02.06.2013 Views

SOS206U

SOS206U

SOS206U

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2877<br />

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1834<br />

SOSYAL MEDYA<br />

Yazarlar<br />

A. Selim TUNCER (Ünite 1)<br />

Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA (Ünite 2, 6)<br />

Doç.Dr. Erkan AKAR (Ünite 3, 4)<br />

Doç.Dr. Mesude Canan ÖZTÜRK (Ünite 5)<br />

Editör<br />

Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA<br />

<br />

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ<br />

<br />

i


Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.<br />

“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.<br />

İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt<br />

veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.<br />

Copyright © 2013 by Anadolu University<br />

All rights reserved<br />

No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted<br />

in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without<br />

permission in writing from the University.<br />

UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ<br />

Genel Koordinatör<br />

Doç.Dr. Müjgan Bozkaya<br />

Genel Koordinatör Yardımcısı<br />

Doç.Dr. Hasan Çalışkan<br />

Öğretim Tasarımcıları<br />

Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar<br />

Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan<br />

Grafik Tasarım Yönetmenleri<br />

Prof. Tevfik Fikret Uçar<br />

Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız<br />

Öğr.Gör. Nilgün Salur<br />

Kitap Koordinasyon Birimi<br />

Uzm. Nermin Özgür<br />

Kapak Düzeni<br />

Prof. Tevfik Fikret Uçar<br />

Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız<br />

Grafikerler<br />

Gülşah Karabulut<br />

Özlem Ceylan<br />

Kenan Çetinkaya<br />

Dizgi<br />

Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi<br />

Sosyal Medya<br />

ISBN<br />

978-975-06-1540-5<br />

1. Baskı<br />

Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 6.000 adet basılmıştır.<br />

ESKİŞEHİR, Ocak 2013<br />

<br />

ii


İçindekiler<br />

Önsöz.... iv<br />

1. Sosyal Medyanın Gelişimi 2<br />

2. Sosyal Medya ve Pazarlama... 26<br />

3. Sosyal Medya Platformları.. 52<br />

4. Sosyal Medya Platformları ile Pazarlama 80<br />

5. Sosyal Medyada Halkla İlişkiler. 106<br />

6. Sosyal Medyada Ölçme ve Analiz. 138<br />

<br />

iii


Önsöz<br />

Internet’in toplumsal ve ekonomik anlamda yarattığı değişimleri uzunca bir süredir konuşuyoruz. Ancak,<br />

yakın zamanda yaşadığımız bir başka sıçrama, tüm bu konuşmaları arka plana attı. Sosyal medyanın<br />

ortaya çıkışı ve çığ gibi büyümesi, tüm gözlerin bu yöne çevrilmesine sebep oldu. Kitabımızın<br />

yazarlarından A.Selim Tuncer’in de belirttiği gibi, bugün sosyal medya; büyümesi engellenemeyen,<br />

kimsenin reddedemeyeceği, gündemi belirleyen, bir ülkenin yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen<br />

bir güç haline gelmiş durumda.<br />

Sosyal medya, Web 1.0’dan bambaşka bir felsefeye dayanan Web 2.0 teknolojileri üzerinde yükseldi. Bu<br />

yeni teknolojiler, eskinin statik ve durağan web sitelerinin yerine dinamik ve etkileşimli web sayfalarını<br />

koyduklarında, aslında sadece teknolojiyi değil kullanıcıları ve Internet’i kullanım biçimlerini de<br />

değiştirmiş oldular. Kullanıcılar artık pasif birer dinleyici değil bu ortamın aktif oyuncuları haline<br />

gelmeye başladılar. Yazdıkları bloglar, attıkları Tweetler, Facebook paylaşımları, ürün değerlendirmeleri<br />

ile sosyal medya, yaratıcı tüketicilerin ve tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin doğuşuna sahne oldu.<br />

Kurum ve kuruluşlar, gücün ve değer yaratımının kendilerinden tüketiciye kaymasına tanık olmaya<br />

başladılar. Eskinin yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”inin yerini, çok yönlü, etkileşimli, demokratik<br />

ve eşdüzeyli “iletişim” almaya başladı.<br />

Elbette bu değişim, sosyal ve kültürel olduğu kadar ekonomik anlamda da büyük etkiler yaratıyor. Dijital<br />

ekonominin yeni kuralları, sosyal medya etrafında yapılanıyor ve işletmeler de bu yeni sistem içinde<br />

yerlerini almak, rekabet avantajı kazanmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Tüm işletmelerin sosyal<br />

medyada pazarlama çabasına girmeye başladığı bu dönemde, doğru adımları atmak ve süreci başarıyla<br />

yönetmek elbette çok önemli.<br />

Bu kitabımızda kapsamı, kavramları ve platformlarıyla sosyal medya ve sosyal medya pazarlaması ele<br />

alınmaktadır. İlk bölümde sosyal medyanın gelişimi ve temel kavramları anlatılacak, ilerleyen bölümlerde<br />

ise sırasıyla sosyal medyanın pazarlama ile ilişkisi, sosyal medya platformları, bu platformların pazarlama<br />

amaçlı kullanımları ve sosyal medyada halkla ilişkiler konuları anlatılacaktır. Son bölümde ise, yakın<br />

zamanda pazarlama uzmanlarının da oldukça ilgisini çekmeye başlayan ve sosyal medya pazarlaması<br />

önündeki belki de en önemli engeli oluşturan, sosyal medya yatırımlarının geri dönüşünün ölçümü ve<br />

analizi konusuna yer verilecektir.<br />

Bu eserin ortaya çıkmasında katkılarını esirgemeyen çok değerli yazarlarımıza ve kitabın basıma<br />

hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederiz.<br />

<br />

iv<br />

Editör<br />

Yrd.Doç.Dr. F. Zeynep ÖZATA


1<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Web 2.0 ve sosyal medya arasındaki ayrımı açıklayabilecek,<br />

Yaratıcı tüketiciler ve tüketiciler tarafından yaratılan içerik gibi kavramları tanımlayabilecek,<br />

Sosyal medyanın yapı taşlarını açıklayabilecek ve platformların odaklandıkları temel yapı<br />

taşlarını belirleyebilecek,<br />

Sosyal medyanın iletişim biçimleri üzerindeki etkisini açıklayabilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

Web 1.0<br />

Web 2.0<br />

İçindekiler<br />

Giriş<br />

Sosyal Medya<br />

Yaratıcı Tüketiciler<br />

Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçerik<br />

Tarihsel Gelişimi İçinde İletişim Biçim ve Araçları<br />

Sosyal Medyanın Doğuşu ve Gelişimi<br />

İletişimin Yeni Yönü ve Sosyal Medya<br />

2<br />

Uzun Kuyruk Teorisi<br />

Dunbar Sayısı<br />

Çok Yönlü İletişim<br />

Eşdüzeyli İletişim<br />

Global Köy


GİRİŞ<br />

Toplumsal etkileşimin bu denli büyük ölçekte gerçekleşmesine olanak sağlayan teknolojilerin, eşi benzeri<br />

görülmemiş bir hızla yayılması, hem bilgi ve iletişim teknolojileri alanında hem de sosyal ve kültürel<br />

dinamiklerde önemli değişimlere yol açtı. Web 1.0 teknolojilerinin yerini bambaşka bir felsefeye dayanan<br />

Web 2.0 teknolojilerine bırakmasıyla, kullanıcının çok daha aktif rol oynadığı yeni bir web ortaya çıktı.<br />

Bu yeni teknolojilerin ortaya çıkarttığı etkileşimli sayfalar sayesinde kullanıcıların bilgiye ulaşması<br />

yanında, bu bilgiyi paylaşması, yayması ve dahası bu bilgi üzerine söz söylemesi de çok kolay bir hale<br />

geldi. Kullanıcıların bilgi, düşünce ve fikirlerini paylaşabildikleri yeni bir ortam, yani sosyal medya<br />

ortaya çıktı. Günümüzde sosyal medya; büyümesi engellenemeyen, kimsenin reddedemeyeceği, gündemi<br />

belirleyen, bir ülkenin yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen bir güç haline gelmiştir.<br />

Sosyal medya ile birlikte iletişim de önemli ölçüde şekil değiştirdi. Eskinin yukarıdan aşağıya ve tek<br />

yönlü “iletim”inin yerini, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” aldı. Sosyal<br />

medyanın yükselişi ile birlikte, kurumsal iletişim de önemli ölçüde demokratikleşiyor. Güç ve değerin<br />

yaratımı işletmelerden ve kurumlardan blog yazan, Tweet atan, Facebook’da paylaşımda bulunan<br />

bireylere geçiyor. Pasif bir alıcı konumunda olan tüketici, günümüzde çok daha aktif bir rol alıyor, ürün<br />

tasarımından tutundurma mesajlarına kadar değerin yaratım sürecinde işletmelere eşlik ediyor.<br />

Dolayısıyla, marka iletişimi bu yeni mecralarda işletmenin izni, hatta haberi bile olmadan bile<br />

gerçekleşebiliyor.<br />

Elbette tüm bunlar işletmeler ve marka yöneticileri için de çok yeni ve bilinmedik gelişmeler. Şimdiye<br />

kadar alışıldık faaliyetlerini sürdüren yöneticiler, bu yeni medya ve ortaya çıkarttığı iletişim biçimi<br />

karşısında çoğu zaman ne yapacaklarını bilmez hale geliyor. Dahası, tüm bu önemine ve gösterilen ilgiye<br />

rağmen, sosyal medyanın tam olarak ne olduğu çoğu işletme ve pazarlama uzmanı için hala büyük bir<br />

soru işaretinden ibaret.<br />

Sosyal medyanın tüm pazarları büyük ölçüde değiştirdiği günümüzde, her işletmenin az ya da çok bu<br />

mecralar ve yarattıkları değişim konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor. Dolayısıyla, bu ünite tarihsel<br />

gelişimi içinde teknolojinin nasıl değişip evrildiğinden başlayarak, sosyal medyanın gelişimine ve<br />

bugünkü haliyle sosyal medyayı oluşturan yapı taşlarına değinmekte. Son kısımda ise sosyal medya ve<br />

iletişimin yeni yönü ele alınmakta.<br />

TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDE İLETİŞİM BİÇİM VE ARAÇLARI<br />

Her şeyden önce sosyal medya, etkileşimli bir iletişim ortamıdır. Internet’in kullanıcıların hizmetine<br />

girmesiyle birlikte insanların zamandan ve mekandan bağımsız, çift yönlü ve eşzamanlı bilgi paylaşımı<br />

imkanları artmış, sosyal medyanın temelini bu teknolojik gelişme oluşturmuştur. Teknolojik değişim,<br />

aynı zamanda yepyeni bir kültürel ortam da yaratmıştır. Çünkü insanlık, kültürlerin bu denli birbirine<br />

karıştığı, kültürler arası bir iletişim ortamını tarih boyunca ilk kez deneyimlemektedir.<br />

İnsanlığın Kültürel Dönemleri<br />

İnsanlık kültür tarihi bugüne kadar dört ayrı dönem olarak incelenmiştir; Sözlü Kültür Dönemi, Elyazmalı<br />

(Chirografik) Kültür Dönemi (Yazının icadı İ.Ö. 4. Yüzyıl), Basılı (Tipografik) Kültür Dönemi<br />

3<br />

<br />

Sosyal Medyanın<br />

Gelişimi


(Matbaanın icadı 15. Yüzyıl) ve Elektrik-Elektronik Kültür Dönemi. Günümüzde bu dönemlere bir<br />

beşincisi eklemek mümkündür: Internet Kültür Dönemi. Aşağıda kronolojik olarak verilen teknolojik<br />

gelişmeler, iletişim teknolojileriyle kültürel dönemler arasındaki bağı açık bir şekilde ortaya koymaktadır.<br />

M.Ö. 3000 Mısır’da hiyeroglif adı verilen yazı sistemi bulundu. Bu yazı, şekiller ve sembollerden<br />

oluşuyordu.<br />

M.Ö. 1300 Mezopotamya’da ilk alfabe kullanıldı.<br />

1045 Çinliler, Mısırlıların bulduğu papirüs adlı kağıdı geliştirerek matbaa harflerini icat<br />

ettiler ve kitap bastılar.<br />

1645 Avrupa’da Guttenberg adlı mucit matbaa makinasını icat etti.<br />

1820 Danimarkalı bilim adamı Oersted, elektromanyetik akımını keşfetti. Böylece<br />

günümüzde kullanılan modern iletişim araçlarının temel çalışma prensipleri doğdu.<br />

1826 Fransız Niepce, fotoğrafı icat etti.<br />

1836 İngiliz Cooke ve arkadaşı elektrikli telgrafı icat ettiler.<br />

1843 Amerikalı bilim adamı Mors, (.) ve (-)’lerden oluşan MORS alfabesini icat etti. Böylece<br />

telgraf aleti herkes tarafından kolayca kullanılır hale geldi.<br />

1867 Amerikalı politikacı ve mucit Sholes, daktilo makinasını icat etti. Bu makina yazıyla<br />

iletişimde yeni bir devrim yarattı.<br />

1876 İskoçyalı A.Graham Bell, elektrik telleri üzerinden ilk insan sesini iletmeyi başarmış ve<br />

bu aletin adına “tele-phone” demiştir. Telefon, ‘uzaktan konuşma’ demektir.<br />

1877 Amerikalı araştırmacı Edison, fonograf denilen ve ses kaydetmeye yarayan aleti icat<br />

etti. İlk denemede köpeğinin sesini kaydetti. Bu cihaz günümüzdeki kaset ve CD<br />

çalarların temelini oluşturdu.<br />

1894 Fransız Lumiere kardeşler ilk sinema makinasını yaptılar. Böylece görüntünün<br />

kaydedilmesi, saklanması ve yeniden gösterilmesi imkanlı hale geldi. Bu buluş, bir<br />

iletişim devrimidir.<br />

1896 İtalyan Marconi ilk radyo yayınını gerçekleştirdi. O yıllarda mors alfabesiyle yayın<br />

yapılıyordu. Daha sonra 1901 de ilk okyanus aşırı radyo yayını yapıldı. 1907 Yılında ise<br />

Kanadalı Fessenden adındaki bilim adamı, insan sesiyle ilk radyo yayınını yaptı.<br />

1922 Korn adlı Alman bilim adamı elektrik tellerinden fotoğraf gönderebilen ilk faks<br />

makinasını icat etti.<br />

1926 Logie Baird adındaki İskoçyalı bilim adamı, insan yüzünün görüntüsünü radyo<br />

dalgalarıyla çok uzaklara gönderebilen ve ‘televizyon’ adını verdiği aleti icat etti.<br />

1936 İngiltere’de ilk kez siyah beyaz TV yayınları BBC tarafından başlatıldı.<br />

1938 Carlson adındaki Amerikalı bilim adamı, fotokopi cihazını icat etti.<br />

1946 Amerikalı J. Eckert ve arkadaşı Mauchly, askeri amaçlı hesaplar yapmak için dünyanın<br />

ilk bilgisayarını icat ettiler. ENIAC adını verdikleri bu bilgisayar, 30 ton ağırlığında ve<br />

dört apartman dairesi büyüklüğünde olup içinde 18 bin elektronik tüp bulunmaktaydı.<br />

1962 Amerikalılar dünyanın ilk iletişim uydusu olan Telstar’ı uzaya fırlattılar. Bu uyduyla<br />

kıtalar arası telefon konuşmaları, telefaks haberleşmeleri ve TV-Radyo yayınları<br />

yapılması mümkün hale geldi.<br />

1970 Amerika’da üniversiteler arası bilgi iletişiminde kullanılmak üzere ARPA denilen yeni<br />

bir iletişim sistemi gerçekleştirildi. Bu sistemle ayrı şehirlerdeki bilgisayarların<br />

birbirlerine bağlanabilmeleri mümkün oldu. 1974’te bu iletişime ‘TCP/IP protokolü’ adı<br />

verilen bir standart getirildi.<br />

<br />

4


1981 Amerika’da IBM şirketi ilk kişisel bilgisayar olan, bugün iletişimde devrim sayılan<br />

PC’yi üretti.<br />

1982 Philips ve Sony şirketleri ‘Compact Disk’ (CD) denilen aleti ürettiler.<br />

1983 Microsoft firması, günümüzde hala kullanılmakta olan ve iletişimde çığır açan<br />

‘Windows’ adını verdiği sistem yazılımını geliştirdi.<br />

1985 Amerika’da kullanılmakta olan ‘ARPA’ iletişim sisteminin adı ‘Internet’ adıyla<br />

değiştirildi.<br />

1990 Yaşadığımız çağa adını veren ve iletişimde bugün son nokta olan ‘www’ yani ‘World<br />

Wide Web’ gündemimize girdi.<br />

Toplumsal bir varlık olan insanın en önemli özelliklerinden birisi de kendisiyle, doğayla ve diğer<br />

insanlarla sürekli iletişim halinde olması, duygu ve düşüncelerini bir diğerine aktarmasıdır. İnsanın bu<br />

özelliği onda var olan iletişim yeteneği ile ilgilidir. İnsanlar çağlar boyu birbirleri ile bu yetenekleri<br />

sayesinde etkileşimde bulunmuşlardır. Kültürlerini, uygarlıklarını geliştirmelerinde bu etkileşimlerinin<br />

rolü çok büyük olmuştur.<br />

İletişim Biçimleri ve Araçları<br />

İnsanlar yakın ve uzak iletişim imkanlarını tarih boyunca sürekli geliştirmişlerdir. İnsanlığın ilk<br />

döneminde iletişimde önce ses vardır. İnsan, çıkardığı değişik sesler, çığlıklar ve bunları desteklediği<br />

bedensel hareketler sayesinde birbirleriyle iletişim kurmuştur. Bunun yanı sıra ilkel resimlerle, çizgilerle<br />

insanın mesajını aktarması da insanlığın iletişim tarihinde sanatın ilk izlerinin göstergesi olmuştur.<br />

İnsanın iletişiminin gelişiminde en başta gelen koşul hiç şüphesiz dilin ortaya çıkmasıdır.<br />

Dil dışındaki bazı iletişim araçlarına göz attığımızda, bugünkü iletişim devriminin hangi evrelerden<br />

geçerek bu noktaya ulaştığını da görmüş oluruz.<br />

Yazı: Yazının icadı sadece iletişim tarihinin değil, insanlık tarihinin en önemli olaylarından biridir.<br />

Birçok düşünür, yazının icadının insan beyninin çalışma prensiplerini bile değiştirdiğini savunmuştur.<br />

Dünyanın çeşitli bölgelerinde okuma yazma bilmeyenler üzerinde yapılan araştırmalar bu görüşleri<br />

doğrulamaktadır. Yazı sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda insan belleğinin yerini alan bir kayıt<br />

aracıdır.<br />

Tamtam: Tamtam, insanların ilk kullandığı çalgılardan biridir. Günümüzde ise en yaygın vurmalı<br />

çalgıdır. Dünyadaki hemen bütün halkların kültürlerinde tamtamın yeri vardır. Yazılı tarihten çok önce<br />

Eski Mısırlıların, Asurluların ve Uzakdoğuluların tamtamı kullandıkları bilinmektedir. Amerika yerlileri<br />

dinsel törenlerinde dans ederken, tempo tutmak için tamtam çalarlardı. Afrikalılar, hem dans ederken hem<br />

de şifreli vuruşlarla kabileden kabileye haber yollarken tamtamı kullanırdı. Afrika’da bu amaçla hâlâ<br />

tamtam kullanılmaktadır. İnsanların birbirlerini uzaktan kolay göremediği, ormanlık alanların çok,<br />

düzlüklerin az olduğu bölgelerde tamtam etkili bir uzaktan iletişim aracı olmuştur.<br />

Duman: Dumanla haberleşme, Kızılderililerin kullandığı çok ilkel ve basit bir iletişim yöntemidir.<br />

Duman en yüksek tepelerde ve dağlarda yakılırdı. Bu sayede görüş daha basit hale getirilir ve daha kısa<br />

zamanda mesaj yerine ulaşırdı.<br />

Posta güvercini: İletişimin gelişmesindeki en büyük etken muhakkak ateş ve yazıydı. Yazı giderek<br />

gelişti ve insanlar birbirlerine mektup yollamaya başladı. Ama ilk önceleri bu mektupları alıcıya nasıl<br />

ulaştıracaklarını bilmiyorlardı. Sonra güvercinleri eğittiler. Bir noktadan bırakılan güvercinler aldıkları<br />

eğitim sayesinde karşıdaki kişiye yazılı mesajı iletmeye başladı. Buna karşılık olarak mesajı alan kişi<br />

başka bir mesaj ile gönderen kişiye karşılık verir, böylece iletişim gerçekleşmiş olurdu.<br />

Matbaa: Matbaanın ilk kullanılması Uzakdoğu’da başlamıştır. İlk matbaa, ağaç oyma tekniği<br />

kullanarak, M.S. 593’te Çin’de kurulmuş, ilk basılı gazete de M.S. 700’de Pekin’de çıkmıştır. Bilinen en<br />

eski eksiksiz basma kitap olan Tianemmen ruloları Çin’de 868’de basılmıştır.<br />

<br />

5


Telgraf: Telgraf iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya<br />

belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir. Mürekkepli kalem bir kağıt şerit üzerine<br />

nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizerek haberleşme kodlarını iletir.<br />

Telefon: Birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan<br />

elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Önce kentlerde kurulan telefon şebekeleri daha sonra kentler arası,<br />

uluslararası düzenekler durumuna dönüşmüş ve uydular aracılığıyla dünyanın her köşesinin birbiriyle<br />

iletişimi sağlanmıştır.<br />

Gazete: Gutenberg’in hareketli harfleri kullanan baskı makinesini icat etmesinden yaklaşık 150 yıl<br />

sonra ilk gazeteler ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk gazete olarak kabul edilen Avisa’nın Strazburg’da<br />

1609 yılında yayınlanmasından bir yüzyıl sonra ilk günlük gazete İngiltere’de 1702 yılında The Daily<br />

Courant adıyla yayınlanmıştır. İlk gazeteciler haberlerini genellikle yine 18. yüzyılda yeni bir toplumsal<br />

mekan olarak ortaya çıkan kahvehanelerdeki sohbetlerden derliyorlardı. Gazete tek yönlü bir iletişim<br />

mecrasıdır.<br />

Radyo: Gerçek anlamda ilk radyo yayını 1920 yılında ABD’de Pittsburg’da yapıldı. Ancak telsiz<br />

iletişimi olarak daha önceleri radyo teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin meşhur Titanic gemisi<br />

1912 yılında batarken elektromanyetik dalgalar kullanan bir telsiz ile yardım istemişti. Marconi radyoyu<br />

icadına giden yolda Maxwell, Hertz Tesla gibi bilim adamlarının birikimlerinden yararlanmıştır. 1933<br />

yılında FM tekniğinin 1960’larda da stereo yayın tekniğinin bulunmasıyla radyo müzik endüstrisi ilişkisi<br />

başlamış oldu. 1948 yılında ABD’de Bell Laboratuvarlarında icat edilen transistor, radyoyu hem ucuzlattı<br />

hem de hareketli hale getirdi. Cep ve araba radyoları yaygınlaştı, radyo dinleme alışkanlıkları değişti.<br />

Radyo her yerde dinlenilebilir hale geldi. Tek yönlü çalışan bir iletişim aracıdır.<br />

Televizyon: Televizyonun babası olarak tanınan Paul Nipkow 1884 yılında resim tarama makinası<br />

yaparak bu taranmış resmin telgraf hatlarından iletilmesini tasarlamıştı. İlk televizyon yayını 1936’da<br />

BBC tarafından yapıldı ve 1937 yılında elektromekanik sistemler yerine elektronik taramalı sistemler<br />

standart olarak kabul edildi. ABD’de başkanlık seçimlerinde televizyonun güçlü bir şekilde kullanılması<br />

bugünkü anlamıyla siyasal iletişimin doğuşunu getirdi ve televizyonun kültürel egemenliği yaygınlaştı.<br />

1963’te Kennedy öldürülmesi esnasında televizyonun haber vermedeki hızı kanıtlanmıştı. 1990 yılında<br />

ise Körfez savaşı televizyonlardan “naklen” yayınlandı. Türkiye’de 1958 yılında İstanbul Teknik<br />

Üniversitesi tarafından deneme amaçlı başlatılan İstanbul’a yönelik televizyon yayınları düzenli olarak ilk<br />

kez 1968 yılında Ankara’da TRT tarafından gerçekleştirildi. Televizyon da gazete ve radyo gibi tek yönlü<br />

bir iletişim aracıdır.<br />

Internet ve Yeni Medya: ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında<br />

geliştirilmesiyle dijital çağ başlamış oldu. Bilgisayarların yine askeri amaçlarla kendi aralarında<br />

iletişmelerini sağlamak için 1960’larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET, askeri proje ağının<br />

doğmasına neden oldu. Bunun ardında standartlaşan TCP/IP protokolü, verilerin paketler halinde güvenli<br />

ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağladı ve bu ağa üniversitelerin de katılımıyla Internet ortaya<br />

çıktı. Ağa bağlı her bilgisayarın numarası (IP) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name<br />

System) ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürüldü ve .com, .edu, .net<br />

gibi domain adları saptandı. Web en yaygın Internet hizmeti olarak hızla gelişirken e-posta, irc (Chat), ftp<br />

gibi diğer hizmetler de gündeme geldi. 1990’ların sonuna gelindiğinde “ağların ağı” tanımlamasına uygun<br />

devasa bir iletişim ağı ve bu ağ üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıktı. Türkiye ilk kez ODTÜ-<br />

TÜBİTAK işbirliği ile 1993 yılında ABD üzerinden İnternet’e erişti.<br />

Geleneksel medyanın dışında, CD, VCD, DVD, interaktif CD, GSM-WAP-GPRS, Internet gibi<br />

tümüyle dijital teknolojiyle üretilen ve içeriği üretenle tüketen arasında yeni bir ilişki tanımlayan<br />

medyaya yeni medya diyoruz.<br />

İletişim Teknolojilerinin Etkileri<br />

Yazı da dahil olmak üzere, iletişim araçlarının, gücü elinde bulunduranlar tarafından kullanılması insanlar<br />

arasındaki karşılıklı, çift yönlü, yatay ve eşdüzeyli iletişimin yönünü etkilemiştir. Bu araçların basılı<br />

kitap, gazete, radyo ve televizyon olarak kitleselleşmesi ise iktidar ve iletişim denklemini yeniden<br />

<br />

6


kurmuş, kitlesel iletişim araçları kitleleri manipüle etmenin araçları olmuştur. İletişimin yerini tek yönlü,<br />

“yukarıdan aşağıya” kitlesel “iletim” almıştır.<br />

Ünlü antropolog Edward T. Hall, The Silent Language adlı kitabında şunları yazar: “Bugün insan,<br />

pratikte bedeniyle yapageldiği her şey için uzantılar (protezler) geliştirmiştir. Silahların evrimi dişler ve<br />

yumrukla başlar, atom bombasıyla sona erer. Giysiler ve evler, insanın biyolojik ısı denetim<br />

mekanizmalarının uzantılarıdır. Mobilyalar, çömelmenin ve yere oturmanın yerini alırlar. Sesi hem zaman<br />

hem de uzayda taşıyan elektrikli araçlar, mercekler, TV, telefonlar ve kitaplar, maddi uzantıların<br />

örnekleridir. Para, emeği yaymanın ve depolamanın bir yoludur. Bir zamanlar ayaklarımız ve sırtımızla<br />

yaptığımız şeyi artık ulaşım ve taşımacılık ağlarımız yapıyor. Aslına bakılırsa, insan yapımı bütün maddi<br />

şeylere, insanın bir zamanlar bedeniyle ya da bedeninin ilgili parçasıyla yaptığı şeylerin uzantısı olarak<br />

bakmak mümkündür.”<br />

Roland Barthes da Yazı Üzerine Çeşitlemeler adlı kitabında yazının rolünü insanın aynı zamanda bir<br />

uzantısı (protez) olarak tanımlamıştır: “Yazı üzerine ilk düşüncelerin üretilmesiyle birlikte (Piaton),<br />

yazıya bir bellek rolü de verilmiştir; yazı, belleği geliştirmeye yönelik bir tür araç, beyne takılan ve beyni<br />

depolama yükünden kurtaran bir protez gibi görülmüştür.” Marshall McLuhan, ünlü eseri The Medium is<br />

the Massage’da benzer görüşleri dile getirmektedir: “Elektrik devresi, merkezi sinir sistemimizin bir<br />

uzantısıdır. Tüm medya, insanın psişik ya da fiziksel yetilerinin bir uzantısıdır.”<br />

Bu saptamayı iletişim araçları özelinde benimseyecek olursak, yazı belleğimizin, telefon ve radyo<br />

sesimizin, görüntümüzün uzantısıdır. Bu durumda Internet, sesimizin ve görüntümüzün uzantısı olmak<br />

yanında, tüm duyularımızın, zihnimizin, belleğimizin, aklımızın ve kalbimizin de bir uzantısı (protezi)<br />

olarak bize aklın alamayacağı genişlikte imkanlar sunuyor.<br />

SOSYAL MEDYANIN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ<br />

Sosyal medyanın ortaya çıkışı, her şeyden önce Web teknolojilerindeki ve felsefesindeki değişime<br />

dayanmaktadır. Dolayısıyla, sosyal medyanın nasıl bir felsefi ve teknolojik altyapısı olduğunun<br />

anlaşılması için, öncelikle Web 1.0 kavramından, Internet’in ve web’in gelişiminden bahsetmek yararlı<br />

olacaktır.<br />

Web 1.0<br />

Internet’in bugünkü halini alması için 40 yılı aşkın bir süre geçmesi gerekmiştir. Internet’in bu süreçteki<br />

gelişimi üç ayrı dönem içinde ele alınabilir;<br />

Yenilik aşaması, Internet’in temel kavramlarının oluşturulduğu, donanım ve yazılım unsurlarının<br />

hayata geçirildiği 1961’den 1974 yılına kadar ki süreyi kapsamaktadır. Internet’in oluşturulmasındaki<br />

temel amaç, üniversite kampüslerinde yer alan büyük bilgisayarların birbirleriyle bağlanmasını<br />

sağlamaktır. Bu türden bire bir iletişimler Internet öncesinde sadece telefon ya da posta yolu ile<br />

mümkündür.<br />

Kurumsallaşma aşaması, Internet isimli yeniliğe Savunma Bakanlığı ve Ulusal Bilim Kurumu gibi<br />

büyük çaplı örgütlerin finansal destek vermeye başladıkları 1975’den 1995 yılına kadar ki süreyi<br />

kapsamaktadır. Devlet tarafından desteklenen projeler sayesinde Internet’in etkinliğinin ortaya konması<br />

sonrasında, Savunma Bakanlığı Internet’in geliştirilmesi için önemli bir proje olan ARPANET’i devreye<br />

sokmuştur. 1986 yılında ise Ulusal Bilim Örgütü, daha sonra NSFNet olarak adlandırılan, sivil Internet’in<br />

kurulumunu üstlenmiş ve 10 yıl sürecek 200 milyon dolarlık bir projeyi başlatmıştır.<br />

Ticarileşme aşaması ise, devletin Internet’i genişletmesi, altyapısını güçlendirmesi ve sıradan<br />

insanları da bu ağa dahil etmesi için özel kuruluşları cesaretlendirdiği ve yönlendirdiği 1995’den bugüne<br />

kadar ki süreyi kapsamaktadır. 2000’li yıllardan itibaren Internet’in kullanımı ordu ve akademik amaçları<br />

aşmıştır. 1994 yılında web üzerinden reklam ve pazarlama çalışmaları ile birlikte elektronik ticaret de<br />

ortaya çıkmaya başlamıştır.<br />

Internet 1960’lı yıllarda gelişmeye başlasa da, World wide web 1989-91 yılları arasında Dr. Tim<br />

Berners-Lee tarafından geliştirilmiştir. Internet’in gelişimi sonrasında bazı yazarlar kullanıcıların<br />

<br />

7


serbestçe bilgiyi tarayabilecekleri, birbiriyle bağlantılı sayfaların oluşturulabileceği fikrini ortaya<br />

atmışlardı. Bu fikirlerden hareketle Berners-Lee ve ekibi web’in en temel dört unsuru olan HTML,<br />

HTTP, bir web server ve bir tarayıcının (browser) ilk versiyonunu oluşturdular. Oluşturulan ilk web<br />

sayfaları, siyah-beyaz ve tamamen metne dayalı bir yapıdadır.<br />

1993 yılına kadar da web üzerinden paylaşılan bilgiler metin tabanlı olmaya devam etti. 1993 yılında<br />

Marc Andersen ve NCSA’da (National Center for Supercomputing Applications at the University of<br />

Illinois) çalışan ekip üyeleri, grafik kullanıcı arayüzüne sahip bir web tarayıcı olan Mosaic’i geliştirdiler.<br />

Mosaic Macintosh, Windows ya da UNIX gibi grafik tabanlı arayüzler üzerinde çalışabilen bir yazılımdı.<br />

Siyah-beyaz metin tabanlı yapısından sıyrılan web, artık bir bilgisayar ve fare (mouse) kullanabilen<br />

herkes tarafından görülebilir hale gelmişti. Grafik tabanlı web tarayıcı beraberinde dosyaların, bilginin,<br />

grafiklerin, görüntü ve sesin paylaşıldığı evrensel bir programlama alanını da mümkün kılmıştı. Mosaic<br />

programı sayesinde kullanılan bilgisayar ve işletim sistemi ne olursa olsun, dünyanın her yerinden aynı<br />

web sayfaları görüntülenebiliyordu. Bu yeni tarayıcı ile birlikte, dünya 1993 yılında görmediği yeni bir<br />

programlama ve bilgi yönetimi sistemi ile tanıştı.<br />

1994 yılında Andreesen ve Jim Clark ilk ticari tarayıcı olan Netscape Navigator’u kurdular. Mosaic’in<br />

bedava olmasına karşın Netscape yazılımı ücretliydi. 1995 yılında Microsoft Internet Explorer adı altında<br />

kendi tarayıcısını sundu.<br />

Mosaic ve sonrasında ortaya çıkan çok sayıda tarayıcı sayesinde kullanıcılar, web sitelerini<br />

görüntüleme şansını elde ettiler. Bu dönemde ortaya çıkan web siteleri de temelde bilgi verme amacını<br />

taşımıştır. Bir başka deyişle, web 1.0 diye adlandırılan bu dönemde oluşturulan web siteleri, statik bir<br />

yapıya sahip olan ve sadece okumaya elverişli sayfalardır. Okuyucuların bu sayfalar üzerinden web<br />

sitesinin sahibiyle ya da birbirleriyle etkileşime girmesi mümkün değildir. Web 1.0 dönemi, etkileşimin<br />

olmadığı, dolayısıyla kullanıcının söz hakkının bulunmadığı ve tek taraflı bilgi aktarımının olduğu bir<br />

ortamı ifade etmektedir. Site sahipleri okuyucuya aktarmak istediklerini seçip veriyorlardı. İşe işletmeler<br />

tarafından bakılacak olursa, bu dönemde oluşturulan web siteleri, daha çok broşürvari bir görünüme<br />

sahipti. İşletmeler bastırdıkları broşürleri ya da katalogları biraz zenginleştirip web sitelerine<br />

çevirmişlerdi.<br />

Resim 1.1: Grafik kullanıcı arayüzüne sahip ilk web tarayıcı Mosaic’ten bir görüntü.<br />

<br />

8


Web 2.0<br />

Web 2.0, 2004 yılında O’Reilly Media tarafından düzenlenen ve teknoloji dünyasından önemli isim ve<br />

şirketlerin katıldığı bir konferansta ortaya atılan fikirler üzerine kurulmuş bir kavramdır. Bill O’Reilly<br />

yeni nesil etkileşimli web sitelerini, online toplulukları ve içeriğin kullanıcılar tarafından yaratıldığı bu<br />

yeni ortamı Web 2.0 olarak adlandırmıştır. Her ne kadar bu konferansa katılmayan bazı çevreler<br />

tarafından kabul görmese de aslında altında yatan iki gerçek bu kavramı geçerli kılmaktadır. Web 2.0’ın<br />

ortaya çıkmasını sağlayan teknolojik gelişmeler (Ajax, RSS, XML, CSS, vs.) kullanıcıların bilgiye erişme<br />

felsefesinde yaşanan büyük değişime yol açmışlardır. Web 2.0 içinde kullanıcılar artık sadece izleyici<br />

değil aynı zamanda aktif birer de kullanıcı halini almışlar, bir başka deyişle “yaratıcı tüketicilere”<br />

dönüşmüşlerdir. Kullanıcılar Web 2.0 sayesinde bir sitedeki içerik hakkında yorum ya da değerlendirme<br />

yapabilmekte, içeriği kolaylıkla paylaşabilmekte, topluluk oluşturup, oluşturulmuş topluluklarda yer<br />

alabilmekte ya da yarattıkları içerik ile diğer kullanıcıların görüşlerini olumlu ya da olumsuz yönde<br />

etkileyebilmektedir. Web 2.0, kullanıcıların okur olmaktan çıkıp okur-yazar oldukları yeni platformun<br />

adıdır.<br />

Web 2.0, WordPress ve Blogger gibi hazır sistemlerin ortaya çıkması ile kodlama bilgisine ihtiyaç<br />

duymadan, kullanıcıların kişisel siteler oluşturup bilgi paylaşımına katılmasını ve iki yönlü bilgi akımının<br />

oluşmasını sağladı. Zengin Internet uygulamaları ortaya çıktı. RSS sayesinde yayıncıların kendi<br />

aralarında ortak bir dil kullanılmasını sağladı. Sosyal ağların ortaya çıkması ve insanların belirli<br />

düşünceler altında topluluklar oluşturarak düşüncelerini daha geniş kitlelere duyurabilme olanağı doğdu.<br />

Web 2.0’ı Web 1.0’dan ayrıştıran ve yeni tür Web uygulamalarını nitelendiren üç temel özellik<br />

bulunmaktadır;<br />

Ücretsiz ve Sade Çevrimiçi Uygulamalar<br />

Yeni nesil Web 2.0 uygulamalarının en önemli özelliklerinin başında, bu uygulamaların hizmet odaklı,<br />

ücretsiz ve basit çevrimiçi (online) uygulamalar olmaları gelmektedir;<br />

• Yazılım paketlerinden çevrimiçi hizmet uygulamalarına doğru bir kayma: Yeni nesil Web<br />

2.0 uygulamaları, firmaya özel yazılım ürünlerine dayalı olarak geliştirilen ilk dönem Internet<br />

uygulamalarının aksine, genellikle açık kaynak yazılımlarını kullanmakta ve platformlardan<br />

bağımsız olarak çalışabilmektedir. Bir başka deyişle, bu uygulamalar bir yazılım paketi olarak<br />

değil hizmet paketi olarak sunulmaktadır. Genellikle herkes ücretsiz olarak bu hizmetlere<br />

ulaşabilmekte ve karşılığında lisans ücreti istenmemektedir. Bu uygulamalar Internet üzerinden<br />

kolayca indirilmekte, dağıtılmakta ve istendiği gibi paylaşılabilmektedir.<br />

• Sadelik: Web 2.0 uygulamalarında kullanıcı arayüzlerinin oldukça sade bir yapıya sahip olduğu,<br />

uygulamaların sınırlı sayıda özellik taşıdığı ve bu uygulamaların sundukları “değer önerisinin”<br />

de kolaylıkla anlaşılabilir özellikte olduğu görülmektedir.<br />

• Yaratılan ağ sayesinde kullanıcıyı hapsetme: Web 2.0 uygulamalarında yaratılan ağ,<br />

kullanıcıların o uygulamaya hapsolmasına sebep olabilmektedir. Örneğin, Skype.com’u kullanan<br />

bir tüketici, eğer ki iletişimde olduğu tüm arkadaşları da aynı hizmeti kullanıyorsa, daha uygun<br />

fiyatlı da olsa başka bir hizmet sağlayıcıya geçmek istemeyecektir.<br />

Süreklilik Gösteren Uygulama Geliştirme Süreci<br />

Web 2.0 uygulamalarının geliştirilmesi sürecine kullanıcıların aktif bir şekilde katılımı, uygulama<br />

yaratıcılarına birtakım faydalar sağlamaktadır;<br />

• Gerçek zamanlı ve sürekli iyileştirmeler: Bu durum pek çok web uygulaması için günümüzde<br />

yaygınca kullanılan bir yaklaşımdır. Örneğin, Skype her görüşme sonrasında kullanıcılarından,<br />

görüşme kalitesini değerlendirmelerini istemekte ve bu doğrultuda iyileştirmeler yapmaktadır.<br />

Önceki nesil web uygulamalarının aksine, Web 2.0 uygulamalarında yeni versiyonlar çıkartmak<br />

vs. gibi uygulamalar yerine, kullanıcı geribildirimlerine ve kullanışlılık testlerine dayalı gerçek<br />

zamanlı ve sürekli devam eden iyileştirme çabaları vardır.<br />

<br />

9


• Daimi beta: Beta versiyonu kavramı Web 2.0 ile birlikte kalıcı hale gelmiştir. Artık nihai halini<br />

almış bir uygulama versiyonu yoktur. Her uygulama, var olduğu sürece, geliştirilmeye ve<br />

değiştirilmeye devam etmektedir. Bu nedenle de uygulamalar tam anlamıyla tamamlanmadan ya<br />

da hatalarından arındırılmadan ticarileşmekte ve geliştirmeler tüm kullanıcılara açık olarak<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

<br />

Beta sürümü kavramının ne anlama geldiğini araştırınız.<br />

• Daha fazla kullanıcı: Her yeni kullanıcı, kolektif bilgi havuzunun hacmini genişleterek, o<br />

uygulamanın değerini arttırmaktadır. Ağ etkisi olarak adlandırılan bu kavrama göre, bir<br />

uygulamayı kullanan sayısı arttıkça, o uygulamanın değeri ve gelişmişliği de artmaktadır.<br />

Örneğin, Wikipedia’nın kullanıcı sayısı arttıkça hem yeni giriş sayısı hem de mevcut bilgilerin<br />

düzeltilme oranı artmaktadır. Ya da Hepsiburada.com gibi sayfalarda tüketiciler ürünlerle ilgili<br />

daha fazla yorum yaptıkça, bu sayfanın kullanışlılığı da artmaktadır.<br />

“Ağ etkisi” kavramıyla ilgili bu adresteki yazıyı okuyabilirsiniz:<br />

www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2010/03/22/ag_etkisi_facebooku_her_zaman_zinde_tut<br />

uyor<br />

Yeni Hizmet Tabanlı İş Modelleri<br />

Web 2.0 uygulamaları sayesinde bir yandan yeni hizmet tabanlı iş modelleri gelişmekte, aynı zamanda niş<br />

pazarlara erişme imkanı artmaktadır;<br />

• Gelir ve kullanım modellerindeki değişimler: Web 2.0 uygulamalarının önemli bir bölümü<br />

kullanıcılarından ücret almamakta, bunun yerine reklam ve sponsorluk gelirleri ile çalışmaktadır.<br />

Google bu tür reklam ve sponsorluk gelirleri ile çalışan örneklerden birisidir. Sıkça uygulanan<br />

gelir modellerinden bir diğeri ise, temel hizmetlerden ücret almayıp, daha üst düzey ya da<br />

premium hizmetlerden ücret alan üyelik gelir modelidir. WordPress bu şekilde çalışan<br />

örneklerden birisidir. WordPress üzerinden bir blog sahibi olmak için ücret ödemeye gerek<br />

yoktur. Ancak, kendi alan adını kullanmak ya da daha kişiselleştirilebilir tasarım unsurları<br />

kullanmak isteyen üyelerin, bu hizmetlerden yararlanmak için belirli bir ücret ödemeleri<br />

gerekmektedir.<br />

• Kitlesel pazarlardan bireysel müşterilere kayış: Web 2.0 döneminin hizmet sağlayıcıları,<br />

kitlesel pazarlar yanında özel ilgi alanları olan veya kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler talep<br />

eden az sayıda müşteri topluluklarının da kendileri için önemli bir potansiyel sağladığını fark<br />

ettiler. Küçük pazarlar olmaları nedeniyle, bu tür tüketiciler şimdiye kadar çoğu işletme<br />

tarafından dikkate alınmamaktaydı. Bloglar, forumlar, haber bültenleri ve sanal topluluklar gibi<br />

Web 2.0 uygulamaları sayesinde tüketiciler, bu türden ürün ve hizmetleri kolaylıkla<br />

bulabilmekte, hatta belirli ilgi alanları çevresinde oluşan topluluklar sayesinde tüketiciler<br />

birbirleriyle de bu ürün ve hizmetler hakkında görüşlerini, önerilerini paylaşmaktadır. Chris<br />

Anderson tarafından ortaya konan Uzun Kuyruk Teorisi’ne göre, bir satış mağazası ya da<br />

kanalının yeterince büyük olması durumunda, talebi ya da satışı az olan ürünlerin toplam<br />

satışının, çok satan bir ürününün satışından daha fazla olabileceğini söylemektedir. Dolayısıyla,<br />

web 2.0 teknolojileri sayesinde niş pazarlara erişmek ve bu paralarda karlı iş yapmak olası hale<br />

gelmektedir.<br />

“Uzun Kuyruk Teorisi” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Chris<br />

Anderson’un Optimist Yayınlarından çıkan “Uzun Kuyruk Geleceğin İşi: Çokun Azını<br />

Satmak” (2008) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

Özetle söylemek gerekirse; Eskiden statik ve durağan sayfalardan oluşan Internet’in, aslında<br />

geleneksel mecralardan önemli bir farkı yoktu, kullanıcıya tek yönlü olarak sadece bilgi veriyordu. Statik<br />

sayfalar klasik medyanın bir uzantısı haline gelmişti. Kullanıcının söz hakkı yoktu. Site sahipleri<br />

10


kullanıcıya göstermek istediklerini seçip veriyordu. Web 2.0 teknolojisinin getirdiği etkileşimli sayfalar<br />

ile kullanıcılardan bilgiler alınmaya, yorumlanmaya ve sonuçlar doğmaya başlandı. Görsellik ve<br />

etkileşimli sayfaların cezbediciliği sayesinde kullanıcılar, bu sayfalara yönelmeye başladı. Kullanıcıların<br />

Web 2.0 teknolojisine olan ilgileri, statik sayfa yapısı kullanan tüm site sahiplerini, bu teknolojiye<br />

geçmeye zorladı. Böylece klasik medya yanlısı siteler de artık kullanıcıya söz hakkı tanımak zorunda<br />

kaldılar. Kullanıcılar bu söz haklarını daha da genişleterek; forumlar, bloglar, mikro-bloglar kurdular. Bu<br />

platformlarda bilgi, düşünce, fikir paylaşımları yapıldı. Fikirler ve düşünceler yayıldı. Bunun sonucunda<br />

ise sosyal medya doğdu.<br />

Web 2.0 ve sosyal medya kavramları genellikle birbirinin yerine kullanılmakta, her ikisi de aynı<br />

şeymiş gibi bahsedilmektedir. Aslında, bu iki kavram birbiriyle oldukça ilintili olmakla birlikte,<br />

birbirlerinden ayrı kavramlardır. Aşağıda Şekil 1.1 içinde Web 2.0, sosyal medya ve yaratıcı tüketiciler<br />

arasındaki ilişki ve bu kavramlar arasındaki farklılıklar gösterilmektedir. Şekilden de görüleceği üzere,<br />

Web 2.0 medyanın sosyal olması için gerekli teknolojik altyapıyı sunmakta ve tüketicilerin içerik<br />

yaratımını kolaylaştırmaktadır. Sosyal medya ile yaratıcı tüketiciler arasındaki temel fark ise odak<br />

noktalarında yatmaktadır. Sosyal medya içeriğe odaklanırken, yaratıcı tüketiciler ise bu içeriği yaratanları<br />

oluşturmaktadır. Bu üç kavramın ortaya çıkışı bir takım sonuçlar yaratmaktadır; İlk olarak Web 2.0 ile<br />

birlikte, kullanıcıların faaliyetleri (bilgisayarlarının) masaüstlerinden web’e kaymaktadır. İkinci olarak,<br />

sosyal medya sayesinde pazardaki güç işletmelerden tüketiciye kaymaktadır. Son olarak ise, yaratıcı<br />

tüketiciler sayesinden değer üretimi de işletmelerden tüketiciye kaymaktadır.<br />

<br />

Şekil 1.1: Web 2.0, Sosyal Medya ve Yaratıcı Tüketiciler<br />

Kaynak: Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro, D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social media, and<br />

creative consumers: Implications for international marketing strategy”, Business Horizons, 55, s. 261-271.<br />

Yaratıcı Tüketiciler<br />

Web 2.0 içindeki değerin yeni yaratıcıları, “yaratıcı tüketicilerdir”. Sosyal medya içindeki değerli içeriği<br />

yaratan bu tüketicilerin arkadaşları ve çevresi de sosyal medyanın “sosyal” yönünü oluşturmaktadır.<br />

Yaratıcı tüketiciler yeni medyanın dinamosu konumundadır.<br />

Sosyal medya genellikle kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik ya da tüketiciler tarafından<br />

yaratılan medya olarak anılmasına karşın, medya ve tüketiciler arasındaki ayrımı belirtmek gerekir.<br />

Medya, içeriğin aktarılmasını sağlayan araçlardır. Örneğin, Facebook ve Twitter bu anlamda medyayı<br />

11


oluşturmaktadır. Yazı, resim, görüntü ya da ses formundaki içerik ise, dünyanın dört bir yanındaki<br />

kullanıcılar ya da tüketiciler tarafından yaratılmaktadır ve asıl değerli olan da zaten işin bu kısmıdır.<br />

Alvin Toffler’in ortaya attığı “üreten tüketici” kavramının yaratıcı<br />

tüketicilerle nasıl bir bağlantısı olabileceğini araştırınız.<br />

“Üreten tüketici” kavramı hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu<br />

adresteki makaleyi okuyabilirsiniz: http://www.gennaration.com.tr/dosya/ureten-tuketici/<br />

Bu alanda yapılan çalışmalarda çokça söz edilmekle birlikte, ne yazık ki kullanıcılar ya da tüketiciler<br />

tarafından yaratılan içeriğin tanımı konusunda bir fikir birliği bulunmamaktadır. OECD bu türden içeriğin<br />

sınırlarını belirleyebilmek üzere üç temel özellik ortaya koymaktadır. Elbette bu özellikler tam anlamıyla<br />

bir tanım ortaya koymasa da kavramın sınırlarını belirlemek açısından oldukça yararlı olmaktadır. Bu<br />

özellikleri şu şekilde özetlemek mümkün;<br />

• Yayınlanmış olma koşulu: Tüketicilerin yarattığı bir içerik çevrimiçi ortamlarda hiç<br />

yayınlanmadan da oluşabilir. Ancak, sosyal medya açısından önemli olan içerik, belirli bir grup<br />

insanın ya da izleyicinin erişebileceği bir ortamda (bir web sayfasında, bir blogda ya da sosyal<br />

ağ sayfasında) yayınlanmış olmalıdır.<br />

• Yaratıcı çaba: Bu türden içeriğin anlamlı olabilmesi için, kullanıcının ya da tüketicinin var<br />

olan bir içeriği aynen yayınlaması değil, kendinden bir şeyler katarak bir içerik oluşturması<br />

gerekmektedir. Örneğin, bir blog yazısını aynen yayınlaması ya da bir televizyon programını<br />

yayması gerçek anlamda kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriği oluşturmamaktadır.<br />

Bir blogda yazılan bir yazı, bir ürün için yapılan değerlendirme, kullanıcının kendi fotoğraflarını<br />

yüklemesi ya da kendi klibini oluşturması gerçek anlamda kullanıcılar/tüketiciler tarafından<br />

yaratılan içeriği oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik<br />

için, kullanıcının/tüketicinin o içeriğe kendisinden bir değer katması gerekmektedir.<br />

• Profesyonel çaba ve uygulamalar dışındaki yaratımlar: Kullanıcılar/tüketiciler tarafından<br />

yaratılan içerik profesyonel çaba ve uygulamalar dışında, büyük oranda ticari bir kazanç<br />

beklentisi olmadan yaratılan içeriği ifade etmektedir.<br />

Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Türleri<br />

Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik oldukça geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Yelpazenin<br />

bir ucunda, tüketicilerin ürün ve hizmetler hakkında kendi aralarında yaptıkları konuşmalar yer<br />

almaktadır. Örneğin Facebook üzerinden tüketicilerin bir ürün hakkında konuşması bu duruma bir örnek<br />

oluşturur. İkinci adımda, tüketiciler ürün ve hizmetlerle ilgili yazılı ya da görüntülü yorum ve<br />

değerlendirmeler hazırlayabilirler. Bir adım sonrasında tüketiciler kendi hazırladıkları reklam videoları ya<br />

da görsellerle, ürünlerin tanıtımına ya da kötülenmesine aracılık edebilirler. Yelpazenin diğer ucunda ise<br />

tüketicilerin doğrudan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ya da yaratımı sürecine dahil olması yer alır. Bu<br />

geniş yelpaze içinde kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin türlerini şu şekilde<br />

sınıflandırabiliriz;<br />

Metin: Amatör yazarlar hazırladıkları yazıları, makaleleri, hikayeleri, romanları, şiirleri ya da<br />

haberleri yayınlamaktadır. Bu alanda ortaya çıkan yeni akımlardan birisi de kullanıcıların mevcut bazı<br />

yazı ve hikayeleri değiştirmeleri ya da genişletmeleri çabalarıdır. Örneğin, Fanfiction.net sayfasında<br />

kullanıcılar, mevcut durumda var olan film ya da dizi karakterleri için yeni hikayeler yazmakta, filmlerin<br />

ya da hikayelerin akışını, sonlarını değiştirip ortaya bambaşka hikayeler çıkartmaktadırlar ki bu da<br />

kendilerinden bir değer katmaları nedeniyle kullanıcı/tüketici tarafından yaratılan bir içerik haline<br />

gelmektedir.<br />

<br />

12


Fotoğraf ve görseller: Bu türden içerik kullanıcıların çektikleri ve Internet’e yükledikleri dijital<br />

fotoğraflardan veya kullanıcıların oluşturdukları ya da üzerinde değişiklik yaptıkları görsellerden<br />

oluşmaktadır.<br />

Müzik ve ses: Bu türden içerik amatör müzisyenlerin hazırladığı bir ya da iki parçadan oluşan kayıtlar<br />

olabileceği gibi, radyo programı tarzında hazırlanmış ses kayıtları (Podcast) da olabilmektedir. Bu tür<br />

içerik Podcast hizmeti sunulan sayfalarda, kişisel web sitelerinde, bloglarda veya sosyal ağlar üzerinden<br />

sunulabilir.<br />

Video ve film: Kullanıcılar tarafından oluşturulan ya da düzenlenen videoların temel olarak üç formu<br />

bulunmaktadır. Bunlardan ilki, ev videoları olarak da adlandırılan kısa filmlerdir. İkincisi, daha önceden<br />

çekilmiş görüntülerin birleştirilmesi ya da karıştırılması sonucu elde edilen videolardır. Son grupta ise,<br />

kullanıcıların kendi çektikleri videolar ile daha önceden var olan filmleri birleştirdikleri hibrit formlardan<br />

oluşmaktadır. Bu türden içerik de yine video paylaşım siteleri üzerinden olabileceği gibi, web<br />

sitelerinden, bloglardan ya da sosyal ağ sitelerinden paylaşılabilir.<br />

Satın alım, seyahat ya da diğer bilgi gerektiren konularda sunulan görüş ve öneriler: Paylaşımcı<br />

Web 2.0 ortamının ortaya çıkarttığı belki de en büyük ama aynı zamanda içinde çok farklı formları olan<br />

içerik türü, bu görüş ve önerilerdir. Kullanıcılar kendi görüş ve önerilerini diğer kullanıcıların<br />

faydalanması için sunmaktadırlar ki bu durum aslında “ağızdan ağıza iletişim” olarak da<br />

adlandırılmaktadır. Bu tür içerik içinde kullanıcıların ya da tüketicilerin ürün ve hizmetlerle ilgili<br />

değerlendirme ve yorumları ilk sırada yer almaktadır. Ancak, kullanıcıların herhangi bir konu hakkında<br />

yazdıkları da kimi zaman bu grup içine girmektedir. Örneğin, okuyucularına seyahat önerileri veren bir<br />

blog yazarı aslında bu türden bir içerik üretmektedir. Bu görüş ve öneriler sayesinde tüketiciler bir ürün<br />

hakkında, başka bir yerde bulamayacakları, en ince detayları bile öğrenme şansı yakalarlar.<br />

Kullanıcı/Tüketici Motivasyonları<br />

Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin oluşturulmasında farklı motivasyonlar etkili olabilir.<br />

İçeriğin türüne ve yayınlandığı ortama göre de bu motivasyonlar farklılık gösterse de temel olarak tüketici<br />

motivasyonları 5 ana grup altında ele alınabilir;<br />

Ekonomik getiri elde etme beklentisi: Çoğu tüketici yarattığı içerik karşılığında finansal bir getiri<br />

beklemese de, kullanıcıların bir kısmı bu işten ekonomik anlamda bir getiri elde etmektedir. Bu getiri<br />

kimi zaman reklam geliri, kimi zaman ise söz konusu içerik için yapılan ödemelerden oluşabilir. Diğer<br />

taraftan, yeni iş fırsatları elde etmek, kendi işlerinde ya da uzmanlık alanlarında bir statü kazanmak veya<br />

adını duyurmak amacıyla da içerik yaratan kullanıcılar bulunmaktadır. Bunlar da dolaylı yoldan kişiye<br />

ekonomik anlamda bir getiri sağlayabilir.<br />

Kişisel arşiv: Tüketiciler ya da kullanıcılar kendi yaşam deneyimlerini, fikirlerini ya da hatıralarını<br />

arşivlemek üzere de bu tür içeriği yaratma isteğinde olabilirler. Örneğin, gezi ve tatil fotoğraflarını<br />

paylaşmak, bir gezi bloğu oluşturup seyahat anılarını bu blogda biriktirmek ya da bir annenin bebeği için<br />

bir blog açıp onun gelişimini bu blog üzerinde arşivlemesi hep bu tür bir motivasyona örnek<br />

oluşturmaktadır. Kullanıcılar aynı zamanda yaşamlarından kesitleri çevreleriyle paylaşmak için de bu<br />

türden içeriği kullanmaktadır. Örneğin, tüm akrabaları uzakta olan bir anne, akrabalarını bebeğinin<br />

gelişiminden haberdar edebilmek, gelişme sürecindeki anıları onlarla paylaşmak için de bir blog<br />

oluşturabilir.<br />

Eğlence ve zaman geçirme: Kimi tüketiciler ise sadece keyif ve eğlence için ya da boş zamanlarını<br />

değerlendirmek için bu içeriği yaratmayı isteyebilir. Bir başka deyişle, Internet üzerinde içerik yaratmak<br />

çoğu tüketici için artık eğlenceli bir vakit geçirme faaliyeti halini almaya başlamaktadır.<br />

Bilgi yayma: Diğer kişileri bilgilendirmek, uyarmak ya da onların kararlarına yardımcı olmak<br />

amacıyla içerik yaratmak da önemli motivasyon kaynaklarından birisini oluşturmaktadır.<br />

İletişim kurma: Son olarak yeni insanlar tanıma ve onlarla iletişim kurmak ya da diğer tüketicilerle<br />

iletişim halinde olmak isteği de bu içeriğin yaratılmasında kullanıcıları/tüketicileri motive etmektedir.<br />

<br />

13


Buna karşın bu tür içeriği oluşturmanın fazlasıyla zaman alıcı olması, özel hayata ve mahremiyete<br />

yönelik kaygılar, ilginç içerik sunamama endişesi ve teknolojik yetersizlik korkusu gibi nedenler ise bu<br />

türden içeriğin oluşturulması konusunda kullanıcının/tüketicinin motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen<br />

unsurları oluşturmaktadır.<br />

Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Ortaya Çıkışını ve<br />

Hızla Artışını Kolaylaştıran Faktörler<br />

Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin bu denli hızlı artmasında sadece tüketici<br />

motivasyonları etkili olmamıştır. Yaşanan bir takım teknolojik ekonomik sosyal ve yasal değişimler, bu<br />

türden içeriğin ortaya çıkmasını ve hızla yayılmasını kolaylaştırmıştır. Bu faktörler aşağıda Tablo 1.2<br />

içinde açıklanmaktadır.<br />

Tablo 1.2: Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Ortaya Çıkışını ve Hızla Artışını Kolaylaştıran Faktörler<br />

Teknolojik Faktörler Genişbant bağlantıların yaygınlaşması.<br />

Hard disk kapasitelerinin ve işlem hızının artması, maliyetlerin düşmesi.<br />

İçeriğin yaratımını ve paylaşılmasını sağlayan teknolojilerin ortaya çıkışı.<br />

İçerik oluşturma, düzenleme ve birleştirme için kullanılabilecek yazılımların<br />

sağlanması.<br />

Ses, fotoğraf ya da görüntü üretmek üzere kullanılabilecek tüketici<br />

teknolojilerinin maliyetlerinin düşmesi ve kalitelerinin artması.<br />

Profesyonel ve amatör içerik sayfalarının yükselişi.<br />

Sosyal Faktörler Bilgi ve iletişim teknolojilerini daha iyi kullanmayı becerebilen (dijital<br />

yerliler), kendini çevrimiçi ifade etme istekliliği olan ve kişisel bilgilerini<br />

çevrimiçi ortamlarda paylaşmak konusunda daha az çekimser olan genç<br />

nüfusun ortaya çıkışı.<br />

İnsanların kendilerini ifade etme ve yaratma arzuları, daha fazla etkileşime<br />

girme isteklilikleri.<br />

Toplulukların ve işbirlikli projelerin artışı.<br />

Bu sosyal faktörlerin giderek daha ileri yaştaki kullanıcılar arasında da<br />

etkili olmaya başlaması.<br />

Ekonomik Faktörler İçeriğin yaratılması, düzenlenmesi ve barındırılması (hosting) için araçların<br />

artması ve maliyetlerinin düşmesi.<br />

Bu türden sitelerin kuruluşu için gerekli sermayenin finansmanının (risk<br />

sermayesi veya diğer yatırım araçları sayesinde) kolaylaşması.<br />

Genişbant Internet bağlantı maliyetlerinin düşmesi.<br />

Ticari kuruluşların (mobil operatörler, telekomünikasyon hizmeti veren<br />

kuruluşlar, geleneksel medya yayıncıları, arama motorları)<br />

kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin sağlanması konusuna<br />

daha fazla ilgi duymaları ve “uzun kuyruk” ekonomisinin yükselişi.<br />

İçeriğin paraya çevrilmesini sağlayan yeni iş modellerinin yükselişi.<br />

Yasal Faktörler Daha esnek lisans ve telif hakkı uygulamalarının ortaya çıkması (Creative<br />

Common lisence gibi).<br />

İçeriklerini korumaya yönelik kullanıcılara/tüketicilere güvence sağlayan<br />

son kullanıcı lisans sözleşmelerinin ortaya çıkışı.<br />

Kaynak: Wunsch-Vincent, S. ve Vickery, G. (2007). “Participative Web: User-Created Content”, OECD's Directorate<br />

for Science, Technology and Industry. http://www.oecd.org/internet/interneteconomy/38393115.pdf (Erişim tarihi:<br />

24.07.2012)<br />

<br />

14


Kullanıcılar/Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçeriğin Etkileri<br />

Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik konusunda OECD tarafından hazırlanan rapor, bu tür<br />

içeriğin yarattığı ekonomik ve sosyal etkilere de dikkat çekmektedir;<br />

Ekonomik etkiler: Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik, temelde ticari bir amaç<br />

taşımasa da önemli ekonomik etkileri olmaktadır. Her şeyden önce, geleneksel anlamda içeriğin üretim ve<br />

tüketim süreçleri değiştirmektedir. Bu değişim, geleneksel anlamda içerik sağlayan oyuncular için hem<br />

fırsatlar sunmakta hem de önemli tehditler yaratmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında ortaya<br />

çıkan yeni ürün ve hizmetler, içerik üretimi ve paylaşımı için oluşturulan yeni uygulamalarla pazar<br />

önemli ölçüde büyümüştür. Dahası, ortaya çıkan yeni gelir modelleri, pazara giriş maliyetlerinin çok<br />

yüksek olmaması ve karlılık için geleneksel ölçek ekonomilerine gerek olmaması gibi özellikler<br />

sayesinde, sektör yeni oyuncuları kendine çekmekte ve hızla büyümektedir. Bu büyüme sayesinde<br />

pazardaki istihdam olanağı da artmıştır. Ancak diğer tarafta, bu içerik tüketicilerin geleneksel medyaya<br />

ayırdıkları zamandan çalarak, geleneksel medyanın izlenme oranını azaltmaktadır. Tüketicilerin medya<br />

tüketimleri konusunda daha seçici olmalarına da neden olmaktadır. Bu durum reklam gelirlerini önemli<br />

ölçüde etkilemektedir. Yarattığı bir diğer önemli sorun ise, izinsiz içerik sunumu nedeniyle geleneksel<br />

yayıncılara zarar vermesidir.<br />

Sosyal etkiler: Ekonomi üzerindeki etkilerinin yanında Internet, medya üretimini önemli ölçüde<br />

demokratikleştirmiştir. Bu durum, iletişim ve sosyal ilişkilerin doğası üzerinde önemli değişimlere sebep<br />

olmaktadır. Enformasyonun ve bilginin kullanıcılar tarafından üretimi, dağıtımı ve yeniden kullanımı,<br />

kullanıcıların daha bağımsız ama aynı ölçüde paylaşımcı olmalarına yardımcı olmaktadır. Diğer tarafta,<br />

uzun kuyruk ekonomileri sayesinde inanılmaz bir kültürel çeşitlilik ortaya çıkmaktadır. Kullanıcılar<br />

tarafından yaratılan içerik politik ve sosyal söyleşiler için açık bir platform oluşturmakta, farklı<br />

düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği bir ortam yaratmaktadır. Bu içerik kullanıcılarına, büyük kurum<br />

ve kuruluşları etkileme ve olayları değiştirme gücü vermektedir. Tüm bu olumlu etkilerine karşın, içeriğin<br />

kalitesi, güvenlik ve mahremiyet, dijital ayrım ve kültürel parçalanma gibi konular kullanıcılar arasında<br />

önemli endişeler yaratmaktadır.<br />

Sosyal Medya<br />

Sosyal medya, temelleri Web 2.0 teknolojileri ve felsefesi üzerine kurulmuş olan, içeriğin tüketicilerce<br />

yaratılmasına ve paylaşılmasına olanak sağlayan Internet tabanlı uygulamalar olarak tanımlanabilir.<br />

Dolayısıyla, sosyal medya yaratıcı tüketicilerin üretimlerinin sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte Web<br />

2.0 teknolojileri de geleneksel medya monologlarının, sosyal medya içinde diyaloglara dönüşmesine<br />

yardımcı olmaktadır. Sosyal medya, kullanıcılara özgürlük kavramını yeniden öğretmiş, kullanıcılar<br />

düşüncelerini, fikirlerini tartışabilecek rahat bir mecra bulmuştur.<br />

Sosyal medya bir sosyal etkileşim ortamıdır. İnsanların diyalog kurup fikirlerini, bilgilerini<br />

paylaşabileceği, üreticinin de, tüketicinin de kullanıcı olduğu, kullanıcının sürekli iletişimde bulunduğu<br />

bir medya türüdür.<br />

Sosyal medyanın bugüne kadar bilinen medya türlerinden başlıca farkı; en az iki yönlü ve eş zamanlı<br />

bilgi aktarımına dönmesidir. Sosyal medya, Internet’in ve cep telefonları gibi yeni iletişim araçlarının<br />

sağladığı imkânlarla zaman ve mekân sınırlamasını ortadan kaldırmıştır. Bu şekliyle sosyal medya<br />

eğlenceden eğitime, işten yardımlaşmaya kadar pek çok alanı etkisi altına almıştır. Günümüzde sosyal<br />

medya; büyümesi engellenemeyen, kimsenin reddedemeyeceği, gündemi belirleyen, bir ülkenin<br />

yönetimini değiştirebilen, kararları etkileyen bir güç haline gelmiştir.<br />

Sosyal medya denildiğinde, insanların aklına ilk olarak Facebook, Twitter vb. ortamlar gelmektedir.<br />

Fakat forumlar, sözlükler, bloglar, mikro-bloglar, yani fikirlerin, bilgilerin paylaşılıp tartışılabildiği, fikir<br />

alışverişinin olduğu her alan sosyal medyaya dahildir. Sosyal medya platformlarını sınıflandırmak çok<br />

kolay bir iş olmasa da temelde sekiz ana başlık altında toplamak mümkündür;<br />

• Bloglar,<br />

• Mikrobloglar (Twitter gibi),<br />

<br />

15


• Internet forumları (Google Grupları gibi),<br />

• İnceleme ve değerlendirme siteleri (Yelp gibi),<br />

• Sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri (Digg, StumpleUpon, Pinterest gibi),<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri (Facebook, LinkedIn, Google+ gibi),<br />

• Medya paylaşım siteleri (YouTube, Flickr, Slideshare gibi),<br />

• Sanal dünyalar (Second Life gibi).<br />

Ancak, bunlar dışında da platformlar (Wikiler, Podcasting araçları vb.) bulunmakta ve her geçen gün<br />

yeni sosyal medya araçları ortaya çıkmaktadır. Bu araç ve platformlar dördüncü ve beşinci ünite içinde<br />

detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />

Sosyal Medyanın Yapı Taşları<br />

Sosyal medya platformlarını oluşturan 7 temel yapı taşı bulunmaktadır. Bunlar; kimlik, sohbet, paylaşım,<br />

konum, ilişkiler, itibar ve gruplar olmak üzere sıralanabilir. Bu yapı taşlarının hepsi her tür sosyal<br />

medyada bulunmak zorunda değildir. Ayrıca, bazı unsurların diğerlerine göre daha baskın olduğu<br />

platformlar da bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu yapı taşları bizlere sosyal medya platformunun hangi<br />

özelliklerinin daha baskın, hangilerinin daha geri planda olduğunu görmemiz ve o platformu<br />

değerlendirmemiz açısından kolaylık sağlamaktadır. Aşağıda Şekil 1.2 içinde bu özellikler<br />

gösterilmektedir.<br />

Kimlik. Kimlik sosyal medya platformlarının önemli yapı taşlarından birisini oluşturmakta ve bir<br />

sosyal medya platformu içinde kullanıcıların kimliklerini hangi ölçüde ortaya koyduklarını ifade<br />

etmektedir. Kimliği ortaya koymaya yarayan bilgiler arasında isim, yaş, cinsiyet, meslek, yaşanılan yer<br />

gibi bilgilerin yanı sıra kişinin düşünceleri, ilgi alanları, beğendikleri ya da beğenmedikleri gibi,<br />

kullanıcının portresini yansıtan bazı bilgiler de yer almaktadır. Sosyal medya platformları ve kullanıcılar,<br />

sunmak istedikleri kimlik bilgileri konusunda farklı tercihlere sahip olabilir. Örneğin, bazı kullanıcılar<br />

doğrudan kendi isimlerini kullanarak paylaşımlarda bulunabilirken, pek çok kişi de takma adlar<br />

kullanmayı tercih etmektedir. Kullanıcılarından profillerini oluşturmalarını isteyerek, temel yapı taşını<br />

”kimlik” unsuruna dayandıran çok sayıda platform bulunmaktadır. Bu ve benzeri platformlar, DandyID<br />

gibi, kullanıcıların sanal ortamlardaki kimliklerini (profillerini) tek bir noktada toplamalarını sağlayan<br />

hizmetlerin ortaya çıkmasına da sebep olmaktadır.<br />

Sohbet. Sosyal medya sitelerinin çoğu kullanıcıları arasında bir sohbet ortamı yaratmayı amaçlayarak<br />

tasarlanmaktadır. Sohbet, bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların birbirleriyle hangi ölçüde<br />

iletişim kurduklarını ifade etmektedir. Bu sohbetler farklı sebeplerle ortaya çıkabilir. Tüketiciler kendileri<br />

gibi düşünen diğer insanlarla tanışmak, gerçek aşkı bulmak veya kendilerine olan güvenlerini arttırmak<br />

için Tweet atmakta veya blog yazmaktadır. Ancak bu platformlar arasında, sohbetin düzeyi birbirine göre<br />

farklılaşmaktadır. Örneğin Twitter, “kimlik” unsuru yerine “sohbet” unsuru çok daha ön planda olan bir<br />

platformdur. Bloglar ise, eş zamanlı sohbetler yerine daha uzun süren ve kapsamlı sohbetlere odaklanan<br />

platformlardır.<br />

Paylaşım. Paylaşım, bir sosyal medya platformu içinde, kullanıcıların sahip oldukları ya da ulaştıkları<br />

bir içeriği hangi oranda dağıttıkları ya da paylaştıklarını ifade etmektedir. Paylaşım unsuruna odaklanan<br />

platformlarda, paylaşılan sosyalleşme objeleri birbirinden farklılaşabilmektedir. Örneğin, Flickr için<br />

paylaşım objesi fotoğraflarken, YouTube için videolardır. Sosyal medya, paylaşılan bir obje nedeniyle<br />

birbirleriyle bağlantı kuran kullanıcılarla doludur. Dolayısıyla “paylaşım”, sosyal medyada etkileşim<br />

kurmak/yaratmak için kullanılabilecek bir unsur olmakla birlikte, kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />

kurması için tek başına yeterli değildir.<br />

<br />

16


Şekil 1.2: Sosyal Medyanın Temel Yapı Taşları<br />

Kaynak: Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P. ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get serious!<br />

Understanding the functional building blocks of social media”, Business Horizons, 54, s. 241-251.<br />

Konum. Bir sosyal medya platformu içindeki kullanıcıların, diğer kullanıcıların konumlarını ya da<br />

yerlerini hangi ölçüde bildiklerini ya da gördüklerini ifade etmektedir. Bu unsur içinde, kullanıcının<br />

konumu yanında müsait olup olmadığı bilgisi de sunulabilir. Kullanıcıların giderek daha fazla mobil hale<br />

gelmesi ile birlikte, konumu gösteren araçlar sanal ve gerçek dünya arasında bir köprü kurmaya yardımcı<br />

olmaktadır. Örneğin, Ashton Kutcher ve Demi Moore Foursquare üzerinde aktif kullanıcılardır. Belirli bir<br />

yerde “check-in” olduklarında, hem hayranları hem de medya onlara ulaşmak için nereye gitmeleri<br />

gerektiğini bilirler. Ya da “Friends Around Me” uygulaması sayesinde kullanıcılar, farklı sosyal medya<br />

platformları (Facebook, Twitter, Foursquare gibi) üzerinden chek-in bilgisi gönderen arkadaşlarını tek bir<br />

uygulama üzerinden izleyebilirler. Bu sayede kullanıcılar, yakın çevredeki arkadaşlarından haberdar<br />

olmaktadır.<br />

Resim 1.2: “Friends Around Me” uygulaması içinden bir görüntü.<br />

17


İlişkiler. Bir sosyal medya platformu içindeki kullanıcıların, diğer kullanıcılarla ne ölçüde ilişki<br />

içinde olduklarını ifade etmektedir. Bu ilişkiler taraflar arasındaki bir paylaşımdan, fiziksel yaşamdaki<br />

buluşmalarından ya da sadece birbirlerini arkadaş olarak listelemelerinden kaynaklanabilir. Bir sosyal<br />

medya platformu içindeki kullanıcıların birbirleri arasındaki bağlantının yapısı, aynı zamanda hangi tür<br />

içeriğin değiş tokuş edildiğini ve değişim şeklini de belirlemektedir. Bazı sosyal medya platformlarında<br />

bu ilişkiler oldukça formal ve daha önceden yapılandırılmış bir format içinde gerçekleşir. Örneğin,<br />

LinkedIn temel olarak kullanıcılar arasındaki ilişkilere odaklanan bir sosyal ağ platformudur ve bu<br />

ilişkiler oldukça formal bir yapıdadır. Kullanıcılar arasındaki ilişkiler belirli bir yapısal sistem içinde<br />

gerçekleşmektedir. Diğer taraftan, bazı sosyal ağ platformları ise tamamen informal ve yapılandırılmamış<br />

ilişkilere izin vermektedir. Örneğin, bir blog üzerinde kurulan ilişkilerde herhangi bir sistematik<br />

bulunmamakta, kullanıcılar birbirleri ile istedikleri formatta ilişki geliştirebilmektedir. Kimi sosyal medya<br />

platformlarında ise ilişkilerin çok az önemi vardır (örneğin YouTube gibi). Genel bir kural olarak,<br />

“kimlik” boyutuna çok önem vermeyen sosyal medya platformları, “ilişki” boyutuna da çok önem<br />

vermemektedir.<br />

İtibar. Bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların, kendileri de dahil olmak üzere, diğer<br />

kullanıcıların itibarlarını ne ölçüde gördüklerini ifade eder. İtibar kavramı sosyal medya platformuna göre<br />

oldukça farklılık gösterebilir. İtibar, temelde sözüne güvenilirlikle eşdeğer olmakla birlikte, günümüz<br />

teknolojileri ile bu güvenilirliğin ölçülmesi kolay bir iş değildir. Bu nedenle, Internet üzerinden yapılan<br />

bazı farklı ölçümler, itibarın göstergesi olarak dikkate alınmaktadır. Örneğin, Twitter’daki takipçi sayısı,<br />

LinkedIn içinde diğer kullanıcılardan alınan destek sayısı, YouTube içinde izlenme sayısı ve beğenen<br />

sayısı, Facebook içinde beğenen sayısı itibarın göstergesi olarak değerlendirilmektedir.<br />

Gruplar. Bir sosyal medya platformu içinde kullanıcıların, belirli gruplar ya da alt gruplar kurabilme<br />

ölçüsünü ifade eder. Bir ağ ne kadar fazla sosyalleşirse, arkadaş ya da takipçi grupları da o denli büyük<br />

olur. Bu alanda Dunbar Sayısı önemli bir metrik olarak karşımıza çıkar. Oxford Üniversitesi’nden Robin<br />

Dunbar’ın araştırmasına göre, ne kadar “sosyal” olursak olalım, beynin bilinçli düşünme ve dil yetisinin<br />

kontrol edildiği neokorteks bölümü en fazla 150 kişiyle sosyal ilişkiyi sürdürebilme kapasitesine sahiptir.<br />

Bir başka deyişle, binlerce arkadaşı olan bir kişi, bunların ancak 150’si ile sosyal ilişkilerini sürdürebilir.<br />

Ancak günümüz sosyal medya platformları, sanal toplulukların bu sayının çok daha ötesine geçtiğini<br />

görüp, grupların etkili yönetimi için farklı araçlar sunmaktadır. Sosyal medya platformları içinde iki tür<br />

grup vardır; Bunlardan ilki, kullanıcıların arkadaş listeleri içindeki kişileri yakın arkadaşlar, takipçiler ya<br />

da fanlar şeklinde sınıflandırarak, kendilerinin oluşturdukları gruplardır (örneğin Twitter içinde listeler<br />

bulunmaktadır). İkinci tür gruplar ise, gerçek yaşamdaki kulüplere benzer şekilde kurulan gruplardır.<br />

Bunlar içinde herkesin kolaylıkla dahil olabildiği açık gruplar, katılım için onay gerektiren gruplar veya<br />

sadece davet ile girilebilen özel gruplar (örneğin Facebook grupları) bulunmaktadır.<br />

“Dunbar Sayısı” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Robin<br />

Dunbar’ın NTV Yayınlarından çıkan “Şu Hayatta Kaç Arkadaş Lazım? Dunbar Sayısı ve<br />

Diğer Evrimsel Acayiplikler” (2011) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

<br />

18


Şekil 1.3: Farklı Sosyal Medya Platformlarının Odaklandıkları Temel Yapı Taşları<br />

Kaynak: Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P. ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get serious!<br />

Understanding the functional building blocks of social media”, Business Horizons, 54, s. 241-251.<br />

Sosyal medya platformları incelendiğinde, bu yapı taşları içinden bazılarına daha fazla odaklandıkları<br />

görülebilir. Örneğin, bazıları “kimlik” unsuru üzerine yoğunlaşırken, bazılarıysa “paylaşım” unsuruna<br />

yoğunlaşabilir. Ancak, günümüz sosyal medya platformları içinde çok azı sadece tek bir boyuta<br />

odaklanmaktadır. Şekil 1.3 içinde dört farklı sosyal medya platformunun bu yapı taşlarına göre durumları<br />

gösterilmektedir. Koyu renkli alanlar, o platformun temelde en fazla odaklandığı unsuru göstermektedir.<br />

Örneğin, LinkedIn temelde “kimlik” boyutuna odaklanırken, Foursquare “konum” boyutuna, YouTube<br />

“paylaşım” boyutuna ve Facebook ise “ilişkiler” boyutuna odaklanmaktadır.<br />

İLETİŞİMİN YENİ YÖNÜ VE SOSYAL MEDYA<br />

“Artık yolcu yoktur, herkes mürettebattır!” diyen McLuhan’ın bunu elektronik medya değil,<br />

öngörebildiği Internet üzerine söylediğini düşünmek mümkündür. “Başlıca teknik parçası çift eksenli<br />

teller olan kablo, halihazırda ulusal yayın yapan şebekelerden (ABC, CBS ve NBC) kaynaklanan<br />

sinyallerin süzülmesine ve tekrarlanmasına adanmıştır. Ancak henüz tamamıyla yerine getirmesini<br />

beklediğimiz en önemli işlevi, iki yönlü niteliğinde yatar. Bu da kablo girişinden sinyal yollarken, aynı<br />

zamanda bireysel evlerden ve işyerlerinden sinyal almaktır.” McLuhan, Internet’i görmemiş, ama bu<br />

ifadelerde görüldüğü gibi öngörmüştür.<br />

Şimdi Internet ve sosyal medya, geleneksel dünyanın yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”<br />

ortamının aksine, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” imkanı sağlıyor. Buna karşın,<br />

insanlık çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” ve “sosyalleşme” imkanlarına ilk kez<br />

kavuşmuyor. Fakat Internet teknolojisi ve bu teknolojinin yarattığı sosyal mecra, insanlığı ilk kez bu<br />

ölçekte birbiriyle etkileşimli bir iletişim imkanına kavuşturuyor.<br />

<br />

19


Aslında McLuhan’ın “global köy” tanımlaması Internet’le birlikte gerçek anlamını bulmuştur. Köy<br />

deyince, “iktidar”ın dahil olamadığı, yatay, çift yönlü, karşılıklı ve eşdüzeyli iletişimin mekanlarını<br />

hatırlamamız gerekiyor. Kahvehane ve kıraathaneler, pazaryerleri, çeşmebaşları, hamamlar, düğünler,<br />

şölenler, berber salonları, toplu çamaşır yıkama alanları, ortak fırınlar gibi ortamlar aslında sosyal<br />

mecranın primitif örneklerini oluştururlar. Bu sosyalleşme mekanları da yukarıdan aşağıya değil, çift<br />

taraflı, yatay ve eşdüzeyli iletişim platformlarıdır. Cami ve kilise gibi tapınakları da böyle görmek<br />

mümkündür.<br />

“Global köy” hakkında daha fazla bilgi edinmek için Marshall<br />

McLuhan ve Quentin Fiore’nin MediaCat Yayınlarından çıkan “Medya Mesajı, Medya<br />

Masajıdır” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

Fakat, cami ve kiliselerin, genel olarak tapınakların diğer sosyalleşme mekanlarından önemli bir farkı<br />

vardır. Buralarda cemaat, kendi aralarında eşdüzeyli iletişimin öznelerini oluştururken, kitlesel olarak<br />

imam ve rahibin ‘iletim’ nesnesine dönüşüverirler. Yani yukarıdan aşağı iletimin muhatapları olurlar.<br />

Nitekim büyücü karşısında kabilenin, sinema salonlarında seyircilerin, anfide öğrencilerin, televizyon<br />

karşısında hane halkının durumu da farklı değildir.<br />

Sosyal medya bizi pazaryerine, çeşmebaşına, kahvehaneye, cemaatin arasına yeniden soktu. Bir<br />

kültürel birikim ortamı ve iktidar karşısında halkın kamusal alanı olan kahvehaneyle ilgili olarak Richard<br />

Sennett'nin “aktör olarak insan” benzetmesini daha da geniş anlamda Internet’e uyarlamak da<br />

mümkündür. Internet’le birlikte eşdüzeyli iletişimin kitlesi genişlemiş, dünya gerçekten de köyleşmiştir.<br />

Fiziki mekanın da ortadan kalktığı bu yeni kahvehanede meddah, karagöz, ortaoyunu, aşık gösterileri gibi<br />

etkinliklerin yerini de video ve müzik paylaşım siteleri almıştır.<br />

Resim 1.3: Yatay, çift yönlü, karşılıklı ve eşdüzeyli iletişimin mekanlarından olan berber salonundan bir görüntü.<br />

