahçesi gibidir ve işletmelerin bu<br />
ortamda ne ile karşı karşıya kalacakları önceden bilinemez. Üst yönetimin desteği, özellikle yaşanan zor<br />
zamanların atlatılmasında büyük önem taşır. Ayrıca, üst yönetimin desteği olmadığında, yaşanan her<br />
sorun, sosyal medya pazarlamasının durdurulması için bir sebep olarak kullanılabilecektir.<br />
Yetersiz zaman ve kaynak aktarımı: Sosyal medya stratejisinin işe yaramamasının önemli<br />
sebeplerinden birisi de bu iş için yeterince zaman ve kaynak ayırmamaktır. Sosyal medya içine girmek<br />
isteyen bir işletmenin bilmesi gereken ilk şey, bu işin oldukça fazla zaman ve çaba gerektirdiğidir.<br />
Örneğin, bir blog açmaya karar verip de bu bloğu güncellemek ya da duyurmak için gerekli zamanı ve<br />
çabayı ayırmıyorsanız, bloğunuzun başarılı olmasını da bekleyemezsiniz. Sosyal medyadan sorumlu<br />
tutulacak olan çalışanların seçimi de bu noktada büyük önem taşımaktadır. Sosyal medyaya inanmayan ya<br />
da bu işin gereksiz olduğunu düşünüp ayak direyen çalışanlar, işletmenin sosyal medya stratejisine büyük<br />
ölçüde zarar verecektir.<br />
Ölçüm yapmama ya da hatalı ölçümleme: İşletmelerin yaptığı önemli hatalardan birisi de sosyal<br />
medya pazarlaması kapsamında gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve elde ettikleri sonuçları<br />
değerlendirmemek ya da yanlış ölçümlemeler yapmaktır. Sosyal medya stratejilerini uygulamaya<br />
başlayan işletmeler, gelişimlerini ve sonuçlarını ölçmelidirler. Bu noktada, neyin ölçüleceği büyük önem<br />
taşımaktadır. Sosyal medya pazarlamasının başarısının değerlendirilmesi, amaçlarının ne olduğuna bağlı<br />
olarak işletmeden işletmeye farklılık göstermektedir. Örneğin, işletme sosyal medya aracılığıyla müşteri<br />
hizmetlerinin kalitesini geliştirmek istiyorsa, bu durumda Facebook sayfasını beğenen kişi sayısını<br />
ölçmek çok da önemli bir değerlendirme olmayacaktır. Dolayısıyla, işletmelerin amaçları ile uyumlu<br />
ölçüm ve değerlendirme stratejilerini geliştirmeleri gerekmektedir. İşletmelerin ölçümlemeyle ilgili<br />
yaptıkları bir diğer hata ise, doğrudan sonuçları ölçmek ve değerlendirmek için beklemeleridir. Uygulama<br />
sürecindeki gelişmenin değerlendirilmesi, işletmelere doğru yolda gidip gitmediklerini gösterebilir. Bu<br />
nedenle, işletmelerin süreç içindeki gelişmelerinin düzeyini de düzenli olarak ölçmeleri gerekmektedir.<br />
Günlük trendlere kapılmak: Sosyal medya içindeki araç ve platformlar her geçen gün<br />
değişmektedir. Bundan birkaç yıl önce bloglar en moda platformlarken, günümüzde Facebook ve Twitter<br />
en popüler sosyal medya platformlarını oluşturmaktadır. Her dönem ön planda olan sosyal medya<br />
platformları farklılaşmaktadır. Yeni uygulama ve araçlar eklenmektedir. İşletmeler sosyal medya<br />
<br />
40
pazarlaması dendiğinde, kapsamlı bir plan uygulamak yerine, revaçta olan belli başlı platform ve araçlara<br />
bel bağlamaktadırlar. Bu durum, işletmelerin buzdağının bütününü değil sadece su yüzeyinde kalan<br />
kısmını görmelerine ve sadece bu alandan faydalanmalarına sebep olmaktadır. Halbuki, farklı işletmeler<br />
için uygun olabilecek çok farklı sosyal medya araç ve platformu mevcuttur. İşletmelerin bu araç ve<br />
platformları dikkatlice değerlendirmeleri ve kendilerini günlük trendlere kaptırmamaları önemlidir.<br />
Yeni şeyler denemeye isteksizlik: Sosyal medya pazarlaması içinde işletmelere başarı getirebilecek<br />
unsurlardan birisi de işletmeye uygun olabilecek, yeni ve yaratıcı uygulamalar denemektir. Ancak, çoğu<br />
işletme belirsizlik nedeniyle yeni şeyler denemeye isteksiz olmaktadırlar. İşletmeler yeni ve farklı şeyler<br />
denemeden, kendileri için uygun ve etkili olan uygulamaları da belirleyemezler.<br />
Bir gecede sonuca ulaşmayı beklemek: Sosyal medya pazarlaması zaman alan bir iştir ve<br />
gerçekleştirilen faaliyetlerin geri dönüşünün alınması için bir zamana ihtiyaç vardır. Ancak işletmeler,<br />
gerçekleştirdikleri faaliyetlerin çok kısa zamanda sonuç vermesini beklemektedir. İşletmelerin gerçekçi<br />
zaman planları yapmaları bu nedenle önemlidir.<br />
Kontrolü elinde tutmaya çalışmak: İşletmeler, geçmiş alışkanlıklarını korumakta ve sosyal medyayı<br />
da kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu çaba boşuna bir çabadır. İşletmeler nasıl ki içinde faaliyet<br />
gösterdikleri pazarın tüm unsurlarını kontrol edemezlerse, sosyal medyayı da kontrol etmeleri mümkün<br />
değildir. Dahası, sosyal medyayı kontrol etme çabası bu ortamın felsefesine aykırı bir durumdur.<br />
İşletmeler sosyal medya içinde kendilerine bir ün yaratmaya çalışabilirler ancak bunu kontrol etmeleri<br />
çok zordur.<br />
Kötü niyetli çalışanlar: Sosyal medyada işletmelerin insani yönünü çoğunlukla çalışanları<br />
yansıtmaktadır. Ancak, kötü niyetli ya da işinden memnun olmayan çalışanlar işletmelerin sosyal medya<br />
çabalarına büyük ölçüde zarar verebilir. Blog yazan bir çalışan her zaman işletmesini zor durumda<br />
bırakacak bir gönderi yapabilir. Ya da kötü niyetli bir çalışan Twitter hesabı üzerinden beklenmedik bir<br />
felaket yaratabilir. Dolayısıyla, işletmenin çalışanlarını sosyal medyada kontrol etmesi kolay bir iş<br />
değildir.<br />
Karşılık vermekte yavaş kalmak: Sosyal medya 7 gün, 24 saat, 365 gün çalışmaktadır. Bu dünya<br />
içinde gönderiler ve olaylar öylesine hızlı değişmektedir ki, işletmelerin kendileri hakkında çıkan<br />
olumsuz bir habere saatler ya da günler içinde değil dakikalar hatta saniyeler içinde müdahale etmesi<br />
gerekmektedir. Aksi taktirde, yaşanan kriz beklenmedik bir şekilde büyüyebilmektedir.<br />
Tüketicilerin gücünü göz ardı etme: Tek bir kişi bile olsa, yaptıklarıyla sosyal medya içinde önemli<br />
yankı uyandırabilmektedir. Sosyal medyanın gücü de buradan gelmektedir. Geleneksel medya içinde<br />
kolay kolay sesini duyurma imkanı olmayan bireyler, sosyal medya aracılığıyla, yarattıkları içeriği<br />
milyonlara ulaştırabilmektedir. Bu nedenle, işletmelerin sosyal medyada, tek bir tüketici dahi olsa, göz<br />
ardı etmesi, şikayetlerini görmezden gelmesi ya da dinlememesi önemli olumsuz sonuçlar<br />
yaratabilmektedir.<br />
Tüm bu tehlikelerin üstesinden gelmenin ilk koşulu doğru şekilde hazırlanmış bir strateji ve bu<br />
stratejinin yeterli kaynak ve üst yönetim desteğiyle uygulanmasından geçmektedir.<br />
SOSYAL MEDYA STRATEJİSİ<br />
Sosyal medya stratejisini oluşturmaya başlamadan önce, işletmenin aşağıdaki soruları cevaplaması<br />
gerekmektedir (Tuten, 2008);<br />
• Sosyal medyanın felsefesi, markanın konumlandırmasıyla ya da markanın nasıl algılanmak<br />
istediğiyle uyuşuyor mu?<br />
• Tüketicilerinizin sosyal medyada nerede olduğunu biliyor musunuz?<br />
• Hedeflediğiniz topluluklar markaların katılımına açık mı?<br />
• Sosyal medya pazarlaması yapmak için yeterli zaman ve parayı aktarmaya hazır mısınız?<br />
<br />
41
• Sosyal medya içinde topluluklarla etkileşiminizi ya da söyleşinizi ateşleyecek bir başlangıç<br />
noktanız var mı?<br />
• Risk almaya hazır mısınız?<br />
Sosyal medya pazarlaması yapmak isteyen işletmelerin öncelikle bu soruların hepsine “evet” yanıtı<br />
vermesi gerekmektedir. Bu noktadan sonra sosyal medya stratejilerini hazırlamaya başlayabilirler.<br />
Sosyal medya işletmelere önemli fırsatlar sunmaktadır. Ancak, sosyal medyanın karmaşık ekosistemi<br />
içinde nereye gideceğini ya da ne yapacağını bilmeyen işletmeler için bu fırsatlardan yararlanmak kolay<br />
bir iş değildir. İşletmelerin sosyal medya pazarlamasından en fazla değeri elde edebilmesi için, sosyal<br />
medya stratejisini belirlemesi gerekmektedir. Bu strateji şu adımları içermektedir (Falkow, 2011);<br />
• Markanın sosyal grafiğinin oluşturulması<br />
• Marka hakkındaki konuşmaların dinlenmesi<br />
• İçeriğin analiz edilmesi<br />
• Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />
• Sosyal grafik üzerindeki önemli etkileyicilerin belirlenmesi<br />
• İçerik stratejisinin oluşturulması<br />
• Uygulama için taktik planın oluşturulması ve kullanılacak sosyal medya araçlarının/platformlarının<br />
belirlenmesi<br />
• Sohbet ortamlarına katılım<br />
• Sonuçların izlenmesi ve ölçümü<br />
Aşağıda sırasıyla bu adımlar ele alınmaktadır.<br />
Markanın Sosyal Grafiği<br />
Sosyal grafik terimi, aslına bakılırsa sosyal ağ kavramı ile aynı anlama gelmektedir. Ancak, günümüzde<br />
sosyal ağ kavramını çok daha geniş kullanmaktayız. Örneğin, Facebook içindeki kullanıcılar, içerik ve<br />
uygulamalar ile bir sosyal ağ olarak tanımlanmaktadır. Ancak sosyal grafik, daha çok bu sistem içindeki<br />
ilişkileri ifade etmektedir. Sosyal grafik, sosyal ağ üyelerini ve bu üyeler arasındaki ilişkiler yumağını<br />
ifade etmektedir. Aşağıda, Şekil 2.5 içinde basit bir sosyal grafik şeması örnek olarak verilmiştir. Sosyal<br />
grafikler sayesinde, o ağ içinde etki gücü yüksek olan üyeler belirlenebilir, kimin kiminle ilişkisi olduğu<br />
görülebilir ve belirli ilgi alanları çevresinde toplanmış gruplar belirlenebilir. Aynı zamanda bu grafik,<br />
sosyal ağlar içinde içeriğin hangi yolları izleyerek ve nasıl yayılacağını da görsel olarak ortaya<br />
koymaktadır.<br />
<br />
42
Şekil 2.5: Sosyal Grafik<br />
Kaynak: http://www.180daymarketing.com/everything-you-need-to-know-about-word-of-mouth-marketing/ (10.05.2012)<br />
İşletmeler sosyal medya içinde bir faaliyet göstermeseler de markalarını bu alanın dışında tutmaları<br />
mümkün değildir. Dolayısıyla, işletmenin bir faaliyeti olmasa da markasının sosyal ağlar üzerinde<br />
oluşmuş bir sosyal grafiği mutlaka vardır. Bu grafik, işletmenin başta tüketicileri olmak üzere rakiplerini,<br />
çalışanlarını, hissedarlarını, medyayı ya da blog yazarlarını kapsayabilir. İşletmeler sosyal medya<br />
stratejilerini geliştirmeye başlarken, markalarının sahip olduğu sosyal grafiği ortaya koyarak, kendileri<br />
için önemli kişileri ya da grupları görebilirler. Dahası, bu kişilerin hangi platformları ya da araçları<br />
kullandıklarını belirleyebilirler. Rapportive, Minggle gibi araçlar, sosyal grafiğin belirlenmesine yardımcı<br />
olan araçlardan ikisidir.<br />
Marka Hakkında Konuşulanlar<br />
İşletmeler her zaman markaları hakkında tüketicilerin ya da diğer paydaşların ne düşündüğünü<br />
araştırmışlardır. Ancak sosyal medya, insanların markaları hakkında neler konuştuklarını görmeyi<br />
oldukça kolaylaştırmaktadır. İşletmeler sosyal medya stratejisini geliştirirken işe nereden başlayacaklarını<br />
görmek için, sosyal medya içindeki bu konuşmalardan yararlanabilirler. Bu sayede;<br />
• Kimlerin markaları hakkında konuştuğunu,<br />
• Markaları hakkında neler söylendiğini,<br />
• Söylenenlerin olumlu mu olumsuz mu olduğunu,<br />
• Konuşmaların hangi platformlarda geçtiğini,<br />
• Hangi toplulukların marka hakkında konuştuğunu,<br />
• Rakiplerin sosyal medya içinde neler yaptığını,<br />
• İzleyicilerinin dikkatini çekebilecek içeriği,<br />
• Hangi sosyal ağ sitelerinde konuşmaların daha yoğun olduğunu,<br />
• Bu konuşmalar içindeki etkileyicilerin kimler olduğunu,<br />
• Fırsat ve tehditleri belirleyebilirler.<br />
43
İşletmeler topladıkları bu verilerle, bir nevi arazi koşullarının haritasını çıkartmış olmaktadırlar. Bu<br />
harita, ulaşmak istedikleri noktaya en kısa hangi yoldan gideceklerini gösterecektir. Diğer bir ifadeyle,<br />
ellerindeki bu veriler, işletmelerin yol haritasını oluşturacak olan sosyal medya stratejisine girdi olacaktır.<br />
İşletmelerin bu amaçla kullanabilecekleri farklı araçlar bulunmaktadır. Örneğin, Socialmention ve<br />
Netvibes işletmelerin sosyal medyada, markaları hakkında konuşulanları takip etmesine yardımcı olan,<br />
ücretsiz sitelerdir. Radian6, Sysomos, Nielsen BuzzMetrics, Visible Technologies, Trackur gibi çok<br />
sayıda site belirli bir ücret karşılığında markalar hakkında sosyal medya içinde konuşulanları<br />
raporlamaktadır. Sosyal medya pazarlaması geliştikçe, sosyal medya takip hizmeti veren işletmelerin<br />
sayısı da hızla artmaktadır.<br />
Sosyal medyada yapılabilecek farklı araştırma ve analizler için Ray<br />
Poynter’ın Optimist Yayınlarından çıkan “Internet ve Sosyal Medya Araştırmaları El<br />
Kitabı” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
İçerik Analizi<br />
Sosyal medya içindeki konuşmalar toplandıktan sonra, işletmelerin bu veriyi analiz etmesi gerekmektedir.<br />
Her gün onlarca yeni blog, sosyal paylaşım ya da ağ sitesi hayata geçmektedir. İşletmeler bunlardan<br />
hangilerini dikkate alacaklarına, zamanlarını ve kaynaklarını bunlar arasında nasıl etkili bir şekilde<br />
paylaştıracaklarına analizleri sonucunda karar verebileceklerdir. Bu analizler markanın ses payının ve dile<br />
getirilenlerin olumluluk-olumsuzluk oranının belirlenmesine yardımcı olacaktır. Konuşulanlardan alınan<br />
pay belirli bir konuşma içinde markanın dile getirilme oranını ifade etmektedir. Reklamcılıkta kullanılan<br />
bu terim, sosyal medya ölçümlemesinde de önemli bir unsur haline gelmiştir. Aynı zamanda işletmeler,<br />
markaları hakkında kimlerin hangi platformlarda konuştuğunu daha net görebilecek, kimlerin hayran<br />
kimlerin aleyhtar olduğunu belirleyebilecek ve sosyal medya içindeki fırsat ve tehditleri ortaya<br />
koyabileceklerdir.<br />
İşletmeler analizleri sırasında temel olarak şu sorularına cevap ararlar; Tüketiciler doğrudan belirli<br />
ürün ve markalar üzerinden mi konuşmaktadırlar yoksa istek ve ihtiyaçları üzerinden mi konuşmalar<br />
dönmektedir? Konuşmalar içinde işletmenin markası dile getirilmekte midir? Getiriliyorsa bu ne<br />
orandadır? Yorumlar olumlu mu değil mi? Olumu-olumsuz oranı nedir? Konuşmalar içinde markanın<br />
temel vaadine değiniliyor mu? Değinilmiyor ise, içerik hangi kavramlar üzerinde yoğunlaşıyor? Rakipler<br />
bu konuşmalar içinde nasıl bir yere sahip? Bu ve benzeri sorulara verilen cevaplar, sonraki adımlarda<br />
sosyal medya stratejisinin belirlenmesinde işletmelere hangi platformları seçecekleri, kimlere<br />
odaklanacakları ve sunacakları içeriğin kapsamı konusunda fikir verecektir.<br />
Örneğin, bebeklere yönelik pişik kremi üreten bir işletme, sosyal medya stratejisini oluşturma<br />
sürecinde, hedef kitlesinde yer alan annelerin ağırlıklı olarak forumları kullandığını ve bu forumlarda<br />
kullandıkları ürünler hakkında birbirlerine öneriler yaptıklarını fark etmiştir. Bu noktadan sonra<br />
işletmenin, bu forumlardaki içeriği analiz etmesi gerekmektedir. İşletme öncelikle annelerin hangi<br />
markalardan ne oranda bahsettiğine bakmalıdır. Kendi markasından ve rakip markalardan ne oranda<br />
bahsedildiği, bunların ne oranda olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmalıdır. İşletme ayrıca, bebeklerinin<br />
pişik olması ile ilgili annelerin başka hangi konular üzerinde konuştuklarını da analiz etmelidir. Örneğin,<br />
anneler belki de ağır pişikler için pişik kremi yerine medikal ilaçlar hakkında konuşuyor olabilirler. Ya da<br />
bebek bezi, sıcaklar, bebeğin yedikleri gibi pişiğin sebepleri ve çözümleri hakkında da konuşuyor<br />
olabilirler. Bunun yanında, annelerin hangi sorun ve ihtiyaçlarına yanıt aradıkları da değerlendirilmelidir.<br />
Ölçülebilir Amaçlar<br />
Sosyal medya stratejisinin temelini, işletmenin sosyal medya amaçları oluşturmaktadır. Sosyal medya<br />
pazarlaması temelde, işletmelerin tüketicileriyle olan iletişimini ve satışlarını arttırmak amacıyla, sahip<br />
oldukları ağların güçlendirilmesini hedeflemektedir. Bu temel amacın altında, işletmeler sosyal medya<br />
pazarlaması kapsamında şu amaçlarla stratejilerini oluşturmaktadırlar;<br />
<br />
44
• İlişkiler kurmak ve topluluklar oluşturmak<br />
• Halkla ilişkiler ve marka farkındalığı yaratmak<br />
• Kurumsal ünü yönetmek ve güven sağlamak<br />
• Müşteri sadakati yaratmak<br />
• Müşteri hizmeti sunmak<br />
• Arama sonuçları içinde görünürlük düzeyini arttırmak<br />
• Satışları arttırmak<br />
İşletme bu amaçları belirlerken, öncelikle ölçülebilir olmalarına dikkat etmelidir. Aksi taktirde<br />
işletme, belirlediği amaçlara ulaşıp ulaşamadığını belirleyemeyecektir. Örneğin işletme, amacını sadece<br />
“marka farkındalığı” yaratmak olarak belirlediğinde, bir yılın sonunda belirlemiş olduğu bu amaca ne<br />
denli ulaştığı konusunda net bir cevap veremeyecektir. Bu nedenle, işletmenin ne oranda marka<br />
farkındalığı sağlayacağını ve bunu hangi süre içinde gerçekleştireceğini de amacı içinde ifade etmesi<br />
gerekmektedir.<br />
İşletmeler amaçlarını belirlerken, bir yandan da bu amaçlara ulaşıp ulaşmadıklarını hangi yollarla<br />
ölçeceklerini de düşünmelidirler. Bu noktada işletmeler farklı araçlardan yararlanabilirler. Örneğin,<br />
markasının ününü korumaya çalışan bir işletme, takip ettiği söyleşilerdeki olumlu-olumsuz yorum oranını<br />
değerlendirme ölçütü olarak kullanabilir. Böylelikle, markası hakkında olumlu mesajların olumsuz<br />
mesajlara oranı hedeflediği düzeye geldiğinde, amacını da gerçekleştirmiş olacaktır. Belirli bir dönem<br />
içinde marka hakkındaki olumlu yazıların ya da blog yorumlarının sayısı, web sitesinin ziyaret edilme<br />
sayısı, Twitter üzerindeki takipçi sayısı, video izleme sayısı işletmelerin amaçlarına ulaşıp<br />
ulaşmadıklarını ölçmek için kullanabilecekleri diğer bazı istatistiklerdir.<br />
Fikir Liderleri<br />
Fikir liderleri, çevrelerinde bulunan diğer kişilerin tutum ve davranışlarını biçimsel olmayan bir şekilde<br />
etkileme gücüne sahip olan kişilerdir. Internet ve sosyal medya kendi fikir liderlerini ortaya<br />
çıkartmaktadır. Fikir lideri konumunda olan kişilerin yazdıkları bloglar ya da Twitter hesapları çok sayıda<br />
insan tarafından takip edilmektedir. Dahası, bu kişilerin söyledikleri, gösterdikleri ya da yaptıkları<br />
kendilerini takip edenleri etkilemektedir. Fikir liderlerinin bu etkileyiciliği, izleyicilerinde yarattıkları<br />
güven duygusundan kaynaklanmaktadır.<br />
İşletmeler, stratejilerini geliştirmeye başladıkları ilk adımda, markalarının sosyal grafiğini ortaya<br />
koyacaklardır. Bu grafik üzerindeki farklı düğüm noktalarında, farklı fikir liderleri etkileyici role sahiptir.<br />
İşletmelerin bu kişileri belirlemesi büyük önem taşır. Elbette, bu fikir liderlerinin hepsi aynı etkileyiciliğe<br />
sahip değildir. Kimi blog yazarları ya da takipçiler diğerlerine göre daha fazla etki gücüne sahiptir.<br />
İşletmelerin, sosyal grafikleri üzerindeki her alan için bu fikir liderlerini ve etkileme güçlerini<br />
belirlemeleri gerekmektedir. Bu kişiler, işletmelerin mesajlarının ağ üzerinde daha hızlı yayılmasına ve<br />
daha fazla noktaya ulaşmasına aracılık edeceklerdir.<br />
Yukarıda verdiğimiz örneği devam ettirirsek, pişik kremi üreticisi işletme, annelerin bebek bakımı ve<br />
ürünleri konusunda sosyal medya üzerinde fikirlerine güvendiği kişileri belirlemiş olmalıdır. Örneğin, bu<br />
konulara odaklanan blog yazarları en önemli fikir liderlerini oluşturabilir. İşletmenin, bu blog yazarlarını<br />
ve etki güçlerini (okuyucu ve takipçi sayıları, yazılarının aldıkları yorumlar, link verilme oranları gibi)<br />
değerlendirmesi gerekmektedir.<br />
Pişik kremi gibi bir ürün için fikir lideri olabilecek iki blog sayfası<br />
örneği için www.devletsah.com ve www.biradambirbebek.com adreslerini ziyaret<br />
edebilirsiniz.<br />
<br />
45
İçerik Stratejisi<br />
Sosyal medya içinde başarılı olmanın sırrı kaliteli içerikten geçmektedir. Bu içerik bir blog gönderisi, bir<br />
fotoğraf, bir video ya da uygulama olabilir. Sosyal medya içinde konuşulan, paylaşılan, diğer insanlara<br />
önerilen şeyler kaliteli ve dikkat çekici içeriğe dayanmaktadır. Ancak, işletmeler tarafından paylaşılan<br />
içeriğin yayılması için, içeriğin tek başına kaliteli ya da doğru olması yeterli değildir. Aynı zamanda<br />
içeriğin zamanlamasının ve yayınlandığı ortamın da uygun olması gerekmektedir. Bu nedenle işletmelerin<br />
neyi, ne zaman söyleyeceklerini de planlamaları gerekmektedir.<br />
İşletmeler, içerik dendiğinde ağırlıklı olarak tüketicilerine bilgi aktaracaklarını düşünmektedir. Ancak,<br />
sosyal medya içinde içerik, kullanıcı ya da tüketici deneyiminin bir parçasıdır. İşletme, hangi türden<br />
olursa olsun içeriği sosyal medyaya aktardığında, bu tek yönlü bir faaliyet gibi gözükür. Ancak, bu içerik<br />
insanlar tarafından paylaşıldıkça, etkileşim deneyiminin bir parçası haline gelmektedir. Bu paylaşımlar<br />
sosyal medya içinde olabileceği gibi, Internet dışında da gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla, sunulan<br />
içeriğin Internet dışı ortamlara taşınmasına da izin verilmelidir.<br />
İşletmeler sundukları içerikle toplulukların bir parçası olmayı, tüketicilerine katılmayı arzuluyorlarsa,<br />
bu içeriğin odağına önem vermelidirler. İnsanlar işletmelerin ilgisini çeken değil, kendi ilgilerini çeken<br />
şeyleri paylaşmakta ve yaymaktadır. Bu nedenle, sadece markasını düşünerek içerik yaratmak, işletmeye<br />
anlamlı bir katkı sağlamayacaktır. Sıkıcı ya da tüketiciler için ilgi çekici olmayan içerik olumludan<br />
ziyade, olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Sunulan içerik tüketicilerin bir ihtiyacını karşıladığında,<br />
paylaşılması ihtimali de o kadar artmaktadır. İşletmeler, kendi markalarıyla ilgili olarak tüketicilerin<br />
hangi konulardan bahsettiğinden ya da neye önem verdiğinden yola çıkarlarsa, insanların değer verip<br />
paylaşacakları içeriği sağlayabileceklerdir. Bu türden içerik fikirlerini ise, içeriği analiz ettikleri aşamada<br />
bulabilirler.<br />
Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, pişik kremi üreten işletme annelerin forumlarda bebek<br />
pişiği ile ilgili hangi konular üzerine konuştuğunu belirlediğinde, sunacağı içeriğin kapsamını da<br />
belirlemiş olacaktır. Örneğin, anneler pişik sorunu yaşadıklarında sadece pişik kremleri hakkında değil,<br />
pişiği geçirmek için yapılabilecek farklı uygulamalar konusunda konuşuyorlarsa, işletmenin sosyal medya<br />
içinde annelere bu türden içeriği sunması gerekmektedir. Bu sayede, pişik kremi üreten işletme annelerin<br />
gündeminde olan konularda içerik sağlayabilecektir. Bu içerik anneler tarafından işe yarar ve ilgi çekici<br />
bulunursa, sosyal medya içinde paylaşılacaktır. Hatta bu paylaşımlar, arkadaş toplantılarına dahi<br />
taşınabilecektir.<br />
Bu konuda bir diğer önemli konu ise, sunulan içeriğin doğruluğu ve işletmenin dürüstlüğüdür.<br />
İşletmeler sosyal medya üzerinde tutamayacakları sözleri vermeyi bile düşünmemelidir. Sunacakları<br />
içeriğin ses tonu da insani ve dürüst olmalıdır. İşletmeler sundukları içerikle tüketicilerine insani<br />
yönlerini, kimliklerini, kişiliklerini gösterebilmelidir ki topluluklar onları kabul etsinler.<br />
Bebek otomobil koltuğu satan bir işletmenin içerik stratejisi hangi<br />
konular üzerine kurulabilir?<br />
Taktik Plan ve Uygun Platformların Seçimi<br />
Sosyal medya pazarlama ekosistemi içinde çok sayıda platform ve araç yer almaktadır. İşletmeler için<br />
bunlar arasından seçim yapmak kolay bir iş değildir. Ancak, içeriği analiz etmiş, amaçlarını belirlemiş ve<br />
içerik stratejisini oluşturmuş işletmeler için hangi platformların kullanılacağı da az çok ortaya<br />
çıkmaktadır. Süreç içinde atılan adımlar işletmeye, işe nereden başlaması gerektiğini de söylemektedir.<br />
İşletmeler, bir platformu ya da aracı seçerken, o platformu neden seçtikleri ve burada kimlerle bağlantı<br />
kuracakları ve ağ içinde yer alan tüketicilerin ilgisini çekebilmek için hangi tür içeriği sunmaları gerektiği<br />
gibi sorulara cevap vermelidirler.<br />
Sosyal medyanın bu denli popüler olması sonrası, işletmeler sosyal medya içinde yer alma yarışına<br />
girmiş durumdadır. Ancak ne yazık ki çoğu işletme sosyal medyanın sadece Facebook, Twitter ve<br />
YouTube’dan oluştuğunu sanmaktadır. Belki başlangıçta bu platformlar işletme için yeterli olabilecektir.<br />
<br />
46
Ancak, işletmelerin hedeflerindeki etkileyicilerin (fikir liderlerinin) de içinde olduğu daha onlarca sosyal<br />
medya platformu bulunmaktadır ve işletmelerin amaçlarına ulaşabilmek için bunların doğru bir<br />
karışımına ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla, işletmeler için önemli etkileyicilerin ve tüketicilerin hangi<br />
platformlarda yer aldığı, işletme seçimini de önemli ölçüde etkileyecektir. İşletmelerin kullanabileceği<br />
sosyal medya platformlarının başlıcaları şunlardır; sosyal ağ siteleri (Facebook, LinkedIn, Google Plus),<br />
bloglar, mikrobloglar, multimedya blogları, podcast, fotoğraf ve video paylaşım siteleri, sosyal imleme<br />
siteleri, sanal dünyalar, işbrliğine dayalı yazarlık siteleri. Ayrıca işletmeler, içeriğin daha kolay<br />
paylaşılmasını sağlamak amacıyla RSS teknolojisinden, “paylaş” butonlarından, etiketleme ve işaretleme<br />
uygulamalarından da yararlanabilir. Sosyal medya platformları ve pazarlama amaçlı kullanımları, üçüncü<br />
ve dördüncü bölümler içinde detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />
Topluluğa Dahil Olmak<br />
Sosyal medya, işletmelerin sadece hedef kitlelerine ulaşmak için kullanabilecekleri yeni bir kanal<br />
değildir. Bu ortamda içeriği yayınlamak, tek başına yeterli olmamaktadır. Sosyal medya içinde söyleşiler<br />
ve konuşmalar, taraflar arasında karşılıklı oluşmaktadır. Kullanıcılar artık pasif birer alıcı değil aktif birer<br />
oyuncu olma isteğindedirler. Dolayısıyla, içeriğin sunumu ile mesajını aktaran işletmelerin, bu içerikle<br />
ilgili tartışmaları körüklemek için, topluluk içindeki söyleşiye kendilerinin de katılması gerekmektedir.<br />
Bu süreçte, işletme ile tüketici arasında bir bağlantı kurulmaktadır ve bu bağlantı içinde tüketici bir<br />
“hedef” olmaktan çıkıp, işletme ile eş düzeyde bir ortak pozisyonundadır.<br />
Sosyal medyada tüketiciler arasındaki tartışmayı körüklemek ve markalarının topluluk tarafından<br />
kabulünü sağlamak isteyen işletmelerin, sosyal medyaya tüketicileri açısından bakmasını<br />
gerektirmektedir. İşletmeler kendilerine göre ilginç olduğunu düşündükleri kampanyalar yaratmak yerine,<br />
potansiyel bir tüketicinin neden zaman ayırıp da kampanyaları ile ilgili paylaşımlarda bulunacağına kafa<br />
yormalıdırlar. İnsanlar durduk yere markalarla ilgilenmezler. Ancak, o marka yaşamları içinde bir<br />
noktaya temas ettiğinde o markayla ilgilenirler. Dolayısıyla, tüketicileriyle bağlantı kurmak, dahası<br />
tüketicilerin yarattığı topluluklara dahil olmak isteyen işletmelerin, tüketicilerinin tutkuları, yaşantıları ya<br />
da sorunları etrafında odaklanması gerekir. Ancak tüketicilerin zihinlerine ve kalplerine dokunmayı<br />
başaran işletmeler o topluluğa katılmayı da başarabilirler.<br />
Elbette işletmeler bu katılımı ve tartışma ortamını, olumlu ağızdan ağıza iletişim yaratabilmek<br />
amacıyla da istemektedirler. Bir başka deyişle, topluluğun markayı kabul etmesi yanında, marka hakkında<br />
olumlu sözler söylemesi de işletmelerin hedefi içindedir. Forumlarda yapılan yorum ve değerlendirmeler,<br />
Facebook sayfasına bırakılan olumlu bir yorum ya da bir blog yazısı bu türden olumlu ağızdan ağıza<br />
iletişimi başlatabilecektir. İşletmelerin, tüketicilerini bu yönde harekete geçirip, topluluğa dahil olmayı<br />
başarması gerekmektedir.<br />
Sonuçların İzlenmesi ve Ölçümü<br />
Ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz. İşletmelerin sosyal medya stratejileri içinde ilerlerken işe nereden<br />
başladıklarını, mevcut durumda nerede olduklarını ve nereye ulaşacaklarını ölçmek için araçlara<br />
ihtiyaçları vardır. İşletmeler bu sayede doğru yolda olup olmadıklarını da anlayabileceklerdir. Neyin<br />
ölçüleceği, temel olarak sosyal medya stratejisine yön veren hedeflere dayanmaktadır. İşletmeler, neler<br />
yaptıklarını ve bu yaptıklarının nasıl etkilere yol açtığını ölçtüklerinde, faaliyetlerinin sonuçlarını da<br />
görmüş olacaklardır. Ancak, satın alma davranışı, sadakat ya da yapılan önerilerle sosyal medya<br />
pazarlama kampanyaları arasında doğrudan bir ilişki olmayabileceğinden, sosyal medya kampanyalarında<br />
ölçüm oldukça zor bir iştir.<br />
Aktif kullanıcılar, web sitesinin ya da bloğun görüntülenme sayısı, dönüşüm ölçüm amacıyla<br />
kullanılan temel metrikler arasında yer almaktadır. Ayrıca, işletmelerin analiz ve ölçümlene için<br />
kullanabilecekleri çok sayıda web sitesi ve uygulama bulunmaktadır. Sosyal medyada analiz ve<br />
ölçümleme konusu, altıncı ünite içinde detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />
<br />
47
Özet<br />
Sosyal medya, dünya tarihinde en hızlı büyüyen<br />
medya türü olmuştur. Dünya nüfusunun yarısına<br />
yakını 30 yaş altındadır ve milenyum gençliği<br />
olarak da adlandırılan bu grubun %95’i sosyal<br />
ağlar içinde yer almaktadır. Diğer taraftan bugün<br />
sosyal medya, tüketicilerin en önemli bilgi<br />
kaynağı konumundadır. Tüketiciler bir ürünü<br />
almadan önce Internet’te yer alan önerileri,<br />
yorumları ya da ürün değerlendirmelerini<br />
okumaktadır. İşletmelerin kendilerini bu medya<br />
dışında düşünmeleri ve bu alanı göz ardı etmeleri<br />
artık mümkün gözükmemektedir.<br />
Internet ve sosyal medya sayesinde bilgi aynı<br />
anda birden çok yerde bulunmakta, coğrafi<br />
sınırlar ortadan kalkmakta ve sosyal medyanın<br />
yarattığı etkileşim sayesinde kullanıcılar, pasif<br />
alıcı konumlarından çıkıp, daha aktif birer<br />
oyuncu haline gelmektedir. Internet’in ve sosyal<br />
medyanın sahip olduğu bu özellikler, pazarlarda<br />
gücün işletmelerden tüketicilere kaymasına<br />
yardımcı olmaktadır. Önceki dönemlerde<br />
işletmelerin elinde tuttuğu uzmanlık gücü,<br />
yaptırım gücü ve pazarlama faaliyetlerini<br />
doğrudan etkileme gücü tüketicilere geçmektedir.<br />
Sosyal medyanın tüketicilere sağladığı gücün<br />
önemli etkilerinden birisi tüketici tutumlarındaki<br />
değişimdir. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, yeni<br />
değer önerisi arayışları, bilgiyi arama şeklindeki<br />
ve satın alma kararlarındaki değişiklikler bu<br />
tutum değişiminin göstergeleri arasında yer<br />
almaktadır. Tüketici karar süreci içinde<br />
geleneksel medya ve tutundurma çabaları hala<br />
etkilidir. Ancak günümüzde tüketiciler tek başına<br />
reklamlarda sağlanan bilgilerle ya da işletmeler<br />
tarafından yaratılan içerikle tatmin olmamaktadır.<br />
Diğer tüketicilerin sosyal medya üzerinde<br />
paylaştıkları deneyimlerle, bilgi arama süreçlerini<br />
zenginleştirmektedirler. Sosyal geribildirim<br />
döngüsü tüketicilerin bu yeni davranışlarını<br />
resmetmektedir.<br />
Internet ve sosyal medyanın yükselişi,<br />
tüketicilerin pazarda daha güçlü hale gelmeleri,<br />
tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin karar<br />
sürecinde artan rolü işletmelerin pazarlama<br />
anlayışlarını ve faaliyetlerini de doğrudan<br />
etkilemektedir. Yeni pazarlama anlayışı içinde<br />
kitleler arası iletişim ve kişiselleştirilmiş<br />
pazarlama uygulamaları ön plana çıkmaktadır.<br />
İşletmelerin daha talep yanlı düşünmesi, diyalog<br />
kurmaya odaklı olması ve tüketicilerini birer<br />
<br />
48<br />
hedef değil ortak olarak görmeye başlaması<br />
gerekmektedir.<br />
İşletmeler sosyal medyayı farklı amaçlarla<br />
kullanabilmektedir. Ancak, sosyal medya içinde<br />
başarılı olmak isteyen işletmelerin, öncelikle<br />
sosyal medya pazarlama ekosistemini ve bu<br />
sistem içinde yer alan farklı türlerdeki medyanın<br />
nasıl entegre bir şekilde kullanılabileceğini<br />
öğrenmesi gerekmektedir. Sosyal medya içinde<br />
üç tür medyadan söz edilebilir; sahip olunan<br />
medya, paralı medya ve kazanılmış medya. Sahip<br />
olunan medya işletmelerin en fazla kontrole sahip<br />
oldukları ancak menzili en kısa olan medyadır.<br />
Buna karşılık, kazanılan medya ise kontrolün en<br />
az olduğu ancak menzilin en uzun olduğu<br />
medyadır. İşletmenin mesaj üzerindeki kontrolü<br />
azaldıkça, kazanılmış medya yaratma potansiyeli<br />
kuvvetlenmekle birlikte, işletmelerin sorun<br />
yaşaması riski de artmaktadır. Dolayısıyla, bu üç<br />
tür medyanın en doğru bileşenini bulmak,<br />
işletmelerin sosyal medya pazarlamasını başarıya<br />
götürecek en önemli anahtar konumundadır.<br />
Sosyal medya pazarlamasının bir takım<br />
avantajları ve beraberinde getirdiği bazı<br />
tehlikeleri bulunmaktadır. Düşük maliyetli oluşu,<br />
marka ve farkındalık yaratma konusundaki gücü,<br />
sadık izleyici kitlesi ve güven oluşturma<br />
konusunda etkililiği, arama motorlarında<br />
sağladığı faydalar sosyal medya pazarlamasının<br />
avantajları arasında yer almaktadır. Diğer taraftan<br />
stratejide yapılabilecek hatalar, üst yönetimin<br />
desteğinin olmaması, yeterli zaman ve kaynak<br />
ayırmama, kötü niyetli çalışanlar ve<br />
yaşanabilecek diğer sorunlar ise sosyal medya<br />
pazarlamasının getirdiği tehlikeler arasında yer<br />
almaktadır.<br />
Bu tehlikeler göz önüne alındığında, sosyal<br />
medya pazarlamasının belirli bir strateji<br />
çerçevesinde uygulanması önem kazanmaktadır.<br />
İşletmeler bu çerçevede sırasıyla şu adımları<br />
izleyerek sosyal medya stratejilerini<br />
oluşturabilirler; markanın sosyal grafiğinin<br />
oluşturulması, marka hakkındaki konuşmaların<br />
dinlenmesi, içeriğin analiz edilmesi, amaçların ve<br />
ölçüm unsurlarının belirlenmesi, sosyal grafik<br />
üzerindeki önemli etkileyicilerin belirlenmesi,<br />
içerik stratejisinin oluşturulması, uygulama için<br />
taktik planın oluşturulması ve kullanılacak sosyal<br />
medya araçlarının/platformlarının belirlenmesi,<br />
sohbet ortamlarına katılım ve sonuçların<br />
izlenmesi ve ölçümü.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. Aşağıdakilerden hangisi pazarlarda gücün<br />
işletmelerden tüketicilere kaymasına neden olan<br />
sebeplerden birisi değildir?<br />
a. Bilginin aynı anda birden çok noktada<br />
bulunması<br />
b. Bilgi asimetrisi<br />
c. Coğrafi sınırların ortadan kalkması<br />
d. Belli ilgi ağları çerçevesinde sanal iletişim<br />
ağlarının kurulması<br />
e. Sosyal medyanın yarattığı etkileşim<br />
2. Sosyal medya tüketici karar sürecinde en<br />
fazla hangi aşamada etkili olmaktadır?<br />
a. Farkındalık<br />
b. Satın alım<br />
c. Fikir oluşturma<br />
d. Dikkate alma<br />
e. Kullanım<br />
3. Aşağıdakilerden hangisi yeni pazarlama<br />
anlayışının unsurlarından birisi değildir?<br />
a. Mega markalar<br />
b. Çeşitlilik<br />
c. Diyalog<br />
d. Kişiselleştirilmiş pazarlama<br />
e. Topluluklar<br />
4. Markanın tamamen kendi kontrolünde olan<br />
iletişim kanalları aşağıdakilerden hangisidir?<br />
a. Paralı medya<br />
b. Sosyal medya<br />
c. Kazanılmış medya<br />
d. Kitlesel medya<br />
e. Sahip olunan medya<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi kazanılmış medyaya<br />
bir örnektir?<br />
a. Banner reklamlar<br />
b. Web sitesi<br />
c. Marka adına açılmış forum sayfaları<br />
d. Markanın Facebook sayfası<br />
e. Mobil uygulamalar<br />
<br />
49<br />
6. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />
pazarlamasının olası tehlikelerinden birisi<br />
değildir?<br />
a. Güven oluşturma<br />
b. Bir strateji oluşturmama<br />
c. Yetersiz kaynak aktarımı<br />
d. Kontrolü elinde tutma<br />
e. Günlük trendlere kapılma<br />
7. Aşağıdaki kavramlardan hangisi sosyal ağ<br />
üyelerini ve bu üyeler arasındaki ilişkiler<br />
yumağını ifade etmektedir?<br />
a. Sosyal geribildirim döngüsü<br />
b. Sosyal grafik<br />
c. İçerik analizi<br />
d. Fikir liderleri<br />
e. Kazanılmış medya<br />
8. Sosyal medya stratejisi oluşturulurken<br />
işletme, markasının konuşmalardan aldığı payı<br />
hangi aşamada belirler?<br />
a. Marka hakkındaki konuşulanların dinlenmesi<br />
b. Sosyal grafiğin oluşturulması<br />
c. Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />
d. Sonuçların izlenmesi ve ölçümü<br />
e. İçeriğin analiz edilmesi<br />
9. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />
stratejisinin aşamalarından birisi değildir?<br />
a. Marka hakkında konuşmaların dinlenmesi<br />
b. İçeriğin analiz edilmesi<br />
c. Markanın sosyal grafiğinin oluşturulması<br />
d. Sosyal geribildirim döngüsünün oluşturulması<br />
e. Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />
10. Çevrelerinde bulunan diğer kişilerin tutum<br />
ve davranışlarını biçimsel olmayan bir şekilde<br />
etkileme gücüne sahip olan kişilere ne ad verilir?<br />
a. Topluluk<br />
b. Sosyal medya kullanıcısı<br />
c. Fikir lideri<br />
d. Hayran<br />
e. Ortak tüketici
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. b Yanıtınız yanlış ise “Pazardaki Gücün El<br />
Değiştirmesi ve Güçlenen Tüketici” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
2. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Tüketici Karar Sürecine Etkileri” başlıklı konuyu<br />
yeniden gözden geçiriniz.<br />
3. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Pazarlamaya Etkileri” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Pazarlaması Ekosistemi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
5. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Pazarlaması Ekosistemi” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
6. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Pazarlamasında Olası Tehlikeler” başlıklı konuyu<br />
yeniden gözden geçiriniz.<br />
7. b Yanıtınız yanlış ise “Markanın Sosyal<br />
Grafiği” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
8. e Yanıtınız yanlış ise “İçerik Analizi” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
9. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Stratejisi” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
10. c Yanıtınız yanlış ise “Fikir Liderleri”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
<br />
50<br />
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Facebook sayesinde tüketiciler, hem kendi sosyal<br />
ağları içinde (arkadaşları arasında) hem de<br />
markaların Facebook sayfalarında olumlu ve<br />
olumsuz ürün ve marka deneyimlerini<br />
paylaşabilmektedir. Dahası, Facebook sayesinde<br />
tüketiciler çok kısa sürede organize olup, bir<br />
takım eylem ya da boykotlar da yapabilmektedir.<br />
Dolayısıyla, Facebook bu araçları sayesinde<br />
tüketiciye işletmeler karşısında önemli bir<br />
yaptırım gücü vermektedir.<br />
Sıra Sizde 2<br />
Gençler sosyal medyayı en yoğun kullanan<br />
tüketici grubu olduğundan, gençlere yönelik<br />
işletmelerin sosyal medyayı her üç amaca yönelik<br />
olarak kullanması en uygunu olacaktır. Bir başka<br />
deyişle, bu tür işletmeler hem online fikir<br />
liderlerini belirlemek ve tüketicilerinin sesine<br />
kulak vermek hem de tüketicileri ile etkileşim<br />
kurmak amaçlarıyla sosyal medyadan<br />
yararlanmalıdır.<br />
Sıra Sizde 3<br />
Kontrolü elinde tutmak isteyen işletmeler, paralı<br />
ve sahip olunan medya türlerine öncelik<br />
vermelidir. Bu ortamlar, işletmelerin büyük<br />
oranda kontrolü altındadır.<br />
Sıra Sizde 4<br />
Anne ve babaların sosyal medya içinde bebek<br />
otomobil koltuğu ararken en çok odaklandıkları<br />
konuların başında güvenlik gelmektedir. Daha<br />
sonra konfor ve ekonomik fiyatlar gibi konular<br />
dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, böyle bir<br />
firmanın öncelikle “güvenlik” konusu ile<br />
bağlantılı içeriğe odaklanması uygun olacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro,<br />
D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social<br />
media, and creative consumers: Implications<br />
for international marketing statiğe”, Business<br />
Horizons, 55, s. 261-271.<br />
Borges, B. (2009). Marketing 2.0: Bridging the<br />
Gap between Seller and Buyer through Social<br />
Media Marketing, Wheatmark.<br />
Burcher, N. (2012). Paid, Owned, Earned:<br />
Maximizing Marketing Returns in a Socially<br />
Connected World. Kogan Page.<br />
Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008).<br />
“Web 2.0: Conceptual foundations and<br />
marketing issues”, Journal of Direct, Data and<br />
Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />
Corcoran, S. (2009). Defining Earned, Owned<br />
And Paid Media.<br />
http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/2<br />
009/12/defining-earned-owned-and-paidmedia.html<br />
(Erişim tarihi: 15.05.2012)<br />
Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media<br />
Marketing: The Next Generation of Business<br />
Engagement. Wiley Publishing, Inc.<br />
Falkowl, S. (2011). “Social Media Strategy”.<br />
http://falkowinc.com/wpcontent/uploads/2010/06/Social-Media-Strategy-<br />
Module-Whitepaper.pdf (Erişim tarihi:<br />
15.05.2012)<br />
Hanna, R., Rohm, A. ve Crittenden, V.L. (2011).<br />
“We’re all connected: The power of the social<br />
media ecosystem”, Business Horizons, 54, 265-<br />
273.<br />
Kiani, G.R. (1998). “New Game, New Rules:<br />
Will traditional mentality work in the<br />
marketspace?”, Management Research Review,<br />
21, 6, s.1-9..<br />
<br />
51<br />
Rezabakhsh, B., Bornemann, D., Hansen, U. ve<br />
Schrader, U. (2006). “Consumer Power: A<br />
comparison of old economy and the Internet<br />
Economy”, Journal of Consumer Policy, 29, 3, s.<br />
3-36.<br />
Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />
Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />
Success, John Wiley & Sons.<br />
Scott, D.M. (2010). The New Rules of<br />
Marketing and PR: How to Use Social Media,<br />
Blogs, News Releases, Online Video, & Viral<br />
Marketing to Reach Buyers Directly, İkinci<br />
Basım, John Wiley & Sons.<br />
Tuten, T.L. (2008). Advertising 2.0: Social<br />
Media Marketing in a Web 2.0 World, Praeger<br />
Publishers.<br />
http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/<br />
2009/12/defining-earned-owned-and-paidmedia.html<br />
(Erişim tarihi: 10.05.2012)<br />
http://leaderlab.com/engaging-consumers-paidowned-earned-and-hijacked-media/<br />
(Erişim<br />
tarihi: 10.05.2012)<br />
http://smgconnected.com/paid-owned-earnedmedia<br />
(Erişim tarihi: 10.05.2012)<br />
http://www.smgconnected.com/wpcontent/uploads/2011/03/POE5.jpg<br />
(Erişim tarihi:<br />
10.05.2012)<br />
http://www.180daymarketing.com/everythingyou-need-to-know-about-word-of-mouthmarketing/<br />
(Erişim tarihi: 10.05.2012)
3<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Sosyal medya platformlarını tanımlayabilecek,<br />
Sosyal medya platformlarını ayırt edebilecek,<br />
Sosyal medya platformlarını kullanabilecek,<br />
Sosyal medya platformlarının değerini açıklayabilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
Blog<br />
Mikroblog<br />
Twitter<br />
İçindekiler<br />
Internet Forumları<br />
Online Müşteri İncelemeleri<br />
Giriş<br />
Blogging<br />
Mikroblogging<br />
Internet Forumları<br />
İnceleme ve Değerlendirme Siteleri<br />
Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleri<br />
Online Sosyal Ağlar<br />
Medya Paylaşım Siteleri<br />
Sanal Dünyalar<br />
52<br />
Sosyal Haber Sitesi<br />
Sosyal İşaretleme ve Etiketleme<br />
Facebook<br />
YouTube<br />
Sanal Dünya
GİRİŞ<br />
Kullanıcılar tarafından içeriğin yaratılmasını ve paylaşılmasını sağlayan sosyal medya, doğasında<br />
sosyalliği, işbirliğini ve çift yönlü etkileşimi barındırmaktadır. Bu durum kullanıcıların birbirleriyle<br />
iletişim kurmasını kolaylaştırırken, paylaşımı artırmakta ve toplululuk oluşumunu teşvik etmektedir.<br />
Günümüzde kullanıcıların iletişim, paylaşım ve sosyalleşme istekleri birçok farklı sosyal medya<br />
platformundan gerçekleşebilmektedir. Düşüncelerini paylaşmak isteyen bir kullanıcı, bir “blog”<br />
sayfasıyla bu isteğini gerçekleştirebilme imkânına kavuşabilir. Aynı kullanıcı videolarını paylaşmak için<br />
YouTube’u ya da Facebook’u tercih edebilir. Anlık bir olayı hemen paylaşmak istediğinde ise Twitter’ı<br />
kullanabilir. Yemek yediği bir restoranı inceleme ve değerlendirme sitelerinde oylayabilir. Başka<br />
insanlarla etkileşim kurmak ve farklı bir deneyim yaşamak için Second Life’ta kendine bir havuzlu villa<br />
satın alabilir. Daha bunun gibi pek çok şeyi sosyal medya platformlarını kullanarak gerçekleştirebilir.<br />
Sosyal medya platformlarını sekiz ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar:<br />
• Bloglar,<br />
• Mikrobloglar (Twitter gibi),<br />
• Internet forumları (Google Grupları gibi),<br />
• İnceleme ve değerlendirme siteleri (Yelp gibi),<br />
• Sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri (Digg, StumpleUpon, Pinterest gibi),<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri (Facebook, LinkedIn, Google+ gibi),<br />
• Medya paylaşım siteleri (YouTube, Flickr, Slideshare gibi),<br />
• Sanal dünyalar (Second Life gibi).<br />
Sosyal medya platformları sadece bunlarla sınırlı değildir. Sosyal medya platformları arasında yer<br />
alan online işbirlikli yazma aracı olan Wiki’ler (en bilindik örneği Wikipedia), ses ve/veya video<br />
dosyalarının taşınabilir formatta dinlenebilmesi ya da izlenebilmesini sağlayan Podcasting (iPod ile ses<br />
dosyalarının dinlenmesi gibi) ve zengin site güncellemelerini toplayan RSS gibi araçlar beşinci ünite<br />
içinde ele alınmaktadır. Sürekli gelişen Web alt yapısı dolayısıyla her geçen gün yeni sosyal medya<br />
platformları ortaya çıkabildiği gibi, mevcut sosyal medya platformlarına yeni siteler de<br />
eklenebilmektedir. Önemli olan sosyal medya platformlarını belirlenen amaçlar doğrultusunda etkili bir<br />
şekilde kullanabilmektir.<br />
BLOGGING<br />
Sosyal Medya Platformları<br />
Internet, şimdiye kadar geliştirilmiş en katılımcı kitle konuşma formu ve yazıya göre daha fazla<br />
konuşmanın arttığı bir ortam olarak ilan edilmektedir. Internet, bireylere uzunca bir süre nispeten seçkin<br />
bir azınlık tarafından domine edilen fikirler pazarına katkıda bulunması için çağdaş broşür yazarları<br />
olmasına olanak vermektedir. 1990’ların sonlarında Internet’te online anlatımın katılımcı doğasını daha<br />
fazla artıran yeni bir ortam gelişmiştir. Bir blogger olan Jorn Barger bu gelişmeyi “weblog” olarak<br />
<br />
53
adlandırmıştır. Barger, bu tabiri kendisince ilginç ve bilgilendirici bulunan haber makaleleri ve diğer<br />
sitelere bir grup link içeren kendi Web sitesini referans göstererek türetmiştir. Bu terim, Barger<br />
tarafından, “Web sitesi” ve “kayda geçirmek (İngilizcesi logging)” kelimeleri birleştirilerek<br />
biçimlendirilmiştir. Bundan dolayı, weblog kelimesi günümüzde bizim kültürel sözlüğümüzde vardır.<br />
2004’te 3 milyon blog varken, bu sayı Temmuz 2011 itibariyle 164 milyona ulaşmıştır (Şekil 3.1).<br />
<br />
Şekil 3.1: Dünyadaki Blog Sayısı<br />
Kaynak: Invesp (2011). “The Blogging World”, http://www.invesp.com/blog/business/how-big-is-blogsphere.html<br />
(27.05.2012).<br />
Türkiye’de Internet kullanıcılarının yüzde kaçının blogları ziyaret<br />
ettiğini biliyor musunuz? Bloglara erişimde bu yüzde ile Türkiye global pazarda kaçıncı<br />
sıradadır?<br />
Blogging Terminolojisi<br />
Blogging ile ilgili terimler ve tanımları şu şekildedir:<br />
Weblog/Blog: Genellikle kısa yazı veya makalelerden oluşan, son zamanlarda sadece resim, video vb.<br />
uygulamaları da kapsayabilen, Web sitelerine göre daha sık güncellenen, son gönderinin en üstte yer<br />
alacak şekilde tarih olarak yeniden eskiye doğru sıralandığı – ki buna tersine kronolojik sıralanma<br />
denmektedir – daha önceki gönderilere ve/veya diğer sitelere bağlantılar (linkler) içeren ve genellikle<br />
yorum fonksiyonu ile güçlendirilmiş Web sitelerinin gelişmiş türüne denmektedir.<br />
Blogger: Bir blogu yazan ve yürüten kişilere denir.<br />
Blogging: Blog yapma faaliyetine verilen addır.<br />
Blog gönderisi/girdisi: Genellikle kısa yazı ya da makalelerdir. Son zamanlarda sadece resimlerden,<br />
videolardan, powerpoint sunularından vb. uygulamalardan oluşan blog gönderileri/girdileri yapılmaktadır.<br />
Blogosfer: Bloglardan oluşan ağ ya da alandır.<br />
Bir Blogun Yapısı<br />
Tipik bir blogda; blog başlığı, blog alt başlığı, gönderi başlığı, gönderi metni, gönderi tarihi, yorum<br />
