24.10.2014 Views

ÇARE SEÇİM DEĞİL, DEVRİM - Yürüyüş

ÇARE SEÇİM DEĞİL, DEVRİM - Yürüyüş

ÇARE SEÇİM DEĞİL, DEVRİM - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

65 Yılda... 15 Genel Seçim...<br />

88 Yılda... 60 Hükümet...<br />

NE DEĞİŞTİ? NE ÇÖZÜLDÜ?<br />

Sayı: 269<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

22 Mayıs<br />

2011<br />

Çok partili sisteme geçildiği<br />

1946’dan bugüne tam 15 genel seçim<br />

yapıldı. 12 Haziran’da 16.’sı yapılacak.<br />

Çok partili sisteme geçiş “demokrasiye<br />

geçiş” olarak adlandırıldı.<br />

Halkın önüne beş yılda bir konulan<br />

sandıklar ise “demokrasinin<br />

kanıtı” olarak gösteriliyor.<br />

Halk, iktidardaki partilere memnuniyetsizliğini<br />

biraz yüksek sesle ifade<br />

etmeye kalkışsa hemen susturulur.<br />

“Seçmeseydiniz” denir. “Şikayet<br />

etme oy ver”, “Seçim zamanı sandıkta<br />

gereken dersi verirsiniz...” denir.<br />

Hesap sormak seçimden seçime<br />

oy vermeye indirgeniyor. Ve oy verme<br />

işi o kadar kutsallaştırılıyor ki,<br />

“vatan-millet borcu” haline getiriliyor.<br />

Sadece bilinçleri çarpıtılan halk<br />

değil, birçok şeyin farkında olması<br />

gereken ülkemizin aydını, sanatçısı,<br />

yazarı da seçimleri böyle ele alabiliyor.<br />

Böylece, demokrasi beş yılda bir<br />

seçimlerde oy vermeye indirgeniyor.<br />

“Çok partililik eşittir<br />

demokrasi” değildir!<br />

Demokrasi diye adlandırılan çok<br />

partili sisteme geçildiği 1946 yılından<br />

günümüze kadar 65 yılda 15 genel seçim<br />

yapıldı. Cumhuriyet’ten bugüne<br />

60 kez hükümet kuruldu. 65 yıl boyunca<br />

her seçim döneminin değişmeyen<br />

vaatlerinden biri “demokrasi”dir.<br />

Peki kim bugün demokrasi var<br />

diyebilir?<br />

1946’da çok partili parlamenter<br />

sistemle demokrasiye geçildiyse 65<br />

yıldır açılan bu demokrasi paketleri<br />

niye?<br />

Çok partili 15 genel seçim yapıldı,<br />

60 hükümet kuruldu. 1950’lerden<br />

bugüne onlarca “demokratikleşme<br />

paketi” açıldı. Kim söyleyebilir 10<br />

sene, 20 sene, 50 sene öncesinden<br />

daha demokratik bir ülkede yaşıyoruz?<br />

Çok partili 15 genel seçim yapıldı.<br />

60 hükümet kuruldu. Cumhuriyet<br />

Halk Partisi’nden (CHP), Demokrat<br />

Parti’ye (DP), Adalet Partisi’nden<br />

(AP), Milliyetçi Hareket<br />

Partisi’ne (MHP), Milli Selamet Partisi’nden<br />

(MSP), Anavatan Partisi’ne<br />

(ANAP), Sosyal Demokrat<br />

Halkçı Parti’den (SHP), Doğru Yol<br />

Partisi’ne (DYP), Demokratik Sol<br />

Parti’den (DSP), Adalet ve Kalkınma<br />

Partisi’ne (AKP) hepsi de değişik dönemlerde<br />

iktidara gelmişler ve ülkeyi<br />

yönetmişlerdir.<br />

Peki 65 yıldır çok partili parlamenter<br />

sistemle yönetilen ülkemizde<br />

ne değişmiştir? 65 sene önce seçimlerde<br />