Sosyal statüleri, toplumsal sınıfları, cinsiyet ve yaş farklarını, makam ve mevkileri flulaştıran, aynı<br />

zamanda çeşitli kültürel havzalardan yayılan kullanıcı içeriğini birbiriyle yüzleştirerek hem çeşitli<br />

çatışmalara hem de temasın yarattığı etkileşimlere imkan sağlayıp yeni kültürel kabullere yol açıyor.<br />

Jean Baudrillard’ın dediği gibi “Video, interaktif ekran, multi medya, Internet, sanal gerçeklik... Dört<br />

bir yandan interaktif süreçler tarafından kuşatılmış bulunuyoruz. Birbirinden farklı şeyler birbirine karıştı.<br />

Hiçbir yerde artık mesafe bilinci diye bir şey yok. Cinsiyetler, karşıt kutuplar, sahne ve salon, oyuncular,<br />

özne ve nesne, gerçek ve ikizi arasındaki mesafe ortadan kalktı.”<br />

Bu yeni platform, hem yatay iletişimin sonsuz imkanlarını çok büyük ölçeklerde yaşatacak hem de<br />

yukarıdan aşağıya iletimin mekanı olacaktır. Ancak, yukarıdan gelen iletiler, hiçbir şekilde bugün olduğu<br />

gibi kendini dayatamayacak, aşağıdaki etkileşimli ortamın elinde yeni şekiller alacak, kabul veya<br />

reddedilecektir.<br />

<br />

20


Özet<br />

Sosyal medyanın ortaya çıkışı, her şeyden önce<br />

Web teknolojilerindeki ve felsefesindeki<br />

değişime dayanmaktadır. Web 2.0’ın ortaya<br />

çıkmasını sağlayan teknolojik gelişmeler (Ajax,<br />

RSS, XML, CSS, vs.) kullanıcıların bilgiye<br />

erişme felsefesinde yaşanan büyük değişime yol<br />

açmışlardır. Web 2.0 içinde kullanıcılar artık<br />

sadece izleyici değil aynı zamanda aktif birer de<br />

kullanıcı halini almışlardır. Web 2.0,<br />

kullanıcıların salt okur olmaktan çıkıp okur-yazar<br />

oldukları yeni platformun adıdır.<br />

Web 2.0’ı Web 1.0’dan ayrıştıran ve yeni tür<br />

Web uygulamalarını nitelendiren üç temel özellik<br />

bulunmaktadır; 1) Bu uygulamalar hizmet odaklı,<br />

ücretsiz, basit ve ağ etkilerinden yararlanmayı<br />

mümkün kılan çevrimiçi uygulamalardır, 2)<br />

Kullanıcılar uygulamaların geliştirilme sürecine<br />

aktif olarak katılmaktadır ve hiç bitmeyen bir<br />

uygulama geliştirme süreci söz konusudur, 3) Bu<br />

uygulamalar sayesinde bir yandan yeni hizmet<br />

tabanlı iş modelleri gelişmekte, aynı zamanda niş<br />

pazarlara erişme imkanı artmaktadır.<br />

Web 2.0 ve sosyal medya kavramları genellikle<br />

birbirinin yerine kullanılsa da iki kavram<br />

birbirlerinden ayrı kavramlardır. Web 2.0<br />

medyanın sosyal olması için gerekli teknolojik<br />

altyapıyı sunmakta ve tüketicilerin içerik<br />

yaratımını kolaylaştırmaktadır. Sosyal medya<br />

içeriğe odaklanırken, yaratıcı tüketiciler ise bu<br />

içeriği yaratanları oluşturmaktadır.<br />

Bu üç kavramın ortaya çıkışı bir takım sonuçlar<br />

yaratmaktadır; İlk olarak Web 2.0 ile birlikte,<br />

kullanıcıların faaliyetleri (bilgisayarlarının)<br />

masaüstlerinden web’e kaymaktadır. İkinci<br />

olarak, sosyal medya sayesinde pazardaki güç<br />

işletmelerden tüketiciye kaymaktadır. Son olarak<br />

ise, yaratıcı tüketiciler sayesinden değer üretimi<br />

de işletmelerden tüketiciye kaymaktadır.<br />

Web 2.0 içindeki değerin yeni yaratıcıları,<br />

“yaratıcı tüketicilerdir”. Sosyal medya genellikle<br />

kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan içerik<br />

ya da tüketiciler tarafından yaratılan medya<br />

olarak anılmasına karşın, medya ve tüketiciler<br />

arasındaki ayrımı belirtmek gerekir. Medya,<br />

içeriğin aktarılmasını sağlayan araçlardır. Yazı,<br />

resim, görüntü ya da ses formundaki içerik ise,<br />

dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar ya da<br />

tüketiciler tarafından yaratılmaktadır.<br />

Kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan<br />

içeriğin üç temel özelliği vardır; yayınlanmış<br />

<br />

21<br />

olma koşulu, yaratıcı çaba ve profesyonel çaba ve<br />

uygulamalar dışındaki yaratımlar.<br />

Kullanıcılar/tüketiciler ekonomik gelir elde etme,<br />

kişisel arşiv oluşturma, eğlence veya boş zaman<br />

geçirme, bilgi sağlama ya da insanlarla iletişim<br />

kurma gibi sebeplerle bu türden içeriği yaratmaya<br />

istek duyabilirler. Ancak, bu türden içeriğin bu<br />

denli hızlı artmasında tek başına tüketici<br />

motivasyonları etkili olmamıştır. Yaşanan bir<br />

takım teknolojik (örneğin, genişbant Internet<br />

teknolojisinin hızla yayılması, yeni web<br />

teknolojileri), ekonomik (örneğin, Internet’in<br />

ticarileşmesi ve işletmelerin bu türden içeriği<br />

barındırma istekliliği), sosyal (örneğin<br />

demografik unsurlar, mahremiyet konusundaki<br />

tutum değişimleri) ve yasal (örneğin daha esnek<br />

lisans düzenlemeleri) değişimler, bu türden<br />

içeriğin ortaya çıkmasını ve hızla yayılmasını<br />

kolaylaştırmıştır.<br />

Sosyal medya, temelleri Web 2.0 teknolojileri ve<br />

felsefesi üzerine kurulmuş olan, içeriğin<br />

tüketicilerce yaratılmasına ve paylaşılmasına<br />

olanak sağlayan Internet tabanlı uygulamalar<br />

olarak tanımlanabilir. Sosyal medya bir sosyal<br />

etkileşim ortamıdır. İnsanların diyalog kurup<br />

fikirlerini, bilgilerini paylaşabileceği, üreticinin<br />

de, tüketicinin de kullanıcı olduğu, kullanıcının<br />

sürekli iletişimde bulunduğu bir medya türüdür.<br />

Sosyal medya platformlarını oluşturan 7 temel<br />

yapı taşı bulunmaktadır. Bunlar; kimlik, sohbet,<br />

paylaşım, konum, ilişkiler, itibar ve gruplar<br />

olmak üzere sıralanabilir. Bu yapı taşları bizlere<br />

sosyal medya platformunun hangi özelliklerinin<br />

daha baskın, hangilerinin daha geri planda<br />

olduğunu görmemiz ve o platformu<br />

değerlendirmemiz açısından kolaylık<br />

sağlamaktadır.<br />

Internet ve sosyal medya, geleneksel dünyanın<br />

yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim”<br />

ortamının aksine, çok yönlü, etkileşimli,<br />

demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” imkanı<br />

sağlıyor. Bu yeni platform, hem yatay iletişimin<br />

sonsuz imkanlarını çok büyük ölçeklerde<br />

yaşatacak hem de yukarıdan aşağıya iletimin<br />

mekanı olacaktır. Ancak, yukarıdan gelen iletiler,<br />

hiçbir şekilde bugün olduğu gibi kendini<br />

dayatamayacak, aşağıdaki etkileşimli ortamın<br />

elinde yeni şekiller alacak, kabul veya<br />

reddedilecektir.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. İletişim biçim ve araçları açısından gelinen<br />

son nokta aşağıdakilerden hangisidir?<br />

a. Tamtam<br />

b. Duman<br />

c. Televizyon<br />

d. Internet ve yeni medya<br />

e. Gazete<br />

2. Aşağıdakilerden hangisi Internet’in gelişim<br />

aşamalarından birisidir?<br />

a. Büyüme aşaması<br />

b. Kurumsallaşma aşaması<br />

c. Olgunluk aşaması<br />

d. Gelişme aşaması<br />

e. Durgunluk aşaması<br />

3. “Bir uygulamayı kullanan sayısı arttıkça, o<br />

uygulamanın değeri de artmaktadır.”<br />

Aşağıdakilerden hangisi bu tanımlamaya karşılık<br />

gelen kavramdır?<br />

a. Web 2.0<br />

b. Uzun kuyruk teorisi<br />

c. Ağ etkisi<br />

d. Sosyal medya<br />

e. Değer üretimi<br />

4. Aşağıdakilerden hangisi kullanıcılar/tüketiciler<br />

tarafından yaratılan içeriğin özelliklerinden<br />

birisidir?<br />

a. Yeni olma<br />

b. Belirli bir yapıda olma<br />

c. Ticari olma<br />

d. Kitlesel pazarlara yönelik olma<br />

e. Yayınlanmış olma<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi kullanıcılar/tüketiciler<br />

tarafından oluşturulan içeriğin<br />

yaratılmasında etkili olan motivasyonlardan birisi<br />

değildir?<br />

a. Yanıltma<br />

b. Kişisel arşiv<br />

c. Eğlence<br />

d. İletişim kurma<br />

e. Bilgi yayma<br />

<br />

22<br />

6. Aşağıdakilerden hangisi yatay, çift yönlü,<br />

karşılıklı ve eşdüzeyli iletişim mekanlarından<br />

birisi değildir?<br />

a. Kıraathaneler<br />

b. Pazaryerleri<br />

c. Çeşmebaşları<br />

d. Hamamlar<br />

e. Sinema salonları<br />

7. “Daha esnek lisans ve telif hakkı<br />

uygulamalarının ortaya çıkması”, kullanıcılar/tüketiciler<br />

tarafından yaratılan içeriğin hızla<br />

yayılmasını kolaylaştıran aşağıdaki faktörlerden<br />

hangisi içinde yer almaktadır?<br />

a. Ekonomik<br />

b. Yasal<br />

c. Teknolojik<br />

d. Sosyal<br />

e. Kültürel<br />

8. “Genişbant bağlantıların yaygınlaşması”,<br />

kullanıcılar/tüketiciler tarafından yaratılan<br />

içeriğin hızla yayılmasını kolaylaştıran aşağıdaki<br />

faktörlerden hangisi içinde yer almaktadır?<br />

a. Ekonomik<br />

b. Yasal<br />

c. Teknolojik<br />

d. Sosyal<br />

e. Kültürel<br />

9. Bir sosyal medya platformu içinde<br />

kullanıcıların birbirleriyle hangi ölçüde iletişim<br />

kurduklarını ifade eden sosyal medya unsuru<br />

aşağıdakilerden hangisidir?<br />

a. Sohbet<br />

b. Paylaşım<br />

c. İlişkiler<br />

d. İtibar<br />

e. Konum<br />

10. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın<br />

yapı taşlarından birisi değildir?<br />

a. Sohbet<br />

b. Kimlik<br />

c. Konum<br />

d. Statü<br />

e. Gruplar


Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. d Yanıtınız yanlış ise “Tarihsel Gelişimi İçinde<br />

İletişim Biçim ve Araçları” başlıklı konuyu<br />

yeniden gözden geçiriniz.<br />

2. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

3. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

5. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

6. e Yanıtınız yanlış ise “İletişimin Yeni Yönü ve<br />

Sosyal Medya” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

7. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

8. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

9. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

10. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Doğuşu ve Gelişimi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

<br />

23<br />

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Beta ya da Beta Sürüm, yazılımın ilk<br />

sürümündeki sistem testlerinden ve eksiklik<br />

testlerinden geçirilmeyi belirtir. Bu sürümde<br />

amaçlanan farklı donanımlar altında yazılımı<br />

sorunsuz çalıştırmadır. Tüm kullanıcılar<br />

tarafından gerçek verilerle test edilen yazılımın<br />

test sonuçları, yazılım testçileri tarafından<br />

yakından takip edilir. Demo ile<br />

karıştırılmamalıdır.<br />

Sıra Sizde 2<br />

Alvin Toffler 1970 yılında yazmış olduğu<br />

Gelecek Şoku (Future Shock) isimli kitabında,<br />

günümüz yaratıcı tüketicilerine çok benzer bir<br />

kavram olan “üreten tüketici” (İngilizcesi<br />

prosumer) kavramını ortaya atmış ve 1980’de<br />

yazdığı Üçüncü Dalga (The Third Wave)<br />

kitabında ise bu kavramı derinlemesine<br />

incelemiştir. Toffler, üreten tüketici olarak<br />

adlandırdığı bu yeni tür tüketicilerin gelecekte<br />

üretimin faal birer katılımcısı olacaklarını<br />

öngörmüştü. Bugün gelinen noktada tüketici<br />

fiziksel olarak olmasa da zihinsel olarak, üretimin<br />

bir parçası konumuna gelmiştir. Böylelikle de<br />

tüketiciler iletişimin pasif dinleyicisi<br />

konumlarından çıkmakta ve iletişimin aktif bir<br />

oyuncusu haline gelmektedir. Artık tüketici<br />

üreticiyle ve markalarla doğrudan konuşmakta,<br />

ne istediğini onlara söylemekte hatta daha da<br />

ötesinde kendi ürettiklerini sosyal medya<br />

aracılığıyla üreticilere sunmaktadır.


Yararlanılan Kaynaklar<br />

Barthes, R. (2007). Yazı Üzerine Çeşitlemeler<br />

Metnin Hazzı. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.<br />

Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro,<br />

D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social<br />

media, and creative consumers: Implications<br />

for international marketing strategy”, Business<br />

Horizons, 55, s. 261-271.<br />

Borges, B. (2009). Marketing 2.0: Bridging the<br />

Gap between Seller and Buyer through Social<br />

Media Marketing, Wheatmark.<br />

Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008).<br />

“Web 2.0: Conceptual foundations and<br />

marketing issues”, Journal of Direct, Data and<br />

Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />

Hall, E.T. (1973). The Silent Language, Anchor.<br />

Kietzmann, J.H., Hermkens, K., McCarthy, I.P.<br />

ve Silvestre, B.S. (2011). “Social media? Get<br />

serious! Understanding the functional building<br />

blocks of social media”, Business Horizons, 54,<br />

s. 241-251.<br />

<br />

24<br />

Laudon, K.C. ve Traver, C.G.. (2002) E-<br />

Commerce: Business, Technology, Society.<br />

Addison Wesley.<br />

McLuhan, M ve Fiore, Q. (2012). Medya<br />

Mesajı, Medya Masajıdır, MediaCat yayınları.<br />

Stoeckl, R., Rohrmeier, P. ve Hess, T. (2007).<br />

“Motivations to produce User Generated<br />

Content: differences between webloggers and<br />

videobloggers”, 20. Bled e-Konferansı; e-<br />

Mergence: Merging and Emerging Technologies,<br />

Processes, and Institutions 4 – 6 Haziran; Bled,<br />

Slovenia<br />

Wunsch-Vincent, S. ve Vickery, G. (2007).<br />

“Participative Web: User-Created Content”,<br />

OECD's Directorate for Science, Technology and<br />

Industry.<br />

http://www.oecd.org/internet/interneteconomy/38<br />

393115.pdf (Erişim tarihi: 24.07.2012)<br />

http://tr.wikipedia.org/wiki/Beta_sürüm (Erişim<br />

tarihi: 24.07.2012)


2<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Sosyal medyanın tüketici pazarlarını ve pazarlamayı nasıl değiştirdiğini tanımlayabilecek,<br />

Sosyal medya pazarlamasının kullanım amaçlarını betimleyebilecek,<br />

Sosyal medya içindeki farklı medya türlerinin nasıl kullanılabileceğini anlatabilecek,<br />

Sosyal medya pazarlamasının işletmelere neler sağlayabileceğini ve işletmelerin yaşayabileceği<br />

sorunları belirleyebilecek,<br />

Sosyal medya stratejisini oluşturan adımları sıralayabilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

İçindekiler<br />

Giriş<br />

Uzmanlık Gücü<br />

Yaptırım Gücü<br />

Pazarlamayı Etkileme Gücü<br />

Sosyal Geribildirim Döngüsü<br />

Tüketiciler Tarafından Yaratılan İçerik<br />

Sosyal Medyanın Tüketiciler ve Pazarlama Üzerindeki Etkileri<br />

Sosyal Medya Pazarlaması<br />

Sosyal Medya Pazarlamasının Avantajları ve Olası Tehlikeleri<br />

Sosyal Medya Stratejisi<br />

26<br />

Sahip Olunan Medya<br />

Paralı Medya<br />

Kazanılmış Medya<br />

Sosyal Grafik<br />

Fikir Liderleri


GİRİŞ<br />

<br />

Sosyal Medya ve<br />

Pazarlama<br />

Sosyal medya, dünya tarihinde en hızlı büyüyen medya türü olmuştur. Radyonun 50 milyon kullanıcıya<br />

ulaşması 38 yıl, televizyonun 13 yıl, Internet’in 4 yıl almıştır. Facebook’un 200 milyon kullanıcıya<br />

ulaşması ise 1 yıldan kısa sürmüştür. Facebook 5 yıl içinde 400 milyon kullanıcıya ulaşmıştır ve her gün<br />

500.000 kişi Facebook’a üye olmaya devam etmektedir. Facebook bir ülke olsaydı, dünya üzerindeki<br />

üçüncü büyük nüfusa sahip ülke olacaktı. Facebook üzerinde günde 60 milyon durum güncellemesi<br />

yapılmaktadır. YouTube, Google’ın ardından dünyadaki en büyük ikinci arama motoru konumundadır.<br />

Her 1 dakikalık sürede YouTube’a 7 saatlik içerik yüklenmektedir. YouTube üzerindeki videoların<br />

hepsini izlemek isteyen bir kişinin, 1.000 yıl yaşaması gerekmektedir. 200 milyon kullanıcısı olan<br />

Twitter’da, her gün 600 milyondan fazla arama yapılmaktadır. Dünya üzerindeki yaklaşık 200 milyon<br />

blogda her gün yaklaşık 900.000 gönderi yayınlanmaktadır. Blog yazarlarının %34’ü ürün ve markalarla<br />

ilgili yazılar yazmaktadırlar. Tüm dünyadaki 1,6 milyar Internet kullanıcısının Internet’i ziyaret etme<br />

sebeplerinin başında sosyal medya gelmektedir.<br />

Dünya nüfusunun yarısına yakını 30 yaş altındadır ve bu gençler Internet’in olmadığı bir dünyayı<br />

bilmemektedir. Milenyum gençliği olarak da adlandırılan bu grubun %95’i sosyal ağlar içinde yer<br />

almaktadır. Gençler arasında e-posta kullanımı düşmekte, buna karşın sosyal medya kullanımı<br />

artmaktadır. Amerika’da 18-34 yaş grubundaki kadınların üçte biri sabah uyandıklarında ilk olarak<br />

Facebook hesaplarını kontrol ettiklerini belirtmektedir. Bu grup aynı zamanda günümüz işletmelerinin<br />

tüketicilerini de oluşturmaktadır.<br />

Diğer taraftan bugün sosyal medya, tüketicilerin en önemli bilgi kaynağı konumundadır. Tüketiciler<br />

bir ürünü almadan önce Internet’te yer alan önerileri, yorumları ya da ürün değerlendirmelerini<br />

okumaktadır. Tüketiciler tarafından yaratılan ve paylaşılan içerik, sosyal medya araçları sayesinde tüm<br />

dünyaya çok kısa sürede yayılabilmektedir. Günümüz tüketicilerinin %78’i Internet üzerinde diğer<br />

tüketiciler tarafından yapılan yorumlara güvendiklerini belirtmektedir. Sadece %14’ü reklamlara<br />

inanmaktadır. Dolayısıyla, markalar hakkında olumlu olduğu kadar olumsuz içeriğin tüketiciler tarafından<br />

bulunması da sosyal medya araçları sayesinde kolaylaşmıştır. Hatta, çoğu zaman tüketici aramasa bile bu<br />

içerik tüketiciyi bulabilmektedir.<br />

Tüm bu rakamlar, sosyal medyanın geçici bir akım değil, toplumu ama aynı zamanda tüm işletmeleri<br />

ve çalışanlarını etkileme gücüne sahip, temel bir değişim olduğunu göstermektedir. İşletmelerin<br />

kendilerini bu medya dışında düşünmeleri ve bu alanı göz ardı etmeleri artık mümkün gözükmemektedir.<br />

İşletmelerin, sosyal medyayı ve bu medya içinde tüketicilerini dinlemeyi, onlarla diyalog kurmayı<br />

öğrenmesi gerekmektedir. Bunu başarmak isteyen işletmelerin öncelikle, sosyal medyanın tüketicileri ve<br />

pazarlamayı nasıl değiştirdiğini anlamaları gerekmektedir. Sonrasında, sosyal medya pazarlamasının ne<br />

anlama geldiği, neleri içerdiği ve sosyal medya stratejilerini oluştururken işletmelerin nasıl bir yol<br />

izleyecekleri de cevaplanması gereken sorular içinde yer almaktadır.<br />

27


SOSYAL MEDYANIN TÜKETİCİLER VE PAZARLAMA<br />

ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ<br />

Sosyal medya ile birlikte Internet’teki değer üretimi büyük oranda işletmelerden tüketicilere doğru<br />

kaymaya başlamıştır. Bugün, sosyal medya içinde yer alan içeriğin büyük bölümü tüketiciler tarafından<br />

yaratılmakta, hatta sosyal medya içindeki içerik “tüketiciler ya da kullanıcılar tarafından yaratılan içerik”<br />

olarak adlandırılmaktadır. Yaratıcı tüketiciler günümüzde sosyal medyanın dinamosu konumundadır. Bu<br />

durum, hem tüketicilerin hem de işletmelerin alışkanlıklarında önemli değişimleri beraberinde<br />

getirmektedir. Pazardaki güç dengelerinin değişmesi, tüketicilerin bilgiyi arama ve işleme süreçlerinin<br />

farklılaşması, sosyal medyanın hızlı yükselişi ve popülerliği işletmelerin pazarlamaya bakış açılarını ve<br />

pazarlama faaliyetlerini değiştirmektedir.<br />

Pazardaki Gücün El Değiştirmesi ve Güçlenen Tüketici<br />

Internet’in ve sosyal medyanın sahip olduğu bazı özellikler, pazarlarda gücün işletmelerden tüketicilere<br />

kaymasına yardımcı olmaktadır. Bunlardan ilki, Internet ve sosyal medya sayesinde bilginin aynı anda<br />

birden çok yerde bulunmasıdır. Web üzerinde yer alan bilgiye her yerden ve her zaman ulaşmak<br />

mümkündür. Bu durum, bilgi asimetrilerinin yok olmasına neden olmaktadır. Bilgi asimetrisi, sosyal<br />

etkileşim içindeki taraflardan birisinin diğerlerine göre daha iyi ya da daha fazla bilgi sahibi olması<br />

anlamına gelmektedir. İkincisi, coğrafi sınırların ortadan kalkması ve web 2.0 araçları sayesinde, belirli<br />

ilgi alanları çerçevesinde sanal iletişim ağlarının kurulması kolaylaşmıştır. Böylelikle, aynı ilgi alanına<br />

sahip çok sayıda kullanıcı, sosyal medya aracılığıyla, buluşma ve birlik olma gücüne sahip olmuştur.<br />

Üçüncü olarak, sosyal medyanın yarattığı etkileşim sayesinde kullanıcılar, pasif alıcı konumlarından<br />

çıkmış, daha aktif birer oyuncu haline gelmişlerdir. Bu üç özellik pazarda tüketiciye üç önemli güç<br />

sağlamaktadır. Bunlar; uzmanlık gücü, yaptırım gücü ve pazarlama faaliyetlerini doğrudan etkileme<br />

gücüdür (Rezabakhsh vd., 2006).<br />

Uzmanlık Gücü<br />

Uzmanlık gücü, pazardaki ürünlerin kaliteleri ve fiyatları hakkında bilgi sahibi olmaktan kaynaklanan<br />

gücü ifade etmektedir. Sosyal medya öncesinde, uzmanlık gücü ağırlıklı olarak işletmelerin elinde<br />

olmuştur. İşletmeler, kendi ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgileri pazara sunmakta ve tüketiciler de ihtiyaç<br />

duydukları bilgiyi pazardan elde etmektedir. Ancak, bu bilgi sunumu tek taraflı ve sadece ürünlerin<br />

olumlu yönlerini gösterecek şekilde yapılmaktadır. Diğer taraftan, tüketicilerin bilgi toplayabileceği<br />

kanallar da oldukça sınırlıdır. Tüketiciler, sahip oldukları ürün ve marka deneyimlerini geniş kitlelere<br />

duyurma şansına sahip değillerdir. Buna ek olarak, ürün ve fiyat bilgisini aramak, bulmak ve işlemek de<br />

oldukça maliyetli bir süreçtir. Bu nedenle, tüketiciler bilgiyi arama ve işleme maliyetinden kaçınmakta,<br />

işletmeleri konu hakkında bir uzman gibi görmekte ve onların verdikleri bilgileri doğru kabul<br />

etmekteydiler. Bu durum pazarda, bilgi asimetrilerinin oluşmasına sebep olmaktaydı. Bilgiye sahip olmak<br />

aynı zamanda daha iyi karar verebilmeyi de mümkün kılmaktadır. Ancak asimetrik bilgi nedeniyle<br />

tüketiciler, ancak işletmelerin kendilerine izin verdikleri ölçüde bilgiye ulaşabilmekte ve bu bilgilere göre<br />

karar verebilmekteydiler.<br />

Internet ve sosyal medyanın yayılması, bilgi asimetrilerinin kaybolmasını ve pazarların daha şeffaf<br />

hale gelmesini sağlamaktadır. Internet, her şeyden önce tüketicilerin bilgiyi arama ve işleme maliyetlerini<br />

çok büyük oranda düşürmüştür. Bu durum beraberinde, tüketicilerin satın alımları öncesinde bilgi aramak<br />

için öncelikle Internet’e başvurmalarına neden olmaktadır. Tüketiciler sosyal medya sayesinde, sadece<br />

işletmeler tarafından yaratılan içeriğe değil, tüketiciler tarafından yaratılan içeriğe de ulaşma şansına<br />

sahip olmuşlardır. Günümüzde tüketiciler, olumlu ve olumsuz deneyimlerini sosyal medya aracılığıyla<br />

tüm dünyaya duyurabilmektedir.<br />

Sosyal medya sayesinde tüketici birlikleri de daha aktif bir şekilde faaliyet gösterir olmuşlardır.<br />

Tüketicileri uyarmak, bilgilendirmek ya da harekete geçirmek için sosyal ağlardan yararlanarak pazarların<br />

daha şeffaf hale gelmesine katkıda bulunmaktadırlar. Özetle söylemek gerekirse, tüketicilerin<br />

ulaşabilecekleri bilginin miktarı çok büyük oranda artmıştır. Ama aynı zamanda elde edilen bilginin<br />

<br />

28


niteliği de önemli oranda artmıştır. Tüketiciler, eskinin tek taraflı bilgisi yerine çok farklı bakış açılarına<br />

sahip insanların deneyimleri sayesinde, daha zengin ve nitelikli bilgi kaynaklarına ulaşabilmektedirler.<br />

Tüketicilerin elde ettiği bilginin artması, pazarda sahip oldukları gücü de önemli ölçüde<br />

etkilemektedir. Öncelikle tüketiciler, Internet’in ve sosyal medyanın kendilerine sunduğu araçlar<br />

sayesinde, ürün ve fiyat karşılaştırmalarını kolaylıkla yapabilmektedir. Diğer tüketicilerin öneri ve<br />

değerlendirmelerinden yola çıkarak, bir ürünün gerçekten ihtiyaçlarına uygun olup olmadığını<br />

belirleyebilmektedirler. Dahası, pazarda kaliteli ürün ve kalitesiz ürün arasında ayrım yapmak çok daha<br />

kolaylaşmış durumdadır. Tüm bu unsurlar, uzmanlık gücünün işletmelerden tüketicilere geçmesine neden<br />

olmaktadır.<br />

Yaptırım Gücü<br />

Yaptırım gücü, tüketicinin işletmeleri disipline etme ya da cezalandırma gücünü ifade etmektedir.<br />

Tüketiciler, ürün ve hizmetlerinden memnun olmadıkları işletmeleri cezalandırmak için, iki farklı yolu<br />

tercih edebilirler. Bunlardan ilki, memnun olmadıkları işletmeyi terk edip başka bir işletme ya da markayı<br />

tercih etmektir. Bu durumda işletme, bir müşterisini ve beraberinde ondan elde edeceği gelirleri<br />

kaybetmiş, rakibine kaptırmış olmaktadır. İkincisi ise, tüketicilerin memnuniyetsizliklerini dile getirmesi<br />

ve çevrelerindeki diğer tüketicilere, hatta daha geniş kapsamda medyaya, yaşadıkları olumsuz<br />

deneyimleri aktarması, şikayet etmesidir. Yaratılan olumsuz ağızdan ağıza iletişim, işletmenin ününe<br />

zarar vereceğinden, işletme için bir cezalandırma oluşturmaktadır.<br />

Internet ve sosyal medya öncesinde, tüketiciler her iki yaptırım gücünü kullanmak konusunda da<br />

oldukça yetersiz durumdadırlar. Her şeyden önce, tüketicilerin bireysel olarak bir işletmeyi terk edip bir<br />

başka işletmeye kaçmaları, işletmeler üzerinde çok büyük bir etki yaratmamaktadır. Diğer taraftan,<br />

yapılan tüketici şikayetlerini örtbas etmek de işletmeler için çok kolay olmuştur. İşletmeden tüketicilere<br />

yönelik iletişim çabaları kamuoyuna açık gerçekleşirken, tüketici şikayetleri ise gizli kalabilmektedir.<br />

Dolayısıyla tüketiciler, sadece işletmeler hakkındaki olumlu iletişime maruz kalmaktadır. Ayrıca,<br />

tüketicilerin kendi aralarında birleşerek bu yaptırım güçlerini fark etmelerine olanak sağlayacak bir<br />

altyapı da bulunmamaktadır.<br />

Internet ve sosyal medyanın yayılması sonrasında tüketiciler, kolaylıkla ve çok düşük maliyetle<br />

örgütlenebilmeleri sayesinde, pazarda önemli bir yaptırım gücüne de sahip olmuşlardır. Internet,<br />

dünyanın dört bir yanına dağılmış çok sayıda işletmeyi, tüketicinin bir tık uzağına getirmektedir. Artık<br />

tüketici, sadece yaşadığı bölgedeki işletmelerle sınırlı değildir. Internet üzerinde dükkanı olan her işletme<br />

tüketicinin elinin altındadır. Bu durum, tüketicilerin memnun kalmadıkları bir işletmeyi terk etmelerini<br />

fazlasıyla kolaylaştırmaktadır. Buna ek olarak, tüketiciler toplu kaçış ya da boykot hareketleri için de<br />

sosyal medya aracılığıyla kolaylıkla organize olabilmektedir. Bu türden toplu hareketler tüketicilerin,<br />

firmalar üzerindeki yaptırım güçlerini arttırmaktadır.<br />

Bir sosyal ağ sitesi olan Facebook, tüketicilerin yaptırım gücünü<br />

nasıl etkilemektedir?<br />

Sosyal medyanın asıl ve en önemli katkısı ise, tüketicilerin seslerini duyurmalarına aracılık etmesidir.<br />

Sosyal medya öncesinde gizli kalan tüketici şikayetleri, bugün tüketiciler tarafından yaratılan içerik adı<br />

altında Internet’te dolaşımdadır. Tüketiciler, olumsuz ürün ve marka deneyimlerini sosyal medyanın<br />

çeşitli platformları üzerinden diğer tüketicilerle paylaşmaktadır. Bu paylaşımlar silinmedikleri sürece<br />

Internet’te kalmakta ve her arayan tarafından bulunabilmektedir. Tüketiciler tarafından yaratılan bu içerik<br />

sosyal ağ siteleri aracılığıyla daha büyük kitlelere ulaştırılabilmektedir. Özetle söylemek gerekirse, sosyal<br />

medya tüketicilerin bir taraftan organize olmalarını diğer taraftan seslerini duyurmalarını<br />

kolaylaştırmakta, bu durum da tüketicilerin işletmeler karşısında önemli bir yaptırım gücüne sahip<br />

olmasına neden olmaktadır.<br />

<br />

29


Pazarlama Faaliyetlerini Doğrudan Etkileme Gücü<br />

Endüstri devrimi ile birlikte ortaya çıkan “üretici” ve “tüketici” rollerinin bir uzantısı olarak, işletmeler<br />

ürün ve hizmetleri ile ilgili kararları verirken ağırlıklı olarak tüketicileri dışarıda bırakmışlardır. Tüketici<br />

odaklı yaklaşımlarda bile işletmeler, tüketicilere istek ve ihtiyaçlarını sormuşlar, ancak sonrasında<br />

ürünlerin tasarımı ve fiyatlandırılmasına kendileri karar vermişlerdir. Örneğin müzayedeler veya ikinci el<br />

otomobil sektörü gibi alanlar dışında tüketicinin fiyat oluşumuna müdahale edebildiği alan çok fazla<br />

değildir. Bener şekilde, özel üretim ya da dikim ürünler dışında tüketiciler, ürünlerin tasarımı ve yaratımı<br />

sürecinin dışında kalmaktadır. Bu süreçte tüketici önüne getirilen teklifi kabul ya da reddeden kişi olarak,<br />

pasif bir konuma sahip olmuştur. Dolayısıyla, pazarlama faaliyetlerini doğrudan etkileme gücü tamamen<br />

işletmelerin elinde olmuştur.<br />

Yeni sanal iş modelleri ve sosyal medya platformları ile birlikte, tüketiciler fiyatın ve diğer pazarlama<br />

unsurlarının belirlenmesinde önemli bir role sahip olmaktadır. Sanal müzayede sistemleri, grup satın alma<br />

siteleri ve dinamik fiyatlama uygulamaları tüketicilerin fiyat belirleyicisi olma rolünü güçlendirmektedir.<br />

Örneğin Grupfoni ya da Grupanya gibi grup satın alma siteleri sayesinde, farklı coğrafi noktalarda yer<br />

alan çok sayıdaki tüketici, satın alma güçlerini birleştirerek, daha ucuza alım yapabilmektedir.<br />

Grup satın alma sitelerine bir örnek olarak www.grupanya.com<br />

adresini ziyaret edebilirsiniz.<br />

Diğer taraftan, Internet ve sosyal medya aynı zamanda tüketicilerin ürün tasarımlarında da rolünü<br />

güçlendirmektedir. Bugün pek çok marka, tüketicilerinin Internet üzerinden kendi tasarımlarını<br />

yaratmalarına izin vermektedir. Örneğin Nike firması NikeiD sayfası aracılığı ile, müşterilerinin spor<br />

ayakkabılarını kendilerinin tasarlamasına olanak vermektedir.<br />

Tüketiciler günümüzde, sadece fiyat ve ürün tasarımlarına değil, işletmelerin pazarlama iletişimlerine<br />

ve marka yönetimi süreçlerine de müdahil olmayı istemektedir. Sosyal medya bu açıdan tüketicilere<br />

önemli bir güç sağlamaktadır. Tüketiciler kendi reklam filmlerini YouTube üzerinden paylaşmakta ya da<br />

marka yönetimi için fikirlerini blogları üzerinden paylaşmaktadır. Sosyal medya, geleneksel “üretici” ve<br />

“tüketici” rollerini birleştirip, “üreten tüketiciler” yaratmakta ve bu yeni tüketicilerin, değer yaratım<br />

zinciri içinde önemli bir oyuncu olmasını sağlamaktadır. Örneğin, Genç Turkcell bu değişimin farkına<br />

varan öncü firmalardan birisidir. Facebook’ta 17.000 genç arasından seçtiği 5 genci, marka ve ürünlerinin<br />

yönetiminde söz sahibi yapmaktadır. Bir başka deyişle, üreten tüketiciler yaratmaktadır.<br />

Sosyal Medyanın Tüketici Karar Sürecine Etkileri<br />

Sosyal medyanın tüketicilere sağladığı gücün önemli etkilerinden birisi tüketici tutumlarındaki<br />

değişimdir. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, yeni değer önerisi arayışları, bilgiyi arama şeklindeki ve satın<br />

alma kararlarındaki değişiklikler bu tutum değişiminin göstergeleri arasında yer almaktadır. Sosyal<br />

medya içinde yer edinmek ve bu medyayı etkili kullanmak isteyen işletmelerin, öncelikle bu tutum<br />

değişikliklerini anlaması gerekmektedir. Bunun için de sosyal medyanın tüketici karar sürecini nasıl<br />

etkilediğinin görülmesi büyük önem taşımaktadır.<br />

Geleneksel olarak tüketicinin karar süreci Şekil 2.1 içinde gösterilen Kara Kutu Modeli altında ele<br />

alınmaktadır. Bu modelde, tüketici davranışını etkileyen iki önemli faktör bulunmaktadır (şekilde A ve B<br />

olarak gösterilmektedir). Bunlardan ilki, işletmelerin kontrolü altında olan geleneksel pazarlama karması<br />

unsurlarıdır (A). İkincisi ise, işletmelerin kontrolü dışındaki demografik, kültürel, kişisel vs. uyaranlardan<br />

oluşmaktadır (B). Günümüz dijital dünyasında, Internet ve sosyal medya bu sürece etkide bulunan iki<br />

önemli girdi daha yaratmaktadır (şekilde C ve D olarak gösterilmektedir). Bunlardan ilki, işletmelerin<br />

kendi kontrollerinde tüketicilere yaşattıkları web deneyimlerinden oluşmaktadır (C). Diğeri ise,<br />

işletmelerin tamamiyle kontrolleri dışında olan, sosyal medyanın yarattığı tüketici deneyimleridir (D).<br />

Görüldüğü üzere, sosyal medya ve Internet, zaten karmaşık olan tüketici karar sürecini daha da karmaşık<br />

hale getirmektedir. Sosyal medya teknolojileri ve tüketicilerin sosyal medya kullanım alışkanlıkları<br />

geliştikçe, tek başına geleneksel medyayı kullanarak tüketicileri etkilemek mümkün olmamaktadır.<br />

<br />

30


Tüketici karar süreci içinde geleneksel medya ve tutundurma çabaları hala etkilidir. Ancak<br />

günümüzde tüketiciler tek başına reklamlarda sağlanan bilgilerle ya da işletmeler tarafından yaratılan<br />

içerikle tatmin olmamaktadır. Diğer tüketicilerin sosyal medya üzerinde paylaştıkları deneyimlerle, bilgi<br />

arama süreçlerini zenginleştirmektedirler. Aşağıda şekil 2.1 içinde, tüketicinin satın alma karar sürecinde<br />

sosyal medyanın ve tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin nasıl bir rol oynadığı gösterilmektedir.<br />

Sosyal geribildirim döngüsünü açıklamak için bir örnek vermek yararlı olacaktır. Örneğin tatile<br />

çıkmak isteyen bir aile, öncelikle olası tatil yörelerinin ve otellerin farkına varmalıdır. Bu, acentelerin ve<br />

otellerin pazarlama iletişimi çabalarıyla olabileceği gibi, aile bireylerinin sosyal medya aracılığıyla aldığı<br />

bir mesajla ya da bir arkadaşın tavsiyesiyle gerçekleşebilir. Bu farkındalık sonrasında aile dikkate alma<br />

aşamasında, söz konusu tatil yörelerini ya da otellerini daha detaylı değerlendirmeye başlayacaktır. Bu<br />

noktada otellerin web siteleri ve acentelerin sayfaları ile birlikte, sosyal medya platformları üzerinden bu<br />

otellerde daha önceden kalmış olan diğer tüketicilerin görüş ve değerlendirmelerini de okur. Forumları,<br />

seyahat sitelerini ve blogları ziyaret ederek, farklı görüşlere ulaşmaya çalışırlar. Topladıkları tüm bu bilgi<br />

ile bir karar verip tatile çıkarlar. Tatilleri dönüşünde onlar da kendi fikir ve deneyimlerini sosyal medya<br />

üzerinde paylaşırlar. Böylelikle, gittikleri oteli değerlendirmek isteyen bir başka tüketici de onların<br />

önerilerinden yararlanarak kendi seçimini yapacaktır. Tüm bu döngü, bir taraftan işletmelerin diğer<br />

taraftan tüketicilerin yarattıkları içerikle beslenmektedir.<br />

31<br />

<br />

Şekil 2.1: Tüketici Karar Sürecine Etki Eden Faktörler.<br />

Kaynak: Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008). “Web 2.0: Conceptual foundations and marketing issues”,<br />

Journal of Direct, Data and Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />

Tüketiciler bir ürün ya da hizmetin farkına vardıktan sonra, bu ürün ya da hizmeti değerlendirmekte<br />

ve sonrasında da satın alma ya da almama kararına varmaktadırlar. Farkındalık ve satın alma aşaması<br />

işletmelerin pazarlama faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları ve ağırlıklı olarak kendi kontrollerinde<br />

yürüttükleri alanlardır. Ancak, tüketicilerin ellerindeki seçenekleri dikkate alıp, değerlendirme yaptıkları<br />

aşama, genellikle işletmelerin kontrolü dışında gerçekleşmektedir. Bu aşamada tüketiciler, sosyal medya<br />

sayesinde, diğer tüketicilerin görüş ve önerilerine ulaşabilmektedirler. Tüketiciler seçimlerini daha<br />

akıllıca kılmak amacıyla, diğer tüketicilerin kendi alışveriş ve kullanım deneyimlerinden yola çıkarak<br />

oluşturdukları ve paylaştıkları görüşlerden faydalanmaktadır. Bu bilgilerden yararlanan tüketici de kendi<br />

kullanım deneyimlerini sosyal medya içinde paylaşarak, diğer tüketicilerin karar süreçleri için girdi<br />

sağlamaktadır. Bu döngü sosyal medyayı kullanan çoğu tüketicinin satın alma karar sürecini<br />

yansıtmaktadır ve sosyal geribildirim döngüsü olarak adlandırılmaktadır (Evans ve McKee, 2010).


Şekil 2.2: Sosyal Geribildirim Döngüsü.<br />

Kaynak: Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media Marketing: The Next Generation of Business Engagement.<br />

Wiley Publishing, Inc.<br />

Sosyal geribildirim döngüsü geleneksel medyanın, işletmelerin pazarlama çabalarının ve sosyal<br />

medya içinde oluşan ağızdan ağıza iletişimin tüketici satın alma karar sürecindeki etkilerini ortaya<br />

koymaktadır. Sosyal medya, karar sürecinde temelde tüketicinin değerlendirme aşamasına hitap eden bir<br />

araçtır. Elbette farkındalık aşamasında da etkili bir araç olarak kullanılabilmektedir. Ancak, tüketiciler<br />

tarafından yaratılan içerik ve oluşan ağızdan ağıza iletişim değerlendirme aşamasında tüketiciler<br />

açısından büyük önem taşımaktadır.<br />

Sosyal Medyanın Pazarlamaya Etkileri<br />

Internet ve sosyal medyanın yükselişi, tüketicilerin pazarda daha güçlü hale gelmeleri, tüketiciler<br />

tarafından yaratılan içeriğin karar sürecinde artan rolü işletmelerin pazarlama anlayışlarını ve<br />

faaliyetlerini de doğrudan etkilemektedir. Tüm bu değişimler yeni bir pazarlama anlayışının da<br />

doğmasına öncülük etmektedir. Bu yeni anlayışın temel unsurları Tablo 2.1 içinde özetlenmektedir.<br />

Yeni pazarlama anlayışı içinde her şeyden önce, geleneksel tek noktadan çok noktaya (kitlesel)<br />

iletişim modeli yerini, çok noktadan çok noktaya (kitleler arası) iletişim modeline bırakmaktadır. Kitlesel<br />

iletişim modelinde bir işletme, televizyon gibi geleneksel ve etkileşimli olmayan kitlesel medya<br />

aracılığıyla çok sayıda tüketicinin ilgisini çekmeye uğraşmaktadır. Çok noktadan çok noktaya iletişim<br />

modelinde ise, kitleler arasında bir iletişim söz konusudur. Alıcılar ve göndericiler arasındaki<br />

mesajlaşmanın dışında, bu iletişimlerin gerçekleştiği ortam da önem kazanmaktadır. Bu ortamlar<br />

etkileşimin yaratıldığı ve deneyimlendiği ortamlardır. Örneğin Facebook içinde yer alan marka sayfaları<br />

bu türden iletişime bir örnek oluşturmaktadır. Bu sayfalar üzerinde markalar tüketicilerine seslenmek<br />

yerine, sayfalarında bir söyleşi ortamı oluşmasına izin vermektedirler. Tüketiciler markalarla ve<br />

birbirleriyle iletişime girmekte ve markanın yaşayan bir Facebook sayfası yaratmasına yardımcı<br />

olmaktadırlar. Bu ve benzeri sosyal platformlarda, tüketicilerle işletmelerin eşit söz söyleme hakkı vardır.<br />

Kitlesel iletişim, işletmelerin tek taraflı mesaj aktarımına olanak vermektedir. Bu durumda işletmeler<br />

monologlar üretmekte ve bu monologlar karşısında tüketicinin sesini duymazdan gelmektedirler. Ancak,<br />

sosyal medya ile birlikte günümüz tüketicisi artık sesini çok rahat duyurmaktadır. İşletmelerin<br />

günümüzde kulaklarını tüketicilerinin seslerine tıkamaları çok da akıllıca değildir. Dolayısıyla, yeni<br />

pazarlama anlayışının önemli unsurlarından birisi de tüketicilerle kurulacak olan diyaloglardır. Diyalog<br />

iki ya da daha fazla tarafın karşılıklı iletişimini ifade etmektedir. Tüketicilerle diyalog kurulması ise<br />

beraberinde, iletişim odaklı ve talep yanlı düşünen işletmeler yaratmaktadır.<br />

Bu yeni pazarlama anlayışı içinde, işletmelerin tüketicilerine bakış açısı da değişmektedir. Artık<br />

tüketici, pasif konumdaki bir hedef (kitle) değil, işletmelerin değer üretimine ortak olan birer paydaş gibi<br />

görülmektedir. Üreten tüketicinin yükselişi, tüketicileri aynı zamanda birer değer üreticisi haline<br />

getirmiştir. Örneğin, tüketiciler yeni ürün tasarımlarında işletmelere yardımcı olabilmektedir. Pazarlama<br />

32


faaliyetleri konusunda onlara fikir verebilmekte ya da yazdıkları bir blog yazısı ile işletmelere hatalı<br />

oldukları yönleri gösterebilmektedir. Tüm bunlar işletmeler açısından değer yaratan faaliyetlerdir.<br />

Dolayısıyla, tüketici artık işletme için önemli bir ortak konumundadır.<br />

<br />

Tablo 2.1: Yeni Pazarlama Anlayışı<br />

Eski Pazarlama Anlayışı Yeni Pazarlama Anlayışı<br />

Tek noktadan çok noktaya<br />

iletişim modeli<br />

---------------------------><br />

33<br />

Çok noktadan çok noktaya<br />

iletişim modeli<br />

Kitlesel pazarlama ---------------------------> Kişiselleştirilmiş pazarlama<br />

Monolog ---------------------------> Diyalog<br />

Markalama ---------------------------> İletişim<br />

Tedarik taraflı düşünme ---------------------------> Talep taraflı düşünme<br />

Mega markalar ---------------------------> Çeşitlilik<br />

Hedef tüketici ---------------------------> Ortak tüketici<br />

Pazar bölümleri ---------------------------> Topluluklar<br />

Kaynak: Kiani, G.R. (1998). “New game, new rules: Will traditional mentality work in the marketspace?”,<br />

Management Research Review, 21, 6, s. 1-9.<br />

İletişimin kişiselleşmesi ve kurulan diyaloglar, tüketici pazarlarının insani tarafını ön plana<br />

çıkartmaktadır. Daha önceleri tüketicileri belirli demografik unsurlara göre parçalara ayıran ve ortaya<br />

çıkan grupları “pazar bölümleri” olarak gören anlayış geride kalmaktadır. Pazarları gerçek insanlar<br />

oluşturmaktadır ve bu insanların oluşturdukları gruplar da (sanal) topluluklardır. Bu topluluklar, pazar<br />

bölümleri gibi işletmeler tarafından tanımlanmamaktadır. Her bir topluluk kendi özelliklerine göre<br />

kendisini tanımlamaktadır. İşletmelerin bu farklı topluluklarla da diyaloğunu sürdürmesi gerekmektedir.<br />

Bu topluluklar bir yandan da sosyal medyadaki kolektif düşünceyi yönetmeleri açısından işletmeler için<br />

büyük önem taşımaktadır. İşletmeler, bu toplulukları etkileyerek bireylere ulaşma şansına sahip<br />

olmaktadır. Topluluğun kolektif görüşü, bireylerin inanç, tutum ve davranışlarına etkide bulunmaktadır.<br />

Kitlesel iletişimin kullanıldığı günlerin aksine, günümüzde tüketicilerin hepsi için uygun tek bir mesaj<br />

ya da çözüm bulunmamaktadır. Çeşitlilik, bu pazarların en önemli özelliğini oluşturmaktadır. Dolayısıyla<br />

pazarlamada da mega markalar yerine işletmeler, tüketicilerine ihtiyaç duydukları çeşitliliği sunma<br />

çabasındadırlar. Bu durum kitlesel pazarlamayı da yok etmekte ve kişiselleştirilmiş pazarlamayı<br />

yaratmaktadır. Kişiye özel üretimlerin yapıldığı ya da tüketicinin kişisel sorunlarına kişisel çözümlerin<br />

üretildiği kişiselleştirilmiş pazarlama faaliyetleri yükselmektedir. Kitlesel bireyselleştirme sistemleri<br />

sayesinde işletmeler, müşterilerinin kendi isteklerine göre ürünleri online olarak tasarlamalarına ve sipariş̧<br />

vermelerine olanak sağlamaktadır. Yukarıda verdiğimiz NikeiD markasının uygulamaları bu duruma<br />

örnek oluşturmaktadır.<br />

Sosyal medyanın tüketici, pazarlama ve pazarlama iletişimi üzerine<br />

etkilerini daha detaylı öğrenmek için Kaan Varnalı’nın MediaCat Kitaplarından çıkan<br />

“Dijital Tutulma: Pazarlama İletişimi ve İnsan” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

SOSYAL MEDYA PAZARLAMASI<br />

Sosyal medya pazarlaması, işletmelerin Facebook, Twitter ya da YouTube gibi sosyal medya<br />

platformlarını kullanarak gerçekleştirdikleri pazarlama faaliyetlerini ifade etmek amacıyla<br />

kullanılmaktadır. İşletmeler sosyal medya aracılığıyla, geleneksel pazarlama araçlarına göre,<br />

tüketicileriyle çok daha etkileşimli ve paylaşımcı bir ortamda iletişim kurabilmektedirler. Sosyal


medyanın pazarlama iletişimi araçları içine dahil edilmesi, son yıllarda oldukça popüler hale gelmiş<br />

durumdadır. Elbette, sosyal medya dendiğinde akla sadece Facebook ya da benzeri siteler gelmemelidir.<br />

İşletmeler, sosyal medya içinde yer alan çok çeşitli türde platformu, farklı iletişim ve pazarlama<br />

faaliyetleri kapsamında kullanmaktadırlar.<br />

İşletmelerin Sosyal Medyayı Kulanım Amaçları<br />

Sosyal medya içinde yer alan çok sayıda platform ve araç, işletmelerin bu alanı kullanım şekillerini de<br />

çeşitlendirmektedir. İşletmeler sosyal medyayı temel olarak üç farklı şekilde kullanabilmektedir<br />

(Constantinides ve Fountain, 2008);<br />

• İşletmeler, online fikir liderlerine (örneğin blog yazarları gibi) ulaşmak, mevcut ya da pazara<br />

yeni sürecekleri ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgiyi bu gruba aktarmak amacıyla sosyal<br />

medyadan yararlanabilirler. Bu şekilde işletmeler, geleneksel medyaya oranla çok düşük bir<br />

maliyetle, hedef kitlelerine mesajlarını fikir liderleri aracılığıyla ulaştırma şansına sahip<br />

olmaktadırlar. Ayrıca, blog ve arama motoru reklamcılığı da benzeri bir amaca hizmet eden<br />

sosyal medya pazarlaması araçları olarak değerlendirilebilir.<br />

• İşletmeler sosyal medya üzerindeki tüketicilerin sesine kulak verip, bloglarda, forumlarda ya da<br />

sosyal ağ sitelerinde kendileri ve ürünleri hakkında konuşulanları izleyebilirler. Bu kolay bir iş<br />

olmamakla birlikte, günümüzde tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin takibi için geliştirilen<br />

yazılım ve programlar bulunmaktadır. Sosyal medyanın bu şekildeki kullanımı, işletmelere<br />

kaliteli ve düşük maliyetli bilgi sağlamaktadır. İşletmeler edindikleri bu bilgileri ürünlerini<br />

geliştirmek için ya da tüketicileriyle daha etkili iletişim kurmak için kullanabilirler.<br />

• Son olarak işletmeler sosyal medyayı doğrudan ve bire bir pazarlama stratejilerinin bir parçası<br />

haline getirebilirler. İşletmeler tüketicilerinin içerik oluşturabileceği, paylaşımlarda<br />

bulunabilecekleri ya da topluluk oluşturabilecekleri Web 2.0 sayfalarını devreye sokarlar. Bu<br />

siteler sayesinde işletmeler tüketiciye, deneyimlerini ve bilgilerini paylaşacakları ortamlar<br />

sunmuş olurlar. Benzer şekilde, işletmelerin kendi blog sayfalarını açmaları ya da podcastler<br />

yayınlamaları da bu amaçla kullanılabilmektedir.<br />

Bu üç temel amaç, sosyal medyayı işletmelerin pazarlama stratejisi içinde önemli bir araç haline<br />

getirmektedir. Ancak, sosyal medya pazarlamasının asıl değeri, bu üç farklı kullanım şeklinin<br />

birleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle, işletme sosyal medya içinde yer alan farklı türde<br />

platformları entegre biçimde kullanmayı başarabilirse, sosyal medya pazarlamasından da en fazla değeri<br />

elde edebilecektir. Bunu başarmak isteyen işletmelerin, öncelikle sosyal medya pazarlama ekosistemini<br />

ve bu sistem içinde yer alan farklı türlerdeki medyanın nasıl entegre bir şekilde kullanılabileceğini<br />

öğrenmesi gerekmektedir.<br />

Gençlere yönelik bir işletmenin sosyal medyayı hangi amaçlarla<br />

kullanması daha uygun olur?<br />

Sosyal Medya Pazarlama Ekosistemi<br />

Sosyal medya pazarlaması oldukça karmaşık ve aynı zamanda dinamik yapıya sahip bir ekosistemde<br />

(çevrede) gerçekleşmektedir. Her şeyden önce çok farklı türde sosyal medya platformu ve aracı, bu sistem<br />

içinde yer almaktadır. Dahası, bu platformlar ve araçlar çoğu zaman birbirlerinden bağımsız değil,<br />

birbirleri ile bağlantılı hareket etmektedirler. Elbette, geleneksel medya içinde yer alan iletişim araçları da<br />

bu ekosistem içinde bir yere sahiptir. Şekil 2.3, sosyal medya pazarlamasının gerçekleştiği ekosistemi<br />

resmetmektedir.<br />

<br />

34


Şekil 2.3: Sosyal Medya Pazarlama Ekosistemi<br />

Kaynak: http://www.deborahschultz.com/photos/uncategorized/2007/11/13/ecosystem_latest_2.jpg (10.05.2012)<br />

İşletmeler açısından, bu ekosistem içinde yolunu bulmak oldukça zor bir hal almaktadır. Tüketicilerin<br />

her bir medya ile nasıl bir ilişkiye sahip olduğu, platformların birbirleriyle nasıl bir etkileşim içinde<br />

oldukları ve hangi medyanın, hangi zamanda, nasıl kullanılacağı gibi sorular işletmelerin sosyal medya<br />

pazarlaması faaliyetlerini etkilemektedir. İşletmeler ve pazarlama uzmanları, bu dinamik ve karmaşık<br />

ekosistem içinde, farklı medya formlarını uyum içinde yönetmeyi öğrenmek zorundadırlar. Bu süreçte<br />

sahip olunan -paralı- kazanılmış medya sınıflandırması, işletmelerin kullanabilecekleri medya türlerini ve<br />

önceliklerini belirlemelerinde oldukça faydalı olmaktadır.<br />

Her ne kadar amaçları ve kapsamları birbirinden farklı gibi gözükse de, sosyal medya içinde bu üç<br />

medya formu arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşmakta, birbirleriyle ilişkileri ve birbirlerini etkileme<br />

güçleri artmaktadır. Bu sınıflandırmaya göre üç tip medya formu bulunmaktadır (Corcoran, 2009);<br />

Sahip olunan (owned) medya: Sahip olunan medya, işletmelerin kontrolünde olan medyayı ifade<br />

etmektedir. Bunlar, işletmenin kendi kurumsal web sitesi gibi tamamen kontrolünde olan kanallar ile<br />

Facebook sayfaları ya da Twitter hesapları gibi işletmelerin kısmen kontrolünde olan platformları<br />

içermektedir. Bu tür medya, markaları web içinde farklı alanlara taşınabilir kılmaktadır. Böylelikle<br />

işletmeler, kendi kurumsal web siteleri dışında, sosyal medya içindeki pek çok noktada ve topluluk içinde<br />

markaları için varlık sağlamaktadırlar. İşletmeler bu medya ile mevcut ve potansiyel müşterileri ile uzun<br />

vadeli ilişkiler kurarak, kazanılmış medya yaratmayı amaçlamaktadırlar. En büyük avantajları, işletme<br />

kontrolünde ve düşük maliyetli olmalarıdır. Ancak görünürlük garantisi olmaması, tüketiciler tarafından<br />

bu ortamlardaki iletişim faaliyetlerine güven duyulmaması ve yaygınlaşmasının zaman alması gibi<br />

dezavantajlara sahiptir.<br />

35


Paralı (paid) medya: İşletmelerin para ödeyerek kullandıkları medyayı ifade etmektedir. Geleneksel<br />

anlamda radyo, televizyon ve gazeteler bu grup medya içine girmektedir. Internet’te ise görüntü bazlı<br />

(banner) reklamlar, tıklama bazlı (arama motoru) reklamlar ve sponsorluklar bu tür iletişim araçlarının<br />

örneklerini oluşturmaktadır. Çoğu kişi bu türden medyanın öldüğünü ileri sürse de hiçbir medya paralı<br />

medyanın sağladığı yaygınlığa ve hıza ulaşma garantisi vermemektedir. Bu nedenle bu medya var olmaya<br />

devam edecektir. Ancak, bu tür medya pazarlama iletişiminin temel yapı taşı olmaktan çıkmakta ve<br />

ihtiyaç duyulan önemli zamanlarda kullanılacak bir katalizör (süreç hızlandırıcısı) olma yolunda değişim<br />

göstermektedir. Dolayısıyla, günümüzde işletmeler paralı medyayı daha çok sahip oldukları medyayı<br />

desteklemek ve kazanılmış medya yaratmak amacıyla kullanmaktadırlar. Bu tür medya işletmelere hız,<br />

yaygınlık ve kontrol avantajı sağlamaktadır. Ancak, tüketicilerin bu tür medyaya ilgisizliği ve bu tür<br />

medyanın kirlenmişliği ve itibarının düşük olması önemli dezavantajlar yaratmaktadır.<br />

36<br />

<br />

Tablo 2.2: Sahip Olunan-Paralı-Kazanılmış Medya Özellikleri<br />

Medya Türü Sahip Olunan Medya Paralı Medya Kazanılmış Medya<br />

Tanım<br />

Örnekler<br />

Görevi<br />

Avantajları<br />

Dezavantajları<br />

Markanın kendi<br />

kontrolünde olan iletişim<br />

kanalları<br />

• Web sitesi<br />

• Mobil uygulamalar<br />

• Blog<br />

• Facebook sayfası<br />

• Twitter hesabı<br />

Mevcut ve potansiyel<br />

müşteriler ile uzun vadeli<br />

ilişkiler kurarak kazanılmış<br />

medya yaratmak<br />

• Kontrollü<br />

• Düşük maliyetli<br />

• Uzun ömürlü<br />

• Çok yönlü<br />

• Niş kitlelere ulaşım<br />

• Görünürlük garantisi<br />

olmaması<br />

• İşletmenin<br />

gerçekleştirdiği<br />

iletişim faaliyetlerine<br />

güven duyulmaması<br />

• Yaygınlaşmasının<br />

zaman alması<br />

Markanın para<br />

ödeyerek kullandığı<br />

iletişim kanalları<br />

• Görüntü bazlı<br />

(Banner)<br />

reklamlar<br />

• Tıklama bazlı<br />

(arama motoru)<br />

reklamlar<br />

• Sponsorluklar<br />

Sahip olunan medyayı<br />

beslemek ve<br />

kazanılmış medya<br />

yaratmak<br />

• İsteğe bağlı<br />

• Hızlı<br />

• Yaygın<br />

• Kontrollü<br />

• Kirlilik<br />

• Tüketicinin<br />

ilgisizliği<br />

• Düşük itibar<br />

Tüketicilerin iletişim<br />

kanalı haline gelmesi<br />

• Ağızdan ağıza<br />

iletişim, viral<br />

• Sosyal ağ siteleri<br />

ve bloglarda<br />

oluşan söyleşiler<br />

Dinlemek ve karşılık<br />

vermek – kazanılmış<br />

medya genellikle sahip<br />

olunan ve paralı<br />

medyanın doğru<br />

yönetilmesinin ve iyi<br />

koordinasyonunun<br />

sonucudur<br />

• İtibarlı<br />

• Satışlarda en<br />

büyük etkiye sahip<br />

• Şeffaf<br />

• Yaşayan<br />

• Kontrolsüz<br />

• Olumsuz olabilir<br />

• Yaygın değil<br />

• Ölçümlenmesi zor<br />

Kaynak: http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/2009/12/defining-earned-owned-and-paid-media.html;<br />

http://www.smgconnected.com/wp-content/uploads/2011/03/POE5.jpg adreslerinden derlenmiştir. (10.05.2012)


Kazanılmış (earned) medya: Kazanılmış medya kavramı, eski bir halkla ilişkiler deyimidir ve<br />

temelde markaların para ödeyip reklam yapmak yerine, medyada ücretsiz olarak görünürlük kazanmasını<br />

ifade etmektedir. Ancak bu kavram sosyal medya içinde yaratılan ağızdan ağıza iletişimi ifade edecek<br />

şekilde evrim geçirmiştir. Dolayısıyla, bu medya tüketicinin kendisinin bir iletişim kanalı haline<br />

gelmesini ifade etmektedir. Sosyal ağ sitelerinde veya bloglarda gerçekleşen ağızdan ağıza iletişim ya da<br />

söylentiler bu medya içinde yer alan örnekleri oluşturmaktadır. İşletmeler bu tür medyayı tüketicilerini<br />

dinlemek ve gerektiğinde onlara karşılık vermek amacıyla kullanmaktadır. Kazanılmış medya genellikle<br />

sahip olunan ve paralı medyanın doğru yönetilmesinin ve iyi koordinasyonunun bir sonucudur. Hem<br />

itibarlı olması hem de şeffaf olması gibi avantajları nedeniyle, satışlar üzerinde en fazla etkiye sahip<br />

medya türüdür. Ancak diğer taraftan bu tür medya işletmenin kontrolü dışındadır ve bu medya üzerindeki<br />

söyleşiler her an olumsuza dönebilir. Diğer taraftan, yaygın olmaması ve ölçümlemesinin zor olması da<br />

bu tür medyanın önemli dezavantajlarını oluşturmaktadır.<br />

Bu üç medyayı birbiriyle karşılaştıracak olursak; sahip olunan medya işletmelerin en fazla kontrole<br />

sahip oldukları ancak menzili en kısa olan medyadır. Buna karşılık, kazanılan medya ise kontrolün en az<br />

olduğu ancak menzilin en uzun olduğu medyadır. Mesajın kontrol edilebilirliği ne denli yüksekse,<br />

işletmenin aldığı risk o kadar düşmektedir ancak, mesajın yayılması ihtimali de beraberinde düşmektedir.<br />

İşletmenin mesaj üzerindeki kontrolü azaldıkça, kazanılmış medya yaratma potansiyeli kuvvetlenmekle<br />

birlikte, işletmelerin sorun yaşaması riski de artmaktadır. Dolayısıyla, bu üç tür medyanın en doğru<br />

bileşenini bulmak, işletmelerin sosyal medya pazarlamasını başarıya götürecek en önemli anahtar<br />

konumundadır.<br />

<br />

Şekil 2.4: Sahip Olunan-Paralı-Kazanılmış Medyanın İşleyişi<br />

Kaynak: http://leaderlab.com/engaging-consumers-paid-owned-earned-and-hijacked-media/ (10.05.2012)<br />

Bu üç medya türü birbirlerine paralel işlemenin yanı sıra her biri aynı zamanda diğerini etkileme ya da<br />

yaratma gücüne de sahip gözükmektedir. Şekil 2.4 içinde bu etkileşimler gösterilmektedir (Burcher,<br />

2012);<br />

37


• Paralı medya, sahip olunan medyaya trafik sağlamaktadır. Örneğin, gösterim bazlı veya tıklama<br />

bazlı reklamlar, tüketicileri işletmenin web sayfasına yönlendirmektedir. Ancak aynı zamanda<br />

paralı medya, kazanılmış medya yaratılmasına da yardımcı olabilmektedir. İlgi çekici bir reklam,<br />

bir anda kendine sosyal medya içinde taraftarlar bulabilmekte ve sosyal ağlarda konuşulan bir<br />

konu haline gelebilmektedir.<br />

• Sahip olunan medyada sunulan ilgi çekici bir içerik, kazanılmış medya yaratılmasına yardımcı<br />

olacaktır. Kazanılmış medya beraberinde, işletmenin sahip olduğu medyaya daha fazla trafik<br />

yaratacak ve bu döngü bu şekilde devam edecektir. Örneğin, işletmenin web sitesinde paylaştığı<br />

ilgi çekici bir içerik, bir blog yazarı tarafından kullanılabilir. Ya da işletmenin Facebook<br />

sayfasında yer alan ilginç bir haber, kullanıcılar tarafından paylaşılarak yayılabilir.<br />

• Kazanılmış medya ise etkileyiciliği nedeniyle günümüzde en fazla önemsenen medya<br />

konumundadır. Kazanılmış medya, çok sayıda tüketicinin marka ve işletme hakkında bilgi sahibi<br />

olmasına olanak vermekte ve sahip olunan medyanın trafiğini arttırmaktadır. Ayrıca, yarattığı<br />

farkındalık nedeniyle paralı medyanın da etkinliğini arttırma ihtimali vardır. Örneğin, işletmeler<br />

günümüzde reklamlarını YouTube üzerine de yüklemektedirler.<br />

Özetlemek gerekirse, çoğu işletme bu üç tür medyayı birbirinden ayrı görmekte ve her birini ayrı<br />

amaçlarla kullanmaktadır. Ancak, bu üç tür medyayı tek bir strateji altında, entegre biçimde kullanmak<br />

işletmelerin sosyal medya pazarlamasını çok daha etkin kullanmalarını sağlayacaktır. Bu entegrasyon<br />

içinde, özellikle paralı medyanın sahip olunan ve kazanılmış medyayı destekleme amacıyla kullanımı<br />

nedeniyle, eskiye göre önemli bir değişim gösterdiği görülmektedir.<br />

Sosyal medya içinde daha kontrollü ilerlemek isteyen bir işletme,<br />

sizce bu medya türlerinden öncelikle hangilerine odaklanmalıdır?<br />

SOSYAL MEDYA PAZARLAMASININ AVANTAJLARI VE OLASI<br />

TEHLİKELER<br />

Kar amacı olsun ya da olmasın, her türlü işletme sosyal medya pazarlamasını kullanabilir. Ancak, her<br />

pazarlama faaliyetinde olduğu gibi, sosyal medya pazarlamasının beraberinde getirdiği bazı avantajları ve<br />

olası tehlikeleri bulunmaktadır. İşletmelerin sosyal medya stratejilerini oluşturmadan önce, bu avantaj ve<br />

tehlikeleri değerlendirmesi önemlidir.<br />

Sosyal Medya Pazarlamasının Avantajları<br />

Sosyal medya pazarlaması işletmeler için önemli avantajlar sağlamaktadır (Borges, 2009);<br />

Düşük maliyet: Sosyal medya pazarlaması oldukça düşük maliyetlidir. Özellikle de başlangıç<br />

aşamasında, çok düşük bütçelerle kampanyalar yapılabilir. Sosyal medya içindeki çoğu platform ücretsiz<br />

olarak kullanılabilmektedir. Sosyal medya pazarlamasını kullanan işletmeler için ortaya çıkan maliyet<br />

kalemlerinin başında, hangi platformun nasıl kullanılacağının öğrenilmesi ile ilgili maliyetler<br />

gelmektedir. Diğer bir maliyet kalemi ise, işletmenin kendisine uygun toplulukları araması veya yeni<br />

topluluk inşasına ilişkindir. Ancak, sosyal medya pazarlaması içindeki en büyük maliyet kalemini<br />

harcanan zaman almaktadır. Sosyal medyada ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi belirli bir zaman<br />

almaktadır. Elbette, işletmeler sosyal medya içindeki paralı uygulamaları kullanmak istediklerinde,<br />

bunların maliyeti de dikkate alınmalıdır.<br />

Marka inşası ve farkındalık yaratmak: Sosyal medyanın kullanım oranlarına bakıldığında, bu<br />

mecranın marka farkındalığının sağlanması ve inşası için önemli bir platform sunduğu söylenebilir.<br />

Sosyal medyada ağızdan ağıza iletişim yoluyla ya da viral kampanyalarla markaların isimlerini duyurması<br />

ve tüketicilerin dikkatini çekmesi mümkün olmaktadır. Aynı zamanda, sosyal ağ siteleri ve sanal<br />

topluluklar marka inşası sürecinde markalara önemli faydalar sağlamaktadır. Günümüzde küçüklü<br />

büyüklü çok sayıda işletme, markalarını desteklemek amacıyla sosyal medyayı kullanmaktadır.<br />

<br />

38


Sadık izleyici kitlesi: İyi hazırlanmış bir sosyal medya stratejisi, işletmelerin sadık bir izleyici kitlesi<br />

oluşturmasında büyük öneme sahiptir. Sosyal medya içinde geleneksel medyanın aksine kullanıcılar,<br />

sevdikleri ya da ilgi duydukları markaları çok daha yakından izlemektedirler. Örneğin, tüketiciler<br />

Facebook içinde sevdikleri bir markanın sayfasını beğenmekte ve böylelikle o marka ile ilgili haberleri<br />

takip etmektedirler. Ya da Twitter üzerinden markaların takipçisi olmaktadırlar. İşletmeler, bu ve benzeri<br />

toplulukları kendi sadık izleyicilerine dönüştürdüklerinde, aynı zamanda kendileri için marka sözcüleri de<br />

yaratmış olurlar. Bu sadık kitle, markayla ilgili olumlu içeriğin yayılması için işletmenin yanında<br />

çalışacaktır. Geleneksel medya içinde bu türden bir bağlılık ilişkisi yaratmak oldukça güçtür. Her ne<br />

kadar büyük ve bilindik markalar kendilerine sadık müşteri kitlesi oluşturmak konusunda daha avantajlı<br />

gibi görünseler de sosyal medya içinde küçük ve orta ölçekli markalar da bu türden bağlılık ilişkilerini<br />

başarıyla kurabilmektedir. Hatta sosyal medya geleneksel medyaya göre bu anlamda küçük ve orta ölçekli<br />

işletmeler için çok daha uygun koşullar sağlamaktadır.<br />

Güven oluşturma: İşletmeler sosyal medyada insani taraflarını gösterip, seslerini tüketicilerine<br />

duyurma ve aynı zamanda tüketicinin sesini doğrudan duyma şansına sahiptirler. Bu özellik, tüketicilerin<br />

işletmelere duydukları güveni arttırmak açısından büyük bir fırsat sunmaktadır. Güven sağlamak kolay<br />

bir iş değildir. İki taraf arasındaki ilişkinin yapısı ve aynı zamanda tarafların bu süreçte ortaya koydukları<br />

davranışlar, güveni oluşturur. Sosyal medyada da benzer bir işleyiş geçerlidir. Tüketiciler, bir markanın<br />

izleyicisi olduklarında, bu o markaya güvendikleri ya da tam anlamıyla sadık oldukları anlamına gelmez.<br />

Güvenin oluşabilmesi için tüketiciler, işletmelerin davranışlarını takip ederler. Markanın söyledikleri ve<br />

söylemedikleri, paylaştıkları, tüketicilerine ne oranda yetki verdikleri, tüketicilerden gelen tepkilere nasıl<br />

karşılık verdikleri güvenin oluşmasında etkili unsurlardır. Eğer ki işletme sosyal medyayı doğru şekilde<br />

kullanırsa, tüketicileri ile güvene dayalı bir ilişki kurma ve daha sadık izleyiciler edinme fırsatını da<br />

yakalamış olur.<br />

Arama motorlarında daha üst sıralarda gelmeye yardımcı olma: Sosyal medya pazarlaması,<br />

işletmenin arama motorlarında daha önde gelmesine de önemli ölçüde yardımcı olmaktadır. İşletmeler,<br />

sosyal medya içinde daha kaliteli içerik sunduklarında, bu içeriğe diğer sitelerden bağlantı (link) alma<br />

ihtimalleri de yükselmektedir. Google gibi arama motorları için sitelerin aldıkları bu bağlantılar değerli<br />

referansları oluşturmaktadır. Dolayısıyla, daha çok bağlantı (link) alan siteler, arama motorlarında daha<br />

üst sıralarda yer almaktadır. İşletmeler daha çok içerik yayınladıklarında, daha fazla bağlantı alma<br />

ihtimalleri de artacaktır. Daha fazla bağlantı da Google gibi arama motorlarında işletmenin daha üst<br />

sıralarda yer almasına yardımcı olacaktır.<br />

Özetlemek gerekirse; işletmeler sosyal medya üzerinde tüketicileri dinleyerek öğrenmekte, sanal<br />

topluluklara katılarak güvene dayalı ilişkiler kurmaktadırlar. Ancak sosyal medya pazarlamasının belki de<br />

en önemli faydası, tüketiciler ile işletme arasında ilişkilerin kurulmasına aracılık ederek, bu iki grup<br />

arasındaki uçurumun kapanmasına yardımcı olmasıdır.<br />

Sosyal Medya Pazarlamasında Olası Tehlikeler<br />

Sosyal medya pazarlamasıyla ilgili işletmelerin karşılaştıkları en büyük tehlike, sosyal medyayı hiç<br />

dikkate almamalarıdır. İşletmeler sosyal medyayı ve sosyal medya pazarlamasını dikkate almamakla, bu<br />

ortamın kendilerine sağlayabileceği önemli fırsatları da göz ardı etmiş olurlar. Kimi işletmeler sosyal<br />

medyanın geçici bir heves olduğunu, bu ortamın kendileri için uygun olmadığını ya da bu ortama<br />

ayırabilecekleri zamanları olmadığını belirtmektedirler. Ancak sosyal medya, günümüzde her türden<br />

işletme için önemli fırsatlar yaratmaktadır. Dahası, işletmeler sosyal medyayı dikkate almadıklarında,<br />

tüketicilerini de dikkate almamış olmaktadırlar. Sosyal medya üzerinde kendileriyle ilgili olumlu ya da<br />

olumsuz konuşmalardan hiç haberdar olmama ya da çok geç haberdar olma riski ile karşı karşıyadırlar.<br />

Günümüzde sosyal medyanın ulaştığı yaygınlık nedeniyle, işletmelerin sosyal medyayı pazarlama<br />

planları içine dahil etmemeleri düşünülemez hale gelmektedir.<br />

Sosyal medya pazarlaması çok çekici görünmesine karşın, önemli tehlikeleri de içinde<br />

barındırmaktadır. Bu tehlikeler bilinmeden, sosyal medya pazarlamasına girişilmesi, işletmeler için geri<br />

dönülemez hataların yapılmasına ve önemli kayıplara yol açabilir. Sosyal medya pazarlamasında<br />

işletmelerin karşılaşabileceği tehlikeleri şu şekilde sınıflandırmak mümkündür (Borges, 2009);<br />

<br />

39


Bir strateji oluşturmama: İşletmelerin sosyal medyada yaptığı en büyük hatalardan birisi, bir<br />

planları olmaksızın alelacele bu ortama girmek istemeleridir. İşletmeler sosyal medyaya büyük bir<br />

hevesle girmekte, çok kısa zamanda çok fazla şey yapma isteğiyle hareket etmektedirler. Ancak, çoğu<br />

zaman sonuç hüsranla bitebilmektedir. Sosyal medya, işletmelerin beklenmedik çok sayıda olayla<br />

karşılaşabilecekleri bir ortamdır. Bu nedenle de bir planları olmaksızın sosyal medya pazarlamasına<br />

girişen işletmeler, bu yolda tökezleme tehlikesiyle karşılaşırlar. Bu nedenle, işletmelerin öncelikle sosyal<br />

medya pazarlamasındaki amaçları, bütçeleri, zaman planları ve ölçüm yöntemlerini içeren bir planı ortaya<br />

koymaları önemlidir. Ayrıca, sosyal medya pazarlamasının, süreç içinde de işletmelere çok şey öğrettiği<br />

unutulmamalıdır. Sosyal medyanın hangi platformlarının işletme için daha uygun olduğu ya da işletme<br />

müşterilerinin ne tür içeriğe daha olumlu tepki verdiği zaman içinde öğrenilmektedir. Bu nedenle,<br />

işletmelerin belirli bir plan doğrultusunda sosyal medyaya katılmaları daha doğru bir yaklaşım olacaktır.<br />

Yanlış strateji uygulama: İkinci önemli büyük tehlike ise, işletmelerin yanlış bir planla sosyal<br />

medya pazarlaması yapmaya çalışmalarıdır. Planın gerekli araştırmalar ve gözlemler yapıldıktan sonra<br />

hazırlanması büyük önem taşır. Kullanılacak platformlar, sunulacak içerik, platformların kimler<br />

tarafından yönetileceği, sonuçların nasıl ve kim tarafından ölçüleceği gibi unsurların amaçlarla uyumlu<br />

olarak planlanması gerekmektedir. Örneğin, hangi platformun kim tarafından yönetileceği ya da hangi<br />

medyada ne tür içeriğin sunulacağı doğru şekilde planlanmazsa, işletmeler birbirleriyle uyumsuz ve kimi<br />

zaman çelişen mesajları tüketicilerine iletme riski ile karşı karşıya kalırlar. Dahası, bu farklı platformlarda<br />

yürütülen faaliyetler işletme markasına zarar da verebilir.<br />

Üst yönetimin desteğinin olmaması: Kimi zaman işletmeler, üst yönetimin tam desteğini almadan<br />

sosyal medya pazarlamasına girişmektedirler. Bir işletmenin sosyal medyada başarılı olabilmesi için üst<br />

yönetimin doğrudan sosyal medya içinde aktif bir oyuncu olmasına gerek yoktur. Ancak yapılacak her<br />

türlü sosyal medya faaliyetinin üst yönetimce desteklenmesi önemli bir zorunluluktur. Daha önce de<br />

değindiğimiz üzere, sosyal medya işletmeler için dikenli bir gül bahçesi gibidir ve işletmelerin bu<br />

ortamda ne ile karşı karşıya kalacakları önceden bilinemez. Üst yönetimin desteği, özellikle yaşanan zor<br />

zamanların atlatılmasında büyük önem taşır. Ayrıca, üst yönetimin desteği olmadığında, yaşanan her<br />

sorun, sosyal medya pazarlamasının durdurulması için bir sebep olarak kullanılabilecektir.<br />

Yetersiz zaman ve kaynak aktarımı: Sosyal medya stratejisinin işe yaramamasının önemli<br />

sebeplerinden birisi de bu iş için yeterince zaman ve kaynak ayırmamaktır. Sosyal medya içine girmek<br />

isteyen bir işletmenin bilmesi gereken ilk şey, bu işin oldukça fazla zaman ve çaba gerektirdiğidir.<br />

Örneğin, bir blog açmaya karar verip de bu bloğu güncellemek ya da duyurmak için gerekli zamanı ve<br />

çabayı ayırmıyorsanız, bloğunuzun başarılı olmasını da bekleyemezsiniz. Sosyal medyadan sorumlu<br />

tutulacak olan çalışanların seçimi de bu noktada büyük önem taşımaktadır. Sosyal medyaya inanmayan ya<br />

da bu işin gereksiz olduğunu düşünüp ayak direyen çalışanlar, işletmenin sosyal medya stratejisine büyük<br />

ölçüde zarar verecektir.<br />

Ölçüm yapmama ya da hatalı ölçümleme: İşletmelerin yaptığı önemli hatalardan birisi de sosyal<br />

medya pazarlaması kapsamında gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve elde ettikleri sonuçları<br />

değerlendirmemek ya da yanlış ölçümlemeler yapmaktır. Sosyal medya stratejilerini uygulamaya<br />

başlayan işletmeler, gelişimlerini ve sonuçlarını ölçmelidirler. Bu noktada, neyin ölçüleceği büyük önem<br />

taşımaktadır. Sosyal medya pazarlamasının başarısının değerlendirilmesi, amaçlarının ne olduğuna bağlı<br />

olarak işletmeden işletmeye farklılık göstermektedir. Örneğin, işletme sosyal medya aracılığıyla müşteri<br />

hizmetlerinin kalitesini geliştirmek istiyorsa, bu durumda Facebook sayfasını beğenen kişi sayısını<br />

ölçmek çok da önemli bir değerlendirme olmayacaktır. Dolayısıyla, işletmelerin amaçları ile uyumlu<br />

ölçüm ve değerlendirme stratejilerini geliştirmeleri gerekmektedir. İşletmelerin ölçümlemeyle ilgili<br />

yaptıkları bir diğer hata ise, doğrudan sonuçları ölçmek ve değerlendirmek için beklemeleridir. Uygulama<br />

sürecindeki gelişmenin değerlendirilmesi, işletmelere doğru yolda gidip gitmediklerini gösterebilir. Bu<br />

nedenle, işletmelerin süreç içindeki gelişmelerinin düzeyini de düzenli olarak ölçmeleri gerekmektedir.<br />

Günlük trendlere kapılmak: Sosyal medya içindeki araç ve platformlar her geçen gün<br />

değişmektedir. Bundan birkaç yıl önce bloglar en moda platformlarken, günümüzde Facebook ve Twitter<br />

en popüler sosyal medya platformlarını oluşturmaktadır. Her dönem ön planda olan sosyal medya<br />

platformları farklılaşmaktadır. Yeni uygulama ve araçlar eklenmektedir. İşletmeler sosyal medya<br />

<br />

40


pazarlaması dendiğinde, kapsamlı bir plan uygulamak yerine, revaçta olan belli başlı platform ve araçlara<br />

bel bağlamaktadırlar. Bu durum, işletmelerin buzdağının bütününü değil sadece su yüzeyinde kalan<br />

kısmını görmelerine ve sadece bu alandan faydalanmalarına sebep olmaktadır. Halbuki, farklı işletmeler<br />

için uygun olabilecek çok farklı sosyal medya araç ve platformu mevcuttur. İşletmelerin bu araç ve<br />

platformları dikkatlice değerlendirmeleri ve kendilerini günlük trendlere kaptırmamaları önemlidir.<br />

Yeni şeyler denemeye isteksizlik: Sosyal medya pazarlaması içinde işletmelere başarı getirebilecek<br />

unsurlardan birisi de işletmeye uygun olabilecek, yeni ve yaratıcı uygulamalar denemektir. Ancak, çoğu<br />

işletme belirsizlik nedeniyle yeni şeyler denemeye isteksiz olmaktadırlar. İşletmeler yeni ve farklı şeyler<br />

denemeden, kendileri için uygun ve etkili olan uygulamaları da belirleyemezler.<br />