ekleme ve yapılan yorum sayısı göstergeleri, sosyal medya sitelerinde paylaşma ikonları, sitedeki yeni<br />
güncellemeleri basitçe bir araya getiren ve özet halinde sunan toplayıcılar olarak ifade edilebilecek RSS<br />
yemler ile blog sahibinin diğer sosyal medya hesaplarına bağlantılar, en popüler gönderiler, arşiv ve<br />
blogun konusuyla ilgili ya da blog sahibinin beğendiği sitelere linkler yer almaktadır (Şekil 3.2).<br />
54
Blog Türleri<br />
<br />
Şekil 3.2: Tipik Bir Blogun Yapısı<br />
Bloglar, konu, popülerlik, içerik türü, dil ve bunun gibi pek çok boyutta sınıflandırılabilmektedir.<br />
Özellikle en yaygın olan ve içeriğin dikkate alındığı ayırımda bloglar iki temel kategoriye ayrılmaktadır.<br />
Bunlar kişisel bloglar ve tematik bloglardır. Kişisel bloglar aynı zamanda kişisel günlükler olarak da ifade<br />
edilmektedir. Kişisel bloglar, bireysel yazılan, temel olarak blogger’ın yaşamındaki olaylarla ilgili olan ve<br />
kendini ifade etmek için kullandığı bir araçtır. Tematik bloglar ise filtre bloglar ve bilgi blogları olmak<br />
üzere ikiye ayrılmaktadır. Filtre bloglar, esasen ilginç Web sitelerine link ve yorum yapmayı sağlayarak<br />
Web’i süzmektedir. Bilgi blogları ise, online olarak orijinal bilgi yaratmak için kullanılır. Tematik bloglar<br />
spesifik bir konuya (siyasete, sanata, eğlenceye, spora ya da teknolojiye) odaklanmaktadır ve genellikle<br />
blogger’ın profesyonel uzmanlığı kapsamındadır. Ancak bu ikili ayrım her zaman için açık ve belirgin<br />
değildir.<br />
Bloglar, içeriğin yazarına göre kişisel bloglar ve işletme blogları olarak ikiye ayrılabilir. Kişisel<br />
bloglar, bireyler tarafından yazılır. En yaygın bloglardır. İşletme blogları ise işletme amaçları için<br />
oluşturulur. Pazarlama, marka ya da halkla ilişkiler amaçlarıyla içsel ve dışsal iletişim ve kültürü<br />
güçlendirmek için şirketler tarafından kullanılmaktadır.<br />
55
Neden Blog Yapılmalı?<br />
<br />
Popüler blogging araçları hangileridir?<br />
Bir blog oluşturmak için çok fazla neden vardır. Kişisel bakış açısına göre blogging, bireylere<br />
planladıkları herhangi bir amaç için yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insana ulaşmak için kullanımı<br />
kolay Web tabanlı yayımlama aracı sağlamaktadır. İşletme bakış açısına göre ise blogging, hem işletme<br />
içindekilerle hem tederikçilerle olan iletişimi geliştirebilir. Daha da önemlisi online müşteri ilişkilerini ve<br />
marka çabalarını daha kişisel bir düzeye getirebilir. Bu kapsamda blog yapma nedenlerini şu şekilde<br />
sıralamak mümkündür. Bunlar:<br />
• Kendini ifade etme: Blogging araçları teknik bilgi gerektirmeyen ve kullanımı oldukça kolay<br />
araçlardır. Bu yüzden blogların benzersiz yönlerinden biri, özellikle insanların kendi kendini<br />
ifade etmek istediğinde bunu rahatlıkla yapabilmesini sağlamasından kaynaklanmaktadır.<br />
Blogging bireylerin eline yayımlama gücünü vermekte ve her tür ifade biçimi için bir platform<br />
sağlamaktadır. İnsanlar bloglarla kendilerini çeşitli dillerde anlatmaktadır.<br />
• Kendi imkânlarıyla yayımlama: İnsanların kendi yaşamlarıyla ilgili özel detayları yazması ve<br />
sonra onları herkesin okuması için Internet’te yayımlaması fenomeni eşsiz bir şeydir. Offline<br />
yani gerçek hayatta bir bireyin şiir, makale ve hatta kişisel günlüğünü yayımlaması pahalı ve bir<br />
o kadar da uzun bir süreçtir. Yayın gerçekleşse bile yazarın bunu pazarlaması da ek maliyete yol<br />
açmakta ve süreci daha da uzatmaktadır. Web üzerinde blog yayımlamak ise ya ücretsiz ya da<br />
ücretli olsa bile, bu ücretler basılı yayınların maliyetinin çok daha azıdır. Dağıtım maliyetleri,<br />
blogun oluşturulduğu blogging servisine göre düşmekte, hatta ücretsiz bir blogging servisi<br />
kullanılıyor ise ücrete gerek kalmamaktadır. Tek zaman alan ve potansiyel olarak kendi<br />
imkânlarıyla online yayımlamanın masraflı olan kısmı, daha fazla trafik elde etmesi için blogun<br />
pazarlanmasıdır.<br />
• Bilgi ve kaynakları paylaşma: Bloggerların tümü blogları yoluyla duygularını paylaşmazlar.<br />
Bazı bloggerlar blogları ya daha geniş kitlelere ya da spesifik bir grup insana yararlı bilgileri<br />
yaymanın rahat bir yolu olarak görmektedir. Bloglar, çoğu geleneksel Web sitesinde<br />
bulamayacağınız kişisel deneyim ve birinci ağızdan anlatılan olaylar gibi bilgileri içerdiğinde<br />
yararlı olabilir. Bir konudaki bir uzman sıklıkla tarihi geçmiş pazarlama materyallerinden daha<br />
güncel ve yararlı bilgi sağlayabilir. Bazı bloggerlar, bloglarını belirli bir konuda buldukları<br />
bilgileri ya da takip etmeyi sürdürdükleri Web sitelerini ve yararlı buldukları blogları arşivlemek<br />
için kullanmaktadır. İnsanlar bu tür blogları, araştırma için çabalayacağı zamandan tasarruf<br />
etmek için ve bir kaynak olarak kullanabilir. Bu tür blogları ziyaret eden insanların bulduğu<br />
kaynağı ya da bilgiyi kullanmadan önce, blogger’ın güvenilirliğini göz önünde tutması<br />
gerekmektedir. Bilgilendirici bloglara giriş yapıldığında doğrulanmış kaynaklar, ilave tavsiye<br />
alma ya da sadece daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.<br />
• Topluluk oluşturmak: Online topluluk ve tartışma fenomeni Internet’te yeni değildir, ancak<br />
bloglar yayımlama ve topluluk oluşturma araçlarını bilgisayar programcısı olmayanların<br />
genellikle ücretsiz ya da düşük maliyetle kullanmasına olanak sağlamıştır. Bloglardaki yorum<br />
fonksiyonu topluluk Web sitelerindeki Internet forumu ve hatta Web’den önceki Internet<br />
günlerindeki Usenet Haber Grupları benzeri alanlar yaratmaktadır. Blogların tümünün bir<br />
topluluk anlayışı yoktur. Bazı blogger’lar bloglarında yorum fonksiyonunu olanaklı kılmazlar.<br />
Bunun çeşitli nedenleri olabilir: Yorum alanını yönetmeye ve sürdürmeye vakitleri olmayabilir<br />
ya da bloglarında bir topluluk oluşturmak ile ilgilenmeyebilirler. Yorumun olmadığı bir blog<br />
monolog iken, yorumlarla blogda bir diyalog meydana gelmektedir. Bir topluluk geliştirmek<br />
zaman alacaktır. Bunun için zorlama yapılamaz. Blogger yorum fonksiyonunu olanaklı kılabilir<br />
ve günlük, haftalık ya da aylık tek bir yorum dahi almadan gönderi yapabilir.<br />
• Eğlence sağlamak: Her blogun ciddi bir misyonu yoktur. Bazı blogger’lar sırf kendilerinin ve<br />
başkalarının eğlencesi için blogging yaparlar. Bu tür blogger’lar en iyi blog listelerini,<br />
Technorati.com’daki En İyi 100 Blog listesi gibi, kontrol ederek bazı eğlenceli blogları çok<br />
sayıda teknoloji blogu ile karma hale getirip gözler önüne sermektedir. Teknoloji, güncel olay ve<br />
politik fikir blogları en popüler bloglardır.<br />
56
• Reklam ve pazarlama: Bloglar doğru kullanıldığında, ister amacınız güvenilirlik yaratmak<br />
olsun, ister uzmanlığınızı ortaya çıkarmak olsun isterse de bir işletmenin, ürünün ya da hizmetin<br />
reklamını yapmak olsun, pazarlamada yardımcı bir araç olabilir. Blogging sadece itibarınızı<br />
artırmakla kalmayabilir aynı zamanda bloga reklam gelirleri, blogging için ücret ve ücretsiz<br />
şeyleri içeren ek yararlar da sağlayabilir. Güçlü ek yararlar için bloga bir iş olarak bakılmalıdır.<br />
Bir blogta doğrudan satış yapmak henüz olağan olmasa da bazı şeyleri satın almak için bu<br />
yerlere bağlantı sağlamak oldukça yaygındır.<br />
Bloglar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için Erkan AKAR’ın Tiem<br />
Yayınlarından çıkan “Blogla Pazarlama” (2006) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
MİKROBLOGGING<br />
Mikroblogging, blogging gibi diğer uygulamalardaki benzer kullanım motivasyonlarıyla (kişisel anlatım<br />
ve sosyal bağlantı vb.) sosyal Web’deki en son fenomenlerden biridir. Mikroblogging, Web üzerinde<br />
kullanıcılara halen ne yapıyor oldukları hakkında kısa mesajlar yayımlamayı olanaklı kılan, blogging,<br />
anlık mesajlaşma ve durum bildirimlerinin bir karması olarak görülebilir.<br />
<br />
En popüler mikroblogging sitesi hangisidir?<br />
Mikroblogging sitelerinin ardındaki düşünce basit, özetlenmiş biçimde mesajlar sunmaktır.<br />
Mikroblogging ile büyük, uzun blog gönderileri yazma imkânı bulunmamaktadır. Tercihen kısa metin<br />
mesajlarını - tipik olarak 140 karaktere kadar – ve resim, ses ya da video uygulamalarını içerebilmektedir.<br />
Mikroblogging, “ne kadar yazacağınız konusunda sınırlandırıldınız” demektir. Örneğin; Twitter, “Ne<br />
yapıyorsunuz? (İngilizcesi What are you doing?)” sorusuna 140 karakterle cevap vermeye imkân<br />
tanımaktadır ve Twitter’daki çoğu güncelleme aslında kullanıcıların ne yaptığından ziyade, onların ne<br />
düşündüğü ya da hissettiği üzerine odaklanmaktadır.<br />
Çoğu mikroblogging sitesinde güncellemeler Web ya da mobil telefonlarla yapılmaktadır. Bundan<br />
dolayı bloggingin bu biçimi son derece esnek ve portatiftir. Mikroblogging güncellemeleri profil<br />
sayfasında tersine kronolojik sırada görünmektedir. Twitter ile simgelenen mikrobloglar, blogların daha<br />
küçük bir parçasıdır. Gerçekte mikroblogging, geleneksel bloggingten ziyade daha çok sosyal ağ kurma<br />
ile benzerdir.<br />
Meşhur mavi kuş logosuyla Twitter günümüzde en popüler mikroblogging servisidir. Çoğu kişi<br />
Twitter’ı haberler ya da onu sık kullanan kullanıcılar yoluyla duymuştur. Dünya çapında 100<br />
mikroblogging servisi vardır ve neredeyse Twitter ile benzer fonksiyona sahiptir. Kullanılan<br />
terminolojideki temel farklılıklar, bu servislerin bazı özellikleri ve aktif kullanıcı sayısından<br />
kaynaklanmaktadır. Örneğin, Twitter servisi üzerinden gönderilenler “tweet” adını alırken, Plurk servisi<br />
üzerinden gönderilenler “plurk” adını almaktadır.<br />
Mikroblogging Kullanma Nedenleri<br />
Mikroblogging kısa makale ya da çalışmaları ve düşünceleri yazmaktan ziyade güncellemeleri, fikirleri<br />
ya da basit hızlı bildirimleri göndermek ile ilgilidir. Buradan hareketle mikroblogging kullanma nedenleri<br />
üç ana başlıkta ifade edilebilir. Bunlar:<br />
• Bilgi paylaşma,<br />
• Bilgi arama/araştırma,<br />
• Arkaşdaşlık kurmadır.<br />
57
Twitter ve Başarısı<br />
Twitter, 140 karakteri aşmayacak şekilde, daha kısa ve sık gönderileri genellikle bir mobil telefon<br />
kullanarak paylaşmayı sağlayan bir sosyal ağdır ve mikroblogging konsepti üzerine kurulmuştur. 140<br />
karakterli gönderiler “tweet” olarak bilinmektedir. Tweet’ler kullanıcılara, kısa metin mesajları biçiminde<br />
büyük çapta içeriği paylaşmasına imkân vermektedir. Böylece gönderiler, tek tek insanlarla ya da tüm<br />
grupla paylaşılmaktadır. Twitter, mikroblogging için orijinal platformlardan biridir ve kurulduğu 2006<br />
yılından bu yana, bu alanda sözü geçmektedir.<br />
Twitter’da gönderiler geneldir ve kullanıcılara yazdıklarınızı görmesi için izin verilmesi<br />
gerekmemektedir. Bu, Twitter’da yeni insanlarla kolayca tanışabileceğiniz anlamına gelmektedir.<br />
Başkalarının gönderilerini almak için “takip etmek yani following” gerekmektedir. Bunun için de ilgi<br />
çekici olunmalıdır. Aksi takdirde güncellemeleriniz takip edilmeyecektir. Gönderiler, mobil telefonun<br />
yanı sıra, bilgisayar, Web sitesi ve masaüstü programlar ile gerçek zamanlı olarak gönderilip<br />
alınabilmektedir.<br />
www.twitter.com<br />
Twitter’ın Uluslararası Strateji Başkan Yardımcısı Katie Straton, 2011’in Nisan ayında Twitter’da 200<br />
milyon kayıtlı hesabın olduğunu duyurmuştur. Mayıs ayında bağımsız Twitter hesap izleyicisi olan<br />
Twopcharts, 300 milyon kayıtlı hesap saptamıştır. Ağustos ayında bu rakam 362 milyona çıkarken, iki ay<br />
sonra 400 milyonu geçmiştir. Aynı zamanda Twitter da Eylül ayında aylık bazda 400 milyon tekil<br />
ziyaretçiye eriştiklerini doğrulamıştır. Ocak 2012 itibariyle Twopcharts’daki rakam 462 milyona<br />
ulaşmıştır. Bu, beş aydan daha az bir sürede 100 milyon yeni profilin kayıt olduğu anlamına gelmektedir.<br />
Twopcharts, Mart 2012’den önce Twitter’ın 500 milyon kayıtlı profile erişeceğini tahmin etmektedir<br />
(Şekil 3.3). Eylül 2011’de Twitter’daki kayıtlı aktif kullanıcı sayısı ise 100 milyondur. Bu aydaki kayıtlı<br />
profil sayısının 362 milyon civarında olduğu dikkate alınırsa, Twitter’da kayıtlı kullanıcıların yaklaşık<br />
%28’nin aktif olduğu görülecektir (462 milyonun %27,6’sı). Ocak 2012’de Twitter’da 127 milyon aktif<br />
kullanıcı varken, Mart 2012’de bu rakamın 138 milyona çıkması beklenmektedir (Şekil 3.4).<br />
<br />
Şekil 3.3: Twitter – Toplam Kayıtlı Kullanıcı<br />
Kaynak: Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500 Million Total Users By March, 250 Million Active Users By End<br />
Of 2012”, http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitter-active-total-users_b17655 (27.05.2012).<br />
58
Şekil 3.4: Twitter–Toplam Aktif Kullanıcı<br />
Kaynak: Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500 Million Total Users By March, 250 Million Active Users By End<br />
Of 2012”, http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitter-active-total-users_b17655 (27.05.2012).<br />
Twitter Terminolojisi<br />
Twitter ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />
Tweet: Paylaşılan gönderi veya girdilerdir. Bunlar; yazı, ses, resim, video olabilir.<br />
Retweet: Birisinin paylaştığı gönderinin kendi hesabınızdan takipçilerinize sevkedilmesidir. E-posta<br />
gönderimindeki “iletme (forward etme)” özelliğinin bir benzeridir.<br />
Follower: Takipçi anlamındadır. Hesabınızı ve dolayısıyla paylaşımlarınızı takip edenlerdir.<br />
Following: Takip edilen anlamındadır. Sizin takip ettiğiniz kullanıcı hesaplarıdır.<br />
Trend topics: Trend konular anlamına gelmektedir. An itibariyle en çok bahsi geçen on konu, en çok<br />
bahsedilenden geriye doğru sıralanmaktadır.<br />
Mention: Bahsedilen demektir. Bir tweetin başka bir ifade ile bir gönderinin başına “@” konularak<br />
ilgili kişiye ya da kuruma ithafen paylaşılması veya gönderilmesidir. İletişime ya da etkileşime geçme<br />
isteğini belirtmektedir.<br />
Hashtag: Etiketleme ya da işaretleme olarak ifade edilebilir. Önüne “#” sembolü eklenerek<br />
gönderilerin etiketlenmesi ve kategorize edilmesidir.<br />
Direct Message: Doğrudan mesaj demektir. Özel mesaj gönderebilme imkânını ifade eder.<br />
Promoted Tweet: Reklam amaçlı gönderilen tweetlerdir.<br />
Twitter Neye Yarar?<br />
Twitter, “ortam samimiyeti ya da ortam farkındalığı” sağlar. “Ne oluyor” sorusunu sorarak, bazen<br />
insanların içtenlikle buna yanıt vermesine yardımcı olmaktadır. Çünkü, sadece bilgisayarlardan değil<br />
mobil telefonlardan da güncellemelerin gönderilmesine olanak tanımaktadır. Öğle yemeğinde yenilenden,<br />
uçağa binilip gidilecek şehir ya da ülkeye kadar her türlü şey bildirilebilmektedir. Her ne kadar durum<br />
güncellemeleri sıkıcı gibi gelse de insanlar Twitter’da arkadaşlarının, ailesinin ya da meslektaşlarının<br />
(yanıt vermek zorunda olmaksızın) ne yapıyor olduklarının farkında olacakları önemsiz ama anlamlı bir<br />
bağlantı kurmuş olacaklardır.<br />
Twitter, medya uygulamaları ve yorum paylaşma kanalıdır. Her ne kadar kişisel güncellemeleri<br />
göndermek için bir servis olarak faaliyete geçse de, medya paylaşmak için önemli bir kanal haline<br />
gelmiştir. İnsanlar, Twitter’ı okudukları, izledikleri, dinledikleri ve düşündükleri şeylerle ilgili konuşmak<br />
ya da bağlantı kurmak için kullanmaktadır. Aslında çoğu insanın kullanım amacındaki öncelik<br />
kendilerine ilginç gelen şeyleri öne çıkaracak linkleri paylaşmak ya da bulmaktır. Bu yüzden Twitter<br />
insanların medya ve önem verdikleri fikirleri yaymasına yardımcı olarak, dikkat ekonomisinde önemli bir<br />
59
oyuncu haline gelmiştir. Twitter aynı zamanda doğuştan Internet’in bir parçası olarak birçok yorumun da<br />
evi konumundadır. İnsanların medya, örgüt davranışı ve hükümet ile ilgili protestolarını yaptığı ve<br />
yaydığı, haberlere yorum eklediği, güncel konular hakkında tartışma yeridir. Ayrıca espiri, uzmanlık,<br />
yardıma dikkat çekme ve daha fazlasını paylaşmak için oldukça yararlıdır.<br />
Twitter, haber vermek ve deneyim paylaşmak için mükemmel bir araçtır. Mumbai’deki terörist saldırı,<br />
Mısır’daki devrim, İran’daki seçimler ya da Japonya’daki deprem ve tsunami gibi büyük olayları ya da<br />
felaketleri gözler önüne serme şeklini değiştirerek, son dakika haberlerini vermek için Twitter, temel bir<br />
kanal haline gelmiştir. Temmuz 2008’den beri Twitter’ın dünyanın gerçek zamanlı gazetesi olduğu bir<br />
gerçektir. Aynı zamanda ortak deneyimleri paylaşmak için de harika bir araçtır. Sadece tehlikeler, felaket<br />
ve terörist saldırılar gibi şeyler değil, aynı zamanda düzenlenen konferans ve konserler gibi etkinlikler de<br />
paylaşılmaktadır.<br />
Twitter, düşünce okumaya ve akıl açıklığına yardımcı olur. Twitter hesabınız olsun ya da olmasın,<br />
sitenin arama servisi şaşırtıcı bir şekilde düşünce okuma aracıdır. İnsanların sadece ne düşündüğüne değil<br />
aynı zamanda grupların neye odaklandığını da görmenize izin vermektedir. Etkili bir arama diğer<br />
insanların işletmenizle, en son genel konuşmanızla ve favori televizyon show’unuzla ilgili ne<br />
hissettiklerini ortaya çıkarabilir. Arama sayfasında on trend olmuş konu görünmekte olup değişmektedir<br />
ve sürekli belirli bir anda pek çok insanın önemli bulduğu şeylerle ilgili anlayış sağlamaktadır. Daha da<br />
zekice olanı, Twitter’da düşünce okumayla sempatinizi artırabilecek olmanızdır.<br />
Twitter, iş ve genel konuşmalar için fayda sağlar. Twitter, şirketlere müşterileri, ortakları ve diğer<br />
paydaşlarıyla başka hiçbir ortamın el vermediği hem bireysel hem genel bir şekilde doğrudan ilişki<br />
kurmasına izin veren temel bir iş kanalı olarak ortaya çıkmaktadır. İşletmeler, Twitter ile insanların kendi<br />
ürünleri hakkında ne düşündüğünü izlemekte, müşteri hizmet isteklerine yanıt vermekte, hissedarlarla<br />
iletişim kurmakta ve çeşitli türde yaratıcı reklamlarla para kazanmaktadır. Ünlüler ve politikacılar<br />
hayranları (fanları) ve seçmenleriyle yeni bir yolla ilişki kurmaktadır.<br />
INTERNET FORUMLARI<br />
Internet forumları (ya da online forumlar), ilk Internet tabanlı ağ kurma ve online iletişim araçlarından<br />
biridir ve belirli bir konuda interaktif bir şekilde devam eden karşılıklı konuşmalarla insanların ilişki<br />
kurması için hala en önemli yoldur. Eğer bir tartışma başlatmak, ısrarla öneri almak, bir fikir paylaşmak,<br />
bir anket yapmak ya da sadece favori konunuzla ilgili bir konuşmaya katılmak istiyorsanız gideceğiniz<br />
yer forumdur (ya da genellikle adlandırıldığı ismiyle sohbet odasıdır). Bir sohbet odası bir forumdan biraz<br />
farklıdır. Çünkü sohbet odası katılımı, gerçek zamanlı olarak konuşmaları göndermeyi ve aktif bir bir<br />
şekilde okumak için üye olmayı gerektirmektedir. Oysa bir forumda günler sonra yanıtlara karşılık<br />
verilebilir. Her ikisinde de format size oturum açmayı, ilgiye göre konu seçmeyi, metin kutusu içinde<br />
yorum yazmayı ve başkalarının sizin düşüncelerinizi görmesi için yorumları göndermeyi ve<br />
yorumlarınıza yorum yapmayı olanaklı kılar.<br />
Bir Internet forumu, insanların gönderilen mesaj biçiminde konuşmalarının yer aldığı bir online<br />
tartışma sitesidir. Online forumlar, niş konularda serbest tartışmalar yapmak için Web sitelerinde<br />
insanların toplandığı en eski sosyal medya türlerinden biridir. Teknik açıdan duyuru panosu ya da ilan<br />
panosu sistemi günümüzün online forumları ile oldukça benzerdir. Ancak, bilim insanları Facebook,<br />
Wikipedia ve diğer Web 2.0 uygulamalarına daha fazla dikkatlerini verseler de online forumlar aslında<br />
Web 2.0’da olduğu gibi aynı temel özelliklere sahiptir. Bilgi paylaşma, birlikte çalışabilirlik ve kullanıcı<br />
merkezli olma gibi.<br />
Internet forumları, genellikle Web forumları, mesaj panosu, tartışma paneli, (elektronik) tartışma<br />
grupları, tartışma forumları ya da ilan tahtası olarak da ifade edilmektedir. Internet forumlarına örnek<br />
olarak Google Grupları ve Yahoo Grupları gösterilebilir.<br />
Bir online tartışma platformu olan Internet forumları, tek bir içerik düzeyden daha fazlasıyla<br />
kullanıcılar tarafından yaratılan içeriği (duygular, tartışmalar, deneyimler gibi) yönetmektedir. Bu<br />
düzeylerin yapısına bağlı olarak iki temel türü vardır. Forum ve de ilan tahtası terimleri tüm topluluğu ya<br />
da farklı bir konuyla ilgilenen spesifik bir alt forumu ifade edebilir. Bu alt forumdaki mesajlar ya da<br />
gönderiler, sonrasında ya kronolojik bir sırada ya da sıralı tartışma biçiminde görünmektedir. Klasik bir<br />
Internet forumunda gönderiler tam olarak hiyerarşik bir konu yapısına (konular ve konuşmaların karmaşık<br />
yapısına) bağlı olmaktadır.<br />
<br />
60
Internet Forum Terminolojisi<br />
Internet forumları ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />
Avatar: Kullanıcının bir grafikle gösterimidir.<br />
Thread: Tek bir konuşma ya da gönderidir. Forumlardaki tartışmalar da “threads” olarak<br />
adlandırılmaktadır.<br />
Conversation Threading: Hiyerarşik bir şekilde mesajların organize edildiği konuşma ya da fikirler<br />
dizisidir.<br />
Double posting: Kullanıcı yeni bir konu gönderirken ya da bir konuya yanıt verirken iki kez “gönder”<br />
butonuna tıkladığında meydana gelir.<br />
Emoticon: İfadeler anlamındadır. Heyecan ya da duygunun metin gösterimidir (“:)”, “;)”, “:o” vb.<br />
gibi).<br />
Hit and run posting: Bir konu gönderip onu bir daha kontrol etmemek ya da konuşmada diğer<br />
gönderilere yanıt vermemek anlamına gelmektedir.<br />
Lurker/Lurking: Forumda gezen, ancak hiç konu ya da yorum göndermeyenlere verilen addır.<br />
Moderator: Moderatör demektir. Bir konuyu kapatma, kullanıcıları yasaklama, gönderiyi kaldırma ya<br />
da diğer kullanıcıların gönderilerine içerik ekleme gibi ekstra imtiyazlara sahip olan kişi ya da kişilerdir.<br />
Off Topic: Bir forumda konu dışı bölümdür.<br />
Sticky post: Bunlar sürekli olarak konu listesinin en üstünde yer alan forum gönderileridir. Genellikle<br />
“Gönderiminizi yapmadan önce okuyun!” ya da “Soru göndermeden önce burayı kontrol edin” gibi<br />
başlıklardır.<br />
Private Message: Üyelerin birbirine özel gönderdiği mesajdır.<br />
Troll: Foruma konu dışı ya da tahrik edici mesaj gönderendir.<br />
Flaming: Bir başka kullanıcıyı fırçalamak, aşağılamak ya da kullanıcıya bağırmaktır.<br />
Flame Wars: Bir moderatörce konuşma kapanıncaya ya da birisi sonlandırıncaya kadar kullanıcıların<br />
birbirlerine bitmek tükenmek bilmeksizin bağırmasıdır.<br />
Forum Spam: Rastgele bir foruma reklam göndermektir.<br />
Internet Forumlarının Avantajları ve Dezavantajları<br />
Internet forumlarının temel amacı, kapsamlı veri yönetim konseptine dayanmaktadır. Prensipte her<br />
gönderilen mesaj arşivlenmektedir. Veri değişimini harekete geçirmek ile birlikte, bir Internet forumu<br />
mükemmel bir “veri madenciliği” platformu sunmaktadır. Güvenilirlik düzeyine bağlı olarak, Internet<br />
forumlarına sınırlı erişimli potansiyel kullanıcılar dikkate alınmalıdır.<br />
Internet forumlarında, Web tabanlı iletişim konusu göze çarpmaktadır. Metin tabanlı yayımlar,<br />
konuşma ve yazma arasında tanımlanmamış bir alanda meydana gelmektedir. Bu yüzden iletişim<br />
konumundaki farklılıklar sadece forum topluluğunun anlayabileceği özel dile ait kullanıma neden<br />
olmaktadır.<br />
E-postalaşmanın özelliklerine benzer şekilde, Internet forumlarının ifadesi eklenecek iki temel<br />
dezavantajının dikkate alınması gerekmektedir. Bunlar; özellikle açık konuşmaların olduğu açık<br />
forumlardaki gerçeklik problemi ve veri manupilasyon saldırılarıdır.<br />
<br />
61
Internet Tartışma Forumları ile Bloglar Arasındaki Farklar<br />
Internet tartışma forumlarından farklı olarak bloglar, ilgilerden ziyade öncelikle insanlar etrafında<br />
organize olmaktadır. Internet tartışma forumları daha spesifik olarak konularla ya da konuyla ilgili<br />
hiyerarşilere göre yapılandırılırken, bloglar bireyle birlikte, onların kendi topluluğunun merkezinde<br />
kişisel ya da ben merkezci ağlar olarak yapılandırılmaktadır.<br />
Bir blog genellikle bir yazar ya da ana yazarlar grubu tarafından yazılmaktadır. Aboneler, yazarlar ile<br />
yorumlar aracılığıyla etkileşim kurabilirler. Ancak bir forumdaki gibi kendi kendilerine yeni bir konu<br />
başlatamazlar. Forumlarda, etkileşim için ev sahibi olan Web sitesine gidilmesi zorunlu iken, bloglarda<br />
ise RSS aracılığıyla abone olunan blogun içeriği size gelmektedir.<br />
Online forumlar gerçekte topluluk tartışmaları için bir araç iken, bir blog ise aslında kişisel anlatım<br />
için bir araçtır.<br />
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME SİTELERİ<br />
İnceleme ve değerlendirme siteleri, insanlara işletmelerle, ürünlerle, hizmetlerle, kitaplarla, müzikle,<br />
otellerle, restoranlarla vb. gibi her şeyle ilgili pozitif ve negatif düşüncelerini paylaşmasına, inceleme ve<br />
değerlendirme yapmasına izin vermektedir. Bu siteler, insanların bir ürün ya da hizmeti keşfetmesi veya<br />
araştırması için geldikleri yerlerdir.<br />
Online Müşteri İncelemelerinin Tanımı ve Kullanıldığı Alanlar<br />
Online müşteri incelemeleri, işletme Web sitesine ya da üçüncü parti Web sitelerine gönderilen ürün ile<br />
ilgili uzmanlığı olmayan kullanıcılar tarafından üretilen ürün değerlendirmeleri olarak tanımlanabilir.<br />
Perakende Web siteleri tüketicilere ürün incelemelerini göndermek için fırsat sunmaktadır. Bunu<br />
yaparken de genellikle 1’den 5’e kadar yıldız vererek beğenilme durumunu gösterecek şekilde içeriği<br />
değerlendirmeyi sağlamaktadır. Aynı zamanda, ürünle ilgili açık uçlu müşterilerce başlatılan yorumları da<br />
olanaklı kılmaktadır.<br />
Amazon.com gibi lider online perakendeciler, tüketicilerin yıllardır ürün incelemelerini sunmalarını<br />
sağlamaktadır. Diğer perakendeciler de müşterilerine bu seçeneği çok yakın geçmişte sunmaya<br />
başlamıştır. Bazı fırmalar ise Amazon.com ya da başka sitelerden tüketici incelemelerini satın almayı<br />
tercih etmekte ve bu incelemeleri kendi sitelerine yerleştirmektedir. Bu şekildeki incelemelerle Amazon<br />
ve diğer online perakendeciler ek gelir sağlamaktadır. Seyahat ve hayır kurumları gibi özel alanlarda da<br />
tüketici değerlendirmelerini sunan siteler ortaya çıkmıştır.<br />
İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Sınıflandırılması<br />
İnceleme ve değerlendirme sitelerini şu şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bunlar:<br />
• Bağımsız inceleme siteleri: Epinions.com (www.epinions.com), Reviewcentre.com<br />
(www.reviewcentre.com) gibi.<br />
• Daha kapsamlı bir siteye bir inceleme bileşenin eklenmesi: E-ticaret sitelerinde ürün<br />
değerleme ve inceleme kolaylıklarının sağlandığı Amazon (www.amazon.com) gibi siteler.<br />
• Dikey pazarları kapsayan uzman endüstriye özgü inceleme siteleri: Seyahat üzerine<br />
odaklanmış TripAdvisor (www.tripadvisor.com), öğrenci ve ailelerin eğitimcileri değerlemeyi<br />
ve yorumlamasını sağlayan RateMyTeachers (www.ratemyteachers.com) gibi.<br />
• Yerel işletme incelemeleri: Yelp (www.yelp.com), Citysearch (http://www.citysearch.com),<br />
Yahoo! Local (http://local.yahoo.com) gibi.<br />
<br />
62
SOSYAL HABER VE SOSYAL İŞARETLEME SİTELERİ<br />
Sosyal haber siteleri, kullanıcıların tüm Web’den içerik göndermesi ve oylamasına izin veren Web<br />
siteleridir. Bu oylama aktivitesi çoğu ilginç linki (bağlantıyı) ayırmaya yardımcı olmaktadır. Sosyal<br />
işaretleme siteleri de sosyal haber sitelerine benzemektedir. Ancak sosyal işaretleme sitelerinde<br />
kullanıcılara sunulan değerde, onların ilginç buldukları ve tekrar ziyaret etmeyi isteyebilecekleri linkleri<br />
toplamasına ve depolamasına odaklanılmaktadır. Çoğu işaretleme sitesi içeriğin kaç kez depolandığını<br />
hesaplamakta ve çoğu değerli linki vurgulamak için bunları oy yoluyla değerlendirmektedir.<br />
Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleriyle İlgili Terminoloji<br />
Sosyal haber ve sosyal işaretleme ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />
Bookmark: İşaretme demektir. Online kaynakları işaretlemek ya da favorilere eklemek anlamındadır.<br />
Post: Gönderidir. Bir gönderi, bir kullanıcı ve tüm ortak metadata tarafından işaretlenen bir URL’dir.<br />
Tag/Tagging: Etiket/Etiketlemek anlamına gelir. İçeriği kategorize etmek için ona uygun anahtar<br />
kelimelerin seçimidir.<br />
Ranking: Sıralama anlamındadır. Paylaşılan içeriğin ne kadar popüler olduğunu gösterir.<br />
Vote/Voting: Oy/Oylamak demektir. Paylaşılan içeriğin beğenilip beğenilmediğini ortaya koyar.<br />
Sosyal Haber Sitelerinin Özellikleri<br />
Sosyal haber sitelerinin üç temel özelliği vardır. Bunlar:<br />
• Kullanıcılar blog gönderilerini, haber hikâyelerini, makaleleri, fotoğrafları, videoları ve diğer<br />
içerik linklerini gönderirler.<br />
• Kullanıcılar, başka kullanıcılar tarafından gönderilen içeriği oylarlar.<br />
• Sıralamada en yüksek dereceye sahip gönderiler, kaynak Web sitesine doğru trafiği<br />
yönlendirerek, sitenin ana sayfasını karakterize etmektedir.<br />
<br />
Popüler sosyal haber servisleri hangileridir?<br />
Sosyal İşaretlemenin Kullanım Amaç ve Etkileri<br />
Sosyal işaretlemenin doğrudan belli olmayan birkaç kullanım amacı ve etkisi vardır. Bunlar:<br />
• Sosyal işaretleme, trendleri tanımlamak için kullanılabilir.<br />
• Herhangi bir zamanda belirli insanların neyle ilgilendiği görülebilir. Eğer seçtiğiniz alanda bir<br />
düşünce lideri sosyal işaretlemeyi kullanır ise güncel anda neyle ilgilendiklerini etkili bir şekilde<br />
takip edebilirsiniz ve bundan çok farklı sonuçlar çıkarabilirsiniz.<br />
• Sosyal işaretleme servisleri her bir işaretlemeyi kimin yarattığını göstermesi dolayısıyla da o<br />
kişinin diğer işaretlediği kaynaklara erişim sağladığından, kullanıcılar neredeyse ilgilendikleri<br />
her konuda kolayca diğer bireylerle sosyal bağlantılar gerçekleştirebilirler.<br />
• Kullanıcılar etiket atanan tüm kaynaklar için insanların ne kadar etiket ve arama kullandığını da<br />
görebilir. Böylece, kullanıcı topluluğu kaynakları tanımlamak için zamanla benzersiz bir anahtar<br />
kelimeler yapısı geliştirecektir. Bu, “folksonomi” olarak bilinmektedir.<br />
• Bazı servisler, ilgi alanına göre seçilen RSS haber yemlerine abone olmaya izin vermektedir. Bu,<br />
kategorilerileri basitçe RSS haber okuyucusuna ekleyerek takip etmeye olanak tanımaktadır.<br />
Popüler sosyal işaretleme servisleri hangileridir?<br />
63
Time Dergisi tarafından “2011’in En İyi Web Siteleri” içerisinde adı<br />
geçen Pinterest (www.pinterest.com), “görsel” sosyal işaretleme sitesi olarak ifade<br />
edilebilir. Ancak Pinterest’in bir sosyal işaretleme sitesi olması konusunda genel bir fikir<br />
birliğine varıldığını söylemek pek mümkün değildir. Bir sosyal işaretleme sitesi değil de<br />
Pinterest’in, bir medya paylaşım sitesi ya da bir görselliğe odaklı sosyal ağ sitesi<br />
olduğunu ifade eden kaynaklara da rastlamak mümkündür. Fakat fiilen Mart 2010’da<br />
faaliyete geçen Pinterst’in günümüzde 10 milyonun üzerinde bir kullanıcıya sahip olması<br />
onun yakın gelecekte sosyal medya siteleri içerisinde önemli bir oyuncu olacağına işaret<br />
etmektedir.<br />
ONLİNE SOSYAL AĞLAR<br />
Kullanıcıların profil oluşturmasına, fotoğraflar, ilgiler, aktiviteler paylaşmasına ve başkalarının bilgi ve<br />
aktivitelerini gözden geçirmeye imkân tanıyan Web tabanlı hizmetler, “Online Sosyal Ağlar” ya da<br />
“Sosyal Ağ Kurma Siteleri” olarak adlandırılmaktadır.<br />
Sosyal ağ kurma siteleri kullanıcılara online varlıklarını oluşturma, geliştirme ve yönetmeyi olanaklı<br />
kılmaktadır. Bu siteler iletişim ve bilgi paylaşmak için güçlü yeni yollar yaratmakta ve milyonlarca insan<br />
tarafından düzenli bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca insanları hızlı, özgürce, basit ve erişilebilir bir<br />
yoldan birbirine bağlamaktadır.<br />
Sosyal Ağ Kurma Sitelerini Farklı Kılan Unsurlar<br />
Sosyal ağ kurma siteleri, online ya da sanal toplulukların bir türü olsa da sosyal ağ sitelerinde önemi<br />
vurgulanan şeyleri şu şekilde sıralamak mümkündür. Bunlar:<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri, kişiselliğe ve kullanıcının profil bilgilerine vurgu yapar.<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri, insanlara önem verir ki bu insanlar birbirine bağlanmaktadır.<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri, gruplara önem verir ki kullanıcılar bu grubun bir parçasıdır.<br />
• Sosyal ağ kurma siteleri, ilişkilerin açık bir şekilde gösterilmesine önem vermektedir.<br />
Bu faktörler, müşterekliğin ve herkese açık tartışmaların önemli olduğu geleneksel sanal toplulukların<br />
aksine -ki böyle toplulukların mutlak varoluş temelini oluşturmaktadır - bireyin rolünü, ilişkiyi ve sosyal<br />
ağ kurma sitelerinin kullanımını belirlemektedir. Diğer bir deyişle sosyal ağ kurma sitelerinde vurgu<br />
kullanıcı ve kullanıcının arkadaşlar ağı iken, sanal topluluklarda ve online tartışma gruplarında vurgu<br />
üyeler tarafından oluşturulan içeriktir. Sosyal ağ kurma siteleri, insanlar ve onların ilişkiler ağıyla<br />
ilgilidir.<br />
<br />
64
Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantajları ve Dezavantajları<br />
Online sosyal ağ kurmanın avantaj ve dezavantajlarını Tablo 3.1’deki gibi sıralamak mümkündür.<br />
<br />
Tablo 3.1: Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantaj ve Dezavantajları<br />
Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantajları Online Sosyal Ağ Kurmanın Dezavantajları<br />
Bağlanmak (Temel İnsan İhtiyacı):<br />
Bağlanmak, temel bir insan ihtiyacıdır.<br />
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre sosyal<br />
ihtiyaçlar önemli bir rol oynamaktadır. İnsan<br />
sosyal bir varlıktır ve sosyal ağ kurma insanların<br />
ilgi gruplarıyla ve çeşitli insanlarla<br />
sosyalleşmesine yardımcı olmaktadır. Bu,<br />
Facebook, Orkut gibi sosyal ağ kurma sitelerinin<br />
herhangi bir sınır olmaksızın etkileşim kurmada<br />
benzer ilgilere sahip insanlar için bir platform<br />
olarak neden oldukça başarılı olduğunu ortaya<br />
koymaktadır.<br />
Paylaşmak (Temel insan ihtiyacı): İster<br />
fikirlerini ister uzmanlığını olsun, paylaşmak<br />
insanoğlu için temel bir ihtiyaçtır. Sosyal ağ<br />
kurma bu insanların bilgi ve uzmanlığını<br />
paylaşmaya yardımcı olmakta ve aynı zamanda<br />
çeşitli amaçlarla bu bilgiye ihtiyacı olan insanlar<br />
için çok yararlı olmaktadır.<br />
Kimlik: Sosyal ağ, sosyal koşullarda bir insanın<br />
kimliğini yeniden tanımlar. Sosyal bir ağın<br />
parçası olan belirli bir ilgi grubuna ait bir insan,<br />
bir bireyin kişiselliğinin karakterini temsil<br />
etmekte ve onun kimliğinin tamamlayıcı bir<br />
parçası haline gelmektedir.<br />
Viral doğa: Sosyal ağlar, imkânı dâhilinde<br />
viraldir. Bu yüzden bunu oluşturmak için çok<br />
fazla çaba gerekli değildir.<br />
65<br />
Zamanı tüketme: Bazen sosyal ağ kurma,<br />
karşılığında daha fazlasını vermez iken çok<br />
zaman harcamaya yol açmaktadır. Bundan<br />
dolayı sosyal ağlar etkili bir sistem olarak<br />
ortaya çıkmamaktadır.<br />
Her zaman verimli olmama: Sosyal ağ kurma<br />
bilgi ve uzmanlık kazanmak için<br />
kullanılmaktadır. Ancak, çoğu zaman eğlence<br />
için bir platform haline gelmekte ve verimliliğini<br />
kaybetmektedir.<br />
Pazarlamacılar için kolay hedef olma: Bir<br />
sosyal ağa bağlı olan insanlar benzer ilgi ve<br />
ihtiyaçlarla kendi sosyal gruplarını meydana<br />
getirmesi dolayısıyla pazarlamacılarca<br />
kolaylıkla tercih edilir hale gelmektedir.<br />
İstenmeyen sosyal etkileşimler: Bazen<br />
sosyal ağ kurmada sıkıcı ve bıkkınlık yaratan<br />
istenmeyen sosyal etkileşimler olmaktadır.<br />
Eğer birisi iş ağıyla ilgileniyor ise, o zaman<br />
sosyal etkileşimin farklı düzeyleri yardımcı<br />
olabilir.<br />
Kaynak: Sethi, A. ve Adhikari, B. (2010). Business Communication, Tata McGraw Hill Education Private Limited: New<br />
Delhi, s: 9.<br />
Facebook<br />
2004 yılının Şubat ayında kurulan Facebook, Ekim 2012 itibariyle aylık aktif 1 milyar kullanıcısıyla<br />
dünyadaki en büyük sosyal ağdır. Bu servis ücretsizdir ve üyeleri arasında birçok ünlü, müzisyen,<br />
komedyen ve politikacıdan oluşan bir insan yelpazesine sahiptir. Üyeler, profil yaratmakta, resim ve<br />
videolar yüklemekte, mesaj gönderip almakta, canlı sohbet yapmakta ve oyun oynamaktadır. Site için<br />
üçüncü şahıs geliştiriciler tarafından birçok uygulama yaratılmaktadır. Facebook, arkadaşlarınızın<br />
gönderilerinin haber akışını görmeyi sağlamaktadır. Ayrıca, 23 kategoride 500’den fazla grubu, çoğu<br />
arkadaş odaklı olan fan sayfalarını ve profilleri de desteklemektektedir.<br />
www.facebook.com
Facebook Terminolojisi<br />
<br />
Facebook’un kurucuları kimlerdir?<br />
Facebook ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />
Friends: Arkadaşlar demektir. Facebook’taki sosyal ağı ve/veya topluluğu meydana getirenlerdir.<br />
Wall: Duvar anlamına gelmektedir. Kullanıcının profil sayfası onun duvarını ifade etmektedir.<br />
Kullanıcının kendisi ya da arkadaşları bu duvara gönderi yapabilmektedir. İki yönlü iletişimin sağlandığı<br />
yerdir.<br />
Status update: Durum güncellemesi demektir. Facebook’a her giriş yapıldığında kullanıcının<br />
profilinde “Aklında ne var?” şeklindeki soruya girilen her türlü şeyi (metin, resim, video vb.) ifade<br />
etmektedir.<br />
Like: Beğenmek anlamına gelir. Yapılan girdiye ve/veya yoruma gösterilen beğeniyi ifade<br />
etmektedir.<br />
Tag: Etiket anlamına gelmektedir. Bir resime ya da videoya etiket konulabileceği gibi, girilecek bir<br />
gönderi veya durum güncellemesinde de etiketleme yapılabilir. Aynı zamanda yapılacak yorumlar için de<br />
etiket koyulabilir.<br />
Groups: Topluluk yaratma yollarından biri Facebook Grupları oluşturmaktır. Facebook’ta herkes bir<br />
grup oluşturabilir. Gruplar oluşturulurken genellikle ortak ilgiler dikkate alınmaktadır.<br />
Pages: Kişi ve kurumlar tanıtım, reklam ve pazarlama amaçlı olarak Facebook Sayfaları oluşturabilir.<br />
Fan sayfaları şeklinde de ifade edilebilmektedir.<br />
News Feed: Haber akışıdır. Arkadaşların ya da abonesi olunanların güncellemelerinin aktığı yerdir.<br />
Facebook Ads: Facebook reklamlarıdır.<br />
Facebook Timeline: Zaman tüneli demektir. Facebook’un profil sayfasına getirdiği yenilik olarak<br />
göze çarpmaktadır. Kullanıcıların Facebook hesabı açtıktan sonraki tüm paylaşım ve etkinliklerini son<br />
gönderilenden ilk gönderilene doğru kronolojik olarak listeleyip, geçmişte yapılanların görüntülenmesini<br />
kolaylaştıran yeniliktir.<br />
Facebook apps: Facebook uygulamalarıdır. Facebook altyapısıyla faaliyet gösteren yazılımları ifade<br />
etmektedir.<br />
Games: Facebook’taki oyunlardır. Facebook’ta eğlenceli vakit geçirmenin yollarından biri<br />
arkadaşlarla oynamayı da olanaklı kılan oyunları oynamaktır.<br />
Events: Etkinliklerdir. Gerçekleştirilecek her türlü (konser, tören, toplantı ve benzeri) etkinlik<br />
duyurusu Facebook’ta yapılabilir.<br />
Direct messages: Doğrudan mesajlaşma demektir. Facebook, karşılıklı ve özel yazışmaları yapmayı<br />
olanaklı kılar.<br />
Poke: Dürtmek anlamına gelir. Facebook’ta iletişimi başlatma şekillerinden biri olarak düşünülebilir.<br />
Aynı zamanda farkındalık yaratmanın da yollarından biridir.<br />
Subscribe: Abone anlamına gelir. Facebook’ta arkadaş olmadan da kullanıcıları takip etmeyi<br />
sağlayan özelliktir. Abone özelliğini faaliyete geçirenlerin genele açık paylaşımları görülebilmektedir.<br />
Facebook Kullanımı<br />
Bir Facebook üyesi sitede ne yapar? Tam olarak site ne sunmaktadır? Daha da önemlisi bu deneyimden<br />
ne kazanılabilir? Bu soruların cevabını şu şekilde sıralamak mümkündür:<br />
66
• İnsanlarla bağ kurmak. Facebook yoluyla arkadaşlarla, aileyle, meslektaşlarla ve öğrencilerle<br />
bağ kurulabilmektedir. Eski arkadaşlarla, tanıdıklarla ve dünyanın dört bir tarafına yayılmış aile<br />
üyeleriyle yeniden bağlantı kurulur. Aynı ilgileri paylaşanlarla yeni arkadaşlıklar edinilir.<br />
• Arkadaşların aktiviteleri izlenirken, onlar da sizin aktivitelerinizi izler.<br />
• Mesajlar, linkler, foto albümleri ve videolar paylaşılır.<br />
• Facebook Notları özelliği ile blog yapılır.<br />
• Etkinlikler düzenlenir ve partilere, konserlere, müzikal grup performanslarına, toplantılara ve her<br />
tür toplanmaya davetler yapılır.<br />
• Arkadaşlarla oyun oynanır.<br />
• Sanal hediyeler, doğum günü tebrikleri ve diğer dijital objeler gönderilir.<br />
• Benzer ilgileri paylaşan insanlarla bağ kurmak için gruplara ve ağlara katılınır.<br />
• Bir ünlünün, politikacının, müzik grubunun, TV show’unun ya da markanın fanı olunur.<br />
• Facebook Pazaryeri’nde bir şey alınır satılır.<br />
• Özgeçmiş paylaşılır ya da işçi ya da işveren bulunur.<br />
• İş ya da okul bilgisinden yola çıkarak işbirliği yapılır.<br />
• Ürününüzü, şirketinizi ya da kendinizi pazarlayabilmeniz söz konusudur.<br />
Bunlar buzdağının sadece görünen ucudur. Daha yapılacak birçok şey, tanışılacak birçok kişi vardır.<br />
Günümüzde dünya çapında en popüler ve en büyük online sosyal ağ<br />
kurma sitesi Facebook olsa da Facebook haricinde popüler sosyal ağ siteleri içerisinde<br />
Asya’da popüler olan Friendster (www.friendster.com), Brezilya’da popüler olan Orkut<br />
(www.orkut.com), Rusya’da popüler olan Vkon-takte.ru (www.vkontakte.ru) vardır. Ayrıca<br />
Mayıs 2009’a kadar toplam ziyaretçi sayısında lider olan MySpace (www.myspace.com),<br />
bir profesyonel online sosyal ağ kurma sitesi olan LinkedIn (www.linkedin.com) ve<br />
Facebook’la bu alanda rekabet için Google tarafından faaliyete geçirilen Google+<br />
(https://plus.google.com/) öne çıkan sosyal ağ siteleri olarak sayılabilir.<br />
MEDYA PAYLAŞIM SİTELERİ<br />
Medya paylaşım siteleri, kullanıcılara resim, video ya da ses kaynaklarını yüklemesine izin vermekte ve<br />
bunları başka kullanıcılar için bulunabilir hale getirmektedir. Bu siteler, tipik olarak kaynakları<br />
etiketleme, gruplama ve arama için kolayca sıralamaktadır. Bazı siteler, kaynaklar etrafında topluluk<br />
oluşumunu da kolaylaştırmaktadır. Bu bakımdan medya paylaşım siteleri, sosyal ağ siteleriyle birlikte<br />
oldukça yaygındır. Örneğin, gruplar paylaşılan bir fotoğraf stili ya da müzik türü etrafında biçimlenebilir.<br />
Üyeler, yüksek kaliteli materyal göndererek ve olumlu yorumlar alarak ve başka kullanıcılardan<br />
reytingler alarak itibar elde edebilir.<br />
Medya Paylaşım Sitelerinin Tipik Yapısı<br />
Flickr ve YouTube gibi medya paylaşım siteleri gitgide popüler hale gelmektedir. Bu Web siteleri sadece<br />
kullanıcıların resim/video yüklemesine, bunları saklamasına ve bunlara not ekleyebilmesine değil, aynı<br />
zamanda bağlantılar, gruplar ve abonelikler gibi şeyler yoluyla başka insanlarla sosyalleşmesine de izin<br />
vermektedir. Bu süreçte iki tür bilgi yaratılmaktadır.<br />
Birinci tür bilgi olarak, bu tür Web sitelerinde zengin metin, etiketler ve multimedya verisi yüklenir<br />
ve paylaşılır. İkinci tür bilgi ise ne tür konulara ilgi duyulduğunu ortaya koyan kullanıcının profil<br />
bilgisidir. Son zamanlarda birinci tür bilginin nasıl kullanılacağına ilişkin araştırmalar dikkati çekerken,<br />
görüntü aramayı geliştirmede kullanıcı profilleri olan ikinci tür bilginin etkili kullanımına ilişkin daha az<br />
dikkat söz konusudur.<br />
<br />
67
Medya paylaşım sitelerinin tipik yapısı üç ana başlık altında ele alınabilir. Bunlar; liste sayfası, detay<br />
sayfası ve profil sayfasıdır. Bir liste sayfası, birçok resmin/videonun küçük boyutlu versiyondaki<br />
resimlerinin ve bunların ilgili yükleyicilerinin (opsiyonlu olarak bazı kısa tanımlarının) her bir<br />
resmin/videonun altında göründüğü bir sayfadır.<br />
Bir detay sayfası, sadece tek bir ana resmin/videonun olduğu ve başlık, yükleyen, etiket vb. gibi<br />
şeyleri içeren bir detaylı tanıtım metni listesinin olduğu sayfadır.<br />
Bir profil sayfası ise bir medyayı yükleyenin bilgilerininin yer aldığı sayfadır. Bu tür bir sayfa şu tipik<br />
bilgileri içerir: Yükleyenin resim/video kolleksiyonu, etiketler, gruplar ve bağlatılar vb. Buna ek olarak<br />
böyle bilgiler iki kategoriye ayrılabilir: Dahili özellikler ve gizli özellikler. Dahili özellikler, yükleyenin<br />
kendi katkılarını ifade etmektedir. Yükleyenin fotoğraf etiketi, koleksiyonları, videoları vb. gibi. Gizli<br />
özellikler ise yükleyenin diğer yükleyenlerle kurduğu ağı ifade eder. Yükeleyenin arkadaşları,<br />
bağlantıları, grupları, aboneleri vb. gibi.<br />
Medya paylaşım siteleri olarak YouTube, Vimeo (www.vimeo.com)<br />
gibi video paylaşımına izin veren siteler ön plana çıksa da, Flickr (www.flickr.com),<br />
Instagram (http://instagr.am) gibi resim paylaşımına izin veren siteler, Slideshare<br />
(www.slideshare.com) gibi sunum slaytlarını paylaşmaya izin veren siteler de alternatif<br />
medya türleri olarak medya paylaşım siteleri kapsamındadır.<br />
YouTube’un Kısa Öyküsü<br />
YouTube, Şubat 2005 yılında Paypal’ın eski çalışanları Steve Chen, Chad Hurley ve Jawed Karim<br />
tarafından videoları hızlı ve kolayca paylaşmak için kurulan bir sitedir. YouTube, günümüzde<br />
milyonlarca insanın orijinal olarak yarattıkları videoları paylaşmasına, izlemesine ve bulmasına imkân<br />
veren dünyanın en popüler online video topluluğudur. Şubat 2005’te hem online videoları bulmak hem de<br />
paylaşmak oldukça zordu. Bir akşam yemeği partisinde Karim, Hurley ve Chen’e bir video paylaşım<br />
sitesi oluşturmayı önerir. Birkaç gün içinde bu üçlü bu fikri geliştirmek için anlaşarak kendi yeteneklerine<br />
göre işe koyuldular. Hurley, sitenin arayüzünü tasarlarken, Chen ve Karim sitenin çalışması için gerekli<br />
teknik görevleri paylaştılar. Bunu yaparken her üçü de pazarlama ile ilgilenmemiştir.<br />
YouTube’daki ilk video Yakov Lapitsky tarafından çekilir ve Karim, San Diego Hayvanat Bahçesinde<br />
başrolde oynamaktadır. “Me at the zoo” başlıklı video sadece 19 saniye uzunluğundadır.<br />
Mayıs 2005’te YouTube’un herkese açık beta test versiyonu hayata geçirilir ve Cobaltgruv gibi<br />
YouTube kullanıcıları videolarını YouTube’a koymaya başlarlar. 2005’te her ne kadar YouTube<br />
pazarlamacı ya da reklamcılarla iletişim kurma çabasına girmese de şirket kullanıcılarla iletişim kurmada<br />
büyük bir iş başarmıştır. Aslında YouTube Blog, Temmuz 2005’te “iletişimi geliştirme ve değiştirme<br />
çabası” ile oluşturulmuştur. Ağustos 2005’te kullanıcıların YouTube video player’ı kendi Web sitelerine<br />
yerleştirmelerini (gömülü hale getirmelerini) sağlayan yeni özellikler olanaklı hale getirilmiştir. Böylece<br />
insanlar videoyu kendi Web sitesinde YouTube’a gitmeye gerek kalmadan izleyebilecekti. Aralık 2005’te<br />
YouTube resmi olarak faaliyete geçti. Şirket yeni hizmetini insanların kişisel videolarını kolaylıkla<br />
yükleyebilecekleri, etiketleyebilecekleri ve paylaşabilecekleri bir yer olarak tanıttı. Başka bir ifade ile<br />
YouTube bir başka video arama motoru olarak değil, kişisel bir video paylaşım hizmeti olmaya başladı.<br />
Mayıs 2006’da metin ile yorum ve mesajlaşmalara ek olarak “video ile yanıtlama” özelliği faaliyete<br />
geçirildi. Bu özellik ile bir video seyredilirken kendi videonuz ile yanıt verme imkânı sağlanmış oldu.<br />
Temmuz 2006’da Reuters YouTube’da günde 100 milyondan fazla videonun izlendiği haberlerini verdi.<br />
Ağustos 2006’da “reklam” konsepti duyuruldu. İki yeni reklam konsepti katılımcı video reklamları ve<br />
68<br />
<br />
“Me at the zoo”, http://www.youtube.com/watch?v=jNQXAC9IVRw<br />
Bu video, 23 Nisan 2005’te saat 20:27’de yüklenmiştir. Bu sırada YouTube’un ana merkezi<br />
Kaliforniya- San Mateo’da bir pizzacı ve Japon restorantının üzerinde bulunuyordu. “Me at the zoo”<br />
videosu 8.1 milyonun üzerinde izlenmiştir (21.05.2012 tarihi itibariyle) (Resim 3.1).
