sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
sistem adaletsizlik üretiyor - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayı : 251<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
16 Ocak<br />
2011<br />
4<br />
Halkın adaletsiz bırakıldığı yerde<br />
devrimcilerin adaleti meşrudur<br />
Adalet, nasıl yerini bulacak? Adaleti<br />
kim sağlayacak? Sınıflar<br />
mücadelesinde halktan, haktan yana<br />
saflarda yer alan her siyasi hareketin<br />
bu soruya bir cevabı olmalıdır. Bu soruya<br />
verecek bir cevabı olmayanlar<br />
veya bu sorunun cevabını düzenin<br />
“yasallığı”yla sınırlı tutanlar, halka bir<br />
alternatif sunamazlar.<br />
Hapishanelerdeki Hizbullahçılar<br />
serbest bırakıldı. Binlerce faili<br />
meçhulün failiydi onlar; mezarevler<br />
vahşetinin yaratıcısıydılar. Serbest<br />
bırakıldılar ve haklı bir tepki doğdu.<br />
Ancak, bu haklı tepkiler, aynı zamanda<br />
eksik ve çarpık tepkilerdir.<br />
Ülkemizdeki devlet, oligarşik diktatörlüğün<br />
devletidir. Halka<br />
karşı savaş halinde bir devlettir.<br />
Halka karşı savaşında resmi ve sivil<br />
çok çeşitli güçleri kullanmıştır. Özel<br />
olarak bu savaş için oluşturulmuş özel<br />
kuvvetleri, ölüm mangalarını, sivil faşist<br />
veya dinci grupları, itirafçıları, korucuları...<br />
kullanmıştır.<br />
Devlet, infazlarda, işkencelerde,<br />
kaybetmelerde kullandığı bu<br />
güçleri, koruma altına almıştır. Her<br />
yolu kullanarak onları mahkemelerde<br />
yargılanmaktan kurtarmaya çalışmış,<br />
bunu engelleyemediği noktada,<br />
yargılanmalarını cezasız sonuçlandırmaya<br />
çalışmıştır. İnfazcılar, işkenceciler,<br />
katliamcılar, devletin bu<br />
koruması sonucunda genellikle ya<br />
“yasal görevlerini yerine getirmişlerdir”<br />
denilerek ya da “zaman aşımı”<br />
sonucunda kurtarılmışlardır.<br />
Hizbullahçılar’ın bırakılmasına<br />
tepkinin eksik yanı işte burada<br />
ortaya çıkar. 19-22 Aralık katliamını<br />
gerçekleştiren, 28 tutsağı katledenlerin<br />
bir teki bile tutuklanmamıştır.<br />
Bu, Hizbullahçılar’ın serbest<br />
bırakılmasından daha mı az<br />
vahim?.. Devrimcilere, yurtseverlere<br />
karşı yüzlerce infazı gerçekleştiren<br />
ölüm mangalarından tek bir kişinin<br />
bile ceza almamış olması, daha<br />
mı az önemli?.. Hizbullahçıların<br />
serbest bırakılmasına gösterilen tepkinin<br />
zayıf noktası, işte burasıdır.<br />
Susurlukçular’ı da aklamıştır bu<br />
devlet. Ölüm mangalarını da.<br />
1980 öncesinden beri katliamları örgütleyen<br />
sivil faşist hareketin tüm şefleri,<br />
onlarca yıldır, oligarşinin doğrudan<br />
himayesi altında olmuşlardır.<br />
Hizbullah’ın mezarevlerinden aşağı<br />
kalmayan vahşetlerin uygulayıcısı<br />
faşist şefler, milletvekili yapılmışlardır.<br />
Halkı katledenler, oligarşinin politikalarının<br />
hizmetinde olanlar,<br />
hep cezasız kalmışlardır. Katledilen,<br />
kaybedilen binlerce insanın yakınları,<br />
adalet beklemiş, adalet için mücadele<br />
etmiş ama adaletin yerine geldiğini<br />
hiç görememişlerdir.<br />