Bir gecede sonuca ulaşmayı beklemek: Sosyal medya pazarlaması zaman alan bir iştir ve<br />

gerçekleştirilen faaliyetlerin geri dönüşünün alınması için bir zamana ihtiyaç vardır. Ancak işletmeler,<br />

gerçekleştirdikleri faaliyetlerin çok kısa zamanda sonuç vermesini beklemektedir. İşletmelerin gerçekçi<br />

zaman planları yapmaları bu nedenle önemlidir.<br />

Kontrolü elinde tutmaya çalışmak: İşletmeler, geçmiş alışkanlıklarını korumakta ve sosyal medyayı<br />

da kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu çaba boşuna bir çabadır. İşletmeler nasıl ki içinde faaliyet<br />

gösterdikleri pazarın tüm unsurlarını kontrol edemezlerse, sosyal medyayı da kontrol etmeleri mümkün<br />

değildir. Dahası, sosyal medyayı kontrol etme çabası bu ortamın felsefesine aykırı bir durumdur.<br />

İşletmeler sosyal medya içinde kendilerine bir ün yaratmaya çalışabilirler ancak bunu kontrol etmeleri<br />

çok zordur.<br />

Kötü niyetli çalışanlar: Sosyal medyada işletmelerin insani yönünü çoğunlukla çalışanları<br />

yansıtmaktadır. Ancak, kötü niyetli ya da işinden memnun olmayan çalışanlar işletmelerin sosyal medya<br />

çabalarına büyük ölçüde zarar verebilir. Blog yazan bir çalışan her zaman işletmesini zor durumda<br />

bırakacak bir gönderi yapabilir. Ya da kötü niyetli bir çalışan Twitter hesabı üzerinden beklenmedik bir<br />

felaket yaratabilir. Dolayısıyla, işletmenin çalışanlarını sosyal medyada kontrol etmesi kolay bir iş<br />

değildir.<br />

Karşılık vermekte yavaş kalmak: Sosyal medya 7 gün, 24 saat, 365 gün çalışmaktadır. Bu dünya<br />

içinde gönderiler ve olaylar öylesine hızlı değişmektedir ki, işletmelerin kendileri hakkında çıkan<br />

olumsuz bir habere saatler ya da günler içinde değil dakikalar hatta saniyeler içinde müdahale etmesi<br />

gerekmektedir. Aksi taktirde, yaşanan kriz beklenmedik bir şekilde büyüyebilmektedir.<br />

Tüketicilerin gücünü göz ardı etme: Tek bir kişi bile olsa, yaptıklarıyla sosyal medya içinde önemli<br />

yankı uyandırabilmektedir. Sosyal medyanın gücü de buradan gelmektedir. Geleneksel medya içinde<br />

kolay kolay sesini duyurma imkanı olmayan bireyler, sosyal medya aracılığıyla, yarattıkları içeriği<br />

milyonlara ulaştırabilmektedir. Bu nedenle, işletmelerin sosyal medyada, tek bir tüketici dahi olsa, göz<br />

ardı etmesi, şikayetlerini görmezden gelmesi ya da dinlememesi önemli olumsuz sonuçlar<br />

yaratabilmektedir.<br />

Tüm bu tehlikelerin üstesinden gelmenin ilk koşulu doğru şekilde hazırlanmış bir strateji ve bu<br />

stratejinin yeterli kaynak ve üst yönetim desteğiyle uygulanmasından geçmektedir.<br />

SOSYAL MEDYA STRATEJİSİ<br />

Sosyal medya stratejisini oluşturmaya başlamadan önce, işletmenin aşağıdaki soruları cevaplaması<br />

gerekmektedir (Tuten, 2008);<br />

• Sosyal medyanın felsefesi, markanın konumlandırmasıyla ya da markanın nasıl algılanmak<br />

istediğiyle uyuşuyor mu?<br />

• Tüketicilerinizin sosyal medyada nerede olduğunu biliyor musunuz?<br />

• Hedeflediğiniz topluluklar markaların katılımına açık mı?<br />

• Sosyal medya pazarlaması yapmak için yeterli zaman ve parayı aktarmaya hazır mısınız?<br />

<br />

41


• Sosyal medya içinde topluluklarla etkileşiminizi ya da söyleşinizi ateşleyecek bir başlangıç<br />

noktanız var mı?<br />

• Risk almaya hazır mısınız?<br />

Sosyal medya pazarlaması yapmak isteyen işletmelerin öncelikle bu soruların hepsine “evet” yanıtı<br />

vermesi gerekmektedir. Bu noktadan sonra sosyal medya stratejilerini hazırlamaya başlayabilirler.<br />

Sosyal medya işletmelere önemli fırsatlar sunmaktadır. Ancak, sosyal medyanın karmaşık ekosistemi<br />

içinde nereye gideceğini ya da ne yapacağını bilmeyen işletmeler için bu fırsatlardan yararlanmak kolay<br />

bir iş değildir. İşletmelerin sosyal medya pazarlamasından en fazla değeri elde edebilmesi için, sosyal<br />

medya stratejisini belirlemesi gerekmektedir. Bu strateji şu adımları içermektedir (Falkow, 2011);<br />

• Markanın sosyal grafiğinin oluşturulması<br />

• Marka hakkındaki konuşmaların dinlenmesi<br />

• İçeriğin analiz edilmesi<br />

• Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />

• Sosyal grafik üzerindeki önemli etkileyicilerin belirlenmesi<br />

• İçerik stratejisinin oluşturulması<br />

• Uygulama için taktik planın oluşturulması ve kullanılacak sosyal medya araçlarının/platformlarının<br />

belirlenmesi<br />

• Sohbet ortamlarına katılım<br />

• Sonuçların izlenmesi ve ölçümü<br />

Aşağıda sırasıyla bu adımlar ele alınmaktadır.<br />

Markanın Sosyal Grafiği<br />

Sosyal grafik terimi, aslına bakılırsa sosyal ağ kavramı ile aynı anlama gelmektedir. Ancak, günümüzde<br />

sosyal ağ kavramını çok daha geniş kullanmaktayız. Örneğin, Facebook içindeki kullanıcılar, içerik ve<br />

uygulamalar ile bir sosyal ağ olarak tanımlanmaktadır. Ancak sosyal grafik, daha çok bu sistem içindeki<br />

ilişkileri ifade etmektedir. Sosyal grafik, sosyal ağ üyelerini ve bu üyeler arasındaki ilişkiler yumağını<br />

ifade etmektedir. Aşağıda, Şekil 2.5 içinde basit bir sosyal grafik şeması örnek olarak verilmiştir. Sosyal<br />

grafikler sayesinde, o ağ içinde etki gücü yüksek olan üyeler belirlenebilir, kimin kiminle ilişkisi olduğu<br />

görülebilir ve belirli ilgi alanları çevresinde toplanmış gruplar belirlenebilir. Aynı zamanda bu grafik,<br />

sosyal ağlar içinde içeriğin hangi yolları izleyerek ve nasıl yayılacağını da görsel olarak ortaya<br />

koymaktadır.<br />

<br />

42


Şekil 2.5: Sosyal Grafik<br />

Kaynak: http://www.180daymarketing.com/everything-you-need-to-know-about-word-of-mouth-marketing/ (10.05.2012)<br />

İşletmeler sosyal medya içinde bir faaliyet göstermeseler de markalarını bu alanın dışında tutmaları<br />

mümkün değildir. Dolayısıyla, işletmenin bir faaliyeti olmasa da markasının sosyal ağlar üzerinde<br />

oluşmuş bir sosyal grafiği mutlaka vardır. Bu grafik, işletmenin başta tüketicileri olmak üzere rakiplerini,<br />

çalışanlarını, hissedarlarını, medyayı ya da blog yazarlarını kapsayabilir. İşletmeler sosyal medya<br />

stratejilerini geliştirmeye başlarken, markalarının sahip olduğu sosyal grafiği ortaya koyarak, kendileri<br />

için önemli kişileri ya da grupları görebilirler. Dahası, bu kişilerin hangi platformları ya da araçları<br />

kullandıklarını belirleyebilirler. Rapportive, Minggle gibi araçlar, sosyal grafiğin belirlenmesine yardımcı<br />

olan araçlardan ikisidir.<br />

Marka Hakkında Konuşulanlar<br />

İşletmeler her zaman markaları hakkında tüketicilerin ya da diğer paydaşların ne düşündüğünü<br />

araştırmışlardır. Ancak sosyal medya, insanların markaları hakkında neler konuştuklarını görmeyi<br />

oldukça kolaylaştırmaktadır. İşletmeler sosyal medya stratejisini geliştirirken işe nereden başlayacaklarını<br />

görmek için, sosyal medya içindeki bu konuşmalardan yararlanabilirler. Bu sayede;<br />

• Kimlerin markaları hakkında konuştuğunu,<br />

• Markaları hakkında neler söylendiğini,<br />

• Söylenenlerin olumlu mu olumsuz mu olduğunu,<br />

• Konuşmaların hangi platformlarda geçtiğini,<br />

• Hangi toplulukların marka hakkında konuştuğunu,<br />

• Rakiplerin sosyal medya içinde neler yaptığını,<br />

• İzleyicilerinin dikkatini çekebilecek içeriği,<br />

• Hangi sosyal ağ sitelerinde konuşmaların daha yoğun olduğunu,<br />

• Bu konuşmalar içindeki etkileyicilerin kimler olduğunu,<br />

• Fırsat ve tehditleri belirleyebilirler.<br />

43


İşletmeler topladıkları bu verilerle, bir nevi arazi koşullarının haritasını çıkartmış olmaktadırlar. Bu<br />

harita, ulaşmak istedikleri noktaya en kısa hangi yoldan gideceklerini gösterecektir. Diğer bir ifadeyle,<br />

ellerindeki bu veriler, işletmelerin yol haritasını oluşturacak olan sosyal medya stratejisine girdi olacaktır.<br />

İşletmelerin bu amaçla kullanabilecekleri farklı araçlar bulunmaktadır. Örneğin, Socialmention ve<br />

Netvibes işletmelerin sosyal medyada, markaları hakkında konuşulanları takip etmesine yardımcı olan,<br />

ücretsiz sitelerdir. Radian6, Sysomos, Nielsen BuzzMetrics, Visible Technologies, Trackur gibi çok<br />

sayıda site belirli bir ücret karşılığında markalar hakkında sosyal medya içinde konuşulanları<br />

raporlamaktadır. Sosyal medya pazarlaması geliştikçe, sosyal medya takip hizmeti veren işletmelerin<br />

sayısı da hızla artmaktadır.<br />

Sosyal medyada yapılabilecek farklı araştırma ve analizler için Ray<br />

Poynter’ın Optimist Yayınlarından çıkan “Internet ve Sosyal Medya Araştırmaları El<br />

Kitabı” (2012) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

İçerik Analizi<br />

Sosyal medya içindeki konuşmalar toplandıktan sonra, işletmelerin bu veriyi analiz etmesi gerekmektedir.<br />

Her gün onlarca yeni blog, sosyal paylaşım ya da ağ sitesi hayata geçmektedir. İşletmeler bunlardan<br />

hangilerini dikkate alacaklarına, zamanlarını ve kaynaklarını bunlar arasında nasıl etkili bir şekilde<br />

paylaştıracaklarına analizleri sonucunda karar verebileceklerdir. Bu analizler markanın ses payının ve dile<br />

getirilenlerin olumluluk-olumsuzluk oranının belirlenmesine yardımcı olacaktır. Konuşulanlardan alınan<br />

pay belirli bir konuşma içinde markanın dile getirilme oranını ifade etmektedir. Reklamcılıkta kullanılan<br />

bu terim, sosyal medya ölçümlemesinde de önemli bir unsur haline gelmiştir. Aynı zamanda işletmeler,<br />

markaları hakkında kimlerin hangi platformlarda konuştuğunu daha net görebilecek, kimlerin hayran<br />

kimlerin aleyhtar olduğunu belirleyebilecek ve sosyal medya içindeki fırsat ve tehditleri ortaya<br />

koyabileceklerdir.<br />

İşletmeler analizleri sırasında temel olarak şu sorularına cevap ararlar; Tüketiciler doğrudan belirli<br />

ürün ve markalar üzerinden mi konuşmaktadırlar yoksa istek ve ihtiyaçları üzerinden mi konuşmalar<br />

dönmektedir? Konuşmalar içinde işletmenin markası dile getirilmekte midir? Getiriliyorsa bu ne<br />

orandadır? Yorumlar olumlu mu değil mi? Olumu-olumsuz oranı nedir? Konuşmalar içinde markanın<br />

temel vaadine değiniliyor mu? Değinilmiyor ise, içerik hangi kavramlar üzerinde yoğunlaşıyor? Rakipler<br />

bu konuşmalar içinde nasıl bir yere sahip? Bu ve benzeri sorulara verilen cevaplar, sonraki adımlarda<br />

sosyal medya stratejisinin belirlenmesinde işletmelere hangi platformları seçecekleri, kimlere<br />

odaklanacakları ve sunacakları içeriğin kapsamı konusunda fikir verecektir.<br />

Örneğin, bebeklere yönelik pişik kremi üreten bir işletme, sosyal medya stratejisini oluşturma<br />

sürecinde, hedef kitlesinde yer alan annelerin ağırlıklı olarak forumları kullandığını ve bu forumlarda<br />

kullandıkları ürünler hakkında birbirlerine öneriler yaptıklarını fark etmiştir. Bu noktadan sonra<br />

işletmenin, bu forumlardaki içeriği analiz etmesi gerekmektedir. İşletme öncelikle annelerin hangi<br />

markalardan ne oranda bahsettiğine bakmalıdır. Kendi markasından ve rakip markalardan ne oranda<br />

bahsedildiği, bunların ne oranda olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmalıdır. İşletme ayrıca, bebeklerinin<br />

pişik olması ile ilgili annelerin başka hangi konular üzerinde konuştuklarını da analiz etmelidir. Örneğin,<br />

anneler belki de ağır pişikler için pişik kremi yerine medikal ilaçlar hakkında konuşuyor olabilirler. Ya da<br />

bebek bezi, sıcaklar, bebeğin yedikleri gibi pişiğin sebepleri ve çözümleri hakkında da konuşuyor<br />

olabilirler. Bunun yanında, annelerin hangi sorun ve ihtiyaçlarına yanıt aradıkları da değerlendirilmelidir.<br />

Ölçülebilir Amaçlar<br />

Sosyal medya stratejisinin temelini, işletmenin sosyal medya amaçları oluşturmaktadır. Sosyal medya<br />

pazarlaması temelde, işletmelerin tüketicileriyle olan iletişimini ve satışlarını arttırmak amacıyla, sahip<br />

oldukları ağların güçlendirilmesini hedeflemektedir. Bu temel amacın altında, işletmeler sosyal medya<br />

pazarlaması kapsamında şu amaçlarla stratejilerini oluşturmaktadırlar;<br />

<br />

44


• İlişkiler kurmak ve topluluklar oluşturmak<br />

• Halkla ilişkiler ve marka farkındalığı yaratmak<br />

• Kurumsal ünü yönetmek ve güven sağlamak<br />

• Müşteri sadakati yaratmak<br />

• Müşteri hizmeti sunmak<br />

• Arama sonuçları içinde görünürlük düzeyini arttırmak<br />

• Satışları arttırmak<br />

İşletme bu amaçları belirlerken, öncelikle ölçülebilir olmalarına dikkat etmelidir. Aksi taktirde<br />

işletme, belirlediği amaçlara ulaşıp ulaşamadığını belirleyemeyecektir. Örneğin işletme, amacını sadece<br />

“marka farkındalığı” yaratmak olarak belirlediğinde, bir yılın sonunda belirlemiş olduğu bu amaca ne<br />

denli ulaştığı konusunda net bir cevap veremeyecektir. Bu nedenle, işletmenin ne oranda marka<br />

farkındalığı sağlayacağını ve bunu hangi süre içinde gerçekleştireceğini de amacı içinde ifade etmesi<br />

gerekmektedir.<br />

İşletmeler amaçlarını belirlerken, bir yandan da bu amaçlara ulaşıp ulaşmadıklarını hangi yollarla<br />

ölçeceklerini de düşünmelidirler. Bu noktada işletmeler farklı araçlardan yararlanabilirler. Örneğin,<br />

markasının ününü korumaya çalışan bir işletme, takip ettiği söyleşilerdeki olumlu-olumsuz yorum oranını<br />

değerlendirme ölçütü olarak kullanabilir. Böylelikle, markası hakkında olumlu mesajların olumsuz<br />

mesajlara oranı hedeflediği düzeye geldiğinde, amacını da gerçekleştirmiş olacaktır. Belirli bir dönem<br />

içinde marka hakkındaki olumlu yazıların ya da blog yorumlarının sayısı, web sitesinin ziyaret edilme<br />

sayısı, Twitter üzerindeki takipçi sayısı, video izleme sayısı işletmelerin amaçlarına ulaşıp<br />

ulaşmadıklarını ölçmek için kullanabilecekleri diğer bazı istatistiklerdir.<br />

Fikir Liderleri<br />

Fikir liderleri, çevrelerinde bulunan diğer kişilerin tutum ve davranışlarını biçimsel olmayan bir şekilde<br />

etkileme gücüne sahip olan kişilerdir. Internet ve sosyal medya kendi fikir liderlerini ortaya<br />

çıkartmaktadır. Fikir lideri konumunda olan kişilerin yazdıkları bloglar ya da Twitter hesapları çok sayıda<br />

insan tarafından takip edilmektedir. Dahası, bu kişilerin söyledikleri, gösterdikleri ya da yaptıkları<br />

kendilerini takip edenleri etkilemektedir. Fikir liderlerinin bu etkileyiciliği, izleyicilerinde yarattıkları<br />

güven duygusundan kaynaklanmaktadır.<br />

İşletmeler, stratejilerini geliştirmeye başladıkları ilk adımda, markalarının sosyal grafiğini ortaya<br />

koyacaklardır. Bu grafik üzerindeki farklı düğüm noktalarında, farklı fikir liderleri etkileyici role sahiptir.<br />

İşletmelerin bu kişileri belirlemesi büyük önem taşır. Elbette, bu fikir liderlerinin hepsi aynı etkileyiciliğe<br />

sahip değildir. Kimi blog yazarları ya da takipçiler diğerlerine göre daha fazla etki gücüne sahiptir.<br />

İşletmelerin, sosyal grafikleri üzerindeki her alan için bu fikir liderlerini ve etkileme güçlerini<br />

belirlemeleri gerekmektedir. Bu kişiler, işletmelerin mesajlarının ağ üzerinde daha hızlı yayılmasına ve<br />

daha fazla noktaya ulaşmasına aracılık edeceklerdir.<br />

Yukarıda verdiğimiz örneği devam ettirirsek, pişik kremi üreticisi işletme, annelerin bebek bakımı ve<br />

ürünleri konusunda sosyal medya üzerinde fikirlerine güvendiği kişileri belirlemiş olmalıdır. Örneğin, bu<br />

konulara odaklanan blog yazarları en önemli fikir liderlerini oluşturabilir. İşletmenin, bu blog yazarlarını<br />

ve etki güçlerini (okuyucu ve takipçi sayıları, yazılarının aldıkları yorumlar, link verilme oranları gibi)<br />

değerlendirmesi gerekmektedir.<br />

Pişik kremi gibi bir ürün için fikir lideri olabilecek iki blog sayfası<br />

örneği için www.devletsah.com ve www.biradambirbebek.com adreslerini ziyaret<br />

edebilirsiniz.<br />

<br />

45


İçerik Stratejisi<br />

Sosyal medya içinde başarılı olmanın sırrı kaliteli içerikten geçmektedir. Bu içerik bir blog gönderisi, bir<br />

fotoğraf, bir video ya da uygulama olabilir. Sosyal medya içinde konuşulan, paylaşılan, diğer insanlara<br />

önerilen şeyler kaliteli ve dikkat çekici içeriğe dayanmaktadır. Ancak, işletmeler tarafından paylaşılan<br />

içeriğin yayılması için, içeriğin tek başına kaliteli ya da doğru olması yeterli değildir. Aynı zamanda<br />

içeriğin zamanlamasının ve yayınlandığı ortamın da uygun olması gerekmektedir. Bu nedenle işletmelerin<br />

neyi, ne zaman söyleyeceklerini de planlamaları gerekmektedir.<br />

İşletmeler, içerik dendiğinde ağırlıklı olarak tüketicilerine bilgi aktaracaklarını düşünmektedir. Ancak,<br />

sosyal medya içinde içerik, kullanıcı ya da tüketici deneyiminin bir parçasıdır. İşletme, hangi türden<br />

olursa olsun içeriği sosyal medyaya aktardığında, bu tek yönlü bir faaliyet gibi gözükür. Ancak, bu içerik<br />

insanlar tarafından paylaşıldıkça, etkileşim deneyiminin bir parçası haline gelmektedir. Bu paylaşımlar<br />

sosyal medya içinde olabileceği gibi, Internet dışında da gerçekleşebilmektedir. Dolayısıyla, sunulan<br />

içeriğin Internet dışı ortamlara taşınmasına da izin verilmelidir.<br />

İşletmeler sundukları içerikle toplulukların bir parçası olmayı, tüketicilerine katılmayı arzuluyorlarsa,<br />

bu içeriğin odağına önem vermelidirler. İnsanlar işletmelerin ilgisini çeken değil, kendi ilgilerini çeken<br />

şeyleri paylaşmakta ve yaymaktadır. Bu nedenle, sadece markasını düşünerek içerik yaratmak, işletmeye<br />

anlamlı bir katkı sağlamayacaktır. Sıkıcı ya da tüketiciler için ilgi çekici olmayan içerik olumludan<br />

ziyade, olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Sunulan içerik tüketicilerin bir ihtiyacını karşıladığında,<br />

paylaşılması ihtimali de o kadar artmaktadır. İşletmeler, kendi markalarıyla ilgili olarak tüketicilerin<br />

hangi konulardan bahsettiğinden ya da neye önem verdiğinden yola çıkarlarsa, insanların değer verip<br />

paylaşacakları içeriği sağlayabileceklerdir. Bu türden içerik fikirlerini ise, içeriği analiz ettikleri aşamada<br />

bulabilirler.<br />

Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, pişik kremi üreten işletme annelerin forumlarda bebek<br />

pişiği ile ilgili hangi konular üzerine konuştuğunu belirlediğinde, sunacağı içeriğin kapsamını da<br />

belirlemiş olacaktır. Örneğin, anneler pişik sorunu yaşadıklarında sadece pişik kremleri hakkında değil,<br />

pişiği geçirmek için yapılabilecek farklı uygulamalar konusunda konuşuyorlarsa, işletmenin sosyal medya<br />

içinde annelere bu türden içeriği sunması gerekmektedir. Bu sayede, pişik kremi üreten işletme annelerin<br />

gündeminde olan konularda içerik sağlayabilecektir. Bu içerik anneler tarafından işe yarar ve ilgi çekici<br />

bulunursa, sosyal medya içinde paylaşılacaktır. Hatta bu paylaşımlar, arkadaş toplantılarına dahi<br />

taşınabilecektir.<br />

Bu konuda bir diğer önemli konu ise, sunulan içeriğin doğruluğu ve işletmenin dürüstlüğüdür.<br />

İşletmeler sosyal medya üzerinde tutamayacakları sözleri vermeyi bile düşünmemelidir. Sunacakları<br />

içeriğin ses tonu da insani ve dürüst olmalıdır. İşletmeler sundukları içerikle tüketicilerine insani<br />

yönlerini, kimliklerini, kişiliklerini gösterebilmelidir ki topluluklar onları kabul etsinler.<br />

Bebek otomobil koltuğu satan bir işletmenin içerik stratejisi hangi<br />

konular üzerine kurulabilir?<br />

Taktik Plan ve Uygun Platformların Seçimi<br />

Sosyal medya pazarlama ekosistemi içinde çok sayıda platform ve araç yer almaktadır. İşletmeler için<br />

bunlar arasından seçim yapmak kolay bir iş değildir. Ancak, içeriği analiz etmiş, amaçlarını belirlemiş ve<br />

içerik stratejisini oluşturmuş işletmeler için hangi platformların kullanılacağı da az çok ortaya<br />

çıkmaktadır. Süreç içinde atılan adımlar işletmeye, işe nereden başlaması gerektiğini de söylemektedir.<br />

İşletmeler, bir platformu ya da aracı seçerken, o platformu neden seçtikleri ve burada kimlerle bağlantı<br />

kuracakları ve ağ içinde yer alan tüketicilerin ilgisini çekebilmek için hangi tür içeriği sunmaları gerektiği<br />

gibi sorulara cevap vermelidirler.<br />

Sosyal medyanın bu denli popüler olması sonrası, işletmeler sosyal medya içinde yer alma yarışına<br />

girmiş durumdadır. Ancak ne yazık ki çoğu işletme sosyal medyanın sadece Facebook, Twitter ve<br />

YouTube’dan oluştuğunu sanmaktadır. Belki başlangıçta bu platformlar işletme için yeterli olabilecektir.<br />

<br />

46


Ancak, işletmelerin hedeflerindeki etkileyicilerin (fikir liderlerinin) de içinde olduğu daha onlarca sosyal<br />

medya platformu bulunmaktadır ve işletmelerin amaçlarına ulaşabilmek için bunların doğru bir<br />

karışımına ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla, işletmeler için önemli etkileyicilerin ve tüketicilerin hangi<br />

platformlarda yer aldığı, işletme seçimini de önemli ölçüde etkileyecektir. İşletmelerin kullanabileceği<br />

sosyal medya platformlarının başlıcaları şunlardır; sosyal ağ siteleri (Facebook, LinkedIn, Google Plus),<br />

bloglar, mikrobloglar, multimedya blogları, podcast, fotoğraf ve video paylaşım siteleri, sosyal imleme<br />

siteleri, sanal dünyalar, işbrliğine dayalı yazarlık siteleri. Ayrıca işletmeler, içeriğin daha kolay<br />

paylaşılmasını sağlamak amacıyla RSS teknolojisinden, “paylaş” butonlarından, etiketleme ve işaretleme<br />

uygulamalarından da yararlanabilir. Sosyal medya platformları ve pazarlama amaçlı kullanımları, üçüncü<br />

ve dördüncü bölümler içinde detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />

Topluluğa Dahil Olmak<br />

Sosyal medya, işletmelerin sadece hedef kitlelerine ulaşmak için kullanabilecekleri yeni bir kanal<br />

değildir. Bu ortamda içeriği yayınlamak, tek başına yeterli olmamaktadır. Sosyal medya içinde söyleşiler<br />

ve konuşmalar, taraflar arasında karşılıklı oluşmaktadır. Kullanıcılar artık pasif birer alıcı değil aktif birer<br />

oyuncu olma isteğindedirler. Dolayısıyla, içeriğin sunumu ile mesajını aktaran işletmelerin, bu içerikle<br />

ilgili tartışmaları körüklemek için, topluluk içindeki söyleşiye kendilerinin de katılması gerekmektedir.<br />

Bu süreçte, işletme ile tüketici arasında bir bağlantı kurulmaktadır ve bu bağlantı içinde tüketici bir<br />

“hedef” olmaktan çıkıp, işletme ile eş düzeyde bir ortak pozisyonundadır.<br />

Sosyal medyada tüketiciler arasındaki tartışmayı körüklemek ve markalarının topluluk tarafından<br />

kabulünü sağlamak isteyen işletmelerin, sosyal medyaya tüketicileri açısından bakmasını<br />

gerektirmektedir. İşletmeler kendilerine göre ilginç olduğunu düşündükleri kampanyalar yaratmak yerine,<br />

potansiyel bir tüketicinin neden zaman ayırıp da kampanyaları ile ilgili paylaşımlarda bulunacağına kafa<br />

yormalıdırlar. İnsanlar durduk yere markalarla ilgilenmezler. Ancak, o marka yaşamları içinde bir<br />

noktaya temas ettiğinde o markayla ilgilenirler. Dolayısıyla, tüketicileriyle bağlantı kurmak, dahası<br />

tüketicilerin yarattığı topluluklara dahil olmak isteyen işletmelerin, tüketicilerinin tutkuları, yaşantıları ya<br />

da sorunları etrafında odaklanması gerekir. Ancak tüketicilerin zihinlerine ve kalplerine dokunmayı<br />

başaran işletmeler o topluluğa katılmayı da başarabilirler.<br />

Elbette işletmeler bu katılımı ve tartışma ortamını, olumlu ağızdan ağıza iletişim yaratabilmek<br />

amacıyla da istemektedirler. Bir başka deyişle, topluluğun markayı kabul etmesi yanında, marka hakkında<br />

olumlu sözler söylemesi de işletmelerin hedefi içindedir. Forumlarda yapılan yorum ve değerlendirmeler,<br />

Facebook sayfasına bırakılan olumlu bir yorum ya da bir blog yazısı bu türden olumlu ağızdan ağıza<br />

iletişimi başlatabilecektir. İşletmelerin, tüketicilerini bu yönde harekete geçirip, topluluğa dahil olmayı<br />

başarması gerekmektedir.<br />

Sonuçların İzlenmesi ve Ölçümü<br />

Ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz. İşletmelerin sosyal medya stratejileri içinde ilerlerken işe nereden<br />

başladıklarını, mevcut durumda nerede olduklarını ve nereye ulaşacaklarını ölçmek için araçlara<br />

ihtiyaçları vardır. İşletmeler bu sayede doğru yolda olup olmadıklarını da anlayabileceklerdir. Neyin<br />

ölçüleceği, temel olarak sosyal medya stratejisine yön veren hedeflere dayanmaktadır. İşletmeler, neler<br />

yaptıklarını ve bu yaptıklarının nasıl etkilere yol açtığını ölçtüklerinde, faaliyetlerinin sonuçlarını da<br />

görmüş olacaklardır. Ancak, satın alma davranışı, sadakat ya da yapılan önerilerle sosyal medya<br />

pazarlama kampanyaları arasında doğrudan bir ilişki olmayabileceğinden, sosyal medya kampanyalarında<br />

ölçüm oldukça zor bir iştir.<br />

Aktif kullanıcılar, web sitesinin ya da bloğun görüntülenme sayısı, dönüşüm ölçüm amacıyla<br />

kullanılan temel metrikler arasında yer almaktadır. Ayrıca, işletmelerin analiz ve ölçümlene için<br />

kullanabilecekleri çok sayıda web sitesi ve uygulama bulunmaktadır. Sosyal medyada analiz ve<br />

ölçümleme konusu, altıncı ünite içinde detaylı olarak ele alınmaktadır.<br />

<br />

47


Özet<br />

Sosyal medya, dünya tarihinde en hızlı büyüyen<br />

medya türü olmuştur. Dünya nüfusunun yarısına<br />

yakını 30 yaş altındadır ve milenyum gençliği<br />

olarak da adlandırılan bu grubun %95’i sosyal<br />

ağlar içinde yer almaktadır. Diğer taraftan bugün<br />

sosyal medya, tüketicilerin en önemli bilgi<br />

kaynağı konumundadır. Tüketiciler bir ürünü<br />

almadan önce Internet’te yer alan önerileri,<br />

yorumları ya da ürün değerlendirmelerini<br />

okumaktadır. İşletmelerin kendilerini bu medya<br />

dışında düşünmeleri ve bu alanı göz ardı etmeleri<br />

artık mümkün gözükmemektedir.<br />

Internet ve sosyal medya sayesinde bilgi aynı<br />

anda birden çok yerde bulunmakta, coğrafi<br />

sınırlar ortadan kalkmakta ve sosyal medyanın<br />

yarattığı etkileşim sayesinde kullanıcılar, pasif<br />

alıcı konumlarından çıkıp, daha aktif birer<br />

oyuncu haline gelmektedir. Internet’in ve sosyal<br />

medyanın sahip olduğu bu özellikler, pazarlarda<br />

gücün işletmelerden tüketicilere kaymasına<br />

yardımcı olmaktadır. Önceki dönemlerde<br />

işletmelerin elinde tuttuğu uzmanlık gücü,<br />

yaptırım gücü ve pazarlama faaliyetlerini<br />

doğrudan etkileme gücü tüketicilere geçmektedir.<br />

Sosyal medyanın tüketicilere sağladığı gücün<br />

önemli etkilerinden birisi tüketici tutumlarındaki<br />

değişimdir. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, yeni<br />

değer önerisi arayışları, bilgiyi arama şeklindeki<br />

ve satın alma kararlarındaki değişiklikler bu<br />

tutum değişiminin göstergeleri arasında yer<br />

almaktadır. Tüketici karar süreci içinde<br />

geleneksel medya ve tutundurma çabaları hala<br />

etkilidir. Ancak günümüzde tüketiciler tek başına<br />

reklamlarda sağlanan bilgilerle ya da işletmeler<br />

tarafından yaratılan içerikle tatmin olmamaktadır.<br />

Diğer tüketicilerin sosyal medya üzerinde<br />

paylaştıkları deneyimlerle, bilgi arama süreçlerini<br />

zenginleştirmektedirler. Sosyal geribildirim<br />

döngüsü tüketicilerin bu yeni davranışlarını<br />

resmetmektedir.<br />

Internet ve sosyal medyanın yükselişi,<br />

tüketicilerin pazarda daha güçlü hale gelmeleri,<br />

tüketiciler tarafından yaratılan içeriğin karar<br />

sürecinde artan rolü işletmelerin pazarlama<br />

anlayışlarını ve faaliyetlerini de doğrudan<br />

etkilemektedir. Yeni pazarlama anlayışı içinde<br />

kitleler arası iletişim ve kişiselleştirilmiş<br />

pazarlama uygulamaları ön plana çıkmaktadır.<br />

İşletmelerin daha talep yanlı düşünmesi, diyalog<br />

kurmaya odaklı olması ve tüketicilerini birer<br />

<br />

48<br />

hedef değil ortak olarak görmeye başlaması<br />

gerekmektedir.<br />

İşletmeler sosyal medyayı farklı amaçlarla<br />

kullanabilmektedir. Ancak, sosyal medya içinde<br />

başarılı olmak isteyen işletmelerin, öncelikle<br />

sosyal medya pazarlama ekosistemini ve bu<br />

sistem içinde yer alan farklı türlerdeki medyanın<br />

nasıl entegre bir şekilde kullanılabileceğini<br />

öğrenmesi gerekmektedir. Sosyal medya içinde<br />

üç tür medyadan söz edilebilir; sahip olunan<br />

medya, paralı medya ve kazanılmış medya. Sahip<br />

olunan medya işletmelerin en fazla kontrole sahip<br />

oldukları ancak menzili en kısa olan medyadır.<br />

Buna karşılık, kazanılan medya ise kontrolün en<br />

az olduğu ancak menzilin en uzun olduğu<br />

medyadır. İşletmenin mesaj üzerindeki kontrolü<br />

azaldıkça, kazanılmış medya yaratma potansiyeli<br />

kuvvetlenmekle birlikte, işletmelerin sorun<br />

yaşaması riski de artmaktadır. Dolayısıyla, bu üç<br />

tür medyanın en doğru bileşenini bulmak,<br />

işletmelerin sosyal medya pazarlamasını başarıya<br />

götürecek en önemli anahtar konumundadır.<br />

Sosyal medya pazarlamasının bir takım<br />

avantajları ve beraberinde getirdiği bazı<br />

tehlikeleri bulunmaktadır. Düşük maliyetli oluşu,<br />

marka ve farkındalık yaratma konusundaki gücü,<br />

sadık izleyici kitlesi ve güven oluşturma<br />

konusunda etkililiği, arama motorlarında<br />

sağladığı faydalar sosyal medya pazarlamasının<br />

avantajları arasında yer almaktadır. Diğer taraftan<br />

stratejide yapılabilecek hatalar, üst yönetimin<br />

desteğinin olmaması, yeterli zaman ve kaynak<br />

ayırmama, kötü niyetli çalışanlar ve<br />

yaşanabilecek diğer sorunlar ise sosyal medya<br />

pazarlamasının getirdiği tehlikeler arasında yer<br />

almaktadır.<br />

Bu tehlikeler göz önüne alındığında, sosyal<br />

medya pazarlamasının belirli bir strateji<br />

çerçevesinde uygulanması önem kazanmaktadır.<br />

İşletmeler bu çerçevede sırasıyla şu adımları<br />

izleyerek sosyal medya stratejilerini<br />

oluşturabilirler; markanın sosyal grafiğinin<br />

oluşturulması, marka hakkındaki konuşmaların<br />

dinlenmesi, içeriğin analiz edilmesi, amaçların ve<br />

ölçüm unsurlarının belirlenmesi, sosyal grafik<br />

üzerindeki önemli etkileyicilerin belirlenmesi,<br />

içerik stratejisinin oluşturulması, uygulama için<br />

taktik planın oluşturulması ve kullanılacak sosyal<br />

medya araçlarının/platformlarının belirlenmesi,<br />

sohbet ortamlarına katılım ve sonuçların<br />

izlenmesi ve ölçümü.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. Aşağıdakilerden hangisi pazarlarda gücün<br />

işletmelerden tüketicilere kaymasına neden olan<br />

sebeplerden birisi değildir?<br />

a. Bilginin aynı anda birden çok noktada<br />

bulunması<br />

b. Bilgi asimetrisi<br />

c. Coğrafi sınırların ortadan kalkması<br />

d. Belli ilgi ağları çerçevesinde sanal iletişim<br />

ağlarının kurulması<br />

e. Sosyal medyanın yarattığı etkileşim<br />

2. Sosyal medya tüketici karar sürecinde en<br />

fazla hangi aşamada etkili olmaktadır?<br />

a. Farkındalık<br />

b. Satın alım<br />

c. Fikir oluşturma<br />

d. Dikkate alma<br />

e. Kullanım<br />

3. Aşağıdakilerden hangisi yeni pazarlama<br />

anlayışının unsurlarından birisi değildir?<br />

a. Mega markalar<br />

b. Çeşitlilik<br />

c. Diyalog<br />

d. Kişiselleştirilmiş pazarlama<br />

e. Topluluklar<br />

4. Markanın tamamen kendi kontrolünde olan<br />

iletişim kanalları aşağıdakilerden hangisidir?<br />

a. Paralı medya<br />

b. Sosyal medya<br />

c. Kazanılmış medya<br />

d. Kitlesel medya<br />

e. Sahip olunan medya<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi kazanılmış medyaya<br />

bir örnektir?<br />

a. Banner reklamlar<br />

b. Web sitesi<br />

c. Marka adına açılmış forum sayfaları<br />

d. Markanın Facebook sayfası<br />

e. Mobil uygulamalar<br />

<br />

49<br />

6. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />

pazarlamasının olası tehlikelerinden birisi<br />

değildir?<br />

a. Güven oluşturma<br />

b. Bir strateji oluşturmama<br />

c. Yetersiz kaynak aktarımı<br />

d. Kontrolü elinde tutma<br />

e. Günlük trendlere kapılma<br />

7. Aşağıdaki kavramlardan hangisi sosyal ağ<br />

üyelerini ve bu üyeler arasındaki ilişkiler<br />

yumağını ifade etmektedir?<br />

a. Sosyal geribildirim döngüsü<br />

b. Sosyal grafik<br />

c. İçerik analizi<br />

d. Fikir liderleri<br />

e. Kazanılmış medya<br />

8. Sosyal medya stratejisi oluşturulurken<br />

işletme, markasının konuşmalardan aldığı payı<br />

hangi aşamada belirler?<br />

a. Marka hakkındaki konuşulanların dinlenmesi<br />

b. Sosyal grafiğin oluşturulması<br />

c. Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />

d. Sonuçların izlenmesi ve ölçümü<br />

e. İçeriğin analiz edilmesi<br />

9. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />

stratejisinin aşamalarından birisi değildir?<br />

a. Marka hakkında konuşmaların dinlenmesi<br />

b. İçeriğin analiz edilmesi<br />

c. Markanın sosyal grafiğinin oluşturulması<br />

d. Sosyal geribildirim döngüsünün oluşturulması<br />

e. Amaçların ve ölçüm unsurlarının belirlenmesi<br />

10. Çevrelerinde bulunan diğer kişilerin tutum<br />

ve davranışlarını biçimsel olmayan bir şekilde<br />

etkileme gücüne sahip olan kişilere ne ad verilir?<br />

a. Topluluk<br />

b. Sosyal medya kullanıcısı<br />

c. Fikir lideri<br />

d. Hayran<br />

e. Ortak tüketici


Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. b Yanıtınız yanlış ise “Pazardaki Gücün El<br />

Değiştirmesi ve Güçlenen Tüketici” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

2. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Tüketici Karar Sürecine Etkileri” başlıklı konuyu<br />

yeniden gözden geçiriniz.<br />

3. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Pazarlamaya Etkileri” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Pazarlaması Ekosistemi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

5. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Pazarlaması Ekosistemi” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

6. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Pazarlamasında Olası Tehlikeler” başlıklı konuyu<br />

yeniden gözden geçiriniz.<br />

7. b Yanıtınız yanlış ise “Markanın Sosyal<br />

Grafiği” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

8. e Yanıtınız yanlış ise “İçerik Analizi” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

9. d Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Stratejisi” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

10. c Yanıtınız yanlış ise “Fikir Liderleri”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

<br />

50<br />

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Facebook sayesinde tüketiciler, hem kendi sosyal<br />

ağları içinde (arkadaşları arasında) hem de<br />

markaların Facebook sayfalarında olumlu ve<br />

olumsuz ürün ve marka deneyimlerini<br />

paylaşabilmektedir. Dahası, Facebook sayesinde<br />

tüketiciler çok kısa sürede organize olup, bir<br />

takım eylem ya da boykotlar da yapabilmektedir.<br />

Dolayısıyla, Facebook bu araçları sayesinde<br />

tüketiciye işletmeler karşısında önemli bir<br />

yaptırım gücü vermektedir.<br />

Sıra Sizde 2<br />

Gençler sosyal medyayı en yoğun kullanan<br />

tüketici grubu olduğundan, gençlere yönelik<br />

işletmelerin sosyal medyayı her üç amaca yönelik<br />

olarak kullanması en uygunu olacaktır. Bir başka<br />

deyişle, bu tür işletmeler hem online fikir<br />

liderlerini belirlemek ve tüketicilerinin sesine<br />

kulak vermek hem de tüketicileri ile etkileşim<br />

kurmak amaçlarıyla sosyal medyadan<br />

yararlanmalıdır.<br />

Sıra Sizde 3<br />

Kontrolü elinde tutmak isteyen işletmeler, paralı<br />

ve sahip olunan medya türlerine öncelik<br />

vermelidir. Bu ortamlar, işletmelerin büyük<br />

oranda kontrolü altındadır.<br />

Sıra Sizde 4<br />

Anne ve babaların sosyal medya içinde bebek<br />

otomobil koltuğu ararken en çok odaklandıkları<br />

konuların başında güvenlik gelmektedir. Daha<br />

sonra konfor ve ekonomik fiyatlar gibi konular<br />

dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, böyle bir<br />

firmanın öncelikle “güvenlik” konusu ile<br />

bağlantılı içeriğe odaklanması uygun olacaktır.


Yararlanılan Kaynaklar<br />

Berthon, P.R., Pitt, L.F., Plangger, K. ve Shapiro,<br />

D. (2012). “Marketing meets Web 2.0, social<br />

media, and creative consumers: Implications<br />

for international marketing statiğe”, Business<br />

Horizons, 55, s. 261-271.<br />

Borges, B. (2009). Marketing 2.0: Bridging the<br />

Gap between Seller and Buyer through Social<br />

Media Marketing, Wheatmark.<br />

Burcher, N. (2012). Paid, Owned, Earned:<br />

Maximizing Marketing Returns in a Socially<br />

Connected World. Kogan Page.<br />

Constantinides, E. ve Fountain, S.J. (2008).<br />

“Web 2.0: Conceptual foundations and<br />

marketing issues”, Journal of Direct, Data and<br />

Digital Marketing Practice, 9, 3, s. 231-244.<br />

Corcoran, S. (2009). Defining Earned, Owned<br />

And Paid Media.<br />

http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/2<br />

009/12/defining-earned-owned-and-paidmedia.html<br />

(Erişim tarihi: 15.05.2012)<br />

Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media<br />

Marketing: The Next Generation of Business<br />

Engagement. Wiley Publishing, Inc.<br />

Falkowl, S. (2011). “Social Media Strategy”.<br />

http://falkowinc.com/wpcontent/uploads/2010/06/Social-Media-Strategy-<br />

Module-Whitepaper.pdf (Erişim tarihi:<br />

15.05.2012)<br />

Hanna, R., Rohm, A. ve Crittenden, V.L. (2011).<br />

“We’re all connected: The power of the social<br />

media ecosystem”, Business Horizons, 54, 265-<br />

273.<br />

Kiani, G.R. (1998). “New Game, New Rules:<br />

Will traditional mentality work in the<br />

marketspace?”, Management Research Review,<br />

21, 6, s.1-9..<br />

<br />

51<br />

Rezabakhsh, B., Bornemann, D., Hansen, U. ve<br />

Schrader, U. (2006). “Consumer Power: A<br />

comparison of old economy and the Internet<br />

Economy”, Journal of Consumer Policy, 29, 3, s.<br />

3-36.<br />

Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />

Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />

Success, John Wiley & Sons.<br />

Scott, D.M. (2010). The New Rules of<br />

Marketing and PR: How to Use Social Media,<br />

Blogs, News Releases, Online Video, & Viral<br />

Marketing to Reach Buyers Directly, İkinci<br />

Basım, John Wiley & Sons.<br />

Tuten, T.L. (2008). Advertising 2.0: Social<br />

Media Marketing in a Web 2.0 World, Praeger<br />

Publishers.<br />

http://blogs.forrester.com/interactive_marketing/<br />

2009/12/defining-earned-owned-and-paidmedia.html<br />

(Erişim tarihi: 10.05.2012)<br />

http://leaderlab.com/engaging-consumers-paidowned-earned-and-hijacked-media/<br />

(Erişim<br />

tarihi: 10.05.2012)<br />

http://smgconnected.com/paid-owned-earnedmedia<br />

(Erişim tarihi: 10.05.2012)<br />

http://www.smgconnected.com/wpcontent/uploads/2011/03/POE5.jpg<br />

(Erişim tarihi:<br />

10.05.2012)<br />

http://www.180daymarketing.com/everythingyou-need-to-know-about-word-of-mouthmarketing/<br />

(Erişim tarihi: 10.05.2012)


3<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Sosyal medya platformlarını tanımlayabilecek,<br />

Sosyal medya platformlarını ayırt edebilecek,<br />

Sosyal medya platformlarını kullanabilecek,<br />

Sosyal medya platformlarının değerini açıklayabilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

Blog<br />

Mikroblog<br />

Twitter<br />

İçindekiler<br />

Internet Forumları<br />

Online Müşteri İncelemeleri<br />

Giriş<br />

Blogging<br />

Mikroblogging<br />

Internet Forumları<br />

İnceleme ve Değerlendirme Siteleri<br />

Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleri<br />

Online Sosyal Ağlar<br />

Medya Paylaşım Siteleri<br />

Sanal Dünyalar<br />

52<br />

Sosyal Haber Sitesi<br />

Sosyal İşaretleme ve Etiketleme<br />

Facebook<br />

YouTube<br />

Sanal Dünya


GİRİŞ<br />

Kullanıcılar tarafından içeriğin yaratılmasını ve paylaşılmasını sağlayan sosyal medya, doğasında<br />

sosyalliği, işbirliğini ve çift yönlü etkileşimi barındırmaktadır. Bu durum kullanıcıların birbirleriyle<br />

iletişim kurmasını kolaylaştırırken, paylaşımı artırmakta ve toplululuk oluşumunu teşvik etmektedir.<br />

Günümüzde kullanıcıların iletişim, paylaşım ve sosyalleşme istekleri birçok farklı sosyal medya<br />

platformundan gerçekleşebilmektedir. Düşüncelerini paylaşmak isteyen bir kullanıcı, bir “blog”<br />

sayfasıyla bu isteğini gerçekleştirebilme imkânına kavuşabilir. Aynı kullanıcı videolarını paylaşmak için<br />

YouTube’u ya da Facebook’u tercih edebilir. Anlık bir olayı hemen paylaşmak istediğinde ise Twitter’ı<br />

kullanabilir. Yemek yediği bir restoranı inceleme ve değerlendirme sitelerinde oylayabilir. Başka<br />

insanlarla etkileşim kurmak ve farklı bir deneyim yaşamak için Second Life’ta kendine bir havuzlu villa<br />

satın alabilir. Daha bunun gibi pek çok şeyi sosyal medya platformlarını kullanarak gerçekleştirebilir.<br />

Sosyal medya platformlarını sekiz ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar:<br />

• Bloglar,<br />

• Mikrobloglar (Twitter gibi),<br />

• Internet forumları (Google Grupları gibi),<br />

• İnceleme ve değerlendirme siteleri (Yelp gibi),<br />

• Sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri (Digg, StumpleUpon, Pinterest gibi),<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri (Facebook, LinkedIn, Google+ gibi),<br />

• Medya paylaşım siteleri (YouTube, Flickr, Slideshare gibi),<br />

• Sanal dünyalar (Second Life gibi).<br />

Sosyal medya platformları sadece bunlarla sınırlı değildir. Sosyal medya platformları arasında yer<br />

alan online işbirlikli yazma aracı olan Wiki’ler (en bilindik örneği Wikipedia), ses ve/veya video<br />

dosyalarının taşınabilir formatta dinlenebilmesi ya da izlenebilmesini sağlayan Podcasting (iPod ile ses<br />

dosyalarının dinlenmesi gibi) ve zengin site güncellemelerini toplayan RSS gibi araçlar beşinci ünite<br />

içinde ele alınmaktadır. Sürekli gelişen Web alt yapısı dolayısıyla her geçen gün yeni sosyal medya<br />

platformları ortaya çıkabildiği gibi, mevcut sosyal medya platformlarına yeni siteler de<br />

eklenebilmektedir. Önemli olan sosyal medya platformlarını belirlenen amaçlar doğrultusunda etkili bir<br />

şekilde kullanabilmektir.<br />

BLOGGING<br />

Sosyal Medya Platformları<br />

Internet, şimdiye kadar geliştirilmiş en katılımcı kitle konuşma formu ve yazıya göre daha fazla<br />

konuşmanın arttığı bir ortam olarak ilan edilmektedir. Internet, bireylere uzunca bir süre nispeten seçkin<br />

bir azınlık tarafından domine edilen fikirler pazarına katkıda bulunması için çağdaş broşür yazarları<br />

olmasına olanak vermektedir. 1990’ların sonlarında Internet’te online anlatımın katılımcı doğasını daha<br />

fazla artıran yeni bir ortam gelişmiştir. Bir blogger olan Jorn Barger bu gelişmeyi “weblog” olarak<br />

<br />

53


adlandırmıştır. Barger, bu tabiri kendisince ilginç ve bilgilendirici bulunan haber makaleleri ve diğer<br />

sitelere bir grup link içeren kendi Web sitesini referans göstererek türetmiştir. Bu terim, Barger<br />

tarafından, “Web sitesi” ve “kayda geçirmek (İngilizcesi logging)” kelimeleri birleştirilerek<br />

biçimlendirilmiştir. Bundan dolayı, weblog kelimesi günümüzde bizim kültürel sözlüğümüzde vardır.<br />

2004’te 3 milyon blog varken, bu sayı Temmuz 2011 itibariyle 164 milyona ulaşmıştır (Şekil 3.1).<br />

<br />

Şekil 3.1: Dünyadaki Blog Sayısı<br />

Kaynak: Invesp (2011). “The Blogging World”, http://www.invesp.com/blog/business/how-big-is-blogsphere.html<br />

(27.05.2012).<br />

Türkiye’de Internet kullanıcılarının yüzde kaçının blogları ziyaret<br />

ettiğini biliyor musunuz? Bloglara erişimde bu yüzde ile Türkiye global pazarda kaçıncı<br />

sıradadır?<br />

Blogging Terminolojisi<br />

Blogging ile ilgili terimler ve tanımları şu şekildedir:<br />

Weblog/Blog: Genellikle kısa yazı veya makalelerden oluşan, son zamanlarda sadece resim, video vb.<br />

uygulamaları da kapsayabilen, Web sitelerine göre daha sık güncellenen, son gönderinin en üstte yer<br />

alacak şekilde tarih olarak yeniden eskiye doğru sıralandığı – ki buna tersine kronolojik sıralanma<br />

denmektedir – daha önceki gönderilere ve/veya diğer sitelere bağlantılar (linkler) içeren ve genellikle<br />

yorum fonksiyonu ile güçlendirilmiş Web sitelerinin gelişmiş türüne denmektedir.<br />

Blogger: Bir blogu yazan ve yürüten kişilere denir.<br />

Blogging: Blog yapma faaliyetine verilen addır.<br />

Blog gönderisi/girdisi: Genellikle kısa yazı ya da makalelerdir. Son zamanlarda sadece resimlerden,<br />

videolardan, powerpoint sunularından vb. uygulamalardan oluşan blog gönderileri/girdileri yapılmaktadır.<br />

Blogosfer: Bloglardan oluşan ağ ya da alandır.<br />

Bir Blogun Yapısı<br />

Tipik bir blogda; blog başlığı, blog alt başlığı, gönderi başlığı, gönderi metni, gönderi tarihi, yorum<br />

ekleme ve yapılan yorum sayısı göstergeleri, sosyal medya sitelerinde paylaşma ikonları, sitedeki yeni<br />

güncellemeleri basitçe bir araya getiren ve özet halinde sunan toplayıcılar olarak ifade edilebilecek RSS<br />

yemler ile blog sahibinin diğer sosyal medya hesaplarına bağlantılar, en popüler gönderiler, arşiv ve<br />

blogun konusuyla ilgili ya da blog sahibinin beğendiği sitelere linkler yer almaktadır (Şekil 3.2).<br />

54


Blog Türleri<br />

<br />

Şekil 3.2: Tipik Bir Blogun Yapısı<br />

Bloglar, konu, popülerlik, içerik türü, dil ve bunun gibi pek çok boyutta sınıflandırılabilmektedir.<br />

Özellikle en yaygın olan ve içeriğin dikkate alındığı ayırımda bloglar iki temel kategoriye ayrılmaktadır.<br />

Bunlar kişisel bloglar ve tematik bloglardır. Kişisel bloglar aynı zamanda kişisel günlükler olarak da ifade<br />

edilmektedir. Kişisel bloglar, bireysel yazılan, temel olarak blogger’ın yaşamındaki olaylarla ilgili olan ve<br />

kendini ifade etmek için kullandığı bir araçtır. Tematik bloglar ise filtre bloglar ve bilgi blogları olmak<br />

üzere ikiye ayrılmaktadır. Filtre bloglar, esasen ilginç Web sitelerine link ve yorum yapmayı sağlayarak<br />

Web’i süzmektedir. Bilgi blogları ise, online olarak orijinal bilgi yaratmak için kullanılır. Tematik bloglar<br />

spesifik bir konuya (siyasete, sanata, eğlenceye, spora ya da teknolojiye) odaklanmaktadır ve genellikle<br />

blogger’ın profesyonel uzmanlığı kapsamındadır. Ancak bu ikili ayrım her zaman için açık ve belirgin<br />

değildir.<br />

Bloglar, içeriğin yazarına göre kişisel bloglar ve işletme blogları olarak ikiye ayrılabilir. Kişisel<br />

bloglar, bireyler tarafından yazılır. En yaygın bloglardır. İşletme blogları ise işletme amaçları için<br />

oluşturulur. Pazarlama, marka ya da halkla ilişkiler amaçlarıyla içsel ve dışsal iletişim ve kültürü<br />

güçlendirmek için şirketler tarafından kullanılmaktadır.<br />

55


Neden Blog Yapılmalı?<br />

<br />

Popüler blogging araçları hangileridir?<br />

Bir blog oluşturmak için çok fazla neden vardır. Kişisel bakış açısına göre blogging, bireylere<br />

planladıkları herhangi bir amaç için yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insana ulaşmak için kullanımı<br />

kolay Web tabanlı yayımlama aracı sağlamaktadır. İşletme bakış açısına göre ise blogging, hem işletme<br />

içindekilerle hem tederikçilerle olan iletişimi geliştirebilir. Daha da önemlisi online müşteri ilişkilerini ve<br />

marka çabalarını daha kişisel bir düzeye getirebilir. Bu kapsamda blog yapma nedenlerini şu şekilde<br />

sıralamak mümkündür. Bunlar:<br />

• Kendini ifade etme: Blogging araçları teknik bilgi gerektirmeyen ve kullanımı oldukça kolay<br />

araçlardır. Bu yüzden blogların benzersiz yönlerinden biri, özellikle insanların kendi kendini<br />

ifade etmek istediğinde bunu rahatlıkla yapabilmesini sağlamasından kaynaklanmaktadır.<br />

Blogging bireylerin eline yayımlama gücünü vermekte ve her tür ifade biçimi için bir platform<br />

sağlamaktadır. İnsanlar bloglarla kendilerini çeşitli dillerde anlatmaktadır.<br />

• Kendi imkânlarıyla yayımlama: İnsanların kendi yaşamlarıyla ilgili özel detayları yazması ve<br />

sonra onları herkesin okuması için Internet’te yayımlaması fenomeni eşsiz bir şeydir. Offline<br />

yani gerçek hayatta bir bireyin şiir, makale ve hatta kişisel günlüğünü yayımlaması pahalı ve bir<br />

o kadar da uzun bir süreçtir. Yayın gerçekleşse bile yazarın bunu pazarlaması da ek maliyete yol<br />

açmakta ve süreci daha da uzatmaktadır. Web üzerinde blog yayımlamak ise ya ücretsiz ya da<br />

ücretli olsa bile, bu ücretler basılı yayınların maliyetinin çok daha azıdır. Dağıtım maliyetleri,<br />

blogun oluşturulduğu blogging servisine göre düşmekte, hatta ücretsiz bir blogging servisi<br />

kullanılıyor ise ücrete gerek kalmamaktadır. Tek zaman alan ve potansiyel olarak kendi<br />

imkânlarıyla online yayımlamanın masraflı olan kısmı, daha fazla trafik elde etmesi için blogun<br />

pazarlanmasıdır.<br />

• Bilgi ve kaynakları paylaşma: Bloggerların tümü blogları yoluyla duygularını paylaşmazlar.<br />

Bazı bloggerlar blogları ya daha geniş kitlelere ya da spesifik bir grup insana yararlı bilgileri<br />

yaymanın rahat bir yolu olarak görmektedir. Bloglar, çoğu geleneksel Web sitesinde<br />

bulamayacağınız kişisel deneyim ve birinci ağızdan anlatılan olaylar gibi bilgileri içerdiğinde<br />

yararlı olabilir. Bir konudaki bir uzman sıklıkla tarihi geçmiş pazarlama materyallerinden daha<br />

güncel ve yararlı bilgi sağlayabilir. Bazı bloggerlar, bloglarını belirli bir konuda buldukları<br />

bilgileri ya da takip etmeyi sürdürdükleri Web sitelerini ve yararlı buldukları blogları arşivlemek<br />

için kullanmaktadır. İnsanlar bu tür blogları, araştırma için çabalayacağı zamandan tasarruf<br />

etmek için ve bir kaynak olarak kullanabilir. Bu tür blogları ziyaret eden insanların bulduğu<br />

kaynağı ya da bilgiyi kullanmadan önce, blogger’ın güvenilirliğini göz önünde tutması<br />

gerekmektedir. Bilgilendirici bloglara giriş yapıldığında doğrulanmış kaynaklar, ilave tavsiye<br />

alma ya da sadece daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.<br />

• Topluluk oluşturmak: Online topluluk ve tartışma fenomeni Internet’te yeni değildir, ancak<br />

bloglar yayımlama ve topluluk oluşturma araçlarını bilgisayar programcısı olmayanların<br />

genellikle ücretsiz ya da düşük maliyetle kullanmasına olanak sağlamıştır. Bloglardaki yorum<br />

fonksiyonu topluluk Web sitelerindeki Internet forumu ve hatta Web’den önceki Internet<br />

günlerindeki Usenet Haber Grupları benzeri alanlar yaratmaktadır. Blogların tümünün bir<br />

topluluk anlayışı yoktur. Bazı blogger’lar bloglarında yorum fonksiyonunu olanaklı kılmazlar.<br />

Bunun çeşitli nedenleri olabilir: Yorum alanını yönetmeye ve sürdürmeye vakitleri olmayabilir<br />

ya da bloglarında bir topluluk oluşturmak ile ilgilenmeyebilirler. Yorumun olmadığı bir blog<br />

monolog iken, yorumlarla blogda bir diyalog meydana gelmektedir. Bir topluluk geliştirmek<br />

zaman alacaktır. Bunun için zorlama yapılamaz. Blogger yorum fonksiyonunu olanaklı kılabilir<br />

ve günlük, haftalık ya da aylık tek bir yorum dahi almadan gönderi yapabilir.<br />

• Eğlence sağlamak: Her blogun ciddi bir misyonu yoktur. Bazı blogger’lar sırf kendilerinin ve<br />

başkalarının eğlencesi için blogging yaparlar. Bu tür blogger’lar en iyi blog listelerini,<br />

Technorati.com’daki En İyi 100 Blog listesi gibi, kontrol ederek bazı eğlenceli blogları çok<br />

sayıda teknoloji blogu ile karma hale getirip gözler önüne sermektedir. Teknoloji, güncel olay ve<br />

politik fikir blogları en popüler bloglardır.<br />

56


• Reklam ve pazarlama: Bloglar doğru kullanıldığında, ister amacınız güvenilirlik yaratmak<br />

olsun, ister uzmanlığınızı ortaya çıkarmak olsun isterse de bir işletmenin, ürünün ya da hizmetin<br />

reklamını yapmak olsun, pazarlamada yardımcı bir araç olabilir. Blogging sadece itibarınızı<br />

artırmakla kalmayabilir aynı zamanda bloga reklam gelirleri, blogging için ücret ve ücretsiz<br />

şeyleri içeren ek yararlar da sağlayabilir. Güçlü ek yararlar için bloga bir iş olarak bakılmalıdır.<br />

Bir blogta doğrudan satış yapmak henüz olağan olmasa da bazı şeyleri satın almak için bu<br />

yerlere bağlantı sağlamak oldukça yaygındır.<br />

Bloglar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için Erkan AKAR’ın Tiem<br />

Yayınlarından çıkan “Blogla Pazarlama” (2006) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

MİKROBLOGGING<br />

Mikroblogging, blogging gibi diğer uygulamalardaki benzer kullanım motivasyonlarıyla (kişisel anlatım<br />

ve sosyal bağlantı vb.) sosyal Web’deki en son fenomenlerden biridir. Mikroblogging, Web üzerinde<br />

kullanıcılara halen ne yapıyor oldukları hakkında kısa mesajlar yayımlamayı olanaklı kılan, blogging,<br />

anlık mesajlaşma ve durum bildirimlerinin bir karması olarak görülebilir.<br />

<br />

En popüler mikroblogging sitesi hangisidir?<br />

Mikroblogging sitelerinin ardındaki düşünce basit, özetlenmiş biçimde mesajlar sunmaktır.<br />

Mikroblogging ile büyük, uzun blog gönderileri yazma imkânı bulunmamaktadır. Tercihen kısa metin<br />

mesajlarını - tipik olarak 140 karaktere kadar – ve resim, ses ya da video uygulamalarını içerebilmektedir.<br />

Mikroblogging, “ne kadar yazacağınız konusunda sınırlandırıldınız” demektir. Örneğin; Twitter, “Ne<br />

yapıyorsunuz? (İngilizcesi What are you doing?)” sorusuna 140 karakterle cevap vermeye imkân<br />

tanımaktadır ve Twitter’daki çoğu güncelleme aslında kullanıcıların ne yaptığından ziyade, onların ne<br />

düşündüğü ya da hissettiği üzerine odaklanmaktadır.<br />

Çoğu mikroblogging sitesinde güncellemeler Web ya da mobil telefonlarla yapılmaktadır. Bundan<br />

dolayı bloggingin bu biçimi son derece esnek ve portatiftir. Mikroblogging güncellemeleri profil<br />

sayfasında tersine kronolojik sırada görünmektedir. Twitter ile simgelenen mikrobloglar, blogların daha<br />

küçük bir parçasıdır. Gerçekte mikroblogging, geleneksel bloggingten ziyade daha çok sosyal ağ kurma<br />

ile benzerdir.<br />

Meşhur mavi kuş logosuyla Twitter günümüzde en popüler mikroblogging servisidir. Çoğu kişi<br />

Twitter’ı haberler ya da onu sık kullanan kullanıcılar yoluyla duymuştur. Dünya çapında 100<br />

mikroblogging servisi vardır ve neredeyse Twitter ile benzer fonksiyona sahiptir. Kullanılan<br />

terminolojideki temel farklılıklar, bu servislerin bazı özellikleri ve aktif kullanıcı sayısından<br />

kaynaklanmaktadır. Örneğin, Twitter servisi üzerinden gönderilenler “tweet” adını alırken, Plurk servisi<br />

üzerinden gönderilenler “plurk” adını almaktadır.<br />

Mikroblogging Kullanma Nedenleri<br />

Mikroblogging kısa makale ya da çalışmaları ve düşünceleri yazmaktan ziyade güncellemeleri, fikirleri<br />

ya da basit hızlı bildirimleri göndermek ile ilgilidir. Buradan hareketle mikroblogging kullanma nedenleri<br />

üç ana başlıkta ifade edilebilir. Bunlar:<br />

• Bilgi paylaşma,<br />

• Bilgi arama/araştırma,<br />

• Arkaşdaşlık kurmadır.<br />

57


Twitter ve Başarısı<br />

Twitter, 140 karakteri aşmayacak şekilde, daha kısa ve sık gönderileri genellikle bir mobil telefon<br />

kullanarak paylaşmayı sağlayan bir sosyal ağdır ve mikroblogging konsepti üzerine kurulmuştur. 140<br />

karakterli gönderiler “tweet” olarak bilinmektedir. Tweet’ler kullanıcılara, kısa metin mesajları biçiminde<br />

büyük çapta içeriği paylaşmasına imkân vermektedir. Böylece gönderiler, tek tek insanlarla ya da tüm<br />

grupla paylaşılmaktadır. Twitter, mikroblogging için orijinal platformlardan biridir ve kurulduğu 2006<br />

yılından bu yana, bu alanda sözü geçmektedir.<br />

Twitter’da gönderiler geneldir ve kullanıcılara yazdıklarınızı görmesi için izin verilmesi<br />

gerekmemektedir. Bu, Twitter’da yeni insanlarla kolayca tanışabileceğiniz anlamına gelmektedir.<br />

Başkalarının gönderilerini almak için “takip etmek yani following” gerekmektedir. Bunun için de ilgi<br />

çekici olunmalıdır. Aksi takdirde güncellemeleriniz takip edilmeyecektir. Gönderiler, mobil telefonun<br />

yanı sıra, bilgisayar, Web sitesi ve masaüstü programlar ile gerçek zamanlı olarak gönderilip<br />

alınabilmektedir.<br />

www.twitter.com<br />

Twitter’ın Uluslararası Strateji Başkan Yardımcısı Katie Straton, 2011’in Nisan ayında Twitter’da 200<br />

milyon kayıtlı hesabın olduğunu duyurmuştur. Mayıs ayında bağımsız Twitter hesap izleyicisi olan<br />

Twopcharts, 300 milyon kayıtlı hesap saptamıştır. Ağustos ayında bu rakam 362 milyona çıkarken, iki ay<br />

sonra 400 milyonu geçmiştir. Aynı zamanda Twitter da Eylül ayında aylık bazda 400 milyon tekil<br />

ziyaretçiye eriştiklerini doğrulamıştır. Ocak 2012 itibariyle Twopcharts’daki rakam 462 milyona<br />

ulaşmıştır. Bu, beş aydan daha az bir sürede 100 milyon yeni profilin kayıt olduğu anlamına gelmektedir.<br />

Twopcharts, Mart 2012’den önce Twitter’ın 500 milyon kayıtlı profile erişeceğini tahmin etmektedir<br />

(Şekil 3.3). Eylül 2011’de Twitter’daki kayıtlı aktif kullanıcı sayısı ise 100 milyondur. Bu aydaki kayıtlı<br />

profil sayısının 362 milyon civarında olduğu dikkate alınırsa, Twitter’da kayıtlı kullanıcıların yaklaşık<br />

%28’nin aktif olduğu görülecektir (462 milyonun %27,6’sı). Ocak 2012’de Twitter’da 127 milyon aktif<br />

kullanıcı varken, Mart 2012’de bu rakamın 138 milyona çıkması beklenmektedir (Şekil 3.4).<br />

<br />

Şekil 3.3: Twitter – Toplam Kayıtlı Kullanıcı<br />

Kaynak: Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500 Million Total Users By March, 250 Million Active Users By End<br />

Of 2012”, http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitter-active-total-users_b17655 (27.05.2012).<br />

58


Şekil 3.4: Twitter–Toplam Aktif Kullanıcı<br />

Kaynak: Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500 Million Total Users By March, 250 Million Active Users By End<br />

Of 2012”, http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitter-active-total-users_b17655 (27.05.2012).<br />

Twitter Terminolojisi<br />

Twitter ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />

Tweet: Paylaşılan gönderi veya girdilerdir. Bunlar; yazı, ses, resim, video olabilir.<br />

Retweet: Birisinin paylaştığı gönderinin kendi hesabınızdan takipçilerinize sevkedilmesidir. E-posta<br />

gönderimindeki “iletme (forward etme)” özelliğinin bir benzeridir.<br />

Follower: Takipçi anlamındadır. Hesabınızı ve dolayısıyla paylaşımlarınızı takip edenlerdir.<br />

Following: Takip edilen anlamındadır. Sizin takip ettiğiniz kullanıcı hesaplarıdır.<br />

Trend topics: Trend konular anlamına gelmektedir. An itibariyle en çok bahsi geçen on konu, en çok<br />

bahsedilenden geriye doğru sıralanmaktadır.<br />

Mention: Bahsedilen demektir. Bir tweetin başka bir ifade ile bir gönderinin başına “@” konularak<br />

ilgili kişiye ya da kuruma ithafen paylaşılması veya gönderilmesidir. İletişime ya da etkileşime geçme<br />

isteğini belirtmektedir.<br />

Hashtag: Etiketleme ya da işaretleme olarak ifade edilebilir. Önüne “#” sembolü eklenerek<br />

gönderilerin etiketlenmesi ve kategorize edilmesidir.<br />

Direct Message: Doğrudan mesaj demektir. Özel mesaj gönderebilme imkânını ifade eder.<br />

Promoted Tweet: Reklam amaçlı gönderilen tweetlerdir.<br />

Twitter Neye Yarar?<br />

Twitter, “ortam samimiyeti ya da ortam farkındalığı” sağlar. “Ne oluyor” sorusunu sorarak, bazen<br />

insanların içtenlikle buna yanıt vermesine yardımcı olmaktadır. Çünkü, sadece bilgisayarlardan değil<br />

mobil telefonlardan da güncellemelerin gönderilmesine olanak tanımaktadır. Öğle yemeğinde yenilenden,<br />

uçağa binilip gidilecek şehir ya da ülkeye kadar her türlü şey bildirilebilmektedir. Her ne kadar durum<br />

güncellemeleri sıkıcı gibi gelse de insanlar Twitter’da arkadaşlarının, ailesinin ya da meslektaşlarının<br />

(yanıt vermek zorunda olmaksızın) ne yapıyor olduklarının farkında olacakları önemsiz ama anlamlı bir<br />

bağlantı kurmuş olacaklardır.<br />

Twitter, medya uygulamaları ve yorum paylaşma kanalıdır. Her ne kadar kişisel güncellemeleri<br />

göndermek için bir servis olarak faaliyete geçse de, medya paylaşmak için önemli bir kanal haline<br />

gelmiştir. İnsanlar, Twitter’ı okudukları, izledikleri, dinledikleri ve düşündükleri şeylerle ilgili konuşmak<br />

ya da bağlantı kurmak için kullanmaktadır. Aslında çoğu insanın kullanım amacındaki öncelik<br />

kendilerine ilginç gelen şeyleri öne çıkaracak linkleri paylaşmak ya da bulmaktır. Bu yüzden Twitter<br />

insanların medya ve önem verdikleri fikirleri yaymasına yardımcı olarak, dikkat ekonomisinde önemli bir<br />

59


oyuncu haline gelmiştir. Twitter aynı zamanda doğuştan Internet’in bir parçası olarak birçok yorumun da<br />

evi konumundadır. İnsanların medya, örgüt davranışı ve hükümet ile ilgili protestolarını yaptığı ve<br />

yaydığı, haberlere yorum eklediği, güncel konular hakkında tartışma yeridir. Ayrıca espiri, uzmanlık,<br />

yardıma dikkat çekme ve daha fazlasını paylaşmak için oldukça yararlıdır.<br />

Twitter, haber vermek ve deneyim paylaşmak için mükemmel bir araçtır. Mumbai’deki terörist saldırı,<br />

Mısır’daki devrim, İran’daki seçimler ya da Japonya’daki deprem ve tsunami gibi büyük olayları ya da<br />

felaketleri gözler önüne serme şeklini değiştirerek, son dakika haberlerini vermek için Twitter, temel bir<br />

kanal haline gelmiştir. Temmuz 2008’den beri Twitter’ın dünyanın gerçek zamanlı gazetesi olduğu bir<br />

gerçektir. Aynı zamanda ortak deneyimleri paylaşmak için de harika bir araçtır. Sadece tehlikeler, felaket<br />

ve terörist saldırılar gibi şeyler değil, aynı zamanda düzenlenen konferans ve konserler gibi etkinlikler de<br />

paylaşılmaktadır.<br />

Twitter, düşünce okumaya ve akıl açıklığına yardımcı olur. Twitter hesabınız olsun ya da olmasın,<br />

sitenin arama servisi şaşırtıcı bir şekilde düşünce okuma aracıdır. İnsanların sadece ne düşündüğüne değil<br />

aynı zamanda grupların neye odaklandığını da görmenize izin vermektedir. Etkili bir arama diğer<br />

insanların işletmenizle, en son genel konuşmanızla ve favori televizyon show’unuzla ilgili ne<br />

hissettiklerini ortaya çıkarabilir. Arama sayfasında on trend olmuş konu görünmekte olup değişmektedir<br />

ve sürekli belirli bir anda pek çok insanın önemli bulduğu şeylerle ilgili anlayış sağlamaktadır. Daha da<br />

zekice olanı, Twitter’da düşünce okumayla sempatinizi artırabilecek olmanızdır.<br />

Twitter, iş ve genel konuşmalar için fayda sağlar. Twitter, şirketlere müşterileri, ortakları ve diğer<br />

paydaşlarıyla başka hiçbir ortamın el vermediği hem bireysel hem genel bir şekilde doğrudan ilişki<br />

kurmasına izin veren temel bir iş kanalı olarak ortaya çıkmaktadır. İşletmeler, Twitter ile insanların kendi<br />

ürünleri hakkında ne düşündüğünü izlemekte, müşteri hizmet isteklerine yanıt vermekte, hissedarlarla<br />

iletişim kurmakta ve çeşitli türde yaratıcı reklamlarla para kazanmaktadır. Ünlüler ve politikacılar<br />

hayranları (fanları) ve seçmenleriyle yeni bir yolla ilişki kurmaktadır.<br />

INTERNET FORUMLARI<br />

Internet forumları (ya da online forumlar), ilk Internet tabanlı ağ kurma ve online iletişim araçlarından<br />

biridir ve belirli bir konuda interaktif bir şekilde devam eden karşılıklı konuşmalarla insanların ilişki<br />

kurması için hala en önemli yoldur. Eğer bir tartışma başlatmak, ısrarla öneri almak, bir fikir paylaşmak,<br />

bir anket yapmak ya da sadece favori konunuzla ilgili bir konuşmaya katılmak istiyorsanız gideceğiniz<br />

yer forumdur (ya da genellikle adlandırıldığı ismiyle sohbet odasıdır). Bir sohbet odası bir forumdan biraz<br />

farklıdır. Çünkü sohbet odası katılımı, gerçek zamanlı olarak konuşmaları göndermeyi ve aktif bir bir<br />

şekilde okumak için üye olmayı gerektirmektedir. Oysa bir forumda günler sonra yanıtlara karşılık<br />

verilebilir. Her ikisinde de format size oturum açmayı, ilgiye göre konu seçmeyi, metin kutusu içinde<br />

yorum yazmayı ve başkalarının sizin düşüncelerinizi görmesi için yorumları göndermeyi ve<br />

yorumlarınıza yorum yapmayı olanaklı kılar.<br />

Bir Internet forumu, insanların gönderilen mesaj biçiminde konuşmalarının yer aldığı bir online<br />

tartışma sitesidir. Online forumlar, niş konularda serbest tartışmalar yapmak için Web sitelerinde<br />

insanların toplandığı en eski sosyal medya türlerinden biridir. Teknik açıdan duyuru panosu ya da ilan<br />

panosu sistemi günümüzün online forumları ile oldukça benzerdir. Ancak, bilim insanları Facebook,<br />

Wikipedia ve diğer Web 2.0 uygulamalarına daha fazla dikkatlerini verseler de online forumlar aslında<br />

Web 2.0’da olduğu gibi aynı temel özelliklere sahiptir. Bilgi paylaşma, birlikte çalışabilirlik ve kullanıcı<br />

merkezli olma gibi.<br />

Internet forumları, genellikle Web forumları, mesaj panosu, tartışma paneli, (elektronik) tartışma<br />

grupları, tartışma forumları ya da ilan tahtası olarak da ifade edilmektedir. Internet forumlarına örnek<br />

olarak Google Grupları ve Yahoo Grupları gösterilebilir.<br />

Bir online tartışma platformu olan Internet forumları, tek bir içerik düzeyden daha fazlasıyla<br />

kullanıcılar tarafından yaratılan içeriği (duygular, tartışmalar, deneyimler gibi) yönetmektedir. Bu<br />

düzeylerin yapısına bağlı olarak iki temel türü vardır. Forum ve de ilan tahtası terimleri tüm topluluğu ya<br />

da farklı bir konuyla ilgilenen spesifik bir alt forumu ifade edebilir. Bu alt forumdaki mesajlar ya da<br />

gönderiler, sonrasında ya kronolojik bir sırada ya da sıralı tartışma biçiminde görünmektedir. Klasik bir<br />

Internet forumunda gönderiler tam olarak hiyerarşik bir konu yapısına (konular ve konuşmaların karmaşık<br />

yapısına) bağlı olmaktadır.<br />

<br />

60


Internet Forum Terminolojisi<br />

Internet forumları ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />

Avatar: Kullanıcının bir grafikle gösterimidir.<br />

Thread: Tek bir konuşma ya da gönderidir. Forumlardaki tartışmalar da “threads” olarak<br />

adlandırılmaktadır.<br />

Conversation Threading: Hiyerarşik bir şekilde mesajların organize edildiği konuşma ya da fikirler<br />

dizisidir.<br />

Double posting: Kullanıcı yeni bir konu gönderirken ya da bir konuya yanıt verirken iki kez “gönder”<br />

butonuna tıkladığında meydana gelir.<br />

Emoticon: İfadeler anlamındadır. Heyecan ya da duygunun metin gösterimidir (“:)”, “;)”, “:o” vb.<br />

gibi).<br />

Hit and run posting: Bir konu gönderip onu bir daha kontrol etmemek ya da konuşmada diğer<br />

gönderilere yanıt vermemek anlamına gelmektedir.<br />

Lurker/Lurking: Forumda gezen, ancak hiç konu ya da yorum göndermeyenlere verilen addır.<br />

Moderator: Moderatör demektir. Bir konuyu kapatma, kullanıcıları yasaklama, gönderiyi kaldırma ya<br />

da diğer kullanıcıların gönderilerine içerik ekleme gibi ekstra imtiyazlara sahip olan kişi ya da kişilerdir.<br />

Off Topic: Bir forumda konu dışı bölümdür.<br />

Sticky post: Bunlar sürekli olarak konu listesinin en üstünde yer alan forum gönderileridir. Genellikle<br />

“Gönderiminizi yapmadan önce okuyun!” ya da “Soru göndermeden önce burayı kontrol edin” gibi<br />

başlıklardır.<br />

Private Message: Üyelerin birbirine özel gönderdiği mesajdır.<br />

Troll: Foruma konu dışı ya da tahrik edici mesaj gönderendir.<br />

Flaming: Bir başka kullanıcıyı fırçalamak, aşağılamak ya da kullanıcıya bağırmaktır.<br />

Flame Wars: Bir moderatörce konuşma kapanıncaya ya da birisi sonlandırıncaya kadar kullanıcıların<br />

birbirlerine bitmek tükenmek bilmeksizin bağırmasıdır.<br />

Forum Spam: Rastgele bir foruma reklam göndermektir.<br />

Internet Forumlarının Avantajları ve Dezavantajları<br />

Internet forumlarının temel amacı, kapsamlı veri yönetim konseptine dayanmaktadır. Prensipte her<br />

gönderilen mesaj arşivlenmektedir. Veri değişimini harekete geçirmek ile birlikte, bir Internet forumu<br />

mükemmel bir “veri madenciliği” platformu sunmaktadır. Güvenilirlik düzeyine bağlı olarak, Internet<br />

forumlarına sınırlı erişimli potansiyel kullanıcılar dikkate alınmalıdır.<br />

Internet forumlarında, Web tabanlı iletişim konusu göze çarpmaktadır. Metin tabanlı yayımlar,<br />

konuşma ve yazma arasında tanımlanmamış bir alanda meydana gelmektedir. Bu yüzden iletişim<br />

konumundaki farklılıklar sadece forum topluluğunun anlayabileceği özel dile ait kullanıma neden<br />

olmaktadır.<br />

E-postalaşmanın özelliklerine benzer şekilde, Internet forumlarının ifadesi eklenecek iki temel<br />

dezavantajının dikkate alınması gerekmektedir. Bunlar; özellikle açık konuşmaların olduğu açık<br />

forumlardaki gerçeklik problemi ve veri manupilasyon saldırılarıdır.<br />

<br />

61


Internet Tartışma Forumları ile Bloglar Arasındaki Farklar<br />

Internet tartışma forumlarından farklı olarak bloglar, ilgilerden ziyade öncelikle insanlar etrafında<br />

organize olmaktadır. Internet tartışma forumları daha spesifik olarak konularla ya da konuyla ilgili<br />

hiyerarşilere göre yapılandırılırken, bloglar bireyle birlikte, onların kendi topluluğunun merkezinde<br />

kişisel ya da ben merkezci ağlar olarak yapılandırılmaktadır.<br />

Bir blog genellikle bir yazar ya da ana yazarlar grubu tarafından yazılmaktadır. Aboneler, yazarlar ile<br />

yorumlar aracılığıyla etkileşim kurabilirler. Ancak bir forumdaki gibi kendi kendilerine yeni bir konu<br />

başlatamazlar. Forumlarda, etkileşim için ev sahibi olan Web sitesine gidilmesi zorunlu iken, bloglarda<br />

ise RSS aracılığıyla abone olunan blogun içeriği size gelmektedir.<br />

Online forumlar gerçekte topluluk tartışmaları için bir araç iken, bir blog ise aslında kişisel anlatım<br />

için bir araçtır.<br />

İNCELEME VE DEĞERLENDİRME SİTELERİ<br />

İnceleme ve değerlendirme siteleri, insanlara işletmelerle, ürünlerle, hizmetlerle, kitaplarla, müzikle,<br />

otellerle, restoranlarla vb. gibi her şeyle ilgili pozitif ve negatif düşüncelerini paylaşmasına, inceleme ve<br />

değerlendirme yapmasına izin vermektedir. Bu siteler, insanların bir ürün ya da hizmeti keşfetmesi veya<br />

araştırması için geldikleri yerlerdir.<br />

Online Müşteri İncelemelerinin Tanımı ve Kullanıldığı Alanlar<br />

Online müşteri incelemeleri, işletme Web sitesine ya da üçüncü parti Web sitelerine gönderilen ürün ile<br />

ilgili uzmanlığı olmayan kullanıcılar tarafından üretilen ürün değerlendirmeleri olarak tanımlanabilir.<br />

Perakende Web siteleri tüketicilere ürün incelemelerini göndermek için fırsat sunmaktadır. Bunu<br />

yaparken de genellikle 1’den 5’e kadar yıldız vererek beğenilme durumunu gösterecek şekilde içeriği<br />

değerlendirmeyi sağlamaktadır. Aynı zamanda, ürünle ilgili açık uçlu müşterilerce başlatılan yorumları da<br />

olanaklı kılmaktadır.<br />

Amazon.com gibi lider online perakendeciler, tüketicilerin yıllardır ürün incelemelerini sunmalarını<br />

sağlamaktadır. Diğer perakendeciler de müşterilerine bu seçeneği çok yakın geçmişte sunmaya<br />

başlamıştır. Bazı fırmalar ise Amazon.com ya da başka sitelerden tüketici incelemelerini satın almayı<br />

tercih etmekte ve bu incelemeleri kendi sitelerine yerleştirmektedir. Bu şekildeki incelemelerle Amazon<br />

ve diğer online perakendeciler ek gelir sağlamaktadır. Seyahat ve hayır kurumları gibi özel alanlarda da<br />

tüketici değerlendirmelerini sunan siteler ortaya çıkmıştır.<br />

İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Sınıflandırılması<br />

İnceleme ve değerlendirme sitelerini şu şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bunlar:<br />