marka kanallarıdır. Bu yeni stratejiler YouTube’un banner reklamlar, tanıtımlar ve sponsorluk gibi diğer<br />
sunumlarını tamamlamaktadır.<br />
<br />
Resim 3.1: “Me at the zoo” videosundan bir görüntü.<br />
Kaynak: www.youtube.com/watch?v=jNQXAC9IVRw (Erişim tarihi: 21.05.2012)<br />
Ekim 2006’da Google, YouTube’u 1.65 milyar dolara satın aldı. Ocak 2007’de, Google Video ve<br />
YouTube karmaşası yaşandı. 25 Ocak 2007’de basın bülteninde YouTube video sonuçlarının Google<br />
Video arama indeksinde görüneceği bildirildi. Mart 2007’de, YouTube ilk YouTube Video Ödüllerini<br />
düzenledi. Mayıs 2007’de Google, evrensel arama modelini duyurdu. Bu model, daha önceki çeşitli ayrı<br />
kaynaklardan – videolardan, haberlerden, resimlerden, haritalardan ve Web sitelerinden- bilgileri tek bir<br />
sonuçlar dizisinde birleştirmektedir. Haziran 2007’de, YouTube’un yerel versiyonları İngiltere’nin de<br />
aralarında bulunduğu dokuz ülkede faaliyete geçti. Temmuz 2007’de ilk CNN/YouTube işbirliğiyle bir<br />
tartışması programı düzenlenerek Amerikan Demokratik Parti’den sekiz başkanlık adayı “You Choose<br />
‘08” platformunda kullanıcıların YouTube’da videolar ile yönelttiği 38 soruyu cevapladı. Ağustos<br />
2007’de video içi reklamlar (InVideo Ads) faaliyete geçti. Aralık 2007’de İngiltere Kraliçesi YouTube’da<br />
“Kraliyet Kanalı (The Royal Channel)”nı faaliyete geçirerek bir video ile görünüş sağlayan ilk kraliçe<br />
oldu.<br />
Ocak 2008’de YouTube, mobil araçlar için ilk gösterimini (http://m.youtube.com) resmi olarak<br />
duyurdu. Mart 2008’de, YouTube hesabı olan herkesin siteye yükledikleri videolarla ilgili detaylı<br />
istatistikleri görmelerini sağlayan ücretsiz bir araç olan YouTube Insight faaliyete geçti. Bu ayda, ikinci<br />
ve son kez YouTube Ödülleri organize edildi. Haziran 2008’de, videolara interaktif yorum eklemenin<br />
yeni bir yolu olan Video Dipnotları (Video Annotations) faaliyete geçirildi. Ağustos 2008’de, izleyenlerin<br />
videoyu daha iyi anlamasını sağlamak için YouTube’a yeni başlık koyma özelliği eklendi. Eylül 2008’de<br />
69
YouTube, Google’dan sonra ikinci en büyük arama motoru oldu. Ekim 2008’de, YouTube’un kendi eticaret<br />
platformu duyuruldu ve tam sürüm TV showları test edildi. Kasım 2008’de, reklam videoları<br />
(Promoted Videos) faaliyete geçti (Adı sponsorlu video olan bu hizmet sonra reklam videoları olarak<br />
adlandırılmıştır). Bu ayda YouTube Live oluşturuldu. Böylece fragman konser, çeşitli fragman show ve<br />
fragman parti, YouTube’un ilk resmi kullanıcı etkinliği San Francisco’da Fort Mason Center’daki Herbst<br />
Pavilion’da yapıldı. Aralık 2008’de, HD player tanıtıldı.<br />
Ocak 2009’da ABD Kongresi, ABD Başkanı, ABD Senatosu üyeleri, Beyaz Saray ve Papa<br />
YouTube’da kanal açtı. Mart 2009’da, “İlgi Tabanlı Reklamlar” test edildi. Nisan 2009’da, YouTube<br />
Senfoni Orkestrası Carnegie Hall’da performansını sergiledi. Mayıs 2009’da, her dakikada 20 saatlik<br />
video yüklendi. Haziran 2009’da, otomatik paylaşım faaliyete geçti. Ekim 2009’da, günlük 1 milyar<br />
görüntülenme gerçekleştiği bildirildi. Şubat 2010’da, Başkan Obama ile CitizenTube’de canlı röportaj<br />
yapıldı. Mart 2010’da, video sayfası yeniden tasarlandı. Mayıs 2010’da, YouTube her ne kadar Şubat<br />
2005’te kurulmuş olsa da ilk beta versiyonu Mayıs 2005’te faaliyete geçtiği için beşinci doğum gününü<br />
kutladı.<br />
2011’de her ay YouTube’u ziyaret eden ziyaretçi sayısı 800 milyona ulaştı. Nisan 2011’de<br />
İngiltere’deki Kraliyet Düğünü-Prens William ile Catherine (Kate) Middleton’ın evlilik töreni- 188<br />
ülkede 72 milyon kez canlı olarak izlendi. 23 Ocak 2012’de bir günde 4 milyarın üzerinde video<br />
seyredildi. Uganda’da Tanrı’nın Direniş Ordusu’nun Lideri olan ve insanlık ve savaş suçlarından aranan<br />
Joseph Kony’nin yakalanması amacıyla yayımlanan video “Kony 2012”, 7 Mart 2012’de bir günde 30<br />
milyon kez izlendi. Mayıs 2012’de her dakikada 72 saatlik video yüklendi. Bu ayda YouTube, yedinci<br />
doğum gününü kutladı.<br />
www.youtube.com<br />
YouTube’da Yüklenen Videolara İzleyici Çekmenin Yolları<br />
En popüler YouTube videoları izleyicilere değerli bir şeyler sunmaktadır. Genel olarak, insanlar şu üç<br />
şeyden birini izlerler: Eğlenceli olma, bilgi verme ya da eğitici olma. Eğer videonuz bu üç fonksiyondan<br />
birini yerine getirir ise daha geniş sayıda izleyiciyi çekme şansınız artacaktır.<br />
YouTube’daki çoğu video eğlenceli olma gayretindedir. İster sevimli yavru kediler olsun, ister saçma<br />
insan muziplikleri olsun ya da isterse de dalga geçen komik video blog gönderileri olsun, tipik YouTube<br />
videosu bir takım eğlence değerlerine sahip olarak cezbedicidir. Bir videoyu ne eğlenceli kılar? Ne yazık<br />
ki iş eğlenceye geldiğinde kural yoktur. Bazı videolar komiklik ile, bazıları dokunaklılık ile, bazıları da<br />
motivasyon ile eğlendirir. Önemli olan şey yaratıcılıktır. Yani izleyicilerin tekrar tekrar izlemeyi<br />
isteyecekleri bir şeyler yaratmaktır.<br />
İzleyicileri cezbeden bir diğer şey bilgidir. Özellikle de ilgili ve yararlı bilgi cezbeder. En son<br />
haberler, YouTube müşterisini hedeflemek için isteğe göre uyarlanmalıdır. Geniş ilgiye sahip bir konu<br />
hakkında habere sahip iseniz, bu YouTube topluluğuyla ya kısa bir video “haber yayını” yoluyla ya da bir<br />
video blogda paylaşılmalıdır. Bu tür bir video süslü püslü olmak zorunda değildir. Sıradan bir sunucu<br />
önemli bilgiyi sunabilir. Sadece bunun “tam vaktinde” (geçen ayın haberi artık yeni olmayacaktır)<br />
olduğundan, doğru ve geniş sayıda izleyicinin ilgisini çekeceğinden emin olunmalıdır.<br />
İzleyicileri cezbedecek üçüncü şey eğitici olan şeylerdir. Ne zaman birisine ihtiyaç duyduğu bir<br />
şeylerin nasıl yapılacağını öğretmeye çalışırsanız, dikkatleri üzerinize çekersiniz. Acemi izleyicilere<br />
arabalarının yağını nasıl değiştireceklerini gösterebilirsiniz ya da aşçıbaşı olarak nasıl bir gurme yemeği<br />
hazırlanacağını öğretebilirsiniz ve böylece sağladığınız yardımla övgü elde edebilirsiniz. Adım adım tarif<br />
etme günümüzün artan “kendi kendine yap” dünyasında çok sayıda izleyici çekmektedir. Tıpkı kablolu<br />
TV’deki yemek kanalları gibi. Eğitici bir video oluşturmanın kilit noktası adım adım kullanma<br />
talimatlarıyla çalışmayı gerektirir. Videonun resimli taslakları önceden hazırlanmalıdır. Böylece çoklu<br />
kamera açılarından fotoğraflar çekilmeli ve bir video düzenleme programı ile bu parçalar bir araya<br />
getirilmelidir. Eğitici videolar 2-3 dakikadan biraz fazla olabilir. Eğer konu el altında yani eli kulağında<br />
olan bir şey ise açıklama daha uzun olabilir. Zaman gerektiği kadar kullanılmalı ve gerektiği kadar detay<br />
verilmelidir. Ne kadar çok uzmanlık sağlar iseniz o kadar çok izleyiciyi çekmeniz söz konusu olacaktır.<br />
<br />
70
SANAL DÜNYALAR<br />
Sanal dünyalar, Steve Colley’in 1974’teki “Maze War” oyunuyla başlamaktadır. Orijinal program,<br />
oyuncunun yön bulmaya çabaladığı bir labirentin üç boyutlu tasviridir. Oyunun tasarımı, çok sayıda<br />
oyuncunun oyunda yer almasını sağlayacak şekilde seri portları kullanarak geliştirilmiştir. Bu diğer<br />
oyuncular, bir şeyleri izleyenler olarak tasvir edilmiştir. Sonuçta, programcılar diğer oyuncuların skor<br />
puanlarını görüntüleme yeteneğini eklemişlerdir.<br />
Günümüz online sanal dünyasının en dikkate değer atası ise, çok oyunculu zindanlar ya da<br />
boyutlardır. Bunlar kısaca MUD olarak ifade edilmektedir. MUD’lar metin tabanlı çok oyunculu rol<br />
oynamalı oyunlardır. İlk kod 1978’de Roy Trubshaw tarafından yazılmıştır ve kullanıcıların tecrübe ettiği<br />
ve diğer kullanıcılarla sohbet edebildiği birbirine bağlı odaların meydana getirdiği setlerden oluşan bir<br />
oyun ortaya çıkmıştır. Günümüz sanal dünyasına benzer şekilde bu MUD’un amacı ve skoru yoktur.<br />
Yığın çok oyunculu online rol oynamalı oyunlar yani kısaca MMOG’ler bu orijinal MUD’lardan<br />
geliştirilmiştir. Sürekliliği içermektedir. Ultima Online ve EverQuest gibi sanal dünya oyunları örnek<br />
gösterilebilir. EverQuest, Sony tarafından piyasaya sürümüştür ve 2000-2004 arasında en popüler<br />
MMOG oyunu olmuştur. Ancak daha sonrasında World of Warcraft oyunu bu pozisyonu ele geçirmiştir.<br />
MMOG’lerin geliştiği sırada bir diğer çoklu kullanıcılar için başka bir interaktif online program türü<br />
Lucasfilm tarafından geliştirilmiştir. Sonuç olarak “Habitat” oyunu tartışılır şekilde ilk online sosyal<br />
dünya olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte VZones, There, Moove Online, The Sims Online, Second<br />
Life diğer online sosyal sanal dünyalardır. Second Life, Time Dergisi tarafından düzenlenen 2002’nin En<br />
İyi Buluşuna layık görülmüştür.<br />
Sanal Dünya Tanımı<br />
“Sanal dünya” terimi, üç boyutlu grafik çevreler olarak tanımlanabilir. Kullanıcıların sanal çevrede<br />
kendilerini temsilen dijital avatarlar kullanarak birbirleri ve çevre ile online etkileşim kurmasını olanaklı<br />
kılmaktadır. Sanal dünya terimine alternatif olarak, “sanal çevre”, “üç boyutlu resim yaratan sanal çevre”,<br />
“çok kullanıcılı sanal çevre”, “yığın çok oyunculu sürekli evren” ve “sürekli online çevre” terimleri de<br />
kullanılabilmektedir.<br />
Çoğu sanal dünyada ortak olan noktalar şu şekilde sıralanabilir. Bunlar:<br />
• Sanal dünyalar, bir yerin grafik olarak üç boyutlu çevre benzerini sunmaktadır. Bu yer, hayali<br />
olabilir veya dünya üzerindeki bir yerin tam kopyası da olabilir.<br />
• Sanal dünyanın her bir kullanıcısı bir “avatar” tarafından temsil edilmektedir. Avatar, üç boyutlu<br />
çevredeki animasyon karakterdir.<br />
• Sanal dünyada kullanıcılar diğer kullanıcılarla metin mesajıyla (klavye kullanarak) ya da sesli<br />
iletişim araçlarıyla (mikrofon ve hoperlör kullanarak) iletişim kurabilmektedir.<br />
• Oturum açma vb. aralarda kullanıcı yaratımlı içerik süreklilik arz etmektedir. Bir kullanıcı sanal<br />
dünyada oturum açtığında avatarı, en son oturumu kapatırken bulunduğu aynı konumdadır.<br />
• Bir sanal dünya, gerçek dünyadaki para ya da kredilerin bazı türlerini kullanan fonksiyonel bir<br />
ekonomiye sahip olabilir.<br />
• Bir sanal dünya hedef odaklı olabilir (World of Warcraft gibi) ya da hiçbir belirgin amacı<br />
olmayabilir (Second Life gibi).<br />
Sanal dünyalar, sanal oyun dünyaları ve sanal sosyal dünyalar<br />
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sanal oyun dünyalarına World of Warcraft, EverQuest,<br />
vb. örnek olarak verilebilirken, sanal sosyal dünyalara Second Life, The Sims Online vb.<br />
örnek olarak verilebilir.<br />
Sanal Dünyaların Özellikleri<br />
Tüm sanal dünyaların paylaştığı üç özellik vardır. Bunlar; interaktivite, fiziksellik ve sürekliliktir.<br />
İnteraktiviteye sahip olmak için bir sanal dünya, çevre ve diğer kullanıcılarla çevreyi ve diğer<br />
kullanıcıların deneyimlerini bir şekilde etkileyebilmesi noktasında etkileşim kurmasına izin vermek<br />
<br />
71
zorundadır. Örneğin, bir sanal müze turu, dijital bir avatar kullanılarak, bir müzenin elektronik<br />
versiyonunda kullanıcıya tur atma imkânı vermektedir. Fakat bu tur, eğer kullanıcı diğer kullanıcı<br />
avatarları ve müze çevresiyle etkileşime olanak tanımıyorsa interaktif değildir. Eğer kullanıcı tur<br />
esnasında kendi avatarı aracılığıyla diğer kullanıcı avatarlarıyla konuşabiliyor ve onları görebiliyor ise bu<br />
durumda çevre interaktiftir. Benzer şekilde, bir online oyunda bir oyuncunun kararı diğer oyuncular için<br />
çevreyi etkiliyorsa interaktiftir, ancak bir oyuncunun kararlarının diğer oyuncuların oyun deneyimine<br />
etkisi yoksa o zaman interaktif değildir.<br />
Sanal dünyalar için fiziksellik kriterinin bir yönü, sanal dünyanın genellikle “birinci şahıs”<br />
perspektifinden algılanılabilen, bir grafiksel üç boyutlu taklit çevre sağlaması gerektirmesidir. Örneğin<br />
tipik bir sanal dünyanın bakış açısının sadece bir avatarın desteğiyle olması, sanal dünya kullanıcısı için<br />
belirsiz bir sanal çevrede (zayıf bir köprüyü geçmek ve benzeri durumlarda) bir avatarın adımlarını<br />
kontrol etmeyi denerken gerçek bir birinci şahıs perspektifinden olmasına göre daha yararlı olacaktır.<br />
Fizikselliğe sahip olmak için bir sanal dünya şunların bazılarını da sağlamak zorundadır: Yerçekiminin<br />
varlığı, sağlam duvarların içinden yürümede avatarın yeteneksizliği gibi fiziksel kısıtlamalar, belirli<br />
kaynakların sınırlı tedariki vb. Örneğin, çeşitli şehirlere seyahat ederken ve tümsek gibi belirgin<br />
oluşumları geçerken doğal yollarla bunun gerçekleşmesi gibi. Yani, kullanıcının avatarının yapıların,<br />
duvarların içinden geçerek değil, yol boyunca gidip dönmesi gibi.<br />
Sürekliliğe sahip olmak için bir sanal dünyanın, bir kullanıcı var olsun ya da olmasın, başka<br />
kullanıcılar tarafından etkilenerek online olarak varlığına devam etmesi ve sahip olduğu özelliklerini<br />
sürdürmesi zorunludur. Örneğin, bir araba yarışı oyunu kullanıcılar için yarış pisti oluşturmaktadır. Eğer<br />
yarış pisti sadece yarış için geçici olarak oluşturuluyorsa ve yarışçıların ödülleri ve arabalar oyun<br />
bittiğinde kullanıcıların sahip oldukları şeyler içerisinde tutulmuyorsa sürekli değildir. Aynı türden bir<br />
oyunda yarış pistleri kullanıcının bir oyun oturumundan sonra hala devam ediyorsa, kullanıcı bir oyun<br />
oturumunu başlattığında ve bitirdiğinde para ödülleri ve topladığı arabalar hala duruyor ise süreklilik söz<br />
konusudur.<br />
Bu üç özellik sanal dünyalar ile diğer benzer uygulamalar arasında sınırları çizmek açısından<br />
yararlıdır. Tüm bu üç özelliğe sahip olan çevreler “sanal dünyalar” olurken, bu özelliklerden iki ya da<br />
daha azına sahip olanlar ise sanal dünya olarak adlandırılmamaktadır.<br />
Second Life ve Önemi<br />
En ünlü sanal dünya olan Second Life, 2003 yılında faaliyete geçmiştir. Web fanları (hayranları) Second<br />
Life’ta rüya gibi bir çevre yaratabilmekte, sanal olarak tanıdıkları kişilerle etkileşim kurabilmekte ya da<br />
oyunlar oynayabilmekte ve “Linden dolarları” biriktirebilmektedir.<br />
Linden dolara dayalı Second Life’taki sanal ekonomi, Ekim 2008’de 61.000 kullanıcının pozitif nakit<br />
akışını sürdürmesini olanaklı kılarak Second Life’ta fiilen gelir kazanmasını sağlamıştır. Bu kullanıcıların<br />
211’i öncelikli olarak sanal mal ya da sanal emlak satışı yoluyla sanal nakit para karşılığı olan en az ayda<br />
5.000 Amerikan doları kazanmıştır. BusinessWeek dergisi, 2006’da 200’ün üzerinde işletmenin Second<br />
Life’ı deneyimlediğini bildirmiştir.<br />
Second Life’ta ikamet edenlerin sayısı 2007’nin başında yarım milyon iken, 2008’in başında 12<br />
milyonu aşmıştır. Second Life için hedef büyüme neticede 2 milyar kişiyi çekmektir. Gartner 2011’de<br />
Internet kullanıcılarının %80’nin Second Life’ta varlığının olacağını tahmin etmektedir. Gözlemcilerin,<br />
Second Life’ta işlem değerinin günlük 1 milyon doların üzerinde olacağını öne sürmesi de bir başka<br />
başarı göstergesidir.<br />
Second Life, gelişmiş bir 3D sanal dünya olarak, 3D oyun türünden ortaya çıkmış ve sosyal ağ<br />
kurmak için potansiyel olarak önemli bir çevre haline gelmiştir. Second Life, en gerçekçi ve en kapsamlı<br />
sanal dünyadır. Aktivite ve kullanıcı tabanının genişliği Second Life’ı tam anlamıyla benzersiz<br />
kılmaktadır. Second Life, hala bir oyun topluluğu olsa da, hızla artan popülaritesiyle kullanım alanı<br />
genişlemiştir. Eğitim, sosyal ağ kurma ve iş için kullanılabilmektedir.<br />
http://secondlife.com/<br />
<br />
72
Özet<br />
Sosyal medya platformları blogging,<br />
mikroblogging, Internet forumları (online<br />
forumlar), inceleme ve değerlendirme siteleri,<br />
sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri, medya<br />
paylaşım siteleri, online sosyal ağlar (sosyal ağ<br />
kurma siteleri) ve sanal dünyalar şeklinde<br />
sınıflandırılabilir.<br />
Blogging temel olarak kısa makale ve düşünceleri<br />
yazmak için kullanılmaktadır. Bloglar, Web<br />
sitelerine göre daha sık güncellenmekte, gömülü<br />
linklerden oluşmakta ve genellikle de yorum<br />
özelliği ile çift yönlü iletişimi olanaklı<br />
kılmaktadır.<br />
Mikroblogging ise blogging ile online sosyal ağ<br />
kurmanın bir karışımıdır. Bilgiyi paylaşmak ve<br />
aramak/araştırmak ile arkadaşlık kurmak için<br />
kullanılmaktadır. Twitter en popüler örneğidir.<br />
Internet forumları (Online forumlar), ilk Internet<br />
tabanlı ağ kurma ve online iletişim araçlarından<br />
birisidir. Internet forumları, bilgi paylaşma,<br />
birlikte çalışabilme ve kullanıcı merkezli olması<br />
dolayısıyla sosyal medya platformlarından biri<br />
olarak kabul görmektedir.<br />
İnceleme ve değerlendirme siteleri, insanlara,<br />
ürün, hizmet, şirket, marka, müzik, kitap vb. her<br />
türlü şeyle ilgili düşüncelerini paylaşmasına,<br />
inceleme ve değerlendirme yapmasına olanak<br />
sağlayan sitelerdir. Örnekleri arasında<br />
Epinions.com gibi bağımsız inceleme siteleri,<br />
Amazon.com gibi daha kapsamlı bir siteye bir<br />
inceleme bileşenin eklendiği siteler, TripAdvisor<br />
gibi dikey pazarları kapsayan uzman endüstriye<br />
<br />
73<br />
özgü inceleme siteleri ve Yelp gibi yerel işletme<br />
inceleme siteleri vardır.<br />
Sosyal haber siteleri ile sosyal işaretleme siteleri<br />
birbirine benzemektedir. Sosyal işaretleme<br />
sitelerinde sosyal haber sitelerinden farklı olarak<br />
ilginç bulunan ve tekrardan ziyaret edilmek<br />
istenen linklerin toplanması ve depolanması<br />
önem kazanmaktadır.<br />
Online sosyal ağlarda (sosyal ağ kurma<br />
sitelerinde), kişisellik ve kullanıcı profil<br />
bilgilerine, insanlara, gruplara ve ilişkilerin<br />
açıkça ortaya konmasına vurgu söz konusudur.<br />
En popüler örneği Şubat 2004’te Mark<br />
Zuckerberg ve üç arkadaşı Eduardo Saverin,<br />
Dustin Moskovitz, Chris Huges tarafından<br />
kurulan Facebook’tur. Facebook insanlarla bağ<br />
kurmak, link, video, fotoğraf vb. paylaşmak, blog<br />
yapmak, etkinleri duyurmak, oyun aynamak, ilgi<br />
grupları oluşturmak, özgeçmiş paylaşımıyla iş<br />
bulmak, ürün, hizmet, marka veya kendimizi<br />
pazarlamak için kullanılabilir.<br />
Medya paylaşım siteleri, video paylaşım siteleri –<br />
en bilineni YouTube-, resim paylaşım siteleri,<br />
sunum slaytlarını paylaşım siteleri vb. gibi medya<br />
türlerini paylaşmayı sağlayan sitelere verilen<br />
genel addır. Bu siteler, tipik olarak liste sayfası,<br />
detay sayfası ve profil sayfasından oluşmaktadır.<br />
Sanal dünyalar, kullanıcıların avatarlar tarafından<br />
temsil edildiği, online etkileşimi olanaklı kılan,<br />
üç boyutlu grafik çevrelerdir. Sanal dünyaları<br />
diğer benzer uygulamalardan farklı kılan<br />
özellikler interaktivite, süreklilik ve fizikselliktir.<br />
Sanal oyun dünyaları ve sanal sosyal dünyalar<br />
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. Güncellemeleri ya da basit hızlı bildirimleri<br />
göndermek ile ilgili olan sosyal medya platformu<br />
hangisidir?<br />
a. Medya paylaşım siteleri<br />
b. Internet forumları<br />
c. Blogging<br />
d. Mikroblogging<br />
e. Online sosyal ağlar<br />
2. Aşağıdakilerden hangisi ilk internet tabanlı ağ<br />
kurma ve online iletişim araçlarından biridir?<br />
a. Sosyal haber siteleri<br />
b. Sosyal işaretleme siteleri<br />
c. Sanal sosyal dünyalar<br />
d. Medya paylaşım siteleri<br />
e. Forumlar<br />
3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağ sitelerinde<br />
önemi vurgulanan şeylerden değildir?<br />
a. Kişisellik<br />
b. Erişilebilirlik<br />
c. İnsanlar<br />
d. Gruplar<br />
e. İlişkilerin açık bir şekilde gösterilmesi<br />
4. Sunum slaytlarının paylaşımına izin veren bir<br />
site hangi tür sosyal medya platformuna<br />
girmektedir?<br />
a. Medya paylaşım sitesi<br />
b. Online sosyal ağlar<br />
c. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />
d. Internet forumları<br />
e. Mikroblogging<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi sanal dünyaların<br />
özelliklerinden biridir?<br />
a. Erişim<br />
b. Aksiyon<br />
c. İnteraktivite<br />
d. İşbirliği<br />
e. Yaratıcılık<br />
<br />
74<br />
6. İnsanların bir ürün ya da hizmeti keşfetmesi<br />
veya araştırması için geldikleri yerlere ne ad<br />
verilir?<br />
a. Blogging<br />
b. Sosyal işaretleme siteleri<br />
c. Mikroblogging<br />
d. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />
e. Sosyal ağ kurma siteleri<br />
7. Blog yapma faaliyetine ne ad verilir?<br />
a. Blogosfer<br />
b. Blog gönderisi<br />
c. Blog girdisi<br />
d. Blogger<br />
e. Blogging<br />
8. Facebook’ta arkadaş olmadan da kullanıcıların<br />
paylaşımlarını takip etmeyi sağlayan özelliğe ne<br />
ad verilir?<br />
a. Etkinlikler<br />
b. Dürtme<br />
c. Abone<br />
d. Haber akışı<br />
e. Facebook uygulamaları<br />
9. Aşağıdakilerden hangisi bir sosyal medya<br />
platformu değildir?<br />
a. Internet explorer<br />
b. Bloglar<br />
c. Mikrobloglar<br />
d. Sosyal ağ kurma siteleri<br />
e. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />
10. Avatarın tanımı aşağıdakilerden hangisidir?<br />
a. Tek bir konuşma veya gönderidir.<br />
b. Kullanıcının bir grafikle gösterimidir.<br />
c. Tahrik edici mesaj gönderendir.<br />
d. Bir başka kullanıcıya bağırmaktır.<br />
e. Bir başka kullanıyı aşağılamaktır.
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. d Yanıtınız yanlış ise “Mikroblogging”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
2. e Yanıtınız yanlış ise “Internet Forumları”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
3. b Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
4. a Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />
Siteleri” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
5. c Yanıtınız yanlış ise “Sanal Dünyalar”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
6. d Yanıtınız yanlış ise “İnceleme ve<br />
Değerlendirme Siteleri” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
7. e Yanıtınız yanlış ise “Blogging” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
8. c Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
9. a Yanıtınız yanlış ise “Giriş” başlıklı konuyu<br />
yeniden gözden geçiriniz.<br />
10. b Yanıtınız yanlış ise “Internet Forumları”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
<br />
75<br />
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Haziran 2011 verilerine göre Türkiye’de Internet<br />
kullanıcılarının %81.9’u blogları ziyaret<br />
etmektedir. Bloglara erişimde bu yüzde ile<br />
Türkiye, Tayvan, Brezilya ve Güney Kore’den<br />
sonra 4. sıradadır.<br />
Sıra Sizde 2<br />
Popüler blogging araçları, Blogger<br />
(www.blogger.com), TypePad<br />
(http://www.typepad.com) ve WordPress<br />
http://wordpress.com)’tir.<br />
Sıra Sizde 3<br />
En popüler mikroblogging sitesi Twitter<br />
(www.twitter.com)’dır.<br />
Sıra Sizde 4<br />
Popüler sosyal haber servisleri, Digg<br />
(http://digg.com), Reddit (www.reddit.com),<br />
Slashdot.org (http://slashdot.org), Fark<br />
(www.fark.com) şeklinde ifade edilebilir.<br />
Sıra Sizde 5<br />
Popüler sosyal işaretleme servisleri, Delicious<br />
(http://delicious.com), Diigo (www.diigo.com),<br />
Blinklist (www.blinklist.com), Linkroll<br />
(www.linkroll.com), StumbleUpon<br />
(www.stubleupon.com) şeklinde ifade edilebilir.<br />
Sıra Sizde 6<br />
Mark Zuckerberg, Facebook’un hem yaratıcısı<br />
hem de kurucusudur. Zuckerberg ile birlikte<br />
Facebook’un diğer kurucuları üniversiteden<br />
arkadaşları Eduardo Saverin, Dustin Moskovitz<br />
ve Chris Huges’tır.
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Akar, E. (2006). Blogla Pazarlama. Tiem<br />
Yayınları: İstanbul.<br />
Allocca, J. (2011). Connected Culture: The Art<br />
of Communicating With the Digital<br />
Generation. Connected Culture Publishing:<br />
USA.<br />
Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500<br />
Million Total Users By March, 250 Million<br />
Active Users By End Of 2012”,<br />
http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitteractive-total-users_b17655<br />
(27.05.2012).<br />
Breslin, J.G., Passant, A. ve Vrandecic, D.<br />
(2011). Social Semantic Web. Eds: John<br />
Domingue, Dieter Fensel ve James A. Hendler,<br />
Handbook of Semantic Web Technologies,<br />
Volume 1, ss: 467-506, Springer: Heidelberg.<br />
comScore Data Mine (2011). “Top Global<br />
Markets for Blogs”,<br />
http://www.comscoredatamine.com/2011/08/topglobal-markets-for-blogs/<br />
(27.05.2012).<br />
Danenberg, R.A., Mortinger, S., Christ, R.,<br />
Scelsi, C. ve Alemi, F. (2010). Computer<br />
Games and Virtual Worlds: A New Frontier in<br />
Intellectuel Property Law. First Edition,<br />
American Bar Association: USA.<br />
Ebner, M. ve Schiefner, M. (2008).<br />
“Microblogging – more than fun?”, Procceding<br />
of IADIS Mobile Learning Conference, pp. 155-<br />
159, http://lamp.tugraz.ac.at/~i203/ebner/publication/08_mobillearn<br />
.pdf (27.05.2012).<br />
Eley, B. ve Tilley, S. (2009). Online Marketing<br />
Inside Out. First Edition, SitePoint Pty. Ltd.<br />
Engauge (2012). “Pinterest: A Review of Social<br />
Media’s Newest Sweetheart”,<br />
http://www.engauge.com/assets/pdf/Engauge-<br />
Pinterest.pdf (27.05.2012).<br />
Esposito, D. (2009). Virtual Worlds. Ed: P.<br />
Candace Deans, Social Software and Web 2.0<br />
Technology Trends (Premier Reference Source),<br />
ss: 176-186. IGI Global: USA.<br />
Facebook Newsroom (2012). “Key Facts”<br />
http://newsroom.fb.com/content/default.aspx?Ne<br />
wsAreaId=22 (13.10.2012).<br />
Farkas, M.G. (2007). Social Software In<br />
Libraries: Building Collaboration,<br />
<br />
76<br />
Communication, and Community Online. First<br />
Edition, Information Today, Inc.: New Jersey.<br />
Flowers, R.L. (2010). “Must Know Internet<br />
Forum Terminology”, Bright Hub,<br />
http://www.brighthub.com/internet/securityprivacy/articles/96700.aspx<br />
(27.05.2012).<br />
Flowers, R.L. (2010). “Must Know Internet<br />
Forum Terminology (Page 2 of 2)”, Bright Hub,<br />
http://www.brighthub.com/internet/securityprivacy/articles/96700/p2/<br />
(27.05.2012).<br />
Fox, S.C. (2009). E-Riches 2.0 Next-Generation<br />
Marketing Strategies For Making Millions<br />
Online. Amacom: USA.<br />
Gale, T. ve Gale, M. (2008). Getting Started on<br />
Your Genealogy Website. Lulu Enterprise, Inc.:<br />
Morrisville, NC, USA.<br />
Gangadharbatla, H. (2009). Individual<br />
Differences in Social Networking Site Adoption.<br />
Eds: Celia Romm ve Kristina Setzekorn, Social<br />
Networking Communities and E-Dating Services:<br />
Concepts and Implications, ss. 1-17. IGI Global:<br />
Hershey.<br />
Gaudeul, A. ve Giannetti, C. (2011). “The role of<br />
reciprocation in social network formation, with<br />
an application to blogging”, http://mpra.ub.unimuenchen.de/34094/1/MPRA_paper_34094.pdf<br />
(27.05.2012).<br />
Gibson, S. ve Jagger, S. (2009). Sociable!: How<br />
Social Media Is Turning Sales and Marketing<br />
Upside-Down. Stephen Jagger Holdings Inc.<br />
Gunelius, S. (2010). Blogging All-in-One For<br />
Dummies. Wiley Publishing, Inc.: Hoboken, NJ.<br />
Gunter, S.K. (2010). Sams Teach Yourself<br />
Facebook in 10 Minutes. Pearson Education,<br />
Inc.: Indiana, USA.<br />
Harris, D. (2008). Blogging 100 Success<br />
Secrets-100 Most Asked Questions on<br />
Building, Optimizing, Publishing, Marketing<br />
and How to Make Money with Blogs. Emereo<br />
Publishing.<br />
Heymann, P., Koutrika, G. ve Garcia-Molina, H.<br />
(2007). “Can Social Bookmarking Improve Web<br />
Search?”, Infolab Technical Report,<br />
http://ilpubs.stanford.edu:8090/817/1/2007-<br />
33.pdf (27.05.2012).<br />
Hu, F., Ruan, T. ve Shao, Z. (2012). Complete-<br />
Thread Extraction from Web Forums. Eds: Quan<br />
Z. Sheng, Guoren Wang, Christian S. Jensen ve<br />
Guandong Xu, Web Technologies and
Applications, 14 th Asia-Pacific Web Conference,<br />
APWeb, Kunming, China, April, Proceedings, ss:<br />
727-735, Springer: Heidelberg.<br />
Hudson, D.L. (2008). Blogging. Point<br />
Counterpoint, Chelsea House Infobase<br />
Publishing: New York.<br />
Invesp (2011). “The Blogging World”,<br />
http://www.invesp.com/blog/business/how-bigis-blogsphere.html<br />
(27.05.2012).<br />
Ivory, J.D. (2012). Virtual Lives: A Reference<br />
Handbook. ABC-CLIO, LLC: California, USA.<br />
Jarboe, G. (2012). YouTube and Video<br />
Marketing: An Hour a Day. Second Edition,<br />
John Wiley & Sons, Inc.: Indiana.<br />
Java, A., Song, X., Finin, T. ve Tseng, B. (2007).<br />
“Why We Twitter: Understanding Microblogging<br />
Usage and Communities”,<br />
http://aisl.umbc.edu/resources/369.pdf<br />
(27.05.2012).<br />
Kaplan, A.M. ve Haenlein, M. (2009). The<br />
Fairyland of Second Life: Virtual Social Worlds<br />
and How to Use Them, Business Horizons, 52,<br />
pp. 563-572.<br />
Kavianpour, S., Ismail, Z. ve Mohtasebi, A.<br />
(2011). Effectiveness of Using Integrated<br />
Algorithm in Preserving Privacy of Social<br />
Network Sites Users. Eds: Hocine Cherifi, Jasni<br />
Mohamad Zain ve Eyas El-Qawasmeh, Digital<br />
Information and Communication Technology and<br />
Its Applications, International Conference,<br />
DICTAP, Dijon, France, June, Proceedings, Part<br />
II, ss: 237-249, Springer: Heidelberg.<br />
Kear, K. (2011). Online and Social Networking<br />
Communities: A Best Practice Guide For<br />
Educators. Routledge: New York., NY.<br />
Kuntsal, S. (2012). “The CMO’s Guide to<br />
Pinterest”, Icrossing,<br />
http://www.icrossing.com/sites/default/files/iCros<br />
sing%20POV%20-<br />
%20CMOs%20Guide%20to%20Pintrest.pdf<br />
(27.05.2012).<br />
Lacy, K. (2011). Twitter Marketing For<br />
Dummies. 2 nd Edition, Wiley Publishing, Inc.:<br />
Indiana, USA.<br />
Miller, M. (2012). B2B Digital Marketing:<br />
Using the Web to Market Directly to<br />
Businesses. QUE, Pearson Education, Inc.:<br />
Indiana, USA.<br />
Miller, M. (2012). My Pinterest. Que<br />
Publishing: USA.<br />
<br />
77<br />
Miller, M. (2010). Sams Teach Yourself<br />
YouTube in 10 Minutes. Pearson Education,<br />
Inc.: USA.<br />
Morris, T. (2010). All a Twitter: A Personal<br />
and Professional Guide to Social Networking<br />
with Twitter. QUE, Pearson Education, Inc.:<br />
Indiana, USA.<br />
Mudambi, S.M. ve Schuff, D. (2010). What<br />
Makes a Helpful Online Review? A Study of<br />
Customer Reviews on Amazon.com, MIS<br />
Quarterly, Research Note, Vol. 34, No. 1, March,<br />
pp. 185-200.<br />
Newson, A., Houghton, D. ve Patten, J. (2009).<br />
Blogging and Other Social Media: Exploiting<br />
the Technology and Protecting the Enterprise.<br />
Gower Publishing Limited: Farnham, England.<br />
Novak, T.P. (2012). Quality of Virtual Life. Eds:<br />
David Glen Mick, Simione Pettigrew, Cornelia<br />
Pechmann ve Julie L. Ozanne, Transformative<br />
Consumer Research For Personal and Collective<br />
Well-Being, ss. 225-246. Routledge: New York,<br />
NY.<br />
O’Guinn, T.C., Allen, C.T. ve Semenik, R.J.<br />
(2012). Advertising and Integrated Brand<br />
Promotion. Sixth Edition, South-Western,<br />
Cengage Learning: USA.<br />
O’Reilly T. ve Milstein, S. (2012). The Twitter<br />
Book. 2 nd Edition, O’Reilly Media Inc.:<br />
Sebastopol, CA.<br />
Pacea, O. (2010). “Digital Storytelling: Temporal<br />
Narratives In Expat Blogs”, http://www.univovidius.ro/litere/ovidius/vol_2010/35_Pacea.pdf<br />
(27.05.2012).<br />
Pallot, M. ve Bergmann, U. (2010). Collaborative<br />
Virtual Environments and Immersion in<br />
Distributed Engineering Contexts. Ed: Hermann<br />
Kühnle, Distributed Manufacturing: Paradigm,<br />
Concepts, Solutions and Examples, ss: 71-92,<br />
Springer: London.<br />
Phillips D. ve Young, P. (2009). Online Public<br />
Relations: A Practical Guide to Developing an<br />
Online Strategy in the World of Social Media.<br />
Second Edition, Kogan Page Limited: London,<br />
United Kingdom.<br />
Power Up Social (2012). “Yelp & Online Review<br />
Sites for Business”,<br />
http://www.powerupsocial.com/content/38/en/yel<br />
p (27.05.2012).<br />
Risdahl, A.S. (2006). The Everything Blogging<br />
Book: Publish Your Ideas, Get Feedback, And
Create Your Own Worldwide Network. Adams<br />
Media: Massachusetts.<br />
Rowell, R. (2011). YouTube: The Company<br />
and Its Founders. ABDO Publishing Company:<br />
Minnesota, USA.<br />
Ryan, D. ve Jones, C. (2012). Understanding<br />
Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />
Engaging The Digital Generation. Second<br />
Edition, Kogan Page Limited: London, United<br />
Kingdom.<br />
Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />
Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />
Success. 2 nd Edition, John Wiley & Sons, Inc.:<br />
Hoboken, New Jersey.<br />
Savolainen, R. (2011). Requesting and Providing<br />
Information in Blogs and Internet Discussion<br />
Forums, Journal of Documentation, Vol. 67, No.<br />
5, pp. 863-886.<br />
Semertzidis, T., Daras, P. ve Ballesteros, I.L.<br />
(2010). Social Networks Overview: Current<br />
Trends and Research Challenges. European<br />
Commission, Publications Office of European<br />
Union: Luxembourg.<br />
Sethi, A. ve Adhikari, B. (2010). Business<br />
Communication. Tata McGraw Hill Education<br />
Private Limited: New Delhi.<br />
Shore, M. ve Zhou, Q. (2009). Second Life: The<br />
Future of Social Networking. Eds: Maryam<br />
Purvis ve Bastin Tony Roy Savarimuthu,<br />
Computer-Mediated Social Networking, First<br />
International Conference, ICCMSN, 2008,<br />
Dunedin, New Zealand, June, Revised Selected<br />
Papers, ss: 18-27, Springer: Heidelberg.<br />
Smith, J. (2009). “comScore: Facebook Passed<br />
MySpace in the US for the First Time in May”,<br />
Inside Facebook,<br />
http://www.insidefacebook.com/2009/06/15/com<br />
score-facebook-passed-myspace-in-the-us-forthe-first-time-in-may/<br />
(27.05.2012).<br />
<br />
78<br />
Social Quickstarter (2012). “Introduction to<br />
Rating and Review Sites”,<br />
http://www.socialquickstarter.com/content/78introduction_to_ratings_and_review_sites<br />
(27.05.2012).<br />
Thomas, L. (2011). The McGraw-Hill 36-Hour<br />
Course Online Marketing. The McGraw-Hill<br />
Companies, Inc.: New York.<br />
Twitter Blog, (2011). “One Hundred Million<br />
Voices”, http://blog.twitter.com/2011/09/onehundred-million-voices.html<br />
(27.05.2012).<br />
Waters, J.K. (2010). The Everything Guide to<br />
Social Media. Adams Media: MA, USA.<br />
YouTube.com (2012). “YouTube’s 7th Birtday”<br />
http://www.youtube.com/watch?v=GLQDPH0ul<br />
Cg (27.05.2012).<br />
Yuen, S.C-Y. ve Yang, H.H. (2010). Using<br />
Social Networking to Enhance Sense of<br />
Community in E-Learning Courses. Ed:<br />
Subhasish Dasgupta, Social Computing:<br />
Concepts, Methodologies, Tools, and<br />
Applications, Volume II, ss: 1096-1119. IGI<br />
Global: Hershey.<br />
Zarrella, D. (2010). The Social Media<br />
Marketing Book. O’Reilly Media, Inc.:<br />
Sebastopol, CA.<br />
Zhang, N. (2011). The role of Web 2.0<br />
applications on niche culture diffusion- An<br />
empirical study on the influence of online forums<br />
on fans of rock music, Online Information<br />
Review, Vol. 35 No. 5, pp. 734-746.<br />
Zhang, Z. (2009). Focused Image Search In<br />
The Social Web. A Dissertation Submitted to the<br />
Faculty of the Graduate School of the University<br />
of Lousville for Degree of Doctor of Philosophy,<br />
December 2008, UMI, Proquest LLC.<br />
Zimmerman, J. Ve Sahlin D. (2010). Social<br />
Media Marketing: All-In-One for Dummies.<br />
Wiley Publishing, Inc.: Indiana, USA.
4<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Her bir sosyal medya platformunun pazarlama boyutunu açıklayabilecek,<br />
Sosyal medya platformlarından pazarlama yararları elde edebilecek,<br />
Sosyal medya platformlarını kullanan işletmelerin stratejilerini analiz edebilecek,<br />
Sosyal medya platformlarını pazarlamada etkili bir şekilde kullanabilecek,<br />
Sosyal medya platformları ile pazarlama fırsatlarını değerlendirebilecek,<br />
Sosyal medya platformları için pazarlama stratejileri hazırlayabilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
İçindekiler<br />
Blogla Pazarlama<br />
Mikroblogging ile Pazarlama<br />
Twitter Pazarlama<br />
Internet Forumları ile Pazarlama<br />
Müşteri İncelemeleri Siteleriyle<br />
Pazarlama<br />
Giriş<br />
Blog ile Pazarlama<br />
Mikroblogging ile Pazarlama<br />
Internet Forumları ile Pazarlama<br />
İnceleme ve Değerlendirme Siteleri ile Pazarlama<br />
Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleri ile Pazarlama<br />
Online Sosyal Ağlar ile Pazarlama<br />
Medya Paylaşım Siteleri ile Pazarlama<br />
Sanal Dünyalar ile Pazarlama<br />
80<br />
Sosyal Haber Sitesiyle Pazarlama<br />
Sosyal İşaretleme Siteleriyle Pazarlama<br />
Facebook Pazarlama<br />
YouTube Pazarlama<br />
Sanal Dünyalar ile Pazarlama
Sosyal Medya Platformları ile<br />
Pazarlama<br />
GİRİŞ<br />
Günümüzde sosyal medya platformları işletmeler için sadece pazaryerleri değil, aynı zamanda yeni<br />
pazarlama araçları konumuna gelmiştir. Bu yüzden sosyal medya platformlarının işletme yöneticileri<br />
ve/veya pazarlamacılar tarafından izlenmesi, anlaşılması, benimsenmesi ve de bu platformlara<br />
işletmelerin katılım sağlaması bir zorunluluk oluşturmaktadır. Pazarlamacıların artık daha fazla sosyal<br />
medya platformlarını görmezden gelmeleri mümkün değildir.<br />
2012 Sosyal Medya Pazarlama Endüstri Raporuna göre -daha önce 2009, 2010 ve 2011’de de<br />
hazırlanan raporun dördüncüsünde 3.800’ün üzerinde pazarlamacı ile görüşülmüştür- en yaygın<br />
kullanılan ilk beş sosyal medya aracı Facebook (%92), Twitter (%82), LinkedIn (%73), Bloglar (%61),<br />
YouTube ya da diğer video siteleri (%57) olmuştur. Bu sıralama 2011’deki ile aynı çıkmıştır. 2012’deki<br />
çalışmada yeni eklenen kategoriler de olmuştur. Google+, fotoğraf ve görsel paylaşım siteleri (Pinterest,<br />
Flickr ve Instagram) gibi. 2011’den bu yana meydana gelen değişikliklere bakıldığında Google+’ın sosyal<br />
medya pazarlamacılarının %40’ı tarafından kullanıdığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte sosyal<br />
işaretleme sitelerinin kullanımı %26’dan %16’ya, forumların kullanımı da %24’ten %19’a düşmüştür.<br />
Tüketicilerin biraraya gelmesini sağlayarak topluluk oluşumunu kolaylaştıran sosyal medya<br />
platfromlarında ürünler, markalar ya da işletmeler ile ilgili online ağızdan ağıza pazarlama<br />
gerçekleşebilmektedir. Bu tüketiciden tüketiciye pazarlama faaliyetleri kapsamında yeni ürün fikirleri<br />
üretilebilmekte, mevcut ürüne dair düşünceler aktarılabilmekte, bazı markalar tavsiye edilebilmekte, bazı<br />
işletmelerle ilgili olumlu bazıları ile ilgili de olumsuz bilgiler yayılabilmektedir. Tüm bunlar yapılırken,<br />
pazarlamacıların bu tür pazarlama faaliyetinden habersiz olmaları da, haberdar olup izlenmesine rağmen<br />
gerekli adımları atmaması kadar önemli ve büyük sorunlara neden olabilecektir.<br />
Sosyal medya platformlarını kullanan işletmelerin, kullanacakları sosyal medya platformları için bir<br />
pazarlama planı ve stratejisine sahip olmaları önemlidir. Böyle bir plan ve stratejinin olması sosyal medya<br />
platformlarını etkili bir şekilde kullanabilmeyi sağlarken, elde edilecek faydayı da artıracaktır. Her<br />
işletme için sosyal medya platformlarını kullanmak, en azından satış olmasa bile reklam ve pazarlama<br />
yapmak açısından gereklidir. Bununla birlikte sosyal medya platformlarının hepsinde bir varlık<br />
oluşturulup oluşturulmayacağı konusunda karar verilmelidir. Üçüncü bölümde ele alınan sosyal medya<br />
platformlarının pazarlama boyutunun üzerinde durulacağı bu bölümdeki her platformda yer almak yerine<br />
ürüne ve hizmete göre uygun sosyal medya platformlarında yer almak daha doğru bir seçim olabilir.<br />
BLOG İLE PAZARLAMA<br />
İnanması güç olsa da kısa süre öncesine kadar bloglar basit online günlükler iken işletmeler tarafından hiç<br />
de önemsenmemekteydi. Günümüzde bu hakikat tamamen tersine dönmüştür. Bloglar, her türden<br />
işletmenin online pazarlama stratejisinin ciddi bir bileşeni haline gelmektedir. Başka bir neden yoksa da<br />
sadece arama motorları yoluyla Web sitesinin bulunurluğunu artırmak için bir işletme blogu<br />
yayımlanmalıdır. İnsanların büyük bir çoğunluğu işletmeler, markalar, ürünler ve hizmetler ile ilgili<br />
online bilgi aramaktadır. İşletmelerin görünmeye ihtiyacı vardır. Bir işletme blog yayınladığında, yaptığı<br />
her yeni gönderi arama motorlarında indekslenecek ve tüketicinin işletmeyi bulması için yeni bir giriş<br />
noktası yaratılmış olacaktır. Buna ek olarak, blog üzerinde yayınlanan ilginç ya da işe yarar içerik, diğer<br />
<br />
81
loggerlar ve sosyal Web katılımcıları tarafından kendi izleyicileriyle paylaşıldığında (bloga bağlantı<br />
verildiğinde) işletmeniz daha fazla tanınma imkanı yakalar. Hangi türden bir iş olursa olsun, bir işletme<br />
blogu o işin büyümesine yardımcı olabilir.<br />
İşletme Blogu Tanımı<br />
Bir işletme blogu müşteriler ve çalışanlarla düzenli olarak, resmi olmayan bir biçimde ve kolayca<br />
iletişimi sürdürmeyi sağlayan bir araçtır. İşletme bloglarıyla, bilgi ve uzmanlığı paylaşmak<br />
amaçlanmaktadır. İşletme blogu, her tür büyüklükteki şirketin yeni izleyicilere ulaşmasını ve sadık bir<br />
Web takibi meydana getirmeyi olanaklı kılan bir Web iletişim biçimidir.<br />
İşletme blogları, konusuna göre oldukça hedefli olma eğilimindedir ve spesifik bir pazar alanına ya da<br />
nişe odaklanmaktadır. En yaygın ifadeyle güçlü bir pazarlama ve iletişim aracıdır. Şirketlere,<br />
müşterilerden tedarikçilere, ortaklardan çalışanlara kadar örgütün hareketlerinden etkilenen tüm gruplarla<br />
daha iyi iletişim kurmaya yardımcı olmaktadır. İşletme bloglarını başarılı şekilde kullananlar, hedef<br />
kitleleriyle hem daha iyi ilişkiler kurmakta hem de aralarında daha fazla güven oluşmaktadır. Böylece de<br />
kendilerini daha etkili bir biçimde pazarlamaktadırlar.<br />
İşletme Blogu Oluştururken Göz Önünde Tutulması Gereken Amaçlar<br />
Bir işletme blogunun en tipik amacı, hem mevcut müşterileri hem de genel kamuoyunu bilgilendirmek ya<br />
da eğitmektir. Bazı işletmeler blogları insanların işletmedeki değişimlerle, yeni projelerle ve diğer<br />
etkinlerle ilgili bilgi sahibi olması için kullanmaktadır. Bazı işletmeler de okuyucularının bilgi sahibi<br />
olmasına, haberleri, problemleri izlemesine, fikir alışverişini teşvik etmeye yardımcı olmak için blog<br />
oluşturmaktadır. Bu bloglar hemen yararlı olmak, pratik hizmet ve herkese uzmanlığı göstermek amacına<br />
hizmet etmektedir.<br />
İşletme bloglarının diğer bir amacı, müşteri hizmetleri sağlamak ya da bir ürün veya hizmeti<br />
kullanmaya yardımcı olmaktır. Bloglar, müşteri hizmet sorunlarıyla ilgilenmenin mükemmel araçlarından<br />
biri olabilir. Müşteri problemlerini alenen ele almak ve bunları herkesin duyacak olması kulağa korkutucu<br />
gelse de, böyle bir uygulama sayesinde herkes bilginin elde edilebilir olmasından faydalanır. Ayrıca,<br />
herkese açık bir şekilde insanların problemlerinin çözülmesine yardımcı olduğu görülen işletme de<br />
müşterilerine önemli bir mesaj iletmiş olur. Bu noktada insanlar yorum bıraktığında anında yanıt verecek<br />
şekilde hareket etmek önemlidir.<br />
Diğer bir işletme blogu amacı, işletmenin karakter ve kültür anlayışını yaymaktır. Blogun temel fikri<br />
şirketin nasıl sükseli, eğlenceli, hoş ve insancıl olduğunu göstermektir. Bir blog, okuyucularında duygusal<br />
yanıt çağrışımlarını başlatır ve sonuçta okuyucular gerçekten işletmeyi beğenebilir. Bu tam olarak işletme<br />
ürünlerini sevmekle aynı anlama gelmez. Tıpkı okuyucuların arkadaşlarını veya evcil hayvanlarını<br />
sevmesi gibi işletmeyi de sevmesi anlamındadır. Çoğu Apple kullanıcısının fanatik bağlılığı bu duruma<br />
bir örnektir. Apple kullanıcılarının ürünlerle ilgili hissettikleri şey; Apple’ın, onları şirketin kendisinin<br />
fanı olması konusunda sıklıkla iteklemekte olduğudur. Her işletme, yeni müşteri sayısını ya da gelir<br />
artışını ölçemese de bu tarz bir prestiji kullanabilir.<br />
Başka bir işletme blogu amacı, okuyucuları ve müşterileri eğlendirmektir. Bir blog, okuyucular ve<br />
müşterilerle sürekli pozitif ilişkiler kurarak başarılı olup herkesi eğlendirmek için tasarlanmaktadır. Bloga<br />
yazmanız için komik şeylere ihtiyacınız yoktur, ancak blogda şaka yapmak ve genel olarak komik bir<br />
üslupla yazmak okuyucuların daha fazla geri dönüşünü sağlayabilir. Bir nebze de olsa bu fotmatta kendi<br />
kendine dalga geçmeye devam edilebilir. Eğer işletmenin kendisiyle ilgili espri anlayışına sahip olduğu<br />
görülürse, müşteriler yaşayacakları sorunlar konusunda daha bağışlayıcı olabileceklerdir.<br />
İşletme bloglarının amaçlarından bir diğeri de kullanıcıları harekete geçirmektir. Politik bir blogu<br />
sürdüren adaylar (milletvekili ya da başkanlık adayları) spesifik bir hareketi yerine getirmeleri konusunda<br />
(bloggera oy vermek gibi) insanları ikna etmeyi ummaktadırlar. Bloglar kesinlikle insanları harekete<br />
geçirmek için kullanılabilir, ancak bu noktada oldukça nazik olunmalıdır. Örneğin, bir bloga daha fazla<br />
satış yapmak beklentisiyle başlamak yanlış olacaktır. Bloga, ürününüze sahip olanlara daha fazlası ve<br />
iyisi konusunda yardım etmek için başlamak ve mevcut müşterilerinizin ürünü nasıl kullandığı ve ne<br />
<br />
82
kadar mükemmel olduğu konusunda konuşmalarını sağlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Sonuçta<br />
satışlar artacaktır ve buna ek olarak işletme, o ürünün müşterilerinin yardımseverliği ile ilgili güvenlerini<br />
kazanır.<br />
Son olarak işletme bloglarının mevcut ve potansiyel müşterilerle diyaloğu teşvik etme amacı vardır.<br />
Neticede müşterileriniz, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi en iyi bilenlerdir ve yaptıklarınızı nasıl<br />
geliştireceğiniz konusunda belirli fikirlere sahiptirler. Bir blog, anketler ve odak grup çalışmalarına göre<br />
olağanüstü etkili ve çok daha ucuz bir şekilde bu tarz bir geribildirimi ortaya çıkarabilir.<br />
Küçük İşletmeler İçin Blog Sahibi Olmanın Faydaları<br />
Blog sahibi olmanın küçük işletmelere sağladığı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür:<br />
• Topluluk Oluşturmak: İşletme blogları, küçük işletmelere deneyim ve bilgilerini daha geniş<br />
izleyicilerle paylaşma fırsatı vermektedir. Daha geniş izleyici kitlesiyle bağ kurma ve bir<br />
topluluk oluşturma fırsatı, danışmanlar ve bilgi işçileri için çok güçlü bir faydadır.<br />
• Kolay Web Yayımlama Çözümü: Blog yazılımının kullanımı kolaydır. Basitçe düşüncelerinizi<br />
yazar, kaynaklara bağlantı (link) sağlar ve bunları blogunuzda yayımlarsınız. Bunların hepsini<br />
birkaç butona basarak yaparsınız. TypePad ya da Blogger.com gibi blog yazılım şirketleri<br />
başlangıç için basit blog araçları sunmaktadır. Blogu güncellemek, bir Web tasarımcısıyla<br />
değişiklikler için bağlantıya geçmekten ya da kendi kendinize kodlama yaparak veri<br />
yüklemekten daha hızlı bir süreçtir.<br />
• Daha Üst Sırada Arama Motoru Pozisyonu: Arama motoru pazarlaması yeni bir kavramdır.<br />
Arama motoru pazarlamasıyla trafik meydana getirmenin maliyeti, geleneksel medyadan çok<br />
daha düşüktür. Arama motoru pazarlaması en düşük yönlendirme başına maliyete (yönlendirme<br />
başına maliyet bir online reklamcılık fiyatlandırma modelidir) ve en yüksek yatırım getirisine<br />
(İngilizce kısaltması “ROI” olup, yatırımın geri dönüşü şeklinde ifade edilir) sahiptir. Eğer<br />
işletmeniz temel arama motorlarında ilk 20’de sıralanmıyor ise milyonuncu sırada olsanız da bir<br />
şey fark etmeyecektir. Ancak arama motoru optimizasyonu gibi teknikler arama motoru<br />
pozisyonunu artırabilir. Çoğu arama motoru optimizasyonu hizmetinin maliyeti yıllık 5.000 ile<br />
10.000 dolar arasındadır. İşletme bloggingi, küçük işletmeler için ucuz çözümler sunmaktadır.<br />
İşletme bloggerları en üst sıralarda arama motoru pozisyonunu gerçekleştirebilmektedir. Çünkü<br />
arama motoru sırası, başka faktörler arasında bağlantı (link) popülerliğine ve düzenli içeriğin<br />
kolay indekslenmesine dayalıdır. Bloggerlar için arama motoru optimizasyonunun temel<br />
becerilerini ve iyi içerik yönetimini öğrenmek daha iyi sıralamalar için kilit noktalardır.<br />
• Daha Düşük Maliyetler: Blog sahibi olmak, bir Web varlığına sahip olmanın düşük maliyetli<br />
bir alternatifidir. Küçük işletme sahipleri için blog oluşturmak, HTML öğrenmeye zaman<br />
ayırmadan ya da bir tasarımcıya/geliştiriciye para vermeden işletmenin adını Internet’te<br />
yaymanın ucuz bir yolunu sunmaktadır.<br />
• Daha İyi İletişim: Blogging, birtakım iletişim faydaları da sağlar. Bunlardan biri zaman<br />
kazandırması diğeri de mesajın bir defada çok sayıda insana yayılmasıdır.<br />
Doğru Bir Blog ile Pazarlama İçin Blogging Plan Taslağı<br />
Blog ile pazarlamayı doğru bir şekilde yapmak için bir blogging planı geliştirmeye ihtiyaç vardır.<br />
Blogging planı, bir yol haritası olarak düşünülmelidir. Bu, basit tek sayfadan oluşan bir doküman da<br />
olabilir ancak vizyonunuzun gelişmesine ve blogging yapma nedeninize yardımcı olur.<br />
Blogging plan taslağı, şu sorulara verilecek cevaplarla oluşturulabilir;<br />
Hangi amaçla blogging yapıyorsunuz? Eğer iyi sonuçlar isteniyorsa, blogunuz amaçlarınızı<br />
yansıtmak zorundadır. Bu noktada odaklanmak istenen izleyiciler, konu ve anahtar kelimeler ortaya<br />
konularak başlanmalıdır. İşletmeniz için blogla pazarlama amaçları yeni müşterilere ya da pazarlara<br />
erişmek, ürünlerinizi tutundurmak, görünürlük ve marka yaratmak, uzman olarak fark edilmek ve<br />
müşteriler ya da çalışanlarla iletişim kurmak olabilir.<br />
İzleyicileriniz kimler? Çoğu zaman izleyicileriniz müşterileriniz ile aynıdır. Yaş, gelir, cinsiyet, ilgi<br />
vb. şeyleri içermektedir. Bu tür bilgileri, konuları seçmek ve fikirlerinizi nasıl ileteceğinizi belirlemek<br />
83
için kullanın. Bir blog hedef izleyicileriniz ile sohbet etmeyi olanaklı kılmaktadır. Blogla pazarlama ile<br />
ürün ve hizmetlerinizi satın almaya istekli kişilerle çokça bilgiyi paylaşmak için bir platforma sahip<br />
olursunuz. Burada önemli noktalardan biri blogunuzu en iyi müşterilerinizi odak alacak şekilde<br />
ayarlayabilmektir. Bunu yapmak için de en kârlı alıcının davranış profili oluşturulur. Davranış,<br />
gelecekteki hareketleri tahmin etmenin en iyi yolu olarak düşünülür. Bu yüzden davranışı etkileyen<br />
şeyleri anlamak çok önemlidir. “En kârlı alıcı karakteri” yaratılarak, bu gruba etkili bir şekilde pazarlama<br />
yapılabilir. Bu, sitenizin değerini tasarlamaya, güvene ve satın almayı iknaya, aynı zamanda da<br />
izleyicilerin müşteriye dönüşmesine yardımcı olur.<br />
Ne hakkında yazacaksınız? Her blogla pazarlama kampanyasının temeli, geliştirdiğiniz içerik<br />
stratejisine dayanmaktadır. İçerik, etkileşim kurmayı olanaklı kılarak sizi okuyucularınıza bağlayacaktır.<br />
Sonuçta da okuyucularınızı bir takipçi ya da bir müşteriye dönüştürecektir. Blogunuzu etkileşim kurmayı<br />
isteyeceğiniz izleyicilerinizin ilgileneceği uygun bir konuya odaklayın. Kimin için yazdığınızı, ne ile<br />
ilgilendiğinizi ve neden yazdığınızı kesin hatlarıyla ortaya koyun. Böylece blog konunuzu seçmeye<br />
hazırsınız demektir. Şunu da unutmamak gerekir ki yazacağınız konu, satın alma kararını vermeden önce<br />
insanlara ulaşacaktır.<br />
Blog yazınız odaklı mı ve anahtar kelime planınız ne? Odaklı blogging yapmak sonuç verecektir.<br />
Etkili blog ile pazarlama bir konuya odaklanmaktadır ve merkezinde bir anahtar kelime planı vardır. Bu,<br />
bloggerın izleyicilerinin olmasını olanaklı kılacak ve geri dönüşünü sağlayacaktır. Anahtar kelime planı<br />
uzun kuyruklu sözcük gruplarını kullanarak son derece esnek olmak zorundadır.<br />
Blog yazmak için zaman çizelgesi geliştirdiniz mi? Eğer izleyicilerinizi artırmak ve arama<br />
motorlarında iyi sonuçlar elde etmek istiyorsanız haftada en az üç kez bloga girdi yapın. Bunun en kolay<br />
yolu ister her gün ister gün aşırı aynı zamanlarda blogunuza biraz zaman ayırmaktır. Blog yazarken rahat<br />
olun, eğlenin ve zevk alın. Yazmak, eğlenceli hatta yararlı, sohbetlerde başkalarıyla bağ kurmaya<br />
başladıkça da heyecanlı olabilir.<br />
Blog ile Pazarlamanın Faydaları<br />
<br />
Bir işletme bloggerı hangi özelliklere sahip olmalıdır?<br />
Bir bloga sahip olunduğunda işletmenize birçok fayda sağlayacaktır. Bunlar:<br />
• İnanılırlık: Endüstrinizde kendinizi bir uzman ve lider olarak kanıtlarsınız.<br />
• Müşteri ilişkileri: Müşterilerinizle onların tartışmalarına katılabileceğiniz yakın bir ilişki<br />
geliştirirsiniz, geribildirim alırsınız ve güven oluşturursunuz.<br />
• Medya ilişkileri: İşletmenizle ilgili haberler ve içinde bulunduğunuz endüstrideki haberlerle<br />
ilgili anlayışınız hakkında medyanın bilgilendirilebileceği (outlet ya da showroom tarzı) bir yer<br />
yaratırsınız.<br />
• İçsel işbirliği: Proje üyelerinin birbirleriyle ilgili güncel kalabileceği bir forum sağlarsınız.<br />
• Bilgi yönetimi: Çalışanların katkı sağlayabileceği ve düzeltmeler yapabileceği Wiki tarzı bilgi<br />
veri tabanı yaratırsınız.<br />
• İşe alma: Kendinizi bir endüstri lideri olarak ortaya koymanızdan dolayı, işletme imajınızı bir<br />
bakıma artıracaksınız. Bu ise olası çalışanlar, potansiyel ortaklar ve yatırımcılar için daha çekici<br />
bir durum yaratır.<br />
• Pazar testi: Yeni ürünler ve hizmetler için fikirleri test edebileceğiniz bir forum sağlarsınız ve<br />
geribildirim ile birlikte müşteri tabanınızdan öneriler de alırsınız.<br />
• Arama motoru görünürlüğü: Düzenli bir şekilde güncellenen en yeni içerik ve ilgili sitelerden<br />
bir Web sitesine gelen doğal linkler (İngilizcesi inbound links), bir sitenin arama motorlarındaki<br />
görünürlüğünü en üst düzeye çıkaran iki önemli bileşendir. İyi hazırlanmış bir blog, bunları<br />
bolca arz eder ve böylece her durumda diğer Web sitesi türlerinin kapasitesini bir hayli<br />
aşmaktadır.<br />
84
Sweet Leaf Tea, özellikli çaylar satan bir blog sitesidir. Blog, daha az<br />
resmiyette ancak markaya daha çok insancıl dokunuş sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.<br />
İnformal bir dil kullanılmaktadır. Bu yüzden de “pazarlama konuşmasından” ziyade daha<br />
çok “insanların konuşması” ortaya çıkmakta ve bu strateji hedef izleyicileri anında<br />
çekmektedir.<br />
MİKROBLOGGİNG İLE PAZARLAMA<br />
Mikroblogging, sosyal Web’de 2007’de Twitter’ın ilk kez topluma tanıtıldığı zaman sevilmeye başladı.<br />
Ancak 2008’e kadar geniş anlamda fark edilmedi. 2009’la birlikte Twitter bütünleşik global iletişim<br />
metodunun bir parçası haline geldi ve işletmeler Twitter’ın potansiyelini fark etmeye başladılar.<br />
Mikroblogging ürün ya da hizmetlerinizi tutundurmayı sağlarken, izleyicileriniz için değer yaratmaya<br />
yardımcı olacak yararlı bir pazarlama aracı olabilir. Sadece bir mesajı yaymaktan ziyade, bu platformlar<br />
sayesinde, geniş (ve ilgili) izleyicilerinizle daha fazla bağlantılı kalabilir, popüler bir ses ve marka kimliği<br />
yaratabilir, hedef pazarınızın radarında kalmaya devam edebilirsiniz. Çoğu örgüt mikrobloggingi yararlı<br />
bir araç olarak görmekte ve önemli çabalarını buraya aktarmaktadır.<br />
Mikroblog Pazarlaması ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için Erkan<br />
AKAR’ın Efil Yayınevinden çıkan “Sosyal Medya Pazarlaması Sosyal Web’de Pazarlama<br />
Stratejileri” (2011) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />
İşletmelerin Twitter’ı Kullanma Amaçları<br />
Küçük, orta ya da büyük fark etmeksizin işletmeler Twitter’ı değerli bir pazarlama aracı olarak<br />
kullanabilir. Aynı zamanda Twitter, işletmenin mevcut halkla ilişkiler ve müşteri hizmetleriyle ilgili<br />
çabalarının tamamlayıcı bir parçası olma konusunda da yardımcı olabilir.<br />
Twitter, bir grup müşteriye “mesaj satmaktan” ziyade, müşterilerinizin ürünleriniz hakkında Twitter<br />
üzerinde konuşması ve sizin ağızdan ağıza yolla başkalarına erişmenize yardımcı olmaktadır. Günümüzde<br />
Twitter, müşterinin müşteriye satış yaptığı müşteri deneyiminin ön sırasında bulunmaktadır. Artık<br />
tüketiciler markanın kişisel sunumunu oluşturmaktadır.<br />
Twitter’ın 140 karakterle anlık olarak paylaşma yeteneği sayesinde işletmeler kolaylıkla işletme, ürün<br />
ya da hizmet hakkında halkla ilişkilerle ilgili duyurumlarını ve hikâyelerini paylaşabilirler. Ancak atılan<br />
tweetleri ilginç hale getirmek ve çeşitlendirmek için hizmet edilen endüstri hakkındaki haber ve hikâyeler<br />
göz önünde tutulmalıdır. Böylece konu ile ilgili bilgi arayanlar için referans konumuna gelebilirsiniz.<br />
Sonuçta müşteriniz haline dönüşebilecek daha fazla takipçi elde edilebilir.<br />
Sadece işletme ve endüstri ile ilgili tweetlerin dışında, özellikle takipçilerin atılan tweetlere karşı<br />
verdikleri cevaplara karşılık olarak atılacak tweetlerle işletmenin insani tarafını göstermek de mümkün<br />
olacaktır. Ancak bu noktada, Twitter pazarlama stratejisi göz önünde bulundurulmalı ve atılan tweetlerin<br />
bir bütün olarak markanız hakkında ne ifade ettiği akıldan çıkarılmamalıdır. Tweetlerinizin markanızın<br />
hikâyesini tamamlayacağından ve güçlendireceğinden emin olunmalıdır.<br />
Twitter, fanlarınızı yetkili hale getirmektedir. Twitter ile işletmeler milyonlarca insanla mesajlarını<br />
paylaşma imkânı elde etmektedir. İşletmenin müşterileri ise birer evangeliste (evangelist, ateşli bir şekilde<br />
bir mesajı yayan kimseye verilen addır, bu kişiler misyonerler olarak da tanımlanabilir) dönüşerek,<br />
işletmenizin büyüklüğü hakkında kendi düşüncelerini olabildiğince çok kişiye yayabilirler. Evangelistler<br />
mesajlarınızı yaymaya yardımcı olabilir, ancak onların kim olduğu öğrenilmeli ve onların desteğini<br />
istemeden önce ilginç mesajları retweet edilerek üstükapalı da olsa bu ima edilmelidir. İşletmenin<br />
mesajlarını en çok retweet edenlere dikkat edilerek fanlar ve evangelistler seçilebilir. Aynı zamanda<br />
endüstrinizdeki Twitter trendleri izlenerek dikkate alınması gereken kişiler belirlenebilir. Başkalarını<br />
dinleme ve onların yararlı katkılarını retweet etme arasındaki denge sayesinde, karşılık olarak onların<br />
<br />
85
desteğini isteme konusunda haklı olursunuz. Bunun da ödülü markanızın hikâyesinin viralleşmesidir ve<br />
bu şekilde binlerce ya da milyonlarca potansiyel müşteri elde edebilirsiniz.<br />
Twitter, işletmenin verdiği müşteri hizmetlerinin kendisi için bir rekabet avantajı haline gelmesine de<br />
yardımcı olabilir. Twitter için işletmenize doğru insanları alırsanız, onları zaman yönetimi ve müşterilerle<br />
açıkça konuşma konusunda yetkilendirirseniz, hem müşterilerinizin hem de kendinizin zamanını ve<br />
parasını korumuş olurken, yenilgiye uğramaya da engel olmuş olursunuz.<br />
Twitter’ı Kullanmanın Pazarlamacılara Faydaları<br />
Twitter’ı kullanmanın pazarlamacılara sağlayacağı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür;<br />
• Kilit etkileyicilerle gerçek zamanlı konuşmalara bağlanmayı ve marka evangelistlerinin hevesini<br />
artırmayı sağlar.<br />
• Anında geribildirim elde etmeyi sağlar; gerçek zamanlı odak grup olarak kullanılır.<br />
• Bloggerlar ve medya için bir endüstri kaynağı olarak marka yaratmayı sağlar.<br />
• İnsancıl bir görünüm yaratır ve markanın sesi olur.<br />
• Bir müşteri ilişkileri yönetimi aracı şeklinde kullanarak proaktif bir şekilde tüketicilerin<br />
sorularına ve problemlerine yanıt vermeyi olanaklı kılar.<br />
• Hatta “tweet atmadan” ya da katılım gerçekleştirmeden işletmenin kendisi, rakipler ve endüstri<br />
hakkında insanların ne dediğini değerlendirmek için Twitter’dan, izleme aracı olarak<br />
faydalanılabilir.<br />
Twitter’ı hayret verici şekilde kullanan bazı işletmeler vardır. Örneğin<br />
Dell’in Twitter üzerinde @DellCares adlı profil hesabı vardır ve bu hesap müşteri hizmet<br />
sorunlarına adanmıştır. Dell, bu anlamda Twitter’ı “dinleme” amaçlı kullanmaktadır.<br />
Morton’s The Steakhouse’ın da @Mortons adlı resmi Twitter hesabı bulunmaktadır.<br />
Sosyal medya danışmanlarından Peter Shankman seyahat ederken espirili bir tweet<br />
atmıştır. Bu tweet’te: “@Mortons – Newark Havalimanında biftek ile beni karşılayabilir<br />
misiniz? 2 saat içinde orada olacağım, teşekkürler.” şeklinde yazmıştır. Shankman,<br />
havalimanına vardığında bir Morton çalışanı biftek ile onu beklemektedir. Bu halkla<br />
ilişkiler girişimi Huffington Post, CBSNews, Forbes ve düzinelerce başka Web sitesinde<br />
kapak olmuştur.<br />
Twitter Pazarlama Statejisi Oluşturma<br />
Twitter pazarlama stratejisinin ilk adımında, bir Twitter hesabı oluşturmak vardır. Twitter hesabı<br />