Adaletsizlik, bu <strong>sistem</strong> açısından<br />
bir sonuçtur. İstisnai bir durum<br />
değildir. Şu veya bu mahkemeyle, şu<br />
veya bu bürokratla, şu veya bu olayla<br />
sınırlı bir sorun değildir. Sistem her<br />
alanda ve kesintisiz biçimde <strong>adaletsizlik</strong><br />
üreten bir yapıdadır.<br />
Adaleti ancak devrimciler<br />
sağlayabilir. Bunun biçimi,<br />
faşizme karşı mücadele<br />
sürdürülen dönemlerde farklı,<br />
faşizmin yıkılıp halkın devrimci<br />
iktidarının kurulduğu<br />
dönemlerde farklıdır. Fakat özü<br />
aynıdır. Her iki halde de, hal kın<br />
devrimci şiddeti, kendi adaletini<br />
ve kendi yasalarını hakim<br />
kılacaktır.<br />
Gazetelerin ekonomi sayfalarında<br />
okuduğunuz “Koç Holding yılın<br />
ilk iki çeyreğinde kârlarını şu kadar<br />
artırdı” şeklindeki haberlerin karşılığı<br />
diğer sayfalardaki infaz, katliam,<br />
gözaltı, tutuklama, yasak haberleridir.<br />
Sansürlenen haberlerdedir. Koç<br />
Holding’in “yılın ilk iki çeyreğinde”<br />
kârlarını şu kadar artırması; işçilere,<br />
yoksul gecekondulara, devrimcilere<br />
karşı uygulanan terördür. O kârların<br />
edilebilmesi, F Tipi hapishanelerin<br />
hücrelerinin dolu olması demektir.<br />
Türkiye’nin en zengin 100 kişisinin<br />
servetleri, bir yılda (2007’den<br />
2008’e), 45.3 milyar dolardan 112<br />
milyar dolara çıkmıştı. Türkiye’nin<br />
en zengin 100 kişisi, milli gelirin beşte<br />
birini ellerinde tutuyor; bu 100<br />
kişinin servetinin yüzde 60’ı ise sadece<br />
17 ailenin elinde.<br />
Bu kadar büyük bir soygun, bu kadar<br />
büyük bir zenginleşme, büyük<br />
<strong>adaletsizlik</strong>ler olmadan mümkün<br />
mü?.. Bu kadar büyük bir zenginleşme,<br />
hapishaneler, işkencehaneler,<br />
tecrit zulmü, infazlar olmadan mümkün<br />
olabilir mi?<br />
Oligarşi, bu soygun düzenini sürdürmek<br />
için yasal ve yasadışı<br />
bir zulüm mekanizmasına hep ihtiyaç<br />
duyacaktır. Susurluk’u, kontrgerillayı,<br />
hiçbir zaman tam olarak tasfiye<br />
etmemeleri bundandır. Sivil faşist<br />
hareketi, döneme göre farklı roller<br />
yükleseler de, el altında bulundurmalarının<br />
nedeni aynıdır. 2000’deki<br />
Hizbullah operasyonunu değerlendirirken<br />
şunu söylemiştik: “Yok etme<br />
değil, tırpan operasyonu”. Özellikle<br />
PKK’ye karşı kullandıkları Hizbullah’a<br />
yönelik operasyonlar, Hizbullah’ı<br />
yeniden düzenin tam denetimi<br />
altına alma operasyonu olarak şekillendi.<br />
Nitekim, bugün Hizbullah düzenle<br />
hiçbir çatışması olmayan bir güç<br />
olarak palazlandırılmakta, yine özellikle<br />
Kürt halkının mücadelesine<br />
yönelik bir rol yüklenmektedir.<br />
AKP’nin veya yargının, kendi çıkardıkları<br />
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun<br />
102. maddesinin yürürlüğe<br />
girmesiyle Hizbullah liderlerinin<br />
tahliye olacağını fark etmemiş, öngörmemiş<br />
olmaları mümkün mü?<br />
Tek bir devrimciyi, mesela Ercan<br />
Kartal’ı tahliye etmemek için ince<br />
ince hesap yapanların, başka kimlerin<br />
tahliye olacağını bilmiyor ol-