• Bağımsız inceleme siteleri: Epinions.com (www.epinions.com), Reviewcentre.com<br />

(www.reviewcentre.com) gibi.<br />

• Daha kapsamlı bir siteye bir inceleme bileşenin eklenmesi: E-ticaret sitelerinde ürün<br />

değerleme ve inceleme kolaylıklarının sağlandığı Amazon (www.amazon.com) gibi siteler.<br />

• Dikey pazarları kapsayan uzman endüstriye özgü inceleme siteleri: Seyahat üzerine<br />

odaklanmış TripAdvisor (www.tripadvisor.com), öğrenci ve ailelerin eğitimcileri değerlemeyi<br />

ve yorumlamasını sağlayan RateMyTeachers (www.ratemyteachers.com) gibi.<br />

• Yerel işletme incelemeleri: Yelp (www.yelp.com), Citysearch (http://www.citysearch.com),<br />

Yahoo! Local (http://local.yahoo.com) gibi.<br />

<br />

62


SOSYAL HABER VE SOSYAL İŞARETLEME SİTELERİ<br />

Sosyal haber siteleri, kullanıcıların tüm Web’den içerik göndermesi ve oylamasına izin veren Web<br />

siteleridir. Bu oylama aktivitesi çoğu ilginç linki (bağlantıyı) ayırmaya yardımcı olmaktadır. Sosyal<br />

işaretleme siteleri de sosyal haber sitelerine benzemektedir. Ancak sosyal işaretleme sitelerinde<br />

kullanıcılara sunulan değerde, onların ilginç buldukları ve tekrar ziyaret etmeyi isteyebilecekleri linkleri<br />

toplamasına ve depolamasına odaklanılmaktadır. Çoğu işaretleme sitesi içeriğin kaç kez depolandığını<br />

hesaplamakta ve çoğu değerli linki vurgulamak için bunları oy yoluyla değerlendirmektedir.<br />

Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleriyle İlgili Terminoloji<br />

Sosyal haber ve sosyal işaretleme ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />

Bookmark: İşaretme demektir. Online kaynakları işaretlemek ya da favorilere eklemek anlamındadır.<br />

Post: Gönderidir. Bir gönderi, bir kullanıcı ve tüm ortak metadata tarafından işaretlenen bir URL’dir.<br />

Tag/Tagging: Etiket/Etiketlemek anlamına gelir. İçeriği kategorize etmek için ona uygun anahtar<br />

kelimelerin seçimidir.<br />

Ranking: Sıralama anlamındadır. Paylaşılan içeriğin ne kadar popüler olduğunu gösterir.<br />

Vote/Voting: Oy/Oylamak demektir. Paylaşılan içeriğin beğenilip beğenilmediğini ortaya koyar.<br />

Sosyal Haber Sitelerinin Özellikleri<br />

Sosyal haber sitelerinin üç temel özelliği vardır. Bunlar:<br />

• Kullanıcılar blog gönderilerini, haber hikâyelerini, makaleleri, fotoğrafları, videoları ve diğer<br />

içerik linklerini gönderirler.<br />

• Kullanıcılar, başka kullanıcılar tarafından gönderilen içeriği oylarlar.<br />

• Sıralamada en yüksek dereceye sahip gönderiler, kaynak Web sitesine doğru trafiği<br />

yönlendirerek, sitenin ana sayfasını karakterize etmektedir.<br />

<br />

Popüler sosyal haber servisleri hangileridir?<br />

Sosyal İşaretlemenin Kullanım Amaç ve Etkileri<br />

Sosyal işaretlemenin doğrudan belli olmayan birkaç kullanım amacı ve etkisi vardır. Bunlar:<br />

• Sosyal işaretleme, trendleri tanımlamak için kullanılabilir.<br />

• Herhangi bir zamanda belirli insanların neyle ilgilendiği görülebilir. Eğer seçtiğiniz alanda bir<br />

düşünce lideri sosyal işaretlemeyi kullanır ise güncel anda neyle ilgilendiklerini etkili bir şekilde<br />

takip edebilirsiniz ve bundan çok farklı sonuçlar çıkarabilirsiniz.<br />

• Sosyal işaretleme servisleri her bir işaretlemeyi kimin yarattığını göstermesi dolayısıyla da o<br />

kişinin diğer işaretlediği kaynaklara erişim sağladığından, kullanıcılar neredeyse ilgilendikleri<br />

her konuda kolayca diğer bireylerle sosyal bağlantılar gerçekleştirebilirler.<br />

• Kullanıcılar etiket atanan tüm kaynaklar için insanların ne kadar etiket ve arama kullandığını da<br />

görebilir. Böylece, kullanıcı topluluğu kaynakları tanımlamak için zamanla benzersiz bir anahtar<br />

kelimeler yapısı geliştirecektir. Bu, “folksonomi” olarak bilinmektedir.<br />

• Bazı servisler, ilgi alanına göre seçilen RSS haber yemlerine abone olmaya izin vermektedir. Bu,<br />

kategorilerileri basitçe RSS haber okuyucusuna ekleyerek takip etmeye olanak tanımaktadır.<br />

Popüler sosyal işaretleme servisleri hangileridir?<br />

63


Time Dergisi tarafından “2011’in En İyi Web Siteleri” içerisinde adı<br />

geçen Pinterest (www.pinterest.com), “görsel” sosyal işaretleme sitesi olarak ifade<br />

edilebilir. Ancak Pinterest’in bir sosyal işaretleme sitesi olması konusunda genel bir fikir<br />

birliğine varıldığını söylemek pek mümkün değildir. Bir sosyal işaretleme sitesi değil de<br />

Pinterest’in, bir medya paylaşım sitesi ya da bir görselliğe odaklı sosyal ağ sitesi<br />

olduğunu ifade eden kaynaklara da rastlamak mümkündür. Fakat fiilen Mart 2010’da<br />

faaliyete geçen Pinterst’in günümüzde 10 milyonun üzerinde bir kullanıcıya sahip olması<br />

onun yakın gelecekte sosyal medya siteleri içerisinde önemli bir oyuncu olacağına işaret<br />

etmektedir.<br />

ONLİNE SOSYAL AĞLAR<br />

Kullanıcıların profil oluşturmasına, fotoğraflar, ilgiler, aktiviteler paylaşmasına ve başkalarının bilgi ve<br />

aktivitelerini gözden geçirmeye imkân tanıyan Web tabanlı hizmetler, “Online Sosyal Ağlar” ya da<br />

“Sosyal Ağ Kurma Siteleri” olarak adlandırılmaktadır.<br />

Sosyal ağ kurma siteleri kullanıcılara online varlıklarını oluşturma, geliştirme ve yönetmeyi olanaklı<br />

kılmaktadır. Bu siteler iletişim ve bilgi paylaşmak için güçlü yeni yollar yaratmakta ve milyonlarca insan<br />

tarafından düzenli bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca insanları hızlı, özgürce, basit ve erişilebilir bir<br />

yoldan birbirine bağlamaktadır.<br />

Sosyal Ağ Kurma Sitelerini Farklı Kılan Unsurlar<br />

Sosyal ağ kurma siteleri, online ya da sanal toplulukların bir türü olsa da sosyal ağ sitelerinde önemi<br />

vurgulanan şeyleri şu şekilde sıralamak mümkündür. Bunlar:<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri, kişiselliğe ve kullanıcının profil bilgilerine vurgu yapar.<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri, insanlara önem verir ki bu insanlar birbirine bağlanmaktadır.<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri, gruplara önem verir ki kullanıcılar bu grubun bir parçasıdır.<br />

• Sosyal ağ kurma siteleri, ilişkilerin açık bir şekilde gösterilmesine önem vermektedir.<br />

Bu faktörler, müşterekliğin ve herkese açık tartışmaların önemli olduğu geleneksel sanal toplulukların<br />

aksine -ki böyle toplulukların mutlak varoluş temelini oluşturmaktadır - bireyin rolünü, ilişkiyi ve sosyal<br />

ağ kurma sitelerinin kullanımını belirlemektedir. Diğer bir deyişle sosyal ağ kurma sitelerinde vurgu<br />

kullanıcı ve kullanıcının arkadaşlar ağı iken, sanal topluluklarda ve online tartışma gruplarında vurgu<br />

üyeler tarafından oluşturulan içeriktir. Sosyal ağ kurma siteleri, insanlar ve onların ilişkiler ağıyla<br />

ilgilidir.<br />

<br />

64


Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantajları ve Dezavantajları<br />

Online sosyal ağ kurmanın avantaj ve dezavantajlarını Tablo 3.1’deki gibi sıralamak mümkündür.<br />

<br />

Tablo 3.1: Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantaj ve Dezavantajları<br />

Online Sosyal Ağ Kurmanın Avantajları Online Sosyal Ağ Kurmanın Dezavantajları<br />

Bağlanmak (Temel İnsan İhtiyacı):<br />

Bağlanmak, temel bir insan ihtiyacıdır.<br />

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre sosyal<br />

ihtiyaçlar önemli bir rol oynamaktadır. İnsan<br />

sosyal bir varlıktır ve sosyal ağ kurma insanların<br />

ilgi gruplarıyla ve çeşitli insanlarla<br />

sosyalleşmesine yardımcı olmaktadır. Bu,<br />

Facebook, Orkut gibi sosyal ağ kurma sitelerinin<br />

herhangi bir sınır olmaksızın etkileşim kurmada<br />

benzer ilgilere sahip insanlar için bir platform<br />

olarak neden oldukça başarılı olduğunu ortaya<br />

koymaktadır.<br />

Paylaşmak (Temel insan ihtiyacı): İster<br />

fikirlerini ister uzmanlığını olsun, paylaşmak<br />

insanoğlu için temel bir ihtiyaçtır. Sosyal ağ<br />

kurma bu insanların bilgi ve uzmanlığını<br />

paylaşmaya yardımcı olmakta ve aynı zamanda<br />

çeşitli amaçlarla bu bilgiye ihtiyacı olan insanlar<br />

için çok yararlı olmaktadır.<br />

Kimlik: Sosyal ağ, sosyal koşullarda bir insanın<br />

kimliğini yeniden tanımlar. Sosyal bir ağın<br />

parçası olan belirli bir ilgi grubuna ait bir insan,<br />

bir bireyin kişiselliğinin karakterini temsil<br />

etmekte ve onun kimliğinin tamamlayıcı bir<br />

parçası haline gelmektedir.<br />

Viral doğa: Sosyal ağlar, imkânı dâhilinde<br />

viraldir. Bu yüzden bunu oluşturmak için çok<br />

fazla çaba gerekli değildir.<br />

65<br />

Zamanı tüketme: Bazen sosyal ağ kurma,<br />

karşılığında daha fazlasını vermez iken çok<br />

zaman harcamaya yol açmaktadır. Bundan<br />

dolayı sosyal ağlar etkili bir sistem olarak<br />

ortaya çıkmamaktadır.<br />

Her zaman verimli olmama: Sosyal ağ kurma<br />

bilgi ve uzmanlık kazanmak için<br />

kullanılmaktadır. Ancak, çoğu zaman eğlence<br />

için bir platform haline gelmekte ve verimliliğini<br />

kaybetmektedir.<br />

Pazarlamacılar için kolay hedef olma: Bir<br />

sosyal ağa bağlı olan insanlar benzer ilgi ve<br />

ihtiyaçlarla kendi sosyal gruplarını meydana<br />

getirmesi dolayısıyla pazarlamacılarca<br />

kolaylıkla tercih edilir hale gelmektedir.<br />

İstenmeyen sosyal etkileşimler: Bazen<br />

sosyal ağ kurmada sıkıcı ve bıkkınlık yaratan<br />

istenmeyen sosyal etkileşimler olmaktadır.<br />

Eğer birisi iş ağıyla ilgileniyor ise, o zaman<br />

sosyal etkileşimin farklı düzeyleri yardımcı<br />

olabilir.<br />

Kaynak: Sethi, A. ve Adhikari, B. (2010). Business Communication, Tata McGraw Hill Education Private Limited: New<br />

Delhi, s: 9.<br />

Facebook<br />

2004 yılının Şubat ayında kurulan Facebook, Ekim 2012 itibariyle aylık aktif 1 milyar kullanıcısıyla<br />

dünyadaki en büyük sosyal ağdır. Bu servis ücretsizdir ve üyeleri arasında birçok ünlü, müzisyen,<br />

komedyen ve politikacıdan oluşan bir insan yelpazesine sahiptir. Üyeler, profil yaratmakta, resim ve<br />

videolar yüklemekte, mesaj gönderip almakta, canlı sohbet yapmakta ve oyun oynamaktadır. Site için<br />

üçüncü şahıs geliştiriciler tarafından birçok uygulama yaratılmaktadır. Facebook, arkadaşlarınızın<br />

gönderilerinin haber akışını görmeyi sağlamaktadır. Ayrıca, 23 kategoride 500’den fazla grubu, çoğu<br />

arkadaş odaklı olan fan sayfalarını ve profilleri de desteklemektektedir.<br />

www.facebook.com


Facebook Terminolojisi<br />

<br />

Facebook’un kurucuları kimlerdir?<br />

Facebook ile ilgili terimler ve anlamları şu şekildedir:<br />

Friends: Arkadaşlar demektir. Facebook’taki sosyal ağı ve/veya topluluğu meydana getirenlerdir.<br />

Wall: Duvar anlamına gelmektedir. Kullanıcının profil sayfası onun duvarını ifade etmektedir.<br />

Kullanıcının kendisi ya da arkadaşları bu duvara gönderi yapabilmektedir. İki yönlü iletişimin sağlandığı<br />

yerdir.<br />

Status update: Durum güncellemesi demektir. Facebook’a her giriş yapıldığında kullanıcının<br />

profilinde “Aklında ne var?” şeklindeki soruya girilen her türlü şeyi (metin, resim, video vb.) ifade<br />

etmektedir.<br />

Like: Beğenmek anlamına gelir. Yapılan girdiye ve/veya yoruma gösterilen beğeniyi ifade<br />

etmektedir.<br />

Tag: Etiket anlamına gelmektedir. Bir resime ya da videoya etiket konulabileceği gibi, girilecek bir<br />

gönderi veya durum güncellemesinde de etiketleme yapılabilir. Aynı zamanda yapılacak yorumlar için de<br />

etiket koyulabilir.<br />

Groups: Topluluk yaratma yollarından biri Facebook Grupları oluşturmaktır. Facebook’ta herkes bir<br />

grup oluşturabilir. Gruplar oluşturulurken genellikle ortak ilgiler dikkate alınmaktadır.<br />

Pages: Kişi ve kurumlar tanıtım, reklam ve pazarlama amaçlı olarak Facebook Sayfaları oluşturabilir.<br />

Fan sayfaları şeklinde de ifade edilebilmektedir.<br />

News Feed: Haber akışıdır. Arkadaşların ya da abonesi olunanların güncellemelerinin aktığı yerdir.<br />

Facebook Ads: Facebook reklamlarıdır.<br />

Facebook Timeline: Zaman tüneli demektir. Facebook’un profil sayfasına getirdiği yenilik olarak<br />

göze çarpmaktadır. Kullanıcıların Facebook hesabı açtıktan sonraki tüm paylaşım ve etkinliklerini son<br />

gönderilenden ilk gönderilene doğru kronolojik olarak listeleyip, geçmişte yapılanların görüntülenmesini<br />

kolaylaştıran yeniliktir.<br />

Facebook apps: Facebook uygulamalarıdır. Facebook altyapısıyla faaliyet gösteren yazılımları ifade<br />

etmektedir.<br />

Games: Facebook’taki oyunlardır. Facebook’ta eğlenceli vakit geçirmenin yollarından biri<br />

arkadaşlarla oynamayı da olanaklı kılan oyunları oynamaktır.<br />

Events: Etkinliklerdir. Gerçekleştirilecek her türlü (konser, tören, toplantı ve benzeri) etkinlik<br />

duyurusu Facebook’ta yapılabilir.<br />

Direct messages: Doğrudan mesajlaşma demektir. Facebook, karşılıklı ve özel yazışmaları yapmayı<br />

olanaklı kılar.<br />

Poke: Dürtmek anlamına gelir. Facebook’ta iletişimi başlatma şekillerinden biri olarak düşünülebilir.<br />

Aynı zamanda farkındalık yaratmanın da yollarından biridir.<br />

Subscribe: Abone anlamına gelir. Facebook’ta arkadaş olmadan da kullanıcıları takip etmeyi<br />

sağlayan özelliktir. Abone özelliğini faaliyete geçirenlerin genele açık paylaşımları görülebilmektedir.<br />

Facebook Kullanımı<br />

Bir Facebook üyesi sitede ne yapar? Tam olarak site ne sunmaktadır? Daha da önemlisi bu deneyimden<br />

ne kazanılabilir? Bu soruların cevabını şu şekilde sıralamak mümkündür:<br />

66


• İnsanlarla bağ kurmak. Facebook yoluyla arkadaşlarla, aileyle, meslektaşlarla ve öğrencilerle<br />

bağ kurulabilmektedir. Eski arkadaşlarla, tanıdıklarla ve dünyanın dört bir tarafına yayılmış aile<br />

üyeleriyle yeniden bağlantı kurulur. Aynı ilgileri paylaşanlarla yeni arkadaşlıklar edinilir.<br />

• Arkadaşların aktiviteleri izlenirken, onlar da sizin aktivitelerinizi izler.<br />

• Mesajlar, linkler, foto albümleri ve videolar paylaşılır.<br />

• Facebook Notları özelliği ile blog yapılır.<br />

• Etkinlikler düzenlenir ve partilere, konserlere, müzikal grup performanslarına, toplantılara ve her<br />

tür toplanmaya davetler yapılır.<br />

• Arkadaşlarla oyun oynanır.<br />

• Sanal hediyeler, doğum günü tebrikleri ve diğer dijital objeler gönderilir.<br />

• Benzer ilgileri paylaşan insanlarla bağ kurmak için gruplara ve ağlara katılınır.<br />

• Bir ünlünün, politikacının, müzik grubunun, TV show’unun ya da markanın fanı olunur.<br />

• Facebook Pazaryeri’nde bir şey alınır satılır.<br />

• Özgeçmiş paylaşılır ya da işçi ya da işveren bulunur.<br />

• İş ya da okul bilgisinden yola çıkarak işbirliği yapılır.<br />

• Ürününüzü, şirketinizi ya da kendinizi pazarlayabilmeniz söz konusudur.<br />

Bunlar buzdağının sadece görünen ucudur. Daha yapılacak birçok şey, tanışılacak birçok kişi vardır.<br />

Günümüzde dünya çapında en popüler ve en büyük online sosyal ağ<br />

kurma sitesi Facebook olsa da Facebook haricinde popüler sosyal ağ siteleri içerisinde<br />

Asya’da popüler olan Friendster (www.friendster.com), Brezilya’da popüler olan Orkut<br />

(www.orkut.com), Rusya’da popüler olan Vkon-takte.ru (www.vkontakte.ru) vardır. Ayrıca<br />

Mayıs 2009’a kadar toplam ziyaretçi sayısında lider olan MySpace (www.myspace.com),<br />

bir profesyonel online sosyal ağ kurma sitesi olan LinkedIn (www.linkedin.com) ve<br />

Facebook’la bu alanda rekabet için Google tarafından faaliyete geçirilen Google+<br />

(https://plus.google.com/) öne çıkan sosyal ağ siteleri olarak sayılabilir.<br />

MEDYA PAYLAŞIM SİTELERİ<br />

Medya paylaşım siteleri, kullanıcılara resim, video ya da ses kaynaklarını yüklemesine izin vermekte ve<br />

bunları başka kullanıcılar için bulunabilir hale getirmektedir. Bu siteler, tipik olarak kaynakları<br />

etiketleme, gruplama ve arama için kolayca sıralamaktadır. Bazı siteler, kaynaklar etrafında topluluk<br />

oluşumunu da kolaylaştırmaktadır. Bu bakımdan medya paylaşım siteleri, sosyal ağ siteleriyle birlikte<br />

oldukça yaygındır. Örneğin, gruplar paylaşılan bir fotoğraf stili ya da müzik türü etrafında biçimlenebilir.<br />

Üyeler, yüksek kaliteli materyal göndererek ve olumlu yorumlar alarak ve başka kullanıcılardan<br />

reytingler alarak itibar elde edebilir.<br />

Medya Paylaşım Sitelerinin Tipik Yapısı<br />

Flickr ve YouTube gibi medya paylaşım siteleri gitgide popüler hale gelmektedir. Bu Web siteleri sadece<br />

kullanıcıların resim/video yüklemesine, bunları saklamasına ve bunlara not ekleyebilmesine değil, aynı<br />

zamanda bağlantılar, gruplar ve abonelikler gibi şeyler yoluyla başka insanlarla sosyalleşmesine de izin<br />

vermektedir. Bu süreçte iki tür bilgi yaratılmaktadır.<br />

Birinci tür bilgi olarak, bu tür Web sitelerinde zengin metin, etiketler ve multimedya verisi yüklenir<br />

ve paylaşılır. İkinci tür bilgi ise ne tür konulara ilgi duyulduğunu ortaya koyan kullanıcının profil<br />

bilgisidir. Son zamanlarda birinci tür bilginin nasıl kullanılacağına ilişkin araştırmalar dikkati çekerken,<br />

görüntü aramayı geliştirmede kullanıcı profilleri olan ikinci tür bilginin etkili kullanımına ilişkin daha az<br />

dikkat söz konusudur.<br />

<br />

67


Medya paylaşım sitelerinin tipik yapısı üç ana başlık altında ele alınabilir. Bunlar; liste sayfası, detay<br />

sayfası ve profil sayfasıdır. Bir liste sayfası, birçok resmin/videonun küçük boyutlu versiyondaki<br />

resimlerinin ve bunların ilgili yükleyicilerinin (opsiyonlu olarak bazı kısa tanımlarının) her bir<br />

resmin/videonun altında göründüğü bir sayfadır.<br />

Bir detay sayfası, sadece tek bir ana resmin/videonun olduğu ve başlık, yükleyen, etiket vb. gibi<br />

şeyleri içeren bir detaylı tanıtım metni listesinin olduğu sayfadır.<br />

Bir profil sayfası ise bir medyayı yükleyenin bilgilerininin yer aldığı sayfadır. Bu tür bir sayfa şu tipik<br />

bilgileri içerir: Yükleyenin resim/video kolleksiyonu, etiketler, gruplar ve bağlatılar vb. Buna ek olarak<br />

böyle bilgiler iki kategoriye ayrılabilir: Dahili özellikler ve gizli özellikler. Dahili özellikler, yükleyenin<br />

kendi katkılarını ifade etmektedir. Yükleyenin fotoğraf etiketi, koleksiyonları, videoları vb. gibi. Gizli<br />

özellikler ise yükleyenin diğer yükleyenlerle kurduğu ağı ifade eder. Yükeleyenin arkadaşları,<br />

bağlantıları, grupları, aboneleri vb. gibi.<br />

Medya paylaşım siteleri olarak YouTube, Vimeo (www.vimeo.com)<br />

gibi video paylaşımına izin veren siteler ön plana çıksa da, Flickr (www.flickr.com),<br />

Instagram (http://instagr.am) gibi resim paylaşımına izin veren siteler, Slideshare<br />

(www.slideshare.com) gibi sunum slaytlarını paylaşmaya izin veren siteler de alternatif<br />

medya türleri olarak medya paylaşım siteleri kapsamındadır.<br />

YouTube’un Kısa Öyküsü<br />

YouTube, Şubat 2005 yılında Paypal’ın eski çalışanları Steve Chen, Chad Hurley ve Jawed Karim<br />

tarafından videoları hızlı ve kolayca paylaşmak için kurulan bir sitedir. YouTube, günümüzde<br />

milyonlarca insanın orijinal olarak yarattıkları videoları paylaşmasına, izlemesine ve bulmasına imkân<br />

veren dünyanın en popüler online video topluluğudur. Şubat 2005’te hem online videoları bulmak hem de<br />

paylaşmak oldukça zordu. Bir akşam yemeği partisinde Karim, Hurley ve Chen’e bir video paylaşım<br />

sitesi oluşturmayı önerir. Birkaç gün içinde bu üçlü bu fikri geliştirmek için anlaşarak kendi yeteneklerine<br />

göre işe koyuldular. Hurley, sitenin arayüzünü tasarlarken, Chen ve Karim sitenin çalışması için gerekli<br />

teknik görevleri paylaştılar. Bunu yaparken her üçü de pazarlama ile ilgilenmemiştir.<br />

YouTube’daki ilk video Yakov Lapitsky tarafından çekilir ve Karim, San Diego Hayvanat Bahçesinde<br />

başrolde oynamaktadır. “Me at the zoo” başlıklı video sadece 19 saniye uzunluğundadır.<br />

Mayıs 2005’te YouTube’un herkese açık beta test versiyonu hayata geçirilir ve Cobaltgruv gibi<br />

YouTube kullanıcıları videolarını YouTube’a koymaya başlarlar. 2005’te her ne kadar YouTube<br />

pazarlamacı ya da reklamcılarla iletişim kurma çabasına girmese de şirket kullanıcılarla iletişim kurmada<br />

büyük bir iş başarmıştır. Aslında YouTube Blog, Temmuz 2005’te “iletişimi geliştirme ve değiştirme<br />

çabası” ile oluşturulmuştur. Ağustos 2005’te kullanıcıların YouTube video player’ı kendi Web sitelerine<br />

yerleştirmelerini (gömülü hale getirmelerini) sağlayan yeni özellikler olanaklı hale getirilmiştir. Böylece<br />

insanlar videoyu kendi Web sitesinde YouTube’a gitmeye gerek kalmadan izleyebilecekti. Aralık 2005’te<br />

YouTube resmi olarak faaliyete geçti. Şirket yeni hizmetini insanların kişisel videolarını kolaylıkla<br />

yükleyebilecekleri, etiketleyebilecekleri ve paylaşabilecekleri bir yer olarak tanıttı. Başka bir ifade ile<br />

YouTube bir başka video arama motoru olarak değil, kişisel bir video paylaşım hizmeti olmaya başladı.<br />

Mayıs 2006’da metin ile yorum ve mesajlaşmalara ek olarak “video ile yanıtlama” özelliği faaliyete<br />

geçirildi. Bu özellik ile bir video seyredilirken kendi videonuz ile yanıt verme imkânı sağlanmış oldu.<br />

Temmuz 2006’da Reuters YouTube’da günde 100 milyondan fazla videonun izlendiği haberlerini verdi.<br />

Ağustos 2006’da “reklam” konsepti duyuruldu. İki yeni reklam konsepti katılımcı video reklamları ve<br />

68<br />

<br />

“Me at the zoo”, http://www.youtube.com/watch?v=jNQXAC9IVRw<br />

Bu video, 23 Nisan 2005’te saat 20:27’de yüklenmiştir. Bu sırada YouTube’un ana merkezi<br />

Kaliforniya- San Mateo’da bir pizzacı ve Japon restorantının üzerinde bulunuyordu. “Me at the zoo”<br />

videosu 8.1 milyonun üzerinde izlenmiştir (21.05.2012 tarihi itibariyle) (Resim 3.1).


marka kanallarıdır. Bu yeni stratejiler YouTube’un banner reklamlar, tanıtımlar ve sponsorluk gibi diğer<br />

sunumlarını tamamlamaktadır.<br />

<br />

Resim 3.1: “Me at the zoo” videosundan bir görüntü.<br />

Kaynak: www.youtube.com/watch?v=jNQXAC9IVRw (Erişim tarihi: 21.05.2012)<br />

Ekim 2006’da Google, YouTube’u 1.65 milyar dolara satın aldı. Ocak 2007’de, Google Video ve<br />

YouTube karmaşası yaşandı. 25 Ocak 2007’de basın bülteninde YouTube video sonuçlarının Google<br />

Video arama indeksinde görüneceği bildirildi. Mart 2007’de, YouTube ilk YouTube Video Ödüllerini<br />

düzenledi. Mayıs 2007’de Google, evrensel arama modelini duyurdu. Bu model, daha önceki çeşitli ayrı<br />

kaynaklardan – videolardan, haberlerden, resimlerden, haritalardan ve Web sitelerinden- bilgileri tek bir<br />

sonuçlar dizisinde birleştirmektedir. Haziran 2007’de, YouTube’un yerel versiyonları İngiltere’nin de<br />

aralarında bulunduğu dokuz ülkede faaliyete geçti. Temmuz 2007’de ilk CNN/YouTube işbirliğiyle bir<br />

tartışması programı düzenlenerek Amerikan Demokratik Parti’den sekiz başkanlık adayı “You Choose<br />

‘08” platformunda kullanıcıların YouTube’da videolar ile yönelttiği 38 soruyu cevapladı. Ağustos<br />

2007’de video içi reklamlar (InVideo Ads) faaliyete geçti. Aralık 2007’de İngiltere Kraliçesi YouTube’da<br />

“Kraliyet Kanalı (The Royal Channel)”nı faaliyete geçirerek bir video ile görünüş sağlayan ilk kraliçe<br />

oldu.<br />

Ocak 2008’de YouTube, mobil araçlar için ilk gösterimini (http://m.youtube.com) resmi olarak<br />

duyurdu. Mart 2008’de, YouTube hesabı olan herkesin siteye yükledikleri videolarla ilgili detaylı<br />

istatistikleri görmelerini sağlayan ücretsiz bir araç olan YouTube Insight faaliyete geçti. Bu ayda, ikinci<br />

ve son kez YouTube Ödülleri organize edildi. Haziran 2008’de, videolara interaktif yorum eklemenin<br />

yeni bir yolu olan Video Dipnotları (Video Annotations) faaliyete geçirildi. Ağustos 2008’de, izleyenlerin<br />

videoyu daha iyi anlamasını sağlamak için YouTube’a yeni başlık koyma özelliği eklendi. Eylül 2008’de<br />

69


YouTube, Google’dan sonra ikinci en büyük arama motoru oldu. Ekim 2008’de, YouTube’un kendi eticaret<br />

platformu duyuruldu ve tam sürüm TV showları test edildi. Kasım 2008’de, reklam videoları<br />

(Promoted Videos) faaliyete geçti (Adı sponsorlu video olan bu hizmet sonra reklam videoları olarak<br />

adlandırılmıştır). Bu ayda YouTube Live oluşturuldu. Böylece fragman konser, çeşitli fragman show ve<br />

fragman parti, YouTube’un ilk resmi kullanıcı etkinliği San Francisco’da Fort Mason Center’daki Herbst<br />

Pavilion’da yapıldı. Aralık 2008’de, HD player tanıtıldı.<br />

Ocak 2009’da ABD Kongresi, ABD Başkanı, ABD Senatosu üyeleri, Beyaz Saray ve Papa<br />

YouTube’da kanal açtı. Mart 2009’da, “İlgi Tabanlı Reklamlar” test edildi. Nisan 2009’da, YouTube<br />

Senfoni Orkestrası Carnegie Hall’da performansını sergiledi. Mayıs 2009’da, her dakikada 20 saatlik<br />

video yüklendi. Haziran 2009’da, otomatik paylaşım faaliyete geçti. Ekim 2009’da, günlük 1 milyar<br />

görüntülenme gerçekleştiği bildirildi. Şubat 2010’da, Başkan Obama ile CitizenTube’de canlı röportaj<br />

yapıldı. Mart 2010’da, video sayfası yeniden tasarlandı. Mayıs 2010’da, YouTube her ne kadar Şubat<br />

2005’te kurulmuş olsa da ilk beta versiyonu Mayıs 2005’te faaliyete geçtiği için beşinci doğum gününü<br />

kutladı.<br />

2011’de her ay YouTube’u ziyaret eden ziyaretçi sayısı 800 milyona ulaştı. Nisan 2011’de<br />

İngiltere’deki Kraliyet Düğünü-Prens William ile Catherine (Kate) Middleton’ın evlilik töreni- 188<br />

ülkede 72 milyon kez canlı olarak izlendi. 23 Ocak 2012’de bir günde 4 milyarın üzerinde video<br />

seyredildi. Uganda’da Tanrı’nın Direniş Ordusu’nun Lideri olan ve insanlık ve savaş suçlarından aranan<br />

Joseph Kony’nin yakalanması amacıyla yayımlanan video “Kony 2012”, 7 Mart 2012’de bir günde 30<br />

milyon kez izlendi. Mayıs 2012’de her dakikada 72 saatlik video yüklendi. Bu ayda YouTube, yedinci<br />

doğum gününü kutladı.<br />

www.youtube.com<br />

YouTube’da Yüklenen Videolara İzleyici Çekmenin Yolları<br />

En popüler YouTube videoları izleyicilere değerli bir şeyler sunmaktadır. Genel olarak, insanlar şu üç<br />

şeyden birini izlerler: Eğlenceli olma, bilgi verme ya da eğitici olma. Eğer videonuz bu üç fonksiyondan<br />

birini yerine getirir ise daha geniş sayıda izleyiciyi çekme şansınız artacaktır.<br />

YouTube’daki çoğu video eğlenceli olma gayretindedir. İster sevimli yavru kediler olsun, ister saçma<br />

insan muziplikleri olsun ya da isterse de dalga geçen komik video blog gönderileri olsun, tipik YouTube<br />

videosu bir takım eğlence değerlerine sahip olarak cezbedicidir. Bir videoyu ne eğlenceli kılar? Ne yazık<br />

ki iş eğlenceye geldiğinde kural yoktur. Bazı videolar komiklik ile, bazıları dokunaklılık ile, bazıları da<br />

motivasyon ile eğlendirir. Önemli olan şey yaratıcılıktır. Yani izleyicilerin tekrar tekrar izlemeyi<br />

isteyecekleri bir şeyler yaratmaktır.<br />

İzleyicileri cezbeden bir diğer şey bilgidir. Özellikle de ilgili ve yararlı bilgi cezbeder. En son<br />

haberler, YouTube müşterisini hedeflemek için isteğe göre uyarlanmalıdır. Geniş ilgiye sahip bir konu<br />

hakkında habere sahip iseniz, bu YouTube topluluğuyla ya kısa bir video “haber yayını” yoluyla ya da bir<br />

video blogda paylaşılmalıdır. Bu tür bir video süslü püslü olmak zorunda değildir. Sıradan bir sunucu<br />

önemli bilgiyi sunabilir. Sadece bunun “tam vaktinde” (geçen ayın haberi artık yeni olmayacaktır)<br />

olduğundan, doğru ve geniş sayıda izleyicinin ilgisini çekeceğinden emin olunmalıdır.<br />

İzleyicileri cezbedecek üçüncü şey eğitici olan şeylerdir. Ne zaman birisine ihtiyaç duyduğu bir<br />

şeylerin nasıl yapılacağını öğretmeye çalışırsanız, dikkatleri üzerinize çekersiniz. Acemi izleyicilere<br />

arabalarının yağını nasıl değiştireceklerini gösterebilirsiniz ya da aşçıbaşı olarak nasıl bir gurme yemeği<br />

hazırlanacağını öğretebilirsiniz ve böylece sağladığınız yardımla övgü elde edebilirsiniz. Adım adım tarif<br />

etme günümüzün artan “kendi kendine yap” dünyasında çok sayıda izleyici çekmektedir. Tıpkı kablolu<br />

TV’deki yemek kanalları gibi. Eğitici bir video oluşturmanın kilit noktası adım adım kullanma<br />

talimatlarıyla çalışmayı gerektirir. Videonun resimli taslakları önceden hazırlanmalıdır. Böylece çoklu<br />

kamera açılarından fotoğraflar çekilmeli ve bir video düzenleme programı ile bu parçalar bir araya<br />

getirilmelidir. Eğitici videolar 2-3 dakikadan biraz fazla olabilir. Eğer konu el altında yani eli kulağında<br />

olan bir şey ise açıklama daha uzun olabilir. Zaman gerektiği kadar kullanılmalı ve gerektiği kadar detay<br />

verilmelidir. Ne kadar çok uzmanlık sağlar iseniz o kadar çok izleyiciyi çekmeniz söz konusu olacaktır.<br />

<br />

70


SANAL DÜNYALAR<br />

Sanal dünyalar, Steve Colley’in 1974’teki “Maze War” oyunuyla başlamaktadır. Orijinal program,<br />

oyuncunun yön bulmaya çabaladığı bir labirentin üç boyutlu tasviridir. Oyunun tasarımı, çok sayıda<br />

oyuncunun oyunda yer almasını sağlayacak şekilde seri portları kullanarak geliştirilmiştir. Bu diğer<br />

oyuncular, bir şeyleri izleyenler olarak tasvir edilmiştir. Sonuçta, programcılar diğer oyuncuların skor<br />

puanlarını görüntüleme yeteneğini eklemişlerdir.<br />

Günümüz online sanal dünyasının en dikkate değer atası ise, çok oyunculu zindanlar ya da<br />

boyutlardır. Bunlar kısaca MUD olarak ifade edilmektedir. MUD’lar metin tabanlı çok oyunculu rol<br />

oynamalı oyunlardır. İlk kod 1978’de Roy Trubshaw tarafından yazılmıştır ve kullanıcıların tecrübe ettiği<br />

ve diğer kullanıcılarla sohbet edebildiği birbirine bağlı odaların meydana getirdiği setlerden oluşan bir<br />

oyun ortaya çıkmıştır. Günümüz sanal dünyasına benzer şekilde bu MUD’un amacı ve skoru yoktur.<br />

Yığın çok oyunculu online rol oynamalı oyunlar yani kısaca MMOG’ler bu orijinal MUD’lardan<br />

geliştirilmiştir. Sürekliliği içermektedir. Ultima Online ve EverQuest gibi sanal dünya oyunları örnek<br />

gösterilebilir. EverQuest, Sony tarafından piyasaya sürümüştür ve 2000-2004 arasında en popüler<br />

MMOG oyunu olmuştur. Ancak daha sonrasında World of Warcraft oyunu bu pozisyonu ele geçirmiştir.<br />

MMOG’lerin geliştiği sırada bir diğer çoklu kullanıcılar için başka bir interaktif online program türü<br />

Lucasfilm tarafından geliştirilmiştir. Sonuç olarak “Habitat” oyunu tartışılır şekilde ilk online sosyal<br />

dünya olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte VZones, There, Moove Online, The Sims Online, Second<br />

Life diğer online sosyal sanal dünyalardır. Second Life, Time Dergisi tarafından düzenlenen 2002’nin En<br />

İyi Buluşuna layık görülmüştür.<br />

Sanal Dünya Tanımı<br />

“Sanal dünya” terimi, üç boyutlu grafik çevreler olarak tanımlanabilir. Kullanıcıların sanal çevrede<br />

kendilerini temsilen dijital avatarlar kullanarak birbirleri ve çevre ile online etkileşim kurmasını olanaklı<br />

kılmaktadır. Sanal dünya terimine alternatif olarak, “sanal çevre”, “üç boyutlu resim yaratan sanal çevre”,<br />

“çok kullanıcılı sanal çevre”, “yığın çok oyunculu sürekli evren” ve “sürekli online çevre” terimleri de<br />

kullanılabilmektedir.<br />

Çoğu sanal dünyada ortak olan noktalar şu şekilde sıralanabilir. Bunlar:<br />

• Sanal dünyalar, bir yerin grafik olarak üç boyutlu çevre benzerini sunmaktadır. Bu yer, hayali<br />

olabilir veya dünya üzerindeki bir yerin tam kopyası da olabilir.<br />

• Sanal dünyanın her bir kullanıcısı bir “avatar” tarafından temsil edilmektedir. Avatar, üç boyutlu<br />

çevredeki animasyon karakterdir.<br />

• Sanal dünyada kullanıcılar diğer kullanıcılarla metin mesajıyla (klavye kullanarak) ya da sesli<br />

iletişim araçlarıyla (mikrofon ve hoperlör kullanarak) iletişim kurabilmektedir.<br />

• Oturum açma vb. aralarda kullanıcı yaratımlı içerik süreklilik arz etmektedir. Bir kullanıcı sanal<br />

dünyada oturum açtığında avatarı, en son oturumu kapatırken bulunduğu aynı konumdadır.<br />

• Bir sanal dünya, gerçek dünyadaki para ya da kredilerin bazı türlerini kullanan fonksiyonel bir<br />

ekonomiye sahip olabilir.<br />

• Bir sanal dünya hedef odaklı olabilir (World of Warcraft gibi) ya da hiçbir belirgin amacı<br />

olmayabilir (Second Life gibi).<br />

Sanal dünyalar, sanal oyun dünyaları ve sanal sosyal dünyalar<br />

olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sanal oyun dünyalarına World of Warcraft, EverQuest,<br />

vb. örnek olarak verilebilirken, sanal sosyal dünyalara Second Life, The Sims Online vb.<br />

örnek olarak verilebilir.<br />

Sanal Dünyaların Özellikleri<br />

Tüm sanal dünyaların paylaştığı üç özellik vardır. Bunlar; interaktivite, fiziksellik ve sürekliliktir.<br />

İnteraktiviteye sahip olmak için bir sanal dünya, çevre ve diğer kullanıcılarla çevreyi ve diğer<br />

kullanıcıların deneyimlerini bir şekilde etkileyebilmesi noktasında etkileşim kurmasına izin vermek<br />

<br />

71


zorundadır. Örneğin, bir sanal müze turu, dijital bir avatar kullanılarak, bir müzenin elektronik<br />

versiyonunda kullanıcıya tur atma imkânı vermektedir. Fakat bu tur, eğer kullanıcı diğer kullanıcı<br />

avatarları ve müze çevresiyle etkileşime olanak tanımıyorsa interaktif değildir. Eğer kullanıcı tur<br />

esnasında kendi avatarı aracılığıyla diğer kullanıcı avatarlarıyla konuşabiliyor ve onları görebiliyor ise bu<br />

durumda çevre interaktiftir. Benzer şekilde, bir online oyunda bir oyuncunun kararı diğer oyuncular için<br />

çevreyi etkiliyorsa interaktiftir, ancak bir oyuncunun kararlarının diğer oyuncuların oyun deneyimine<br />

etkisi yoksa o zaman interaktif değildir.<br />

Sanal dünyalar için fiziksellik kriterinin bir yönü, sanal dünyanın genellikle “birinci şahıs”<br />

perspektifinden algılanılabilen, bir grafiksel üç boyutlu taklit çevre sağlaması gerektirmesidir. Örneğin<br />

tipik bir sanal dünyanın bakış açısının sadece bir avatarın desteğiyle olması, sanal dünya kullanıcısı için<br />

belirsiz bir sanal çevrede (zayıf bir köprüyü geçmek ve benzeri durumlarda) bir avatarın adımlarını<br />

kontrol etmeyi denerken gerçek bir birinci şahıs perspektifinden olmasına göre daha yararlı olacaktır.<br />

Fizikselliğe sahip olmak için bir sanal dünya şunların bazılarını da sağlamak zorundadır: Yerçekiminin<br />

varlığı, sağlam duvarların içinden yürümede avatarın yeteneksizliği gibi fiziksel kısıtlamalar, belirli<br />

kaynakların sınırlı tedariki vb. Örneğin, çeşitli şehirlere seyahat ederken ve tümsek gibi belirgin<br />

oluşumları geçerken doğal yollarla bunun gerçekleşmesi gibi. Yani, kullanıcının avatarının yapıların,<br />

duvarların içinden geçerek değil, yol boyunca gidip dönmesi gibi.<br />

Sürekliliğe sahip olmak için bir sanal dünyanın, bir kullanıcı var olsun ya da olmasın, başka<br />

kullanıcılar tarafından etkilenerek online olarak varlığına devam etmesi ve sahip olduğu özelliklerini<br />

sürdürmesi zorunludur. Örneğin, bir araba yarışı oyunu kullanıcılar için yarış pisti oluşturmaktadır. Eğer<br />

yarış pisti sadece yarış için geçici olarak oluşturuluyorsa ve yarışçıların ödülleri ve arabalar oyun<br />

bittiğinde kullanıcıların sahip oldukları şeyler içerisinde tutulmuyorsa sürekli değildir. Aynı türden bir<br />

oyunda yarış pistleri kullanıcının bir oyun oturumundan sonra hala devam ediyorsa, kullanıcı bir oyun<br />

oturumunu başlattığında ve bitirdiğinde para ödülleri ve topladığı arabalar hala duruyor ise süreklilik söz<br />

konusudur.<br />

Bu üç özellik sanal dünyalar ile diğer benzer uygulamalar arasında sınırları çizmek açısından<br />

yararlıdır. Tüm bu üç özelliğe sahip olan çevreler “sanal dünyalar” olurken, bu özelliklerden iki ya da<br />

daha azına sahip olanlar ise sanal dünya olarak adlandırılmamaktadır.<br />

Second Life ve Önemi<br />

En ünlü sanal dünya olan Second Life, 2003 yılında faaliyete geçmiştir. Web fanları (hayranları) Second<br />

Life’ta rüya gibi bir çevre yaratabilmekte, sanal olarak tanıdıkları kişilerle etkileşim kurabilmekte ya da<br />

oyunlar oynayabilmekte ve “Linden dolarları” biriktirebilmektedir.<br />

Linden dolara dayalı Second Life’taki sanal ekonomi, Ekim 2008’de 61.000 kullanıcının pozitif nakit<br />

akışını sürdürmesini olanaklı kılarak Second Life’ta fiilen gelir kazanmasını sağlamıştır. Bu kullanıcıların<br />

211’i öncelikli olarak sanal mal ya da sanal emlak satışı yoluyla sanal nakit para karşılığı olan en az ayda<br />

5.000 Amerikan doları kazanmıştır. BusinessWeek dergisi, 2006’da 200’ün üzerinde işletmenin Second<br />

Life’ı deneyimlediğini bildirmiştir.<br />

Second Life’ta ikamet edenlerin sayısı 2007’nin başında yarım milyon iken, 2008’in başında 12<br />

milyonu aşmıştır. Second Life için hedef büyüme neticede 2 milyar kişiyi çekmektir. Gartner 2011’de<br />

Internet kullanıcılarının %80’nin Second Life’ta varlığının olacağını tahmin etmektedir. Gözlemcilerin,<br />

Second Life’ta işlem değerinin günlük 1 milyon doların üzerinde olacağını öne sürmesi de bir başka<br />

başarı göstergesidir.<br />

Second Life, gelişmiş bir 3D sanal dünya olarak, 3D oyun türünden ortaya çıkmış ve sosyal ağ<br />

kurmak için potansiyel olarak önemli bir çevre haline gelmiştir. Second Life, en gerçekçi ve en kapsamlı<br />

sanal dünyadır. Aktivite ve kullanıcı tabanının genişliği Second Life’ı tam anlamıyla benzersiz<br />

kılmaktadır. Second Life, hala bir oyun topluluğu olsa da, hızla artan popülaritesiyle kullanım alanı<br />

genişlemiştir. Eğitim, sosyal ağ kurma ve iş için kullanılabilmektedir.<br />

http://secondlife.com/<br />

<br />

72


Özet<br />

Sosyal medya platformları blogging,<br />

mikroblogging, Internet forumları (online<br />

forumlar), inceleme ve değerlendirme siteleri,<br />

sosyal haber ve sosyal işaretleme siteleri, medya<br />

paylaşım siteleri, online sosyal ağlar (sosyal ağ<br />

kurma siteleri) ve sanal dünyalar şeklinde<br />

sınıflandırılabilir.<br />

Blogging temel olarak kısa makale ve düşünceleri<br />

yazmak için kullanılmaktadır. Bloglar, Web<br />

sitelerine göre daha sık güncellenmekte, gömülü<br />

linklerden oluşmakta ve genellikle de yorum<br />

özelliği ile çift yönlü iletişimi olanaklı<br />

kılmaktadır.<br />

Mikroblogging ise blogging ile online sosyal ağ<br />

kurmanın bir karışımıdır. Bilgiyi paylaşmak ve<br />

aramak/araştırmak ile arkadaşlık kurmak için<br />

kullanılmaktadır. Twitter en popüler örneğidir.<br />

Internet forumları (Online forumlar), ilk Internet<br />

tabanlı ağ kurma ve online iletişim araçlarından<br />

birisidir. Internet forumları, bilgi paylaşma,<br />

birlikte çalışabilme ve kullanıcı merkezli olması<br />

dolayısıyla sosyal medya platformlarından biri<br />

olarak kabul görmektedir.<br />

İnceleme ve değerlendirme siteleri, insanlara,<br />

ürün, hizmet, şirket, marka, müzik, kitap vb. her<br />

türlü şeyle ilgili düşüncelerini paylaşmasına,<br />

inceleme ve değerlendirme yapmasına olanak<br />

sağlayan sitelerdir. Örnekleri arasında<br />

Epinions.com gibi bağımsız inceleme siteleri,<br />

Amazon.com gibi daha kapsamlı bir siteye bir<br />

inceleme bileşenin eklendiği siteler, TripAdvisor<br />

gibi dikey pazarları kapsayan uzman endüstriye<br />

<br />

73<br />

özgü inceleme siteleri ve Yelp gibi yerel işletme<br />

inceleme siteleri vardır.<br />

Sosyal haber siteleri ile sosyal işaretleme siteleri<br />

birbirine benzemektedir. Sosyal işaretleme<br />

sitelerinde sosyal haber sitelerinden farklı olarak<br />

ilginç bulunan ve tekrardan ziyaret edilmek<br />

istenen linklerin toplanması ve depolanması<br />

önem kazanmaktadır.<br />

Online sosyal ağlarda (sosyal ağ kurma<br />

sitelerinde), kişisellik ve kullanıcı profil<br />

bilgilerine, insanlara, gruplara ve ilişkilerin<br />

açıkça ortaya konmasına vurgu söz konusudur.<br />

En popüler örneği Şubat 2004’te Mark<br />

Zuckerberg ve üç arkadaşı Eduardo Saverin,<br />

Dustin Moskovitz, Chris Huges tarafından<br />

kurulan Facebook’tur. Facebook insanlarla bağ<br />

kurmak, link, video, fotoğraf vb. paylaşmak, blog<br />

yapmak, etkinleri duyurmak, oyun aynamak, ilgi<br />

grupları oluşturmak, özgeçmiş paylaşımıyla iş<br />

bulmak, ürün, hizmet, marka veya kendimizi<br />

pazarlamak için kullanılabilir.<br />

Medya paylaşım siteleri, video paylaşım siteleri –<br />

en bilineni YouTube-, resim paylaşım siteleri,<br />

sunum slaytlarını paylaşım siteleri vb. gibi medya<br />

türlerini paylaşmayı sağlayan sitelere verilen<br />

genel addır. Bu siteler, tipik olarak liste sayfası,<br />

detay sayfası ve profil sayfasından oluşmaktadır.<br />

Sanal dünyalar, kullanıcıların avatarlar tarafından<br />

temsil edildiği, online etkileşimi olanaklı kılan,<br />

üç boyutlu grafik çevrelerdir. Sanal dünyaları<br />

diğer benzer uygulamalardan farklı kılan<br />

özellikler interaktivite, süreklilik ve fizikselliktir.<br />

Sanal oyun dünyaları ve sanal sosyal dünyalar<br />

olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. Güncellemeleri ya da basit hızlı bildirimleri<br />

göndermek ile ilgili olan sosyal medya platformu<br />

hangisidir?<br />

a. Medya paylaşım siteleri<br />

b. Internet forumları<br />

c. Blogging<br />

d. Mikroblogging<br />

e. Online sosyal ağlar<br />

2. Aşağıdakilerden hangisi ilk internet tabanlı ağ<br />

kurma ve online iletişim araçlarından biridir?<br />

a. Sosyal haber siteleri<br />

b. Sosyal işaretleme siteleri<br />

c. Sanal sosyal dünyalar<br />

d. Medya paylaşım siteleri<br />

e. Forumlar<br />

3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağ sitelerinde<br />

önemi vurgulanan şeylerden değildir?<br />

a. Kişisellik<br />

b. Erişilebilirlik<br />

c. İnsanlar<br />

d. Gruplar<br />

e. İlişkilerin açık bir şekilde gösterilmesi<br />

4. Sunum slaytlarının paylaşımına izin veren bir<br />

site hangi tür sosyal medya platformuna<br />

girmektedir?<br />

a. Medya paylaşım sitesi<br />

b. Online sosyal ağlar<br />

c. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />

d. Internet forumları<br />

e. Mikroblogging<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi sanal dünyaların<br />

özelliklerinden biridir?<br />

a. Erişim<br />

b. Aksiyon<br />

c. İnteraktivite<br />

d. İşbirliği<br />

e. Yaratıcılık<br />

<br />

74<br />

6. İnsanların bir ürün ya da hizmeti keşfetmesi<br />

veya araştırması için geldikleri yerlere ne ad<br />

verilir?<br />

a. Blogging<br />

b. Sosyal işaretleme siteleri<br />

c. Mikroblogging<br />

d. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />

e. Sosyal ağ kurma siteleri<br />

7. Blog yapma faaliyetine ne ad verilir?<br />

a. Blogosfer<br />

b. Blog gönderisi<br />

c. Blog girdisi<br />

d. Blogger<br />

e. Blogging<br />

8. Facebook’ta arkadaş olmadan da kullanıcıların<br />

paylaşımlarını takip etmeyi sağlayan özelliğe ne<br />

ad verilir?<br />

a. Etkinlikler<br />

b. Dürtme<br />

c. Abone<br />

d. Haber akışı<br />

e. Facebook uygulamaları<br />

9. Aşağıdakilerden hangisi bir sosyal medya<br />

platformu değildir?<br />

a. Internet explorer<br />

b. Bloglar<br />

c. Mikrobloglar<br />

d. Sosyal ağ kurma siteleri<br />

e. İnceleme ve değerlendirme siteleri<br />

10. Avatarın tanımı aşağıdakilerden hangisidir?<br />

a. Tek bir konuşma veya gönderidir.<br />

b. Kullanıcının bir grafikle gösterimidir.<br />

c. Tahrik edici mesaj gönderendir.<br />

d. Bir başka kullanıcıya bağırmaktır.<br />

e. Bir başka kullanıyı aşağılamaktır.


Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. d Yanıtınız yanlış ise “Mikroblogging”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

2. e Yanıtınız yanlış ise “Internet Forumları”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

3. b Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

4. a Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />

Siteleri” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

5. c Yanıtınız yanlış ise “Sanal Dünyalar”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

6. d Yanıtınız yanlış ise “İnceleme ve<br />

Değerlendirme Siteleri” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

7. e Yanıtınız yanlış ise “Blogging” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

8. c Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

9. a Yanıtınız yanlış ise “Giriş” başlıklı konuyu<br />

yeniden gözden geçiriniz.<br />

10. b Yanıtınız yanlış ise “Internet Forumları”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

<br />

75<br />

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Haziran 2011 verilerine göre Türkiye’de Internet<br />

kullanıcılarının %81.9’u blogları ziyaret<br />

etmektedir. Bloglara erişimde bu yüzde ile<br />

Türkiye, Tayvan, Brezilya ve Güney Kore’den<br />

sonra 4. sıradadır.<br />

Sıra Sizde 2<br />

Popüler blogging araçları, Blogger<br />

(www.blogger.com), TypePad<br />

(http://www.typepad.com) ve WordPress<br />

http://wordpress.com)’tir.<br />

Sıra Sizde 3<br />

En popüler mikroblogging sitesi Twitter<br />

(www.twitter.com)’dır.<br />

Sıra Sizde 4<br />

Popüler sosyal haber servisleri, Digg<br />

(http://digg.com), Reddit (www.reddit.com),<br />

Slashdot.org (http://slashdot.org), Fark<br />

(www.fark.com) şeklinde ifade edilebilir.<br />

Sıra Sizde 5<br />

Popüler sosyal işaretleme servisleri, Delicious<br />

(http://delicious.com), Diigo (www.diigo.com),<br />

Blinklist (www.blinklist.com), Linkroll<br />

(www.linkroll.com), StumbleUpon<br />

(www.stubleupon.com) şeklinde ifade edilebilir.<br />

Sıra Sizde 6<br />

Mark Zuckerberg, Facebook’un hem yaratıcısı<br />

hem de kurucusudur. Zuckerberg ile birlikte<br />

Facebook’un diğer kurucuları üniversiteden<br />

arkadaşları Eduardo Saverin, Dustin Moskovitz<br />

ve Chris Huges’tır.


Yararlanılan Kaynaklar<br />

Akar, E. (2006). Blogla Pazarlama. Tiem<br />

Yayınları: İstanbul.<br />

Allocca, J. (2011). Connected Culture: The Art<br />

of Communicating With the Digital<br />

Generation. Connected Culture Publishing:<br />

USA.<br />

Bennett, S. (2012). “Twitter On Track For 500<br />

Million Total Users By March, 250 Million<br />

Active Users By End Of 2012”,<br />

http://www.mediabistro.com/alltwitter/twitteractive-total-users_b17655<br />

(27.05.2012).<br />

Breslin, J.G., Passant, A. ve Vrandecic, D.<br />

(2011). Social Semantic Web. Eds: John<br />

Domingue, Dieter Fensel ve James A. Hendler,<br />

Handbook of Semantic Web Technologies,<br />

Volume 1, ss: 467-506, Springer: Heidelberg.<br />

comScore Data Mine (2011). “Top Global<br />

Markets for Blogs”,<br />

http://www.comscoredatamine.com/2011/08/topglobal-markets-for-blogs/<br />

(27.05.2012).<br />

Danenberg, R.A., Mortinger, S., Christ, R.,<br />

Scelsi, C. ve Alemi, F. (2010). Computer<br />

Games and Virtual Worlds: A New Frontier in<br />

Intellectuel Property Law. First Edition,<br />

American Bar Association: USA.<br />

Ebner, M. ve Schiefner, M. (2008).<br />

“Microblogging – more than fun?”, Procceding<br />

of IADIS Mobile Learning Conference, pp. 155-<br />

159, http://lamp.tugraz.ac.at/~i203/ebner/publication/08_mobillearn<br />

.pdf (27.05.2012).<br />

Eley, B. ve Tilley, S. (2009). Online Marketing<br />

Inside Out. First Edition, SitePoint Pty. Ltd.<br />

Engauge (2012). “Pinterest: A Review of Social<br />

Media’s Newest Sweetheart”,<br />

http://www.engauge.com/assets/pdf/Engauge-<br />

Pinterest.pdf (27.05.2012).<br />

Esposito, D. (2009). Virtual Worlds. Ed: P.<br />

Candace Deans, Social Software and Web 2.0<br />

Technology Trends (Premier Reference Source),<br />

ss: 176-186. IGI Global: USA.<br />

Facebook Newsroom (2012). “Key Facts”<br />

http://newsroom.fb.com/content/default.aspx?Ne<br />

wsAreaId=22 (13.10.2012).<br />

Farkas, M.G. (2007). Social Software In<br />

Libraries: Building Collaboration,<br />

<br />

76<br />

Communication, and Community Online. First<br />

Edition, Information Today, Inc.: New Jersey.<br />

Flowers, R.L. (2010). “Must Know Internet<br />

Forum Terminology”, Bright Hub,<br />

http://www.brighthub.com/internet/securityprivacy/articles/96700.aspx<br />

(27.05.2012).<br />

Flowers, R.L. (2010). “Must Know Internet<br />

Forum Terminology (Page 2 of 2)”, Bright Hub,<br />

http://www.brighthub.com/internet/securityprivacy/articles/96700/p2/<br />

(27.05.2012).<br />

Fox, S.C. (2009). E-Riches 2.0 Next-Generation<br />

Marketing Strategies For Making Millions<br />

Online. Amacom: USA.<br />

Gale, T. ve Gale, M. (2008). Getting Started on<br />

Your Genealogy Website. Lulu Enterprise, Inc.:<br />

Morrisville, NC, USA.<br />

Gangadharbatla, H. (2009). Individual<br />

Differences in Social Networking Site Adoption.<br />

Eds: Celia Romm ve Kristina Setzekorn, Social<br />

Networking Communities and E-Dating Services:<br />

Concepts and Implications, ss. 1-17. IGI Global:<br />

Hershey.<br />

Gaudeul, A. ve Giannetti, C. (2011). “The role of<br />

reciprocation in social network formation, with<br />

an application to blogging”, http://mpra.ub.unimuenchen.de/34094/1/MPRA_paper_34094.pdf<br />

(27.05.2012).<br />

Gibson, S. ve Jagger, S. (2009). Sociable!: How<br />

Social Media Is Turning Sales and Marketing<br />

Upside-Down. Stephen Jagger Holdings Inc.<br />

Gunelius, S. (2010). Blogging All-in-One For<br />

Dummies. Wiley Publishing, Inc.: Hoboken, NJ.<br />

Gunter, S.K. (2010). Sams Teach Yourself<br />

Facebook in 10 Minutes. Pearson Education,<br />

Inc.: Indiana, USA.<br />

Harris, D. (2008). Blogging 100 Success<br />

Secrets-100 Most Asked Questions on<br />

Building, Optimizing, Publishing, Marketing<br />

and How to Make Money with Blogs. Emereo<br />

Publishing.<br />

Heymann, P., Koutrika, G. ve Garcia-Molina, H.<br />

(2007). “Can Social Bookmarking Improve Web<br />

Search?”, Infolab Technical Report,<br />

http://ilpubs.stanford.edu:8090/817/1/2007-<br />

33.pdf (27.05.2012).<br />

Hu, F., Ruan, T. ve Shao, Z. (2012). Complete-<br />

Thread Extraction from Web Forums. Eds: Quan<br />

Z. Sheng, Guoren Wang, Christian S. Jensen ve<br />

Guandong Xu, Web Technologies and


Applications, 14 th Asia-Pacific Web Conference,<br />

APWeb, Kunming, China, April, Proceedings, ss:<br />

727-735, Springer: Heidelberg.<br />

Hudson, D.L. (2008). Blogging. Point<br />

Counterpoint, Chelsea House Infobase<br />

Publishing: New York.<br />

Invesp (2011). “The Blogging World”,<br />

http://www.invesp.com/blog/business/how-bigis-blogsphere.html<br />

(27.05.2012).<br />

Ivory, J.D. (2012). Virtual Lives: A Reference<br />

Handbook. ABC-CLIO, LLC: California, USA.<br />

Jarboe, G. (2012). YouTube and Video<br />

Marketing: An Hour a Day. Second Edition,<br />

John Wiley & Sons, Inc.: Indiana.<br />

Java, A., Song, X., Finin, T. ve Tseng, B. (2007).<br />

“Why We Twitter: Understanding Microblogging<br />

Usage and Communities”,<br />

http://aisl.umbc.edu/resources/369.pdf<br />

(27.05.2012).<br />

Kaplan, A.M. ve Haenlein, M. (2009). The<br />

Fairyland of Second Life: Virtual Social Worlds<br />

and How to Use Them, Business Horizons, 52,<br />

pp. 563-572.<br />

Kavianpour, S., Ismail, Z. ve Mohtasebi, A.<br />

(2011). Effectiveness of Using Integrated<br />

Algorithm in Preserving Privacy of Social<br />

Network Sites Users. Eds: Hocine Cherifi, Jasni<br />

Mohamad Zain ve Eyas El-Qawasmeh, Digital<br />

Information and Communication Technology and<br />

Its Applications, International Conference,<br />

DICTAP, Dijon, France, June, Proceedings, Part<br />

II, ss: 237-249, Springer: Heidelberg.<br />

Kear, K. (2011). Online and Social Networking<br />

Communities: A Best Practice Guide For<br />

Educators. Routledge: New York., NY.<br />

Kuntsal, S. (2012). “The CMO’s Guide to<br />

Pinterest”, Icrossing,<br />

http://www.icrossing.com/sites/default/files/iCros<br />

sing%20POV%20-<br />

%20CMOs%20Guide%20to%20Pintrest.pdf<br />

(27.05.2012).<br />

Lacy, K. (2011). Twitter Marketing For<br />

Dummies. 2 nd Edition, Wiley Publishing, Inc.:<br />

Indiana, USA.<br />

Miller, M. (2012). B2B Digital Marketing:<br />

Using the Web to Market Directly to<br />

Businesses. QUE, Pearson Education, Inc.:<br />

Indiana, USA.<br />

Miller, M. (2012). My Pinterest. Que<br />

Publishing: USA.<br />

<br />

77<br />

Miller, M. (2010). Sams Teach Yourself<br />

YouTube in 10 Minutes. Pearson Education,<br />

Inc.: USA.<br />

Morris, T. (2010). All a Twitter: A Personal<br />

and Professional Guide to Social Networking<br />

with Twitter. QUE, Pearson Education, Inc.:<br />

Indiana, USA.<br />

Mudambi, S.M. ve Schuff, D. (2010). What<br />

Makes a Helpful Online Review? A Study of<br />

Customer Reviews on Amazon.com, MIS<br />

Quarterly, Research Note, Vol. 34, No. 1, March,<br />

pp. 185-200.<br />

Newson, A., Houghton, D. ve Patten, J. (2009).<br />

Blogging and Other Social Media: Exploiting<br />

the Technology and Protecting the Enterprise.<br />

Gower Publishing Limited: Farnham, England.<br />

Novak, T.P. (2012). Quality of Virtual Life. Eds:<br />

David Glen Mick, Simione Pettigrew, Cornelia<br />

Pechmann ve Julie L. Ozanne, Transformative<br />

Consumer Research For Personal and Collective<br />

Well-Being, ss. 225-246. Routledge: New York,<br />

NY.<br />

O’Guinn, T.C., Allen, C.T. ve Semenik, R.J.<br />

(2012). Advertising and Integrated Brand<br />

Promotion. Sixth Edition, South-Western,<br />

Cengage Learning: USA.<br />

O’Reilly T. ve Milstein, S. (2012). The Twitter<br />

Book. 2 nd Edition, O’Reilly Media Inc.:<br />

Sebastopol, CA.<br />

Pacea, O. (2010). “Digital Storytelling: Temporal<br />

Narratives In Expat Blogs”, http://www.univovidius.ro/litere/ovidius/vol_2010/35_Pacea.pdf<br />

(27.05.2012).<br />

Pallot, M. ve Bergmann, U. (2010). Collaborative<br />

Virtual Environments and Immersion in<br />

Distributed Engineering Contexts. Ed: Hermann<br />

Kühnle, Distributed Manufacturing: Paradigm,<br />

Concepts, Solutions and Examples, ss: 71-92,<br />

Springer: London.<br />

Phillips D. ve Young, P. (2009). Online Public<br />

Relations: A Practical Guide to Developing an<br />

Online Strategy in the World of Social Media.<br />

Second Edition, Kogan Page Limited: London,<br />

United Kingdom.<br />

Power Up Social (2012). “Yelp & Online Review<br />

Sites for Business”,<br />

http://www.powerupsocial.com/content/38/en/yel<br />

p (27.05.2012).<br />

Risdahl, A.S. (2006). The Everything Blogging<br />

Book: Publish Your Ideas, Get Feedback, And


Create Your Own Worldwide Network. Adams<br />

Media: Massachusetts.<br />

Rowell, R. (2011). YouTube: The Company<br />

and Its Founders. ABDO Publishing Company:<br />

Minnesota, USA.<br />

Ryan, D. ve Jones, C. (2012). Understanding<br />

Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />

Engaging The Digital Generation. Second<br />

Edition, Kogan Page Limited: London, United<br />

Kingdom.<br />

Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />

Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />

Success. 2 nd Edition, John Wiley & Sons, Inc.:<br />

Hoboken, New Jersey.<br />

Savolainen, R. (2011). Requesting and Providing<br />

Information in Blogs and Internet Discussion<br />

Forums, Journal of Documentation, Vol. 67, No.<br />

5, pp. 863-886.<br />

Semertzidis, T., Daras, P. ve Ballesteros, I.L.<br />

(2010). Social Networks Overview: Current<br />

Trends and Research Challenges. European<br />

Commission, Publications Office of European<br />

Union: Luxembourg.<br />

Sethi, A. ve Adhikari, B. (2010). Business<br />

Communication. Tata McGraw Hill Education<br />

Private Limited: New Delhi.<br />

Shore, M. ve Zhou, Q. (2009). Second Life: The<br />

Future of Social Networking. Eds: Maryam<br />

Purvis ve Bastin Tony Roy Savarimuthu,<br />

Computer-Mediated Social Networking, First<br />

International Conference, ICCMSN, 2008,<br />

Dunedin, New Zealand, June, Revised Selected<br />

Papers, ss: 18-27, Springer: Heidelberg.<br />

Smith, J. (2009). “comScore: Facebook Passed<br />

MySpace in the US for the First Time in May”,<br />

Inside Facebook,<br />

http://www.insidefacebook.com/2009/06/15/com<br />

score-facebook-passed-myspace-in-the-us-forthe-first-time-in-may/<br />

(27.05.2012).<br />

<br />

78<br />

Social Quickstarter (2012). “Introduction to<br />

Rating and Review Sites”,<br />

http://www.socialquickstarter.com/content/78introduction_to_ratings_and_review_sites<br />

(27.05.2012).<br />

Thomas, L. (2011). The McGraw-Hill 36-Hour<br />

Course Online Marketing. The McGraw-Hill<br />

Companies, Inc.: New York.<br />

Twitter Blog, (2011). “One Hundred Million<br />

Voices”, http://blog.twitter.com/2011/09/onehundred-million-voices.html<br />

(27.05.2012).<br />

Waters, J.K. (2010). The Everything Guide to<br />

Social Media. Adams Media: MA, USA.<br />

YouTube.com (2012). “YouTube’s 7th Birtday”<br />

http://www.youtube.com/watch?v=GLQDPH0ul<br />

Cg (27.05.2012).<br />

Yuen, S.C-Y. ve Yang, H.H. (2010). Using<br />

Social Networking to Enhance Sense of<br />

Community in E-Learning Courses. Ed:<br />

Subhasish Dasgupta, Social Computing:<br />

Concepts, Methodologies, Tools, and<br />

Applications, Volume II, ss: 1096-1119. IGI<br />

Global: Hershey.<br />

Zarrella, D. (2010). The Social Media<br />

Marketing Book. O’Reilly Media, Inc.:<br />

Sebastopol, CA.<br />

Zhang, N. (2011). The role of Web 2.0<br />

applications on niche culture diffusion- An<br />

empirical study on the influence of online forums<br />

on fans of rock music, Online Information<br />

Review, Vol. 35 No. 5, pp. 734-746.<br />

Zhang, Z. (2009). Focused Image Search In<br />

The Social Web. A Dissertation Submitted to the<br />

Faculty of the Graduate School of the University<br />

of Lousville for Degree of Doctor of Philosophy,<br />

December 2008, UMI, Proquest LLC.<br />

Zimmerman, J. Ve Sahlin D. (2010). Social<br />

Media Marketing: All-In-One for Dummies.<br />

Wiley Publishing, Inc.: Indiana, USA.


4<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Her bir sosyal medya platformunun pazarlama boyutunu açıklayabilecek,<br />

Sosyal medya platformlarından pazarlama yararları elde edebilecek,<br />

Sosyal medya platformlarını kullanan işletmelerin stratejilerini analiz edebilecek,<br />

Sosyal medya platformlarını pazarlamada etkili bir şekilde kullanabilecek,<br />

Sosyal medya platformları ile pazarlama fırsatlarını değerlendirebilecek,<br />

Sosyal medya platformları için pazarlama stratejileri hazırlayabilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

İçindekiler<br />

Blogla Pazarlama<br />

Mikroblogging ile Pazarlama<br />

Twitter Pazarlama<br />

Internet Forumları ile Pazarlama<br />

Müşteri İncelemeleri Siteleriyle<br />

Pazarlama<br />

Giriş<br />

Blog ile Pazarlama<br />

Mikroblogging ile Pazarlama<br />

Internet Forumları ile Pazarlama<br />

İnceleme ve Değerlendirme Siteleri ile Pazarlama<br />

Sosyal Haber ve Sosyal İşaretleme Siteleri ile Pazarlama<br />

Online Sosyal Ağlar ile Pazarlama<br />

Medya Paylaşım Siteleri ile Pazarlama<br />

Sanal Dünyalar ile Pazarlama<br />

80<br />

Sosyal Haber Sitesiyle Pazarlama<br />

Sosyal İşaretleme Siteleriyle Pazarlama<br />

Facebook Pazarlama<br />

YouTube Pazarlama<br />

Sanal Dünyalar ile Pazarlama


Sosyal Medya Platformları ile<br />

Pazarlama<br />

GİRİŞ<br />

Günümüzde sosyal medya platformları işletmeler için sadece pazaryerleri değil, aynı zamanda yeni<br />

pazarlama araçları konumuna gelmiştir. Bu yüzden sosyal medya platformlarının işletme yöneticileri<br />

ve/veya pazarlamacılar tarafından izlenmesi, anlaşılması, benimsenmesi ve de bu platformlara<br />

işletmelerin katılım sağlaması bir zorunluluk oluşturmaktadır. Pazarlamacıların artık daha fazla sosyal<br />

medya platformlarını görmezden gelmeleri mümkün değildir.<br />

2012 Sosyal Medya Pazarlama Endüstri Raporuna göre -daha önce 2009, 2010 ve 2011’de de<br />

hazırlanan raporun dördüncüsünde 3.800’ün üzerinde pazarlamacı ile görüşülmüştür- en yaygın<br />

kullanılan ilk beş sosyal medya aracı Facebook (%92), Twitter (%82), LinkedIn (%73), Bloglar (%61),<br />

YouTube ya da diğer video siteleri (%57) olmuştur. Bu sıralama 2011’deki ile aynı çıkmıştır. 2012’deki<br />

çalışmada yeni eklenen kategoriler de olmuştur. Google+, fotoğraf ve görsel paylaşım siteleri (Pinterest,<br />

Flickr ve Instagram) gibi. 2011’den bu yana meydana gelen değişikliklere bakıldığında Google+’ın sosyal<br />

medya pazarlamacılarının %40’ı tarafından kullanıdığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte sosyal<br />

işaretleme sitelerinin kullanımı %26’dan %16’ya, forumların kullanımı da %24’ten %19’a düşmüştür.<br />

Tüketicilerin biraraya gelmesini sağlayarak topluluk oluşumunu kolaylaştıran sosyal medya<br />

platfromlarında ürünler, markalar ya da işletmeler ile ilgili online ağızdan ağıza pazarlama<br />

gerçekleşebilmektedir. Bu tüketiciden tüketiciye pazarlama faaliyetleri kapsamında yeni ürün fikirleri<br />

üretilebilmekte, mevcut ürüne dair düşünceler aktarılabilmekte, bazı markalar tavsiye edilebilmekte, bazı<br />

işletmelerle ilgili olumlu bazıları ile ilgili de olumsuz bilgiler yayılabilmektedir. Tüm bunlar yapılırken,<br />

pazarlamacıların bu tür pazarlama faaliyetinden habersiz olmaları da, haberdar olup izlenmesine rağmen<br />

gerekli adımları atmaması kadar önemli ve büyük sorunlara neden olabilecektir.<br />

Sosyal medya platformlarını kullanan işletmelerin, kullanacakları sosyal medya platformları için bir<br />

pazarlama planı ve stratejisine sahip olmaları önemlidir. Böyle bir plan ve stratejinin olması sosyal medya<br />

platformlarını etkili bir şekilde kullanabilmeyi sağlarken, elde edilecek faydayı da artıracaktır. Her<br />

işletme için sosyal medya platformlarını kullanmak, en azından satış olmasa bile reklam ve pazarlama<br />

yapmak açısından gereklidir. Bununla birlikte sosyal medya platformlarının hepsinde bir varlık<br />

oluşturulup oluşturulmayacağı konusunda karar verilmelidir. Üçüncü bölümde ele alınan sosyal medya<br />

platformlarının pazarlama boyutunun üzerinde durulacağı bu bölümdeki her platformda yer almak yerine<br />

ürüne ve hizmete göre uygun sosyal medya platformlarında yer almak daha doğru bir seçim olabilir.<br />

BLOG İLE PAZARLAMA<br />

İnanması güç olsa da kısa süre öncesine kadar bloglar basit online günlükler iken işletmeler tarafından hiç<br />

de önemsenmemekteydi. Günümüzde bu hakikat tamamen tersine dönmüştür. Bloglar, her türden<br />

işletmenin online pazarlama stratejisinin ciddi bir bileşeni haline gelmektedir. Başka bir neden yoksa da<br />

sadece arama motorları yoluyla Web sitesinin bulunurluğunu artırmak için bir işletme blogu<br />

yayımlanmalıdır. İnsanların büyük bir çoğunluğu işletmeler, markalar, ürünler ve hizmetler ile ilgili<br />

online bilgi aramaktadır. İşletmelerin görünmeye ihtiyacı vardır. Bir işletme blog yayınladığında, yaptığı<br />

her yeni gönderi arama motorlarında indekslenecek ve tüketicinin işletmeyi bulması için yeni bir giriş<br />

noktası yaratılmış olacaktır. Buna ek olarak, blog üzerinde yayınlanan ilginç ya da işe yarar içerik, diğer<br />

<br />

81


loggerlar ve sosyal Web katılımcıları tarafından kendi izleyicileriyle paylaşıldığında (bloga bağlantı<br />

verildiğinde) işletmeniz daha fazla tanınma imkanı yakalar. Hangi türden bir iş olursa olsun, bir işletme<br />

blogu o işin büyümesine yardımcı olabilir.<br />

İşletme Blogu Tanımı<br />

Bir işletme blogu müşteriler ve çalışanlarla düzenli olarak, resmi olmayan bir biçimde ve kolayca<br />

iletişimi sürdürmeyi sağlayan bir araçtır. İşletme bloglarıyla, bilgi ve uzmanlığı paylaşmak<br />

amaçlanmaktadır. İşletme blogu, her tür büyüklükteki şirketin yeni izleyicilere ulaşmasını ve sadık bir<br />

Web takibi meydana getirmeyi olanaklı kılan bir Web iletişim biçimidir.<br />

İşletme blogları, konusuna göre oldukça hedefli olma eğilimindedir ve spesifik bir pazar alanına ya da<br />

nişe odaklanmaktadır. En yaygın ifadeyle güçlü bir pazarlama ve iletişim aracıdır. Şirketlere,<br />

müşterilerden tedarikçilere, ortaklardan çalışanlara kadar örgütün hareketlerinden etkilenen tüm gruplarla<br />

daha iyi iletişim kurmaya yardımcı olmaktadır. İşletme bloglarını başarılı şekilde kullananlar, hedef<br />

kitleleriyle hem daha iyi ilişkiler kurmakta hem de aralarında daha fazla güven oluşmaktadır. Böylece de<br />

kendilerini daha etkili bir biçimde pazarlamaktadırlar.<br />

İşletme Blogu Oluştururken Göz Önünde Tutulması Gereken Amaçlar<br />

Bir işletme blogunun en tipik amacı, hem mevcut müşterileri hem de genel kamuoyunu bilgilendirmek ya<br />

da eğitmektir. Bazı işletmeler blogları insanların işletmedeki değişimlerle, yeni projelerle ve diğer<br />

etkinlerle ilgili bilgi sahibi olması için kullanmaktadır. Bazı işletmeler de okuyucularının bilgi sahibi<br />

olmasına, haberleri, problemleri izlemesine, fikir alışverişini teşvik etmeye yardımcı olmak için blog<br />

oluşturmaktadır. Bu bloglar hemen yararlı olmak, pratik hizmet ve herkese uzmanlığı göstermek amacına<br />

hizmet etmektedir.<br />

İşletme bloglarının diğer bir amacı, müşteri hizmetleri sağlamak ya da bir ürün veya hizmeti<br />

kullanmaya yardımcı olmaktır. Bloglar, müşteri hizmet sorunlarıyla ilgilenmenin mükemmel araçlarından<br />

biri olabilir. Müşteri problemlerini alenen ele almak ve bunları herkesin duyacak olması kulağa korkutucu<br />

gelse de, böyle bir uygulama sayesinde herkes bilginin elde edilebilir olmasından faydalanır. Ayrıca,<br />

herkese açık bir şekilde insanların problemlerinin çözülmesine yardımcı olduğu görülen işletme de<br />

müşterilerine önemli bir mesaj iletmiş olur. Bu noktada insanlar yorum bıraktığında anında yanıt verecek<br />

şekilde hareket etmek önemlidir.<br />

Diğer bir işletme blogu amacı, işletmenin karakter ve kültür anlayışını yaymaktır. Blogun temel fikri<br />

şirketin nasıl sükseli, eğlenceli, hoş ve insancıl olduğunu göstermektir. Bir blog, okuyucularında duygusal<br />

yanıt çağrışımlarını başlatır ve sonuçta okuyucular gerçekten işletmeyi beğenebilir. Bu tam olarak işletme<br />

ürünlerini sevmekle aynı anlama gelmez. Tıpkı okuyucuların arkadaşlarını veya evcil hayvanlarını<br />

sevmesi gibi işletmeyi de sevmesi anlamındadır. Çoğu Apple kullanıcısının fanatik bağlılığı bu duruma<br />

bir örnektir. Apple kullanıcılarının ürünlerle ilgili hissettikleri şey; Apple’ın, onları şirketin kendisinin<br />

fanı olması konusunda sıklıkla iteklemekte olduğudur. Her işletme, yeni müşteri sayısını ya da gelir<br />

artışını ölçemese de bu tarz bir prestiji kullanabilir.<br />

Başka bir işletme blogu amacı, okuyucuları ve müşterileri eğlendirmektir. Bir blog, okuyucular ve<br />

müşterilerle sürekli pozitif ilişkiler kurarak başarılı olup herkesi eğlendirmek için tasarlanmaktadır. Bloga<br />

yazmanız için komik şeylere ihtiyacınız yoktur, ancak blogda şaka yapmak ve genel olarak komik bir<br />

üslupla yazmak okuyucuların daha fazla geri dönüşünü sağlayabilir. Bir nebze de olsa bu fotmatta kendi<br />

kendine dalga geçmeye devam edilebilir. Eğer işletmenin kendisiyle ilgili espri anlayışına sahip olduğu<br />

görülürse, müşteriler yaşayacakları sorunlar konusunda daha bağışlayıcı olabileceklerdir.<br />

İşletme bloglarının amaçlarından bir diğeri de kullanıcıları harekete geçirmektir. Politik bir blogu<br />

sürdüren adaylar (milletvekili ya da başkanlık adayları) spesifik bir hareketi yerine getirmeleri konusunda<br />

(bloggera oy vermek gibi) insanları ikna etmeyi ummaktadırlar. Bloglar kesinlikle insanları harekete<br />

geçirmek için kullanılabilir, ancak bu noktada oldukça nazik olunmalıdır. Örneğin, bir bloga daha fazla<br />

satış yapmak beklentisiyle başlamak yanlış olacaktır. Bloga, ürününüze sahip olanlara daha fazlası ve<br />

iyisi konusunda yardım etmek için başlamak ve mevcut müşterilerinizin ürünü nasıl kullandığı ve ne<br />

<br />

82


kadar mükemmel olduğu konusunda konuşmalarını sağlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Sonuçta<br />

satışlar artacaktır ve buna ek olarak işletme, o ürünün müşterilerinin yardımseverliği ile ilgili güvenlerini<br />

kazanır.<br />

Son olarak işletme bloglarının mevcut ve potansiyel müşterilerle diyaloğu teşvik etme amacı vardır.<br />

Neticede müşterileriniz, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi en iyi bilenlerdir ve yaptıklarınızı nasıl<br />

geliştireceğiniz konusunda belirli fikirlere sahiptirler. Bir blog, anketler ve odak grup çalışmalarına göre<br />

olağanüstü etkili ve çok daha ucuz bir şekilde bu tarz bir geribildirimi ortaya çıkarabilir.<br />

Küçük İşletmeler İçin Blog Sahibi Olmanın Faydaları<br />

Blog sahibi olmanın küçük işletmelere sağladığı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür:<br />

• Topluluk Oluşturmak: İşletme blogları, küçük işletmelere deneyim ve bilgilerini daha geniş<br />

izleyicilerle paylaşma fırsatı vermektedir. Daha geniş izleyici kitlesiyle bağ kurma ve bir<br />

topluluk oluşturma fırsatı, danışmanlar ve bilgi işçileri için çok güçlü bir faydadır.<br />

• Kolay Web Yayımlama Çözümü: Blog yazılımının kullanımı kolaydır. Basitçe düşüncelerinizi<br />

yazar, kaynaklara bağlantı (link) sağlar ve bunları blogunuzda yayımlarsınız. Bunların hepsini<br />

birkaç butona basarak yaparsınız. TypePad ya da Blogger.com gibi blog yazılım şirketleri<br />

başlangıç için basit blog araçları sunmaktadır. Blogu güncellemek, bir Web tasarımcısıyla<br />

değişiklikler için bağlantıya geçmekten ya da kendi kendinize kodlama yaparak veri<br />

yüklemekten daha hızlı bir süreçtir.<br />

• Daha Üst Sırada Arama Motoru Pozisyonu: Arama motoru pazarlaması yeni bir kavramdır.<br />

