FÜZE KALKANI DEĞİL - Yürüyüş
FÜZE KALKANI DEĞİL - Yürüyüş
FÜZE KALKANI DEĞİL - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ülkemizde Gençlik<br />
Sayı: 289<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
9 Ekim<br />
2011<br />
Gençliğin<br />
Gündeminden<br />
İlköğretim ve ortaöğretimde yeni<br />
eğitim-öğretim yılı başlarken çoğu<br />
okulun sınıfları yine boş kaldı. Özellikle Anadolu' da birçok<br />
öğrenci yoksulluktan dolayı çalışmak zorunda kaldığı<br />
için okula gidemiyor. MEB ise bu konuyla ilgili yaptığı<br />
açıklamalarla çalışarak okul masraflarını karşılamaya<br />
çalışan öğrencileri "tüm imkanları olmasına rağmen<br />
aileleri tarafından okutulmayan" kişilermiş gibi göstererek,<br />
yaptıkları sömürüye kılıf aramaktadır. Ayrıca Milli<br />
Eğitim Bakanı, öğrencilerin eğitime kazandırılması amacıyla<br />
"Yetiştirici Sınıf Uygulaması" adında yeni bir uygulama<br />
başlatacaklarını da açıkladı. Ancak bu yeni uygulama<br />
ile MEB gerçekten yoksul öğrencilerin eğitime kazandırılmasını<br />
mı amaçlıyor? Elbette HAYIR! Amaçlanan<br />
her zaman olduğu gibi öğrencileri daha fazla sömürmek<br />
ve onları soygun düzenine katmaktır.<br />
gençliğin<br />
tarihinden<br />
11 Ekim - 18 Ekim<br />
12 Ekim 1992 : TÖDEF Kürdistan Koordinasyonu, Dicle<br />
Üniversitesi'nde yemeklere yapılan %100'lük zammı<br />
protesto için süresiz yemek boykotu başlattı.<br />
16 Ekim 1992 : İstanbul Öğrenci Dernekleri'nin Boğaziçi<br />
Üniversitesi'nde merkezi olarak yaptığı açılış şenliği polis<br />
tarafından ablukaya alındı. Şenlik bitiminde 10 öğrenci<br />
gözaltına alındı.<br />
17 Ekim 1994 : Gaziantep Şehit Şahin Lisesi'nde faşist<br />
okul müdürünün gözaltına aldırdığı 15 öğrenciden 2'si tutuklandı.<br />
18 Ekim 1994 : Dersim Cumhuriyet Lisesi'nde TÖDEF<br />
tarafından baskılar, katliamlar ve köy yakmalarla ilgili forum<br />
düzenlendi.<br />
MEB’e Göre, Parası Olmadığı<br />
İçin Okuyamayan Öğrenciler<br />
ve Aileleri Suçlu!<br />
Öğrencileri çalışmak zorunda bırakan<br />
paralı eğitim sistemidir!<br />
Şu anda ülkemizde ilköğretime kaydı olmayan 82 bin<br />
107 öğrenci bulunuyor. İlköğretime kaydı olup da yoksulluktan<br />
dolayı okula gidemeyen öğrenci sayısı ise 326<br />
bin 513. Bunun yanında okul masraflarını karşılayamayan<br />
ve eğitimlerine devam edemeyen binlerce öğrenci de<br />
ücretli işci olarak çalışmak zorunda kalıyor. Sadece Şanlıurfa'<br />
da eğitim masraflarını karşılamak için tarım işçisi<br />
olarak çalışan 120 bin öğrenci var. Bu öğrenciler okula en<br />
az iki ay geç başladıkları gibi sonrasında da okulu bırakmak<br />
zorunda kalabiliyor. Şanlıurfa' da okulun ilk günlerinde<br />
pamuk tarlasında çalışan iki öğrenci şunu söylüyor:<br />
"Biz de okula zamanında gitmek istiyoruz ama maddi durumumuz<br />
iyi değil. Pamuk tarlasında hasat bittikten sonra<br />
okul ihtiyaçlarını karşılayarak ders başı yapacağız."<br />