vaat edilen şeyler bugün de vaat<br />

ediliyor.<br />

Seçim meydanlarında halka vermedikleri<br />

söz yoktu. Açlık, yoksulluk,<br />

işsizlik, eğitim, sağlık, konut ve<br />

benzeri... halkın hangi sorununu<br />

çözdüler?<br />

1950’de DP’nin seçim vaatlerinin<br />

başında “Hürriyet ve Demokrasi”<br />

vardı. “Yeter! Söz Milletindir!”<br />

deniyordu. İşçilere, “Toplu Sözleşme<br />

ve Grev Hakkının Verilmesi”<br />

gerektiğini savunuyorlardı. 1954 genel<br />

seçimlerinde DP’nin ‘meşhur’ sloganı<br />

“Her mahallede bir milyoner”<br />

yaratmaktı. Ülkemizi “Küçük Amerika”<br />

yapmayı vaat etmişlerdi.<br />

Peki ne yaptılar?<br />

Kurtuluş Savaşı’nda binlerce şehit<br />

verilerek kovulan emperyalistler<br />

DP iktidarı döneminde işbirlikçi tekeller<br />

aracılığıyla ülkemize geri sokuldu.<br />

Kurtuluş Savaşı veren ordu, adım<br />

adım emperyalizmin iç savaş ordusuna<br />

dönüştürüldü. Ordunun, OYAK<br />

gibi kuruluşlarla sömürü sistemine<br />

bağlanması sağlandı.<br />

Marshall Planı devreye sokularak<br />

1947’de “Yabancı Sermayeyi Teşvik<br />

Kanunu” çıkarıldı; IMF ve Dünya<br />

Bankası’na üye olunup borçlanıldı.<br />

Ülkemiz, ABD’nin ileri karakolu<br />

ve atlama tahtasına dönüştürüldü. Çıkarılan<br />

Petrol Kanunu ile emperyalist<br />

tekellere her türlü ayrıcalık tanındı.<br />

Shell ve Mobill tekelleri ülkemize sokuldu.<br />

Amerika’ya yaranmak için<br />

Kore’ye emperyalizmin hizmetinde savaşmak<br />

için 4.500 asker gönderildi.<br />

Amerika ile askeri, ekonomik alanda<br />

yapılan ikili anlaşmalarla yeni-sömürgecilik<br />

pekiştirildi.<br />

1952 yılında Türkiye emperyalist<br />

saldırı bloku NATO’ya sokuldu. Ülkemiz<br />

emperyalizmin Ortadoğu ve<br />

Balkanlar’a karşı kullandığı bir<br />

üsse dönüştürüldü. Köy Enstitüleri<br />

1954’te çıkarılan bir yasayla kapatıldı.<br />

Evet, Menderes’in söylediği gibi ülkemiz<br />

“küçük Amerika”ya dönüştürüldü.<br />

Ama açlık, yoksulluk ve adaletsizlikte...<br />

Milyonlarca halkın sırtından<br />

bir avuç sömürücü milyoner<br />

yaratıldı.<br />

60 hükümetin 60’ı da<br />

emperyalistlerin ve<br />

işbirlikçilerin temsilcisi!<br />

Ülkemizin yeni-sömürgeleştirilme<br />

süreci DP döneminde Menderesler tarafından<br />

gerçekleştirildi. DP’den<br />

sonra Tayyip Erdoğan’a kadar oligarşinin<br />

gelmiş geçmiş tüm iktidarları<br />

emperyalizme bağımlı ve faşizmle<br />

yöneten bir ülke devraldılar.<br />

Ve hepsinin yaptığı da emperyalizme<br />

bağımlılığı ve faşizmi pekiştirmek<br />

oldu. 1960’lı yılların yarısından itibaren<br />

devrimci mücadelenin gelişmeye<br />

başlamasıyla birlikte halka<br />

karşı savaş da geliştirildi. Ordu bu sü-<br />

3 6<br />

BAŞ EĞMEYECEK ‘YOLA GELMEYECEĞİZ’

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!