Arama motoru pazarlamasıyla trafik meydana getirmenin maliyeti, geleneksel medyadan çok<br />

daha düşüktür. Arama motoru pazarlaması en düşük yönlendirme başına maliyete (yönlendirme<br />

başına maliyet bir online reklamcılık fiyatlandırma modelidir) ve en yüksek yatırım getirisine<br />

(İngilizce kısaltması “ROI” olup, yatırımın geri dönüşü şeklinde ifade edilir) sahiptir. Eğer<br />

işletmeniz temel arama motorlarında ilk 20’de sıralanmıyor ise milyonuncu sırada olsanız da bir<br />

şey fark etmeyecektir. Ancak arama motoru optimizasyonu gibi teknikler arama motoru<br />

pozisyonunu artırabilir. Çoğu arama motoru optimizasyonu hizmetinin maliyeti yıllık 5.000 ile<br />

10.000 dolar arasındadır. İşletme bloggingi, küçük işletmeler için ucuz çözümler sunmaktadır.<br />

İşletme bloggerları en üst sıralarda arama motoru pozisyonunu gerçekleştirebilmektedir. Çünkü<br />

arama motoru sırası, başka faktörler arasında bağlantı (link) popülerliğine ve düzenli içeriğin<br />

kolay indekslenmesine dayalıdır. Bloggerlar için arama motoru optimizasyonunun temel<br />

becerilerini ve iyi içerik yönetimini öğrenmek daha iyi sıralamalar için kilit noktalardır.<br />

• Daha Düşük Maliyetler: Blog sahibi olmak, bir Web varlığına sahip olmanın düşük maliyetli<br />

bir alternatifidir. Küçük işletme sahipleri için blog oluşturmak, HTML öğrenmeye zaman<br />

ayırmadan ya da bir tasarımcıya/geliştiriciye para vermeden işletmenin adını Internet’te<br />

yaymanın ucuz bir yolunu sunmaktadır.<br />

• Daha İyi İletişim: Blogging, birtakım iletişim faydaları da sağlar. Bunlardan biri zaman<br />

kazandırması diğeri de mesajın bir defada çok sayıda insana yayılmasıdır.<br />

Doğru Bir Blog ile Pazarlama İçin Blogging Plan Taslağı<br />

Blog ile pazarlamayı doğru bir şekilde yapmak için bir blogging planı geliştirmeye ihtiyaç vardır.<br />

Blogging planı, bir yol haritası olarak düşünülmelidir. Bu, basit tek sayfadan oluşan bir doküman da<br />

olabilir ancak vizyonunuzun gelişmesine ve blogging yapma nedeninize yardımcı olur.<br />

Blogging plan taslağı, şu sorulara verilecek cevaplarla oluşturulabilir;<br />

Hangi amaçla blogging yapıyorsunuz? Eğer iyi sonuçlar isteniyorsa, blogunuz amaçlarınızı<br />

yansıtmak zorundadır. Bu noktada odaklanmak istenen izleyiciler, konu ve anahtar kelimeler ortaya<br />

konularak başlanmalıdır. İşletmeniz için blogla pazarlama amaçları yeni müşterilere ya da pazarlara<br />

erişmek, ürünlerinizi tutundurmak, görünürlük ve marka yaratmak, uzman olarak fark edilmek ve<br />

müşteriler ya da çalışanlarla iletişim kurmak olabilir.<br />

İzleyicileriniz kimler? Çoğu zaman izleyicileriniz müşterileriniz ile aynıdır. Yaş, gelir, cinsiyet, ilgi<br />

vb. şeyleri içermektedir. Bu tür bilgileri, konuları seçmek ve fikirlerinizi nasıl ileteceğinizi belirlemek<br />

83


için kullanın. Bir blog hedef izleyicileriniz ile sohbet etmeyi olanaklı kılmaktadır. Blogla pazarlama ile<br />

ürün ve hizmetlerinizi satın almaya istekli kişilerle çokça bilgiyi paylaşmak için bir platforma sahip<br />

olursunuz. Burada önemli noktalardan biri blogunuzu en iyi müşterilerinizi odak alacak şekilde<br />

ayarlayabilmektir. Bunu yapmak için de en kârlı alıcının davranış profili oluşturulur. Davranış,<br />

gelecekteki hareketleri tahmin etmenin en iyi yolu olarak düşünülür. Bu yüzden davranışı etkileyen<br />

şeyleri anlamak çok önemlidir. “En kârlı alıcı karakteri” yaratılarak, bu gruba etkili bir şekilde pazarlama<br />

yapılabilir. Bu, sitenizin değerini tasarlamaya, güvene ve satın almayı iknaya, aynı zamanda da<br />

izleyicilerin müşteriye dönüşmesine yardımcı olur.<br />

Ne hakkında yazacaksınız? Her blogla pazarlama kampanyasının temeli, geliştirdiğiniz içerik<br />

stratejisine dayanmaktadır. İçerik, etkileşim kurmayı olanaklı kılarak sizi okuyucularınıza bağlayacaktır.<br />

Sonuçta da okuyucularınızı bir takipçi ya da bir müşteriye dönüştürecektir. Blogunuzu etkileşim kurmayı<br />

isteyeceğiniz izleyicilerinizin ilgileneceği uygun bir konuya odaklayın. Kimin için yazdığınızı, ne ile<br />

ilgilendiğinizi ve neden yazdığınızı kesin hatlarıyla ortaya koyun. Böylece blog konunuzu seçmeye<br />

hazırsınız demektir. Şunu da unutmamak gerekir ki yazacağınız konu, satın alma kararını vermeden önce<br />

insanlara ulaşacaktır.<br />

Blog yazınız odaklı mı ve anahtar kelime planınız ne? Odaklı blogging yapmak sonuç verecektir.<br />

Etkili blog ile pazarlama bir konuya odaklanmaktadır ve merkezinde bir anahtar kelime planı vardır. Bu,<br />

bloggerın izleyicilerinin olmasını olanaklı kılacak ve geri dönüşünü sağlayacaktır. Anahtar kelime planı<br />

uzun kuyruklu sözcük gruplarını kullanarak son derece esnek olmak zorundadır.<br />

Blog yazmak için zaman çizelgesi geliştirdiniz mi? Eğer izleyicilerinizi artırmak ve arama<br />

motorlarında iyi sonuçlar elde etmek istiyorsanız haftada en az üç kez bloga girdi yapın. Bunun en kolay<br />

yolu ister her gün ister gün aşırı aynı zamanlarda blogunuza biraz zaman ayırmaktır. Blog yazarken rahat<br />

olun, eğlenin ve zevk alın. Yazmak, eğlenceli hatta yararlı, sohbetlerde başkalarıyla bağ kurmaya<br />

başladıkça da heyecanlı olabilir.<br />

Blog ile Pazarlamanın Faydaları<br />

<br />

Bir işletme bloggerı hangi özelliklere sahip olmalıdır?<br />

Bir bloga sahip olunduğunda işletmenize birçok fayda sağlayacaktır. Bunlar:<br />

• İnanılırlık: Endüstrinizde kendinizi bir uzman ve lider olarak kanıtlarsınız.<br />

• Müşteri ilişkileri: Müşterilerinizle onların tartışmalarına katılabileceğiniz yakın bir ilişki<br />

geliştirirsiniz, geribildirim alırsınız ve güven oluşturursunuz.<br />

• Medya ilişkileri: İşletmenizle ilgili haberler ve içinde bulunduğunuz endüstrideki haberlerle<br />

ilgili anlayışınız hakkında medyanın bilgilendirilebileceği (outlet ya da showroom tarzı) bir yer<br />

yaratırsınız.<br />

• İçsel işbirliği: Proje üyelerinin birbirleriyle ilgili güncel kalabileceği bir forum sağlarsınız.<br />

• Bilgi yönetimi: Çalışanların katkı sağlayabileceği ve düzeltmeler yapabileceği Wiki tarzı bilgi<br />

veri tabanı yaratırsınız.<br />

• İşe alma: Kendinizi bir endüstri lideri olarak ortaya koymanızdan dolayı, işletme imajınızı bir<br />

bakıma artıracaksınız. Bu ise olası çalışanlar, potansiyel ortaklar ve yatırımcılar için daha çekici<br />

bir durum yaratır.<br />

• Pazar testi: Yeni ürünler ve hizmetler için fikirleri test edebileceğiniz bir forum sağlarsınız ve<br />

geribildirim ile birlikte müşteri tabanınızdan öneriler de alırsınız.<br />

• Arama motoru görünürlüğü: Düzenli bir şekilde güncellenen en yeni içerik ve ilgili sitelerden<br />

bir Web sitesine gelen doğal linkler (İngilizcesi inbound links), bir sitenin arama motorlarındaki<br />

görünürlüğünü en üst düzeye çıkaran iki önemli bileşendir. İyi hazırlanmış bir blog, bunları<br />

bolca arz eder ve böylece her durumda diğer Web sitesi türlerinin kapasitesini bir hayli<br />

aşmaktadır.<br />

84


Sweet Leaf Tea, özellikli çaylar satan bir blog sitesidir. Blog, daha az<br />

resmiyette ancak markaya daha çok insancıl dokunuş sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.<br />

İnformal bir dil kullanılmaktadır. Bu yüzden de “pazarlama konuşmasından” ziyade daha<br />

çok “insanların konuşması” ortaya çıkmakta ve bu strateji hedef izleyicileri anında<br />

çekmektedir.<br />

MİKROBLOGGİNG İLE PAZARLAMA<br />

Mikroblogging, sosyal Web’de 2007’de Twitter’ın ilk kez topluma tanıtıldığı zaman sevilmeye başladı.<br />

Ancak 2008’e kadar geniş anlamda fark edilmedi. 2009’la birlikte Twitter bütünleşik global iletişim<br />

metodunun bir parçası haline geldi ve işletmeler Twitter’ın potansiyelini fark etmeye başladılar.<br />

Mikroblogging ürün ya da hizmetlerinizi tutundurmayı sağlarken, izleyicileriniz için değer yaratmaya<br />

yardımcı olacak yararlı bir pazarlama aracı olabilir. Sadece bir mesajı yaymaktan ziyade, bu platformlar<br />

sayesinde, geniş (ve ilgili) izleyicilerinizle daha fazla bağlantılı kalabilir, popüler bir ses ve marka kimliği<br />

yaratabilir, hedef pazarınızın radarında kalmaya devam edebilirsiniz. Çoğu örgüt mikrobloggingi yararlı<br />

bir araç olarak görmekte ve önemli çabalarını buraya aktarmaktadır.<br />

Mikroblog Pazarlaması ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için Erkan<br />

AKAR’ın Efil Yayınevinden çıkan “Sosyal Medya Pazarlaması Sosyal Web’de Pazarlama<br />

Stratejileri” (2011) adlı kitabını okuyabilirsiniz.<br />

İşletmelerin Twitter’ı Kullanma Amaçları<br />

Küçük, orta ya da büyük fark etmeksizin işletmeler Twitter’ı değerli bir pazarlama aracı olarak<br />

kullanabilir. Aynı zamanda Twitter, işletmenin mevcut halkla ilişkiler ve müşteri hizmetleriyle ilgili<br />

çabalarının tamamlayıcı bir parçası olma konusunda da yardımcı olabilir.<br />

Twitter, bir grup müşteriye “mesaj satmaktan” ziyade, müşterilerinizin ürünleriniz hakkında Twitter<br />

üzerinde konuşması ve sizin ağızdan ağıza yolla başkalarına erişmenize yardımcı olmaktadır. Günümüzde<br />

Twitter, müşterinin müşteriye satış yaptığı müşteri deneyiminin ön sırasında bulunmaktadır. Artık<br />

tüketiciler markanın kişisel sunumunu oluşturmaktadır.<br />

Twitter’ın 140 karakterle anlık olarak paylaşma yeteneği sayesinde işletmeler kolaylıkla işletme, ürün<br />

ya da hizmet hakkında halkla ilişkilerle ilgili duyurumlarını ve hikâyelerini paylaşabilirler. Ancak atılan<br />

tweetleri ilginç hale getirmek ve çeşitlendirmek için hizmet edilen endüstri hakkındaki haber ve hikâyeler<br />

göz önünde tutulmalıdır. Böylece konu ile ilgili bilgi arayanlar için referans konumuna gelebilirsiniz.<br />

Sonuçta müşteriniz haline dönüşebilecek daha fazla takipçi elde edilebilir.<br />

Sadece işletme ve endüstri ile ilgili tweetlerin dışında, özellikle takipçilerin atılan tweetlere karşı<br />

verdikleri cevaplara karşılık olarak atılacak tweetlerle işletmenin insani tarafını göstermek de mümkün<br />

olacaktır. Ancak bu noktada, Twitter pazarlama stratejisi göz önünde bulundurulmalı ve atılan tweetlerin<br />

bir bütün olarak markanız hakkında ne ifade ettiği akıldan çıkarılmamalıdır. Tweetlerinizin markanızın<br />

hikâyesini tamamlayacağından ve güçlendireceğinden emin olunmalıdır.<br />

Twitter, fanlarınızı yetkili hale getirmektedir. Twitter ile işletmeler milyonlarca insanla mesajlarını<br />

paylaşma imkânı elde etmektedir. İşletmenin müşterileri ise birer evangeliste (evangelist, ateşli bir şekilde<br />

bir mesajı yayan kimseye verilen addır, bu kişiler misyonerler olarak da tanımlanabilir) dönüşerek,<br />

işletmenizin büyüklüğü hakkında kendi düşüncelerini olabildiğince çok kişiye yayabilirler. Evangelistler<br />

mesajlarınızı yaymaya yardımcı olabilir, ancak onların kim olduğu öğrenilmeli ve onların desteğini<br />

istemeden önce ilginç mesajları retweet edilerek üstükapalı da olsa bu ima edilmelidir. İşletmenin<br />

mesajlarını en çok retweet edenlere dikkat edilerek fanlar ve evangelistler seçilebilir. Aynı zamanda<br />

endüstrinizdeki Twitter trendleri izlenerek dikkate alınması gereken kişiler belirlenebilir. Başkalarını<br />

dinleme ve onların yararlı katkılarını retweet etme arasındaki denge sayesinde, karşılık olarak onların<br />

<br />

85


desteğini isteme konusunda haklı olursunuz. Bunun da ödülü markanızın hikâyesinin viralleşmesidir ve<br />

bu şekilde binlerce ya da milyonlarca potansiyel müşteri elde edebilirsiniz.<br />

Twitter, işletmenin verdiği müşteri hizmetlerinin kendisi için bir rekabet avantajı haline gelmesine de<br />

yardımcı olabilir. Twitter için işletmenize doğru insanları alırsanız, onları zaman yönetimi ve müşterilerle<br />

açıkça konuşma konusunda yetkilendirirseniz, hem müşterilerinizin hem de kendinizin zamanını ve<br />

parasını korumuş olurken, yenilgiye uğramaya da engel olmuş olursunuz.<br />

Twitter’ı Kullanmanın Pazarlamacılara Faydaları<br />

Twitter’ı kullanmanın pazarlamacılara sağlayacağı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür;<br />

• Kilit etkileyicilerle gerçek zamanlı konuşmalara bağlanmayı ve marka evangelistlerinin hevesini<br />

artırmayı sağlar.<br />

• Anında geribildirim elde etmeyi sağlar; gerçek zamanlı odak grup olarak kullanılır.<br />

• Bloggerlar ve medya için bir endüstri kaynağı olarak marka yaratmayı sağlar.<br />

• İnsancıl bir görünüm yaratır ve markanın sesi olur.<br />

• Bir müşteri ilişkileri yönetimi aracı şeklinde kullanarak proaktif bir şekilde tüketicilerin<br />

sorularına ve problemlerine yanıt vermeyi olanaklı kılar.<br />

• Hatta “tweet atmadan” ya da katılım gerçekleştirmeden işletmenin kendisi, rakipler ve endüstri<br />

hakkında insanların ne dediğini değerlendirmek için Twitter’dan, izleme aracı olarak<br />

faydalanılabilir.<br />

Twitter’ı hayret verici şekilde kullanan bazı işletmeler vardır. Örneğin<br />

Dell’in Twitter üzerinde @DellCares adlı profil hesabı vardır ve bu hesap müşteri hizmet<br />

sorunlarına adanmıştır. Dell, bu anlamda Twitter’ı “dinleme” amaçlı kullanmaktadır.<br />

Morton’s The Steakhouse’ın da @Mortons adlı resmi Twitter hesabı bulunmaktadır.<br />

Sosyal medya danışmanlarından Peter Shankman seyahat ederken espirili bir tweet<br />

atmıştır. Bu tweet’te: “@Mortons – Newark Havalimanında biftek ile beni karşılayabilir<br />

misiniz? 2 saat içinde orada olacağım, teşekkürler.” şeklinde yazmıştır. Shankman,<br />

havalimanına vardığında bir Morton çalışanı biftek ile onu beklemektedir. Bu halkla<br />

ilişkiler girişimi Huffington Post, CBSNews, Forbes ve düzinelerce başka Web sitesinde<br />

kapak olmuştur.<br />

Twitter Pazarlama Statejisi Oluşturma<br />

Twitter pazarlama stratejisinin ilk adımında, bir Twitter hesabı oluşturmak vardır. Twitter hesabı<br />

oluşturulurken birtakım önemli noktalar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, blog ismi ile ya da<br />

işletme veya marka ismi ile aynı olan bir hesap adı alınmaya çalışılmalıdır. Twitter hesabında yer alan<br />

açıklamalar kısmına işletmeye ait sitelerinin linkleri verilmeli, yer bilgisi girilmelidir. Ayrıca bu<br />

açıklamalarda arama motorlarında kolaylıkla bulunabilmeyi sağlayacak doğru ve uygun anahtar kelimeler<br />

girilmelidir. İşletme ya da markayı ifade eden logo ya da fotoğraflar kullanılmalıdır. Marka imajını<br />

yansıtan bir Twitter arka planı belirlenmelidir.<br />

Bundan sonraki adım, hedef izleyicilerin tanımlanmasıdır. Örneğin hedef izleyicileriniz “aksesuar”<br />

seven kişiler olabilir. Bu durumda hedef izleyiciler bazı araçlarla, örneğin Twellow.com, Tweepi.com<br />

gibi, Twitter üzerinde bulunabilir. Örneğin Twellow.com, Twitter “Sarı Sayfaları” gibidir ve “aksesuar”<br />

gibi hedef pazarınızla eşleşen kategorileri burada bulabilirsiniz. Bu kategoride bulunan Twitter<br />

kullanıcıları takip edilebilir. Tweepi.com ise Twitter’da diğer insanların takipçilerini takip etmeyi<br />

olanaklı kılmaktadır. Bu oldukça etkilidir. Çünkü kendi kategorinizde en iyi markanın Twitter<br />

takipçilerini takip ederek, nitelikli takipçiler elde edebilirsiniz. Gelen takipçileriniz sizin tweetlerinizi<br />

görmeye başlar ve onları kendi sitenize yönlendirebilirsiniz.<br />

<br />

86


Üçüncü adım amaçların ve hedeflerin belirlenmesidir. Twitter kanalıyla nelerin başarılacağı<br />

kararlaştırılmalıdır. Twitter pazarlama kampanyasıyla başarılmak istenen amaçlar şunlar olabilir:<br />

Blog/Web sitesi trafiğini artırmak, müşteri hizmetlerini geliştirmek, satışları artırmak, mevcut ve<br />

potansiyel müşterilerle bağ kurmak, Twitter takipçilerini arttırmak, markayı tutundurmak. Amaçların<br />

spesifik olması gerekmektedir. Etkili olması için de zamanında olmalıdır.<br />

Dördüncü adım amaçları başarmak için taktiklerin tasarlanması, geliştirilmesi ve uygulanmasıdır.<br />

Örneğin Twitter takipçilerini artırmak için blog üzerine, e-posta ve haber bültenlerine görülebilecek<br />

şekilde “Twitter’da beni takip et” butonunun konulması yoluna gidilebilir. Site trafiğini artırmak için de<br />

tweetlerde hasgtagler kullanılabilir. Mevcut ve potansiyel müşterilerle bağlılığı artırmak için Twitter<br />

üzerinde onlardan sorulara cevap vermeleri istenebilir.<br />

Beşinci adım izleme ve ölçmedir. Twitter üzerinde izleme, özel ya da genel yorumlara ve alınan<br />

geribildirimlere bakmaktır. Twitter pazarlama başarısını ölçmek için de bazı Twitter ölçüm araçları<br />

vardır. Örneğin Google Analytics ile sitenize Twitter kaynaklı gelen trafikler ölçülebilir veya Twitter<br />

Counter, Twitter takipçi sayısını, takip ettiğiniz kişileri ve her saatte birden 6 aylık zaman aralıklarına<br />

kadar tweetleri göstermektedir. Bu ölçüm araçlarından 6. Ünite içinde bahsedilmektedir.<br />

Sonuncu adım değişiklik yapmak ve tekrarlamaktır. Twitter ve diğer sosyal medya pazarlama<br />

stratejileri ve taktikleri pazarlama ekosistemi içerisinde hala yenidir. Ancak pazarlama ilkelerine yine de<br />

başvurulmalıdır. Denemeye hazırlıklı olunmalı ve neyin çalışıp neyin çalışmadığı bulmak için yaratıcı<br />

olunmalıdır.<br />

INTERNET FORUMLARI İLE PAZARLAMA<br />

Internet forumları, Web üzerinde en eski teknolojilerden biri olmasına rağmen şirket, marka, ürün veya<br />

hizmet ya da bir konu etrafında kolayca güvenilir bir topluluk yaratmanın hala mükemmel bir yoludur.<br />

Forumlar benzer ilgileri paylaşan insanlar için birbirlerine mesajlar göndererek iletişim kurdukları online<br />

toplanma yerleridir ve sosyal Web’in gizli mücevherleri olarak ifade edilebilirler. Facebook ve<br />

Twitter’dan farklı olarak forumlarda ürün konuşmaları tamamlayıcı olup, zorla giriş söz konusu değildir.<br />

Bu konuşmalar sıklıkla bir forumda ilk yer olarak tüketicilerin bulunmalarının tek sebebidir.<br />

Internet Forumu ile Pazarlama Türleri<br />

Internet forumları ile pazarlama iki şekilde gerçekleştirilebilir. Bunlardan birincisi işletmenin kendisinin<br />

bir online forum oluşturmasıdır. Diğeri ise işletmenin bir online foruma üye olmasıdır.<br />

İşletme kendisine ait bir online forum kurabilir ve ortakları, çalışanları, müşterileri davet edebilir. İlgi<br />

alanları ve ne yaptığı ile ilgili devam eden konuşmalara katılmayı dener. Bu ücretsizdir ve diğer sosyal<br />

medya platformlarında olduğu gibi yatırımın geri dönüşü inanılmazdır.<br />

İşletmenin kendisi bir Internet forumu kurmak yerine mevcut Internet forumlarına da katılabilir.<br />

Buradaki amaç, online tartışma grupları yoluyla işletmenizi pazarlayabilmektir. Bunun için öncelikle bir<br />

foruma üye olunmalıdır. Sonrasında forumdaki tartışmalara gönderi eklemeye başlanılmalıdır. Ancak<br />

unutulmamalıdır ki, gönderilerde reklam ve pazarlama yapılmasına izin verilmemektedir. Eğer bu yapılır<br />

ise spamming olarak adlandırılmaktadır.<br />

Foruma üye olarak kayıt olduktan sonra kendi imza dosyanızı oluşturabilirsiniz. Bu imza dosyasında<br />

şirket, ürün ya da hizmet veya marka Web sitenize geri gönüş sağlayacak bir anahtar ifadeyi hipermetin<br />

(İngilizcesi hyperlink) bağlantısı yapabilirsiniz. Buna tıklandığında trafiği kendi sitenize yönlendirmiş<br />

olacaksınız.<br />

Internet Forumlarının Pazarlamacılar İçin Yararları<br />

Internet forumlarının pazarlamacılar için yararlarını dört ana başlık altında toplayabiliriz;<br />

• Müşterilere daha yakın olmak: Forumlar, buralarda tüketicilerin ne hakkında konuştuğunu<br />

kontrol ederek onları neyin rahatsız ettiğini bulmanın mükemmel bir yoludur. Müşterileriniz<br />

hakkında daha çok şey öğrendikçe, onlarla anlamlı bir şekilde bağ kurmaya kendinizi<br />

hazırlayabilirsiniz.<br />

<br />

87


• Online profil hayranlığının artması: Tartışmalara katkıda bulunmak, yardım sunmak ve tavsiye<br />

vermek uzmanlığınızı gösterecektir. Oldukça çabuk bir şekilde insanlar topluluğa yaptığınız<br />

katkıya güven ve hürmet duymaya başlayacaklardır ve bu online itibarınıza ve profilinize<br />

hayranlığı artırabilir.<br />

• Başlangıçta kötü şeylere engel olmak: Forumlara katkıda bulunarak potansiyel olarak işletmeniz<br />

ya da markanız ile ilgili negatif yorumların ya da konuşmaların yerini saptayabilirsiniz ve ortalık<br />

kızışmadan önce bunları çözme konusunda proaktif olabilirsiniz. Üstelik eğer topluluğun değerli<br />

bir üyesi olarak önceden katılım sağlıyorsanız başkalarını sizi korurken yanınızda bulmanız da<br />

mümkün olabilir.<br />

• Hedefli trafik sağlama: Trafik sağlamak bir tartışma forumuna üye olmak için temel neden<br />

olmamalıdır. Açıkça konu dışı reklam yapmak ve kendi sitenize linkler beğenilmemektedir,<br />

ancak çoğu forum size ait bir ya da iki imzaya izin vermektedir (hatta teşvik etmektedir). Bu<br />

konuda forum kurallarına uyduğunuzdan emin olunmalıdır. İmzanıza linkler ekleyerek<br />

forumdaki diğer insanlara kolaylıkla sitenizi/sitelerinizi bulma imkânı vermiş olursunuz ve<br />

şirketiniz ve kendiniz hakkında daha fazla şey keşfetmesini sağlarsınız. Çoğu kişi, özellikle<br />

foruma düzenli, değerli ve konu ile ilgili katkıda bulunuyor iseniz, sizi daha yakından tanımak<br />

için linke tıklayacaktır.<br />

İNCELEME VE DEĞERLENDİRME SİTELERİ İLE PAZARLAMA<br />

Günümüzde Internet’in viral doğası, konuşmaların dünya çapında hızla yayılmasına imkân vermekte ve<br />

milyonlarca insanı etkilemektedir. Bu gerçek, geleneksel reklama olan güvensizliği iki katına çıkararak,<br />

online inceleme ve değerlendirmeleri tüketicinin satın alma kararlarını etkileyen en güçlü faktörlerden<br />

biri haline getirmektedir.<br />

Nielsen tarafından 31 Ağustos 2011 - 16 Eylül 2011 tarihleri arasında<br />

yapılan ve 56 ülkeden 28 binden fazla online tüketicinin katıldığı Global Trust in<br />

Advertising Survey adlı çalışmaya göre, global tüketicilerin %92’si arkadaşlarından ve<br />

aileden aldığı tavsiye ve onlarla gerçekleştirdiği ağızdan ağıza iletişim gibi ücretsiz<br />

medyaya diğer tüm reklam biçimlerinden daha fazla güvendiklerini ifade etmiştir. Online<br />

tüketici incelemeleri ise, global tüketicilerin %70’i tarafından ikinci en güvenilen platform<br />

olarak belirtilmiştir.<br />

Online inceleme ve değerlendirme siteleri, başka kullanıcıların karar vermesine yardımcı olmak için<br />

kullanıcı incelemelerini ve değerlendirmelerini yayımlayan sitelerdir. Bu sitelerin kullanımı giderek<br />

artmaktadır. Eğer markanızı yönetebilmeyi ve insanların markanız hakkında ne dediğini öğrenmek<br />

istiyorsanız, bu sitelerde varlığınızı iyi halde tutmaya ihtiyacınız vardır.<br />

İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Önemi<br />

İnceleme ve değerlendirme sitelerinin çok önemli olmasının sebeplerinden birisi, bu sitelerin çoğunun<br />

iPhone ve diğer akıllı telefonlar için uygulamalara sahip olmasıdır. Bu nedenle çoğu insan yerel<br />

işletmeleri arayıp bulmak için bu siteleri kullanmaktadır. Eğer insanlar düşük değerlendirmeler ya da kötü<br />

eleştiriler listesinde isminizi görür ise tek kelimeyle başka bir işletmeyi seçebilirler. Bu durumda işletme<br />

sahipleri ise potansiyel bir müşterisini neden kaybettiğini hiç bilemeyecektir.<br />

Tıpkı Facebook ve Twitter’daki gibi düşük değerlendirmeler ve kötü eleştiriler ortaya çıktığında ya<br />

problemi düzeltme ya da kendi tarafınızdan durumu açıklama fırsatına sahip olmayı sağlaması inceleme<br />

ve değerlendirme sitelerinin önemli taraflarından bir diğeridir. Ayrıca inceleme ve değerlendirme siteleri<br />

sadece incelemeler ile ilgili değildir. Bu sitelerin çoğu, müşterilere indirimler, hediyeler ve daha farklı<br />

şekillerde özel sunumlar yapmaya imkân vermektedir. Bu özel sunumlar, yeni ve mevcut müşterileri<br />

akıllı telefonlar ve başka mobil aygıtlarla çekmek açısından bu tür sitelerin bir başka önemli tarafını<br />

oluşturabilir.<br />

<br />

88


Eğer insanlar bu hizmetlerden birini kullanan yerel bir işletmeyi arıyorsa, işletmenizin özel sunumunu<br />

görmek onları daha fazla ziyaret etmeye yönlendirecektir. Eğer bu durum sizin açınızdan iyi eleştiriler ve<br />

etkileşimlerle birleştirilir ise kararlarını kesin olarak sağlamlaştıracaklardır.<br />

İnceleme ve Değerlendirme Sitelerinin Pazarlamacılar Açısından Yararları<br />

İnceleme ve değerlendirme sitelerinin pazarlamacılar açısından sağladığı yararları şu şekilde sıralamak<br />

mümkündür;<br />

• Reklam imkânı: Çoğu inceleme sitesinin gelir elde etmek için reklama ihtiyacı vardır ve bu<br />

yüzden ya doğrudan ya da reklam ve bağlı şirket ile satıcı arasında arabulucu ağlar (İngilizcesi<br />

affiliate networks) yoluyla işletmeler için reklam fırsatları sunmaktadır.<br />

• Neyin iyi neyin kötü olduğuyla ilgili anlayış sağlama: İnsanlar işletmenizi doğrudan<br />

değerlendirmese bile bu sitelerde, bulunduğunuz belirli bir endüstride neyin olmadığı ve<br />

tüketiciler için neyin yeterli olduğu gibi hâlâ değerli bilgiler elde edilebilir.<br />

• İnsanların gerçekten ne düşündüğünü keşfetme: Eğer tüketiciler işletmeniz hakkında<br />

eleştirilerini gönderiyor ise -ki bu tür geribildirim saf altın gibidir- bu geribildirimler neyi iyi<br />

neyi kötü yaptığınızı pekiştirmektedir ve güçlenebileceğiniz alanlara dikkat çekmektedir. Bir<br />

başka deyişle ücretsiz pazar araştırması sağlamaktadır.<br />

Yelp, 2004 yılında kurulan ve en üst sıralarda yer alan inceleme ve<br />

değerlendirme sitelerinden biridir. 2012’nin ikinci çeyreğinde yaklaşık olarak aylık bazda<br />

78 milyon tekil ziyaretçiye sahiptir. Yelp kullanıcıları 30 milyonun üzerinde yerel eleştiri<br />

yazmaktadır. Eleştirilere ek olarak Yelp, etkinlikleri, listeleri bulmanıza ve diğer Yelp<br />

kullanıcılarıyla konuşmaya imkân sağlamaktadır. Her işletme sahibi ya da yöneticisi<br />

müşterileriyle ilgili mesaj ve fotoğrafları yollamak için bir ücretsiz hesap<br />

oluşturabilmektedir. Yelp, yerel işletmeler için “satış reklamları” yoluyla para<br />

kazanmaktadır. Sitede açıkça “Yelp reklamları” etiketleri görülebilir. Ücret ödeyen<br />

reklamcılar kendi eleştirilerini asla değiştiremez ya da yeniden düzenleyemez.<br />

SOSYAL HABER VE SOSYAL İŞARETLEME SİTELERİ İLE<br />

PAZARLAMA<br />

Sosyal haber siteleri, spesifik bir kampanya ya da nesne etrafında trafik ve fısıltı yaratmak için bir<br />

platform sağlarken, tipik olarak bu sitelerde doğrudan pazarlama yapmak uygun görülmemektedir. Sosyal<br />

işaretleme siteleri ise Web siteniz etrafında yeni ve artan bir trafik yaratmak için bir platform<br />

sağlamaktadır. Sosyal işaretleme sitelerinde, eğer Web siteniz birileri tarafından işaretlenir ise, bu<br />

işaretleme Web sitesinize bir “gelen link (İngilizcesi backlink)” olarak işlev görmekte, dolayısıyla yeterli<br />

sayıda insan bu linke tıkladığı zaman, Web siteniz arama motorları tarafından işaretlenmekte ve derece<br />

elde etmektedir.<br />

İşletmeler Açısından Sosyal Haber Sitelerinin Yararları<br />

Artan sayıda işletme, sosyal haber sitelerini işletmelerinin reklamını yapmada etkili bir yol olarak<br />

görmektedir. Bu noktada sosyal haber sitelerinin işletmelere sağladığı yararlar şunlardır:<br />

• Müşterilerle bağ kurma: Sosyal haber siteleri, işletmelerin müşterileriyle kişisel dostluk ilişkisi<br />

geliştirmesi için ideal platformlardır. Bu, aynı zamanda artan Web sitesi trafiğini yönlendirerek<br />

işletmelerin daha çok takipçi çekmesine yardımcı olmaktadır.<br />

• Müşteri geribildirimlerini dinleme: Müşteriler, bu Web sitelerine geribildirim bırakarak<br />

işletmelerin ürün ve hizmetlerini geliştirmesi için mükemmel bir veri tabanı sağlarlar ve<br />

müşterin sorularını anında yanıtlarlar.<br />

<br />

89


• Web trafiğinin artması: Sosyal haber sitelerine üye olmanın esas amaçlarından birisi,<br />

işletmenin Web sitesine gelen linkler yaratmaktır. Hedef pazarınızı olmasını istediğiniz yere<br />

doğrudan yönlendirerek, arama motorlarında itibarınızı artırabilirsiniz.<br />

• Arama motorlarında daha yüksek derece elde etme: Sosyal haber sitelerindeki içeriğin<br />

kullanıcı sunumlarına bağlı olmasından dolayı arama motorları bunları daha yüksek kalite ve<br />

itibara göre sıralamaktadır. Bu durum işletmelere online görünürlük avantajı kazanma fırsatı<br />

yaratmaktadır.<br />

• Marka imajı oluşturma: Sosyal haber siteleri işletmelerin marka imajı oluşturmasına ve<br />

kamuyu kendi ürünleri ve hizmetleri hakkında eğitmesine imkân vermektedir.<br />

• Bilgilendirici içerik yaratma: Bu başarılı işletmelerin sosyal haber sitelerinde yapacağı bir<br />

şeydir. Kullanıcının değerli bulduğu bilgilendirici ve ilgi çekici içerik Web sitesinin arama<br />

görünürlüğünü artırır. Hatta kullanıcıların sadece üye olması önemli olup, onlara satış yapmak<br />

gerekli değildir. Çünkü bu siteler işletmelerin ürün ya da hizmetleri hakkında onları eğitmede bir<br />

basamaktır.<br />

• Ekstra tanıtım elde etme: İleti göndermek yani sunumlar, popüler olmanın ve sosyal haber<br />

sitesi ana sayfasında ya da haber ögelerinde özellikli olmaya neden olarak geniş sayıda oy<br />

almanın kanıtıdır. Çoğu işletme bu metotlarla ekstra tanıtım elde etmektedir.<br />

• Spesifik izleyicileri hedefleme: Digg ve Reddit gibi sosyal haber siteleri, kullanıcılara spesifik<br />

kategorilerde hikayelerini sunma seçeneği vermesine rağmen, geniş bir konu aralığına işaret<br />

etmektedirler. ShowHype ve Sphinxx gibi niş siteler spesifik bir izleyiciyi hedeflemeye yardımcı<br />

olmaktadır.<br />

• Otorite ve itibar oluşturma: İşletmenin belirli bir nişi ile ilgili sosyal haber siteleri, şirketin<br />

sırasıyla güvenilir ve otoriter bir online varlık oluşturmasına yardımcı olacak son derece hedefli<br />

kampanya uygulamalarına izin vermektedir.<br />

• Düşünce ve fikirleri paylaşma: Sosyal haber siteleri iletişim ve tartışma için bir platform<br />

sunmaktadır. Aktif bir şekilde tartışmalara katılan işletmeler Web siteleri kadar markalarına da<br />

değer katarlar. Çoğu işletme için aylık Web trafiğinin esas büyük miktarı bu kanallardan<br />

gelmektedir.<br />

En popüler sosyal haber sitelerinden biri Digg’tir. Digg’in haber<br />

ekosistemi içindeki rolü Şekil 4.1 yardımıyla şöyle özetlenebilir: Medya şirketlerinde ve<br />

blogosferde çıkan haberler birkaç yolu takip etmektedir. Birincisi yoğun haberler<br />

Bloglines, Google Reader ve Netvibes gibi toplayıcılara gelir. Başka bir akış Techmeme<br />

gibi otomatik popülerlik sitelerine doğru gerçekleşir. Digg’ten farklı olarak Techmeme, bir<br />

algoritma tarafından güçlendirilmiştir ve birkaç kaynağın hakkında konuşulmasına ve<br />

birbirine bağlantısına dayalı olan hikâyelerin popülaritesini hesaplar. Üçüncü geçiş yolu,<br />

insanlar tarafından güçlendirilmiş bir haber filtresi olan Digg yoluyladır. İnsanlar<br />

tarafından en iyi bulunan hikâyeler sürekli olarak Del.icio.us gibi sitelerde işaretlenmekte<br />

ve depolanmaktadır. Bu hikayelerin en ilgi çekici olanı, Digg’in ilk sayfasına gelir ve<br />

sonrasında Del.icio.us benzeri sitelerde depolanır. Bu hikâyeler, insanlar zahmet edip<br />

onları işaretledikçe hem günümüzde ilgi çekici hem de uzun dönemde değer taşıyan<br />

şeyler olarak görülecektir. Google, bunların sonuçlarına çok büyük önem vererek bu yolu<br />

kendi indeksinde kullanmaktadır.<br />

<br />

90


Şekil 4.1: Haber Ekosisteminde Digg’in Rolü<br />

Kaynak: Iskold, A. (2007). “The Digg Effect”, http://www.readwriteweb.com/archives/the_digg_effect.php (27.07.2012).<br />

Pazarlama Boyutuyla Sosyal İşaretleme Sitelerinin Faydaları<br />

Pazarlama boyutuyla sosyal işaretleme sitelerinin faydaları şu şekilde ifade edilebilir;<br />

• Sosyal işaretleme siteleri, önemli bir arama motoru optimizasyonu aracı olduğu kadar, ücretsiz<br />

bir reklam metodudur. Bu siteler, bir Web sitesinin ziyaretçi sayısının artmasına yol açmaktadır.<br />

Anahtar kelimeleri kullanarak etiketler yaratma yeteneği, pazarlamacıların oldukça ilgisini<br />

çekmektedir. Çünkü sosyal işaretleme aracılığıyla yaratılan linkler ve gelen linkler, bir Web<br />

sitesinin ziyaretçi sayısıyla birlikte sayfa derecesini artırmaktadır.<br />

• Sosyal işaretleme siteleri, karşılıklı olarak mükemmel bir pazarlama araştırması aracıdır.<br />

Örneğin bir Web sitesi sahibi, bir tekne tamiri etiketi ile birlikte bir gemi yolculuğu etiketi<br />

bulabilir. Bu bilgi, iş genişletmek için kapılar açabilir.<br />

• Sosyal işaretleme, karşılığında ücreti ödenerek yapılan reklam yerine, tüketici yönlü reklamdır.<br />

Tüketiciler neyi sevdikleri hakkında konuştuğu zaman bu fikir sizin kendi ürün ya da hizmetiniz<br />

ile ilgili oluşturduğunuz bir reklamdan daha güvenilirdir.<br />

Sosyal işaretleme sitelerinin etkisini ortaya koyan örneklerden biri<br />

Cisco tarafından gerçekleştirilmiştir. Cisco, sosyal işaretlemeli bloglar ile sosyal<br />

işaretlemeli olmayan blogların trafiğini incelemiştir. Bu incelemede, StumbleUpon sosyal<br />

işaretleme sitesi kullanılmıştır. Bunun için aynı konuda, aynı zamanda ve her ikisinin de<br />

video içerdiği iki makale gönderilmiştir. Sonuç olarak örnekteki işaretlemeli blog<br />

gönderilerinin toplam hashtag’i, işaretlemeli olmayaların toplam hashtag’ine göre daha<br />

fazla görüntülenmiştir.<br />

Yakın gelecekte sosyal medya siteleri içerisinde önemli bir oyuncu<br />

olabileceğini üçüncü bölümde belirttiğimiz Pinterest’in işletmeler tarafından kullanımına<br />

ilişkin olarak bir online alışveriş sitesi olan Etsy’i örnek verebiliriz. Ev yapımı ve<br />

klasikleşmiş ürünlerin perakendecisi olarak Etsy’nin pinboard’u (Pinterest üzerinde<br />

görsel paylaşımların yapıldığı pano) gerçekten markasının neyi temsil ettiğini insanın<br />

kalbine işlemektedir. Etsy’nin Pinterest hesabı, Pinterest’in reklamını yaptığı yaşam tarzı<br />

felsefesine vurgu yaparak kendi ürünlerinizi nasıl yapabileceğinizi ve Etsy’nin ürünlerinin<br />

günlük yaşamınızda nasıl işe yarayacağını göstermektedir. Bu anlamda Etsy, Pinterest’i<br />

kullanarak hedef izleyicileri ile bağ kurmaya çalışmaktadır.<br />

91


ONLİNE SOSYAL AĞLAR İLE PAZARLAMA<br />

Internet’te sosyal ağların artması şirketlerin, sosyal ağ kullanıcıları ve onların sosyal ilişkileri ile ilgili<br />

bilgi toplamasını mümkün kılmaktadır. Facebook, Orkut, MySpace gibi sosyal ağlar kimin kimi<br />

tanıdığını, online olarak ne sıklıkta etkileşim kurduklarını, hangi ortak ilgilere sahip olduklarını ve<br />

benzerlerini belirlemeyi olanaklı kılmaktadır. Kullanıcılar, sosyal ağ sitelerinde artan bir şekilde daha<br />

fazla zaman geçirirken, fikirlerini paylaşmakta ve birbirlerine tavsiyelerde bulunmaktadır. Dolayısıyla<br />

online sosyal ağlar işletmeler açısından eşi bulunmaz bir pazar yerine dönüşürken, aynı zamanda da son<br />

derece hedefli pazarlama için eşsiz fırsatlar sunmaktadır.<br />

Sosyal Ağ Sitelerinin İşletmeler İçin Anlamı<br />

Diğer iletişim ortamlarından farklı olarak sosyal ağ siteleri sadece kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />

kurmasını değil, aynı zamanda aynı görüşteki bireyleri bulmasını olanaklı kılmaktadır. İnsanlar bir kere<br />

birbirlerini keşfettikçe, üyeler ortak ilgilere dayalı olarak özel amaçlı topluluklar biçimini alabilir. Bu<br />

bireyler, katlanarak artan sayıları sayesinde, yeni bir güç haline gelmektedir.<br />

Sosyal ağ kurma siteleri gücün işletmelerden tüketicilere geçmesine yardımcı olmaktadır. Bu sitelerin<br />

meydana getirdiği yığınlar, etki gücünü kullanma ve etki kanalı olma becerisine sahiptir. Sosyal ağ kurma<br />

sitelerinin popülaritesi arttıkça şirketler kendi ürünlerinin algısını kamuya zorla kabul ettirmekte daha<br />

fazla yazılı basın, radyo, TV gibi geleneksel ortamlara bel bağlayamayacaklardır.<br />

Diğer taraftan bu yeni iletişim kanalları, işletmelerin aktif üyeleriyle sürekli bir bağ kurmalarını ve bu<br />

bağın devamlığını sağlamaktadır. İşletmeler bu sosyal ağ kurma bilgilerini kullanarak en etkili tüketicileri<br />

tanımlayabilir, ürün geliştirme sürecinde katılımlarını sağlayabilir ve marka duyarlılığını geliştirebilirler.<br />

Bazı örgütler sosyal ağ kurmanın işletme ile ilgisini hâlâ sorgularken, işletmeyi etkileme potansiyeline<br />

sahip konuşmalar online olarak sürüp gitmektedir. Çoğu işletme bu konuşmalara dahil olmanın öneminin<br />

farkındadır. Bu açıdan, farkında olmamak büyük mutluluk olmaz. Sonuçta sosyal ağlar, örgütlerin<br />

izlemesi ve bağlı kalması gerekli bir kanal olarak görülmelidir.<br />

İşletmelerin Online Sosyal Ağlarda Varlık Gösterme İhtiyaçlarının<br />

Nedenleri<br />

Günümüzde işletmelerin online sosyal ağlarda varlık gösterme ihtiyacında olmalarının nedenlerini şu<br />

şekilde sıralamak mümkündür;<br />

• Müşterileriniz online sosyal ağlardadır.<br />

• Rakipleriniz online sosyal ağlardadır.<br />

• Müşterileriniz online sosyal ağlarda sizi aramaktadır.<br />

• Müşterileriniz online sosyal ağlarda rakiplerinizi aramaktadır.<br />

• Eğer kısa bir süre içinde bir varlık oluşturmaz iseniz, bazıları sizin ya da işletmenizin rolüne<br />

girebilir (bu itibar karmaşasını yönetmenin en kritik kısmıdır).<br />

• Online sosyal ağlarda yer almak, arama motoru sırasını geliştirecektir. Bir online sosyal ağda<br />

varlık göstermek, ana Web sitenize daha fazla link yaratacaktır. Ayrıca daha yüksek arama<br />

motoru sırası elde edilecek ve Web sitenizde daha çok trafik meydana gelecektir.<br />

• “Arkadaşlarınızı” biraraya getirme yoluyla, arkadaşlarınızın “arkadaşlarının” birbirlerinin<br />

ilgilerini araştırmasından ve pazarlama mesajlarınızı görmesinden dolayı daha fazla<br />

markalaşmaya yol açarak ve mesajınızı viral şekilde yayarak alenen en iyi müşterilerinizin<br />

bağlılıklarını göstermeleri olanaklı kılınacaktır.<br />

• Çalışanlarınız online sosyal ağlardadır. Çalışanları da içeren bir grup oluşturun. Onları markayla<br />

etkileşim konusunda cesaretlendirin ve viral pazarlama temsilcisi olarak kullanın.<br />

• Markanızla çok açık bir şekilde eşleşen URL ya da “işletmenizin adı”ndan oluşan kullanıcı adı<br />

edinmeniz, o hizmetin kullanıcıları tarafından rahatlıkla bulunmanızı sağlayacaktır.<br />

• Gazeteciler online sosyal ağlarda alıntı yapmak için efsane liderler ve uzmanlar aramaktadır.<br />

Muhabirin işinin büyük bir kısmı hikâyesi açısından röportaj yapmak için “doğru” insanları<br />

bulmaktır. Bu yüzden online sosyal ağlar onlar için mükemmel bir araçtır. Ancak, sadece<br />

bulunmak için orada iseniz bu geçerli olacaktır.<br />

<br />

92


Facebook Pazarlama Stratejileri<br />

Facebook’ta fanların (hayranların ya da taraftarların) dikkatini çekmek ve ilgilerini korumak için<br />

pazarlamacıların, eksantrik kampanyalar yaratmaları ya da bilindik tekniklere eşsiz bir yorum katmaları<br />

gerekmektedir. Aksi takdirde çabalarınız büyük ölçüde önemsenmeyecek ya da gönderileriniz fanlarınızın<br />

haber akışında hiç görülmeyecek veya boş bir saçmalık olarak değerlendirilecektir. Öyleyse yeni fanlar<br />

elde etmek, onları kendinize bağlamak ve sonuçta da satın almalarını sağlamak için nasıl pazarlama<br />

kampanyaları geliştirilebilir? Bu noktada yapılabilecek şey Facebook’un viral özelliklerini içine alan<br />

stratejileri birleştirmektir. Tablo 4.1’de Facebook Pazarlama stratejilerinden rastgele her bir kategoriden<br />

bir pazarlama taktiğini seçilebilir ve yenilikçi bir pazarlama kampanyası için kombine edilebilir.<br />

Fanlar<br />

1 “Ayın Fanı”nı başrolde oynatın<br />

2 Fanlarınızın sorularını alın<br />

3 Pazar araştırması yapın<br />

4 Fan içeriği isteyin<br />

5 Fanlarınızdan içeriğinizi paylaşmasını isteyin<br />

6 Fanlarınızın gelecekte paylaşmasını isteyin<br />

7 Fanlarınızı en büyük karşılaşmaya davet edin<br />

Etkinlikler<br />

8 Bir ürünün ilk gösterimini başlatın<br />

9 Online parti verin<br />

10 Basın toplantısı yapın (Facebook’tan canlı)<br />

11 Web tabanlı bir seminer yapın<br />

12 Başka sayfalara konuk gönderin<br />

13 Scavencer Hunt’a ev sahipliği yapın<br />

14 Ortak bir karşılaşma düzenleyin<br />

15 Bir medya odası ekleyin<br />

Yarışmalar<br />

16 Paylaşım yapan fanlara ödül verin<br />

17 Tüm sosyal platformlardaki yarışmaları<br />

bütünleştirin<br />

18 Ortak bir yarışmaya ev sahipliği yapın<br />

19 Yeni ürün fikri için işbirliği ya da yarışma<br />

yoluyla geniş kitlelerin önerilerini alıp ödüllendirin<br />

20 İçerik ve videolar ile ilgili işbirliği ya da yarışma<br />

yoluyla geniş kitlelerin önerilerini alıp ödüllendirin<br />

21 “Realite TV” türünde bir yarışmaya ev sahipliği<br />

yapın<br />

22 Bir fanın mücadele isteğini yayımlayın<br />

23 Bir “favori şeyler” yarışmasına ev sahipliği<br />

yapın<br />

Reklamlar<br />

24 Soru sorun<br />

25 Bir kişinin resmini ekleyin<br />

26 Hareket çağrısı ekleyin<br />

27 Reklamlarınızı ilgilere&beğenilere hedefleyin<br />

28 Yerelleşin. Coğrafi olarak hedefleyin<br />

29 Özel istikamet sekmesinde (Hoş geldin<br />

sayfalarında) reklam tıklama bağlantılarınız olsun<br />

30 Bir etkinliğin reklamını yapın<br />

31 Bir videoya reklam ekleyin<br />

<br />

Tablo 4.1: Facebook Pazarlama Stratejileri ve Taktikleri<br />

93<br />

Paylaşma<br />

32 İşinizi etiketleyen fanları ödüllendirin<br />

33 Bir makale, video ya da kaynağa link verin<br />

34 Bir kontrol listesi verin<br />

35 Paylaşım için bir fan yarışması sunun<br />

36 Hayırseverlik için yarışmaya sponsor olun:<br />

Pepsi Refresh<br />

37 Web sitenize bir beğen kutusu ekleyin<br />

38 Bir video yarışmasına ev sahipliği yapın<br />

39 Paylaşım için yüz-yüze bağlantılar isteyin<br />

QR Kodlar<br />

40 Ticari fuar tabelalarını gösterin<br />

41 Ürün hattı ile ilgili sayfaya link verin<br />

42 Ürün seçeneklerini gösterin<br />

43 Web sitenizin URL’sine link verin<br />

44 Mağaza yerini haritada gösterin<br />

45 Hoş geldin videosuna link verin<br />

46 Özel istikamet sekmesini gösterin<br />

47 Alıcıları sanal tura çıkarın<br />

48 Ürün ambalajı üzerinde kullanabilirsiniz<br />

İşbirliği<br />

49 Müşterilerin sayfasında konuk mesajı atın<br />

50 Meslektaşlarınızın ürünlerini inceleyin<br />

51 Bir panel sohbetine ev sahipliği yapın<br />

52 Yarışmaları ve hediyeleri birleştirin<br />

53 Facebook’taki işyerlerinin biraraya geldiği bir<br />

yere ev sahipliği yapın<br />

54 Özellikli beğenileri kullanın<br />

55 Ortak bilgiye QR kod linki verin<br />

56 Bir blog turuna ev sahipliği yapın ve bunu<br />

bütünleştirin<br />

Süreç Devamlılığı<br />

57 Sadece fanlar için kuponlar sunun<br />

58 Profil fotosunda QR kod gösterin<br />

59 Nasıl yaptıklarını sorun<br />

60 Bir foto yarışmasına ev sahipliği yapın<br />

61 Özel indirimleri ortaya çıkarmak için foto<br />

profilini kullanın<br />

62 Paylaşın, paylaşın, paylaşın<br />

63 Aylık olarak bir yarışmaya ev sahipliği yapın<br />

64 Sayfanıza özel etkinlikler ekleyin<br />

Kaynak: Peagler, M. (2011). “Infographic & Video: 64 Techniques for Innovative Facebook Marketing Campaigns”,<br />

http://socialmediaonlineclasses.com/facebook-strategies/infographic-64-techniques-for-innovative-facebook-marketingcampaigns/<br />

(30.07.2012).


Örneğin her bir kategoriden şunları pazarlama stratejisi olarak seçersek:<br />

• Fanlar: Fanlardan sizinle ilgili şeyleri paylaşmasını isteyin.<br />

• Etkinlikler: Bir zaman limiti içinde oyuncuların belirli şeyleri satın almadan elde etmeyi<br />

denediği bir oyun olan Scavencer Hunt’a ev sahipliği yapın.<br />

• Yarışmalar: Fan içeriğini (fotoğraflar) çok sayıda insana sunarak buna ilişkin olarak bir görevi<br />

tamamlamanın, bir problemi çözümenin vb. şeylerin yolunu bulmalarını isteyin.<br />

• Paylaşma: Özellikle tutundurma amaçlı olarak ücretsiz bir ödül verin.<br />

• Süreç Devamlılığı: Bir fotoğraf yarışması düzenleyin.<br />

• İşbirliği: (Kendinize ya da meslektaşlarınıza ait) başka sitelerle bütünleşin.<br />

• QR Kodlar: QR kod, hızlı yanıt kodu demektir. Scavencer Hunt ile ilgili ipuçlarına, yerlere ve<br />

bir haritaya bağlanmak için QR kodu kullanın.<br />

• Reklamlar: Yarışmayı tutundurmak için reklam yapın.<br />

Scavencer Hunt kampanyası için tüm bunları birleştirirsek: Mobil aygıtlar için ipuçları göndermede<br />

QR kodlar kullanın, Google haritalar ve yerlere bağlantı kurun, kampanyayı blogunuz, Twitter ve<br />

LinkedIn üzerinde birleştirin, fanlardan Scavencer Hunt üzerindeki sitelerin fotoğraflarını sunmalarını<br />

isteyin ve bunun reklamla tutundurmasını yapın. Fanların çok başarılı bir Facebook tekniği olan<br />

oylamayla kazananı seçmelerine izin verin. Çünkü yarışma katılımcıları arkadaşlarından sayfanızı ziyaret<br />

ederek oy vermelerini isterler.<br />

Bu tablodan teorik olarak 4 milyonun üzerinde farklı kampanya yaratmak mümkündür. Bu kadar çok<br />

kampanyaya ihtiyacınızın olmayacağı açıktır. Ancak kendinizden emin olursanız rakibinizin geçen hafta<br />

yaptığı yarışmanın aynısını sunmazsınız. Bu işi markanız için yapın. Her bir kategoriyi kullanmak<br />

zorunda değilsiniz ve eğer belirli bir teknik işiniz için uygun değil ise bir başkasını kullanın. Böylece<br />

endüstriniz için en yenilikçi Facebook pazarlamasının bazılarını üretebilirsiniz.<br />

Kozmetik şirketi Clairol yeni ürün hattı olan “Nice and Easy Color<br />

Blend Foam”ı 2011’in başlarında piyasaya sürdüğünde, bu fırsatı sosyal medyadaki<br />

varlığını genişletmek içinde kullandı. Yeni kampanyanın başlangıcında şirketin Facebook<br />

fan sayfasında yaklaşık olarak 27 bin fan vardı. Ancak sayfayı beğenen ilk 100 bin kişiye<br />

ücretsiz olarak ürün örneğinin gönderileceği ile ilgili bir yarışma düzenlediğinde şirketin<br />

toplam fan sayısı artırarak sadece 4 günde 262 binin üzerine çıkmıştır.<br />

<br />

Pazarlamacıların kullanabileceği Facebook araçları nelerdir?<br />

MEDYA PAYLAŞIM SİTELERİ İLE PAZARLAMA<br />

Medya paylaşım siteleri, kullanıcıların geniş bir aralıktaki medya türlerini (ses, video, metin, resim gibi)<br />

paylaşmasını mümkün kılmaktadır. Bunlardan resim ve videolar, diğer medya türlerine nazaran çok daha<br />

fazla bir şekilde Web sitelerinin görsel deneyiminin tamamlayıcı birer parçasıdır. İşletmeler açısından<br />

hem video hem de resim paylaşım siteleri şirketin ve/veya markaya ait Web sitesine görsel olarak çekici<br />

bir görünüm kazandırmanın mükemmel bir yoludur. Görsel içerik sunarak izleyicilerin siteye daha fazla<br />

odaklanmaları sağlanırken, diğer taraftan önemli olan şey hayranlık uyandıran yazılı içeriğe de sahip<br />

olmaktır. Bilgilendirici olmak isterken, müşterilerinizin zamanlarının önemli olduğu ve çok fazla okumak<br />

istemeyebilecekleri akılda tutulmalıdır. Bu noktada, izleme ve dinleme için video ve hatta bakılması için<br />

resimler konulmalıdır. Bu yolla içeriğiniz birçok yönden görülebilecek ve daha fazla izleyici<br />

çekebilecektir.<br />

94


Ürün ve hizmetinizin içeriği görsel bir çekiciliği gerektirmeyebilir. Bu<br />

durumda içeriğin yazılı versiyonu tercih edilebilir. Bu yüzden insanların okuyabileceği bir<br />

şeylere de sahip olduğunuzdan emin olunmalıdır.<br />

Medya Paylaşım Sitelerinin İşletmeler Açısından Öne Çıkan Unsurları<br />

İşletme bakış açısıyla medya paylaşım sitelerinin öne çıkan unsurları etiketler, dijital değer<br />

optimizasyonu ve organik içerik şeklinde sıralanabilir.<br />

Etiket, bir içerik parçasını tanımlamaya yardımcı olmak için atanan bir kelimedir (kitap, iş, blog,<br />

sosyal medya gibi). Tek bir medya parçası birçok kelime ile etiketlenebilir. Etiketler içeriği aramak için<br />

kullanılır ki bu içerik düzyazı gibi değil, videolar ve resimlerdir. Etiketler, aile soy ağacı gibi hiyerarşik<br />

değildir ve site sahibi tarafından belirlenmekten ziyade kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Çok az<br />

etiket yerine çok fazla etiket eklemek iyi bir fikirdir. Bunu bir piramit olarak düşünmek gerekmektedir.<br />

Resim ya da videodaki kişi ya da yerin adı gibi en spesifik kelimelerle başlayın ve insanların küçük<br />

şeyleri görebileceğini unutmayın (arka planda klas bir araba mı var?). Sonra, daha kategorik kelimelere<br />

geçin (bir okyanus mazarası mı ya da bir spor gafı mı?). Etiketler, içeriğinizin bir aramada nasıl<br />

bulunabileceği ile ilgilidir. Bu yüzden bir kimsenin arama yapabileceği ilgili her kelime düşünülmelidir.<br />

İşletmeniz muhtemelen birçok içerik üretmektedir. PowerPoint slaytlar, grafikler ve hatta belki Web<br />

tabanlı seminer ve videolar. Dijital değer optimizasyonu, halen sahip olduğunuz dijital içeriğin<br />

değerlendirmesini yapma, onu online olarak ve de fısıltı ve trafiği sürüklemeye yardımcı olabilecek<br />

sosyal medyada edinme sürecidir. Multimedya içeriğin olağan arama motoru sonuçlarında gösterildiği<br />

evrensel ve karma aramanın başlamasıyla, çoğu geleneksel arama motoru pazarlamacısı sosyal medyada<br />

“kolay” yol olarak dijital değer optimizasyonu çığırtkanlığı yapmaya başlamıştır. Ancak dijital değer<br />

optimizasyonu yeni içerik yaratmada bir alternatif olarak görülmemelidir. İçerik, izleyicilerin dillerine<br />

destan olması için benzersiz ve çekici olmak zorundadır. Basit, yeniden kullanılabilir, eski slayt gösteriniz<br />

“viral olmanıza” yardımcı olmayacaktır.<br />

Medya paylaşım sitelerine gönderilip sizi ilgilendirmesi gereken içeriğin iki temel yapılış şekli vardır.<br />

Birincisi bir işletmenin içeriği yaratıp yayımlaması, ikincisi de işletme haricindeki insanlarca organik bir<br />

biçimde içerik ile ilgili medya yaratılmasıdır. İlki önemli olup, özellikle işletmeniz için sosyal medya<br />

pazarlamasının kullanımının başlangıç aşamalarındadır. Ancak ikincisi ise sosyal medya pazarlamasının<br />

arzulanan tutkusudur. Her ne zaman mümkün olursa fanlarınızı gönderdiğiniz medyanın yeni bir<br />

versiyonunu (İngilizcesi remix) yapması için ya da şirketiniz ile ilgili kendi içeriklerini oluşturması için<br />

cesaretlendirin.<br />

Etkili Pazarlama Videosu Oluşturmada Video Türü Seçimini Etkileyen<br />

Faktörler<br />

Bir video türü, videonun yapısını belirlemektedir. Video türü, mesajı nasıl yayacağınızı belirler ve<br />

herkesin video yapmasını da içerecek şekilde özellikler sağlar. Video türünü belirlerken şu faktörleri<br />

dikkate almak gerekmektedir;<br />

• Amaç: Neden video yaptığınızı bilmeniz gerekmektedir. Video ile çözeceğiniz spesifik problemi<br />

anladıktan sonra, video türlerine odaklanabilirsiniz. Bu, izleyicileriniz üzerinde çok büyük bir<br />

etkiye sebep olacaktır.<br />

• İzleyiciler: Video müşterileriniz, ortaklarınız, çalışanlarınız ya da her üç grup için de bir şeyler<br />

uyandırıyor mu? İzleyicilerinizin kim olduğunu ve onların neye karşılık verdiğini bilmek bir<br />

video türü seçmek için temeldir. Bu, anlamlı bir şekilde onlarla bağ kurmayı sağlar.<br />

• İçerik: İnsanların nerede, ne zaman ve nasıl cezbedileceğini ve “Oynat (Play)” butonuna<br />

tıkladıklarında ne beklediklerini bilmeniz gerekmektedir. Bazen beklentileri karşılamak<br />

istersiniz ama sıklıkla beklentinin üstüne çıkmak ihtiyacındasınızdır.<br />

<br />

95


• Dağıtım: Videonuzun nerede dağıtımının yapılacağı da önemlidir. Şirket içine yönelik<br />

oluşturulmuş bir video türünü yığın tüketimin gerçekleştiği bir yer olan YouTube ile yaymak<br />

uygun olmayabilir.<br />

• Zaman: Zaman, arkadaşınız da düşmanınız da olabilir. Şaşırtıcı bir şekilde dört dakikalık bir<br />

video bir ömür boyu gibi gelebilir. Oysa 15 dakikalık çekici bir bölüm izleyicilerin daha fazla<br />

beklemeden ayrılmasına yol açabilir. Video uzunluğu üretim kapasitesine göre de belirlenebilir.<br />

• Bütçe: Video stiline harcanacak para miktarı önemlidir. Bazı stiller daha özenli hazınlanmıştır-<br />

ki bu maliyeti artırır- bazılarını oluşturmak da kolayca lokasyonlarda bulunmaya, desteğe ve<br />

yeteneğe dayalı olarak daha basittir.<br />

Tüm bunları dikkate aldıktan sonra video türünün seçilmesi güçlü bir şekilde insanları harekete<br />

geçirecektir.<br />

Popüler bir fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr, fotoğraflarınızı<br />

yerleştirebileceğiniz ve geniş izleyicilerle paylaşabileceğiniz mükemmel bir yerdir. Flickr<br />

gibi resim gönderilen siteler markanızın ardındaki gerçek yüzleri dünyaya göstermenin<br />

harika bir yoludur. Flickr ücretsizdir ve Web sitenizdeki fotoğraflarınıza link vererek<br />

arama motoru optimizasyonunu artırmayı sağlayabilir. Bu gibi sitelerde başarılı olmak<br />

için sadece fotoğraf dosya ismi kullanmayın. Fotoğraflarınıza uygun isim verin, ilgili<br />

anahtar kelimelerle etiketleyin ve fotoğraf altyazısı ekleyin.<br />

YouTube’u Pazarlama Kanalı Yapmak İçin Nedenler<br />

YouTube’un kendisine ait istatistiklerini yayımladığı “http://www.youtube.com/t/press_statistics”<br />

adresinden 31.07.2012 tarihi itibariyle ulaşılan verilerin bazıları şunlardır:<br />

• Trafik ile ilgili istatistikler:<br />

• 800 milyonun üzerinde tekil kullanıcı YouTube’u her ay ziyaret etmektedir.<br />

• 3 milyar saatin üzerinde video YouTube üzerinde her ay izlenmektedir.<br />

• 72 saatlik video her dakika YouTube’a yüklenmektedir.<br />

• YouTube’un trafiğinin %70’i ABD dışından gelmektedir.<br />

• YouTube 43 ülkede ve 60 dilde yerelleştirilmiştir.<br />

• 2011’de YouTube üzerinde 1 trilyondan fazla görüntülenme gerçekleşmiştir ya da dünyadaki<br />

her bir insan için 140 civarında görüntülenme söz konusudur.<br />

• Her gün milyonlarca abonelik olmaktadır. Abonelikler ilgilendiğiniz ile ilgilenen<br />

(arkadaşınız olabilir ya da NBA ligi ile ilgilenenler olabilir) kişilerle bağ kurmanızı mümkün<br />

kılmaktadır ve site üzerinde onların aktivitelerine ayak uydurmayı sağlamaktadır.<br />

• YouTube Ortak Programı ile ilgili istatistikler:<br />

• YouTube, 2007’de oluşturulan bu programda 27 ülkeden 30 binin üzerinde ortağa sahiptir.<br />

• Parasal konularla ilgili istatistikler:<br />

• Binlerce reklamcı TrueView in-stream reklamları kullanmakta ve YouTube’un internet<br />

videosu öncesi, süresince ve sonrasında görünen reklamlarının (İngilizcesi in-stream ads)<br />

%60’ı şu an atlanabilmektedir (izlemeden geçilebilmektedir).<br />

• YouTube’un 1 milyondan fazla Google reklam platformunu kullanan reklamcısı vardır.<br />

Bunların büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerdir.<br />

<br />

96


• Mobil ve Aygıtlar ile ilgili istatistikler:<br />

• 2011’de mobil aygıtlardan gelen trafik üç kat artmıştır.<br />

• Global YouTube izleyicilerinin %10’undan fazlası mobil aygıtlardan gelmektedir.<br />

• Mobil aygıtlardan YouTube’a her dakikada 3 saatlik video yüklenmektedir.<br />

• YouTube, 350 milyon aygıtta mevcuttur.<br />

• Sosyallik ile ilgili istatistikler:<br />

• Her gün Facebook’da 500 yıllık video izlenmektedir ve her dakikada 700’ün üzerinde<br />

YouTube videosu Twitter’da paylaşılmaktadır.<br />

• Her hafta 100 milyon insan YouTube üzerinde sosyal faaliyet içindedir (beğenme, paylaşma,<br />

yorum yapma vb. gibi).<br />

• YouTube üzerindeki videoların %50’sinden fazlası oylanmakta ya da topluluk tarafından<br />

yorum yapılmaktadır.<br />

• Her gün milyonlarca video favorilere eklenmektedir.<br />

• 2011’de başladığından bu yana YouTube üzerindeki “Beğen” ya da “Beğenme” butonuna<br />

tıklamalar iki kat artmıştır. Her bir “beğenme” için YouTube 10 “beğen” vermektedir. Çünkü<br />

insanlar sevdiği şeyleri başka insanlara anlatmayı sevmektedir.<br />

Bu istatistiklere bakıldığında, YouTube’un bir pazarlama kanalı olarak potansiyelini görmek<br />

mümkündür.<br />

Bununla birlikte yaşlı jenerasyonun literatüründe “metin” varken, genç yaştaki insanların literatüründe<br />

video yer almaktadır. Genç yaştaki insanlar Web kameralarının, video çekimi yapan cep telefonlarının yer<br />

aldığı bir dünyada büyümektedir. Ayrıca artık video oluşturmak ve düzenlemek için gerekli araçlar ucuz<br />

ve her yerde bulunabilmeketedir.<br />

Videonun aynı zamanda arama motoru optimizasyonu için önemi artmaktadır. Google ve Yahoo! gibi<br />

arama motorları sadece metinler yerine arama sonuçları sayfalarında sürekli olarak farklı medya türlerini<br />

de biraraya getirerek bütünleştirmektedir. Eğer videolar sonuçları dolduruyor ise, örneğin ilk 10 içinden 2<br />

tanesinde işletmenizin isminin yer almasıyla sonuçlanıyorsa, bunların sizin sahip olduğunuz videolar<br />

olması daha güzel olacaktır.<br />

Sosyal medya pazarlamasında videolar ya çoğunlukla büyük bir kampanyanın bir parçası<br />

olabilmektedir ya da videonun kendisi pazarlama çabanızın odağındadır.<br />

2006 yılında Blendtec’in yeni pazarlama yöneticisi George Wright<br />

şirketin CEO’sunun Blendtec blenderları ile yiyecek olmayan (misketler, bahçe tırmığı,<br />

McDonalds’ın Extra Value Meal’larından birini, kızarmış tavuk, cola ve bunun gibi) şeyleri<br />

blenderdan geçirdiği bir viral video kampanyası başlattı. Örneğin “Will it Blend?” adlı<br />

videolardan ilkinde CEO Tom Dickson 50 misketi şirketin dinlenme odasında blenderdan<br />

geçirmektedir. Beş video YouTube’a ve şirketin kendi Web sitesine yüklendikten sonra<br />

geçen beş gün içinde 6 milyon YouTube izleyicisi tarafından izlenmiştir. Videoların<br />

yayılma hızını artırmak için Blendtec, Google ve Yahoo! ile reklam anlaşması yapmaya<br />

başlamış ve daha fazla sayıda arama motoru hiti almak için dikkatli bir şekilde YouTube<br />

etiketleri seçmiştir. Sonuçta da perakende satışlarda %700 artış sağlanmıştır.<br />

<br />

97


SANAL DÜNYALAR İLE PAZARLAMA<br />

Üç boyutlu yani 3D sanal dünyalar işletmelerin müşterileriyle iletişim kurduğu kanallardan biri olarak<br />

boy göstermeye başlamıştır. Müşterilerin gerçek mağazalardaki gibi benzer deneyimleri<br />

gerçekleştirilebildiği sanal dünyalarda, müşterinin niyeti, tutumları ve ürün bilgisi artırılabilir. Ancak tüm<br />

ürün nitelikleri sanal olarak deneyimlenemeyebilir. Çünkü bir sanal gerçeklik arayüzü ile tüm his türleri<br />

(tatma gibi) dijitalleştirilemez ve sunulamaz.<br />

İşletmeler İçin Sanal Dünyalardaki Fırsatlar<br />

Sanal dünyalar işletmeler için yeni fırsatlar sunmaktadır. Aslında yeni bir ticari araç olarak bu fırsat<br />

oldukça çekicidir. Örneğin IBM, sanal dünya ortamını müşteri eğitimini geliştirmek, üç boyutlu sosyal<br />

alışveriş deneyimi yaratmak ve etkinliklere evsahipliği yapmak için kullanmaktadır. Best Buy ile ortak<br />

çalışan Geek Squad, müşteri hizmetlerini sanal dünyaları içene alacak şekilde genişletmiştir ve örnek<br />

vermek gerekirse bilgisayar ile ilgili soruları Second Life’tan yanıtlayacağını ifade etmiştir. Second<br />

Life’ta bilgisayar ile ilgili problemler çözülmez ise Best Buy’ın sabit ücreti üzerinden teknisyenlerin<br />

bilgisayar problemini tamir edebileceği fiziksel bir Best Buy mağazasına müşterilerin başvurmasını<br />

sağlamaktadır. Çoğu başka şirket de Second Life gibi sanal dünyalarda varlıklarını oluşturmuştur. Bunlar<br />

arasında Cisco Systems, Reuters, Dell, Toyota, Mazda, Nissan, MTV, Adidas sayılabilir.<br />

Eğer müşterinin deneyimleri sanal dünya içerisinde en üst seviyeye çıkarılabilir ise, sanal dünyalar,<br />

işletmeler için optimal bir test ve pazarlama platformu olabilir. Bir sanal marka yönetim şirketi olan<br />

Swivel Media’nın kurucusu Erik Hauser, Schwarz’ın: “Günümüzün karışık hiper uzayında pazarlamacılar<br />

bir tüketicinin dikkatini bir saniye ya da dakika çekebilir ise şanslıdır. Biz ise kendi izleyicilerimiz ile<br />

saniye ya da dakika değil saatlerce “bağlı” kalabiliyorduk” sözünü ima ederek sanal dünyalarda<br />

işletmenin varlığının en büyük faydasının “bağlılık” olduğunu belirtmektedir.<br />

Sanal dünyalar aynı zamanda sadece müşterilerle değil, çalışanlar arasında da iletişim kurulması,<br />

marka farkındalığı yaratma, satış (sanal ve gerçek ürün ve hizmet satışları) ve reklam yapma gibi fırsatları<br />

sunması bakımından da önem arz etmektedir.<br />

İşletmeler Açısından Sanal Dünyaya Katılımda Dikkat Edilmesi Gerekenler<br />

Sanal dünyaya katılmak isteyen işletmelerin bu katılımdan elde edebilecekleri bir değer söz konusu olsa<br />

da, buraya yatırım konusunda son derece dikkatli davranmaları gerekmektedir. Bu noktada sanal dünyalar<br />

ile ilgili olarak işletmelerin şunlara dikkat etmesi gerekmektedir:<br />

• Sanal dünyalar, oyun değildir.<br />

• Her avatarın arkasında gerçek bir insan vardır. Davranış ve kültür için beklentiler hala<br />

gelişmektedir ve işletme kullanıcılarının şirketin imajını göz önünde tutması zorunludur.<br />

• İlgili olunmalı ve değer katılmalıdır. Şimdiye kadar şirketler sanal bir dünyada “etkili” ve kârlı<br />

satış kanalı yaratma konusunda başarılı olmuş değillerdir.<br />

• Negatif taraflar anlaşılmalı ve frenlenmelidir. Yetişkinlere yönelik içeriğin olduğu bir dünya<br />

içinde uygun davranış ve etik ile ilgili sorunlar gündeme gelmektedir. Sanal dünya davranışı<br />

herkese açık alanlarda sorun olabilir ve bu durum şirket imajını ya da markayı lekeleyebilir.<br />

• Günümüzde sanal ortamların çokluluğu, sosyal ağ kurma, simulasyon ve online oyunun bir<br />

noktada birleşmesi yoluyla gelişmektedir. Birçok yeni üyenin istikrarlılığı ve orantılılığı henüz<br />

oturmamıştır. Muhtemeldir ki zaman içinde pazar baskıları, birinden diğerine varlıkların ve<br />

avatarların kolaylıkla hareket etmesine izin vererek daha az sayıda açık kaynaklı ortam içinde<br />

mevcut sanal dünyaların birleşmesine yol açacaktır.<br />

<br />

98


Pazarlamacılar için sadece sanal sosyal dünyalar değil sanal oyun<br />

dünyaları da müşteriler ile bağ kurmak için yeni bir kapı sunmaktadır. Çünkü her iki sanal<br />

dünya da oldukça tutkulu üyelere sahip olup eğer şirketiniz buralardaki üyeleri destekler<br />

ise bu üyeler ürün ve şirketiniz ile (başka medyalardan çok daha fazla başarılı olacak<br />

şekilde) ilişki kurabilir.<br />

Second Life’ta Pazarlama Yapmanın Yolları<br />

Second Life’ta şirketinizi ya da markanızı pazarlayabilmeniz için şu yolları takip edebilirsiniz;<br />

• İnsanların ürününüzü denemesine imkân verin: Örneğin Cisco’da insanlar bir sanal “bağlı<br />

evde” gezinebilmekte ve dönen resim çerçevelerinden ağ tabanlı güvenlik sistemine kadar her<br />

şeyle oynayabilmektedir.<br />

• Müşterilerinizle karşılıklı bağ kurun: Eğer ki bir avatar sizin bilgisayar markanızı, arabanızı<br />

kullanıyor ya da kıyafetlerinizi giyiyor ise avatarın ardındaki kişinin sizin gerçek, hakiki<br />

ürünlerinizi satın almasını bekleyebilirsiniz.<br />

• Gösteriş yapın: Sadece Second Life’ta bir işletme varlığına sahip olmak çok fazla reklamını<br />

yapmasanız bile muhtemelen basını toplamayı sağlayabilir. Eğer bir çabanız olursa sonuçta<br />

önemli gazetelerde yer alabilirsiniz.<br />

• Ucuz ve etkili reklam yapın: Geleneksel reklam ve Internet banner reklamlarını önemsemeyen<br />

çoğu insan dikkatli bir şekilde mağazalardan satın alma gerçekleştirip Second Life’ta teşhirde<br />

bulunacaktır.<br />

• Satış yapın: Second Life’ta gerçek ürünlerinizi pazarlamak kadar ürünlerinizi satmayı da<br />

düşünün.<br />

• İnsanları eğitin ya da Web sitenizi özellikle belirtin: Second Life’taki çoğu şirket yerinde<br />

ürünlere tıkladığınızda ürünün özellikleri ve yararları ile ilgili detaylı notlar verilmektedir. Aynı<br />

zamanda görsel ve interaktif olarak ürün ya da hizmeti de gösterebilirsiniz.<br />

• Doğrudan müşterileriniz ile etkileşime geçin: Second Life satış personelinize potansiyel<br />

müşterileriniz ile görüşmenize ve ürünleri tartışmanıza, seminerler yürütmenize ve tanıtım<br />

gösterisi yapmanıza fırsat vermektedir.<br />

• Toplantılar yürütün: İşletmeler geniş bir bölgeye yayılmış çalışanlarıyla toplantı yapmak için<br />

Second Life’a başvurmaktadır.<br />

• Çalışanlarla mülakat gerçekleştirin ve onları işe alın: Eğer geniş bir bölgeye yayılan bir örgüt<br />

iseniz ve personel almak istiyorsanız işe alma süreci için Second Life’ı düşünün.<br />

<br />

99


Özet<br />

Her bir sosyal medya platformu etkili bir<br />

pazarlama aracı olup, işletmelere fırsatlar<br />

sunmaktadır.<br />

Bloglar, işletmeler için sosyal medya<br />

pazarlamasında önemli bir platformdur.<br />

İşletmeler, Internet’te görünür olmaya ihtiyaç<br />

duyar. Bir işletme bloguna sahip olduğunuzda<br />

arama motorları ile tüketicinin sizi bulması daha<br />

kolay olacaktır. İşletme bloglarıyla müşterilerin<br />

bilgilendirilmesi ya da eğitilmesi, müşteri<br />

hizmetleri sağlama, şirket kültürünü yayma,<br />

müşterileri eğlendirme, insanları harekete<br />

geçirme, müşterilerle diyaloğu teşvik etme<br />

amaçları güdülmektedir.<br />

Mikroblogların pazarlamadaki önemi Twitter’ın<br />

global iletişimin bir parçası olarak potansiyelinin<br />

fark edilmesiyle anlaşılmıştır. İşletmeler Twitter’ı<br />

halkla ilişkiler faaliyetlerinin ve müşteri<br />

hizmetlerinin tamamlayıcı bir parçası olarak<br />

kullanabilir. Twitter, işletmelerin mesajlarını<br />

milyonlarca insana yaymasını sağlarken, fanların<br />

bir viral pazarlama kaynağına dönüşmesini<br />

mümkün kılmaktadır. Twitter ile pazarlamacılar<br />

anında geribildirimler almaktadır. İşletmenin<br />

insalcıl bir görünüme bürünmesinde Twitter’ın<br />

rolü büyüktür.<br />

Internet forumları, ürün, şirket ya da marka<br />

etrafında tüketici toplulukları yaratmanın<br />

mükemmel bir yoludur. Internet forumları ile<br />

pazarlama ya işletmenin kendisinin bir online<br />

forum oluşturması yoluyla ya da işletmenin bir<br />

online foruma üye olması şeklinde<br />

gerçekleştirilebilir. Pazarlamacılar açısından<br />

Internet forumlarının müşteriler ile bağ kurma,<br />

online profile ve itibara hayranlığı artırma, şirket<br />

ya da marka ile ilgili negatif konuşmalara daha<br />

başında engel olma ve hedefli trafik sağlama<br />

faydaları vardır.<br />

Online inceleme ve değerlendirme siteleri,<br />

tüketicilerin karar vermelerine yardımcı olarak,<br />

satın alma kararlarını etkileyen güçlü sosyal<br />

medya platformlarındandır. Online inceleme ve<br />

değerlendirme siteleri pazarlamacılar için reklam<br />

imkânının yanı sıra, şirket, ürün ya da marka<br />

hakkında iyi ve kötü olan şeylerle ilgili anlayış<br />

elde etme ve insanların ne düşündüğünü keşfetme<br />

yararları bulunmaktadır.<br />

<br />

100<br />

Sosyal haber siteleri, belirli bir kampanya<br />

etrafında trafik ve fısıltı yaratan bir sosyal medya<br />

platformudur. Sosyal haber siteleri, işletmelere<br />

müşteriler ile yakın ilişki kurma ve onların<br />

geribildirimlerini dinleme, Web trafiğini artırma,<br />

arama motorlarında üst sıralarda yer alma, marka<br />

imajı oluşturma, bilgilendirici içerik sağlama,<br />

belirli izleyicileri hedefleme, itibar oluşturma,<br />

fikir paylaşma platformu sunma faydalarını<br />

sağlar. Sosyal işaretleme siteleri ise şirket<br />

ve/veya marka Web sitesi etrafında trafik yaratan<br />

sosyal medya platformlarındandır. Sosyal<br />

işaretleme siteleri hem arama motoru<br />

optimizasyonu ve pazarlama araştırması aracı<br />

hem de ücretsiz bir reklam metodudur.<br />

Online sosyal ağ siteleri, bu sitelerin kullanımı ve<br />

kullanıcı sayısı arttıkça işletmeler için daha<br />

önemli hale gelmektedir. Sosyal ağ kurma<br />

siteleri, ilgilere dayalı özel amaçlı topluluk<br />

oluşumunu sağladığından tüketicilerin gücünü ve<br />

etkisini belirgin bir şekilde ortaya çıkaran bir<br />

sosyal medya platformudur. Facebook sahip<br />

olduğu kullanıcı sayısıyla pazarlamacıların<br />

hedefinde yer almaktadır. Facebook pazarlama<br />

stratejileri fanlar, etkinlikler, yarışmalar,<br />

paylaşma, süreç devamlılığı, işbirliği, QR kodlar<br />

ve reklamlar olmak üzere sekiz kategoriyi<br />

içerecek şekilde kombine edilebilir.<br />

Medya paylaşım siteleri video, görüntü ve<br />

doküman gibi medya türlerinin paylaşımı yoluyla<br />

pazarlama yapmayı sağlayan sosyal medya<br />

platformudur. İşletme perspektifinden etiketler,<br />

dijital değer optimizasyonu ve organik içerik<br />

medya paylaşım sitelerinin öne çıkan unsurlarını<br />

oluşturmaktadır. YouTube, özellikle sahip olduğu<br />

trafik ve sosyallik istatistikleriyle pazarlamacıların<br />

dikkatini medya paylaşım sitelerine<br />

çekmektedir.<br />

Sanal dünyalar, işletmeler için farklı ve yeni<br />

fırsatlar sunan bir sosyal medya platformudur.<br />

Sanal dünyalar işletmelere müşterilerle bağ ve<br />

çalışanlarla iletişim kurma, müşteri eğitimini<br />

geliştirme, marka farkındalığı yaratma, yeni ürün<br />

tanıtımı ve testleri ile ürün satışı vb. gibi fırsatlar<br />

sunmaktadır.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. Aşağıdakilerden hangisi işletmeler açısından<br />

medya paylaşım sitelerinin öne çıkan<br />

unsurlarındandır?<br />

a. Medya ilişkileri<br />

b. Pazar testleri<br />

c. İşbirliği<br />

d. Reklam imkânı<br />

e. Organik içerik<br />

2. Sadece kullanıcıların birbirleriyle iletişim<br />

kurmasını değil, aynı zamanda aynı görüşteki<br />

bireylerin birbirlerini bulmasını olanaklı kılan<br />

sosyal medya platformu hangisidir?<br />

a. Sosyal oyun dünyaları<br />

b. Sosyal ağ kurma siteleri<br />

c. Sanal sosyal dünyalar<br />

d. Resim paylaşım siteleri<br />

e. Video paylaşım siteleri<br />

3. “3 milyar saatin üzerinde videonun YouTube<br />

üzerinde her ay izlenmesi” istatistiği YouTube ile<br />

ilgili aşağıdaki hangi tür istatistik grubu içinde<br />

yer almaktadır?<br />

a. Mobil ile ilgili istatistikler<br />

b. Sosyallik ile ilgili istatistikler<br />

c. YouTube ortak programı ile ilgili istatistikler<br />

d. Trafik ile ilgili istatistikler<br />

e. Parasal konularla ilgili istatistikler<br />

4. Internet sayesinde tüketiciler arasındaki<br />

konuşmalar dünya çapında hızla yayılabilmekte<br />

ve bu konuşmalar milyonlarca insanı<br />

etkilemektedir. Bu durum aşağıdaki<br />

kavramlardan hangisini ifade etmektedir?<br />

a. Düşük maliyet<br />

b. Viral doğa<br />

c. İki yönlü iletişim<br />

d. Kapasite<br />

e. Erişim<br />

<br />

101<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi Internet<br />

forumlarıyla pazarlama yapma türlerinden<br />

biridir?<br />

a. İşletmenin bir online foruma üye olması<br />

b. Ürünü denemesine izin verme<br />

c. Müşteriyle karşılıklı bağ kurma<br />

d. Toplantı yapma<br />

e. Gösteri yapma<br />

6. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletmeler<br />

için blog yapmanın faydalarından birisi değildir?<br />

a. Daha iyi iletişim<br />

b. Daha düşük maliyet<br />

c. Ürünü denemeye izin verme<br />

d. Kolay Web yayımlama çözümü<br />

e. Topluluk oluşturma<br />

7. Aşağıdakilerden hangisi Facebook pazarlama<br />

stratejileri kategorilerinden birisi değildir?<br />

a. Beğeniler<br />

b. Etkinlikler<br />

c. Fanlar<br />

d. Yarışmalar<br />

e. Reklamlar<br />

8. Bir içerik parçasını tanımlamaya yardımcı<br />

olmak için atanan kelimeye ne ad verilir?<br />

a. Avatar<br />

b. Etiket<br />

c. QR kod<br />

d. Haber akışı<br />

e. Tweet<br />

9. Müşterilerin gerçek mağazalardakine benzer<br />

deneyimleri gerçekleştirilebildiği üç boyutlu (3D)<br />

dünyalara ne ad verilir?<br />

a. Sosyal işaretleme siteleri<br />

b. Bloglar<br />

c. Mikrobloglar<br />

d. Sanal dünyalar<br />

e. Sosyal haber siteleri


10. Sosyal medya içinde mikroblogların popüler<br />

hale gelmesini sağlayan site aşağıdakilerden<br />

hangisidir?<br />

a. Facebook<br />

b. Second Life<br />

c. Pinterest<br />

d. YouTube<br />

e. Twitter<br />

<br />

102<br />

Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. e Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />

Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

2. b Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar ile<br />

Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

3. d Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />

Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

4. b Yanıtınız yanlış ise “İnceleme ve<br />

Değerlendirme Siteleri ile Pazarlama” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

5. a Yanıtınız yanlış ise “İnternet Forumları ile<br />

Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

6. c Yanıtınız yanlış ise “Blog ile Pazarlama”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

7. a Yanıtınız yanlış ise “Online Sosyal Ağlar ile<br />

Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

8. b Yanıtınız yanlış ise “Medya Paylaşım<br />

Siteleri ile Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

9. d Yanıtınız yanlış ise “Sanal Dünyalar ile<br />

Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

10. e Yanıtınız yanlış ise “Mikroblogging ile<br />

Pazarlama” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.


Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Bir işletme bloggerı:<br />

• Uzmanlık alanıyla ilgili bilgi sahibi olmalı,<br />

• İşiyle ilgili tutkulu olmalı,<br />

• Güvenilir, dengeli ve sabırlı olmalı,<br />

• Güçlü etkileşimi ve iyi yazılı iletişimi<br />

olmalı,<br />

• Şirketin pazardaki pozisyonuyla ilgili bilgili<br />

olmalı,<br />

• Blogging ile ilgili deneyimi olmalıdır.<br />

Sıra Sizde 2<br />

Pazarlamacıların kullanabileceği Facebook<br />

araçları şunlardır:<br />

• Profil sayfası<br />

• Facebook grupları<br />

• Facebook sayfaları<br />

• Facebook etkinlikleri<br />

• Facebook notları<br />

• Facebook paylaşımları (durum güncellemesi,<br />

fotoğraf ve videoları ekleme) ve<br />

etiketleme<br />

• Haber akışı (haber yemi)<br />

• Zaman tüneli<br />

• Yorumlar ve beğeniler<br />

• Facebook mesajları<br />

• Facebook reklamları<br />

<br />

103<br />

Yararlanılan Kaynaklar<br />

Akar, E. (2011). Sosyal Medya Pazarlaması<br />

Sosyal Web’te Pazarlama Stratejileri, 2. Baskı,<br />

Efil Yayınevi: Ankara.<br />

Allocca, J. (2011). Connected Culture: The Art<br />

of Communicating With the Digital<br />

Generation. Connected Culture Publishing:<br />

USA.<br />

Barefoot, D. ve Szabo, J. (2010). Friends With<br />

Benefits: A Social Media Marketing<br />

HandBook, No Starch Press, Inc.: San Francisco,<br />

CA.<br />

Briggs, C. (2009). “BlendTec Will It Blend?<br />

Viral Video Case Study”,<br />

http://www.socialens.com/wpcontent/uploads/2009/04/20090127_case_blendte<br />

c11.pdf (31.07.2012).<br />

Brown, G. (2008). Social Media 100 Success<br />

Secrets: Social Media, Web 2.0 User-<br />

Generated Vontent and Virtual Communities<br />

– 100 Most Asked Mass Collaboration<br />

Questions. Emereo Publishing.<br />

Bullas, J. (2011). “How to Create a Twitter<br />

Marketing Strateji that Rocks”<br />

http://www.jeffbullas.com/2011/06/27/how-tocreate-a-twitter-marketing-strategy-that-rocks/<br />

(03.08.2012).<br />

Burkholder, M. ve Greenstadt, R. (2012). Privacy<br />

in Online Review Sites, IEEE Symposium on<br />

Security and Privacy Workshops.<br />

Business.com (2011). “Marketing Your Business<br />

in Second Life: The Beginning of the 3D Web”,<br />

http://www.business.com/guides/marketing-yourbusiness-in-second-life-the-beginning-of-the-3dweb-1578/<br />

(02.08.2012).<br />

Chillemi, S. (2008). How to Become Wealthy<br />

Selling Products on the Internet Get Noticed<br />

and Profiting. Lulu.com: NC.<br />

Constant Contact (2010). “Get Started Building<br />

Your Social Media Presence”,<br />

http://img.constantcontact.com/docs/pdf/getstarted-building-your-social-media-presence.pdf<br />

(30.07.2012).<br />

Daum, K., Hein, B., Scott, M. ve Goeldi, A.<br />

(2012). Video Marketng For Dummies. John<br />

Wiley & Sons, Inc.: Hoboken, NJ.


Davis, F.M. (2012). Social Networking: Easy<br />

Blog & Social Media Strategy For The Small<br />

Business Owner, CreateSpace: USA<br />

Equity Marketing Solutions (2012), “The<br />

Benefits of Online Ratings and Reviews for Ecommerce<br />

Merchants”,<br />

http://mygenie.com.s3.amazonaws.com/documen<br />

ts/whitepapers/Benefits%20of%20Ratings%20%<br />

26%20Reviews.pdf (02.08.2012).<br />

Festoon Media (2010). “Social Networking: Why<br />

Use It For Your Business”,<br />

http://www.festoonmedia.com/whitepapers/image<br />

s/Social_Networking.pdf (02.08.2012).<br />

“Forum Marketing Simplified”,<br />

http://www.browsermoney.com/resources/Forum%20Marketing%20<br />

Simplified.pdf (02.08.2012).<br />

Fox, S.C. (2009). E-Riches 2.0 Next-Generation<br />

Marketing Strategies For Making Millions<br />

Online. Amacom: USA.<br />

Gartner.com (2007). “Gartner Says 80 Percent of<br />

Active Internet Users Will Have A "Second Life"<br />

in the Virtual World by the End of 2011”,<br />

http://www.gartner.com/it/page.jsp?id=503861<br />

(02.08.2012).<br />

Gardner, S. (2005). Buzz Marketing with Blogs<br />

for Dummies. Wiley Publishing, Inc.: Hoboken,<br />

NJ.<br />

Genelius, S. (2011). 30-Minute Social Media<br />

Marketing. Mc Graw Hill: New York.<br />

Graham, J. ve Lee, L. (2011). Internet<br />

Advertising and Promotion: Free or Almost Free<br />

Strategies for Small, Local<br />

Businesses. CreateSpace.<br />

Grimes, M. (2012). “Nielsen: Global Consumers'<br />

Trust in 'Earned' Advertising Grows in<br />

Importance”,<br />

http://nielsen.com/us/en/insights/pressroom/2012/nielsen-global-consumers-trust-inearned-advertising-grows.html<br />

(29.07.2012).<br />

Hartline, J., Mirrokni, V.S. ve Sundararajan, M.<br />

(2008). Optimal Marketing Strategies over Social<br />

Networks, International World Wide Web<br />

Conference, WWW, April 21–25, Beijing, China,<br />

ss: 189-198.<br />

Horton, C. (2012). “Case Study: 4 Brands that<br />

Use Pinterest the Right Way”,<br />

http://www.business2community.com/pinterest/c<br />

ase-study-4-brands-that-use-pinterest-the-rightway-0169433<br />

(27.07.2012).<br />

<br />

104<br />

Iskold, A. (2007). “The Digg Effect”,<br />

http://www.readwriteweb.com/archives/the_digg<br />

_effect.php (27.07.2012).<br />

Jacobson, C.M. (2009). Virtual Worlds and the 3-<br />

D Internet, Eds: P. Candace Deans, Social<br />

Software and Web 2.0 Technology Trends,<br />

Premier Reference Source, pp: 80-104,<br />

Information Science Reference (IGI Global):<br />

USA.<br />

Lacy, K. (2011). Twitter Marketing For<br />

Dummies. 2 nd Edition, Wiley Publishing, Inc.:<br />

Indiana, USA.<br />

Lerman, K. (2007). “User Participation in Social<br />

Media: Digg Study”,<br />

http://www.isi.edu/~lerman/papers/lerman2007s<br />

ma.pdf (27.07.2012).<br />

Lui, T-W., Piccoli, G. ve Ives, B. (2007).<br />

Marketing Strategies in Virtual Worlds, The Data<br />

Base for Advances in Information Systems,<br />

Volume 38, Number 4, November, ss: 77-80.<br />

Lyins, K., Playford, C., Messinger, P.R. ve Niu,<br />

R.H. (2009) Business Models in Emerging<br />

Online Services, Eds.: Matthew L. Nelson,<br />

Michael J. Shaw ve Troy J. Strader, Value<br />

Creation in e-Business Management: 15 th<br />

Americas Conference on Information<br />

Systems,AMCIS, LNBIP 36, pp. 44-55, Springer:<br />

Verlag Berlin Heidelberg.<br />

Monty, S. (2011). “Infographic: 5 Companies<br />

That are Rocking Social Media”,<br />

http://www.business2community.com/socialmedia/infographic-5-companies-that-are-rockingsocial-media-098610<br />

(22.07.2012).<br />

Park, S.R., Nah, F. F-H., DeWester, D.,<br />

Eschenbrenner, B. ve Jeon, S. (2008). Virtual<br />

World Affordances: Enhancing Brand Value,<br />

Journal of Virtual Worlds Research, November,<br />

Vol. 1, No. 2.<br />

Patel, S. (2012). “10 Companies Using Facebook<br />

to Grow Their Likes”.<br />

http://www.searchenginejournal.com/10companies-using-facebook-to-grow-theirlikes/39968/<br />

(30.07.2012).<br />

Peagler, M. (2011). “64 Awesome Facebook<br />

Marketing Techniques”,<br />

http://allfacebook.com/64-awesome-facebookmarketing-techniques_b55273<br />

(01.08.2012).


Peagler, M. (2011). “Infographic & Video: 64<br />

Techniques for Innovative Facebook Marketing<br />

Campaigns”,<br />

http://socialmediaonlineclasses.com/facebookstrategies/infographic-64-techniques-forinnovative-facebook-marketing-campaigns/<br />

(30.07.2012).<br />

Porterfield, A. (2011). “10 Top Business Blogs<br />

and Why They Are Successful”,<br />

http://www.socialmediaexaminer.com/10-topbusiness-blogs-and-why-they-are-successful/<br />

(03.08.2012).<br />

PostRelease (2010), “Online Forums: Social<br />

Marketing with Proven Results”.<br />

http://docs.postrelease.com/content/research/postr<br />

elease-whitepaper-forums.pdf (22.07.2012).<br />

Rollyson, C.S. (2007). “Virtual Worlds and<br />

Gaming: Fertile Ground for Real Relationships”,<br />

The Global Human Capital Journal,<br />

http://globalhumancapital.org/virtual-worlds-andgaming-fertile-ground-for-real-relationships/<br />

(02.08.2012).<br />

Rosenberg, J. (2012). “Social Bookmarking”,<br />

http://jaclyn1.files.wordpress.com/2012/05/social<br />

-bookmarking.pdf (27.07.2012).<br />

Rosetta Alba Services Ltd. (2008). “Better<br />

Business Blogging: An Introduction to Business<br />

Blogs, Their Benefits & How to Promote Them”,<br />

http://www.betterbusinessblogging.com/img/Bett<br />

erBusinessBlogging-WhatisaBlog-<br />

BusinessIntroduction-revised.pdf (20.07.2012).<br />

Ryan, D. ve Jones, C. (2012). Understanding<br />

Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />

Engaging The Digital Generation. Second<br />

Edition, Kogan Page Limited: London, United<br />

Kingdom.<br />

Ryan, D. ve Jones, C. (2009). Understanding<br />

Digital Marketing: Marketing Strategies for<br />

Engaging The Digital Generation. Kogan Page<br />

Limited: London, United Kingdom<br />

<br />

105<br />

Safko, L. (2010). The Social Media Bible:<br />

Tactics, Tools, and Strategies for Business<br />

Success. 2 nd Edition, John Wiley & Sons, Inc.:<br />

Hoboken, New Jersey.<br />

Stelzner, M.A. (2012). “2012 Social Media<br />

Marketing Industry Report”, April,<br />

http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMed<br />

iaMarketingIndustryReport2012.pdf<br />

(04.08.2012).<br />

Stephenson, J. ve Thurman, C. (2007). Ultimate<br />

Small Business Marketing Guide. 2 nd Edition,<br />

Entrepreneur Media, Inc.: Canada.<br />

The Internet Marketing Academy (2011).<br />

“Developing an Internet Marketing Strategy”,<br />

http://www.ecommis.eu/downloads/teachingmaterial/ebooks/developing-an-internetmarketing-strategy.pdf<br />

(30.07.2012).<br />

Williams, D. ve Portney, D. (2010). Mastering<br />

Blog Marketing How To Launch Your<br />

Website To The Top Of Google. eBook Edition,<br />

Doug Williams and Associates, LLC.<br />

Yelp.com (2012). “10 Things You Should Know<br />

About Yelp”, http://www.yelp.com/about<br />

(02.08.2012).<br />

YouTube.com (2012). “Statistics”,<br />

http://www.youtube.com/t/press_statistics<br />

(31.07.2012).<br />

Zarrella, D. (2010). The Social Media<br />

Marketing Book. O’Reilly Media, Inc.:<br />

Sebastopol, CA.<br />

Zavisic, Z. ve Zavisic, S. (2011). “Social<br />

Network Marketing”,<br />

http://bib.irb.hr/datoteka/529528.Zavisic_Zavisic.<br />

pdf (02.08.2012).<br />

360i Digital Connections (2009). Social<br />

Marketing Playbook. 360i.


5<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Halkla ilişkiler amaçlı olarak Internet’in nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,<br />

Sosyal medyanın halkla ilişkiler kavramı açısından nasıl ele alındığını açıklayabilecek,<br />

Hakla ilişkiler iletişim aracı olarak sosyal medyanın nasıl kullanıldığını açıklayabilecek,<br />

Sosyal medyada halkla ilişkiler uygulamalarının nasıl gerçekleşmesi gerektiğini açıklayabilecek,<br />

Sosyal medyanın halkla ilişkiler kampanyaları sürecinde nasıl ele alındığını açıklayabilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

Halkla İlişkiler<br />

Kurumsal Web Sayfaları<br />

Sosyal Medya<br />

Bloglar<br />

Sosyal Ağlar<br />

Podcastlar<br />

İçindekiler<br />

106<br />

Mikrobloglar<br />

Sanal Dünyalar<br />

İtibar Yönetimi<br />

Medya İlişkileri<br />

Kriz Yönetimi<br />

Kurumsal Sosyal Sorumluluk<br />

Vikiler Kurumsal Kimlik<br />

Medya Paylaşım Siteleri Halkla İlişkiler Kampanya Süreci<br />

Giriş<br />

Halkla İlişkilerde Internet’in Kullanımı<br />

Halkla İlişkiler Aracı Olarak Sosyal Medya<br />

Halkla İlişkilerin Uygulama Alanlarında Sosyal Medya Kullanımı<br />

Halkla İlişkiler Kampanyalarında Sosyal Medyanın Kullanımı


GİRİŞ<br />

Sosyal medya, giderek daha çok araçla, halkla ilişkiler uygulamacılarına işletme ve kurumların hedef<br />

kitlesinin günlük yaşamlarına dahil olabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu yeni teknolojiler, hedef kitle<br />

ile iletişim kurabilmek için yeni fırsatlar sunmaktadır. Halkla ilişkiler uygulamacıları, iş amacıyla sosyal<br />

medya araçlarını kullanabilmesi için yeni iletişim teknolojileri ve yeni medya iletişimi konusundaki<br />

gelişmeleri takip etmesi ve uyum sağlamak için çaba göstermektedir.<br />

Sosyal medya kanalları özellikle kurum imajının oluşturulmasında rol oynamaktadır. Sosyal medya<br />

kullanımı hedef kitlelerle online iletişim kurabilme fırsatı verir. Bunun yanında sosyal medya, kurum<br />

imajını geliştirmede ve iyileştirmede kullanılabilecek bir araç olarak görülmektedir.<br />

Sosyal medya uygulamaları kurumsal itibar yönetim stratejilerinin bir parçası olarak da görülmelidir.<br />

Online kriz iletişiminde etkileşimli ve yenilikçi kanalların kullanımı daha önemli olmaya başlamış<br />

durumdadır. Krize cevap verebilmek için çevrenin iyi araştırılması ve gözlenmesi gerekmektedir. Online<br />

iletişim, uygun fiyatlı bir medya kanalı olmasının yanında, kriz durumunda temel hedef kitlelere<br />

ulaşmada da en uygun araçtır. Halka ilişkiler çalışanları, iki yönlü iletişime olanak sağlaması açısından<br />

sosyal medya uygulamalarında daha fazla yer almaya çalışmalıdır. Sosyal medya aracılığı ile halkla<br />

ilişkiler çalışanlar çoklu ortam (multi-media) dosyalarını, basın bültenlerini ve kampanya bilgilerini<br />

paylaşabilmektedir.<br />

Halkla ilişkiler çalışanlarının kriz iletişimi konusunda bilgili ve yetkin olmaları gerekir. Sosyal medya<br />

kullanımında, kriz iletişimi ile ilgili nelerin önemli olduğu, sosyal medyanın ne amaçla kullanılacağının<br />

yanı sıra etkisinin nasıl ölçüleceği konuları öne çıkmaktadır. Sosyal medya çalışanlar, müşteriler, rakipler,<br />

tedarikçiler ve medya ile ilişkilerde değişiklik meydana getirmiştir. Mesajın iletilmesi daha kolay, hızlı ve<br />

etkili hale gelmiştir. Ayrıca sosyal medya yeniliklerin benimsenmesinde motivasyon sağlamaktadır.<br />

Sosyal medya, işletmelerle kullanıcıların değişik yollarla bir araya gelmelerini sağlamaktadır.<br />

İşletmeler, sosyal medya uygulamaları aracılığı ile etkileşim yaratarak, önemli hedef kitlelerle ilişkilerini<br />

geliştirebilir. Kurumlar sanal iletişim stratejileri uygulayarak temel hedef kitleleriyle ilişkilerini<br />

geliştirebilir. Hedef kitle işletmelerden açıklık ve şeffaflık talep etmektedir. İşletme, sosyal medya<br />

aracılığıyla açık, doğru ve dürüst iletişim kurmayı hedeflemelidir ve online iletişim etkinliklerinde<br />

şeffaflığını korumalıdır. Sosyal medyada kurum olarak yer almanın öneminin fark edilmesi gerekir.<br />

Ancak sosyal medyanın gücünü dikkate alarak ve ciddi uygulamalara yer vererek stratejik bir biçimde<br />

halkla ilişkilerinin yönetilmesine fırsat sağlar.<br />

HALKLA İLİŞKİLERDE INTERNET’İN KULLANIMI<br />

Halkla ilişkiler, kurum ve işletmelerle hedef kitle arasında karşılıklı iletişimi, anlayışı ve kabulü<br />

sağlaması açısından çok önemli bir role sahiptir. Halkla ilişkiler uygulamaları, işletme hakkında hedef<br />

kitleyi bilgilendirmenin yanında onları tanımak için de yapılan çalışmaları içerisinde barındırır. Hedef<br />

kitlenin tutum ve beklentilerini saptayarak, işletmenin gerekli iyileştirmeleri yapmasını sağlar. Halkla<br />

ilişkiler, reklamlar gibi sadece ürün ya da hizmet tanıtımına yönelik tek yönlü bir iletişimi içermez.<br />

İşletme ve hedef kitle arasında çift yönlü iletişim kurarak karşılıklı anlayışı sağlamaya çalışır. Bu açıdan<br />

ele alındığında halkla ilişkiler işletmelerin, kamunun dikkatine sunmak ve duyurmak istedikleri bilgileri<br />

107<br />

<br />

Sosyal Medyada Halkla<br />

İlişkiler


hedef kitleye ulaştıran ve onların tepkilerini yansıtan örgütlü ve çift yönlü bir iletişim olarak da<br />

tanımlanmaktadır (Grunig, 2005; 15). Halkla ilişkiler bir işletmenin iç ve dış kamularla, yani işletmenin<br />

hedeflerine ulaşma yeteneğini etkileyen gruplarla, kurduğu iletişime ait planlama, yürütme ve<br />

değerlendirme etkinliklerinin toplamını ifade eder.<br />

Halkla ilişkiler, işletme içerisinde de iletişimin geliştirilmesini sağlayarak kurumsal hedeflere<br />

ulaşılmasına aracılık eder. İşletme içinde çalışanların yaşadığı sorunlar, yapılan işleri de etkileyecektir.<br />

Halkla ilişkiler bu sorunların ortadan kaldırılması aşamasında iyileştirici, düzenleyici ve yönetici olarak<br />

rol oynar. Halkla ilişkilerin hedef kitlesi, iç ve dış hedef kitleleri kapsamaktadır. Yani hem işletme içinde<br />

hem de işletme dışındakilerle iletişim içerisindedir. Böylece işletme içi ve dışı arasında bilgi akışının ve<br />

iletişiminin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlar. İşletme dışındakilere işletmeyle ilgili bilgilere<br />

ulaşmasında kolaylık sağlanırken, işletme dışındakilerin görüşlerinin de işletme içerisine aktarılması<br />

halkla ilişkiler aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.<br />

araştırınız.<br />

<br />

Halkla ilişkiler açısından hedef kitle kavramının ne anlama geldiğini<br />

Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından<br />

yapılan halkla ilişkiler faaliyetlerinin, düzenli ve sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla<br />

ilişkilerin işletmenin misyonu, konumlandırması, tanınırlığı ve yaptığı hizmetin bilinirliği açısından da<br />

önem taşıdığı unutulmamalıdır. Halkla ilişkiler iletişim modelleri açısından ele alındığında, Internet’in iki<br />

yönlü iletişim ortamı sunması, hedef kitle ile etkili iletişim kurabilme fırsatı sağlaması açısından<br />

önemlidir. Geribildirim elde edilmezse halkla ilişkilerin iletişim süreci eksik kalmış olur (Kazancı, 1997;<br />

53). Internet, etkileşime olanak veren bir iletişim aracıdır. Internet üzerinden bilgi alışverişi yapabilmek,<br />

zaman ve mekan kısıtı olmaksızın dünyanın herhangi bir yerinden istenen bilgilere ulaşabilmek mümkün<br />

hale gelmiştir. Halkla ilişkiler, hedef kitlesine ulaşmak için kitle iletişim araçlarından ve yüz yüze iletişim<br />

ortamlarından yararlanmaktadır. Internet’in ortaya çıkması ile halkla ilişkiler iletişim araçları arasında<br />

web sayfaları da yerini almıştır. Kurumsal web sayfaları ile verilmek istenen bilgiler, hedef kitlelerin<br />

erişimine sunulmaktadır. İşletmeler ayrıca e-posta aracılığıyla mesaj alış verişi yapmakta, sohbet odaları<br />

kullanmakta, haber gruplarına üye olmakta, video konferans olanaklarıyla uzak mesafelerdeki kişilerle bir<br />

araya gelerek etkileşimli iletişim gerçekleştirebilmektedir. Yeni iletişim teknolojisi olarak Internet’in iş<br />

dünyasına girmesi, iletişim açısından büyük fırsatlar yaratmıştır. Internet aracılı iletişim araçlarını şu<br />

şekilde sıralamak mümkündür:<br />

E-posta: Eş zamansız olarak kullanılabilen bu iletişim aracı ucuz ve kullanımı oldukça kolaydır. Bu<br />

nedenle de oldukça yaygınlaşmıştır. Yaygın olarak tercih edilen e-posta servisleri arasında Hotmail,<br />

Yahoo, Gmail sıralanabilir.<br />

Sohbet odaları: Eşzamanlı olarak, kişilerarası ve grup kapsamında kullanılabilen iletişim<br />

ortamlarıdır. Bilgisayar donanımına bağlı olarak yazılı sohbetlerin yanı sıra sesli ve görüntülü sohbet<br />

ortamları da kullanılabilir. En yaygın olarak kullanılan sohbet programları MSN ve Skype’dir.<br />

Videkonferans: İş ve eğitim ortamında eş zamanlı olarak gerçekleştirilen sesli ve görüntülü<br />

toplantılardır.<br />

Haber grupları: Kurumsal sitelere üye olunduğunda eş zamansız olarak e-posta adreslerine<br />

gelişmelerle ilgili gönderilen mesajlardır.<br />

Intranet: Örgütsel iletişim kapsamında dahili Internet ağı erişimidir. İşletmede, işin ağ üzerinden<br />

yürütülmesini sağlamaktadır.<br />

Web sayfaları: İşletmelerin en önemli halkla ilişkiler aracı haline gelmiştir. Metin, resim, ses ve<br />

görüntü dosyalarını barındırabilen ve Internet aracılığı ile bağlantı kurulabilen çoklu ortam birimidir.<br />

Sanal Topluluklar: Topluluk web sayfalarına üye olanlar arasında iletişimin sağlandığı, fikir ve<br />

görüşlerin paylaşıldığı ve tartışıldığı gruplardır.<br />

108


Internet’in bir halkla ilişkiler iletişim aracı olarak kullanılmaya başlamasıyla birlikte, halkla ilişkiler<br />

kapsamında hedef kitle ile kurulan iletişimde değişiklikler meydana gelmiştir. Internet’in sunduğu<br />

iletişim araçları eşzamanlı ya da eş zamansız olarak iletişim kurulmasına imkan tanımakta, iletişim tek<br />

yönlü olmaktan çok iki yönlü gerçekleşmektedir. Halkla ilişkiler açısından Internet hedef kitle ile etkili<br />

iletişim kurabilmek amacıyla kullanılmaktadır. Aynı zamanda Internet halkla ilişkilere şu alanlarda destek<br />

sağlamaktadır (Güçdemir, 2010; 66):<br />

• Hedef kitleyi gündemden haberdar etmek<br />

• Medyaya bilgi sağlamak<br />

• Hedef kitle hakkında bilgi toplamak<br />

• Kurumsal kimliği güçlendirmek<br />

• Kriz yönetmek<br />

• İtibarı güçlendirmek<br />

Halkla ilişkilerde Internet’in kullanımını ve gelişimini takip edebilmek için günümüzde hala en etkili<br />

halkla ilişkiler iletişim aracı olarak kabul edilen kurumsal web sayfalarının nasıl kullanıldığını ve halkla<br />

ilişkilerde sosyal medyanın nasıl bir değişim yarattığını incelemek gerekir.<br />

Kurumsal Web Sayfalarının Kullanımı<br />

Kurumsal web sayfaları, işletmelere halkla ilişkiler uygulamalarında yeni fırsatlar sunmaktadır. Web<br />

sayfaları işletme tanıtımının yanı sıra kurum kimliğini yansıtan öğelerin sunulması, işletme yayınlarının<br />

ucuz ve geniş ölçekli dağıtılması, medya ile ilişkilerin kolaylaşması ve iletişim olanaklarının<br />

genişlemesini sağlamaktadır. Kurumsal web sayfaları işletmelerin, hedef kitlelerine işletmeyle ilgili<br />

bilgileri ulaştırabilmek için kullandığı bir halkla ilişkiler iletişim aracıdır. Web sayfaları bir halkla<br />

ilişkiler aracı olarak işletmeyle ilgili doğru, güncel ve açıklayıcı bilgi sağlaması açısından önem taşır.<br />

İşletme hissedarlarının işletmenin işlerinin takibini kolaylaştırması, yatırım yapmak isteyenlere işletme<br />

hakkında açıklayıcı bilgiler sunulması ve işletmeyle ilgili haber yapmak isteyen medya çalışanlarının işini<br />

kolaylaştıracak malzemenin sağlanması web sayfalarını işlevsel hale getirmektedir. Bu nedenle web<br />

sayfalarının görsel tasarımı kadar içeriğinin de bu amaca hizmet edecek biçimde geliştirilmesi gerekir.<br />

Kurumsal web sayfası tasarlanırken dikkat edilmesi gereken unsurlar şu şekilde sıralanmaktadır:<br />

• Kolay ulaşılabilir olmalıdır.<br />

• Özgün olmalıdır.<br />

• Logosu, amblemi, ürünleri ve hizmetleri yer almalıdır.<br />

• Misyonu, vizyonu ve amacı belirtilmelidir.<br />

• Sayfa içerikleri amaca uygun olmalıdır.<br />

• Geribildirim mekanizması olmalıdır.<br />

• Güncelleme ve yeniliklerden haber vermek amacıyla RSS bağlantısı verilmelidir.<br />

• İletişim bilgileri yer almalıdır.<br />

• İlgili bağlantı linkleri verilmelidir.<br />

• Yıllık raporlar olmalıdır.<br />

• Medya ilişkileri ve basın arşivi bölümü olmalıdır.<br />

• Kurumsal yayınlar ve e-bültenlere yer verilmelidir.<br />

• Duyurular veya haberler yer almalıdır.<br />

• Kurumun blog sayfası, Facebook ve Twitter sayfalarına erişim bağlantısı yer almalıdır.<br />

<br />

109


Sosyal Medyanın Kullanımı<br />

Internet’in, ticari anlamda kullanılmaya başladığından bu yana, halkla ilişkiler açısından etkili bir şekilde<br />

kullanıldığı görülmektedir. Halkla ilişkilerin temelinde iletişim yatmaktadır. Bu nedenle iletişim alanında<br />

yaşanan gelişmelerin ve yeniliklerin yakından takip edilmesi doğaldır. Yaklaşık olarak otuz yıldır Internet<br />

teknolojisinin hakla ilişkiler çalışmalarında yerini aldığını görmekteyiz. 2004 yılında ortaya atılan Web<br />

2.0 kavramına değin, halkla ilişkilerde e-posta, haber grubu, videokonferans gibi Internet iletişim araçları<br />

ve özellikle kurumsal web sayfaları kullanılmaktaydı. Ancak Web 2.0 kavramının ortaya çıkışı ile<br />

birlikte, sadece web sayfalarının değil halkla ilişkiler kavramının da bugüne kadar yaşamadığı bir değişim<br />

içerisine girdiği görülmektedir. Hatta Web 2.0 ile birlikte PR 2.0 kavramının da geliştiğini görmekteyiz.<br />

Daha önce de bahsedildiği üzere, Web 2.0 kavramı her kullanıcının içerik yaratıcısı olabileceği<br />

teknolojik bir alt yapı sunmaktadır. Artık kullanıcı da iletişimi başlatabilmekte, işletmeyle ya da<br />

çalışanlarıyla doğrudan iletişim kurabilmektedir. Bu durum halkla ilişkiler iletişim sürecinde bir kırılma<br />

noktası olarak kabul edilmiş ve PR 2.0 kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Halkla ilişkiler<br />

çalışmalarında daha fazla stratejik öneme sahip olan iki yönlü iletişim uygulaması, tam anlamıyla sosyal<br />

medya kullanımıyla gerçekleşmiştir. Sosyal medya uygulamalarında hedef kitle düşünce, öneri ve<br />

şikayetlerini doğrudan işletme çalışanlarıyla iletişim kurarak paylaşabilmektedir. Sosyal medya açısından<br />

hedef kitle ile iletişim değerlendirildiğinde, işletmeleri en çok etkileyen özelliklerden biri ağızdan ağıza<br />

iletişimin teşvik edilmesidir. Tüketiciler sosyal medya aracılığı ile hem işletmeyle hem de kendi<br />

aralarında iletişim kurabilmektedir. Kullanıcıların kendi arasında iletişim kurabilmesi işletmenin ürün,<br />

hizmet, etkinlikleriyle ilgili bilgi paylaşımına imkan tanımaktadır. Bu durum, işletmenin de kullanıcılar<br />

ya da diğer hedef kitleler hakkında bilgi edinmesine imkan tanıyan bir sistem sunmaktadır.<br />

Web sayfalarında yaşanan en büyük değişim ise, web sayfalarında içerik üretiminin tüm kullanıcılar<br />

için kolay hale gelmesidir. Halkla ilişkiler açısından kurumsal web sayfalarının kullanımını düşünecek<br />

olursak, bu sayfaların tasarımı ve içerik üretimi için belli bir bilgi ve tasarım becerisi gerektirdiğini<br />

görmekteyiz. Ayrıca bu sayfaların profesyonel anlamda üretimi oldukça pahalı bir iştir. Web 2.0<br />

kapsamında sosyal medyanın getirdiği en büyük yenilik, eğitim ve masraf gerektirmeden, üretilen içeriğin<br />

paylaşılması mümkün hale gelmiştir. Halkla ilişkilerin en önemli hedef kitlesini oluşturan tüketicilerin<br />

sahip olduğu bu yeteneğin göz ardı edilmemesi gerekir. Çünkü tüketiciler sosyal ağlarda içerik üretirken,<br />

bu içerik işletmeyi, markayı ve ürünü de kapsamaktadır. Sosyal ağlarda tüketiciler olumlu ya da olumsuz<br />

fikirlerini ve deneyimlerini paylaşabilmektedir. Bu durum dikkate alındığında kullanıcıların işletmeler<br />

üzerindeki etkisinin oldukça güçlü olduğu görülmektedir.<br />

Sosyal ortamların halkla ilişkiler çalışanlarına kazandırdığı iki önemli avantaj ise, hedef kitlenin<br />

işletme, ürün, hizmet, etkinlik ya da marka hakkındaki düşünceleri ve tutumları hakkında bilgi edinme ve<br />

tüketicilerle hızlı, etkili, iki yönlü iletişim kurma fırsatıdır. Sosyal medyanın, işletmelerin halkla ilişkiler<br />

uygulamalarına etkileri şöyle özetlenebilir (Alikılıç, 2011; 17- 45):<br />

• Hedef kitle kapsamına çevrimiçi topluluklar eklenmiştir.<br />

• Hedef kitle ile ilk defa doğrudan, aracısız iletişim ve etkileşim kurulmuştur.<br />

• Olumlu mesajların yayılması için ağızdan ağıza pazarlama teknikleri kullanılabilir hale<br />

gelmiştir.<br />

• Medya karması içinde kullanıcı tarafından yaratılan içerik siteleri kullanılmaya başlanmıştır.<br />

• Hedef kitle ile etkileşim ve işbirliği sonucunda etkili mesajlar oluşturulabilmektedir.<br />

• Geribildirimler dikkate alınarak, yanlış uygulama ve çıkabilecek sorunların engellenmesi<br />

sağlanabilir.<br />

• Sanal ortamda etkinliklere katılım fırsatları yaratmak kolaylaşmıştır.<br />

• Ağ oluşturma stratejileri uygulanarak, hedef kitle ile etkili iletişim ortamı yaratılabilir.<br />

• Hedef kitlenin işletme hakkındaki olumlu ifadeleri, işletmenin kendi sözlerinden daha fazla<br />

güven sağlamaktadır.<br />

• Etkili iletişim kurmak ve sürdürmek, kurum itibarını olumlu etkilemektedir.<br />

<br />

110


HALKLA İLİŞKİLER İLETİŞİM ARACI OLARAK SOSYAL MEDYA<br />

PLATFORMLARI<br />

Halkla ilişkiler hedef kitlesine ulaşmak için kitle iletişim araçlarından ve yüz yüze iletişim ortamlarından<br />

yararlanmaktadır. Halkla ilişkilerde kullanılan geleneksel araçlar şöyle sıralanabilir:<br />

• Basılı araçlar: Gazeteler, Dergiler, Broşürler, El kitabı, Bültenler, Yıllıklar, Mektuplar, Afişler,<br />

Pankartlar, El ilanları.<br />

• Görsel işitsel araçlar: Fotoğraflar, Tanıtım videoları, Tanıtım CD’leri.<br />

• Organizasyonlar: Sergi ve fuarlar, Yarışmalar, Festivaller, Törenler, Seminer ve Konferanslar,<br />

Geziler.<br />

Günümüzde ise bu geleneksel iletişim araçlarının yanında yeni medya araçları olarak kurumsal web<br />

sayfaları ve sosyal medya platformları yer almaya başlamıştır. Bu bölüm kapsamında yeni medya araçları<br />

olarak özellikle; blog, mikroblog, sosyal ağlar, medya paylaşım siteleri, sanal oyun ve dünyalar, arama<br />

motoru optimizasyonu, podcast ve sosyal işaretlemeden oluşan sosyal medya platformları ele<br />

alınmaktadır.<br />

Bloglar<br />

2000’li yılların başından itibaren yaygınlaşan bloglar, günümüzde bireysel olduğu kadar işletmelerce de<br />

yaygın biçimde kullanılmaktadır. İşletmeler, kendileri ile ilgili haberleri duyurmak, kampanyalarından<br />

haberdar etmek amacıyla blogları kullanmaktadırlar. Blogları işletmelerin günlüklerinin tutulması, güncel<br />

olayların takip edilmesi açısından ele aldığımızda, halkla ilişkiler açısından önemli bir iletişim aracı<br />

olarak görebiliriz. Kurumsal bloglar, şirket çalışanlarının ya da yöneticilerin işletme adına blog sayfasına<br />

yazılar yazması, hedef kitleye bir takım bilgiler sunması ve hedef kitleden de geribildirim alması sürecini<br />

kapsamaktadır (Alikılıç, 2011; 25). İşletmeler, hedef kitlenin ilgisini çekmek, yaptıkları etkinliklerden<br />

onları haberdar etmek, işletme hakkındaki düşüncelerini edinebilmek amacıyla bloglardan halkla ilişkiler<br />

amacıyla yararlanmaktadır.<br />

Yeni iletişim teknolojileri işletmelerin hedef kitlesini daha aktif hale getirmiştir. Geleneksel medyayı<br />

kullanan işletmeler, hedef kitleyi daha çok pasif izleyiciler konumunda bırakırken, sosyal medya<br />

ortamında içerik üretebilen ve işletmeyle iletişim kurabilen bireyler haline getirmiştir. Bloglar, işletmeler<br />

için ürünleri ve hizmetleri hakkında geribildirim almanın en hızlı, ucuz ve kolay yoludur (Sayımer, 2008;<br />

120). Bloglardaki içeriğin üslubu, web sayfalarına göre daha samimi olduğu için işletmeler hedef kitle ile<br />

iletişim kurma konusunda daha rahat davranabilmektedir. Sade dille yazılan blogların daha kolay<br />

anlaşılması ve güven vermesi söz konusudur.<br />

İşletmeler için, kişisel bloglar ya da hobi blogları bir ürün ya da hizmetin tanıtım yeri olarak<br />

görülmektedir. İşletmeler, kendi yönettikleri blogların dışında diğer blogları bir reklam mecrası olarak<br />

kullanmaya başlamışlardır. Kurumsal bloglar, ürün ya da hizmet tanıtımında, müşterileriyle iletişim<br />

kurma fırsatı sağlayan yerler olarak görülmelidir. Bloglarda işletme ürün, hizmet ya da etkinliklerle ilgili<br />

bilgi içeren kısa ya da uzun bilgiler, satış ya da kampanya bilgileri, video, ses dosyaları ya da bir fotograf<br />

paylaşılabilir (Tasner, 2010; 48). Blogların düzenli olarak güncellenmesi, işletmenin sosyal medya<br />

kullanımı ve hedef kitlesi ile etkili iletişim kurma konusunda istekli olduğunu kanıtlayan önemli bir<br />

göstergedir. Uzun aralıklarla güncellenen ve içeriğinde önemli bilgiler içermeyen, yapılan yorumlara ya<br />

da sorulan sorulara cevap verilmeyen kurumsal bloglar önce takipçilerini kaybedecektir. Sonrasında ise<br />

göstermelik iş yaptığı düşüncesiyle itibarını kaybedecektir. Bu nedenle eğer kurumsal blog oluşturma<br />

kararı verilirse, bu blogdan sorumlu bir ya da birkaç kişi atanmalı ve düzenli olarak takibi ve<br />

güncellemesi gerçekleştirilmelidir. Bloglar için bir başka önemli konu da bloglarda paylaşılan bilgilerin<br />

ilgi çekici olması ve hedef kitle ile iletişimi etkili bir biçimde kuracak biçimde yönetilmesidir. Bazı<br />

işletmeler, hedef kitlenin ilgisini çekebilmek ve takipçi sayısını arttırabilmek amacıyla, bloglarında<br />

indirim kuponları bile paylaşmaktadır. Kurumların paydaşlarıyla iletişim kurmasında bloglar önemli<br />

görevler üstlenmişlerdir (Alikılıç, 2011; 23):<br />

<br />

111


• Bilgilendirme metni sunma,<br />

• Fikirleri ortaya koyma,<br />

• Fikirleri tartışmaya açma,<br />

• Görüş ve tutumları aktarma,<br />

• İkna etme<br />

Bir kurum için stratejik bir halkla ilişkiler yönetiminde bu görevlerin dikkatli bir biçimde ele alınması<br />

gerekir. Halkla ilişkilerin stratejik olarak planlanması açısından Andreasen & Kotler’ın (2008; 329)<br />

oluşturduğu modelde takip edilecek adımlar arasında web sitelerinin ve blogların takibi de bulunmaktadır.<br />

Andreasen ve Kotler’in (2008) halkla ilişkilerin stratejik olarak<br />

planlanması amacıyla oluşturdukları modeldeki adımları araştırınız.<br />

Blog oluştururken öncelikle amacın belirlenmesi gerekir. Satışları arttırmak, müşteriyle ilgili konulara<br />

destek vermek, fikir önderliğinizi kanıtlamak, pazarınız için tartışma forumları yaratmak gibi amaçlar<br />

belirlenebilir. Scott (2008; 72), blog kullanmanın üç farklı yolundan söz eder:<br />

• Hedef kitlenin işletme, ürün, hizmet ya da etkinlikler hakkında ne söylediğini takip etmek için,<br />

• Başkalarının bloglarına yorumlar yazarak bu konuşmalara katılmak için,<br />

• Kurumsal blog yazarak bu konuşmaları başlatmak ve konuşmaları şekillendirmek için.<br />

İşletmeler, paydaşlarının kendileri ile ilgili görüşlerini farklı bloglarda paylaşmasından ötürü, bu<br />

bilgilerden habersiz kalabilir. Bu bilgi eksikliği yüzünden olumsuz görüşlerin yayılmasını kontrol<br />

edemeyebilir. İstenmeyen bu gibi durumlarla karşılaşmak istemeyen işletmeler, bu nedenle pek çok farklı<br />

blog yazarını ya da grubunu takip etmek zorunda kalmaktadır. Böyle istenmeyen bir durumda kalmaktan<br />

korunmanın en iyi yolu, işletmeye ait bir blogun oluşturulmasıdır. Böylelikle tüketiciler, dilek ve<br />

şikayetlerini kurum blogunda paylaşacaktır. Bu sayede işletmeler hem şikayetlerden haberdar olabilecek,<br />

hem de yaşanan sorunları telafi etmek için önemli bir fırsat yakalayacaktır. Halkla ilişkiler açısından<br />

bakıldığında bu tür bir uygulama, proaktif bir çalışmadır. Yani, sorunları ya da ortaya çıkabilecek krizleri<br />

önleyici bir uygulamadır. Karşılaşılan problemlerin çok büyümeden üstesinden gelmek daha kolaydır.<br />

Ancak bazı durumlarda işletmelerin kontrol edemedikleri bazı sorunlar ortaya çıkabilir. İşletme kendini<br />

bir krizin ortasında bulabilir. Böyle durumlarda ise reaktif halkla ilişkiler uygulamaları<br />

gerçekleştirilmelidir. Bloglar kriz iletişimini sağlamak amacıyla ve hedef kitleye sorun ile ilgili detaylı<br />

bilgi vermek ve yapılan yorumları değerlendirmek amacıyla kullanılmalıdır.<br />

<br />

http://blog.turkcell.com.tr/<br />

İşletmeler için hedef kitle ile iki yönlü iletişim kurma açısından bloglar büyük önem taşımaktadır.<br />

Hedef kitlenin işletmeye yönelik düşünce ve tutumlarından haberdar olmak, işletmeler için önemli bir<br />

veri sağlamaktadır. Bu durum yapılacak kampanya ya da etkinliklerde yol gösterici olacaktır. İşletmeler<br />

blogları halkla ilişkiler kampanya ya da etkinlikleri öncesi hedef kitleye yönelik araştırma çalışmaları için<br />

kullanabilir. Halkla ilişkiler kampanyalarının ilk adımı olan araştırma aşamasında, bloglarda küçük<br />

anketler yapılabilir ya da doğrudan hedef kitlenin görüşlerine başvurulabilir. Böylelikle bütçeden ve<br />

zamandan tasarruf sağlanmış olur.<br />

Blog ve diğer iletişim araçları arasındaki farklılıkları açıklayınız.<br />

112


Mikrobloglar<br />

Hedef kitleye yönelik olarak Internet’in kullanımı çeşitli iletişim araçlarının kullanımını da beraberinde<br />

getirmektedir. Hedef kitlenin farklı özellikleri, ilgi alanları ve bilgileri olduğu varsayıldığında çeşitli<br />

araçların kullanımı iletişim üstünlüğü yaratmaktadır. İşletmeler için sosyal medyada olmak zorunlu hale<br />

gelmiş görünmektedir. Pek çok işletme sosyal medyanın en azından bir iki platformunda yer almayı tercih<br />

etmektedir. Bu platformların başında blogların yanı sıra mikrobloglar da gelmektedir. İşletmelerin sosyal<br />

medyada yer alamaya karar verdiklerinde dikkat etmeleri gereken konular vardır. Mikroblogların<br />

kullanımı, halkla ilişkiler kapsamında, kurum kimliğinin oluşturulması, mesajların belirlenmesi, topluluk<br />

oluşturma, imaj, itibar ve beğenirlik çalışmalarına destek olacak uygulamalar olarak önerilmektedir<br />

(Gilpin, 2010). Mikrobloglar kullanılarak özel amaçlı topluluklar oluşturulabilir, etkinlikler yönetilebilir.<br />

Mikrobloglar ayrıca hedef kitle ile bilgi ve fikir alışverişi sağlanması açsısından avantaj sağlamaktadır.<br />

Mikrobloglar üzerinde işletmelerin kurum imajlarını korumak için özellikle dikkat etmeleri gereken<br />

bazı konular bulunmaktadır. İşletme öncelikle açık, doğru, güncel ve güvenilir bir biçimde bilgi<br />

sunmalıdır. Kullanılan içerik ilgi çekici olmanın yanında hedef kitlede olumlu his oluşturmalıdır.<br />

Başkalarını ya da rakipleri kötüleyici ifadeler yer almamalıdır. Bazen rakip işletmelerin müşterileri<br />

şikayetlerini farklı işletmelerin Twitter ya da Facebook hesaplarında paylaşmaktadır. Bu olumsuz<br />

yorumlara işletmenin yanıt vermeye çalışması olumsuz algılara yol açabilecektir. İşletme sosyal medyada<br />

kendisi ne ise onu yansıtmak için çaba göstermelidir. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışması ise<br />

alay konusu olmasına neden olacaktır. Sosyal medyada kurumsal tasarım öğeleri (logo ya da kurumsal<br />

renkler, semboller gibi) hedef kitle tarafından tanınmasına ve fark edilmesine yol açacak şekilde<br />

kullanılmalıdır. Sosyal medyada iletişimin biçimsel olması gerekmez ancak yine de mesajlar<br />

oluşturulurken işletme adına mesaj yazıldığı unutulmamalıdır. Mesajlar gerektiği ölçüde ciddi ve özenli<br />

yazılmalıdır. Yayınlanan mesajlarda telif sorunu yaratacak fotoğraf, video gibi içerik bulunmamalıdır.<br />

Eğer bu içeriğe Internet’ten ulaşmak mümkünse bağlantı adresi verilmesi tercih edilmelidir.<br />

Twitter gibi mikrobloglar, müşterileri anlamak ve onlarla iletişim kurmak için önemli bir araçtır.<br />

Mikrobloglar bağlantıları aracılığıyla hedef kitlesini yönlendirebilme özelliğine sahiptir. En bilindik<br />

mikroblog örneği olarak Twitter’ın kurumsal faydaları Weber (2009; 9) tarafından şu şekilde<br />

listelenmektedir (aktaran: Akar, 2010; 62):<br />

• Marka yaratma ve güçlendirme,<br />

• İşletme, ürün ya da bireyin tanıtımını yapma,<br />

• Hedef kitleyi genişletme,<br />

• Aynı alandaki iş profesyonelleriyle ağ kurma,<br />

• Tüketici, müşteri ya da takipçilerle ağ kurma,<br />

• Kurum ya da ürün hakkındaki fikirleri toplama,<br />

• Tavsiye isteme yoluyla yeni eleman ve ortaklar bulma,<br />

• Diğer online ortamlara trafiği sevk etme,<br />

• Çalışanlar için ağ kurma,<br />

• Yeni iş olasılıkları bulma,<br />

• Toplantı ve etkinlik programları.<br />

<br />

http://twitter.com/#!/kocholding<br />

113


Sosyal Ağlar<br />

Sosyal ağlar, kullanıcıların kendi içeriklerini yaratabildikleri, zaman ve mekandan bağımsız olarak<br />

iletişim kurabildikleri, istedikleri kişilerle ortak bir sosyal alan oluşturabildikleri sanal buluşma<br />

ortamlarıdır. Sosyal ağlar, sosyal medya platformu içerisinde en popüler alanlardır. Facebook, Myspace<br />

gibi arkadaşlık sitelerinin yanında LinkedIn, Netlog, Xing gibi iş bağlantılı sosyal ağ sitelerinin varlığına<br />

da rastlamaktayız. Özellikle iş bağlantılı sosyal ağ siteleri profesyonel hayatın paylaşıldığı, eğitim, iş<br />

alanı gibi özelliklerin dikkate alındığı, yapılan işlerin ve ortak konuların paylaşılmasına fırsat veren<br />

ağlardır. Ayrıca bu ağlar, iş ve eleman arama siteleri gibi de çalışmaktadır. Sosyal ağlar ister arkadaşlık<br />

sitesi olsun ister iş bağlantılı siteler olsun, kurumsal halkla ilişkiler uygulamaları için oldukça uygun bir<br />

alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal ağların toplulukları organize etme ve harekete geçirme<br />

konusundaki örnekleri göz önünde bulundurulduğunda, hedef kitleyi ikna etme amacıyla kullanımı da<br />

işletmeler tarafından dikkate değerdir (Alikılıç, 2011; 36).<br />

Sosyal ağlar işletmeye ait içeriğin daha hızlı yayılması için de uygun bir araçtır. İşletmenin sosyal<br />

ağlarda yer alması, farkındalığının artışını da sağlayacaktır. İşletmelerin sosyal ağlardaki varlığı, iletişim<br />

teknolojilerindeki yaklaşımları takip etmesinin göstergesi olması açısından işletmeye itibar da<br />

sağlayacaktır. İşletmeler sosyal ağları özellikle etkinliklerinin duyurulmasında etkin olarak kullanabilir.<br />

Ancak, sadece bilgi vermek amacıyla sosyal ağların kullanımı halkla ilişkiler açısından yeterli değildir.<br />

İki yönlü iletişim ve etkileşime olanak veren sosyal ağların kullanımı için işletmelerin farklı<br />

uygulamalara da yönelmesi gerekir. Bunun için etkinlikler kapsamında çeşitli iletişim programları da<br />

yürütülmelidir. Sosyal ağlar hedef kitlenin işletmeyle iletişim kurabilmesi açısından hem kolay hem de ek<br />

bir kanal yaratmaktadır. Bu sayede etkili iletişim yöntemlerinin uygulanması, hedef kitlenin tanınması ve<br />

yönlendirilmesi açısından işletmeye kolaylık sağlayacaktır. Sosyal ağlar, itibar yönetim aracı olarak,<br />

hedef kitlenin işletme hakkında yazdıklarını takip edebilmekte ve sorulara ya da sorunlara daha çabuk<br />

yanıt verme fırsatı yaratır.<br />

Sosyal ağlarda sadece işletme ve hedef kitle iletişiminin olmadığını unutmamak gerekir. Hedef kitle<br />

de sosyal ağ sitelerinde kendi aralarında iletişim kuracaklardır. Bu iletişimin olumlu ve olumsuz sonuçları<br />

olabilmektedir. İşletme hakkındaki beğenilerini paylaşanlar olduğu kadar şikayetçi kişilerin varlığı da<br />

unutulmamalıdır. İşletmenin kendi çıkarına olacak biçimde olumlu ifadelerin yer almasına çalışması<br />

oldukça sakıncalı bir durumdur. İşletmenin yaptığı bu çalışma ortaya çıktığında büyük bir krize neden<br />

olabilir. İşletmenin sürekli olarak övülmesi de hedef kitlenin bu durumdan şüphelenmesine neden<br />

olacaktır. Bu nedenle, hedef kitle iletişim kurarken işletmenin kendini öven açıklamaları yerine, ürün ve<br />

hizmetleri ya da etkinlikleri ile ilgili samimi ve öz bilgiler vermesi daha uygun olacaktır. Sosyal medya<br />

ortamında olumsuz ifadelerin ortaya çıkması durumunda, durumu örtbas etmek yerine şikayetleri dikkate<br />

alınarak sorunun çözümü için çalışılması hedef kitle üzerinde daha olumlu bir etki yaratacaktır. Scott<br />

(2008; 248), sosyal ağların işletmeler tarafından kullanılmasına yönelik bazı önerilerde bulunmaktadır:<br />

• Belirli bir hedef kitleyi hedef alın: Genel topluluklar yerine bölümlenmiş hedef kitlelere hitap<br />

edilmelidir.<br />

• Bir fikir lideri olun: İlginç ve değerli bilgiler paylaşılmalıdır.<br />

• Samimi ve şeffaf olun: Farklı biri gibi davranılmamalıdır. Yapılmayan şeyler yapılmış ya da<br />

yapılacak gibi gösterilmemelidir.<br />

• Birçok bağlantı oluşturun: Kullanıcıların işini kolaylaştıracak bağlantıların (linklerin) verilmesi<br />

yerinde olur. İşletmenin web sayfasına, bloglara ve işletmeyle ilgili ya da bağlantılı konu ve<br />

kurumlara bağlantı verilmelidir.<br />

• İnsanları sizinle bağlantı kurmaya teşvik edin: Kullanıcılara işletmenin çalışanlarına<br />

erişebilecekleri e-posta adresleri verilmelidir.<br />

• Katılın: Gruplar yaratarak online tartışmalara katılmalıdır.<br />

• Sizi bulmalarını kolaylaştırın: Web sayfası, blog sayfasını etiketleyerek arama motorlarında<br />

listelenme sağlanmalıdır.<br />

• Deneme yapın: Sosyal ağların yeniliklere ve deneyimlere açık olduğu unutulmamalıdır.<br />

<br />

114


Sosyal ağlar işletmeler için büyük bir iletişim potansiyeline sahiptir ancak dikkatli bir biçimde takip<br />

edilmesi ve iyi yönetilmesi gerekir. Aksi takdirde kurum itibarını zedeleyecek ve kriz yaratacak kadar<br />

olumsuz sonuçların doğmasına neden olunabilir (Alikılıç, 2011; 37). Böyle bir durumdan korunmak için<br />

proaktif halkla ilişkiler uygulamaları tercih edilmelidir. Sosyal sitelerde mümkün olduğunca yer almalı ve<br />

işletmeyle ilgili haberler takip edilmeli, hedef kitle ile iletişim içerisinde olmaya özen gösterilmelidir.<br />

Halkla ilişkiler kapsamına girebilecek hedef kitle içerisinde kimlerin<br />

yer alabileceğini öğrenmek için Filiz Balta Peltekoğlu’nun Beta Yayınlarından çıkan<br />

“Halkla İlişkiler Nedir” (1998) isimli kitabındaki “Proaktif ve Reaktif Halkla İlişkiler”<br />

başlıklı bölümü okuyabilirsiniz.<br />

Sosyal ağ sitelerinin halkla ilişkiler aracı olarak kullanım yerleri şöyle sıralanabilir (Onat ve Alikılıç,<br />

2008):<br />

Vikiler<br />

• Kurumsal itibarın izlenmesinde sosyal ağ sitelerinde işletme adı, marka adı, kurumsal ağı<br />

oluşturan diğer işletmelerin isimleri, üst düzey yönetici ve çalışanların isimleri izlenmelidir.<br />

Kurumsal iletişimden sorumlu görevlilerin, sıkça arama kısmına isimleri yazılarak ne şekilde,<br />

hangi profil içeriğiyle isimlerinin geçtiğini gözlemeleri mümkündür.<br />

• Sosyal ağ sitelerinde rakip ve ilgili kuruluşların halkla ilişkiler kapsamındaki eylemlerini<br />

inceleyip, medya planlama yaparken bu ortamlar değerlendirilmelidir.<br />

• Halkla ilişkiler birimleri veya halkla ilişkiler ajansları sosyal ağ sitelerindeki kullanıcıları birer<br />

hedef kitle olarak görmelidir. Bu hedef kitlelere farklı içerikte mesaj tasarlayıp, gönderebilirler.<br />

• İşletmeler, sponsorluk yaptıkları spor, kültür, sanat etkinliklerini tüketicilerine ve diğer hedef<br />

kitlelere duyurabilirler (Facebook içindeki “etkinlik uygulaması - event application” gibi).<br />

• Yarışma, workshop, eğitim gibi işletme dışına taşabilen etkinlikleri duyurmada kullanılabilir.<br />

• Sosyal sorumluluk projelerini ilgili hedef kitleye tanıtma ve destek bulmada kullanabilirler.<br />

• Kriz yönetimi kapsamında, kriz öncesinde izleme ve kriz döneminde kurumsal mesajları<br />

yayınlamada sosyal ağ siteleri kullanılabilir.<br />

• Sosyal ağlarda farklı grupları birbirine bağlayan kişileri belirleyip bu kişileri etkileyip dürüst,<br />

sağlıklı iletişim kurarak kurumsal mesajları yayabilirler.<br />

• Bir etkinliğin, bir kampanyanın veya işletmeyle ilgili mesajların yayılmasında çalışanlar<br />

kullanılabilir. Çalışanların profilleri üzerinden mesajlar yayılabilir. Özellikle, eğitim ve<br />

pazarlama gibi birimlerdeki çalışanların hem gerçek yaşamdaki hem de sosyal ağ sitelerindeki<br />

sosyal ağları geniş olduğu için, halkla ilişkiler bağlantılı mesajlar çok geniş kitlelere<br />

yayılabilecektir.<br />

• İşletmeler genel kullanıma açık veya iş sosyal ağ sitelerinde profil yaratabilir.<br />

<br />

http://www.facebook.com/doguscay<br />

Vikiler, işletmelere içerik ekleme ve düzenleme imkanı verir. Bilgi paylaşımı özellikle broşür biçiminde<br />

hazırlanmaktadır. Veri tabanı olarak kullanımı da söz konusudur. Ayrıca, eğitim malzemesinin<br />

paylaşımına olanak sağlar. Bir işletme içerisindeki farklı departmanlar tarafından hazırlanan<br />

dokümanların ortak bir alanda paylaşımına olanak verir. İşletmeler iş görme biçimlerini de vikiler<br />

aracılığıyla paylaşmaktadır. Alım satım politikaları, sponsorluk başvuruları, başvurulacak hizmetler,<br />

işlem ya da programın nasıl gerçekleştiği gibi konularda vikileri bir tür kılavuz olarak kullanmaktadır.<br />

Kurumların vikileri kullanma nedenlerini şöyle sıralanabilir (Akar, 2010; 73):<br />

115


• Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı,<br />

• Dağınık dokümanların bir araya toplanması,<br />

• Notları, ajandayı, takvimi, planları yönetme,<br />

• Ucuz ve herkes tarafından erişilebilir proje yönetim aracı,<br />

• Hem iç hem de dış hedef kitlenin dokümanlara ulaşabileceği bir platform.<br />

En yaygın kullanılan vikiler, Wikipedia ve Ekşi Sözlük’tür. Wikipedia.org sitesi kullanılarak, Toplu<br />

Projeler altında yer alan “vikiprojeler ve portallar” aracılığı ile kurumsal işbirliklerine gitmek ve hedef<br />

kitle ile ortak projeler yürütmek mümkündür.<br />

Wikipedia kullanımı giderek yaygınlaşmakta, her gün binlerce insan bu sitenin içeriğine katkıda<br />

bulunmaktadır. Halkla ilişkiler çalışmaları kapsamında işletmeyle ilgili anahtar kelimelerin belirlenerek<br />

uygun içeriklerin bu siteye eklenmesi ve değişikliklerin belirli periyodlarla kontrol edilmesi gerekir.<br />

Wikipedia sayfalarında yer almanın işletme için sağladığı avantajlardan biri, işletmenin görünürlüğünü<br />

arttırarak iyi bir itibar sağlamasıdır. Ayrıca Wikipedia sayfalarından paylaşılan bilgilerin yanında,<br />

kurumsal web sayfasına ve işletmenin diğer sosyal medya araçlarına verilecek bağlantılarla da hedef<br />

kitlenin işletme hakkında daha fazla bilgi edinebileceği ortamlara ulaşması sağlanır. Bir konu, kişi ya da<br />

kurum hakkında hızlı ve öz bilgi edinmek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen Wikipedia sitesi, hedef<br />

kitleyi doğru adreslere yönlendirmek açısından önemli bir rol oynamaktadır.<br />

Wikipedia’da hedef kitlenin yönlendirilmesi sadece işletme hakkındaki anahtar kelimeler aracılığı ile<br />

değil, işletmenin ürettiği ürün, hizmet ve etkinliklerle de ilgili olmalıdır. Bu yolla hedef kitle için ürün,<br />

hizmet ya da etkinlik denince akla ilk gelen ya da gelenlerden biri olma özelliği kazanılabilir. Bu durum<br />

işletmeye rekabet avantajı sağlayacaktır.<br />

Medya Paylaşım Siteleri<br />

<br />

http://tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi:Topluluk_portali<br />

Youtube, Flickr, SlideShare gibi video, fotoğraf ve sunum dosyalarını paylaşmaya fırsat veren bu siteler<br />

giderek yaygınlaşmaktadır. Günümüzde pek çok işletme ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım videolarını bu<br />

siteler aracılığı ile paylaşmaktadır. Yine bu işletmeler, kendi kurumsal web sayfalarında bu tanıtım<br />

görüntülerinin indirilmesine imkan vermiş olsa da medya paylaşım sitelerinde daha kolay izleme ve bu<br />

sitelerin veri tabanından da erişim sağlaması açısından tercih edilir duruma gelmiştir. İşletmeler böylece<br />

videonun izlenme oranlarını da takip edebilmektedir. Bunun yanında bu sitelerde sunulan görüntüleri,<br />

hedef kitlenin tercihleri doğrultusunda diğer sosyal medya platformlarında da kolaylıkla paylaşılmasına<br />

olanak sağlaması, işletmeyle ilgili bilginin kolaylıkla yayılmasına olanak sağlayacaktır.<br />

Halkla ilişkiler çalışanları medya paylaşım sitelerini, kurum içi halkla ilişkiler, çalışanlarla ilişkiler,<br />

müşteri ilişkileri ve eğitimi, yani kurumsal iletişim amacıyla kullanabilmektedir. Halkla ilişkiler<br />

çalışmalarında kullanıcıların anahtar kelimelerle arayarak izleyebildikleri videolar VOD (video on<br />

demand) türündeki Internet videolarıdır.<br />

olabilir?<br />

Bu videoların (VOD) kullanımının tercih edilmesindeki nedenler neler<br />

Bu videolar sadece işletme tarafından medya paylaşım sitelerine yüklenmez. İşletme dışındaki<br />

kullanıcılar da kendi videolarını yükleyebilmektedir. Çok profesyonel olmayan bu görüntüler, doğal ve<br />

inandırıcı olması nedeniyle daha etkili olmaktadır. Bu nedenle, bazı işletmeler bu tür video çekimlerini<br />

desteklemektedir. Viral reklam olarak adlandırılan bu uygulamalar giderek daha fazla yaygınlaşmaktadır.<br />

116


İşletmeler, pazarlama araştırma sonuçlarını, pazarlama iletişimi kampanyalarını ve arşivlerini de<br />

medya paylaşım sitelerinde sunmaktadır. Alikılıç (2011, 50) bunun nedenlerini şöyle sıralamaktadır:<br />

• İşletmenin açık görüşlü ve paylaşımcı olduğu imajını çizmek,<br />

• Rakiplerinin karşısında kendine duyduğu güveni sergilemek,<br />

• Hedef kitle ile iletişim kurmak,<br />

• Hedef kitleden geribildirim sağlamak<br />

• İşletmenin etkinliklerini duyurmak<br />

İşletmeler açısından medya paylaşım sitelerinin kullanım yerleri şöyle sıralanabilir (Tasaner, 2010;<br />

149):<br />

• Konferanslar: Online konferansa katılım gerçekleştirilebileceği gibi, geleneksel ortamlarda<br />

gerçekleştirilen konferanslardaki önemli konuşmalar video olarak medya paylaşım sitelerinde<br />

paylaşılabilir.<br />

• Ürün ve hizmet sunumları: Yeni ürün ve hizmetlerle ilgili olarak hazırlanan videolar online<br />

satış işlemleri ile birlikte kullanılabilir.<br />

• Partiler: İşletme kutlamalarının küresel çapta online olarak yapılmasına olanak tanır. Kutlama<br />

videoları, yine medya paylaşım siteleri aracılığı ile hedef kitle ile paylaşılabilir.<br />

• Röportajlar: İşletme yöneticileri ya da çalışanlara ait videolar, işletme ya da etkinlik tanıtımı<br />

amacıyla kullanılabilir.<br />

• Basın toplantıları: Gerçekleştirilen basın toplantılarının videolarının paylaşılması, özellikle<br />

medya çalışanlarının televizyon haberlerinde kullanabileceği malzemeyi sağlayacaktır.<br />

Sanal Oyunlar ve Dünyalar<br />

Sanal oyunlar, sanal bir ortamda insanlara yaşam deneyimi sunmaktadır. Sanal ortamlar halkla ilişkiler<br />

açısından hedef kitle ile iletişim kurulması için fırsat yaratmaktadır. Gerçek dünyanın sanal ortama<br />

aktarıldığını gördüğümüz pek çok başarılı uygulama ile karşılaşmaktayız. Ayrıca, Facebook üzerinden<br />

oynanabilen Farmwille gibi oyunlar da gerçek markaların kullanımı sayesinde marka görünürlüğüne ve<br />

bilinirliğine etkisi olmaktadır. Online oyunların dışında, yine hedef kitle ile etkileşim sağlayan oyunların<br />

varlığı, kurumun itibarının gelişmesine katkı sağlamaktadır.<br />

Alternatif Gerçeklik Oyunları (Alternate Reality Games - ARG oyunları), gerçek dünyanın bir<br />

simülasyonunu sunmaktadır. Hikayeler ya da etkinlikler oyuna çevrimiçi katılan kişilerin fikirleri ve<br />

hareketleri doğrultusunda yönlendirilmektedir. Ortam sanal olmasına rağmen eşzamanlı olarak oynanması<br />

gerekir. Bu durum, kişiler arasında iletişim kurulmasına da aracılık etmektedir. Bu oyunların üretim ve<br />

geliştirme maliyetleri yüksek olmasına rağmen genellikle ücretsiz olarak oynanabilmektedir. Masrafların<br />

karşılanması için destekleyici ürünler kullanılmaktadır. Bazı markalar bu tür oyunlara destek olarak,<br />

kendi markalarının bu oyunlarda yer almasını sağlamaktadır. Bu oyunların küresel olarak oynandığı<br />

düşünülürse, yapılan iletişim uygulamasının sonuçlarının çok geniş alanda olacağı görülebilir. Sanal<br />

oyunlar aracılığı ile marka bağlılığı yaratılmasını sağladığı görülmüştür. Bu nedenle işletmeler ve<br />

markalar, sanal oyunlara ilgi göstermeye ve bu oyunlar içerisinde yer almaya çalışmaktadırlar (Alikılıç,<br />

2011; 54).<br />

<br />

http://apps.facebook.com/akillicaybardagi/#_=_<br />

Sanal oyunlar arasında en yaygın olanlardan bir olan Second Life adlı oyun, küresel alanda<br />

işletmelerin marka iletişimi gerçekleştirdikleri bir oyun alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmelerin<br />

Second Life içerisinde yer almak istemelerinin nedeni olarak reklam, ürün tanıtımı, fizibilite çalışması ve<br />

müşteri görüşlerinin alınması gösterilmektedir (Second Life Türkiye). İşletmeler bu oyun ortamını<br />

117


pazarlama iletişimi çalışmaları için bir ön çalışma olarak görmekte ve sundukları ürün, hizmet ya da<br />

etkinlikle ilgili olarak, gösterilen ilgiye göre pazara yönelmektedirler. Türkiye’de Second Life içerisinde<br />

faaliyet gösteren bazı kurumlar şöyledir: Vestel, IBM, Sun Microsystems, Cisco, BMG, Sony Ericsson,<br />

Adidas, Nike, Reuters. Gerçek yaşamın bir simülasyonu olarak sunulan oyun, çoklu kullanıma ve online<br />

iletişime izin veren bir uygulamadır. Günümüzde kullanıcı sayısı dünya çapında 7 milyonu geçmiş<br />

durumdadır. Türkiye’de ise 5 bin aktif kullanıcı olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum pazarlama<br />

iletişimi çalışmaları için yeterli bir hedef kitle oluşturmaktadır.<br />

• Katılımcılar: Sanal fuarların ziyaretçileri de bilgisayar başındaki kullanıcılar olacaktır. Saat ve<br />

zaman kısıtı olmadan dünyanın herhangi bir yerindeki sanal fuara katılmak mümkün hale<br />

gelmiştir. Ayrıca bu tür sanal fuar, web sayfalarında sohbet sayfalarının yer alması, katılımcılar<br />

arasında iletişim ve etkileşim fırsatı yaratacaktır.<br />

118<br />

<br />

http://www.slturkiye.com/<br />

Sanal gerçeklik dünyaları, Internet aracılığıyla kullanıcılar ve araçlar arasında etkileşime izin veren üç<br />

boyutlu web tabanlı topluluklardır (Tasaner, 2010; 105). Sanal dünyalar, işletmeler için çok fazla iş yükü<br />

gerektirecek işlerden birisidir. Sanal dünyaların tasarlanması ucuz, çabuk ve kolay bir yöntem değildir.<br />

Ayrıca bu sanal dünyada sunulacak ürün, hizmet ya da etkinliklerinde geleneksel pazarlama iletişimi<br />

çalışmalarına göre daha detaylı ve sanal ortamın daha fazla dikkate alınması gerekir. Bütün bu zorluklara<br />

rağmen özellikle yeni müşteriler elde etme, satış yapma, marka sadakati oluşturma ve tüketici görüşlerini<br />

toplama açısından uğraşmaya değer bir iş olarak görülmektedir. Sanal dünyaların kullanıcılara sağladığı<br />

deneyim ve etkileşim fırsatı kurumsal iletişim açısından büyük değer taşımaktadır.<br />

Sanal dünyaları etkin kılabilmenin yollarını Tasaner (2010; 126) şöyle sıralamaktadır:<br />

• Toplantı ve etkinliklere ev sahipliği yapmak<br />

• Müşteri adaylarına satış çağrıları<br />

• Markalama<br />

• Ürün sunumları<br />

• Ürün ya da hizmeti uygulamalı olarak göstermek<br />

• Dijital ürün satışları<br />

• Eğitim ve seminerler<br />

• Hizmet içi eğitim<br />

• Eğlence<br />

Halkla ilişkiler açısından ticari organizasyonlar önemli birer iletişim çalışmasıdır. Fuarlar, sergiler,<br />

seminerler, konferanslar bunların başlıcalarıdır. Bu tür etkinliklerin gerçekleştirilmesi için büyük<br />

maliyetleri göze almak gerekir. Organizasyonlar, oldukça pahalı uygulamalardır. Ayrıca katılımcılar için<br />

de yine zaman ayırma ve düşükte olsa belli bir maliyete katlanmayı gerektirir. Günümüzde bu<br />

organizasyonlar sanal ortama taşınmış ve katılımcıların zaman ve maliyet sorunlarına kolaylık<br />

getirilmiştir. Geleneksel ticari fuarlarla, sanal fuarlar arasındaki farklılıklar şöyle sıralanmaktadır<br />

(Tasaner, 2010; 129):<br />

• Değişen boyut ve standlar: Maliyeti düşük, istenen büyüklükte ve ürün genişliğinde stand<br />

hazırlama imkanı.<br />

• Sponsorlar: Sanal fuarlarda da sponsorluklar bulunmaktadır.<br />

• Armağanlar: Standlardan tanıtım ürünleri ve broşür toplama keyfi için sanal ortamda<br />

indirilebilir broşürler tasarlanmaktadır. Somut ürünler için de adrese postalama yapma fırsatı<br />

kullanılabilir.