oluşturulurken birtakım önemli noktalar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, blog ismi ile ya da<br />
işletme veya marka ismi ile aynı olan bir hesap adı alınmaya çalışılmalıdır. Twitter hesabında yer alan<br />
açıklamalar kısmına işletmeye ait sitelerinin linkleri verilmeli, yer bilgisi girilmelidir. Ayrıca bu<br />
açıklamalarda arama motorlarında kolaylıkla bulunabilmeyi sağlayacak doğru ve uygun anahtar kelimeler<br />
girilmelidir. İşletme ya da markayı ifade eden logo ya da fotoğraflar kullanılmalıdır. Marka imajını<br />
yansıtan bir Twitter arka planı belirlenmelidir.<br />
Bundan sonraki adım, hedef izleyicilerin tanımlanmasıdır. Örneğin hedef izleyicileriniz “aksesuar”<br />
seven kişiler olabilir. Bu durumda hedef izleyiciler bazı araçlarla, örneğin Twellow.com, Tweepi.com<br />
gibi, Twitter üzerinde bulunabilir. Örneğin Twellow.com, Twitter “Sarı Sayfaları” gibidir ve “aksesuar”<br />
gibi hedef pazarınızla eşleşen kategorileri burada bulabilirsiniz. Bu kategoride bulunan Twitter<br />
kullanıcıları takip edilebilir. Tweepi.com ise Twitter’da diğer insanların takipçilerini takip etmeyi<br />
olanaklı kılmaktadır. Bu oldukça etkilidir. Çünkü kendi kategorinizde en iyi markanın Twitter<br />
takipçilerini takip ederek, nitelikli takipçiler elde edebilirsiniz. Gelen takipçileriniz sizin tweetlerinizi<br />
görmeye başlar ve onları kendi sitenize yönlendirebilirsiniz.<br />
<br />
86
Üçüncü adım amaçların ve hedeflerin belirlenmesidir. Twitter kanalıyla nelerin başarılacağı<br />
kararlaştırılmalıdır. Twitter pazarlama kampanyasıyla başarılmak istenen amaçlar şunlar olabilir:<br />
Blog/Web sitesi trafiğini artırmak, müşteri hizmetlerini geliştirmek, satışları artırmak, mevcut ve<br />
potansiyel müşterilerle bağ kurmak, Twitter takipçilerini arttırmak, markayı tutundurmak. Amaçların<br />
spesifik olması gerekmektedir. Etkili olması için de zamanında olmalıdır.<br />
Dördüncü adım amaçları başarmak için taktiklerin tasarlanması, geliştirilmesi ve uygulanmasıdır.<br />
Örneğin Twitter takipçilerini artırmak için blog üzerine, e-posta ve haber bültenlerine görülebilecek<br />
şekilde “Twitter’da beni takip et” butonunun konulması yoluna gidilebilir. Site trafiğini artırmak için de<br />
tweetlerde hasgtagler kullanılabilir. Mevcut ve potansiyel müşterilerle bağlılığı artırmak için Twitter<br />
üzerinde onlardan sorulara cevap vermeleri istenebilir.<br />
Beşinci adım izleme ve ölçmedir. Twitter üzerinde izleme, özel ya da genel yorumlara ve alınan<br />
geribildirimlere bakmaktır. Twitter pazarlama başarısını ölçmek için de bazı Twitter ölçüm araçları<br />
vardır. Örneğin Google Analytics ile sitenize Twitter kaynaklı gelen trafikler ölçülebilir veya Twitter<br />
Counter, Twitter takipçi sayısını, takip ettiğiniz kişileri ve her saatte birden 6 aylık zaman aralıklarına<br />
kadar tweetleri göstermektedir. Bu ölçüm araçlarından 6. Ünite içinde bahsedilmektedir.<br />
Sonuncu adım değişiklik yapmak ve tekrarlamaktır. Twitter ve diğer sosyal medya pazarlama<br />
stratejileri ve taktikleri pazarlama ekosistemi içerisinde hala yenidir. Ancak pazarlama ilkelerine yine de<br />
başvurulmalıdır. Denemeye hazırlıklı olunmalı ve neyin çalışıp neyin çalışmadığı bulmak için yaratıcı<br />
olunmalıdır.<br />
INTERNET FORUMLARI İLE PAZARLAMA<br />
Internet forumları, Web üzerinde en eski teknolojilerden biri olmasına rağmen şirket, marka, ürün veya<br />
hizmet ya da bir konu etrafında kolayca güvenilir bir topluluk yaratmanın hala mükemmel bir yoludur.<br />
Forumlar benzer ilgileri paylaşan insanlar için birbirlerine mesajlar göndererek iletişim kurdukları online<br />
toplanma yerleridir ve sosyal Web’in gizli mücevherleri olarak ifade edilebilirler. Facebook ve<br />
Twitter’dan farklı olarak forumlarda ürün konuşmaları tamamlayıcı olup, zorla giriş söz konusu değildir.<br />
Bu konuşmalar sıklıkla bir forumda ilk yer olarak tüketicilerin bulunmalarının tek sebebidir.<br />
Internet Forumu ile Pazarlama Türleri<br />
Internet forumları ile pazarlama iki şekilde gerçekleştirilebilir. Bunlardan birincisi işletmenin kendisinin<br />
bir online forum oluşturmasıdır. Diğeri ise işletmenin bir online foruma üye olmasıdır.<br />
İşletme kendisine ait bir online forum kurabilir ve ortakları, çalışanları, müşterileri davet edebilir. İlgi<br />
alanları ve ne yaptığı ile ilgili devam eden konuşmalara katılmayı dener. Bu ücretsizdir ve diğer sosyal<br />
medya platformlarında olduğu gibi yatırımın geri dönüşü inanılmazdır.<br />
İşletmenin kendisi bir Internet forumu kurmak yerine mevcut Internet forumlarına da katılabilir.<br />
Buradaki amaç, online tartışma grupları yoluyla işletmenizi pazarlayabilmektir. Bunun için öncelikle bir<br />
foruma üye olunmalıdır. Sonrasında forumdaki tartışmalara gönderi eklemeye başlanılmalıdır. Ancak<br />
unutulmamalıdır ki, gönderilerde reklam ve pazarlama yapılmasına izin verilmemektedir. Eğer bu yapılır<br />
ise spamming olarak adlandırılmaktadır.<br />
Foruma üye olarak kayıt olduktan sonra kendi imza dosyanızı oluşturabilirsiniz. Bu imza dosyasında<br />
şirket, ürün ya da hizmet veya marka Web sitenize geri gönüş sağlayacak bir anahtar ifadeyi hipermetin<br />
(İngilizcesi hyperlink) bağlantısı yapabilirsiniz. Buna tıklandığında trafiği kendi sitenize yönlendirmiş<br />
olacaksınız.<br />
Internet Forumlarının Pazarlamacılar İçin Yararları<br />
Internet forumlarının pazarlamacılar için yararlarını dört ana başlık altında toplayabiliriz;<br />
• Müşterilere daha yakın olmak: Forumlar, buralarda tüketicilerin ne hakkında konuştuğunu<br />
kontrol ederek onları neyin rahatsız ettiğini bulmanın mükemmel bir yoludur. Müşterileriniz<br />
hakkında daha çok şey öğrendikçe, onlarla anlamlı bir şekilde bağ kurmaya kendinizi<br />
hazırlayabilirsiniz.<br />
<br />
87
• Online profil hayranlığının artması: Tartışmalara katkıda bulunmak, yardım sunmak ve tavsiye<br />
vermek uzmanlığınızı gösterecektir. Oldukça çabuk bir şekilde insanlar topluluğa yaptığınız<br />
katkıya güven ve hürmet duymaya başlayacaklardır ve bu online itibarınıza ve profilinize<br />
hayranlığı artırabilir.<br />
• Başlangıçta kötü şeylere engel olmak: Forumlara katkıda bulunarak potansiyel olarak işletmeniz<br />
ya da markanız ile ilgili negatif yorumların ya da konuşmaların yerini saptayabilirsiniz ve ortalık<br />
kızışmadan önce bunları çözme konusunda proaktif olabilirsiniz. Üstelik eğer topluluğun değerli<br />
bir üyesi olarak önceden katılım sağlıyorsanız başkalarını sizi korurken yanınızda bulmanız da<br />
mümkün olabilir.<br />
• Hedefli trafik sağlama: Trafik sağlamak bir tartışma forumuna üye olmak için temel neden<br />
olmamalıdır. Açıkça konu dışı reklam yapmak ve kendi sitenize linkler beğenilmemektedir,<br />
ancak çoğu forum size ait bir ya da iki imzaya izin vermektedir (hatta teşvik etmektedir). Bu<br />
konuda forum kurallarına uyduğunuzdan emin olunmalıdır. İmzanıza linkler ekleyerek<br />
forumdaki diğer insanlara kolaylıkla sitenizi/sitelerinizi bulma imkânı vermiş olursunuz ve<br />
şirketiniz ve kendiniz hakkında daha fazla şey keşfetmesini sağlarsınız. Çoğu kişi, özellikle<br />
foruma düzenli, değerli ve konu ile ilgili katkıda bulunuyor iseniz, sizi daha yakından tanımak<br />
için linke tıklayacaktır.<br />
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME SİTELERİ İLE PAZARLAMA<br />
Günümüzde Internet’in viral doğası, konuşmaların dünya çapında hızla yayılmasına imkân vermekte ve<br />
milyonlarca insanı etkilemektedir. Bu gerçek, geleneksel reklama olan güvensizliği iki katına çıkararak,<br />
online inceleme ve değerlendirmeleri tüketicinin satın alma kararlarını etkileyen en güçlü faktörlerden<br />
biri haline getirmektedir.<br />
Nielsen tarafından 31 Ağustos 2011 - 16 Eylül 2011 tarihleri arasında<br />
yapılan ve 56 ülkeden 28 binden fazla online tüketicinin katıldığı Global Trust in<br />
Advertising Survey adlı çalışmaya göre, global tüketicilerin %92’si arkadaşlarından ve<br />
aileden aldığı tavsiye ve onlarla gerçekleştirdiği ağızdan ağıza iletişim gibi ücretsiz<br />
medyaya diğer tüm reklam biçimlerinden daha fazla güvendiklerini ifade etmiştir. Online<br />
tüketici incelemeleri ise, global tüketicilerin %70’i tarafından ikinci en güvenilen platform<br />
olarak belirtilmiştir.<br />
Online inceleme ve değerlendirme siteleri, başka kullanıcıların karar vermesine yardımcı olmak için<br />
kullanıcı incelemelerini ve değerlendirmelerini yayımlayan sitelerdir. Bu sitelerin kullanımı giderek<br />
artmaktadır. Eğer markanızı yönetebilmeyi ve insanların markanız hakkında ne dediğini öğrenmek<br />
istiyorsanız, bu sitelerde varlığınızı iyi halde tutmaya ihtiyacınız vardır.<br />
İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Önemi<br />
İnceleme ve değerlendirme sitelerinin çok önemli olmasının sebeplerinden birisi, bu sitelerin çoğunun<br />
iPhone ve diğer akıllı telefonlar için uygulamalara sahip olmasıdır. Bu nedenle çoğu insan yerel<br />
işletmeleri arayıp bulmak için bu siteleri kullanmaktadır. Eğer insanlar düşük değerlendirmeler ya da kötü<br />
eleştiriler listesinde isminizi görür ise tek kelimeyle başka bir işletmeyi seçebilirler. Bu durumda işletme<br />
sahipleri ise potansiyel bir müşterisini neden kaybettiğini hiç bilemeyecektir.<br />
Tıpkı Facebook ve Twitter’daki gibi düşük değerlendirmeler ve kötü eleştiriler ortaya çıktığında ya<br />
problemi düzeltme ya da kendi tarafınızdan durumu açıklama fırsatına sahip olmayı sağlaması inceleme<br />
ve değerlendirme sitelerinin önemli taraflarından bir diğeridir. Ayrıca inceleme ve değerlendirme siteleri<br />
sadece incelemeler ile ilgili değildir. Bu sitelerin çoğu, müşterilere indirimler, hediyeler ve daha farklı<br />
şekillerde özel sunumlar yapmaya imkân vermektedir. Bu özel sunumlar, yeni ve mevcut müşterileri<br />
akıllı telefonlar ve başka mobil aygıtlarla çekmek açısından bu tür sitelerin bir başka önemli tarafını<br />
oluşturabilir.<br />
<br />
88
Eğer insanlar bu hizmetlerden birini kullanan yerel bir işletmeyi arıyorsa, işletmenizin özel sunumunu<br />
görmek onları daha fazla ziyaret etmeye yönlendirecektir. Eğer bu durum sizin açınızdan iyi eleştiriler ve<br />
etkileşimlerle birleştirilir ise kararlarını kesin olarak sağlamlaştıracaklardır.<br />
İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Pazarlamacılar Açısından Yararları<br />
İnceleme ve değerlendirme sitelerinin pazarlamacılar açısından sağladığı yararları şu şekilde sıralamak<br />
mümkündür;<br />
• Reklam imkânı: Çoğu inceleme sitesinin gelir elde etmek için reklama ihtiyacı vardır ve bu<br />
yüzden ya doğrudan ya da reklam ve bağlı şirket ile satıcı arasında arabulucu ağlar (İngilizcesi<br />
affiliate networks) yoluyla işletmeler için reklam fırsatları sunmaktadır.<br />
• Neyin iyi neyin kötü olduğuyla ilgili anlayış sağlama: İnsanlar işletmenizi doğrudan<br />
değerlendirmese bile bu sitelerde, bulunduğunuz belirli bir endüstride neyin olmadığı ve<br />
tüketiciler için neyin yeterli olduğu gibi hâlâ değerli bilgiler elde edilebilir.<br />
• İnsanların gerçekten ne düşündüğünü keşfetme: Eğer tüketiciler işletmeniz hakkında<br />
eleştirilerini gönderiyor ise -ki bu tür geribildirim saf altın gibidir- bu geribildirimler neyi iyi<br />
neyi kötü yaptığınızı pekiştirmektedir ve güçlenebileceğiniz alanlara dikkat çekmektedir. Bir<br />
başka deyişle ücretsiz pazar araştırması sağlamaktadır.<br />
Yelp, 2004 yılında kurulan ve en üst sıralarda yer alan inceleme ve<br />
değerlendirme sitelerinden biridir. 2012’nin ikinci çeyreğinde yaklaşık olarak aylık bazda<br />
78 milyon tekil ziyaretçiye sahiptir. Yelp kullanıcıları 30 milyonun üzerinde yerel eleştiri<br />
yazmaktadır. Eleştirilere ek olarak Yelp, etkinlikleri, listeleri bulmanıza ve diğer Yelp<br />
kullanıcılarıyla konuşmaya imkân sağlamaktadır. Her işletme sahibi ya da yöneticisi<br />
müşterileriyle ilgili mesaj ve fotoğrafları yollamak için bir ücretsiz hesap<br />
oluşturabilmektedir. Yelp, yerel işletmeler için “satış reklamları” yoluyla para<br />
kazanmaktadır. Sitede açıkça “Yelp reklamları” etiketleri görülebilir. Ücret ödeyen<br />
reklamcılar kendi eleştirilerini asla değiştiremez ya da yeniden düzenleyemez.<br />
SOSYAL HABER VE SOSYAL İŞARETLEME SİTELERİ İLE<br />
PAZARLAMA<br />
Sosyal haber siteleri, spesifik bir kampanya ya da nesne etrafında trafik ve fısıltı yaratmak için bir<br />
platform sağlarken, tipik olarak bu sitelerde doğrudan pazarlama yapmak uygun görülmemektedir. Sosyal<br />
işaretleme siteleri ise Web siteniz etrafında yeni ve artan bir trafik yaratmak için bir platform<br />
sağlamaktadır. Sosyal işaretleme sitelerinde, eğer Web siteniz birileri tarafından işaretlenir ise, bu<br />
işaretleme Web sitesinize bir “gelen link (İngilizcesi backlink)” olarak işlev görmekte, dolayısıyla yeterli<br />
sayıda insan bu linke tıkladığı zaman, Web siteniz arama motorları tarafından işaretlenmekte ve derece<br />
elde etmektedir.<br />
İşletmeler Açısından Sosyal Haber Sitelerinin Yararları<br />
Artan sayıda işletme, sosyal haber sitelerini işletmelerinin reklamını yapmada etkili bir yol olarak<br />
görmektedir. Bu noktada sosyal haber sitelerinin işletmelere sağladığı yararlar şunlardır:<br />
• Müşterilerle bağ kurma: Sosyal haber siteleri, işletmelerin müşterileriyle kişisel dostluk ilişkisi<br />
geliştirmesi için ideal platformlardır. Bu, aynı zamanda artan Web sitesi trafiğini yönlendirerek<br />
işletmelerin daha çok takipçi çekmesine yardımcı olmaktadır.<br />
• Müşteri geribildirimlerini dinleme: Müşteriler, bu Web sitelerine geribildirim bırakarak<br />
işletmelerin ürün ve hizmetlerini geliştirmesi için mükemmel bir veri tabanı sağlarlar ve<br />
müşterin sorularını anında yanıtlarlar.<br />
<br />
89
• Web trafiğinin artması: Sosyal haber sitelerine üye olmanın esas amaçlarından birisi,<br />
işletmenin Web sitesine gelen linkler yaratmaktır. Hedef pazarınızı olmasını istediğiniz yere<br />
doğrudan yönlendirerek, arama motorlarında itibarınızı artırabilirsiniz.<br />
• Arama motorlarında daha yüksek derece elde etme: Sosyal haber sitelerindeki içeriğin<br />
kullanıcı sunumlarına bağlı olmasından dolayı arama motorları bunları daha yüksek kalite ve<br />
itibara göre sıralamaktadır. Bu durum işletmelere online görünürlük avantajı kazanma fırsatı<br />
yaratmaktadır.<br />
• Marka imajı oluşturma: Sosyal haber siteleri işletmelerin marka imajı oluşturmasına ve<br />
kamuyu kendi ürünleri ve hizmetleri hakkında eğitmesine imkân vermektedir.<br />
• Bilgilendirici içerik yaratma: Bu başarılı işletmelerin sosyal haber sitelerinde yapacağı bir<br />
şeydir. Kullanıcının değerli bulduğu bilgilendirici ve ilgi çekici içerik Web sitesinin arama<br />
görünürlüğünü artırır. Hatta kullanıcıların sadece üye olması önemli olup, onlara satış yapmak<br />
gerekli değildir. Çünkü bu siteler işletmelerin ürün ya da hizmetleri hakkında onları eğitmede bir<br />
basamaktır.<br />
• Ekstra tanıtım elde etme: İleti göndermek yani sunumlar, popüler olmanın ve sosyal haber<br />
sitesi ana sayfasında ya da haber ögelerinde özellikli olmaya neden olarak geniş sayıda oy<br />
almanın kanıtıdır. Çoğu işletme bu metotlarla ekstra tanıtım elde etmektedir.<br />
• Spesifik izleyicileri hedefleme: Digg ve Reddit gibi sosyal haber siteleri, kullanıcılara spesifik<br />
kategorilerde hikayelerini sunma seçeneği vermesine rağmen, geniş bir konu aralığına işaret<br />
etmektedirler. ShowHype ve Sphinxx gibi niş siteler spesifik bir izleyiciyi hedeflemeye yardımcı<br />
olmaktadır.<br />
• Otorite ve itibar oluşturma: İşletmenin belirli bir nişi ile ilgili sosyal haber siteleri, şirketin<br />
sırasıyla güvenilir ve otoriter bir online varlık oluşturmasına yardımcı olacak son derece hedefli<br />
kampanya uygulamalarına izin vermektedir.<br />
• Düşünce ve fikirleri paylaşma: Sosyal haber siteleri iletişim ve tartışma için bir platform<br />
sunmaktadır. Aktif bir şekilde tartışmalara katılan işletmeler Web siteleri kadar markalarına da<br />
değer katarlar. Çoğu işletme için aylık Web trafiğinin esas büyük miktarı bu kanallardan<br />
gelmektedir.<br />
En popüler sosyal haber sitelerinden biri Digg’tir. Digg’in haber<br />
ekosistemi içindeki rolü Şekil 4.1 yardımıyla şöyle özetlenebilir: Medya şirketlerinde ve<br />
blogosferde çıkan haberler birkaç yolu takip etmektedir. Birincisi yoğun haberler<br />
Bloglines, Google Reader ve Netvibes gibi toplayıcılara gelir. Başka bir akış Techmeme<br />
gibi otomatik popülerlik sitelerine doğru gerçekleşir. Digg’ten farklı olarak Techmeme, bir<br />
algoritma tarafından güçlendirilmiştir ve birkaç kaynağın hakkında konuşulmasına ve<br />
birbirine bağlantısına dayalı olan hikâyelerin popülaritesini hesaplar. Üçüncü geçiş yolu,<br />
insanlar tarafından güçlendirilmiş bir haber filtresi olan Digg yoluyladır. İnsanlar<br />
tarafından en iyi bulunan hikâyeler sürekli olarak Del.icio.us gibi sitelerde işaretlenmekte<br />
ve depolanmaktadır. Bu hikayelerin en ilgi çekici olanı, Digg’in ilk sayfasına gelir ve<br />
sonrasında Del.icio.us benzeri sitelerde depolanır. Bu hikâyeler, insanlar zahmet edip<br />
onları işaretledikçe hem günümüzde ilgi çekici hem de uzun dönemde değer taşıyan<br />
şeyler olarak görülecektir. Google, bunların sonuçlarına çok büyük önem vererek bu yolu<br />
kendi indeksinde kullanmaktadır.<br />
<br />
90
Şekil 4.1: Haber Ekosisteminde Digg’in Rolü<br />
Kaynak: Iskold, A. (2007). “The Digg Effect”, http://www.readwriteweb.com/archives/the_digg_effect.php (27.07.2012).<br />
Pazarlama Boyutuyla Sosyal İşaretleme Sitelerinin Faydaları<br />
Pazarlama boyutuyla sosyal işaretleme sitelerinin faydaları şu şekilde ifade edilebilir;<br />
• Sosyal işaretleme siteleri, önemli bir arama motoru optimizasyonu aracı olduğu kadar, ücretsiz<br />
bir reklam metodudur. Bu siteler, bir Web sitesinin ziyaretçi sayısının artmasına yol açmaktadır.<br />
Anahtar kelimeleri kullanarak etiketler yaratma yeteneği, pazarlamacıların oldukça ilgisini<br />
çekmektedir. Çünkü sosyal işaretleme aracılığıyla yaratılan linkler ve gelen linkler, bir Web<br />
sitesinin ziyaretçi sayısıyla birlikte sayfa derecesini artırmaktadır.<br />
• Sosyal işaretleme siteleri, karşılıklı olarak mükemmel bir pazarlama araştırması aracıdır.<br />
Örneğin bir Web sitesi sahibi, bir tekne tamiri etiketi ile birlikte bir gemi yolculuğu etiketi<br />
bulabilir. Bu bilgi, iş genişletmek için kapılar açabilir.<br />
• Sosyal işaretleme, karşılığında ücreti ödenerek yapılan reklam yerine, tüketici yönlü reklamdır.<br />
Tüketiciler neyi sevdikleri hakkında konuştuğu zaman bu fikir sizin kendi ürün ya da hizmetiniz<br />
ile ilgili oluşturduğunuz bir reklamdan daha güvenilirdir.<br />
Sosyal işaretleme sitelerinin etkisini ortaya koyan örneklerden biri<br />
Cisco tarafından gerçekleştirilmiştir. Cisco, sosyal işaretlemeli bloglar ile sosyal<br />
işaretlemeli olmayan blogların trafiğini incelemiştir. Bu incelemede, StumbleUpon sosyal<br />
işaretleme sitesi kullanılmıştır. Bunun için aynı konuda, aynı zamanda ve her ikisinin de<br />
video içerdiği iki makale gönderilmiştir. Sonuç olarak örnekteki işaretlemeli blog<br />
gönderilerinin toplam hashtag’i, işaretlemeli olmayaların toplam hashtag’ine göre daha<br />
fazla görüntülenmiştir.<br />
Yakın gelecekte sosyal medya siteleri içerisinde önemli bir oyuncu<br />
olabileceğini üçüncü bölümde belirttiğimiz Pinterest’in işletmeler tarafından kullanımına<br />
ilişkin olarak bir online alışveriş sitesi olan Etsy’i örnek verebiliriz. Ev yapımı ve<br />
klasikleşmiş ürünlerin perakendecisi olarak Etsy’nin pinboard’u (Pinterest üzerinde<br />
görsel paylaşımların yapıldığı pano) gerçekten markasının neyi temsil ettiğini insanın<br />
kalbine işlemektedir. Etsy’nin Pinterest hesabı, Pinterest’in reklamını yaptığı yaşam tarzı<br />
felsefesine vurgu yaparak kendi ürünlerinizi nasıl yapabileceğinizi ve Etsy’nin ürünlerinin<br />
günlük yaşamınızda nasıl işe yarayacağını göstermektedir. Bu anlamda Etsy, Pinterest’i<br />
kullanarak hedef izleyicileri ile bağ kurmaya çalışmaktadır.<br />
91
ONLİNE SOSYAL AĞLAR İLE PAZARLAMA<br />
Internet’te sosyal ağların artması şirketlerin, sosyal ağ kullanıcıları ve onların sosyal ilişkileri ile ilgili<br />
bilgi toplamasını mümkün kılmaktadır. Facebook, Orkut, MySpace gibi sosyal ağlar kimin kimi<br />
tanıdığını, online olarak ne sıklıkta etkileşim kurduklarını, hangi ortak ilgilere sahip olduklarını ve<br />
benzerlerini belirlemeyi olanaklı kılmaktadır. Kullanıcılar, sosyal ağ sitelerinde artan bir şekilde daha<br />
fazla zaman geçirirken, fikirlerini paylaşmakta ve birbirlerine tavsiyelerde bulunmaktadır. Dolayısıyla<br />
online sosyal ağlar işletmeler açısından eşi bulunmaz bir pazar yerine dönüşürken, aynı zamanda da son<br />
derece hedefli pazarlama için eşsiz fırsatlar sunmaktadır.<br />
Sosyal Ağ Sitelerinin İşletmeler İçin Anlamı<br />
Diğer iletişim ortamlarından farklı olarak sosyal ağ siteleri sadece kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />
kurmasını değil, aynı zamanda aynı görüşteki bireyleri bulmasını olanaklı kılmaktadır. İnsanlar bir kere<br />
birbirlerini keşfettikçe, üyeler ortak ilgilere dayalı olarak özel amaçlı topluluklar biçimini alabilir. Bu<br />
bireyler, katlanarak artan sayıları sayesinde, yeni bir güç haline gelmektedir.<br />
Sosyal ağ kurma siteleri gücün işletmelerden tüketicilere geçmesine yardımcı olmaktadır. Bu sitelerin<br />
meydana getirdiği yığınlar, etki gücünü kullanma ve etki kanalı olma becerisine sahiptir. Sosyal ağ kurma<br />
sitelerinin popülaritesi arttıkça şirketler kendi ürünlerinin algısını kamuya zorla kabul ettirmekte daha<br />
fazla yazılı basın, radyo, TV gibi geleneksel ortamlara bel bağlayamayacaklardır.<br />
Diğer taraftan bu yeni iletişim kanalları, işletmelerin aktif üyeleriyle sürekli bir bağ kurmalarını ve bu<br />
bağın devamlığını sağlamaktadır. İşletmeler bu sosyal ağ kurma bilgilerini kullanarak en etkili tüketicileri<br />
tanımlayabilir, ürün geliştirme sürecinde katılımlarını sağlayabilir ve marka duyarlılığını geliştirebilirler.<br />
Bazı örgütler sosyal ağ kurmanın işletme ile ilgisini hâlâ sorgularken, işletmeyi etkileme potansiyeline<br />
sahip konuşmalar online olarak sürüp gitmektedir. Çoğu işletme bu konuşmalara dahil olmanın öneminin<br />
farkındadır. Bu açıdan, farkında olmamak büyük mutluluk olmaz. Sonuçta sosyal ağlar, örgütlerin<br />
izlemesi ve bağlı kalması gerekli bir kanal olarak görülmelidir.<br />
İşletmelerin Online Sosyal Ağlarda Varlık Gösterme İhtiyaçlarının<br />
Nedenleri<br />
Günümüzde işletmelerin online sosyal ağlarda varlık gösterme ihtiyacında olmalarının nedenlerini şu<br />
şekilde sıralamak mümkündür;<br />
• Müşterileriniz online sosyal ağlardadır.<br />
• Rakipleriniz online sosyal ağlardadır.<br />
• Müşterileriniz online sosyal ağlarda sizi aramaktadır.<br />
• Müşterileriniz online sosyal ağlarda rakiplerinizi aramaktadır.<br />
• Eğer kısa bir süre içinde bir varlık oluşturmaz iseniz, bazıları sizin ya da işletmenizin rolüne<br />
girebilir (bu itibar karmaşasını yönetmenin en kritik kısmıdır).<br />
• Online sosyal ağlarda yer almak, arama motoru sırasını geliştirecektir. Bir online sosyal ağda<br />
varlık göstermek, ana Web sitenize daha fazla link yaratacaktır. Ayrıca daha yüksek arama<br />
motoru sırası elde edilecek ve Web sitenizde daha çok trafik meydana gelecektir.<br />
• “Arkadaşlarınızı” biraraya getirme yoluyla, arkadaşlarınızın “arkadaşlarının” birbirlerinin<br />
ilgilerini araştırmasından ve pazarlama mesajlarınızı görmesinden dolayı daha fazla<br />
markalaşmaya yol açarak ve mesajınızı viral şekilde yayarak alenen en iyi müşterilerinizin<br />
bağlılıklarını göstermeleri olanaklı kılınacaktır.<br />
• Çalışanlarınız online sosyal ağlardadır. Çalışanları da içeren bir grup oluşturun. Onları markayla<br />
etkileşim konusunda cesaretlendirin ve viral pazarlama temsilcisi olarak kullanın.<br />
• Markanızla çok açık bir şekilde eşleşen URL ya da “işletmenizin adı”ndan oluşan kullanıcı adı<br />
edinmeniz, o hizmetin kullanıcıları tarafından rahatlıkla bulunmanızı sağlayacaktır.<br />
• Gazeteciler online sosyal ağlarda alıntı yapmak için efsane liderler ve uzmanlar aramaktadır.<br />
Muhabirin işinin büyük bir kısmı hikâyesi açısından röportaj yapmak için “doğru” insanları<br />
bulmaktır. Bu yüzden online sosyal ağlar onlar için mükemmel bir araçtır. Ancak, sadece<br />
bulunmak için orada iseniz bu geçerli olacaktır.<br />
<br />
92
Facebook Pazarlama Stratejileri<br />
Facebook’ta fanların (hayranların ya da taraftarların) dikkatini çekmek ve ilgilerini korumak için<br />
pazarlamacıların, eksantrik kampanyalar yaratmaları ya da bilindik tekniklere eşsiz bir yorum katmaları<br />
gerekmektedir. Aksi takdirde çabalarınız büyük ölçüde önemsenmeyecek ya da gönderileriniz fanlarınızın<br />
haber akışında hiç görülmeyecek veya boş bir saçmalık olarak değerlendirilecektir. Öyleyse yeni fanlar<br />
elde etmek, onları kendinize bağlamak ve sonuçta da satın almalarını sağlamak için nasıl pazarlama<br />
kampanyaları geliştirilebilir? Bu noktada yapılabilecek şey Facebook’un viral özelliklerini içine alan<br />
stratejileri birleştirmektir. Tablo 4.1’de Facebook Pazarlama stratejilerinden rastgele her bir kategoriden<br />
bir pazarlama taktiğini seçilebilir ve yenilikçi bir pazarlama kampanyası için kombine edilebilir.<br />
Fanlar<br />
1 “Ayın Fanı”nı başrolde oynatın<br />
2 Fanlarınızın sorularını alın<br />
3 Pazar araştırması yapın<br />
4 Fan içeriği isteyin<br />
5 Fanlarınızdan içeriğinizi paylaşmasını isteyin<br />
6 Fanlarınızın gelecekte paylaşmasını isteyin<br />
7 Fanlarınızı en büyük karşılaşmaya davet edin<br />
Etkinlikler<br />
8 Bir ürünün ilk gösterimini başlatın<br />
9 Online parti verin<br />
10 Basın toplantısı yapın (Facebook’tan canlı)<br />
11 Web tabanlı bir seminer yapın<br />
12 Başka sayfalara konuk gönderin<br />
13 Scavencer Hunt’a ev sahipliği yapın<br />
14 Ortak bir karşılaşma düzenleyin<br />
15 Bir medya odası ekleyin<br />
Yarışmalar<br />
16 Paylaşım yapan fanlara ödül verin<br />
17 Tüm sosyal platformlardaki yarışmaları<br />
bütünleştirin<br />
18 Ortak bir yarışmaya ev sahipliği yapın<br />
19 Yeni ürün fikri için işbirliği ya da yarışma<br />
yoluyla geniş kitlelerin önerilerini alıp ödüllendirin<br />
20 İçerik ve videolar ile ilgili işbirliği ya da yarışma<br />
yoluyla geniş kitlelerin önerilerini alıp ödüllendirin<br />
21 “Realite TV” türünde bir yarışmaya ev sahipliği<br />
yapın<br />
22 Bir fanın mücadele isteğini yayımlayın<br />
23 Bir “favori şeyler” yarışmasına ev sahipliği<br />
yapın<br />
Reklamlar<br />
24 Soru sorun<br />
25 Bir kişinin resmini ekleyin<br />
26 Hareket çağrısı ekleyin<br />
27 Reklamlarınızı ilgilere&beğenilere hedefleyin<br />
28 Yerelleşin. Coğrafi olarak hedefleyin<br />
29 Özel istikamet sekmesinde (Hoş geldin<br />
sayfalarında) reklam tıklama bağlantılarınız olsun<br />
30 Bir etkinliğin reklamını yapın<br />
31 Bir videoya reklam ekleyin<br />
<br />
Tablo 4.1: Facebook Pazarlama Stratejileri ve Taktikleri<br />
93<br />
Paylaşma<br />
32 İşinizi etiketleyen fanları ödüllendirin<br />
33 Bir makale, video ya da kaynağa link verin<br />
34 Bir kontrol listesi verin<br />
35 Paylaşım için bir fan yarışması sunun<br />
36 Hayırseverlik için yarışmaya sponsor olun:<br />
Pepsi Refresh<br />
37 Web sitenize bir beğen kutusu ekleyin<br />
38 Bir video yarışmasına ev sahipliği yapın<br />
39 Paylaşım için yüz-yüze bağlantılar isteyin<br />
QR Kodlar<br />
40 Ticari fuar tabelalarını gösterin<br />
41 Ürün hattı ile ilgili sayfaya link verin<br />
42 Ürün seçeneklerini gösterin<br />
43 Web sitenizin URL’sine link verin<br />
44 Mağaza yerini haritada gösterin<br />
45 Hoş geldin videosuna link verin<br />
46 Özel istikamet sekmesini gösterin<br />
47 Alıcıları sanal tura çıkarın<br />
48 Ürün ambalajı üzerinde kullanabilirsiniz<br />
İşbirliği<br />
49 Müşterilerin sayfasında konuk mesajı atın<br />
50 Meslektaşlarınızın ürünlerini inceleyin<br />
51 Bir panel sohbetine ev sahipliği yapın<br />
52 Yarışmaları ve hediyeleri birleştirin<br />
53 Facebook’taki işyerlerinin biraraya geldiği bir<br />
yere ev sahipliği yapın<br />
54 Özellikli beğenileri kullanın<br />
55 Ortak bilgiye QR kod linki verin<br />
56 Bir blog turuna ev sahipliği yapın ve bunu<br />
bütünleştirin<br />
Süreç Devamlılığı<br />
57 Sadece fanlar için kuponlar sunun<br />
58 Profil fotosunda QR kod gösterin<br />
59 Nasıl yaptıklarını sorun<br />
60 Bir foto yarışmasına ev sahipliği yapın<br />
61 Özel indirimleri ortaya çıkarmak için foto<br />
profilini kullanın<br />
62 Paylaşın, paylaşın, paylaşın<br />
63 Aylık olarak bir yarışmaya ev sahipliği yapın<br />
64 Sayfanıza özel etkinlikler ekleyin<br />
Kaynak: Peagler, M. (2011). “Infographic & Video: 64 Techniques for Innovative Facebook Marketing Campaigns”,<br />
http://socialmediaonlineclasses.com/facebook-strategies/infographic-64-techniques-for-innovative-facebook-marketingcampaigns/<br />
(30.07.2012).
Örneğin her bir kategoriden şunları pazarlama stratejisi olarak seçersek:<br />
• Fanlar: Fanlardan sizinle ilgili şeyleri paylaşmasını isteyin.<br />
• Etkinlikler: Bir zaman limiti içinde oyuncuların belirli şeyleri satın almadan elde etmeyi<br />
denediği bir oyun olan Scavencer Hunt’a ev sahipliği yapın.<br />
• Yarışmalar: Fan içeriğini (fotoğraflar) çok sayıda insana sunarak buna ilişkin olarak bir görevi<br />
tamamlamanın, bir problemi çözümenin vb. şeylerin yolunu bulmalarını isteyin.<br />
• Paylaşma: Özellikle tutundurma amaçlı olarak ücretsiz bir ödül verin.<br />
• Süreç Devamlılığı: Bir fotoğraf yarışması düzenleyin.<br />
• İşbirliği: (Kendinize ya da meslektaşlarınıza ait) başka sitelerle bütünleşin.<br />
• QR Kodlar: QR kod, hızlı yanıt kodu demektir. Scavencer Hunt ile ilgili ipuçlarına, yerlere ve<br />
bir haritaya bağlanmak için QR kodu kullanın.<br />
• Reklamlar: Yarışmayı tutundurmak için reklam yapın.<br />
Scavencer Hunt kampanyası için tüm bunları birleştirirsek: Mobil aygıtlar için ipuçları göndermede<br />
QR kodlar kullanın, Google haritalar ve yerlere bağlantı kurun, kampanyayı blogunuz, Twitter ve<br />
LinkedIn üzerinde birleştirin, fanlardan Scavencer Hunt üzerindeki sitelerin fotoğraflarını sunmalarını<br />
isteyin ve bunun reklamla tutundurmasını yapın. Fanların çok başarılı bir Facebook tekniği olan<br />
oylamayla kazananı seçmelerine izin verin. Çünkü yarışma katılımcıları arkadaşlarından sayfanızı ziyaret<br />
ederek oy vermelerini isterler.<br />
Bu tablodan teorik olarak 4 milyonun üzerinde farklı kampanya yaratmak mümkündür. Bu kadar çok<br />
kampanyaya ihtiyacınızın olmayacağı açıktır. Ancak kendinizden emin olursanız rakibinizin geçen hafta<br />
yaptığı yarışmanın aynısını sunmazsınız. Bu işi markanız için yapın. Her bir kategoriyi kullanmak<br />
zorunda değilsiniz ve eğer belirli bir teknik işiniz için uygun değil ise bir başkasını kullanın. Böylece<br />
endüstriniz için en yenilikçi Facebook pazarlamasının bazılarını üretebilirsiniz.<br />
Kozmetik şirketi Clairol yeni ürün hattı olan “Nice and Easy Color<br />
Blend Foam”ı 2011’in başlarında piyasaya sürdüğünde, bu fırsatı sosyal medyadaki<br />
varlığını genişletmek içinde kullandı. Yeni kampanyanın başlangıcında şirketin Facebook<br />
fan sayfasında yaklaşık olarak 27 bin fan vardı. Ancak sayfayı beğenen ilk 100 bin kişiye<br />
ücretsiz olarak ürün örneğinin gönderileceği ile ilgili bir yarışma düzenlediğinde şirketin<br />
toplam fan sayısı artırarak sadece 4 günde 262 binin üzerine çıkmıştır.<br />
<br />
Pazarlamacıların kullanabileceği Facebook araçları nelerdir?<br />
MEDYA PAYLAŞIM SİTELERİ İLE PAZARLAMA<br />
Medya paylaşım siteleri, kullanıcıların geniş bir aralıktaki medya türlerini (ses, video, metin, resim gibi)<br />
paylaşmasını mümkün kılmaktadır. Bunlardan resim ve videolar, diğer medya türlerine nazaran çok daha<br />
fazla bir şekilde Web sitelerinin görsel deneyiminin tamamlayıcı birer parçasıdır. İşletmeler açısından<br />
hem video hem de resim paylaşım siteleri şirketin ve/veya markaya ait Web sitesine görsel olarak çekici<br />
bir görünüm kazandırmanın mükemmel bir yoludur. Görsel içerik sunarak izleyicilerin siteye daha fazla<br />
odaklanmaları sağlanırken, diğer taraftan önemli olan şey hayranlık uyandıran yazılı içeriğe de sahip<br />
olmaktır. Bilgilendirici olmak isterken, müşterilerinizin zamanlarının önemli olduğu ve çok fazla okumak<br />
istemeyebilecekleri akılda tutulmalıdır. Bu noktada, izleme ve dinleme için video ve hatta bakılması için<br />
resimler konulmalıdır. Bu yolla içeriğiniz birçok yönden görülebilecek ve daha fazla izleyici<br />
çekebilecektir.<br />
94
Ürün ve hizmetinizin içeriği görsel bir çekiciliği gerektirmeyebilir. Bu<br />
durumda içeriğin yazılı versiyonu tercih edilebilir. Bu yüzden insanların okuyabileceği bir<br />
şeylere de sahip olduğunuzdan emin olunmalıdır.<br />
Medya Paylaşım Sitelerinin İşletmeler Açısından Öne Çıkan Unsurları<br />
İşletme bakış açısıyla medya paylaşım sitelerinin öne çıkan unsurları etiketler, dijital değer<br />
optimizasyonu ve organik içerik şeklinde sıralanabilir.<br />
Etiket, bir içerik parçasını tanımlamaya yardımcı olmak için atanan bir kelimedir (kitap, iş, blog,<br />
sosyal medya gibi). Tek bir medya parçası birçok kelime ile etiketlenebilir. Etiketler içeriği aramak için<br />
kullanılır ki bu içerik düzyazı gibi değil, videolar ve resimlerdir. Etiketler, aile soy ağacı gibi hiyerarşik<br />
değildir ve site sahibi tarafından belirlenmekten ziyade kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Çok az<br />
etiket yerine çok fazla etiket eklemek iyi bir fikirdir. Bunu bir piramit olarak düşünmek gerekmektedir.<br />
Resim ya da videodaki kişi ya da yerin adı gibi en spesifik kelimelerle başlayın ve insanların küçük<br />
şeyleri görebileceğini unutmayın (arka planda klas bir araba mı var?). Sonra, daha kategorik kelimelere<br />
geçin (bir okyanus mazarası mı ya da bir spor gafı mı?). Etiketler, içeriğinizin bir aramada nasıl<br />
bulunabileceği ile ilgilidir. Bu yüzden bir kimsenin arama yapabileceği ilgili her kelime düşünülmelidir.<br />
İşletmeniz muhtemelen birçok içerik üretmektedir. PowerPoint slaytlar, grafikler ve hatta belki Web<br />
tabanlı seminer ve videolar. Dijital değer optimizasyonu, halen sahip olduğunuz dijital içeriğin<br />
değerlendirmesini yapma, onu online olarak ve de fısıltı ve trafiği sürüklemeye yardımcı olabilecek<br />
sosyal medyada edinme sürecidir. Multimedya içeriğin olağan arama motoru sonuçlarında gösterildiği<br />
evrensel ve karma aramanın başlamasıyla, çoğu geleneksel arama motoru pazarlamacısı sosyal medyada<br />
“kolay” yol olarak dijital değer optimizasyonu çığırtkanlığı yapmaya başlamıştır. Ancak dijital değer<br />
optimizasyonu yeni içerik yaratmada bir alternatif olarak görülmemelidir. İçerik, izleyicilerin dillerine<br />
destan olması için benzersiz ve çekici olmak zorundadır. Basit, yeniden kullanılabilir, eski slayt gösteriniz<br />
“viral olmanıza” yardımcı olmayacaktır.<br />
Medya paylaşım sitelerine gönderilip sizi ilgilendirmesi gereken içeriğin iki temel yapılış şekli vardır.<br />
Birincisi bir işletmenin içeriği yaratıp yayımlaması, ikincisi de işletme haricindeki insanlarca organik bir<br />
biçimde içerik ile ilgili medya yaratılmasıdır. İlki önemli olup, özellikle işletmeniz için sosyal medya<br />
pazarlamasının kullanımının başlangıç aşamalarındadır. Ancak ikincisi ise sosyal medya pazarlamasının<br />
arzulanan tutkusudur. Her ne zaman mümkün olursa fanlarınızı gönderdiğiniz medyanın yeni bir<br />
versiyonunu (İngilizcesi remix) yapması için ya da şirketiniz ile ilgili kendi içeriklerini oluşturması için<br />
cesaretlendirin.<br />
Etkili Pazarlama Videosu Oluşturmada Video Türü Seçimini Etkileyen<br />
Faktörler<br />
Bir video türü, videonun yapısını belirlemektedir. Video türü, mesajı nasıl yayacağınızı belirler ve<br />
herkesin video yapmasını da içerecek şekilde özellikler sağlar. Video türünü belirlerken şu faktörleri<br />
dikkate almak gerekmektedir;<br />
• Amaç: Neden video yaptığınızı bilmeniz gerekmektedir. Video ile çözeceğiniz spesifik problemi<br />
anladıktan sonra, video türlerine odaklanabilirsiniz. Bu, izleyicileriniz üzerinde çok büyük bir<br />
etkiye sebep olacaktır.<br />
• İzleyiciler: Video müşterileriniz, ortaklarınız, çalışanlarınız ya da her üç grup için de bir şeyler<br />
uyandırıyor mu? İzleyicilerinizin kim olduğunu ve onların neye karşılık verdiğini bilmek bir<br />
video türü seçmek için temeldir. Bu, anlamlı bir şekilde onlarla bağ kurmayı sağlar.<br />
• İçerik: İnsanların nerede, ne zaman ve nasıl cezbedileceğini ve “Oynat (Play)” butonuna<br />
tıkladıklarında ne beklediklerini bilmeniz gerekmektedir. Bazen beklentileri karşılamak<br />
istersiniz ama sıklıkla beklentinin üstüne çıkmak ihtiyacındasınızdır.<br />
<br />
95
• Dağıtım: Videonuzun nerede dağıtımının yapılacağı da önemlidir. Şirket içine yönelik<br />
oluşturulmuş bir video türünü yığın tüketimin gerçekleştiği bir yer olan YouTube ile yaymak<br />
uygun olmayabilir.<br />
• Zaman: Zaman, arkadaşınız da düşmanınız da olabilir. Şaşırtıcı bir şekilde dört dakikalık bir<br />
video bir ömür boyu gibi gelebilir. Oysa 15 dakikalık çekici bir bölüm izleyicilerin daha fazla<br />
beklemeden ayrılmasına yol açabilir. Video uzunluğu üretim kapasitesine göre de belirlenebilir.<br />
• Bütçe: Video stiline harcanacak para miktarı önemlidir. Bazı stiller daha özenli hazınlanmıştır-<br />
ki bu maliyeti artırır- bazılarını oluşturmak da kolayca lokasyonlarda bulunmaya, desteğe ve<br />
yeteneğe dayalı olarak daha basittir.<br />
Tüm bunları dikkate aldıktan sonra video türünün seçilmesi güçlü bir şekilde insanları harekete<br />
geçirecektir.<br />
Popüler bir fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr, fotoğraflarınızı<br />
yerleştirebileceğiniz ve geniş izleyicilerle paylaşabileceğiniz mükemmel bir yerdir. Flickr<br />
gibi resim gönderilen siteler markanızın ardındaki gerçek yüzleri dünyaya göstermenin<br />
harika bir yoludur. Flickr ücretsizdir ve Web sitenizdeki fotoğraflarınıza link vererek<br />
arama motoru optimizasyonunu artırmayı sağlayabilir. Bu gibi sitelerde başarılı olmak<br />
için sadece fotoğraf dosya ismi kullanmayın. Fotoğraflarınıza uygun isim verin, ilgili<br />
anahtar kelimelerle etiketleyin ve fotoğraf altyazısı ekleyin.<br />
YouTube’u Pazarlama Kanalı Yapmak İçin Nedenler<br />
YouTube’un kendisine ait istatistiklerini yayımladığı “http://www.youtube.com/t/press_statistics”<br />
adresinden 31.07.2012 tarihi itibariyle ulaşılan verilerin bazıları şunlardır:<br />
• Trafik ile ilgili istatistikler:<br />
• 800 milyonun üzerinde tekil kullanıcı YouTube’u her ay ziyaret etmektedir.<br />
• 3 milyar saatin üzerinde video YouTube üzerinde her ay izlenmektedir.<br />
• 72 saatlik video her dakika YouTube’a yüklenmektedir.<br />
• YouTube’un trafiğinin %70’i ABD dışından gelmektedir.<br />
• YouTube 43 ülkede ve 60 dilde yerelleştirilmiştir.<br />
• 2011’de YouTube üzerinde 1 trilyondan fazla görüntülenme gerçekleşmiştir ya da dünyadaki<br />
her bir insan için 140 civarında görüntülenme söz konusudur.<br />
• Her gün milyonlarca abonelik olmaktadır. Abonelikler ilgilendiğiniz ile ilgilenen<br />
(arkadaşınız olabilir ya da NBA ligi ile ilgilenenler olabilir) kişilerle bağ kurmanızı mümkün<br />
kılmaktadır ve site üzerinde onların aktivitelerine ayak uydurmayı sağlamaktadır.<br />
• YouTube Ortak Programı ile ilgili istatistikler:<br />
• YouTube, 2007’de oluşturulan bu programda 27 ülkeden 30 binin üzerinde ortağa sahiptir.<br />
• Parasal konularla ilgili istatistikler:<br />
• Binlerce reklamcı TrueView in-stream reklamları kullanmakta ve YouTube’un internet<br />
videosu öncesi, süresince ve sonrasında görünen reklamlarının (İngilizcesi in-stream ads)<br />
%60’ı şu an atlanabilmektedir (izlemeden geçilebilmektedir).<br />
• YouTube’un 1 milyondan fazla Google reklam platformunu kullanan reklamcısı vardır.<br />
Bunların büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerdir.<br />
<br />
96
• Mobil ve Aygıtlar ile ilgili istatistikler:<br />
• 2011’de mobil aygıtlardan gelen trafik üç kat artmıştır.<br />
• Global YouTube izleyicilerinin %10’undan fazlası mobil aygıtlardan gelmektedir.<br />
• Mobil aygıtlardan YouTube’a her dakikada 3 saatlik video yüklenmektedir.<br />
• YouTube, 350 milyon aygıtta mevcuttur.<br />
• Sosyallik ile ilgili istatistikler:<br />
• Her gün Facebook’da 500 yıllık video izlenmektedir ve her dakikada 700’ün üzerinde<br />
YouTube videosu Twitter’da paylaşılmaktadır.<br />
• Her hafta 100 milyon insan YouTube üzerinde sosyal faaliyet içindedir (beğenme, paylaşma,<br />
yorum yapma vb. gibi).<br />
• YouTube üzerindeki videoların %50’sinden fazlası oylanmakta ya da topluluk tarafından<br />
yorum yapılmaktadır.<br />
• Her gün milyonlarca video favorilere eklenmektedir.<br />
• 2011’de başladığından bu yana YouTube üzerindeki “Beğen” ya da “Beğenme” butonuna<br />
tıklamalar iki kat artmıştır. Her bir “beğenme” için YouTube 10 “beğen” vermektedir. Çünkü<br />
insanlar sevdiği şeyleri başka insanlara anlatmayı sevmektedir.<br />
Bu istatistiklere bakıldığında, YouTube’un bir pazarlama kanalı olarak potansiyelini görmek<br />
mümkündür.<br />
Bununla birlikte yaşlı jenerasyonun literatüründe “metin” varken, genç yaştaki insanların literatüründe<br />
video yer almaktadır. Genç yaştaki insanlar Web kameralarının, video çekimi yapan cep telefonlarının yer<br />
aldığı bir dünyada büyümektedir. Ayrıca artık video oluşturmak ve düzenlemek için gerekli araçlar ucuz<br />
ve her yerde bulunabilmeketedir.<br />
Videonun aynı zamanda arama motoru optimizasyonu için önemi artmaktadır. Google ve Yahoo! gibi<br />
arama motorları sadece metinler yerine arama sonuçları sayfalarında sürekli olarak farklı medya türlerini<br />
de biraraya getirerek bütünleştirmektedir. Eğer videolar sonuçları dolduruyor ise, örneğin ilk 10 içinden 2<br />
tanesinde işletmenizin isminin yer almasıyla sonuçlanıyorsa, bunların sizin sahip olduğunuz videolar<br />
olması daha güzel olacaktır.<br />
Sosyal medya pazarlamasında videolar ya çoğunlukla büyük bir kampanyanın bir parçası<br />
olabilmektedir ya da videonun kendisi pazarlama çabanızın odağındadır.<br />
2006 yılında Blendtec’in yeni pazarlama yöneticisi George Wright<br />
şirketin CEO’sunun Blendtec blenderları ile yiyecek olmayan (misketler, bahçe tırmığı,<br />
McDonalds’ın Extra Value Meal’larından birini, kızarmış tavuk, cola ve bunun gibi) şeyleri<br />
blenderdan geçirdiği bir viral video kampanyası başlattı. Örneğin “Will it Blend?” adlı<br />
videolardan ilkinde CEO Tom Dickson 50 misketi şirketin dinlenme odasında blenderdan<br />
geçirmektedir. Beş video YouTube’a ve şirketin kendi Web sitesine yüklendikten sonra<br />
geçen beş gün içinde 6 milyon YouTube izleyicisi tarafından izlenmiştir. Videoların<br />
yayılma hızını artırmak için Blendtec, Google ve Yahoo! ile reklam anlaşması yapmaya<br />
başlamış ve daha fazla sayıda arama motoru hiti almak için dikkatli bir şekilde YouTube<br />
etiketleri seçmiştir. Sonuçta da perakende satışlarda %700 artış sağlanmıştır.<br />
<br />
97
SANAL DÜNYALAR İLE PAZARLAMA<br />
Üç boyutlu yani 3D sanal dünyalar işletmelerin müşterileriyle iletişim kurduğu kanallardan biri olarak<br />
boy göstermeye başlamıştır. Müşterilerin gerçek mağazalardaki gibi benzer deneyimleri<br />
gerçekleştirilebildiği sanal dünyalarda, müşterinin niyeti, tutumları ve ürün bilgisi artırılabilir. Ancak tüm<br />
ürün nitelikleri sanal olarak deneyimlenemeyebilir. Çünkü bir sanal gerçeklik arayüzü ile tüm his türleri<br />
(tatma gibi) dijitalleştirilemez ve sunulamaz.<br />
İşletmeler İçin Sanal Dünyalardaki Fırsatlar<br />
Sanal dünyalar işletmeler için yeni fırsatlar sunmaktadır. Aslında yeni bir ticari araç olarak bu fırsat<br />
oldukça çekicidir. Örneğin IBM, sanal dünya ortamını müşteri eğitimini geliştirmek, üç boyutlu sosyal<br />
alışveriş deneyimi yaratmak ve etkinliklere evsahipliği yapmak için kullanmaktadır. Best Buy ile ortak<br />
çalışan Geek Squad, müşteri hizmetlerini sanal dünyaları içene alacak şekilde genişletmiştir ve örnek<br />
vermek gerekirse bilgisayar ile ilgili soruları Second Life’tan yanıtlayacağını ifade etmiştir. Second<br />
Life’ta bilgisayar ile ilgili problemler çözülmez ise Best Buy’ın sabit ücreti üzerinden teknisyenlerin<br />
bilgisayar problemini tamir edebileceği fiziksel bir Best Buy mağazasına müşterilerin başvurmasını<br />
sağlamaktadır. Çoğu başka şirket de Second Life gibi sanal dünyalarda varlıklarını oluşturmuştur. Bunlar<br />
arasında Cisco Systems, Reuters, Dell, Toyota, Mazda, Nissan, MTV, Adidas sayılabilir.<br />
Eğer müşterinin deneyimleri sanal dünya içerisinde en üst seviyeye çıkarılabilir ise, sanal dünyalar,<br />
işletmeler için optimal bir test ve pazarlama platformu olabilir. Bir sanal marka yönetim şirketi olan<br />
Swivel Media’nın kurucusu Erik Hauser, Schwarz’ın: “Günümüzün karışık hiper uzayında pazarlamacılar<br />
bir tüketicinin dikkatini bir saniye ya da dakika çekebilir ise şanslıdır. Biz ise kendi izleyicilerimiz ile<br />
saniye ya da dakika değil saatlerce “bağlı” kalabiliyorduk” sözünü ima ederek sanal dünyalarda<br />
işletmenin varlığının en büyük faydasının “bağlılık” olduğunu belirtmektedir.<br />
Sanal dünyalar aynı zamanda sadece müşterilerle değil, çalışanlar arasında da iletişim kurulması,<br />
marka farkındalığı yaratma, satış (sanal ve gerçek ürün ve hizmet satışları) ve reklam yapma gibi fırsatları<br />
sunması bakımından da önem arz etmektedir.<br />
İşletmeler Açısından Sanal Dünyaya Katılımda Dikkat Edilmesi Gerekenler<br />
Sanal dünyaya katılmak isteyen işletmelerin bu katılımdan elde edebilecekleri bir değer söz konusu olsa<br />
da, buraya yatırım konusunda son derece dikkatli davranmaları gerekmektedir. Bu noktada sanal dünyalar<br />
ile ilgili olarak işletmelerin şunlara dikkat etmesi gerekmektedir:<br />
• Sanal dünyalar, oyun değildir.<br />
• Her avatarın arkasında gerçek bir insan vardır. Davranış ve kültür için beklentiler hala<br />
gelişmektedir ve işletme kullanıcılarının şirketin imajını göz önünde tutması zorunludur.<br />
• İlgili olunmalı ve değer katılmalıdır. Şimdiye kadar şirketler sanal bir dünyada “etkili” ve kârlı<br />
satış kanalı yaratma konusunda başarılı olmuş değillerdir.<br />
• Negatif taraflar anlaşılmalı ve frenlenmelidir. Yetişkinlere yönelik içeriğin olduğu bir dünya<br />
içinde uygun davranış ve etik ile ilgili sorunlar gündeme gelmektedir. Sanal dünya davranışı<br />
herkese açık alanlarda sorun olabilir ve bu durum şirket imajını ya da markayı lekeleyebilir.<br />
• Günümüzde sanal ortamların çokluluğu, sosyal ağ kurma, simulasyon ve online oyunun bir<br />
noktada birleşmesi yoluyla gelişmektedir. Birçok yeni üyenin istikrarlılığı ve orantılılığı henüz<br />
oturmamıştır. Muhtemeldir ki zaman içinde pazar baskıları, birinden diğerine varlıkların ve<br />
avatarların kolaylıkla hareket etmesine izin vererek daha az sayıda açık kaynaklı ortam içinde<br />
mevcut sanal dünyaların birleşmesine yol açacaktır.<br />
<br />
98
Pazarlamacılar için sadece sanal sosyal dünyalar değil sanal oyun<br />
dünyaları da müşteriler ile bağ kurmak için yeni bir kapı sunmaktadır. Çünkü her iki sanal<br />
dünya da oldukça tutkulu üyelere sahip olup eğer şirketiniz buralardaki üyeleri destekler<br />
ise bu üyeler ürün ve şirketiniz ile (başka medyalardan çok daha fazla başarılı olacak<br />
şekilde) ilişki kurabilir.<br />
Second Life’ta Pazarlama Yapmanın Yolları<br />
Second Life’ta şirketinizi ya da markanızı pazarlayabilmeniz için şu yolları takip edebilirsiniz;<br />
• İnsanların ürününüzü denemesine imkân verin: Örneğin Cisco’da insanlar bir sanal “bağlı<br />
evde” gezinebilmekte ve dönen resim çerçevelerinden ağ tabanlı güvenlik sistemine kadar her<br />
şeyle oynayabilmektedir.<br />
• Müşterilerinizle karşılıklı bağ kurun: Eğer ki bir avatar sizin bilgisayar markanızı, arabanızı<br />
kullanıyor ya da kıyafetlerinizi giyiyor ise avatarın ardındaki kişinin sizin gerçek, hakiki<br />
ürünlerinizi satın almasını bekleyebilirsiniz.<br />
• Gösteriş yapın: Sadece Second Life’ta bir işletme varlığına sahip olmak çok fazla reklamını<br />
yapmasanız bile muhtemelen basını toplamayı sağlayabilir. Eğer bir çabanız olursa sonuçta<br />
önemli gazetelerde yer alabilirsiniz.<br />
• Ucuz ve etkili reklam yapın: Geleneksel reklam ve Internet banner reklamlarını önemsemeyen<br />
çoğu insan dikkatli bir şekilde mağazalardan satın alma gerçekleştirip Second Life’ta teşhirde<br />
bulunacaktır.<br />
• Satış yapın: Second Life’ta gerçek ürünlerinizi pazarlamak kadar ürünlerinizi satmayı da<br />
düşünün.<br />
• İnsanları eğitin ya da Web sitenizi özellikle belirtin: Second Life’taki çoğu şirket yerinde<br />
ürünlere tıkladığınızda ürünün özellikleri ve yararları ile ilgili detaylı notlar verilmektedir. Aynı<br />
zamanda görsel ve interaktif olarak ürün ya da hizmeti de gösterebilirsiniz.<br />
• Doğrudan müşterileriniz ile etkileşime geçin: Second Life satış personelinize potansiyel<br />
müşterileriniz ile görüşmenize ve ürünleri tartışmanıza, seminerler yürütmenize ve tanıtım<br />
gösterisi yapmanıza fırsat vermektedir.<br />
• Toplantılar yürütün: İşletmeler geniş bir bölgeye yayılmış çalışanlarıyla toplantı yapmak için<br />
Second Life’a başvurmaktadır.<br />
• Çalışanlarla mülakat gerçekleştirin ve onları işe alın: Eğer geniş bir bölgeye yayılan bir örgüt<br />
iseniz ve personel almak istiyorsanız işe alma süreci için Second Life’ı düşünün.<br />
<br />
99
Özet<br />
Her bir sosyal medya platformu etkili bir<br />
pazarlama aracı olup, işletmelere fırsatlar<br />
sunmaktadır.<br />
Bloglar, işletmeler için sosyal medya<br />
pazarlamasında önemli bir platformdur.<br />
İşletmeler, Internet’te görünür olmaya ihtiyaç<br />
duyar. Bir işletme bloguna sahip olduğunuzda<br />
arama motorları ile tüketicinin sizi bulması daha<br />
kolay olacaktır. İşletme bloglarıyla müşterilerin<br />
bilgilendirilmesi ya da eğitilmesi, müşteri<br />
hizmetleri sağlama, şirket kültürünü yayma,<br />
müşterileri eğlendirme, insanları harekete<br />
geçirme, müşterilerle diyaloğu teşvik etme<br />
amaçları güdülmektedir.<br />
Mikroblogların pazarlamadaki önemi Twitter’ın<br />
global iletişimin bir parçası olarak potansiyelinin<br />
fark edilmesiyle anlaşılmıştır. İşletmeler Twitter’ı<br />
halkla ilişkiler faaliyetlerinin ve müşteri<br />
hizmetlerinin tamamlayıcı bir parçası olarak<br />
kullanabilir. Twitter, işletmelerin mesajlarını<br />
milyonlarca insana yaymasını sağlarken, fanların<br />
bir viral pazarlama kaynağına dönüşmesini<br />
mümkün kılmaktadır. Twitter ile pazarlamacılar<br />
anında geribildirimler almaktadır. İşletmenin<br />
insalcıl bir görünüme bürünmesinde Twitter’ın<br />
rolü büyüktür.<br />
Internet forumları, ürün, şirket ya da marka<br />
etrafında tüketici toplulukları yaratmanın<br />
mükemmel bir yoludur. Internet forumları ile<br />
pazarlama ya işletmenin kendisinin bir online<br />
forum oluşturması yoluyla ya da işletmenin bir<br />
online foruma üye olması şeklinde<br />
gerçekleştirilebilir. Pazarlamacılar açısından<br />
Internet forumlarının müşteriler ile bağ kurma,<br />
online profile ve itibara hayranlığı artırma, şirket<br />
ya da marka ile ilgili negatif konuşmalara daha<br />
başında engel olma ve hedefli trafik sağlama<br />
faydaları vardır.<br />
Online inceleme ve değerlendirme siteleri,<br />
tüketicilerin karar vermelerine yardımcı olarak,<br />
satın alma kararlarını etkileyen güçlü sosyal<br />
medya platformlarındandır. Online inceleme ve<br />
değerlendirme siteleri pazarlamacılar için reklam<br />
imkânının yanı sıra, şirket, ürün ya da marka<br />
hakkında iyi ve kötü olan şeylerle ilgili anlayış<br />
elde etme ve insanların ne düşündüğünü keşfetme<br />
yararları bulunmaktadır.<br />
<br />
100<br />
Sosyal haber siteleri, belirli bir kampanya<br />
etrafında trafik ve fısıltı yaratan bir sosyal medya<br />
platformudur. Sosyal haber siteleri, işletmelere<br />
müşteriler ile yakın ilişki kurma ve onların<br />
geribildirimlerini dinleme, Web trafiğini artırma,<br />
arama motorlarında üst sıralarda yer alma, marka<br />
imajı oluşturma, bilgilendirici içerik sağlama,<br />
belirli izleyicileri hedefleme, itibar oluşturma,<br />
fikir paylaşma platformu sunma faydalarını<br />
sağlar. Sosyal işaretleme siteleri ise şirket<br />
ve/veya marka Web sitesi etrafında trafik yaratan<br />
sosyal medya platformlarındandır. Sosyal<br />
işaretleme siteleri hem arama motoru<br />
optimizasyonu ve pazarlama araştırması aracı<br />
hem de ücretsiz bir reklam metodudur.<br />
Online sosyal ağ siteleri, bu sitelerin kullanımı ve<br />
kullanıcı sayısı arttıkça işletmeler için daha<br />
önemli hale gelmektedir. Sosyal ağ kurma<br />
siteleri, ilgilere dayalı özel amaçlı topluluk<br />
oluşumunu sağladığından tüketicilerin gücünü ve<br />
etkisini belirgin bir şekilde ortaya çıkaran bir<br />
sosyal medya platformudur. Facebook sahip<br />
olduğu kullanıcı sayısıyla pazarlamacıların<br />
hedefinde yer almaktadır. Facebook pazarlama<br />
stratejileri fanlar, etkinlikler, yarışmalar,<br />
paylaşma, süreç devamlılığı, işbirliği, QR kodlar<br />
ve reklamlar olmak üzere sekiz kategoriyi<br />
içerecek şekilde kombine edilebilir.<br />
Medya paylaşım siteleri video, görüntü ve<br />
doküman gibi medya türlerinin paylaşımı yoluyla<br />
pazarlama yapmayı sağlayan sosyal medya<br />
platformudur. İşletme perspektifinden etiketler,<br />
dijital değer optimizasyonu ve organik içerik<br />
medya paylaşım sitelerinin öne çıkan unsurlarını<br />
oluşturmaktadır. YouTube, özellikle sahip olduğu<br />
trafik ve sosyallik istatistikleriyle pazarlamacıların<br />
dikkatini medya paylaşım sitelerine<br />
çekmektedir.<br />
Sanal dünyalar, işletmeler için farklı ve yeni<br />
fırsatlar sunan bir sosyal medya platformudur.<br />
Sanal dünyalar işletmelere müşterilerle bağ ve<br />
çalışanlarla iletişim kurma, müşteri eğitimini<br />
geliştirme, marka farkındalığı yaratma, yeni ürün<br />
tanıtımı ve testleri ile ürün satışı vb. gibi fırsatlar<br />
sunmaktadır.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. Aşağıdakilerden hangisi işletmeler açısından<br />
medya paylaşım sitelerinin öne çıkan<br />
unsurlarındandır?<br />
a. Medya ilişkileri<br />
b. Pazar testleri<br />
c. İşbirliği<br />
d. Reklam imkânı<br />
e. Organik içerik<br />
2. Sadece kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />
kurmasını değil, aynı zamanda aynı görüşteki<br />
bireylerin birbirlerini bulmasını olanaklı kılan<br />
sosyal medya platformu hangisidir?<br />
a. Sosyal oyun dünyaları<br />
b. Sosyal ağ kurma siteleri<br />
c. Sanal sosyal dünyalar<br />
d. Resim paylaşım siteleri<br />
e. Video paylaşım siteleri<br />
3. “3 milyar saatin üzerinde videonun YouTube<br />
üzerinde her ay izlenmesi” istatistiği YouTube ile<br />
ilgili aşağıdaki hangi tür istatistik grubu içinde<br />
yer almaktadır?<br />
a. Mobil ile ilgili istatistikler<br />
b. Sosyallik ile ilgili istatistikler<br />
c. YouTube ortak programı ile ilgili istatistikler<br />
d. Trafik ile ilgili istatistikler<br />
e. Parasal konularla ilgili istatistikler<br />
4. Internet sayesinde tüketiciler arasındaki<br />
konuşmalar dünya çapında hızla yayılabilmekte<br />
ve bu konuşmalar milyonlarca insanı<br />
etkilemektedir. Bu durum aşağıdaki<br />
kavramlardan hangisini ifade etmektedir?<br />
a. Düşük maliyet<br />
b. Viral doğa<br />
c. İki yönlü iletişim<br />
d. Kapasite<br />
e. Erişim<br />
<br />
101<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi Internet<br />
forumlarıyla pazarlama yapma türlerinden<br />
biridir?<br />
a. İşletmenin bir online foruma üye olması<br />
b. Ürünü denemesine izin verme<br />
c. Müşteriyle karşılıklı bağ kurma<br />
d. Toplantı yapma<br />
e. Gösteri yapma<br />
6. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletmeler<br />
için blog yapmanın faydalarından birisi değildir?<br />
a. Daha iyi iletişim<br />
b. Daha düşük maliyet<br />
c. Ürünü denemeye izin verme<br />
d. Kolay Web yayımlama çözümü<br />
e. Topluluk oluşturma<br />
7. Aşağıdakilerden hangisi Facebook pazarlama<br />
stratejileri kategorilerinden birisi değildir?<br />
a. Beğeniler<br />
b. Etkinlikler<br />
c. Fanlar<br />
d. Yarışmalar<br />
e. Reklamlar<br />
8. Bir içerik parçasını tanımlamaya yardımcı<br />
olmak için atanan kelimeye ne ad verilir?<br />
a. Avatar<br />
b. Etiket<br />
c. QR kod<br />
d. Haber akışı<br />
e. Tweet<br />
9. Müşterilerin gerçek mağazalardakine benzer<br />
deneyimleri gerçekleştirilebildiği üç boyutlu (3D)<br />
dünyalara ne ad verilir?<br />
a. Sosyal işaretleme siteleri<br />
b. Bloglar<br />
c. Mikrobloglar<br />
d. Sanal dünyalar<br />
e. Sosyal haber siteleri
10. Sosyal medya içinde mikroblogların popüler<br />
hale gelmesini sağlayan site aşağıdakilerden<br />
hangisidir?<br />
a. Facebook<br />
b. Second Life<br />
c. Pinterest<br />
d. YouTube<br />
e. Twitter<br />
<br />
102<br />
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. e Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />
Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
2. b Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar ile<br />
Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
3. d Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />
Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
4. b Yanıtınız yanlış ise “İnceleme ve<br />
Değerlendirme Siteleri ile Pazarlama” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
5. a Yanıtınız yanlış ise “İnternet Forumları ile<br />
Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
6. c Yanıtınız yanlış ise “Blog ile Pazarlama”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
7. a Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar ile<br />
Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
8. b Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />
Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
9. d Yanıtınız yanlış ise “Sanal Dünyalar ile<br />
Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
10. e Yanıtınız yanlış ise “Mikroblogging ile<br />
Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Bir işletme bloggerı:<br />
• Uzmanlık alanıyla ilgili bilgi sahibi olmalı,<br />
• İşiyle ilgili tutkulu olmalı,<br />
• Güvenilir, dengeli ve sabırlı olmalı,<br />
• Güçlü etkileşimi ve iyi yazılı iletişimi<br />
olmalı,<br />
• Şirketin pazardaki pozisyonuyla ilgili bilgili<br />
olmalı,<br />
• Blogging ile ilgili deneyimi olmalıdır.<br />
Sıra Sizde 2<br />
Pazarlamacıların kullanabileceği Facebook<br />
araçları şunlardır:<br />
• Profil sayfası<br />
• Facebook grupları<br />
• Facebook sayfaları<br />
• Facebook etkinlikleri<br />
• Facebook notları<br />
• Facebook paylaşımları (durum güncellemesi,<br />
fotoğraf ve videoları ekleme) ve<br />
etiketleme<br />
• Haber akışı (haber yemi)<br />
• Zaman tüneli<br />
• Yorumlar ve beğeniler<br />
• Facebook mesajları<br />
• Facebook reklamları<br />
<br />
103<br />
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Akar, E. (2011). Sosyal Medya Pazarlaması<br />
Sosyal Web’te Pazarlama Stratejileri, 2. Baskı,<br />
Efil Yayınevi: Ankara.<br />
Allocca, J. (2011). Connected Culture: The Art<br />
of Communicating With the Digital<br />
Generation. Connected Culture Publishing:<br />
USA.<br />
Barefoot, D. ve Szabo, J. (2010). Friends With<br />
Benefits: A Social Media Marketing<br />
HandBook, No Starch Press, Inc.: San Francisco,<br />
CA.<br />
Briggs, C. (2009). “BlendTec Will It Blend?<br />
Viral Video Case Study”,<br />
http://www.socialens.com/wpcontent/uploads/2009/04/20090127_case_blendte<br />
c11.pdf (31.07.2012).<br />
Brown, G. (2008). Social Media 100 Success<br />
Secrets: Social Media, Web 2.0 User-<br />
Generated Vontent and Virtual Communities<br />
– 100 Most Asked Mass Collaboration<br />
Questions. Emereo Publishing.<br />
Bullas, J. (2011). “How to Create a Twitter<br />
Marketing Strateji that Rocks”<br />
http://www.jeffbullas.com/2011/06/27/how-tocreate-a-twitter-marketing-strategy-that-rocks/<br />
(03.08.2012).<br />
Burkholder, M. ve Greenstadt, R. (2012). Privacy<br />
in Online Review Sites, IEEE Symposium on<br />
Security and Privacy Workshops.<br />
Business.com (2011). “Marketing Your Business<br />
in Second Life: The Beginning of the 3D Web”,<br />
http://www.business.com/guides/marketing-yourbusiness-in-second-life-the-beginning-of-the-3dweb-1578/<br />
(02.08.2012).<br />
Chillemi, S. (2008). How to Become Wealthy<br />
Selling Products on the Internet Get Noticed<br />
and Profiting. Lulu.com: NC.<br />
Constant Contact (2010). “Get Started Building<br />
Your Social Media Presence”,<br />
http://img.constantcontact.com/docs/pdf/getstarted-building-your-social-media-presence.pdf<br />
(30.07.2012).<br />
Daum, K., Hein, B., Scott, M. ve Goeldi, A.<br />
(2012). Video Marketng For Dummies. John<br />
Wiley & Sons, Inc.: Hoboken, NJ.