Öğrenciler bu şekilde eğitimlerine başlamak için çalışırken,<br />
Milli Eğitim Bakanı da 'yavuz hırsız' misalı öğrencileri<br />
suçluyor. Öğrencilerin zorla okula gönderilmediğini<br />
söyleyerek sistemin sorunlarını görmezden geliyor. Ancak<br />
gerçek ortadadır! Öğrencilerin okula gidememelerinin<br />
sebebi paralı eğitim sistemidir.<br />
Öğrencilerin eğitime kazandırılması değil,<br />
daha fazla sömürülmesi amaçlanıyor!<br />
MEB yaptığı açıklamada yeni bir uygulama getirerek<br />
okula gitmeyen öğrenciler için köy köy gezeceklerini söyledi.<br />
Aynı zamanda bu uygulamanın, genel olarak okula gitmeyen<br />
10-14 yaş arası çocuklara uygulanacağını belirterek,<br />
öğrencilerin okula devam etmelerini amaçladıklarını<br />
dile getirdi. Ancak yeni olarak reklamını yaptıkları bu uygulamayı<br />
MEB yıllardır yapıyor. "Şu ilin şu köyünde vali<br />
ve belediye başkanı bizzat ev ev dolaşıp 10 öğrenciyi okula<br />
göndermesi yönünde aileyi ikna etti..." Çok duyduk bu<br />
söylemleri, çok duyduk bu yalanları. Sanki o aileler çocuklarını<br />
düşünmedikleri için göndermiyorlar okullara. Her<br />
gün biraz daha artıyor eğitimdeki sömürü. Daha geçen günlerde<br />
bir lisede 400 liraya kitap almaları zorunlu tutulan öğrenci<br />
aileleri tepki göstermişlerdi bu duruma. MEB' in getireceği<br />
hiçbir yeni uygulama öğrencilere hizmet eder nitelikte<br />
olmayacaktır. Çünkü amaçlanan gerçekten öğrencilerin<br />
eğitimi değildir. Söylendiği gibi öğrencilerin eğitimi<br />
düşünülseydi paralı eğitim sömürüsü ortadan kaldırılırdı.<br />
Fakat bugün paralı eğitim hala devam ediyor ve anayasal<br />
bir hak olan parasız eğitim öğrencilere verilmiyor.<br />
Ülkemizde anayasal haklarımız bile<br />
uygulanmıyor!<br />
Anayasanın 42. maddesinde ilköğretimin zorunlu ve parasız<br />
olduğu yazıyor. Buna rağmen katkı, kayıt ve bağış<br />
paraları öğrencilerden alınmaya devam ediyor. Öğrencilerin<br />
sadece kırtasiye masrafları 250 TL' ye kadar çıkabiliyor.<br />
Bunun yanında bir öğrencinin okula başlaması için<br />
en az 500 TL' lik alışveriş yapması zorunlu hale geldi. Kısacası<br />
paralı eğitim ilkokullarda bile azgınca uygulanırken<br />
MEB boş kalan sınıfları doldurma derdine düştü. MEB<br />
bu şekilde okula gidemeyen yoksul öğrencilerden de kar<br />
sağlamayı amaçlayarak, asıl hedefini göstermiştir.<br />
Eğitim sistemi öğrencilere sömürülmekten başka bir yol<br />
bırakmadığı gibi öğrencileri suçlu durumuna düşürüyor.<br />
Bugün Şanlıurfa' da bir örneği görülen, öğrencilerin okula<br />
gidememesi bir sistem sorunudur. Paralı eğitim sistemini<br />
değiştirmediğimiz sürece de sorunlarımız devam edecektir.<br />
Bu nedenle sistemin bize dayattıklarına boyun eğmektense,<br />
sorunlarımıza karşı mücadele etmeliyiz, düzenin<br />
'öğrencileri topluma kazandırma' oyununu ve tüm kirli<br />
oyunlarını tüm gerçekliğiyle yere sermeliyiz.<br />
36<br />
<strong>FÜZE</strong> <strong>KALKANI</strong> <strong>DEĞİL</strong>