• Ürün ve hizmet demoları: Ürün ya da hizmetlerin kullanımı ya da deneyimi hakkında bir fikir<br />

vereceği için oldukça kullanışlı uygulamalardır.<br />

• Satılık ürün ve hizmetler: Kredi kartı aracılığı ile online alışveriş yapma fırsatının verilmesi<br />

yerinde olur.<br />

• Ürünlere ait basılı malzemeler: İndirilebilir broşür ve kataloglar kullanıcılara kolaylık<br />

sağlamaktadır.<br />

• İletişim: Fuarlarda sadece işletme ve hedef kitle değil, aynı zamanda herkesin iletişim kurabilme<br />

şansı vardır.<br />

• Eğlence: Sanal ortamda da eğlenceli etkinlikler düzenleme ve oyunlar oynamak mümkündür.<br />

Arama Motoru Optimizasyonu<br />

Arama motorları sitelerini kullanmadan Internet başında geçirdiğimiz bir gün dahi yok gibi görünüyor.<br />

Arama motorları arasında en yaygını %80’den fazla tercih edilme oranıyla Google’dır. Yahoo ve Bing<br />

onu takip eden arama motorlarıdır. Türkçe arama motorlarının sayısı da oldukça fazladır ancak yaygın<br />

değildir. Internet kapsamında milyonlarca web sitesi içerisinden adresini bilmediğimiz bir siteyi arama<br />

motorları olmadan bulmak neredeyse imkansızdır. Bir işletme ya da marka hakkında bilgi almak için<br />

arama motorunu açmak ve adını yazmak yeterlidir. Bu nedenle işletmeler için arama motorlarının<br />

sıralamaları içinde üst sıralarda yer almak önemlidir. Bunun için yürütülen çabalar ise arama motoru<br />

optimizasyonu kavramıyla açıklanmaktadır. İşletmelerin konu, ürün, hizmet ve etkinliklerle bağlantılı<br />

aramalarda üst sıralarda yer alması rakiplerine karşı üstünlük sağlamaları açısından önemlidir.<br />

Arama motoru optimizasyonu çalışması yürütmeyen işletmeler için en büyük tehlike, etiketlerinde<br />

işletme adına yer veren konu bağlantılı, blog veya web sitesine yönlendirme olacaktır. Özellikle otel adı<br />

aramalarında, otelin kurumsal web sayfası yerine seyahat içerikli web sayfalarına yönlendirme yapıldığı<br />

görülmektedir. Benzer biçimde, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde üye olunan ve sadece adres<br />

bilgilerinin yer aldığı birlik ya da dernek sayfalarına ulaşılmaktadır. İşletme hakkında detaylı bilgi almak<br />

isteyen hedef kitlenin kurumsal web sayfasına ulaşmak için daha fazla uğraşması, işletme için bir itibar<br />

kaybı olacaktır. Bu nedenle işletmelerin web sayfalarının tasarımına özen göstermesinin yanı sıra, arama<br />

motorlarında üst sıralarda yer almalarını sağlayacak olan uygulamaların da gerçekleştirilmesi gerekir.<br />

Bunun ilk adımı ise web sayfalarında gerekli, doğru ve yeterli etiketlemelerin yapılmasıdır. Arama<br />

motorları web sayfalarını ararken onları öncelikle etiketleri kapsamında taramaktadır. Bu nedenle web<br />

sayfalarının üretim aşamasında işletme adı, marka adı, ürün, hizmet ve etkinlik adının mutlaka etiket<br />

alanına yazılması gerekir. Arama motorlarında ilk on sırada yer almak için kurumların yapabilecekleri bir<br />

başka şey ise, arama motorları sonuç sayfasında (SERP=Search Engine Result Page) sponsor olarak yani<br />

para ödeyerek yer almaktır. Arama motorlarının sonuç sayfalarında ilk ona giren sayfalar arasında yer<br />

almak her zaman için mümkün olmayabilir. Bu nedenle bazı işletmeler arama motorlarının sonuç<br />

sayfasının ilk onunun görüntülendiği sayfada, arama motoruna para ödeyerek sponsorlu olarak<br />

tanımlanan web sayfaları listesinde yer alabilir.<br />

Yakın geçmişe kadar işletmeler herkesin var bizim de bir web sayfamız olsun düşüncesiyle hareket<br />

ediyorlardı. Ancak son beş yıldır özellikle sosyal medyanın etkisinin artmasıyla beraber işletmeler web<br />

sayfalarının tasarımına kurumsal itibar kapsamında daha fazla önem vermeye başlamışlardır. Kurumsal<br />

web sayfalarının içeriği ve tasarımı konusunda daha özenli olmaya ve web sayfalarını etkili iletişim<br />

amacıyla kullanma yoluna gitmektedirler. Ancak bu sitelerin ziyaretçi sayısının az olması, istenen etkinin<br />

yaratılmasını engelleyecektir. Bu nedenle arama motorlarının optimizasyonu için web sayfalarının<br />

tasarımı aşamasında uygun kodlamaların yapılması gerekir. Yayına giren web sayfalarının arama<br />

motorlarına kayıtlarının da yapılması gerekir.<br />

RSS Kullanımı<br />

RSS (Really Simple Syndification - Gerçeten Basit Dağılım ya da Rich Site Summary - Zengin İçerikli<br />

Site Özeti), işletmelerin doğrudan hedef kitle ile iletişime geçtikleri alternatif bir iletişim kanalı olarak<br />

görülmektedir. RSS sistemi, sürekli güncellemelerin olduğu sitelerde, bilginin otomatik olarak düzenli bir<br />

119


yerlere ulaştırılmasını sağlar. Hatta, bu bilgi akışı takipçiler tarafından gözlenebilmekte ve yorum<br />

yapılabilmektedir. RSS’ler kullanıldığında gelecek olan bilginin içeriğini başlıklar halinde kontrol<br />

edebilme olanağı vardır. Kullanıcılar hangi bilgilerin onlara ulaşmasını istediklerini kontrol edebilir.<br />

Memnun kaldıkları bilgiler için aboneliklerini devam ettirebilir ya da abonelikten çıkabilirler (Güçdemir,<br />

2010; 100). Bu özellik sayesinde işletmeler takipçilerinin web sayfalarını ya da bloglarını hem kolay<br />

takip edebilmelerini sağlayabilmekte hem de sayfanın popülerliğini gözlemleyebilmektedir.<br />

Podcast<br />

<br />

http://dosyalar.hurriyet.com.tr/rss/<br />

Podcastler, RSS uygulamasına benzer şekilde, kullanıcıların yayınlanmış içeriğe ulaşmasını sağlarlar.<br />

Ancak bu bilgi paylaşımına bilgisayar ekranı üzerinden değil Ipod gibi araçlardan ulaşabilmelerine imkan<br />

tanır. Podcastler genellikle RSS yoluyla yüklemek (download yapmak) için Internet üzerinden dağıtılan<br />

bir ses ya da video dosyalarıdır (Akar, 2010; 106). Özellikle reklam filmlerinin ya da kurumla ilgili<br />

belgesellerin dağıtılması için oldukça uygun bir araçtır. Medya paylaşım siteleri gibi medya kullanım<br />

masrafı ödemeden reklamların dağıtımına olanak verir. Ölçülebilir bir araçtır. İçeriğin oluşturulması ve<br />

kontrolü işletmeye aittir. Ayrıca kurumun bilinirliğini ve farkındalığını arttırmada önemli bir<br />

uygulamadır. Halkla ilişkiler açısından hedef kitleye doğrudan ve hızlı biçimde bilgi dağıtımına izin<br />

vermesi önemli bir özelliğidir.<br />

Halka ilişkiler amacıyla podcast kullanıldığında, hedef kitleye uygun içerik tasarlanmalı ve içeriğin<br />

çekici olmasına özen gösterilmelidir. Podcastler ayrıca yeni işe alınanların oryantasyonu, CEO ve üst<br />

düzey yöneticilerden personele mesaj gönderme, radyo spotları ve reklam videolarının dağıtımı, yeni ürün<br />

ve hizmetlerin tanıtımı, toplantı ve konferansların kaydı, kurum içi iletişim, kurumsal kimlik çalışmaları<br />

amacıyla kullanıma uygundur (Akar, 2010; 119).<br />

Sosyal İşaretleme<br />

Sosyal medya takipçileri bir web sitesini beğendiklerinde onu Internet Explorer, Mozilla Firefox ve<br />

Crome gibi tarayıcıların favoriler kısmına kaydeder. Bu işlem o web sayfasının işaretlenmesi anlamına<br />

gelir. Sosyal işaretleme ise beğenilen bu web sayfalarının arkadaşlarla online paylaşımına imkan verir.<br />

Ayrıca aynı kullanıcının farklı bilgisayarlarda bu web sayfalarına erişebilir duruma gelmesini sağlar.<br />

Sosyal işaretleme ile Internet kullanıcıları, kendi yer imlerini herkese açık olarak depolayabilmekte ve<br />

düzenleyebilmektedir. Bu yer imleri için anahtar kelimeleri içeren meta datalar kullanılır. Bu sosyal<br />

işaretleme etiket olarak adlandırılır. Metadatalar yer imli içeriğe bellekten erişebilmeyi sağlar (Akar,<br />

2010; 78). Yaygın olarak kullanılan sosyal işaretleme siteleri, Del.icio.us, StumbleUpon, Dilgo. Halkla<br />

ilişkiler açısından sosyal işaretlemenin kullanılması, kurumla, marka, ürün, hizmet veya etkinlikle ilgili<br />

etiketlerin kullanılması aracılığı ile bulunabilirliğini, farkındalığını arttır ve aynı etiket altındaki diğer<br />

kurumların takibini kolaylaştırır.<br />

HALKLA İLİŞKİLERİN UYGULAMA ALANLARINDA SOSYAL<br />

MEDYA KULLANIMI<br />

Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından yapılan<br />

halkla ilişkiler faaliyetlerinin düzenli ve sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />

kapsamına giren pek çok uygulama bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı burada ele alınacaktır. Bu<br />

uygulamalardan bazıları arasında; kurumsal itibar, kriz iletişimi, medya ilişkileri ve kurumsal sosyal<br />

sorumluluktan söz etmek mümkündür.<br />

Medya İlişkileri<br />

Halkla ilişkiler için hedef kitleleriyle iki yönlü iletişim kurmak ve iyi ilişkiler geliştirmek, bu ilişkilerin<br />

sürekliliğini sağlamak önemlidir. Bu nedenle medya ile ilişkilerin de sağlam kurulması ve iyi yönetilmesi<br />

120


gerekir. Medya ilişkileri sosyal medyayla birlikte değişim göstermiş, hedef kitleye online erişebilme<br />

olanağını da beraberinde getirmiştir. Geleneksel medya ilişkilerinde geçerli olan bazı kurallar sosyal<br />

medyanın gelişmesinden sonra da geçerliliğini kormuştur.<br />

Bir işletmenin medyada yer alabilmesi için, medya çalışanları ile etkili iletişim kurulması önemlidir.<br />

Medya iletişimi, işletmeye ait bilgi ve etkinliklerin medya tarafından en verimli şekilde habere<br />

dönüştürülmesinin koşullarını sağlar (Aydede, 2004; 15). Halkla ilişkilerin medyada yer almasına olanak<br />

tanıyan en önemli uygulamalarından biri duyurumlardır. Duyurumlar, işletmenin haber olma değerine<br />

bağlı olarak işletmeyle ilgili bir haberin kitle iletişim araçlarında bedel ödemeksizin yer almasıdır<br />

(Akyürek, 1998; 40). Halkla ilişkiler açısından duyurumlar tarafsız yayın yaptıkları varsayıldığından daha<br />

güvenilir kabul edildikleri için ve ucuz olduğu için tercih edilen bir uygulamadır.<br />

Medya ile ilişkilerde, medya çalışanları ile iletişimin geliştirilmesi, onların istek ve beklentilerine<br />

uygun biçimde verilecek bilginin tasarımını ve paketlenmesini sağlayacaktır. Medya ilişkileri, halkla<br />

ilişkiler için oldukça önemli bir çalışmadır. Ayrıca buradaki hedef kitlenin özellikleri son derece açıktır.<br />

Bu sayede, işletme medya çalışanlarınca işletme hedeflerinin anlaşılmasını ve nasıl başarıya<br />

ulaşabileceklerinin fark edilmesini sağlar.<br />

Yeni iletişim teknolojisi olarak Internet ve web sayfaları, diğer hedef kitlelerle olduğu gibi medya ile<br />

ilişkilerde de etkili birer araçtır. Medya çalışanlarına e-posta yoluyla basın bültenlerinin ulaştırılmasının<br />

yanı sıra işletme web sayfalarında basın bülteni arşivine yer verilmesi, medya çalışanlarına daha kolay<br />

erişilmesini sağlar. E-posta ve forumlar yoluyla işletmeler medya çalışanlarına ulaşabilirken, işletme<br />

hakkında haber yapmak isteyen medya çalışanları da kurumsal web sayfasından işletmeyle ilgili bilgilere<br />

ulaşabilirler ve iletişim adreslerini öğrenebilirler. Haber için gerekli durağan ve hareketli görüntülere<br />

ulaşabilirler.<br />

Medya ile ilişkilerde sadece basın bültenlerinin medya çalışanlarına gönderilmesi yoluyla duyurum<br />

olarak haber olabilme fırsatı yakalamak için çalışılmaz. Medya ile ilişkilerin sosyal medya açısından<br />

işletmeyle ilgili çıkan tüm haberlerin takibi de işletmeler için önem taşımaktadır. İşletmeler bu amaçla<br />

medyanın takibini yaparlar. Medya kanallarının haber içeriklerini online vermesi, dijital medya<br />

araçlarının takip edilmesini kolaylaştırmaktadır. Pek çok dijital medya aracının kendi içinde “arama”<br />

seçeneği, hatta geçmişe dönük olarak yapılabilecek arşiv tarama hizmeti vardır. Bu sayede işletmeler,<br />

kendilerine yönelik çıkan haberlere bu taramalar yoluyla ulaşabilirler.<br />

İşletmeler kendileri ile ilgili haberleri takip etmelerinin yanı sıra, işletmeyle ilgili bilgileri medya<br />

çalışanlarına sunmak için de kurumsal web sayfalarını kullanmaktadır. Kurumsal web sayfalarında sadece<br />

basın bültenleri yer almaz. Aynı zamanda işletme hakkında detaylı bilgi almak isteyen medya<br />

çalışanlarının erişebileceği, kurumun tarihçesi, yöneticilerinin özgeçmişleri, kurum yapısı, kurumsal<br />

yayınları, kurumsal kimlik unsurları, misyon, vizyon ve değerleri, kurumsal sosyal sorumluluk<br />

faaliyetleri, kurumsal başarıları gibi bilgileri öğrenir. Bu bilgilerin dışında iletişim bilgilerinin de<br />

erişilebilir olması gerekir. Kurumsal sitelerin sağladığı en büyük avantaj bilgiye erişimin zamandan ve<br />

mekandan tasarruf sağlamasıdır. Günümüzde bu özelliklere işletmelerin sosyal medya bağlantılarına<br />

erişim de eklenmiştir. İşletmelerin özellikle Facebook ve Twitter hesaplarına bu yolla erişmek daha<br />

sağlıklı bir yoldur. İşletmeler artık bazı etkinliklerini sosyal medya üzerinden gerçekleştirmekte ya da<br />

hedef kitle ile iletişimini bu yolla kurabilmektedir. Sosyal medyanın etkin bir biçimde kullanımı<br />

teknolojiyi takip eden ve hedef kitlesi ile iki yönlü iletişim kurma çabası gösteren işletmeler için olumlu<br />

bir imaj yaratacaktır. Medya çalışanlarının işletmelerin etkinliklerini bu araçlarla takip etmesi, işlerini<br />

kolaylaştıracaktır. Ayrıca işletmenin hedef kitlesi ile kurduğu iletişimin olumlu sonuçları, haberlere de<br />

yansıyacaktır.<br />

Kurumsal web sitelerinin medya çalışanlarını çekebilmesi için, sadece iyi tasarlanmış olması yeterli<br />

değildir. Kurumsal web sayfalarının bir halkla ilişkiler aracı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, kurumsal<br />

web sayfaları içinde diğer tutundurma karması unsurlarını da barındırabilecek altyapıya sahiptir.<br />

Kurumsal web sayfalarında reklam videoları ve basılı reklamlar, satış teşviki unsurları yer alabilir. Ayrıca<br />

diğer halkla ilişkiler iletişim araçlarını ve uygulamalarını da içermelidir. Kurumsal yayınlar, tanıtım<br />

videoları, broşürler, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, etkinlik takvimi gibi. Bütün bu bilgilerin web<br />

<br />

121


sayfalarında sunulması medya çalışanlarının işlerini kolaylaştıracaktır. Medya ile ilişkilerde kurumsal<br />

web sayfalarının dışında dikkate alınması gereken bir başka araç ise e-posta aracının kullanımıdır. Basın<br />

bültenleri artık günümüzde e-bülten olarak medya çalışanlarına ulaştırılmaktadır. Online medya ile<br />

iletişimde kullanılacak yöntemler şunlardır (Alikılıç, 2011; 79):<br />

• Kurumsal web sayfalarında basın odalarının oluşturulması<br />

• Basın bültenlerinin e-posta aracılığı ile gönderilmesi<br />

• Dijital basın kitlerinin hazırlanması<br />

• Kurumsal e-dergi ve e-bültenlerin hazırlanıp gönderilmesi<br />

• Güncel ve yüklenebilir ürün, hizmet ve etkinlik tanıtım dosyalarının oluşturulması<br />

• Üst düzey yöneticilerin özgeçmişleri<br />

• Kurumsal blogların hazırlanması<br />

• Çevrimiçi iletişim fırsatlarının yaratılması<br />

• RSS güncellemelerinin etkin kullanımı<br />

• Video konferans çalışmalarının yapılması<br />

• Kurum tanıtımı için sanal turların oluşturulması<br />

• Medya takibinin çevrimiçi yapılması<br />

Medya ile ilişkilerde kullanılabilecek en etkili özellik ise iki yönlü iletişime fırsat sağlamasıdır. Web<br />

sayfalarının geleneksel iletişim araçlarına göre en büyük avantajı kolay güncellenebilir olmasıdır. Ayrıca<br />

web sayfaları içerdikleri bilgi bakımından neredeyse sınırsızdır. İşletme ürün, hizmet ve etkinliklerle ilgili<br />

tüm bilgileri metin, resim, grafik, animasyon, ses ve video formatında sunma avantajına sahiptir. Ancak,<br />

kullanıcının sayfalar arasında kaybolup gitmesine neden olan ya da aradığını bulmakta zorluk çekmesine<br />

neden olacak kalabalık tasarımlardan her zaman için kaçınmak gerekir. Bu bilgi zenginliği medya<br />

çalışanlarının bilgi edinmesine ve haberini zorluk çekmeden hazırlaması için olanak sağlayacaktır. Ancak<br />

kurumsal web sayfalarında yer alan bilgilerin güncel olmaması, haberi yapacak medya çalışanlarının<br />

eksik ya da hatalı bilgiler toplamasına neden olabilir. Bu nedenle, web sayfalarında özellikle güncelleme<br />

tarihinin yer almasına özen gösterilmelidir. Web sayfaları bazen ne kadar geniş bilgi içerse de medya<br />

çalışanlarının işletmeyle ilgili öğrenmek istedikleri bir takım ek bilgiler olabilir. Bu nedenle, web<br />

sayfalarından erişilebilen ve iki yönlü iletişim fırsatı yaratan çevrimiçi yazışma olanakları her zaman için<br />

kuruma itibar kazandıran özellikler olmuştur. İşletmelerin iletişime açık olmaları, bunun için yeterli<br />

sayıda ve gerekli araçları sunmaları işletmelerin şeffaflığını, uyumunu ve anlayışlı olmalarını sergileyen<br />

bir uygulama olmuştur.<br />

Web sayfalarında işletmenin hedef kitlesini ilgilendiren diğer web sayfalarına bağlantıların olması,<br />

sitenin kullanışlılığını arttıran bir özellik olarak görülebilir. Ayrıca kurumsal web sayfasında kurumsal<br />

sosyal medya platformlarına yapılacak bağlantılar da kullanıcıları doğru adrese yönlendirecektir.<br />

Kullanıcıların işletmeyle ilgili söyleyecek bir fikir, şikayet ya da önerileri olduğunda bunu işletmenin<br />

takip edebildiği bir sosyal medyada paylaşmalarının avantajları vardır. Gönderilen mesajlara en kısa<br />

sürede cevap verilmesine olanak sağlar. İkili iletişim fırsatı yaratır. Hedef kitlenin ilgisine göre<br />

erişebileceği bir ortamda işletme ürün, hizmet ve etkinlik ile ilgili bilgilerini paylaşabilir. Gelen tepkilere<br />

göre düzenlemelere gidebilir.<br />

Genel olarak web sayfalarında medya çalışanlarına yönelik içerikte<br />

yer alması gereken malzemeler neler olabilir?<br />

Basın bültenlerinin sosyal medya aracılığı ile paylaşıldığı uygulamalar da görülmektedir. Internet<br />

aracılığı ile gönderilen basın bültenlerine e-bülten ya da çevrimiçi bülten gibi isimler verilirken, sosyal<br />

<br />

122


medya aracılığı ile dağıtılıp paylaşılan basın bültenleri de sosyal medya bülteni olarak adlandırılmaktadır<br />

(Alikılıç, 2011; 94). Sosyal medya bültenlerinde dikkat edilmesi gereken özellikler şöyle sıralanabilir:<br />

• Bültenlerin içerik özellikleri geleneksel medya basın bültenleri ile benzer olmalıdır.<br />

• Başlık dikkat çekici olmalıdır.<br />

• 5 N 1 K kuralına uyulmalıdır. (Ne, Neden, Nasıl, Ne Zaman, Nerede ve Kim)<br />

• Metin kısa ve anlaşılır cümlelerden oluşmalıdır.<br />

• İşletmeyi övücü ifadelerden kaçınmalıdır.<br />

• İletişim için halkla ilişkiler çalışanının erişim bilgilerine yer verilmelidir.<br />

• Sosyal medya bültenlerinde fotoğraflar ve videolar yer alabilir, ancak bunların çözünürlükleri<br />

yüksek olmalıdır.<br />

• Arama motorlarında tarandığında, ilk on listesine girebilmesi için, arama motoru optimizasyonu<br />

kullanılmalıdır.<br />

• İletişim bilgilerinin yanı sıra sosyal medya adresleri de yer almalıdır.<br />

• Metin çok uzun olmamalı, yaklaşık olarak 500 kelimeyi geçmemelidir.<br />

<br />

http://beycon.com.tr/sosyal-medya/online-basin-bulteni-hazirlama<br />

http://www.kurumsalhaberler.com/kurumsalhaberler<br />

Bu bilgiler, medya ilişkileri kapsamında ya da başka başlıklar altında kurumsal web sayfalarında<br />

mutlaka bulunması gerekir. İşletme ile ilgili haber yapmak isteyen bir medya çalışanı, ilk olarak<br />

işletmenin resmi web sitesini ziyaret edecektir. İşletmeyle ilgili en güncel, en doğru ve en geniş bilgiye<br />

kurumsal web sayfasından ulaşılması beklenir. Bu nedenle medya çalışanı işletme hakkında aradığı her<br />

türlü bilgiye buradan ulaşabilmelidir. Daha fazla bilgi edinebilmesi için de mutlaka doğrudan erişim<br />

sağlayabileceği bir iletişim adresi bulunmalıdır.<br />

Medya ilişkileri kapsamında sosyal medyanın da kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle, yeni<br />

haber alarmı (news alert), RSS ve Podcast gibi araçlar kullanılarak, işletmeyle ilgili web sayfası<br />

güncellemelerinden hedef kitlenin ve medya çalışanlarının haberdar edilmesi kolaylaşmaktadır.<br />

Geleneksel basın/medya bültenlerinin yanı sıra sosyal medya bültenlerinin oluşturulması da kolaylık<br />

sağlamaktadır. Medya çalışanlarının metin yazım işini kolaylaştırmakta ve konu ile ilgili diğer web<br />

sayfalarına ya da sosyal medya platformlarına yapılan göndermeler, araştırma işini kolaylaştırmaktadır.<br />

Ayrıca çevrimiçi basın odalarının varlığı, medya çalışanlarının işletme çalışanları ile iletişimini<br />

kolaylaştırmaktadır. İşletmeler bu uygulama için sadece bu işle ilgilenecek ve halkla ilişkiler alanında<br />

uzman kişileri görevlendirmelidir. Bu iş yükü ve masraf gerektirecek bir yöntem olmasına rağmen<br />

işletmelerin medya ile iyi ilişkiler geliştirmesi için bir fırsat yaratacaktır.<br />

Sosyal medya ortamında hazırlanan sosyal medya bültenlerinde dikkat edilmesi gereken unsurlar<br />

şöyledir (Scott, 2008; 87):<br />

• Her zaman çok büyük bir haber olmasına gerek yoktur.<br />

• Sadece medya çalışanlarına değil, diğer hedef kitleye de yöneliktir.<br />

• Sosyal medya bültenlerine yönelik soru cevap yöntemine izin verecek ortam yaratılabilir.<br />

• Anahtar sözcükler dikkate alınarak bülten hazırlanmalıdır.<br />

123


• Kurumsal web sayfasına ve kurumsal sosyal medya platformlarına doğrudan erişimi sağlayacak<br />

bağlantılar verilmelidir.<br />

• Sosyal medya bültenlerinde seçilen sözcükler arama motorları için optimize edilmelidir.<br />

• Konu için uygunsa resim ve video kullanılmalıdır.<br />

• İnsanlar satış sürecine yönlendirilebilir.<br />

Yapılan araştırmalar, medya çalışanlarının kurum ve kurum çalışanlarının bloglarına güvendiğini<br />

göstermektedir (Güçdemir, 2010; 94). Ancak yine de kişisel bloglara duyulan güven daha fazla olduğu<br />

için işletmelerin medya çalışanları ile olduğu kadar, diğer hedef kitlesi içinde yer alan gruplara yönelik iyi<br />

ilişkiler geliştirmesi gerekir. Bunun da temelinde hedef kitle ile etkileşim içerisinde olmak yatmaktadır.<br />

Bu amaçla özellikle halkla ilişkilerin stratejik yönetimi sürecinin takip edilmesi gerekir.<br />

Kurumsal İtibar<br />

İşletme içindeki ve dışındaki hedef kitlenin işletme hakkındaki algılamaları olarak tanımlanan kurumsal<br />

itibar, bir halkla ilişkiler uygulaması olarak ele alınmaktadır. Kurumsal itibarın elde edilmesi için en<br />

temel çalışma hedef kitle ile iyi ilişkiler kurulmasına dayanmaktadır. Bu nedenle, en önemli halkla<br />

ilişkiler uygulamalarından biri olarak ele alınmaktadır. İşletmenin tüm hedef kitlesi gözünde kurumsal<br />

itibarın kazanılması için, her hedef kitleye yönelik olarak kurumsal kimliğin oluşturulması gerekir.<br />

Halkla ilişkiler açısından kurumsal kimliği oluşturun unsurların neler<br />

olabileceğini araştırınız.<br />

İşletmelerin web sayfaları olduğu kadar sosyal medya ortamında kullanılan platformlar da kurumların<br />

itibarlarını yönetmesine fırsat sağlamaktadır. Bir işletme, sosyal medya ortamında itibarını yönetebilmek<br />

için özellikle bloglar kullanabilir. Bloglar aracılığı ile imajını güçlendirecek bilgi akışı sağlayabilir ve<br />

kullanıcılarla etkileşim içerisinde olmaya özen göstermelidir. Bloglar işletmelerin kendileri ile ilgili<br />

olarak gündem oluşturabilmelerine olanak sağlamanın yanında, hedef kitlenin öneri ve şikayetlerini<br />

doğrudan alabilmesine de fırsat tanımaktadır. Böylece işletmeler hedef kitlenin kendileri hakkındaki<br />

düşüncelerini takip edebilmeleri de kolaylaşmaktadır. Ancak, itibarın iyi yönetilebilmesi için hedef kitle<br />

ile karşılıklı iletişim kurmaya, onların öneri ve şikayetlerine cevap vermeye ve onlara karşı dürüst, şeffaf<br />

davranmaya özen göstermelidir.<br />

İtibar yönetiminde sosyal medya platformlarında işletmeyle ilgili haberlerin takip edilmesi ve<br />

olumsuz söylemlerle karşılaşıldığında uygun bir üslupla verilen cevaplarla olumsuz durumun<br />

iyileştirilmeye çalışması da önem taşır. İşletmeyle ilgili mesaj ve haberlerin takibi, olumsuz olayların<br />

ortaya çıkmasını engelleyerek de itibarın korunmasına katkı sağlar.<br />

Kurumsal itibarın sosyal medya aracılığı ile iyi bir biçimde yönetilebilmesi için ayrıca, markaya ve<br />

kuruma yönelik reklamlar, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları, sponsorluk bilgileri, etkinlik bilgileri,<br />

alınan ödüller ve başarılar da paylaşılabilir.<br />

Sosyal medya ortamında itibarın izlenmesi ve korunmasını sağlamak için şunlar yapılabilir<br />

(Güçdemir, 2010; 75):<br />

• Arama motorları ve sosyal ağlarda işletme ve marka ile ilgili tüm anahtar kelimelerin düzenli<br />

olarak takibi.<br />

• Technorati ve Feedster gibi, blogları takip eden sistemlerin düzenli izlenmesi<br />

• Hedef kitlelere sistematik ve doğru bilgi akışının sağlanması<br />

İşletmeler, itibarlarını iyi yönetemedikleri takdirde krizlerle mücadele etmek durumunda kalabilir.<br />

Kriz iletişimi kapsamında sosyal medyadan da yararlanılmalıdır. Kriz iletişiminde doğrudan bilgiye<br />

ulaşma ve soruna yönelik olarak cevapların verilmesi krizin büyümesini, itibarın zedelenmesini<br />

önleyecektir.<br />

<br />

124


Kriz Yönetimi<br />

İşletmelerin, düzenli olarak halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirmeleri beklenmektedir. İşletmenin<br />

genel olarak gerçekleştirdiği halka ilişkiler uygulamaları proaktif kampanyalardır. Bu kampanyaların<br />

genellikle amacı medyada yer almak ve kurumun itibarını artırmaktır. Ancak işletme bir kriz ile<br />

karşılaştığında, geleneksel halkla ilişkiler uygulamalarının dışında, daha savunmacı bir iletişim içerisine<br />

girecektir. İşletmeler bu krizlerle başa çıkabilmek için reaktif halkla ilişkiler çalışmaları yapmaktadırlar.<br />

Internet’in kriz dönemleri için yarattığı avantajlar şöyledir (Sayımer, 2008;244):<br />

• Web siteleri ve kurumsal bloglar çeşitli spekülasyonlarla başa çıkma konusunda yardımcı olur.<br />

• İşletmeyle ilgili bilgilerin hızla yayılmasını sağlar.<br />

• Basın bültenleri ve duyurumlar aracılığı ile kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanır.<br />

• Kriz sürecinde temel enformasyon kaynağı olarak rol oynar.<br />

• Bloglarda yer alabilecek resim ve görüntülere kolay erişim sağlar.<br />

• İşletmenin açıklık ve şeffaflık politikasına destek olur.<br />

• Hedef kitle ile etkili iletişim kurulmasına olanak sağlar.<br />

Halkla ilişkiler açısından kriz yönetiminin nasıl ele alınması<br />

gerektiğini araştırınız.<br />

Internet’te kullanılabilecek kriz iletişimi ile ilgili stratejiler şunlardır (Taylor ve Perry, 2005: 211-212,<br />

akt: Güçveren, 2010; 83):<br />

• Tek yönlü iletişim taktikleri: Geleneksel iletişim yöntemlerinin Internet’te uygulanmasıdır.<br />

Basın bültenleri ve toplantılarının Internet’ten yayınlanmasını içerir.<br />

• Yenilikçi medya taktikleri: Bu taktikler beş kategoride toplanır:<br />

• Diyaloğa dayalı iletişim<br />

• Bağlantı linkleri: özel sayfalar<br />

• Gerçek zamanlı bilgi ulaştırma<br />

• Multimedya efektlerinden yararlanma<br />

• Online sohbet fırsatının kullanılması<br />

Kriz döneminde geleneksel medyanın yanı sıra sosyal medyanın da takip edilmesi gerekir. Özellikle<br />

haber bloglarının takibi, ürün ve alanla ilgili blog yazarlarının takibi de yapılmalıdır. Blogların takibiyle<br />

işletme hakkında yaşanan krizle ilgili haberlere cevap verilmesi, olumsuz haberlerin yayılmasını<br />

engelleyecektir. Ancak haberlere açık ve dürüst cevap verilmesi çok önemlidir. İşletmelerin, sosyal<br />

medyayı kriz durumunda bir savunma yeri olmaktan çok, çözüm bulma yeri olarak görmeleri daha<br />

yerinde bir davranış olacaktır. Sosyal medya platformlarında hedef kitle ile etkileşim içerisinde olmak<br />

daha kolaydır. Bunu avantaj olarak kullanabilmek işletmenin elindedir. Ancak, bu platformlarda hedef<br />

kitle ile tartışmaya girmek en istenmeyen olaydır. İşletmelerin kriz iletişimini iyi yönetememesi, yeni<br />

krizlerin yaratılmasına bile neden olabilir. Bu nedenle, kriz iletişiminde sosyal medya alanında iletişimi<br />

yöneten kişilerin, özellikle halkla ilişkiler alanında uzman olması önemlidir. Sosyal medya ortamında<br />

hedef kitle ile etkileşim içerisinde iken, iletişimi yöneten kişinin işletme adına cevap verdiğini göz ardı<br />

etmemesi gerekir. Sosyal medyada iyi yürütülecek kriz iletişimi hedef kitlenin işletmeye destek olmasını<br />

bile sağlayacak etkiler yaratabilir. İşletmeler Internet’i kriz planlarına şu şekilde dahil etmektedir<br />

(Güçdemir, 2010; 83):<br />

<br />

125


• Intranet sanal kriz yönetim merkezi olabilmeli,<br />

• Web ortamı 7-24 izlenmeli,<br />

• Kriz ekibinde bir bilişim ya da web uzmanı olmalı,<br />

• Kurumsal web sayfanın dışında bağımsız kaynakların linkleri de bulunmalı ,<br />

• Kurumsal web sitesi güncel olmalı,<br />

• Diğer blog yazarları takip edilmeli,<br />

• Krize ait bir web sayfası hemen oluşturulmalı,<br />

• Sosyal paydaşların iletişim bilgileri dikkate alınmalı,<br />

• Web sitesinde online bir platform kurulmalı.<br />

Kurumsal Sosyal Sorumluluk<br />

İşletmeler, ekonomik kaygılarının yanı sıra topluma karşı sorumluluklarını yerine getirme çabası içerisine<br />

girmişlerdir. Bu amaçla sosyal sorumluluklarını yerine getirebilecekleri etkinliklere yönelmektedirler.<br />

İşletmelerin sosyal sorumluluklarını toplumla paylaşabilmek amacıyla web sayfalarından<br />

yararlanmaktadırlar. Web sayfaları ve sosyal medya işletmelerin hem bu kampanyaları duyurmak hem de<br />

yürütmek için kullanabilecekleri alanlardır. Sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ilgili web sayfalarında yer<br />

alabilecek bilgiler şöyle sıralanabilir (Sayımer, 2008; 235):<br />

• E-posta listelerine üyelik: Sosyal sorumluluk etkinlikleri ile ilgili bilgilerin paylaşılacağı eposta<br />

listelerine üye olunacak alanlar.<br />

• Herkese açık davet: İşletmenin şeffaflık anlayışı çerçevesinde iş yerini tanıtan videolar ve<br />

online yayınlar.<br />

• Ortak projelerin tanıtımı: Özellikle sosyal kampanyalara destek arayan işletmeler, sosyal<br />

sorumluluk projelerini tanıtmanın yanı sıra kampanyaya katılımı da sağlayabilir.<br />

• Kültür ve sanata katkılar: İşletmenin sponsorluğunu yaptığı ya da sahip olduğu sanatsal ve<br />

kültürel etkinliklerin tanıtımını gerçekleştirebilir. Orkestraların tanıtımı ve eserleri sunulabilir ya<br />

da sanal müze turları düzenlenebilir.<br />

HALKLA İLİŞKİLER KAMPANYALARINDA SOSYAL MEDYANIN<br />

KULLANIMI<br />

Halkla ilişkiler çalışmaları hedef kitle ile etkili iletişim kurabilmek amacıyla stratejik olarak<br />

yönetilmelidir. Halkla ilişkiler işletmenin tüm hedef kitlesine yönelik olarak ilişkilerinin yönetiminin yanı<br />

sıra diğer yönetim işlevlerinin ortak hareket etmesini sağlayan kilit bir noktadadır. Halkla ilişkiler yakın<br />

geleceğe kadar geleneksel olarak ele alınmakta ve ağırlıklı olarak taktiksel uygulamaları içermekteydi.<br />

Yapılacak etkinliklere yönelik olarak basın bültenlerinin hazırlanması, yönetici konuşmalarının<br />

hazırlanması, broşür, afiş gibi iletişim malzemelerinin oluşturulması daha çok yapılan işler arasındaydı.<br />

Günümüzde ise halkla ilişkiler daha çok stratejik çözümler üretmeyi amaçlamaktadır (Ural, 2006; 20).<br />

Web sayfalarının, sadece tüketicilere ve medya ilişkilerine yönelik değil, aynı zamanda, finansal çevreye<br />

ve topluma yönelik bilgiler içermesi, sosyal medyanın hedef kitle ile iletişim kurma açısından sağladığı<br />

iki yönlü iletişim fırsatını kullanması halkla ilişkilerin stratejik yönetimini destekler özelliklerdir. Bir<br />

halkla ilişkiler kampanyası; araştırma, planlama, iletişim ve değerlendirme aşamalarından oluşmaktadır.<br />

Bu süreçte, her adımın stratejik biçimde ele alınması gerekir. Halkla ilişkiler kampanyalarının<br />

programlanmasında süreci ve geliştirilecek strateji ve taktikleri, işletmenin amaçları ve halkla ilişkiler<br />

amaçları etkilemektedir.<br />

Halkla ilişkiler, işletmelerin onsuz karar veremeyecekleri bir yönetim fonksiyonudur. İşletmeler, iş<br />

görebilmek için, malzeme tedariki, zaman kullanımı, eleman işe alımı ve gerekli bütçeyi takip etmek gibi<br />

<br />

126


yönetim işlevlerini yerine getirirken, çalışmaların üstesinden başarı ile gelebilmek için belli hedef ya da<br />

amaçlar belirlemek ve bu hedef ya da amaçlara ulaşmak için bir plan yapmaktadırlar. Benzer biçimde<br />

halkla ilişkiler uygulamalarında da amaç ve hedefler önem taşımaktadır. Halkla ilişkiler hedef ve<br />

amaçlarına ulaşmak için yapılan planlar stratejik yönetim olarak tanımlanabilir. Halkla ilişkiler açısından<br />

stratejik yönetim kavramı ele alındığında işlevleri şöyle sıralanabilir (Özkan, 2009; 42):<br />

• İşletmenin amaçlarını ve önceliklerini belirlemesini sağlar,<br />

• İşletmenin rekabet alanını belirler,<br />

• İşletmeye yönelik fırsat ve tehditlere karşı hazırlıklı olur,<br />

• İşletmedeki hiyerarşik yapılar arasında iletişim sağlar,<br />

• Sosyal paydaşlar için motivasyon kaynağı oluşturur.<br />

Halkla ilişkiler uygulama ya da kampanyalarının başarılı olabilmesi için, stratejik olarak planlanması<br />

ve yönetilmesi gerekir. İş gücü ve maliyet açısından etkili ve verimli bir çalışma yapmak ve hedefe<br />

ulaşmayı sağlayacak çalışmaları sürdürmek için planlı davranmak gerekir. Ayrıca yapılan planları<br />

yürütebilmek için de halkla ilişkiler alanında uzman kişiler tarafından yönetilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />

işletmenin hedef kitlesi ile iletişimi sağlamak, karşılıklı etkileşim yaratmak üzere girişeceği<br />

uygulamalarda başarılı olması için stratejik yönetim özelliklerini dikkate alması gerekir.<br />

Halkla İlişkiler Kampanyalarında Araştırma Aşamasında Sosyal Medyanın<br />

Kullanımı<br />

Halkla ilişkiler kampanyalarındaki ilk adım araştırmadır. Araştırmalar genellikle bir sorunu çözmek ve<br />

durum bilgisini saptamak amacıyla gerçekleştirilir. Bir halkla ilişkiler kampanyasının başarılı olabilmesi<br />

için, işletmenin hedef kitlesi hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olması gelmektedir. Araştırmalar için<br />

zaman, bütçe ve temel odak noktasının belirlenmesi gerekir.<br />

Araştırma kapsamında genellikle şu sorulara yanıt aranmaktadır (Wilcox, 2007; 129) :<br />

• Sorun nedir?<br />

• Ne tür bir bilgiye ihtiyaç var?<br />

• Araştırma sonuçları nasıl kullanılacak?<br />

• Hangi spesifik hedef kitle araştırılmalı?<br />

• Araştırma işletme içi kaynaklarla mı yoksa danışman ajans kiralayarak mı yapılmalı?<br />

• Araştırma verisi nasıl analiz edilmeli, raporu yazılmalı ve sunulmalı?<br />

• Sonuçlar ne kadar süreye ihtiyaç var?<br />

• Araştırma ne kadara mal olacak?<br />

Halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında araştırma yapılırken geleneksel yöntemlerin kullanımının<br />

yanı sıra Internet’in ve sosyal medyanın da kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle ikincil<br />

araştırmalarda Internet’in ve özellikle web sayfalarının kullanımı söz konusudur. Internet aracılığı ile<br />

araştırma yapılırken çok sayıda, dünyanın her yerindeki kaynağa ulaşmak mümkündür. Ancak Internet<br />

üzerinden araştırma yapmanın bazı sakıncaları vardır. Bunlardan biri her kaynağın güvenilir olmamasıdır.<br />

Bunun için web sayfasının sahipliğine ve yayının ait olduğu kurumun güvenilirliğine dikkat edilmesi<br />

gerekir. Bir başka olumsuz durum ise araştırma, tüm dünya çerçevesini kapsamış olsa bile, sadece<br />

bildiğimiz dildeki kaynakların kullanılabilmesidir. Web sayfalarında egemen olan dil İngilizcedir.<br />

Araştırma yaparken ikinci dil ya da yabancı dil olarak İngilizce tercih edilmektedir. Sadece bilgiye<br />

ulaşırken değil, bilgiyi küresel alanda yaymak isteyenler için de, yani küresel hedef kitle için de, web<br />

sayfalarının İngilizce versiyonunun hazırlanması yerinde olur.<br />

<br />

127


Web sayfalarında akademik alanda yapılmış çalışmalar, araştırma dokümanları, sektörel yayınlarda<br />

yer alan haberler, araştırma şirketinin raporları, meslek odalarına ait veriler, bilgi sağlayıcı bloglar,<br />

kamuoyu araştırmaları, kütüphaneler, kurumsal web sayfaları, önceki halkla ilişkiler kampanyalarının<br />

değerlendirme raporları yer alır. Bütün bunlar ikincil veriler olarak halkla ilişkiler kampanyaları<br />

araştırmasında kullanılabilir. Halkla ilişkiler uzmanları web sayfalarını ve çevrimiçi ortamları şu<br />

araştırmaları yapmak için kullanırlar (Alikılıç, 2011; 134):<br />

• Basın bültenlerinin medyada kullanılıp kullanılmadığını araştırma,<br />

• Ürünle ilgili araştırma,<br />

• Halkla ilişkiler çalışmalarını değerlendirmek üzere yapılan araştırmalar,<br />

• Rakiplerin yaptıkları araştırma ve takipler,<br />

• Kurumu ve markayı ilgilendiren konuları takip etme.<br />

Halkla ilişkiler araştırmalarında birincil veriler elde etmenin diğer yolları ise şu şekilde sıralanabilir<br />

(Alikılıç, 2011; 135):<br />

• Online anketler: Halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında birincil veri toplama yöntemi olarak<br />

en yaygın olanı online anketlerdir. Internet aracılığı ile gerçekleştirilen anketler için birkaç<br />

yöntem uygulanabilir. Öncelikle e-posta aracılığı ile anket formlarının dağıtımı ve<br />

geribildirimini sağlamak mümkündür. Bazen e-posta aracılığı ile sadece anket bağlantısının<br />

verilmesi de mümkündür. Diğer anket araçlarıyla karşılaştırıldığında online anketler hem daha<br />

hızlı hem de uygulaması oldukça ucuzdur. Ancak soruların tamamının cevaplanmaması durumu<br />

ve anket ortamının etkileri hesaba katıldığında, sağlıklı sonuçların elde edilmesi zorlaşabilir.<br />

Yani kontrol ve denetim eksikliği söz konusudur.<br />

• Anahtar kelime araştırması: Arama motorları aracılığı ile anahtar kelime olarak işletme,<br />

marka, ürün, hizmet, etkinlik, kampanya adı girilerek tarama yapılabilir.<br />

• Çevrimiçi forumlar: Tutum ve kanaatleri küresel alanda değerlendirmeye imkan veren<br />

araştırma yöntemidir.<br />

• Odak grup çalışmaları: Yeni ürün, hizmet ve etkinliklerin değerlendirilmesinde, yeni<br />

kampanyalar hakkında fikir alınmasında, paydaş tutumlarının ölçülmesinde çevrimiçi mülakatlar<br />

halkla ilişkiler amacıyla kullanılmaktadır.<br />

• Sosyal ağ analizi: Kişilerin demografik özelliklerinin belirlenmesi, tutum ve kanaatlerin<br />

öğrenilmesi sağlanabilir. Sosyal ağlar aracılığı ile işletme hakkında düşünceleri, işletme adına<br />

yapılacak sohbetlerle öğrenilebilir, paydaşlar kurumsal iletişimin bir parçası olabilir.<br />

Halkla İlişkiler Kampanyalarında Planlama Aşamasında Sosyal Medyanın<br />

Kullanımı<br />

Halkla ilişkiler kampanyalarının en önemli adımlarından biri de planlama aşamasıdır. Özellikle kampanya<br />

için stratejik planların yapılması gerekir. Halkla ilişkiler kampanyalarının planlama aşamasında sosyal<br />

medyanın kullanımına yönelik ele alınacak konular şunlardır (Borges, 2009; 68; akt: Alikılıç, 2011):<br />

• Neden sosyal medya stratejisine ihtiyaç duyulmakta?<br />

• Amaç nedir?<br />

• Bu amaca ulaşmanın maliyeti nedir?<br />

• Elemana ihtiyaç var mı?<br />

• Sonuçları nasıl ölçülecek?<br />

• Risk var mı? Varsa ne?<br />

• Fırsatlar nedir?<br />

• Rakipler sosyal medyayı kullanıyor mu?<br />

<br />

128


Sosyal medyada yer alan gruplar ve işletmelerin şeffaf davrandığı kabul edilir. Açık, net ve dürüst<br />

iletişim esas alınır. Halkla ilişkiler planlama aşamasında öncelikle sosyal medyada gerçekleştirilecek olan<br />

etkinliklerin neler olabileceği saptanmalıdır. Daha sonrasında ise özellikle sosyal medya platformlarında<br />

deneyim sahibi kişiler tarafından etkinliğin planı ve tasarımı gerçekleştirilmelidir. Ulaşılmak istenen<br />

hedefe uygun olarak planın gerçekleştirilmesi için yapılacak işlerin adım adım listelenmesi ve<br />

görevlendirmelerinin yapılması gerekir. Bütçe hesaplamalarının da yapılacak iş listesine göre çıkarılması<br />

kolay olacaktır.<br />

Halkla İlişkiler Kampanyalarında İletişim Aşamasında Sosyal Medyanın<br />

Kullanımı<br />

Halkla ilişkiler kampanyalarının uygulama aşaması iletişim ayağı olarak ele alınmaktadır. Halkla ilişkiler<br />

uygulamalarında iki yönlü iletişim tercih edilmektedir. Halkla ilişkiler, işletmeyle hedef kitle arasında<br />

karşılıklı iletişimi, anlayışı ve kabulü sağlaması açısından çok önemli bir role sahiptir. İşletme ve hedef<br />

kitle arasında çift yönlü iletişim kurarak karşılıklı anlayışı sağlamaya çalışır. Bu açıdan ele alındığında<br />

halkla ilişkiler, işletmelerin kamunun dikkatine sunmak ve duyurmak istedikleri bilgileri hedef kitleye<br />

ulaştıran ve onların tepkilerini yansıtan örgütlü ve iki yönlü bir iletişim olarak ele alınmaktadır. Halkla<br />

ilişkileri önemli ve etkin kılan uygulamalar iki yönlü simetrik uygulamalardır. Geleneksel halkla ilişkiler<br />

uygulamalarında halkla ilişkiler kampanyaları kapsamında buna özen gösterilmiş olsa bile daha çok hedef<br />

kitle hakkında bilgi edinme çabalarından ve kamuoyu araştırmalarından öteye gidilemediği<br />

görülmektedir. Kampanyalar kapsamında genellikle tek yönlü kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarının<br />

yapıldığı görülmektedir. Ancak sosyal medya kullanımı iki yönlü iletişim çalışmalarının gerçekleşmesi<br />

açısından önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Sosyal medya öncesinde iki yönlü iletişim çabası ya da niyeti olsa bile gerçekleştirme konusunda<br />

yeterli değildir. Bu açıdan ele alındığında sosyal medya halkla ilişkiler açısından her hedef kitleye<br />

yönelik olarak, iki yönlü iletişime fırsat sağlamaktadır. Bu durum, sosyal medyayı halkla ilişkiler için<br />

artık olmazsa olmaz bir araç haline getirmiştir. Halkla ilişkiler açısından iki yönlü iletişimin önemi hedef<br />

kitlenin düşünce ve davranışlarının anlaşılması ve iletişimin kolaylaşmasıdır. Bu da hedef kitlenin ikna<br />

edilmesi ve etkili iletişim sürecinin işlemesi anlamına gelmektedir.<br />

İşletmelerin hedef kitleye yönelik mesajlarını iletmek için sosyal medyayı kullanması, öncelikle<br />

iletişim içeriğinin kontrolünü sağlaması açısından önemlidir. Bu yolla hedef kitlenin düşüncelerini<br />

öğrenebilmesi, şikayetlerine çözüm bulabilmesi kolaylaşır. Hedef kitle için de işletmeyle ilgili fikirlerini<br />

doğrudan iletebilecekleri bir iletişim kanalının olması önem taşımaktadır.<br />

Sosyal medya çerçevesinde hedef kitle ile iletişim kurarken dikkat edilecek bazı özellikler şöyle<br />

sıralanabilir (Alikılıç, 2011; 165):<br />

• Çevrimiçi topluluğun ihtiyaçlarının belirlenmesi: Hedef kitlenin istekleri ve şikayetleri takip<br />

edilmeli.<br />

• Aktif topluluk yönetimi: İçerik işletme tarafından yönlendirilmeli ve sürekliliği sağlanmalı.<br />

• Ölçümleme yapılması: Ziyaretçi sayısı, mesaj sayısı takip edilmeli.<br />

• Diğer çevrimiçi toplulukların dinlenip takip edilmesi: Sadece içerik sunulan topluluklar değil<br />

diğerleri de takip edilmeli.<br />

• Çevrimiçi toplulukların özelliklerinin bilinmesi: Her topluluğun özelliklerinin birbirinden<br />

farklı olduğu bilinmeli.<br />

• Çevrimiçi toplulukların pazarlama kanalı olarak kullanılması: Topluluklar işletme<br />

haberlerinin duyurulması amacıyla kullanılmalı. Ürün, hizmet, etkinlik değerlendirmeleri<br />

yapılmalı.<br />

• İşletme ve topluluk üyelerinin eşit katılımı: İşletme topluluk içerisinde etkin olursa diğer<br />

üyelerin de katılımını sağlayacaktır.<br />

• Topluluğa ait kimliğin yerleşmesine yardımcı olunması: Etkin iletişim kurarak topluluğa<br />

katılan üyelerin takipçiliği ve sadakati sağlanabilir.<br />

<br />

129


• Topluluk sahipliği ve kontrol eşitliği: İşletmeler toplulukta üyelere, eşit ölçüde kontrol imkanı<br />

vermelidir. Üyeler ancak bu şekilde topluluğu sahiplenecektir.<br />

• Çevrimiçi topluluklara doğrudan ulaşılması: İşletmeler çevrimiçi toplulukları oluşturduktan<br />

sonra, kendi web sayfalarından erişim verebilir ya da yine çevrimiçi diğer topluluklara katılım<br />

çağrısı yapmada kullanabilir. Ancak bu topluluğa katılım tercihi her zaman üyenin olmalıdır.<br />

Halkla İlişkiler Kampanyalarında Değerlendirme Aşamasında Sosyal<br />

Medyanın Kullanımı<br />

Halkla ilişkiler alanında çalışanlar önce Internet’in iletişim fırsatlarıyla ve ilerleyen dönemlerde sosyal<br />

medya fırsatlarıyla ilgilenir duruma geldiler. Internet’in ve sosyal medyanın halkla ilişkiler amacıyla<br />

değerlendirilmesi üzerinde çalışmaya başladılar. İletişim stratejileri giderek daha fazla örgütsel hedeflerle<br />

bağlantılı hale geldi. Medya ölçümü ve halkla ilişkiler değerlendirmeleri hızlı bir biçimde gelişmektedir.<br />

Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla halkla ilişkiler değerlendirmeleri büyük bir iş alanı haline geldi.<br />

Web sayfalarının kolay güncellenebilir olması ve sosyal medya içeriğinin paylaşımının kısa süreli<br />

olması kurumsal bilişim alanında çalışanları, iletişim stratejilerini belirlerken daha dinamik olmaya,<br />

gündemi belirleme ve konu yönetimi konusunda daha çok çalışmaya yöneltmiştir. Ayrıca sosyal medya<br />

platformları ölçmeye uygun araçlar oldukları için, harcanan çabaların karşılığını alıp almama konusunda<br />

daha net veriler elde eder hale gelmişlerdir. Özellikle medya takibi de kolaylaşmıştır. Arama motorları<br />

aracılığı ile işletme hakkında çıkan haberler, anahtar kelime olarak işletme adı ya da markası girildiğinde<br />

listelenmektedir. Bu durum Internet üzerinde medya takibi işini kolaylaştırmıştır. Dijital ve sosyal medya<br />

değerlendirmesi geleneksel iletişim araçlarının ölçülmesinden oldukça farklıdır. Geleneksel iletişim<br />

araçları genellikle iletişim süreci açısından ele alındığında, iletişim kaynağı işletme ve mesajın alıcısı ise<br />

işletmenin hedef kitlesidir. Sosyal medyada halkla ilişkiler değerlendirme yöntemleri olarak şunlar<br />

sıralanabilir (Alikılıç, 2011; 177).<br />

• Sosyal ağ analizi: Kullanıcı sayısı, mesaj sayısı.<br />

• Çevrimiçi kupür takibi: İşletmenin, seçili sosyal medya platformlarında yer alan haberlerinin<br />

toplanması.<br />

• Google değerlendirme araçlarının kullanımı:<br />

• Google analytics: Kullanılan kaynak, en çok kalınan sayfa, toplulukta geçirilen zaman gibi<br />

ziyaretçi bilgileri sağlar.<br />

• Google webmaster tools: Hangi anahtar kelimeler kullanılarak topluluğa ulaşıldığı bilgisini<br />

verir.<br />

• Google alerts: İşletmeyle ilgili temel başlıklara ait kayıtları takip eder.<br />

• Google blogsearch: Anahtar kelimelerden yola çıkarak blog yazılarının takibini sağlar.<br />

• Abonelik ve takipçilerin takibi: Web sayfasına, sosyal medya topluluğuna, bloglara ve RSS<br />

beslemelerine üye olanların sayısı takip edilir.<br />

Yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı, halkla ilişkiler uygulamaları açısında büyük fırsatlar<br />

sağlamaktadır. Özellikle hedef kitle ile iki yönlü iletişime fırsat sağlaması, halkla ilişkiler uygulamalarına<br />

farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. İnsanların gerçek yaşam yerine sanal ortamlarda daha fazla zaman<br />

geçirmesi, çok fazla bilginin içerisinde doğru bilgiye erişim olanağının zorluğu, gerçek ile sahte olanı<br />

ayırt etmenin zorlaştığı bu sosyal medya ortamında halkla ilişkilerin olumsuz etkilenmesi de söz<br />

konusudur. Teknolojik açıdan gelişmeleri sadece göstermelik olarak takip eden işletmelerin varlığı,<br />

teknolojik gelişmelerin aşırı biçimde övülmesi, sosyal medya ortamına gereğinden fazla görev<br />

atfedilmesi, teknoloji açısından gelişmiş olma imajı yaratma çabaları beklentileri yükseltmektedir. Ancak<br />

bu beklentiler tam olarak yerine getirilmediğinde ise itibar kaybının gerçekleşmesi ile karşı karşıya<br />

kalınmaktadır ( Ural, 2011; 79). İşletmelerin iki yönlü iletişim sürecini desteklemek, karşılıklı uzlaşma ve<br />

tatmin ortamı yaratmak için hedef kitlenin beklentilerini, isteklerini ve ihtiyaçlarını sürekli izlemek ve<br />

işletmenin üretim, pazarlama, dağıtım ve iletişim çalışmalarına yön vermeleri gerekmektedir.<br />

<br />

130


Özet<br />

Internet’in bir halkla ilişkiler iletişim aracı olarak<br />

kullanılmaya başlamasıyla birlikte, halkla<br />

ilişkiler kapsamında hedef kitle ile kurulan<br />

iletişimde değişiklikler meydana gelmiştir.<br />

Internet’in sunduğu iletişim araçları, eşzamanlı<br />

ya da eş zamansız olarak iletişim kurulmasına<br />

imkan tanımakta, iletişim tek yönlü olmaktan çok<br />

iki yönlü gerçekleşmektedir. Kurumsal web<br />

siteleri işletmelere halkla ilişkiler<br />

uygulamalarında yeni fırsatlar sunmaktadır. Web<br />

sayfaları işletme tanıtımının yanı sıra, kurum<br />

kimliğini yansıtan öğelerin sunulması, kurum<br />

yayınlarının ucuz ve geniş ölçekli dağıtılması,<br />

medya ile ilişkilerin kolaylaşması ve iletişim<br />

olanaklarının genişlemesini sağlamaktadır. Yeni<br />

iletişim teknolojisi olarak Internetin iş dünyasına<br />

girmesi iletişim açısından büyük fırsatlar<br />

yaratmıştır.<br />

Hedef kitleye yönelik olarak Internet’in kullanımı<br />

çeşitli iletişim araçlarının kullanımını da<br />

beraberinde getirmektedir. Hedef kitlenin farklı<br />

özellikleri, ilgi alanları ve bilgileri olduğu<br />

varsayıldığında çeşitli araçların kullanımı iletişim<br />

üstünlüğü yaratmaktadır. İşletmeler için sosyal<br />

medyada olmak zorunlu hale gelmiş<br />

görünmektedir. Pek çok işletme sosyal medyanın<br />

en azından bir iki platformunda yer almayı tercih<br />

etmektedir. Bu platformların başında blogların<br />

yanı sıra mikrobloglar da gelmektedir.<br />

İşletmelerin sosyal medyada yer alamaya karar<br />

verdiklerinde dikkat etmeleri gereken konular<br />

vardır. İşletmeler öncelikle sosyal medyada<br />

neden yer almak istediklerini açık ve net olarak<br />

ortaya koymalıdır. Sosyal medyanın işletmenin iş<br />

hedeflerine katkısının ne olacağının saptanması<br />

gerekir. Ancak bundan sonra işletme hedef aldığı<br />

hedef kitle ile sosyal medyada nasıl iletişim<br />

kuracağını tasarlamalıdır. İşletmeler,<br />

tüketicilerinin ve diğer paydaşların ilgisini<br />

çekmek, yaptıkları etkinliklerden onları haberdar<br />

etmek, işletme hakkındaki düşüncelerini<br />

edinebilmek amacıyla bloglardan halkla ilişkiler<br />

amacıyla yararlanmaktadır.<br />

Sosyal ağlar işletmeye ait içeriğin daha hızlı<br />

yayılması için de uygun bir araçtır. Sosyal<br />

ağlarda işletmenin yer alması, farkındalığının<br />

artışını sağlayacaktır. İşletmelerin sosyal<br />

ağlardaki varlığı, iletişim teknolojilerindeki<br />

yaklaşımları takip etmesinin göstergesi olması<br />

açısından kuruma itibar da sağlayacaktır.<br />

<br />

131<br />

İşletmeler iş görme biçimlerini vikiler aracılığı ile<br />

paylaşmaktadır. Alım satım politikaları,<br />

sponsorluk başvuruları, başvurulacak hizmetler,<br />

işlem ya da programın nasıl gerçekleştiği gibi<br />

faaliyetlerinde bu alanları bir tür kılavuz olarak<br />

kullanmaktadır.<br />

Halkla ilişkiler çalışanları medya paylaşım<br />

sitelerini, kurum içi halkla ilişkiler, çalışanlarla<br />

ilişkiler, müşteri ilişkileri ve eğitimi yani<br />

kurumsal iletişim amacıyla kullanabilmektedir.<br />

Bir işletme ya da marka hakkında bilgi almak için<br />

arama motorunu açmak ve adını yazmak<br />

yeterlidir. Bu nedenle işletmeler için arama<br />

motorlarının sıralamalarında üst sıralarda yer<br />

almaları önemlidir. Bunun için yürütülen çabalar<br />

ise arama motoru optimizasyonu kavramıyla<br />

açıklanmaktadır. İşletmelerin konu, ürün, hizmet<br />

ve etkinliklerle bağlantılı aramalarda üst sıralarda<br />

yer alması rakiplerine üstünlük sağlaması<br />

açısından önemlidir.<br />

Toplumda işletme hakkında farkındalık yaratma<br />

ve işletmenin görünürlüğünü sağlama açısından<br />

yapılan halkla ilişkiler faaliyetlerinin düzenli ve<br />

sürekli olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Halkla<br />

ilişkiler uygulamaları kapsamında, kurumsal<br />

itibar, kriz iletişimi, medya ilişkileri ve kurumsal<br />

sosyal sorumluluktan söz etmek mümkündür.<br />

Halkla ilişkiler uygulama ya da kampanyalarının<br />

başarılı olabilmesi için stratejik olarak<br />

planlanması ve yönetilmesi gerekir. İş gücü ve<br />

maliyet açısından etkili ve verimli bir çalışma<br />

yapmak ve hedefe ulaşmayı sağlayacak<br />

çalışmaları sürdürmek için planlı davranmak<br />

gerekir. Ayrıca yapılan planları yürütebilmek için<br />

de halkla ilişkiler alanında uzman kişiler<br />

tarafından yönetilmesi gerekir. Halkla ilişkiler<br />

işletmenin hedef kitlesi ile iletişimini sağlamak,<br />

karşılıklı etkileşim yaratmak üzere girişeceği<br />

uygulamalarda başarılı olması için stratejik<br />

yönetim özelliklerinin sosyal medyaya<br />

yansıtılması önem taşımaktadır.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. Aşağıdakilerden hangisi, kurumsal web<br />

sayfalarında yer alması önerilen unsurlardan biri<br />

değildir?<br />

a. Özgün olması<br />

b. Logo, amblem gibi görselleri içermesi<br />

c. Yıllık raporları içermesi<br />

d. Çalışma raporlarını içermesi<br />

e. Basın bültenlerini içermesi<br />

2. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyanın<br />

özelliklerinden biri değildir?<br />

a. İşletme içeriği sağlar<br />

b. İki yönlü iletişime dayalıdır<br />

c. İçerik paylaşımına izin verir<br />

d. İletişim hızlı ve etkilidir<br />

e. Kullanıcıların eğitimi gerekmez<br />

3. Web 2.0 teknolojileri üzerine kurulan, daha<br />

derin sosyal etkileşime, topluluk oluşumuna ve<br />

işbirliği projelerini başarmaya imkan sağlayan<br />

web siteleri ne olarak adlandırılır?<br />

a. Sanal ortam<br />

b. Dijital iletişim<br />

c. Sosyal medya<br />

d. Web sayfası<br />

e. İnternete dayalı iletişim<br />

4. Aşağıdakilerden hangisi, bloglarda kullanıcı ile<br />

paylaşılan bilgilerden biri değildir?<br />

a. Ürün, hizmet ve etkinlik bilgileri<br />

b. Reklam filmleri<br />

c. Kurumu tanıtan videolar<br />

d. Satış kampanya bilgileri<br />

e. Toplantı tutanakları<br />

<br />

132<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi kurumsal web<br />

sayfaları ile bloglar karşılaştırıldığında uygun<br />

ifadelerden biri değildir?<br />

a. Kurumsal web sayfalarında geribildirim<br />

almak bloglara göre daha kolaydır.<br />

b. Kurumsal web sayfalarında içeriğin üslubu<br />

bloglara göre daha resmidir.<br />

c. Kurumsal web sayfalarında kullanılan dilin<br />

anlaşılması bloglara göre daha zordur.<br />

d. Kurumsal web sayfaları samimiyet açısından<br />

bloglara göre daha az güvenilirdir.<br />

e. Kurumsal web sayfaları hedef kitleyi bloglara<br />

göre daha pasif hale getirmiştir.<br />

6. Aşağıdakilerden hangisi mikroblogların halkla<br />

ilişkiler açısından destek olabileceği<br />

uygulamalardan biri değildir?<br />

a. Kurum kimliğinin oluşturulması<br />

b. Mesajların belirlenmesi<br />

c. Medya ile ilişkilerin geliştirilmesi<br />

d. İmaj ve itibar çalışmaları<br />

e. Beğenilirlik çalışması<br />

7. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağların sahip<br />

olduğu özelliklerden biri değildir?<br />

a. İşletmeye ait içeriğin hızla yayılması<br />

b. İşletmeye yönelik farkındalığın arttırılması<br />

c. Kurumsal itibarın sağlanması<br />

d. İletişim programlarının yürütülmesi<br />

e. Reklam mecrası olarak kullanılması<br />

8. Aşağıdakilerden hangisi sosyal ağların<br />

kullanılmasında hedef kitle üzerinde olumlu etki<br />

yaratabilecek önerilerden biri değildir?<br />

a. İletişim kurmaya teşvik etme<br />

b. Tek bir bağlantı sunma<br />

c. Bulunmayı kolaylaştırma<br />

d. Gruplara katılım<br />

e. Samimi ve şeffaf olma


9. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin viki<br />

kullanma nedenlerinden biri değildir?<br />

a. Ucuz ve hızlı intranet ihtiyacı<br />

b. Dağınık dokümanların bir araya toplanması<br />

c. Notları, ajandayı, takvimi ve planları<br />

yönetmesi<br />

d. Ürün ve hizmetler için tanıtım fırsatı sunması<br />

e. İç ve dış hedef kitlenin ulaşabileceği bir<br />

platform sunması<br />

10. Aşağıdakilerden hangisi Internet’in kriz<br />

dönemleri için yarattığı avantajlardan biri<br />

değildir?<br />

a. İşletmeyle ilgili bilgilerin hızla yayılmasını<br />

sağlar<br />

b. Basın bültenleri ve duyurumlar aracılığı ile<br />

kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanır<br />

c. Kriz sürecinde geleneksel medyadan sonraki<br />

enformasyon kaynağı olarak rol oynar<br />

d. Bloglarda yer alabilecek resim ve görüntülere<br />

kolay erişim sağlar<br />

e. İşletmenin açıklık ve şeffaflık politikasına<br />

destek olur<br />

<br />

133<br />

Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. d Yanıtınız yanlış ise “Kurumsal Web<br />

Sayfalarının Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden<br />

gözden geçiriniz.<br />

2. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

3. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyanın<br />

Kullanımı” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

4. e Yanıtınız yanlış ise “Bloglar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

5. a Yanıtınız yanlış ise “Bloglar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

6. c Yanıtınız yanlış ise “Mikrobloglar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

7. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Ağlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

8. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Ağlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

9. d Yanıtınız yanlış ise “Vikiler” başlıklı konuyu<br />

yeniden gözden geçiriniz.<br />

10. d Yanıtınız yanlış ise “Kriz Yönetimi”<br />

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.


Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Halkla ilişkiler açısından, kurumun dikkate alma<br />

gereği duyduğu, ortak beklentileri olan insanlar<br />

topluluğu, hedef kitle olarak tanımlanmaktadır.<br />

Hedef kitlenin belirlenmesi, iletişim araç ve<br />

tekniklerinin seçilmesi aşamasında, mesajların<br />

etkili bir biçimde hazırlanmasında, bütçe ve<br />

kaynak kullanımının iyi yönetilmesinde ve<br />

gerçekleştirilecek kampanyalarda grupların<br />

önceden saptanması aşamasında önem<br />

kazanmaktadır. Halkla ilişkilerin hedef kitlesini<br />

genel olarak sıralamak gerekirse çok geniş bir<br />

gruptan söz edildiği görülecektir. İç ve dış hedef<br />

kitle ayrımı yapmadan hedef kitle kapsamına<br />

bakacak olursak şu gruplarla karşılaşılabilir<br />

(Peltekoğlu, 1998;117):<br />

• Çalışanlar<br />

• Çalışanların aileleri<br />

• Sendikalar<br />

• Emekliler<br />

• İçerisinde yaşanan topluluk<br />

• Belediyeler<br />

• Şehir toplulukları<br />

• Müşteriler<br />

• Dağıtımcılar<br />

• Tedarikçiler<br />

• Rakipler<br />

• Ticari birlikler<br />

• Medya<br />

• Akademik çevre<br />

• Bankacılar<br />

• Yatırımcılar<br />

<br />

134<br />

Sıra Sizde 2<br />

Halkla ilişkilerin stratejik olarak planlanabilmesi<br />

için ele alınabilecek modelde takip edilmesi<br />

gereken adımlar şunlardır (Andreasen & Kotler,<br />

2008; 329):<br />

• İşletmenin uygun hedef kitlesini tanımlamak<br />

• Uygun hedef kitlenin işletmeye yönelik imaj<br />

ve tutumlarını ölçmek<br />

• Temel hedef kitle için imaj tutumu ve<br />

davranışsal hedefler oluşturmak<br />

• Maliyet etkili halkla ilişkiler geliştirmek<br />

• Halkla ilişkiler krizleri için hazırlıklı olmak<br />

• Medya üzerinde çalışmak<br />

• Web sitelerini ve blog yazarlarını takip<br />

etmek<br />

• Etkileri ölçmek<br />

Sıra Sizde 3<br />

Blog ve diğer iletişim araçları arasındaki<br />

farklılıklar (Aydede, 2006;35)<br />

Kolaylık: Herkes blog yayınlayabilir.<br />

Erişilebilirlik: Arama motorları aracılığı ile<br />

bloglara erişim sağlanabilir.<br />

İki yönlü iletişim ortamı: Kayıtlara ya da<br />

gönderilere yapılan yorumlar küresel çapta<br />

olabilir.<br />

Yaygınlık: Erişim açık olduğu için, çok hızlı<br />

şekilde bilgilerin, fikirlerin ulaştırılabilmesi<br />

sağlanır.<br />

İlişkilendirilebilirlik: Bloglar arasında bağlar<br />

kurularak erişim kolaylaştırılmaktadır.<br />

Sıra Sizde 4<br />

Videoların kullanımının tercih edilmesindeki<br />

sebepler şunlardır (Alikılıç, 2011; 48): Doğal<br />

olmaları, üretim kolaylığı, kişisel olması, tekrar<br />

izleme olanağı, ücretsiz olması.


Sıra Sizde 5<br />

Genel olarak web sayfalarında öncelikle medya<br />

çalışanlarına yönelik içerikte yer alması gereken<br />

malzemeler şunlar olabilir:<br />

• Güncel bültenlerin yanı sıra basın<br />

bültenlerinin de arşivine yer verilebilir.<br />

Geriye dönük olarak etkinliklerin takibini<br />

kolaylaştıracaktır. Bültenlerin isimlerinde<br />

tarih sıralamasına dikkat edilmelidir. Eğer<br />

sayısı çoksa yıla ya da konuya göre<br />

sistematik listelemelerin yapılması, yerinde<br />

olur.<br />

• İşletmeye ait yüklenebilir broşür, tanıtım<br />

CD’si, fotoğraflar ve varsa afişlere yer<br />

verilebilir.<br />

• İşletme üst düzey yöneticilerinin<br />

özgeçmişlerine ait bilgiler ve fotoğrafları<br />

yer almalıdır.<br />

• İşletmeye ait raporlar, analizler, tablolar ve<br />

grafikler verilmelidir.<br />

• E-dergi, e-bülten, e-kitap gibi yüklenebilir<br />

kurum yayınları yer almalıdır.<br />

Sıra Sizde 6<br />

Halkla ilişkiler açısından kurumsal kimliği<br />

oluşturun unsurlar şu şekilde açıklanabilir:<br />

Kurum kimliği, kurumun kullandığı logo, renkler<br />

ve amblem gibi kurumsal tasarımın yanı sıra<br />

kurumsal iletişim, kurumsal davranış ve kurum<br />

felsefesinden oluşmaktadır. Bu kapsamda, kurum<br />

kimliğinin, logo, amblem, diğer tanıtıcı işaretler,<br />

bina tasarımı, web sayfası tasarımı, reklam,<br />

kıyafet özellikleri gibi işletmenin görsel<br />

öğelerinin yanı sıra davranışı, kurumun felsefesi<br />

ve kurumsal iletişim gibi özellikleri de içinde<br />

barındıran kimlik olduğu ifade edilebilir.<br />

<br />

135<br />

Sıra Sizde 7<br />

Her işletme beklenmedik bir zamanda<br />

beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalabilir.<br />

Böyle durumlar işletmeler için bir kriz ortamı<br />

yaratabilmektedir. Bu krizler işletmeleri hem<br />

ekonomik açıdan hem de itibar açısından zor<br />

duruma sokabilir. İşletmenin böyle bir kriz ile<br />

karşılaşma ihtimaline karşılık hazırlıklı olması<br />

gerekir. Krizlerin ortaya çıkmasını engellemek<br />

mümkün olmayabilir ancak iyi yönetilen krizler<br />

işletme için fırsata bile dönüşebilir. Bunun için<br />

öncelikle işletmede kriz yönetimi fikrinin<br />

benimsenmesi ve uygulanması yerinde olur. Kriz<br />

yönetiminde ilk adım ise kriz durumunda neler<br />

yapılacağının planlanmasıdır. Kriz kavramı, bir<br />

işletmenin, krizi öngörme ve önleme<br />

mekanizmalarını yetersiz bırakan, üst düzey<br />

hedeflerini ve işleyiş düzenini tehdit eden, bazen<br />

işletmenin yaşamını tehlikeye sokan, kısa sürede<br />

karar vermeyi ve tepki göstermeyi gerektiren<br />

gerilim durumudur (Pira, Sohodol, 2004; 25).<br />

Kriz döneminde ise kriz iletişimi, ortaya çıkan<br />

kötü sonuçların kurum imajını zedelememesi<br />

amacıyla hedef kitle ile sürdürülen bir dizi halkla<br />

ilişkiler çalışmasından oluşmaktadır.


Yararlanılan Kaynaklar<br />

Akar, E. (2010) Sosyal Medya Pazarlaması, Efil<br />

Yayınları: İstanbul.<br />

Akyürek, R. (1998) Sponsorluk Planlaması,<br />

Anadolu Üniversitesi, ESBAV Yayınları,<br />

Eskişehir.<br />

Alikılıç, Ö. A. (2011) Halkla İlişkiler 2.0, Efil<br />

Yayınları: İstanbul.<br />

Alankuş, S. (der.) (2003) Yeni İletişim<br />

Teknolojileri ve Medya, IPS İletişim Vakfı<br />

Yayınları: İstanbul.<br />

Andreasen, A.R. & Kotler, P. (2008) Strategic<br />

Marketing for Nonprofit Organizations.<br />

Seventh edition. Pearson Education. NJ.<br />

Aydede, C. (2004) Medya ve Halkla İlişkiler.<br />

Rota Yayınları, İstanbul.<br />

Aydede, C. (2006) Blog Çağı, Hayat Yayıncılık,<br />

İstanbul.<br />

Curtis, L., Edwards, C., Fraser, K.L.,<br />

Gudelsky,S., Holmquist,J., Thornton, K.,<br />

Sweetser, K.D. (2010) “Adoption of social media<br />

for public relations by nonprofit organizations”,<br />

Public Relations Review. 36. 90–92.<br />

Gilpin, D. (2010) “Organizational Image<br />

Construction in a Fragmented Online Media<br />

Environment” Journal of Public Relations<br />

Research, 22(3):265–287.<br />

Grunig, J. E. (edit) (2005) Halkla İlişkiler ve<br />

İletişim Yönetiminde Mükemmellik, Rota<br />

Yayınları, İstanbul.<br />

Güçdemir, Y. (2010) Sanal Ortamda İletişim,<br />

Derin Yayınları: İstanbul.<br />

<br />

136<br />

Kazancı, M. (1997) Halkla İlişkiler, Turhan<br />

Kitabevi, İkinci Baskı, Ankara.<br />

Onat, F. & Alikılıç, Ö.A. (2008) "Sosyal Ağ<br />

Sitelerinin Reklam Ve Halkla İlişkiler Ortamları<br />

Olarak Değerlendirilmesi” Journal of Yasar<br />

University, 3(9), 1111-1143.<br />

Özkan, S. (2009) Halkla İlişkiler Yönetimi,<br />

İstanbul Ticaret Odası Yayınları.<br />

Peltekoğlu, F. B. (1998) Halkla İlişkiler Nedir.<br />

Beta Yayınları, İstanbul.<br />

Pira, A. & Sohodol, Ç. (2004) Kriz Yönetimi<br />

Halkla İlişkiler Açısından Bir Değerlendirme,<br />

İletişim Yayınları, İstanbul.<br />

Sayımer, İ. (2008) Sanal Ortamda Halkla<br />

İlişkiler, Beta Yayınları, İstanbul.<br />

Scott, D. M. (2008) Pazarlamanın ve İletişimin<br />

Yeni Kuralları, MediaCat Yayınları: İstanbul.<br />

Smith, R.D. (2005) Strategic Planning for<br />

Public Relations, Lawrance Erlbaum Associates,<br />

Publishers, London.<br />

Stone, N. (1995) The Management and<br />

Practice of Public Relations, Mac Millian Press.<br />

London.<br />

Ural, E. G. (2006) Stratejik Halkla İlişkiler<br />

Uygulamaları, Birsen Yayınevi, İstanbul.<br />

Ural, E. G. (2011) Teknolojinin Etkileri ve<br />

Halkla İlişkiler: Eleştirel Bir Yaklaşım” Zeliha<br />

Hepkon (editör), İletişim ve Teknoloji, Kırmızı<br />

Kedi Yayınevi 66, İstanbul.<br />

Wilcox, D.L., Cameron, G.T., Ault, P.H. ve<br />

Agee, W.K. (2007) Public Relations Strategies<br />

and Tactics, Seventh edition. Allyn and Bacon,<br />

Boston.


6<br />

Amaçlarımız<br />

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Sosyal medyada ölçüm sürecini açıklayabilecek,<br />

Sosyal medyada ölçüm yapılabilecek alanlar arasından seçim yapabilecek,<br />

Temel performans göstergeleri ve yatırımın geri dönüşü kavramlarını açıklayabilecek,<br />

Bir programda ya da kampanyada kullanılacak temel performans göstergeleri ile ölçme araç ve<br />

platformlarını belirleyebilecek<br />

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.<br />

Anahtar Kavramlar<br />

Metrik<br />

İçindekiler<br />

Giriş<br />

Temel Performans Göstergesi<br />

Yatırımın Geri Dönüşü<br />

Dinleme Platformları<br />

Sosyal Medyada Ölçüm<br />

138<br />

Metin Madenciliği<br />

Uygulama Programı Ara Yüzleri<br />

Site Analizi<br />

Metrikler, Temel Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri Dönüşü<br />

Ölçüm ve Analizlerde Kullanılabilecek Araç ve Platformlar<br />

Sosyal Medya Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar<br />

Sosyal Medya Ölçüm Süreci


GİRİŞ<br />

Rekabetin oldukça yoğun olduğu ve her türden maliyetin işletmeler için büyük önem taşıdığı günümüz<br />

pazarlarında işletmeler, yaptıkları pazarlama yatırımlarının kendilerine anlamlı bir geri dönüş<br />

sağladığından emin olmak istemekteler. Dolayısıyla da her türden pazarlama faaliyetleri için yaptıkları<br />

yatırımların kendilerine ne ölçüde geri dönüşü olduğunu, hangi faaliyetlerin daha fazla getiri sağladığını<br />

ya da maliyeti kurtarmadığını daha titizlikle inceler olmuşlardır. Sosyal medyanın pazarlama<br />

uygulamaları içinde giderek daha önemli bir yer edinmeye başlaması ile birlikte yöneticiler gözlerini bu<br />

mecralarda yapılan faaliyetlerin analiz ve ölçümlemesine de çevirmeye başlamışlardır.<br />

Sosyal medya pazarlaması her geçen gün popülerleşmekle birlikte çoğu pazarlama yöneticisi için bir<br />

ikilemi de beraberinde getirmektedir. Bir taraftan pazarlama yöneticileri sosyal medyanın işletmeleri için<br />

çok önemli bir mecra olduğunu içten içe hissetmekte ve sosyal medya pazarlamasının vazgeçilmez<br />

olduğunu düşünmektedir. Ancak, diğer tarafta gerçek kar ve getiri rakamlarını görmeden sosyal medya<br />

pazarlamasına inanmaya ve yatırım yapmaya istekli olmayan tepe yöneticileri ve yatırımcılar yer<br />

almaktadır. Bu ikilemi çözmek ve tepe yöneticilerini ikna etmek isteyen pazarlama yöneticilerinin aklında<br />

sosyal medya yatırımlarının getirisinin nasıl ölçüleceği sorusu giderek büyümektedir. Öyle ki, 2011<br />

yılında gerçekleştirilen Sosyal Medya Pazarlaması araştırması kapsamında görüşülen 3.300 pazarlama<br />

yöneticisinin, sosyal medya ile ilgili cevaplanmasını istedikleri on sorudan ilki, “sosyal medya üzerinden<br />

gerçekleştirdikleri pazarlama faaliyetlerinin etkilerini nasıl ölçecekleri” olmuştur.<br />

Ancak sosyal medya faaliyetlerinin getirisinin ölçümü söylendiği kadar kolay bir iş değildir çünkü<br />

sosyal medyada gerçekleştirilen pazarlama faaliyetleri, daha önce de belirtildiği üzere, geleneksel<br />

pazarlama uygulamalarından çok daha farklı bir bakış açısı taşımaktadır. Bu nedenle de geleneksel medya<br />

ölçümü için kullanılan araçların bu mecralarda kullanımı çok da doğru sonuçlar sunmamaktadır. Dahası,<br />

kimi zaman yapılan uygulamaların finansal getirilerle bağlantısını kurmak ya da kısa vadede finansal<br />

anlamda bir geri dönüşü ortaya koymak her zaman mümkün olmamaktadır. Örneğin, Facebook<br />

sayfasındaki takipçilerin artmasının o ayki satışlarla bağlantısını kurabilmek çok da kolay bir iş değildir.<br />

Sosyal medyada ölçme ve analiz dendiğinde, karşımıza oldukça karmaşık bir tablo çıkmaktadır. Bir<br />

yanda profesyonel araştırma ve medya takip firmalarının ortaya koymuş oldukları analiz ve ölçüm<br />

teknikleri yer almaktadır. Sosyal medya pazarlamasının gelişimine paralel olarak, bu mecralarda yapılan<br />

uygulamaların performanslarını ölçmeye odaklanan ya da sosyal medya takibi yapan yeni bir sektör<br />

ortaya çıkmış durumdadır. Bu firmalar, farklı ihtiyaçları karşılayacak farklı izleme ve analiz yöntemleri<br />

ile müşterilerine hizmet vermektedir. Ancak uygulamalar ve ölçüm yöntemleri firmadan firmaya önemli<br />

ölçüde farklılıklar gösterebilmektedir. Diğer tarafta ise, sosyal medya uzmanlarının ortaya koymuş<br />

oldukları temel performans göstergeleri karşımıza çıkmaktadır. Bu göstergeler de yine işletmelerin farklı<br />

amaçlarına göre ölçülmesi ya da analiz edilmesi gereken temel alanları göstermektedir. Ortaya konan tüm<br />

bu araçlar ve göstergeler sosyal medyada ölçme ve analiz işini kolaylaştırmaktan ziyade<br />

zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla da sosyal medya etkinliklerini değerlendirmek için kullanılabilecek tek bir<br />

analiz ve ölçüm yöntemi değil çok sayıda seçenek bulunmaktadır. Bu da süreci çok daha karmaşık hale<br />

getirmektedir. Bu noktada, işletmelerin sosyal medya amaçları ile uyumlu ve bu amaçların izlenmesine<br />

olanak sağlayan gösterge ve analiz yönetmelerinin seçimi ve bunların belirli bir sistematik içinde<br />

kullanılması büyük önem taşımaktadır.<br />

139<br />

<br />

Sosyal Medyada Ölçme<br />

ve Analiz


SOSYAL MEDYADA ÖLÇÜM<br />

Sosyal medya ölçümü, işletmelerin belirledikleri amaç ve hedefler çerçevesinde ortaya koydukları sosyal<br />

medya uygulamalarının takip edilmesi ve bu uygulamaların performanslarının ölçülmesi süreci olarak<br />

tanımlanabilecektir. Ölçüm, bir süreç içinde gerçekleşmektedir ve bu süreçte işletmeler birbirini izleyen<br />

birtakım faaliyetleri yerine getirmektedirler.<br />

Sosyal Medyada Ölçüm Süreci<br />

Sosyal medya ölçümü tek bir platforma ya da kampanyaya odaklı değil, işletmenin tüm sosyal medya<br />

uygulamalarını kapsayacak genişlikte bir süreçtir. Ayrıca hem çevrimiçi hem de çevrimdışı ortamlarda<br />

ölçüm yapmayı gerektirir. Örneğin, sosyal medya kampanyalarının önemli ve istenen sonuçlarından birisi<br />

de tüketicilerin markadan olumlu olarak bahsetmeleridir ki bu konuşmaların birçoğu çevrimdışı<br />

ortamlarda gerçekleşmektedir. Ya da ürün satışları fiziki mağazalardan da yapılmaktadır. Dolayısıyla,<br />

ölçüm süreci çevrimdışı ortamlarda gerçekleşen bu sonuçları da kapsamalıdır. Genel olarak bakıldığında<br />

ölçüm süreci izleme, ölçüm, analiz ve raporlama olmak üzere dört temel adımdan oluşmaktadır;<br />

İzleme (Dinleme): Sosyal medya dilinde daha çok “dinleme” olarak adlandırılan bu aşama genellikle<br />

ölçüm ile karıştırılabilmektedir. İzleme, temel olarak bir amaç ile dinlemek olarak tanımlanabilecektir. Bu<br />

aşamada işletmenin derdi bir şeyleri ölçmek ya da sayısallaştırmak değildir. İzleme aşaması, daha sonra<br />

yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi işlemlerini kapsar.<br />

Bu aşamada işletme, amaçları doğrultusunda dinleme alanları oluşturur ve bunlardan gelen verileri toplar.<br />

Elde edilen verinin niteliği değerlendirilir.<br />

Ölçüm: İzleme aşamasında elde edilen verinin işletme amaçlarıyla bağlantılı olup olmadığı<br />

değerlendirilir. Sonraki adımda artık verinin sayısallaştırılması gerekmektedir. Bu işlem ölçüm<br />

aşamasında gerçekleşir. Ölçüm, izleme ile elde edilen verilere ampirik bir değer ya da “sayısal bir<br />

büyüklük” atfedilmesidir. Örneğin, bir web sitesini ziyaret edenlerin sayısı, bir bağlantıyı tıklayanların<br />

sayısı ya da YouTube üzerinden yayınlanan bir videonun izlenme sayısı ölçülebilir. Aynı zamanda<br />

verilerin zaman içindeki değişimi ya da bir videonun ya da blog yazısının yayılma hızı da ölçülebilecekler<br />

arasındadır.<br />

Analiz: Ölçüm ile sayısal değerler alan verilere analiz aşamasında bir anlam verilmektedir. Analiz<br />

aşaması, elde edilen sayısal verilerin, işletme tarafından alınacak diğer kararlarda kullanılmak üzere,<br />

değerlendirilmesi ve yorumlanması sürecidir. Dolayısıyla, analiz olmadan ölçüm bir işe yaramaz. Çoğu<br />

işletme topladığı verileri analiz etmemekte sadece raporlamaktadır. Bu haliyle yapılan ölçümlerde elde<br />

edilen veriler, sayılar ve grafiklerden öteye geçemez ve işletmelerin bir işine yaramaz. Halbuki analizler,<br />

işletmelere yaptıkları uygulamaların hangilerinin başarılı, hangilerinin başarısız olduğunu görme şansı<br />

sağlar. Sonraki uygulamalarında hangi noktalara daha fazla odaklanmaları gerektiği konusunda yol<br />

gösterir. Karşılaşabilecekleri riskleri, tehditleri ve fırsatları gösterir. Analiz süreci dinamik bir süreçtir.<br />

Kullanılan analiz araçları ve yöntemleri sürekli değişme ve gelişme içindedir. Bu nedenle işletmelerin<br />

analiz süreci de sürekli bir evrim geçirmek, yeni araçlara uyum sağlamak zorundadır. İşletme bu sene<br />

kullandığı bir analiz aracını seneye aynen kullanmak yerine, kendisi ve amaçları için uygun olabilecek<br />

yeni analiz araçlarını düzenli aralıklarla değerlendirmelidir.<br />

Raporlama: Sosyal medya programları için yatırımların devamlılığı, mevcut programın başarısına<br />

bağlıdır. Üst yönetimin bu başarıyı göreceği yer ise, yapılan ölçüm ve analizlerin sonuçlarının sunulduğu<br />

raporlar olacaktır. Dolayısıyla raporlar ölçüm sürecinin önemli çıktılarından birisidir. Raporlama<br />

adımında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, elde edilen önemli bulguların kısa, öz ve gerekli<br />

vurgular yapılarak üst yönetime sunulmasıdır.<br />

Sosyal medya amaçlarını belirlemiş ve stratejisini uygulamaya başlayacak ya da başlamış bir<br />

işletmenin, sosyal medya ölçümünde kullanabileceği farklı stratejik yaklaşımlar bulunmaktadır. Aşağıda<br />

Tablo 6.1. içinde, yöneticilerin içinde bulunabilecekleri bu dört farklı stratejik yaklaşım gösterilmektedir.<br />

<br />

140


Yöneticinin<br />

Etkinliği<br />

Ölçme<br />

Becerisi<br />

<br />

Tablo 6.1: Sosyal Medya Ölçümünde Stratejik Seçenekler<br />

Yöneticinin Etkinlik Konusunda Öznel<br />

Değerlendirmesi<br />

Başarısız Başarılı<br />

Ölçülebilir Ölç ve Düzelt Başarı için Tekrar Et<br />

Belirsiz Çıkmaz Sokak Tecrübesiz İyimserler<br />

Kaynak: Hoffman, D.L. ve M. Fodor (2010). “Can You Measure the ROI of Your Social Media Marketing?”, MIT Sloan<br />

Management Review, Fall.<br />

İşletmenin sosyal medya ölçümündeki stratejik seçeneklerinden ilki, Tablo 6.1. içinde “Çıkmaz<br />

Sokak” olarak adlandırılan bölgedir. Bu bölgede yer alan yönetici, sosyal medya çabalarını ölçmek<br />

konusunda yetersiz kalmaktadır ve sosyal medya çabalarının da iyiye gitmediğini (başarısız olduğunu)<br />

düşünmektedir. Bu bölgedeki yöneticiler genellikle dene ve gör yaklaşımıyla hareket ederler ve<br />

uygulamalarında yaptıkları değişiklikleri ölçmezler. Ölçüm yapılmadığı için yöneticiler genellikle hatanın<br />

ya da sorunun nerede olduğunu bilemeyeceklerinden, sonraki adımlarında ne yapmaları ya da neyi<br />

düzeltmeleri gerektiğini de bilmezler. Bu grupta sosyal medya uygulamaları ya tamamen durdurulur ya da<br />

elle tutulur bir gerekçesi olmaksızın bazı düzeltmeler yapılmaya çalışılır. Ancak, elde yöneticiye yol<br />

gösterecek bir veri olmadığından, yöneticinin sıkıştığı bu çıkmaz sokaktan kurtulması çok mümkün<br />

olmaz.<br />

İkinci seçenek, “Ölç ve Düzelt” olarak adlandırılmıştır. Bu bölgede yönetici gerçekleştirdiği<br />

uygulamaları ölçmektedir ve elde ettiği sonuçlardan yola çıkarak sosyal medya çabalarının çok da iyiye<br />

gitmediğini düşünmektedir. Bu noktada yer alan bir yönetici, çıkmaz sokak bölgesindeki yöneticiden çok<br />

farklı bir konumdadır. Her ne kadar iki yönetici de çabalarının iyiye gitmediğini (başarılı olmadıklarını)<br />

düşünüyor olsalar da, bu bölgedeki yönetici sorunu çözebilmek için birtakım ölçümler yapmaktadır.<br />