Davis, F.M. (2012). Social Networking: Easy<br />
Blog & Social Media Strategy For The Small<br />
Business Owner, CreateSpace: USA<br />
Equity Marketing Solutions (2012), “The<br />
Benefits of Online Ratings and Reviews for Ecommerce<br />
Merchants”,<br />
http://mygenie.com.s3.amazonaws.com/documen<br />
ts/whitepapers/Benefits%20of%20Ratings%20%<br />
26%20Reviews.pdf (02.08.2012).<br />
Festoon Media (2010). “Social Networking: Why<br />
Use It For Your Business”,<br />
http://www.festoonmedia.com/whitepapers/image<br />
s/Social_Networking.pdf (02.08.2012).<br />
“Forum Marketing Simplified”,<br />
http://www.browsermoney.com/resources/Forum%20Marketing%20<br />
Simplified.pdf (02.08.2012).<br />
Fox, S.C. (2009). E-Riches 2.0 Next-Generation<br />
Marketing Strategies For Making Millions<br />
Online. Amacom: USA.<br />
Gartner.com (2007). “Gartner Says 80 Percent of<br />
Active Internet Users Will Have A "Second Life"<br />
in the Virtual World by the End of 2011”,<br />
http://www.gartner.com/it/page.jsp?id=503861<br />
(02.08.2012).<br />
Gardner, S. (2005). Buzz Marketing with Blogs<br />
for Dummies. Wiley Publishing, Inc.: Hoboken,<br />
NJ.<br />
Genelius, S. (2011). 30-Minute Social Media<br />
Marketing. Mc Graw Hill: New York.<br />
Graham, J. ve Lee, L. (2011). Internet<br />
Advertising and Promotion: Free or Almost Free<br />
Strategies for Small, Local<br />
Businesses. CreateSpace.<br />
Grimes, M. (2012). “Nielsen: Global Consumers'<br />
Trust in 'Earned' Advertising Grows in<br />
Importance”,<br />
http://nielsen.com/us/en/insights/pressroom/2012/nielsen-global-consumers-trust-inearned-advertising-grows.html<br />
(29.07.2012).<br />
Hartline, J., Mirrokni, V.S. ve Sundararajan, M.<br />
(2008). Optimal Marketing Strategies over Social<br />
Networks, International World Wide Web<br />
Conference, WWW, April 21–25, Beijing, China,<br />
ss: 189-198.<br />
Horton, C. (2012). “Case Study: 4 Brands that<br />
Use Pinterest the Right Way”,<br />
http://www.business2community.com/pinterest/c<br />
ase-study-4-brands-that-use-pinterest-the-rightway-0169433<br />
(27.07.2012).<br />
<br />
104<br />
Iskold, A. (2007). “The Digg Effect”,<br />
http://www.readwriteweb.com/archives/the_digg<br />
_effect.php (27.07.2012).<br />
Jacobson, C.M. (2009). Virtual Worlds and the 3-<br />
D Internet, Eds: P. Candace Deans, Social<br />
Software and Web 2.0 Technology Trends,<br />
Premier Reference Source, pp: 80-104,<br />
Information Science Reference (IGI Global):<br />
USA.<br />
Lacy, K. (2011). Twitter Marketing For<br />
Dummies. 2 nd Edition, Wiley Publishing, Inc.:<br />
Indiana, USA.<br />
Lerman, K. (2007). “User Participation in Social<br />
Media: Digg Study”,<br />
http://www.isi.edu/~lerman/papers/lerman2007s<br />
ma.pdf (27.07.2012).<br />
Lui, T-W., Piccoli, G. ve Ives, B. (2007).<br />
Marketing Strategies in Virtual Worlds, The Data<br />
Base for Advances in Information Systems,<br />
Volume 38, Number 4, November, ss: 77-80.<br />
Lyins, K., Playford, C., Messinger, P.R. ve Niu,<br />
R.H. (2009) Business Models in Emerging<br />
Online Services, Eds.: Matthew L. Nelson,<br />
Michael J. Shaw ve Troy J. Strader, Value<br />
Creation in e-Business Management: 15 th<br />
Americas Conference on Information<br />
Systems,AMCIS, LNBIP 36, pp. 44-55, Springer:<br />
Verlag Berlin Heidelberg.<br />
Monty, S. (2011). “Infographic: 5 Companies<br />
That are Rocking Social Media”,<br />
http://www.business2community.com/socialmedia/infographic-5-companies-that-are-rockingsocial-media-098610<br />
(22.07.2012).<br />
Park, S.R., Nah, F. F-H., DeWester, D.,<br />
Eschenbrenner, B. ve Jeon, S. (2008). Virtual<br />
World Affordances: Enhancing Brand Value,<br />
Journal of Virtual Worlds Research, November,<br />
Vol. 1, No. 2.<br />
Patel, S. (2012). “10 Companies Using Facebook<br />
to Grow Their Likes”.<br />
http://www.searchenginejournal.com/10companies-using-facebook-to-grow-theirlikes/39968/<br />
(30.07.2012).<br />
Peagler, M. (2011). “64 Awesome Facebook<br />
Marketing Techniques”,<br />
http://allfacebook.com/64-awesome-facebookmarketing-techniques_b55273<br />
(01.08.2012).
Peagler, M. (2011). “Infographic & Video: 64<br />
Techniques for Innovative Facebook Marketing<br />
Campaigns”,<br />
http://socialmediaonlineclasses.com/facebookstrategies/infographic-64-techniques-forinnovative-facebook-marketing-campaigns/<br />
(30.07.2012).<br />
Porterfield, A. (2011). “10 Top Business Blogs<br />
and Why They Are Successful”,<br />
http://www.socialmediaexaminer.com/10-topbusiness-blogs-and-why-they-are-successful/<br />
(03.08.2012).<br />
PostRelease (2010), “Online Forums: Social<br />
Marketing with Proven Results”.<br />
http://docs.postrelease.com/content/research/postr<br />
elease-whitepaper-forums.pdf (22.07.2012).<br />
Rollyson, C.S. (2007). “Virtual Worlds and<br />
Gaming: Fertile Ground for Real Relationships”,<br />
The Global Human Capital Journal,<br />
http://globalhumancapital.org/virtual-worlds-andgaming-fertile-ground-for-real-relationships/<br />
(02.08.2012).<br />
Rosenberg, J. (2012). “Social Bookmarking”,<br />
http://jaclyn1.files.wordpress.com/2012/05/social<br />
-bookmarking.pdf (27.07.2012).<br />
Rosetta Alba Services Ltd. (2008). “Better<br />
Business Blogging: An Introduction to Business<br />
Blogs, Their Benefits & How to Promote Them”,<br />
http://www.betterbusinessblogging.com/img/Bett<br />
erBusinessBlogging-WhatisaBlog-<br />
BusinessIntroduction-revised.pdf (20.07.2012).<br />
Ryan, D. ve Jones, C. (2012). Understanding<br />
Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />
Engaging The Digital Generation. Second<br />
Edition, Kogan Page Limited: London, United<br />
Kingdom.<br />
Ryan, D. ve Jones, C. (2009). Understanding<br />
Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />
Engaging The Digital Generation. Kogan Page<br />
Limited: London, United Kingdom<br />
<br />
105<br />
Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />
Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />
Success. 2 nd Edition, John Wiley & Sons, Inc.:<br />
Hoboken, New Jersey.<br />
Stelzner, M.A. (2012). “2012 Social Media<br />
Marketing Industry Report”, April,<br />
http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMed<br />
iaMarketingIndustryReport2012.pdf<br />
(04.08.2012).<br />
Stephenson, J. ve Thurman, C. (2007). Ultimate<br />
Small Business Marketing Guide. 2 nd Edition,<br />
Entrepreneur Media, Inc.: Canada.<br />
The Internet Marketing Academy (2011).<br />
“Developing an Internet Marketing Strategy”,<br />
http://www.ecommis.eu/downloads/teachingmaterial/ebooks/developing-an-internetmarketing-strategy.pdf<br />
(30.07.2012).<br />
Williams, D. ve Portney, D. (2010). Mastering<br />
Blog Marketing How To Launch Your<br />
Website To The Top Of Google. eBook Edition,<br />
Doug Williams and Associates, LLC.<br />
Yelp.com (2012). “10 Things You Should Know<br />
About Yelp”, http://www.yelp.com/about<br />
(02.08.2012).<br />
YouTube.com (2012). “Statistics”,<br />
http://www.youtube.com/t/press_statistics<br />
(31.07.2012).<br />
Zarrella, D. (2010). The Social Media<br />
Marketing Book. O’Reilly Media, Inc.:<br />
Sebastopol, CA.<br />
Zavisic, Z. ve Zavisic, S. (2011). “Social<br />
Network Marketing”,<br />
http://bib.irb.hr/datoteka/529528.Zavisic_Zavisic.<br />
pdf (02.08.2012).<br />
360i Digital Connections (2009). Social<br />
Marketing Playbook. 360i.
5<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Halkla ilişkiler amaçlı olarak Internet’in nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,<br />
Sosyal medyanın halkla ilişkiler kavramı açısından nasıl ele alındığını açıklayabilecek,<br />
Hakla ilişkiler iletişim aracı olarak sosyal medyanın nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,<br />
Sosyal medyada halkla ilişkiler uygulamalarının nasıl gerçekleşmesi gerektiğini açıklayabilecek,<br />
Sosyal medyanın halkla ilişkiler kampanyaları sürecinde nasıl ele alındığını açıklayabilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
Halkla İlişkiler<br />
Kurumsal Web Sayfaları<br />
Sosyal Medya<br />
Bloglar<br />
Sosyal Ağlar<br />
Podcastlar<br />
İçindekiler<br />
106<br />
Mikrobloglar<br />
Sanal Dünyalar<br />
İtibar Yönetimi<br />
Medya İlişkileri<br />
Kriz Yönetimi<br />
Kurumsal Sosyal Sorumluluk<br />
Vikiler Kurumsal Kimlik<br />
Medya Paylaşım Siteleri Halkla İlişkiler Kampanya Süreci<br />
Giriş<br />
Halkla İlişkilerde Internet’in Kullanımı<br />
Halkla İlişkiler Aracı Olarak Sosyal Medya<br />
Halkla İlişkilerin Uygulama Alanlarında Sosyal Medya Kullanımı<br />
Halkla İlişkiler Kampanyalarında Sosyal Medyanın Kullanımı
GİRİŞ<br />
Sosyal medya, giderek daha çok araçla, halkla ilişkiler uygulamacılarına işletme ve kurumların hedef<br />
kitlesinin günlük yaşamlarına dahil olabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu yeni teknolojiler, hedef kitle<br />
ile iletişim kurabilmek için yeni fırsatlar sunmaktadır. Halkla ilişkiler uygulamacıları, iş amacıyla sosyal<br />
medya araçlarını kullanabilmesi için yeni iletişim teknolojileri ve yeni medya iletişimi konusundaki<br />
gelişmeleri takip etmesi ve uyum sağlamak için çaba göstermektedir.<br />
Sosyal medya kanalları özellikle kurum imajının oluşturulmasında rol oynamaktadır. Sosyal medya<br />
kullanımı hedef kitlelerle online iletişim kurabilme fırsatı verir. Bunun yanında sosyal medya, kurum<br />
imajını geliştirmede ve iyileştirmede kullanılabilecek bir araç olarak görülmektedir.<br />
Sosyal medya uygulamaları kurumsal itibar yönetim stratejilerinin bir parçası olarak da görülmelidir.<br />
Online kriz iletişiminde etkileşimli ve yenilikçi kanalların kullanımı daha önemli olmaya başlamış<br />
durumdadır. Krize cevap verebilmek için çevrenin iyi araştırılması ve gözlenmesi gerekmektedir. Online<br />
iletişim, uygun fiyatlı bir medya kanalı olmasının yanında, kriz durumunda temel hedef kitlelere<br />
ulaşmada da en uygun araçtır. Halka ilişkiler çalışanları, iki yönlü iletişime olanak sağlaması açısından<br />
sosyal medya uygulamalarında daha fazla yer almaya çalışmalıdır. Sosyal medya aracılığı ile halkla<br />
ilişkiler çalışanlar çoklu ortam (multi-media) dosyalarını, basın bültenlerini ve kampanya bilgilerini<br />
paylaşabilmektedir.<br />
Halkla ilişkiler çalışanlarının kriz iletişimi konusunda bilgili ve yetkin olmaları gerekir. Sosyal medya<br />
kullanımında, kriz iletişimi ile ilgili nelerin önemli olduğu, sosyal medyanın ne amaçla kullanılacağının<br />
yanı sıra etkisinin nasıl ölçüleceği konuları öne çıkmaktadır. Sosyal medya çalışanlar, müşteriler, rakipler,<br />
tedarikçiler ve medya ile ilişkilerde değişiklik meydana getirmiştir. Mesajın iletilmesi daha kolay, hızlı ve<br />
etkili hale gelmiştir. Ayrıca sosyal medya yeniliklerin benimsenmesinde motivasyon sağlamaktadır.<br />
Sosyal medya, işletmelerle kullanıcıların değişik yollarla bir araya gelmelerini sağlamaktadır.<br />
İşletmeler, sosyal medya uygulamaları aracılığı ile etkileşim yaratarak, önemli hedef kitlelerle ilişkilerini<br />
geliştirebilir. Kurumlar sanal iletişim stratejileri uygulayarak temel hedef kitleleriyle ilişkilerini<br />
geliştirebilir. Hedef kitle işletmelerden açıklık ve şeffaflık talep etmektedir. İşletme, sosyal medya<br />
aracılığıyla açık, doğru ve dürüst iletişim kurmayı hedeflemelidir ve online iletişim etkinliklerinde<br />
şeffaflığını korumalıdır. Sosyal medyada kurum olarak yer almanın öneminin fark edilmesi gerekir.<br />
Ancak sosyal medyanın gücünü dikkate alarak ve ciddi uygulamalara yer vererek stratejik bir biçimde<br />
halkla ilişkilerinin yönetilmesine fırsat sağlar.<br />
HALKLA İLİŞKİLERDE INTERNET’İN KULLANIMI<br />
Halkla ilişkiler, kurum ve işletmelerle hedef kitle arasında karşılıklı iletişimi, anlayışı ve kabulü<br />
sağlaması açısından çok önemli bir role sahiptir. Halkla ilişkiler uygulamaları, işletme hakkında hedef<br />
kitleyi bilgilendirmenin yanında onları tanımak için de yapılan çalışmaları içerisinde barındırır. Hedef<br />
kitlenin tutum ve beklentilerini saptayarak, işletmenin gerekli iyileştirmeleri yapmasını sağlar. Halkla<br />
ilişkiler, reklamlar gibi sadece ürün ya da hizmet tanıtımına yönelik tek yönlü bir iletişimi içermez.<br />
İşletme ve hedef kitle arasında çift yönlü iletişim kurarak karşılıklı anlayışı sağlamaya çalışır. Bu açıdan<br />
ele alındığında halkla ilişkiler işletmelerin, kamunun dikkatine sunmak ve duyurmak istedikleri bilgileri<br />
107<br />
<br />
Sosyal Medyada Halkla<br />
İlişkiler
hedef kitleye ulaştıran ve onların tepkilerini yansıtan örgütlü ve çift yönlü bir iletişim olarak da<br />
tanımlanmaktadır (Grunig, 2005; 15). Halkla ilişkiler bir işletmenin iç ve dış kamularla, yani işletmenin<br />
hedeflerine ulaşma yeteneğini etkileyen gruplarla, kurduğu iletişime ait planlama, yürütme ve<br />
değerlendirme etkinliklerinin toplamını ifade eder.<br />
Halkla ilişkiler, işletme içerisinde de iletişimin geliştirilmesini sağlayarak kurumsal hedeflere<br />
ulaşılmasına aracılık eder. İşletme içinde çalışanların yaşadığı sorunlar, yapılan işleri de etkileyecektir.<br />
Halkla ilişkiler bu sorunların ortadan kaldırılması aşamasında iyileştirici, düzenleyici ve yönetici olarak<br />
rol oynar. Halkla ilişkilerin hedef kitlesi, iç ve dış hedef kitleleri kapsamaktadır. Yani hem işletme içinde<br />
hem de işletme dışındakilerle iletişim içerisindedir. Böylece işletme içi ve dışı arasında bilgi akışının ve<br />
iletişiminin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlar. İşletme dışındakilere işletmeyle ilgili bilgilere<br />
ulaşmasında kolaylık sağlanırken, işletme dışındakilerin görüşlerinin de işletme içerisine aktarılması<br />
halkla ilişkiler aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.<br />
araştırınız.<br />
<br />
Halkla ilişkiler açısından hedef kitle kavramının ne anlama geldiğini<br />
Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından<br />
yapılan halkla ilişkiler faaliyetlerinin, düzenli ve sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla<br />
ilişkilerin işletmenin misyonu, konumlandırması, tanınırlığı ve yaptığı hizmetin bilinirliği açısından da<br />
önem taşıdığı unutulmamalıdır. Halkla ilişkiler iletişim modelleri açısından ele alındığında, Internet’in iki<br />
yönlü iletişim ortamı sunması, hedef kitle ile etkili iletişim kurabilme fırsatı sağlaması açısından<br />
önemlidir. Geribildirim elde edilmezse halkla ilişkilerin iletişim süreci eksik kalmış olur (Kazancı, 1997;<br />
53). Internet, etkileşime olanak veren bir iletişim aracıdır. Internet üzerinden bilgi alışverişi yapabilmek,<br />
zaman ve mekan kısıtı olmaksızın dünyanın herhangi bir yerinden istenen bilgilere ulaşabilmek mümkün<br />
hale gelmiştir. Halkla ilişkiler, hedef kitlesine ulaşmak için kitle iletişim araçlarından ve yüz yüze iletişim<br />
ortamlarından yararlanmaktadır. Internet’in ortaya çıkması ile halkla ilişkiler iletişim araçları arasında<br />
web sayfaları da yerini almıştır. Kurumsal web sayfaları ile verilmek istenen bilgiler, hedef kitlelerin<br />
erişimine sunulmaktadır. İşletmeler ayrıca e-posta aracılığıyla mesaj alış verişi yapmakta, sohbet odaları<br />
kullanmakta, haber gruplarına üye olmakta, video konferans olanaklarıyla uzak mesafelerdeki kişilerle bir<br />
araya gelerek etkileşimli iletişim gerçekleştirebilmektedir. Yeni iletişim teknolojisi olarak Internet’in iş<br />
dünyasına girmesi, iletişim açısından büyük fırsatlar yaratmıştır. Internet aracılı iletişim araçlarını şu<br />
şekilde sıralamak mümkündür:<br />
E-posta: Eş zamansız olarak kullanılabilen bu iletişim aracı ucuz ve kullanımı oldukça kolaydır. Bu<br />
nedenle de oldukça yaygınlaşmıştır. Yaygın olarak tercih edilen e-posta servisleri arasında Hotmail,<br />
Yahoo, Gmail sıralanabilir.<br />
Sohbet odaları: Eşzamanlı olarak, kişilerarası ve grup kapsamında kullanılabilen iletişim<br />
ortamlarıdır. Bilgisayar donanımına bağlı olarak yazılı sohbetlerin yanı sıra sesli ve görüntülü sohbet<br />
ortamları da kullanılabilir. En yaygın olarak kullanılan sohbet programları MSN ve Skype’dir.<br />
Videkonferans: İş ve eğitim ortamında eş zamanlı olarak gerçekleştirilen sesli ve görüntülü<br />
toplantılardır.<br />
Haber grupları: Kurumsal sitelere üye olunduğunda eş zamansız olarak e-posta adreslerine<br />
gelişmelerle ilgili gönderilen mesajlardır.<br />
Intranet: Örgütsel iletişim kapsamında dahili Internet ağı erişimidir. İşletmede, işin ağ üzerinden<br />
yürütülmesini sağlamaktadır.<br />
Web sayfaları: İşletmelerin en önemli halkla ilişkiler aracı haline gelmiştir. Metin, resim, ses ve<br />
görüntü dosyalarını barındırabilen ve Internet aracılığı ile bağlantı kurulabilen çoklu ortam birimidir.<br />
Sanal Topluluklar: Topluluk web sayfalarına üye olanlar arasında iletişimin sağlandığı, fikir ve<br />
görüşlerin paylaşıldığı ve tartışıldığı gruplardır.<br />
108
Internet’in bir halkla ilişkiler iletişim aracı olarak kullanılmaya başlamasıyla birlikte, halkla ilişkiler<br />
kapsamında hedef kitle ile kurulan iletişimde değişiklikler meydana gelmiştir. Internet’in sunduğu<br />
iletişim araçları eşzamanlı ya da eş zamansız olarak iletişim kurulmasına imkan tanımakta, iletişim tek<br />
yönlü olmaktan çok iki yönlü gerçekleşmektedir. Halkla ilişkiler açısından Internet hedef kitle ile etkili<br />
iletişim kurabilmek amacıyla kullanılmaktadır. Aynı zamanda Internet halkla ilişkilere şu alanlarda destek<br />
sağlamaktadır (Güçdemir, 2010; 66):<br />
• Hedef kitleyi gündemden haberdar etmek<br />
• Medyaya bilgi sağlamak<br />
• Hedef kitle hakkında bilgi toplamak<br />
• Kurumsal kimliği güçlendirmek<br />
• Kriz yönetmek<br />
• İtibarı güçlendirmek<br />
Halkla ilişkilerde Internet’in kullanımını ve gelişimini takip edebilmek için günümüzde hala en etkili<br />
halkla ilişkiler iletişim aracı olarak kabul edilen kurumsal web sayfalarının nasıl kullanıldığını ve halkla<br />
ilişkilerde sosyal medyanın nasıl bir değişim yarattığını incelemek gerekir.<br />
Kurumsal Web Sayfalarının Kullanımı<br />
Kurumsal web sayfaları, işletmelere halkla ilişkiler uygulamalarında yeni fırsatlar sunmaktadır. Web<br />
sayfaları işletme tanıtımının yanı sıra kurum kimliğini yansıtan öğelerin sunulması, işletme yayınlarının<br />
ucuz ve geniş ölçekli dağıtılması, medya ile ilişkilerin kolaylaşması ve iletişim olanaklarının<br />
genişlemesini sağlamaktadır. Kurumsal web sayfaları işletmelerin, hedef kitlelerine işletmeyle ilgili<br />
bilgileri ulaştırabilmek için kullandığı bir halkla ilişkiler iletişim aracıdır. Web sayfaları bir halkla<br />
ilişkiler aracı olarak işletmeyle ilgili doğru, güncel ve açıklayıcı bilgi sağlaması açısından önem taşır.<br />
İşletme hissedarlarının işletmenin işlerinin takibini kolaylaştırması, yatırım yapmak isteyenlere işletme<br />
hakkında açıklayıcı bilgiler sunulması ve işletmeyle ilgili haber yapmak isteyen medya çalışanlarının işini<br />
kolaylaştıracak malzemenin sağlanması web sayfalarını işlevsel hale getirmektedir. Bu nedenle web<br />
sayfalarının görsel tasarımı kadar içeriğinin de bu amaca hizmet edecek biçimde geliştirilmesi gerekir.<br />
Kurumsal web sayfası tasarlanırken dikkat edilmesi gereken unsurlar şu şekilde sıralanmaktadır:<br />
• Kolay ulaşılabilir olmalıdır.<br />
• Özgün olmalıdır.<br />
• Logosu, amblemi, ürünleri ve hizmetleri yer almalıdır.<br />
• Misyonu, vizyonu ve amacı belirtilmelidir.<br />
• Sayfa içerikleri amaca uygun olmalıdır.<br />
• Geribildirim mekanizması olmalıdır.<br />
• Güncelleme ve yeniliklerden haber vermek amacıyla RSS bağlantısı verilmelidir.<br />
• İletişim bilgileri yer almalıdır.<br />
• İlgili bağlantı linkleri verilmelidir.<br />
• Yıllık raporlar olmalıdır.<br />
• Medya ilişkileri ve basın arşivi bölümü olmalıdır.<br />
• Kurumsal yayınlar ve e-bültenlere yer verilmelidir.<br />
• Duyurular veya haberler yer almalıdır.<br />
• Kurumun blog sayfası, Facebook ve Twitter sayfalarına erişim bağlantısı yer almalıdır.<br />
<br />
109
Sosyal Medyanın Kullanımı<br />
Internet’in, ticari anlamda kullanılmaya başladığından bu yana, halkla ilişkiler açısından etkili bir şekilde<br />
kullanıldığı görülmektedir. Halkla ilişkilerin temelinde iletişim yatmaktadır. Bu nedenle iletişim alanında<br />
yaşanan gelişmelerin ve yeniliklerin yakından takip edilmesi doğaldır. Yaklaşık olarak otuz yıldır Internet<br />
teknolojisinin hakla ilişkiler çalışmalarında yerini aldığını görmekteyiz. 2004 yılında ortaya atılan Web<br />
2.0 kavramına değin, halkla ilişkilerde e-posta, haber grubu, videokonferans gibi Internet iletişim araçları<br />
ve özellikle kurumsal web sayfaları kullanılmaktaydı. Ancak Web 2.0 kavramının ortaya çıkışı ile<br />
birlikte, sadece web sayfalarının değil halkla ilişkiler kavramının da bugüne kadar yaşamadığı bir değişim<br />
içerisine girdiği görülmektedir. Hatta Web 2.0 ile birlikte PR 2.0 kavramının da geliştiğini görmekteyiz.<br />
Daha önce de bahsedildiği üzere, Web 2.0 kavramı her kullanıcının içerik yaratıcısı olabileceği<br />
teknolojik bir alt yapı sunmaktadır. Artık kullanıcı da iletişimi başlatabilmekte, işletmeyle ya da<br />
çalışanlarıyla doğrudan iletişim kurabilmektedir. Bu durum halkla ilişkiler iletişim sürecinde bir kırılma<br />
noktası olarak kabul edilmiş ve PR 2.0 kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Halkla ilişkiler<br />
çalışmalarında daha fazla stratejik öneme sahip olan iki yönlü iletişim uygulaması, tam anlamıyla sosyal<br />
medya kullanımıyla gerçekleşmiştir. Sosyal medya uygulamalarında hedef kitle düşünce, öneri ve<br />
şikayetlerini doğrudan işletme çalışanlarıyla iletişim kurarak paylaşabilmektedir. Sosyal medya açısından<br />
hedef kitle ile iletişim değerlendirildiğinde, işletmeleri en çok etkileyen özelliklerden biri ağızdan ağıza<br />
iletişimin teşvik edilmesidir. Tüketiciler sosyal medya aracılığı ile hem işletmeyle hem de kendi<br />
aralarında iletişim kurabilmektedir. Kullanıcıların kendi arasında iletişim kurabilmesi işletmenin ürün,<br />
hizmet, etkinlikleriyle ilgili bilgi paylaşımına imkan tanımaktadır. Bu durum, işletmenin de kullanıcılar<br />
ya da diğer hedef kitleler hakkında bilgi edinmesine imkan tanıyan bir sistem sunmaktadır.<br />
Web sayfalarında yaşanan en büyük değişim ise, web sayfalarında içerik üretiminin tüm kullanıcılar<br />
için kolay hale gelmesidir. Halkla ilişkiler açısından kurumsal web sayfalarının kullanımını düşünecek<br />
olursak, bu sayfaların tasarımı ve içerik üretimi için belli bir bilgi ve tasarım becerisi gerektirdiğini<br />
görmekteyiz. Ayrıca bu sayfaların profesyonel anlamda üretimi oldukça pahalı bir iştir. Web 2.0<br />
kapsamında sosyal medyanın getirdiği en büyük yenilik, eğitim ve masraf gerektirmeden, üretilen içeriğin<br />
paylaşılması mümkün hale gelmiştir. Halkla ilişkilerin en önemli hedef kitlesini oluşturan tüketicilerin<br />
sahip olduğu bu yeteneğin göz ardı edilmemesi gerekir. Çünkü tüketiciler sosyal ağlarda içerik üretirken,<br />
bu içerik işletmeyi, markayı ve ürünü de kapsamaktadır. Sosyal ağlarda tüketiciler olumlu ya da olumsuz<br />
fikirlerini ve deneyimlerini paylaşabilmektedir. Bu durum dikkate alındığında kullanıcıların işletmeler<br />
üzerindeki etkisinin oldukça güçlü olduğu görülmektedir.<br />
Sosyal ortamların halkla ilişkiler çalışanlarına kazandırdığı iki önemli avantaj ise, hedef kitlenin<br />
işletme, ürün, hizmet, etkinlik ya da marka hakkındaki düşünceleri ve tutumları hakkında bilgi edinme ve<br />
tüketicilerle hızlı, etkili, iki yönlü iletişim kurma fırsatıdır. Sosyal medyanın, işletmelerin halkla ilişkiler<br />
uygulamalarına etkileri şöyle özetlenebilir (Alikılıç, 2011; 17- 45):<br />
• Hedef kitle kapsamına çevrimiçi topluluklar eklenmiştir.<br />
• Hedef kitle ile ilk defa doğrudan, aracısız iletişim ve etkileşim kurulmuştur.<br />
• Olumlu mesajların yayılması için ağızdan ağıza pazarlama teknikleri kullanılabilir hale<br />
gelmiştir.<br />
• Medya karması içinde kullanıcı tarafından yaratılan içerik siteleri kullanılmaya başlanmıştır.<br />
• Hedef kitle ile etkileşim ve işbirliği sonucunda etkili mesajlar oluşturulabilmektedir.<br />
• Geribildirimler dikkate alınarak, yanlış uygulama ve çıkabilecek sorunların engellenmesi<br />
sağlanabilir.<br />
• Sanal ortamda etkinliklere katılım fırsatları yaratmak kolaylaşmıştır.<br />
• Ağ oluşturma stratejileri uygulanarak, hedef kitle ile etkili iletişim ortamı yaratılabilir.<br />
• Hedef kitlenin işletme hakkındaki olumlu ifadeleri, işletmenin kendi sözlerinden daha fazla<br />
güven sağlamaktadır.<br />
• Etkili iletişim kurmak ve sürdürmek, kurum itibarını olumlu etkilemektedir.<br />
<br />
110
HALKLA İLİŞKİLER İLETİŞİM ARACI OLARAK SOSYAL MEDYA<br />
PLATFORMLARI<br />
Halkla ilişkiler hedef kitlesine ulaşmak için kitle iletişim araçlarından ve yüz yüze iletişim ortamlarından<br />
yararlanmaktadır. Halkla ilişkilerde kullanılan geleneksel araçlar şöyle sıralanabilir:<br />
• Basılı araçlar: Gazeteler, Dergiler, Broşürler, El kitabı, Bültenler, Yıllıklar, Mektuplar, Afişler,<br />
Pankartlar, El ilanları.<br />
• Görsel işitsel araçlar: Fotoğraflar, Tanıtım videoları, Tanıtım CD’leri.<br />
• Organizasyonlar: Sergi ve fuarlar, Yarışmalar, Festivaller, Törenler, Seminer ve Konferanslar,<br />
Geziler.<br />
Günümüzde ise bu geleneksel iletişim araçlarının yanında yeni medya araçları olarak kurumsal web<br />
sayfaları ve sosyal medya platformları yer almaya başlamıştır. Bu bölüm kapsamında yeni medya araçları<br />
olarak özellikle; blog, mikroblog, sosyal ağlar, medya paylaşım siteleri, sanal oyun ve dünyalar, arama<br />
motoru optimizasyonu, podcast ve sosyal işaretlemeden oluşan sosyal medya platformları ele<br />
alınmaktadır.<br />
Bloglar<br />
2000’li yılların başından itibaren yaygınlaşan bloglar, günümüzde bireysel olduğu kadar işletmelerce de<br />
yaygın biçimde kullanılmaktadır. İşletmeler, kendileri ile ilgili haberleri duyurmak, kampanyalarından<br />
haberdar etmek amacıyla blogları kullanmaktadırlar. Blogları işletmelerin günlüklerinin tutulması, güncel<br />
olayların takip edilmesi açısından ele aldığımızda, halkla ilişkiler açısından önemli bir iletişim aracı<br />
olarak görebiliriz. Kurumsal bloglar, şirket çalışanlarının ya da yöneticilerin işletme adına blog sayfasına<br />
yazılar yazması, hedef kitleye bir takım bilgiler sunması ve hedef kitleden de geribildirim alması sürecini<br />
kapsamaktadır (Alikılıç, 2011; 25). İşletmeler, hedef kitlenin ilgisini çekmek, yaptıkları etkinliklerden<br />
onları haberdar etmek, işletme hakkındaki düşüncelerini edinebilmek amacıyla bloglardan halkla ilişkiler<br />
amacıyla yararlanmaktadır.<br />
Yeni iletişim teknolojileri işletmelerin hedef kitlesini daha aktif hale getirmiştir. Geleneksel medyayı<br />
kullanan işletmeler, hedef kitleyi daha çok pasif izleyiciler konumunda bırakırken, sosyal medya<br />
ortamında içerik üretebilen ve işletmeyle iletişim kurabilen bireyler haline getirmiştir. Bloglar, işletmeler<br />
için ürünleri ve hizmetleri hakkında geribildirim almanın en hızlı, ucuz ve kolay yoludur (Sayımer, 2008;<br />
120). Bloglardaki içeriğin üslubu, web sayfalarına göre daha samimi olduğu için işletmeler hedef kitle ile<br />
iletişim kurma konusunda daha rahat davranabilmektedir. Sade dille yazılan blogların daha kolay<br />
anlaşılması ve güven vermesi söz konusudur.<br />
İşletmeler için, kişisel bloglar ya da hobi blogları bir ürün ya da hizmetin tanıtım yeri olarak<br />
görülmektedir. İşletmeler, kendi yönettikleri blogların dışında diğer blogları bir reklam mecrası olarak<br />
kullanmaya başlamışlardır. Kurumsal bloglar, ürün ya da hizmet tanıtımında, müşterileriyle iletişim<br />
kurma fırsatı sağlayan yerler olarak görülmelidir. Bloglarda işletme ürün, hizmet ya da etkinliklerle ilgili<br />
bilgi içeren kısa ya da uzun bilgiler, satış ya da kampanya bilgileri, video, ses dosyaları ya da bir fotograf<br />
paylaşılabilir (Tasner, 2010; 48). Blogların düzenli olarak güncellenmesi, işletmenin sosyal medya<br />
kullanımı ve hedef kitlesi ile etkili iletişim kurma konusunda istekli olduğunu kanıtlayan önemli bir<br />
göstergedir. Uzun aralıklarla güncellenen ve içeriğinde önemli bilgiler içermeyen, yapılan yorumlara ya<br />
da sorulan sorulara cevap verilmeyen kurumsal bloglar önce takipçilerini kaybedecektir. Sonrasında ise<br />
göstermelik iş yaptığı düşüncesiyle itibarını kaybedecektir. Bu nedenle eğer kurumsal blog oluşturma<br />
kararı verilirse, bu blogdan sorumlu bir ya da birkaç kişi atanmalı ve düzenli olarak takibi ve<br />
güncellemesi gerçekleştirilmelidir. Bloglar için bir başka önemli konu da bloglarda paylaşılan bilgilerin<br />
ilgi çekici olması ve hedef kitle ile iletişimi etkili bir biçimde kuracak biçimde yönetilmesidir. Bazı<br />
işletmeler, hedef kitlenin ilgisini çekebilmek ve takipçi sayısını arttırabilmek amacıyla, bloglarında<br />
indirim kuponları bile paylaşmaktadır. Kurumların paydaşlarıyla iletişim kurmasında bloglar önemli<br />
görevler üstlenmişlerdir (Alikılıç, 2011; 23):<br />
<br />
111
• Bilgilendirme metni sunma,<br />
• Fikirleri ortaya koyma,<br />
• Fikirleri tartışmaya açma,<br />
• Görüş ve tutumları aktarma,<br />
• İkna etme<br />
Bir kurum için stratejik bir halkla ilişkiler yönetiminde bu görevlerin dikkatli bir biçimde ele alınması<br />
gerekir. Halkla ilişkilerin stratejik olarak planlanması açısından Andreasen & Kotler’ın (2008; 329)<br />
oluşturduğu modelde takip edilecek adımlar arasında web sitelerinin ve blogların takibi de bulunmaktadır.<br />
Andreasen ve Kotler’in (2008) halkla ilişkilerin stratejik olarak<br />
planlanması amacıyla oluşturdukları modeldeki adımları araştırınız.<br />
Blog oluştururken öncelikle amacın belirlenmesi gerekir. Satışları arttırmak, müşteriyle ilgili konulara<br />
destek vermek, fikir önderliğinizi kanıtlamak, pazarınız için tartışma forumları yaratmak gibi amaçlar<br />
belirlenebilir. Scott (2008; 72), blog kullanmanın üç farklı yolundan söz eder:<br />
• Hedef kitlenin işletme, ürün, hizmet ya da etkinlikler hakkında ne söylediğini takip etmek için,<br />
• Başkalarının bloglarına yorumlar yazarak bu konuşmalara katılmak için,<br />
• Kurumsal blog yazarak bu konuşmaları başlatmak ve konuşmaları şekillendirmek için.<br />
İşletmeler, paydaşlarının kendileri ile ilgili görüşlerini farklı bloglarda paylaşmasından ötürü, bu<br />
bilgilerden habersiz kalabilir. Bu bilgi eksikliği yüzünden olumsuz görüşlerin yayılmasını kontrol<br />
edemeyebilir. İstenmeyen bu gibi durumlarla karşılaşmak istemeyen işletmeler, bu nedenle pek çok farklı<br />
blog yazarını ya da grubunu takip etmek zorunda kalmaktadır. Böyle istenmeyen bir durumda kalmaktan<br />
korunmanın en iyi yolu, işletmeye ait bir blogun oluşturulmasıdır. Böylelikle tüketiciler, dilek ve<br />
şikayetlerini kurum blogunda paylaşacaktır. Bu sayede işletmeler hem şikayetlerden haberdar olabilecek,<br />
hem de yaşanan sorunları telafi etmek için önemli bir fırsat yakalayacaktır. Halkla ilişkiler açısından<br />
bakıldığında bu tür bir uygulama, proaktif bir çalışmadır. Yani, sorunları ya da ortaya çıkabilecek krizleri<br />
önleyici bir uygulamadır. Karşılaşılan problemlerin çok büyümeden üstesinden gelmek daha kolaydır.<br />
Ancak bazı durumlarda işletmelerin kontrol edemedikleri bazı sorunlar ortaya çıkabilir. İşletme kendini<br />
bir krizin ortasında bulabilir. Böyle durumlarda ise reaktif halkla ilişkiler uygulamaları<br />
gerçekleştirilmelidir. Bloglar kriz iletişimini sağlamak amacıyla ve hedef kitleye sorun ile ilgili detaylı<br />
bilgi vermek ve yapılan yorumları değerlendirmek amacıyla kullanılmalıdır.<br />
<br />
http://blog.turkcell.com.tr/<br />
İşletmeler için hedef kitle ile iki yönlü iletişim kurma açısından bloglar büyük önem taşımaktadır.<br />
Hedef kitlenin işletmeye yönelik düşünce ve tutumlarından haberdar olmak, işletmeler için önemli bir<br />
veri sağlamaktadır. Bu durum yapılacak kampanya ya da etkinliklerde yol gösterici olacaktır. İşletmeler<br />
blogları halkla ilişkiler kampanya ya da etkinlikleri öncesi hedef kitleye yönelik araştırma çalışmaları için<br />
kullanabilir. Halkla ilişkiler kampanyalarının ilk adımı olan araştırma aşamasında, bloglarda küçük<br />
anketler yapılabilir ya da doğrudan hedef kitlenin görüşlerine başvurulabilir. Böylelikle bütçeden ve<br />
zamandan tasarruf sağlanmış olur.<br />
Blog ve diğer iletişim araçları arasındaki farklılıkları açıklayınız.<br />
112
Mikrobloglar<br />
Hedef kitleye yönelik olarak Internet’in kullanımı çeşitli iletişim araçlarının kullanımını da beraberinde<br />
getirmektedir. Hedef kitlenin farklı özellikleri, ilgi alanları ve bilgileri olduğu varsayıldığında çeşitli<br />
araçların kullanımı iletişim üstünlüğü yaratmaktadır. İşletmeler için sosyal medyada olmak zorunlu hale<br />
gelmiş görünmektedir. Pek çok işletme sosyal medyanın en azından bir iki platformunda yer almayı tercih<br />
etmektedir. Bu platformların başında blogların yanı sıra mikrobloglar da gelmektedir. İşletmelerin sosyal<br />
medyada yer alamaya karar verdiklerinde dikkat etmeleri gereken konular vardır. Mikroblogların<br />
kullanımı, halkla ilişkiler kapsamında, kurum kimliğinin oluşturulması, mesajların belirlenmesi, topluluk<br />
oluşturma, imaj, itibar ve beğenirlik çalışmalarına destek olacak uygulamalar olarak önerilmektedir<br />
(Gilpin, 2010). Mikrobloglar kullanılarak özel amaçlı topluluklar oluşturulabilir, etkinlikler yönetilebilir.<br />
Mikrobloglar ayrıca hedef kitle ile bilgi ve fikir alışverişi sağlanması açsısından avantaj sağlamaktadır.<br />
Mikrobloglar üzerinde işletmelerin kurum imajlarını korumak için özellikle dikkat etmeleri gereken<br />
bazı konular bulunmaktadır. İşletme öncelikle açık, doğru, güncel ve güvenilir bir biçimde bilgi<br />
sunmalıdır. Kullanılan içerik ilgi çekici olmanın yanında hedef kitlede olumlu his oluşturmalıdır.<br />
Başkalarını ya da rakipleri kötüleyici ifadeler yer almamalıdır. Bazen rakip işletmelerin müşterileri<br />
şikayetlerini farklı işletmelerin Twitter ya da Facebook hesaplarında paylaşmaktadır. Bu olumsuz<br />
yorumlara işletmenin yanıt vermeye çalışması olumsuz algılara yol açabilecektir. İşletme sosyal medyada<br />
kendisi ne ise onu yansıtmak için çaba göstermelidir. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışması ise<br />
alay konusu olmasına neden olacaktır. Sosyal medyada kurumsal tasarım öğeleri (logo ya da kurumsal<br />
renkler, semboller gibi) hedef kitle tarafından tanınmasına ve fark edilmesine yol açacak şekilde<br />
kullanılmalıdır. Sosyal medyada iletişimin biçimsel olması gerekmez ancak yine de mesajlar<br />
oluşturulurken işletme adına mesaj yazıldığı unutulmamalıdır. Mesajlar gerektiği ölçüde ciddi ve özenli<br />
yazılmalıdır. Yayınlanan mesajlarda telif sorunu yaratacak fotoğraf, video gibi içerik bulunmamalıdır.<br />
Eğer bu içeriğe Internet’ten ulaşmak mümkünse bağlantı adresi verilmesi tercih edilmelidir.<br />
Twitter gibi mikrobloglar, müşterileri anlamak ve onlarla iletişim kurmak için önemli bir araçtır.<br />
Mikrobloglar bağlantıları aracılığıyla hedef kitlesini yönlendirebilme özelliğine sahiptir. En bilindik<br />
mikroblog örneği olarak Twitter’ın kurumsal faydaları Weber (2009; 9) tarafından şu şekilde<br />
listelenmektedir (aktaran: Akar, 2010; 62):<br />
• Marka yaratma ve güçlendirme,<br />
• İşletme, ürün ya da bireyin tanıtımını yapma,<br />
• Hedef kitleyi genişletme,<br />
• Aynı alandaki iş profesyonelleriyle ağ kurma,<br />
• Tüketici, müşteri ya da takipçilerle ağ kurma,<br />
• Kurum ya da ürün hakkındaki fikirleri toplama,<br />
• Tavsiye isteme yoluyla yeni eleman ve ortaklar bulma,<br />
• Diğer online ortamlara trafiği sevk etme,<br />
• Çalışanlar için ağ kurma,<br />
• Yeni iş olasılıkları bulma,<br />
• Toplantı ve etkinlik programları.<br />
<br />
http://twitter.com/#!/kocholding<br />
113
Sosyal Ağlar<br />
Sosyal ağlar, kullanıcıların kendi içeriklerini yaratabildikleri, zaman ve mekandan bağımsız olarak<br />
iletişim kurabildikleri, istedikleri kişilerle ortak bir sosyal alan oluşturabildikleri sanal buluşma<br />
ortamlarıdır. Sosyal ağlar, sosyal medya platformu içerisinde en popüler alanlardır. Facebook, Myspace<br />
gibi arkadaşlık sitelerinin yanında LinkedIn, Netlog, Xing gibi iş bağlantılı sosyal ağ sitelerinin varlığına<br />
da rastlamaktayız. Özellikle iş bağlantılı sosyal ağ siteleri profesyonel hayatın paylaşıldığı, eğitim, iş<br />
alanı gibi özelliklerin dikkate alındığı, yapılan işlerin ve ortak konuların paylaşılmasına fırsat veren<br />
ağlardır. Ayrıca bu ağlar, iş ve eleman arama siteleri gibi de çalışmaktadır. Sosyal ağlar ister arkadaşlık<br />
sitesi olsun ister iş bağlantılı siteler olsun, kurumsal halkla ilişkiler uygulamaları için oldukça uygun bir<br />
alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal ağların toplulukları organize etme ve harekete geçirme<br />
konusundaki örnekleri göz önünde bulundurulduğunda, hedef kitleyi ikna etme amacıyla kullanımı da<br />
işletmeler tarafından dikkate değerdir (Alikılıç, 2011; 36).<br />
Sosyal ağlar işletmeye ait içeriğin daha hızlı yayılması için de uygun bir araçtır. İşletmenin sosyal<br />
ağlarda yer alması, farkındalığının artışını da sağlayacaktır. İşletmelerin sosyal ağlardaki varlığı, iletişim<br />
teknolojilerindeki yaklaşımları takip etmesinin göstergesi olması açısından işletmeye itibar da<br />
sağlayacaktır. İşletmeler sosyal ağları özellikle etkinliklerinin duyurulmasında etkin olarak kullanabilir.<br />
Ancak, sadece bilgi vermek amacıyla sosyal ağların kullanımı halkla ilişkiler açısından yeterli değildir.<br />
İki yönlü iletişim ve etkileşime olanak veren sosyal ağların kullanımı için işletmelerin farklı<br />
uygulamalara da yönelmesi gerekir. Bunun için etkinlikler kapsamında çeşitli iletişim programları da<br />
yürütülmelidir. Sosyal ağlar hedef kitlenin işletmeyle iletişim kurabilmesi açısından hem kolay hem de ek<br />
bir kanal yaratmaktadır. Bu sayede etkili iletişim yöntemlerinin uygulanması, hedef kitlenin tanınması ve<br />
yönlendirilmesi açısından işletmeye kolaylık sağlayacaktır. Sosyal ağlar, itibar yönetim aracı olarak,<br />
hedef kitlenin işletme hakkında yazdıklarını takip edebilmekte ve sorulara ya da sorunlara daha çabuk<br />
yanıt verme fırsatı yaratır.<br />
Sosyal ağlarda sadece işletme ve hedef kitle iletişiminin olmadığını unutmamak gerekir. Hedef kitle<br />
de sosyal ağ sitelerinde kendi aralarında iletişim kuracaklardır. Bu iletişimin olumlu ve olumsuz sonuçları<br />
olabilmektedir. İşletme hakkındaki beğenilerini paylaşanlar olduğu kadar şikayetçi kişilerin varlığı da<br />
unutulmamalıdır. İşletmenin kendi çıkarına olacak biçimde olumlu ifadelerin yer almasına çalışması<br />
oldukça sakıncalı bir durumdur. İşletmenin yaptığı bu çalışma ortaya çıktığında büyük bir krize neden<br />
olabilir. İşletmenin sürekli olarak övülmesi de hedef kitlenin bu durumdan şüphelenmesine neden<br />
olacaktır. Bu nedenle, hedef kitle iletişim kurarken işletmenin kendini öven açıklamaları yerine, ürün ve<br />
hizmetleri ya da etkinlikleri ile ilgili samimi ve öz bilgiler vermesi daha uygun olacaktır. Sosyal medya<br />
ortamında olumsuz ifadelerin ortaya çıkması durumunda, durumu örtbas etmek yerine şikayetleri dikkate<br />
alınarak sorunun çözümü için çalışılması hedef kitle üzerinde daha olumlu bir etki yaratacaktır. Scott<br />
(2008; 248), sosyal ağların işletmeler tarafından kullanılmasına yönelik bazı önerilerde bulunmaktadır:<br />
• Belirli bir hedef kitleyi hedef alın: Genel topluluklar yerine bölümlenmiş hedef kitlelere hitap<br />
edilmelidir.<br />
• Bir fikir lideri olun: İlginç ve değerli bilgiler paylaşılmalıdır.<br />
• Samimi ve şeffaf olun: Farklı biri gibi davranılmamalıdır. Yapılmayan şeyler yapılmış ya da<br />
yapılacak gibi gösterilmemelidir.<br />
• Birçok bağlantı oluşturun: Kullanıcıların işini kolaylaştıracak bağlantıların (linklerin) verilmesi<br />
yerinde olur. İşletmenin web sayfasına, bloglara ve işletmeyle ilgili ya da bağlantılı konu ve<br />
kurumlara bağlantı verilmelidir.<br />
• İnsanları sizinle bağlantı kurmaya teşvik edin: Kullanıcılara işletmenin çalışanlarına<br />
erişebilecekleri e-posta adresleri verilmelidir.<br />
• Katılın: Gruplar yaratarak online tartışmalara katılmalıdır.<br />
• Sizi bulmalarını kolaylaştırın: Web sayfası, blog sayfasını etiketleyerek arama motorlarında<br />
listelenme sağlanmalıdır.<br />
• Deneme yapın: Sosyal ağların yeniliklere ve deneyimlere açık olduğu unutulmamalıdır.<br />
<br />
114
Sosyal ağlar işletmeler için büyük bir iletişim potansiyeline sahiptir ancak dikkatli bir biçimde takip<br />
edilmesi ve iyi yönetilmesi gerekir. Aksi takdirde kurum itibarını zedeleyecek ve kriz yaratacak kadar<br />
olumsuz sonuçların doğmasına neden olunabilir (Alikılıç, 2011; 37). Böyle bir durumdan korunmak için<br />
proaktif halkla ilişkiler uygulamaları tercih edilmelidir. Sosyal sitelerde mümkün olduğunca yer almalı ve<br />
işletmeyle ilgili haberler takip edilmeli, hedef kitle ile iletişim içerisinde olmaya özen gösterilmelidir.<br />
Halkla ilişkiler kapsamına girebilecek hedef kitle içerisinde kimlerin<br />
yer alabileceğini öğrenmek için Filiz Balta Peltekoğlu’nun Beta Yayınlarından çıkan<br />
“Halkla İlişkiler Nedir” (1998) isimli kitabındaki “Proaktif ve Reaktif Halkla İlişkiler”<br />
başlıklı bölümü okuyabilirsiniz.<br />
Sosyal ağ sitelerinin halkla ilişkiler aracı olarak kullanım yerleri şöyle sıralanabilir (Onat ve Alikılıç,<br />
2008):<br />
Vikiler<br />
• Kurumsal itibarın izlenmesinde sosyal ağ sitelerinde işletme adı, marka adı, kurumsal ağı<br />
oluşturan diğer işletmelerin isimleri, üst düzey yönetici ve çalışanların isimleri izlenmelidir.<br />
Kurumsal iletişimden sorumlu görevlilerin, sıkça arama kısmına isimleri yazılarak ne şekilde,<br />
hangi profil içeriğiyle isimlerinin geçtiğini gözlemeleri mümkündür.<br />
• Sosyal ağ sitelerinde rakip ve ilgili kuruluşların halkla ilişkiler kapsamındaki eylemlerini<br />
inceleyip, medya planlama yaparken bu ortamlar değerlendirilmelidir.<br />
• Halkla ilişkiler birimleri veya halkla ilişkiler ajansları sosyal ağ sitelerindeki kullanıcıları birer<br />
hedef kitle olarak görmelidir. Bu hedef kitlelere farklı içerikte mesaj tasarlayıp, gönderebilirler.<br />
• İşletmeler, sponsorluk yaptıkları spor, kültür, sanat etkinliklerini tüketicilerine ve diğer hedef<br />
kitlelere duyurabilirler (Facebook içindeki “etkinlik uygulaması - event application” gibi).<br />
• Yarışma, workshop, eğitim gibi işletme dışına taşabilen etkinlikleri duyurmada kullanılabilir.<br />
• Sosyal sorumluluk projelerini ilgili hedef kitleye tanıtma ve destek bulmada kullanabilirler.<br />
• Kriz yönetimi kapsamında, kriz öncesinde izleme ve kriz döneminde kurumsal mesajları<br />
yayınlamada sosyal ağ siteleri kullanılabilir.<br />
• Sosyal ağlarda farklı grupları birbirine bağlayan kişileri belirleyip bu kişileri etkileyip dürüst,<br />
sağlıklı iletişim kurarak kurumsal mesajları yayabilirler.<br />
• Bir etkinliğin, bir kampanyanın veya işletmeyle ilgili mesajların yayılmasında çalışanlar<br />
kullanılabilir. Çalışanların profilleri üzerinden mesajlar yayılabilir. Özellikle, eğitim ve<br />
pazarlama gibi birimlerdeki çalışanların hem gerçek yaşamdaki hem de sosyal ağ sitelerindeki<br />
sosyal ağları geniş olduğu için, halkla ilişkiler bağlantılı mesajlar çok geniş kitlelere<br />
yayılabilecektir.<br />
• İşletmeler genel kullanıma açık veya iş sosyal ağ sitelerinde profil yaratabilir.<br />
<br />
http://www.facebook.com/doguscay<br />
Vikiler, işletmelere içerik ekleme ve düzenleme imkanı verir. Bilgi paylaşımı özellikle broşür biçiminde<br />
hazırlanmaktadır. Veri tabanı olarak kullanımı da söz konusudur. Ayrıca, eğitim malzemesinin<br />
paylaşımına olanak sağlar. Bir işletme içerisindeki farklı departmanlar tarafından hazırlanan<br />
dokümanların ortak bir alanda paylaşımına olanak verir. İşletmeler iş görme biçimlerini de vikiler<br />
aracılığıyla paylaşmaktadır. Alım satım politikaları, sponsorluk başvuruları, başvurulacak hizmetler,<br />
işlem ya da programın nasıl gerçekleştiği gibi konularda vikileri bir tür kılavuz olarak kullanmaktadır.<br />
Kurumların vikileri kullanma nedenlerini şöyle sıralanabilir (Akar, 2010; 73):<br />
115
• Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı,<br />
• Dağınık dokümanların bir araya toplanması,<br />
• Notları, ajandayı, takvimi, planları yönetme,<br />
• Ucuz ve herkes tarafından erişilebilir proje yönetim aracı,<br />
• Hem iç hem de dış hedef kitlenin dokümanlara ulaşabileceği bir platform.<br />
En yaygın kullanılan vikiler, Wikipedia ve Ekşi Sözlük’tür. Wikipedia.org sitesi kullanılarak, Toplu<br />
Projeler altında yer alan “vikiprojeler ve portallar” aracılığı ile kurumsal işbirliklerine gitmek ve hedef<br />
kitle ile ortak projeler yürütmek mümkündür.<br />
Wikipedia kullanımı giderek yaygınlaşmakta, her gün binlerce insan bu sitenin içeriğine katkıda<br />
bulunmaktadır. Halkla ilişkiler çalışmaları kapsamında işletmeyle ilgili anahtar kelimelerin belirlenerek<br />
uygun içeriklerin bu siteye eklenmesi ve değişikliklerin belirli periyodlarla kontrol edilmesi gerekir.<br />
Wikipedia sayfalarında yer almanın işletme için sağladığı avantajlardan biri, işletmenin görünürlüğünü<br />
arttırarak iyi bir itibar sağlamasıdır. Ayrıca Wikipedia sayfalarından paylaşılan bilgilerin yanında,<br />
kurumsal web sayfasına ve işletmenin diğer sosyal medya araçlarına verilecek bağlantılarla da hedef<br />
kitlenin işletme hakkında daha fazla bilgi edinebileceği ortamlara ulaşması sağlanır. Bir konu, kişi ya da<br />
kurum hakkında hızlı ve öz bilgi edinmek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen Wikipedia sitesi, hedef<br />
kitleyi doğru adreslere yönlendirmek açısından önemli bir rol oynamaktadır.<br />
Wikipedia’da hedef kitlenin yönlendirilmesi sadece işletme hakkındaki anahtar kelimeler aracılığı ile<br />
değil, işletmenin ürettiği ürün, hizmet ve etkinliklerle de ilgili olmalıdır. Bu yolla hedef kitle için ürün,<br />
hizmet ya da etkinlik denince akla ilk gelen ya da gelenlerden biri olma özelliği kazanılabilir. Bu durum<br />
işletmeye rekabet avantajı sağlayacaktır.<br />
Medya Paylaşım Siteleri<br />
<br />
http://tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi:Topluluk_portali<br />
Youtube, Flickr, SlideShare gibi video, fotoğraf ve sunum dosyalarını paylaşmaya fırsat veren bu siteler<br />
giderek yaygınlaşmaktadır. Günümüzde pek çok işletme ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım videolarını bu<br />
siteler aracılığı ile paylaşmaktadır. Yine bu işletmeler, kendi kurumsal web sayfalarında bu tanıtım<br />
görüntülerinin indirilmesine imkan vermiş olsa da medya paylaşım sitelerinde daha kolay izleme ve bu<br />
sitelerin veri tabanından da erişim sağlaması açısından tercih edilir duruma gelmiştir. İşletmeler böylece<br />
videonun izlenme oranlarını da takip edebilmektedir. Bunun yanında bu sitelerde sunulan görüntüleri,<br />
hedef kitlenin tercihleri doğrultusunda diğer sosyal medya platformlarında da kolaylıkla paylaşılmasına<br />
olanak sağlaması, işletmeyle ilgili bilginin kolaylıkla yayılmasına olanak sağlayacaktır.<br />
Halkla ilişkiler çalışanları medya paylaşım sitelerini, kurum içi halkla ilişkiler, çalışanlarla ilişkiler,<br />
müşteri ilişkileri ve eğitimi, yani kurumsal iletişim amacıyla kullanabilmektedir. Halkla ilişkiler<br />
çalışmalarında kullanıcıların anahtar kelimelerle arayarak izleyebildikleri videolar VOD (video on<br />
demand) türündeki Internet videolarıdır.<br />
olabilir?<br />
Bu videoların (VOD) kullanımının tercih edilmesindeki nedenler neler<br />
Bu videolar sadece işletme tarafından medya paylaşım sitelerine yüklenmez. İşletme dışındaki<br />
kullanıcılar da kendi videolarını yükleyebilmektedir. Çok profesyonel olmayan bu görüntüler, doğal ve<br />
inandırıcı olması nedeniyle daha etkili olmaktadır. Bu nedenle, bazı işletmeler bu tür video çekimlerini<br />
desteklemektedir. Viral reklam olarak adlandırılan bu uygulamalar giderek daha fazla yaygınlaşmaktadır.<br />
116
İşletmeler, pazarlama araştırma sonuçlarını, pazarlama iletişimi kampanyalarını ve arşivlerini de<br />
medya paylaşım sitelerinde sunmaktadır. Alikılıç (2011, 50) bunun nedenlerini şöyle sıralamaktadır:<br />
• İşletmenin açık görüşlü ve paylaşımcı olduğu imajını çizmek,<br />
• Rakiplerinin karşısında kendine duyduğu güveni sergilemek,<br />
• Hedef kitle ile iletişim kurmak,<br />
• Hedef kitleden geribildirim sağlamak<br />
• İşletmenin etkinliklerini duyurmak<br />
İşletmeler açısından medya paylaşım sitelerinin kullanım yerleri şöyle sıralanabilir (Tasaner, 2010;<br />
149):<br />
• Konferanslar: Online konferansa katılım gerçekleştirilebileceği gibi, geleneksel ortamlarda<br />
gerçekleştirilen konferanslardaki önemli konuşmalar video olarak medya paylaşım sitelerinde<br />
paylaşılabilir.<br />
• Ürün ve hizmet sunumları: Yeni ürün ve hizmetlerle ilgili olarak hazırlanan videolar online<br />
satış işlemleri ile birlikte kullanılabilir.<br />
• Partiler: İşletme kutlamalarının küresel çapta online olarak yapılmasına olanak tanır. Kutlama<br />
videoları, yine medya paylaşım siteleri aracılığı ile hedef kitle ile paylaşılabilir.<br />
• Röportajlar: İşletme yöneticileri ya da çalışanlara ait videolar, işletme ya da etkinlik tanıtımı<br />
amacıyla kullanılabilir.<br />
• Basın toplantıları: Gerçekleştirilen basın toplantılarının videolarının paylaşılması, özellikle<br />
medya çalışanlarının televizyon haberlerinde kullanabileceği malzemeyi sağlayacaktır.<br />
Sanal Oyunlar ve Dünyalar<br />
Sanal oyunlar, sanal bir ortamda insanlara yaşam deneyimi sunmaktadır. Sanal ortamlar halkla ilişkiler<br />
açısından hedef kitle ile iletişim kurulması için fırsat yaratmaktadır. Gerçek dünyanın sanal ortama<br />
aktarıldığını gördüğümüz pek çok başarılı uygulama ile karşılaşmaktayız. Ayrıca, Facebook üzerinden<br />
oynanabilen Farmwille gibi oyunlar da gerçek markaların kullanımı sayesinde marka görünürlüğüne ve<br />
bilinirliğine etkisi olmaktadır. Online oyunların dışında, yine hedef kitle ile etkileşim sağlayan oyunların<br />
varlığı, kurumun itibarının gelişmesine katkı sağlamaktadır.<br />
Alternatif Gerçeklik Oyunları (Alternate Reality Games - ARG oyunları), gerçek dünyanın bir<br />
simülasyonunu sunmaktadır. Hikayeler ya da etkinlikler oyuna çevrimiçi katılan kişilerin fikirleri ve<br />
hareketleri doğrultusunda yönlendirilmektedir. Ortam sanal olmasına rağmen eşzamanlı olarak oynanması<br />
gerekir. Bu durum, kişiler arasında iletişim kurulmasına da aracılık etmektedir. Bu oyunların üretim ve<br />
geliştirme maliyetleri yüksek olmasına rağmen genellikle ücretsiz olarak oynanabilmektedir. Masrafların<br />
karşılanması için destekleyici ürünler kullanılmaktadır. Bazı markalar bu tür oyunlara destek olarak,<br />
kendi markalarının bu oyunlarda yer almasını sağlamaktadır. Bu oyunların küresel olarak oynandığı<br />
düşünülürse, yapılan iletişim uygulamasının sonuçlarının çok geniş alanda olacağı görülebilir. Sanal<br />
oyunlar aracılığı ile marka bağlılığı yaratılmasını sağladığı görülmüştür. Bu nedenle işletmeler ve<br />
markalar, sanal oyunlara ilgi göstermeye ve bu oyunlar içerisinde yer almaya çalışmaktadırlar (Alikılıç,<br />
2011; 54).<br />
<br />
http://apps.facebook.com/akillicaybardagi/#_=_<br />
Sanal oyunlar arasında en yaygın olanlardan bir olan Second Life adlı oyun, küresel alanda<br />
işletmelerin marka iletişimi gerçekleştirdikleri bir oyun alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmelerin<br />
Second Life içerisinde yer almak istemelerinin nedeni olarak reklam, ürün tanıtımı, fizibilite çalışması ve<br />
müşteri görüşlerinin alınması gösterilmektedir (Second Life Türkiye). İşletmeler bu oyun ortamını<br />
117
pazarlama iletişimi çalışmaları için bir ön çalışma olarak görmekte ve sundukları ürün, hizmet ya da<br />
etkinlikle ilgili olarak, gösterilen ilgiye göre pazara yönelmektedirler. Türkiye’de Second Life içerisinde<br />
faaliyet gösteren bazı kurumlar şöyledir: Vestel, IBM, Sun Microsystems, Cisco, BMG, Sony Ericsson,<br />
Adidas, Nike, Reuters. Gerçek yaşamın bir simülasyonu olarak sunulan oyun, çoklu kullanıma ve online<br />
iletişime izin veren bir uygulamadır. Günümüzde kullanıcı sayısı dünya çapında 7 milyonu geçmiş<br />
durumdadır. Türkiye’de ise 5 bin aktif kullanıcı olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum pazarlama<br />
iletişimi çalışmaları için yeterli bir hedef kitle oluşturmaktadır.<br />
• Katılımcılar: Sanal fuarların ziyaretçileri de bilgisayar başındaki kullanıcılar olacaktır. Saat ve<br />
zaman kısıtı olmadan dünyanın herhangi bir yerindeki sanal fuara katılmak mümkün hale<br />
gelmiştir. Ayrıca bu tür sanal fuar, web sayfalarında sohbet sayfalarının yer alması, katılımcılar<br />
arasında iletişim ve etkileşim fırsatı yaratacaktır.<br />
118<br />
<br />
http://www.slturkiye.com/<br />
Sanal gerçeklik dünyaları, Internet aracılığıyla kullanıcılar ve araçlar arasında etkileşime izin veren üç<br />
boyutlu web tabanlı topluluklardır (Tasaner, 2010; 105). Sanal dünyalar, işletmeler için çok fazla iş yükü<br />
gerektirecek işlerden birisidir. Sanal dünyaların tasarlanması ucuz, çabuk ve kolay bir yöntem değildir.<br />
Ayrıca bu sanal dünyada sunulacak ürün, hizmet ya da etkinliklerinde geleneksel pazarlama iletişimi<br />
çalışmalarına göre daha detaylı ve sanal ortamın daha fazla dikkate alınması gerekir. Bütün bu zorluklara<br />
rağmen özellikle yeni müşteriler elde etme, satış yapma, marka sadakati oluşturma ve tüketici görüşlerini<br />
toplama açısından uğraşmaya değer bir iş olarak görülmektedir. Sanal dünyaların kullanıcılara sağladığı<br />
deneyim ve etkileşim fırsatı kurumsal iletişim açısından büyük değer taşımaktadır.<br />
Sanal dünyaları etkin kılabilmenin yollarını Tasaner (2010; 126) şöyle sıralamaktadır:<br />
• Toplantı ve etkinliklere ev sahipliği yapmak<br />
• Müşteri adaylarına satış çağrıları<br />
• Markalama<br />
• Ürün sunumları<br />
• Ürün ya da hizmeti uygulamalı olarak göstermek<br />
• Dijital ürün satışları<br />
• Eğitim ve seminerler<br />
• Hizmet içi eğitim<br />
• Eğlence<br />
Halkla ilişkiler açısından ticari organizasyonlar önemli birer iletişim çalışmasıdır. Fuarlar, sergiler,<br />
seminerler, konferanslar bunların başlıcalarıdır. Bu tür etkinliklerin gerçekleştirilmesi için büyük<br />
maliyetleri göze almak gerekir. Organizasyonlar, oldukça pahalı uygulamalardır. Ayrıca katılımcılar için<br />
de yine zaman ayırma ve düşükte olsa belli bir maliyete katlanmayı gerektirir. Günümüzde bu<br />
organizasyonlar sanal ortama taşınmış ve katılımcıların zaman ve maliyet sorunlarına kolaylık<br />
getirilmiştir. Geleneksel ticari fuarlarla, sanal fuarlar arasındaki farklılıklar şöyle sıralanmaktadır<br />
(Tasaner, 2010; 129):<br />
• Değişen boyut ve standlar: Maliyeti düşük, istenen büyüklükte ve ürün genişliğinde stand<br />
hazırlama imkanı.<br />
• Sponsorlar: Sanal fuarlarda da sponsorluklar bulunmaktadır.<br />
• Armağanlar: Standlardan tanıtım ürünleri ve broşür toplama keyfi için sanal ortamda<br />
indirilebilir broşürler tasarlanmaktadır. Somut ürünler için de adrese postalama yapma fırsatı<br />
kullanılabilir.
• Ürün ve hizmet demoları: Ürün ya da hizmetlerin kullanımı ya da deneyimi hakkında bir fikir<br />
vereceği için oldukça kullanışlı uygulamalardır.<br />
• Satılık ürün ve hizmetler: Kredi kartı aracılığı ile online alışveriş yapma fırsatının verilmesi<br />
yerinde olur.<br />
• Ürünlere ait basılı malzemeler: İndirilebilir broşür ve kataloglar kullanıcılara kolaylık<br />
sağlamaktadır.<br />
• İletişim: Fuarlarda sadece işletme ve hedef kitle değil, aynı zamanda herkesin iletişim kurabilme<br />
şansı vardır.<br />
• Eğlence: Sanal ortamda da eğlenceli etkinlikler düzenleme ve oyunlar oynamak mümkündür.<br />
Arama Motoru Optimizasyonu<br />
Arama motorları sitelerini kullanmadan Internet başında geçirdiğimiz bir gün dahi yok gibi görünüyor.<br />
Arama motorları arasında en yaygını %80’den fazla tercih edilme oranıyla Google’dır. Yahoo ve Bing<br />
onu takip eden arama motorlarıdır. Türkçe arama motorlarının sayısı da oldukça fazladır ancak yaygın<br />
değildir. Internet kapsamında milyonlarca web sitesi içerisinden adresini bilmediğimiz bir siteyi arama<br />
motorları olmadan bulmak neredeyse imkansızdır. Bir işletme ya da marka hakkında bilgi almak için<br />
arama motorunu açmak ve adını yazmak yeterlidir. Bu nedenle işletmeler için arama motorlarının<br />
sıralamaları içinde üst sıralarda yer almak önemlidir. Bunun için yürütülen çabalar ise arama motoru<br />
optimizasyonu kavramıyla açıklanmaktadır. İşletmelerin konu, ürün, hizmet ve etkinliklerle bağlantılı<br />
aramalarda üst sıralarda yer alması rakiplerine karşı üstünlük sağlamaları açısından önemlidir.<br />
Arama motoru optimizasyonu çalışması yürütmeyen işletmeler için en büyük tehlike, etiketlerinde<br />
işletme adına yer veren konu bağlantılı, blog veya web sitesine yönlendirme olacaktır. Özellikle otel adı<br />
aramalarında, otelin kurumsal web sayfası yerine seyahat içerikli web sayfalarına yönlendirme yapıldığı<br />
görülmektedir. Benzer biçimde, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde üye olunan ve sadece adres<br />
bilgilerinin yer aldığı birlik ya da dernek sayfalarına ulaşılmaktadır. İşletme hakkında detaylı bilgi almak<br />
isteyen hedef kitlenin kurumsal web sayfasına ulaşmak için daha fazla uğraşması, işletme için bir itibar<br />
kaybı olacaktır. Bu nedenle işletmelerin web sayfalarının tasarımına özen göstermesinin yanı sıra, arama<br />
motorlarında üst sıralarda yer almalarını sağlayacak olan uygulamaların da gerçekleştirilmesi gerekir.<br />
Bunun ilk adımı ise web sayfalarında gerekli, doğru ve yeterli etiketlemelerin yapılmasıdır. Arama<br />
motorları web sayfalarını ararken onları öncelikle etiketleri kapsamında taramaktadır. Bu nedenle web<br />
sayfalarının üretim aşamasında işletme adı, marka adı, ürün, hizmet ve etkinlik adının mutlaka etiket<br />
alanına yazılması gerekir. Arama motorlarında ilk on sırada yer almak için kurumların yapabilecekleri bir<br />
başka şey ise, arama motorları sonuç sayfasında (SERP=Search Engine Result Page) sponsor olarak yani<br />
para ödeyerek yer almaktır. Arama motorlarının sonuç sayfalarında ilk ona giren sayfalar arasında yer<br />
almak her zaman için mümkün olmayabilir. Bu nedenle bazı işletmeler arama motorlarının sonuç<br />
sayfasının ilk onunun görüntülendiği sayfada, arama motoruna para ödeyerek sponsorlu olarak<br />
tanımlanan web sayfaları listesinde yer alabilir.<br />
Yakın geçmişe kadar işletmeler herkesin var bizim de bir web sayfamız olsun düşüncesiyle hareket<br />
ediyorlardı. Ancak son beş yıldır özellikle sosyal medyanın etkisinin artmasıyla beraber işletmeler web<br />
sayfalarının tasarımına kurumsal itibar kapsamında daha fazla önem vermeye başlamışlardır. Kurumsal<br />
web sayfalarının içeriği ve tasarımı konusunda daha özenli olmaya ve web sayfalarını etkili iletişim<br />
amacıyla kullanma yoluna gitmektedirler. Ancak bu sitelerin ziyaretçi sayısının az olması, istenen etkinin<br />
yaratılmasını engelleyecektir. Bu nedenle arama motorlarının optimizasyonu için web sayfalarının<br />
tasarımı aşamasında uygun kodlamaların yapılması gerekir. Yayına giren web sayfalarının arama<br />
motorlarına kayıtlarının da yapılması gerekir.<br />
RSS Kullanımı<br />
RSS (Really Simple Syndification - Gerçeten Basit Dağılım ya da Rich Site Summary - Zengin İçerikli<br />
Site Özeti), işletmelerin doğrudan hedef kitle ile iletişime geçtikleri alternatif bir iletişim kanalı olarak<br />
görülmektedir. RSS sistemi, sürekli güncellemelerin olduğu sitelerde, bilginin otomatik olarak düzenli bir<br />
119
yerlere ulaştırılmasını sağlar. Hatta, bu bilgi akışı takipçiler tarafından gözlenebilmekte ve yorum<br />
yapılabilmektedir. RSS’ler kullanıldığında gelecek olan bilginin içeriğini başlıklar halinde kontrol<br />
edebilme olanağı vardır. Kullanıcılar hangi bilgilerin onlara ulaşmasını istediklerini kontrol edebilir.<br />
Memnun kaldıkları bilgiler için aboneliklerini devam ettirebilir ya da abonelikten çıkabilirler (Güçdemir,<br />
2010; 100). Bu özellik sayesinde işletmeler takipçilerinin web sayfalarını ya da bloglarını hem kolay<br />
takip edebilmelerini sağlayabilmekte hem de sayfanın popülerliğini gözlemleyebilmektedir.<br />
Podcast<br />
<br />
http://dosyalar.hurriyet.com.tr/rss/<br />
Podcastler, RSS uygulamasına benzer şekilde, kullanıcıların yayınlanmış içeriğe ulaşmasını sağlarlar.<br />
Ancak bu bilgi paylaşımına bilgisayar ekranı üzerinden değil Ipod gibi araçlardan ulaşabilmelerine imkan<br />
tanır. Podcastler genellikle RSS yoluyla yüklemek (download yapmak) için Internet üzerinden dağıtılan<br />
bir ses ya da video dosyalarıdır (Akar, 2010; 106). Özellikle reklam filmlerinin ya da kurumla ilgili<br />
belgesellerin dağıtılması için oldukça uygun bir araçtır. Medya paylaşım siteleri gibi medya kullanım<br />
masrafı ödemeden reklamların dağıtımına olanak verir. Ölçülebilir bir araçtır. İçeriğin oluşturulması ve<br />
kontrolü işletmeye aittir. Ayrıca kurumun bilinirliğini ve farkındalığını arttırmada önemli bir<br />
uygulamadır. Halkla ilişkiler açısından hedef kitleye doğrudan ve hızlı biçimde bilgi dağıtımına izin<br />
vermesi önemli bir özelliğidir.<br />
Halka ilişkiler amacıyla podcast kullanıldığında, hedef kitleye uygun içerik tasarlanmalı ve içeriğin<br />
çekici olmasına özen gösterilmelidir. Podcastler ayrıca yeni işe alınanların oryantasyonu, CEO ve üst<br />
düzey yöneticilerden personele mesaj gönderme, radyo spotları ve reklam videolarının dağıtımı, yeni ürün<br />
ve hizmetlerin tanıtımı, toplantı ve konferansların kaydı, kurum içi iletişim, kurumsal kimlik çalışmaları<br />
amacıyla kullanıma uygundur (Akar, 2010; 119).<br />
Sosyal İşaretleme<br />
Sosyal medya takipçileri bir web sitesini beğendiklerinde onu Internet Explorer, Mozilla Firefox ve<br />
Crome gibi tarayıcıların favoriler kısmına kaydeder. Bu işlem o web sayfasının işaretlenmesi anlamına<br />
gelir. Sosyal işaretleme ise beğenilen bu web sayfalarının arkadaşlarla online paylaşımına imkan verir.<br />
Ayrıca aynı kullanıcının farklı bilgisayarlarda bu web sayfalarına erişebilir duruma gelmesini sağlar.<br />
Sosyal işaretleme ile Internet kullanıcıları, kendi yer imlerini herkese açık olarak depolayabilmekte ve<br />
düzenleyebilmektedir. Bu yer imleri için anahtar kelimeleri içeren meta datalar kullanılır. Bu sosyal<br />
işaretleme etiket olarak adlandırılır. Metadatalar yer imli içeriğe bellekten erişebilmeyi sağlar (Akar,<br />
2010; 78). Yaygın olarak kullanılan sosyal işaretleme siteleri, Del.icio.us, StumbleUpon, Dilgo. Halkla<br />
ilişkiler açısından sosyal işaretlemenin kullanılması, kurumla, marka, ürün, hizmet veya etkinlikle ilgili<br />
etiketlerin kullanılması aracılığı ile bulunabilirliğini, farkındalığını arttır ve aynı etiket altındaki diğer<br />
kurumların takibini kolaylaştırır.<br />
HALKLA İLİŞKİLERİN UYGULAMA ALANLARINDA SOSYAL<br />
MEDYA KULLANIMI<br />
Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından yapılan<br />
halkla ilişkiler faaliyetlerinin düzenli ve sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />
kapsamına giren pek çok uygulama bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı burada ele alınacaktır. Bu<br />
uygulamalardan bazıları arasında; kurumsal itibar, kriz iletişimi, medya ilişkileri ve kurumsal sosyal<br />
sorumluluktan söz etmek mümkündür.<br />
Medya İlişkileri<br />
Halkla ilişkiler için hedef kitleleriyle iki yönlü iletişim kurmak ve iyi ilişkiler geliştirmek, bu ilişkilerin<br />
sürekliliğini sağlamak önemlidir. Bu nedenle medya ile ilişkilerin de sağlam kurulması ve iyi yönetilmesi<br />
120
gerekir. Medya ilişkileri sosyal medyayla birlikte değişim göstermiş, hedef kitleye online erişebilme<br />
olanağını da beraberinde getirmiştir. Geleneksel medya ilişkilerinde geçerli olan bazı kurallar sosyal<br />
medyanın gelişmesinden sonra da geçerliliğini kormuştur.<br />
Bir işletmenin medyada yer alabilmesi için, medya çalışanları ile etkili iletişim kurulması önemlidir.<br />
Medya iletişimi, işletmeye ait bilgi ve etkinliklerin medya tarafından en verimli şekilde habere<br />
dönüştürülmesinin koşullarını sağlar (Aydede, 2004; 15). Halkla ilişkilerin medyada yer almasına olanak<br />
tanıyan en önemli uygulamalarından biri duyurumlardır. Duyurumlar, işletmenin haber olma değerine<br />
bağlı olarak işletmeyle ilgili bir haberin kitle iletişim araçlarında bedel ödemeksizin yer almasıdır<br />
(Akyürek, 1998; 40). Halkla ilişkiler açısından duyurumlar tarafsız yayın yaptıkları varsayıldığından daha<br />
güvenilir kabul edildikleri için ve ucuz olduğu için tercih edilen bir uygulamadır.<br />
Medya ile ilişkilerde, medya çalışanları ile iletişimin geliştirilmesi, onların istek ve beklentilerine<br />
uygun biçimde verilecek bilginin tasarımını ve paketlenmesini sağlayacaktır. Medya ilişkileri, halkla<br />
ilişkiler için oldukça önemli bir çalışmadır. Ayrıca buradaki hedef kitlenin özellikleri son derece açıktır.<br />
Bu sayede, işletme medya çalışanlarınca işletme hedeflerinin anlaşılmasını ve nasıl başarıya<br />
ulaşabileceklerinin fark edilmesini sağlar.<br />
Yeni iletişim teknolojisi olarak Internet ve web sayfaları, diğer hedef kitlelerle olduğu gibi medya ile<br />
ilişkilerde de etkili birer araçtır. Medya çalışanlarına e-posta yoluyla basın bültenlerinin ulaştırılmasının<br />
yanı sıra işletme web sayfalarında basın bülteni arşivine yer verilmesi, medya çalışanlarına daha kolay<br />
erişilmesini sağlar. E-posta ve forumlar yoluyla işletmeler medya çalışanlarına ulaşabilirken, işletme<br />
hakkında haber yapmak isteyen medya çalışanları da kurumsal web sayfasından işletmeyle ilgili bilgilere<br />
ulaşabilirler ve iletişim adreslerini öğrenebilirler. Haber için gerekli durağan ve hareketli görüntülere<br />
ulaşabilirler.<br />
Medya ile ilişkilerde sadece basın bültenlerinin medya çalışanlarına gönderilmesi yoluyla duyurum<br />
olarak haber olabilme fırsatı yakalamak için çalışılmaz. Medya ile ilişkilerin sosyal medya açısından<br />
işletmeyle ilgili çıkan tüm haberlerin takibi de işletmeler için önem taşımaktadır. İşletmeler bu amaçla<br />
medyanın takibini yaparlar. Medya kanallarının haber içeriklerini online vermesi, dijital medya<br />
araçlarının takip edilmesini kolaylaştırmaktadır. Pek çok dijital medya aracının kendi içinde “arama”<br />
seçeneği, hatta geçmişe dönük olarak yapılabilecek arşiv tarama hizmeti vardır. Bu sayede işletmeler,<br />
kendilerine yönelik çıkan haberlere bu taramalar yoluyla ulaşabilirler.<br />
İşletmeler kendileri ile ilgili haberleri takip etmelerinin yanı sıra, işletmeyle ilgili bilgileri medya<br />
çalışanlarına sunmak için de kurumsal web sayfalarını kullanmaktadır. Kurumsal web sayfalarında sadece<br />
basın bültenleri yer almaz. Aynı zamanda işletme hakkında detaylı bilgi almak isteyen medya<br />
çalışanlarının erişebileceği, kurumun tarihçesi, yöneticilerinin özgeçmişleri, kurum yapısı, kurumsal<br />
yayınları, kurumsal kimlik unsurları, misyon, vizyon ve değerleri, kurumsal sosyal sorumluluk<br />
faaliyetleri, kurumsal başarıları gibi bilgileri öğrenir. Bu bilgilerin dışında iletişim bilgilerinin de<br />
erişilebilir olması gerekir. Kurumsal sitelerin sağladığı en büyük avantaj bilgiye erişimin zamandan ve<br />
mekandan tasarruf sağlamasıdır. Günümüzde bu özelliklere işletmelerin sosyal medya bağlantılarına<br />
erişim de eklenmiştir. İşletmelerin özellikle Facebook ve Twitter hesaplarına bu yolla erişmek daha<br />
sağlıklı bir yoldur. İşletmeler artık bazı etkinliklerini sosyal medya üzerinden gerçekleştirmekte ya da<br />
hedef kitle ile iletişimini bu yolla kurabilmektedir. Sosyal medyanın etkin bir biçimde kullanımı<br />
teknolojiyi takip eden ve hedef kitlesi ile iki yönlü iletişim kurma çabası gösteren işletmeler için olumlu<br />
bir imaj yaratacaktır. Medya çalışanlarının işletmelerin etkinliklerini bu araçlarla takip etmesi, işlerini<br />
kolaylaştıracaktır. Ayrıca işletmenin hedef kitlesi ile kurduğu iletişimin olumlu sonuçları, haberlere de<br />
yansıyacaktır.<br />
Kurumsal web sitelerinin medya çalışanlarını çekebilmesi için, sadece iyi tasarlanmış olması yeterli<br />
değildir. Kurumsal web sayfalarının bir halkla ilişkiler aracı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, kurumsal<br />
web sayfaları içinde diğer tutundurma karması unsurlarını da barındırabilecek altyapıya sahiptir.<br />
Kurumsal web sayfalarında reklam videoları ve basılı reklamlar, satış teşviki unsurları yer alabilir. Ayrıca<br />
diğer halkla ilişkiler iletişim araçlarını ve uygulamalarını da içermelidir. Kurumsal yayınlar, tanıtım<br />
videoları, broşürler, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, etkinlik takvimi gibi. Bütün bu bilgilerin web<br />
<br />
121
sayfalarında sunulması medya çalışanlarının işlerini kolaylaştıracaktır. Medya ile ilişkilerde kurumsal<br />
web sayfalarının dışında dikkate alınması gereken bir başka araç ise e-posta aracının kullanımıdır. Basın<br />
bültenleri artık günümüzde e-bülten olarak medya çalışanlarına ulaştırılmaktadır. Online medya ile<br />
iletişimde kullanılacak yöntemler şunlardır (Alikılıç, 2011; 79):<br />
• Kurumsal web sayfalarında basın odalarının oluşturulması<br />
• Basın bültenlerinin e-posta aracılığı ile gönderilmesi<br />
• Dijital basın kitlerinin hazırlanması<br />
• Kurumsal e-dergi ve e-bültenlerin hazırlanıp gönderilmesi<br />
• Güncel ve yüklenebilir ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım dosyalarının oluşturulması<br />
• Üst düzey yöneticilerin özgeçmişleri<br />
• Kurumsal blogların hazırlanması<br />
• Çevrimiçi iletişim fırsatlarının yaratılması<br />
• RSS güncellemelerinin etkin kullanımı<br />
• Video konferans çalışmalarının yapılması<br />
• Kurum tanıtımı için sanal turların oluşturulması<br />
• Medya takibinin çevrimiçi yapılması<br />
Medya ile ilişkilerde kullanılabilecek en etkili özellik ise iki yönlü iletişime fırsat sağlamasıdır. Web<br />
sayfalarının geleneksel iletişim araçlarına göre en büyük avantajı kolay güncellenebilir olmasıdır. Ayrıca<br />
web sayfaları içerdikleri bilgi bakımından neredeyse sınırsızdır. İşletme ürün, hizmet ve etkinliklerle ilgili<br />
tüm bilgileri metin, resim, grafik, animasyon, ses ve video formatında sunma avantajına sahiptir. Ancak,<br />
kullanıcının sayfalar arasında kaybolup gitmesine neden olan ya da aradığını bulmakta zorluk çekmesine<br />
neden olacak kalabalık tasarımlardan her zaman için kaçınmak gerekir. Bu bilgi zenginliği medya<br />
çalışanlarının bilgi edinmesine ve haberini zorluk çekmeden hazırlaması için olanak sağlayacaktır. Ancak<br />
kurumsal web sayfalarında yer alan bilgilerin güncel olmaması, haberi yapacak medya çalışanlarının<br />
eksik ya da hatalı bilgiler toplamasına neden olabilir. Bu nedenle, web sayfalarında özellikle güncelleme<br />
tarihinin yer almasına özen gösterilmelidir. Web sayfaları bazen ne kadar geniş bilgi içerse de medya<br />
çalışanlarının işletmeyle ilgili öğrenmek istedikleri bir takım ek bilgiler olabilir. Bu nedenle, web<br />
sayfalarından erişilebilen ve iki yönlü iletişim fırsatı yaratan çevrimiçi yazışma olanakları her zaman için<br />
kuruma itibar kazandıran özellikler olmuştur. İşletmelerin iletişime açık olmaları, bunun için yeterli<br />
sayıda ve gerekli araçları sunmaları işletmelerin şeffaflığını, uyumunu ve anlayışlı olmalarını sergileyen<br />
bir uygulama olmuştur.<br />
Web sayfalarında işletmenin hedef kitlesini ilgilendiren diğer web sayfalarına bağlantıların olması,<br />
sitenin kullanışlılığını arttıran bir özellik olarak görülebilir. Ayrıca kurumsal web sayfasında kurumsal<br />
sosyal medya platformlarına yapılacak bağlantılar da kullanıcıları doğru adrese yönlendirecektir.<br />
Kullanıcıların işletmeyle ilgili söyleyecek bir fikir, şikayet ya da önerileri olduğunda bunu işletmenin<br />
takip edebildiği bir sosyal medyada paylaşmalarının avantajları vardır. Gönderilen mesajlara en kısa<br />
sürede cevap verilmesine olanak sağlar. İkili iletişim fırsatı yaratır. Hedef kitlenin ilgisine göre<br />
erişebileceği bir ortamda işletme ürün, hizmet ve etkinlik ile ilgili bilgilerini paylaşabilir. Gelen tepkilere<br />
göre düzenlemelere gidebilir.<br />
Genel olarak web sayfalarında medya çalışanlarına yönelik içerikte<br />
yer alması gereken malzemeler neler olabilir?<br />
Basın bültenlerinin sosyal medya aracılığı ile paylaşıldığı uygulamalar da görülmektedir. Internet<br />
aracılığı ile gönderilen basın bültenlerine e-bülten ya da çevrimiçi bülten gibi isimler verilirken, sosyal<br />
<br />
122
medya aracılığı ile dağıtılıp paylaşılan basın bültenleri de sosyal medya bülteni olarak adlandırılmaktadır<br />
(Alikılıç, 2011; 94). Sosyal medya bültenlerinde dikkat edilmesi gereken özellikler şöyle sıralanabilir:<br />
• Bültenlerin içerik özellikleri geleneksel medya basın bültenleri ile benzer olmalıdır.<br />
• Başlık dikkat çekici olmalıdır.<br />
• 5 N 1 K kuralına uyulmalıdır. (Ne, Neden, Nasıl, Ne Zaman, Nerede ve Kim)<br />
• Metin kısa ve anlaşılır cümlelerden oluşmalıdır.<br />
• İşletmeyi övücü ifadelerden kaçınmalıdır.<br />
• İletişim için halkla ilişkiler çalışanının erişim bilgilerine yer verilmelidir.<br />
• Sosyal medya bültenlerinde fotoğraflar ve videolar yer alabilir, ancak bunların çözünürlükleri<br />
yüksek olmalıdır.<br />
• Arama motorlarında tarandığında, ilk on listesine girebilmesi için, arama motoru optimizasyonu<br />
kullanılmalıdır.<br />
• İletişim bilgilerinin yanı sıra sosyal medya adresleri de yer almalıdır.<br />
• Metin çok uzun olmamalı, yaklaşık olarak 500 kelimeyi geçmemelidir.<br />
<br />
http://beycon.com.tr/sosyal-medya/online-basin-bulteni-hazirlama<br />
http://www.kurumsalhaberler.com/kurumsalhaberler<br />
Bu bilgiler, medya ilişkileri kapsamında ya da başka başlıklar altında kurumsal web sayfalarında<br />
mutlaka bulunması gerekir. İşletme ile ilgili haber yapmak isteyen bir medya çalışanı, ilk olarak<br />
işletmenin resmi web sitesini ziyaret edecektir. İşletmeyle ilgili en güncel, en doğru ve en geniş bilgiye<br />
kurumsal web sayfasından ulaşılması beklenir. Bu nedenle medya çalışanı işletme hakkında aradığı her<br />
türlü bilgiye buradan ulaşabilmelidir. Daha fazla bilgi edinebilmesi için de mutlaka doğrudan erişim<br />
sağlayabileceği bir iletişim adresi bulunmalıdır.<br />
Medya ilişkileri kapsamında sosyal medyanın da kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle, yeni<br />
haber alarmı (news alert), RSS ve Podcast gibi araçlar kullanılarak, işletmeyle ilgili web sayfası<br />
güncellemelerinden hedef kitlenin ve medya çalışanlarının haberdar edilmesi kolaylaşmaktadır.<br />
Geleneksel basın/medya bültenlerinin yanı sıra sosyal medya bültenlerinin oluşturulması da kolaylık<br />
sağlamaktadır. Medya çalışanlarının metin yazım işini kolaylaştırmakta ve konu ile ilgili diğer web<br />
sayfalarına ya da sosyal medya platformlarına yapılan göndermeler, araştırma işini kolaylaştırmaktadır.<br />
Ayrıca çevrimiçi basın odalarının varlığı, medya çalışanlarının işletme çalışanları ile iletişimini<br />
kolaylaştırmaktadır. İşletmeler bu uygulama için sadece bu işle ilgilenecek ve halkla ilişkiler alanında<br />
uzman kişileri görevlendirmelidir. Bu iş yükü ve masraf gerektirecek bir yöntem olmasına rağmen<br />
işletmelerin medya ile iyi ilişkiler geliştirmesi için bir fırsat yaratacaktır.<br />
Sosyal medya ortamında hazırlanan sosyal medya bültenlerinde dikkat edilmesi gereken unsurlar<br />
şöyledir (Scott, 2008; 87):<br />
• Her zaman çok büyük bir haber olmasına gerek yoktur.<br />
• Sadece medya çalışanlarına değil, diğer hedef kitleye de yöneliktir.<br />
• Sosyal medya bültenlerine yönelik soru cevap yöntemine izin verecek ortam yaratılabilir.<br />
• Anahtar sözcükler dikkate alınarak bülten hazırlanmalıdır.<br />
123
• Kurumsal web sayfasına ve kurumsal sosyal medya platformlarına doğrudan erişimi sağlayacak<br />
bağlantılar verilmelidir.<br />
• Sosyal medya bültenlerinde seçilen sözcükler arama motorları için optimize edilmelidir.<br />
• Konu için uygunsa resim ve video kullanılmalıdır.<br />
• İnsanlar satış sürecine yönlendirilebilir.<br />
Yapılan araştırmalar, medya çalışanlarının kurum ve kurum çalışanlarının bloglarına güvendiğini<br />
göstermektedir (Güçdemir, 2010; 94). Ancak yine de kişisel bloglara duyulan güven daha fazla olduğu<br />
için işletmelerin medya çalışanları ile olduğu kadar, diğer hedef kitlesi içinde yer alan gruplara yönelik iyi<br />
ilişkiler geliştirmesi gerekir. Bunun da temelinde hedef kitle ile etkileşim içerisinde olmak yatmaktadır.<br />
Bu amaçla özellikle halkla ilişkilerin stratejik yönetimi sürecinin takip edilmesi gerekir.<br />
Kurumsal İtibar<br />
İşletme içindeki ve dışındaki hedef kitlenin işletme hakkındaki algılamaları olarak tanımlanan kurumsal<br />
itibar, bir halkla ilişkiler uygulaması olarak ele alınmaktadır. Kurumsal itibarın elde edilmesi için en<br />
temel çalışma hedef kitle ile iyi ilişkiler kurulmasına dayanmaktadır. Bu nedenle, en önemli halkla<br />
ilişkiler uygulamalarından biri olarak ele alınmaktadır. İşletmenin tüm hedef kitlesi gözünde kurumsal<br />
itibarın kazanılması için, her hedef kitleye yönelik olarak kurumsal kimliğin oluşturulması gerekir.<br />
Halkla ilişkiler açısından kurumsal kimliği oluşturun unsurların neler<br />
olabileceğini araştırınız.<br />
İşletmelerin web sayfaları olduğu kadar sosyal medya ortamında kullanılan platformlar da kurumların<br />
itibarlarını yönetmesine fırsat sağlamaktadır. Bir işletme, sosyal medya ortamında itibarını yönetebilmek<br />
için özellikle bloglar kullanabilir. Bloglar aracılığı ile imajını güçlendirecek bilgi akışı sağlayabilir ve<br />
kullanıcılarla etkileşim içerisinde olmaya özen göstermelidir. Bloglar işletmelerin kendileri ile ilgili<br />
olarak gündem oluşturabilmelerine olanak sağlamanın yanında, hedef kitlenin öneri ve şikayetlerini<br />
doğrudan alabilmesine de fırsat tanımaktadır. Böylece işletmeler hedef kitlenin kendileri hakkındaki<br />
düşüncelerini takip edebilmeleri de kolaylaşmaktadır. Ancak, itibarın iyi yönetilebilmesi için hedef kitle<br />
ile karşılıklı iletişim kurmaya, onların öneri ve şikayetlerine cevap vermeye ve onlara karşı dürüst, şeffaf<br />
davranmaya özen göstermelidir.<br />
İtibar yönetiminde sosyal medya platformlarında işletmeyle ilgili haberlerin takip edilmesi ve<br />
olumsuz söylemlerle karşılaşıldığında uygun bir üslupla verilen cevaplarla olumsuz durumun<br />
iyileştirilmeye çalışması da önem taşır. İşletmeyle ilgili mesaj ve haberlerin takibi, olumsuz olayların<br />
ortaya çıkmasını engelleyerek de itibarın korunmasına katkı sağlar.<br />
Kurumsal itibarın sosyal medya aracılığı ile iyi bir biçimde yönetilebilmesi için ayrıca, markaya ve<br />
kuruma yönelik reklamlar, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları, sponsorluk bilgileri, etkinlik bilgileri,<br />
alınan ödüller ve başarılar da paylaşılabilir.<br />
Sosyal medya ortamında itibarın izlenmesi ve korunmasını sağlamak için şunlar yapılabilir<br />
(Güçdemir, 2010; 75):<br />
• Arama motorları ve sosyal ağlarda işletme ve marka ile ilgili tüm anahtar kelimelerin düzenli<br />
olarak takibi.<br />
• Technorati ve Feedster gibi, blogları takip eden sistemlerin düzenli izlenmesi<br />
• Hedef kitlelere sistematik ve doğru bilgi akışının sağlanması<br />
İşletmeler, itibarlarını iyi yönetemedikleri takdirde krizlerle mücadele etmek durumunda kalabilir.<br />
Kriz iletişimi kapsamında sosyal medyadan da yararlanılmalıdır. Kriz iletişiminde doğrudan bilgiye<br />
ulaşma ve soruna yönelik olarak cevapların verilmesi krizin büyümesini, itibarın zedelenmesini<br />
önleyecektir.<br />
<br />
124
Kriz Yönetimi<br />
İşletmelerin, düzenli olarak halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirmeleri beklenmektedir. İşletmenin<br />
genel olarak gerçekleştirdiği halka ilişkiler uygulamaları proaktif kampanyalardır. Bu kampanyaların<br />
genellikle amacı medyada yer almak ve kurumun itibarını artırmaktır. Ancak işletme bir kriz ile<br />
karşılaştığında, geleneksel halkla ilişkiler uygulamalarının dışında, daha savunmacı bir iletişim içerisine<br />
girecektir. İşletmeler bu krizlerle başa çıkabilmek için reaktif halkla ilişkiler çalışmaları yapmaktadırlar.<br />
Internet’in kriz dönemleri için yarattığı avantajlar şöyledir (Sayımer, 2008;244):<br />
• Web siteleri ve kurumsal bloglar çeşitli spekülasyonlarla başa çıkma konusunda yardımcı olur.<br />
• İşletmeyle ilgili bilgilerin hızla yayılmasını sağlar.<br />
• Basın bültenleri ve duyurumlar aracılığı ile kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanır.<br />
• Kriz sürecinde temel enformasyon kaynağı olarak rol oynar.<br />
• Bloglarda yer alabilecek resim ve görüntülere kolay erişim sağlar.<br />
• İşletmenin açıklık ve şeffaflık politikasına destek olur.<br />
• Hedef kitle ile etkili iletişim kurulmasına olanak sağlar.<br />
Halkla ilişkiler açısından kriz yönetiminin nasıl ele alınması<br />
gerektiğini araştırınız.<br />
Internet’te kullanılabilecek kriz iletişimi ile ilgili stratejiler şunlardır (Taylor ve Perry, 2005: 211-212,<br />
akt: Güçveren, 2010; 83):<br />
• Tek yönlü iletişim taktikleri: Geleneksel iletişim yöntemlerinin Internet’te uygulanmasıdır.<br />
Basın bültenleri ve toplantılarının Internet’ten yayınlanmasını içerir.<br />
• Yenilikçi medya taktikleri: Bu taktikler beş kategoride toplanır:<br />
• Diyaloğa dayalı iletişim<br />
• Bağlantı linkleri: özel sayfalar<br />
• Gerçek zamanlı bilgi ulaştırma<br />
• Multimedya efektlerinden yararlanma<br />
• Online sohbet fırsatının kullanılması<br />
Kriz döneminde geleneksel medyanın yanı sıra sosyal medyanın da takip edilmesi gerekir. Özellikle<br />
haber bloglarının takibi, ürün ve alanla ilgili blog yazarlarının takibi de yapılmalıdır. Blogların takibiyle<br />
işletme hakkında yaşanan krizle ilgili haberlere cevap verilmesi, olumsuz haberlerin yayılmasını<br />
engelleyecektir. Ancak haberlere açık ve dürüst cevap verilmesi çok önemlidir. İşletmelerin, sosyal<br />
medyayı kriz durumunda bir savunma yeri olmaktan çok, çözüm bulma yeri olarak görmeleri daha<br />
yerinde bir davranış olacaktır. Sosyal medya platformlarında hedef kitle ile etkileşim içerisinde olmak<br />
daha kolaydır. Bunu avantaj olarak kullanabilmek işletmenin elindedir. Ancak, bu platformlarda hedef<br />
kitle ile tartışmaya girmek en istenmeyen olaydır. İşletmelerin kriz iletişimini iyi yönetememesi, yeni<br />
krizlerin yaratılmasına bile neden olabilir. Bu nedenle, kriz iletişiminde sosyal medya alanında iletişimi<br />
yöneten kişilerin, özellikle halkla ilişkiler alanında uzman olması önemlidir. Sosyal medya ortamında<br />
hedef kitle ile etkileşim içerisinde iken, iletişimi yöneten kişinin işletme adına cevap verdiğini göz ardı<br />
etmemesi gerekir. Sosyal medyada iyi yürütülecek kriz iletişimi hedef kitlenin işletmeye destek olmasını<br />
bile sağlayacak etkiler yaratabilir. İşletmeler Internet’i kriz planlarına şu şekilde dahil etmektedir<br />
(Güçdemir, 2010; 83):<br />
<br />
125
• Intranet sanal kriz yönetim merkezi olabilmeli,<br />
• Web ortamı 7-24 izlenmeli,<br />
• Kriz ekibinde bir bilişim ya da web uzmanı olmalı,<br />
• Kurumsal web sayfanın dışında bağımsız kaynakların linkleri de bulunmalı ,<br />
• Kurumsal web sitesi güncel olmalı,<br />
• Diğer blog yazarları takip edilmeli,<br />
• Krize ait bir web sayfası hemen oluşturulmalı,<br />
• Sosyal paydaşların iletişim bilgileri dikkate alınmalı,<br />
• Web sitesinde online bir platform kurulmalı.<br />
Kurumsal Sosyal Sorumluluk<br />
İşletmeler, ekonomik kaygılarının yanı sıra topluma karşı sorumluluklarını yerine getirme çabası içerisine<br />
girmişlerdir. Bu amaçla sosyal sorumluluklarını yerine getirebilecekleri etkinliklere yönelmektedirler.<br />
İşletmelerin sosyal sorumluluklarını toplumla paylaşabilmek amacıyla web sayfalarından<br />
yararlanmaktadırlar. Web sayfaları ve sosyal medya işletmelerin hem bu kampanyaları duyurmak hem de<br />
yürütmek için kullanabilecekleri alanlardır. Sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ilgili web sayfalarında yer<br />
alabilecek bilgiler şöyle sıralanabilir (Sayımer, 2008; 235):<br />
• E-posta listelerine üyelik: Sosyal sorumluluk etkinlikleri ile ilgili bilgilerin paylaşılacağı eposta<br />
listelerine üye olunacak alanlar.<br />
• Herkese açık davet: İşletmenin şeffaflık anlayışı çerçevesinde iş yerini tanıtan videolar ve<br />
online yayınlar.<br />
• Ortak projelerin tanıtımı: Özellikle sosyal kampanyalara destek arayan işletmeler, sosyal<br />
sorumluluk projelerini tanıtmanın yanı sıra kampanyaya katılımı da sağlayabilir.<br />
• Kültür ve sanata katkılar: İşletmenin sponsorluğunu yaptığı ya da sahip olduğu sanatsal ve<br />
kültürel etkinliklerin tanıtımını gerçekleştirebilir. Orkestraların tanıtımı ve eserleri sunulabilir ya<br />
da sanal müze turları düzenlenebilir.<br />
HALKLA İLİŞKİLER KAMPANYALARINDA SOSYAL MEDYANIN<br />
KULLANIMI<br />
Halkla ilişkiler çalışmaları hedef kitle ile etkili iletişim kurabilmek amacıyla stratejik olarak<br />
yönetilmelidir. Halkla ilişkiler işletmenin tüm hedef kitlesine yönelik olarak ilişkilerinin yönetiminin yanı<br />
sıra diğer yönetim işlevlerinin ortak hareket etmesini sağlayan kilit bir noktadadır. Halkla ilişkiler yakın<br />
geleceğe kadar geleneksel olarak ele alınmakta ve ağırlıklı olarak taktiksel uygulamaları içermekteydi.<br />
Yapılacak etkinliklere yönelik olarak basın bültenlerinin hazırlanması, yönetici konuşmalarının<br />
hazırlanması, broşür, afiş gibi iletişim malzemelerinin oluşturulması daha çok yapılan işler arasındaydı.<br />
Günümüzde ise halkla ilişkiler daha çok stratejik çözümler üretmeyi amaçlamaktadır (Ural, 2006; 20).<br />
Web sayfalarının, sadece tüketicilere ve medya ilişkilerine yönelik değil, aynı zamanda, finansal çevreye<br />
ve topluma yönelik bilgiler içermesi, sosyal medyanın hedef kitle ile iletişim kurma açısından sağladığı<br />
iki yönlü iletişim fırsatını kullanması halkla ilişkilerin stratejik yönetimini destekler özelliklerdir. Bir<br />
halkla ilişkiler kampanyası; araştırma, planlama, iletişim ve değerlendirme aşamalarından oluşmaktadır.<br />
Bu süreçte, her adımın stratejik biçimde ele alınması gerekir. Halkla ilişkiler kampanyalarının<br />
programlanmasında süreci ve geliştirilecek strateji ve taktikleri, işletmenin amaçları ve halkla ilişkiler<br />
amaçları etkilemektedir.<br />
Halkla ilişkiler, işletmelerin onsuz karar veremeyecekleri bir yönetim fonksiyonudur. İşletmeler, iş<br />
görebilmek için, malzeme tedariki, zaman kullanımı, eleman işe alımı ve gerekli bütçeyi takip etmek gibi<br />
<br />
126
yönetim işlevlerini yerine getirirken, çalışmaların üstesinden başarı ile gelebilmek için belli hedef ya da<br />
amaçlar belirlemek ve bu hedef ya da amaçlara ulaşmak için bir plan yapmaktadırlar. Benzer biçimde<br />
halkla ilişkiler uygulamalarında da amaç ve hedefler önem taşımaktadır. Halkla ilişkiler hedef ve<br />
amaçlarına ulaşmak için yapılan planlar stratejik yönetim olarak tanımlanabilir. Halkla ilişkiler açısından<br />
stratejik yönetim kavramı ele alındığında işlevleri şöyle sıralanabilir (Özkan, 2009; 42):<br />
• İşletmenin amaçlarını ve önceliklerini belirlemesini sağlar,<br />
• İşletmenin rekabet alanını belirler,<br />
• İşletmeye yönelik fırsat ve tehditlere karşı hazırlıklı olur,<br />
• İşletmedeki hiyerarşik yapılar arasında iletişim sağlar,<br />
• Sosyal paydaşlar için motivasyon kaynağı oluşturur.<br />
Halkla ilişkiler uygulama ya da kampanyalarının başarılı olabilmesi için, stratejik olarak planlanması<br />
ve yönetilmesi gerekir. İş gücü ve maliyet açısından etkili ve verimli bir çalışma yapmak ve hedefe<br />
ulaşmayı sağlayacak çalışmaları sürdürmek için planlı davranmak gerekir. Ayrıca yapılan planları<br />
yürütebilmek için de halkla ilişkiler alanında uzman kişiler tarafından yönetilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />
işletmenin hedef kitlesi ile iletişimi sağlamak, karşılıklı etkileşim yaratmak üzere girişeceği<br />
uygulamalarda başarılı olması için stratejik yönetim özelliklerini dikkate alması gerekir.<br />
Halkla İlişkiler Kampanyalarında Araştırma Aşamasında Sosyal Medyanın<br />
Kullanımı<br />
Halkla ilişkiler kampanyalarındaki ilk adım araştırmadır. Araştırmalar genellikle bir sorunu çözmek ve<br />
durum bilgisini saptamak amacıyla gerçekleştirilir. Bir halkla ilişkiler kampanyasının başarılı olabilmesi<br />
için, işletmenin hedef kitlesi hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olması gelmektedir. Araştırmalar için<br />
zaman, bütçe ve temel odak noktasının belirlenmesi gerekir.<br />
Araştırma kapsamında genellikle şu sorulara yanıt aranmaktadır (Wilcox, 2007; 129) :<br />
• Sorun nedir?<br />
• Ne tür bir bilgiye ihtiyaç var?<br />
• Araştırma sonuçları nasıl kullanılacak?<br />
• Hangi spesifik hedef kitle araştırılmalı?<br />
• Araştırma işletme içi kaynaklarla mı yoksa danışman ajans kiralayarak mı yapılmalı?<br />
• Araştırma verisi nasıl analiz edilmeli, raporu yazılmalı ve sunulmalı?<br />
• Sonuçlar ne kadar süreye ihtiyaç var?<br />
• Araştırma ne kadara mal olacak?<br />
Halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında araştırma yapılırken geleneksel yöntemlerin kullanımının<br />
yanı sıra Internet’in ve sosyal medyanın da kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle ikincil<br />
araştırmalarda Internet’in ve özellikle web sayfalarının kullanımı söz konusudur. Internet aracılığı ile<br />
araştırma yapılırken çok sayıda, dünyanın her yerindeki kaynağa ulaşmak mümkündür. Ancak Internet<br />
üzerinden araştırma yapmanın bazı sakıncaları vardır. Bunlardan biri her kaynağın güvenilir olmamasıdır.<br />
Bunun için web sayfasının sahipliğine ve yayının ait olduğu kurumun güvenilirliğine dikkat edilmesi<br />
gerekir. Bir başka olumsuz durum ise araştırma, tüm dünya çerçevesini kapsamış olsa bile, sadece<br />
bildiğimiz dildeki kaynakların kullanılabilmesidir. Web sayfalarında egemen olan dil İngilizcedir.<br />
Araştırma yaparken ikinci dil ya da yabancı dil olarak İngilizce tercih edilmektedir. Sadece bilgiye<br />
ulaşırken değil, bilgiyi küresel alanda yaymak isteyenler için de, yani küresel hedef kitle için de, web<br />
sayfalarının İngilizce versiyonunun hazırlanması yerinde olur.<br />
<br />
127
Web sayfalarında akademik alanda yapılmış çalışmalar, araştırma dokümanları, sektörel yayınlarda<br />
yer alan haberler, araştırma şirketinin raporları, meslek odalarına ait veriler, bilgi sağlayıcı bloglar,<br />
kamuoyu araştırmaları, kütüphaneler, kurumsal web sayfaları, önceki halkla ilişkiler kampanyalarının<br />
değerlendirme raporları yer alır. Bütün bunlar ikincil veriler olarak halkla ilişkiler kampanyaları<br />
araştırmasında kullanılabilir. Halkla ilişkiler uzmanları web sayfalarını ve çevrimiçi ortamları şu<br />
araştırmaları yapmak için kullanırlar (Alikılıç, 2011; 134):<br />
• Basın bültenlerinin medyada kullanılıp kullanılmadığını araştırma,<br />
• Ürünle ilgili araştırma,<br />
• Halkla ilişkiler çalışmalarını değerlendirmek üzere yapılan araştırmalar,<br />
• Rakiplerin yaptıkları araştırma ve takipler,<br />
• Kurumu ve markayı ilgilendiren konuları takip etme.<br />
Halkla ilişkiler araştırmalarında birincil veriler elde etmenin diğer yolları ise şu şekilde sıralanabilir<br />
(Alikılıç, 2011; 135):<br />
• Online anketler: Halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında birincil veri toplama yöntemi olarak<br />
en yaygın olanı online anketlerdir. Internet aracılığı ile gerçekleştirilen anketler için birkaç<br />
yöntem uygulanabilir. Öncelikle e-posta aracılığı ile anket formlarının dağıtımı ve<br />
geribildirimini sağlamak mümkündür. Bazen e-posta aracılığı ile sadece anket bağlantısının<br />
verilmesi de mümkündür. Diğer anket araçlarıyla karşılaştırıldığında online anketler hem daha<br />
hızlı hem de uygulaması oldukça ucuzdur. Ancak soruların tamamının cevaplanmaması durumu<br />
ve anket ortamının etkileri hesaba katıldığında, sağlıklı sonuçların elde edilmesi zorlaşabilir.<br />
Yani kontrol ve denetim eksikliği söz konusudur.<br />
• Anahtar kelime araştırması: Arama motorları aracılığı ile anahtar kelime olarak işletme,<br />
marka, ürün, hizmet, etkinlik, kampanya adı girilerek tarama yapılabilir.<br />
• Çevrimiçi forumlar: Tutum ve kanaatleri küresel alanda değerlendirmeye imkan veren<br />
araştırma yöntemidir.<br />
• Odak grup çalışmaları: Yeni ürün, hizmet ve etkinliklerin değerlendirilmesinde, yeni<br />
kampanyalar hakkında fikir alınmasında, paydaş tutumlarının ölçülmesinde çevrimiçi mülakatlar<br />
halkla ilişkiler amacıyla kullanılmaktadır.<br />
• Sosyal ağ analizi: Kişilerin demografik özelliklerinin belirlenmesi, tutum ve kanaatlerin<br />
öğrenilmesi sağlanabilir. Sosyal ağlar aracılığı ile işletme hakkında düşünceleri, işletme adına<br />
yapılacak sohbetlerle öğrenilebilir, paydaşlar kurumsal iletişimin bir parçası olabilir.<br />
Halkla İlişkiler Kampanyalarında Planlama Aşamasında Sosyal Medyanın<br />
Kullanımı<br />
Halkla ilişkiler kampanyalarının en önemli adımlarından biri de planlama aşamasıdır. Özellikle kampanya<br />
için stratejik planların yapılması gerekir. Halkla ilişkiler kampanyalarının planlama aşamasında sosyal<br />
medyanın kullanımına yönelik ele alınacak konular şunlardır (Borges, 2009; 68; akt: Alikılıç, 2011):<br />
• Neden sosyal medya stratejisine ihtiyaç duyulmakta?<br />
• Amaç nedir?<br />
• Bu amaca ulaşmanın maliyeti nedir?<br />
• Elemana ihtiyaç var mı?<br />
• Sonuçları nasıl ölçülecek?<br />
• Risk var mı? Varsa ne?<br />
• Fırsatlar nedir?<br />
• Rakipler sosyal medyayı kullanıyor mu?<br />
<br />
128
Sosyal medyada yer alan gruplar ve işletmelerin şeffaf davrandığı kabul edilir. Açık, net ve dürüst<br />
iletişim esas alınır. Halkla ilişkiler planlama aşamasında öncelikle sosyal medyada gerçekleştirilecek olan<br />
etkinliklerin neler olabileceği saptanmalıdır. Daha sonrasında ise özellikle sosyal medya platformlarında<br />
deneyim sahibi kişiler tarafından etkinliğin planı ve tasarımı gerçekleştirilmelidir. Ulaşılmak istenen<br />
hedefe uygun olarak planın gerçekleştirilmesi için yapılacak işlerin adım adım listelenmesi ve<br />
görevlendirmelerinin yapılması gerekir. Bütçe hesaplamalarının da yapılacak iş listesine göre çıkarılması<br />
kolay olacaktır.<br />
Halkla İlişkiler Kampanyalarında İletişim Aşamasında Sosyal Medyanın<br />
Kullanımı<br />
Halkla ilişkiler kampanyalarının uygulama aşaması iletişim ayağı olarak ele alınmaktadır. Halkla ilişkiler<br />
uygulamalarında iki yönlü iletişim tercih edilmektedir. Halkla ilişkiler, işletmeyle hedef kitle arasında<br />
karşılıklı iletişimi, anlayışı ve kabulü sağlaması açısından çok önemli bir role sahiptir. İşletme ve hedef<br />
kitle arasında çift yönlü iletişim kurarak karşılıklı anlayışı sağlamaya çalışır. Bu açıdan ele alındığında<br />
halkla ilişkiler, işletmelerin kamunun dikkatine sunmak ve duyurmak istedikleri bilgileri hedef kitleye<br />
ulaştıran ve onların tepkilerini yansıtan örgütlü ve iki yönlü bir iletişim olarak ele alınmaktadır. Halkla<br />
ilişkileri önemli ve etkin kılan uygulamalar iki yönlü simetrik uygulamalardır. Geleneksel halkla ilişkiler<br />
uygulamalarında halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında buna özen gösterilmiş olsa bile daha çok hedef<br />
kitle hakkında bilgi edinme çabalarından ve kamuoyu araştırmalarından öteye gidilemediği<br />
görülmektedir. Kampanyalar kapsamında genellikle tek yönlü kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarının<br />
yapıldığı görülmektedir. Ancak sosyal medya kullanımı iki yönlü iletişim çalışmalarının gerçekleşmesi<br />
açısından önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
Sosyal medya öncesinde iki yönlü iletişim çabası ya da niyeti olsa bile gerçekleştirme konusunda<br />
yeterli değildir. Bu açıdan ele alındığında sosyal medya halkla ilişkiler açısından her hedef kitleye<br />
yönelik olarak, iki yönlü iletişime fırsat sağlamaktadır. Bu durum, sosyal medyayı halkla ilişkiler için<br />
artık olmazsa olmaz bir araç haline getirmiştir. Halkla ilişkiler açısından iki yönlü iletişimin önemi hedef<br />
kitlenin düşünce ve davranışlarının anlaşılması ve iletişimin kolaylaşmasıdır. Bu da hedef kitlenin ikna<br />
edilmesi ve etkili iletişim sürecinin işlemesi anlamına gelmektedir.<br />
İşletmelerin hedef kitleye yönelik mesajlarını iletmek için sosyal medyayı kullanması, öncelikle<br />
iletişim içeriğinin kontrolünü sağlaması açısından önemlidir. Bu yolla hedef kitlenin düşüncelerini<br />
öğrenebilmesi, şikayetlerine çözüm bulabilmesi kolaylaşır. Hedef kitle için de işletmeyle ilgili fikirlerini<br />
doğrudan iletebilecekleri bir iletişim kanalının olması önem taşımaktadır.<br />
Sosyal medya çerçevesinde hedef kitle ile iletişim kurarken dikkat edilecek bazı özellikler şöyle<br />
sıralanabilir (Alikılıç, 2011; 165):<br />
• Çevrimiçi topluluğun ihtiyaçlarının belirlenmesi: Hedef kitlenin istekleri ve şikayetleri takip<br />
edilmeli.<br />
• Aktif topluluk yönetimi: İçerik işletme tarafından yönlendirilmeli ve sürekliliği sağlanmalı.<br />
• Ölçümleme yapılması: Ziyaretçi sayısı, mesaj sayısı takip edilmeli.<br />
• Diğer çevrimiçi toplulukların dinlenip takip edilmesi: Sadece içerik sunulan topluluklar değil<br />
diğerleri de takip edilmeli.<br />
• Çevrimiçi toplulukların özelliklerinin bilinmesi: Her topluluğun özelliklerinin birbirinden<br />
farklı olduğu bilinmeli.<br />
• Çevrimiçi toplulukların pazarlama kanalı olarak kullanılması: Topluluklar işletme<br />
haberlerinin duyurulması amacıyla kullanılmalı. Ürün, hizmet, etkinlik değerlendirmeleri<br />
yapılmalı.<br />
• İşletme ve topluluk üyelerinin eşit katılımı: İşletme topluluk içerisinde etkin olursa diğer<br />
üyelerin de katılımını sağlayacaktır.<br />
• Topluluğa ait kimliğin yerleşmesine yardımcı olunması: Etkin iletişim kurarak topluluğa<br />
katılan üyelerin takipçiliği ve sadakati sağlanabilir.<br />
<br />
129
• Topluluk sahipliği ve kontrol eşitliği: İşletmeler toplulukta üyelere, eşit ölçüde kontrol imkanı<br />
vermelidir. Üyeler ancak bu şekilde topluluğu sahiplenecektir.<br />
• Çevrimiçi topluluklara doğrudan ulaşılması: İşletmeler çevrimiçi toplulukları oluşturduktan<br />
sonra, kendi web sayfalarından erişim verebilir ya da yine çevrimiçi diğer topluluklara katılım<br />
çağrısı yapmada kullanabilir. Ancak bu topluluğa katılım tercihi her zaman üyenin olmalıdır.<br />
Halkla İlişkiler Kampanyalarında Değerlendirme Aşamasında Sosyal<br />
Medyanın Kullanımı<br />
Halkla ilişkiler alanında çalışanlar önce Internet’in iletişim fırsatlarıyla ve ilerleyen dönemlerde sosyal<br />
medya fırsatlarıyla ilgilenir duruma geldiler. Internet’in ve sosyal medyanın halkla ilişkiler amacıyla<br />
değerlendirilmesi üzerinde çalışmaya başladılar. İletişim stratejileri giderek daha fazla örgütsel hedeflerle<br />
bağlantılı hale geldi. Medya ölçümü ve halkla ilişkiler değerlendirmeleri hızlı bir biçimde gelişmektedir.<br />
Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla halkla ilişkiler değerlendirmeleri büyük bir iş alanı haline geldi.<br />
Web sayfalarının kolay güncellenebilir olması ve sosyal medya içeriğinin paylaşımının kısa süreli<br />
olması kurumsal bilişim alanında çalışanları, iletişim stratejilerini belirlerken daha dinamik olmaya,<br />
gündemi belirleme ve konu yönetimi konusunda daha çok çalışmaya yöneltmiştir. Ayrıca sosyal medya<br />
platformları ölçmeye uygun araçlar oldukları için, harcanan çabaların karşılığını alıp almama konusunda<br />
daha net veriler elde eder hale gelmişlerdir. Özellikle medya takibi de kolaylaşmıştır. Arama motorları<br />
aracılığı ile işletme hakkında çıkan haberler, anahtar kelime olarak işletme adı ya da markası girildiğinde<br />
listelenmektedir. Bu durum Internet üzerinde medya takibi işini kolaylaştırmıştır. Dijital ve sosyal medya<br />
değerlendirmesi geleneksel iletişim araçlarının ölçülmesinden oldukça farklıdır. Geleneksel iletişim<br />
araçları genellikle iletişim süreci açısından ele alındığında, iletişim kaynağı işletme ve mesajın alıcısı ise<br />
işletmenin hedef kitlesidir. Sosyal medyada halkla ilişkiler değerlendirme yöntemleri olarak şunlar<br />
sıralanabilir (Alikılıç, 2011; 177).<br />
• Sosyal ağ analizi: Kullanıcı sayısı, mesaj sayısı.<br />
• Çevrimiçi kupür takibi: İşletmenin, seçili sosyal medya platformlarında yer alan haberlerinin<br />
toplanması.<br />
• Google değerlendirme araçlarının kullanımı:<br />
• Google analytics: Kullanılan kaynak, en çok kalınan sayfa, toplulukta geçirilen zaman gibi<br />
ziyaretçi bilgileri sağlar.<br />
• Google webmaster tools: Hangi anahtar kelimeler kullanılarak topluluğa ulaşıldığı bilgisini<br />
verir.<br />
• Google alerts: İşletmeyle ilgili temel başlıklara ait kayıtları takip eder.<br />
• Google blogsearch: Anahtar kelimelerden yola çıkarak blog yazılarının takibini sağlar.<br />
• Abonelik ve takipçilerin takibi: Web sayfasına, sosyal medya topluluğuna, bloglara ve RSS<br />
beslemelerine üye olanların sayısı takip edilir.<br />
Yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı, halkla ilişkiler uygulamaları açısında büyük fırsatlar<br />
sağlamaktadır. Özellikle hedef kitle ile iki yönlü iletişime fırsat sağlaması, halkla ilişkiler uygulamalarına<br />
farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. İnsanların gerçek yaşam yerine sanal ortamlarda daha fazla zaman<br />
geçirmesi, çok fazla bilginin içerisinde doğru bilgiye erişim olanağının zorluğu, gerçek ile sahte olanı<br />
ayırt etmenin zorlaştığı bu sosyal medya ortamında halkla ilişkilerin olumsuz etkilenmesi de söz<br />
konusudur. Teknolojik açıdan gelişmeleri sadece göstermelik olarak takip eden işletmelerin varlığı,<br />
teknolojik gelişmelerin aşırı biçimde övülmesi, sosyal medya ortamına gereğinden fazla görev<br />
atfedilmesi, teknoloji açısından gelişmiş olma imajı yaratma çabaları beklentileri yükseltmektedir. Ancak<br />
bu beklentiler tam olarak yerine getirilmediğinde ise itibar kaybının gerçekleşmesi ile karşı karşıya<br />
kalınmaktadır ( Ural, 2011; 79). İşletmelerin iki yönlü iletişim sürecini desteklemek, karşılıklı uzlaşma ve<br />
tatmin ortamı yaratmak için hedef kitlenin beklentilerini, isteklerini ve ihtiyaçlarını sürekli izlemek ve<br />
işletmenin üretim, pazarlama, dağıtım ve iletişim çalışmalarına yön vermeleri gerekmektedir.<br />
<br />
130
Özet<br />
Internet’in bir halkla ilişkiler iletişim aracı olarak<br />
kullanılmaya başlamasıyla birlikte, halkla<br />
ilişkiler kapsamında hedef kitle ile kurulan<br />
iletişimde değişiklikler meydana gelmiştir.<br />
Internet’in sunduğu iletişim araçları, eşzamanlı<br />
ya da eş zamansız olarak iletişim kurulmasına<br />
imkan tanımakta, iletişim tek yönlü olmaktan çok<br />
iki yönlü gerçekleşmektedir. Kurumsal web<br />
siteleri işletmelere halkla ilişkiler<br />
uygulamalarında yeni fırsatlar sunmaktadır. Web<br />
sayfaları işletme tanıtımının yanı sıra, kurum<br />
kimliğini yansıtan öğelerin sunulması, kurum<br />
yayınlarının ucuz ve geniş ölçekli dağıtılması,<br />
medya ile ilişkilerin kolaylaşması ve iletişim<br />
olanaklarının genişlemesini sağlamaktadır. Yeni<br />
iletişim teknolojisi olarak Internetin iş dünyasına<br />
girmesi iletişim açısından büyük fırsatlar<br />
yaratmıştır.<br />
Hedef kitleye yönelik olarak Internet’in kullanımı<br />
çeşitli iletişim araçlarının kullanımını da<br />
beraberinde getirmektedir. Hedef kitlenin farklı<br />
özellikleri, ilgi alanları ve bilgileri olduğu<br />
varsayıldığında çeşitli araçların kullanımı iletişim<br />
üstünlüğü yaratmaktadır. İşletmeler için sosyal<br />
medyada olmak zorunlu hale gelmiş<br />