Yapılan faaliyetlerin değerlendirilmesi, er ya da geç yöneticinin sorunu bulacağının bir göstergesidir.<br />

Dolayısıyla, yönetici yaptığı ölçümler sonucunda belirlediği hataları düzeltirse, tabloda “Başarı için<br />

Tekrar Et” bölgesine geçmeyi başarabilir. Bu bölgede yönetici hem faaliyetlerini ölçebilmektedir, hem<br />

de çabalarının iyiye gittiğini (başarılı olduğunu) düşünmektedir. Uygulanan faaliyetlerin ölçüm ve<br />

değerlendirilmesi yapıldığından, işletme daha başarılı olmak için mevcut faaliyetlerini ufak düzeltmelerle<br />

tekrarlayarak, başarısını sürdürebilir. Bu başarıyı sürdürmek zor olsa da elde edilenler düşünüldüğünde bu<br />

çabaya değdiği görülebilecektir.<br />

Son grupta ise “Tecrübesiz İyimserler” yer almaktadır. Bunlar, gösterdikleri çabaların etkinliğini<br />

ölçememelerine rağmen, çabalarının iyiye gittiğini ya da başarılı olduklarını düşünmektedir. Bu<br />

yöneticiler sosyal medyada bir çaba göstermeye değdiği görüşündedirler ancak nasıl ölçüm yapacakları<br />

konusunda kafalarında soru işaretleri vardır. Bu alan oldukça tehlikeli bir alandır. İşletmelerin işe<br />

başlaması için iyi bir bölge gibi gözükse de, yöneticilerin en kısa zamanda ölçme stratejilerini geliştirerek<br />

bu yaklaşımdan uzaklaşmaları en doğrusu olacaktır. Yönetici ölçüm konusunda gerekli çabaları<br />

göstermezse, eninde sonunda “çıkmaz sokak” bölgesine geçecektir. Başarıyı ölçememek bir süre sonra,<br />

çabaların iyiye gittiği yönündeki iyimserliği ortadan kaldıracaktır. Ancak yönetici ölçme stratejisini<br />

geliştirip başarısını değerlendirmeyi başarabilirse, ya doğrudan “başarı için tekrar et” bölgesine geçecektir<br />

ya da önce “ölç ve düzelt” bölgesine kayacak, burada uygulamalarındaki hatalı noktaları düzeltecek ve<br />

nihai olarak gene “başarı için tekrar et” bölgesine ulaşacaktır.<br />

Özetlemek gerekirse, sosyal medya ölçümü için sunulan bu seçeneklerde anlatılmak istenen,<br />

yöneticilerin hızla belirsiz ölçüm alanlarından uzaklaşıp, etkinliğin ölçülebildiği yaklaşımlara<br />

141


geçmelerdir. Böylelikle yaptıkları arasında neyin işe yarayıp neyin yaramadığını görebilecek ve sosyal<br />

medya uygulamalarında başarıya giden yolda hızla ilerleyebileceklerdir.<br />

Ölçüm ve Analiz Yapılabilecek Temel Alanlar<br />

Sosyal medya içinde farklı alanlardan veri toplayıp ölçüm yapmak, işletmelere hem tüketici karar<br />

süreciyle ilgili hem de sosyal medyada neler olup bittiği hakkında daha fazla bilgi sahibi olma şansı<br />

sağlayacaktır. Aşağıda Şekil 6.1 içinde işletmelerin sosyal medya içinde ölçüm yapabilecekleri üç temel<br />

alan gösterilmektedir. Çok sayıda metrik olmasına rağmen, temelde bu metrikleri elde etmek için gerekli<br />

olan veri bu üç temel alandan elde edilmektedir.<br />

<br />

Şekil 6.1: Sosyal Geribildirim Döngüsü ve Ölçüm Yapılabilecek Alanlar.<br />

Kaynak: Evans, D. (2008). Social Media Marketing: An Hour a Day, Wiley Publishing, Inc.<br />

Sosyal medya pazarlaması konusunu ele aldığımız 2. Ünite içinde sosyal geribildirim döngüsünün<br />

öneminden bahsetmiştik. İşletmelerin sosyal medya çabaları tüketiciyi bu geribildirim döngüsü içinde<br />

etkilemeyi amaçlamaktadır. İşletmeler, sosyal medya programlarını değerlendirmek için bu geribildirim<br />

döngüsü içindeki üç farklı alandan veri toplayıp ölçüm yapabilirler. Bunlar (Evans, 2008; Evans ve<br />

McKee, 2010);<br />

İçeriğin kendisine yönelik ölçümler: İşletmelerin kullanabilecekleri en zengin veri alanı, sosyal<br />

medya içinde ortaya çıkan içeriğin kendisidir. İşletmeler, kendileri hakkında söylenenleri en kolay yoldan<br />

sosyal medya içinde oluşan içerik sayesinde öğrenebilir ve takip edebilirler. Burada, işletmeler hem<br />

tüketicilerin kendileri hakkında ne düşündüğünü hem de kendi aralarında işletme/sektör hakkında neler<br />

konuştuklarını öğrenebilirler. Marka hakkındaki blog yazıları, öneri ve yorumlar, Tweetler vb. içeriğin<br />

kendisine ilişkin ölçümlerin yapılabileceği bir alandır. Bu alanlarda işletmeler içeriğin ya da<br />

konuşmaların duygusal yönünü (içeriğin olumluluk ya da olumsuzluk durumunu) anlamaya, içeriği<br />

oluşturan kaynağa ve son olarak da içeriğin hacmine yönelik analizler gerçekleştirebilirler. İçeriğin<br />

duygusal yönü (konuşmaların olumlu ya da olumsuz olması – İngilizcesi “sentiment analysis” olarak<br />

geçmektedir) sayesinde işletmeler, tüketicilerin markaya/ürüne/işletmeye bakış açısını öğrenebilir ve bu<br />

hislerinin ne denli güçlü olduğunu görebilirler. Kaynağa yönelik analizlerin iki yönü bulunmaktadır; i)<br />

işletme kendi alanında daha fazla etkileyici güce sahip yazarları ya da tüketicileri belirleyebilir, ii)<br />

konuşmaların gerçekleştiği sosyal medya platformlarını (Facebook, Twitter, bloglar vs.) analiz ederek,<br />

hangi platformların kendisi için daha önemli olduğunu görebilir ve mutlaka yer alması gereken<br />

platformları belirleyebilir. İçeriğin hacmine yönelik analizler ise marka/ürün/işletme ile ilgili konuşma<br />

hacmini ortaya koyar. Belirli bir konu başlığı üzerine kaç kişi konuşuyor, kaç kişi o konuyu beğeniyor ya<br />

da yeniden yayınlıyor/başkalarıyla paylaşıyor gibi soruların cevapları bulunmuş olur.<br />

Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate alınmasına yönelik ölçümler: Bu ikinci ölçüm alanı, tüketici<br />

ilgileri ile işletmenin sosyal medya faaliyetleri arasındaki kesişim noktasına odaklanmaktadır. İçeriğe<br />

ilişkin ölçümlerin aksine burada işletmenin sosyal medyadaki faaliyetleri ile ilintili alanlarda ölçüm<br />

142


yapılmaktadır. İşletmenin, gerçekleştirdiği faaliyetlerin tüketici karar süreci içinde dikkate alınıp<br />

alınmadığı sorusuna yanıt bulabileceği bir alandır. Bir başka deyişle, tüketicinin işletmenin sosyal<br />

medyadaki faaliyetlerini ne derece dikkate aldığı ile ilgili ölçümlerin yer aldığı bir alandır. Sitede<br />

geçirilen süre, blog yazılarına gelen yorumlar, Facebook sayfasındaki faaliyetlere gelen tepkiler içeriğin<br />

dikkate alınmasına ilişkin ölçümlerin yapılabileceği alanlardır.<br />

Sosyal medya faaliyetlerinin etkilerine yönelik ölçümler: Son olarak sosyal medyada yaratılan ve<br />

iletilen mesajların istenilen sonuçları doğurup doğurmadığı, bir başka deyişle işletmenin faaliyetlerinin ve<br />

yarattığı içeriğin etkisine yönelik ölçümlerin yapıldığı alandır. İşletmeler sosyal medya kampanyaları ile<br />

belirli amaçlara ulaşmayı hedeflerler ve gerçekleştirdikleri faaliyetlerin sonuçlarını ölçerler. Elde edilen<br />

sonuçlar ile amaçlara ne denli ulaşıldığını analiz etmeye çalışırlar. Burası, yapılan bir kampanya<br />

sonrasında tüketicilerden beklenen belirli davranışların ne oranda gerçekleştirildiği ya da kampanya<br />

mesajıyla tüketicilerin ne kadar ilgilendiği gibi ölçümlerin yapıldığı bir alandır. Sosyal medya<br />

faaliyetlerinin tüketicinin farkındalık düzeyini ve satışları nasıl etkilediği, bu alanda yapılan ölçümlerin<br />

cevap aradığı en önemli sorulardır.<br />

İşletmeler bu alanların birinde ya da hepsinde ölçüm ve analiz yapabilirler. Mevcut durumda çoğu<br />

işletme sadece “içeriğin kendisine yönelik ölçümler” gerçekleştirmektedir. Bu işletmeler, sosyal medyayı<br />

dinlemektedirler. Ancak, tek başına dinlemek çoğu zaman başarılı bir sosyal medya programı ortaya<br />

koymaya yetmez. Bu noktada işletmelerin sundukları içeriğin tüketicileri ya da dinleyicileri tarafından ne<br />

denli dikkate alındığına bakması gerekir ki bu ölçüm sürecinde onları bir adım öteye taşır. Elbette, gerçek<br />

anlamda ölçüm ve analiz gerçekleştiren bir işletmenin, faaliyetlerinin finansal etkilerine yönelik ölçümleri<br />

de gerçekleştiriyor olması gerekmektedir.<br />

METRİKLER, TEMEL PERFORMANS GÖSTERGELERİ VE<br />

YATIRIMIN GERİ DÖNÜŞÜ<br />

Sosyal medya faaliyetlerinin değerlendirilmesi sürecinde nicel verilere dayalı ölçümler ve finansal<br />

getirileri görmek için de yatırımın geri dönüş oranı oldukça büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, sosyal<br />

medya programlarının ölçümü için kullanılabilecek metrikler, temel performans göstergeleri ve yatırımın<br />

geri dönüş oranı hakkında işletmelerin bilgi sahibi olması gerekir.<br />

Metrikler ve Temel Performans Göstergeleri<br />

Sosyal medya ölçümü sürecinde kullanılabilecek çok sayıda metrik (ölçü) bulunmaktadır. Bu metrikler,<br />

ölçüm süreci içinde işletmelerin kendilerini değerlendirmek üzere kullanacakları kriterleri ifade<br />

etmektedir. İşletmeler Twitter, Facebook ya da benzeri sosyal ağlarda gerçekleştirdikleri faaliyetlerin<br />

başarısını ortaya koymak için çok farklı metriklerden yararlanabilmektedir. Ancak bu metrikleri<br />

belirlerken ya da kullanırken yapılan hatalar işletmeleri yanlış ölçüm süreçlerine sürükleyebilecektir.<br />

Örneğin, Facebook sayfasını beğenen ya da takip eden bir izleyici, eğer ki işletme ile ilgili başka hiçbir<br />

işlem yapmıyorsa, bu izleyicinin işletme için bir değeri yoktur. İşletmenin böyle 10.000 tane izleyicisi<br />

olduğunu düşünelim. Kağıt üzerinde 10.000 izleyicisi olmasına rağmen, sadece bu ölçüt işletmeye sosyal<br />

medya programının başarısı konusunda anlamlı bir sonuç vermeyecektir. Çünkü bu 10.000 takipçi aslında<br />

işletmeye geri dönüş sağlayıp sağlamadığı tam olarak bilinemeyen bir grubu oluşturmaktadır. Dolayısıyla<br />

işletmelerin sosyal medya faaliyetlerini ölçmek için kullanabilecekleri çok sayıda metrik olmasına karşın,<br />

hangi durumda hangi metriğin kullanılması gerektiği önemli bir sorunu oluşturmaktadır.<br />

Bu nedenle işletmelerin performanslarını değerlendirmek için öncelikle temel performans<br />

göstergelerinin neler olacağını belirlemesi gerekmektedir. Temel performans göstergeleri (Key<br />

performance indicator-KPI), bir kampanya ya da programın belirli hedefler çerçevesinde performansını<br />

ortaya koymaya yaramaktadır. Temel performans göstergesinin ne olacağı, ulaşılmak ya da ölçülmek<br />

istenenin ne olduğuyla doğrudan ilintilidir. Uygulanan programa ya da kampanyaya göre kullanılabilecek<br />

çok sayıda temel performans göstergesi bulunabilir. Örneğin bir web sitesine yapılan ziyaretler, bir<br />

bağlantının ya da reklamın tıklanma sayısı ya da bir bloğun takipçi sayısı bunlar arasında yer alabilecek<br />

örnek metriklerdir. Ancak, sosyal medya programlarında seçilecek temel performans kriterlerinde dikkat<br />

edilmesi gereken en önemli nokta, yapılacak ölçümlerin sadece çevrimiçi ortamları kapsamayacağıdır. Bu<br />

<br />

143


nedenle perakende mağazaya yapılan ziyaretler ya da satışlar da bu çerçevede dikkate alınması gereken<br />

temel performans kriterleri arasında yer almalıdır. Özetlemek gerekirse, eldeki metrikler içinden seçilecek<br />

temel performans kriterlerinin hem program amaçlarına uygun olması hem de programın etkinliğinin<br />

değerlendirilmesine katkı sağlaması gerekmektedir. Aşağıda Tablo 6.2 içinde, farklı işletme amaçları için<br />

sıkça kullanılan bazı metriklerden örnekler yer almaktadır.<br />

<br />

Tablo 6.2: Sıkça Kullanılan Bazı Sosyal Medya Metrikleri<br />

İşletme amacı Kullanılabilecek Metrikler<br />

Marka farkındalığı ve bilinirliği • Paydaşların bağlılığı: İşletmeyle bağlantılı yorumların,<br />

işaretlemelerin (imlemelerin), görsel, fotoğraf veya videoların<br />

sayısı.<br />

• Destekçilerin (Advocate) bağlılığı: Bu kişiler, işletme<br />

çalışanları dışında işletmeyi gönülden destekleyen kişileri<br />

ifade etmektedir. Bu kategori içinde kullanılabilecek<br />

metriklerden bazıları;<br />

• Destekçilerin sayısı<br />

• Desteklerin sıklığı (İşletmeden ne sıklıkla<br />

bahsediyorlar)<br />

• Destekçilerin sözlerinin dinlenir olma derecesi ve<br />

etki alanları (Tüm paydaşlarla karşılaştırıldığında<br />

bu destekçilerin sözü ne derecede dinleniyor ve bu<br />

kişiler kaç kişiye ulaşabilirler?)<br />

• Destekçi etkisi: Bu kişilerin sahip olduğu etki<br />

düzeyi (Olumlu konuşmaları arttırma ya da yeni<br />

destekçiler yaratma gücü gibi)<br />

• Konuşulanlardan alınan pay (Share of Voice): İşletme ve<br />

rakipleri hakkında söylenen sözler içinde işletmenin ne<br />

oranda paya sahip olduğu.<br />

• Konuşmaların duygusal yönü (Sentiment): Sohbetler<br />

içinde işletme ile ilgili olumlu ve olumsuz konuşmalar.<br />

Müşteri Hizmeti • Sorun gönderme yüzdesi: Diğer tüm kanallardan gönderilen<br />

sorunlar içinde sosyal medya kanallarından gönderilen<br />

sorunların yüzdesi.<br />

• Sorun çözme oranı: Sosyal medya kullanılarak başarıyla<br />

çözümlenen sorun sayısı.<br />

• Sorun çözüm süresi: Diğer tüm iletişim kanallarına göre<br />

sosyal medyada bir sorunu çözmenin aldığı süre.<br />

• Müşteri memnuniyet oranı: Sorunlarını sosyal medya<br />

kanalları aracılığıyla çözen müşterilerin memnuniyet düzeyi.<br />

• Dış müşteri katılımı: Aldıkları hizmet düzeyinden müşteriler<br />

sosyal ağları içinde ne kadar bahsediyorlar?<br />

• Finansal etki: Sosyal medyayı bir müşteri hizmeti kanalı<br />

olarak kullanmanın yarattığı giderler ve varsa gelirlerin<br />

yarattığı finansal etki.<br />

Yenilik • Raporlanan konular ve sohbet sayısı: Raporlanan,<br />

tartışma yaratan ve işletmeyi harekete geçiren konu sayısı.<br />

• Gönderilen fikirler: İşletmenin kendisini, ürünlerini ya da<br />

hizmetlerini iyileştirmesine yardımcı olan fikirlerin toplam<br />

sayısı.<br />

• Fikir ve konu etkisi: Ortaya konan fikirler ve raporlanan<br />

konuların yarattığı etkiler (Sağlanan tatmin, satın alma<br />

oranları ya da maliyet tasarrufları gibi)<br />

144


Satış ve Pazarlama • Yönlendirmeler ve satın almalar: Sosyal medya<br />

faaliyetlerinden kaynaklı muhtemel müşteri sayısı ve bunların<br />

müşteriye dönüşme oranı. Aynı zamanda, diğer kanallara<br />

göre sosyal medyadan bu müşterileri edinmenin maliyeti.<br />

<br />

• Gelir: Sosyal medya faaliyetlerinden elde edilen toplam ve<br />

net gelirler. Aynı zamanda toplam gelirler içindeki payı.<br />

• Yeni müşteri edinme: Sosyal medya faaliyetleri sayesinde<br />

edinilen yeni müşteri sayısı.<br />

• Müşteriyi elde tutma ve yeniden satın alma oranı: Sosyal<br />

medyayı bir satış kanalı olarak kullanarak elde edilen<br />

müşterilerin elde tutulma oranı ve bu müşterilerin yeniden<br />

satın alma oranı (ve bu müşterilerden elde edilen gelirler).<br />

• Ortalama satın alma miktarı: Diğer kanallara göre sosyal<br />

medya kanallarından gerçekleşen ortalama satın alma<br />

miktarları.<br />

• Müşteri yaşam boyu değeri: Diğer kanalları kullananlara<br />

göre sosyal medyayı kullanan müşterilerim yaşam boyu<br />

değerleri.<br />

Kaynak: Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing Social Media: A Governence and Risk Guide. John Wiley & Sons,<br />

Inc.<br />

Kullanılacak performans göstergelerinin seçimi sırasında yaşanan bir diğer önemli zorluk ise, sosyal<br />

medya ölçümü için kullanılabilecek çok sayıda metrik olması ve bunların hepsinin dikkate alınması<br />

durumunda işletmenin çok büyük bir veri yığını ile karşılaşmasıdır. İşletmeler, sadece ölçmeyi<br />

becerebildikleri için değil, gerçekten kampanya başarısını ya da gelişimini ortaya koyduğu için bazı<br />

metrikleri tercih etmek zorundadır. Aksi halde, ortaya çıkan ve işe yaramayan koskoca bir veri denizi<br />

içinde kaybolma riski ile karşı karşıya kalırlar. Bir metriğin işletmenin temel performans göstergeleri<br />

arasına girebilmesi için, metriğin istenilen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını işletmeye göstermesi<br />

gerekmektedir. Bu nedenle de temel performans göstergelerinin belirlenmesinde sosyal medya programı<br />

için belirlenmiş amaçlar büyük önem taşımaktadır.<br />

Yatırımın Geri Dönüşü<br />

Yatırımın geri dönüşü, işletmenin yaptığı yatırımlardan elde ettiği getirileri hesaplamak ve yatırımlarını<br />

değerlendirmek için kullandığı en önemli ölçütlerden birisidir. İşletmeler, bir kazanç elde etmek<br />

umuduyla bir takım yatırımlarda bulunurlar. Yatırımın geri dönüşü de yaptıkları bu yatırımın kendilerine<br />

ne oranda kazanç sağladığını göstermektedir. Aşağıdaki formül yatırımın geri dönüşünü (YGD)<br />

hesaplamak için kullanılmaktadır. Formülden de anlaşılacağı gibi, yatırımın geri dönüşü, yapılan<br />

yatırımdan sağlanan getiri ve yapılan maliyetler arasındaki ilişkiye dayanmakta ve sonuçta işletme bir<br />

oran ya da yüzde elde etmektedir.<br />

YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın maliyeti) / Yatırımın maliyeti<br />

Örneğin, bir işletme bir kampanya için 10.000 harcamış olsun ve bu kampanya sonucunda da<br />

15.000 getiri elde etmiş olsun. Bu durumda işletmenin elde ettiği net getiri 5.000 (15.000 – 10.000)<br />

olacaktır. Yatırımın geri dönüş oranı ise %150 ((15.000 – 10.000) / 10.000) olacaktır. Bir başka deyişle<br />

işletme bu kampanya için yatırdığı her 1 karşılığında, 1,5 gelir elde etmiştir.<br />

Bu hesaplama oldukça basit gözükmesine karşın, sosyal medya programlarında yatırımın geri<br />

dönüşünü hesaplamaya gelince işler biraz olsun karışmaktadır. Sosyal medya programlarının yürütülmesi<br />

sürecinde rol oynayan çalışanların temel derdi, insanlarla bu ortamın gerektirdiği duygusal bağı<br />

kurabilmektir. Bu insanlar nicelikten ziyade niteliğe odaklanmaktadırlar. Tüketiciler ile kurulan dürüst ve<br />

kalıcı bağlar onların temel hedefini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle işin duygusal kısmına<br />

odaklanmaktadırlar. Diğer taraftan, yürütülen bu programların ölçüm ve raporlanmasından sorumlu<br />

kişiler ise, gerçekleştirilen faaliyetler ile amaçlara ne oranda ulaşıldığına odaklanmışlardır. Bu grup için<br />

nitelik değil nicelik ön plandadır ve yatırımlardan elde edilen getiriyi hesaplamaya çalışmaktadırlar. Bu<br />

145


noktada yatırımın geri dönüşü için bu iki kesim farklı şekillerde düşünebilmektedir. Örneğin, sürecin<br />

uygulanmasında etkin rol oynayan çalışanlar insanlarla kurulan bağların parasal olmayan bir geri dönüşü<br />

olduğunu ve bu nedenle de ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini söyleyebileceklerdir.<br />

Bu nedenle sosyal medya programlarında yatırımın geri dönüşü hesaplamalarına ilişkin bazı<br />

noktaların netleştirilmesi gerekmektedir (Blanchard, 2011);<br />

• Yatırımın geri dönüşü bir işletme metriğidir. Kullanılan medyadan bağımsızdır. Yatırımın geri<br />

dönüşü hesaplaması kullanılan medya türüne göre değişim göstermez. Yapılan yatırım bir sosyal<br />

medya programı da olsa, bir gayrimenkul ya da hisse senedi alımı da olsa hesaplama formülü<br />

aynıdır.<br />

• Yatırımın geri dönüşü hesaplamalarında kullanılan birimlerin aynı olması gerekmektedir. Bir<br />

başka deyişle, yatırımın maliyetini cinsinden belirliyorsanız, yatırımın getirisini de cinsinden<br />

belirlemelisiniz. Aksi halde formülün çalışması mümkün olmayacaktır. Örneğin, bir TL sosyal<br />

medya kampanyası için 10.000 harcamışsanız ve bu kampanyanın getirisi olarak 30.000<br />

Twitter takipçisi elde ettiğinizi söylüyorsanız, bu durumda yatırımın geri dönüşünü hangi birim<br />

üzerinden hesaplayacaksınız? cinsinden mi yoksa Twitter takipçisi cinsinden mi? Bu durum<br />

elmalarla armutları toplamaya çalışmak gibi bir durumdur.<br />

• Bir proje için kullanılan tüm kaynakların bir maliyeti olduğu unutulmamalıdır. Kullanılan<br />

kaynaklar insan kaynağı, teknoloji, zaman ve diğer muhtelif maliyetler olmak üzere dört temel<br />

maliyet sınıfından birine dahildir. Sosyal medya kampanyalarında çalışan insan kaynağının<br />

belirli bir aylık ya da saatlik ücreti olacaktır. Kullanılan bilgisayar donanımlarından tutun da<br />

kampanya yönetimi ya da ölçümü için satın alınan yazılımlara hatta bilgi güvenliğini sağlamak<br />

için kapılara takılan güvenlik sistemlerine kadar tüm yatırımlar teknoloji maliyetleri altında yer<br />

almaktadır. Çalışanlarınızın ya da dışardan hizmet aldığınız aracıların fazladan harcadığı her saat<br />

size fazla mesai masrafı olarak geri dönecektir. Tüm bunların dışında sosyal medya konferans ve<br />

eğitimlerine harcanan paralar, Facebook reklamları, danışmanlık ücretleri ya da sektör araştırma<br />

ve raporları gibi kalemler ise muhtelif diğer maliyetleri oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi sosyal<br />

medya kampanyaları maliyetsiz değildir. Bu programa dahil edilen her kalemin bir maliyeti<br />

vardır.<br />

• Yatırımın geri dönüşü hesaplaması, yatırım bir getiri elde ettikten sonra yapılmalıdır. Henüz<br />

yatırımdan bir getiri elde etmeden geri dönüşü hesaplamanın bir anlamı olmayacaktır.<br />

Kullanılan çoğu sosyal medya metriği genellikle finansal olmayan getiriler üzerinden çalışmaktadır.<br />

Örneğin, web sayfasının tıklanma sayısı, Facebook ya da Twitter üzerindeki takipçi sayısı ya da YouTube<br />

üzerinden bir videonun izlenme sayısı gibi. Buna karşın yatırımın geri dönüşü, finansal anlamda geri<br />

dönüşlere odaklanmaktadır. Aşağıda Şekil 6.2 içinde, sosyal medya kampanyalarındaki yatırımın geri<br />

dönüş süreci gösterilmektedir.<br />

<br />

Şekil 6.2: Yatırımın Geri Dönüş Süreci<br />

Kaynak: Blanchard, O. (2011). Social Media ROI: Managing and Measuring Social Media Efforts in Your<br />

Organization, Pearson Education.<br />

146


İşletme sahip olduğu fonları, sosyal medya faaliyetlerini gerçekleştirecek kaynaklara aktarır ve bir<br />

takım yatırımlar yapar. Bu kaynaklar aracılığıyla da sosyal medyada birtakım faaliyetler gerçekleştirir. Bu<br />

faaliyetler marka ve sosyal medya kullanıcıları arasında bir etkileşim yaratır. Bu etkileşimler bir takım<br />

tepkiler yaratır ve sonuçta işletme finansal olmayan bazı getiriler elde etmeye başlar. Takipçiler<br />

(followers), marka hakkında konuşmalar, tıklamalar (clicks), indirmeler (downloads), öneriler,<br />

yönlendirmeler, paylaşımlar (share), hoşlanmalar (like) hep bu finansal olmayan getirilerin örnekleridir.<br />

Finansal olmayan bu getiriler beraberinde marka farkındalığını, tercihleri ve nihayetinde satın alma<br />

davranışını değiştirebilecektir. Son noktada ise finansal olmayan bu getiriler finansal getirilere<br />

dönüşmelidir.<br />

Bu süreçte elde edilen finansal getirileri ölçmek zor değildir. Örneğin, finansal olmayan getiriler<br />

sonrasında işletme o dönem içinde elde ettiği satış gelirlerindeki artışı kolaylıkla belirleyebilir. Ancak,<br />

elde edilen getirinin ortaya konan sosyal medya faaliyetlerinden kaynakladığını ispat etmek zordur. Bir<br />

başka deyişle, sosyal medya faaliyetlerinin satışı arttırdığını ortaya koymak kolay bir iş değildir.<br />

Bir sosyal medya programının devamı ve başarısında finansal olmayan getiriler ve etkiler elbette<br />

büyük önem taşımaktadır. Bu getirilerin ölçümü için de işletme birtakım metrikler veya performans<br />

göstergeleri belirlemek zorundadır. Ancak, bu finansal olmayan getirilerin hiçbiri işletmeye yatırımın geri<br />

dönüşü hesaplamalarında fayda sağlamaz. Programın devamı için önemli olan “yatırımın geri dönüşünü”<br />

görmektir. Bu nedenle de işletmelerin finansal olmayan getirilerin finansal getirileri nasıl etkilediğini ve<br />

işletmeye nasıl bir geri dönüş sağladığını net olarak ortaya koyması gerekmektedir.<br />

Yatırımın geri dönüşü hesaplamaları için kullanılabilecek veri<br />

toplama yöntemlerini araştırınız.<br />

ÖLÇÜM VE ANALİZLERDE KULLANILABİLECEK ARAÇ VE<br />

PLATFORMLAR<br />

İşletmelerin kullanacakları temel performans göstergelerini belirlemeleri ölçüm için yeterli değildir. Bir<br />

sonraki adımda işletme kullanılacak temel performans göstergeleri için verinin toplanması ve analizlerin<br />

yapılmasında hangi araç ve platformlardan yararlanacağına karar vermelidir. Burada ücretli ve ücretsiz<br />

olmak üzere temelde iki tür araç/platform bulunmaktadır. Hatalı seçimler işletmeye önemli maliyetler<br />

yaratabilecektir. Ücretsiz hizmetler dikkate alındığında, işletme takip için çok sayıda aracı kullanmaya<br />

kalktığında bir veri bombardımanı altında kalabilecek, dahası farklı araçların sunduğu farklı metrikler<br />

arasında uyum sağlamakta sorunlar yaşayabilecektir. Diğer tarafta ise ücretli araç ve platformlar yer<br />

almaktadır. Elbette, bu grupta işletmenin aldığı ekonomik risk çok daha fazladır. Bu yüzden de sahip<br />

olduğu kaynakları verimli kullanması için kendisi için en etkili araç ve platformları seçmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Sosyal Medya Ölçüm Araçları ve Veri Toplama Platformları<br />

Sosyal medya ölçümü için kullanılabilecek araç ve platformları dört temel grup altında ele almak<br />

mümkündür;<br />

• Dinleme Platformları: Bu platformlar sosyal medyada herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />

raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine getirmektedir. Bu araçlar ve platformlar kapsamında<br />

toplanan veriler, işletmelerin erişim kapsamlarını ve sosyal medyada gerçekleşen sohbetlerin<br />

içyüzünü kavramaya yardımcı olmaktadır.<br />

• Metin Madenciliği: Bir işletme ya da marka hakkında sosyal medya içinde yapılmış tüm<br />

yorumları tek tek taramak ve buradan bir sonuç çıkartmak imkansıza yakın bir çabadır. Metin<br />

madenciliği araçları, sosyal medyadaki metin denizi içinden bir marka ya da işletme ile ilgili<br />

yorumları toplayıp, bunları daha önceden belirlenmiş bir takım kurallara göre deşifre etmeye<br />

yaramaktadır. Elbette bu işlem otomatik bir şekilde gerçekleştirildiğinden 100% doğru<br />

olmayabilecektir ama yine de işletmelerin genel olarak tartışılan konuların temaları hakkında bir<br />

fikir sahibi olmasına yardımcı olabilecek araçlardır.<br />

<br />

147


• Platform Araçları (Platformlara ait Uygulama Programı Ara Yüzleri): Bu araçlar belirli<br />

platformlarda (örneğin Facebook, Twitter gibi) herkese açık olmayan bazı veri ve analizleri<br />

kapsamaktadır. Bunlar belirli sosyal medya faaliyetlerine yönelik (örneğin bir kampanya gibi) ve<br />

duruma özgü kullanılan araçlardır.<br />

• Site Analiz Çözümleri: Bu araçlar temelde bir işletme ya da markanın web sitesine gelen<br />

ziyaretçilerin davranışlarını izlemeye yaramakla birlikte, yapılan sosyal medya faaliyetlerinin<br />

web sitesindeki hareketlere yansımasını izlemek amacıyla da kullanılmaktadır. Örneğin, bir<br />

blogdan ya da Facebook’dan sayfaya ulaşan ziyaretçileri belirlemek ya da yapılan bir sosyal<br />

medya kampanyasında müşterilerin siteye ulaşma ve istenilen davranışı yerine getirme<br />

oranlarının izlenmesi gibi amaçlarla kullanılabilmektedir.<br />

Özetlersek, mevcut durumda çok sayıda veri toplama aracı ve platformu bulunmakta, bunlardan<br />

bazıları gerçekleştirdikleri analizler açısından birbiriyle çakışabilmektedir. Aşağıda Şekil 6.3 içinde<br />

yerine getirdikleri fonksiyonlara göre bazı araç ve platformlardan örnekler yer almaktadır.<br />

Şekil 6.3: Sosyal medya ölçümlerinde kullanılabilecek araç ve platformlardan örnekler.<br />

Kaynak: Murdough, C. (2009). “Social Media Measurement: It's not Impossible”, Journal of Interactive Advertising,<br />

10, 1: s. 94-99.<br />

Temel Bazı Araç ve Platformlardan Örnekler<br />

İşletmelerin kullanabilecekleri neredeyse yüzlerce araç ve platform bulunmaktadır. Bunlar arasında<br />

işletmenin kendi kullandığı sosyal medya platformlarının içindeki araçlar, ücretli ve ücretsiz platformlar<br />

bulunmaktadır. Aşağıda bu araç ve platformlar arasından en bilindik birkaç tanesi açıklanmakta, diğerleri<br />

içinse Tablo 6.3 içinde geniş bir liste verilmektedir. İşletmeler amaçları, programlarının kapsamı ve<br />

belirlemiş oldukları temel performans göstergelerini dikkate alarak bunlar arasından bir seçim yapmalıdır.<br />

Facebook İstatistikleri. Facebook istatistikleri markanın ya da işletmenin Facebook sayfası ile ilintili<br />

olarak demografik verileri, katılım, tıklanma yolları vs. gibi konularda analiz ve ölçüm yapmasına olanak<br />

tanır.<br />

<br />

http://www.facebook.com/help/search/?q=insights<br />

148


Resim 6.1: Facebook istatistikleri içinden bir görüntü<br />

Kaynak: http://www.facebook.com/help/pages/insights (Erişim tarihi: 10.08.2012)<br />

HootSuite. Bu platform bir ya da daha fazla Twitter hesabını yönetmenin yanında diğer sosyal medya<br />

araçlarının ve blogların Twitter ile entegre edilmesine olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda Twitter<br />

hesaplarının analizi için de bazı araçlar sunmaktadır.<br />

http://hootsuite.com/features/custom-analytics<br />

Klout. Klout kullandığı bir takım kriterlerden yola çıkarak bir Klout Skoru hesaplamaktadır. Bu skor<br />

1 ila 100 arasında yer almakta ve skor arttıkça etki derecesi de artmaktadır. Klout Facebook, Twitter,<br />

LinkedIn ve Google Plus içinden bazı değişkenleri kullanarak, “Gerçek Erişim”,<br />

“Çoğaltma/Zenginleştirme Gücü” ve “Ağ Etkisi” adını verdikleri metrikleri hesaplamaktadır.<br />

Socialmention. Socialmention, sosyal medyada gerçek zamanlı arama ve analiz yapan bir araçtır.<br />

Socialmention 80’in üzerinde sosyal medya platformu içinde kullanıcılar tarafından yaratılan içeriği<br />

toplamakta ve toplanan veriyi bir bütün halinde sunmaktadır. Bu araç sayesinde işletmeler sosyal<br />

medyada sahip oldukları güç, duyarlılık, tutku ve ulaşım gibi metrikleri elde edebilirler.<br />

http://socialmention.com/<br />

Google tarafından sunulan sosyal medya ölçüm araçlarını ve<br />

platformlarını araştırınız.<br />

149


Resim 6.2: Klout metriklerinden bir görüntü<br />

Kaynak: http://www.socialmedia.biz/wp-content/uploads/2012/03/kl1.jpg (Erişim tarihi: 10.08.2012)<br />

150


Tablo 6.3: Diğer Bazı Sosyal Medya Ölçüm ve İzleme Araçları<br />

Addictomatic addictomatic.com AIM newmediastrategies.net Alterian<br />

socialmedia.alterian.com<br />

Analytic.ly<br />

analytics.peoplebrowsr.com<br />

Asomo www.asomo.net Attentio attentio.com<br />

Awareness Networks<br />

Backtype www.backtype.com Beevolve<br />

www.awarenessnetworks.com/sof<br />

tware/measure<br />

www.beevolve.com<br />

Blog Grader blog.grader.com Blogpulse www.blogpulse.com Boardreader<br />

boardreader.com<br />

BrandMetric<br />

Brands Eye<br />

Brandtology<br />

www.brandmetric.com<br />

www.brandseye.com<br />

www.brandtology.com<br />

Brandwatch<br />

Buzz Numbers HQ<br />

Buzzcapture<br />

www.brandwatch.com/solutions www.buzznumbershq.com www.buzzcapture.com<br />

BuzzGain<br />

Buzzient Enterprise<br />

BuzzLogic Insight<br />

www.BuzzGain.com/index.html www.buzzient.com<br />

www.buzzlogic.com<br />

BuzzPerception<br />

BuzzStream<br />

Cision Social Media<br />

www.customscoop.com/products/<br />

buzzperception.php<br />

www.buzzstream.com<br />

us.cision.com<br />

ClipIQ www.customscoop.com Cognito Monitor<br />

www.expertsystem.net<br />

Collecta Collecta.com<br />

Collective Intellect<br />

Context Voice<br />

Conversation<br />

www.collectiveintellect.com/produ<br />

cts/self_service<br />

contextvoice.com/applications www.ecairn.com<br />

Conversation Miner<br />

CoTweet www.cotweet.com Crimson Hexagon<br />

www.converseon.com/us/services<br />

www.crimsonhexagon.com/p<br />

/services1.html<br />

roduct<br />

Custom Scoop<br />

Cyber Alert<br />

Cyveillance<br />

www.customscoop.com<br />

www.cyberalert.com<br />

www.cyveillance.com<br />

Dialogix www.dialogix.com/.au Digimind Meta-Search<br />

Direct Message Lab<br />

www.digimind.com/products www.directmessagelab.com<br />

dnaMonitor www.dna13.com Dow Jones Insight<br />

Evolve 24<br />

www.dowjones.com/productevolve24.com/productsdjinsight.aspservices/the-mirror eWatch ewatch.prnewswire.com Facebook Grader<br />

Feedburner<br />

facebook.grader.com<br />

feedburner.google.com<br />

Filtrbox www.filtrbox.com Followthing followthing.com Gnip gnip.com<br />

Google Blogsearch<br />

Graph Edge<br />

HowSociable<br />

blogsearch.google.com<br />

www.graphedge.com<br />

howsociable.com<br />

Hubspot<br />

Icerocket www.icerocket.com iCrossing<br />

www.hubspot.com/marketing-<br />

www.icrossing.com/marketin<br />

tools<br />

g-platform<br />

Impactwatch impactwatch.com Just Signal justsignal.com Klout klout.com<br />

Linkfluence linkfluence.net Livedash www.livedash.com Looxii www.looxii.com<br />

Loudpixel loudpixel.com Maestro<br />

Managing News<br />

www.cymfony.com/Solutions/C<br />

ymfony-Maestro<br />

managingnews.com<br />

Market Sentinel<br />

Market Voice<br />

Marketo www.marketo.com<br />

www.marketsentinel.com<br />

www.attensity.com<br />

Media Genius<br />

MediaMiser Enterprise<br />

Mediasphere360<br />

www.mediageniusapp.com www.mediamiser.com/product<br />

s/enterprise.html<br />

www.mediabadger.com<br />

Meltwater<br />

Mentionmap<br />

Meteor<br />

www.meltwater.com/products/melt apps.asterisq.com/mentionma www.meteorsolutions.com<br />

water-buzz<br />

p/#<br />

Metrica<br />

www.metrica.net/Whatwedo/Cont<br />

ent2l.htm<br />

My BuzzMetrics enus.nielsen.com/tab/product_famili<br />

es/nielsen_ buzzmetrics<br />

Monitter www.monitter.com Motive Quest<br />

www.motivequest.com/main.<br />

My Reputation Manager<br />

reputationhq.com/<br />

151<br />

taf?p1,2<br />

Newsdesk<br />

moreover.com/public/product<br />

s/newsdesk.html<br />

Omniture www.omniture.com Onalytica onalytica.com OneRiot www.oneriot.com


Open Mic<br />

www.overtone.com/product/openmic<br />

İşletmeler sosyal medya faaliyetleri çerçevesinde iki tür sosyal medya ölçümü yaparlar. Bunlardan ilki,<br />

uyguladıkları genel sosyal medya programı çerçevesinde gerçekleştirdikleri devam eden ölçüm ve<br />

analizlerdir. Bu genel ölçüm ve analizler sayesinde işletme sosyal medyada ne olup bittiğini, markası ya<br />

da ürünü hakkında neler konuşulduğunu takip eder. İşletme bu tür ölçüm ve analizleri bir rutine<br />

soktuğunda artık tek yapması gereken, düzenli olarak elde ettiği sonuçları izlemektir. Diğer taraftan,<br />

işletmeler sosyal medya programları içinde belirli bir süre ile ve belirli bir amaca ulaşmak için bazı<br />

152<br />

<br />

Optify www.optify.net Positive Press<br />

www.iterasi.net<br />

Post Rank www.postrank.com Radian6 www.radian6.com Raven raven-seo-tools.com<br />

Reputation Control<br />

Reputation Defender<br />

RepuTrace<br />

www.reputation-control.de www.reputationdefender.com www.repumetrix.com<br />

Resonate<br />

Revinate www.revinate.com RightNow<br />

www.listenlogic.com/solutions/res<br />

www.rightnow.com/cx-suite-<br />

onate.php<br />

social-experience.php<br />

SAS www.sas.com/software/custo Scanbuzz<br />

ScoutLabs<br />

mer-intelligence/social- media- www.medimix.net/content/scan www.scoutlabs.com<br />

analytics<br />

buzz-services<br />

Sentiment Metrics<br />

Silverbakk Briefing Room SM2 www.alterian-social-<br />

www.sentimentmetrics.com www.silverbakk.com<br />

media.com<br />

Snapstream<br />

Social Media Dashboard Social Mention<br />

www.snapstream.com/enterprise www.ovrdrv.com<br />

socialmention.com<br />

Social Radar<br />

Social Too socialtoo.com SocialMetrix<br />

www.infegy.com/socialradar.php<br />

www.SocialMetrix.com<br />

Socialscape www.socialscape.biz SocialSeek<br />

SocialSense<br />

www.sensidea.com/socialseek www.net/workedinsights.com<br />

/products<br />

Socialtalk www.socialtalk.com SpredFast spredfast.com StartPR startpr.com<br />

StatsMix statsmix.com Steprep<br />

Symscio<br />

steprep.myfrontsteps.com www.symscio.com/PR_Meas<br />

urement/Dashboards<br />

Synthesio<br />

Sysomos MAP & Heartbeat Systemone Radar<br />

www.synthesio.com/corporate/gb www.sysomos.com/products/o www.systemone.net/en/prod<br />

_index.php<br />

verview/sysomos-map<br />

ucts/radar<br />

Tealium SM<br />

The Search Monitor<br />

ThoughtBuzz<br />

www.tealium.com/products/socialmedia/index.html<br />

www.thesearchmonitor.com www.thoughtbuzz.net<br />

TraceBuzz www.tracebuzz.com Trackur www.trackur.com Trendistic trendistic.com<br />

Trendrr www.trendrr.com Tribe Monitor<br />

TruReach<br />

https:/www.tribemonitor.com www.visiblemeasures.com<br />

TweetBeep www.tweetbeep.com TweetFeel www.tweetfeel.com Twitalyzer<br />

www.twitalyzer.com<br />

Twitter Grader twitter.grader.com Twitter Search<br />

Umbria<br />

search.twitter.com<br />

www.jdpowerwebintelligence<br />

.com<br />

Viralheat www.viralheat.com Visible<br />

www.visibletechnologies.com/<br />

products.html<br />

Vitrue vitrue.com/smi<br />

Vocus PR<br />

Web Clipping<br />

Webdig<br />

www.vocus.com/content/social- www.webclipping.com<br />

www.woollabs.com/Webdig.<br />

media.asp<br />

html<br />

WebTrends<br />

White Noise<br />

Whitevector<br />

www.webtrends.com/Products/So<br />

cialMeasurement<br />

www.herdthenoise.com www.whitevector.com<br />

Who’s Talkin<br />

Woopra www.woopra.com Workstreamer<br />

www.whostalkin.com<br />

www.workstreamer.com/soci<br />

al<br />

Kaynak: Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing Social Media: A Governence and Risk Guide. John Wiley & Sons,<br />

Inc.<br />

SOSYAL MEDYA ÖLÇÜMÜNDE TAKİP EDİLECEK ADIMLAR


kampanyalar gerçekleştirirler. İşletmelerin gerçekleştirdikleri ikinci tür ölçümler işte bu kampanyalara<br />

özel yapılan ölçümlerdir. Bu ölçümler, amacına göre kampanyadan kampanyaya farklılık gösterir.<br />

Başarılı bir sosyal medya ölçüm sürecinin hem devam eden hem de kampanya özelindeki ölçümleri<br />

içermesi gerekmektedir. Aşağıda her iki tür ölçüm için de işletmelerin izleyebileceği adımlar yer<br />

almaktadır.<br />

Amaçların Belirlenmesi<br />

Sosyal medya programına başlamadan önce işletmenin yapması gereken ilk iş, amaçlarını belirlemesidir.<br />

Nereye gideceğini bilmeyen bir işletmenin, yolda kaybolma olasılığı oldukça fazladır. Amaçlarını ortaya<br />

koyan işletme bunlara ulaşmak için yapılması gerekenleri tasarlar ve uygulamaya geçer. Bu uygulama<br />

sürecinde ve sonunda işletme bir şekilde kendini değerlendirmelidir. Bu değerlendirmenin iki amacı<br />

vardır. İlk olarak işletme doğru yolda ilerleyip ilerlemediğini görmeye ihtiyaç duyar. Bu sayede yolundan<br />

şaşmadan ilerlemeyi garanti eder. İkinci olarak ise işletme amaçlarına ulaşıp ulaşamadığını ya da ne<br />

oranda ulaştığını değerlendirmelidir. İşte tüm bu değerlendirmeler işletmenin yapacağı ölçümlerin<br />

temelini oluşturacaktır. Bir başka deyişle, işletme sosyal medya programı çerçevesinde gerçekleştirdiği<br />

faaliyetler sonucunda amaçlarına ne oranda yaklaştığını değerlendirmek için bazı performans<br />

göstergelerinden yararlanacaktır. Bu göstergelerin ne olacağı ise işletme amaçlarına göre değişecektir.<br />

Özetlemek gerekirse, her sosyal medya programının ya da kampanyasının amacı, o<br />

programın/kampanyanın değerlendirilmesinde kullanılacak performans göstergelerinin neler olacağını<br />

belirleyecektir.<br />

İşletmelerin gelirlerini arttırmak, maliyetlerini düşürmek, müşteri tatminini arttırmak vs. gibi temel<br />

bazı amaçları vardır. Sosyal medya programları makro anlamda işletmenin bu amaçlarına ulaşması için<br />

uygulanmaktadır. Ancak sosyal medyanın sağladığı bazı avantajlar dolayısıyla işletmeler, marka<br />

bilinirliği, bağlılık ya da ağızdan ağıza iletişim gibi bazı özel amaçlarla da yola çıkabilmektedir. Bu farklı<br />

amaçların her biri farklı performans göstergelerini gerektirmektedir. Aşağıda Tablo 6.4 içinde farklı<br />

platformlar üzerinden gerçekleştirilecek kampanyalarda, belirlenen kampanya amacına göre<br />

kullanılabilecek bazı performans göstergeleri örnek olarak verilmektedir. Görüleceği gibi, aynı sosyal<br />

medya platformu için bile amaç değiştiğinde, performans göstergesi de değişmektedir. Dolayısıyla<br />

işletmenin ilk olarak sosyal medya programının ve/veya kampanyasının amaçlarını belirlemesi<br />

gerekmektedir.<br />

<br />

153


Tablo 6.4: Farklı Sosyal Medya Amaçlarına Göre Kullanılabilecek Performans Göstergelerine Örnekler<br />

Sosyal<br />

Medya<br />

Platformu<br />

Marka Bilinirliği<br />

Bloglar • Tekil ziyaretçi sayısı<br />

• Sayfaya geri dönen<br />

ziyaretçi sayısı<br />

• İşaretlenme (imlenme)<br />

sayısı<br />

• Arama motorundaki<br />

sıralaması<br />

Mikrobloglar • Marka hakkındaki<br />

Tweetlerin sayısı<br />

• Takipçi sayısı<br />

Forumlar ve<br />

Tartışma<br />

Siteleri<br />

Sosyal<br />

Ağlar<br />

Video ve<br />

Fotoğraf<br />

Paylaşımı<br />

• Sayfa görüntüleme<br />

sayısı<br />

• Ziyaretçi sayısı<br />

• İçeriğin değeri<br />

• Üye/takipçi sayısı<br />

• Yüklenen uygulama<br />

(aplikasyon) sayısı<br />

• İzlenimlerin sayısı<br />

• İşaretlemelerin<br />

(imlemelerin) sayısı<br />

• Değerlendirme sayısı<br />

• Video/fotoğraf<br />

görüntülenme sayısı<br />

• Video/fotoğraf için<br />

yapılan değerlendirmeler<br />

(+/-)<br />

<br />

Program ya da Kampanya Amacı<br />

154<br />

Marka Bağlılığı<br />

• Üye sayısı<br />

• RSS takipçi sayısı<br />

• Yorum sayısı<br />

• Tüketiciler tarafından<br />

yaratılan içeriğin miktarı<br />

• Sitede kalınan ortalama<br />

süre<br />

• Anket, yarışma ya da<br />

oylamalara katılım oranı<br />

• Takipçi sayısı<br />

• Yanıt sayısı<br />

• İlgili konu başlıklarının<br />

sayısı<br />

• Kişisel yanıtların sayısı<br />

• Kayıtlı kullanıcıların giriş<br />

sayısı<br />

• Yorum sayısı<br />

• Aktif kullanıcı sayısı<br />

• “Beğenenlerin” sayısı<br />

• Tüketicilerden gelen içerik<br />

(fotoğraf vs. gibi) sayısı<br />

• Uygulamaların kullanım<br />

analizleri<br />

• Üyelerin/takipçilerin<br />

aktiflik oranı<br />

• Yönlendirme sayısı<br />

• Sayfanın görüntülenme<br />

sayısı<br />

• Yorum sayısı<br />

• Abone sayısı<br />

Ağızdan Ağıza<br />

İletişim<br />

• Medyada<br />

(çevrimiçi ve<br />

çevrimdışı) bloğa<br />

verilen referans<br />

(bağlantı ya da<br />

link) sayısı<br />

• Diğer bloglarda<br />

konu edilme<br />

sayısı<br />

• “Beğenenlerin”<br />

sayısı<br />

• Yeniden Tweet<br />

etme sayısı<br />

• Sayfaya verilen<br />

bağlantılar<br />

(linkler)<br />

• Diğer sitelerden<br />

yapılan atıflar<br />

(yönlendirmeler)<br />

• Sosyal işaretleme<br />

(imleme)<br />

sitelerinde<br />

etiketleme<br />

• Çevrimdışı<br />

referanslar<br />

• “Beğenenlerin”<br />

sayısı<br />

• Arkadaşların<br />

zaman tünelinde<br />

görünme sıklığı<br />

• Duvarda<br />

yayınlanan<br />

gönderi sayısı<br />

• Gönderilerin<br />

üyeler tarafından<br />

paylaşılma sayısı<br />

• Üyelerin/takipçileri<br />

n arkadaşlarına<br />

gönderdiği<br />

davetlere karşılık<br />

veren sayısı<br />

• Sayfalara<br />

yerleştirilme<br />

(embedding)<br />

sayısı<br />

• Sayfaya verilen<br />

bağlantı (link)<br />

sayısı<br />

• Diğer sosyal<br />

medyada ve<br />

çevrim dışında yer<br />

alma sayısı<br />

• “Beğenenlerin”<br />

sayısı<br />

Kaynak: Hoffman, D.L. ve M. Fodor (2010). “Can You Measure the ROI of Your Social Media Marketing?”, MIT Sloan<br />

Management Review, Fall.


Web sitesine daha fazla trafik sağlama amacındaki bir işletmenin<br />

kullanabileceği metrikler neler olabilir?<br />

Temel Performans Göstergelerinin Belirlenmesi<br />

Ölçüm sürecinde kullanılabilecek metrikleri alt alta koysak, sadece bu metriklerden oluşan ayrı bir kitap<br />

yazılabilecektir. Pazarlamacılar ve sosyal medya uzmanları her geçen gün birtakım yeni metrikleri bu<br />

listeye eklemektedir. Bununla beraber, sektörde bu alanda hizmet veren çok sayıda işletme de sundukları<br />

ücretli ve ücretsiz ölçüm araçları ile seçenek sayısına katkıda bulunmaktadır. Bu karmaşık süreçte yolunu<br />

kaybetmeden sosyal medya faaliyetlerini değerlendirmek isteyen işletmelerin takip edebilecekleri temel<br />

bazı adımlar bulunmaktadır. Aşağıdaki adımları takip eden işletmeler, amaçları doğrultusunda<br />

kullanabilecekleri temel performans göstergelerini belirleyebileceklerdir.<br />

Ölçülebileceklerin listelenmesi. İşletmeler öncelikle amaçlarıyla ilintili olabilecek her türlü<br />

metrikten oluşan bir liste çıkartmalı ve zaman içinde yeni çıkan metrikleri de bu listeye dahil ederek<br />

ellerindeki listeyi güncel tutmaya çalışmalıdırlar. Sosyal medya metrikleri ile ilgili yayınlara bakıldığında<br />

farklı amaçlara ve araçlara göre çok sayıda metrik olduğu görülmektedir. Bu nedenle kullanabilecek tüm<br />

metrikleri bir araya getirmek kolay bir iş değildir. Aşağıda Tablo 6.5 içinde kullanılabilecek olası<br />

metriklerin bir listesi de yer almaktadır.<br />

Yapılan gönderiler bazında<br />

marka için tüketici<br />

konuşmaları<br />

Günün belli bir zamanında<br />

konuşmalar<br />

Kategoriye/konuya göre<br />

konuşmalar<br />

Varlık popülerliği (örneğin,<br />

YouTube içinde<br />

kullanılabilecek çok sayıda<br />

video varken, bunlardan<br />

hangisinin daha fazla<br />

kullanıldığı)<br />

<br />

Tablo 6.5: Kullanılabilecek Olası Metrikler<br />

İzlenimlerin sayısı bazında<br />

konuşma miktarı<br />

155<br />

Zaman içinde<br />

konuşulanlardaki değişme<br />

Konuşmaların mevsimselliği Rakip hakkındaki konuşmalar<br />

Sosyal platform bazında<br />

konuşmalar (forumlar, sosyal<br />

ağlar, bloglar, Twitter, vs.)<br />

Ana akım medyada çıkan<br />

haberler<br />

Satın alma karar süreci<br />

içindeki basamaklarda<br />

konuşmalar (örneğin bilgi<br />

arama, işlem ya da satın alma<br />

sonrası gibi)<br />

Fanlar<br />

Takipçiler Arkadaşlar Fanların, takipçilerin ve<br />

arkadaşların büyüme oranı<br />

Virallik oranı ya da iletilme<br />

oranı<br />

Virallik oranında zaman içindeki<br />

değişim<br />

İkinci dereceden erişim<br />

(fanlarla, takipçilerle ya da<br />

arkadaşlarla olan bağlantılara<br />

erişim)<br />

Yerleştirmeler (Embeds) ve<br />

kurulumlar (Installs)<br />

İndirmeler (Downloads) Yüklemeler (Uploads)<br />

Kullanıcı tarafından başlatılan Gömülme (Embeded) ya da Beğenme/Favori gösterme<br />

izlemeler<br />

favori (Favorite) gösterilme oranı<br />

Yorumlar (Comments) Değerlendirmeler (Ratings) Sosyal işaretlemeler/imlemeler<br />

(Social bookmarks)<br />

Üyelikler (RSS, podcast,<br />

video serileri)<br />

Markayla ilgili tüm sitelerin<br />

arama motorlarındaki<br />

konuşma payının (share of<br />

voice) değişmesi<br />

Sayfa görüntüleme (Pageviews)<br />

(bloglar, mikro siteler gibi)<br />

Sosyal faaliyetlerle bağlantılı<br />

olarak arama sayılarındaki artış<br />

Sosyal medyada link verilen<br />

sitenin arama motorlarındaki<br />

sıralamasındaki değişim<br />

Bağlantı (link) içeren konuşma<br />

oranı


Yayıncıların etkisiyle<br />

sıralanan bağlantılar<br />

<br />

Multimedya (görsel, video, ses)<br />

içeren konuşmaların oranı<br />

Ulaşılan tüketicilerin etkisi Ulaşılan yayıncıların (örneğin<br />

blog yazarları) etkisi<br />

Sosyal medya kanallarıyla Hedef izleyicilerin sosyal medya<br />

ulaşılan/katılımı sağlanan<br />

hedef izleyicilerin demografik<br />

bilgileri<br />

alışkanlıkları ve ilgileri<br />

Yapılan gönderilerin hacmine İzlenimlerin hacmine göre<br />

göre olumlu/olumsuz oranı olumlu/olumsuz oranı<br />

156<br />

Kazanılmış ve paralı<br />

medyanın aynı ortamda<br />

kullanılması durumunda<br />

sosyal sitelerde<br />

konuşmalardan alınan pay<br />

Sosyal kanallarda paylaşılan<br />

markaların etkisi<br />

Katılımcı tüketicilerin coğrafi<br />

konumu<br />

Sosyal medya programı<br />

öncesinde, sırasında ve<br />

sonrasında olumlu/olumsuz<br />

konuşma düzeylerindeki<br />

değişimler<br />

Katılımcı tüketicilerin<br />

konuştukları diller<br />

Yayılan içeriğe harcanan zaman Tıklamalar (Clicks)<br />

Kazanılmış medyadan<br />

sağlanan trafik oranı<br />

İzlenmeler Etkileşim sayıları<br />

Etkileşim/katılım oranı Tüketici başına etkileşim sıklığı Video izlenme yüzdesi<br />

Ankete katılım/alınan oy Marka çağrışımı Satın alma için dikkate alma<br />

Kullanıcılar tarafından Sanal hediye<br />

İçeriğin görece popülerliği<br />

yaratılan üyeliklerin sayısı gönderme/görüntülenme sayısı<br />

Eklenen etiketler Etiketlerin özellikleri (örneğin, Diğer sosyal medya<br />

markanın nasıl algılanmak sitelerinden gelen üyelikler<br />

istediğiyle uyum düzeyi gibi) (örneğin Facebook hesabı<br />

kullanılarak sayfaya üye<br />

olanlar gibi)<br />

Kanala göre kayıtlar (örneğin,<br />

Web, masaüstü uygulaması,<br />

mobil uygulama, SMS gibi)<br />

Yarışmaya girişler Sohbet odası üyelerinin sayısı<br />

Wikiye katkı sağlayanlar Çevrimdışı pazarlama<br />

Pazarlamacı tarafından başka<br />

faaliyetlerinin ve sosyal medya kanallarda kullanılabilecek<br />

programlarındaki etkinliklerin kullanıcı tarafından yaratılmış<br />

konuşmalara yansıma oranı içerik<br />

Destek hizmeti verilen Başka bir kanal (çağrı merkezi, Müşterilerin birbirleriyle<br />

müşteriler<br />

mağaza gibi) kullanmak yerine bağlantı kurmasını sağlayarak<br />

sosyal medya üzerinden destek<br />

verilen müşterilerden sağlanan<br />

tasarruflar<br />

elde edilen tasarruflar<br />

Müşteri memnuniyeti Müşteri geribildirim oranı Sosyal medyadan alınan geri<br />

bildirimler sayesinde ARGE<br />

zamanından/maliyetlerinden<br />

sağlanan tasarruflar<br />

Sosyal medyada verilen Geleneksel araştırmalara<br />

Çevrimiçi satışlar üzerindeki<br />

geribildirimler sayesinde başvurmamanın sağlayacağı etki<br />

uygulanan öneriler<br />

maliyet avantajları<br />

Çevrimdışı satışlar üzerindeki İndirimlerden kurtulma oranı Çevrimdışı davranışlar<br />

etki<br />

üzerindeki etki<br />

Yapılan yönlendirmeler Denenen ürünler Mağaza yeri sayfalarına<br />

yapılan ziyaretler<br />

Kullanıcı yorum ve<br />

Müşteri/ziyaretçi koruma oranı Müşteri yaşam boyu değeri<br />

değerlendirmelerine bağlı<br />

değişimler<br />

üzerine etki<br />

Sosyal medyada müşteri elde Pazar payındaki değişim Paralı medyada yaratılan<br />

etme/elde tutma maliyetleri<br />

sonuçların kazanılmış medya<br />

üzerine etkileri<br />

Kaynak: Sterne, J. (2010). Social Media Metrics: How to Measure and Optimize Your Marketing Investment, John Wiley<br />

& Sons, Inc.


Ölçülmesi gerekenlerin listelenmesi. İşletmenin bir sonraki adımı, ortaya çıkarttığı ölçülebilecekler<br />

listesi içinden, ölçmesi gerekenleri belirlemesi olacaktır. Bir başka deyişle, işletmenin ölçmesi gerekenler<br />

onun temel performans göstergelerini oluşturacaktır. Neyin ölçülmesi gerektiği sorusunun cevabı, işletme<br />

içindeki departmanlara göre farklılık göstermektedir. Her departman sosyal medyadaki amacıyla<br />

bağlantılı olarak farklı şeyleri ölçmeye ihtiyaç duyacaktır. Ama aynı zamanda tüm departmanlardan<br />

bağımsız olarak, sosyal medya programının genel olarak etkinliğinin de ölçülmesine ihtiyaç vardır. Bu<br />

durumda ölçüm sürecinde bir yanda departmanlar düzeyinde mikro ölçümler, diğer tarafta tüm programın<br />

genel başarısı için makro düzeyde ölçümler yapılmalıdır. Bu aşamada işletmelerin karşılaşabilecekleri<br />

önemli sorunlardan birisi, temel performans göstergesi olarak belirleyecekleri mikro ve makro metrikleri<br />

çok geniş tutmaları olacaktır. İşletmeler, daha sonra işlerine yarayabileceği düşüncesiyle çok sayıda<br />

metrik için veri topladıklarında, o verinin içinde gerçek anlamda programın etkinliğini ya da neden-sonuç<br />

ilişkilerini görmelerini engelleyecek bir kalabalığın da içine girmiş olacaklardır. Bu nedenle, aşağıda<br />

Şekil 6.4. içinde sunulan yaklaşım, seçilmesi gereken temel performans kriterlerinin sınırlandırılması<br />

konusunda işletmeye bir ölçüde yardımcı olabilecektir.<br />

Ölçüm<br />

Sosyal medya programlarının ya da kampanyalarının ölçümü<br />

sürecinde kullanılabilecek metriklerin ve ölçüm araçlarının sayısı görüleceği gibi oldukça<br />

fazladır. Dolayısıyla, bu süreçteki en zor iki adım kullanılacak metriklerin ve ölçüm<br />

araçlarının belirlenmesini oluşturmaktadır. Sosyal medyada yeni olan işletmelerin<br />

öncelikle basit amaçlarla yola çıkmaları ve bu doğrultuda daha basit metrik ve ölçüm<br />

157<br />

<br />

Şekil 6.4: Ölçme Bölgesi<br />

Kaynak: Blanchard, O. (2011). Social Media ROI: Managing and Measuring Social Media Efforts in Your<br />

Organization, Pearson Education.<br />

Metriklerde olduğu gibi, ölçüm için kullanılacak da çok sayıda araç bulunmaktadır ve her geçen gün bu<br />

araçlara bir yenisi eklenmektedir. İşletmelerin düzenli olarak daha yeni, daha ileri ve kendi ihtiyaçlarına<br />

daha uygun olabilecek ölçüm araçlarını takip etmesi gerekmektedir. Yukarıda verilen liste (Tablo 6.3)<br />

dışında işletmelerin yararlanabilecekleri bir diğer kaynak da SocDir sayfasıdır. Bu sayfa 300’den fazla<br />

sosyal medya ölçüm aracını listelenmektedir ve güncel araçları da düzenli olarak sayfasına eklemektedir.<br />

http://socdir.com/<br />

İşletmelerin bu süreçte dikkat etmesi gereken noktaların başında, ölçüm için dışarıdan hizmet<br />

alacaklarında, ölçüm araçlarının sundukları ile işletme ihtiyaçları arasında uyumsuzluk olma olasılığıdır.<br />

Bu nedenle, büyük yatırımlar yapıp bir takım hizmet alım anlaşmaları ya da yazılım alımı yapmadan önce<br />

işletmelerin bu araçların sunduklarını ve kendi ihtiyaçlarını (ölçüm yapacakları alanlar, temel performans<br />

göstergeleri gibi) dikkatli şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir.<br />

Eğer ki işletme ölçüm işini dışarıda değil de kendi bünyesinde yapacaksa, bu durumda ölçme işinden<br />

sorumlu bir kişiyi de belirlemesi gerekmektedir. Sosyal medya programının uygulanması kapsamında<br />

çalışan bir kişinin aynı zamanda ölçüm işi için de kullanılması iki önemli sorunu beraberinde getirebilir.<br />

İlk olarak, bu kişi mevcut durumda yaptığı asıl işten (programın uygulanması) uzaklaşacak ve ilgisi<br />

dağılacaktır. İkincisi, uygulama sürecinde çalışan bir kişinin ölçüm sürecinde tarafsız kalamama riskidir.<br />

Bu nedenle, işletmelerin ölçüm işi için, sosyal medya programının başarısından ya da başarısızlığından<br />

doğrudan etkilenmeyen bir kişiyi bu işle görevlendirmesi en doğrusudur.


araçlarından yararlanmaları daha doğru olacaktır. Sosyal medya içinde deneyimleri<br />

arttıkça, daha kapsamlı amaçlara ulaşmak için kullanılabilecek metrikler ve ölçüm<br />

araçları hakkında da daha fazla bilgi sahibi olunacaktır. Elbette işletmeler bu seçimler<br />

için dışarıdan profesyonel uzmanların desteğine de başvurabilirler. Önemli olan en düşük<br />

maliyetle doğru metriklerin ve ölçüm araçlarının kullanımıdır.<br />

İzleme ve Raporlama<br />

Analiz sürecinden sonra işletmelerin elde ettikleri analiz sonuçlarını rapor etmeleri ve değerlendirmeleri<br />

gerekmektedir. Eğer ki ölçümü yapılan şeylerin işletme amaçları içinde bir karşılığı yoksa, işletme yanlış<br />

şeyleri ölçüyor demektir. Bu nedenle, belirli ölçümler yapılarak elde edilen her sonucun, işletmenin<br />

amaçları ile ilişkilendirerek değerlendirilmesi gerekmektedir.<br />

Bu aşamada işletme elde ettiği sonuçları iki farklı şekilde değerlendirmelidir. İlk olarak, amaçladığı<br />

sonuçlara göre elde ettiği sonuçları değerlendirmelidir. Elbette, burada değerlendirmenin genel olarak<br />

sosyal medya programına göre mi yoksa belirli bir kampanya özelinde mi yapıldığı süreçte farklılıklar<br />

yaratabilecektir. Ancak, her iki durumda da işletmenin belirli aralıklarla ölçüm ve analiz sonuçlarını<br />

raporlayıp, amaçlarına göre nerede olduklarını, doğru yolda ilerleyip ilerlemediklerini kontrol etmesi<br />

gerekmektedir.<br />

İşletmelerin aynı zamanda, elde ettikleri sonuçları rakiplerin sonuçları ile de karşılaştırma imkanları<br />

bulunmaktadır. Sosyal medyada ölçüm yapmanın en güzel yanlarından birisi de rakiplerin faaliyetlerini<br />

de ölçme şansının olmasıdır. Böylelikle işletmeler kendi faaliyetlerinden kaynaklanan ölçüm sonuçları ile<br />

rakiplerin sonuçlarını karşılaştırarak çabalarının etkinliğini değerlendirebilecektir.<br />

İşletme ölçüm yapmaya başladığı ilk andan itibaren elde ettiği ölçüm sonuçlarını bir veri tabanında<br />

saklamalıdır. Elde edilen bu sonuçlar belirli bir süre sonra işletmelerin yeni faaliyetlerini değerlendirmek<br />

için kullanabilecekleri temel bir veri tabanını oluşturacaktır. İşletme başarısına dair değerlendirmeler<br />

yaparken geçmişteki bu verileri bir referans olarak kullanabilecektir.<br />

Düzeltmeler ve Yeni Uygulamalar<br />

Bu süreçteki son adım ölçüm sürecinin kendisinin değerlendirilmesidir. Kullanılan temel performans<br />

göstergelerinin gerçekten ulaşılmak istenen amaçlarla uyumlu olup olmadığı, kullanılan ölçüm araçlarının<br />

performansı ya da ölçüm yapan personelin çalışmaları bu son aşamada değerlendirilmelidir. İşletme işine<br />

yaramayan performans göstergelerini ve ölçüm araçlarını elemeli, bunların yerine amaçlarına daha doğru<br />

şekilde hizmet edebilecek gösterge ve ölçüm araçlarını ölçme sürecine dahil etmelidir.<br />

<br />

158


Özet<br />

Sosyal medya pazarlaması her geçen gün<br />

popülerleşmekle birlikte çoğu pazarlama<br />

yöneticisinin aklında sosyal medya faaliyetlerinin<br />

getirisi önemli bir soru işareti oluşturmaktadır.<br />

Sosyal medya faaliyetlerinin getirisini ölçmek<br />

mümkün olmakla birlikte, bu işi yapmak<br />

söylendiği kadar kolay bir iş değildir çünkü<br />

sosyal medyada gerçekleştirilen pazarlama<br />

faaliyetleri geleneksel pazarlama<br />

uygulamalarından oldukça farklı bir bakış açısı<br />

taşımaktadır.<br />

Sosyal medya ölçümü, işletmelerin belirledikleri<br />

amaç ve hedefler çerçevesinde ortaya koydukları<br />

sosyal medya uygulamalarının takip edilmesi ve<br />

bu uygulamaların performanslarının ölçülmesi<br />

süreci olarak tanımlanabilecektir. Genel olarak<br />

bakıldığında ölçüm süreci izleme, ölçüm, analiz<br />

ve raporlama olmak üzere dört temel adımdan<br />

oluşmaktadır. İzleme aşaması, daha sonra<br />

yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin<br />

belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi<br />

işlemlerini kapsar. Ölçüm, izleme ile elde edilen<br />

verilere ampirik bir değer ya da “sayısal bir<br />

büyüklük” atfedilmesidir. Analiz aşaması, elde<br />

edilen sayısal verilerin, işletme tarafından<br />

alınacak diğer kararlarda kullanılmak üzere,<br />

değerlendirilmesi ve yorumlanması sürecidir.<br />

Raporlama ise yapılan ölçüm ve analizlerin<br />

sonuçlarının bir bütün halinde sunulmasıdır.<br />

İşletmeler, sosyal medya programlarını<br />

değerlendirmek için farklı alanlardan veri<br />

toplayıp ölçüm yapabilirler. İçeriğin kendisine,<br />

sosyal medya faaliyetlerinin dikkate alınmasına<br />

ve sosyal medya faaliyetlerinin (finansal) etkisine<br />

yönelik ölçümler bu alanları oluşturmaktadır.<br />

İşletmeler bu alanların birinde ya da hepsinde<br />

ölçüm ve analiz yapabilirler.<br />

Sosyal medya ölçümü sürecinde kullanılabilecek<br />

çok sayıda metrik (ölçü) bulunmaktadır. Bu<br />

metrikler, ölçüm süreci içinde işletmelerin<br />

kendilerini değerlendirmek üzere kullanacakları<br />

kriterleri ifade etmektedir. İşletmeler<br />

performanslarını değerlendirmek için eldeki<br />

metrikler arasından temel performans<br />

göstergelerini seçerler. Yatırımın geri dönüşü ise,<br />

işletmenin yaptığı yatırımın kendilerine ne<br />

oranda kazanç sağladığını gösteren bir oran ya da<br />

yüzdedir. Bir sosyal medya programının devamı<br />

ve başarısında finansal olmayan getiriler ile<br />

birlikte elde edilen finansal getirilerin de ortaya<br />

<br />

159<br />

konması ve yatırımın geri dönüş oranının<br />

hesaplanması büyük önem taşır.<br />

Sosyal medya ölçümü için kullanılabilecek araç<br />

ve platformları dört temel grup altında ele almak<br />

mümkündür. Dinleme platformları, sosyal<br />

medyada herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />

raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine<br />

getirmektedir. Metin madenciliği araçları, sosyal<br />

medyadaki metin denizi içinden bir marka ya da<br />

işletme ile ilgili yorumları toplayıp, bunları daha<br />

önceden belirlenmiş bir takım kurallara göre<br />

deşifre etmeye yaramaktadır. Platformlara ait<br />

uygulama programı ara yüzleri, belirli<br />

platformlarda (örneğin Facebook, Twitter gibi)<br />

herkese açık olmayan bazı veri ve analizleri<br />

kapsamaktadır. Site analizi araçları ise temelde<br />

bir işletme ya da markanın web sitesine gelen<br />

ziyaretçilerin davranışlarını izlemeye yaramakla<br />

birlikte, yapılan sosyal medya faaliyetlerinin web<br />

sitesindeki hareketlere yansımasını izlemek<br />

amacıyla da kullanılmaktadır.<br />

Başarılı bir sosyal medya ölçüm sürecinin hem<br />

devam eden hem de kampanya özelindeki<br />

ölçümleri içermesi gerekmektedir. Bu süreçte<br />

işletmeler ilk olarak amaçlarını belirlemelidir.<br />

Her sosyal medya programının ya da<br />

kampanyasının amacı, o programın/kampanyanın<br />

değerlendirilmesinde kullanılacak performans<br />

göstergelerinin neler olacağını belirleyecektir.<br />

İkinci adımda işletmeler temel performans<br />

göstergelerini belirlemelidir. Bu aşamada işletme<br />

amaçlarıyla ve ihtiyaçlarıyla uyumlu temel<br />

performans göstergelerini belirler. Üçüncü<br />

adımda işletme ölçüm yapmalıdır. Bu ölçümler<br />

kapsamında kullanacağı ölçüm araç ve<br />

platformlarını belirlemeli, ölçüm için dışarıdan<br />

hizmet alıp almayacağına karar vermeli ve eğer<br />

ki almayacaksa işletme içinde ölçüm işini<br />

gerçekleştirecek personeli belirlemelidir. Son iki<br />

adımda ise işletme ölçüm sonuçlarını izleyip,<br />

raporlamalı ve eğer işine yaramayacak ölçümler<br />

yapıyorsa, süreçte bunlara yönelik düzeltmeleri<br />

gerçekleştirmelidir.


Kendimizi Sınayalım<br />

1. Yapılacak ölçümlerde kullanılacak verinin<br />

belirlenmesi, toplanması ve düzenlenmesi<br />

işlemleri sosyal medya ölçüm sürecinin hangi<br />

aşamasında gerçekleştirilir?<br />

a. İzleme<br />

b. Ölçüm<br />

c. Analiz<br />

d. Raporlama<br />

e. Yatırımın geri dönüşü<br />

2. Sosyal medya faaliyetleri kapsamında<br />

gösterdikleri çabaların etkinliğini ölçememelerine<br />

rağmen, başarılı olduklarını düşünen<br />

yöneticiler aşağıdaki bölgelerden hangisi içinde<br />

yer almaktadır?<br />

a. Çıkmaz sokak<br />

b. Başarı için tekrar et<br />

c. Tecrübesiz iyimserler<br />

d. Ölç ve düzelt<br />

e. Siteyi analiz et<br />

3. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medyada<br />

herkese açık olan içeriğin toplanması,<br />

raporlanması ve sentezi işlemlerini yerine<br />

getirmektedir?<br />

a. Metin madenciliği<br />

b. Dinleme platformları<br />

c. Site analizi<br />

d. Uygulama programı ara yüzleri<br />

e. Metrikler<br />

4. Tüketici ilgileri ile işletmenin sosyal medya<br />

faaliyetleri arasındaki kesişim noktasına<br />

odaklanan ölçüm aşağıdakilerden hangisidir?<br />

a. İçeriğin kendisine yönelik ölçümler<br />

b. Sosyal medya faaliyetlerinin sonuçlarına<br />

yönelik ölçümler<br />

c. Facebook ölçümleri<br />

d. Sosyal medya faaliyetlerinin etkisine yönelik<br />

ölçümler<br />

e. Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate<br />

alınmasına yönelik ölçümler<br />

<br />

160<br />

5. Aşağıdakilerden hangisi müşteri hizmetlerini<br />

geliştirmek isteyen bir işletmenin, sosyal medya<br />

faaliyetlerini değerlendirmek için kullanabileceği<br />

temel performans ölçütlerinden birisi olabilir?<br />

a. Konuşulanlardan alınan pay<br />

b. Konuşmaların duygusal yönü<br />

c. Raporlanan konular ve sohbet sayısı<br />

d. Müşteri memnuniyet oranı<br />

e. Destekçilerin sayısı<br />

6. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya ölçüm<br />

araç ve platform türleri arasında yer almaz?<br />

a. Metin madenciliği<br />

b. Dinleme platformları<br />

c. Site analizi<br />

d. Uygulama programı ara yüzleri<br />

e. Metrikler<br />

7. Aşağıdakilerden hangisi sosyal medya<br />

ölçümünde takip edilecek adımlardan birisi<br />

değildir?<br />

a. Amaçların belirlenmesi<br />

b. Farkındalık düzeyinin arttırılması<br />

c. Temel performans göstergelerinin belirlenmesi<br />

d. Ölçüm<br />

e. Düzeltmeler ve yeni uygulamalar<br />

8. Aşağıdaki ölçüm alanlarından hangisi<br />

tüketicinin farkındalık düzeyi ve satın alma<br />

davranışı üzerindeki etkileri ölçmeye<br />

odaklanmıştır?<br />

a. Sosyal medya faaliyetlerinin dikkate<br />

alınmasına yönelik ölçümler<br />

b. Sorun çözme oranına yönelik ölçümler<br />

c. Destekçilerin bağlılığına yönelik ölçümler<br />

d. İçeriğe yönelik ölçümler<br />

e. Sosyal medya faaliyetlerinin etkisine yönelik<br />

ölçümler


9. Aşağıdakilerden hangisi yatırımın geri<br />

dönüşü hesaplamasının formülüdür?<br />

a. YGD = Yatırımdan sağlanan getiri/Yatırımın<br />

maliyeti<br />

b. YGD = (Yatırımın maliyeti – Yatırımdan sağlanan<br />

getiri) / Yatırımın maliyeti<br />

c. YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın<br />

maliyeti)/Yatırımın maliyeti<br />

d. YGD = (Yatırımdan sağlanan getiri – Yatırımın<br />

maliyeti)/Yatırımdan sağlanan getiri<br />

e. YGD = (Yatırımın maliyeti – Yatırımdan sağlanan<br />

getiri) / Yatırımdan sağlanan getiri<br />

10. Aşağıdakilerden hangisi temel performans<br />

kriterlerinin belirlenmesi sırasında yapılması<br />

gereken adımlardan birisidir?<br />

a. Ölçülebilecek metriklerin belirlenmesi<br />

b. Ölçüm yapacak personelin seçimi<br />

c. Ölçüm aracının belirlenmesi<br />

d. Hatalı seçilen metriklerin yerine yenilerinin<br />

belirlenmesi<br />

e. Raporların hazırlanması<br />

<br />

161<br />

Kendimizi Sınayalım Yanıt<br />

Anahtarı<br />

1. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />

Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

2. c Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />

Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

3. b Yanıtınız yanlış ise “Ölçüm ve Analizlerde<br />

Kullanılabilecek Araç ve Platformlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

4. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />

Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

5. d Yanıtınız yanlış ise “Metrikler, Temel<br />

Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri<br />

Dönüşü” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

6. e Yanıtınız yanlış ise “Ölçüm ve Analizlerde<br />

Kullanılabilecek Araç ve Platformlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

7. b Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.<br />

8. e Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medyada<br />

Ölçüm” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

9. c Yanıtınız yanlış ise “Metrikler, Temel<br />

Performans Göstergeleri ve Yatırımın Geri<br />

Dönüşü” başlıklı konuyu yeniden gözden<br />

geçiriniz.<br />

10. a Yanıtınız yanlış ise “Sosyal Medya<br />

Ölçümünde Takip Edilecek Adımlar” başlıklı<br />

konuyu yeniden gözden geçiriniz.


Sıra Sizde Yanıt Anahtarı<br />

Sıra Sizde 1<br />

Pazarlama Karması Modeli yöntemi, farklı<br />

medya kanallarının karşılaştırılması ve pazarlama<br />

yatırımlarının geri dönüşünün sayısallaştırılmasında<br />

en çok kullanılan yöntemlerden<br />

birisidir. Bu yöntemde işletme geçmiş verilerden<br />

yola çıkarak bir takım pazarlama faaliyetlerinin<br />

getirilerini tahmin etmeye çalışır. Bu tahminler<br />

üzerinden de yatırımın geri dönüşü hesaplamaları<br />

yapılabilir. Aynı zamanda test pazarlarından ve<br />

müşteri panellerinden de yatırımın geri dönüşü<br />

hesaplamaları için veri toplamak mümkündür.<br />

Sıra Sizde 2<br />

Google sunduğu farklı hizmetlerle işletmelere ve<br />

markalara ölçüm süreçlerinde yardımcı<br />

olmaktadır. Örneğin, Google Analytics, web<br />

sitelerin trafiği ve pazarlama faaliyetlerinin<br />

verimliliğiyle ilgili zengin bilgiler veren bir<br />

kurumsal web analizi çözümüdür. Google Web<br />

Yöneticisi Araçları, web sayfalarının Google'daki<br />

görünürlüğüyle ilgili ayrıntılı raporlar sağlar.<br />

Google Trends ve Google Alerts gibi hizmetler<br />

ise belirli anahtar kelimelerle bağlantılı ölçüm ve<br />

analizler için kullanılabilir.<br />

<br />

162<br />

Sıra Sizde 3<br />

Web sitesine daha fazla trafik yaratma<br />

amacındaki bir işletme sayfa görüntülenme<br />

sayısı, tekil ziyaretçi sayısı, sayfada geçirilen<br />

süre, sayfada yapılan tıklama sayısı gibi<br />

metriklerden yararlanabilir.


Yararlanılan Kaynaklar<br />

Blanchard, O. (2011). Social Media ROI:<br />

Managing and Measuring Social Media<br />

Efforts in Your Organization, Pearson<br />

Education.<br />

Davis, J.D. (2012). “5 Easy Steps to Measure<br />

Social Media Campaigns”, Entrepreneur.<br />

http://www.entrepreneur.com/article/223437<br />

(Erişim tarihi: 15.08.2012)<br />

Evans, D. (2008). Social Media Marketing: An<br />

Hour a Day, Wiley Publishing, Inc.<br />

Evans, D. ve McKee, J. (2010). Social Media<br />

Marketing: The Next Generation of Business<br />

Engagement, Wiley Publishing, Inc.<br />

Hoffman, D.L. ve Fodor, M. (2010). “Can You<br />

Measure the ROI of Your Social Media<br />

Marketing?”, MIT Sloan Management Review,<br />

Fall.<br />

Murdough, C. (2009). “Social Media<br />

Measurement: It's not Impossible”, Journal of<br />

Interactive Advertising, 10, 1.<br />

<br />

163<br />

Owyang, J. ve Lovett, J. (2010). “Social<br />

Marketing Analytıcs: A New Franework for<br />

Measuring Results in Social Media”.<br />

http://www.slideshare.net/jeremiah_owyang/alti<br />

meter-report-social-marketing-analytics (Erişim<br />

tarihi: (15.07.2012)<br />

Scott, P.R. ve Jacka, J.M. (2011). Auditing<br />

Social Media: A Governence and Risk Guide.<br />

John Wiley & Sons, Inc.<br />

Stelzner, M.A. (2011). “2011 Social Media<br />

Marketing Industry Report: How Marketers Are<br />

Using Social Media to Grow Their Businesses?”.<br />

http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMed<br />

iaMarketingReport2011.pdf (Erişim tarihi:<br />

19.09.2011)<br />

Sterne, J. (2010). Social Media Metrics: How to<br />

Measure and Optimize Your Marketing<br />

Investment, John Wiley & Sons, Inc.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!