görünmektedir. Pek çok işletme sosyal medyanın<br />
en azından bir iki platformunda yer almayı tercih<br />
etmektedir. Bu platformların başında blogların<br />
yanı sıra mikrobloglar da gelmektedir.<br />
İşletmelerin sosyal medyada yer alamaya karar<br />
verdiklerinde dikkat etmeleri gereken konular<br />
vardır. İşletmeler öncelikle sosyal medyada<br />
neden yer almak istediklerini açık ve net olarak<br />
ortaya koymalıdır. Sosyal medyanın işletmenin iş<br />
hedeflerine katkısının ne olacağının saptanması<br />
gerekir. Ancak bundan sonra işletme hedef aldığı<br />
hedef kitle ile sosyal medyada nasıl iletişim<br />
kuracağını tasarlamalıdır. İşletmeler,<br />
tüketicilerinin ve diğer paydaşların ilgisini<br />
çekmek, yaptıkları etkinliklerden onları haberdar<br />
etmek, işletme hakkındaki düşüncelerini<br />
edinebilmek amacıyla bloglardan halkla ilişkiler<br />
amacıyla yararlanmaktadır.<br />
Sosyal ağlar işletmeye ait içeriğin daha hızlı<br />
yayılması için de uygun bir araçtır. Sosyal<br />
ağlarda işletmenin yer alması, farkındalığının<br />
artışını sağlayacaktır. İşletmelerin sosyal<br />
ağlardaki varlığı, iletişim teknolojilerindeki<br />
yaklaşımları takip etmesinin göstergesi olması<br />
açısından kuruma itibar da sağlayacaktır.<br />
<br />
131<br />
İşletmeler iş görme biçimlerini vikiler aracılığı ile<br />
paylaşmaktadır. Alım satım politikaları,<br />
sponsorluk başvuruları, başvurulacak hizmetler,<br />
işlem ya da programın nasıl gerçekleştiği gibi<br />
faaliyetlerinde bu alanları bir tür kılavuz olarak<br />
kullanmaktadır.<br />
Halkla ilişkiler çalışanları medya paylaşım<br />
sitelerini, kurum içi halkla ilişkiler, çalışanlarla<br />
ilişkiler, müşteri ilişkileri ve eğitimi yani<br />
kurumsal iletişim amacıyla kullanabilmektedir.<br />
Bir işletme ya da marka hakkında bilgi almak için<br />
arama motorunu açmak ve adını yazmak<br />
yeterlidir. Bu nedenle işletmeler için arama<br />
motorlarının sıralamalarında üst sıralarda yer<br />
almaları önemlidir. Bunun için yürütülen çabalar<br />
ise arama motoru optimizasyonu kavramıyla<br />
açıklanmaktadır. İşletmelerin konu, ürün, hizmet<br />
ve etkinliklerle bağlantılı aramalarda üst sıralarda<br />
yer alması rakiplerine üstünlük sağlaması<br />
açısından önemlidir.<br />
Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma<br />
ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından<br />
yapılan halkla ilişkiler faaliyetlerinin düzenli ve<br />
sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla<br />
ilişkiler uygulamaları kapsamında, kurumsal<br />
itibar, kriz iletişimi, medya ilişkileri ve kurumsal<br />
sosyal sorumluluktan söz etmek mümkündür.<br />
Halkla ilişkiler uygulama ya da kampanyalarının<br />
başarılı olabilmesi için stratejik olarak<br />
planlanması ve yönetilmesi gerekir. İş gücü ve<br />
maliyet açısından etkili ve verimli bir çalışma<br />
yapmak ve hedefe ulaşmayı sağlayacak<br />
çalışmaları sürdürmek için planlı davranmak<br />
gerekir. Ayrıca yapılan planları yürütebilmek için<br />
de halkla ilişkiler alanında uzman kişiler<br />
tarafından yönetilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />
işletmenin hedef kitlesi ile iletişimini sağlamak,<br />
karşılıklı etkileşim yaratmak üzere girişeceği<br />
uygulamalarda başarılı olması için stratejik<br />
yönetim özelliklerinin sosyal medyaya<br />
yansıtılması önem taşımaktadır.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. Aşağıdakilerden hangisi, kurumsal web<br />
sayfalarında yer alması önerilen unsurlardan biri<br />
değildir?<br />
a. Özgün olması<br />
b. Logo, amblem gibi görselleri içermesi<br />
c. Yıllık raporları içermesi<br />
d. Çalışma raporlarını içermesi<br />
e. Basın bültenlerini içermesi<br />
2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın<br />
özelliklerinden biri değildir?<br />
a. İşletme içeriği sağlar<br />
b. İki yönlü iletişime dayalıdır<br />
c. İçerik paylaşımına izin verir<br />
d. İletişim hızlı ve etkilidir<br />
e. Kullanıcıların eğitimi gerekmez<br />
3. Web 2.0 teknolojileri üzerine kurulan, daha<br />
derin sosyal etkileşime, topluluk oluşumuna ve<br />
işbirliği projelerini başarmaya imkan sağlayan<br />
web siteleri ne olarak adlandırılır?<br />
a. Sanal ortam<br />
b. Dijital iletişim<br />
c. Sosyal medya<br />
d. Web sayfası<br />
e. İnternete dayalı iletişim<br />
4. Aşağıdakilerden hangisi, bloglarda kullanıcı ile<br />
paylaşılan bilgilerden biri değildir?<br />
a. Ürün, hizmet ve etkinlik bilgileri<br />
b. Reklam filmleri<br />
c. Kurumu tanıtan videolar<br />
d. Satış kampanya bilgileri<br />
e. Toplantı tutanakları<br />
<br />
132<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi kurumsal web<br />
sayfaları ile bloglar karşılaştırıldığında uygun<br />
ifadelerden biri değildir?<br />
a. Kurumsal web sayfalarında geribildirim<br />
almak bloglara göre daha kolaydır.<br />
b. Kurumsal web sayfalarında içeriğin üslubu<br />
bloglara göre daha resmidir.<br />
c. Kurumsal web sayfalarında kullanılan dilin<br />
anlaşılması bloglara göre daha zordur.<br />
d. Kurumsal web sayfaları samimiyet açısından<br />
bloglara göre daha az güvenilirdir.<br />
e. Kurumsal web sayfaları hedef kitleyi bloglara<br />
göre daha pasif hale getirmiştir.<br />
6. Aşağıdakilerden hangisi mikroblogların halkla<br />
ilişkiler açısından destek olabileceği<br />
uygulamalardan biri değildir?<br />
a. Kurum kimliğinin oluşturulması<br />
b. Mesajların belirlenmesi<br />
c. Medya ile ilişkilerin geliştirilmesi<br />
d. İmaj ve itibar çalışmaları<br />
e. Beğenilirlik çalışması<br />
7. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağların sahip<br />
olduğu özelliklerden biri değildir?<br />
a. İşletmeye ait içeriğin hızla yayılması<br />
b. İşletmeye yönelik farkındalığın arttırılması<br />
c. Kurumsal itibarın sağlanması<br />
d. İletişim programlarının yürütülmesi<br />
e. Reklam mecrası olarak kullanılması<br />
8. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağların<br />
kullanılmasında hedef kitle üzerinde olumlu etki<br />
yaratabilecek önerilerden biri değildir?<br />
a. İletişim kurmaya teşvik etme<br />
b. Tek bir bağlantı sunma<br />
c. Bulunmayı kolaylaştırma<br />
d. Gruplara katılım<br />
e. Samimi ve şeffaf olma
9. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin viki<br />
kullanma nedenlerinden biri değildir?<br />
a. Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı<br />
b. Dağınık dokümanların bir araya toplanması<br />
c. Notları, ajandayı, takvimi ve planları<br />
yönetmesi<br />
d. Ürün ve hizmetler için tanıtım fırsatı sunması<br />
e. İç ve dış hedef kitlenin ulaşabileceği bir<br />
platform sunması<br />
10. Aşağıdakilerden hangisi Internet’in kriz<br />
dönemleri için yarattığı avantajlardan biri<br />
değildir?<br />
a. İşletmeyle ilgili bilgilerin hızla yayılmasını<br />
sağlar<br />
b. Basın bültenleri ve duyurumlar aracılığı ile<br />
kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanır<br />
c. Kriz sürecinde geleneksel medyadan sonraki<br />
enformasyon kaynağı olarak rol oynar<br />
d. Bloglarda yer alabilecek resim ve görüntülere<br />
kolay erişim sağlar<br />
e. İşletmenin açıklık ve şeffaflık politikasına<br />
destek olur<br />
<br />
133<br />
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. d Yanıtınız yanlış ise “Kurumsal Web<br />
Sayfalarının Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden<br />
gözden geçiriniz.<br />
2. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
3. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />
Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
4. e Yanıtınız yanlış ise “Bloglar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
5. a Yanıtınız yanlış ise “Bloglar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
6. c Yanıtınız yanlış ise “Mikrobloglar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
7. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Ağlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
8. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Ağlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
9. d Yanıtınız yanlış ise “Vikiler” başlıklı konuyu<br />
yeniden gözden geçiriniz.<br />
10. d Yanıtınız yanlış ise “Kriz Yönetimi”<br />
başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Halkla ilişkiler açısından, kurumun dikkate alma<br />
gereği duyduğu, ortak beklentileri olan insanlar<br />
topluluğu, hedef kitle olarak tanımlanmaktadır.<br />
Hedef kitlenin belirlenmesi, iletişim araç ve<br />
tekniklerinin seçilmesi aşamasında, mesajların<br />
etkili bir biçimde hazırlanmasında, bütçe ve<br />
kaynak kullanımının iyi yönetilmesinde ve<br />
gerçekleştirilecek kampanyalarda grupların<br />
önceden saptanması aşamasında önem<br />
kazanmaktadır. Halkla ilişkilerin hedef kitlesini<br />
genel olarak sıralamak gerekirse çok geniş bir<br />
gruptan söz edildiği görülecektir. İç ve dış hedef<br />
kitle ayrımı yapmadan hedef kitle kapsamına<br />
bakacak olursak şu gruplarla karşılaşılabilir<br />
(Peltekoğlu, 1998;117):<br />
• Çalışanlar<br />
• Çalışanların aileleri<br />
• Sendikalar<br />
• Emekliler<br />
• İçerisinde yaşanan topluluk<br />
• Belediyeler<br />
• Şehir toplulukları<br />
• Müşteriler<br />
• Dağıtımcılar<br />
• Tedarikçiler<br />
• Rakipler<br />
• Ticari birlikler<br />
• Medya<br />
• Akademik çevre<br />
• Bankacılar<br />
• Yatırımcılar<br />
<br />
134<br />
Sıra Sizde 2<br />
Halkla ilişkilerin stratejik olarak planlanabilmesi<br />
için ele alınabilecek modelde takip edilmesi<br />
gereken adımlar şunlardır (Andreasen & Kotler,<br />
2008; 329):<br />
• İşletmenin uygun hedef kitlesini tanımlamak<br />
• Uygun hedef kitlenin işletmeye yönelik imaj<br />
ve tutumlarını ölçmek<br />
• Temel hedef kitle için imaj tutumu ve<br />
davranışsal hedefler oluşturmak<br />
• Maliyet etkili halkla ilişkiler geliştirmek<br />
• Halkla ilişkiler krizleri için hazırlıklı olmak<br />
• Medya üzerinde çalışmak<br />
• Web sitelerini ve blog yazarlarını takip<br />
etmek<br />
• Etkileri ölçmek<br />
Sıra Sizde 3<br />
Blog ve diğer iletişim araçları arasındaki<br />
farklılıklar (Aydede, 2006;35)<br />
Kolaylık: Herkes blog yayınlayabilir.<br />
Erişilebilirlik: Arama motorları aracılığı ile<br />
bloglara erişim sağlanabilir.<br />
İki yönlü iletişim ortamı: Kayıtlara ya da<br />
gönderilere yapılan yorumlar küresel çapta<br />
olabilir.<br />
Yaygınlık: Erişim açık olduğu için, çok hızlı<br />
şekilde bilgilerin, fikirlerin ulaştırılabilmesi<br />
sağlanır.<br />
İlişkilendirilebilirlik: Bloglar arasında bağlar<br />
kurularak erişim kolaylaştırılmaktadır.<br />
Sıra Sizde 4<br />
Videoların kullanımının tercih edilmesindeki<br />
sebepler şunlardır (Alikılıç, 2011; 48): Doğal<br />
olmaları, üretim kolaylığı, kişisel olması, tekrar<br />
izleme olanağı, ücretsiz olması.
Sıra Sizde 5<br />
Genel olarak web sayfalarında öncelikle medya<br />
çalışanlarına yönelik içerikte yer alması gereken<br />
malzemeler şunlar olabilir:<br />
• Güncel bültenlerin yanı sıra basın<br />
bültenlerinin de arşivine yer verilebilir.<br />
Geriye dönük olarak etkinliklerin takibini<br />
kolaylaştıracaktır. Bültenlerin isimlerinde<br />
tarih sıralamasına dikkat edilmelidir. Eğer<br />
sayısı çoksa yıla ya da konuya göre<br />
sistematik listelemelerin yapılması, yerinde<br />
olur.<br />
• İşletmeye ait yüklenebilir broşür, tanıtım<br />
CD’si, fotoğraflar ve varsa afişlere yer<br />
verilebilir.<br />
• İşletme üst düzey yöneticilerinin<br />
özgeçmişlerine ait bilgiler ve fotoğrafları<br />
yer almalıdır.<br />
• İşletmeye ait raporlar, analizler, tablolar ve<br />
grafikler verilmelidir.<br />
• E-dergi, e-bülten, e-kitap gibi yüklenebilir<br />
kurum yayınları yer almalıdır.<br />
Sıra Sizde 6<br />
Halkla ilişkiler açısından kurumsal kimliği<br />
oluşturun unsurlar şu şekilde açıklanabilir:<br />
Kurum kimliği, kurumun kullandığı logo, renkler<br />
ve amblem gibi kurumsal tasarımın yanı sıra<br />
kurumsal iletişim, kurumsal davranış ve kurum<br />
felsefesinden oluşmaktadır. Bu kapsamda, kurum<br />
kimliğinin, logo, amblem, diğer tanıtıcı işaretler,<br />
bina tasarımı, web sayfası tasarımı, reklam,<br />
kıyafet özellikleri gibi işletmenin görsel<br />
öğelerinin yanı sıra davranışı, kurumun felsefesi<br />
ve kurumsal iletişim gibi özellikleri de içinde<br />
barındıran kimlik olduğu ifade edilebilir.<br />
<br />
135<br />
Sıra Sizde 7<br />
Her işletme beklenmedik bir zamanda<br />
beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalabilir.<br />
Böyle durumlar işletmeler için bir kriz ortamı<br />
yaratabilmektedir. Bu krizler işletmeleri hem<br />
ekonomik açıdan hem de itibar açısından zor<br />
duruma sokabilir. İşletmenin böyle bir kriz ile<br />
karşılaşma ihtimaline karşılık hazırlıklı olması<br />
gerekir. Krizlerin ortaya çıkmasını engellemek<br />
mümkün olmayabilir ancak iyi yönetilen krizler<br />
işletme için fırsata bile dönüşebilir. Bunun için<br />
öncelikle işletmede kriz yönetimi fikrinin<br />
benimsenmesi ve uygulanması yerinde olur. Kriz<br />
yönetiminde ilk adım ise kriz durumunda neler<br />
yapılacağının planlanmasıdır. Kriz kavramı, bir<br />
işletmenin, krizi öngörme ve önleme<br />
mekanizmalarını yetersiz bırakan, üst düzey<br />
hedeflerini ve işleyiş düzenini tehdit eden, bazen<br />
işletmenin yaşamını tehlikeye sokan, kısa sürede<br />
karar vermeyi ve tepki göstermeyi gerektiren<br />
gerilim durumudur (Pira, Sohodol, 2004; 25).<br />
Kriz döneminde ise kriz iletişimi, ortaya çıkan<br />
kötü sonuçların kurum imajını zedelememesi<br />
amacıyla hedef kitle ile sürdürülen bir dizi halkla<br />
ilişkiler çalışmasından oluşmaktadır.
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Akar, E. (2010) Sosyal Medya Pazarlaması, Efil<br />
Yayınları: İstanbul.<br />
Akyürek, R. (1998) Sponsorluk Planlaması,<br />
Anadolu Üniversitesi, ESBAV Yayınları,<br />
Eskişehir.<br />
Alikılıç, Ö. A. (2011) Halkla İlişkiler 2.0, Efil<br />
Yayınları: İstanbul.<br />
Alankuş, S. (der.) (2003) Yeni İletişim<br />
Teknolojileri ve Medya, IPS İletişim Vakfı<br />
Yayınları: İstanbul.<br />
Andreasen, A.R. & Kotler, P. (2008) Strategic<br />
Marketing for Nonprofit Organizations.<br />
Seventh edition. Pearson Education. NJ.<br />
Aydede, C. (2004) Medya ve Halkla İlişkiler.<br />
Rota Yayınları, İstanbul.<br />
Aydede, C. (2006) Blog Çağı, Hayat Yayıncılık,<br />
İstanbul.<br />
Curtis, L., Edwards, C., Fraser, K.L.,<br />
Gudelsky,S., Holmquist,J., Thornton, K.,<br />
Sweetser, K.D. (2010) “Adoption of social media<br />
for public relations by nonprofit organizations”,<br />
Public Relations Review. 36. 90–92.<br />
Gilpin, D. (2010) “Organizational Image<br />
Construction in a Fragmented Online Media<br />
Environment” Journal of Public Relations<br />
Research, 22(3):265–287.<br />
Grunig, J. E. (edit) (2005) Halkla İlişkiler ve<br />
İletişim Yönetiminde Mükemmellik, Rota<br />
Yayınları, İstanbul.<br />
Güçdemir, Y. (2010) Sanal Ortamda İletişim,<br />
Derin Yayınları: İstanbul.<br />
<br />
136<br />
Kazancı, M. (1997) Halkla İlişkiler, Turhan<br />
Kitabevi, İkinci Baskı, Ankara.<br />
Onat, F. & Alikılıç, Ö.A. (2008) "Sosyal Ağ<br />
Sitelerinin Reklam Ve Halkla İlişkiler Ortamları<br />
Olarak Değerlendirilmesi” Journal of Yasar<br />
University, 3(9), 1111-1143.<br />
Özkan, S. (2009) Halkla İlişkiler Yönetimi,<br />
İstanbul Ticaret Odası Yayınları.<br />
Peltekoğlu, F. B. (1998) Halkla İlişkiler Nedir.<br />
Beta Yayınları, İstanbul.<br />
Pira, A. & Sohodol, Ç. (2004) Kriz Yönetimi<br />
Halkla İlişkiler Açısından Bir Değerlendirme,<br />
İletişim Yayınları, İstanbul.<br />
Sayımer, İ. (2008) Sanal Ortamda Halkla<br />
İlişkiler, Beta Yayınları, İstanbul.<br />
Scott, D. M. (2008) Pazarlamanın ve İletişimin<br />
Yeni Kuralları, MediaCat Yayınları: İstanbul.<br />
Smith, R.D. (2005) Strategic Planning for<br />
Public Relations, Lawrance Erlbaum Associates,<br />
Publishers, London.<br />
Stone, N. (1995) The Management and<br />
Practice of Public Relations, Mac Millian Press.<br />
London.<br />
Ural, E. G. (2006) Stratejik Halkla İlişkiler<br />
Uygulamaları, Birsen Yayınevi, İstanbul.<br />
Ural, E. G. (2011) Teknolojinin Etkileri ve<br />
Halkla İlişkiler: Eleştirel Bir Yaklaşım” Zeliha<br />
Hepkon (editör), İletişim ve Teknoloji, Kırmızı<br />
Kedi Yayınevi 66, İstanbul.<br />
Wilcox, D.L., Cameron, G.T., Ault, P.H. ve<br />
Agee, W.K. (2007) Public Relations Strategies<br />
and Tactics, Seventh edition. Allyn and Bacon,<br />
Boston.
6<br />
Amaçlarımız<br />
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Sosyal medyada ölçüm sürecini açıklayabilecek,<br />
Sosyal medyada ölçüm yapılabilecek alanlar arasından seçim yapabilecek,<br />
Temel performans göstergeleri ve yatırımın geri dönüşü kavramlarını açıklayabilecek,<br />
Bir programda ya da kampanyada kullanılacak temel performans göstergeleri ile ölçme araç ve<br />
platformlarını belirleyebilecek<br />
bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />
Anahtar Kavramlar<br />
Metrik<br />
İçindekiler<br />
Giriş<br />
Temel Performans Göstergesi<br />
Yatırımın Geri Dönüşü<br />
Dinleme Platformları<br />
Sosyal Medyada Ölçüm<br />
138<br />
Metin Madenciliği<br />
Uygulama Programı Ara Yüzleri<br />
Site Analizi<br />
Metrikler, Temel Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri Dönüşü<br />
Ölçüm ve Analizlerde Kullanılabilecek Araç ve Platformlar<br />
Sosyal Medya Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar<br />
Sosyal Medya Ölçüm Süreci
GİRİŞ<br />
Rekabetin oldukça yoğun olduğu ve her türden maliyetin işletmeler için büyük önem taşıdığı günümüz<br />
pazarlarında işletmeler, yaptıkları pazarlama yatırımlarının kendilerine anlamlı bir geri dönüş<br />
sağladığından emin olmak istemekteler. Dolayısıyla da her türden pazarlama faaliyetleri için yaptıkları<br />
yatırımların kendilerine ne ölçüde geri dönüşü olduğunu, hangi faaliyetlerin daha fazla getiri sağladığını<br />
ya da maliyeti kurtarmadığını daha titizlikle inceler olmuşlardır. Sosyal medyanın pazarlama<br />
uygulamaları içinde giderek daha önemli bir yer edinmeye başlaması ile birlikte yöneticiler gözlerini bu<br />
mecralarda yapılan faaliyetlerin analiz ve ölçümlemesine de çevirmeye başlamışlardır.<br />
Sosyal medya pazarlaması her geçen gün popülerleşmekle birlikte çoğu pazarlama yöneticisi için bir<br />
ikilemi de beraberinde getirmektedir. Bir taraftan pazarlama yöneticileri sosyal medyanın işletmeleri için<br />
çok önemli bir mecra olduğunu içten içe hissetmekte ve sosyal medya pazarlamasının vazgeçilmez<br />
olduğunu düşünmektedir. Ancak, diğer tarafta gerçek kar ve getiri rakamlarını görmeden sosyal medya<br />
pazarlamasına inanmaya ve yatırım yapmaya istekli olmayan tepe yöneticileri ve yatırımcılar yer<br />
almaktadır. Bu ikilemi çözmek ve tepe yöneticilerini ikna etmek isteyen pazarlama yöneticilerinin aklında<br />
sosyal medya yatırımlarının getirisinin nasıl ölçüleceği sorusu giderek büyümektedir. Öyle ki, 2011<br />
yılında gerçekleştirilen Sosyal Medya Pazarlaması araştırması kapsamında görüşülen 3.300 pazarlama<br />
yöneticisinin, sosyal medya ile ilgili cevaplanmasını istedikleri on sorudan ilki, “sosyal medya üzerinden<br />
gerçekleştirdikleri pazarlama faaliyetlerinin etkilerini nasıl ölçecekleri” olmuştur.<br />
Ancak sosyal medya faaliyetlerinin getirisinin ölçümü söylendiği kadar kolay bir iş değildir çünkü<br />
sosyal medyada gerçekleştirilen pazarlama faaliyetleri, daha önce de belirtildiği üzere, geleneksel<br />
pazarlama uygulamalarından çok daha farklı bir bakış açısı taşımaktadır. Bu nedenle de geleneksel medya<br />
ölçümü için kullanılan araçların bu mecralarda kullanımı çok da doğru sonuçlar sunmamaktadır. Dahası,<br />
kimi zaman yapılan uygulamaların finansal getirilerle bağlantısını kurmak ya da kısa vadede finansal<br />
anlamda bir geri dönüşü ortaya koymak her zaman mümkün olmamaktadır. Örneğin, Facebook<br />
sayfasındaki takipçilerin artmasının o ayki satışlarla bağlantısını kurabilmek çok da kolay bir iş değildir.<br />
Sosyal medyada ölçme ve analiz dendiğinde, karşımıza oldukça karmaşık bir tablo çıkmaktadır. Bir<br />
yanda profesyonel araştırma ve medya takip firmalarının ortaya koymuş oldukları analiz ve ölçüm<br />
teknikleri yer almaktadır. Sosyal medya pazarlamasının gelişimine paralel olarak, bu mecralarda yapılan<br />
uygulamaların performanslarını ölçmeye odaklanan ya da sosyal medya takibi yapan yeni bir sektör<br />
ortaya çıkmış durumdadır. Bu firmalar, farklı ihtiyaçları karşılayacak farklı izleme ve analiz yöntemleri<br />
ile müşterilerine hizmet vermektedir. Ancak uygulamalar ve ölçüm yöntemleri firmadan firmaya önemli<br />
ölçüde farklılıklar gösterebilmektedir. Diğer tarafta ise, sosyal medya uzmanlarının ortaya koymuş<br />
oldukları temel performans göstergeleri karşımıza çıkmaktadır. Bu göstergeler de yine işletmelerin farklı<br />
amaçlarına göre ölçülmesi ya da analiz edilmesi gereken temel alanları göstermektedir. Ortaya konan tüm<br />
bu araçlar ve göstergeler sosyal medyada ölçme ve analiz işini kolaylaştırmaktan ziyade<br />
zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla da sosyal medya etkinliklerini değerlendirmek için kullanılabilecek tek bir<br />
analiz ve ölçüm yöntemi değil çok sayıda seçenek bulunmaktadır. Bu da süreci çok daha karmaşık hale<br />
getirmektedir. Bu noktada, işletmelerin sosyal medya amaçları ile uyumlu ve bu amaçların izlenmesine<br />
olanak sağlayan gösterge ve analiz yönetmelerinin seçimi ve bunların belirli bir sistematik içinde<br />
kullanılması büyük önem taşımaktadır.<br />
139<br />
<br />
Sosyal Medyada Ölçme<br />
ve Analiz
SOSYAL MEDYADA ÖLÇÜM<br />
Sosyal medya ölçümü, işletmelerin belirledikleri amaç ve hedefler çerçevesinde ortaya koydukları sosyal<br />
medya uygulamalarının takip edilmesi ve bu uygulamaların performanslarının ölçülmesi süreci olarak<br />
tanımlanabilecektir. Ölçüm, bir süreç içinde gerçekleşmektedir ve bu süreçte işletmeler birbirini izleyen<br />
birtakım faaliyetleri yerine getirmektedirler.<br />
Sosyal Medyada Ölçüm Süreci<br />
Sosyal medya ölçümü tek bir platforma ya da kampanyaya odaklı değil, işletmenin tüm sosyal medya<br />
uygulamalarını kapsayacak genişlikte bir süreçtir. Ayrıca hem çevrimiçi hem de çevrimdışı ortamlarda<br />
ölçüm yapmayı gerektirir. Örneğin, sosyal medya kampanyalarının önemli ve istenen sonuçlarından birisi<br />
de tüketicilerin markadan olumlu olarak bahsetmeleridir ki bu konuşmaların birçoğu çevrimdışı<br />
ortamlarda gerçekleşmektedir. Ya da ürün satışları fiziki mağazalardan da yapılmaktadır. Dolayısıyla,<br />
ölçüm süreci çevrimdışı ortamlarda gerçekleşen bu sonuçları da kapsamalıdır. Genel olarak bakıldığında<br />
ölçüm süreci izleme, ölçüm, analiz ve raporlama olmak üzere dört temel adımdan oluşmaktadır;<br />
İzleme (Dinleme): Sosyal medya dilinde daha çok “dinleme” olarak adlandırılan bu aşama genellikle<br />
ölçüm ile karıştırılabilmektedir. İzleme, temel olarak bir amaç ile dinlemek olarak tanımlanabilecektir. Bu<br />
aşamada işletmenin derdi bir şeyleri ölçmek ya da sayısallaştırmak değildir. İzleme aşaması, daha sonra<br />
yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi işlemlerini kapsar.<br />
Bu aşamada işletme, amaçları doğrultusunda dinleme alanları oluşturur ve bunlardan gelen verileri toplar.<br />
Elde edilen verinin niteliği değerlendirilir.<br />
Ölçüm: İzleme aşamasında elde edilen verinin işletme amaçlarıyla bağlantılı olup olmadığı<br />
değerlendirilir. Sonraki adımda artık verinin sayısallaştırılması gerekmektedir. Bu işlem ölçüm<br />
aşamasında gerçekleşir. Ölçüm, izleme ile elde edilen verilere ampirik bir değer ya da “sayısal bir<br />
büyüklük” atfedilmesidir. Örneğin, bir web sitesini ziyaret edenlerin sayısı, bir bağlantıyı tıklayanların<br />
sayısı ya da YouTube üzerinden yayınlanan bir videonun izlenme sayısı ölçülebilir. Aynı zamanda<br />
verilerin zaman içindeki değişimi ya da bir videonun ya da blog yazısının yayılma hızı da ölçülebilecekler<br />
arasındadır.<br />
Analiz: Ölçüm ile sayısal değerler alan verilere analiz aşamasında bir anlam verilmektedir. Analiz<br />
aşaması, elde edilen sayısal verilerin, işletme tarafından alınacak diğer kararlarda kullanılmak üzere,<br />
değerlendirilmesi ve yorumlanması sürecidir. Dolayısıyla, analiz olmadan ölçüm bir işe yaramaz. Çoğu<br />
işletme topladığı verileri analiz etmemekte sadece raporlamaktadır. Bu haliyle yapılan ölçümlerde elde<br />
edilen veriler, sayılar ve grafiklerden öteye geçemez ve işletmelerin bir işine yaramaz. Halbuki analizler,<br />
işletmelere yaptıkları uygulamaların hangilerinin başarılı, hangilerinin başarısız olduğunu görme şansı<br />
sağlar. Sonraki uygulamalarında hangi noktalara daha fazla odaklanmaları gerektiği konusunda yol<br />
gösterir. Karşılaşabilecekleri riskleri, tehditleri ve fırsatları gösterir. Analiz süreci dinamik bir süreçtir.<br />
Kullanılan analiz araçları ve yöntemleri sürekli değişme ve gelişme içindedir. Bu nedenle işletmelerin<br />
analiz süreci de sürekli bir evrim geçirmek, yeni araçlara uyum sağlamak zorundadır. İşletme bu sene<br />
kullandığı bir analiz aracını seneye aynen kullanmak yerine, kendisi ve amaçları için uygun olabilecek<br />
yeni analiz araçlarını düzenli aralıklarla değerlendirmelidir.<br />
Raporlama: Sosyal medya programları için yatırımların devamlılığı, mevcut programın başarısına<br />
bağlıdır. Üst yönetimin bu başarıyı göreceği yer ise, yapılan ölçüm ve analizlerin sonuçlarının sunulduğu<br />
raporlar olacaktır. Dolayısıyla raporlar ölçüm sürecinin önemli çıktılarından birisidir. Raporlama<br />
adımında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, elde edilen önemli bulguların kısa, öz ve gerekli<br />
vurgular yapılarak üst yönetime sunulmasıdır.<br />
Sosyal medya amaçlarını belirlemiş ve stratejisini uygulamaya başlayacak ya da başlamış bir<br />
işletmenin, sosyal medya ölçümünde kullanabileceği farklı stratejik yaklaşımlar bulunmaktadır. Aşağıda<br />
Tablo 6.1. içinde, yöneticilerin içinde bulunabilecekleri bu dört farklı stratejik yaklaşım gösterilmektedir.<br />
<br />
140
Yöneticinin<br />
Etkinliği<br />
Ölçme<br />
Becerisi<br />
<br />
Tablo 6.1: Sosyal Medya Ölçümünde Stratejik Seçenekler<br />
Yöneticinin Etkinlik Konusunda Öznel<br />
Değerlendirmesi<br />
Başarısız Başarılı<br />
Ölçülebilir Ölç ve Düzelt Başarı için Tekrar Et<br />
Belirsiz Çıkmaz Sokak Tecrübesiz İyimserler<br />
Kaynak: Hoffman, D.L. ve M. Fodor (2010). “Can You Measure the ROI of Your Social Media Marketing?”, MIT Sloan<br />
Management Review, Fall.<br />
İşletmenin sosyal medya ölçümündeki stratejik seçeneklerinden ilki, Tablo 6.1. içinde “Çıkmaz<br />
Sokak” olarak adlandırılan bölgedir. Bu bölgede yer alan yönetici, sosyal medya çabalarını ölçmek<br />
konusunda yetersiz kalmaktadır ve sosyal medya çabalarının da iyiye gitmediğini (başarısız olduğunu)<br />
düşünmektedir. Bu bölgedeki yöneticiler genellikle dene ve gör yaklaşımıyla hareket ederler ve<br />
uygulamalarında yaptıkları değişiklikleri ölçmezler. Ölçüm yapılmadığı için yöneticiler genellikle hatanın<br />
ya da sorunun nerede olduğunu bilemeyeceklerinden, sonraki adımlarında ne yapmaları ya da neyi<br />
düzeltmeleri gerektiğini de bilmezler. Bu grupta sosyal medya uygulamaları ya tamamen durdurulur ya da<br />
elle tutulur bir gerekçesi olmaksızın bazı düzeltmeler yapılmaya çalışılır. Ancak, elde yöneticiye yol<br />
gösterecek bir veri olmadığından, yöneticinin sıkıştığı bu çıkmaz sokaktan kurtulması çok mümkün<br />
olmaz.<br />
İkinci seçenek, “Ölç ve Düzelt” olarak adlandırılmıştır. Bu bölgede yönetici gerçekleştirdiği<br />
uygulamaları ölçmektedir ve elde ettiği sonuçlardan yola çıkarak sosyal medya çabalarının çok da iyiye<br />
gitmediğini düşünmektedir. Bu noktada yer alan bir yönetici, çıkmaz sokak bölgesindeki yöneticiden çok<br />
farklı bir konumdadır. Her ne kadar iki yönetici de çabalarının iyiye gitmediğini (başarılı olmadıklarını)<br />
düşünüyor olsalar da, bu bölgedeki yönetici sorunu çözebilmek için birtakım ölçümler yapmaktadır.<br />
Yapılan faaliyetlerin değerlendirilmesi, er ya da geç yöneticinin sorunu bulacağının bir göstergesidir.<br />
Dolayısıyla, yönetici yaptığı ölçümler sonucunda belirlediği hataları düzeltirse, tabloda “Başarı için<br />
Tekrar Et” bölgesine geçmeyi başarabilir. Bu bölgede yönetici hem faaliyetlerini ölçebilmektedir, hem<br />
de çabalarının iyiye gittiğini (başarılı olduğunu) düşünmektedir. Uygulanan faaliyetlerin ölçüm ve<br />
değerlendirilmesi yapıldığından, işletme daha başarılı olmak için mevcut faaliyetlerini ufak düzeltmelerle<br />
tekrarlayarak, başarısını sürdürebilir. Bu başarıyı sürdürmek zor olsa da elde edilenler düşünüldüğünde bu<br />
çabaya değdiği görülebilecektir.<br />
Son grupta ise “Tecrübesiz İyimserler” yer almaktadır. Bunlar, gösterdikleri çabaların etkinliğini<br />
ölçememelerine rağmen, çabalarının iyiye gittiğini ya da başarılı olduklarını düşünmektedir. Bu<br />
yöneticiler sosyal medyada bir çaba göstermeye değdiği görüşündedirler ancak nasıl ölçüm yapacakları<br />
konusunda kafalarında soru işaretleri vardır. Bu alan oldukça tehlikeli bir alandır. İşletmelerin işe<br />
başlaması için iyi bir bölge gibi gözükse de, yöneticilerin en kısa zamanda ölçme stratejilerini geliştirerek<br />
bu yaklaşımdan uzaklaşmaları en doğrusu olacaktır. Yönetici ölçüm konusunda gerekli çabaları<br />
göstermezse, eninde sonunda “çıkmaz sokak” bölgesine geçecektir. Başarıyı ölçememek bir süre sonra,<br />
çabaların iyiye gittiği yönündeki iyimserliği ortadan kaldıracaktır. Ancak yönetici ölçme stratejisini<br />
geliştirip başarısını değerlendirmeyi başarabilirse, ya doğrudan “başarı için tekrar et” bölgesine geçecektir<br />
ya da önce “ölç ve düzelt” bölgesine kayacak, burada uygulamalarındaki hatalı noktaları düzeltecek ve<br />
nihai olarak gene “başarı için tekrar et” bölgesine ulaşacaktır.<br />
Özetlemek gerekirse, sosyal medya ölçümü için sunulan bu seçeneklerde anlatılmak istenen,<br />
yöneticilerin hızla belirsiz ölçüm alanlarından uzaklaşıp, etkinliğin ölçülebildiği yaklaşımlara<br />
141
geçmelerdir. Böylelikle yaptıkları arasında neyin işe yarayıp neyin yaramadığını görebilecek ve sosyal<br />
medya uygulamalarında başarıya giden yolda hızla ilerleyebileceklerdir.<br />
Ölçüm ve Analiz Yapılabilecek Temel Alanlar<br />
Sosyal medya içinde farklı alanlardan veri toplayıp ölçüm yapmak, işletmelere hem tüketici karar<br />
süreciyle ilgili hem de sosyal medyada neler olup bittiği hakkında daha fazla bilgi sahibi olma şansı<br />
sağlayacaktır. Aşağıda Şekil 6.1 içinde işletmelerin sosyal medya içinde ölçüm yapabilecekleri üç temel<br />
alan gösterilmektedir. Çok sayıda metrik olmasına rağmen, temelde bu metrikleri elde etmek için gerekli<br />
olan veri bu üç temel alandan elde edilmektedir.<br />
<br />
Şekil 6.1: Sosyal Geribildirim Döngüsü ve Ölçüm Yapılabilecek Alanlar.<br />
Kaynak: Evans, D. (2008). Social Media Marketing: An Hour a Day, Wiley Publishing, Inc.<br />
Sosyal medya pazarlaması konusunu ele aldığımız 2. Ünite içinde sosyal geribildirim döngüsünün<br />
öneminden bahsetmiştik. İşletmelerin sosyal medya çabaları tüketiciyi bu geribildirim döngüsü içinde<br />
etkilemeyi amaçlamaktadır. İşletmeler, sosyal medya programlarını değerlendirmek için bu geribildirim<br />
döngüsü içindeki üç farklı alandan veri toplayıp ölçüm yapabilirler. Bunlar (Evans, 2008; Evans ve<br />
McKee, 2010);<br />
İçeriğin kendisine yönelik ölçümler: İşletmelerin kullanabilecekleri en zengin veri alanı, sosyal<br />
medya içinde ortaya çıkan içeriğin kendisidir. İşletmeler, kendileri hakkında söylenenleri en kolay yoldan<br />
sosyal medya içinde oluşan içerik sayesinde öğrenebilir ve takip edebilirler. Burada, işletmeler hem<br />
tüketicilerin kendileri hakkında ne düşündüğünü hem de kendi aralarında işletme/sektör hakkında neler<br />
konuştuklarını öğrenebilirler. Marka hakkındaki blog yazıları, öneri ve yorumlar, Tweetler vb. içeriğin<br />
kendisine ilişkin ölçümlerin yapılabileceği bir alandır. Bu alanlarda işletmeler içeriğin ya da<br />
konuşmaların duygusal yönünü (içeriğin olumluluk ya da olumsuzluk durumunu) anlamaya, içeriği<br />
oluşturan kaynağa ve son olarak da içeriğin hacmine yönelik analizler gerçekleştirebilirler. İçeriğin<br />
duygusal yönü (konuşmaların olumlu ya da olumsuz olması – İngilizcesi “sentiment analysis” olarak<br />
geçmektedir) sayesinde işletmeler, tüketicilerin markaya/ürüne/işletmeye bakış açısını öğrenebilir ve bu<br />
hislerinin ne denli güçlü olduğunu görebilirler. Kaynağa yönelik analizlerin iki yönü bulunmaktadır; i)<br />
işletme kendi alanında daha fazla etkileyici güce sahip yazarları ya da tüketicileri belirleyebilir, ii)<br />
konuşmaların gerçekleştiği sosyal medya platformlarını (Facebook, Twitter, bloglar vs.) analiz ederek,<br />
hangi platformların kendisi için daha önemli olduğunu görebilir ve mutlaka yer alması gereken<br />
platformları belirleyebilir. İçeriğin hacmine yönelik analizler ise marka/ürün/işletme ile ilgili konuşma<br />
hacmini ortaya koyar. Belirli bir konu başlığı üzerine kaç kişi konuşuyor, kaç kişi o konuyu beğeniyor ya<br />
da yeniden yayınlıyor/başkalarıyla paylaşıyor gibi soruların cevapları bulunmuş olur.<br />
Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate alınmasına yönelik ölçümler: Bu ikinci ölçüm alanı, tüketici<br />
ilgileri ile işletmenin sosyal medya faaliyetleri arasındaki kesişim noktasına odaklanmaktadır. İçeriğe<br />
ilişkin ölçümlerin aksine burada işletmenin sosyal medyadaki faaliyetleri ile ilintili alanlarda ölçüm<br />
142
yapılmaktadır. İşletmenin, gerçekleştirdiği faaliyetlerin tüketici karar süreci içinde dikkate alınıp<br />
alınmadığı sorusuna yanıt bulabileceği bir alandır. Bir başka deyişle, tüketicinin işletmenin sosyal<br />
medyadaki faaliyetlerini ne derece dikkate aldığı ile ilgili ölçümlerin yer aldığı bir alandır. Sitede<br />
geçirilen süre, blog yazılarına gelen yorumlar, Facebook sayfasındaki faaliyetlere gelen tepkiler içeriğin<br />
dikkate alınmasına ilişkin ölçümlerin yapılabileceği alanlardır.<br />
Sosyal medya faaliyetlerinin etkilerine yönelik ölçümler: Son olarak sosyal medyada yaratılan ve<br />
iletilen mesajların istenilen sonuçları doğurup doğurmadığı, bir başka deyişle işletmenin faaliyetlerinin ve<br />
yarattığı içeriğin etkisine yönelik ölçümlerin yapıldığı alandır. İşletmeler sosyal medya kampanyaları ile<br />
belirli amaçlara ulaşmayı hedeflerler ve gerçekleştirdikleri faaliyetlerin sonuçlarını ölçerler. Elde edilen<br />
sonuçlar ile amaçlara ne denli ulaşıldığını analiz etmeye çalışırlar. Burası, yapılan bir kampanya<br />
sonrasında tüketicilerden beklenen belirli davranışların ne oranda gerçekleştirildiği ya da kampanya<br />
mesajıyla tüketicilerin ne kadar ilgilendiği gibi ölçümlerin yapıldığı bir alandır. Sosyal medya<br />
faaliyetlerinin tüketicinin farkındalık düzeyini ve satışları nasıl etkilediği, bu alanda yapılan ölçümlerin<br />
cevap aradığı en önemli sorulardır.<br />
İşletmeler bu alanların birinde ya da hepsinde ölçüm ve analiz yapabilirler. Mevcut durumda çoğu<br />
işletme sadece “içeriğin kendisine yönelik ölçümler” gerçekleştirmektedir. Bu işletmeler, sosyal medyayı<br />
dinlemektedirler. Ancak, tek başına dinlemek çoğu zaman başarılı bir sosyal medya programı ortaya<br />
koymaya yetmez. Bu noktada işletmelerin sundukları içeriğin tüketicileri ya da dinleyicileri tarafından ne<br />
denli dikkate alındığına bakması gerekir ki bu ölçüm sürecinde onları bir adım öteye taşır. Elbette, gerçek<br />
anlamda ölçüm ve analiz gerçekleştiren bir işletmenin, faaliyetlerinin finansal etkilerine yönelik ölçümleri<br />
de gerçekleştiriyor olması gerekmektedir.<br />
METRİKLER, TEMEL PERFORMANS GÖSTERGELERİ VE<br />
YATIRIMIN GERİ DÖNÜŞÜ<br />
Sosyal medya faaliyetlerinin değerlendirilmesi sürecinde nicel verilere dayalı ölçümler ve finansal<br />
getirileri görmek için de yatırımın geri dönüş oranı oldukça büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, sosyal<br />
medya programlarının ölçümü için kullanılabilecek metrikler, temel performans göstergeleri ve yatırımın<br />
geri dönüş oranı hakkında işletmelerin bilgi sahibi olması gerekir.<br />
Metrikler ve Temel Performans Göstergeleri<br />
Sosyal medya ölçümü sürecinde kullanılabilecek çok sayıda metrik (ölçü) bulunmaktadır. Bu metrikler,<br />
ölçüm süreci içinde işletmelerin kendilerini değerlendirmek üzere kullanacakları kriterleri ifade<br />
etmektedir. İşletmeler Twitter, Facebook ya da benzeri sosyal ağlarda gerçekleştirdikleri faaliyetlerin<br />
başarısını ortaya koymak için çok farklı metriklerden yararlanabilmektedir. Ancak bu metrikleri<br />
belirlerken ya da kullanırken yapılan hatalar işletmeleri yanlış ölçüm süreçlerine sürükleyebilecektir.<br />
Örneğin, Facebook sayfasını beğenen ya da takip eden bir izleyici, eğer ki işletme ile ilgili başka hiçbir<br />
işlem yapmıyorsa, bu izleyicinin işletme için bir değeri yoktur. İşletmenin böyle 10.000 tane izleyicisi<br />
olduğunu düşünelim. Kağıt üzerinde 10.000 izleyicisi olmasına rağmen, sadece bu ölçüt işletmeye sosyal<br />
medya programının başarısı konusunda anlamlı bir sonuç vermeyecektir. Çünkü bu 10.000 takipçi aslında<br />
işletmeye geri dönüş sağlayıp sağlamadığı tam olarak bilinemeyen bir grubu oluşturmaktadır. Dolayısıyla<br />
işletmelerin sosyal medya faaliyetlerini ölçmek için kullanabilecekleri çok sayıda metrik olmasına karşın,<br />
hangi durumda hangi metriğin kullanılması gerektiği önemli bir sorunu oluşturmaktadır.<br />
Bu nedenle işletmelerin performanslarını değerlendirmek için öncelikle temel performans<br />
göstergelerinin neler olacağını belirlemesi gerekmektedir. Temel performans göstergeleri (Key<br />
performance indicator-KPI), bir kampanya ya da programın belirli hedefler çerçevesinde performansını<br />
ortaya koymaya yaramaktadır. Temel performans göstergesinin ne olacağı, ulaşılmak ya da ölçülmek<br />
istenenin ne olduğuyla doğrudan ilintilidir. Uygulanan programa ya da kampanyaya göre kullanılabilecek<br />
çok sayıda temel performans göstergesi bulunabilir. Örneğin bir web sitesine yapılan ziyaretler, bir<br />
bağlantının ya da reklamın tıklanma sayısı ya da bir bloğun takipçi sayısı bunlar arasında yer alabilecek<br />
örnek metriklerdir. Ancak, sosyal medya programlarında seçilecek temel performans kriterlerinde dikkat<br />
edilmesi gereken en önemli nokta, yapılacak ölçümlerin sadece çevrimiçi ortamları kapsamayacağıdır. Bu<br />
<br />
143
nedenle perakende mağazaya yapılan ziyaretler ya da satışlar da bu çerçevede dikkate alınması gereken<br />
temel performans kriterleri arasında yer almalıdır. Özetlemek gerekirse, eldeki metrikler içinden seçilecek<br />
temel performans kriterlerinin hem program amaçlarına uygun olması hem de programın etkinliğinin<br />
değerlendirilmesine katkı sağlaması gerekmektedir. Aşağıda Tablo 6.2 içinde, farklı işletme amaçları için<br />
sıkça kullanılan bazı metriklerden örnekler yer almaktadır.<br />
<br />
Tablo 6.2: Sıkça Kullanılan Bazı Sosyal Medya Metrikleri<br />
İşletme amacı Kullanılabilecek Metrikler<br />
Marka farkındalığı ve bilinirliği • Paydaşların bağlılığı: İşletmeyle bağlantılı yorumların,<br />
işaretlemelerin (imlemelerin), görsel, fotoğraf veya videoların<br />
sayısı.<br />
• Destekçilerin (Advocate) bağlılığı: Bu kişiler, işletme<br />
çalışanları dışında işletmeyi gönülden destekleyen kişileri<br />
ifade etmektedir. Bu kategori içinde kullanılabilecek<br />
metriklerden bazıları;<br />
• Destekçilerin sayısı<br />
• Desteklerin sıklığı (İşletmeden ne sıklıkla<br />
bahsediyorlar)<br />
• Destekçilerin sözlerinin dinlenir olma derecesi ve<br />
etki alanları (Tüm paydaşlarla karşılaştırıldığında<br />
bu destekçilerin sözü ne derecede dinleniyor ve bu<br />
kişiler kaç kişiye ulaşabilirler?)<br />
• Destekçi etkisi: Bu kişilerin sahip olduğu etki<br />
düzeyi (Olumlu konuşmaları arttırma ya da yeni<br />
destekçiler yaratma gücü gibi)<br />
• Konuşulanlardan alınan pay (Share of Voice): İşletme ve<br />
rakipleri hakkında söylenen sözler içinde işletmenin ne<br />
oranda paya sahip olduğu.<br />
• Konuşmaların duygusal yönü (Sentiment): Sohbetler<br />
içinde işletme ile ilgili olumlu ve olumsuz konuşmalar.<br />
Müşteri Hizmeti • Sorun gönderme yüzdesi: Diğer tüm kanallardan gönderilen<br />
sorunlar içinde sosyal medya kanallarından gönderilen<br />
sorunların yüzdesi.<br />
• Sorun çözme oranı: Sosyal medya kullanılarak başarıyla<br />
çözümlenen sorun sayısı.<br />
• Sorun çözüm süresi: Diğer tüm iletişim kanallarına göre<br />
sosyal medyada bir sorunu çözmenin aldığı süre.<br />
• Müşteri memnuniyet oranı: Sorunlarını sosyal medya<br />
kanalları aracılığıyla çözen müşterilerin memnuniyet düzeyi.<br />
• Dış müşteri katılımı: Aldıkları hizmet düzeyinden müşteriler<br />
sosyal ağları içinde ne kadar bahsediyorlar?<br />
• Finansal etki: Sosyal medyayı bir müşteri hizmeti kanalı<br />
olarak kullanmanın yarattığı giderler ve varsa gelirlerin<br />
yarattığı finansal etki.<br />
Yenilik • Raporlanan konular ve sohbet sayısı: Raporlanan,<br />
tartışma yaratan ve işletmeyi harekete geçiren konu sayısı.<br />
• Gönderilen fikirler: İşletmenin kendisini, ürünlerini ya da<br />
hizmetlerini iyileştirmesine yardımcı olan fikirlerin toplam<br />
sayısı.<br />
• Fikir ve konu etkisi: Ortaya konan fikirler ve raporlanan<br />
konuların yarattığı etkiler (Sağlanan tatmin, satın alma<br />
oranları ya da maliyet tasarrufları gibi)<br />
144
Satış ve Pazarlama • Yönlendirmeler ve satın almalar: Sosyal medya<br />
faaliyetlerinden kaynaklı muhtemel müşteri sayısı ve bunların<br />
müşteriye dönüşme oranı. Aynı zamanda, diğer kanallara<br />
göre sosyal medyadan bu müşterileri edinmenin maliyeti.<br />
<br />
• Gelir: Sosyal medya faaliyetlerinden elde edilen toplam ve<br />
net gelirler. Aynı zamanda toplam gelirler içindeki payı.<br />
• Yeni müşteri edinme: Sosyal medya faaliyetleri sayesinde<br />
edinilen yeni müşteri sayısı.<br />
• Müşteriyi elde tutma ve yeniden satın alma oranı: Sosyal<br />
medyayı bir satış kanalı olarak kullanarak elde edilen<br />
müşterilerin elde tutulma oranı ve bu müşterilerin yeniden<br />
satın alma oranı (ve bu müşterilerden elde edilen gelirler).<br />
• Ortalama satın alma miktarı: Diğer kanallara göre sosyal<br />
medya kanallarından gerçekleşen ortalama satın alma<br />
miktarları.<br />
• Müşteri yaşam boyu değeri: Diğer kanalları kullananlara<br />
göre sosyal medyayı kullanan müşterilerim yaşam boyu<br />
değerleri.<br />
Kaynak: Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing Social Media: A Governence and Risk Guide. John Wiley & Sons,<br />
Inc.<br />
Kullanılacak performans göstergelerinin seçimi sırasında yaşanan bir diğer önemli zorluk ise, sosyal<br />
medya ölçümü için kullanılabilecek çok sayıda metrik olması ve bunların hepsinin dikkate alınması<br />
durumunda işletmenin çok büyük bir veri yığını ile karşılaşmasıdır. İşletmeler, sadece ölçmeyi<br />
becerebildikleri için değil, gerçekten kampanya başarısını ya da gelişimini ortaya koyduğu için bazı<br />
metrikleri tercih etmek zorundadır. Aksi halde, ortaya çıkan ve işe yaramayan koskoca bir veri denizi<br />
içinde kaybolma riski ile karşı karşıya kalırlar. Bir metriğin işletmenin temel performans göstergeleri<br />
arasına girebilmesi için, metriğin istenilen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını işletmeye göstermesi<br />
gerekmektedir. Bu nedenle de temel performans göstergelerinin belirlenmesinde sosyal medya programı<br />
için belirlenmiş amaçlar büyük önem taşımaktadır.<br />
Yatırımın Geri Dönüşü<br />
Yatırımın geri dönüşü, işletmenin yaptığı yatırımlardan elde ettiği getirileri hesaplamak ve yatırımlarını<br />
değerlendirmek için kullandığı en önemli ölçütlerden birisidir. İşletmeler, bir kazanç elde etmek<br />
umuduyla bir takım yatırımlarda bulunurlar. Yatırımın geri dönüşü de yaptıkları bu yatırımın kendilerine<br />
ne oranda kazanç sağladığını göstermektedir. Aşağıdaki formül yatırımın geri dönüşünü (YGD)<br />
hesaplamak için kullanılmaktadır. Formülden de anlaşılacağı gibi, yatırımın geri dönüşü, yapılan<br />
yatırımdan sağlanan getiri ve yapılan maliyetler arasındaki ilişkiye dayanmakta ve sonuçta işletme bir<br />
oran ya da yüzde elde etmektedir.<br />
YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın maliyeti) / Yatırımın maliyeti<br />
Örneğin, bir işletme bir kampanya için 10.000 harcamış olsun ve bu kampanya sonucunda da<br />
15.000 getiri elde etmiş olsun. Bu durumda işletmenin elde ettiği net getiri 5.000 (15.000 – 10.000)<br />
olacaktır. Yatırımın geri dönüş oranı ise %150 ((15.000 – 10.000) / 10.000) olacaktır. Bir başka deyişle<br />
işletme bu kampanya için yatırdığı her 1 karşılığında, 1,5 gelir elde etmiştir.<br />
Bu hesaplama oldukça basit gözükmesine karşın, sosyal medya programlarında yatırımın geri<br />
dönüşünü hesaplamaya gelince işler biraz olsun karışmaktadır. Sosyal medya programlarının yürütülmesi<br />
sürecinde rol oynayan çalışanların temel derdi, insanlarla bu ortamın gerektirdiği duygusal bağı<br />
kurabilmektir. Bu insanlar nicelikten ziyade niteliğe odaklanmaktadırlar. Tüketiciler ile kurulan dürüst ve<br />
kalıcı bağlar onların temel hedefini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle işin duygusal kısmına<br />
odaklanmaktadırlar. Diğer taraftan, yürütülen bu programların ölçüm ve raporlanmasından sorumlu<br />
kişiler ise, gerçekleştirilen faaliyetler ile amaçlara ne oranda ulaşıldığına odaklanmışlardır. Bu grup için<br />
nitelik değil nicelik ön plandadır ve yatırımlardan elde edilen getiriyi hesaplamaya çalışmaktadırlar. Bu<br />
145
noktada yatırımın geri dönüşü için bu iki kesim farklı şekillerde düşünebilmektedir. Örneğin, sürecin<br />
uygulanmasında etkin rol oynayan çalışanlar insanlarla kurulan bağların parasal olmayan bir geri dönüşü<br />
olduğunu ve bu nedenle de ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebileceklerdir.<br />
Bu nedenle sosyal medya programlarında yatırımın geri dönüşü hesaplamalarına ilişkin bazı<br />
noktaların netleştirilmesi gerekmektedir (Blanchard, 2011);<br />
• Yatırımın geri dönüşü bir işletme metriğidir. Kullanılan medyadan bağımsızdır. Yatırımın geri<br />
dönüşü hesaplaması kullanılan medya türüne göre değişim göstermez. Yapılan yatırım bir sosyal<br />
medya programı da olsa, bir gayrimenkul ya da hisse senedi alımı da olsa hesaplama formülü<br />
aynıdır.<br />
• Yatırımın geri dönüşü hesaplamalarında kullanılan birimlerin aynı olması gerekmektedir. Bir<br />
başka deyişle, yatırımın maliyetini cinsinden belirliyorsanız, yatırımın getirisini de cinsinden<br />
belirlemelisiniz. Aksi halde formülün çalışması mümkün olmayacaktır. Örneğin, bir TL sosyal<br />
medya kampanyası için 10.000 harcamışsanız ve bu kampanyanın getirisi olarak 30.000<br />
Twitter takipçisi elde ettiğinizi söylüyorsanız, bu durumda yatırımın geri dönüşünü hangi birim<br />
üzerinden hesaplayacaksınız? cinsinden mi yoksa Twitter takipçisi cinsinden mi? Bu durum<br />
elmalarla armutları toplamaya çalışmak gibi bir durumdur.<br />
• Bir proje için kullanılan tüm kaynakların bir maliyeti olduğu unutulmamalıdır. Kullanılan<br />
kaynaklar insan kaynağı, teknoloji, zaman ve diğer muhtelif maliyetler olmak üzere dört temel<br />
maliyet sınıfından birine dahildir. Sosyal medya kampanyalarında çalışan insan kaynağının<br />
belirli bir aylık ya da saatlik ücreti olacaktır. Kullanılan bilgisayar donanımlarından tutun da<br />
kampanya yönetimi ya da ölçümü için satın alınan yazılımlara hatta bilgi güvenliğini sağlamak<br />
için kapılara takılan güvenlik sistemlerine kadar tüm yatırımlar teknoloji maliyetleri altında yer<br />
almaktadır. Çalışanlarınızın ya da dışardan hizmet aldığınız aracıların fazladan harcadığı her saat<br />
size fazla mesai masrafı olarak geri dönecektir. Tüm bunların dışında sosyal medya konferans ve<br />
eğitimlerine harcanan paralar, Facebook reklamları, danışmanlık ücretleri ya da sektör araştırma<br />
ve raporları gibi kalemler ise muhtelif diğer maliyetleri oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi sosyal<br />
medya kampanyaları maliyetsiz değildir. Bu programa dahil edilen her kalemin bir maliyeti<br />
vardır.<br />
• Yatırımın geri dönüşü hesaplaması, yatırım bir getiri elde ettikten sonra yapılmalıdır. Henüz<br />
yatırımdan bir getiri elde etmeden geri dönüşü hesaplamanın bir anlamı olmayacaktır.<br />
Kullanılan çoğu sosyal medya metriği genellikle finansal olmayan getiriler üzerinden çalışmaktadır.<br />
Örneğin, web sayfasının tıklanma sayısı, Facebook ya da Twitter üzerindeki takipçi sayısı ya da YouTube<br />
üzerinden bir videonun izlenme sayısı gibi. Buna karşın yatırımın geri dönüşü, finansal anlamda geri<br />
dönüşlere odaklanmaktadır. Aşağıda Şekil 6.2 içinde, sosyal medya kampanyalarındaki yatırımın geri<br />
dönüş süreci gösterilmektedir.<br />
<br />
Şekil 6.2: Yatırımın Geri Dönüş Süreci<br />
Kaynak: Blanchard, O. (2011). Social Media ROI: Managing and Measuring Social Media Efforts in Your<br />
Organization, Pearson Education.<br />
146
İşletme sahip olduğu fonları, sosyal medya faaliyetlerini gerçekleştirecek kaynaklara aktarır ve bir<br />
takım yatırımlar yapar. Bu kaynaklar aracılığıyla da sosyal medyada birtakım faaliyetler gerçekleştirir. Bu<br />
faaliyetler marka ve sosyal medya kullanıcıları arasında bir etkileşim yaratır. Bu etkileşimler bir takım<br />
tepkiler yaratır ve sonuçta işletme finansal olmayan bazı getiriler elde etmeye başlar. Takipçiler<br />
(followers), marka hakkında konuşmalar, tıklamalar (clicks), indirmeler (downloads), öneriler,<br />
yönlendirmeler, paylaşımlar (share), hoşlanmalar (like) hep bu finansal olmayan getirilerin örnekleridir.<br />
Finansal olmayan bu getiriler beraberinde marka farkındalığını, tercihleri ve nihayetinde satın alma<br />
davranışını değiştirebilecektir. Son noktada ise finansal olmayan bu getiriler finansal getirilere<br />
dönüşmelidir.<br />
Bu süreçte elde edilen finansal getirileri ölçmek zor değildir. Örneğin, finansal olmayan getiriler<br />
sonrasında işletme o dönem içinde elde ettiği satış gelirlerindeki artışı kolaylıkla belirleyebilir. Ancak,<br />
elde edilen getirinin ortaya konan sosyal medya faaliyetlerinden kaynakladığını ispat etmek zordur. Bir<br />
başka deyişle, sosyal medya faaliyetlerinin satışı arttırdığını ortaya koymak kolay bir iş değildir.<br />
Bir sosyal medya programının devamı ve başarısında finansal olmayan getiriler ve etkiler elbette<br />
büyük önem taşımaktadır. Bu getirilerin ölçümü için de işletme birtakım metrikler veya performans<br />
göstergeleri belirlemek zorundadır. Ancak, bu finansal olmayan getirilerin hiçbiri işletmeye yatırımın geri<br />
dönüşü hesaplamalarında fayda sağlamaz. Programın devamı için önemli olan “yatırımın geri dönüşünü”<br />
görmektir. Bu nedenle de işletmelerin finansal olmayan getirilerin finansal getirileri nasıl etkilediğini ve<br />
işletmeye nasıl bir geri dönüş sağladığını net olarak ortaya koyması gerekmektedir.<br />
Yatırımın geri dönüşü hesaplamaları için kullanılabilecek veri<br />
toplama yöntemlerini araştırınız.<br />
ÖLÇÜM VE ANALİZLERDE KULLANILABİLECEK ARAÇ VE<br />
PLATFORMLAR<br />
İşletmelerin kullanacakları temel performans göstergelerini belirlemeleri ölçüm için yeterli değildir. Bir<br />
sonraki adımda işletme kullanılacak temel performans göstergeleri için verinin toplanması ve analizlerin<br />
yapılmasında hangi araç ve platformlardan yararlanacağına karar vermelidir. Burada ücretli ve ücretsiz<br />
olmak üzere temelde iki tür araç/platform bulunmaktadır. Hatalı seçimler işletmeye önemli maliyetler<br />
yaratabilecektir. Ücretsiz hizmetler dikkate alındığında, işletme takip için çok sayıda aracı kullanmaya<br />
kalktığında bir veri bombardımanı altında kalabilecek, dahası farklı araçların sunduğu farklı metrikler<br />
arasında uyum sağlamakta sorunlar yaşayabilecektir. Diğer tarafta ise ücretli araç ve platformlar yer<br />
almaktadır. Elbette, bu grupta işletmenin aldığı ekonomik risk çok daha fazladır. Bu yüzden de sahip<br />
olduğu kaynakları verimli kullanması için kendisi için en etkili araç ve platformları seçmesi<br />
gerekmektedir.<br />
Sosyal Medya Ölçüm Araçları ve Veri Toplama Platformları<br />
Sosyal medya ölçümü için kullanılabilecek araç ve platformları dört temel grup altında ele almak<br />
mümkündür;<br />
• Dinleme Platformları: Bu platformlar sosyal medyada herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />
raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine getirmektedir. Bu araçlar ve platformlar kapsamında<br />
toplanan veriler, işletmelerin erişim kapsamlarını ve sosyal medyada gerçekleşen sohbetlerin<br />
içyüzünü kavramaya yardımcı olmaktadır.<br />
• Metin Madenciliği: Bir işletme ya da marka hakkında sosyal medya içinde yapılmış tüm<br />
yorumları tek tek taramak ve buradan bir sonuç çıkartmak imkansıza yakın bir çabadır. Metin<br />
madenciliği araçları, sosyal medyadaki metin denizi içinden bir marka ya da işletme ile ilgili<br />
yorumları toplayıp, bunları daha önceden belirlenmiş bir takım kurallara göre deşifre etmeye<br />
yaramaktadır. Elbette bu işlem otomatik bir şekilde gerçekleştirildiğinden 100% doğru<br />
olmayabilecektir ama yine de işletmelerin genel olarak tartışılan konuların temaları hakkında bir<br />
fikir sahibi olmasına yardımcı olabilecek araçlardır.<br />
<br />
147
• Platform Araçları (Platformlara ait Uygulama Programı Ara Yüzleri): Bu araçlar belirli<br />
platformlarda (örneğin Facebook, Twitter gibi) herkese açık olmayan bazı veri ve analizleri<br />
kapsamaktadır. Bunlar belirli sosyal medya faaliyetlerine yönelik (örneğin bir kampanya gibi) ve<br />
duruma özgü kullanılan araçlardır.<br />
• Site Analiz Çözümleri: Bu araçlar temelde bir işletme ya da markanın web sitesine gelen<br />
ziyaretçilerin davranışlarını izlemeye yaramakla birlikte, yapılan sosyal medya faaliyetlerinin<br />
web sitesindeki hareketlere yansımasını izlemek amacıyla da kullanılmaktadır. Örneğin, bir<br />
blogdan ya da Facebook’dan sayfaya ulaşan ziyaretçileri belirlemek ya da yapılan bir sosyal<br />
medya kampanyasında müşterilerin siteye ulaşma ve istenilen davranışı yerine getirme<br />
oranlarının izlenmesi gibi amaçlarla kullanılabilmektedir.<br />
Özetlersek, mevcut durumda çok sayıda veri toplama aracı ve platformu bulunmakta, bunlardan<br />
bazıları gerçekleştirdikleri analizler açısından birbiriyle çakışabilmektedir. Aşağıda Şekil 6.3 içinde<br />
yerine getirdikleri fonksiyonlara göre bazı araç ve platformlardan örnekler yer almaktadır.<br />
Şekil 6.3: Sosyal medya ölçümlerinde kullanılabilecek araç ve platformlardan örnekler.<br />
Kaynak: Murdough, C. (2009). “Social Media Measurement: It's not Impossible”, Journal of Interactive Advertising,<br />
10, 1: s. 94-99.<br />
Temel Bazı Araç ve Platformlardan Örnekler<br />
İşletmelerin kullanabilecekleri neredeyse yüzlerce araç ve platform bulunmaktadır. Bunlar arasında<br />
işletmenin kendi kullandığı sosyal medya platformlarının içindeki araçlar, ücretli ve ücretsiz platformlar<br />
bulunmaktadır. Aşağıda bu araç ve platformlar arasından en bilindik birkaç tanesi açıklanmakta, diğerleri<br />
içinse Tablo 6.3 içinde geniş bir liste verilmektedir. İşletmeler amaçları, programlarının kapsamı ve<br />
belirlemiş oldukları temel performans göstergelerini dikkate alarak bunlar arasından bir seçim yapmalıdır.<br />
Facebook İstatistikleri. Facebook istatistikleri markanın ya da işletmenin Facebook sayfası ile ilintili<br />
olarak demografik verileri, katılım, tıklanma yolları vs. gibi konularda analiz ve ölçüm yapmasına olanak<br />
tanır.<br />
<br />
http://www.facebook.com/help/search/?q=insights<br />
148
Resim 6.1: Facebook istatistikleri içinden bir görüntü<br />
Kaynak: http://www.facebook.com/help/pages/insights (Erişim tarihi: 10.08.2012)<br />
HootSuite. Bu platform bir ya da daha fazla Twitter hesabını yönetmenin yanında diğer sosyal medya<br />
araçlarının ve blogların Twitter ile entegre edilmesine olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda Twitter<br />
hesaplarının analizi için de bazı araçlar sunmaktadır.<br />
http://hootsuite.com/features/custom-analytics<br />
Klout. Klout kullandığı bir takım kriterlerden yola çıkarak bir Klout Skoru hesaplamaktadır. Bu skor<br />
1 ila 100 arasında yer almakta ve skor arttıkça etki derecesi de artmaktadır. Klout Facebook, Twitter,<br />
LinkedIn ve Google Plus içinden bazı değişkenleri kullanarak, “Gerçek Erişim”,<br />
“Çoğaltma/Zenginleştirme Gücü” ve “Ağ Etkisi” adını verdikleri metrikleri hesaplamaktadır.<br />
Socialmention. Socialmention, sosyal medyada gerçek zamanlı arama ve analiz yapan bir araçtır.<br />
Socialmention 80’in üzerinde sosyal medya platformu içinde kullanıcılar tarafından yaratılan içeriği<br />
toplamakta ve toplanan veriyi bir bütün halinde sunmaktadır. Bu araç sayesinde işletmeler sosyal<br />
medyada sahip oldukları güç, duyarlılık, tutku ve ulaşım gibi metrikleri elde edebilirler.<br />
http://socialmention.com/<br />
Google tarafından sunulan sosyal medya ölçüm araçlarını ve<br />
platformlarını araştırınız.<br />
149
Resim 6.2: Klout metriklerinden bir görüntü<br />
Kaynak: http://www.socialmedia.biz/wp-content/uploads/2012/03/kl1.jpg (Erişim tarihi: 10.08.2012)<br />
150
Tablo 6.3: Diğer Bazı Sosyal Medya Ölçüm ve İzleme Araçları<br />
Addictomatic addictomatic.com AIM newmediastrategies.net Alterian<br />
socialmedia.alterian.com<br />
Analytic.ly<br />
analytics.peoplebrowsr.com<br />
Asomo www.asomo.net Attentio attentio.com<br />
Awareness Networks<br />
Backtype www.backtype.com Beevolve<br />
www.awarenessnetworks.com/sof<br />
tware/measure<br />
www.beevolve.com<br />
Blog Grader blog.grader.com Blogpulse www.blogpulse.com Boardreader<br />
boardreader.com<br />
BrandMetric<br />
Brands Eye<br />
Brandtology<br />
www.brandmetric.com<br />
www.brandseye.com<br />
www.brandtology.com<br />
Brandwatch<br />
Buzz Numbers HQ<br />
Buzzcapture<br />
www.brandwatch.com/solutions www.buzznumbershq.com www.buzzcapture.com<br />
BuzzGain<br />
Buzzient Enterprise<br />
BuzzLogic Insight<br />
www.BuzzGain.com/index.html www.buzzient.com<br />
www.buzzlogic.com<br />
BuzzPerception<br />
BuzzStream<br />
Cision Social Media<br />
www.customscoop.com/products/<br />
buzzperception.php<br />
www.buzzstream.com<br />
us.cision.com<br />
ClipIQ www.customscoop.com Cognito Monitor<br />
www.expertsystem.net<br />
Collecta Collecta.com<br />
Collective Intellect<br />
Context Voice<br />
Conversation<br />
www.collectiveintellect.com/produ<br />
cts/self_service<br />
contextvoice.com/applications www.ecairn.com<br />
Conversation Miner<br />
CoTweet www.cotweet.com Crimson Hexagon<br />
www.converseon.com/us/services<br />
www.crimsonhexagon.com/p<br />
/services1.html<br />
roduct<br />
Custom Scoop<br />
Cyber Alert<br />
Cyveillance<br />
www.customscoop.com<br />
www.cyberalert.com<br />
www.cyveillance.com<br />
Dialogix www.dialogix.com/.au Digimind Meta-Search<br />
Direct Message Lab<br />
www.digimind.com/products www.directmessagelab.com<br />
dnaMonitor www.dna13.com Dow Jones Insight<br />
Evolve 24<br />
www.dowjones.com/productevolve24.com/productsdjinsight.aspservices/the-mirror eWatch ewatch.prnewswire.com Facebook Grader<br />
Feedburner<br />
facebook.grader.com<br />
feedburner.google.com<br />
Filtrbox www.filtrbox.com Followthing followthing.com Gnip gnip.com<br />
Google Blogsearch<br />
Graph Edge<br />
HowSociable<br />
blogsearch.google.com<br />
www.graphedge.com<br />
howsociable.com<br />
Hubspot<br />
Icerocket www.icerocket.com iCrossing<br />
www.hubspot.com/marketing-<br />
www.icrossing.com/marketin<br />
tools<br />
g-platform<br />
Impactwatch impactwatch.com Just Signal justsignal.com Klout klout.com<br />
Linkfluence linkfluence.net Livedash www.livedash.com Looxii www.looxii.com<br />
Loudpixel loudpixel.com Maestro<br />
Managing News<br />
www.cymfony.com/Solutions/C<br />
ymfony-Maestro<br />
managingnews.com<br />
Market Sentinel<br />
Market Voice<br />
Marketo www.marketo.com<br />
www.marketsentinel.com<br />
www.attensity.com<br />
Media Genius<br />
MediaMiser Enterprise<br />
Mediasphere360<br />
www.mediageniusapp.com www.mediamiser.com/product<br />
s/enterprise.html<br />
www.mediabadger.com<br />
Meltwater<br />
Mentionmap<br />
Meteor<br />
www.meltwater.com/products/melt apps.asterisq.com/mentionma www.meteorsolutions.com<br />
water-buzz<br />
p/#<br />
Metrica<br />
www.metrica.net/Whatwedo/Cont<br />
ent2l.htm<br />
My BuzzMetrics enus.nielsen.com/tab/product_famili<br />
es/nielsen_ buzzmetrics<br />
Monitter www.monitter.com Motive Quest<br />
www.motivequest.com/main.<br />
My Reputation Manager<br />
reputationhq.com/<br />
151<br />
taf?p1,2<br />
Newsdesk<br />
moreover.com/public/product<br />
s/newsdesk.html<br />
Omniture www.omniture.com Onalytica onalytica.com OneRiot www.oneriot.com
Open Mic<br />
www.overtone.com/product/openmic<br />
İşletmeler sosyal medya faaliyetleri çerçevesinde iki tür sosyal medya ölçümü yaparlar. Bunlardan ilki,<br />
uyguladıkları genel sosyal medya programı çerçevesinde gerçekleştirdikleri devam eden ölçüm ve<br />
analizlerdir. Bu genel ölçüm ve analizler sayesinde işletme sosyal medyada ne olup bittiğini, markası ya<br />
da ürünü hakkında neler konuşulduğunu takip eder. İşletme bu tür ölçüm ve analizleri bir rutine<br />
soktuğunda artık tek yapması gereken, düzenli olarak elde ettiği sonuçları izlemektir. Diğer taraftan,<br />
işletmeler sosyal medya programları içinde belirli bir süre ile ve belirli bir amaca ulaşmak için bazı<br />
152<br />
<br />
Optify www.optify.net Positive Press<br />
www.iterasi.net<br />
Post Rank www.postrank.com Radian6 www.radian6.com Raven raven-seo-tools.com<br />
Reputation Control<br />
Reputation Defender<br />
RepuTrace<br />
www.reputation-control.de www.reputationdefender.com www.repumetrix.com<br />
Resonate<br />
Revinate www.revinate.com RightNow<br />
www.listenlogic.com/solutions/res<br />
www.rightnow.com/cx-suite-<br />
onate.php<br />
social-experience.php<br />
SAS www.sas.com/software/custo Scanbuzz<br />
ScoutLabs<br />
mer-intelligence/social- media- www.medimix.net/content/scan www.scoutlabs.com<br />
analytics<br />
buzz-services<br />
Sentiment Metrics<br />
Silverbakk Briefing Room SM2 www.alterian-social-<br />
www.sentimentmetrics.com www.silverbakk.com<br />
media.com<br />
Snapstream<br />
Social Media Dashboard Social Mention<br />
www.snapstream.com/enterprise www.ovrdrv.com<br />
socialmention.com<br />
Social Radar<br />
Social Too socialtoo.com SocialMetrix<br />
www.infegy.com/socialradar.php<br />
www.SocialMetrix.com<br />
Socialscape www.socialscape.biz SocialSeek<br />
SocialSense<br />
www.sensidea.com/socialseek www.net/workedinsights.com<br />
/products<br />
Socialtalk www.socialtalk.com SpredFast spredfast.com StartPR startpr.com<br />
StatsMix statsmix.com Steprep<br />
Symscio<br />
steprep.myfrontsteps.com www.symscio.com/PR_Meas<br />
urement/Dashboards<br />
Synthesio<br />
Sysomos MAP & Heartbeat Systemone Radar<br />
www.synthesio.com/corporate/gb www.sysomos.com/products/o www.systemone.net/en/prod<br />
_index.php<br />
verview/sysomos-map<br />
ucts/radar<br />
Tealium SM<br />
The Search Monitor<br />
ThoughtBuzz<br />
www.tealium.com/products/socialmedia/index.html<br />
www.thesearchmonitor.com www.thoughtbuzz.net<br />
TraceBuzz www.tracebuzz.com Trackur www.trackur.com Trendistic trendistic.com<br />
Trendrr www.trendrr.com Tribe Monitor<br />
TruReach<br />
https:/www.tribemonitor.com www.visiblemeasures.com<br />
TweetBeep www.tweetbeep.com TweetFeel www.tweetfeel.com Twitalyzer<br />
www.twitalyzer.com<br />
Twitter Grader twitter.grader.com Twitter Search<br />
Umbria<br />
search.twitter.com<br />
www.jdpowerwebintelligence<br />
.com<br />
Viralheat www.viralheat.com Visible<br />
www.visibletechnologies.com/<br />
products.html<br />
Vitrue vitrue.com/smi<br />
Vocus PR<br />
Web Clipping<br />
Webdig<br />
www.vocus.com/content/social- www.webclipping.com<br />
www.woollabs.com/Webdig.<br />
media.asp<br />
html<br />
WebTrends<br />
White Noise<br />
Whitevector<br />
www.webtrends.com/Products/So<br />
cialMeasurement<br />
www.herdthenoise.com www.whitevector.com<br />
Who’s Talkin<br />
Woopra www.woopra.com Workstreamer<br />
www.whostalkin.com<br />
www.workstreamer.com/soci<br />
al<br />
Kaynak: Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing Social Media: A Governence and Risk Guide. John Wiley & Sons,<br />
Inc.<br />
SOSYAL MEDYA ÖLÇÜMÜNDE TAKİP EDİLECEK ADIMLAR
kampanyalar gerçekleştirirler. İşletmelerin gerçekleştirdikleri ikinci tür ölçümler işte bu kampanyalara<br />
özel yapılan ölçümlerdir. Bu ölçümler, amacına göre kampanyadan kampanyaya farklılık gösterir.<br />
Başarılı bir sosyal medya ölçüm sürecinin hem devam eden hem de kampanya özelindeki ölçümleri<br />
içermesi gerekmektedir. Aşağıda her iki tür ölçüm için de işletmelerin izleyebileceği adımlar yer<br />
almaktadır.<br />
Amaçların Belirlenmesi<br />
Sosyal medya programına başlamadan önce işletmenin yapması gereken ilk iş, amaçlarını belirlemesidir.<br />
Nereye gideceğini bilmeyen bir işletmenin, yolda kaybolma olasılığı oldukça fazladır. Amaçlarını ortaya<br />
koyan işletme bunlara ulaşmak için yapılması gerekenleri tasarlar ve uygulamaya geçer. Bu uygulama<br />
sürecinde ve sonunda işletme bir şekilde kendini değerlendirmelidir. Bu değerlendirmenin iki amacı<br />
vardır. İlk olarak işletme doğru yolda ilerleyip ilerlemediğini görmeye ihtiyaç duyar. Bu sayede yolundan<br />
şaşmadan ilerlemeyi garanti eder. İkinci olarak ise işletme amaçlarına ulaşıp ulaşamadığını ya da ne<br />
oranda ulaştığını değerlendirmelidir. İşte tüm bu değerlendirmeler işletmenin yapacağı ölçümlerin<br />
temelini oluşturacaktır. Bir başka deyişle, işletme sosyal medya programı çerçevesinde gerçekleştirdiği<br />
faaliyetler sonucunda amaçlarına ne oranda yaklaştığını değerlendirmek için bazı performans<br />
göstergelerinden yararlanacaktır. Bu göstergelerin ne olacağı ise işletme amaçlarına göre değişecektir.<br />
Özetlemek gerekirse, her sosyal medya programının ya da kampanyasının amacı, o<br />
programın/kampanyanın değerlendirilmesinde kullanılacak performans göstergelerinin neler olacağını<br />
belirleyecektir.<br />
İşletmelerin gelirlerini arttırmak, maliyetlerini düşürmek, müşteri tatminini arttırmak vs. gibi temel<br />
bazı amaçları vardır. Sosyal medya programları makro anlamda işletmenin bu amaçlarına ulaşması için<br />
uygulanmaktadır. Ancak sosyal medyanın sağladığı bazı avantajlar dolayısıyla işletmeler, marka<br />
bilinirliği, bağlılık ya da ağızdan ağıza iletişim gibi bazı özel amaçlarla da yola çıkabilmektedir. Bu farklı<br />
amaçların her biri farklı performans göstergelerini gerektirmektedir. Aşağıda Tablo 6.4 içinde farklı<br />
platformlar üzerinden gerçekleştirilecek kampanyalarda, belirlenen kampanya amacına göre<br />
kullanılabilecek bazı performans göstergeleri örnek olarak verilmektedir. Görüleceği gibi, aynı sosyal<br />
medya platformu için bile amaç değiştiğinde, performans göstergesi de değişmektedir. Dolayısıyla<br />
işletmenin ilk olarak sosyal medya programının ve/veya kampanyasının amaçlarını belirlemesi<br />
gerekmektedir.<br />
<br />
153
Tablo 6.4: Farklı Sosyal Medya Amaçlarına Göre Kullanılabilecek Performans Göstergelerine Örnekler<br />
Sosyal<br />
Medya<br />
Platformu<br />
Marka Bilinirliği<br />
Bloglar • Tekil ziyaretçi sayısı<br />
• Sayfaya geri dönen<br />
ziyaretçi sayısı<br />
• İşaretlenme (imlenme)<br />
sayısı<br />
• Arama motorundaki<br />
sıralaması<br />
Mikrobloglar • Marka hakkındaki<br />
Tweetlerin sayısı<br />
• Takipçi sayısı<br />
Forumlar ve<br />
Tartışma<br />
Siteleri<br />
Sosyal<br />
Ağlar<br />
Video ve<br />
Fotoğraf<br />
Paylaşımı<br />
• Sayfa görüntüleme<br />
sayısı<br />
• Ziyaretçi sayısı<br />
• İçeriğin değeri<br />
• Üye/takipçi sayısı<br />
• Yüklenen uygulama<br />
(aplikasyon) sayısı<br />
• İzlenimlerin sayısı<br />
• İşaretlemelerin<br />
(imlemelerin) sayısı<br />
• Değerlendirme sayısı<br />
• Video/fotoğraf<br />
görüntülenme sayısı<br />
• Video/fotoğraf için<br />
yapılan değerlendirmeler<br />
(+/-)<br />
<br />
Program ya da Kampanya Amacı<br />
154<br />
Marka Bağlılığı<br />
• Üye sayısı<br />
• RSS takipçi sayısı<br />
• Yorum sayısı<br />
• Tüketiciler tarafından<br />
yaratılan içeriğin miktarı<br />
• Sitede kalınan ortalama<br />
süre<br />
• Anket, yarışma ya da<br />
oylamalara katılım oranı<br />
• Takipçi sayısı<br />
• Yanıt sayısı<br />
• İlgili konu başlıklarının<br />
sayısı<br />
• Kişisel yanıtların sayısı<br />
• Kayıtlı kullanıcıların giriş<br />
sayısı<br />
• Yorum sayısı<br />
• Aktif kullanıcı sayısı<br />
• “Beğenenlerin” sayısı<br />
• Tüketicilerden gelen içerik<br />
(fotoğraf vs. gibi) sayısı<br />
• Uygulamaların kullanım<br />
analizleri<br />
• Üyelerin/takipçilerin<br />
aktiflik oranı<br />
• Yönlendirme sayısı<br />
• Sayfanın görüntülenme<br />
sayısı<br />
• Yorum sayısı<br />
• Abone sayısı<br />
Ağızdan Ağıza<br />
İletişim<br />
• Medyada<br />
(çevrimiçi ve<br />
çevrimdışı) bloğa<br />
verilen referans<br />
(bağlantı ya da<br />
link) sayısı<br />
• Diğer bloglarda<br />
konu edilme<br />
sayısı<br />
• “Beğenenlerin”<br />
sayısı<br />
• Yeniden Tweet<br />
etme sayısı<br />
• Sayfaya verilen<br />
bağlantılar<br />
(linkler)<br />
• Diğer sitelerden<br />
yapılan atıflar<br />
(yönlendirmeler)<br />
• Sosyal işaretleme<br />
(imleme)<br />
sitelerinde<br />
etiketleme<br />
• Çevrimdışı<br />
referanslar<br />
• “Beğenenlerin”<br />
sayısı<br />
• Arkadaşların<br />
zaman tünelinde<br />
görünme sıklığı<br />
• Duvarda<br />
yayınlanan<br />
gönderi sayısı<br />
• Gönderilerin<br />
üyeler tarafından<br />
paylaşılma sayısı<br />
• Üyelerin/takipçileri<br />
n arkadaşlarına<br />
gönderdiği<br />
davetlere karşılık<br />
veren sayısı<br />
• Sayfalara<br />
yerleştirilme<br />
(embedding)<br />
sayısı<br />
• Sayfaya verilen<br />
bağlantı (link)<br />
sayısı<br />
• Diğer sosyal<br />
medyada ve<br />
çevrim dışında yer<br />
alma sayısı<br />
• “Beğenenlerin”<br />
sayısı<br />
Kaynak: Hoffman, D.L. ve M. Fodor (2010). “Can You Measure the ROI of Your Social Media Marketing?”, MIT Sloan<br />
Management Review, Fall.
Web sitesine daha fazla trafik sağlama amacındaki bir işletmenin<br />
kullanabileceği metrikler neler olabilir?<br />
Temel Performans Göstergelerinin Belirlenmesi<br />
Ölçüm sürecinde kullanılabilecek metrikleri alt alta koysak, sadece bu metriklerden oluşan ayrı bir kitap<br />
yazılabilecektir. Pazarlamacılar ve sosyal medya uzmanları her geçen gün birtakım yeni metrikleri bu<br />
listeye eklemektedir. Bununla beraber, sektörde bu alanda hizmet veren çok sayıda işletme de sundukları<br />
ücretli ve ücretsiz ölçüm araçları ile seçenek sayısına katkıda bulunmaktadır. Bu karmaşık süreçte yolunu<br />
kaybetmeden sosyal medya faaliyetlerini değerlendirmek isteyen işletmelerin takip edebilecekleri temel<br />
bazı adımlar bulunmaktadır. Aşağıdaki adımları takip eden işletmeler, amaçları doğrultusunda<br />
kullanabilecekleri temel performans göstergelerini belirleyebileceklerdir.<br />
Ölçülebileceklerin listelenmesi. İşletmeler öncelikle amaçlarıyla ilintili olabilecek her türlü<br />
metrikten oluşan bir liste çıkartmalı ve zaman içinde yeni çıkan metrikleri de bu listeye dahil ederek<br />
ellerindeki listeyi güncel tutmaya çalışmalıdırlar. Sosyal medya metrikleri ile ilgili yayınlara bakıldığında<br />
farklı amaçlara ve araçlara göre çok sayıda metrik olduğu görülmektedir. Bu nedenle kullanabilecek tüm<br />
metrikleri bir araya getirmek kolay bir iş değildir. Aşağıda Tablo 6.5 içinde kullanılabilecek olası<br />
metriklerin bir listesi de yer almaktadır.<br />
Yapılan gönderiler bazında<br />
marka için tüketici<br />
konuşmaları<br />
Günün belli bir zamanında<br />
konuşmalar<br />
Kategoriye/konuya göre<br />
konuşmalar<br />
Varlık popülerliği (örneğin,<br />
YouTube içinde<br />
kullanılabilecek çok sayıda<br />
video varken, bunlardan<br />
hangisinin daha fazla<br />
kullanıldığı)<br />
<br />
Tablo 6.5: Kullanılabilecek Olası Metrikler<br />
İzlenimlerin sayısı bazında<br />
konuşma miktarı<br />
155<br />
Zaman içinde<br />
konuşulanlardaki değişme<br />
Konuşmaların mevsimselliği Rakip hakkındaki konuşmalar<br />
Sosyal platform bazında<br />
konuşmalar (forumlar, sosyal<br />
ağlar, bloglar, Twitter, vs.)<br />
Ana akım medyada çıkan<br />
haberler<br />
Satın alma karar süreci<br />
içindeki basamaklarda<br />
konuşmalar (örneğin bilgi<br />
arama, işlem ya da satın alma<br />
sonrası gibi)<br />
Fanlar<br />
Takipçiler Arkadaşlar Fanların, takipçilerin ve<br />
arkadaşların büyüme oranı<br />
Virallik oranı ya da iletilme<br />
oranı<br />
Virallik oranında zaman içindeki<br />
değişim<br />
İkinci dereceden erişim<br />
(fanlarla, takipçilerle ya da<br />
arkadaşlarla olan bağlantılara<br />
erişim)<br />
Yerleştirmeler (Embeds) ve<br />
kurulumlar (Installs)<br />
İndirmeler (Downloads) Yüklemeler (Uploads)<br />
Kullanıcı tarafından başlatılan Gömülme (Embeded) ya da Beğenme/Favori gösterme<br />
izlemeler<br />
favori (Favorite) gösterilme oranı<br />
Yorumlar (Comments) Değerlendirmeler (Ratings) Sosyal işaretlemeler/imlemeler<br />
(Social bookmarks)<br />
Üyelikler (RSS, podcast,<br />
video serileri)<br />
Markayla ilgili tüm sitelerin<br />
arama motorlarındaki<br />
konuşma payının (share of<br />
voice) değişmesi<br />
Sayfa görüntüleme (Pageviews)<br />
(bloglar, mikro siteler gibi)<br />
Sosyal faaliyetlerle bağlantılı<br />
olarak arama sayılarındaki artış<br />
Sosyal medyada link verilen<br />
sitenin arama motorlarındaki<br />
sıralamasındaki değişim<br />
Bağlantı (link) içeren konuşma<br />
oranı
Yayıncıların etkisiyle<br />
sıralanan bağlantılar<br />
<br />
Multimedya (görsel, video, ses)<br />
içeren konuşmaların oranı<br />
Ulaşılan tüketicilerin etkisi Ulaşılan yayıncıların (örneğin<br />
blog yazarları) etkisi<br />
Sosyal medya kanallarıyla Hedef izleyicilerin sosyal medya<br />
ulaşılan/katılımı sağlanan<br />
hedef izleyicilerin demografik<br />
bilgileri<br />
alışkanlıkları ve ilgileri<br />
Yapılan gönderilerin hacmine İzlenimlerin hacmine göre<br />
göre olumlu/olumsuz oranı olumlu/olumsuz oranı<br />
156<br />
Kazanılmış ve paralı<br />
medyanın aynı ortamda<br />
kullanılması durumunda<br />
sosyal sitelerde<br />
konuşmalardan alınan pay<br />
Sosyal kanallarda paylaşılan<br />
markaların etkisi<br />
Katılımcı tüketicilerin coğrafi<br />
konumu<br />
Sosyal medya programı<br />
öncesinde, sırasında ve<br />
sonrasında olumlu/olumsuz<br />
konuşma düzeylerindeki<br />
değişimler<br />
Katılımcı tüketicilerin<br />
konuştukları diller<br />
Yayılan içeriğe harcanan zaman Tıklamalar (Clicks)<br />
Kazanılmış medyadan<br />
sağlanan trafik oranı<br />
İzlenmeler Etkileşim sayıları<br />
Etkileşim/katılım oranı Tüketici başına etkileşim sıklığı Video izlenme yüzdesi<br />
Ankete katılım/alınan oy Marka çağrışımı Satın alma için dikkate alma<br />
Kullanıcılar tarafından Sanal hediye<br />
İçeriğin görece popülerliği<br />
yaratılan üyeliklerin sayısı gönderme/görüntülenme sayısı<br />
Eklenen etiketler Etiketlerin özellikleri (örneğin, Diğer sosyal medya<br />
markanın nasıl algılanmak sitelerinden gelen üyelikler<br />
istediğiyle uyum düzeyi gibi) (örneğin Facebook hesabı<br />
kullanılarak sayfaya üye<br />
olanlar gibi)<br />
Kanala göre kayıtlar (örneğin,<br />
Web, masaüstü uygulaması,<br />
mobil uygulama, SMS gibi)<br />
Yarışmaya girişler Sohbet odası üyelerinin sayısı<br />
Wikiye katkı sağlayanlar Çevrimdışı pazarlama<br />
Pazarlamacı tarafından başka<br />
faaliyetlerinin ve sosyal medya kanallarda kullanılabilecek<br />
programlarındaki etkinliklerin kullanıcı tarafından yaratılmış<br />
konuşmalara yansıma oranı içerik<br />
Destek hizmeti verilen Başka bir kanal (çağrı merkezi, Müşterilerin birbirleriyle<br />
müşteriler<br />
mağaza gibi) kullanmak yerine bağlantı kurmasını sağlayarak<br />
sosyal medya üzerinden destek<br />
verilen müşterilerden sağlanan<br />
tasarruflar<br />
elde edilen tasarruflar<br />
Müşteri memnuniyeti Müşteri geribildirim oranı Sosyal medyadan alınan geri<br />
bildirimler sayesinde ARGE<br />
zamanından/maliyetlerinden<br />
sağlanan tasarruflar<br />
Sosyal medyada verilen Geleneksel araştırmalara<br />
Çevrimiçi satışlar üzerindeki<br />
geribildirimler sayesinde başvurmamanın sağlayacağı etki<br />
uygulanan öneriler<br />
maliyet avantajları<br />
Çevrimdışı satışlar üzerindeki İndirimlerden kurtulma oranı Çevrimdışı davranışlar<br />
etki<br />
üzerindeki etki<br />
Yapılan yönlendirmeler Denenen ürünler Mağaza yeri sayfalarına<br />
yapılan ziyaretler<br />
Kullanıcı yorum ve<br />
Müşteri/ziyaretçi koruma oranı Müşteri yaşam boyu değeri<br />
değerlendirmelerine bağlı<br />
değişimler<br />
üzerine etki<br />
Sosyal medyada müşteri elde Pazar payındaki değişim Paralı medyada yaratılan<br />
etme/elde tutma maliyetleri<br />
sonuçların kazanılmış medya<br />
üzerine etkileri<br />
Kaynak: Sterne, J. (2010). Social Media Metrics: How to Measure and Optimize Your Marketing Investment, John Wiley<br />
& Sons, Inc.
Ölçülmesi gerekenlerin listelenmesi. İşletmenin bir sonraki adımı, ortaya çıkarttığı ölçülebilecekler<br />
listesi içinden, ölçmesi gerekenleri belirlemesi olacaktır. Bir başka deyişle, işletmenin ölçmesi gerekenler<br />
onun temel performans göstergelerini oluşturacaktır. Neyin ölçülmesi gerektiği sorusunun cevabı, işletme<br />
içindeki departmanlara göre farklılık göstermektedir. Her departman sosyal medyadaki amacıyla<br />
bağlantılı olarak farklı şeyleri ölçmeye ihtiyaç duyacaktır. Ama aynı zamanda tüm departmanlardan<br />
bağımsız olarak, sosyal medya programının genel olarak etkinliğinin de ölçülmesine ihtiyaç vardır. Bu<br />
durumda ölçüm sürecinde bir yanda departmanlar düzeyinde mikro ölçümler, diğer tarafta tüm programın<br />
genel başarısı için makro düzeyde ölçümler yapılmalıdır. Bu aşamada işletmelerin karşılaşabilecekleri<br />
önemli sorunlardan birisi, temel performans göstergesi olarak belirleyecekleri mikro ve makro metrikleri<br />
çok geniş tutmaları olacaktır. İşletmeler, daha sonra işlerine yarayabileceği düşüncesiyle çok sayıda<br />
metrik için veri topladıklarında, o verinin içinde gerçek anlamda programın etkinliğini ya da neden-sonuç<br />
ilişkilerini görmelerini engelleyecek bir kalabalığın da içine girmiş olacaklardır. Bu nedenle, aşağıda<br />
Şekil 6.4. içinde sunulan yaklaşım, seçilmesi gereken temel performans kriterlerinin sınırlandırılması<br />
konusunda işletmeye bir ölçüde yardımcı olabilecektir.<br />
Ölçüm<br />
Sosyal medya programlarının ya da kampanyalarının ölçümü<br />
sürecinde kullanılabilecek metriklerin ve ölçüm araçlarının sayısı görüleceği gibi oldukça<br />
fazladır. Dolayısıyla, bu süreçteki en zor iki adım kullanılacak metriklerin ve ölçüm<br />
araçlarının belirlenmesini oluşturmaktadır. Sosyal medyada yeni olan işletmelerin<br />
öncelikle basit amaçlarla yola çıkmaları ve bu doğrultuda daha basit metrik ve ölçüm<br />
157<br />
<br />
Şekil 6.4: Ölçme Bölgesi<br />
Kaynak: Blanchard, O. (2011). Social Media ROI: Managing and Measuring Social Media Efforts in Your<br />
Organization, Pearson Education.<br />
Metriklerde olduğu gibi, ölçüm için kullanılacak da çok sayıda araç bulunmaktadır ve her geçen gün bu<br />
araçlara bir yenisi eklenmektedir. İşletmelerin düzenli olarak daha yeni, daha ileri ve kendi ihtiyaçlarına<br />
daha uygun olabilecek ölçüm araçlarını takip etmesi gerekmektedir. Yukarıda verilen liste (Tablo 6.3)<br />
dışında işletmelerin yararlanabilecekleri bir diğer kaynak da SocDir sayfasıdır. Bu sayfa 300’den fazla<br />
sosyal medya ölçüm aracını listelenmektedir ve güncel araçları da düzenli olarak sayfasına eklemektedir.<br />
http://socdir.com/<br />
İşletmelerin bu süreçte dikkat etmesi gereken noktaların başında, ölçüm için dışarıdan hizmet<br />
alacaklarında, ölçüm araçlarının sundukları ile işletme ihtiyaçları arasında uyumsuzluk olma olasılığıdır.<br />
Bu nedenle, büyük yatırımlar yapıp bir takım hizmet alım anlaşmaları ya da yazılım alımı yapmadan önce<br />
işletmelerin bu araçların sunduklarını ve kendi ihtiyaçlarını (ölçüm yapacakları alanlar, temel performans<br />
göstergeleri gibi) dikkatli şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir.<br />
Eğer ki işletme ölçüm işini dışarıda değil de kendi bünyesinde yapacaksa, bu durumda ölçme işinden<br />
sorumlu bir kişiyi de belirlemesi gerekmektedir. Sosyal medya programının uygulanması kapsamında<br />
çalışan bir kişinin aynı zamanda ölçüm işi için de kullanılması iki önemli sorunu beraberinde getirebilir.<br />
İlk olarak, bu kişi mevcut durumda yaptığı asıl işten (programın uygulanması) uzaklaşacak ve ilgisi<br />
dağılacaktır. İkincisi, uygulama sürecinde çalışan bir kişinin ölçüm sürecinde tarafsız kalamama riskidir.<br />
Bu nedenle, işletmelerin ölçüm işi için, sosyal medya programının başarısından ya da başarısızlığından<br />
doğrudan etkilenmeyen bir kişiyi bu işle görevlendirmesi en doğrusudur.
araçlarından yararlanmaları daha doğru olacaktır. Sosyal medya içinde deneyimleri<br />
arttıkça, daha kapsamlı amaçlara ulaşmak için kullanılabilecek metrikler ve ölçüm<br />
araçları hakkında da daha fazla bilgi sahibi olunacaktır. Elbette işletmeler bu seçimler<br />
için dışarıdan profesyonel uzmanların desteğine de başvurabilirler. Önemli olan en düşük<br />
maliyetle doğru metriklerin ve ölçüm araçlarının kullanımıdır.<br />
İzleme ve Raporlama<br />
Analiz sürecinden sonra işletmelerin elde ettikleri analiz sonuçlarını rapor etmeleri ve değerlendirmeleri<br />
gerekmektedir. Eğer ki ölçümü yapılan şeylerin işletme amaçları içinde bir karşılığı yoksa, işletme yanlış<br />
şeyleri ölçüyor demektir. Bu nedenle, belirli ölçümler yapılarak elde edilen her sonucun, işletmenin<br />
amaçları ile ilişkilendirerek değerlendirilmesi gerekmektedir.<br />
Bu aşamada işletme elde ettiği sonuçları iki farklı şekilde değerlendirmelidir. İlk olarak, amaçladığı<br />
sonuçlara göre elde ettiği sonuçları değerlendirmelidir. Elbette, burada değerlendirmenin genel olarak<br />
sosyal medya programına göre mi yoksa belirli bir kampanya özelinde mi yapıldığı süreçte farklılıklar<br />
yaratabilecektir. Ancak, her iki durumda da işletmenin belirli aralıklarla ölçüm ve analiz sonuçlarını<br />
raporlayıp, amaçlarına göre nerede olduklarını, doğru yolda ilerleyip ilerlemediklerini kontrol etmesi<br />
gerekmektedir.<br />
İşletmelerin aynı zamanda, elde ettikleri sonuçları rakiplerin sonuçları ile de karşılaştırma imkanları<br />
bulunmaktadır. Sosyal medyada ölçüm yapmanın en güzel yanlarından birisi de rakiplerin faaliyetlerini<br />
de ölçme şansının olmasıdır. Böylelikle işletmeler kendi faaliyetlerinden kaynaklanan ölçüm sonuçları ile<br />
rakiplerin sonuçlarını karşılaştırarak çabalarının etkinliğini değerlendirebilecektir.<br />
İşletme ölçüm yapmaya başladığı ilk andan itibaren elde ettiği ölçüm sonuçlarını bir veri tabanında<br />
saklamalıdır. Elde edilen bu sonuçlar belirli bir süre sonra işletmelerin yeni faaliyetlerini değerlendirmek<br />
için kullanabilecekleri temel bir veri tabanını oluşturacaktır. İşletme başarısına dair değerlendirmeler<br />
yaparken geçmişteki bu verileri bir referans olarak kullanabilecektir.<br />
Düzeltmeler ve Yeni Uygulamalar<br />
Bu süreçteki son adım ölçüm sürecinin kendisinin değerlendirilmesidir. Kullanılan temel performans<br />
göstergelerinin gerçekten ulaşılmak istenen amaçlarla uyumlu olup olmadığı, kullanılan ölçüm araçlarının<br />
performansı ya da ölçüm yapan personelin çalışmaları bu son aşamada değerlendirilmelidir. İşletme işine<br />
yaramayan performans göstergelerini ve ölçüm araçlarını elemeli, bunların yerine amaçlarına daha doğru<br />
şekilde hizmet edebilecek gösterge ve ölçüm araçlarını ölçme sürecine dahil etmelidir.<br />
<br />
158
Özet<br />
Sosyal medya pazarlaması her geçen gün<br />
popülerleşmekle birlikte çoğu pazarlama<br />
yöneticisinin aklında sosyal medya faaliyetlerinin<br />
getirisi önemli bir soru işareti oluşturmaktadır.<br />
Sosyal medya faaliyetlerinin getirisini ölçmek<br />
mümkün olmakla birlikte, bu işi yapmak<br />
söylendiği kadar kolay bir iş değildir çünkü<br />
sosyal medyada gerçekleştirilen pazarlama<br />
faaliyetleri geleneksel pazarlama<br />
uygulamalarından oldukça farklı bir bakış açısı<br />
taşımaktadır.<br />
Sosyal medya ölçümü, işletmelerin belirledikleri<br />
amaç ve hedefler çerçevesinde ortaya koydukları<br />
sosyal medya uygulamalarının takip edilmesi ve<br />
bu uygulamaların performanslarının ölçülmesi<br />
süreci olarak tanımlanabilecektir. Genel olarak<br />
bakıldığında ölçüm süreci izleme, ölçüm, analiz<br />
ve raporlama olmak üzere dört temel adımdan<br />
oluşmaktadır. İzleme aşaması, daha sonra<br />
yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin<br />
belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi<br />
işlemlerini kapsar. Ölçüm, izleme ile elde edilen<br />
verilere ampirik bir değer ya da “sayısal bir<br />
büyüklük” atfedilmesidir. Analiz aşaması, elde<br />
edilen sayısal verilerin, işletme tarafından<br />
alınacak diğer kararlarda kullanılmak üzere,<br />
değerlendirilmesi ve yorumlanması sürecidir.<br />
Raporlama ise yapılan ölçüm ve analizlerin<br />
sonuçlarının bir bütün halinde sunulmasıdır.<br />
İşletmeler, sosyal medya programlarını<br />
değerlendirmek için farklı alanlardan veri<br />
toplayıp ölçüm yapabilirler. İçeriğin kendisine,<br />
sosyal medya faaliyetlerinin dikkate alınmasına<br />
ve sosyal medya faaliyetlerinin (finansal) etkisine<br />
yönelik ölçümler bu alanları oluşturmaktadır.<br />
İşletmeler bu alanların birinde ya da hepsinde<br />
ölçüm ve analiz yapabilirler.<br />
Sosyal medya ölçümü sürecinde kullanılabilecek<br />
çok sayıda metrik (ölçü) bulunmaktadır. Bu<br />
metrikler, ölçüm süreci içinde işletmelerin<br />
kendilerini değerlendirmek üzere kullanacakları<br />
kriterleri ifade etmektedir. İşletmeler<br />
performanslarını değerlendirmek için eldeki<br />
metrikler arasından temel performans<br />
göstergelerini seçerler. Yatırımın geri dönüşü ise,<br />
işletmenin yaptığı yatırımın kendilerine ne<br />
oranda kazanç sağladığını gösteren bir oran ya da<br />
yüzdedir. Bir sosyal medya programının devamı<br />
ve başarısında finansal olmayan getiriler ile<br />
birlikte elde edilen finansal getirilerin de ortaya<br />
<br />
159<br />
konması ve yatırımın geri dönüş oranının<br />
hesaplanması büyük önem taşır.<br />
Sosyal medya ölçümü için kullanılabilecek araç<br />
ve platformları dört temel grup altında ele almak<br />
mümkündür. Dinleme platformları, sosyal<br />
medyada herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />
raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine<br />
getirmektedir. Metin madenciliği araçları, sosyal<br />
medyadaki metin denizi içinden bir marka ya da<br />
işletme ile ilgili yorumları toplayıp, bunları daha<br />
önceden belirlenmiş bir takım kurallara göre<br />
deşifre etmeye yaramaktadır. Platformlara ait<br />
uygulama programı ara yüzleri, belirli<br />
platformlarda (örneğin Facebook, Twitter gibi)<br />
herkese açık olmayan bazı veri ve analizleri<br />
kapsamaktadır. Site analizi araçları ise temelde<br />
bir işletme ya da markanın web sitesine gelen<br />
ziyaretçilerin davranışlarını izlemeye yaramakla<br />
birlikte, yapılan sosyal medya faaliyetlerinin web<br />
sitesindeki hareketlere yansımasını izlemek<br />
amacıyla da kullanılmaktadır.<br />
Başarılı bir sosyal medya ölçüm sürecinin hem<br />
devam eden hem de kampanya özelindeki<br />
ölçümleri içermesi gerekmektedir. Bu süreçte<br />
işletmeler ilk olarak amaçlarını belirlemelidir.<br />
Her sosyal medya programının ya da<br />
kampanyasının amacı, o programın/kampanyanın<br />
değerlendirilmesinde kullanılacak performans<br />
göstergelerinin neler olacağını belirleyecektir.<br />
İkinci adımda işletmeler temel performans<br />
göstergelerini belirlemelidir. Bu aşamada işletme<br />
amaçlarıyla ve ihtiyaçlarıyla uyumlu temel<br />
performans göstergelerini belirler. Üçüncü<br />
adımda işletme ölçüm yapmalıdır. Bu ölçümler<br />
kapsamında kullanacağı ölçüm araç ve<br />
platformlarını belirlemeli, ölçüm için dışarıdan<br />
hizmet alıp almayacağına karar vermeli ve eğer<br />
ki almayacaksa işletme içinde ölçüm işini<br />
gerçekleştirecek personeli belirlemelidir. Son iki<br />
adımda ise işletme ölçüm sonuçlarını izleyip,<br />
raporlamalı ve eğer işine yaramayacak ölçümler<br />
yapıyorsa, süreçte bunlara yönelik düzeltmeleri<br />
gerçekleştirmelidir.
Kendimizi Sınayalım<br />
1. Yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin<br />
belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi<br />
işlemleri sosyal medya ölçüm sürecinin hangi<br />
aşamasında gerçekleştirilir?<br />
a. İzleme<br />
b. Ölçüm<br />
c. Analiz<br />
d. Raporlama<br />
e. Yatırımın geri dönüşü<br />
2. Sosyal medya faaliyetleri kapsamında<br />
gösterdikleri çabaların etkinliğini ölçememelerine<br />
rağmen, başarılı olduklarını düşünen<br />
yöneticiler aşağıdaki bölgelerden hangisi içinde<br />
yer almaktadır?<br />
a. Çıkmaz sokak<br />
b. Başarı için tekrar et<br />
c. Tecrübesiz iyimserler<br />
d. Ölç ve düzelt<br />
e. Siteyi analiz et<br />
3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyada<br />
herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />
raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine<br />
getirmektedir?<br />
a. Metin madenciliği<br />
b. Dinleme platformları<br />
c. Site analizi<br />
d. Uygulama programı ara yüzleri<br />
e. Metrikler<br />
4. Tüketici ilgileri ile işletmenin sosyal medya<br />
faaliyetleri arasındaki kesişim noktasına<br />
odaklanan ölçüm aşağıdakilerden hangisidir?<br />
a. İçeriğin kendisine yönelik ölçümler<br />
b. Sosyal medya faaliyetlerinin sonuçlarına<br />
yönelik ölçümler<br />
c. Facebook ölçümleri<br />
d. Sosyal medya faaliyetlerinin etkisine yönelik<br />
ölçümler<br />
e. Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate<br />
alınmasına yönelik ölçümler<br />
<br />
160<br />
5. Aşağıdakilerden hangisi müşteri hizmetlerini<br />
geliştirmek isteyen bir işletmenin, sosyal medya<br />
faaliyetlerini değerlendirmek için kullanabileceği<br />
temel performans ölçütlerinden birisi olabilir?<br />
a. Konuşulanlardan alınan pay<br />
b. Konuşmaların duygusal yönü<br />
c. Raporlanan konular ve sohbet sayısı<br />
d. Müşteri memnuniyet oranı<br />
e. Destekçilerin sayısı<br />
6. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya ölçüm<br />
araç ve platform türleri arasında yer almaz?<br />
a. Metin madenciliği<br />
b. Dinleme platformları<br />
c. Site analizi<br />
d. Uygulama programı ara yüzleri<br />
e. Metrikler<br />
7. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />
ölçümünde takip edilecek adımlardan birisi<br />
değildir?<br />
a. Amaçların belirlenmesi<br />
b. Farkındalık düzeyinin arttırılması<br />
c. Temel performans göstergelerinin belirlenmesi<br />
d. Ölçüm<br />
e. Düzeltmeler ve yeni uygulamalar<br />
8. Aşağıdaki ölçüm alanlarından hangisi<br />
tüketicinin farkındalık düzeyi ve satın alma<br />
davranışı üzerindeki etkileri ölçmeye<br />
odaklanmıştır?<br />
a. Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate<br />
alınmasına yönelik ölçümler<br />
b. Sorun çözme oranına yönelik ölçümler<br />
c. Destekçilerin bağlılığına yönelik ölçümler<br />
d. İçeriğe yönelik ölçümler<br />
e. Sosyal medya faaliyetlerinin etkisine yönelik<br />
ölçümler
9. Aşağıdakilerden hangisi yatırımın geri<br />
dönüşü hesaplamasının formülüdür?<br />
a. YGD = Yatırımdan sağlanan getiri/Yatırımın<br />
maliyeti<br />
b. YGD = (Yatırımın maliyeti – Yatırımdan sağlanan<br />
getiri) / Yatırımın maliyeti<br />
c. YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın<br />
maliyeti)/Yatırımın maliyeti<br />
d. YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın<br />
maliyeti)/Yatırımdan sağlanan getiri<br />
e. YGD = (Yatırımın maliyeti – Yatırımdan sağlanan<br />
getiri) / Yatırımdan sağlanan getiri<br />
10. Aşağıdakilerden hangisi temel performans<br />
kriterlerinin belirlenmesi sırasında yapılması<br />
gereken adımlardan birisidir?<br />
a. Ölçülebilecek metriklerin belirlenmesi<br />
b. Ölçüm yapacak personelin seçimi<br />
c. Ölçüm aracının belirlenmesi<br />
d. Hatalı seçilen metriklerin yerine yenilerinin<br />
belirlenmesi<br />
e. Raporların hazırlanması<br />
<br />
161<br />
Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />
Anahtarı<br />
1. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />
Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
2. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />
Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
3. b Yanıtınız yanlış ise “Ölçüm ve Analizlerde<br />
Kullanılabilecek Araç ve Platformlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />
Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
5. d Yanıtınız yanlış ise “Metrikler, Temel<br />
Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri<br />
Dönüşü” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
6. e Yanıtınız yanlış ise “Ölçüm ve Analizlerde<br />
Kullanılabilecek Araç ve Platformlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
7. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />
8. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />
Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
9. c Yanıtınız yanlış ise “Metrikler, Temel<br />
Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri<br />
Dönüşü” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />
geçiriniz.<br />
10. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />
Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar” başlıklı<br />
konuyu yeniden gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />
Sıra Sizde 1<br />
Pazarlama Karması Modeli yöntemi, farklı<br />
medya kanallarının karşılaştırılması ve pazarlama<br />
yatırımlarının geri dönüşünün sayısallaştırılmasında<br />
en çok kullanılan yöntemlerden<br />
birisidir. Bu yöntemde işletme geçmiş verilerden<br />
yola çıkarak bir takım pazarlama faaliyetlerinin<br />
getirilerini tahmin etmeye çalışır. Bu tahminler<br />
üzerinden de yatırımın geri dönüşü hesaplamaları<br />
yapılabilir. Aynı zamanda test pazarlarından ve<br />
müşteri panellerinden de yatırımın geri dönüşü<br />
hesaplamaları için veri toplamak mümkündür.<br />
Sıra Sizde 2<br />
Google sunduğu farklı hizmetlerle işletmelere ve<br />
markalara ölçüm süreçlerinde yardımcı<br />
olmaktadır. Örneğin, Google Analytics, web<br />
sitelerin trafiği ve pazarlama faaliyetlerinin<br />
verimliliğiyle ilgili zengin bilgiler veren bir<br />
kurumsal web analizi çözümüdür. Google Web<br />
Yöneticisi Araçları, web sayfalarının Google'daki<br />
görünürlüğüyle ilgili ayrıntılı raporlar sağlar.<br />
Google Trends ve Google Alerts gibi hizmetler<br />
ise belirli anahtar kelimelerle bağlantılı ölçüm ve<br />
analizler için kullanılabilir.<br />
<br />
162<br />
Sıra Sizde 3<br />
Web sitesine daha fazla trafik yaratma<br />
amacındaki bir işletme sayfa görüntülenme<br />
sayısı, tekil ziyaretçi sayısı, sayfada geçirilen<br />
süre, sayfada yapılan tıklama sayısı gibi<br />
metriklerden yararlanabilir.
Yararlanılan Kaynaklar<br />
Blanchard, O. (2011). Social Media ROI:<br />
Managing and Measuring Social Media<br />
Efforts in Your Organization, Pearson<br />
Education.<br />
Davis, J.D. (2012). “5 Easy Steps to Measure<br />
Social Media Campaigns”, Entrepreneur.<br />
http://www.entrepreneur.com/article/223437<br />
(Erişim tarihi: 15.08.2012)<br />
Evans, D. (2008). Social Media Marketing: An<br />
Hour a Day, Wiley Publishing, Inc.<br />
Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media<br />
Marketing: The Next Generation of Business<br />
Engagement, Wiley Publishing, Inc.<br />
Hoffman, D.L. ve Fodor, M. (2010). “Can You<br />
Measure the ROI of Your Social Media<br />
Marketing?”, MIT Sloan Management Review,<br />
Fall.<br />
Murdough, C. (2009). “Social Media<br />
Measurement: It's not Impossible”, Journal of<br />
Interactive Advertising, 10, 1.<br />
<br />
163<br />
Owyang, J. ve Lovett, J. (2010). “Social<br />
Marketing Analytıcs: A New Franework for<br />
Measuring Results in Social Media”.<br />
http://www.slideshare.net/jeremiah_owyang/alti<br />
meter-report-social-marketing-analytics (Erişim<br />
tarihi: (15.07.2012)<br />
Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing<br />
Social Media: A Governence and Risk Guide.<br />
John Wiley & Sons, Inc.<br />
Stelzner, M.A. (2011). “2011 Social Media<br />
Marketing Industry Report: How Marketers Are<br />
Using Social Media to Grow Their Businesses?”.<br />
http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMed<br />
iaMarketingReport2011.pdf (Erişim tarihi:<br />
19.09.2011)<br />
Sterne, J. (2010). Social Media Metrics: How to<br />
Measure and Optimize Your Marketing<br />
Investment, John Wiley & Sons, Inc.